Anal Fissür Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Genellikle kabızlık ve ıkınma gibi düzensiz dışkılama alışkanlıklarına bağlı olarak anal kanal derisi üzerinde gelişen yırtıklara Anal Fissür adı verilmektedir. Bu yırtıklar, dışkılama sırasında kişiye şiddetli ağrı ve acıya neden olmaktadır. Bu ağrı keskin ve yırtıcı tarzdadır.

Haber Merkezi / Öyle ki bazen hastaların gözünden yaş getirecek kadar şiddetlidir. Bazen ağrıya küçük kanamalar da eşlik eder. Bu sıkıntılar nedeniyle dışkılama, hasta için korkuya dönüşmektedir. Şiddetli ağrı, anal kanaldaki kas yapısında kasılmaya yol açmaktadır. Kasılma olunca çatlak daha fazla yırtılmakta, bu durumda daha çok kasılmaya neden olarak kısır döngü ile sonuçlanmaktadır.

Makatta çatlak meydana gelmesinin nedenleri:

Anal fissürün en yaygın görülen nedeni anüsteki veya anal kanaldaki dokuların tahriş olmasıdır. Bu tahrişin en sık görülen nedeni ise kabızlıktır. Düzensiz dışkılama,nadirende uzun süreli ishal de kabızlık gibi anal fissüre yol açabilir.Hamile kadınların üçte birinde de makatta çatlak oluşmaktadır. Normal doğum esnasında ortaya çıkan gerilim de sık sık anal fissürlere yol açmaktadır.Altta yatabilen başka faktörler de anal fissüre yol açabilmektedir.

Anal Fissür risk faktörleri nedir?

Anal fissür hastalığına yakalanmaya sebep olan birincil faktör kabızlıktır. Bu hastalığa sebep olan risk faktörlerinden biri de bebeklik döneminde anüste oluşabilecek yırtıklardır ve nedenleri ise henüz tam olarak belirlenememiştir. Aynı şekilde yaşlanma döneminde de bu hastalık görülebilmektedir. Yaşlanma döneminde görülen anal fissür hastalığının sebebi olarak, ilerleyen yaş ile birlikte yavaşlayan dolaşım gösterilmektedir. Ayrıca doğum esnasında anal fissür oluşabileceği gibi Crohn Hastalığı da anal fissür oluşumunu tetiklemektedir.

Anal Fissür komplikasyonları nedir?

Anal fissür hastalığında oluşabilecek komplikasyonlardan ilki iyileşme olmamasıdır. Eğer hastalık 6 hafta içerisinde iyileşmez ise kronik olarak kabul edilir ve tedavinin artırılmasına karar verilir. Bir diğer komplikasyon ise nüksetme olarak ifade edilir. Hasta daha önceden anal fissür hastalığı yaşadıysa tekrar bu hastalığa yakalanma oranı daha yüksektir. Bu çatlağın iltihaplanması ile anal abseler de görülebilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Anal fissür şikayeti ile doktora başvurmadan önce mutlaka yapılması gereken birkaç adım vardır. Bunlardan ilki, eğer kabızlık veya ishal problemleri yaşanmış ise bunlar doktorla paylaşılmak üzere not edilmelidir. Bir diğer adım ise doktor muayenesinden önce kişisel temizliğe önem gösterilmesidir.

Anal Fissür tetkik yöntemleri nelerdir?

Anal fissür hatalığının teşhisi diğer birçok hastalığın teşhisine nazaran daha kolaydır. Tecrübeli bir cerrah için şikayetleri dinlerken tanı koymak kolaydır. Anal fissür oluşumu gözle görülebilmektedir.

Anal Fissür tedavi yöntemleri nelerdir?

Anal fissür tedavisinde yetişkinlerde iyileşme süreci 4-6 hafta arasında sürmektedir. Çocuklarda görülen anal fissür için tedavi süresi ise sadece dışkının yumuşatılması ile daha da kısalmaktadır. Tedaviler ise koruyucu ve cerrahi tedaviler olarak ikiye ayrılır. Koruyucu tedaviler genelde ilaç tedavilerinden ve lokal uygulamalardan oluşur. Cerrahi tedaviler ise genelde kronik anal fissür hastalıklarında başvurulan yöntemdir. Tüm dünyada “altın standart” ismiyle kabul edilen ve 1967 yılından beri kullanılan Lateral Internal Sfikterotomi (LIS) cerrahi tedavi yöntemidir.

Anal Fissür yaşam stili önerileri

Anal fissür oluşumunu engellemek için muhtemel kabızlık veya ishal problemlerine yol açmayacak bir beslenme tarzının benimsenmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir beslenme ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmeli ayrıca kişisel temizliğe önem verilmelidir. Acı biberli yiyeceklerden kaçınmalıdır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Amiloidoz Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Amiloid olarak adlandırılan lifli protein bileşiğinin bir veya birden çok organda hücre dışında birikmesiyle oluşan metabolizma hastalığına Amiloidoz denir. Genellikle böbrek, böbrek üstü bezi, karaciğer, dalak, mide ve bağırsak kanalında görülür.

Haber Merkezi / Kemik iliği hücreleri tarafından üretilen ve anormal protein olarak nitelendirilen amiloid, farklı doku ve organları doğrudan etkileyebilir. Buna bağlı olarak amiloidin birçok türü olduğunu ve tutulum bölgelerinin kişiden kişiye değiştiğini söyleyebiliriz. Ancak kesin nedeni henüz bilinmeyen amiloidoz, nadir görülen hastalıklardandır.

Amiloidoz çeşitleri nelerdir?

Birincil Amiloidoz : En sık görülen amiloidoz çeşidi olmakla birlikte herhangi bir hastalık sonucunda oluşmaz. En yaygın amiloidoz çeşiti olan birincil amiloidoz, genellikle dil, cilt, kalp, akciğer, sinir ve bağırsakları etkilemektedir.

İkincil Amiloidoz : Birincil amiloidozun aksine bazı kronik hastalıklar nedeniyle meydana gelir. Tüberküloz, kemik iltihabı ve romatoid artrit gibi hastalıkların sonucunda oluşur. Genellikle böbrek, dalak, karaciğer ve bağırsakları etkilediği bilinmektedir.

Kalıtsal Amiloidoz : Genetik kökenli amiloidoz olarak nitelendirebiliriz. Aile geçişli amiloidoz türü olmakla birikte sinir sistemi ve sindirim sistemini doğrudan etkiler.

Amiloidoz belirtileri nelerdir?

