Gwen Stefani Genç Görünme Sırrını Paylaştı

“No Doubt” grubuyla tanınan 52 yaşındaki şarkıcı Gwen Stefani, kırışıksız görünen cildiyle uzun zamandır övgü topluyor. Stefani şimdi de cildinin kurtarıcısı olarak bir şeyi diğerlerinden ayırıyor: Hidrasyon.

Page Six’e göre LVR dergisine verdiği yeni röportajda şarkıcı, “Egzersiz ve doğru beslenmenin yanı sıra bir cilt bakımı sırrı da hidrasyondur” dedi.

Stefani “Cildimin çok canlı görünmesini seviyorum” diye ekledi.

Kendi GXVE Beauty makyaj ürünlerinden bahseden Stefani, markasına eklediği tek cilt bakımı ürününün nemlendirici makyaz bazı olmasının nedenin bu olduğunu açıkladı.

Stefani, “Bu cildinize genç, nemli bir parlaklık kazandırmanızı sağlıyor” diye belirtti.

Ben sadece, hepimiz gibi her yaşta olabildiğim kadar iyi görünmek ve kaliteli makyajın nasıl hissettiğiniz üzerinde gerçekten büyük fark yarattığını paylaşmak istiyorum. Sihir makyajda.

Stefani, bu yıl yeni kendi makyaj ürünlerini tanıtırken onunla özdeşleşen kırmızı dudağını “1 dakikadan kısa sürede” yapabildiğini söylemişti.

Glamour’a konuşan Stefani “Aslında, tüm kariyerim boyunca birkaç sefer hariç gerçekten hiç bir makyözle çalışmadım” dedi.

No Doubt’ın ilk albümlerinden birinde kötü bir deneyim yaşadım. Bir adam gelip kapak görseli için makyajımı yaptı ve çirkin göründüğümü düşündüğümü hatırlıyorum. ‘Kendi makyajımı yaptığımda daha güzel görünüyorum’ diye düşündüm ama bir şey söylemekten çok korktum. Hâlâ o resimlere bakıp ‘Öf’ diyorum. Ondan sonra makyaj işini kendi kontrolüme aldım.

Stefani, “çok güvendiği” tek güzellik kuralının dudaklarını abartmak olduğunu da açıkladı.

Üst dudağı bu şekilde abarttığınızda, gerçekten dudağınızı dışarı çıkarmış oluyorsunuz.

İnsanların hep bu numarayı yaptığını görürsünüz ve işe yarar.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, Çalışanlar İçin En Kötü 10 Ülkeden Biri

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 148 ülkeyi kapsayan Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye 2022 yılında çalışanlar için en kötü 10 ülkeden birisi. Değerlendirme işçi haklarına göre yapılıyor.

Endekse göre Türkiye’nin dışında işçiler için en kötü diğer ülkeler şunlar: Belarus, Brezilya, Kolombiya, Mısır, Myanmar, Filipinler, Esvatini ve Guatemala. Rapora göre Türkiye’nin en kötü 10 ülke arasında yer almasının sebebi: grev yasakları, sendikacıların tutuklanması ve sistematik sendika düşmanlığı.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun geleneksel yıllık raporu, 148 ülkede işçi haklarının durumunun fotoğrafını çekiyor. Rapor işçi hakları ve çalışma hayatına dair uygulamalara bakılarak hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl da en kötü 10 ülkeden birisi olan Türkiye’nin yeri 2022’de de değişmedi. Endeks ülkeleri 5+1 gruba ayırıyor: 1,2,3,4,5 ve 5+. İşçi hakları açısından en iyi grup 1. En kötü grup ise 5 numara. 5+ ise hukukun üstünlüğü ilkesi bulunmadığından işçi haklarının garanti altına alınamadığı ülkeleri gösteriyor.

Türkiye 5. Grupta yer alıyor. 5. Grup “işçi haklarının garanti altında olmaması” anlamına geliyor. 5. Grupta Türkiye’nin dışında Irak, İran, Pakistan ve Çin gibi ülkeler de yer alıyor. Endeks bunların içinden en kötü 10 ülkeyi tespit ediyor. 4. grup hakların sistematik ihlalini; 3. grup hakların düzenli ihlalini, 2. Grup hakların ihlalinin tekrar edilmesini ve 1. Grup ise ara sıra hak ihlalini gösteriyor.

İşçi hakları için en iyi ülkeler: Almanya da listede

Endekste 1. Grupta 9 ülke yer alıyor. Bunlar işçi haklarının en iyi olduğu ülkeler. Hepsi de Avrupa ülkesi. Almanya da bunlarda birisi. Diğer ülkeler ise şöyle: Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, İrlanda, İtalya, Norveç ve İsveç. ITUC raporunda dünyada yükselen enflasyona ve ekonomik duruma vurgu yaparken “İşçi hakları çöküyor” ikazı yaptı. ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow, dünya genelinde yaşanan ekonomik durumu ‘çoklu ve olağanüstü krizler’ olarak nitelerken “İşçiler bu krizlerin ön saflarında” dedi.

Türkiye’de yasaklar ve baskılar sürüyor

Rapor en kötü 10 ülkeden her birisini ayrı ayrı sayfada masaya yatırdı. Rapor Türkiye ile ilgili bölümünde “grev yasakları”, “sendikacıların tutuklanması” ve “sistematik sendika düşmanlığı”na dikkat çekti. Raporda yer alan tespitler şöyle:

“Türkiye’de 2022 yılında da işçi hakları ve özgürlükleri ihlal edilmeye devam etti. Protestolara polis müdahalesi ve sendikacılara yönelik baskılar ve tutuklamalar dikkat çekti. 2021 yıl 1 Mayıs’ında 212 kişi gözaltına alındı.” Rapora göre işverenler de sistematik bir şekilde sendika düşmanı uygulamalara devam etti ve örgütlenmeye çalışan işçileri işten attı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Sıcak Çay Ve Kahve İçmek, Yemek Borusu Kanseri Riskini Yaklaşık Üç Kat Arttırıyor

Çay, kahve tiryakilerine kötü haber… İngiltere’de yapılan bir araştırma, kahve ve çayı sıcak içen kişilerde yemek borusu kanserine yakalanma riskinin 2.8 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, İngiltere’deki Biobank verileri üzerinde yaptıkları incelemelerde kanser riskini mercek altına aldı.

Araştırma makalesinin yazarı Dr Stephen Burgess, Telegraph gazetesine verdiği demeçte “İncelediğimiz genetik verilerde yalnızca kahve içmenin değil, zamanda daha fazla çay içmenin de eğilimi artırdığını gördük” dedi.

Clinical Nutrition dergisinde yayınlanan bulgular, kahve tüketiminin yemek borusu dışında herhangi bir kanser riskini artırmadığını gösteriyor. Kahve ve çay içme eğilimi en yüksek olan kişilerde yemek borusu kanseri riskinin içmeyenlere göre 2.8 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Ancak araştırmayı yapan uzmanlar, katılımcılara aynı zamanda kahvelerini ‘ılık’, ‘sıcak’, ya da ‘çok sıcak’ içtikleri soruldu.

İçeceklerini ılık tercih edenler, ılık içmeyenlere göre 2,7 kat daha fazla risk altında bulunurken, ‘sıcak’ içenlerin riskinin 5.5 kata, ‘çok sıcak’ içenlerin ise 4.1 kata yükseldiği belirtildi.

İncelemelerde katılımcıların ne kadar kahve ya da çay içtikleri sorusu sorulmadığı için miktar faktörü değerlendirmeye alınmadı.

Bilim insanlarına göre kanser riskinin artmasına neden olan faktör kahvenin kendisi değil. Gerçek risk faktörünün sıcak içeceklerin boğaza zarar vererek tehlikeli hücrelerin oluşumuna sebep olması olduğu tahmin ediliyor.

Dr. Burgess, “Görünüşe göre termal yaralanma en makul hipotez. Bu durum, kahve içmeyen ancak çay içen kişilerde de etki kanıtı görmüş olmamızı açıklıyor. İnsanlara ‘kahve yerine çay içmek çok daha iyi’ demenin mantıksız olduğu anlaşılıyor” dedi. Çünkü bence bu aslında söylediğimizin tam tersi. Kahve veya kafeinle ilgili herhangi bir riskten ziyade termal yaralanma riski görüyoruz” dedi.

Çok yüksek sıcaklıkta kahve içmekten kaçınmak gerektiğini vurgulayan Dr. Burgess, “Boğazınızda bir hasar varmış gibi hissediyorsanız, o zaman bu, durumun farkında olmaya ve incelemeye değer bir şeydir” dedi.

Dr. Burgess, araştırmanın kahve içenler için iyi bir haber olduğunu kaydederek, “Aslında kahve çoğu kanser türüyle ve en yaygın kanser türleriyle ilişkili değil” diye ekledi.

Araştırmaya katılan Karolinska Enstitüsü’nden epidemiyolog Dr Susanna Larsson, “Bulgularımız, kahve tüketiminin yaygın kanser riski üzerinde nötr bir etkisi olduğuna dair kanıtları güçlendiriyor” dedi.

(Kaynak: Sputnik)

Paylaşın

Akkuyu’da 500 İşçi İşten Çıkarıldı

Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışan işçiler ücretlerine yeterli oranda zam yapılmadığı gerekçesiyle 23 Ağustos’ta iş bırakma eylemine başladı.

İş bırakma eyleminin ardından 500 işçinin işine bugün son verildi.

Santraldeki taşeron Aydıner İnşaat firmasına bağlı çalışan işçiler, ücretlerine yeterli oranda zam yapılmadığını ve diğer firmaların çalışanlarına yüzde 35 zam yaptığını, ancak kendilerine yüzde 22 zam yapıldığını söylemişti.

Firma, işçilere zam yapmak yerine işlerine son verdi ve giriş kartlarını iptal etti.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre şantiyeye alınmayan işçilerin bekleyişi sürüyor.

Askerlerin ise işçileri ablukaya aldığı bildirildi.

Ne olmuştu?

Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu NGS’nin inşaat projesine ilişkin sözleşme, Akkuyu’nun en büyük hissedarı Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) tarafından 29 Temmuz’da feshedilmek istendi.

Şirket gerekçe olarak, Rusya ve Türkiye ortaklığıyla kurulan Titan-2 IC İçtaş A.Ş.’nin sözleşmeye aykırı davranmasını ve iş güvenliğini sağlamamasını gösterdi.

Fesih kararından sonra Akkuyu’nun inşaatı da işletmesi de Rosatom’a devredildi.

Devirden sonra bir kısım işçi yeni sözleşmenin imzalandığı Enerji İnşaat Sanayi Limited Şirketi’ne (TSM) geçerken, çoğu işçi de 28 Temmuz’da ücretli izne çıkarıldı.

İşçiler, durumu protesto etmek için 23 Ağustos’ta iş bıraktıklarını açıkladı.

Paylaşın

Birtney Spears Müzik Hayatına Geri Döndü

Birtney Spears yaklaşık 6 yıl sonra müzik hayatına geri döndü. Ünlü sanatçı Sir Elton John ile düet yapan Britney’in ‘Hold Me Closer’ isimli parçası bugün müzik platformlarında yerini aldı.

Konuya dair Britney, “Zamanımızın en klasik erkeklerinden biriyle şarkı söylüyor olmam harika bir şey. Çok mutluyum, bu benim için büyük bir şey” dedi.

Şarkı, Sir Elton’ın popüler parçaları arasında yer alan Tiny Dancer, The One ve Don’t Go Breaking My Heart’ı yaz havasında dikkat çekecek yeni bir kulüp ritmiyle bir araya getiriyor.

İkili şarkıyı echo eşliğinde birlikte söyledikleri için Britney’in sesinin 2016’dan bu yana değişip değişmediğini söylemek zor.

Medyada yer alan haberlere göre Hold Me Closer, geçen yıl Sir Elton John’a dünya çapında dinlenme kazandıran Dua Lipa düeti ‘Cold Heart’ ile ses bakımından büyük benzerlik taşıyor. Birden fazla radyo formatına ve popüler çalma listelerine kolaylıkla adapte olan şarkı formatı, aynı zamanda Sir Elton’ın şarkılarını daha genç bir nesille buluşturmayı başarmıştı.

Yayınlanan bir basın açıklamasında, parçanın en başta solo parça olarak ortaya çıktığı belirtilerek, “Bu yazın başlarında single’ın ilk kesimini dinledikten sonra Elton John, Britney’nin anında tanınan sesinin şarkıyı hayata geçirmek için mükemmel bir dokunuş olacağını düşündü. John hemen ona ulaşırken Britney teklife evet dedi. Sonuç, yazın şarkısı olmayı vaat ediyor” denildi.

Elton: Onun hakkında ‘artık şarkı söyleyemez’ dediler, Britney çok kırgındı

En son 2016’da Glory adlı albümünü çıkaran ve 2020’de de albümün ‘deluxe’ versiyonunu yayınlayan Spears hakkında Elton John’dan da açıklama geldi.

Elton, şarkıyı kaydetmek için stüdyoyaya gelen Spears’ın harika bir iş çıkardığını söyledi. John “Herkes o artık şarkı söyleyemez dedi ama ben onun inanılmaz olduğunu düşünüyorum. Ve şarkı söylemeye başladığında çok heyecanlandım” dedi.

Spears’ın yaşadığı zorluklar hakkında konuşan John, “Britney çok kırgındı” derken kendisinin de bir dönem benzer deneyimler yaşadığını paylaştı. “Hiçbir sanatçının karanlığa çekildiğini görmek istemiyorum. Herkes mutlu olmayı ve sevilmeyi hak ediyor” diyen şarkıcı, Spears’ın kariyerine dönmesine destek olduğunu paylaştı.

Uzun süredir birlikte olduğu Sam Asghari ile haziran ayında evlenen Spears, geçtiğimiz günlerde eski eşinin yaptığı açıklamalarla gündeme gelmişti. Eski eşi Kevin Federline, 16 yaşında Preston ve 15 yaşında Jayden adlarında iki oğlunun annelerini görmek istemediğini ve düğününe gitmemeyi tercih ettiklerini açıklamıştı.

Çocuklarının bir süredir anneleriyle görüşmediğini söyleyen Federline, “Anneleri için çok mutlular ama bir süredir görüşmedikleri için düğüne gitmemeyi tercih ettiler” demişti.

(Kaynak: Sputnik)

Paylaşın

Madonna’nın Kızı Lourdes Leon Müzik Kariyerine Başladı

Madonna’nın kızı Lourdes Leon, Lady Gaga’ya gönderme yaptığı ilk teklisi Lock&Key’le müzik kariyerine başladı. 25 yaşındaki manken, şarkıyı 24 Ağustos Çarşamba günü Lolahol adıyla piyasaya çıkardı.

Eartheater’ın ortak yapımcılığını üstlendiği teklide, Leon’un yumuşak vokalleri deneysel elektro ritimlerle birleştirilerek hızlı tempolu bir gece kulübü parçası ortaya çıktı.

Leon şarkıda “Uyku yok, bir sonraki uçak, uyku yok, makyaj, bir sonraki kulüp, bir sonraki araba, bir sonraki uçak, uyku yok, korku yok” diyor.

Şarkı sözleri, Bad Romance şarkıcısının eski bir röportajında iş ahlakını ve yaşam tarzını tanımlamak için verdiği yanıta bir gönderme yapıyor gibi görünüyor:

Uyku yok, otobüs, kulüp, başka kulüp, başka kulüp, uçak, bir sonraki yer, uyku yok, korku yok.

Gaga ve Madonna’nın karmaşık bir geçmişi var. 2011’de Madonna’nın bazı hayranları Gaga’yı 2011 tarihli Born This Way’de, 1989’da çıkan Express Yourself parçasını kopyalamakla suçlamıştı.

Madonna 2012’de ABC’ye verdiği bir röportajda tartışmalara değinmiş ve Gaga’nın şarkısının “indirgeyici hissettirdiğini” söylemişti.

Ancak ikili daha sonra Madonna’nın 2019’daki Oscar sonrası partisinde sımsıkı sarıldıkları bir Instagram fotoğrafıyla kavgalı oldukları yönündeki söylentilere noktayı koydu.

Leon, Madonna’nın eski sevgilisi Carlos Leon’dan tek çocuğu. Madonna’nın ayrıca eski eşi yönetmen Guy Ritchie’den 22 yaşındaki Rocco Ritchie ve 16 yaşındaki David Banda adında iki oğlu; 16 yaşındaki Mercy ve 10 yaşındaki Estere ve Stella adında ikiz kızları var.

Lock&Key, Leon’un ilk solo çalışması. Leon daha önce 2012 tarihli parçası Superstar’da annesiyle birlikte çalışmıştı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

11 Yılda 3 Bin 330 Kadın Erkekler Tarafından Katledildi

KCDP verilerine göre son 11 yılda 3 bin 330 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadın cinayetlerine ilişkin açıklama yapan TKDF de Beyza Doğan cinayetini hatırlatarak kadın cinayetlerindeki cezasızlık politikasına dikkat çekti ve İstanbul Sözleşmesi için mücadele edileceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilirken; koruma kararları ve şikâyetlere rağmen her gün en az bir kadın erkekler tarafından katlediliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre, 2010-2021 yılları arasından 3 bin 330 kadın erkekler tarafından katledildi.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) tarafından yapılan açıklamaya göre geçen ay 32 kadın erkekler tarafından katledildi. Federasyon tarafından yapılan yazılı açıklamada, ağustos ayının başından bu yana ise 12 kadının vahşice katledildiği vurgulandı.

Beyaz Doğan cinayeti hatırlatıldı

Açıklamada, bu ayın başında 35 kez şikâyet edilen Salim Tekin adlı erkeğin 16 yaşındaki Beyza Doğan’ı katlettiği hatırlatılarak, “Öncesinde failini 35 kez şikâyet etmesine rağmen aynı fail tarafından vurularak öldürülen 16 yaşındaki çocuğun hesabını kim verecek?” diye soruldu.

‘Kadınların katledilmesine göz yumuluyor’

BirGün’de yer alan habere göre “Ülkenin her yerinden vahşice işlenmiş kadın cinayetleri haberlerinin gelmediği gün yok” denilen açıklamada, “Eşini öldürüp sosyal medya hesabından gururla paylaşım yapan kadın katillerini cesaretlendiren, ‘Mevcut yasalar yeterli, İstanbul Sözleşmesi’ne gerek yok’ diye bas bas bağıran, şiddeti özendiren, koruma kararlarının ihlal edilmesini görmezden gelerek yaptırım uygulamayan, failleri her aşamada aklayan zihniyet ve destekçileri; her geçen gün daha çok kadının ölmesine neden oluyor. Kağıt üzerinde kalan ve korumayan ‘koruma kararları’ kadınların hayatına mal oluyor. Önleme politikalarının yok edildiği bu süreçte kadınların katledilmesine göz yumuluyor, cezasızlık politikasıyla failler cesaretlendiriliyor” ifadeleri kullanıldı.

‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’

Federasyon açıklamasında İstanbul Sözleşmesi vurgusunda da bulunarak “Eğer İstanbul Sözleşmesi ve koruyucu, önleyici tedbir kararları uygulansaydı birçok kadın hayatta olacaktı. Kadınlar kimsenin malı, namusu değildir. Kadınların hakları, karar alma yetileri, toplumun ve çalışma yaşamının her alanında eşit bireyler olarak var olmaları mücadelemiz devam edecek. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” denildi.

BM’den çağrı

Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi talebini reddederken; Birleşmiş Milletler’den (BM) 3 uzman da konuya ilişkin görüşlerini Danıtay’a sundu. Türkiye’ye sözleşmeye dönüş çağrısı yapılırken, “Türkiye’nin gidişatı tersine çevirmesi ve tarihin doğru tarafında yer alması için çok geç değil” ifadeleri kullanıldı.

Paylaşın

Kim Kardashian Yine Baş Döndürdü

Sosyal hayatında yarattığı sansasyonlarla magazin figürü haline gelen Kim Kardashian, sosyal medya paylaşımlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Kardashian, son olarak arabasının yanında çekilmiş videosunu paylaştı.

Haber Merkezi / Gri bir mayo giyen Kim Kardashian, göğüslerinin yarısının açık kalmasını ise umursamadı. Takipçileri kısa süre içinde Kim’in paylaşımını yorum ve beğeni yağmuruna tuttu.

21 Ekim 1980 tarihinde doğan Kim Kardashian’ın gerçek adı Kimberly Noel Kardashian’dır. Los Angeles’ta doğan Kardashian baba tarafından Ermeni, anne tarafından Hollanda ve İskoç asıllıdır.

Kim Kardashian, E kanalında yayınlanan Keeping Up with the Kardashians ve Kourtney and Kim Take New York adlı reality showlar ile bilinir.

Bir dönem prodüktörlük, mankenlik, şarkıcılık, oyunculuk ve stilistlik yapmıştır. İş insanı kimliğiyle dikkatleri çeken Kardashian kendi adını taşıyan birçok parfüm çıkarttı. Amerikan ABC kanalında yayınlanan Dancing With the Stars (Yıldızlarla Dans) adlı televizyon formatında yarıştı.

America’s Next Top Model (Amerikanın Gelecek/Yeni Top Modeli-Amerika Top Modelini Arıyor) adlı programda konuk jüri üyeliği yaptı. 2010 yılında ise kız kardeşleri Kourtney ve Khloe ile “Kardashian Konfidential” adında otobiyografi türünde bir kitap yayımladı.

2012 Nisan ayından beri Kanye West ile beraber olan Kardashian 15 Haziran 2013 günü Cedars-Sinai Medical Hastanesinde kızları North West’i dünyaya getirdi. 21 Ekim 2013’te, Kardashian’ın 33. doğum gününde nişanlanan çift 24 Mayıs 2014 tarihinde İtalya’nın Floransa kentinde evlendi.

Oğulları Saint West, 5 Aralık 2015’te doğdu. Doktorların ikinci hamileliğinden sonra hamile kalmamasını önermesi üzerine çiftin üçüncü çocuğu Chicago 15 Ocak 2018 yılında ve dördüncü çocuğu Psalm 9 Mayıs 2019 tarihinde taşıyıcı anne aracılığıyla dünyaya geldi. Kardashian, dört çocuğunun babası Kanye West’ten 2021 yılında boşandı.

Paylaşın

Temmuz Ayında 60 Sağlık Çalışanı Saldırıya Uğradı

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet bitmiyor… Sağlık-Sen, temmuz ayında, 115 saldırganın neden olduğu 30 şiddet vakasında 60 sağlık çalışanının mağdur olduğunu açıkladı. Saldırılarda 1 doktor hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen), Temmuz Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu’nu yayınladı.

30 şiddet vakasında 60 sağlık çalışanını mağdur olduğu ve 1 doktorun hayatını kaybettiği belirtilen raporda öne çıkan kısımlar şöyle;

“Sağlıkta şiddetin vahameti giderek büyüyor… Sağlık çalışanları ölüm korkusuyla mesleklerini icra etmeye çalışıyor. Her gün işe geldiğinde şiddet görür müyüm endişesi yaşıyor. Ve en acısı sabah gördüğü eşi ve çocuğunu akşam yeniden görebilecek miyim kaygısıyla iş yerine gidiyor. Böyle bir durumda, nitelikli sağlık hizmetinden nasıl bahsedilebilir?

Sağlık merkezlerinde güvenlik tedbirlerinin en üst düzeyde sağlanması kadar toplumsal duyarlılığın oluşturulması da elzem durumdadır.

Öte yandan şiddetin en çok hasta ve hasta yakınları tarafından gelmesi de şiddete karşı toplumsal duyarlılığın oluşturulmasının önemini göstermektedir. Hemen hemen her raporumuzda vurguladığımız şiddete karşı duyarlılığı oluşturacak toplumsal seferberliğin başlatılması acilen gerekmektedir.

Bu değerlendirmeler ışığında Temmuz ayında gerçekleştirilen şiddet olaylarına baktığımızda, 115 saldırganın neden olduğu 30 şiddet vakasında 60 sağlık çalışanının mağdur olduğunu görüyoruz. Çok üzgünüz ki, 1 doktor hayatını kaybetti.”

“Sağlık çalışanları adaleti sosyal medyada arıyor”

Raporu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şu ifadeleri kullandı:

“Sağlıkta şiddetin katalog suçlar arasına girmesini çok önemli bir adım olarak değerlendirmiştik. Yasadan sonra saldırganların artık elini kolunu sallayarak dışarıda gezemeyeceklerine olan inancımız büyük ölçüde artmıştı.

Ancak yasanın çıktığı tarihten bugüne kadar olan süreçte adli mercilerin aldığı kararlara baktığımızda, saldırganların serbest kaldığını görmekteyiz. Bu durum sağlık çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmaktadır.

Saldırganların serbest kalmasına tepki gösteren sağlık çalışanları, maalesef adaleti sosyal medyada arıyor. Adli merciler, sosyal medyada baskı oluştuktan sonra serbest kalan saldırgan hakkında tutuklama kararı çıkartıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.

Yasanın daha etkin bir şekilde uygulanması, aynı zamanda hakimlerin, savcıların ve kolluk kuvvetlerinin gereken hassasiyeti göstermesi şarttır. Şiddet yapanın yanına kar kalmamalı. Sağlık-Sen olarak, sağlıkta şiddet karşı bugüne kadar gösterdiğimiz mücadeleyi, bundan sonra da göstermeye kararlıyız.”

Paylaşın

Uzun ve Mutlu Bir Hayat İçin ‘Dokuz Alışkanlık’

ABD’li uzmanlar, daha uzun ve mutlu bir hayat yaşamayı sağlayacak 9 önemli alışkanlığı paylaştı. Uzmanlar, uyku düzeninin, egzersizin ve stresten uzak durmanın önemini vurguladı.

Önde gelen yayın kuruluşlarından CNN’e konuşan Minnesota Üniversitesi’nden William Roberts, “sağlığı etkileyen iyi ve kötü alışkanlıkların etkisinin zamanla ortaya çıktığına” dikkat çekti.

CNN’in tıp analisti Leana Wen de egzersizin ve düzenli muayenenin, kötü alışkanlıkları değiştirmek için iyi bir başlangıç noktası olduğunu vurguladı.

İşte uzmanların kazanılmasını tavsiye ettiği 9 alışkanlık:

1 – Düzenli muayene olun

Wen, düzenli muayenenin ciddi hastalıklara karşı önlem almakta etkili olduğunu belirterek, “Örneğin, muayenede diyabet başlangıcınız olduğu ortaya çıkarsa, bunun diyabete dönüşmesini önlemek için adım atabilirsiniz” dedi.

Analist, düzenli muayenelerin iyi bir hasta-doktor ilişkisi sağlanması için de önemli olduğunu belirtti.

2 – Sürekli fiziksel aktivite yapın

Uzmanlar, düzenli egzersizin diyabet, obezite, kalp hastalığı ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini azalttığını söyledi.

New York Üniversitesi’nden Nieca Goldberg, “Düzenli aerobik egzersizin daha uzun yaşamayı ve geç yaşta bilişsel fonksiyonların sağlam kalmasını sağladığını gösteren epey araştırma var” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin haftada en az 150 dakika orta ve ileri seviyede egzersiz yapmasını öneriyor.

3 – Vücut kitle indeksine dikkat edin

Vücut kitle indeksi, kişinin boy ve kilo ölçümünden yola çıkarak vücuttaki tahmini yağ oranını gösteren ve sağlıklı kilonun belirlenmesini sağlayan bir sistem.

2018’de yapılan bir çalışmada, vücut kitle indeksi sonuçları sağlıklı seviyede olan kişilerin ömürlerinin 10 yıl daha uzayabileceği belirtilmişti. Ayrıca bunun kanser ve kardiyovasküler rahatsızlıkların oluşma riskini düşürdüğü de ifade edilmişti.

4 – Düzgün beslenin

Uzmanlar, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin azaltılması gerektiğini belirterek, bunun yerine sebze ağırlıklı beslenmenin önemini vurguladı.

Goldberg, bitki bazlı gıdaların antioksidan üretimi sağladığına, bunun da strese ve yaşlanmaya karşı koruyucu etkisi olduğuna dikkat çekti.

Şubatta yayımlanan bir çalışmada, bu şekilde beslenmeye başlayan 20 yaşındaki bir kadının ömrünün en az 10 yıl, aynı yaştaki bir erkeğinse 13 yıl uzayabileceği ortaya konmuştu.

5 – Akıl sağlığınıza özen gösterin

Wen, akıl sağlığının genelde fiziksel sağlığa kıyasla ikinci plana atıldığını fakat kişinin genel sağlığına önemli etkisi olduğunu söyledi.

Stres ve kaygının yemek seçimlerini etkilediğini, alkol tüketimini artırdığını ve uyku düzenini bozduğunu belirten uzmanlar, günde 15 dakikalık derin nefes egzersiziyle akıl sağlığının korunabileceğini ifade etti.

6 – Uykuya dikkat

Goldberg, günde 7 saatten az uyuyan kişilerde stres ve yüksek tansiyon riskinin artma eğilimi gösterdiğini söyledi.

Uzmanlar, düzenli egzersizin yanı sıra yatak odasının karanlık ve sessiz olmasının da uyku hijyeni açısından önemli olduğunu belirtti.

7 – Alkolü azaltın

Aşırı alkol tüketiminin kan şekerini yükseltip kilo alımına neden olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bunun kalp rahatsızlıklarına da yol açabileceğini ifade etti.

2020’de yapılan bir çalışmada, aşırı alkol tüketiminden kaçınmanın kardiyovasküler hastalıklara, kansere ve diyabete yakalanma riskini azalttığı tespit edilmişti.

8 – Sigarayı bırakın

Wen, sigaranın sadece akciğer kanseri değil meme kanserini de tetikleyebileceğine dikkat çekerek, bunun kişinin yaşam kalitesini düşüren önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.

9 – Güçlü ilişkiler oluşturun

Uzmanlar, pozitif duygular sağlayan yakın ilişkilerin stresi azalttığı gibi mutluluk ve huzuru artırdığını söyledi.

Harvard Üniversitesi’nde yayımlanan bir çalışma, arkadaşlarıyla, ailesiyle ve içinde yaşadığı topluluktaki kişilerle tatmin edici ilişkiler kuranların, depresyona girme ve hastalanma oranlarının daha az olduğunu gösteriyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın