Emeklinin Bayram İkramiyesi Bayram Harçlığına Döndü

Emeklilere, Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi verilen bayram ikramiyelerinin alım gücü her geçen gün biraz daha düşüyor. Emekli ikramiyelerinde resmi enflasyona göre 2018 – 2024 yılları arası kayıp 14 bin 856 lira.

Haber Merkezi / İkramiye Kurban Bayramı’nda da 3 bin lira olarak ödenirse bu kayıp 15 bin lirayı geçecek.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), emekli ikramiyesine ilişkin gerçekleştirdiği araştırmayı, “Emekli ikramiyesi bayram harçlığı oldu” başlıklı bültenle kamuoyuna sundu.

Buna göre; Asgari ücretin 1603 TL olduğu 2018 yılında belirlenen bayram ikramiyesi, asgari ücretin yüzde 62’si tutarındayken, 2024 yılında 3 bin TL’lik bayram ikramiyesi asgari ücretin yüzde 18’ine geriledi. Emekli ikramiyesi asgari ücrete göre artırılsaydı, ikramiyenin 10 bin 609 TL olması gerekirdi.

Emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri resmi enflasyona göre artırılmadı ve bu yüzden bayram ikramiyelerinde ciddi bir enflasyon kaybı oluştu: Emekli ikramiyelerinde resmi enflasyona göre 2018-2024 arası kayıp yaklaşık 14 bin 856 TL oldu. 2021 son çeyreğinden bu yana hızla artan fiyatlar emekli bayram ikramiyelerinin daha da erimesine sebep oldu. Emekli bayram ikramiyeleri Kurban Bayramı’nda da 3 bin TL olarak ödenirse bu kayıp 15 bin TL’yi bulacak.

Emekli bayram ikramiyesi asgari ücret karşısındaki devasa kaybının yanı sıra TÜFE ve gıda enflasyonu karşısında da ciddi biçimde geriledi: 2021’in son çeyreğinde ortalama tüketici fiyatı endeksi ile gıda fiyatları endeksinde ciddi atışlar yaşandı. Yıllık gıda enflasyonu bu dönemde emekliler için yüzde 100’ü aştı. Emekli bayram ikramiyelerinin ortalama enflasyon ve gıda enflasyonundan daha az artırılması sebebiyle emekli bayram ikramiyeleri eridi.

Gıda enflasyonuna göre emeklilerin alım gücü son 6 yılda 1000 TL’den 380 TL’ye düştü: Mart 2018’den Şubat 2024’e geçen sürede gıda enflasyonu yüzde 690 oranında arttı. Emekli bayram ikramiyesi ise yüzde 200’lük artışla 2024’te 3 bin TL oldu. 2024 yılında emekli bayram ikramiyesinin alım gücü gıda enflasyonuna göre 380 TL’ye geriledi. Böylece emekli bayram ikramiyelerinin gıda enflasyonuna göre kaybı (bir bayram) 6 bin 904 TL oldu.

Resmi enflasyona göre ise emekli bayram ikramiyesinin alım gücü 6 yılda 1000 TL’den 487 TL’ye düştü: Mart 2018 ve Şubat 2024 arasındaki altı yıllık dönemde TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yüzde 516 oranında arttı. Buna karşılık emekli bayram ikramiyelerinde yüzde 200’lük bir artış yaşandı. Bu durumda 2018-2024 arasında emekli ikramiyesinin alım gücü 1000 TL’den 487 TL’ye geriledi.

Emekli ikramiyesi resmi enflasyona göre artırılsaydı bugün en az en az 6 bin 163 TL olması gerekirdi. Böylece emekli ikramiyesinin (bir bayram) enflasyon karşısındaki kaybı 2024 için 5 bin 163 TL olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Geniş Tanımlı İşsizlikte Rekor: 10,5 Milyon

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise ocak ayında 10 milyon 453 bin kişi olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2 milyon 155 bin, 10 yılda ise 5,1 milyon kişi arttı. Böylece son 10 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı iki katına çıktı. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki bu artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsizleri, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Özellikle zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısında devasa bir artış söz konusudur. Haftalık 45 saatten daha az çalışan ve imkanı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 1,9 milyondan 3,2 milyona yükselerek 1 milyon 295 kişi arttı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu’nu (Mart 2024) yayımlandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK’in Ocak 2024 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçları 11 Mart 2024’te yayımlandı. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,1, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 26,5 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2024 Ocak ayında 3 milyon 214 bin oldu.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Ocak 2024’te 10 milyon 453 bin kişi olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2 milyon 155 bin, 10 yılda ise 5,1 milyon kişi arttı. Böylece son 10 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı iki katına çıktı. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki bu artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsizleri, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Özellikle zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısında devasa bir artış söz konusudur. Haftalık 45 saatten daha az çalışan ve imkanı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 1,9 milyondan 3,2 milyona yükselerek 1 milyon 295 kişi arttı. Zamana bağlı eksik istihdamdaki bu artışın sebebi ekonomideki durum ve artan enflasyon ile geçim zorluğu yaşayan kişilerin daha fazla çalışarak daha fazla ücret elde etmek isteyenler olabilir.”

Raporda yer alan diğer bulgular ise şöyle:

“Üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi olan genç kadın işsizliği yüzde 21,2 oldu.
Resmi işsizlerin yüzde 87,7’i işsizlik ödeneği alamıyor.
Dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki fark 17,4 puan.”

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Atıl İşgücü Oranı Yüzde 26,5

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ocak ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak yüzde 26,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,2 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,3 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / Öte yandan 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi.

Ayrıca, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,1 puan artarak yüzde 16,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,1, kadınlarda ise yüzde 21,1 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı ocak ayında bir önceki aya göre 160 bin kişi artarak 32 milyon 222 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,0 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,0 iken kadınlarda yüzde 32,4 olarak gerçekleşti.

İşgücü ocak ayında bir önceki aya göre 245 bin kişi artarak 35 milyon 436 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 53,9 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,5 iken kadınlarda yüzde 36,6 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,1 puan artarak yüzde 16,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,1, kadınlarda ise yüzde 21,1 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,4 saat azalarak 43,3 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ocak ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak yüzde 26,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,2 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,3 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

İşsizlik Fonu, Patronlara Destek Fonuna Dönüştü

2023 yılında işsizlik fonunun gelirleri 189,9 milyar lira olurken, giderleri ise 117,3 milyar lira oldu. Bunun 21,7 milyar lirası işçilere “işsizlik ödeneği” olarak ödendi.

Öte yandan fondan 39,9 milyar lira ‘teşvik ve destek ödemeleri’ ve 38,6 milyar lira da ‘işbaşı eğitim programları’ olmak üzere patronlara toplam 78,5 milyar TL teşvik ödendi.

İşsiz kalanlara gelir desteği sağlamak amacıyla 1999 yılında kurulan İşsizlik Sigortası Fonu artık işverenlere destek fonuna dönüştü. 2023 yılında fon giderleri içinde işçilere ödenen işsizlik ödeneğinin payı yüzde 18,5 iken işverenlere yapılan desteklerin oranı yüzde 67 oldu. Şubat sonunda Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre işverenlerin payının daha da artmasının önü açıldı.

Peki, İşsizlik Fonu’nun gelir ve gideri ne kadar? İşsizlik fonundan işçiler ne kadar yararlanıyor, işverenler ne kadar destek alıyor? İşsizlik Fonu’nun kim ne kadar katkı veriyor?

İşsizlik sigortası primi brüt ücret üzerinden hesaplanıyor. Bu ücret üzerinden sigortalı işçiler yüzde 1 sigortalı, işveren yüzde 2, devlet de yüzde 1 prim ödüyor. Birikimler faizde değerlendirildiği için fonun faiz gelirleri de bulunuyor.

Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) verilerine göre, 2023 yılında işsizlik fonunun gelirleri 189,9 milyar lira oldu. Bunun 27,4 milyar lirası işçilerden; 54,8 milyarı işverenlerden ve 27,4 milyarı da devlet katkısından geldi. Faiz gelirleri 45 milyar lira olurken diğer gelirler de 35,4 milyar lira olarak gerçekleşti.

Fonun giderleri ise 117,3 milyar lira oldu. Bunun 21,7 milyar lirası işçilere “işsizlik ödeneği” olarak ödendi. 39,9 milyar lira ‘teşvik ve destek ödemeleri’ ve 38,6 milyar lira da ‘işbaşı eğitim programları’ olmak üzere patronlara toplam 78,5 milyar TL teşvik ödendi.

Böylece 2023 yılında İşsizlik Fonu giderlerinde işsizlik ödeneğinin payı yüzde 18,5 olurken işverene teşviklerin payı yüzde 67 oldu. 2016 yılında fon giderlerinin yüzde 30,5’i işsizlik ödeneğine giderken işverenlere yapılan teşviklerin oranı yüzde 20,4 idi.

2017 yılından sonra fondan işverenlerin aldığı teşviklerin toplamı işsizlik ödeneğinden fazla olmaya başladı. Giderlerin yüzde 33,1’i patronlara teşvik olarak verilirken işçilerin payı yüzde 28,8’de kaldı.

2018’den sonra ise büyük bir değişimle işsizlik fonu işverenlere destek fonuna dönüşmeye başladı. Çünkü fonun giderleri içinde patronların payı yüzde 53’e ulaştı; işsizlik ödeneğinin payı ise yüzde 24,7’de kaldı.

Covid-19 salgınında bu oranlar belirgin şekilde düşerken 2021’de işçilerin aldığı pay yüzde 9,5’ta kaldı; işveren teşvikleri yüzde 43,2 oldu.

2022’de ise işin seyri iyice değişti. İşsizlik Fonu’nun giderleri 55,6 milyar lira olurken bunun 38,7 milyarı patronlara teşvik olarak dağıtıldı. Böylece patronların payı yüzde 69,7’ye kadar çıkarak rekor kırdı. İşsizlik ödeneğinin payı yüzde 21,9 oldu.

İşverenlerin fona yaptıkları katkı ve fondan aldıkları teşvik miktarına bakıldığında 2018’den sonra durum değişiyor. Önceki yıllarda yaptıkları katkıdan daha az teşvik alan patronlar 2018 yılından itibaren fona katkılardan çok daha fazla teşvik almaya başladı.

2023 yılında fona 54,8 milyar lira katkı veren işverenler bunun karşılığında 78,5 milyar lira teşvik aldı.

Patronlar 100 verip 143 aldı; işçiler 100 verip 79 aldı

2023 yılında işverenler yaptıkları 100 lira katkı karşılığında 143 lira teşvik aldı. İşçiler ise fona yaptıkları 100 lira karşılığında 79 lira işsizlik ödeneği aldı.

2021 sonunda İşsizlik Fonu’nun menkul kıymet ve nakit varlığı 90,8 milyar lira olurken 2022 sonunda 124,3 milyara ulaştı. 2023 sonunda fonun büyüklüğü 197 milyar olurken Ocak 2024’te 200 milyar lira barajını aşarak 206,8 milyar liraya vardı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Şubat Ayında 144 İşçi, İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

Şubat ayında en az 144 işçi, iş kazalarında hayatını kaybetti: 14 yaş ve altı 1 çocuk işçi, 15 ile 17 yaş arası 5 çocuk/genç işçi, 18 ile 29 yaş arası 28 işçi, 30 ile 49 yaş arası 61 işçi, 50 ile 64 yaş arası 35 işçi, 65 yaş ve üstü 10 işçi ile yaşı bilinmeyen 4 işçi.

Haber Merkezi / Ölümle sonuçlanan iş kazalarının nedenlerine bakıldığı zaman; Yüksekten düşme nedeniyle 31 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 31 işçi; trafik, servis kazası nedeniyle 25 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 14 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 11 işçi; şiddet nedeniyle 6 işçi; patlama, yanma nedeniyle 5 işçi; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 4 işçi; intihar nedeniyle 3 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 1 işçi; diğer nedenlerden dolayı 13 işçi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), Şubat ayına dair iş cinayetleri raporunu açıkladı. Raporda öne çıkan bölümler şöyle: Şubat ayında en az 144, her gün en az beş işçi iş cinayetlerinde öldü.

İş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 39 işçi; Taşımacılık işkolunda 17 işçi; Madencilik işkolunda 13 işçi; Tarım, Orman işkolunda 12 emekçi (5 işçi ve 7 çiftçi); Metal işkolunda 11 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 8 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 7 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 6 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 4 işçi; Ağaç, Kağıt işkolunda 4 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 4 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 3 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 3 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 2 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 2 işçi. Hayatını kaybeden 9 işçinin ise işkolu belirlenemedi.

İş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 1 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 5 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 28 işçi, 30-49 yaş arası 61 işçi, 50-64 yaş arası 35 işçi, 65 yaş ve üstü 10 işçi, yaşını bilmediğimiz 4 işçi.

İş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Yüksekten Düşme nedeniyle 31 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 31 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 25 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 14 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 11 işçi; Şiddet nedeniyle 6 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 5 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 4 işçi; İntihar nedeniyle 3 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 1 işçi; diğer nedenlerden dolayı 13 işçi.

Not: İSİG Meclisi, iş kazalarını, iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Yoksulun Gıda Enflasyonu Yüzde 111,7

DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre, gıda enflasyonu ortalama yüzde 71,2 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 87,3 oldu.

Haber Merkezi / Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 81,1 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 93 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 111,7 olarak gerçekleşti.

DİSK-AR’ın hesaplamasına göre, dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 68 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 51,8 oldu.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, günlük fiyat değişimlerinden elde edilen ENAG Fiyat Endeksi (E-TÜFE) aylık aylık bazda yüzde  4,32 arttı. ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 121,98 olarak hesapladı.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre enflasyon, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,53 geçen aralık ayına göre yüzde 11,54 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 olarak gerçekleşti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi gündemine dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Enflasyonda trend programla uyumlu bir şekilde. Ocak ayında enflasyon bir miktar yüksek çıktı. Şubat’ta onun devamı olabilir. Mart’tan itibaren enflasyon trende oturacaktır. Ama yıllık enflasyon yüksek kalacak.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı şubat ayına ilişkin değerlendirme raporunu açıkladı.

Raporda, Enflasyonun şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,53,  ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 olduğu, 2024 yılının ilk iki ayında ortalama fiyat artış oranı ise yüzde 11,54 olarak gerçekleştiği belirtildi.

Raporda, “2024 Şubat döneminde en yüksek fiyat artışı yıllık yüzde 94,8 ile lokanta ve otellerde oldu. İkinci en yüksek fiyat artışının görüldüğü harcama grubu yıllık yüzde 91,8 artışla eğitim olurken üçüncü harcama grubu ise yüzde 81,3 ile sağlık oldu” denildi.

DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre, gıda enflasyonu ortalama yüzde 71,2 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 87,3 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 81,1 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 93 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 111,7 olarak gerçekleşti.

DİSK-AR’ın hesaplamasına göre, dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 68 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 51,8 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 112 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 52 oranında kaldı.

DİSK-AR’ın TÜİK’in mikro veri setlerinden yararlanarak hazırladığı araştırmaya göre, 2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan (resmi) enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Ortalama hissedilen (algılanan) enflasyon 2023’teki ortalama açıklanan (resmi) enflasyonun 53 puan üzerinde hesaplandı.

2005 yılında 114,5 olan TÜFE endeksi, Şubat 2024’te 2073,9’a yükseldiği belirtilen araştırmada, “2005’te 112,9 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024’te 3046,3’e yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27 kat arttı. Şubat 2005’te yüzde 8,69 olan yıllık enflasyon oranı Şubat 2024’te yüzde 67,07 oldu. 2005’te yüzde 6,37 olan yıllık gıda enflasyonu ise Şubat 2023’te yüzde 71,12’ye yükseldi” denildi.

Araştırmaya göre, Aralık 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Ocak 2024’te TÜFE’nin 972 puan (yüzde 46,9) üstüne çıktı.

Paylaşın

Türkiye’de Her 10 Kişiden 4’ü Et Ve Tavuk Tüketemiyor

Enflasyonun ENAG’a göre yüzde 121,98, TÜİK’e göre yüzde 67,07 olduğu Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü, iki günde bir et, tavuk ve balık tüketebilecek finansal güce sahip değil.

İktidar ekonomiye dair pembe tablolar çizmeye, geleceğe yönelik olumlu açıklamalar yapmaya çalışsa da, açıklanan her veri yaşanan ekonomik krizi gözler önüne seriyor.

Avrupalıların yüzde 97’si iki günde bir et, tavuk, balık tüketirken Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü, iki günde bir et, tavuk ve balık tüketebilecek finansal güce sahip değil.

Sözcü’nün haberine göre, AB resmi istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre, 27 üyeli AB ülkelerinde 2 günde bir et, tavuk veya balık tüketemeyenlerin oranı 2022’de yüzde 8.3 oldu. Yani Avrupalıların yüzde 91.7’si iki günde bir et, tavuk, balık tüketmekte zorlanmıyor.

Avrupa ülkeleri arasında en yüksek oranlar yüzde 22.1 ile Romanya ve yüzde 21.6 ile Bulgaristan’da görüldü. İki günde bir et, tavuk tüketmekte en az zorlanan ülkeler de yüzde 1.4 ile İrlanda ve yüzde 1.5 ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi oldu.

TÜİK’in en güncel verilerine göre 2023’te de nüfusun yüzde 39.2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamıyor.

Enflasyon ENAG’a göre yüzde 121,98, TÜİK’e göre yüzde 67,07

Öte yandan Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre, günlük fiyat değişimlerinden elde edilen ENAG Fiyat Endeksi (E-TÜFE) aylık aylık bazda yüzde  4,32 arttı. ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 121,98 olarak hesapladı.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre enflasyon, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,53 geçen aralık ayına göre yüzde 11,54 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre TÜFE’de bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 43,44 ile giyim ve ayakkabı, en fazla artış gösteren ana grup ise yüzde 94,78 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla şubat ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0,20 ile giyim ve ayakkabı, en fazla artış gösteren ana grup ise yüzde 12,76 ile eğitim.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen ay 2023’te yıllık enflasyonu yüzde 64,77 olarak açıklamıştı. ENAG’a göre ise Türkiye’de 2023’te yıllık enflasyon yüzde 127,21 olarak gerçekleşmişti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Habertürk TV ve Bloomberg HT ortak yayınında ekonomi gündemine dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Enflasyonda trend programla uyumlu bir şekilde. Ocak ayında enflasyon bir miktar yüksek çıktı. Şubat’ta onun devamı olabilir. Mart’tan itibaren enflasyon trende oturacaktır. Ama yıllık enflasyon yüksek kalacak.”

Paylaşın

Yoksulluk Sınırı 63 Bin Liraya Yükseldi

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 16 bin 257 lirayı aştı.

Haber Merkezi / Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 52 bin 954 lirayı aştı.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının şubat ayı sonuçlarını açıkladı.

Buna göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 16 bin 257 liraya yükseldi. Açlık sınırı geçen ay 15 bin 48 lira olmuştu.

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ ise 49 bin 19 liradan 52 bin 955 liraya yükseldi.

Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 21 bin 189 liraya yükseldi.

Türk-İş’in raporuna göre “mutfak enflasyonu” verilerindeki değişim Şubat 2024’te Ankara’da yaşayan dört kişilik bir aile için aylık yüzde 8,03, 12 aylık yüzde 72,49 ve yıllık ortalama 77,20 artış olarak hesaplandı.

Gıda ürünlerindeki fiyat değişimleri ise şu şekilde oldu:

Süt, yoğurt, peynir grubunda;Geçen ay çiğ süt fiyatında meydana gelen artışın yansıması bu ay raflarda kendini gösterdi. Süt, yoğurt ve peynir fiyatlarında gerçekleşen artış ortalama olarak sütte 4,50 TL, peynirde 31,50 TL ve yoğurtta ise 6,50 TL olarak hesaplandı.

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, ürünlerinin bulunduğu grupta; Et fiyatlarında bu ay en yüksek artış yüzde 31 oranında kuzu kuşbaşı fiyatında tespit edildi. Dana kıyma ve kuşbaşı fiyatlarında ki artış oranı ise yüzde 15 olarak hesaplandı.

Balık ürünlerinde mezgit fiyatında kısmi bir düşüş hamsi fiyatında da artış gözlemlendi. Hesaplamada her zaman olduğu gibi yaygın satılan balıklar esas alınması nedeniyle balık fiyatlarında ortalamada bir değişiklik tespit edilmedi.

Yumurta fiyatı bu ay sabit kaldı. Tavuk kilogram fiyatı ortalama olarak 83 TL’den marketlerde yerini aldı.

Kuru baklagiller grubunda nohut, fasulye ve mercimek fiyatlarında da –diğer ürünlerde olduğu gibi artış tespit edildi. Geçen ay kilogram fiyatı ortalama 86 TL olan yeşil mercimek bu ay 98 TL’den, marketlerdeki raflarda yer aldı.

Taze sebze-meyve grubunda; Mutfak harcamalarını bu ay -az da olsa- rahatlatan taze meyve ve sebze harcama grubu oldu. Mevsim ürünlerinin fiyatlarının sabit kalması ve bazı ürünlerde gerçekleşen bir miktar düşüş ağır geçim şartlarına bir miktar katkıda bulundu.

Pırasa, ıspanak gibi yeşil yapraklı mevsim sebzelerinin ve lahananın fiyatında bir değişiklik tespit edilmezken, patates ve kuru soğan gibi mutfağın vazgeçilmezi kabul edilen ürünlerde fiyatlar sabit kaldı ama patatesin kilogram fiyatı da -bazı marketlerde indirim yapılmasına rağmen- 20 TL’nin üzerinde gerçekleşti.

Bu ay dikkati çeken bir husus, diğer aylardan farklı olarak baklanın da tezgâhlarda yer almaya başlamasının gözlemlenmesi oldu.

Meyve fiyatlarında muz dışında diğer ürünlerin fiyatı sabit kaldı. Kış aylarında en çok tercih edilen ve pazar tezgâhlarında yaygın olarak görülen portakal ve mandalina fiyatlarında kısmi bir düşüş olduğu tespit edildi.

Ortalama sebze (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 32,44 TL, ortalama meyve kg fiyatı 32,61 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 26’sı sebze ve 11’i meyve olmak üzere toplam 37 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı.

Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 32,49 TL olarak tespit edildi (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri bu hesaplamada “Ortalama Meyve-Sebze Fiyatı”na dâhil edilmektedir).

Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; Bu ay ekmek fiyatı değişmedi. Tahıllar grubunda makarna dışında -geçen ay olduğu gibi- bu ayda sınırlı seviyede artış yaşandı. Pirinç, un, bulgur, irmik fiyatlarında ortalama olarak kilogramda 1 TL’lik artış hesaplandı.

Yaklaşan ramazan ayı dikkate alınarak pide fiyatı da 250 gramı 15 TL olarak tespit edildi. Böylece kilogram olarak pidenin fiyatındaki artış bir önceki ramazan ayına göre yüzde 80 oranında oldu.

Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta; Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta tüm ürünlerin fiyatında artış tespit edildi. Geçen ay kilogram fiyatı 330 TL olan zeytinyağı bu ay 338 TL’den, geçen ay kilogramı 369 TL olan tereyağı da bu ay ortalama 435 TL’den market raflarında yer aldı.

Aynı şekilde zeytin fiyatları da arttı. Siyah zeytin ortalama 245 TL, yeşil zeytin ortalama 208 TL’den satılır oldu. Geçen ay ortalama 339 TL olan yağlı tohumlar ise (ceviz, fındık, yer fıstığı ve ay çekirdeği) kilogram fiyatı 53 TL’lik artışla ortalama 392 TL’den satılmaktadır.

Son grup içinde yer alan diğer gıda maddelerinden; Bu grupta ise baharatlar ortalama 573 TL’den (kimyon, nane, karabiber vb.) ve çay ise ortalama 140 TL fiyatıyla raflarda yer aldı. Şeker, tuz ıhlamur fiyatı bu ay değişmedi. Salça fiyatında ise 60 kuruşluk bir azalma tespit edildi.

Balın kilogram fiyatı 295 TL’den 322 TL’ye yükseldi. Aynı şekilde pekmez ve reçelin kilogram fiyatlarında ortalama olarak 15 TL’lik artış tespit edildi.

Paylaşın

Açlık Sınırı 19 Bin Liraya Dayandı

Ankara’da dört kişilik bir ailenin açlık sınırı şubat ayında bin 531 lira artış kaydederek 18 bin 973, aynı ailenin yoksulluk sınırı da aynı dönemde 2 bin 348 lira artarak 52 bin 375 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Ankara’da en fazla alışveriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et, balık, yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar şubatta bir önceki aya göre 554 lira, yıllık olarak ise 2 bin 579 lira artarak 5 bin 213 lira oldu.

Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 41 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 168 liralık artışla 409 liraya yükseldi.

Bir önceki aya göre 573 lira artarak 4 bin 239 liraya yükselen süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamada son bir yılda ise 1.459 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para şubatta 226 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.176 lira artarak 1.752 lira, sebze harcaması ise önceki aya göre 22 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.018 lira artarak 2 bin 467 lira oldu.

Ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama şubatta 295 lira artarak 1.818 liraya yükselirken, pirinç ve bulgur harcamaları   88 lira artarak 803 liraya çıktı. Yağ için yapılması gereken harcama ise 7 lira artarak 492 lirayı buldu.

Birleşik Kamu İş’in Ar-Ge birimi KAMU-AR, Açlık – Yoksulluk Araştırması Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ankara’da dört kişilik bir ailenin açlık sınırını şubat ayında 19 bin liraya dayandı. Aynı ailenin yoksulluk sınırı da şubat ayında 2 bin 348 lira artarak 52 bin 375 liraya çıktı.

Açlık sınırı şubatta bir önceki aya göre 1531 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 2 bin 349 liralık artışla 33 bin 402 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya göre 3 bin 880 lira arttı. Son bir yıllık dönemde ise açlık sınırı 8 bin 714 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 15 bin 98 lira ve yoksulluk sınırı ise 23 bin 812 liralık artış kaydetti.

Gıda harcamalarında artış devam etti

Ankara’da en fazla alışveriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et, balık, yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar şubatta bir önceki aya göre 554 lira, yıllık olarak ise 2 bin 579 lira artarak 5 bin 213 lira oldu.

Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 41 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 168 liralık artışla 409 liraya yükseldi.

Bir önceki aya göre 573 lira artarak 4 bin 239 liraya yükselen süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamada son bir yılda ise 1.459 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para şubatta 226 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.176 lira artarak 1.752 lira, sebze harcaması ise önceki aya göre 22 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.018 lira artarak 2 bin 467 lira oldu.

Ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama şubatta 295 lira artarak 1.818 liraya yükselirken, pirinç ve bulgur harcamaları   88 lira artarak 803 liraya çıktı. Yağ için yapılması gereken harcama ise 7 lira artarak 492 lirayı buldu.

Açlık sınırı bu yılın ilk iki aylık döneminde ise toplam 2 bin 490 lira artış kaydederek şubat ayında 18 bin 973 liraya çıktı.

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise şubatta 3 bin 880 lira daha artarak 52 bin 375 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında yılın ilk iki ayındaki artış ise 5 bin 538 lira oldu. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış ise 23 bin 812 lira olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Yoksulluk Sınırı 52 Bin Liraya Dayandı

Ocak ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 15 bin 33 lira olurken, açlık sınırı üzerinden hanehalkı temel tüketim harcamalarını esas alan yoksulluk sınırı ise 51 bin 998 lira oldu.

Haber Merkezi / Ocak ayında yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 4.127 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 3.979, 15-18 yaş bir genç için 4.200, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.727 lira olarak kayıtlara geçti.

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırma Merkezi’nin (BİSAM), ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Ocak 2024 Dönem Raporu’nu açıkladı.

Buna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı ocak için 15 bin 033 lira olurken, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 51 bin 998 lira oldu.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermekte. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 4.127 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 3.979, 15-18 yaş bir genç için 4.200, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.727 lira oldu.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 15 bin 33 lira olarak tespit edildi. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutar. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 51 bin 998 liraya ulaştı.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 23.914 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 23.914 lira olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda ocak ayında en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 153,37 liralık harcama gereksinimi ile oluştururken, et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 99.93 lira. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 121.21 liraya ulaştı.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33.38 lira, katı yağ ve sıvı yağ ise 27.89 lira, yumurta için 11.45, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 12.66 lira harcama yapılması gerekmekte.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 30.6 ile en yüksek paya sahip olurken, et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 27.9 ile ikinci sırada. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 24.2, ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 9.2, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 8.1 oldu.

Paylaşın