Doğalgaza Yüzde 38 Zam: Ağustostan İtibaren Geçerli Olacak

Ağustos ayından itibaren geçerli olmak üzere konutlarda kullanılan doğalgazın toptan satış fiyatına yüzde 38 zam geldi. Böylece, konutlarda kullanılan doğalgazın fiyatı 1000 metreküp için 5 bin 631 lira oldu.

Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), ağustos ayında geçerli olacak mesken ve sanayi aboneleri tarifeleriyle elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın fiyat tablosunu internet sitesinde yayımladı.

Buna göre, ağustos itibarıyla konutlarda kullanılan doğalgazın toptan satış fiyatı yüzde 38, yıllık doğalgaz tüketimi 300 bin metreküp ve altında olan serbest tüketicilerin elektrik üretimi dışındaki kullanımındaki doğalgazın satış fiyatı ise yüzde 33,1 oranında artış gösterdi.

Elektrik üretimi amacıyla kullanılan doğalgazın toptan satış fiyatı ile yıllık doğal gaz tüketimi 300 bin 1 metreküp ve üzeri olan serbest tüketicilerin elektrik üretimi haricindeki doğalgazın satış fiyatında değişiklik yapılmadı.

Sanayi abonelerinin tarifesi, kademe 1 için 1000 metreküp doğalgazda 8 bin 549 lira, kademe 2 için ise 11 bin 380 lira olarak belirlendi. Elektrik üretimi için kullanılan doğalgazın 1000 metreküp fiyatı 12 bin lira olarak açıklandı.

BOTAŞ’ın konut tüketicilerine ağustosta uygulayacağı satış fiyatı ise 1000 metreküp doğalgaz için 5 bin 631 lira olarak duyuruldu.

BOTAŞ’ın internet sitesinde yapılan açıklamada, “Kuruluşumuzun doğalgaz toptan satış fiyatları, piyasa koşulları, piyasa fiyat istikrarı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun tarife ile ilgili kararları ve maliyet unsuru olan alım-işletme giderlerindeki değişim dikkate alınarak mümkün olan en makul seviyede belirlenmekte ve tüketicilere sunulmaktadır.” dendi.

Paylaşın

Türkiye’de Enerji Yoksulluğu Artıyor

Elektrik yardımı yapılan yoksul hane sayısı yıldan yıla artarken bu artış seçim yılı olan 2023 yılında yüzde 61 ile en yüksek seviyesine çıktı. Geçen yıl yaklaşık 4 milyon 379 bin haneye elektrik yardımı yapıldı.

18 Ocak 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı makam onayı ile yoksul hanelere doğal gaz yardımı yapılması kararlaştırıldı. 2022 yılında 690 bin 30 haneye toplam 516 milyon 700 bin lira, 2023’te ise 166 bin 666 haneye toplam 117,5 milyon liralık doğal gaz yardımı yapıldı.

14 Mayıs seçimlerinden hemen önce 1 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 1 Mayıs 2024 tarihine kadar ayda 25 metreküp karşılığı doğalgazın tüm konutlara ücretsiz verilmesi yoluna gidildi. Kömür yardımından yararlanan hanelerin sayısı ise 2022 yılında 2 milyonu geçerken, 2023’te yaklaşık 1 milyon 896 bin haneye bu yardımın verildiği öngörülüyor.

Türkiye’de özelleştirmeler ve dışa bağımlılığın etkisiyle fiyatlar yükselirken enerji yoksulluğu artıyor. Rakamlar enerji yoksulluğunun daha da artacağını gösteriyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın Türkiye’nin Enerji Görünümü 2024 Raporu Türkiye’de enerji yoksulluğunun vardığı boyutları ortaya koydu.

DW Türkçe’den Pelin Ünker‘in aktardığı Raporun Prof. Dr Seyhan Erdoğdu imzalı “Türkiye’de Enerji Yoksulluğu 2023” bölümüne göre; 2021 yılında Türkiye’de evini yeterince sıcak tutamayan hanelerin oranı yüzde 20,5 ile AB ortalamasının üç katına yakın.

Aynı yıl Türkiye’de enerji hizmetleri fatura ödemelerinde gecikmeler yaşayan hanelerin oranı ise yüzde 24,5 ile AB ortalamasının 3,8 katını buluyor. Göreli yoksulların yarıya yakını (yüzde 44,5) kışın yeterince ısınmayan evlerde yaşarken yüzde 42,8’ i de elektrik ve doğal gaz faturalarını ödemekte zorluk çekiyor. Bu oran AB ülkelerinde ortalama yüzde 16.

Rapora göre enerji yoksulluğuna ilişkin karşılaştırmalı veriler AB ülkelerine kıyasla Türkiye’deki enerji yoksulluğunun ne kadar yaygın ve derin olduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri de Türkiye’deki enerji yoksulluğunu teyit ediyor.

TÜİK’in kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ını baz alarak belirlediği yıllık 35 bin 24 liralık yoksulluk sınırına göre yoksul sayısı önceki yıla göre 188 bin artarak 18 milyon 219 bine çıkarken, bu kişilerin yüzde 42,2’si evinin ısınma ihtiyacını ekonomik olarak karşılayamıyor.

Türkiye genelinde evinin ısınma ihtiyacını karşılayamayan hanelerin oranı ise yüzde 19,5. Öte yandan TÜİK’in yoksul sayısında baz aldığı gelir düzeyleri aylık yaşam maliyetlerinin oldukça altında.

Enerji yoksulluğu, sahip olunan gelir düzeyi ile enerji hizmetlerinin ve ürünlerinin, ısıtma, soğutma, aydınlatma, yemek pişirme, ev aletlerini ve bilgi teknolojisini kullanma gibi temel sosyal ve maddi ihtiyaçlar için gerekli olan düzeyde ve kalitede satın alınamamasını ifade ediyor.

Türkiye 2021 yılını yüzde 36’lık bir yıllık enflasyonla kapatmıştı. Enflasyon şimdi ise bunun iki katı düzeyinde. Enerji fiyatlarındaki yıllık artış haziran itibarıyla yüzde 30,41’e ulaşırken fiyatlardaki artış tüketici enflasyonuna (TÜFE) da yansıyor.

Haziranda yıllık TÜFE yüzde 72 civarında gerçekleşirken elektrik ve doğal gaz fiyatlarını da içeren konut grubunda yıllık artış yüzde 94,72 oldu. Buna karşın asgari ücrete yıl başından bu yana zam yapılmadı. Memur ve emekliye yapılan zam da enflasyonun altında kaldı.

Fiyat artışları karşısında reel gelirler erirken hükümet enerji yoksulluğuna karşı çözümü ise sosyal yardımlarda arıyor.

Makine Mühendisleri Odası’nın raporunda, Avrupa Birliği’nin oluşturduğu stratejiye değinilerek enerjiye erişimin temel bir insan hakkı olduğunun dünyada giderek daha fazla kabul görmeye başladığına işaret ediliyor. Rapora göre Türkiye ise bu konuya stratejik bir yaklaşımdan uzak.

“Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ya da makam onayı ile uygulamaya sokulan enerji yardımları, kamuoyuna bir insan hakkı ya da sosyal hak olarak değil Cumhurbaşkanının şahsi kararı ile verilen yardımlar gibi sunuluyor” denilen raporda enerji yardımlarına ilişkin ayrıntılı verilerin açıklanmadığına, yardımların özellikle genel ve yerel seçimler öncesi geniş emekçi kesimlerin geçim krizine karşı artan tepkilerini önlemek için gündeme alındığına işaret ediliyor.

Elektrik yardımı ve doğal gaz desteği

Rapora göre elektrik yardımı yapılan yoksul hane sayısı yıldan yıla artarken bu artış seçim yılı olan 2023’te yüzde 61 ile en yüksek seviyesine çıktı. Geçen yıl yaklaşık 4 milyon 379 bin haneye elektrik yardımı yapıldı. Yardım yapılan bu hanelerde yaşayanların sayısı toplamda 13 milyon 750 bini buluyor. Veriler yoksulların yüzde 75’ine elektrik yardımının ulaştığını gösteriyor.

Yoksul hanelere elektrik yardımı 31 Mart 2019 seçimlerinden hemen önce 29 Şubat 2019’da yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla başlatıldı; 2019’da 1,3, 2020’de 1,6, 2021’de 1,8, 2022’de 2,7 milyon haneye elektrik yardımı yapıldı.

Son yıllarda hanelerin doğalgaz kullanımı yaygınlaştıkça doğalgaz yoksulluğu da yakıcı bir sorun haline gelirken 18 Ocak 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı makam onayı ile yoksul hanelere doğal gaz yardımı yapılması kararlaştırıldı. 2022 yılında 690 bin 30 haneye toplam 516 milyon 700 bin lira, 2023’te ise 166 bin 666 haneye toplam 117,5 milyon liralık doğal gaz yardımı yapıldı.

Ayrıca doğalgaz ödemelerini karşılamakta zorlanan hane sayısının yoksul olarak tanımlanan hanelerden çok daha fazla olması nedeniyle 14 Mayıs seçimlerinden hemen önce 1 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 1 Mayıs 2024 tarihine kadar ayda 25 metreküp karşılığı doğalgazın tüm konutlara ücretsiz verilmesi yoluna gidildi.

Kömür yardımından yararlanan hanelerin sayısı ise 2022 yılında 2 milyonu geçerken, 2023’te yaklaşık 1 milyon 896 bin haneye bu yardımın verildiği öngörülüyor.

Kömür yardımından 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamındaki sosyal güvencesi olmayan ihtiyaç sahibi haneler veya sosyal güvencesi olan ancak hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin 1/3’ünden (2024 yılı için 5.667,37 TL) az olan haneler faydalanabiliyor.

Türkiye’nin elektrik üretiminin sadece yüzde 14,3’ü kamunun elinde. Makine Mühendisleri Odası’nın raporuna göre elektrik dağıtım özelleştirmelerinin tamamlandığı 2013 sonundan 2023 yılı sonuna kadar geçen 10 yıllık süre içinde tek terimli tek zamanlı (TTTZ) elektrik enerjisinin vergiler dahil faturaya yansıyan tarife fiyatları, düşük kademe mesken abonelerinde yüzde 320, yüksek kademe mesken abonelerinde yüzde 530 arttı.

Artış ilk kademedeki alçak gerilim (AG) ticarethane abonelerinde yüzde 863, yüksek kademe ticarethane (AG) abonelerinde yüzde 1184, sanayi (AG) abonelerinde yüzde 1393, tarımsal sulama (AG) abonelerinde yüzde 757 oldu.

Rapora göre elektrik özelleştirmeleri ile sağlanan rekabet iddia edildiği gibi tüketiciye fayda sağlamadı. Özelleştirmelerin ardından fiyatlar sürekli yükselirken bu artışlardan etkilenen abone sayısının da artması nedeniyle enerji yoksulluğu her geçen gün artıyor.

Makine Mühendisleri Odası bu nedenle toplumsal faydayı önceleyen, üretimde birincil kaynak dahil olmak üzere bütüncül ve merkezi bir kamusal planlama ve kamu hizmeti anlayışını içeren enerji politikalarının geciktirilmeksizin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Elektrik üretiminde, sanayide ve konutlarda temel bir enerji kaynağı olarak kullanılan doğal gazın yüzde 98’i ise ithal ediliyor. Yüksek enerji fiyatları Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybıyla birleştiğinde tahribat artıyor.

Türkiye’nin toplam enerji arzında dışa bağımlılığı, 1990’da yüzde 52 iken, 2002 yılında yüzde 68, 2010’da yüzde 70 ve 2015 yılında yüzde 76’ya kadar yükseldi. Son yıllarda özellikle güneş, rüzgar ve jeotermaldeki artış ile 2020’de yüzde 70’e, 2022’de yüzde 68’e geriledi.

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) çalışmalarına göre, 2024 Ocak ayı sonu itibarıyla, 20,1 milyonu konut, 0,8 milyonu serbest tüketici olmak üzere 20,9 milyon doğal gaz abonesi bulunuyor. AKP, Mart 2019’da yapılan yerel seçimler öncesinde konutlar ve küçük işletmeler için doğal gaz tarifesinde yüzde 10 indirim uygulamıştı.

Rapora göre seçimlerden sonra yapılan zamla tarife aynı yıl için de yüzde 41,1 arttı, 2020’de korona etkisiyle fiyatlar aynı kalırken 2021’de konut aboneleri için yüzde 47,15 yükseldi. Zam furyası, 2022 içinde de devam etti. Bu dönemde doğalgaz satış fiyatları konutlar için yüzde 119,37 artırıldı.

Seçim yılı olan 2023’ün ilk dört ayında konut satış fiyatları aynı kalırken, Nisan 2023’de bütün konut tüketicilerine doğal gaz bedava temin edildi, 2024 Nisan sonuna kadar konut tüketicilerinin aylık 25 metreküp gaz tüketimi faturalandırılmadı. Ocak 2019 ile Mayıs 2024 arasındaki toplam artış ise yüzde 358 oldu. Aynı dönem TÜFE artışı yüzde 450 olarak gerçekleşti.

Makine Mühendisleri Odası, “popülist” olarak nitelediği tüm konutlara bedava doğal gaz politikasıyla yoksulluk sınırlarının altında yaşam savaşı veren milyonlarla zenginlerin aynı tutulduğunu, yoksul kesimler için ayrılması gereken kaynakların bu şekilde harcandığını savunuyor. Ayrıca, bu uygulama gerekçe gösterilerek TÜİK’in enerji fiyat artışları sıfırlandığını ve yılın ilk altı ayındaki TÜFE oranları düşük gösterilerek TÜFE endeksli ücret artışı taleplerinin önü kesildiğini hatırlatıyor.

Raporda doğal gaz fiyatları ile yapılan sosyal yardımları değerlendiren Endüstri Mühendisi Oğuz Türkyılmaz, Türkiye’de ortalama ücret haline gelen asgari ücrete yapılan sınırlı artışların yüksek fiyatlar karşısında hızla eridiğine işaret ediyor.

“Art arda gelen zamlar nedeniyle alım gücü hızla kaybolan ücretlerle insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmek de imkânsız” diyen Türkyılmaz, faturasını ödeyemeği için elektriği, gazı ve suyu kesilen konut sayısının yüz binlerle ifade edildiğini, enerji yoksullarına kamusal desteklerin de yetersiz olduğunu vurguluyor.

Bir ailenin aylık asgari elektrik tüketiminin 230 kilovat saat olduğunu belirten Türkyılmaz’ın verdiği bilgiye göre düşük gelirli ailelere yapılan elektrik yardımının üst sınırı ise 150 kilovat saatte kalıyor. Türkyılmaz, “Bu uygulama gözden geçirilmeli, hanede yaşayan kişi sayısından bağımsız olarak, tüm yoksul ailelerin aylık 240 kilovat saate kadar elektrik tüketimlerinin tamamı kamu tarafından karşılanmalı” diyor.

Bir konutun yıllık doğalgaz tüketiminin ise örneğin Ankara’da 1.164 metreküp olduğunu ifade eden Türkyılmaz, Mayıs 2024 satış fiyatı üzerinden bu tüketim için ödenecek miktarın 8 bin 404 lira olduğunu anlatıyor.

Düşük gelirli ailelere yapılacağı açıklanan 1.500-3.500 TL yardımın, yıl içinde hiç yeni zam yapılmasa bile ödenecek gaz bedelinin yalnızca yüzde 17,8 ila yüzde 41,6’sını karşıladığını belirten Türkyılmaz, “Bugün yardıma ihtiyaç duyan bir hanenin doğal gaz için ödeyeceği paranın yalnız bir kısmını karşılayan destek düşük ve yetersiz. Destek tutarı, yıllık gaz ihtiyacı olarak ödenecek gaz bedeline eşitlenmeli ve kapsamı tüm düşük gelirli aileleri kapsayacak şekilde genişletilmeli” ifadelerini kullanıyor.

Raporda ayrıca enerji girdileri ve ürünlerindeki yüksek vergilerin düşürülmesi, elektrik faturalarına eklenen kayıp/kaçak bedeli ve dağıtım şirketlerine ilave kazançlar sağlayan tüm kalemlerin iptal edilmesi, konutların temel ihtiyacı olan elektrik, doğal gaz, su ve iletişimin vergilerden muaf tutulması ve özelleştirme uygulamalarına son verilmesi çağrısı yapılıyor.

Paylaşın

EPDK Duyurdu: Elektriğe Yüzde 38 Zam

EPDK, elektrik perakende satış fiyatlarında mesken abone grubu için yüzde 38, tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 30 oranında artış yapıldığını duyurdu.

1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak zamla birlikte 100 kWh elektrik tüketimi olan bir mesken abonesi için ödenecek tutar 207,23 lira oldu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle nihai elektrik perakende satış fiyatlarında mesken abone grubu için yüzde 38, tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 30, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubunun düşük kademesi için yüzde 38 ve yüksek kademesi için yüzde 20 oranında artış yapılmıştır”

Açıklamada, bu artışla beraber 100 kWh elektrik tüketimi olan bir mesken abonesi için ödenecek tutar 207,23 lira olduğun, tarifelerin 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle geçerli olacağı belirtildi.

Paylaşın

Doğalgaz Ve Elektrik Zammı Kapıda!

14 Mayıs 2023’te yapılan “Genel Seçimler” ve 31 Mart’ta yapılan “Yerel Seçimler” döneminde ertelenen zamlar, bir bir ürünlere yansıtılmaya devam ediyor. Son olarak elektrik ve doğalgaza yüksek oranlı zam yapılması gündemde.

Elektrik fiyatları bir önceki yerel seçimlerin yapıldığı 2019 yılı ile genel seçimlerin yapıldığı 2023 arasında konutlarda ilk kademe tüketimde yüzde 222,7 oranında zam geldi. BOTAŞ ise doğalgaz fiyatlarını konutlarda yüzde 358,4 artırdı.

BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın aktardığına göre, 2019-2023 yılları arasında tüketici fiyat endeksindeki artışın yüzde 211,8 olduğu düşünüldüğünde iktidar seçimsiz dönemlerde yaptığı zamlar TÜFE artış oranından daha yüksek oldu.

Seçim yılı 2023’ün ilk dört ayında doğalgaz konut ve 1.kademe satış fiyatları sabit kalırken, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yapılan üç indirimle, 2.kademe işyerlerine yüzde 40,1, elektrik santrallarına yüzde 44,4 indirim yapıldı. Nisan 2023’de bütün konut tüketicilerine doğalgaz bedava temin edildi, 2024 Mayıs sonuna kadar konut tüketicilerinin aylık 25 m3 gaz tüketimi ücretsiz oldu.

Halkın faturası katlanırken şirketlere milyar dolarlar akmaya devam etti. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu’nun hesaplamalarına göre şirketlere, elektrik enerjisi üretimi alanında, 2018- 2023 döneminde 19,75 milyar dolar destek sağlandı.

Özel sektöre ait akarsu HES, rüzgâr, jeotermal ve güneş santrallarının neredeyse tamamı ve bazı büyük Barajlı HES’ler YEKDEM desteğinden yararlanıyor. 2020 -2023 döneminde toplam elektrik tüketiminin yaklaşık dörtte biri YEKDEM kapsamındaki tesislerden alındı.

2023’te YEKDEM kapsamında 74 milyon 607 bin 320 MWh üretim için 169,4 milyar TL ödendi. EPİAŞ’a göre aynı dönemde Piyasa Takas Fiyatı ağırlıklı ortalaması 2.237 TL/MWh oldu. Piyasa fiyatına göre fazla ödeme 2,47 milyar TL ödendi.

Paylaşın

Benzin Fiyatları, Avrupa’da Yüzde 1,5 Türkiye’de Yüzde 113 Arttı

2023 yılı nisan ayında 21.32 lira olan benzinin litre fiyatı, 2024 yılı nisan ayında yüzde 113’lük artışla 43.56 liraya çıktı. 2023 yılı nisan ayında 20.37 lira olan motorinin litre fiyatı ise yüzde 106’lık artışla 2024 yılı nisan ayında 42.1 lira oldu.

2024 şubat ayında 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde ortalama motorin fiyatı litre başına 1.696 euro oldu. Bu ülkelerde fiyatların 2023 yılından bu yana ortalama yüzde 4’ün üzerinde düştüğü görüldü. AB ülkelerinde ortalama 95 oktan benzin fiyatı da 14 ayda yüzde 1.5 arttı.

Avrupalılar 1 litre benzini geçen yıla kıyasla yüzde 1.5 oranında daha pahalı alırken Türkiye’de benzine bir yılda yüzde 113 zam yapıldı. İktidarın Mayıs 2023 seçimlerinden sonra devreye aldığı vergi ve zamlar ile döviz kurlarındaki yükseliş, akaryakıtta fiyat artışlarını beraberinde getirdi.

Sözcü gazetesinin haberine göre; temmuz ayında akaryakıtın nispi Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarı benzinde 2.52 TL’den 7.53 TL’ye, motorinde de 2.05 TL’den 7.06 TL’ye yükseltildi. Ocak 2024’te ise ÖTV tutarları litre başına benzinde 9.45 TL, motorinde de 8.86 TL oldu.

Üst üste gelen zamların ardından Nisan 2023’te 21.32 TL olan benzinin litre fiyatı, bu ay yüzde 113’lük artışla 43.56 TL’ye çıktı. Nisan 2023’te 20.37 TL olan motorinin litre fiyatı ise yüzde 106’lık artışla bu ay 42.1 TL oldu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verilerine göre Şubat 2024’te 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde ortalama motorin fiyatı litre başına 1.696 Euro oldu. Bu ülkelerde fiyatların 2023’ten bu yana ortalama yüzde 4’ün üzerinde düştüğü görüldü. AB ülkelerinde ortalama 95 oktan benzin fiyatı da 14 ayda yüzde 1.5 arttı.

Paylaşın

Akaryakıt Fiyatları, Seçimlerden Sonra Yüzde 115 Arttı

İğneden ipliğe her ürünün zamlandığını belirten CHP’li Başevirgen, “Şimdi de Cumhuriyet tarihinin en yüksek akaryakıt fiyatlarıyla karşı karşıyayız. İktidar her fırsatta ekonominin düzeleceğini vadetse de seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 115 arttı” dedi ve ekledi:

“Akaryakıt fiyatlarındaki artış iğneden ipliğe her şeyin zamlanması anlamına geliyor. Yiyecekten giyeceğe, ulaşımdan tükettiğimiz her bir ürüne de zamlar aynı oranda yansıyacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, arka arkaya yapılan akaryakıt zamlarına dikkat çekti. Gazete Duvar’dan Günsu Durak’ın aktardığına göre; Başevirgen, akaryakıta gelen zamlarla birlikte her ürünün zamlandığını belirtti.

Zamlarla birlikte ülkede artık halkın nefes alamaz hale geldiğini söyleyen Başevirgen, “Sarayın itibarından tasarruf etmeyen AK Parti iktidarı, acı reçeteyi yurttaşlara kesmeye devam ediyor. Türk-İş’in rakamlarına göre açlık sınırı 15 bin 48 liraya, yoksulluk sınırı ise 49 bin 19 liraya yükseldi. Bir ailede ancak 3 kişinin çalışması durumunda yoksulluk sınırına ulaşılabiliyor. İktidarın yarattığı zengin kesim hariç ülkede hiç kimse nefes alamaz hale geldi” dedi.

Başevirgen, seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatlardaki artış oranına da dikkat çekerek, “Şimdi de Cumhuriyet tarihinin en yüksek akaryakıt fiyatlarıyla karşı karşıyayız. İktidar her fırsatta ekonominin düzeleceğini vadetse de seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 115 arttı. Akaryakıt fiyatlarındaki artış iğneden ipliğe her şeyin zamlanması anlamına geliyor. Yiyecekten giyeceğe, ulaşımdan tükettiğimiz her bir ürüne de zamlar aynı oranda yansıyacak” diye konuştu.

Akaryakıt fiyatlarındaki peş peşe artışlarla birlikte vatandaşların ulaşım haklarının da elinden alındığını belirten Başevirgen, “Ulaşım sektörü ise akaryakıttaki artışı bilet fiyatlarına yansıtmaya başladı. Büyükşehirlerden Anadolu’ya 700 liradan ucuz bilet yok. Ankara-İstanbul arası en uygun otobüs bileti fiyatı 500 lirayı geçti.

KYK bursu alan ve Ankara’da okuyup, İstanbul’a ailesini görmeye giden bir öğrenci, gidiş-dönüş en az bin lirayı gözden çıkartmak zorunda. Öğrencilerin aldığı bursun sadece 2 bin lira olduğu düşünüldüğünde bir öğrenci bu bursla ayda sadece 2 kez ailesinin yanına gidebilir” açıklamasını yaptı.

Zamların ulaşım gibi halkın gıda, giyinme gibi temel haklarını da tehdit ettiğini ifade eden Başevirgen, “4 kişilik bir ailenin ise Ankara’dan İstanbul’a gidip gelmesi 4 bin lira, bu da asgari ücretin yaklaşık 4’te 1’ine denk geliyor. İktidar, yurttaşlarımızın bütün temel haklarını elinden aldığı gibi ulaşım hakkını da elinden alıyor. Akaryakıt fiyatlarının bu denli yüksek seyretmesi durumunda gıda ve giyinme hakkı da aynı ulaşım hakkı gibi vatandaşların elinden alınacak” dedi.

Paylaşın

45 Litrelik Bir Depo Benzinin Vergisi 705 Lira

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, üretim ve taşımada, mal ve hizmetlerin maliyetini etkileyen mazot, benzin gibi ürünlerden tüketim vergilerinin kaldırılması gerektiğinin altını çizerek, “Vergi uzmanlarının hesaplamalarına göre ‘Bugün Ankara merkezde litre fiyatı 37,42 TL olan benzinin; 6,23 TL’si KDV, 9,45 TL’si ÖTV, toplam vergi 15,68 TL’dir.’ 45 litrelik bir depo benzin için, 979 TL ürün bedeli, 705 TL vergi ödeyerek toplamda 1.684 lira ödeniyor” dedi ve ekledi:

“Bu giderler satış maliyetini etkilediğinden tüketicilere zam olarak yansımaktadır. Yetkililere seslenmek istiyoruz. Her ekonomik krizde tüketicilerin cebine uzanan adaletsiz vergi sisteminizden vaz geçin. Bütçe açığını kapatmak için sürekli dolaylı vergileri artırmak yerine, kamu harcamalarında tasarrufa gidin, israf edilen kaynakların verimli kullanılmasını sağlayın.  Değerli Tüketiciler, zam öncesi benzin istasyonlarında kuyruklar oluşturmak yerine, zamları sorgulayıp itiraz etmeli, tüketimden gelen gücümüzü kullanmalıyız.”

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, alım gücünün düşmesi ve tüketici hakkı ihlallerine ilişkin derneğin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Mezopotamya Ajaansı’nın aktardığına göre açıklamayı yapan Ergün Kılıç, işsizlere, yoksullara ve emeklilere seslenerek, “Bugüne kadar yürüttüğümüz hak arama ve tüketicilerin korunması mücadelesini daha da güçlendirmek için sizleri birlik olmaya davet ediyoruz” dedi.

Türkiye’de mal ve hizmet satışlarında yüksek oranda tüketim vergisinin alınması ile tüketicilerin belinin büküldüğünü söyleyen Kılıç, “Seçim öncesinde çıkartılan ‘vergi barışı’ vergi afları ile şirketler korunurken tüketicilere daha fazla vergi yükü bindirilmiştir. Tüketicilerin temel gereksinimlerini karşıladıkları mal ve hizmetlerden Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alma uygulamasından vaz geçilmelidir. Konutlarda kullanılan elektrikten, kadın hijyen ürünlerinden, çocuk bezlerinden, hayvan mamalarından, sağlık ve temel ihtiyaçlar üzerinden alınan yüksek miktardaki ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Üretim ve taşımada, mal ve hizmetlerin maliyetini etkileyen mazot, benzin gibi ürünlerden tüketim vergilerinin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Kılıç, “Vergi uzmanlarının hesaplamalarına göre ‘Bugün Ankara merkezde litre fiyatı 37,42 TL olan benzinin; 6,23 TL’si KDV, 9,45 TL’si ÖTV, toplam vergi 15,68 TL’dir.’ 45 litrelik bir depo benzin için, 979 TL ürün bedeli, 705 TL vergi ödeyerek toplamda 1.684 lira ödeniyor. Bu giderler satış maliyetini etkilediğinden tüketicilere zam olarak yansımaktadır. Yetkililere seslenmek istiyoruz. Her ekonomik krizde tüketicilerin cebine uzanan adaletsiz vergi sisteminizden vaz geçin. Bütçe açığını kapatmak için sürekli dolaylı vergileri artırmak yerine, kamu harcamalarında tasarrufa gidin, israf edilen kaynakların verimli kullanılmasını sağlayın. Değerli Tüketiciler, zam öncesi benzin istasyonlarında kuyruklar oluşturmak yerine, zamları sorgulayıp itiraz etmeli, tüketimden gelen gücümüzü kullanmalıyız” diye kaydetti.

“Zamları durdurmak için güçlerimizi birleştirelim”

Ekonomik koşulların zorlaştığı bugünlerde tüketicinin başkaca sorunlarının da olduğunu ifade eden Kılıç, şöyle devam etti: “Bir başka tüketici sorunu ise tüketicilerin satın aldıkları mal ve hizmetlerde kredi kartı kullanması ve kredi kart borcunu da yine kredi kartından karşılamak zorun da kalmalarıdır. Bunu fırsat bilen bazı satıcı ve sağlayıcılar kredi kartından ödeme yapmak isteyen tüketicilerden ‘Hizmet bedeli’ ‘kredi kartı komisyonu’ gibi değişik ad altında Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu hiçe sayarak ek ücretler almaktadır. Üretimden gelen gücünüzü tüketimden gelen gücümüzle birleştirelim. İşsizler, yoksullar, emekliler ve ücretli çalışanlar üzerindeki haksız vergi yükünü ve kar hırsına boğulmuş satıcıların ve sağlayıcıların zamlarını durdurmak için güçlerimizi birleştirelim.”

Paylaşın

“Petrolün Varil Fiyatı 150 Doları Aşabilir” Uyarısı

Dünya Bankası Ekonomisti Indermit Gill “Orta Doğu’daki son çatışma, 1970’lerden bu yana emtia fiyatlarında en büyük artışa yol açan olay olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından yaşandı” dedi.

Bu savaşın küresel ekonomi üzerindeki yıkıcı etkilerinin hâlâ hissedildiğini belirten Gill, hem petrol hem gaz arzının sekteye uğradığı bir dönemin on yıllardır yaşanmadığını, siyasetçilerin ihtiyatlı olması gerektiğini söyledi.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Dünya Bankası, Orta Doğu’daki çatışmaların yayılması durumunda petrolün varilinin 150 doları aşabileceği uyarısında bulundu.

Bu durum, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden yaklaşık 1,5 yıl sonra enerji ve gıda fiyatlarında büyük bir artışa yol açabilir. 90 dolar civarında olan petrolün varil fiyatının düşmesi bekleniyordu.

Fakat Dünya Bankası’nın yeni hazırladığı projeksiyonlardaki kötü senaryoya göre Orta Doğu’daki durum 1970’lerdekine benzer bir petrol krizine yol açabilir.

Arap petrol üreticisi ülkeler Ekim 1973’te, Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail’e destek veren ABD ve diğer ülkelere petrol ihracatını kesmiş, bu da fiyatların yükselmesine yol açmıştı.

Dünya Bankası Ekonomisti Indermit Gill “Orta Doğu’daki son çatışma, 1970’lerden bu yana emtia fiyatlarında en büyük artışa yol açan olay olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından yaşandı” dedi.

Bu savaşın küresel ekonomi üzerindeki yıkıcı etkilerinin hâlâ hissedildiğini belirten Gill, hem petrol hem gaz arzının sekteye uğradığı bir dönemin on yıllardır yaşanmadığını, siyasetçilerin ihtiyatlı olması gerektiğini söyledi.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırının ardından başlayan çatışmalar, bölgedeki boru hatlarının etkilenebileceği endişesi nedeniyle doğalgaz fiyatlarını artırmıştı. Petrol fiyatlarında ise benzer bir yükseliş yaşanmamıştı.

Dünya Bankası’nın, Orta Doğu’da çatışmaların yayılmadığı iyimser senaryosunda ise petrolün varil fiyatının 81 dolara düşeceği belirtiliyor.

Dünya Bankası Ekonomisti Ayhan Köse de “Petrol fiyatlarının uzun süre yüksek seyretmesi kaçınılmaz olarak gıda fiyatlarını artırır” dedi ve ekledi: “Ciddi bir fiyat artışı durumunda pek çok gelişmekte olan ülkede gıda enflasyonu artar – ki bu ülkeler zaten daha yüksek bir gıda enflasyonuyla mücadele ediyor.

“2022 sonunda küresel nüfusun neredeyse yüzde 10’unu oluşturan 700 milyon kişi yetersiz besleniyordu.”

Paylaşın

Türkiye, Kuzey Irak’tan Mart Ayında Durdurduğu Petrol İthalatına Yeniden Başlıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın bugün itibarıyla operasyona hazır hale geldiğini” belirterek “Hattı bu hafta içinde faaliyete geçireceğiz. Boru hattı faaliyete geçtikten sonra küresel petrol piyasalarına 500 bin varil petrol tedarik edilebilecek” dedi.

Türkiye, Irak hükümetinin şikayeti üzerine gerçekleşen tahkim süreci sonrası 25 Mart’ta Kuzey Irak’tan Ceyhan limanına yapılan petrol ithalatını durdurmuştu.

Irak’ın Türkiye’yi uluslararası tahkime vermesi sonrasında Irak’ın kuzeyinden durdurulan petrol ithalatı yeniden başlatılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın operasyona hazır hale geldiğini ve bu hafta içinde faaliyete geçeceğini bildirdi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkentinde düzenlenen Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’nın açılış oturumunda konuşan Bayraktar, “6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ile sel ve benzeri felaketler nedeniyle bakıma alınan Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın bugün itibarıyla operasyona hazır hale geldiğini” belirterek “Hattı bu hafta içinde faaliyete geçireceğiz. Boru hattı faaliyete geçtikten sonra küresel petrol piyasalarına 500 bin varil petrol tedarik edilebilecek” dedi.

Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) ile yaptığı petrol sevkiyatının izinsiz olduğu gerekçesiyle 30 milyar dolarlık tazminat davası açan Bağdat yönetimi, davada mahkemece haklı bulunmuştu. Irak Petrol Bakanlığı’nın Türkiye aleyhine açtığı ve 30 milyar dolardan fazla tazminat istediği dava mart ayında karara bağlanmıştı.

Tahkim mahkemesi, Türkiye’nin 2014-2018 arasını kapsayan 4 yıllık dönem için Irak’a 1.4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verdi. Uzun bir süre Türkiye üzerinden tek başına petrol ihraç eden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, mart ayı sonunda uluslararası mahkemenin Bağdat yönetimi lehine verdiği karara uymak zorunda kaldı.

Bu kararın ardından Türkiye topraklarından petrol geçişi durduruldu. Mayıs ayında Irak, petrol ihracatına devam etmeden önce Türkiye ile “nihai bir anlaşma” beklediğini ancak mali sorunların çözülmediğini açıklamıştı.

Mart ayına kadar Irak Kürt bölgesel yönetimi yaklaşık on yıl boyunca Türkiye’nin Ceyhan limanı üzerinden günlük 475 bin varil petrol ihraç ederek önemli bir gelir elde etmişti. Türkiye’nin petrol ithalatını durdurması sonrasında Irak hükümeti 13 Mayıs’ta hattın yeniden açılması için Ankara’ya başvuruda bulunmuş, ancak sonuç alamamıştı.

Nisan ayında Irak federal hükümeti ve IKBY, Türkiye üzerinden petrol ihracatına devam edilmesi için anlaşmaya ulaştı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Masrur Barzani, sosyal medya hesabından attığı mesajda “uzun zamandır süren anlaşmazlığın sona ermesi açısından mühim bir adım” atıldığını belirtmişti.

Anlaşma kapsamında Irak’ın sahibi olduğu Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) petrolün ihracatından sorumlu olacak, petrol gelirleri de IKBY’nin kontrolü altındaki Irak Merkez Bankası’ndaki bir hesapta toplanacak. Türkiye, anlaşmanın ardından 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ile sel ve benzeri felaketler nedeniyle boru hattının bakıma alındığını duyurmuştu.

Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani, Mayıs ayı sonunda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Irak hükümetine, boru hattının depremden hasar görüp görmediği konusunda teknik incelemelerin devam ettiğini söylediğini belirterek “Biz de boru hattını incelemek üzere bir teknik heyet göndereceğiz. Böylelikle hattın hazır olup olmadığını ya da ek kontrollere ihtiyaç olup olmadığını değerlendireceğiz” demişti. Iraklı yetkililerden de konunun teknik değil siyasi olduğuna yönelik değerlendirmeler gelmişti.

Paylaşın

Akaryakıttan Alınan ÖTV Yaklaşık Dört Kat Arttı

Merkezi yönetim bütçesi ağustos ayında 51,3 milyar TL fazla verdi. Vergi geliri artışında, temmuz ayının ikinci yarısında akaryakıtta özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisine (KDV) yapılan büyük zammın da etkisi görüldü.

Geçen yıl ağustosta 7,6 milyar TL olan petrol ve doğalgaz ürünlerinden toplanan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 263’lük artışla 27,6 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde petrol ve doğalgaz ürünlerinden ÖTV geliri, 75,9 milyar TL’ye ulaştı.

Hükümet, temmuzda akaryakıtta KDV oranını yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltirken, benzinde litrede 2,52 TL olan ÖTV’yi 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV’yi de 7,05 TL’ye yükseltilmişti. Vergi ve kur artışlarının yanı sıra petrol ve ürün fiyatlarındaki artışla birlikte akaryakıt fiyatları seçim sonrasında yaklaşık 19 TL’den 40 TL’ye yükselmişti.

Merkezi yönetim bütçesi ağustos ayında 51,3 milyar TL fazla, ocak-ağustos döneminde ise 383,4 milyar TL açık verdi. Geçen sene ağustosta 3,6 milyar TL fazla veren bütçenin bu sene aynı ayda 51,3 milyar TL fazla vermesinde, seçimlerin ardından vatandaşın sırtına yüklenen vergilerdeki artış etkili oldu.

Geçen sene ağustosta 271,9 milyar TL olan vergi gelirleri, bu sene ağustosta 543,2 milyar TL’ye yükseldi. Bu rakamın 240 milyar TL’si dolaysız, 303,2 milyar TL’si dolaylı vergilerden oluştu. Kurumlar vergisi ödeme ayı olmasına rağmen dolaysız vergi payı toplam içinde yüzde 44,2’de kaldı.

Sözcü’den Emre Deveci’nin haberine göre vergi geliri artışında, temmuz ayının ikinci yarısında akaryakıtta özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisine (KDV) yapılan büyük zammın da etkisi görüldü.

Geçen yıl ağustosta 7,6 milyar TL olan petrol ve doğalgaz ürünlerinden toplanan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 263’lük artışla 27,6 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde petrol ve doğalgaz ürünlerinden ÖTV geliri, 75,9 milyar TL’ye ulaştı.

Hükümet, temmuzda akaryakıtta KDV oranını yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltirken, benzinde litrede 2,52 TL olan ÖTV’yi 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV’yi de 7,05 TL’ye yükseltilmişti. Vergi ve kur artışlarının yanı sıra petrol ve ürün fiyatlarındaki artışla birlikte akaryakıt fiyatları seçim sonrasında yaklaşık 19 TL’den 40 TL’ye yükselmişti.

Alkol ve tütüne üst üste gelen vergi zamlarının etkisi de bütçede görüldü. Geçen sene ağustosta 13,9 milyar TL olan tütün ve alkollü içkiden toplanan ÖTV, bu sene ağustosta 24,3 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde alkol ve tütünden toplanan ÖTV 142 milyar TL’ye ulaştı.

Özel Tüketim Vergisi katlandı

Geçen sene ağustosta 39,4 milyar TL toplam ÖTV geliri, bu sene ağustosta yüzde 164’lük artışla 104,1 milyar TL’ye yükseldi. Geçen sene ocak-ağustos döneminde 241 milyar TL olan toplam ÖTV geliri, bu sene aynı dönemde 512,8 milyar TL oldu.

Geçen sene ağustosta 14,7 milyar TL olan motorlu taşıtlardan alınan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 219’luk artışla 46,9 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos dönemi için de rakam 86,9 milyar TL’den 256,7 milyar TL’ye yükseldi.

Paylaşın