Yoksulluk Sınırı Asgari Ücretin 3,7 Katı

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı yanı açlık sınırı 34 bin 200 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 83 bin 434 liraya çıktı.

Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 48 bin 419 liraya yükseldi.

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR), Nisan ayı açlık sınırı hesaplamalarına dair sendikanın genel merkezinde açıklama yaptı. Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; BES Genel Başkanı Özer Avanaş, tek ve bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin 48 bin 419 lira olduğunu belirtti.

Özer Avanaş, “Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı, yani yoksulluk sınırı 83 bin 434 lira olmuştur” dedi.

Açlık sınırının 34 bin 200 lira olduğunu kaydeden Avanaş, “Asgari ücretli, 34 bin 200 lira olan açlık sınırının yüzde 54,72 altında ücret alarak sadece karnını doyurabilmektedir” dedi.

Avanaş, sağlıklı beslenmenin maliyetinin günlük bin 140 lirayı geçtiğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı: “2025 yılında da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı.

Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için neredeyse maaşının yüzde 75-80’ini kiraya ödemek zorunda kalıyor, Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için öğrenci evi gibi 3 ya da 5 kişi bir arada yaşamak zorunda kalıyor.

İktidarın ‘turpun büyüğü heybede’ diyerek yürüttüğü süreçte açığa çıkan hukuksuzluk nedeniyle yine biz yoksulluk altında gelirle yaşamaya çalışanlar kaybetti.

Turpun büyüğü, her geçen gün eriyen gelirlerimizde; turpun büyüğü, bir türlü dolduramadığımız pazar filelerimizde; turpun büyüğü, emeklinin torununa veremediği harçlıkta; turpun büyüğü, asgari ücretlinin okula giden çocuğunun beslenme çantasına koyamadığı beslenmede.

Turpun büyüğü, iktidarın yanlış ekonomik politikaları nedeniyle bizlerin hayatlarının her geçen gün daha fazla çekilemez hale gelmesindedir.”

Paylaşın

Ücretli Çalışan Sayısı Yıllık Yüzde 1,1 Arttı

TÜİK’in verilerine göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Şubat 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 arttı.

Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 125 bin 704 kişi iken, şubat ayında 15 milyon 293 bin 843 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Şubat ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 2,2 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 2,0 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2,9 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Şubat ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4, inşaat sektöründe yüzde 0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Paylaşın

Mart Ayında 145 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2025 yılının üçüncü ayında en az 145 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İnşaat, taşımacılık, konaklama, tarım işkolları en fazla ölümün meydana geldiği işkolları oldu.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) Mart 2025 İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı.

Buna göre; Mart ayında en az 145 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.. Böylece 2025 yılının ilk üç ayında iş cinayeti sayısı 447’ye ulaştı.

Mart ayında taşımacılık, inşaat, ticaret, metal, tarım işkollarındaki ölümler ilk sıralarda yer alıyor. İş cinayetlerine sektörel olarak bakıldığında ise sanayide 46 işçi, inşaatta 38 işçi, hizmette 33 işçi ve tarımda 28 işçi hayatını kaybetti.

Mart ayında 13 işçinin öldüğü Hatay, en fazla iş cinayetinin olduğu il olurken, Hatay’ı 11 işçinin öldüğü İstanbul, 8 işçinin öldüğü Sakarya ve 7 işçinin öldüğü Bursa takip etti.

Mart ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 36 işçi; Tarım, Orman işkolunda 28 emekçi (8 işçi ve 20 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 19 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 13 işçi; Metal işkolunda 11 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 8 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 7 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 4 işçi;

Enerji işkolunda 4 işçi; Madencilik işkolunda 3 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 3 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 1 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 1 işçi; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 2 işçi.

Mart ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 36 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 29 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 27 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 21 işçi; İntihar nedeniyle 10 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 7 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 3 işçi; Şiddet nedeniyle 2 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 1 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 1 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 1 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 7 işçi.

Mart ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 15-17 yaş arası 6 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 31 işçi, 30-49 yaş arası 63 işçi, 50-64 yaş arası 31 işçi, 65 yaş ve üstü 12 işçi, Yaşını bilinmeyen 2 işçi.

Mart ayında Türkiye’nin 52 şehrinde ve yurtdışında beş ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti gerçekleştiği tespit edildi: 13 ölüm Hatay’da; 11 ölüm İstanbul’da; 8 ölüm Sakarya’da; 7 ölüm Bursa’da; 5’er ölüm Ankara, Antalya, İzmir ve Osmaniye’de; 4’er ölüm Aydın, Burdur ve Manisa’da; 3’er ölüm Adıyaman, Balıkesir, Edirne, Gaziantep, Kayseri, Mardin, Muğla, Zonguldak ve Irak’ta; 2’şer ölüm,

Adana, Afyon, Diyarbakır, Düzce, Giresun, Karaman, Kastamonu, Ordu, Sivas ve Yalova’da; 1’er ölüm Ağrı, Aksaray, Amasya, Ardahan, Batman, Bilecik, Elazığ, Erzurum, Isparta, Kahramanmaraş, Kars, Kırıkkale, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Samsun, Siirt, Sinop, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Yozgat, Almanya, Kuveyt, Kuzey Kıbrıs ve Sırbistan’da meydana geldi.

NOT: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

2025’te “Asgari Ücret” Enflasyon Karşısında 2 Bin 224 Lira Eridi

2025 yılının ilk üç ayında asgari ücret enflasyon karşısında 2 bin 224 lira eridi. Enflasyonun üç ayda emek gelirlerinde yarattığı toplam kayıp en az 134,2 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Ücret Kayıpları İzleme Raporu’nu yayınladı.

Enflasyonun çalışanlar üzerindeki etkisini gözler önüne seren rapordan öne çıkan bölümler şöyle: Ocak, Şubat ve Mart 2025’te TÜİK tarafından açıklanan yüzde 10,06’lık üç aylık resmi enflasyonun üç ayda emek gelirlerinde yarattığı toplam kayıp en az 134,2 milyar lira oldu.

Ocak, Şubat ve Mart 2025’te üç aylık resmi enflasyonun işçi ücretlerinde yarattığı kayıp 75,6 milyar lira olarak hesaplanırken memur maaşlarındaki kayıp 28,1 milyar lira , emekli aylıklarındaki kayıp ise 30,6 milyar lira olarak tahmin edildi. Böylece emek gelirlerindeki üç aylık toplam kayıp en az 134,2 milyar lira olarak hesaplandı.

22 bin 105 lira olan net asgari ücretin mart ayında işçilerin cebine girer girmez yaşadığı üç aylık kayıp 2.224 lira oldu. Asgari ücretin bir buçuk katı brüt ücreti olan bir işçinin enflasyon kaybı 3.159 lira olurken, asgari ücretin iki katı düzeyinde brüt ücreti olan bir işçinin enflasyon kaybı 4.094 lira, asgari ücretin 2,5 katı düzeyinde brüt ücreti olan bir işçinin enflasyon kaybı 4.990 lira oldu.

Ortalama ücret, maaş ve aylıklar, toplam işçi, memur ve emekli sayısı ile çarpılınca toplam kayıp yukarıda anlatıldığı gibi üç ay için 134,2 milyar liranın üzerinde gerçekleşti.

Paylaşın

İşsiz Sayısı 11,5 Milyona Yaklaştı

Geniş tanımlı işsiz sayısı şubat ayında 11 milyon 417 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın şubat ayında 9 milyon 693 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizliğin Görünümü Raporu (Şubat 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Şubat 2025’te 11 milyon 417 bin kişi oldu.

2023, 2024 ve 2025 Şubat dönemlerinde dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki makas genişlemeye devam ediyor. 2023 Şubat’ta dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,9 ve resmi işsiz sayısı 3 milyon 445 bin iken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,9 ve geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 856 bindi. Şubat 2024’te dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,6 ve resmi işsiz sayısı 3 milyon 88 bin, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24 ve geniş tanımlı işsiz sayısı yüzde 9 milyon 693 bine yükseldi.

Şubat 2025’te ise dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,2 ve resmi işsiz sayısı 2 milyon 886 bin iken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,4 ve geniş tanımlı işsiz sayısı 11 milyon 417 bine çıktı. Son iki yılda dar tanımlı işsiz sayısı 559 bin kişi azalmış gibi görünse de geniş tanımlı işsiz sayısı 2 milyon 561 bin kişi arttı.

Geniş tanımlı işsizlik oranları pandemi dönemi oranlarına yakın seyrediyor. Geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminde 28-30 aralığına kadar yükselmişti. 2014-2020 arası yüzde 15-20 aralığında seyreden geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminde yüzde 25 seviyesinin üstüne çıkmıştı.

TÜİK’e göre dar tanımlı işsizlik 2012’den bu yana en düşük oran olsa da geniş tanımlı işsizlik hızla artmaya devam ediyor. Geniş tanımlı işsizlik ile dar tanımlı işsizlik arasındaki makas açılıyor. Geniş tanımlı işsizlik oranı salgın günlerindeki işsizlik oranına yaklaşarak yüzde 28,4’e ulaştı.

TÜİK tarafından yayımlanan HİA verilerine göre Şubat 2025’te geniş tanımlı işsizlikte (âtıl işgücü) artış devam etti. Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 1 milyon 724 bin kişi arttı. Geniş tanımlı işsiz sayısı Şubat 2024’te 9 milyon 693 bin ve Şubat 2025’te ise 11 milyon 417 bin olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Zamana bağlı eksik istihdam kapsamındaki artış sürüyor. Haftalık 40 saatten daha az çalışan ve imkânı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 2 milyon 725 binden 3 milyon 590 bine yükselerek 865 bin kişi arttı.

Zamana bağlı eksik istihdamdaki artış geçim sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkıyor. Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 1.070 kişi artarak 3 milyon 871 binden 4 milyon 941 bine yükseldi. Başka bir ifadeyle yaklaşık 5 milyon kişi, çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor.

TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça yüksek seyrediyor. Şubat 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,7 iken kadınlarda yüzde 11 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 22,5 kadınlarda ise yüzde 38,3 olarak hesaplandı. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 15,8 puandır.

TÜİK’e göre dar tanımlı işsizlik son yılların en düşük düzeyini seyrederken birçok işsizlik türü yükselmeye devam ediyor. Şubat 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik (işsizlik 1) yüzde 8,2 olarak açıklanırken zamana bağlı eksik istihdam ile işsizlerin bütünleşik oranı (işsizlik 2) yüzde 18,4; işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı (işsizlik 3) yüzde 19,5 ve âtıl işgücü oranı (işsizlik 4, geniş tanımlı işsizlik) ise yüzde 28,4 olarak açıklandı

Şubat 2025’te zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 16,2 iken kadınlarda yüzde 22,7’dir. İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 13,7 iken kadınlarda yüzde 29,1’dir

Şubat 2025 itibarıyla kadınlarda mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 323 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 787 bindir. Erkeklerde ise dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 561 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 628 bindir.

Şubat 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 38,3 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. İşsizlik türlerinde ikinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 28,4 ile geniş tanımlı işsizliktir. Şubat 2025’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 22,7 ile genç kadın işsizliği oldu

TÜİK’in resmi dar tanımlı işsizlerin ezici çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor.

Şubat 2025’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 2 milyon 886 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Şubat 2025 İşsizlik Sigortası Bültenleri verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 487 bin 619’dur. Böylece Şubat 2025’te resmi işsizlerin sadece yüzde 16,9’u işsizlik ödeneği alabildi. Yaklaşık 2,4 milyon işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yüzde 83’ünün işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.”

Paylaşın

TÜİK’e Göre İşsizlik Oranı Yüzde 28,4

Atıl işgücü oranı şubat ayında bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 28,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,4 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 19,5 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15 – 24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Şubat 2025 verilerini açıkladı.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı şubat ayında bir önceki aya göre 95 bin kişi azalarak 2 milyon 886 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 8,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,7 iken kadınlarda yüzde 11,0 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı şubat ayında bir önceki aya göre 149 bin kişi azalarak 32 milyon 314 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 48,8 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,0 iken kadınlarda yüzde 31,9 oldu.

İşgücü şubat ayında bir önceki aya göre 244 bin kişi azalarak 35 milyon 200 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,8 iken kadınlarda yüzde 35,9 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi şubat ayında bir önceki aya göre aynı seviyede kalarak 43,4 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı şubat ayında bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 28,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,4 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 19,5 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

Açlık Sınırı 22 Bin 886, Asgari Ücret 22 Bin 104 Lira

Şubat ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 22 bin 886 liraya yükseldi. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır.

Haber Merkezi / Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı ise 79 bin 165 lira oldu. Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 36 bin 681 liraya yükseldi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), şubat ayına ilişkin açlık ve yoksulluk raporunu açıkladı.

Buna göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 22 bin 886 liraya yükseldi. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 79 bin 165 liraya çıktı.

Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6 bin 387, bu değer yetişkin bir kadın için 6 bin 46, 15-18 yaş bir genç için 6 bin 396, 4-6 yaş arası bir çocuk için 4 bin 57 liraya yükseldi. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 22 bin 886 lira olarak tespit edildi. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 79 bin 165 liraya ulaştı.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 36 bin 681 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 36 bin 681 lira olarak tespit edildi.

Şubat ayında, günlük harcamalarda için en yüksek maliyet grubunu 210,85 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri grubu, ikinci en yüksek maliyetli harcama grubu 208,76 liralık harcama gereksinimi ile meyve ve sebze oldu.

Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 140.71, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 69.83 lira oldu. Katı yağ ve sıvı yağ ise 37.43 lira masraf yapılması gereken bir diğer ürün grubu. Yumurta için 15.87, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 17.41 lira harcama yapılması gerekti.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünleri yüzde 27.64 ile ilk sıradayken, meyve ve sebze grubununun payı yüzde 27.37’dir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı ise yüzde 26 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 11.4, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.6 oldu.

Paylaşın

Küresel Emeklilik Endeksi: Türkiye, 48 Ülke Arasında Sondan Dördüncü

2024 Küresel Emeklilik Endeksi’nde Hollanda, İzlanda ve Danimarka ilk sıralarda yer alırken, Türkiye, 48 ülke arasında sondan dördüncü oldu. Türkiye’nin gerisinde Filipinler, Arjantin ve Hindistan bulunuyor.

DİSK Emekli-Sen Başkanı Cengiz Yavuz, 2024 yılının “Emekliler Yılı” ilan edilmesine rağmen yoksulluk ve sefaletin artarak devam ettiğini belirterek, “2025 yılı, 2024’ü aratacak gibi görünüyor” dedi.

Ocak 2025 itibarıyla en düşük emekli maaşı 14 bin 469 TL’ye yükseltilirken, Ramazan ve Kurban Bayramı ikramiyeleri de 4 bin TL’ye çıkarıldı. Ancak bu artışlar, muhalefet ve emekli sendikaları tarafından geçim şartları karşısında yetersiz bulunarak eleştirildi.

ABD merkezli danışmanlık şirketi Mercer ve finans eğitimi alanında faaliyet gösteren CFA Institute, 2024 Küresel Emeklilik Endeksi raporunu yayımladı. Raporda emeklilik sistemleri, maaş miktarı, sürdürülebilirlik ve güvenilirlik gibi kriterlere göre 48 ülke değerlendirildi.

Ekonomim’in haberine göre, ilk sırada Hollanda, İzlanda ve Danimarka yer alırken, Türkiye 48 ülke arasında sondan dördüncü oldu. Türkiye’nin gerisinde sadece Filipinler, Arjantin ve Hindistan bulunuyor. En yüksek puanı alan Hollanda, 100 üzerinden 84.8 puana ulaşırken, Türkiye 48.3 puanda kaldı.

Türkiye, 2019’da bu endekse dahil edildiğinden beri sıralamada düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor.

