Sezonun Son Derbisinde Kazanan Galatasaray

Süper Lig’in 37. hafta karşılaşmasında şampiyonluğunu daha önce garantileyen Galatasaray ile Fenerbahçe, Ali Sami Yen’de karşı karşıya geldi. Hakem Abdulkadir Bitigen’in yönettiği karşılaşmadan Galatasaray 3-0 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Galatasaray’a galibiyeti getiren golleri 28 ve 79. dakikalarda Nicolo Zaniolo ve 71. dakikada Mauro Icardi kaydetti.

Galatasaray bu galibiyetle 85 puana yükselirken Fenerbahçe ise 77 puanda kaldı. Galatasaray ile Fenerbahçe, önümüzdeki haftayı hükmen galibiyetle geçirecek ve hanelerine 3’er puan yazılacak.

Karşılaşmadan dakikalar

5. dakikada Barış Alper’in sağdan ortasında altıpas önündeki kalabalıktan seken top kaleye yöneldi. İrfan Can, soluna gelen meşin yuvarlağı güçlükle kornere çeldi. Kerem’in sağdan kullandığı kornerde ceza sahası dışına gelen topa Kazımcan sert vurdu. Meşin yuvarlak az farkla üstten auta çıktı.

16. dakikada soldan ceza sahasına sokulan Barış Alper’in ayağının içiyle uzak köşeye vuruşunda kaleci İrfan Can uzanarak meşin yuvarlağı çeldi.

28. dakikada orta sahada Barış Alper’in kafayla indirdiği topu önüne iyi alan Zaniolo, uzun mesafe kat ederek ceza sahasına kadar sokuldu. Hafif sol çaprazdan ceza sahasına giren İtalyan yıldız sol ayağıyla çok sert bir şut çıkararak fileleri havalandırdı: 1-0.

43. dakikada Kerem Aktürkoğlu’nun pasıyla ceza sahası içi sol çaprazda buluşan Kazımcan’ın vuruşunda top uzak direğin yanından auta gitti.

49′ Ceza yayının sağından Mauro Icardi kaleyi düşündü. Top savunmadan döndü.

53′ Galatasaray’ın soldan Kerem ceza sahasına ortaladı. Berkan’ın vuruşu kaleci İrfan’da kaldı.

56′ Sağ kanattan hücuma çıkan Sacha Boey’in ortasında Icardi kafayı vurdu. Top kaleci İrfan Can’ın üzerine gitti.

’61 Luan Peres, dakikada direkt kırmızı kart gördü.

71. dakikada soldan Kerem ceza sahasına ortasını gönderdi. Karambole düşen topa Icardi, düzgün bir vuruş yaparak topu ağlara gönderdi: (2-0)

79. dakikada sağ kanatta topla buluşan Zaniolo, Ferdi’den kurtulup ceza yayından kaleye çok sert bir vuruşla topu ağlara gönderdi. İtalyan yıldız kendisinin 2., takımının 3. golüne imza attı: (3-0)

Stat: Nef

Hakemler: Abdulkadir Bitigen, Süleyman Özay, Mustafa Savranlar

Galatasaray: Fernando Muslera, Sacha Boey, Victor Nelsson, Abdülkerim Bardakcı, Kazımcan Karataş, Lucas Torreira, Berkan Kutlu, Nicolo Zaniolo, Barış Alper Yılmaz, Kerem Aktürkoğlu, Mauro Icardi

Fenerbahçe: İrfan Can Eğribayat, Ferdi Kadıoğlu, Samet Akaydin, Attila Szalai, Luan Peres, Willian Arao, Arda Güler, Miha Zajc, Diego Rossi, Michy Batshuayi, Enner Valencia

Gol: Nicolo Zaniolo (dk. 28) (Galatasaray)

Bilim İnsanları Bir İlki Başardı: Uzayda Toplanan Güneş Enerjisi Dünya’ya Işınlandı

Bilim insanları, güneş enerjisini uzaydan Dünya’ya başarılı bir şekilde ilettiklerini açıkladılar. Bu yöntem ile enerjiyi elde edebilmek için herhangi bir altyapıya ihtiyaç duyulmayacak.

Güneş enerjisini uzaydan kablosuz olarak iletme çalışmalarının, yenilenebilir enerji ve özellikle de Güneş enerjisinin yaygın kullanımını için devrim yaratan sonuçları olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları, uzayda yakalanan Güneş enerjisini ilk kez Dünya’ya ışınlamayı başardı.

Bu atılım, ocak ayında yörüngeye fırlatılan MAPLE adlı cihaz sayesinde mümkün oldu. MAPLE, Güneş enerjisini toplayıp yansıtmaya yarayan bir prototip.

Söz konusu cihaz, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nün uzaydan kablosuz enerji aktarımının yollarını aramak için başlattığı Uzay Güneş Enerjisi Projesi kapsamında fırlatılmıştı.

Son deneyde MAPLE’ın verici dizisi, mikrodalgalar aracılığıyla uzayda toplanmış Güneş enerjisini enstitünün kampüsündeki Gordon ve Betty Moore Mühendislik Laboratuvarı’nın çatısına yerleştirilen bir alıcıya ışınladı.

Uzay Güneş Enerjisi Projesi’nin eş direktörü Ali Hajimiri, “Şimdiye kadar yaptığımız deneyler sayesinde, MAPLE’ın uzaydaki alıcılara başarılı bir şekilde enerji iletebildiğini onaylamıştık. Bu kez de diziyi, enerjisini Dünya’ya yöneltecek şekilde programladık” ifadelerini kullandı.

Bilim insanı, Elbette onu Dünya’da test etmiştik ama artık uzay yolculuğuna dayanabileceğini ve orada çalışabileceğini biliyoruz” diye de ekledi.

Araştırmalar bu yöntem sayesinde “tıpkı internetin bilgiye erişimi demokratikleştirdiği gibi” enerjiye erişimi de farklı kesimler arasında yaygınlaştırmayı amaçlıyor.

Hajimiri’nin aktardığına göre bu yöntemle enerjiyi elde edebilmek için herhangi bir enerji iletim altyapısına da ihtiyaç duyulmayacak: Bu, uzak bölgelere ve savaş veya doğal afet nedeniyle harap olmuş bölgelere enerji gönderebileceğimiz anlamına geliyor.

Güneş enerjisini uzaydan kablosuz olarak iletme çalışmalarının, yenilenebilir enerji ve özellikle de Güneş enerjisinin yaygın kullanımını için devrim yaratan sonuçları olabilir.

Örneğin Japonya uzaydan iletilen Güneş enerjisini 2030’ların ortalarında kullanmaya başlamayı planlıyor. Ülke 2025’te kamusal kurumlar ve özel şirketlerin ortaklığıyla bu teknolojinin pilot uygulamasını başlatmayı hedefliyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

El Şebab’dan Somali’de Bombalı Saldırı: 54 Asker Öldü

Somali’nin Başkenti Mogadişu’nun 120 km güneybatısında bulunan Bulo Marer’de bomba yüklü bir araç ve intihar bombacıları kullanılarak gerçekleştirilen saldırıda 54 Ugandalı asker hayatını kaybetti.

Bombalı saldırının ardından şiddetli çatışmaların yaşandığı saldırıyı El Kaide’ye bağlı radikal İslamcı El Şebab örgütü üstlendi. Saldırı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği tarafından kınandı.

Afrika Birliği (AfB) tarafından desteklenen Somali hükümetinin ağustos ayında başlattığı askeri operasyondan bu yana en ölümcül saldırılardan biri olarak kayda geçen saldırıda ölü sayısı ilk kez açıklandı.

Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Aralarında bir komutanın da bulunduğu 54 askerin cansız bedenini bulduk” dedi.

Saldırıdan iki gün sonra Museveni, öldürülen askerlerin ailelerine başsağlığı dileyerek kayıplar olduğunu dolaylı olarak kabul etmiş, “tüm gerçeklerin kamuoyuna açıklanacağını” sözlerine eklemişti.

Museveni, “800 teröristin” saldırısıyla karşı karşıya kalan “bazı askerlerin beklendiği gibi tepki vermediğini ve paniklediğini, bunun da onları dağıttığını ve El Şebab’ın bu durumdan faydalanarak üssü işgal edip bazı teçhizatı imha ettiğini” sözlerine ekledi.

El Şebab

Hareket eş-Şebab el-Mücahidin (Mücahit Gençlik Hareketi), veya kısaca eş-Şebab, Somali’de Federal Geçiş Hükûmeti’ni ortadan kaldırmak için savaşan bir silahlı örgüt. 2011 yılı itibarıyla ülkenin güneyinin çoğunu kontrol etmektedir. Bu bölgelerde sıkı bir şeriat uyguladığı bildirilmektedir. Örgütün şu anki lideri Ahmed Ömer’dir.

Örgüt, 2006 yılında Etiyopya kuvvetleri tarafından dağıtılıp parçalara ayrılan İslami Mahkemeler Birliği kaynaklıdır. “İslam’ın düşmanları”na karşı cihat ettiğini öne sürmekte ve Federal Geçiş Hükûmeti ile Afrika Birliği Somali Görevi’ne karşı savaşmaktadır.

Eş-Şebab üyeleri yardım için çalışanları korkutmuş, kaçırmış ve öldürmüştür, bu da yardım örgütlerinin bölgeden çekilmesiyle sonuçlanmıştır. Örgüt pek çok batılı devlet ve kuruluş tarafından terörist olarak tanımlanmaktadır. Örgüt, Şubat 2012’de yayınlanan bir video mesajla el-Kaide’ye bağlandığını ilan etti.

Mehmet Şimşek’in Gelişi; Cevapsız Kalan Sorular

2015-2018 yıllarında Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı, 2009-2015 yıllarında ise Maliye Bakanlığı yapan Mehmet Şimşek’in yeni kabinede “tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı” olarak göreve geldi.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, kurumsal bağımsızlığa, bütçe disiplinine, ekonomik reformlara ve ortodoks politikalara olan inancı ile bilinen Mehmet Şimşek’in göreve getirilmesini BBC Türkçe‘ye yorumladı.

“Mehmet Şimşek’in gelişini, ortodoks politikalardan “kopuş” iddiası ile sunulan Yeni Ekonomi Modeli (YEM)’nin terk edilişi olarak yorumluyorum. Böyle ise güzel haber. Ödenen derin zararlara rağmen, zararın neresinden dönülse kardır. Cevapsız kalan sorular ise şunlar:

YEM’in koyduğu hedefler ve varılan noktalar karşılaştırılıp bir performans değerlendirmesi yapılacak, bu hedeflere neden ulaşılamadığına dair bir açıklama gelecek mi? Yoksa YEM sessiz sedasız rafa mı kaldırılacak? Bu soruyu salt hesap verilebilirlik adına sormuyorum. YEM’e “cenaze töreni” yapılıp yapılmaması, öldüğünden ve geri gelmeyeceğinden emin olmamız açısından önemli. Aksi takdirde ikinci bir Naci Ağbal-Lütfi Elvan vakası yaşamayacağımızdan ve Şimşek’in 2018 de olduğu gibi yine apar topar görevden alınmayacağından nasıl emin olacağız?

Seçim döneminde ve balkon konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan net bir şekilde düşük faiz politikasına devam mesajı verdi. Ortodoks politikalara geçilmesi durumda geçen hafta devam edeceği söylenen düşük faiz politikasından vaz mı geçilecek? Vaz geçilmeyecekse o zaman Mehmet Şimşek ve ekibinin fonksiyonu ne olacak?

Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir süreliğine faiz artışlarına ikna edebilirse bile ortodoks bir zeminden çok uzaklara savrulmuş, kaynaklarını tüketmiş ve kredibilite kaybı yaşamış Türkiye ekonomisinin tekrar ortodoks bir çerçeveye oturtulmasının ağır maliyeti nasıl ödenecek? Yeni ekonomi ekibi kredibilite konusunda soru işaretlerini ortadan kaldırabilecek ve kaybolan kredibiliteyi yerine koyabilecek mi?

Birinci sorudan başlayalım. Yaklaşık 1.5 sene önce, enflasyon yüzde 20’ler seviyesindeyken devreye sokulan YEM’in koyduğu hedefler ve kullanılacak araçlar arasındaki içsel tutarsızlıklara dair 2022 başında bir yazı kaleme almıştım:

O yazımda Başkan Kavcıoğlu’nun KKM ile ilgili şu sözlerine dikkat çekmiştim: “Bir taşla beş kuş vuracağız: Kur dengelenecek, enflasyon düşecek, dolarizasyon engellenecek, Merkez Bankası rezervi artacak ve faiz düşecek.”

Bugün geldiğimiz noktada KKM ciddi kaynak aktarımları ile 120 milyar dolar seviyelerine erişen bir canavara dönüştü. Ne kuru dengeledi, ne enflasyonu düşürdü, ne de dolarizasyonu engelledi.

Peki ne oldu?

Ocak 2022’de 13.43 olan Dolar/TL döviz kuru bu satırlar yazılırken 20.88’e dayanmıştı.

YEM’de verilen hedefler doğrultusunda düşmesi beklenen enflasyon, 2022 sonunda yüzde 12.9, 2023 sonunda ise yüzde 8.8’e ulaşacaktı. Gerçek hayat hedeflerden çok farklı oldu. Geçen sene yüzde 83 ile zirve yapan enflasyon 2023 ortası itibarıyla yüzde 40 seviyesine düşebildi.

2022’de yüzde 2.2 ye düşmesi beklenen cari açık yüzde 5.34’e çıktı

Artması umulan merkez bankası net rezervleri 26 Mayıs itibarıyla -4.4 milyar seviyesine geriledi. Bu rakam, Merkez Bankası’nın kurdaki baskıyı tutabilmek adına elindeki döviz varlıkları satıp üzerine de bankaların kendisinde tuttuğu rezervleri ve borç aldığı parayı sattığını gösteriyor.

Düşmesi beklenen faiz sadece “önemsizleşen” politika faizi oldu. Mevduat faizleri yüzde 40’lara dayandı.

Gelelim ikinci ve üçüncü sorulara. Şimşek son 1.5 seneyi hafızalardan silip tamamen yeni bir sayfa açabilecek mi? Ortodoks politikalarla enflasyonu düşüreceğini söylese piyasalar inanır mı? İnandırması için gerekli olan faiz artışına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna edebilecek mi? Çok değil bir hafta önceki balkon konuşmasında “faizleri düşük tutmak sureti ile enflasyonun da düşeceği” anlayışının tekrar altını çizen Cumhurbaşkanımız enflasyonu düşürmek için gereken faiz artışlarına yeşil ışık yakar mı?

Şimşek’in devraldığı ekonomi bıraktığı ekonomi ile aynı değil. Yıpranmış, yorulmuş ve kaynakları tükenmiş bir merkez bankasından faiz artırması, yapacağı faiz artışı ile güven kazanıp enflasyon beklentilerini aşağı çekmesi, ilk fırsatta faizleri tekrar indirmeyeceğine, enflasyonu düşürme konusunda gerekeni yapacağına piyasaları ikna etmesi lazım. Bunun için de liyakat sahibi, rüştünü ispatlamış ve samimiyeti sorgulanmayacak bir ekip gerekiyor. Böyle bir ekip var mı?

Merkez Bankasının ilk kadın başkanı Hafize Gaye Erkan mı oluyor?

Hafta sonuna doğru merkez bankası başkanı olacak ismin Hafize Gaye Erkan olacağı bilgisi basında yer aldı. Medyaya sızan bilgiler, akıllara durgunluk verecek kadar sıra dışı özgeçmiş bilgilerine işaret etti.

Neydi bu sıra dışı özgeçmiş? H. Gaye Erkan’ın ABD’nin en prestijli okullarından Princeton’dan bir sene içinde finansal mühendislik doktorası aldığı, ABD’nin en genç finans profesörü olduğu gibi göz kamaştırıcı ve çelişkili bazı bilgilerdi bunlar. Biraz araştırıldığında aslı olmadığı görülen ancak Türk kamuoyu için birileri tarafından uygun görülmüş bu yaldızlama yeni merkez bankası başkanı adayı hakkında iyi bir izlenim bırakmadığı gibi bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Gaye Erkan’ın Princeton diploması şüphesiz göreve gelmesi durumunda yerine geçeceği Şahap Kavcıoğlu’nun özgeçmişinden çok daha parlak bir kariyerin belgesi. Bunun ötesinde bir yaldızlamaya ihtiyacı yoktu. O disiplinde yetişmiş, ABD’de bankacılık sisteminde bizzat çalışmış bir insanın KKM’yi “bir taşla beş kuş vurmak, faiz indirirken enflasyonu da düşürmek” şeklinde yorumlamayacağını ve yüzde 40’lardan devralacağı enflasyonu düşürmek için ortodoks politikaları savunacağını tahmin ediyorum.

Ancak kendisi gelmeden önce paketlenmiş ve yaldızlanmış sahte bilgilerin sunulması, bu çarpıtmaların CEO olarak çalıştığı First Republic Bank’in batış tecrübesini gizleme amaçlı olduğunu düşündürüyor. Bu durum ise çok ihtiyacı olan kredibilite ve samimiyetin önüne geçtiği gibi Şimşek’in devir teslim töreni sırasında altını çizdiği “şeffaflık” ve “tutarlılık” ilkelerine gölge düşürüyor.

Kredibilitesi yüksek, maliyeti düşük çözüm mümkün mü?

Bir tarafta 2018 yılında Mehmet Şimşek’in olaylı bir şekilde görevden uzaklaştırılması tecrübesi var. Diğer yanda Gaye Erkan ile ilgili daha kendisi gelmeden basına servis edilen sahte yaldızlamalar var. Tüm bunların üzerinde ise “faiz düşerse enflasyon düşer” inancı ve “önemsizleştirilmiş” bir merkez bankası var. Bu çerçevede ortodoks politikaların ön şartı olan kredibilite kazanılıp ekonominin yaraları sarılabilir ve asgari maliyetle düzlüğe çıkılabilir mi?

Kredibilitesi zayıf bir ekonomi yönetimi beklenti yönetimi yapamaz. Yani enflasyonu maliyetsiz yoldan düşüremez. Faizi sıkıp ekonomiyi daraltıp bu suretle “acı reçeteyi” yüksek dozda verip enflasyonu düşürmek mümkün. Marifet ise reçetenin dozunu minimumda tutup sahip olduğunuz kredibilite sayesinde beklentileri aşağıya çekebilmek. Bu düşük maliyetli çözümü elde edebilmek için Mehmet Şimşek ve ekibi yeterli kredibiliteyi elde edilebilir mi?

Bu soruların cevapları konusunda çok iyimser değilim.

İktidarın geçtiğimiz haftaya kadar savunduğu ve başarılı bulduğu politikaları sessizce terk edip bir U dönüşü yapması, yapsa da başarılı olması bana çok inandırıcı gelmiyor.

Mecbur kalınıp geçici bir süre için faizlerin yükselmesine izin verilebilir. Ancak uzun soluklu olmayacağı baştan bilinen bu tür bir faiz artışı ödemeler dengesi ile ilgili stresi azaltmak dışında ekonomide oluşan hasara ne kadar deva olur, enflasyon beklentilerini ne kadar düşürür, yatırım iştahını ne kadar yükseltir, merkez bankası rezervlerini ne kadar yerine koyar emin değilim.”

ABD’den Çin’e Uyarı: Müsade Etmeyeceğiz

Çin’in ülkesinin müttefiklerini korkutmasına müsade etmeyeceğini söyleyen ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, her ülkenin uluslararası hukukun izin verdiği yerlerde uçmasını, deniz yolculuğu yapabilmesini istediklerini belirtti.

“Her ülke, küçük ya da büyük hukuki deniz aktivitelerini yerine getirmeli” diyen Austin,  Amerika’nın bölgedeki ülkelerle savunma planlarını, koordinasyonunu ve eğitimi arttırdığını kaydetti.

Lloyd Austin, “Çatışma ya da karşı karşıya gelmek istemiyoruz ama zorbalık ya da zorlamalardan da korkmayacağız” ifadesini kullandı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Amerika’nın Çin’in ülkesinin müttefikleri ve ortaklarını korkutmasına müsade etmeyeceği mesajını verdi.

Austin bununla birlikte ABD’nin çatışma yerine diyaloğu tercih ettiğini ve Tayvan’la ilgili statünün korunmasından yana olduğunu belirtti.

Singapur’da savunma bakanlarını bir araya getiren etkinlikte konuşan Austin, her ülkenin uluslararası hukukun izin verdiği yerlerde uçmasını, deniz yolculuğu yapabilmesini istediklerini belirtti ve “Her ülke, küçük ya da büyük hukuki deniz aktivitelerini yerine getirmeli” dedi.

Amerika’nın bölgedeki ülkelerle savunma planlarını, koordinasyonunu ve eğitimi arttırdığını kaydeden Austin, “Çatışma ya da karşı karşıya gelmek istemiyoruz ama zorbalık ya da zorlamalardan da korkmayacağız” ifadesini kullandı.

Austin bu sözleri dile getirirken, bir Amerikan savaş gemisiyle Kanada savaş gemisi Tayvan Körfezi’nden geçti.

Bir Çin savaş gemisi ise Amerikan ve Kanada gemilerinin yakınındaydı.

Austin’in Singapur’da katıldığı etkinlikte konuşan bir diğer isim de Çin Savunma Bakanı Li Shangfu’ydu. Çin Savunma Bakanı bu tür faaliyetlerin Çin’i provoke ettiğini söyledi.

Mart ayında göreve başlamasından bu yana ilk defa uluslararası bir etkinlikte konuşan Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, Çin’in Tayvan Körfezi’nden masum geçişlerle bir problemi olmadığını ama hakimiyet kurma amaçlı bu tür geçişlerin önlenmesi gerektiğini söyledi.

Li, Amerika ve müttefiklerinin tehlike yarattığını iddia etti ve “Kendi toprak, hava ve denizleriyle ilgilensinler” ifadesini kullandı.

Çin, Tayvan’ın ana karanın parçası olduğunu belirtiyor ve Tayvan Körfezi’yle Güney Çin Denizi’nde hak iddia ediyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Goldman Sachs’tan Dikkat Çeken Dolar Tahmini Ve Mehmet Şimşek Yorumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ekibini açıklamasının ardından yayınlanan Goldman Sachs’ın bir notunda, “Mehmet Şimşek’in yeni hazine ve maliye bakanı olarak seçilmesinin para politikasının daha ortodoks bir yöne kayma olasılığını artırdığına inanıyoruz” denildi.

Goldman Sachs, dolar/TL tahminini de yeni dönem ışığında revize etti. Dolar TL tahmini 12 ay sonrası için 22 liradan 28 liraya yükseldi.

Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs, yeni kabinenin ardından dolar/TL kuru tahminini güncelledi. Banka uzmanlarına göre, Mehmet Şimşek’in kabineye atanması yeni seçilen hükümetin daha ortodoks ekonomi politikalarına döneceğinin sinyalini verdi.

Reuters’ta yer alan habere göre, Erdoğan’ın yeni ekibini açıklamasının ardından yayınlanan bir Goldman Sachs notunda, “Mehmet Şimşek’in yeni hazine ve maliye bakanı olarak seçilmesinin para politikasının daha ortodoks bir yöne kayma olasılığını artırdığına inanıyoruz” denildi.

Banka, dolar/TL tahminini de yeni dönem ışığında revize etti. Dolar TL tahmini 12 ay sonrası için 22 liradan 28 liraya yükseldi.

Goldman Sachs

Çokuluslu bir ABD yatırım bankasıolan Goldman Sachs, kurumsal müşterilere yatırım bankacılığı, finansal danışmanlık, finansal yönetim, vb. finansal servisler sunar. 1869 yılında kurulan şirketin merkezi New York’tadır.

Goldman Sachs, gelir açısından dünyanın en büyük bankalarından biri ve toplam gelir açısından Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı Fortune 500 listesinde 57. sıradadır.

2005 yılında Goldman Sachs, Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya’nın 2010 yılına kadar ekonomik kalkınma yolunda olacağını ve en yüksek ekonomik büyüme oranına sahip olacağını öngördü, daha sonra tahminin doğru olduğu ortaya çıktı ve bu da bankanın itibarını arttırdı.

Ayrıca bu bankaya göre bazı ülkeler 2015 ile 2025 yılları arasında en yüksek ekonomik büyüme oranına sahip olabilir ve yatırımcıları ülkelerine çekebilir. Bu ülkelerin bazısı: Meksika, Endonezya, Türkiye, Vietnam, Mısır, Filipinler ve Nijerya.

Erdoğan’la Görüşen Stoltenberg’den “İsveç’in NATO Üyeliği” Çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Stoltenberg, İsveç’in Türkiye’nin endişelerini karşılamak için önemli adımlar attığını kaydetti ve “İsveç yükümlülüklerini yerinde getirdi” ifadesini kullandı.

“NATO’ya üyelik İsveç’i daha güçlü yapacaktır” diyen Stoltenberg, İsveç’in NATO’ya üyelik katılım sürecinin bir an önce tamamlanmasını arzu ettiğini de belirtti. Stoltenberg ayrıca Türkiye’ye Kosova’ya asker gönderdiği için teşekkür etti.

Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü.

Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye’den bir kez daha İsveç’in İttifak’a üyeliğine muhalefet etmeyi bırakmasını talep etti.

Stockholm’ün Ankara’nın güvenlik endişelerini giderdiğini öne süren Jens  Stoltenberg, “İsveç, Türkiye’nin endişelerine yönelik önemli somut adımlar atmıştır” ifadelerini kullandı. NATO Genel Sekreteri, İsveç’in tüm taahhütleri yerine getirdiğini belirtti.

Stoltenberg, Türkiye’den İsveç’ten ve Finlandiya’dan yetkililerin 12 Haziran haftası İsveç’in NATO üyeliğini ele almak üzere bir araya geleceğini duyurdu.

Üyelik için Ankara’nın onayını bekleyen İsveç’te geçen hafta yeni terörle mücadele yasaları yürürlüğe girdi. İlgili yasalar uyarınca bundan böyle ülkede terör örgütlerine üye olmak, üye olanlara maddi destek sağlamak ya da bu örgütleri herhangi bir biçimde desteklemek, uzun hapis cezaları ile yargılanmanın yolunu açacak şekilde ağır suç sayılacak.

11-12 Temmuz tarihlerinde NATO Zirvesi Litvanya’da gerçekleştirilecek.

Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Joe Biden’ın seçim zaferinden dolayı kutlamak için aradığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmede İsveç’in NATO üyeliği de gündeme gelmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da görüşmede Türkiye’nin satın almak istediği F-16’ları gündeme getirmişti. Biden yönetimi Kongre’ye Türkiye’ye F-16 satışına destek verdiğini bildirmişti.

Satış için Kongre’nin de onayı gerekiyor. Washington, Temmuz ayındaki NATO Zirvesi’ne kadar İsveç’in NATO üyeliğinin gerçekleşmesini umuyor.

Finlandiya’nın ardından İsveç de onay bekliyor

Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından onlarca yıldır sürdürdükleri askeri tarafsızlık ilkesinden vazgeçerek NATO’ya katılmak için Mayıs 2022’de ortak başvuruda bulunmuştu. Finlandiya ve İsveç’in üye olabilmesi için NATO bünyesindeki 30 ülkenin onayı gerekiyor.

İsveç’in üyeliğine Türkiye ve Macaristan dışındaki NATO üyeleri meclis onayı verdi. Türkiye, İsveç’in üyeliğine onay vermek için Stockholm’den terör örgütleriyle mücadele konusunda daha somut adımlar beklediğini belirtiyor. Macaristan hükümeti ise İsveçli yetkililerin Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın politikalarına yönelik eleştirilerinden rahatsız.

Türkiye ve Macaristan uzun süre Finlandiya’nın NATO üyeliğine de karşı çıkmış, ancak Ankara ve Budapeşte’nin bu itirazlarını geri çekmelerinin ardından Finlandiya geçen Nisan ayında NATO’ya katılmıştı.

Mehmet Şimşek: Her Alanda Öngörülebilirliğin Artırılması Hayati Önem Taşımakta

Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini Nurettin Nebati’den devralan Mehmet Şimşek, “Orta vadede enflasyonun tek haneye düşürülmesi, her alanda öngörülebilirliğin artırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır” dedi.

Attıkları her adımın Türkiye’ye güveni ve istikrarı güçlendirmeye devam etmesinin öneminin altını çizen Şimşek, “Şahsıma zorluklar ve yüksek beklentilerle dolu ağır bir görev verildiğini biliyorum. İnşallah hep birlikte bu süreçten alnımızın akıyla çıkacağız” diye konuştu.

Yeni kabinede yeniden Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek, görevi törenle Nureddin Nebati’den devraldı. Şimşek devir töreninde yaptığı konuşmada, piyasaları rahatlatmaya yönelik ifadeler kullandı.

Hükümetin temel hedefinin toplumsal refahı arttırmak olduğunu söyleyen Şimşek, “Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” dedi.

“Politik gerginliklerin arttığı bir dönemde kurumsal kalite ve kapasiteyi güçlendirerek makro finansal istikrarı önceliklendireceklerini” vurgulayan Bakan, “Vakit kaybetmeden orta vadeli program çalışmalarımıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır” diye konuştu.

Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: “Orta vadede enflasyonun tek haneye düşürülmesi, her alanda öngörülebilirliğin artırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.”

Attıkları her adımın Türkiye’ye güveni ve istikrarı güçlendirmeye devam etmesinin öneminin altını çizen Şimşek, “Şahsıma zorluklar ve yüksek beklentilerle dolu ağır bir görev verildiğini biliyorum. İnşallah hep birlikte bu süreçten alnımızın akıyla çıkacağız” diye konuştu.

AK Parti ve Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanan seçimlerin ardından, Cumhurbaşkanı’nın ekonomiyi toparlamak için kimi göreve getireceği merak konusu olmuştu. Beş yıldır uluslararası şirketlerde çalışmalarına devam eden eski Bakan Şimşek daha önce siyasete dönmeyi düşünmediğini açıklamıştı. Erdoğan’ın seçim öncesi ve sonrası yaptıkları görüşmeler sonucu Şimşek‘i yeniden göreve gelmesi için ikna ettiği belirtilmişti.

Mehmet Şimşek kimdir? 

2007, 2011, Haziran 2015 ve Kasım 2015 genel seçimlerinde AKP’den  milletvekili seçilen Şimşek, 2009 yılında “Maliye Bakanlığı” görevini yürüttü. “Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı” ve “Başbakan Yardımcılığı” görevlerinde de bulunan Şimşek IMF ve Dünya Bankası’nda 2007 – 2009 yılları arasında  “Türkiye Guvernörlüğü” görevini üstlendi.

Binali Yıldırım, 2016 yılında Başbakan olunca “Ekonomik Koordinasyon Kurulu Başkanlığı” görevi Şimşek’ten alınıp Yıldırım’a verilmişti. Daha sonra siyasetten uzaklaşan Şimşek, bir süredir uluslararası finans kuruluşlarında görev yapıyordu.

Uzmanlar, uluslararası sermeye çevrelerinin yakından tanıdığı bir isim olan Şimşek’in göreve gelişine   yapısal reformların da eşlik etmesinin gerekliliğini vurguluyor. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı’nın ekonomi politikalarında Şimşek’e ne kadar özgürlük tanıyacağının kritik önemde olacağına da dikkat çekiyor.

Erdoğan, Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni Açıkladı

Çankaya Köşkü’ndeki yemekli resepsiyonun ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabineyi açıklamadan önce yaptığı açıklamada “Göreve başlama törenimizde ifade ettiğim ilkeler temelinde 85 milyonun birliği, dirliği, kardeşliği, refahı ve esenliği için engellere aldırmadan, zorluklar karşısında yılmadan çalışacağız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak tüm Türkiye’ye hizmet edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Eski kabine üyelerine teşekkür eden Recep Tayyip Erdoğan, “Bu arkadaşlarımız, milletimize yaptıkları hizmetlerle, ülkemize kazandırdıkları eserlerle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk döneminin kabine üyeleri olarak adlarını şimdiden tarihe yazdırmışlardır. Rabbim eski kabine üyelerimizin hepsinden razı olsun diyorum” diye konuştu.

Kabinede yer alacak isimler:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Hasan
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca
Sanayi ve Tekonolij Mehmet Fatih Kacır
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı
Ticaret Bakanı Ömer Polat
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu

TBMM’de yemin etti

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda yeniden göreve seçilen Erdoğan, TBMM Genel Kurulundayemin ederek resmen göreve başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazbatasını Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli’den almıştı.

Erdoğan, mazbatasını aldıktan sonra ettiği yeminde, “Cumhurbaşkanı sıfatıyla devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa’ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim” demişti.

Erdoğan, yemin töreni sonrası Anıtkabir’i ziyaret etmişti. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazmıştı:

“Aziz Atatürk… Türkiye bir seçim sürecini daha tüm dünyaya örnek gösterilecek rekor bir katılımla ve demokrasi şöleni havasında, suhuletle neticelendirdi. 14 Mayıs’ta TBMM’de görev yapacak 28. Dönem milletvekillerini belirleyen milletimiz, 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda da şahsımıza yüzde 52,18 oy oranıyla yine büyük bir teveccüh gösterdi. Hamdolsun bir beş sene daha ülkemize ve necip milletimize hizmet edecek olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de güvenoyu aldığı bu seçimlerin milletimizin önünde yeni bir dönemin kapılarını açtığına inanıyoruz. Önümüzdeki beş yıl boyunca, Türkiye yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını hızla sarıp söz verdiğimiz gibi depremzedelerimizi en kısa sürede yeni yuvalarına kavuşturacağız. 12. Cumhurbaşkanı olarak milletimizin ebedi ve ezeli kardeşliğine sahip çıkmaya, ülkemizi büyütmeye, devletimizi yüceltmeye devam edeceğiz. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Göreve Başlama Töreni’nde konuşmuştu. Erdoğan, “Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrep ve mezhebe mensup olursa olsun, 85 milyonun tamamını bağrımıza basacağız” demişti.

“Seçim 28 Mayıs’ta sona ermiştir. Milli irade sandıkta iki kez tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı başlamış, ülkemizin şahlanış döneminin kapıları aralanmıştır” ifadelerini kullanan Erdoğan, kurulacak yeni kabine konusunda ise “Bu akşam yeni kabinemizi açıklayacağım, yeni kabinemizle Türkiye Yüzyılı’nı nakış nakış işlemeye devam edeceğiz. Salı günü ilk kabine toplantımızı yapacağız” demişti.

Muhalefete de çağrıda bulunan Erdoğan, “Her seçim sonrası musafahalaşmak için uzattığımız eli hep sıkılı yumruklarla karşıladılar. Bu sefer, farklı tavır sergilemelerini ümit ediyoruz. Türk demokrasisinin selameti açısından muhalefetin de mesuliyet bilinciyle hareket etmesini bekliyoruz. Muhalefetin milli iradeyle barışmasını istiyoruz” demişti.

“Türkiye Yüzyılının inşasına omuz verelim”

Erdoğan, “Cumhuriyetin 100’üncü yılında Türkiye’nin bir büyük kucaklaşmaya ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. 81 vilayetimizde kardeşlik seferberliği başlatmaya davet ediyorum” diye ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin seçim dönemindeki kırgınlıkları bir tarafa koyalım. Küslük olmuşsa barışmanın yolunu bulalım. Hep beraber Türkiye Yüzyılının inşasına omuz verelim” diye konuşmuştu.

“Demokrasimizi, darbe ürünü mevcut anayasadan kurtararak, özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı bir anayasayla güçlendireceğiz” açıklamasında bulunan Erdoğan, “Seçim meydanlarında halkımıza verdiğimiz sözlerin takipçisi olacağız. Son 21 yıldır olduğu gibi neyi vadetmişsek, inşallah tek tek gerçeğe dönüştüreceğiz” demişti.

Volodimir Zelenski WSJ’ye Konuştu: Karşı Saldırıya Hazırız

Rusya’ya karşı saldırı düzenlemekte kararlı olduklarını belirten Volodimir Zelenski, “Başarılı olacağımıza yürekten inanıyoruz. Ne kadar sürecek bilmiyorum. Açıkçası bu süreç çok farklı şekillerde ilerleyebilir. Fakat biz bunu yapacağız ve hazırız” dedi.

Rusya’nın cephede hava üstünlüğünü elinde tuttuğuna dikkat çekerek, buna karşı savunmalarını güçlendirmezlerse birçok kişinin hayatını kaybedeceğini söyleyen Zelenski, savaş sürerken ülkesinin NATO’ya girmesini beklemediğini belirtirken, savaştan sonra Ukrayna’nın ittifaka katılacağına dair kendilerine taahhüt verilmesini talep etti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a (WSJ) konuştu.

Zelenski, Rusya’ya karşı saldırı düzenlemekte kararlı olduklarını belirterek, “Başarılı olacağımıza yürekten inanıyoruz. Ne kadar sürecek bilmiyorum. Açıkçası bu süreç çok farklı şekillerde ilerleyebilir. Fakat biz bunu yapacağız ve hazırız” ifadelerini kullandı.

45 yaşındaki lider, Rusya’nın cephede hava üstünlüğünü elinde tuttuğuna dikkat çekerek, buna karşı savunmalarını güçlendirmezlerse birçok kişinin hayatını kaybedeceğini söyledi.

Zelenski, savaş sürerken ülkesinin NATO’ya girmesini beklemediğini belirtirken, savaştan sonra Ukrayna’nın ittifaka katılacağına dair kendilerine taahhüt verilmesini talep etti.

Ukraynalı lider, Çin’in üstlendiği arabuluculuk rolünün çok önemli olduğuna da işaret ederek, “Böyle bir ülkenin insanların ölümüne seyirci kalmasını istemem” dedi.

Kremlin’i kınamayan ve tarafsız bir politika izlediğini öne süren Pekin yönetimi, şubatta 12 maddelik bir barış planı sunarak tarafları masaya davet etmişti.

Planda, tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiği belirtilirken, savaşın ancak müzakerelerle çözülebileceği savunulmuştu. Ayrıca nükleer silah kullanımına izin verilemeyeceğinin vurgulandığı planda, Rus birliklerinin Ukrayna’dan tamamen çekilmesine yönelik herhangi bir talep yer almamıştı.

Zelenski ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, nisanda telefonla da görüşmüş, böylelikle iki lider savaşın başından beri ilk kez iletişime geçmişti.

Ancak Şi’nin arabuluculuk girişimleri henüz Rusya ve Ukrayna arasında müzakere başlatılmasını sağlayamadı.

Çin’in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui, cuma günü başkent Pekin’de düzenlediği basın toplantısında, “Mevcut durumda tarafların oturup verimli bir şekilde müzakere etmesi oldukça zor” dedi.

Arabuluculuk faaliyetleri kapsamında iki hafta boyunca Ukrayna, Polonya, Fransa, Almanya ve Rusya’yı ziyaret eden Li, savaşta gerginliğin artabileceğini ve bunun müzakere olasılığını daha da azaltabileceğini belirtti.

Li, Ukrayna’ya silah ve mühimmat gönderen Batı’nın çatışmaların uzamasına neden olduğunu savunarak, “Savaşı sona erdirmek istiyorsak, silah göndermeyi durdurmalıyız” dedi.

(Kaynak: Independent Türkçe)