Avrupa Birliği, Suriye’ye Yönelik Yaptırımları Kaldırdı

ABD’nin ardından Avrupa Birliği de (AB), Mart 2011’de iç savaşın patlak vermesinin ardından başlayan Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı.

Geçen hafta ABD’de Donald Trump yönetiminin Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılacağını açıklaması ve Trump’ın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelmesi, AB’nin de yaptırımları kaldıracağı beklentisini doğurmuştu.

Kararı sosyal medya hesabından duyuran AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “Suriye halkının yeni, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye’yi yeniden inşa etmesine yardımcı olmak istiyoruz” dedi. Kallas, AB’nin son 14 yıl boyunca Suriyelilerin yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.

AB’nin kararı sonrasında açıklama yapan Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, ekonomik yaptırımların kaldırılmasının, “Şam yönetimine destek konusunda uluslararası iradeyi yansıttığını” söyledi.

“Bugün Suriye halkı ülkesinin yeniden inşasında çok önemli ve tarihî bir fırsat yakalamıştır” diyen Şeybani, “Gün, yaptırımların kaldırılmasından yararlanma günüdür. Suriye’de yatırım yapmak isteyen, Suriye ile iş birliği yapmak isteyen herkese kapılarımız açık. Artık yaptırımlar yok” dedi.

AB diplomatik kaynakları, Suriye’de Alevi azınlığa yönelik geçen aylarda yaşanan şiddet olaylarına atıfla etnik gerilimin tırmandırılmasından sorumlu kişilere yönelik bireysel yaptırımlar uygulanacağı sinyali verdi. Diplomatik kaynaklara göre Esad rejimini hedef alan yaptırımlarla sivillere baskı için kullanılacak türden silah ve teçhizata yönelik yaptırımlar ise yürürlükte kalacak.

AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları, Mart 2011’de iç savaşın patlak vermesinin ardından başladı. Yaptırımlar, Beşar Esad yönetimi ile bağlantılı, insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan kişilere yönelik seyahat yasakları, mal varlıklarının dondurulması gibi bireysel kısıtlayıcı tedbirleri içeriyordu.

Hayat Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğinde Esad yönetimi Aralık 2024’te devrildikten sonra AB şubat ayında Suriye’ye yönelik bankacılık, enerji ve ulaşım gibi sektörleri hedef alan yaptırımları “askıya almaya” karar verdiğini duyurmuştu.

AB ülkeleri mart ayında diğer uluslararası paydaşlarıyla birlikte Suriye’ye 5,8 milyar euro yardım taahhüdünde bulunmuştu. 17 Mart’ta dokuzuncusu düzenlenen AB’nin yıllık Suriye konferansında alınan kararı açıklayan Kallas, yardımın Suriye’ye kritik bir geçiş döneminde destek olacağını ve sahadaki acil ihtiyaçlara yanıt vereceğini belirtmişti.

Paylaşın

ABD’den Dikkat Çeken Açıklama: Suriye’de İç Savaş Çıkabilir

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyelerinin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye’de topyekun bir iç savaşın “birkaç ay değil birkaç hafta uzakta” olduğunu söyledi.

Rubio, “Açıkçası, [Suriye’de] geçiş hükümetinin, karşı karşıya olduğu zorluklar göz önüne alındığında, potansiyel bir çöküşe ve muazzam boyutlarda topyekun bir iç savaşa, yani ülkenin bölünmesine birkaç ay değil, belki birkaç hafta uzakta olduğunu değerlendiriyoruz” dedi.

Marco Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın 14 Mayıs’ta Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma ve Şam hükümetiyle doğrudan muhatap olma kararını savundu. Marco Rubio, yaptırımları kaldırmaktaki temel motivasyonlarının ülkeye yardım girişine izin vermek olduğunu söyledi.

Rubio, “Bölgedeki ülkeler yardım götürmek istiyorlar, onlara yardım etmek istiyorlar ama yapamıyorlar çünkü yaptırımlarımızdan korkuyorlar” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Marco, yaptırımların kalkmasının Suriye’ye yabancı yatırımın önünü açacağı öngörüsünde bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Suriye yeni bir iç savaşın eşiğinde” diyerek, Amerikalı senatörleri Ahmed Şara liderliğindeki geçiş yönetiminin desteklenmesi konusunda iknaya çalıştı.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyelerinin sorularını yanıtlayan Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yaptırımların kaldırılması ve Şam’daki geçiş yönetimi ile çalışılması yönündeki kararını savundu.

Esad rejimin devrilmesinin ardından Şam yönetimini devralan Ahmed Şara liderliğindeki geçiş yönetiminin haftalar içinde devrilebileceği ve ülkenin iç savaşa sürüklenebileceği uyarısında bulunan Rubio, “Açık konuşmak gerekirse değerlendirmemiz, karşı karşıya bulunduğu sınamalar göz önünde bulundurulduğunda, geçiş yönetiminin aylar değil, belki haftalar içinde potansiyel bir çöküş ve muazzam boyutlarda tam ölçekli bir iç savaşın eşiğinde olduğu, ülkenin parçalara ayrılabileceği yönündedir” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakan Rubio, Suriye’deki yetkililerle iletişimin Türkiye’deki ABD Büyükelçiliği üzerinden sağlanacağını da açıkladı.

Rubio, ABD Dışişleri Bakanlığının, Ankara Büyükelçisi dahil olmak üzere Türkiye’deki Büyükelçilik personeline Suriye’deki yerel makamlarla birlikte çalışma izni vereceğini, bu yolla Suriye’nin ne tür ihtiyaçları olduğunun, nasıl yardım edilebileceğinin tespit edileceğini kaydetti.

Trump’ın Ortadoğu ziyareti sırasında, cihatçı bağlantıları nedeniyle yakın zamana kadar ABD’nin arananlar listesinde yer alan Suriye’nin geçiş yönetimi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile görüşmesi, ABD’de tepkiye ve eleştirilere yol açmıştı.

Trump’ın “genç, çekici bir adam” olarak övdüğü ve Suriye’de yönetimi ele geçirmeden önce Ebu Muhammed Colani ismini kullanan Şara, El Kaide kökenli Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) lideri konumundaydı. HTŞ, ABD’de terör örgütleri listesinde yer alıyor.

Bugünkü oturumda Demokrat partili senatörler bu konuda Rubio’yu sıkıştıran sorular yönelttiler. Marco Rubio, geçiş yönetiminde yer alan isimlerin FBI’ın yaptığı güvenlik soruşturmasından geçemediğini söylemekle birlikte, “Onlarla görüşürsek bir ihtimal sonuç alırız, bir ihtimal alamayız. Ama görüşmezsek kesin olarak hiç bir sonuç alamayız” sözlerini kaydetti.

“Trump Putin’e taviz vermedi”

Dış İlişkiler Komitesi oturumunda Demokrat senatörler, Trump’ı “Putin’e zamana oynayarak Ukrayna’da toprak kazanma fırsatı tanımakla” suçladı, Trump’ın Rusya politikalarını eleştirdi. Rubio ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Trump’tan “tek bir taviz bile alamadığını” savundu.

Pazartesi günü Putin ile telefonda görüşen Donald Trump’ın Avrupalı liderlerden farklı olarak bu aşamada Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamak istemediğini söyleyen Rubio, “Şayet Rusların gerçekten bir barış anlaşmasına ilgi duymadıkları, savaşmaya devam etmek istedikleri açıkça ortaya çıkarsa, o zaman o noktaya gelinebilir” dedi.

ABD Dışişleri Bakan Rubio ayrıca şunları kaydetti: “Trump şu anda yaptırım tehdidinde bulunmaya başlanırsa Rusların konuşmayı bırakacağına inanıyor ve onlarla konuşabilmemizin ve onları masaya oturtabilmemizin değerli olduğunu söyledi.”

Oturumda Trump’ın Gazze’deki Filistinlileri Libya’ya yerleştirmek istediği iddiaları da gündeme geldi. Marco Rubio, bölge ülkelerine gönüllü olarak Gazze’den ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul etmek isteyip istemediklerini sorduklarını, bu görüşmelere Libya’nın da dahil edilip edilmediğini bilmediğini söyledi.

Rubio, “Bazı ülkelerle konuştuğumuz konu, eğer birileri gönüllü ve istekli olarak, ‘hastayım’, ‘çocuklarımın okula gitmesi gerekir’ ya da başka bir nedenle ‘bir süreliğine başka bir yere gitmek istiyorum’ derse, bölgede onları bir süreliğine kabul etmeye istekli ülkeler var mı?” dedi, daha ayrıntılı bilgi vermedi.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 53 Bin 573’e Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 53 bin 573’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 121 bin 688’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı.

Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail’in 18 Mart’ta ateşkesi bozmasının ardından yeniden yoğunlaşan saldırılarda şu ana kadar en az 3 bin 427’ye kişi hayatını kaybetti. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana toplam can kaybı 53 bin 573’e, yaralı sayısı ise 121 bin 688’e ulaştı.

İsrail, Hamas’la iki aylık ateşkesi bozmuş, Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarını yeniden başlatmıştı.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), ateşkesin bozulduğu 18 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’nde yaklaşık 450 bin kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

UNRWA, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı bir paylaşımda, ateşkesin derhal yenilenmesi ve insani yardım ile ticari malzemelerin kesintisiz akışının sağlanması çağrısında bulundu.

İsrail’in saldırıları, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıyla başlamıştı. Saldırıda çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık bin 200 kişi ölmüş, 251 kişi de rehin alınmıştı.

Halihazırda Hamas’ın elinde olduğu bilinen 59 rehineden 24’ünün sağ olduğu değerlendiriliyor.

İsrail, Hamas’ı teslim olmaya zorlamak ve kalan rehinelerin geri dönüşünü kolaylaştırmak amacıyla Gazze’de şiddeti yoğunlaştırma sözü verdi. Daha fazla baskı uygulamak için tüm gıda, yakıt ve insani yardım tedariki de kesildi.

İsrail ayrıca, Hamas’tan silahsızlanmasını ve Gazze’yi terk etmesini talep etti. Hamas rehineleri ancak daha fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılması, kalıcı bir ateşkes ve İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi karşılığında serbest bırakacağını belirtiyor.

Ancak Hamas silah bırakma ya da bölgeyi terk etme önermelerini reddediyor.

Paylaşın

Trump İle Putin Görüştü: Rusya, Ukrayna İle Çalışmaya Hazır

Donald Trump ile telefonda görüşen Vladimir Putin’in “Rusya’nın gelecekte olası bir barış anlaşmasına ilişkin bir memorandum üzerinde Ukrayna ile çalışmaya hazır olduğunu ve bunu teklif edeceğini” söylediği belirtildi.

Haber Merkezi / ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin en az iki saat süren bir telefon görüşmesi yaptı.

Putin, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya’nın çatışmaların durdurulmasından yana olduğunu ancak barışa giden en etkili yolların geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Putin ayrıca Trump’ın görüşmede Ukrayna’daki çatışmaların sona erdirilmesi konusundaki tutumunu dile getirdiğini söyledi.

Putin, Rusya’nın Ukrayna ile ateşkes de dahil olmak üzere bir mutabakat üzerinde çalışmaya hazır olduğunu vurguladı. Trump ile yaptığı görüşmeyi anlamlı, samimi ve çok faydalı olarak nitelendiren Putin, ABD’nin Moskova ile Kiev arasında doğrudan müzakerelerin yeniden başlamasına katılımından dolayı Amerikalı mevkidaşına teşekkür etti.

Trump-Putin görüşmesi, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in, “Sabrımız taşıyor” çıkışının ardından gerçekleşti. Vance, Trump-Putin görüşmesinden saatler öncesinde yaptığı açıklamada Rusya’nın savaşı sona erdirmeye istekli olmaması halinde “ABD’nin eninde sonunda bunun kendi savaşı olmadığını söylemek zorunda kalacağını” ifade etti.

“Burada bir çıkmaz olduğunun farkındayız” sözlerini kaydeden ve Trump’ın Putin’e “Bak, bu konuda ciddi misin?” sorusunu yönelteceğini aktaran Vance, “Dürüst olmak gerekirse Başkan Putin’in bu savaştan nasıl çıkacağını tam olarak bilmediğini düşünüyorum” diye konuştu.

Vance, “Tango yapmak için iki kişi gerekir. Başkan’ın (Trump’ın) bunu yapmaya istekli olduğunu biliyorum, ancak Rusya bunu yapmaya istekli değilse, o zaman eninde sonunda bu bizim savaşımız değil diyeceğiz… Bitirmeye çalışacağız ama bitiremezsek sonunda şöyle diyeceğiz: ‘Biliyor musunuz? Denemeye değerdi ama artık denemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Rusya lideri Putin’in İstanbul’da yapılması planlanan görüşmelere katılması çağrıları karşılık bulmadı. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan Körfez ülkeleri gezisinin ikinci durağı Katar’a geçerken uçakta konuşan Trump “Benim orada olmamı tercih edeceğini biliyorum ve bu da bir ihtimal. Savaşı sona erdirebilirsek, bunu düşüneceğim” demişti.

Reuters’ın aktardığına göre Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva da 14 Mayıs Çarşamba günü Putin’i arayarak Türkiye’ye gitmesini istedi. Trump, Rusya ve Ukrayna arasında 30 günlük bir ateşkes istiyor ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy de buna destek veriyor.

Ancak Putin önce görüşmelerin başlamasını istediğini ve bu müzakerelerde ateşkesin ele alınabileceğini söylemişti. Rus lider 11 Mayıs Pazar günü Ukrayna’yla İstanbul’da “herhangi bir önkoşul olmadan” doğrudan görüşme yapılmasını önermişti. Ancak Putin bu açıklamasında görüşmelerde ülkesini kimin temsil edeceğini söylememişti.

Zelenskiy ise sadece Putin’in katılması halinde görüşmelerde yer alacağını açıklamıştı. Zelenskiy ve Putin yalnızca Kasım 2019’da Paris’te yüz yüze görüşmüştü.

İki ülke arasındaki son doğrudan diyalog ise Mart 2022’de, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından haftalar sonra İstanbul’da gerçekleşmişti.

Putin ve Trump’ın 2025’teki 3. konuşması

Putin ve Trump, ABD Başkanı Ocak 2025’te göreve geldikten sonra iki telefon görüşmesi gerçekleştirdi. 12 Şubat’taki ilk görüşmede Putin ve Trump, Ukrayna meselesi ile ikili ilişkilerde biriken sorunları ele aldı.

İki lider, yüz yüze görüşmeler de dahil temasların sürmesi konusunda mutabakat sağladı. 18 Mart’a gelindiğinde Rusya ve ABD’nin başkanları telefonda ikinci kez görüştü. Ukrayna ve Ortadoğu’daki sorunları istişare eden Putin ve Trump, ikili ilişkileri de etraflıca konuştu.

Putin, Trump’ın Ukrayna’da ateşkes fikrini bazı çekincelerle birlikte destekledi ve enerji tesislerine yönelik bombardımanların durdurulması için Rus ordusuna derhal emir verdi. Fakat Kiev rejiminden aynı yönde bir adım gelmedi.

Paylaşın

Şam Yönetiminden Silahlı Gruplara 10 Gün Süre

18 Kasra çağrıya uymayan gruplara karşı önlemler alınacağını söyledi.

Orduya katılmaya çağrılan grupların isimleri sayılmadı ancak uyarının ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) kapsamadığı tahmin ediliyor.

Suriye Savunma Bakanlığı ülkedeki silahlı grupları 10 gün içinde merkezi orduya katılmaya çağırdı. Şam yönetiminin silahlı gruplarıtek çatı altında toplamaya çalıştığını hatırlatan Savunma Bakanı Ebu Kasra, entegrasyon süreci dışında “kalan küçük askeri grupları en fazla 10 gün içinde bakanlığa katılmaları” yönünde uyardı.

Kasra çağrıya uymayan gruplara karşı önlemler alınacağını söyledi ancak bunun ne tür adımlar içereceğine dair detay vermedi. Duyuruda orduya katılmaya çağrılan grupların isimleri de sayılmadı ancak uyarının ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) kapsamadığı tahmin ediliyor.

SDG komutanı Mazlum Abdi ve geçici Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara 10 Mart’ta Suriye’nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların merkezi yönetime entegre edilmesini öngören bir anlaşma imzalamıştı. Taraflar arasında müzakerelerin yıl sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. SDG bünyesinde 30 bin savaşçı olduğu tahmin ediliyor. Türkiye SDG’nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG) PKK’nın Suriye kolu olarak görüyor ve terör örgütü sayıyor.

Geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşerek önemli bir diplomatik kazanım elde eden Şara ülke genelinde hakimiyetini pekiştirmeye çalışıyor. Şara’nın geçmişte lideri olduğu Heyet Tahrir Şam örgütünün üyeleri Savunma Bakanlığı çatısına girdi. Güneyde Dera ilindeki silahlı muhalifler ile kuzeyde Türkiye destekli muhalif güçler de merkezi orduya katıldı.

Ancak devlet kontrolü dışında hâlâ çok sayıda silahlı grup bulunuyor. Mart ayında devrik lider Beşar Esad’a sadık silahlı Alevi gruplarla Sünni militanlar arasındaki çatışmalarda aralarında çok sayıda sivilin de olduğu binden fazla kişi yaşamını yitirmişti. Geçen ay da Dürzi topluluğun yaşadığı bölgelerde çıkan çatışmada 100’den fazla kişi öldü.

100 bin kayıp kişiyi bulmak için komisyon

Bu arada Şam yönetimi Esad döneminde işlenen suçları araştırmak ve akıbeti bilinmeyen binlerce kayıp kişiyi bulmak üzere bir komisyon kurdu. Suriye’de iç savaş yıllarında 100 binden fazla kişi kayboldu. Komisyonun IŞİD gibi Esad rejimi dışındaki güçlerin işlediği suçları araştırıp araştırmayacağı ise belirtilmedi. Birleşmiş Milletler, komisyon kurulmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Rusya Ve Ukrayna Esir Takasında Anlaştı

İstanbul’da görüşen Rusya ve Ukrayna’dan yetkililer, 1000’er savaş esirinin takas edilmesi konusunda anlaştılar. Bu, savaşın başlamasından bu yana yapılan en büyük takas olacak.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde yapılan görüşme sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Rus heyeti ile “1000 kişiye karşılık 1000 kişinin takas edilmesi konusunda” anlaştıklarını söyledi.

Görüşmede ayrıca liderler düzeyinde olası bir toplantının da ele alındığını duyuran Umerov, “Şimdi esir takası yapmaya ihtiyacımız var. Yakında bir sonraki aşamanın ne olduğunu size bildireceğiz” dedi.

Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana Moskova ve Kiev arasında yapılan ilk doğrudan görüşmeler cuma günü iki saatten kısa bir süre sonra İstanbul’da sona erdi.

30 günlük ateşkes konusunda bir anlaşmaya varılamazken, Moskova’nın işgal ettiği dört bölgeden Kiev’in çekilmesini talep ettiği bildirildi. Ukrayna medyası bu dört bölgenin Donetsk, Luhansk, Zaporizhzhia ve Herson olduğunu ve Rusya’nın hiçbirini tam olarak kontrol etmediğini yazdı.

Diğer yandan, iki taraf da 1000’er savaş esirinin takas edilmesi konusunda anlaştı. Bu, savaşın başlamasından bu yana yapılan en büyük takas olacak.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, görüşme sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Rus heyeti ile “1000 kişiye karşılık 1000 kişinin takas edilmesi konusunda” anlaştıklarını söyledi.

Görüşmede ayrıca liderler düzeyinde olası bir toplantının da ele alındığını duyuran Umerov, “Şimdi esir takası yapmaya ihtiyacımız var. Yakında bir sonraki aşamanın ne olduğunu size bildireceğiz” dedi.

Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan her iki tarafın da tekrar bir araya gelme konusunda “prensipte” anlaştığını söyledi.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Putin’in günlerdir İstanbul’da yapılması planlanan görüşmelere katılıp katılmayacağı merak ediliyordu.

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan Körfez ülkeleri gezisinin ikinci durağı Katar’a geçerken uçakta konuşan Trump “Benim orada olmamı tercih edeceğini biliyorum ve bu da bir ihtimal. Savaşı sona erdirebilirsek, bunu düşüneceğim” demişti.

Reuters’ın aktardığına göre Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva da 14 Mayıs Çarşamba günü Putin’i arayarak Türkiye’ye gitmesini istedi. Fakat bu çağrılar karşılık bulmadı.

Trump, Rusya ve Ukrayna arasında 30 günlük bir ateşkes istiyor ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy de buna destek veriyor. Ancak Putin önce görüşmelerin başlamasını istediğini ve bu müzakerelerde ateşkesin ele alınabileceğini söylemişti.

Rus lider 11 Mayıs Pazar günü Ukrayna’yla İstanbul’da “herhangi bir önkoşul olmadan” doğrudan görüşme yapılmasını önermişti. Ancak Putin bu açıklamasında görüşmelerde ülkesini kimin temsil edeceğini söylememişti.

Zelenskiy ise sadece Putin’in katılması halinde görüşmelerde yer alacağını açıklamıştı. Zelenskiy ve Putin yalnızca Kasım 2019’da Paris’te yüz yüze görüşmüştü.

İki ülke arasındaki son doğrudan diyalog ise Mart 2022’de, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından haftalar sonra İstanbul’da gerçekleşmişti.

Paylaşın

UNICEF’ten Dikkat Çeken Rapor: Türkiye, Çocuk Refahı Bakımından Son Sıralarda

UNICEF’in raporuna göre; Türkiye, 43 ülke arasında genel çocuk refahı bakımından 35’inci sırada yer aldı; 34’üncü basamaktaki Meksika ve 33’üncü sıradaki Kolombiya Türkiye’den daha iyi performans gösteren ülkeler oldu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) raporuna göre Türkiye’de 15 yaşındaki gençlerin yaşam memnuniyeti dört yılda 10 puan düşerken, akran zorbalığına uğradığını söyleyenlerin oranı arttı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Avrupa Birliği (AB) üyesi 43 ülkeden 2018 ile 2022 yıllarında elde edilen verileri kıyaslayan UNICEF, zihinsel ve fiziksel sağlık gibi kriterleri dikkate alarak hazırladığı çocuk refahı raporunu yayımladı.

Raporda, “çocuk olmak için en iyi iki ülkenin” Hollanda ve Danimarka olduğu tespit edilirken, Türkiye’de çocukların yaşam kalitesinin gerilediği kaydedildi.

Türkiye, 43 ülke arasında genel çocuk refahı bakımından 35’inci sırada yer aldı; 34’üncü basamaktaki Meksika ve 33’üncü sıradaki Kolombiya Türkiye’den daha iyi performans gösteren ülkeler oldu.

Rapora göre intihar, dünya genelinde 15-19 yaş arası kişilerde en yaygın dördüncü ölüm nedeni oldu. Genel olarak intiharlarda azalma görülse de Türkiye; Japonya ve Güney Kore ile birlikte ergen intiharlarının en hızlı arttığı ülke oldu. Türkiye’de 15-19 yaş grubunda intihar oranı 2018-2022 yıllarında 100 binde 2,5’ten 100 binde 4,5’a yükseldi.

Türkiye’de çocukların yaşam memnuniyeti dört yılda 10 puan geriledi; Şili, Meksika ve Polonya ile birlikte bu alanda en sert düşüş görülen ülke oldu.

Türkiye’de akran zorbalığına uğradığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 25,5’den yüzde 26,4’e yükseldi. Artış oranı küçük gibi görünse de dünyadaki birçok ülkede azalış rapor edildi, Türkiye bu anlamda olumsuz ayrıştı. Almanya, ABD, İtalya gibi ülkelerde akran zorbalığının azaldığı bildirildi.

Raporda Türkiye’de çocuk ölümlerindeki azalışın sürdüğü tespitine yer verildi, ancak mevcut oranlar hâlâ Almanya, Hollanda ve İtalya gibi ülkelerin yaklaşık iki katı seviyesinde.

Türkiye yüzde 32,7 ile çocuklar arasında obezitenin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer aldı. İngiltere’de çocuk obezitesi oranı yüzde 30, ABD’de ise yüzde 42 olarak kaydedildi.

Öte yandan Türkiye’de çocukların yüzde 75’i başkalarının nasıl hissettiğini anlayabildiklerini belirtti. Empati yeteneği bakımından Türkiye; Avusturya, Danimarka ve Macaristan ile birlikte en başarılı ülkeler arasında yer aldı.

Raporda COVID-19 pandemisi nedeniyle okulların tatil edilmesinin küresel anlamda çocukların akademik becerilerinde keskin düşüşlere yol açtığı tespitine de yer verildi.

İncelemeye konu 43 ülkede 15 yaşındaki yaklaşık sekiz milyon çocuğun okuma yazma ve matematik becerilerinin yetersiz olduğu görüldü. Akademik başarı kategorisinde en kötü performansı Bulgaristan, Kolombiya ve Kosta Rika gösterdi. Türkiye’de ise 15 yaş grubundaki çocukların yüzde 58’inin akademik açıdan “yeterli” olmadığı belirtildi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Trump, Şara İle Görüştü: İsrail İle Normalleşin

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump, Şara’ya İsrail ile ilişkileri normalleştirme çağrısında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya geldi. İki ülke arasında başkanlar düzeyinde 25 yıl aradan sonra gerçekleşen bu görüşme, Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararını açıklamasının ertesi gününde yapıldı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, gerçekleşen dörtlü toplantıya ilişkin ayrıntıları kamuoyuyla paylaştı.

Leavitt, “Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Eş-Şara’ya, ülkesinde tarihi bir adım atmak için elinde büyük bir fırsat bulunduğunu söyledi” ifadelerini aktarırken, Trump’ın ayrıca Eş-Şara’yı “Suriye halkı için harika işler yapması konusunda teşvik ettiğini” ve şu konularda harekete geçmesini istediğini belirtti:

İsrail ile İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamak
Tüm yabancı teröristlerin Suriye’den ayrılmasını sağlamak
Filistinli teröristleri sınır dışı etmek
ABD’ye, IŞİD’in yeniden güç kazanmasını önlemede yardımcı olmak
Kuzeydoğu Suriye’deki IŞİD tutuklu merkezlerinin sorumluluğunu üstlenmek

Beyaz Saray açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Cumhurbaşkanı Eş-Şara, bu görüşmenin düzenlenmesine yönelik çabalarından dolayı Başkan Donald Trump’a, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.

İranlı güçlerin Suriye’den çekilmesinin sunduğu önemli fırsata dikkat çeken Eş-Şara, terörle mücadele ve kimyasal silahların ortadan kaldırılması konularında ABD ile ortak çıkarlara sahip olduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Eş-Şara, İsrail ile 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’na bağlılığını yineledi. Ayrıca Suriye’nin doğu ile batı arasındaki ticaretin kolaylaştırılmasında kritik bir köprü işlevi görebileceğini vurgulayarak, Amerikalı şirketleri ülkenin petrol ve doğal gaz sektörüne yatırım yapmaya davet etti.”

Ne olmuştu?

Ortadoğu turu kapsamında Riyad’da temaslarda bulunan Trump, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) – ABD Zirvesi’nden önce Ahmed eş-Şara ile bir araya gelmişti. Prens Selman’ın da iştirak ettiği toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan çevrimiçi katılmıştı.

ABD Başkanı Trump, Ortadoğu ziyareti öncesinde Oval Ofis’te düzenlediği basın toplantısında, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye konusunda da bazı çalışmalar yapıyoruz, bu arada yaptırımlar konusunda da bir karar vermemiz gerekecek. Suriye’den yaptırımları kaldırabiliriz çünkü onlara yeni bir başlangıç imkânı vermek istiyoruz,” şeklinde konuşmuştu.

Trump, dün Körfez turu kapsamında Riyad’da katıldığı Suudi Arabistan-ABD Ortak Yatırım Forumu’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüştüklerini hatırlatarak, “Türkiye’nin lideri Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde benzer talebi oldu. Ortadoğu’daki diğer saygın arkadaşlarım da bunu söyledi Suriye’deki yaptırımları kaldıracağız,” ifadelerini kullanmıştı.

Suriye halkının çok büyük sıkıntılar, sefalet ve ölüm yaşadığını belirten Trump, “Yeni hükümetle umarım ülkeyi istikrarlı ve barış içinde tutabilir. Suriye’de görmek istediğimiz budur,” değerlendirmesinde bulunmuştu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Ülke İçinde Yerinden Edilenlerin Sayısı 83 Milyonu Aştı

2024 sonu itibarıyla kendi ülkeleri içinde yerinden edilen kişilerin sayısı 83,4 milyon oldu. 2023 yılına kıyasla yüzde 10’luk bir artışa işaret eden bu sayı, altı yıl önceki rakamın ise iki katından fazlasına tekabül etti.

Gazze Şeridi’nde 2024 sonu itibarıyla yerinden edilen kişi sayısı yaklaşık 2 milyon olarak belirlendi. Bu sayı, Gazze Şeridi’nin neredeyse tüm nüfusuna tekabül ediyor.

Uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Ülke İçinde Yerinden Edilme İzleme Merkezi (IDMC) raporunda, 2024 yılında çatışma veya doğal afet nedeniyle ülke içinde yerinden edilen kişi sayısının rekor düzeye ulaştığını ortaya koydu.

Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan IDMC kuruluşunun raporuna göre, 2024 sonu itibarıyla kendi ülkeleri içinde yerinden edilen kişilerin sayısı 83,4 milyon oldu. 2023 yılına kıyasla yüzde 10’luk bir artışa işaret eden bu sayı, altı yıl önceki rakamın ise iki katından fazlasına tekabül etti.

Çatışma ve şiddet nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı da 73,5 milyona ulaşarak tüm zamanların en yüksek sayısı olarak kayıtlara geçti. Bu sayının 12 ayda 6,5 milyon arttığı görüldü.

IDMC, açıklanan istatistikler kapsamındaki kişilerin büyük bölümünün, uzun yıllardır Afganistan, Suriye ve Yemen gibi ülkelerde yaşayan insanlar olduğunu belirtti. Haiti, Lübnan, Myanmar ve Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan son şiddet olaylarının ise sayıları daha da yükselttiği vurgulandı.

Yaklaşık 10 ülkenin her birinde 2024 sonu itibarıyla çatışma ve şiddet nedeniyle ülke içinde yerinden edilen kişi sayısı 3 milyonu aştı. Yıkıcı bir iç savaşa sahne olan Sudan’da ise bu sayı 11,6 milyona ulaştı. Bu, şu ana dek bir ülkede kaydedilen en yüksek sayı oldu.

Gazze Şeridi’nde 2 milyon kişi

Gazze Şeridi’nde 2024 sonu itibarıyla yerinden edilen kişi sayısı yaklaşık 2 milyon olarak belirlendi. Bu sayı, Gazze Şeridi’nin neredeyse tüm nüfusuna tekabül ediyor.

Geçen yıl dünya genelinde yaklaşık 10 milyon kişi ise doğal afetler nedeniyle ülke içinde yerinden edildi. Raporda, şu ana kadar kaydedilen en yüksek seviyeye işaret eden bu sayının beş yıl önceki rakamın iki katının üzerinde olduğuna dikkat çekildi.

IDMC, söz konusu verilerin yer aldığı raporu 2008 yılından beri yayımlıyor.

IDMC Direktörü Alexandra Bilak, “İç göç; çatışma, yoksulluk ve iklim krizinin kesişim kümesidir ve en çok da en savunmasız olanları etkiler” dedi.

Bilak “Son sayılar, ülke içinde yerinden edilmenin sadece bir insani kriz olmadığının ispatıdır. Şu ankinden çok daha fazla dikkat çekilmesi gereken bir kalkınma problemi ve siyasi sorun olduğunu da açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

ABD Ve Çin, Ticaret Tarifelerini Düşürmek İçin Anlaşmaya Vardı

ABD ve Çin, son dönemde uyguladıkları tarifelerin çoğunu geri çekme ve ticaret anlaşmazlıklarını çözmek için 90 günlük ateşkes ilan etme konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

Haber Merkezi / Dünyanın iki büyük ekonomik gücü küresel ekonomiyi altüst eden bir çatışmadan geri adım atarken borsalar keskin bir şekilde yükseldi. Ekonomistler ise vergi tarifelerinin hala eskisinden daha yüksek olduğu ve gelecekteki görüşmelerin sonucunun belirsiz olduğu konusunda uyardı.

ABD-Çin arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde iki gündür devam eden ticaret müzakereleri sona erdi. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng Cenevre’de bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştirdi.

ABD ile Çinli yetkililer arasında İsviçre’de yapılan ticaret görüşmelerinin ardından Beyaz Saray internet sayfasından açıklama yapıldı. Açıklamada, Bessent ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’ın, Çin ile İsviçre’de yapılan ticaret görüşmelerinin ardından yaptığı değerlendirmelere yer verildi.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, “ABD ile Çin arasındaki çok önemli ticaret görüşmelerinde önemli ilerlemeler kaydettiğimizi bildirmekten memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Görüşmelerin verimli geçtiğini belirten Bessent, ABD Başkanı Donald Trump’ı görüşmeler hakkında bilgilendirdiklerini aktardı. Scott Bessent, görüşmelerin ayrıntılarına ilişkin bugün kapsamlı bir bilgilendirme yapılacağını kaydetti.

ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, ABD’nin Çin mallarına uyguladığı yüzde 145’lik gümrük vergisi oranını 115 puan düşürerek yüzde 30’a, Çin’in de ABD mallarına uyguladığı gümrük vergisini aynı oranda düşürerek yüzde 10’a indirmeyi kabul ettiğini söyledi.

Anlaşma, Donald Trump’ın 2 Nisan’daki “Kurtuluş Günü” gümrük vergisi açıklamalarından bu yana iki ülke için ticaret konusunda atılan önemli bir adım.

Dünyanın iki büyük ekonomik gücü küresel ekonomiyi altüst eden bir çatışmadan geri adım atarken borsalar keskin bir şekilde yükseldi. Ekonomistler ise vergi tarifelerinin hala eskisinden daha yüksek olduğu ve gelecekteki görüşmelerin sonucunun belirsiz olduğu konusunda uyardı.

Paylaşın