DİSK Emekli-Sen Başkanı Cengiz Yavuz, 2024 yılının “Emekliler Yılı” ilan edilmesine rağmen yoksulluk ve sefaletin artarak devam ettiğini belirterek, “2025 yılı, 2024’ü aratacak gibi görünüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 17 Ocak’ta yaptığı açıklamada, tarihin en büyük maaş artışlarının yapıldığını ancak hayat pahalılığı ve fırsatçılığın bu artışları zamanla erittiğini söyledi.

OECD’nin ‘Bir Bakışta Emeklilik’ Raporu ise Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusta gelir adaletsizliğinin çok yüksek olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 38 ülke arasında en fazla eşitsizlik bulunan beşinci ülke olarak belirlendi.

Emekli maaşlarının euro karşılığı son 10 yılda yüzde 33,6 düştü. 2000’li yıllarda en düşük emekli maaşı, asgari ücretin yüzde 130’u seviyesindeyken, günümüzde yüzde 55’e kadar geriledi. Bayram ikramiyelerinin enflasyon oranında artırılması halinde bugün 8 bin 500 TL, asgari ücret artışına göre artırılsaydı 13 bin TL olması gerektiği hesaplandı.

Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Aziz Çelik, emekli maaşlarının temel olarak çalışma hayatı boyunca ödenen primlerden karşılandığını ancak ekonomik büyümeden alınan payın kısıtlandığını vurguladı.

2008’de yapılan düzenlemeler sonrası, emekli maaşlarının belirlenme yöntemi değiştirildi:

Aylık bağlama oranı düşürüldü (Çalışma hayatı boyunca alınan ortalama maaşa göre belirlenen oran yüzde 70’lerden %50’nin altına indirildi).
Büyümeden alınan pay azaltıldı (Daha önce enflasyonun yanı sıra ekonomik büyümenin payı da maaşlara yansıtılırken, artık yalnızca yüzde 30’u dikkate alınıyor).
Uzun süre çalışmanın maaş üzerindeki etkisi sınırlandırıldı (Eskiden prim gün sayısını doldurduktan sonra çalışmaya devam edenlerin emekli maaşı artarken, yeni sistemde bu avantaj kaldırıldı).

Türkiye’de emeklilik sistemi nasıl iyileştirilebilir?

Küresel raporlara göre Türkiye’nin emeklilik sisteminde düzeltilmesi gereken başlıca alanlar şunlar:
En düşük gelirli emeklilere yönelik maaş artışları yapılmalı
Özel emeklilik sistemleri yaygınlaştırılmalı
Özel emeklilik fonlarından erken para çekme imkanı sınırlandırılmalı

Prof. Dr. Aziz Çelik, emekli maaşlarının çalışırken alınan ücretin en az yüzde 75’ine denk gelmesi gerektiğini ifade ederek, “Şu an en düşük emekli maaşı 14 bin 469 TL, ortalama maaş ise 17 bin 500 TL civarında. Bu sistemin yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz” dedi.

Emekliler, yükselen enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle maaşlarının alım gücünün her geçen gün düştüğünü belirterek, daha kapsayıcı bir reform çağrısında bulunuyor.

Paylaşın

Son 12 Yılda, 642 Çocuk İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

Son 12 yılda en az 642 çocuk işçinin ve 2 bin 664 genç işçinin hayatını kaybettiği kaydetti. Uluslararası ve ulusal yasalar ve sözleşmeler 18 yaşını doldurmamış toplumun her üyesini “çocuk” ve çalışanları da “çocuk işçi” olarak tanımlıyor.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 6 işçinin hayatını kaybettiği, 1’i ağır 8 işçinin yaralandığı Hatay Antakya’da meydana gelen kazaya ilişkin açıklama yaptı.

Çocuk ve genç işçi ölümlerine dikkat çeken İSİG, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Geçtiğimiz günlerde paylaştığımız iki raporda Türkiye’de çocukların/gençlerin ucuz (MESEM’le bedava) emek gücü olarak işçileştirildiğini, éson 12 yılda en az 742 çocuk işçinin ve 2664 genç işçinin hayatını kaybettiğinié belirtmiştik.

Dün saat 16.00 sularında Hatay Antakya’da fabrika işçilerini taşıyan servisin tıra çarpması sonucu, Ahmet Koçak, 14 yaşında.. Ömer Erdoğan, 17 yaşında.. Ahmet Akarsu, 17 yaşında.. Mehmet Albayrak, 18 yaşında.. Ömer Albayrak, 20 yaşında.. Halil Albayrak, 23 yaşında.. Hayatlarını kaybetti..

Buradan çağrımızı tekrarlıyoruz: Eğitim parasız olacak! Mesleki eğitim yeniden yapılandırılacak! Sokaklar uyuşturucu ve çetelerden temizlenecek! Gençlerimize güvenceli iş sağlanacak! İşyerlerinden, ulaşıma ve barınmaya kadar bütün süreçte işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınacak! Çocuklarımızın/gençlerimizin bugünü ve geleceği için mücadeleye!”

Paylaşın

Son On İki Yılda 2 Bin 664 Genç İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2013 – 2024 yılları arasında en az 2 bin 664 genç işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Yasalar, 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi “genç işçi” olarak tanımlar.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) Genç İşçiler İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı. Buna göre, 2013 – 2024 yılları arasında en az 2 bin 664 genç işçi iş kazalarında hayatını kaybetti.

2013 yılında en az 193 genç işçi, 2014 yılında en az 226 genç işçi, 2015 yılında en az 222 genç işçi, 2016 yılında en az 233 genç işçi, 2017 yılında en az 232 genç işçi, 2018 yılında en az 225 genç işçi, 2019 yılında en az 206 genç işçi, 2020 yılında en az 202 genç işçi, 2021 yılında en az 174 genç işçi, 2022 yılında en az 252 genç işçi, 2023 yılında en az 260 genç işçi ve 2024 yılında en az 239 genç işçi olmak üzere; 2013 – 2024 yılları döneminde en az 2 bin 664 genç işçi hayatını kaybetti.

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 695 genç; Tarım, Orman işkolunda 453 genç (318 işçi ve 135 çiftçi); Konaklama, Eğlence işkolunda 231 genç; Taşımacılık işkolunda 178 genç; Metal işkolunda 157 genç; Madencilik işkolunda 150 genç; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 122 genç; Belediye, Genel İşler işkolunda 93 genç; Enerji işkolunda 87 genç; Gıda, Şeker işkolunda 72 genç; Tekstil, Deri işkolunda 59 genç; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 58 genç; Savunma, Güvenlik işkolunda 55 genç; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 51 genç; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 44 genç; Ağaç, Kağıt işkolunda 29 genç; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 29 genç; Basın, Gazetecilik işkolunda 15 genç; İletişim işkolunda 4 genç; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 genç; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 81 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 637 genç; Yüksekten Düşme nedeniyle 436 genç; Ezilme, Göçük nedeniyle 403 genç; Elektrik Çarpması nedeniyle 242 genç; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 209 genç; Şiddet nedeniyle 167 genç; Patlama, Yanma nedeniyle 123 genç; İntihar nedeniyle 194 genç; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 74 genç; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 60 genç; Kesilme, Kopma nedeniyle 32 genç; diğer nedenlerden dolayı 177 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 18 yaşında 221 genç, 19 yaşında 299 genç, 20 yaşında 303 genç, 21 yaşında 247 genç, 22 yaşında 337 genç, 23 yaşında 373 genç, 24 yaşında 361 genç ve 25 yaşında 523 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 230 genç kadın ve 2434 genç erkek işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde 280 göçmen “Genç İşçi” hayatını kaybetti: 142 genç Suriyeli, 84 genç Afganistanlı, 11 genç Türkmenistanlı, 7 genç Özbekistanlı, 7 genç İranlı, 5 genç Iraklı, 3 genç Azerbaycanlı, 3 genç Ukraynalı, 2 genç Gürcistanlı, 2 genç Kırgızistanlı, 2 genç Pakistanlı, 2 genç Rusyalı, 1 genç Cezayirli, 1 genç Kolombiyalı, 1 genç Macaristanlı, 1 genç Moldovyalı, 1 genç Nepalli, 1 genç Nijeryalı, 1 genç Sudanlı, 1 genç Venezuelalı, 1 genç Zimbabveli…

2013 – 2024 yılları döneminde iş cinayetlerinde ölen “Genç İşçi”lerin 85’i (yüzde 3,19) sendikalı işçi, 2 bin 579’u ise (yüzde 96,81) sendikasız. Sendikalı işçilerin 63 genç maden, 10 genç metal, 3 genç kimya, 3 genç güvenlik, 1 genç gıda, 1 genç tekstil, 1 genç eğitim, 1 genç enerji, 1 genç sağlık ve 1 genç belediye işkolunda çalışıyordu…

“Hükümet, gençleri sermaye için ucuz işgücü haline getirdi”

Raporda, AK Parti iktidarının 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiğini hatırlatarak şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘2023 yılında ülkemizdeki doğurganlık hızı 1,51 seviyesine gerilemiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse, bu durum alarm vericidir. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir. Her fırsatta yaptığımız en az 3 çocuk çağrısının ne kadar önemli olduğunu böylece tekrar görmüş oluyoruz’ çağrısı da güvencesiz emek havuzunun en önemli bileşeni olan çocuk işçiliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Sermaye için ucuz (MESEM ile bedava) ve örgütsüz bir işçi kitlesi vazgeçilmezdir.

Tabii bu sözlerin diğer bir muhatabı da genç işçiler. Bu politikanın bir adımını ‘Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’ oluşturuyor. Proje ile 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, faizsiz 150 bin liralık kredi imkânı sunuluyor. Bu krediye başvurabilmek için öncelikle 18-29 yaş arasında olmak ve belli ekonomik şartlar öne sürülüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hızını alamıyor ve 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sosyal medya hesabı X’ten ‘Seviyorsan git evlen bence’ paylaşımını yapıyor. Tüm bu açıklamalar yapılırken:

Türk-İş Ocak 2025 Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre ‘dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 22 bin 131 lira; yoksulluk sınırı 72 bin 88 lira’. BİSAM Açlık ve Yoksulluk Sınırı Ocak 2025 Dönem Raporu’na göre ‘dört kişilik bir aile için açlık sınırı 22 bin 75 lira, yoksulluk sınırı 76 bin 358 lira’. Endeksa, Ocak 2025 Konut Değer Raporu’na göre ‘Türkiye’de ortalama kira bedeli 20 bin 542 lira’.”

“DİSK-Ar’ın açıklamasına göre, ‘2024 4. çeyreğinde gençlerde dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 15,7 olarak açıklandı. TÜİK verilerinden yararlanarak hesapladığımız 15-24 yaş arası genç nüfusta geniş tanımlı işsizlik oranı ise 2024 yılı 4. çeyreğinde yüzde 37,3 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı genç işsizliği dar tanımlı genç işsizliğinden 21,6 puan fazla. Geniş tanımlı genç kadın işsizliği yüzde 46,7!’

OECD’nin açıklamasına göre ‘Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki her 3 gençten biri (yüzde 31,1) ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bu oran OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 13,7 olarak kayıtlara geçti. Türkiye’de 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı yüzde 41,4 iken, erkeklerin oranı yüzde 21,4 oldu. OECD ortalamasında ise ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı yüzde 14,4, erkeklerin oranı ise yüzde 13,1 olarak hesaplandı’.

Yani birçok veri söylenebilir. Ancak özeti şu: Geleceğimiz dediğimiz gençlerimiz, sağlıklı ve güvenli yaşaması, okuması, çalışması gerekirken; yoksulluk, güvencesiz işçilik, şiddet, geleceksizlik ve iş cinayetleri cenderesi altındalar. Özellikle AKP döneminde hayata geçirilen tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalar gençlerin geleceğini ellerinden aldı ve sermaye için ucuz işgücü haline getirdi.”

NOT: İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın