Otomobil Sektöründe ‘Resesyon’ Revizesi

Ekim ayı otomotiv ihracat rakamlarını değerlendiren Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, geçen ay otomotivcilerin yeniden ihracatta lider sektör olmasını ve tedarikçilerin de ürün grubu bazında ilk sırada yer almasının memnuniyet verici olduğunu belirtirken, sektörün önündeki risklere de dikkat çekti ve ekledi:

“Dünyada yüzde 5, Avrupa’da ise yüzde 7 üretim artışı bekleniyordu. Ancak dünyada yüzde 2’lik bir büyüme var. Avrupa’da ise kan kaybı başladı. Bu da ilerisi için bize endişe veriyor.”

Resesyon seslerinin giderek daha fazla yükseldiği Avrupa’da, artan enerji maliyetleri ve enflasyonist baskı nedeniyle tüketicilerin otomobil talebi yavaşladı. Türkiye otomotiv sanayisinin en önemli ihracat pazarında yaşanan bu gelişmenin ilk faturası tedarikçiye kesildi.

Dünya’dan Aysel Yücel‘e konuşan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, “Hemen hemen tüm Avrupalı otomotiv üreticileri, 2023 ve 2024’te devreye girecek yeni araçlarda daha önce beyan ettikleri üretim adetlerini düşüreceklerini belirterek, planlamamızı ona göre yapmamız konusunda bize bildiri gönderdi” dedi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) dün açıkladığı verilere göre; otomotiv endüstrisinin Ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 artışla 2,65 milyar dolar oldu. 16 yıllık liderliğin ardından son aylarda üst üste ihracat birinciliğini kimya sektörüne kaptıran otomotivciler, böylece ekimde aylar sonra yeniden liderlik koltuğuna oturdu.

İhracatın yüzde 60’tan fazlasının yapıldığı Avrupa’da, resesyon beklentisi giderek güçlenirken, pandemide biriken talep nedeniyle halen kısmen güçlü olan otomobil satışlarında, gelecek aylar için yavaşlama sinyalleri gelmeye başladı.

‘Gelecek için endişeliyiz’

Haberde görüşlerine yer verilen Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, çip krizi nedeniyle siparişlerin geriden teslim edildiğini, bu nedenle resesyonun etkilerini henüz tam hissetmediklerini belirtirken, gelecek içinse endişeli olduklarını dile getirdi. Her ne kadar ekim ayı ihracatında lider tedarikçiler olsa da resesyonu somut olarak ilk hissedenler onlar oldu.

‘Negatif yönde revizyonlar başladı’

Ekim ayı otomotiv ihracat rakamlarını değerlendiren Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, geçen ay otomotivcilerin yeniden ihracatta lider sektör olmasını ve tedarikçilerin de ürün grubu bazında ilk sırada yer almasının memnuniyet verici olduğunu belirtirken, sektörün önündeki risklere de dikkat çekti.

Albert Saydam, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Dünyada yüzde 5, Avrupa’da ise yüzde 7 üretim artışı bekleniyordu. Ancak dünyada yüzde 2’lik bir büyüme var. Avrupa’da ise kan kaybı başladı. Bu da ilerisi için bize endişe veriyor. Pandemide, ‘Türk tedarikçilerin 2023-2024’te devreye girecek yeni platformlarda payı artıyor’ vurgusu yapıyorduk. Ancak bu yeni araçların planlarında arka arkaya negatif yönde revizyonlar gelmeye başladı.

Mesela 100 bin araç için teklif alınmışken, tarih yaklaştıkça ‘Biz bu platformdan 80 bin adet satabileceğiz. Ona göre planınızı yapın’ türünde Avrupa’daki ana sanayilerden bildiriler gelmeye başladı. Bu iyiye işaret değil. Ekonomideki daralma sinyalleri paralelinde son haftalarda neredeyse Avrupa’daki tüm otomotivciler, lansmanı yapılacak yeni araçların üretim sayılarını azaltıyorlar.”

Paylaşın

Otomobil Ve Hafif Ticari Araç Pazarı Yüzde 15 Büyüdü

Otomobil satışları ekim ayında yıllık yüzde 17,1 artışla 47 bin 440, hafif ticari araç pazarı yüzde 9,5 artışla 17 bin 782 adet olarak gerçekleşti. Yılın ilk 10 ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı yıllık yüzde 4,7 düşüşle 585 bin 752 adet oldu.

Haber Merkezi / Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), Ekim 2022 Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazar Değerlendirme raporunu yayınladı.

Buna göre, ekim ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yıl aynı ayına göre yüzde 14.9 artarak 62,222 adet oldu.

Ekim ayında otomobil satışları yüzde 17.1 artışla 47,440 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 9.5 artarak 17,782 adet olarak gerçekleşti.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 10 yıllık ekim ayı ortalama satışlara göre yüzde 1 arttı.

Ocak-Ekim döneminde ise Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı yüzde 4.7 daralarak 582,752 adet olarak gerçekleşti.

Söz konusu dönemde otomobil satışları yüzde 6 düşüşle 446,664 adet, hafif ticari araç pazarı da yüzde 0.4 düşüşle 139,088 adet oldu.

Paylaşın

AB, 2035’ten İtibaren Benzinli Ve Dizel Otomobil Satışını Yasakladı

2050 yılına kadar bütün sektörlerin ve araçların sıfır emisyonlu olmasını hedefleyen, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olarak yeni benzinli ve dizel otomobil satışlarını 2035’ten sonra yasaklama kararı aldı.

Bianet‘te yer alana habere göre, Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Avrupa Parlamentosu (AP) ve üye ülkeler arasında devam eden müzakereler sonucunda, taşıtlara yeni karbon emisyon standartları getirecek düzenleme konusunda uzlaşmaya varıldı.

Buna göre, AB ülkelerinde 2035’ten itibaren satılacak yeni bütün otomobil ve hafif ticari araçların sıfır karbon emisyonlu olması gerekecek. Otomobil üreticileri, 2035’e kadar karbon emisyonlarını yüzde 100 azaltacak.

Böylece, AB ülkelerinde söz konusu tarihten itibaren benzinli ve dizel de dahil içten yanmalı motora sahip yeni otomobil satışı yapılamayacak. AB ülkelerinde 2030 yılı emisyon düşürme hedefi de otomobiller için yüzde 55, kamyonetler için de yüzde 50 olacak.

Düzenleme, bu aşamadan sonra resmen onaylanmasının ardından AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanarak yürürlüğe girecek.

“Önemli bir dönüm noktası”

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, konuyla ilgili dün (27 Ekim) sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi arasında 2035 itibarıyla sıfır emisyonlu yeni otomobil satışları konusunda bugün sağlanan siyasi anlaşma, 2030 iklim hedefimize ulaşmak için çok önemli bir dönüm noktasıdır” açıklamasında bulundu.

Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar bütün sektörlerin ve araçların sıfır emisyonlu olmasını hedefliyor. Söz konusu düzenleme, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olan ve emisyonları 2030’a kadar en az yüzde 55 azaltmayı hedefleyen “55’e Uyum” paketinde yer alan teklifler arasında yer alıyordu.

“1.5°C sınırına dayanmak üzere”

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (DMÖ) 10 Mayıs 2022’de yayınladığı bir rapor da gelecek beş yılda ortalama küresel sıcaklığın sanayi öncesi düzeyin 1.5 °C üzerine çıkma olasılığının yüzde 50’ye ulaştığını ve söz konusu olasılığın her geçen dakika yükseldiğini göstermişti.

Ülkeleri küresel ısıtmayı sınırlamak üzere sera gazı emisyonlarını azaltmak için uyumlu iklim eylemi yapmaya çağıran Paris Anlaşması’nın hedefi olan 1.5 °C hedefi hakkında konuşan DMÖ Genel Sekreteri Petteri Taalas, “1.5°C rakamı rastgele bir istatistik değil, iklim etkilerinin insanlar ve aslında tüm gezegen için giderek daha da fazla zararlı hale geleceği noktanın bir göstergesi” demiş, kısaca şu değerlendirmeyi yapmıştı:

“Okyanuslarımız daha sıcak ve daha asidik olmaya devam edecek, deniz buzu ve buzullar erimeye devam edecek, deniz seviyesi yükselmeye devam edecek ve havamız daha aşırı hale gelecek. Arktik ısınma orantısız bir şekilde yüksek ve Kuzey Kutbu’nda olanlar hepimizi etkiliyor.”

Paylaşın

Yerli Otomobilde Sona Yaklaşıldı: TOGG’un Fiyatı Ne Kadar Olacak?

“Cumhurbaşkanı projeyi ilk açıkladığında herkesin ulaşabileceği bir otomobil beklentisi vardı” diyen otomotiv yazarı Emre Özpeynirci, ilk üretilecek modelin elektrikli C-SUV olacağını, bu sınıfın 1 milyon TL civarında fiyat etiketi olduğunu söyledi.

Gazeteci Halil Okşit de “Doların 18.50-18.70 civarında olduğu günümüz koşullarında 900 bin Türk Lirası (TL) seviyesinde olması bekleniyor. Bu rakam tabi ‘ekonomik bir otomobil olacak’ iddiasının üstünde” görüşünü dile getirdi.

Türkiye’de son 10 yıldır tartışmalara konu olan, özellikle seçim dönemleri gündemden düşmeyen yerli otomobil hedefinde sona yaklaşıldı. Temelleri Kasım 2017’de atılan TOGG projesi kapsamında, elektrikli otomobillerin seri üretiminin yapılacağı Bursa’nın Gemlik ilçesindeki fabrika Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 29 Ekim’de açılacak.

Gerekli onay süreçlerinin ardından ilk araçların 2023’ün Mart ayında kullanıcıların beğenisine sunulması bekleniyor.

DW Türkçe’den Muhammed Kafadar‘a konuşan otomotiv yazarı Emre Özpeynirci, yerli otomobilin desteklenmesi gerektiğini ancak fiyatın ilk tahminlerin üzerinde olacağını söyledi. “Cumhurbaşkanı projeyi ilk açıkladığında herkesin ulaşabileceği bir otomobil beklentisi vardı” diyen Özpeynirci, ilk üretilecek modelin elektrikli C-SUV olacağını, bu sınıfın 1 milyon TL civarında fiyat etiketi olduğunu aktardı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçen Salı günü katıldığı Habertürk yayınında fiyatın, piyasadaki muadillere benzer şekilde şirketce belirleneceğini kaydederek “Vatandaşlar fiyatı merak ediyorlarsa şu an söz konusu segmetteki araçlara bakabilirler” demişti.

“900 bin TL olması bekleniyor”

Gazeteci Halil Okşit de “Doların 18.50-18.70 civarında olduğu günümüz koşullarında 900 bin Türk Lirası (TL) seviyesinde olması bekleniyor. Bu rakam tabi ‘ekonomik bir otomobil olacak’ iddiasının üstünde” görüşünü dile getirdi. Okşit, piyasada 450 bin TL civarında araç bulmanın mümkün olduğunu, ancak yine de TOGG’un yer alacağı elektrikli SUV segmenti için rekabetçi olabileceğini kaydetti. Okşit, özellikle seçim sürecinde çeşitli indirim kampanyaları yapılabileceğini de belirtti.

Özpeynirci ise fiyatı düşürmek için devletin TOGG lehine bir kampanya ya da teşvik düzenleyemeyeceği, bunun rekabet kurallarının ihlali olacağı görüşünde.

Halihazırda Türkiye’de en çok 400-500 bin TL aralığındaki araçların satıldığına dikkat çeken Özpeynirci, “Tanıtıldığında 900 bin TL bile deseler, enflasyon ve kur baskısı yüzünden piyasaya çıkması beklenen Mart ayında yine bir milyonun üzerine gelecektir” diye konuştu.

Sektör temsilcileri TOGG’un daha uygun maliyetli, B sınıfı sedan bir aracı 2-3 yıl sonra piyasaya sürmesini bekliyor. Şirketin, dünyanın karşısına güçlü bir imaj ile çıkmak için tercihini uygun fiyatlı model yerine C-SUV’dan yana kullandığı değerlendirmesi yapılıyor.

“Kompakt sınıf” adı da verilen C segmenti SUV araçlar, Türkiye’de sıkça tercih ediliyor. Orta boyutlu, sportif görünümlü bu araçların fiyatları 500 bin ile 1.5 milyon TL arasında geniş bir aralıkta bulunuyor.

Türkiye’de satılan yüzde 100 elektrikli modellerin ortalama fiyatının 2,5 milyon TL olduğu bilgisini veren otomotiv data şirketi genel müdürü Hüsamettin Yalçın, “En ucuz elektrikli 700 binden başlıyor. TOGG C segmentteki rakiplerine benzer aralıkta olacaksa 600-900 bin arasında bir fiyat etiketi bekliyoruz” açıklamasını yapmıştı.

TOGG’un ihracat hedefi var mı?

Bakan Varank, konuyla ilgili açıklamasında, şirketin gelecek yıl 17-18 bin araç üreterek piyasaya sürmeyi hedeflediğini, 29 Ekim’deki açılışla birlikte seri üretimin başlamış olacağını da ifade etmişti.

Cumartesi günü açılacak fabrika, yıllık 175 bin üretim kapasitesine sahip. Dört milyon metrekarelik tesisin 5 yıl içinde tam kapasite üretim yapabileceği değerlendiriliyor.

Varank’ın açıklamasına göre TOGG, yüzde 51 yerlilik oranıyla piyasaya çıkacak. İzleyen iki yılda ise yüzde 65 yerlilik yakalanmaya çalışılacak.

Yerlilik oranı düşük kaldığı için ilk başta ihracat hedeflenemediğini belirten Özpeynirci, “Üretim planlaması iç pazar düşünülerek yapıldı. Bakan’ın açıkladığı yıllık üretim hedefi de bunu gösteriyor” dedi.

TOGG’un fikri mülkiyet haklarının Türkiye’ye ait olduğunu ancak batarya, elektrik motoru ve altyapısının yurt dışından geldiğini belirten Özpeynirci, “Bu da bir maliyet unsuru. Önümüzdeki süreçte yerlilik oranı yüzde 70’lere çıkarsa dış pazarda rekabetçi olabilir” görüşünü dile getirdi.

Şirketin şu ana kadar bir ihracat planı sunmadığına dikkat çeken Okşit ise “Ancak orta vadede beş farklı model ve 1 milyon araç üretilmesi hedefleniyor. Bir milyon rakamına tek başına iç pazarla ulaşılması zor. Mutlaka ihracat düşünülecektir” yorumunu yaptı.

İhracat için TOGG’un girmek istediği her pazarda ayrı ayrı onay süreçlerini tamamlaması ve gerekli servis ağını kurması gerekiyor.

TOGG’un iletişimi hatalı mıydı?

Yerli otomobile yönelik tartışmalara da değinen Özpeynirci, “Otomobil sanayisini geliştirecek önemli bir adım. Aynı zamanda Türkiye’de üretilecek ilk tam yerli otomobil. Ancak kutuplaşmaya neden olması büyük problem. Kimse Türkiye’deki başka otomobil yatırımlarını bu şekilde tartışmıyor. Şimdi tam da 2023 seçimleri öncesi satışa sunulacak ve hükümet bunu siyasi malzeme olarak kullanıyor. Elbette bu tür yatırımlar her zaman devlet desteklidir ancak siyasi tartışma konusu olunca daha üretilmeden yıpranıyor” görüşünü dile getirdi.

Şirketin siyasi tartışmalarla yıpratıldığı düşünen Halil Okşit de “TOGG CEO’su ilk yıl için 6 bin adet üretim hedefi vermişti. Sanayi Bakanı televizyonda bunu 17-18 bin olarak revize etti. Şirketten ne bir onay ne de düzeltme geldi. Şirkete dair en önemli gelişmeleri Sanayi Bakanı veya Cumhurbaşkanından duyuyoruz. Böyle olunca da konu siyasallaşıyor” dedi.

Okşit, “Togg’un iletişim tercihinin kesinlikle bu olmadığını bildiğini” aktardı.

İlk yılın üretim hedefine kolaylıkla ulaşılabileceği görüşündeki uzmanlar, kamudan büyük bir talep geleceği, müşteri bulmakta zorlanılmayacağı görüşünde. Ancak henüz elektrik altyapısının hazır olmaması yüzünden kamu dışındaki kesimden gelecek talepte ciddi bir artış beklenmiyor.

Hüsamettin Yalçın, “Topyekûn elektrikliye geçiş için altyapı henüz hazır değil” dedi. İstanbul’dan Ankara’ya seyahat edecek birinin yolda şarj istasyonu bulabileceğinden şüphe etmemesi gerektiğini kaydeden Yalçın, “Henüz bu noktada değiliz” diye konuştu.

2015 seçimleri döneminde tanıtımı yapılmıştı

29 Ekim’de seri üretimine başlanması beklenen TOGG, 2015 genel seçimleri sürecinde tanıtımı yapılan ve sonra terk edilen Tübitak projesini izliyor.

AKP’nin hükümet kurma çoğunluğunu kaybettiği Haziran 2015 seçimlerinden günler önce duyurulan ancak o dönem fazla detay verilmeyen proje, Kasım ayında tekrarlayan seçimlerde iktidarın en önemli vaadi olmuştu. Otomobilin 2018’de fuarlarda tanıtılacağı, 2019 yılında ise bayilerde yerini alacağı söylenmişti.

Dönemin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın tanıtımını yaptığı prototiplerin başta iddia edildiğinin aksine Türkiye’de üretilmediği, yurt dışından TIR’larla yüklenerek getirildiği, ayrıca elektrikli olacağı söylenen araçların fosil yakıtlı platform üzerinde kurulduğu ortaya çıkmıştı. Proje, diğer fosil yakıtlı modellerle rekabet edemeyeceği yönünde de eleştiriliyordu. İsveçli Saab firmasından 40 milyon Euro alındığı belirtilen platform, bu tartışmalar gölgesinde seçimlerden kısa süre sonra tamamen terk edildi.

Erdoğan 2017 Mayıs’ında “Buna hasretim” diyerek yerli otomobl çağrısını bir kez daha yineledi. Bu kez süreci devlet değil özel sektör üstlendi. “Beş babayiğit” olarak adlandırılan Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding ortaklığında bir girişim grubu kuruldu.

Ertesi yıl TOGG kurumsal kimliğe kavuştu ve Erdoğan ilk hedefi “2021’de yollara çıkmak” olarak ilan etti. Bunu ıskalayan şirket, otomobilini ilk kez bu yılın Ocak ayında, tüketici elektroniği fuarı CES 2022’de dünyaya tanıttı. Ağustos ayında test sürüşüne Erdoğan’ın katıldığı aracın seri üretimine 29 Ekim Cumartesi günü başlanıyor.

Paylaşın

Araç Sahipleri Dikkat: MTV’ye Yüzde 60 Zam Yolda

2023 bütçesindeki rakamlara göre Motorlu Taşıtla Vergisi’nin (MTV) yüzde 60 artacağı öngörüldü. 2023 bütçesinde hedeflenen MTV geliri 38 milyar 787 milyon TL. Vergi Uzmanı Ozan Bingöl bu artışın rekor olduğunu ifade etti.

“2022 yılında 1 yaşında olan 1.6 motora kadar bir otomobil için 2 bin 746 olarak yıllık MTV ödenirken bu rakam 2023’te en iyimser tahminler yüzde 60 artacağından önümüzdeki yıl, 4 bin 493 TL olacak. 2022 yılında 1 yaşında olan 2.0 motora kadar ödenen yıllık MTV 7 bin 641 TL, 2023 yılında ise bu rakam 12 bin 225 TL olacaktır” dedi.

Dolar kurundaki yaşanan artış ve küresel gelişmeler sonrası akaryakıt fiyatları, araç sahiplerini kara kara düşündürürken bir kötü haber de Motorlu Taşıtla Vergisi’nden (MTV) geldi. 2023 bütçesindeki rakamlara göre MTV’ye yüzde 60 zam yolda…

MTV’ye yüzde 60 zam yolda

2023 bütçesindeki rakamlara göre Motorlu Taşıtla Vergisi’nin (MTV) yüzde 60 artacağı öngörüldü. 2022 bütçesinde hedeflenen MTV geliri 24 milyar TL idi. 2023’te ise beklenen gelir 38 milyar 787 milyon TL. Bu rakamlara göre MTV geliri yüzde 64 artırılmak isteniyor, bu da MTV’nin en az yüzde 60 artacağı anlamına geliyor.

Vergi Uzmanı Ozan Bingöl bu artışın rekor olduğunu ifade etti. Bingöl, “2022 yılında 1 yaşında olan 1.6 motora kadar bir otomobil için 2 bin 746 olarak yıllık MTV ödenirken bu rakam 2023’te en iyimser tahminler yüzde 60 artacağından önümüzdeki yıl, 4 bin 493 TL olacak. 2022 yılında 1 yaşında olan 2.0 motora kadar ödenen yıllık MTV 7 bin 641 TL, 2023 yılında ise bu rakam 12 bin 225 TL olacaktır” dedi.

Fox TV’nin haberine göre MTV de diğer vergiler gibi yeniden derleme oranına göre hesaplanıyor. Ocak ayında yeniden derleme oranının yüzde 120’nin üzerinde olacağı kesin ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın indirim yetkisi var. Vergi uzmanı Ozan Bingöl, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkisini kullansa bile bütçedeki rakamın yüzde 60’lık zam oranını işaret ettiğini belirtti.

Bir vatandaş, “Artık arabamı satmayı düşünüyorum. Benzin fiyatları ve MTV, her şey yük olarak geliyor. Lüks olmaktan çıktı, yük olmaya başladı” dedi. Vatandaşlar, MTV’de yaşanacak yüzde 60 artışın büyük bir sorun olabileceğini belirterek maaşların aynı oranda artmadığını ifade etti.

Paylaşın

Otomobil Sahibi Olmak Artık Lüks

Yeni yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye, Meksika, Brezilya ve Portekiz’de katılımcıların yaklaşık üçte ikisi gelecekte bir araba sahibi olamamaktan korkuyor. Öte yanda araştırmaya katılan katılımcıların yarıdan fazlası evdeki ikinci araçlarını ya elden çıkarmış ya da elden çıkarmayı planlıyor.

Araba sahibi olmak ve kullanmak her geçen gün daha pahalı hale gelse de bir çok kişi için hala vazgeçilemez durumda.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, Cetelem Observatory tarafından yayınlanan yıllık barometre raporu için yapılan ankete göre özellikle Türkiye, Meksika, Brezilya ve Portekiz’de katılımcıların yaklaşık üçte ikisi gelecekte bir araba sahibi olamamaktan korkuyor.

Katılımcıların yaklaşık yüzde 60’ı, özellikle Türkiye ve Güney Afrika’da, artan masraflar nedeniyle seyahat etmeyi bıraktıklarını belirtti.

Anketin yapıldığı 18 ülkede her 10 sürücüden 7’si otomobillerini kullanabilmek için mali olarak fedakarlıkta bulunduğunu anlattı; fakat yüzde 72’si de araçsız yapamayacaklarını vurguladı. Öte yanda katılımcıların yarıdan fazlası evdeki ikinci araçlarını ya elden çıkarmış ya da elden çıkarmayı planlıyor.

Katılımcıların büyük bir çoğunluğu otomobil sahibi olmamayı hareket özgürlüğünü kaybedecekleri için olumsuz bir şey olarak değerlendirirken yüzde 20’si ise bunun çevre açısından iyi bir şey olacağını dile getirdi.

Genel olarak 35 yaşın altındakiler araç kullanmayı tamamen bırakmaya daha sıcak bakarken yaşlılarda bu seçenek daha zor. Katılımcıları otomobilleri için yakıt, sigorta ve bakım gibi masraflar nedeniyle ortalama 2 bin 753 euro yıllık bütçe ayırırken en büyük masraf kaleminin akaryakıt olduğunu belirtti.

Harris Interactive tarafından 23 Haziran ve 8 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen ankete 18 ile 65 yaş arasında 16 bin 600 kişi katıldı. Katılımcıların 3 bini Fransa’dan olurken diğer ülkelerden 800’e kişi katıldı.

Paylaşın

“Bazı Otomobil Modellerinde ÖTV Yüzde 50’ye İnebilir” İddiası

Otomobil endüstrisi ve iş dünyası ÖTV oranının düşürülmesini istiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise bir yandan satışları düşürmeyecek diğer yandan vergi kaybı yaratmayacak formül için kolları sıvamış durumda. İndirim ise tıpkı yılbaşında yapıldığı gibi ÖTV’ye baz teşkil eden matrahın artırılması ile olabilecek.

Böylece daha yüksek vergi daha yüksek fiyatlı otomobiller için geçerli olurken diğerlerinde oran düşecek. ÖTV sisteminde en son bu yılbaşında değişiklik yapıldı ve dilim sayısı artırıldı. ÖTV’ye baz teşkil eden matrah artırılarak başta yerli üretim otomobiller olmak üzere 8-9 modelin daha düşük vergi oranlarından faydalanması sağlanacak.

Yeni matrahların ne olacağı henüz belli değil. Yapılacak değişiklik ile sadece 2 modelin yüzde 70 geri kalan modellerin yüzde 80 ÖTV’ye tabi olduğu sektörde bazı modellerin ÖTV’sinin yüzde 50’ye kadar inebileceği yönünde. Ancak tabii çok fazla araç değil. Diğerlerinde ise oranlar yüzde 60-70 olabilecek.

Habertürk’ten Rahim Ak‘ın haberine göre, otomobilde ÖTV hazırlığı var.

Otomobil dünyası şu sıralar Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi nöbetinde. Buna neden olan ise özellikle kurdaki artış nedeniyle vergisiz fiyatı artan otomobillerde ÖTV’ye baz teşkil eden matrahın çok düşük kalması. Bunun sonucunda da hemen tüm otomobil modellerinin ÖTV oranının yüzde 80 ve üstüne yükselmesi.

İlk otomobilini alanlara 5 yıl satmama koşulu ile ÖTV’siz araç satılacağı yönünde sosyal medyada ortaya atılan kampanya ile ilgili kamu tarafında bir çalışma yapılmazken artan kur ve yurtdışı fiyatları nedeniyle matrah ayarlaması gündeme alındı.

Şu anda motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenler otomobillerde ÖTV matrahı 120 bin TL’yi aşmayanlarda vergi yüzde 45, matrahı 120 bin ile 150 arasında olanlar yüzde 50, matrahı 150 bin TL’yi aşıp,175 bin TL’yi aşmayanlar 60, 175 bin TL’yi aşıp, 200 bin TL’yi aşmayanlar 70, diğer otomobillerde yüzde 80 vergi uygulanıyor. Ancak kur kaynaklı fiyat artışları nedeniyle şu anda sadece 2 otomobil markası yüzde 70 diğerleri yüzde 80 ÖTV oranına ulaştı.

Yapılan hesaplamaya göre satış fiyatı 353 bin TL ile 401 bin TL arasında kalan otomobiller yüzde 70’lik ÖTV dilimine giriyor. 401 bin TL’den daha pahalı otomobiller yüzde 80’lik ÖTV dilimine dahil.

Yukarıda sayılan nedenlerle otomobil endüstrisi ve iş dünyası ÖTV oranının düşürülmesini istiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise bir yandan satışları düşürmeyecek diğer yandan vergi kaybı yaratmayacak formül için kolları sıvamış durumda. İndirim ise tıpkı yılbaşında yapıldığı gibi ÖTV’ye baz teşkil eden matrahın artırılması ile olabilecek. Böylece daha yüksek vergi daha yüksek fiyatlı otomobiller için geçerli olurken diğerlerinde oran düşecek. ÖTV sisteminde en son bu yılbaşında değişiklik yapıldı ve dilim sayısı artırıldı.

Edinilen bilgilere göre ÖTV’ye baz teşkil eden matrah artırılarak başta yerli üretim otomobiller olmak üzere 8-9 modelin daha düşük vergi oranlarından faydalanması sağlanacak.

Yeni matrahların ne olacağı henüz belli değil. Ancak Habertürk’ün aktardığına göre, yapılacak değişiklik ile sadece 2 modelin yüzde 70 geri kalan modellerin yüzde 80 ÖTV’ye tabi olduğu sektörde bazı modellerin ÖTV’sinin yüzde 50’ye kadar inebileceği yönünde. Ancak tabii çok fazla araç değil. Diğerlerinde ise oranlar yüzde 60-70 olabilecek.

ÖTV indirimi olması beklenen modeller

Bakanlığın henüz kesin çerçevesi çizilmemiş çalışmasını baz alarak yapılan tahminlere göre matrah arttığında ÖTV oranı düşecek olan muhtemel modeller şunlar:

Fiat Egea, Fiat Egea Cross, Hyundai i20, Hyundai Bayon, Toyota Corolla sedan, Renault Clio, Renault Taliant, Dacia Sandero, Dacia Sandero Stepway, Dacia Duster, Citroen C-Elysee, Peugeot 208, Citroen C3, Opel Astra, VW Polo, Kia Picanto, Kia Rio

Paylaşın

2. El Otomobil Fiyatları Düşer Mi? Uzman İsim Açıkladı

Sıfır araçların bulunamamasının ve döviz kurunda yaşanan yükselişin, ikinci el otomobil fiyatlarını artırdığını belirten 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, bayram öncesi bu artışın durduğunu ve sonrasında fiyatlarda yüzde 12-13’lük bir düşüş görüldüğünü aktardı.

İkinci el otomobil fiyatlarında maksimum gerilemenin geçekleştiğini söyleyen Orhan Ülgür, fiyatların daha gerilemeyeceğini öngördüklerini belirtti.

Bloomberg HT’ye konuk olan 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, ikinci el otomobil fiyatları hakkında öngörülerini paylaştı.

Ülgür, Mayıs’dan sonra özellikle Haziran ve Temmuz aylarında ikinci el otomobil fiyatlarının artış trendinde olduğunu söyledi. Sıfır araçların bulunamamasının ve döviz kurunda yaşanan yükselişin, ikinci el otomobil fiyatlarını artırdığını belirten Ülgür, bayram öncesi bu artışın durduğunu ve sonrasında fiyatlarda yüzde 12-13’lük bir düşüş görüldüğünü aktardı.

İkinci el otomobil fiyatlarında maksimum gerilemenin geçekleştiğini söyleyen Ülgür, fiyatların daha gerilemeyeceğini öngördüklerini belirtti.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Ocak-Eylül dönemi ve eylül ayına ilişkin “Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazar Değerlendirme Raporu”nu yayımladı.

Rapora göre, otomobil ve hafif ticari araç toplam satışları, 2022 Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,7 azalışla 520 bin 530 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil satışları, yüzde 8,2 azalarak 399 bin 224 ve hafif ticari araç satışları da yüzde 1,7 azalarak 121 bin 306 adet oldu.

Eylül ayına bakıldığında ise otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2021 yılı Eylül ayına göre yüzde 8,7 büyüdü. Eylül ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9 artışla 44 bin 681 olurken, hafif ticari araç satışları da yüzde 26,7 artışla 17 bin 403 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Sıfır Otomobil Fiyatlarına Zam!

İktidar ekonomiye dair pembe tablolar çizerken, piyasalardaki gelişmeler iktidarın açıkladığı ekonomik tabloyu yalanlıyor. Sıfır otomobil fiyatlarına döviz kurlarındaki artışla birlikte güncellemeye gidildi.

Bütün temel tüketim ve ihtiyaç maddelerine tepeden tırnağa zam gelmeye devam ederken, ekim ayı ile birlikte otomobil sektörünün dev markaları güncellemelere başladı.

3 Ekim 2022 Pazartesi günü itibariyle Toyota Corolla, Honda Civic, Honda City, VW Caddy, Kia Stonic, Opel Mokka, Dacia Sandero ve Dacia Duster modelleri çeşitli oranlarda zamlandı.

Otomobil gazetecisi Emre Özpeynirci, fiyat listesi güncellenen otomobil modelleri ve zam oranlarını sosyal medya hesabından paylaştı.

Bu zamlarla birlikte; Toyota Corolla fiyatı 572.250 TL, Honda Civic fiyatı 771.800 TL, Opel Mokka fiyatı 794.900 TL, Dacia Sandero fiyatı 479.000 TL, Dacia Duster fiyatı 517.000 TL’den başlıyor.

Emre Özpeynirci’nin paylaşımı şöyle: 

“Bugün itibarıyla zamlanan modeller; Toyota Corolla  yüzde 4, Honda Civic, CR-V, HR-V, Jazz, Accord yüzde 3, Honda City yüzde 1, VW Caddy yüzde 2,5, Kia Stonic yüzde 3,4-3,6, Opel Mokka yüzde 2,3, Dacia Sandero yüzde 0,6-0,7, Dacia Duster yüzde 1,2. Citroen, Hyundai ve Mitsubishi fiyatları ise güncelleniyor.”

Emre Özpeynirci paylaşımının devamında şunları yazdı:

“Biliyor muydunuz; Türkiye’de en ucuz otomobil (i10) 60 aylık asgari ücretle, ABD’de en ucuz otomobil (Spark) 12 aylık asgari ücretle, Fransa’da en ucuz otomobil (Sandero) 8 aylık asgari ücretle, İngiltere’de en ucuz otomobil (Spring) 6 aylık asgari ücretle alınıyor.

Paylaşın

2. El Otomobil Pazarında Daralma Ağustosta Hızlandı

Otoshops Genel Müdürü Melih Mutlu, “Pazardaki durgunluk devam ediyor. Eylül ayı verilerinin de ağustos ayıyla paralel olacağını öngörüyoruz. Tüketicinin krediye ulaşımda yaşadığı zorluklar ve ÖTV matrahlarında güncelleme beklentisi satışlardaki bu durgunluğun ana nedenlerini oluşturuyor” dedi.

Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş ise, son 1,5 aylık dönemde, tüketici kanadında ÖTV’deki indirim beklentilerinin yüksek olduğunu ve pazarın negatif yönde etkilendiğini söyledi.

EBS Danışmanlık’ın hazırladığı rapora göre; ağustos ayında ikinci el otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında yüzde 10,72 düşüşle 618 bin 720 adette kaldı. Ağustos ayında ikinci el otomobil satışlarında daralma yıllık bazda yüzde 13’e yaklaşarak yaklaşık 478 bin adet olarak gerçekleşti. Böylece ocak-ağustos döneminde ise ikinci el otomobil ve hafif ticari araç satışları yıllık bazda yüzde 19,75 artarak yaklaşık 5 milyon 176 bin adet olarak gerçekleşti.

Dünya’dan Aysel Yücel’e konuşan ikinci el sektörü temsilcileri, eylül ayında da pazarın kötü gittiğini dile getirirken, satışlardaki düşüşün önemli bir nedeninin tüketicinin ÖTV indirimine yönelik beklentisi olduğunu söyledi. Otoshops Genel Müdürü Melih Mutlu, “Pazardaki durgunluk devam ediyor. Eylül ayı verilerinin de ağustos ayıyla paralel olacağını öngörüyoruz. Tüketicinin krediye ulaşımda yaşadığı zorluklar ve ÖTV matrahlarında güncelleme beklentisi satışlardaki bu durgunluğun ana nedenlerini oluşturuyor” dedi.

Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş ise, son 1,5 aylık dönemde, tüketici kanadında ÖTV’deki indirim beklentilerinin yüksek olduğunu ve pazarın negatif yönde etkilendiğini kaydederek, “ÖTV konusunda, kısa vadede hayata geçecek bir düzenleme ya da indirim beklentisinin artık yersiz olduğunu önemle belirtmek istiyoruz. Bugün hem ikinci el hem de sıfır kilometre araç pazarının en büyük problemi tüketici finansmanı tarafında, vatandaşların karşılaştığı yüksek faiz ve düşük vade. Merkez Bankası politika faizinin 2-3 katı kadar faizlerin sunulduğu bir ortamda tüketiciler otomobil satın almaktan doğal olarak vazgeçiyor. Sektörün tek çıkış yolu uygun faiz ve yüksek vade” dedi.

Stokçuluğa karşı getirilen kararla ilgili olarak görüşlerini paylaşan Karakaş, “6 bin kilometre/ 6 ay şartı ile pazarı manipüle eden ve stokçuluk yapanların önünü kesilmesi hedeflense de, bireyleri kapsamayışı, cezai yaptırımın caydırıcı olmayışı ve maalesef Ağustos ayı sonu itibariyle elimizde olan verilere göre, 354 bin adetlik sıfır araç satışının olduğu atmosferde pozitif bir etki yaratmakta yeterli olmadı” açıklamasını yaptı.

Paylaşın