Amiloidoz belirtileri etkilediği organa ve kişiye göre değişkenlik gösterir. Amiloidoz kişiden kişiye farklı belirtiler gösterse de bazı durumlarda herhangi bir belirti vermeyen teşhisin zorlaşmasına neden olur. Özellikle başka bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan amiloidoz, altta yatan hastalık nedeniyle kendine özgü belirtileri göstermeyebilir. Amiloidoz belirtisi öncelikle etkilediği organa göre değişkenlik gösterir. Ancak böbrek ve kalbi etkileyen amiloidoz hayati risk taşıyabilir. Böbreği etkileyen amiloidoz, kanı süzme işleminde bozukluklara yol açarken aynı zamanda proteinlerin idrara karışmasına neden olur. Kalbi etkileyen amiloidozda ise nefes darlığı ile birlikte kan pompalama işleminde bozukluk görülür.

Zayıflık
Ciddi kilo kaybı
Büyümüş karaciğer
Büyümüş dil
Ayak bileklerinde ve bacaklarda şişlik oluşması
El ve ayaklarda uyuşukluk veya karıncalanma
Nefes darlığı
Yutkunma zorluğu
Düzensiz kalp ritmi
Genişlemiş dil (makroglossi)
İshal veya kabızlık
Şiddetli yorgunluk ve halsizlik
Ciltte morarma ve kalınlaşma
Göz çevresinde morluk (purpura)
İdrarda protein
Sinir sisteminde bozulmalar

Amiloidoz nedenleri nedir?

Amiloidoz hastalığına ”multiple miyelom” yani kemik iliğindeki plazma hücreleri kanseri gibi belli başlı kanser türleri, Hodgkin Hastalığı, tanısız Ailesel Akdeniz Ateşi , geçirilmiş tüberküloz gibi hastalıklar geçirmiş olan kişilerde rastlanabilir. Aynı zamanda uzun süre diyaliz tedavisi görmüş hastalarda da bu hastalığın görülme riski yüksektir. Hiçbir hastalığa bağlı olmadan, nedeni belli olmadan da oluşabilir.

Amiloidoz risk faktörleri nedir?

Bu hastalık 50 yaş üzeri kişilerde, böbrek hastalığından kaynaklanabildiği için uzun süre diyaliz almış olan kişilerde görülebilir. Ayrıca kronik enfeksiyonu ya da iltihaplı hastalıkları olan, ailesinde bu hastalığı geçirmiş ve de multiple miyelom olan hastalarda da görülme riski oldukça fazladır.

Amiloidoz komplikasyonları nedir?

Amiloidoz hangi organda birikirse o organın çalışmasını engeller. Amiloidoz ile kalp, böbrekler, karaciğer, dalak, sinir sistemi, mide ve bağırsaklar etkilenebilir. Bu hastalık genel olarak nadir görülmektedir. Özellikle zeminde kronik bir hastalığı olmadan gelişen amiloidoz hızlı seyirli ve ölümcüldür.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Hastanın doktor randevusu öncesi çok iyi bir şekilde belirtileri analiz ederek doktora iletmesi gerekmektedir.

Amiloidoz tetkik yöntemleri nelerdir?

İlk olarak protein miktarının normalliğinden emin olmak için kan ve idrar testleri istenmektedir. Fakat amiloidozu kesin olarak teşhis etmek için doku örneğine ihtiyaç vardır. Mikroskopta incelenecek olan doku örneği, genellikle hastanın karın bölgesindeki yağlardan,rektumdan, deriden, sinirlerden, karaciğerden, böbrekten ve diş etinden alınabilir. Alınmış olunan doku amiloid ile reaksiyona giren bir boyayla yapılır. Sonuçlar mikroskopta analiz edilir ve tanı konulur. Patolojik inceleme sonrası kesin tanı konulur.

Amiloidoz tedavi yöntemleri nelerdir?

Henüz amiloidoz için özel olarak uygulanan bir tedavi çeşidi yoktur. Amiloidoza neden olan bir hastalık varsa bu hastalık tedavi edilerek amiloidozun ortadan kalması beklenir. Amiloidoz da sadece şişme ve hassasiyeti engelleyen ilaçlar ve ağrı kesiciler kullanılmaktadır. Özellikle böbrek amiloidozu olan hastalar kolşisin adlı ilaçtan fayda görebilir.

Amiloidoz Yaşam Stili Önerileri

Kişinin kendisini gıda açısından çok iyi bir şekilde beslemesi gerekmektedir. Sağlıklı ve zengin bir beslenme şekli bu hastalık için büyük önem taşır. Doktor vücudun zarar görmesiyle birlikte hastaya özel diyetler de önerebilir. Bu diyetleri dikkatli bir şekilde uygulamakta oldukça önemlidir. Bu hastalıkla ilgili sürekli tedavi yöntemleri geliştiği için bu yöntemleri dikkatlice takip etmek, kontrolleri aksatmamak da önem taşımaktadır. Kişinin sigara içmemesi gerekmektedir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Alzheimer Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Halk arasında ‘’Bunama’’ olarak bilinen Alzheimer, henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır.

Haber Merkezi / Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür. Alzheimer hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir, bir kanser hastalığı değildir.  Çok nadir (yaklaşık 100 hastanın 5’inde) olmakla birlikte ırsi formları da mevcuttur ama bunlara nadir rastlanmaktadır.

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de bir takım risk yaratan durumlar günümüzde tanımlanmıştır.

Bunlar:

Yaş (değiştirilemez faktör)
Geçmişte depresyon (değiştirilebilir faktör)
Damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği…) değiştirilebilir faktörler
Geçmişte ciddi kafa yaralanmaları
Düşük eğitim düzeyi
APOE4 taşıyıcılığı.

Alzheimer belirtileri nedir?

Genellikle beynin kullanılması gereken her işte zorluk çekilir: kişi konuşulanı takip etme, plan yapma, yapılacakları sıraya koyma, sorunları çözme ve karar verme gibi konularda zorlanır.
İlaveten, yaşanan diğer bozukluklar ve zorluklar şunlardır:
Yeni şeyleri öğrenememe, az önce söylenenleri veya görülenleri hatırlayamama. En sonunda uzun zamandır hafızada olan bilgilerinde kaybolması;
Oryantasyon bozukluğu: Zaman ve mekanı karıştırma. Hangi gün, ay veya yılda yaşadığını bilememe, hangi yerde ya da nerede olduğunu hatırlayamama;
Konuştuğu dili anlama ve kullanmada bozukluklar (afazi);
Etrafındaki eşyaları (nesneleri) ve sesleri tanıyamama ve ne işe yaradıklarını bilememe (agnozi);
İşlemleri yerine getirmekte zorlanma, genellikle işlemlerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan sıralamada sorun yaşama (apraksi);
Düşünme ve durumları değerlendirmede zorlanma.

Bu bozuklukların yanı sıra, davranış veya kişilik değişikliği oluşabilir. Kişi şüpheli, huzursuz veya hırçın (agresif) olabilir. Diğer taraftan, kişi duygusuz veya ilgisiz olabilir, olay ve nesnelere karşı kayıtsız kalabilir. Kişinin ruh hali aniden değişebilir. Bazı Alzheimer hastalarında hastalık çok çabuk ilerler, bazı hastalarda ise nispeten yıllarca normal bir hayat sürdürülebilir.

Alzheimer’ın nedenleri nedir?

Alzheimer hastalığında beyindeki sinir hücreleri dokusunda beta-amyloïd olarak bilinen bir tür anormal protein birikimi oluşmaktadır. Bu protein birikimi beyinden atılamaz hale geliyor. Araştırmacılar bu birikim ve plaklardan dolayı sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bozulduğunu ve sinir hücrelerinin helak olduğunu düşünüyorlar. Dolayısı ile beyin düzgün çalışamaz hale geliyor ve beyin hücrelerinin ölümü gerçekleşiyor.

Alzheimer’ın Risk Faktörleri Nedir?

Alzheimer hastalığında; 65 yaş ve üzerindeki kişiler ve ailesinde Alzheimer hikayesi olanlar risk grupları arasında gelmektedir. Bunun yanında eğitim seviyesi Alzheimer’da önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır. Eğitim ve kültürel seviyesi yüksek olan kişilerde sinirsel iletişim daha kuvvetli olmakta ve alzheimer olma riski düşmektedir.

Alzheimer’ın komplikasyonları nedir?

Alzheimer hastalığında kişi kendine bakamadığı için diğer hastalıklara yakalanması kolay olacaktır. Özellikle yemek yemede ve yutmadaki zorluklardan dolayı akciğere veya solunumum borusuna kaçan yiyecekler enfeksiyona ve zatürreye neden olmaktadır. İdrar kaçırma durumlarından dolayı da idrar yolu enfeksiyonları sık sık görülmektedir. Bunun yanında düşme ve çarpma gibi durumlarla küçük veya büyük travmalar da yaşanmaktadır.

Alzheimer için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Alzheimer hastalığında hasta yakınlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Hasta yakınlarının hastayı yakından takip etmesi, hal ve hareketlerini gözlemleyip, belirtileri doktora doğru şekilde aktarmaları gerekmektedir.

Alzheimer tetkik yöntemleri nelerdir

Alzheimer’da tek başına tanı koymaya yardımcı olacak bir test bulunmamaktadır. Nörolojik muayene yanında kan tahlili, zihinsel testler, beyin görüntüleme testleri, EEG, SPECT, lomber ponksiyon ve psikiyatri konsültasyonu gibi tetkiklerle alzheimer teşhisi konulmakta ve hastalık evrelendirilmektedir.

Alzheimer’ın tedavi yöntemleri nelerdir?

Alzheimer hastalığının kesin tedavisi henüz mümkün değildir. Var olan tedaviler ise durumu destekleyici olarak uygulanır. Bazı ilaçlar ile hastalık sürecini yavaşlatmak ve bazı belirtilerin şiddetini azaltmak mümkündür. İlaçlar Alzheimer hastalığını kesin tedavi edemez, sadece hastalığın illerlemesini yavaşlatabilir. İlaçların oldukça mütevazi tedavi edici etkisi vardır. Etkili olduğunda ise genellikle dikkat, konsentrasyon ve konuşma yeteneği konusunda olur, hafıza üzerinde bir etkisi yoktur. İlacın kimde etkili olup olmayacağı önceden bilinemez. Hastaların yüzde 30’ unda yan etkileri ortaya çıkar.

Alzheimer hastaları için yaşam stili önerileri

Hem Alzheimer hastalarının hem de ailelerinin eski yaşamlarına devam edebilmeleri için aile yakınlarına büyük bir rol düşmektedir. Kendi kendilerine bakamayacak olan alzheimer hastalarına şefkat ve anlayışla yaklaşılmalı ve ilaç kullanımı düzenli şekilde yapılmalıdır. Ev içinde bu hastaların güvenliğini sağlayacak birtakım değişiklikler yapılmalı, düşme ve çarpma gibi durumlara karşı önlem alınmalı, sokağa tek başına çıkıp kaybolmaması için dikkat edilmelidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Alkol – Madde Bağımlılığı Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Bir yada birkaç maddeye aynı anda gelişebilir ve madde alınmadığı zaman fiziksel ya da ruhsal kötü belirtilere yol açan Alkol – Madde bağımlılığı, kişinin tüm yaşamını olumsuz etkileyen ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık türüdür.

Haber Merkezi / Bağımlı olan kişi tedavi görmüş bile olsa tüm yaşamı boyunca bağımlı olduğu maddeye karşı hassas kalacağını unutmamalıdır.

Alkol – Madde bağımlılığının kriterleri:

Kişi tarafından alışkın olduğu hissin yaratılması için, kullanılan maddenin dozunun arttırılıyor olması.
Kişinin kullandığı maddeyi almayı tasarladığı miktardan fazla miktarda ve sürede kullanması.
Kişinin kullandığı maddenin dozunu azaltması ya da maddeyi bırakması sonucunda, yoksunluk belirtisi dediğimiz bir takım ruhsal ve bedensel sıkıntılar içerisine girmesi.
Yoksunluk belirtisi hisseden kullanıcının madde alması ile rahatlama hissetmesi.
Kişinin maddeyi bulmak ve kullanmak için gereğinden çok zaman harcaması.
Kişinin kullandığı maddeden dolayı ruhsal bedensel ve sosyal açıdan zarar görmesine rağmen kullanıcı olmaya devam etmesi.
Madde etkisinde kaldığı için kendisinden beklenen yükümlülükleri yerine getirememesi.
Kişinin kullandığı maddeyi bırakmak için başarısız girişimlerinin olması Bu maddelerden 3 yada daha fazlasının bulunması kişinin madde bağımlısı olduğunun göstergesidir.

Bağımlılık yapıcı maddeler nelerdir?

Tütün
Alkol
Esrar
Atropin,Akineton ( Antikolinerjiler )
Morfin Kodein ( Oproi,dler )
Eroin
Dolantin
Tedavi amacı ile kullanılan bazı ilaçlar.

Alkol – Madde bağımlılığı belirtileri nedir?

Alkol ve madde bağımlılığında vücut düzenli olarak bu maddeleri alma isteği duyar. Alınmadığı durumda ise uykuya dalmakta güçlük, rahatsızlık, gerginlik, huzursuzluk gibi durumlar görülür. Kişideki fiziksel belirtiler ise aşırı terleme, titreme, nabzın 100’ün üstüne çıkması, kilo kaybı, uykusuzluk, bulantı ve kusma olabilir. Kişi alkol almadığı 1 ya da 2 gün içinde halüsinasyonlar görüp, bulunduğu yeri ve zamanı karıştırabilir.

Alkol – Madde bağımlılığı nedenleri nedir?

Kişi alkol ve maddenin geçici mutluluk ve rahatlama duygusu verdiğine inandığından madde kullanımına başvurabilir. Kişinin bulunduğu çevre bu maddeleri kullanmaya başlamasında önemli bir faktördür. Maddenin beyni uyuşturma özelliklerinden kaynaklı geçici olarak rahatlama duygusu vermesi ilerleyen zamanlarda olumsuzluklardan kaçış yolu olarak görülmesi ile birlikte bağımlılığı düzenli hale getirir.

Alkol – Madde bağımlılığı risk faktörleri nedir?

Alkol ve madde bağımlılığında kişinin psikolojik durumu çok önemlidir. Genellikle depresyonda olan kişilerde bu tarz bağımlılıklar görülür. Kişinin kendini yalnız hissetmesi kişiyi bu tarz bağımlılıklara yönlendiren faktörlerden biridir.

Alkol – Madde bağımlılığı komplikasyonları nedir?

Alkol ve madde bağımlılığı beyin ve vücudun pek çok işlevini olumsuz yönde etkilemektedir. Düzenli kullanım sonrası bırakılsa dahi beyinde kendini onaramayan hasarlara yol açmaktadır. Kişinin hafıza, algılamada güçlük gibi günlük hayatını etkileyen durumlara sebebiyet vermektedir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Madde ve alkol bağımlılığındaki en önemli adım kişinin bağımlılığı gerçekten hayatından çıkarmak istemesidir. Tedavi sürecini atlatmış yaşamlarına normal bir şekilde devam eden kişilerin hayat öykülerini okuyup bu tarz toplantı ve seminerler düzenleyen kuruluşların etkinlikleri bu süreçte önemlidir. Bunlar hastanın motivasyonunu yüksek tutacaktır. Hastanın tedaviye karar verip doktor randevusu oluşturması gerekmektedir.

Alkol – Madde bağımlılığı tetkik yöntemleri nelerdir?

Alkol ve madde bağımlılığının tetkikleri için 2 yöntem vardır. Bunlar idrar testi ve saç testidir. İdrar testleri kişinin kullandığı maddeye göre değişiklik gösterir. Genel bir sonuç yerine ortalama son 3 gün içerisinde kullanılan maddeyle ilgili bir sonuç verir. Saç testi böyle bir durum için daha kesin sonuç vermesine rağmen daha maliyetli bir yöntemdir. Saç testi ise ortalama son 3 aylık dönemdeki madde kullanımıyla ilgili sonuçlar çıkarır.

Alkol – Madde Bağımlılığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tedavi, hastanın ihtiyaçları doğrultusunda farklı şekillerde uygulanabilir. Tedavi süresince bireysel ve grup tedavileri uygulanabilir. Bu kişinin motivasyonunu yüksek tutması ve tedaviye devam etmek istemesi çok önemlidir. Bu süreçte ilaç tedavileri hastanın bağımlılığı atlatması için sıkça başvurulan yöntemler arasındadır.

Alkol – Madde bağımlılığı yaşam stili önerileri

Alkol ve madde bağımlıları tedavi sürecinde yaşadığı sıkıntıları ve kullandığı maddenin onda oluşturduğu hasarları iyice kavrayarak yeniden başlamaması için gerekli önlemleri almalıdır. Alkol veya uyuşturucu maddeyi bıraktıktan sonraki aylarda bu alışkanlıkları tekrar edinme riski çok yüksektir. Bu yüzden kişinin tedaviye ilk yıllar devam etmesi çok önemlidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Alerji Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Zararsız özelliği olan maddelere karşı oluşan aşırı hassasiyet, reaksiyon durumu Alerji denir. Alerjen olarak adlandırdığımız bu maddeler ile (ev tozu akarları, polenler, besinler vb) normal insanlar karşılaştığında herhangi bir problem yaşamaz iken, alerjik kişiler bu alerjenleri kendine “tehdit” olarak algılayıp tepki gösterirler. Ve hepimizin bildiği, vücudumuzun farklı organlarında alerjik bulgular ortaya çıkar.

Haber Merkezi / Ani gelişen reaksiyonlar: Bu tip reaksiyonlarda alerjenlere karşı IgE yapısında antikorlar rol oynarlar. Adından da anlaşılacağı üzere alerjenle karşılaşıldıktan sonra dakikalar, en geç bir saat içerisinde bulgular ortaya çıkar. Bu reaksiyonlar daha çok alerjik rinit ve besin alerjisi olan hastalarda görülür. Deri testleri ile semptomlara neden olan alerjenler gösterilebilir.

Geç gelişen reaksiyonlar: Bu tip reaksiyonlarda hücreler (T lenfositleri) rol oynarlar. IgE aracılı değildir. Semptomlar ve bulgular alerjenle karşılaşmadan saatler (24- 48 saat) sonrasında görülür. Alerjik kontakt dermatit ve bazı alerjik hastalıklar bu mekanizma ile gelişir. Deri testleri bu hastalarda alerjenleri tespit edemez. Ancak yama testleri ile alerjenler tanımlanabilir.

Alerjinin belirtileri nedir?

Alerjinin belirtilerinden bahsedebilmek için öncelikle vücudun nelere alerjisinin olduğu tespit edilmelidir. Bunun yanında alerji belirtileri kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Genel alerji belirtileri arasında ise kaşıntı, hırıltılı nefes, nefes darlığı, vücudun çeşitli bölgelerinde şişlik ve kızarıklık gibi belirtiler gelmektedir.

Alerjinin nedenleri nedir?

Alerjinin gelişmesinde genetik, önemli bir rol oynamaktadır. Anne veya babada alerji görülmesi çocukta gelişecek olan alerji riskini artırmaktadır. Hamilelik ve vücudun zayıf olduğu dönemlerde de çeşitli alerjik reaksiyonlar gelişmektedir. Ev tozları, polenler, hayvan proteinleri ve tüyleri, küf mantarı, böcekler ve böcek zehirleri gibi pek çok etken alerji oluşmasına neden olmaktadır.

Alerjinin risk faktörleri nedir?

Anne veya babasında ya da her ikisinde de alerji olanlar, risk grupları arasında yer almaktadır. Hamilelik, çocukluk ve çeşitli hastalıklarla zayıflayan bağışıklık sistemi alerji bakımından risk oluşturmaktadır.

Alerjinin komplikasyonları nedir?

Özellikle çeşitli ilaçlara karşı gelişen alerji durumunda hayatı tehlikeye sokan komplikasyonlar görülmektedir. Serum hastalığı, kansızlık, astım, alerjik rinit gibi hastalıklara neden olmaktadır.

Alerji için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Doktor randevusu öncesi ortaya çıkan semptomlar ve alerjiye neden olan faktörleri bilmek uygulanacak tedavide büyük önem taşımaktadır. Bu bilgilerin doktora doğru şekilde aktarılması gerekmektedir.

Alerjinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Alerjinin tanı ve tetkikinde ailedeki alerji hikâyesi büyük önem taşımaktadır. Ortaya çıkan belirtiler tanı konulmasına yardımcı olmaktadır. Ancak kesin tanı alerji testleriyle konulmaktadır. Alerji deri testlerinde hastanın genellikle koluna iğne ucu ile küçük bir iz yapılır ve alerjenler iğne batırılan bölgeye uygulanır. 15-20 dk sonra ortaya çıkan kızarıklıklar ve semptomlarla alerjiye neden olan maddeler tespit edilir ve tanı konulur. Bunun yanında alerji tespiti için kan testleri de mevcuttur.

Alerjinin tedavi yöntemleri nelerdir?

Alerji tedavisinde genellikle ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Alerji tekrarlayan bir hastalık olduğu için uygulanan tedavilerle kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Uygulanan tedaviler alerjinin türüne, şiddetine ve alerjiye neden olan etken maddeye göre değişmektedir. Alerji tedavisinde amaç ortaya çıkan belirtileri en aza indirmek ve kişinin yaşam kalitesini yükseltmektir.

Alerji hastaları için yaşam stili önerileri

Küf mantarları ve toza karşı gelişen alerjide evin sürekli olarak havalandırılması, aydınlık olması ve güneş görüyor olması gerekmektedir. Toza alerjisi olan kişilerin pek çoğu halı ve kilim kullanımından kaçınmaktadır. Bahar alerjilerine karşı ise bir süre yüzü kapatan maskeler kullanılabilir. Bunun yanında doktor kontrolünde alerjilere karşı ilaç kullanılabilir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akut Prostatit Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tedavi edilmezse inanılmayacak sorunlar yaratabilecek bir hastalık olan ve çeşitli bakteriler ile prostatta meydana gelen iltihap, akut prostatit olarak adlandırılmaktadır.

Haber Merkezi / Erkeklerde üremede önemli bir işleve sahip olan prostat, kestane büyüklüğünde olup idrar kesesinin hemen altında yer almaktadır.

Kendi içinde çeşitlere ayrılan prostat iltihabında ani ve şiddetli gelişen akut prostatit mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.

Akut Prostatitin belirtileri nedir?

Ani, kısa sürede ortaya çıkan şikâyetleri vardır. Bunlar ani gelen şiddetli ağrı, idrar yaparken yanma, idrarın tamamını yapmada zorlanma, idrar renginde bulanıklık, orta veya yüksek ateş, halsizlik, üşüme, titreme, kas ve eklem ağrıları, cinsel isteksizlik ve sertlik kaybı, gibi belirtilerdir.

Akut Prostatitin nedenleri nedir?

  • Prostata bakterilerin ulaşması genel olarak 4 yolla olmaktadır.
  • İdrar deliğinden giren mikroorganizmanın idrar akımının tersine ilerlemesi
  • İltihaplı idrarın prostat bölümünden geçerken prostatik kanallara reflü ile girmesi
  • Barsakların son bölümünde bulunan mikroorganizmaların direk komşuluk yada lenf yoluyla ulaşması
  • Vücudun herhangi bir yerindeki mikroorganizmanın kan yoluyla taşınması

İdrar ve meni kanallarında mikroorganizmaların olması, idrar yolları darlıkları, prostat büyümesi gibi sebepler de bu olayın oluşmasını kolaylaştırır.

Akut Prostatitin risk faktörleri nedir?

Yaşla birlikte gelişebilen prostat büyümesi, idrar kanalı darlığı, idrar veya meni kanallarının enfeksiyonunun olması gibi durumlar sayılabilir.

Akut Prostatitin komplikasyonları nedir?

Oldukça tehlikeli bir hastalık olan akut prostatit tedavi edilmediğinde mikroorganizmanın kana karışması ile hayatı tehdit eden bir duruma sebep olabilir. Prostat apsesi gelişebildiği gibi yetersiz tedavi hali veya prostatitin uzun sürmesi durumunda daha zahmetli, tekrarlayan bir sürece yol açabilir.

Akut Prostatit için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Ortaya çıkan belirtiler idrar yolu enfeksiyonları ile benzer özellikler gösterdiği için, hastaların pek çoğu durumu ciddiye almamakta ve tedaviye geç kalınmaktadır. Hastanın kendisinde bu durumları hissettiğinde gecikmeden Üroloji uzmanına muayene olması tavsiye edilir.

Akut Prostatitin tetkik yöntemleri nelerdir?

Hasta şikayetleri ve doktorun yaptığı fizik muayene yanında idrar tahlili, kan tahlili, idrar ve prostatik sekresyonların kültürü ile tanı konulmaktadır. Makattan muayene ile prostatın büyüklüğü ve gerginliği de kontrol edilebilir.

Akut Prostatitin tedavi yöntemleri nelerdir?

Akut prostat iltihabı tedavisinde yoğun bir antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır. Bu tedavi en az iki hafta devam etmektedir. Gerekli durumlarda damardan ilaç tedavisi de yapılmaktadır. Bunun yanında sıvı ihtiyacını karşılamak için serum verilmektedir. İdrar yapmada aşırı zorlanan hastalara göbek altından sonda takılabilmektedir.

Akut Prostatit hastaları için yaşam stili önerileri

Akut prostatit hastalarının tedavinin kısa süreli olmadığını bilip takip ve tedavisine önem vermesi gerekmektedir. Öncelikle doktorun uygun gördüğü zamana kadar antibiyotik kullanmaya devam etmelidir. Acılı, baharatlı, kabızlık oluşturabilecek yiyeceklerden ve alkolden kaçınmalıdır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akut Eklem Romatizması Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akut Eklem Romatizması (Romatizmal Ateş de denir) A grubu beta hemolitik streptokok adı verilen mikropların yol açtığı boğaz enfeksiyonu veya kızıl hastalığı gibi hastalıkların komplikasyonu olarak ortaya çıkan bir iltihabi eklem hastalığıdır.

Haber Merkezi / En çok 5-15 yaş arası çocuklarda görülse de daha küçük çocuklar ile yetişkinlerde de görülebilir. Gelişmiş ülkelerde bu tür mikropların sebep olduğu boğaz enfeksiyonu veya kızıl hastalığı genellikle akut eklem romatizması gelişmeden tedavi edilir, gelişmekte olan ülkelerde ise bu komplikasyon sık görülür.

Akut Eklem Romatizması belirtileri nedir?

Akut eklem romatizması ciddi hasarları kalpte oluşturur. Akut eklem romatizmasının kalpte oluşturduğu hasarlar kalıcı olabilir hatta ölüme bile sebebiyet verebilir. Ayrıca böbrekler, beyin ve deride de hastalıklar oluşturur. Boğaz enfeksiyonu ateş, boğaz ağrısı, halsizlik gibi belirtiler oluşturarak şiddetli bir şekilde geçirilebilir. Boğaz enfeksiyonundan sonra oluşan akut eklem romatizmasında çocuğun dizlerinde ve ayak bileğinde şişlikler ve kızarıklıklar olur. Bir eklemde 4-5 gün şişlik devam edip sonra diğer eklem bölgesinde ağrı, şişlik ve kızarıklık olmaktadır.

Akut Eklem Romatizması nedenleri nedir?

Akut Eklem Romatizması boğaz enfeksiyonu sonucu vücuda yerleşen beta mikrobu olarak bilinen mikrop ve bunun sebep olduğu ateş sonucu ortaya çıkar.

Akut Eklem Romatizması risk faktörleri nedir?

Çocukların 5 ile 15 yaş arasında geçirmiş oldukları boğaz enfeksiyonu eklem romatizmasını tetikleyebilir. Okullar, spor salonları gibi kalabalık yerlerde ise bu mikrobun bulaşma riski fazladır.

Akut Eklem Romatizması komplikasyonları nedir?

Akut eklem romatizması eğer kalp kapakçıklarında oluşursa kalp tabakalarını iltihaplandırır. Bu iltihaplanma kalp kapağında bozulmaya ileri dönemde kalp yetmezliğine neden olur. Hastalık tedavi sonucu geçer fakat geç bir dönemde kalbe vermiş olduğu hasar kalıcı ve tehlikeli olabilir. Ayrıca bu rahatsızlık çocuklarda istemsiz hareketler, koordinasyon bozukluğu ve kas zafiyeti gibi hastalıklara da sebep olabilir.

Doktor Randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Belirtilen yaş aralığındaki çocukların boğaz enfeksiyonu geçirmesi durumunda akut eklem romatizmasına yakalanma riski de vardır. Bu yüzden boğaz enfeksiyonu geçirilmesiyle birlikte çocuk akut eklem romatizması çıkma ihtimaline karşı tedavi altına alınmalıdır. Ayrıca çocukta hastalığın belirtilerini gördükten sonra doktor kontrolü aksatılmamalıdır.

Akut Eklem Romatizması tetkik yöntemleri nelerdir?

Hastalığın belirtileri doktor için yol göstericidir. Boğaz enfeksiyonu kontrolü ve muayeneden sonra basamakta ateş, eklem ağrısı, kan testlerinde lökosit artışı gibi durumlar kontrol edilerek teşhis koyulabilir.

Akut Eklem Romatizması tedavi yöntemleri nelerdir?

Akut eklem romatizmasında ilaç tedavisi uygulanır. Burada önemli olan hastalığın doğru ilaçlarla tedavi edilmesidir. Penisilin bu hastalığın tedavisinde ki en etkili ilaçtır. Ama penisilin kullanılması için çocuğa mutlaka penisilin testlerinin yapılması gerekmektedir. Alerji testleri de mutlaka yapılmalıdır. Genel olarak antibiyotikler ve penisilin iğneleri bu hastalığın tedavi yöntemleri arasındadır. Kalp kapak tutulumu olan hastalarda penisilin tedavisi uzun sürelidir. Ayrıca bu hastalar diş tedavisi sırasında koruyucu antibiyotik tedavisi alırlar.

Akut Eklem Romatizması yaşam stili önerileri

Akut eklem romatizmasının olumsuz bir özelliği de bir kere geçirilmesi durumunda hastalığın tekrar etme ihtimalinin yüksek olmasıdır. Vücut hastalığın ilk geçirildiği zamana göre tekrar etmesine karşı bağışıklık gösterip kendisini korur yani hastalığın ilk görüldüğü zamandan daha hafif olarak geçirilir. Ama hastalığın atlatılmasından sonra ki 1 yıl içinde dikkatli olmak ve kontrolleri devam ettirmekte fayda vardır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akne Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hayatın neredeyse tüm evrelerinde erkek, kadın, genç, orta yaşlı herkesi etkileyebilen Akne, cildin gözeneklerin tıkanması sonucu oluşan sıklıkla yüz. omuz ve sırt bölgesinde görülen sivilcelerdir.

Akne sivilce neden oluşur?

Akne cildin orta tabakasında bulunan, sebum yani cilt yağını salgılayan yağ bezlerinin cildin üst kısmına açılan kanallarının çeşitli sebeplere bağlı olarak tıkanması sonucu başlayan bir olaylar zinciri. Tıkanan gözenekler ve yağ salgısı kanalı zaten cilt dokumuzda var olan bakteriler için uygun bir üreme ortamına dönüşüyor. Sonuçta enfeksiyon ve inflamasyon gelişiyor. Şişlikle beraber kızarıklık oluşuyor ve ortaya tanıdığımız Akne görüntüsü çıkıyor.

Akne hangi hastalıkların belirtisi olabilir?

Akne çoğunlukla sadece görüntüsel, kozmetik bir sorun gibi algılansa da, bazen başka hastalıkların etkisi ile de ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle mutlaka bir doktora danışılması ve gerekli görülürse doktorunuzun direktifleri doğrultusunda gerekli tetkik ve tedavinin yapılması büyük önem taşıyor.  Özellikle genç kızlarda ve kadınlarda Akne ile beraber aşırı tüylenme, adet düzensizlikleri ve hızlı kilo alma – verme gibi dikkat çekici değişiklikler önemsenmeli.

Akne nedenleri nedir?

Aknenin oluşmasındaki kesin neden bilinmemektedir. Normal olarak deride bulunan bazı bakterilerin fazla yağlanan ve gözenekleri tıkanan deri ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bazı hormonal değişiklikler akne gelişimini etkileyebilir. Akne oluşumun bir diğer nedeni ise genetik faktörlerdir. Beslenmeye bağlı olarak çok yağlı yiyeceklerin yenmesi, kadınların yüzlerine uyguladıkları kozmetik ürünlerinin yağlı formda olması da akne oluşumuna yol açmaktadır.

Akne risk faktörleri nedir?

Ergenlik, hormonal değişiklikler, stres ve bazı ilaçların (steroid) kullanılması gibi durumlar sıralanabilir.

Akne komplikasyonları nedir?

Şiddetli akne skar denilen ciddi ve kalıcı izler bırakabilir. Görüntüyle ilgili sorunlar hastada psikolojik rahatsızlıklara da yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Akne oluşumu sonrasında doktorun önermediği hiç bir ilaç kullanılmamalıdır. Hasta başka birine verilmiş bir ilacı tedavi amaçlı kendisi de kullanmamalıdır. Akne tedavisi için bir uzmana görünmeli ve uzmandan alınan tavsiyeler ve ilaçlarla tedaviye başlanmalıdır.

Akne tetkik yöntemleri nelerdir?

Akne tedavisi için öncelikle hastanın şikayetleri dinlenir. Dermatolog akneleri muayene eder. Hastada akne oluşumunun nedeni araştırılır. Hastanın kullandığı ilaçlar, beslenme tarzı, mevsimsel değişimler, genetik faktörler göz önünde bulundurulur ve tanı koyulmaya çalışılır.

Akne tedavisi nasıl yapılır?

Unutmayınız ki akne bir tıbbi hastalıktır ve tedavisi bir uzman hekim tarafından planlanmalı ve takip edilmelidir. Öncelikle dermokozmetik, kozmetik ya da takviye edici gıdaların tedavi amacı ile önerilemeyeceklerini ve tıbbi hastalıkların tedavisinin ancak doktor kontrolünde yapılabileceğini hatırlatalım. Akne sorunu yaşayanlara her zaman ilaç tedavisi gerekli olmayabilir. Doktorunuz size ilaç kullanmanız gerekip gerekmediği konusunda karar verebilecek tek yetkili kişidir.

Akneler ( Sivilceler ) sıkılmalı mı?

Kesinlikle sivilceleriniz sıkmayın, ya da üstlerini kopartmayın. Akne sıkıldığı zaman cilt dışına bulaşan iltihap ve bakteri kadar cilt altında da yayılma olur. İyileşme süreci gecikir. Ayrıca kendiliğinden patlayan ya da iyileşme aşamasındaki akneler üzerinde oluşan kabukları kopartmayın. Bu gibi yanlış uygulamalar cildinizde kalıcı yara izleri (Scar) oluşmasına ve lekelere sebep olabilir.  Doktorlar bazen özel yöntemler ve cihazlar kullanarak kistik akneleri boşaltabilirler. Ancak bu tıbbi tedavinin parçası olrak uzmanlarca yapılması gereken bir işlemdir.

Yağlı yemek sivilceye sebep olur mu?

Beslenme ile akne-sivilce oluşumu arasında kesin bir bağ gösterilememekle birlikte, son zamanlardaki araştırmalar, düzensiz beslenmenin ve özellikle fast food gıdaların, insülin direncinin ve erken Tip 2 diyabete yatkınlığın  akneye sebep olan süreçleri şiddetlendirdiğini göstermekte. Bu nedenle dengeli beslenme cilt sağlığı için olduğu kadar akne karşıtı mücadelenin de vazgeçilmez bir parçası.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akdeniz Anemisi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akdeniz bölgesinde ve ülkemizde yaygın görülen Akdeniz Anemisi (Talasemi), kalıtsal bir kan hastalığıdır. Hastalık tedavi edilmediğinde hayat süresini önemli derecede etkileyen bir hastalıktır.

Haber Merkezi / Başlıca iki türü vardır; Beta Talasemi Majör, ciddi bir hastalıktır ve belirtileri, yaşamın ilk iki yılında görülür. Cildin solukluğu, iştahsızlık, sinirlilik ve büyüme bozukluğu en önemli belirtileridir. Tedavisinde, rutin kan nakilleri ve diğer çeşitli ilaçlar kullanılır.

Alfa Talasemi Majör ise, aneminin doğumdan önce başladığı çok ciddi bir türüdür. Etkilenen fetüsleri taşıyan gebe kadınlar ciddi gebelik ve doğum sorunları yaşayabilirler. Talasemi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyabilir.

Akdeniz Anemisi’nin belirtileri nedir?

Akdeniz anemisi olan çocuk doğduğunda normaldir. Belirtiler genellikle 5-6. aylarda ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde çıkan belirtiler genellikle demir eksikliği kansızlığı ile karıştırılarak yanlış tedavi uygulanmaktadır. Dalak ve karaciğer büyümesine bağlı olarak karın da büyümektedir. İştahta azalma, gelişimde sıkıntılar, burun kökünde çökme, elmacık kemiklerinde belirginleşme gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Erken tanı ile yüz şeklinde değişme olmadan tedavi etkili olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin nedenleri nedir?

Akdeniz anemisinde ana etken anne veya babadan çocuğa aktarılan hastalık genleridir. Kanda yer alan ve oksijen taşıma işlevi gören hemoglobin; molekülünün ve globülin olarak iki bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerdeki kusurlardan dolayı hastalık ortaya çıkmaktadır. Bu hasarlı genler anneden veya babadan geçer. Anne veya babadan geçen genlerden biri değişikliğe uğramışsa çocuk taşıyıcı, ikisi birden değişime uğramışsa çocuk hasta olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin risk faktörleri nedir?

Akdeniz anemisine neden olan genleri taşıyanlar ve eşlerden birinde hastalığa sebep olan genlerin olması yeni doğacak olan çocukların Akdeniz Anemisi olma riskini artırmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin komplikasyonları nedir?

Akdeniz anemisi tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir. Bunun yanında tedavi sonucunda kalp ve karaciğerde hasar, aşırı demir yüklemesi gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir.

Akdeniz Anemisi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Bebeklerde özellikle 5 ve 6. aylara dikkat edilmelidir. Karında şişme ve iştahta azalma gibi durumlarda doktor kontrolü için randevu oluşturulmalıdır.

Akdeniz Anemisi’nin tetkik yöntemleri nelerdir?

Hasta veya taşıyıcı olduğunu bilen ailelerde çocuklarında hastalık olup olmadığını anlamak için birtakım testler yapılmaktadır. Tam kan sayımı ve hemoglobin elektroforezi tetkiki ile tanı rahatlıkla konulmaktadır.-

Akdeniz anemisi tedavisi

Akdeniz anemisi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyar. Talasemili hastanın hemoglobin düzeyinin 9,5 g/dl’nin üzerinde tutulması gerekir. Kansızlığı düzeltmek için verilen kan transfüzyonları zamanla vücutta demir birikmesine yol açar ve kalp, karaciğer, tiroid, pankreas ve dalak gibi organlarda hücre hasarına yol açabilir. Hastalarda şeker hastalığı, kalp yetmezliği, gelişme geriliği ve hormonal yetersizlik gibi problemler gelişebilir. Bunların gelişmemesi için demir birikimini önlemek amacıyla hastalara genellikle 3 yaş civarında özel bir pompa ile haftanın en az 5 günü, 8-12 saat süren deri altı infüzyonu ile verilen bir ilaç (desferrioksamin) başlanır.

Talasemi majörlüğü için genellikle düzenli kan transfüzyonları ve folat takviyeleri yapılır. Kan nakli yaptırıldığında, demir takviyeleri alınmasına gerek yoktur. Aksi takdirde, zararlı olabilecek vücutta demir birikimine neden olabilir. Kemik iliği nakli, bazı insanlardaki, özellikle de çocuklarda, hastalığın tedavisinde yardımcı olmaktadır. Doktorunuz size özel en uygun tedaviyi verecektir.

Akdeniz Anemisi hastaları için yaşam stili önerileri

Akdeniz anemisi olan hastaların doktor kontrolleri aksatılmamalı, ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Tedaviyle birlikte demir birikmesine karşı beslenmede demir bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesinde doktor görüşü alınmalıdır. Bunun yanında taşıyıcı olan hastalar eş seçiminde bu durumu göz önünde bulundurmalıdır.

Paylaşın

Akciğer Zarının Yırtılması Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğer zarının kaza, saldırı ve bazı hastalıklara bağlı olarak hasar görerek kanaması Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) olarak adlandırılır. Bu zarların adı plevra olarak adlandırılmaktadır (visseral ve parietal plevra).

Haber Merkezi / Plevranın oluşturduğu boşluk sayesinde akciğerlerin yapısı bozulmadan işlevini yerine getirebilmektedir. Özellikle çocuklarda 12 yaşına kadar göğüs duvarı gelişimi tamamlanmadığından düşme ve kazalara bağlı yırtılmalar daha yaygın olarak görülebilir.

Akciğer zarlarının temel işlevi akciğerlerle yapılmakta olan solunum faaliyeti sırasında, soluk verildikten sonra belli bir yapıda kalmasını sağlayarak akciğerlerin işlevini yerine getirmesini sağlamaktır.

Akciğer Zarı Yırtılması’nda belirtiler ve komplikasyonlar

Belirtiler kaza durumunda farklı şekillerde, hastalıklarda farklı şekillerde ortaya çıkar. Hastalık sürecinde genelde yavaş seyirlidir. Yırtılma büyüdükçe belirtiler şiddetlenir.

Göğüs bölgesine oluşan çürükler,
Göğüs bölgesinde ağrı, batma ve doygunluk hissi,
Solunum yetmezliği (hastalıklarda nefes darlığı ile başlar gittikçe şiddetlenir.)
Hızlı solumak,
Soğuk soğuk terlemek,
Enfeksiyona bağlı durumlarda yüksek ateş,
Kalp çarpıntısı bu belirtilerden birkaçıdır.

Bu belirtilerden birkaçı birlikte görüldüğünde kişi en yakın sağlık kuruluşuna giderek gerekli tahlilleri yaptırmalıdır. Asbest gibi doğal mineraller ve silikon gibi kimyasal maddelerle çalışan kişilerde belirtiler maruziyetten 20 yıl sonra ortaya çıkabilir.

Cerrahi operasyonlar ve göğüs bölgesine alınan darbeler sonucu gelişen yaralanmalarda yırtılmalar yeniden görülebilir ya da yırtılmaya bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlardan bazıları;

Yaralı bölgede apse oluşması,
Bronkoplevral fistül,
Hava embolisi
Ödem
Alveoler kanama
Kalp ritim bozuklukları,
Nodül gelişimidir.

Amfizem ve kronik bronşit gibi hastalıklar hem zaman içinde yaralara neden olabilir, hem de yaralanmaların sonucunda ortaya çıkabilir. Bu açıdan hem bir belirti hem de bir komplikasyondur.

Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) risk faktörleri nedir?

Akciğer zarı yırtığı yeni doğmuş ve zor bir doğum süreci geçirmiş bebeklerde rastlanan bir rahatsızlıktır. Bunun yanında aşırı zayıf ve akciğer hastalıkları olan bireylerde de sıkça rastlanmakta olan bir durumdur. Sigara kullanımı akciğer hastalığı ve sonucunda pnömotoraksa yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Belirtilerin görüldüğü hastalar, eğer sportif aktiviteler yapıyorsa acilen bunlara muayeneye kadar ara vermesi ve istirahat etmesinde fayda bulunmaktadır. Acil servise veya göğüs cerrahisi polikliniğine başvurarak akciğer grafisi çektirmelidir. Yoğun iş temposu ve düzensiz bir yaşama sahip bireylerin bu yoğun tempodan uzaklaşması ve rahatsızlığı düzelene kadar bir süre dinlemesi gerekmektedir.

Akciğer zarının yırtılmasında tetkik ve tedavi süreci

Travmalara bağlı durumlarda ilk müdahale genellikle  yaralanmaya neden olan cismin çıkarılması, bölgenin temizlenmesi ve yaralı dokunun dikilmesini içeren cerrahi operasyonlardan oluşmaktadır. Azalmış nabız ve düşük tansiyonun eşlik ettiği durumlarda vital değerlendirme bulguları aranır. Göğüs bölgesi röntgeni, bilgisayarlı tomografi, akciğer grafisi, ultrason gibi görüntüleme testleri hem operasyon öncesi hem sonrasında yeniden tekrar edilmektedir. Tekrarların amacı gelişebilecek komplikasyonları önlemek ve yaranın iyileşme sürecini takip etmektir. İlk muayeneler sonucu küçük bir pnömotoraks klinikte saptanamayabilir.

Tedavi süreci, oksidasyon, yaralanmaların iltihaplanmasını önlemek için antibiyotikler ve ödem söktürücü ilaçları da kapsayan bir süreçtir. Travma sonrası rehabilitasyon, nefes egzersizleri ve solunum destekleyiciler iyileşme sürecine katkı sağlar. Bazı hastalarda ihtiyaç duyulması halinde göğüs tüpü yerleştirilebilir. Operasyondan 6 saat kadar sonra homotoraks ve pnömotoraks gelişimi gözlenebilir.

Yırtılmanın, hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığı durumlarda ise tedavi süreci altta yatan hastalığın teşhis ve tedavi sürecini kapsar.

Akciğer yırtılması, hem yırtılma anında hem de sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar yüzünden tehlikeli bir süreçtir. Erken müdahale hayati önem taşır.

Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) yaşam stili önerileri

Akciğer zarı yırtığının tedavi edildiği hastaların sakin bir hayat sürmeleri önerilmektedir. Ağır sportif aktivitelerinden ve basınç farkları yaratacak etkinliklerden kaçınmak da uzmanlar tarafından önerilmektedir. Ayrıca sigara kesinlikle bırakılmalıdır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın