Türkiye, “İnternetin Özgür Olmadığı Ülkeler” Kategorisinde

Türkiye, bu yıl da “internetin özgür olmadığı ülkeler” kategorisinde yer aldı. İnternet özgürlüğünün en yüksek olduğu üç ülke İzlanda, Estonya ve Şili olurken, en düşük olduğu ülkeler ise İran, Çin ve Myanmar oldu.

ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House, bu yılki “İnternet Özgürlüğü” raporunu yayımladı. Rapora göre küresel ölçekte internet özgürlüğü 15 yıldır geriliyor. Raporda incelenen 72 ülkeden 27’sinde çevrimiçi güven koşulları kötüleşirken 17 ülkede pozitif bir ilerleme kaydedildiği belirtildi.

100 üzerinden 31 puanla “internetin özgür olmadığı ülkeler” kategorisinde yer alan Türkiye, geçen sene olduğu gibi bu yıl da 72 ülke arasında 56’ncı sırada yer aldı. Türkiye bu skorla Avrupa’da incelenen ülkeler arasında ise sonuncu oldu.

Türkiye’de internet özgürlüğünün tehdit altında olduğunu belirten Freedom House’a göre, geçen seneye kıyasla paylaşımları nedeniyle uzun süreli hapis cezasına çarptırılan internet kullanıcılarının sayısı azalsa da, Türkiye’de internet özgürlüğüne yönelik sayısız kısıtlama devam etti.

Raporun açıklandığı gün, tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi” adlı X hesabına “millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması gerekçesiyle” erişim engeli getirilmesi için girişimde bulunulduğu bildirildi. Daha önce İmamoğlu’nun kişisel X hesabına da Türkiye’den erişim engellenmişti.

Freedom House, özellikle 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar sırasında sosyal medya platformlarına erişimin kısıtlandığına ve yetkililerin, internet sitelerini engellemek ve içerikleri kaldırmak için mahkemelere başvurduğuna dikkat çekti.

İktidar yanlısı hesapların dezenformasyona devam ettiğini vurgulayan Freedom House; gazetecilerin, aktivistlerin ve sosyal medya kullanıcılarının paylaştıkları içerikler nedeniyle soruşturmalara ve zaman zaman davalara maruz kaldığını hatırlattı. Raporda, Ağustos 2024’te Türkiye Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu’nun (BTK) sosyal medya platformu Instagram’ı dokuz gün boyunca engellediğine de yer verildi.

Rapora göre, internet özgürlüğünün en yüksek olduğu üç ülke İzlanda, Estonya ve Şili oldu. İnternet özgürlüğünün en düşük olduğu ülkeler ise İran, Çin ve Myanmar olarak sıralandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Özel’den “Sonuna Kadar Mücadele” Vurgusu

“Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Sokakları, meydanları boş bırakmayacağız. Susmayacağız, sinmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ordu Altınordu’daki “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde fındık politikalarından maden ruhsatlarına, emekli ve ücretlilerin durumundan yargı ve anayasa tartışmalarına uzanan geniş bir yelpazede konuştu.

Özel, “Bir yanı mavi, bir yanı yeşil. Bir yanı yayla, bir yanı sahil. Fındığı dalında, sevdayı kalbinde, mertliği yüreğinde taşıyan Ordu… Hepiniz hoş geldiniz” sözleriyle selamladı ve şu mesajları verdi: Özel, 31 Mart’taki sonuçları ve Ordu’daki değişimi hatırlatarak örgütlerine teşekkür etti: “Türkiye’de partimiz 47 yıl sonra birinci parti olurken…

Ordu’da da bir olan belediyemizi hem merkez ilçeyi alarak, hem de 47 yıl sonra Leyla Çıtır ile Çamaş’ı; 25 yıl sonra Cemil Coşkun’la Gürgentepe’yi; 51 yıl sonra Bülent Güney ile Kabataş’ı alarak bir büyük başarıya imza attık… Onlar sonuna geldi, biz daha yeni başlıyoruz. Ordu Büyükşehir’i alacağız, Ordu’nun bütün ilçelerini alacağız.”

Meydandaki kalabalığa dikkat çekip mücadele çağrısı yaptı: “‘Dolmaz’ denen meydanlar doluyorsa, dolup da taşıyorsa… 68’inci eylemde Ordu tarihe geçiyorsa doğru yoldayız. Aldığın maaştan, kasaptaki etten, mandıradaki peynire kadar şikâyetin varsa… o pijamayı çıkaracaksın; nereye çağırılıyorsan koşacaksın. Mücadele edeceksin. Ancak öyle kazanacağız.”

Altınordu Belediye Başkanı Ulaş Tepe’nin projelerini tek tek sıraladı: “Halk Süt kurmuş, çocuklara 845 bin paket süt dağıtmış. İki kent lokantasında 155 bin öğün yemek sunulmuş. Halk Et satış noktasında 55 bin ton et uygun fiyata satılmış. ‘Emeklihane’de emekli 5 liraya çay içiyor.

Kırsal mahallelerde mobil kuaför 23 tur atmış. 52 bin m² yeşil alan, dört yeni park yapılmış… Refakatçi evi, konservatuvar, düğün salonu, kreş, Patiköy doğal yaşam alanı, katlı otopark gibi projeler bitme aşamasında… Bu belediye başkanları iktidar partisinin değil; çelmelere rağmen çalışan başkanlar.”

Ordu’nun yıllardır bekleyen yatırımlarını sıralayarak iktidarı eleştirdi: “Gölköy–Gürgentepe yolu hâlâ bitmemiş. Kabadüz–Çambaşı 15 yıldır bekliyor. Ünye–Akkuş–Niksar2027’ye ertelenmiş. Kumru–Korgan dokuz yılda 3 kilometre ilerlemiş. Fatsa Çevre Yolu yok; Samsun–Sarp demiryolu yılan hikâyesi…”

Çatalpınar Belediyesiyle ilgili yolsuzluk iddiası da gündemindeydi: “Bu sırada Çatalpınar’da akla hayale gelmez bir yolsuzluk… 10 bin m² parke taşı parası ödeniyor; 3 bin m²geliyor. Gece başka illerden 7 bin m² taşı tırlarla çekmeye kalkarken kameraya yakalanıyorlar… Bu adaletsizliğe isyan ediyor işte bu meydan.”

“Ordu–Giresun Havalimanı’nda sefer yetersiz, bilet pahalı. İlçelerde ambulans ihtiyacı, MR yokluğu, doktor eksikliği var. 331 okuldan öğretmeni olmayanlar var ama ÇEDES’le manevi danışman tüm okullara yollanmış… Din görevlisinin görevi ayrı, öğretmenin görevi ayrı. İbadet ve inanç özgürlüğünün teminatıyız ama MEB’de dernek–vakıf protokolleriyle bu iş olmaz.”

Karadeniz’in doğa tahribatına dikkat çekti: “Ordu’nun yüzde 74’ü maden ruhsatına açılmış. Ormanların yüzde 65’i, tarım alanlarının yüzde 76’sımaden ruhsatı… ‘Önce insan, önce doğa, önce Ordu’ diyoruz; tarım ve ormanlara sahip çıkacağız.”

Fındıkta küresel tekel iddiası ve fiyat manipülasyonuna tepki gösterdi: “Bu güya adı ‘dünya devi’ firma, ‘Bu sene Türkiye’den fındık almayacağız’ diye haber sızdırıp piyasayı manipüle etti. Rekabet Kurumu’nu göreve çağırdık… Fındıkta bir tane dünya devi var; Ordu, Giresun, Karadeniz.

FİSKOBİRLİK’i ayağa kaldıracağız. TMO ile üreticiyi kollayan düzen kuracağız. Ham ürünü değil, ara mamul–son mamul satacağız. Fındık üreticisini ve Ordu’yu ayağa kaldıracağız.

Tayyip Bey geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu; bugün 1,5 çeyrek… Altın 11 bin TL, en düşük emekli 16 bin TL. Bu sefalete mahkûm değilsiniz. Asgari ücret geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu; şimdi 2 çeyrek zar zor… Alın terini sömürerek bir ülke ayakta kalamaz.”

Yıl içi zam tartışmasına tepki: “Yüzde 25 zam planı… Bu katlanılmaz. Direneceğiz, eylemleri büyüteceğiz. Hakkımızı alacağız ya da bunları göndereceğiz; hakkımızı verecek iktidarı başımıza getireceğiz. İşsizlikte Avrupa birincisi, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi, yüksek faizde Avrupa birincisi ve dünya ikincisi, enflasyonda Avrupa birincisi ve dünya beşincisi… Beşibiryerde.”

Dış politika–ekonomi kesişiminde nadir toprak elementleri polemiği: “Nadir toprak elementlerinde dünyada ilk beşteyiz. Bu altın yumurtlayan tavuk… Oval Ofis’te pazarlığını yaptılar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Nadir elementler vatandır, vatan satılamaz. Kanun teklifi verdik: Devlet çıkarır–işler; ham halde ucuza satılamaz. Samimiysen, gel oya.”

AYM kararlarına uyulmamasını eleştirip iktidara çağrı yaptı: “Anayasa ortak çatımızdır. AYM kararına uymayan mahkemenin kararı düzeltilmezse sonu büyük felaket… Herkesi hukuka, anayasaya uymaya davet ediyorum.”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı üzerinden ileri sürdüğü iddiaları tekrarlayan Özel, ağır ifadeler kullandı: “Bütün savcılara yasak olan bir şey, bir savcıya serbest olamaz. Burası senin deyiminle ‘hukuk devleti’.Bu kişi, bir savcı mı; yoksa imparatorun talimatıyla suç işleyen ama suçtan muaf bir gladyatör mü?

Ekrem Başkan masumdur, arkadaşlarımız masumdur. İftira, iftira, iftira atıyorsunuz. ‘Bir aya kalmaz insan içine çıkamayacaklar’ diyenlere Ordu’nun meydanından cevap veriyoruz.”

Özel sözlerini şu çağrıyla bitirdi: “Sokakları, meydanları boş bırakmayacağız. Susmayacağız, sinmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hep birlikte iktidar yürüyüşüne var mısınız? Gazi Mustafa Kemal’in askerleri, yürüyelim arkadaşlar.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 69 Bin 169’a Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 69 bin 169’a yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 170 bin 685’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı.

Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde, Ekim 2025’te başlayan ateşkes anlaşmasına rağmen hala insani kriz devam ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 maddelik planı, Hamas’ın silahsızlandırılması, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası bir “Barış Kurulu” kurulmasını öngörüyor.

Plan, Gazze’yi İsrail ve Hamas kontrolünde “sarı çizgi” ile ikiye bölen bir tampon bölgeyi de içeriyor.

Ocak 2025’te Katar, Mısır ve ABD arabuluculuğunda sağlanan ilk ateşkes, Mart ayında İsrail’in saldırısıyla bozulmuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Gazze Şehri’nde yapıların yüzde 83’ü hasarlı veya tamamen yok olmuş durumda.

IPC (Integrated Food Security Phase Classification) analizine göre, Gazze Şehri’nde yaşayanların yüzde 80’i insani yardıma muhtaç.

Paylaşın

“9 Bin PKK’lı Türkiye’ye Dönecek” İddiası

İlk etapta silahlı suçlara karışmamış bin PKK’lının, daha sonra ise yapılacak bireysel incelemelerin sonucuna bağlı olarak 8 bin PKK’lının Türkiye’ye dönüşüne izin verileceği öne sürüldü.

Çözüm süreci kapsamında gözler hükümetin önereceği yasal düzenlemelere çevrilmişken Reuters haber ajansı, ismi verilmeyen “üst düzey bir Ortadoğu yetkilisine” dayandırdığı haberinde, genel bir af anlamına gelmeyecek fakat PKK’dan ayrılarak evlerine dönenleri koruyacak bir düzenleme üzerinde çalışıldığını aktardı.

Ajansa konuşan yetkili, söz konusu düzenlemenin bu ay içinde parlamentoya sunulmasının beklendiğini dile getirdi.

Buna göre, ilk etapta silahlı suçlara karışmamış bin kişinin, daha sonra ise yapılacak bireysel incelemelerin sonucuna bağlı olarak 8 bin militanın Türkiye’ye dönüşüne izin verilecek.

Yetkili, Ankara’nın bin kadar orta ve üst düzey PKK yetkilisinin ise Türkiye’ye dönmesine izin vermeyeceğini, bu isimlerin Avrupa dahil üçüncü ülkelere yerleştirilmesinin gündeme gelebileceğini söyledi.

Ajansa konuşan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel de, PKK üyelerinin demokratik ve sosyal entegrasyonunu mümkün kılacak özel bir yasa üzerinde çalışıldığını” ve bunun “İster sivil ister militan olsun, PKK’dan dönen herkes için geçerli olacağını” vurguladı. Temel diğer yandan, kademeli bir geri dönüşün değil, herkesi kapsayan bir yöntemin benimseneceğini belirtti.

Bazı PKK üyelerinin üçüncü ülkelere gönderilmesi fikrinin gündeme getirildiğini de doğrulayan Tayip Temel, bunun potansiyel ev sahibi ülkelerle de müzakere edilmesi gerektiğini belirtti.

DEM Parti’den ismi gizli tutulan bir diğer kaynak ise, genel af dili kullanılmadan sadece PKK’ya özgü tek bir yasa üzerinde çalışıldığını belirtti.

Temel’in açıklamasının aksine, “Farklı gruplar için farklı prosedürler olacak” diyen kaynak, bazı PKK üyelerinin Türkiye’ye döndüklerinde muhtemelen soruşturma ve yargılamalarla karşı karşıya kalacağını belirtti.

PKK, kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Mayıs ayında örgütsel varlığına son verdiğini duyurmuş, militanlar Temmuz ayında sembolik bir ateş yakma töreni gerçekleştirmişti. Geçen ay da Türkiye’deki militanların Irak’a döneceği duyurulmuş ancak Türkiye’de halihazırda kaç silahlı savaşçı bulunduğu konusunda bir bilgi verilmemişti.

Halihazırda önemli bir kısmı Türkiye vatandaşı olan PKK militanlarının büyük çoğunluğunun Irak’ta olduğu biliniyor. Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde de az sayıda PKK’lının varlıklarını sürdürdüğü değerlendiriliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Son Anket: CHP İle AK Parti Arasındaki Puan Farkı 6,16

Son seçim anketine göre; CHP, AK Parti’nin 6,16 puan önünde. Ankete katılan katılımcıların, yüzde 35,25’i CHP’ye, yüzde 29,09’u ise AK Parti’ye oy verebileceklerini belirtti.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) erken seçim çağrılarını sürdürürken araştırma ve anket sonuçları açıklanmaya devam ediyor.

GÜNDEMAR Araştırma, 20 – 26 Ekim 2025 tarihleri arasında 2 bin 250 kişiyle gerçekleştirdiği “Türkiye Gündemi” anketi sonuçlarını açıkladı.

Ankete göre; CHP yüzde 35,25 oy oranına ulaşırken, AK Parti ise 29,09’a düştü. DEM Parti, yüzde 8,67 oy oranına ulaşırken; MHP ise 7,13’de kaldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): Yüzde 35,25
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): Yüzde 29,09
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti): Yüzde 8,67
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP):  Yüzde 7,13
Zafer Partisi: Yüzde 5,16

İYİ Parti: Yüzde 4,70
Yeniden Refah Partisi (YRP): Yüzde 3,46
Anahtar Parti (A Parti): Yüzde 3,13
Türkiye İşçi Partisi: Yüzde 1
Diğer: Yüzde 2,41

Paylaşın

Türkiye’de Son On Ayda 235 Kadın Öldürüldü

Ekim ayında 19 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 22 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu. 2025 yılının ilk on ayında ise 235 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 247 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Haber Merkezi / Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) Ekim ayı raporu, kadına yönelik şiddetin korkunç boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Rapora göre, ekim ayında 19 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 22 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 19 kadından 7’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 1’i kızının kına merasimi eksiklikleri bahanesiyle öldürüldü. 11 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Öldürülen 19 kadının 7’si evli olduğu erkek, 6’sı eskiden evli olduğu erkek, 2’si tanıdığı biri, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i akrabası, 1’i ısrarlı takip faili tarafından öldürülmüştür. Bu ay kadınların yüzde 37’si evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 8’i evinde, 6’sı sokakta, 1’i su ve kenarında, 1’i işyerinde, 1’i kamusal alanda öldürülmüştür. 2 kadının öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 42’si  evlerinde öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 13’ü ateşli silahlarla, 5’i kesici aletle, 1’i boğularak öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 68’i ateşli silah ile öldürüldü.

Ekim ayında öldürülen 19 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri:

İzmir’de yaşayan 45 yaşındaki 2 çocuk annesi Serpil Güral, boşanma aşamasında olduğu A.G. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Serpil’in fail hakkında 22 Eylül’de 1 ay süreyle uzaklaştırma kararı aldığı öğrenildi.

Yalova’da 39 yaşındaki Belgin Aslanoğlu, evli olduğu Özgür Aslanoğlu tarafından sokak ortasında göğsünden ve başından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail hala yakalanamadı.

Denizli’de 42 yaşındaki Keziban Pars Acar, 6 ay önce evlendiği Tunay Acar tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Fail daha sonra aynı silahla intihar etti.

Çankırı’da 2 çocuk annesi, temizlik görevlisi 40 yaşındaki İlknur Kertlez, eskiden evli olduğu Selami Yılmaz tarafından bıçaklanarak öldürüldü. İntihar girişiminde bulunan fail 2 gün sonra taburcu edilerek gözaltına alındı.

Kahramanmaraş’ta Hakan Yılmaz, 7 yıl önce boşandığı 37 yaşındaki Fatma Görkem  ateşli silahla öldürdükten sonra Fatma’nın annesi 63 yaşındaki Gülistan Görkem’i öldürdü ve üvey kızı 19 yaşındaki Eda Nur Göksu’yu da yaraladı. Fail intihar etti.

Kayseri’de 39 yaşındaki 3 çocuk annesi, üniversite öğrencisi Meliha Keskin 5 yıl önce boşandığı Ferhat Karakaya tarafından üniversite önünde pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.

İstanbul’da 42 yaşındaki Nilay Kotan, eskiden birlikte olduğu Ali K. tarafından ayrılmak istediği bahanesiyle sokak ortasında 15 kurşunla vurularak öldürüldü. Nilay’ın öldürüldüğü gün mahallesi Çağlayan’daki duruşma nedeniyle polis ablukasındaydı.

Bolu’da 3 çocuk annesi 29 yaşındaki Hilal Baltaş, evli olduğu Engin Baltaş tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Failin daha sonra cinayeti sosyal medya üzerinden duyurduğu öğrenildi.

Adana’da 34 yaşındaki Ebru Kaya, eskiden birlikte olduğu Tuğrul Kılıç tarafından ayrılmak istediği bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü.

Kocaeli’de 46 yaşındaki Binnur Gökmen, evli olduğu Ramazan Gökmen tarafından kızının kına merasimi eksiklikleri bahanesiyle bıçaklayarak öldürüldü. Fail intihar girişiminde bulundu.

Çanakkale’de Şerife Akyıldız, eskiden evli olduğu Ferdi Akyıldız tarafından işyerinde ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail yakalandı.

İzmir’de 69 yaşındaki yatağa bağımlı İzade Teker, evli olduğu R.T. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail tutuklandı.

İstanbul’da 38 yaşındaki Aysel Karakoç, eskiden birlikte olduğu Fethi Şancı tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

İzmir’de 25 yaşındaki bir çocuk annesi Gülben Duru, eskiden evli olduğu Asil ÇAmur tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Gülben çocuğunun okulu yanındaki polis bekleme noktasına iki kere başvurmuştu. Fail tutuklandı.

İstanbul’da üç çocuk annesi 29 yaşındaki Suzan Elik, boşanma aşamasında olduğu Yunus Elik tarafından ateşli silahla vuruldu. Suzan hastanede yaşam mücadelesini kaybetti.  Suzan Elik’in fail hakkında uzaklaştırma kararı vardı. Fail hala yakalanamadı.

Zonguldak’ta Gönül Karakök, eskiden evli olduğu erkeğin babası Hüseyin Derin tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail tutuklandı.

Ankara’da 35 yaşındaki bir çocuk annesi Muradiye Gökmen, ısrarlı takibine maruz kaldığı A.Ş.A. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Failin çok sayıda suç kaydı olduğu, Muradiye’yi ısrarla takip ettiği ortaya çıktı. Fail tutuklandı

Zonguldak’ta 17 yaşındaki. Hasret Akkuzu, aile tarafından tanınan Deniz Boyacı tarafından boğularak su kuyusuna atıldı. Failin çok sayıda suç kaydı bulunuyor. Fail tutuklandı.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yüzde 32’ye Yükseltti

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yıl sonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize ettiklerini duyurdu. Buna göre TCMB’nin 2025 sonu tahmini yüzde 32’ye çıktı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Sunumunda, dezenflasyon sürecinin son iki ayda yavaşladığını kaydeden Karahan, yıl sonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize ettiklerini duyurdu.

Buna göre TCMB’nin 2025 sonu tahmini yüzde 32’ye çıktı. Daha önce TCMB yıl sonu enflasyon tahminini 27 olarak açıklamıştı. 2026 yıl sonu içinse tahmin aralığı yüzde 13-19 seviyesinde korundu.

Yukarı yönlü revizyonun ardından Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi yüzde 1’den fazla, bankacılık endeksi ise yüzde 3’ün üzerinde geriledi.

Üçüncü çeyrekteki enflasyon raporuna kıyasla yılın son üç ayında gıda fiyatlarının yıllık tüketici enflasyonuna katkısının 1,5 puan yükseldiğini belirten Karahan, “Son iki ayda ise enflasyon, tahmin aralığımızın üzerinde gerçekleşmiş oldu. Bu gelişmenin arka planına bakacak olursak; gıda fiyatları kaynaklı etkilerin ön plana çıktığını söylemek mümkün” diye konuştu.

Bir önceki enflasyon raporunda, olumsuz hava koşullarının gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturduğundan bahsettiklerini hatırlatan TCMB Başkanı Karahan, “Son aylarda ise arza yönelik bu risklerin gerçekleştiğini görüyoruz. Nitekim, bitkisel üretim tahminleri Mayıs ayındaki ilk tahminlere kıyasla aşağı yönlü güncellendi. Söz konusu gelişmelerin de etkisiyle, gıda enflasyonu son dönemde belirgin bir yükseliş gösterdi” dedi.

Fatih Karahan, gıda fiyatlarındaki olumsuz seyrin yanı sıra son üç ayda hizmet ve temel mal enflasyonlarında kaydedilen iyileşmelerin de öngörülenden daha sınırlı olduğunu belirtti.

Üniversite ücretlerindeki artışın da enflasyonun seyrini olumsuz etkilediğini kaydeden Karahan, “2019 sonuyla kıyaslandığında, tüketici fiyatları geçen süre zarfında 7,8 kat artarken, üniversite ücretleri 15 kat artmış durumda. Üçüncü çeyrekte vakıf üniversitelerinde ücret artışları öngörülerimizin üzerinde gerçekleşti. Dolayısıyla, tahmin güncellemesine, sınırlı olmakla birlikte, buradan bir etki geldiğini söylemeliyiz” dedi.

Sunumunun ardından soru-cevap bölümünde Karahan, dezenflasyon sürecinde “durmadan” ziyade, “yavaşlama” olduğunu belirtti. Para politikasının bu gelişmeyle uyumlu olduğunu belirten Karahan, faiz indirimlerinde “durmayı gerektirecek bir bozulma görmediklerini,” ama “riskleri göz önünde bulundurarak adım büyüklüğünü düşürdüklerini” kaydetti.

Karahan, “Enflasyon görünümünde bir bozulma olursa ilk olarak adım büyüklüğünü düşüreceğimizi ifade etmiştik. Para politikasında bir ayar yapmış olduk, gerekirse daha fazlasını yapmaya hazırız” diye konuştu.

Dezenflasyon sürecinin yavaşladığı ortamda TCMB, Ekim ayında faiz indirimlerini sürdürmüş ancak öncekilerin aksine 100 baz puan ile daha sınırlı bir düşüş kararı açıklamıştı. Ekim kararının ardından Türkiye’de politika faizi yüzde 39,5 seviyesinde bulunuyor.

Para politikası ve maliye politikalarının uyumlu hareket etmesinin önemini de vurgulayan Karahan, “Bu doğrultuda (hükümetten gelen), özellikle Ocak ayında yapılacak vergi ve çeşitli güncellemelerin enflasyon hedefiyle uyumlu olacağı açıklamaları son derece kıymetli. Biz önümüzdeki sene için planımızı yaparken bu açıklamaları da göz önünde bulundurduk” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumda, vergi ve harçlardaki güncellemenin yeniden değerleme oranı yerine enflasyon hedeflerini dikkate alarak bütçe imkanları doğrultusunda daha düşük oranda yapılmasının gündemlerinde olduğunu belirtmişti.

Paylaşın

12 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri Meclis’te: Özgür Özel, Erkan Baş…

Aralarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın da bulunduğu 12 vekile ait dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezlekeler, TBMM’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’nca, komisyona, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan altı milletvekilinin isimleri şu şekilde:

CHP Genel Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, CHP Grup Başkanvekilleri Ali Mahir Başarır ve Murat Emir, CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan, CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, TİP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, CHP Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ve CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

“Süreç Komisyonu” Öcalan’ı Dinleyecek Mi? Kurtulmuş Açıkladı

“Komisyon Abdullah Öcalan ile görüşecek mi?” sorusunu yanıtlayan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Eğer meclis ve siyasi partiler bu konuda mutabakata varırsa yasal çerçevede böyle bir görüşme yapılabilir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul’da bazı medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldi.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre; Kurtulmuş, bu toplantıda İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı’nı dinleyeceklerini ifade etti.

Kurtulmuş, komisyonun İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesi ile ilgili tartışmalara da değindi. “Eğer meclis ve siyasi partiler bu konuda mutabakata varırsa yasal çerçevede böyle bir görüşme yapılabilir” diyen Kurtulmuş, kararı meclis komisyonunun vereceğini vurguladı.

Kurtulmuş, süreçle ilgili yasal düzenlemelerin PKK’nın silah bıraktığının teyit edilmesinden sonra yapılabileceğini söyledi:

“MİT ve Milli Savunma Bakanlığı unsurlarının, ‘Evet, örgüt kendisini feshetmiştir, sahada ciddi bir silahsızlanma sağlanmıştır’ diyerek bu tespiti yapmasından sonra TBMM’nin konunun gerektirdiği birtakım yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesi mümkün olabilecektir.”

Kurtulmuş Öcalan’ın serbest kalması için gündeme gelen umut hakkı konusundaki bir soruya ise “Henüz öyle bir konu gündemde yok, yani komisyonun gündeminde yok” diye yanıt verdi.

Kurtulmuş toplantıda ayrıca 2013-15 arasında yürütülen çözüm süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

İki sürecin çok farklı olduğunu söyleyen TBMM Başkanı şöyle konuştu: “Her şeyden evvel üzülerek ifade ediyorum, o dönem içerisinde devlet adına bu süreci yürüten kurumların neredeyse tamamı FETÖ’cülerin yönetimindeydi, onların etkisi altındaydı.

Yani bir siyasi irade bunun olmasını istiyordu ama devletin içinde de yuvalanmış başkalarına ait bir siyasi irade bu işin olmamasını istiyordu.”

Kurtulmuş bugün devam eden görüşmelerle ilgili “şu anda süreci başından beri yürüten devlet kurumlarının tamamı siyasi iradenin emri altındadır” dedi.

Kurtulmuş ayrıca yürütülen sürecin “Türkler ile Kürtler arasında bir barış süreci olmadığını” vurguladı.

TBMM Başkanı bunun “devlete karşı mücadele eden terör örgütünün silahlarını bırakmasını ilan etmesiyle birlikte başlayan bir sürecin parlamento tarafından dikkatle izlenmesi süreci” olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, PKK’nın bu süreçte “maksimalist talepleri” olmadığını da ekledi: “Federasyon gibi, birtakım ayrıcalıkların tesis edilmesi gibi, başka bir dilin Türkçenin yanında resmi dil olmasının talep edilmesi gibi bazı taleplerin gündeme gelmediğini biliyoruz.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti 105 Bin Lira

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti, ekim ayında bir önceki aya göre, 2 bin 882 lira artarak 104 bin 927 liraya yükseldi. İstanbul’un ekim ayı enflasyonu yüzde 40,84.

Haber Merkezi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) aylık olarak yayımladığı “İstanbul’da Yaşam Maliyeti Araştırması”nın Ekim 2025 sonuçları açıklandı.

Buna göre; İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti, ekim ayında bir önceki aya göre, 2 bin 882 lira artarak 104 bin 927 liraya yükseldi.

İstanbul’daki yaşam maliyeti ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,82 oranında arttı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 42,30 artış gösterdi.

İstanbul’un enflasyonu yüzde 40,84

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2025 Ekim Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı. Verilere göre, İstanbul’da yıllık enflasyon yüzde 40,84 seviyesine ulaştı. Yıl başından bu yana kümülatif artış ise yüzde 34,40 olarak kaydedildi.

Aylık bazda en yüksek artış, kış sezonu etkisiyle giyim ve ayakkabı grubunda yaşandı. Bu kalemdeki fiyatlar sadece bir ayda yüzde 17,26 arttı. Habere göre, haberleşme grubu yüzde 5,42, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 4,05, lokanta ve oteller ise yüzde 3,97 oranında artış gösterdi.

Konut harcamalarında yüzde 2,21, ev eşyasında yüzde 2,02 artış izlenirken, sağlık ve eğitim gruplarında herhangi bir fiyat değişimi yaşanmadı. Ulaştırma harcamaları yüzde 0,61 ile daha sınırlı bir artış kaydetti.

2024 Ekim’e kıyasla yıllık artış oranları birçok harcama grubunda genel endeksin üzerinde seyretti. Eğitim harcamaları yıllık bazda yüzde 62,54 ile en yüksek artışı gösterdi. Konut harcamalarında da yüzde 60,33’lük bir yıllık artış dikkat çekerken, eğlence ve kültür grubu yüzde 41,64 ile öne çıktı.

Paylaşın