Gazze’de Acilen Ateşkes Talebi BMGK’da Kabul Edildi

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Gazze’de derhal ateşkes sağlanmasını ve tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etti. 14 “evet” ve 1 “çekimser” oyla kabul edilen tasarı için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) çekimser oy kullandı.

7 Ekim 2023’ten bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), ilk kez Gazze Şeridi’nde ateşkes talep edilen bir karar kabul edildi.

Gazze’ye ilişkin 7 Ekim 2023’ten sonra çok sayıda oturum düzenlenen BMGK’de, bugün yapılanla 10 karar tasarısı oylamaya sunuldu. Bu kararla birlikte 2712 ile 2720 sayılı kararlar da kabul edildi.

BMGK, İsrail’in Hamas’a karşı savaş açtığını açıkladığı Ekim ayından bu yana ateşkes çağrısı üzerinde yapılan oylamalarda anlaşmaya varamamıştı.

Oylama, Gazze’ye saldırı konusunda müttefiki İsrail’e tam destek veren ABD’nin tutum değişikliğine gittiğinin işareti olarak yorumlandı. Ancak Beyaz Saray kararın alınmasından kısa süre sonra, “oylamanın ABD’nin politikasında bir değişikliği temsil etmediği” açıklaması yapıldı.

Kabul edilen tasarı ne diyor?

Tasarıda, İsrail ve Filistinliler arasında acil ateşkes çağrısı ve tüm rehinelerin koşulsuz şekilde serbest kalması çağrısı yapılıyor.

Tasarı Gazze’de, iki hafta içinde sona erecek Ramazan ayı boyunca ateşkes talebinde bulunuyor. Tasarıda, tıbbi ve diğer insani ihtiyaçların karşılanması için insani erişimin sağlanmasına çağrı da yapılıyor. Ayrıca, tarafların gözaltına aldıkları tüm kişilerle ilgili olarak uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri isteniyor.

Karar, Gazze Şeridi’nin tamamındaki sivillerin korunmasını güçlendirmeye ve insani yardım akışını genişletmeye yönelik acil ihtiyacı vurgulayarak, büyük ölçekte insani yardımın sivillere ulaşması için tüm engellerin kaldırılmasını talep ediyor.

Metinde ifade değişikliği

Tasarı metninde “kalıcı ve sürdürülebilir ateşkes” ifadesi son anda “uzun soluklu ve sürdülebilir” ateşkes ifadesiyle değiştirildi.

BMGK daimi üyeleri Rusya ve Çin geçtiğimiz Cuma günü acil ve sürdürülebilir ateşkes çağrısında bulunan ABD liderliğinde hazırlanan tasarıyı veto etmişti. ABD bugün oylanan tasarının ABD, Mısır ve Katar aracılığında yürütülen müzakereleri sekteye uğratabileceği uyarısında bulunmuştu.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 32 Bin 226’ya Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 170. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı son 24 saatte 32 bin 226’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 74 bin 518’e ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail’e Gazze’nin Refah kentinde kara operasyonu düzenlememesi için çağrılar yapılırken Binyamin Netanyahu yönetimi bu konuda haftalardır sert mesajlar vermeyi sürdürüyor. Diğer yandan şubatta başlayan sinyaller, hâlâ büyük bir adıma yol açmadı.

ABD Kongresi’nin Demokrat Partili üyelerinden Alexandria Ocasio-Cortez cuma günü Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada “Tüm bunlar, bunların çoğu ABD kaynakları ve silahlarıyla yapıldı. Bir soykırım nasıl gelişir sorusuna yanıt istiyorsanız gözlerinizi açın” diyerek ülkesine çağrıda bulundu.

“İlerici görüşleri” nedeniyle ABD kamuoyunda “ekip” diye adlandırılan ABD Kongresi üyelerinden Cori Bush ve Rashida Tlaib daha önce İsrail’i soykırımla suçlamıştı. İsrail’i soykırımla suçlamaktan kaçındığı için eleştirilen bir başka “ekip” üyesi Ocasio-Cortez’in son konuşması, Batı’daki İsrail yanlısı havanın değiştiği yönünde yorumlanıyor.

Biden yönetimi de çoğu Filistin’in diğer bölgelerinden kaçan 1,4 milyon sivilin bulunduğu Refah’ta kara harekatına karşı defalarca açıklama yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın bu hafta kullandığı ifadeler dikkat çekti: Refah’a bir askeri operasyon İsrail’e beklediği güvenliği sağlamayacak. Refah saldırısı İsrail’i dünyada daha da yalnızlaştırma riski taşıyor.

İsrail, iki hastaneyi daha kuşattı

Ayrıca, Filistin kaynakları İsrail askerlerinin Gazze’de iki hastaneyi daha kuşattığı bildirildi. İsrail’e göre Gazze’deki hastanelerde Hamas militanları bulunuyor ve silahlar saklanıyor.

Hamas ve hastane yetkilileri ise bunu reddediyor. Filistin Kızılayı, İsrail tanklarının El-Amal ve Nasser hastanelerine aniden yönelmesiyle bir çalışanının yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Hastaneler Gazze’nin Han Yunus bölgesinde ve bölgeden şiddetli çatışma haberleri geliyor. Filistin Kızılayı İsrail zırhlı araçlarının El-Amal Hastanesi’nin çevresine buldozerlerle operasyon yürüttüğünü belirtirken çalışanlarının aşırı tehlike altında altında olduğunu bildirdi.

Filistin Kızılayı’na göre, İsrail güçleri hastanenin tamamen boşaltılmasını istiyor ve bunu gerçekleştirmek için de sis bombaları atıyor.

İsrail ordusu ise Han Yunus’ta militanların toplanma yeri olan noktaların altyapısını hedef aldığını belirtiyor. Hamas bu iddiayı reddediyor ve İsrail’i savaş suçu işlemekle suçluyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri İsrail güçlerinin El-Şifa Hastanesi’nde onlarca hasta ve sağlık çalışanını gözaltına aldığını belirtiyor. El-Şifa Hastanesi Gazze’nin kuzeyinde kısmen çalışan az sayıdaki sağlık tesislerinden biri.

Paylaşın

Rusya, Ukrayna’yı Yüksek Hassasiyetli Füzelerle Hedef Aldı

Rusya, en az 137 kişinin yaşamını yitirdiği Moskova’daki kanlı saldırı sonrası, Ukrayna’daki enerji merkezlerini, insansız deniz araçları üretim atölyeleri ve yabancı silahların bulunduğu yerleri yüksek hassasiyetli füzelerle hedef aldığını bildirdi.

Ukrayna, başkent Kiev’i de hedef alan saldırılarında Rusya’nın 57 füze ve insansız hava aracı fırlattığını kaydetti. Saldırılar, Ukrayna’da iki yılı aşkın süredir devam eden büyük boyutlu savaşta ülkenin enerji sistemine yönelik en büyük hava bombardımanından iki gün sonra oldu.

Kiev Şehri Askeri İdaresi Başkanı Sergey Popko, Kiev’e gerçekleştirdiği saldırıda “Tu-95MS” tipi stratejik bombardıman uçaklarından “X-101”, “X-555” ile “X-55” tipi seyir füzelerini kullandığını duyurdu. Popko, “İlk verilere göre başkentte herhangi bir can kaybı veya hasar yaşanmadı” ifadesini kullandı.

Lviv bölge valisi Maksym Kozytskyi Telegram mesajlaşma uygulamasında, “İşgalcilerin gece hedef aldığı aynı kritik altyapı tesisine iki ön vuruş yapıldı” diye yazdı. Rus saldırısında, düşürülmesi daha zor olan Kinzhal hipersonik füzelerinin kullanıldığı bilgisini de veren Kozytskyi, vurulan tesisin ne olduğunu açıklamadı.

Ukrayna Enerji Bakanlığı, Lviv bölgesindeki kritik bir enerji tesisinin saldırıya uğradığı sırada ekipmanın alev aldığını ve güç kaybetmesine neden olduğunu belirtti. Açıklamada sözü edilen tesisin, Lviv bölge valisinin bahsettiği tesisin aynısı olup olmadığı net değil.

Ukrayna’da devlete ait enerji şirketi Naftogaz ise bir Rus füzesinin yer altındaki gaz depolama tesisini vurduğunu ancak Ukraynalı tüketicilere doğal gaz akışının bundan etkilenmeyeceğini belirtti. Ukrayna hava kuvvetleri, gelen 29 füzeden 18’i ve 28 saldırı dronundan da 25’inin hava savunma sistemleri tarafından imha edildiğini bildirdi.

Kritik altyapının hedef alınması, Rusya’nın Cuma günü yaygın elektrik kesintilerine neden olan saldırılarının ardından enerji sistemi üzerindeki baskıyı sürdürmeye çalıştığı gösteriyor olabileceği yorumları yapılıyor. Enerji Bakanlığı, son haftalarda elektrik ihraç eden Ukrayna’nın, enerji sistemine yapılan saldırıların ardından Pazar günü elektrik ithalatını keskin bir şekilde arttırdığını ve ihracatı durdurduğunu açıkladı.

Saldırı başkentte paniğe neden olurken, küçük insan grupları erken saatlerde Kiev’in merkezindeki bir metro istasyonunun altında güvenlik için toplandı, bazıları kamp matları üzerinde uyudu. Moskova, Rusya’daki başkanlık seçimleri sırasında Ukrayna’nın düzenlediği saldırıların intikamı olarak nitelendirdiği saldırılarla günlerdir Ukrayna’yı vuruyor.

Yetkililer, düşürülen bir Kh-55 seyir füzesinin enkazının Kiev’deki bir parkta bulunduğunu söyledi. ABD’nin Kiev Büyükelçisi Bridget Brink X’te yaptığı paylaşımda “Bu hafta üçüncü kez şafak öncesi, tüm Ukrayna hava alarmı altında ve insanlardan sığınaklara gitmeleri tavsiye edildi” dedi. Rusya Savunma Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Polonya Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna’nın Lviv bölgesine fırlatılan bir Rus seyir füzesinin Polonya’nın hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. Sosyal medya medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada seyir füzesi için, “Cisim Oserdow kasabası yakınlarında Polonya hava sahasına girdi ve 39 saniye boyunca orada kaldı” denildi. “(Füze) Tüm uçuş boyunca askeri radar sistemleri tarafından gözlemlendi” ifadesi kullanıldı.

Polonya ordu sözcüsü Jacek Goryszewski gazetecilere yaptığı açıklamada füzenin Ukrayna’ya dönmeden önce Polonya hava sahasında yaklaşık 2 km. yol kat ettiğini söyledi. Rusya’dan konuyla ilgili bir yorum gelmezken, Varşova, Moskova’dan izahat talep edeceğini belirtti. Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz, Varşova’nın Ukrayna’yı hem askeri hem de insani açıdan desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

Paylaşın

IŞİD’den Moskova’da Silahlı Saldırı: En Az 133 Ölü

Rusya’nın başkenti Moskova’da yer alan bir konser salonuna düzenlenen silahlı saldırıda, en az 133 kişi hayatını kaybederken, 133’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) üstlendi.

Haber Merkezi / IŞİD ile bağlantılı Amaq ajansı tarafından Telegram’da paylaşılan kısa açıklamada saldırı üstlenildi; ancak açıklamada, bu iddiayı desteklemek için bir delil ortaya konmadı.

Rusya medyası da saldırının IŞİD tarafından üstlenildiğine dair güvenilir bir bilgi olmadığını belirtiyor. Rusya’nın İngilizca yayın yapan haber kanalı Russia Today de saldırıyı henüz üstlenenin olmadığını duyurdu.

Öte yandan Reuters haber ajansı adını paylaşmadığı bir ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberinde ABD’nin saldırıyı IŞİD’in Horasan kolunun gerçekleştirdiğine dair istihbarat bilgisi olduğunu belirtti. Aynı yetkili ABD’nin Rusya’yı saldırı konusunda geride bıraktığımız haftalar içerisine uyardığını da söyledi.

Moskova’daki saldırı, 2004 yılında militanların aralarında yüzlerce çocuğun da olduğu binden fazla kişiyi rehin aldığı Beslan okul kuşatması olarak tarihe geçen saldırıdan bu yanaki en ağır saldırılardan biri.

Rus basınına göre, kamuflaj kıyafetli en az 5 kişi Crocus City alışveriş merkezindeki konser salonu yakınlarında ateş açtı. O sırada “Picnic” adlı bir müzik grubunun konseri vardı. TASS haber ajansı da ateş açılan binada patlama olduğunu ve yangın çıktığını bildirdi.

11 gözaltı

Reuters haber ajansının aktardığına göre, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Devlet Başkanı Vladimir Putin’e saldırıyla bağlantılı olarak 11 şüphelinin gözaltına alındığı bilgisini verdi. Rusya’nın Interfax haber ajansı da Kremlin’e dayandırdığı haberinde, saldırıyla bağlantılı olarak ‘daha fazla suç ortağının tespiti için çalışma yapıldığını’ aktardı.

Putin: Dikkatlice planlanmış bir terör saldırısı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırısının ardından ilk kez konuştu. Tüm saldırganların yakalandığını belirten Rusya Devlet Başkanı Putin, “Saldırganlar Ukrayna’ya kaçmaya çalışıyorlardı” dedi. “Düşmanlarımız bizi bölemeyecek” ifadelerini kullanan Rus lider Putin, “Dikkatlice planlanmış bir terör saldırısının yanı sıra önceden hazırlanmış bir toplu insan katliamıyla karşılaştık” dedi.

Bu saldırı emrini veren herkesin cezalandırılacağını belirten Putin, “Rusya’ya, halkımıza yönelik bu saldırıyı hazırlayan, teröristlerin arkasında duran herkesi tespit edip cezalandıracağız” ifadelerini kullandı. 24 Mart gününü yas günü ilan ettiklerini duyuran Putin, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Türkiye, saldırıyı kınadı

Türkiye, Moskova’daki saldırıyı kınadı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, saldırıda çok sayıda ölü ve yaralı olduğunun üzüntüyle öğrenildiği belirtildi. Açıklamada, “Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Rus halkına ve Rusya hükümetine en derin taziyelerimizi sunuyoruz” denildi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile telefonda görüşerek saldırı nedeniyle başsağlığı diledi. Fidan, Lavrov’a, Türkiye’nin saldırıyı kınadığını belirterek, Rus halkı ve hükümetine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türk halkının başsağlığı dileklerini iletti.

“Ukrayna bağlantısına dair bir işaret yok”

Olayın hemen ardından ABD yönetimi, olayda Ukrayna bağlantısına dair bir işaret bulunmadığını açıkladı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Açılan ateşte Ukrayna’nın ya da Ukraynalıların dahli olduğuna dair bu sefer bir işaret bulunmamakta” ifadelerini kullandı.

Olayın detaylarıyla ilgili konuşabilmek için henüz çok erken olduğunu belirten Kirby, “Ancak görüntüler dehşet verici. Düşüncelerimiz bu korkunç silahlı saldırının kurbanlarıyla. Haberi daha almamış anneler babalar, ağabey ve ablalar, kız ve erkek çocuklar var. Bu çok zor bir gün olacak” diye konuştu.

Saldırıyla ilgili Ukrayna’dan da açıklama geldi. Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin baş danışmanı Mihail Podolyak, Ukrayna’nın olayla hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirtti.

“Washinton nereden biliyor?”

Rusya Dışişleri Bakanlığı, olayı “terör saldırısı” olarak nitelendirerek tüm dünyaca kınanması gerektiğini kaydetti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova, Kirby’nin açıklamasına tepki göstererek “Washington’daki yetkililer daha bir trajedinin ortasındayken neye dayanarak birinin masumiyetiyle ilgili çıkarımda bulunabiliyor?” sorusunu yöneltti. Zakharova, Washington’ın elinde bilgiler varsa bunu Rusya ile paylaşması ya da bu tür açıklamalarda bulunmaya son vermesi gerektiğini söyledi.

Moskova’daki ABD Büyükelçiliği, 7 Mart’ta yaptığı açıklamada “aşırılıkçıların” Moskova’da saldırı planları yaptığına dair uyararak ABD vatandaşlarının Moskova’daki kalabalık yerlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunmuştu.

Saldırının arkasında kim var?

Cuma günü kısa bir açıklama yapan IŞİD saldırıyı üstlendi. Cumartesi günü ise saldırganlara ait olduğunu öne sürdüğü ve dört maskeli erkeğin yer aldığı bir fotoğraf paylaştı.

Rus yetkililer, saldırıyı IŞİD’in üstlenmesine dair bir açıklama yapmadı. ABD iki hafta önce Moskova’da büyük etkinliklerin hedef alınabileceğine dair bir uyarı yayımlamıştı. Rus yetkililer, ABD’nin paylaştığı istihbarat bilgisinde pek bir detay olmadığını belirtti.

Vladimir Putin geçen hafta yaptığı bir konuşmada “Batılı kurumların Rusya’da terör saldırısı düzenlenebileceğine dair son dönemde yaptığı provokatif açıklamalar bir şantaj niteliğindedir. Amacı toplumumuzu sindirmek ve istikrarsızlaştırmaktır” demişti.

ABD saldırının arkasında IŞİD’in Horasan kolu olan IŞİD-H’nin olduğunu söyledi. Örgütün bu kolu, eskiden Horasan olarak adlandırılan bölgede bir halifelik kurmak istiyor. Örgütün hak iddia ettiği topraklar Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan ve İran’ı kapsıyor.

New York Times’a konuşan terörizmle mücadele analisti Colin Clarke “IŞİD-H iki yıldır Rusya’ya odaklanmış durumda” diyor ve ekliyor: Örgüt Kremlin’i Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’deki müdahaleleri nedeniyle eleştiriyor, Müslümanları katlettiğini söylüyor.

Putin saldırganların Ukrayna’ya kaçmaya çalışırken yakalandığını söyledi, “İlk bulgulara göre Ukrayna tarafında onlar için bir geçiş hazırlanmıştı” dedi. Ukrayna ise bu iddiayı reddetti, “son derece absürt” diye niteledi.

Paylaşın

Almanya’da Esrar Kullanımı Kısmen Yasallaştı: Muhalefet Tepkili

Almanya’da esrar kullanımı ve kenevir ekimini kısmen yasallaştı. Muhalefetteki muhafazakar Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve aşırı sağcı AfD’nin yanı sıra SPD içinde de yasaya karşı çıkanlar bulunuyor.

Hükümet ise esrar kullanımını yasallaştırmanın uyuşturucuya karşı önlemleri güçlendireceği, kullanıcıları ceza kapsamının dışına çıkararak karaborsaya karşı daha etkin mücadeleyi mümkün kılacağı tezini savunuyor.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Almanya’da esrar kullanımını kısıtlı olarak yasallaştıran yasa tasarısı, geçtiğimiz Şubat ayında Federal Meclis’ten geçmesinin ardından bugün Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi’nde oylamaya sunuldu.

Yapılan oylamada SPD’li Sağlık Bakanı Karl Lauterbach tarafından hazırlanan yasa tasarısı kabul edildi. 16 eyaletten sadece Bavyera, Baden-Württemberg ve Saarland‘ın temsilcileri yasanın ilgili komisyona geri gönderilmesi yönünde oy kullandı. Yasa 1 Nisan’da yürürlüğe girecek.

Federal Meclis’te Şubat ayında yapılan oylamada, esrar kullanımına kısmen izin veren yasa tasarısı hükümeti oluşturan Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratların oylarıyla kabul edilmişti. Oylamada 407 milletvekili evet, 226 milletvekili hayır oyu kullanmış, muhalefetteki Sol Partili milletvekilleri de yasa tasarısına destek vermişti.

Esrar kullanımını suç olmaktan çıkartan düzenlemelerin yasalaşması, bunun için yıllardır mücadele edenler için önemli bir dönüm noktası. Esrar kullanımının yasallaşmasına karşı olanlar ise yeni düzenlemelerin özellikle gençleri daha ağır uyuşturuculara yönelmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Yeni yasayla esrar, Uyuşturucu Maddeler Kanunu’ndaki yasaklı maddeler listesinden çıkarılacak, yetişkinlerin kişisel ihtiyaç için belli miktarlarda saksıda yetiştirmesine ve üzerinde bulundurmasına izin verilecek. Yasaya göre, Almanya’da yetişkinler üstünde 25 gram esrar taşıyabilecek. Bireyler ayrıca kendi evlerinde üç kenevir bitkisi yetiştirebilecek ve 50 gram esrar bulundurabilecek. Almanya’da esrar yasağı kararı yaklaşık 40 yıl önce alınmıştı.

Yasaya göre 1 Temmuz’dan itibaren toplu ekim için kulüpler açılmasına izin çıkıyor. Kişiler, ticari amaç gütmeyecek bu kulüplere üye olarak günde azami 25 gram olmak şartıyla esrar satın alabilecek. Kulüplerin üye sayısı 500 kişiyi geçmeyecek ve üyelere günde 25 gram, ayda 50 gramdan fazla esrar verilmeyecek. 18-21 yaş grubundakiler için bu miktar ayda 30 gramla sınırlı olacak, bu yaş grubundakilere satılan esrarın uyuşma etkisi yaratan tetrahidrokannabinol (THC) oranı düşürülmüş olacak. 18 yaşın altındakiler için ise esrar satın alma ve tüketme yasağı sürecek.

Koalisyon ortağı partilerin meclis grupları Kasım ayı sonunda yasa tasarısı üzerinde anlaşmış, ancak çocuk ve gençlerin uyuşturucudan korunması konusunda eleştiriler gelmesi üzerine bu konuda iyileştirmelere gitmek üzere çalışmalar başlatılmıştı. Kasım’daki uzlaşma üzerinde önemli değişikliklere gidilmedi, ancak yasanın etkinliğinin kontrolü konusunda değişiklik yapıldı.

İlk tasarıda yasanın yürürlüğe girdiği tarihten dört yıl sonra kontrol değerlendirmesi öngörülürken şimdi değerlendirmenin hemen başlayarak aşamalı olarak yapılması kararlaştırıldı. Tasarının son haline göre ilk değerlendirme bir yıl, ikinci değerlendirme ikinci yıl sonunda ve üçüncüsü dördüncü yılın sonunda yapılacak, çocuk ve gençlerin korunmasının yanı sıra organize suç üzerindeki etkileri de değerlendirilecek. Değerlendirme sürecinde Federal Emniyet Teşkilatının (BKA) uzmanlığından da yararlanılacak. BKA daha önce yasa tasarısına eleştirel yaklaşmıştı.

Muhalefet tepkili

Ancak muhalefetteki muhafazakar Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve aşırı sağcı AfD’nin yanı sıra SPD içinde de yasaya karşı çıkanlar bulunduğu biliniyor. Hükümet ise esrar kullanımını yasallaştırmanın uyuşturucuya karşı önlemleri güçlendireceği, kullanıcıları ceza kapsamının dışına çıkararak karaborsaya karşı daha etkin mücadeleyi mümkün kılacağı tezini savunuyor.

Paylaşın

Rusya, Ukrayna’yı Füzelerle Vurdu: Zelenski’den Yardım Çağrısı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, en az iki kişinin öldüğü ve 14 kişinin yaralandığı füze saldırıları sonrası, Batı’dan yardım çağrısında bulundu: Ortaklarımız tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu biliyor. Bizi kesinlikle destekleyebilirler.

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko da, saldırı sonrası yaptığı açıklamada, “Düşman şu anda Ukrayna enerji endüstrisine son zamanların en büyük saldırısını gerçekleştiriyor” dedi ve ekledi: Bombardımanın Zaporijya elektrik santralini besleyen enerji nakil hatlarından birini devre dışı bıraktı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya’nın 90’dan fazla füze atarak ve 60 İran yapımı insansız hava aracı (İHA) kullanarak ülkesine ölümcül bir saldırı dalgası başlattığını söyledi.

Zelenski, “Dünya, Rus teröristlerin hedeflerini olabildiğince net bir şekilde görüyor: Enerji santralleri ve enerji tedarik hatları, bir hidroelektrik barajı, konutlar, hatta bir troleybüs” dedi.

Volodimir Zelenski saldırıların ardından bir kez daha Batı’dan daha fazla silah talebinde bulundu. Ülkesinin hava savunma sistemlerine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Ukrayna Cumhurbaşkanı, “Ortaklarımız tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu biliyor. Bizi kesinlikle destekleyebilirler” dedi.

Ukrayna İçişleri Bakanlığı saldırılarda en az iki kişinin öldüğünü, 14 kişinin yaralandığını ve üç kişinin de kayıp olduğunu açıkladı. Saldırılardan biri, Ukrayna’nın güneydoğusundaki Avrupa’nın en büyük nükleer santralini besleyen iki elektrik hattından birinin kopmasına neden oldu.

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko Facebook’tan yaptığı açıklamada, “Düşman şu anda Ukrayna enerji endüstrisine son zamanların en büyük saldırısını gerçekleştiriyor” dedi ve bombardımanın Zaporijya elektrik santralini besleyen enerji nakil hatlarından birini devre dışı bıraktığını sözlerine ekledi.

Avrupa’nın en büyük nükleer enerji tesisi olan ve Ukrayna tarafından işletilen Zaporijya, savaşın ilk günlerinde Rus birlikleri tarafından ele geçirilmişti.

Ukrayna’nın atom enerjisi operatörü Energoatom, “Bu durum son derece tehlikeli ve acil bir duruma yol açma riski taşıyor” açıklamasında bulundu.

Son elektrik hattının da kesilmesi halinde, “santralin güvenli çalışma koşullarının ciddi ihlali anlamına geleceği” belirtildi. Savaşın başlangıcından bu yana Zaporijya elektrik santralinde, acil durum dizel jeneratörlerinin kullanılmak zorunda kaldığı çok sayıda kesinti yaşandı.

Energoatom, “Bunların arızalanması durumunda nükleer ve radyasyon kazası tehdidi ortaya çıkacaktır” uyarısında bulundu. Zaporijya valisine göre ise, bugün erken saatlerde bölgeye isabet eden 12 Rus füzesi birkaç evi yıktı ve bilinmeyen sayıda insanı yaraladı.

Vali Ivan Fedorov Telegram hesabından, “İlk haberlere göre yedi ev yıkıldı, 35 ev de hasar gördü” diye yazdı ve insanların yaralandığını ekledi.

2022’den beri Rusya’nın kontrolü altında olan Mariupol şehrinin Ukraynalı belediye başkanının danışmanı Petro Andryushchenko da Telegram’da yaptığı açıklamada, bir Rus füzesinin yine Zaporijya’daki Dinyeper hidroelektrik istasyonunda bir troleybüsü vurduğunu ve troleybüste seyahat eden sivillerin öldüğünü söyledi.

Batıdaki Khmelnytskyi kentinin belediye başkanı Oleksandr Symchyshyn, altyapı ve konut binalarının hasar gördüğü “korkunç bir sabah yaşadıklarını” kaydetti. Symchyshyn Telegram’da, “Siviller arasında kurbanlar ve kayıplar var” diye yazdı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 31 Bin 988’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 167. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı son 24 saatte 65 artarak 31 bin 988’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 74 bin 188’e ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Hamas’ın elinde tuttuğu rehinelerin serbest bırakılmasıyla bağlantılı olarak acil ateşkes çağrısında bulunulan bir karar taslağı sunduklarını açıkladı.

Blinken Çarşamba gecesi Suudi medya kuruluşu Al-Hadath’a verdiği demeçte, “Rehinelerin serbest bırakılmasıyla birlikte acil ateşkes çağrısında bulunan ve şu anda Güvenlik Konseyi’nin önünde bulunan bir karar tasarısı sunduk” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı bu adımın ateşkese yönelik “güçlü bir sinyal” göndereceğini umduğunu söyledi. ABD daha önce İsrail ve Hamas arasındaki savaşa yönelik acil ateşkes çağrısında bulunulan karar tasarılarını veto etmişti.

BM ve AB’den insani yardım çağrısı

Ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nden (AB) Gazze Şeridi’ne insani yardım çağrısı geldi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, AB Liderler Zirvesi öncesi dün Brüksel’de bir araya geldi. Von der Leyen ve Guterres, ikili görüşmeleri öncesinde basına ortak açıklama yaptı.

Gazze ve Ukrayna’daki durumu ele alacaklarını belirten von der Leyen, Guterres’e hayatını kaybeden BM personeli için taziyelerini iletti, “Gazze’deki savaştan ve ortaya çıkan felaket niteliğindeki insani durumdan son derece kaygılıyız. Gazze kıtlıkla karşı karşıya. Bu kabul edilemez” dedi.

“Rehineleri serbest bırakacak ve Gazze’ye daha fazla insani yardımın ulaşmasını sağlayacak bir ateşkes konusunda şimdi hızla anlaşmaya varmak kritik önem taşıyor” diyen von der Leyen, Refah’a yönelik geniş çaplı bir saldırının savunmasız sivil nüfusa yönelik risklerinden de büyük endişe duyduğunu bir kez daha vurguladı.

Von der Leyen, AB’nin Gazze’ye daha fazla yardım ulaştırılması için elinden geleni yaptığını belirterek, bu esnada iki devletli çözüme yönelik hazırlıklar da yapılması gerektiğine işaret etti.

Guterres de Avrupa’nın küresel sahnedeki rolünün her zamankinden daha önemli olduğu karanlık bir dönemden geçildiğini söyledi. Ukrayna’da iki seneyi aşkın süredir devam eden savaşta uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın yok sayıldığını vurgulayan Guterres, Gazze’deki durumla ilgili şunları söyledi:

“Gazze’de savaş devam ederken hiçbir şey Hamas’ın 7 Ekim’deki iğrenç eylemlerini haklı gösteremez. Hiçbir şey Filistin halkının kolektif olarak cezalandırılmasını da haklı gösteremez. Bugün nüfusun yarısından fazlası, yani 1 milyondan fazla insan felaket düzeyinde bir açlıkla karşı karşıya.

Çok geç olmadan, şimdi harekete geçmeliyiz. İsrailli yetkililere, Gazze genelinde insani yardım malzemelerine tam ve sınırsız erişim sağlamaları, uluslararası topluma da insani çabalarımıza tam destek vermeleri çağrısında bulunuyorum.”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP’nin başkanı Achim Steiner İsrail’in operasyonlarını sürdürdürdüğü Gazze’ye ilişkin uyarılarda bulundu. Alman Phoenix kanalına konuşan Steiner, Gazze Şeridi’ndeki insani krizin giderek derinleştiğine dikkat çekerek “Gazze’de ciddi bir kıtlığın yaşandığı bir noktadayız” dedi. Steiner, bölgenin altyapsının yüzde 70’inin çökertildiğini söyledi.

Gazze’deki kıtlığın “felaket boyutuna” geldiğini ve bu durumun sadece savaşın bir sonucu olmadığını, aynı zamanda bir silah olarak da kullanıldığını belirten Steiner, “En feci krizlerin ve savaşların ortasında dahi gıdaya erişim silah olmamalı” dedi. BM Yetkilisi, yardım görevlileri için insanlara erişimin ve insani yardım sağlamanın giderek zorlaştığını ifade etti.

Dünya genelindeki kriz ve savaşların artışından duyduğu tedirginliği de dile getiren Steiner, 1945 yılından bu yana dünya üzerinde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan insanların sayısının geçen yıl rekor kırdığını söyledi. BM yetkilisi, uluslararası toplumun ülkeler arasındaki eşitsizliği gidermek ve uzun dönemli olarak güvenlik ve istikrarı sağlamak için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, Gazze’de bir milyondan fazla insan kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya. BM Gıda Programı, hafta başında Roma’da yaptığı açıklamada, Gazze’de 1 milyon 100 bin dolayında kişinin gıda stoklarını kullandığını ve ağır bir açlık felaketi ile karşı karşıya olduğunu duyurmuştu.

Paylaşın

BM Ve AB’den Gazze Şeridi’ne İnsani Yardım Çağrısı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 167. günü geride kalırken, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nden (AB) Gazze Şeridi’ne insani yardım çağrısı geldi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölü sayısı son 24 saatte 104 artarak 31 bin 923’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 74 bin 96’ya ulaştı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, AB Liderler Zirvesi öncesi dün Brüksel’de bir araya geldi. Von der Leyen ve Guterres, ikili görüşmeleri öncesinde basına ortak açıklama yaptı.

Bianet’in aktardığına göre; Gazze ve Ukrayna’daki durumu ele alacaklarını belirten von der Leyen, Guterres’e hayatını kaybeden BM personeli için taziyelerini iletti, “Gazze’deki savaştan ve ortaya çıkan felaket niteliğindeki insani durumdan son derece kaygılıyız. Gazze kıtlıkla karşı karşıya. Bu kabul edilemez” dedi.

“Rehineleri serbest bırakacak ve Gazze’ye daha fazla insani yardımın ulaşmasını sağlayacak bir ateşkes konusunda şimdi hızla anlaşmaya varmak kritik önem taşıyor” diyen von der Leyen, Refah’a yönelik geniş çaplı bir saldırının savunmasız sivil nüfusa yönelik risklerinden de büyük endişe duyduğunu bir kez daha vurguladı.

Von der Leyen, AB’nin Gazze’ye daha fazla yardım ulaştırılması için elinden geleni yaptığını belirterek, bu esnada iki devletli çözüme yönelik hazırlıklar da yapılması gerektiğine işaret etti.

Guterres de Avrupa’nın küresel sahnedeki rolünün her zamankinden daha önemli olduğu karanlık bir dönemden geçildiğini söyledi. Ukrayna’da iki seneyi aşkın süredir devam eden savaşta uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın yok sayıldığını vurgulayan Guterres, Gazze’deki durumla ilgili şunları söyledi:

“Gazze’de savaş devam ederken hiçbir şey Hamas’ın 7 Ekim’deki iğrenç eylemlerini haklı gösteremez. Hiçbir şey Filistin halkının kolektif olarak cezalandırılmasını da haklı gösteremez. Bugün nüfusun yarısından fazlası, yani 1 milyondan fazla insan felaket düzeyinde bir açlıkla karşı karşıya.

Çok geç olmadan, şimdi harekete geçmeliyiz. İsrailli yetkililere, Gazze genelinde insani yardım malzemelerine tam ve sınırsız erişim sağlamaları, uluslararası topluma da insani çabalarımıza tam destek vermeleri çağrısında bulunuyorum.”

“1 milyondan fazla kişi açlıkla karşı karşıya”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP’nin başkanı Achim Steiner İsrail’in operasyonlarını sürdürdürdüğü Gazze’ye ilişkin uyarılarda bulundu. Alman Phoenix kanalına konuşan Steiner, Gazze Şeridi’ndeki insani krizin giderek derinleştiğine dikkat çekerek “Gazze’de ciddi bir kıtlığın yaşandığı bir noktadayız” dedi. Steiner, bölgenin altyapsının yüzde 70’inin çökertildiğini söyledi.

Gazze’deki kıtlığın “felaket boyutuna” geldiğini ve bu durumun sadece savaşın bir sonucu olmadığını, aynı zamanda bir silah olarak da kullanıldığını belirten Steiner, “En feci krizlerin ve savaşların ortasında dahi gıdaya erişim silah olmamalı” dedi. BM Yetkilisi, yardım görevlileri için insanlara erişimin ve insani yardım sağlamanın giderek zorlaştığını ifade etti.

Dünya genelindeki kriz ve savaşların artışından duyduğu tedirginliği de dile getiren Steiner, 1945 yılından bu yana dünya üzerinde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan insanların sayısının geçen yıl rekor kırdığını söyledi. BM yetkilisi, uluslararası toplumun ülkeler arasındaki eşitsizliği gidermek ve uzun dönemli olarak güvenlik ve istikrarı sağlamak için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, Gazze’de bir milyondan fazla insan kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya. BM Gıda Programı, hafta başında Roma’da yaptığı açıklamada, Gazze’de 1 milyon 100 bin dolayında kişinin gıda stoklarını kullandığını ve ağır bir açlık felaketi ile karşı karşıya olduğunu duyurmuştu.

ABD’den Gazze’de acil ateşkes adımı

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, BM Güvenlik Konseyi’ne Hamas’ın elinde tuttuğu rehinelerin serbest bırakılmasıyla bağlantılı olarak acil ateşkes çağrısında bulunulan bir karar taslağı sunduklarını açıkladı.

Blinken Çarşamba gecesi Suudi medya kuruluşu Al-Hadath’a verdiği demeçte, “Rehinelerin serbest bırakılmasıyla birlikte acil ateşkes çağrısında bulunan ve şu anda Güvenlik Konseyi’nin önünde bulunan bir karar tasarısı sunduk” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı bu adımın ateşkese yönelik “güçlü bir sinyal” göndereceğini umduğunu söyledi. ABD daha önce İsrail ve Hamas arasındaki savaşa yönelik acil ateşkes çağrısında bulunulan karar tasarılarını veto etmişti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 32 Bine Dayandı

Filistin – İsrail savaşının 166. günü geride kalırken, Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölü sayısı son 24 saatte 104 artarak 31 bin 923’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 74 bin 96’ya ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Bu arada Katar’da insani ara ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni müzakereler başladı. İsrail televizyonu, İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın başkanı David Barnea’nın emirlikteki arabulucularla bir araya geldiğini bildirdi. Görüşmelerin en az iki hafta sürebileceği tahmin ediliyor.

Hamas kısa bir süre önce Katar, Mısır ve ABD’li arabuluculara yeni bir teklif sunmuştu. Buna göre Hamas, savaş sona ermeden İsrail’in elinde tuttuğu Filistinli tutuklularla rehinelerin takas edilmesi talebinden vazgeçtiğini duyurdu. Ancak medyada yer alan haberlere göre İsrail Hamas’ın bu teklifine mesafeli yaklaşıyor.

“1 milyondan fazla kişi açlıkla karşı karşıya”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP’nin başkanı Achim Steiner İsrail’in operasyonlarını sürdürdürdüğü Gazze’ye ilişkin uyarılarda bulundu. Alman Phoenix kanalına konuşan Steiner, Gazze Şeridi’ndeki insani krizin giderek derinleştiğine dikkat çekerek “Gazze’de ciddi bir kıtlığın yaşandığı bir noktadayız” dedi. Steiner, bölgenin altyapsının yüzde 70’inin çökertildiğini söyledi.

Gazze’deki kıtlığın “felaket boyutuna” geldiğini ve bu durumun sadece savaşın bir sonucu olmadığını, aynı zamanda bir silah olarak da kullanıldığını belirten Steiner, “En feci krizlerin ve savaşların ortasında dahi gıdaya erişim silah olmamalı” dedi. BM Yetkilisi, yardım görevlileri için insanlara erişimin ve insani yardım sağlamanın giderek zorlaştığını ifade etti.

Dünya genelindeki kriz ve savaşların artışından duyduğu tedirginliği de dile getiren Steiner, 1945 yılından bu yana dünya üzerinde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan insanların sayısının geçen yıl rekor kırdığını söyledi. BM yetkilisi, uluslararası toplumun ülkeler arasındaki eşitsizliği gidermek ve uzun dönemli olarak güvenlik ve istikrarı sağlamak için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, Gazze’de bir milyondan fazla insan kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya. BM Gıda Programı, hafta başında Roma’da yaptığı açıklamada, Gazze’de 1 milyon 100 bin dolayında kişinin gıda stoklarını kullandığını ve ağır bir açlık felaketi ile karşı karşıya olduğunu duyurmuştu.

Gazze’de açlık krizi

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Josep Borrell de İsrail’i Gazzelileri kasten aç bırakmakla suçladı. Borrell, “Gazze’de artık açlığın eşiğinde değiliz. Açlığın içindeyiz. Bu kabul edilemez. Açlık bir savaş silahı olarak kullanılıyor. İsrail açlığı provoke ediyor” dedi.

İsrail ise Gazzelileri kasten aç bıraktığı suçlamasını reddediyor; yaşananlardan lojistik sorunlar yarattığını söylediği Birleşmiş Milletler’i ve gıda yardımlarına el koymakla suçladığı Hamas’ı sorumlu tutuyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da geçen hafta Gazzelilerin açlık çektiğini reddetti, “Bizim elimizdeki bilgi bu değil ve yakından izliyoruz” dedi.

Ancak Gazzeliler açlık çekiyor. Dünya Gıda Programı’nın Orta Doğu Programı Sözcüsü Abeer Etefa, “Görünen köy kılavuz istemiyor. 1,1 milyon kişi IPC aşama 5’te. Bu feci açlık hali. İki yaşından küçük çocukların üçte biri akut yetersiz beslenmeyle karşı karşıya. Yani ölüm riskleri var” dedi.

Geçen Cuma günü yardım kuruluşu World Central Kitchen’ın yolladığı 200 ton gıda, kurumun İsrail saldırılarında yıkılan binaların molozlarından inşa ettiği bir iskeleyle ulaştırıldı. Yardımın Gazze’nin kuzeyi ve orta kesimlerindeki büyük gıda sıkıntısını biraz hafifletmesi ve Ramazan ayının geri kalanında bir parça rahatlama sağlaması umuluyor.

Ancak bu insani yardım girişimleri İsrail’e, Gazze’nin sivil nüfusuna karşı insani sorumluluklarını terk etme ve boşluğu yardım kuruluşları ve diğer ülkelerin doldurmasını bekleme suçlamasını beraberinde getirdi. BM yardım kuruluşu UNRWA’nın sözcüsü Juliette Touma, “İsrail, işgalci güç olarak nüfusun ihtiyaçlarını gidermek ya da insani yardımın ulaştırılmasını kolaylaştırmak zorunda ve bunu yapmıyorlar. Yeterince yapmıyorlar” dedi.

Paylaşın

Fed’den Faizi 23 Yılın Zirvesinde Sabit Tutma Kararı

ABD Merkez Bankası (Fed), beklentilere paralel bir şekilde politika faizini yüzde 5.25 – 5.50 aralığında sabit tuttu. Fed, Mart 2022 – Temmuz 2023 arasında toplamda 525 baz puanlık faiz artırım kararı almıştı.

Haber Merkezi / ABD Merkez Bankası (Fed) Açık Piyasa Komitesi (FOMC), faiz kararını açıkladı. FOMC, beklentilere paralel bir şekilde politika faizini yüzde 5,25 – 5,50 aralığında sabit tutma kararı aldı.

Karara ilişkin yapılan açıklamada, faiz indirimi için enflasyon konusunda daha fazla güvene ihtiyaç olduğu belirtildi.

Fed’in projeksiyonlarında büyüme tahminleri yukarı yönlü revize edildi. 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 1,4’ten yüzde 2,1’e, 2025 tahmini yüzde 1,8’den yüzde 2’ye yükseltildi. Çekirdek enflasyon beklentisi de 2024 yılı için yüzde 2,4’ten yüzde 2,6’ya yükseltildi. 2024 için işsizlik oranı beklentisi yüzde 4,1’den yüzde 4’e düşürüldü.

Fed’in son 4 toplantıda olduğu gibi faizi sabit bırakması bekleniyordu. 30 gün vadeli Fed fon oranlarına göre Fed faiz kararı ihtimallerini veren CME FedWatch Tool’da Fed’in bugün faiz oranını sabit bırakmasına yüzde 99 ihtimal veriliyordu. Diğer bir deyişle piyasa Fed’in faizi sabit bırakmasına neredeyse kesin gözüyle bakıyordu.

ABD’de şubat ayında yıllık enflasyon yüzde 3.2 ile yüzde 3.1’lik beklentiyi aşmıştı. Beklentinin üzerinde gelen bu veri sonrası piyasalarda Fed’in vereceği reaksiyon merak edilmeye başlanmıştı.

Fed, bugünün ardından 1 Mayıs ve 12 Haziran tarihlerinde faiz kararını açıklayacak. Şu anda piyasalar ağırlıklı olarak Haziran ayında ilk faiz indiriminin gelmesini fiyatlıyor. Bu fiyatlamada bir değişim yaşanıp yaşanmayacağını Powell’ın açıklamaları ve nokta grafikte yer alan tahminler belirleyecek.

Paylaşın