Papillit Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Teşhisi, Tedavisi

Optik nörit olarak da bilinen papillit, optik sinirin optik disk olarak bilinen kısmının iltihaplanması ve bozulması ile karakterizedir. “Kör nokta” olarak da adlandırılan optik disk (optik papilla), optik sinirin göze giren ve gözü kaplayan sinir açısından zengin zarla (retina) birleşen kısmıdır.

Haber Merkezi / Optik sinirler, uyarıları retinadan beyne ileten sinir çiftidir (ikinci kranial sinirler). Papillitli bireyler, başlangıçtan sonraki birkaç saat içinde ortaya çıkabilecek bir gözde görme kaybı yaşarlar.

Görme bozukluğunun ciddiyeti, hafif görme eksikliğinden, ışık algısının tamamen kaybolmasına kadar, vakadan vakaya değişebilir. Ek olarak, etkilenen bireylerde renk algısında bir azalma yaşanır.

Bazı durumlarda kendiliğinden iyileşme meydana gelebilir. Ancak bazı durumlarda altta yatan nedenin tespit edilip tedavi edilmemesi durumunda kalıcı görme bozukluğu ortaya çıkabilir. Papillit bilinmeyen nedenlerle, viral bir hastalıktan sonra veya altta yatan bir takım farklı bozukluklara veya diğer faktörlere bağlı olarak veya bunlarla ilişkili olarak ortaya çıkabilir.

Papillitin semptomları arasında görme kaybı, gözde ağrı ve doğru renkli görmenin engellenmesi (diskromatopsi) yer alır. Papillitli bireyler genellikle tek taraflı görme kaybı yaşarlar. Yani, görme yeteneğinin azaldığının farkına vardıktan kısa bir süre sonra (birkaç saat) tek gözde (vakaların yaklaşık %70’inde) görme yeteneğini kaybederler. Bu durum genellikle hızla ilerler.

Görme bozukluğunun yoğunluğu, hafif görme eksikliğinden ışık algısının tamamen kaybolmasına kadar değişen vakalardan vakalara değişir. Ek olarak, etkilenen bireylerde renk algısında bir azalma yaşanır. Bazı durumlarda kendiliğinden iyileşme meydana gelebilir.

Ancak diğer durumlarda altta yatan nedenin tespit edilip tedavi edilmemesi durumunda kalıcı görme bozukluğu ortaya çıkabilir. Papillit bilinmeyen nedenlerle, viral bir hastalıktan sonra veya altta yatan bir takım farklı bozukluklara veya diğer faktörlere bağlı olarak veya bunlarla ilişkili olarak ortaya çıkabilir.

Papillitin birçok olası nedeni vardır. Bunlar arasında multipl skleroz ve ensefalomiyelit gibi sinirlerin astarında hasara yol açan hastalıklar (demiyelinizan hastalıklar); Çocuk felci, kızamık, zatürre veya menenjit gibi viral veya bakteriyel enfeksiyonlar; diyabet, zararlı anemi ve hipertiroidizm gibi beslenme veya metabolik bozukluklar; diğer hastalıkların ikincil komplikasyonları; metanol, kinin, salisilatlar ve arsenik gibi toksik maddelere karşı reaksiyonlar; ve travma.

60 yaşın üzerindeki hastalarda papillitin yaygın bir nedeni temporal arterittir (dev hücreli arterit). Bu gibi durumlarda papillit diğer göze yayılarak iki taraflı körlüğe neden olabilir. Teşhis testleri, görme keskinliği testini, renkli görme testini, optik diskin oftalmoskopi ve manyetik rezonans görüntüleme yoluyla incelenmesini içerebilir.

Papillitli kişilerde spontan remisyon oluşmazsa, genellikle kortikosteroid ilaçlar prednizon veya metilprednizolon ile tedavi edilir. Diğer tedaviler semptomatik ve destekleyicidir.

Paylaşın

Sami Hazinses Kimdir? Hayatı, Filmleri

30 Ağustos 1925 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Sami Hazinses, 23 Ağustos 2002 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Asıl adı Samuel Agop Uluçyan olan Sami Hazinses’in naaşı Kadıköy Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.

İlkokuldan sonra çalışmak için İstanbul’a gelen Sami Hazinses, 1953 yılında Mahir Canova’nın yönettiği, Cüneyt Gökçer, Atıf Kaptan ve Muhterem Nur’un oynadıkları Kara Davut filmindeki rolle sinema oyunculuğuna başladı.

Sonraki yıllarda çevirdiği filmlerle rolleri büyüyen Sami Hazinses, Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başardı. Hazinses, oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmaları yaptı. Sanatçının, “Bir Dilbere Müpteladır Deli Gönlüm” adlı eserini Zeki Müren seslendirmişti.

Sami Hazinses’in en bilinen eserlerinden birisi de Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses başta olmak üzere birçok sanatçının seslendirdiği “Derdimi Kimlere Desem (Dinleyin Beni Dağlar)” isimli klasikleşmiş şarkıdır.

Sami Hazinses’in rol aldığı filmlerden bazıları: Kara Davut, Korsan, Karacaoğlan’ın Kara Sevdası, Aslan Yavrusu, Can Mustafa, Şoför Nebahat, Altın Kalpler, Dikenli Gül, Kadın Asla Unutmaz, Mahalleye Gelen Gelin, Oy Farfara Farfara, Sessiz Harp, Tatlı Bela, Akasyalar Açarken, Çiçekçi Kız, Dört Deli Bir Aptal,

İçimizdeki Boşluk, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Kalbimdeki Serseri, Korkunç İntikam, Pantolon Bankası, Şeker Gibi Kızlar, Şepkemin Altındayım, Sevişmek Yasak, Tavan Arası, Gecekondu Peşinde, Külhanbeyler Kralı, Avanta Kemal Torpido Yılmaz’a Karşı, Çatallı Köy, Hapishane Gelini, Kızıl Maske, Yaşamak Haram Oldu, Asi Kabadayı,

Dağlar Kızı Reyhan, Dağlar Şahini, Dost Hançeri, Gel Desen Gelemem Ki, Kadere Boyun Eğdiler, Karaoğlan’ın Kardeşi Sargan, İnsanca Sevmek, Kırmızı Gül, Onu Beklerken, Yabancı, Ateş Sönüyor, Beklenmeyen Misafir, Deliler Kudurunca, Dönüş, İki Küçük Yaramaz, İkimiz De Sevmiştik,

O Günden Sonra, Ölüm Peşimizde, Sarhoş, Sevmek Seninle Güzel, Bodyguard, Leş Kargaları, Sevda, Zehirli Çiçek,
Bitmeyen Bekleyiş, Şakir Tamkeriz.

Paylaşın

Şener Şen Kimdir? Hayatı, Filmleri

26 Aralık 1941 yılında Adana’da dünyaya gelen Şener Şen’ın asıl adı Ali Haydar Şen’dir. Şener Şen, Lüleburgaz’daki Kepirtepe Köy Enstitüsü’nden mezun oldu ve öğretmen olarak Kocaeli’ne atandı.

Sanat hayatına İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahneye çıkarak başlayan ve babası Ali Şen gibi sinema sanatçısı olmak istemeyen Şener Şen, kendisini tiyatro oyunculuğuna adadı. Radyo tiyatrolarında da oynayan Şener Şen, ancak tiyatrodan elde ettiği kazanç yetmediği için sinemaya girmek zorunda kaldı.

Sinemaya ilk adım attığı yıllarda figüranlık yapan Ali Şen, 1975 yılında sinema kariyerinde bir dönüm noktası olur, Ertem Eğilmez’in unutulmaz filmi “Hababam sınıfı”nda ‘Badi Ekrem’ tiplemesini canlandırır. Aynı filmde “İnek Şaban” tiplemesi ile ün yapan Kemal Sunal ile müthiş bir ikili oluşturur ve o yıllarda büyük gişe hasılatı yapan “Süt Kardeşler, Şabanoğlu Şaban, Tosun Paşa, Kibar Feyzo, Çöpçüler Kralı ve Davaro” gibi filmlerde oynar.

Şener Şen, “Neşeli Günler,  Erkek Güzeli Sefil Bilo, N’olacak Şimdi, Banker Bilo, Gırgıriyede Şenlik Var, Davaro, Adile Teyze, Çiçek Abbas, Dolap Beygiri, Gırgıriyede Cümbüş Var, Şekerpare, Şalvar Davası, Gırgıriyede Büyük Seçim, Namuslu, Züğürt Ağa, Aşık Oldum, Çıplak Vatandaş, Milyarder, Değirmen, Muhsin Bey, Selamsız Bandosu, Zengin Mutfağı, Arabesk, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu, Amerikalı, Eşkıya, İkinci Bahar, Gönül Yarası, Kabadayı” ve daha pek çok film ve dizide rol aldı.

Paylaşın

Serdar Gökhan Kimdir? Hayatı, Filmleri

15 Mart 1943 yılında Bolu’da dünyaya gelen Serdar Gökhan’ın asıl adı Nusret Ersöz’dür. Serdar Gökhan, oyunculuk kariyerine 1960’lı yıllarda küçük rollerle başladı.

Kadırgalı Ali , Malkoçoğlu Kurt Bey, Beklenmeyen Adam, Yatık Emine, Cellat, Kader Yolcuları, Utanç Yılları, Kanun Savaşçıları gibi sayısız yerli filmde rol aldı.

Yakın dönemde Karaoğlan (2002), Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? (2006), Pertev Bey’in Üç Kızı (2006), Fatmagül’ün Suçu Ne? (2011), Diriliş: Ertuğrul (2014), Kurt Seyit ve Şura (2014) ve Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı (2020) filminde yer alan Serdar Gökhan, en son Efsane (2024) filminde Dede karakterine hayat verdi.

Şimdiye dek 100’den fazla film ve dizide rol alan Serdar Gökhan, oyunculuğunun yanı sıra pek çok çizgi romanda çizerlik de yaptı.

Paylaşın

Sermet Serdengeçti Kimdir? Hayatı, Filmleri

15 Temmuz 1944 yılında Gaziantep’te dünyaya gelen Sermet Serdengeçti, 24 Aralık 1976 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Sermet Serdengeçti,, Yıldırım Beyazıt Lisesi’nden mezun olup Genar Tiyatrosu ve Mithatpaşa Tiyatrosu’nda yer aldı.

Sermet Serdengeçti, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda kadrolu oyuncuyken 1974’te Oksal Pekmezoğlu’nun İtalyan oyuncu Lando Buzzanca’nın “Erkek Dediğin Böyle Olur” serisinden kopyalayarak çektiği, “Beş Tavuk Bir Horoz” filmiyle sinemaya adım attı. İlk filmiyle star oldu.

Sermet Serdengeçti, Türk sinemasında seks filmleri dönemini açan “Beş Tavuk Bir Horoz’un başrol oyuncusu olarak tiyatro kökenli ilk seks yıldızı unvanıyla Türk sinema tarihine geçti.

Sermet Serdengeçti’nin rol aldığı bazı yapımlar: Alo Polis, Ah Deme Oh De, Beş Tavuk Bir Horoz, Venedik’te Aşk Başkadır, Ah Bu Kadınlar, Ah Ne Adem Dilli Badem, Anahtarı Bendedir, Bekardır Ne Yapsa Yeridir, Canım De Bana,
Seveceksen Sev Artık, Yok Devenin Başı,

Tokmak Nuri, Şimdi Sıra Kimde, Şimdi Yavrum Şimdi, Şipşak Basarım, Eden Bulur, Yumurtanın Sarısı.

Paylaşın

Sevda Ferdağ Kimdir? Hayatı, Filmleri

15 Ağustos 1942 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Sevda Ferdağ, 17 Şubat 2024 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Asıl adı Lütfiye Dumrul olan Sevda Ferdağ’ın naaşı Kuruçeşme Mezarlığı’na defnedildi.

1958 yılında henüz 16 yaşında iken O Günden Sonra filmi ile Türk sinemasına adım atan Sevda Ferdağ, ilk filmindeki başarısızlık ve çalışma şartlarının cazip gelmemesi üzerine ablası ile birlikte Almanya’ya gitti. Sevda Ferdağ, Almanya’da birçok derginin kapak sayfaları için model oldu ve birçok sinema menajerinden oyunculuk teklifi aldı.

Yaşadığı şehir İstanbul’u özleyince beş yıl sonra Türkiye’ye geri dönen Sevda Ferdağ, 1963 yılında Azrail’in Habercisi filmi ile tekrar Yeşilçam’da yer aldı. Sevda Ferdağ, 1964’te Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları filminde dansöz rolünde oynadı.

1970’li yılların ikinci yarısından sonra ortaya çıkan Yeşilçam seks furyası Sevda Ferdağ’ı da etkiledi. Komedi ve arabesk filmlerinin yanı sıra furyanın filmleri de ilgi gördü. Sevda Ferdağ, bu dönemde Hop Dedik Kazım ve Şöhret Budalası gibi filmlerde yer aldı. Kuralları olan oyuncu olmaktan uzak duran Ferdağ, elli yılda 150’nin üzerinde filmde rol aldı. Sevda Ferdağ, birçok yapımda “erkekleri baştan çıkaran vamp kadını” rollerine hayat verdi.

Sevda Ferdağ, 1979 yılında Seninle Son Defa filmindeki Nesrin karakteri ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. 1998’de Ağır Roman filmindeki rolü ile Altın Portakal En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne değer görülen Sevda Ferdağ, 2003 Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nde Orhan Aksoy ile birlikte Onur Ödülü tevcih edildi.

Sevda Ferdağ, 2009 yılında Vedat Türkali, Ülkü Erakalın, Yalçın Tura ile birlikte Altın Portakal Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Sevda Ferdağ, ödülünü Halit Refiğ adına aldığını söyledi.

Salon komedileri ve “sabun köpüğü” tabir edilen filmlerde başrol, daha kalıcı filmlerde ise yardımcı kadın oyuncu rollerinde oynayan Sevda Ferdağ, Türk filmlerine ilginin azaldığı bir dönemde geçinebilmek için Fahrettin Aslan’ın gazinolarında şarkıcılık yaptı.

Sevda Ferdağ’ın rol aldığı yapımlardan bazıları: O Günden Sonra, Helal Olsun Ali Abi, Adanalı Tayfur, Azrailin Habercisi, Beyoğlu Piliçleri, Beş Şeker Kız, Günah Kızları, Gurbet Kuşları, İstanbul’un Kızları, Sokakların Kanunu, Adanalı Tayfur Kardeşler, Aşkların En Güzeli, Dullar Tercih Edilir, Bir Caniye Gönül Verdim,

Cezmi Band 007.5, Hak Yolunda Hazreti Yahya, Hazreti Yusuf’un Hayatı, Helal Adanalı Celal, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Kahreden Kurşun, Kanunsuzlar, Kart Horoz, Posta Güvercini, Şehvetin Esiriyiz, Şenol Birol Gool, Son Darbe, Sonsuz Geceler, Ailenin Yüz Karası, Arzunun Bedeli, Çingene, İnsan Bir Kere Ölür, Kan Ve Kurşun,

Kanun Benim, Kara Fatma, Karanlıkta Vuruşanlar, Para Kadın Ve Silah, Yaşamaya Mecburum, Ziyaret, Acı Su, Gizli Yüz, Tersine Dünya, Bir Kadın Yüzü, Senin İçin Bir Kadeh, Yer Çekimli Aşklar, Cemile Ve Umudun Masalı, Şahin, Sara ile Musa, Zehra Ana, Ağır Roman, Sıcak Saatler, Aşkın Dağlarda Gezer, Güle Güle,

Aşk Güzel Şeydir, Hanım Ağa, Kumkapı Olayı / Üzgünüm, Berivan, Zeybek Ateşi, Gelin, Perçem, Şöhret, Hacı, Yaprak Dökümü, Ömre Bedel.

Paylaşın

Adalet Bakanı’ndan DEM Parti’ye ‘Kapatma Tehdidi’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu” dedi ve ekledi:

“Aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nda Çocuk Hukuku Paneli”nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tunç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’ye kapatma davası açılması çağrısıyla ilgili de konuştu.

Birgün’ün aktardığına göre; Bakan Tunç, şunları şöyledi: “Demokratik hukuk devletinde şiddet olmaz. Anasayasamızın 26. maddesi şiddete teşviği suç sayar. Ülkemizin huzurunu bozmaya çalışan terör örgütlerinin hepsiyle mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu. Böyle bir süreçle karşı karşıya kalmak istemiyorsanız terörü, şiddeti reddedin. Millet size oy verirken hizmet etsin diye oy veriyor.

Terörü destekleyen açıklamalarda bulunursanız o zaman demokratik hukuk devleti buna müsaade etmez yetkili makamlar devreye girer. Kapatılan partiler oldu aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Paylaşın

ABD’den Gazze’de ‘Kıtlık Riski’ Uyarısı

Filistin – İsrail savaşının 201. günü geride kalırken, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Gazze Şeridi’nde, özellikle de bölgenin kuzeyinde kıtlık riskinin “çok yüksek” olduğu açıklaması geldi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 32 artarak 34 bin 183’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 59 artarak 77 bin 143’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; ABD’nin Ortadoğu’da insani meselelerden sorumlu özel temsilcisi David Satterfield, Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze’de, özellikle de bölgenin kuzeyinde kıtlık riskinin “çok yüksek” olduğunu söyledi.

Satterfield, İsrail’in son haftalarda Gazze’ye yardımların girişine izin verme konusunda önemli adımlar attığını belirtti ancak hala yapılması gerekenlerin olduğuna da dikkat çekti. Satterfield, Washington’un, İsrail’in attığı adımlardan memnun olup olmadığı konusunda net bir ifade kullanmazken, “İsrail son iki buçuk haftada önemli adımlar attı. Hala yapılması gereken çok fazla iş var ama ilerleme kaydedildi” dedi.

Başkan Joe Biden bir süre önce yaptığı açıklamada, Gazze’deki insani krizi hafifletmek için harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş, “net, somut ve ölçülebilir” bir dizi adımın hayata geçirilmemesi halinde ABD’nin yakın müttefiki İsrail’e desteğinin koşullara bağlanabileceği uyarısında bulunmuştu.

Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze’yi yöneten militan grup Hamas’a karşı hava ve kara saldırılarına başlamasından bu yana geçen 6 aylık sürede yardımların bölgeye iletilmesi ve halka dağıtımında engellerle karşılaştığını uzun süredir dile getiriyor.

İsrail’in askeri harekatı 2,3 milyon nüfuslu Gazze’nin büyük kısmını enkaza çevirdi ve bölgede Ekim ayından bu yana insani bir felaket yaşanıyor. Savaş, Hamas militanlarının sınırı geçerek İsrail’in güneyindeki yerleşim birimlerine saldırması ve İsrail’in Gazze’de misilleme saldırıları düzenlemesiyle başlamıştı.

Satterfield, “Hamas’ın insani yardım çabaları”yla ilgili bir soru üzerine, “Hamas 17 yıl boyunca Gazze halkı için sağlanan her türlü kaynağı, kendi çıkarlarını korumak ve ilerletmek amacıyla insani yardım tesislerinin altına gömülü bir askeri tesisler ve tüneller ağı inşa etmek için harcadı. Hamas, 7 Ekim’de düzenlediği acımasız katliamın ardından binlerce masum Gazzeli’yi kurban etti. Hamas’ın insani yardım politikası, insani yardımın tam tersidir;
masum sivilleri kendi terörist askeri güçleri ve tesislerini korumak amacıyla kalkan olarak kullanmak ve her şeyden önce Filistinliler’i ve onların geleceklerini kurban eden komplo ve planlamalar yapmaktır” diye konuştu.

“Gazze’ye giren kamyon sayısı ortalama 200”

BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini, Nisan ayı başından bu yana Gazze’ye bir günde giren kamyonların ortalama sayısının 200 olduğunu, Pazartesi günü ise 316 ile bu sayının zirveye ulaştığını açıkladı.

Lazzarini gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bunun insan ürünü bir sorun olduğunu, sadece siyasi irade ve kararlarla çözülebileceğini her zaman vurguladık. Son birkaç gün, bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Bunu ne kadar sürdürürsek, o kadar olumlu etki yaratırız” diye konuştu. Lazzarini ayrıca, havaların ısınmasıyla salgın hastalıkların ortaya çıkmasını önleme çabası kapsamında, özellikle Gazze’nin güneyinde çöplerin toplanmasına odaklandıklarını belirtti.

UNRWA, BM’nin üst düzey yetkililerince, Gazze’deki yardım operasyonlarının bel kemiği olarak görülüyor. Ancak bu yılın başlarında, İsrail’in UNRWA’nın 12 çalışanının Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarına katıldığını iddia etmesinin ardından kuruluşla ilgili inceleme başlatılmıştı. İsrail’in suçlamalarından sonra 16 ülke, UNRWA’ya fon desteğini durdurmuş ya da askıya almıştı.

Lazzarini, UNRWA’nın Haziran ayına kadar faaliyetlerinin masraflarını karşılayabilecek bütçeye sahip olduğunu belirtti. Bununla birlikte, UNRWA’nın yılda 300 ila 400 milyon dolarla en büyük destekçisi olan ABD’nin mali desteği, Kongre’nin kararıyla en erken Mart 2025’e kadar askıya alınmıştı.

Lazzarini, “Bu kalıcı bir askıya almaysa, kurum üzerinde kalıcı bir etkisi olacaktır. Eğer geçici bir askıya almaysa, bazı bağışçıların devreye girmesiyle geçici bir çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum” dedi. UNRWA Başkanı, son altı ay içinde internet üzerinden yapılan bağışlar aracılığıyla 100 milyon dolar topladıklarını da belirtti.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, Dünyada 3. Sırada

Türkiye, gıda enflasyonunda Arjantin ve Zimbabve’nin ardından dünyada 3. sıraya yerleşti. Türkiye’yi gıda enflasyonunda sırasıyla Venezuela, Lübnan ve Filistin takip etti.

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda enflasyonunda Venezula ve Lübnan’ı da geride bırakarak dünyada 3. sıraya yerleştiğini ifade etti.

Gıda fiyatlarında Türkiye’nin zirveyi yakın seyrettiğine vurgu yapan Şatıroğlu, “Arjantin ve Zimbabwe’den başka rakibimiz kalmadı” dedi.

Merkez Bankası’nın PPK raporunda yer alan, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine de atıfta bulunan Tunç Şatıroğlu, “Kulanın artık” dedi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 Mart’ta 115 olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Davutoğlu: Cumhur İttifakı’nda Derin Çatlaklar Var

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Bakan Mehmet Şimşek’e “yerel halk” tepkisine de değinen Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, “Cumhur İttifakı’nın içinde çok derin çatlaklar olduğunu görüyoruz. Bu seçim sonrası Cumhur İttifakı’nda da çatlaklar var” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi – Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuştu. “Çok yakın takip ediyorum. Şu an da AK Parti iktidarında samimi, geçmiş muhasebesi yapan öbek öbek gruplar tartışıyorlar” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

Kimisi basına yansıyor kimisi Çankaya’da hiçbir bedel ödemeden neredeyse ‘devletin kanun bekçisi benim’ diyen danışmanlar tarafından saldırıya uğruyor, racon kesiliyor ama tartışma yayılıyor. Ben bunu çok büyük bir sağlık işareti olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na bu tartışmaları engellemek yerine bu tartışmalarının önünü açması tavsiyesinde bulunuyorum.”

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’u eleştiren Davutoğlu, şöyle konuştu: “Maalesef son dönemlerde ortak aklın işletilmesine imkan veren AK Parti kurulları ve istişare mekanizmaları ya tamamen devreden çıkmış ya da tek bir görüşün onay makamı haline gelmiştir. İşte bugün iktidarın düştüğü tablo bu. Bu sadece AK Parti’nin hastalığı olsaydı ne halleri varsa görsün derdik ama devlete de tasallut etti bu anlayış. Bir cumhurbaşkanı başdanışmanı racon kesiyor. Beştepe’ye oturmuş, geçmişinde bu camiayla hiçbir ilgisi yok ama racon kesiyor.

Paralel yapı sadece FETÖ ile ilgili değildir. Seçilmiş otoriteye meydan okuyan ve seçilmiş otoriterin yerine geçerek karar vermeye çalışan her öbek, odak, çevre, paralel yapıdır. Anayasa Mahkemesi’ne racon kesmeye çalışan bir başdanışmanın ne yetkisi olabilir? Anayasa Mahkemesi Sayın Zühtü Arslan’a bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. İnsan haklarının olmadığı yerde devlet olmaz. Sinan Ateş gibi genç bir akademisyenin öldürülmesini örtenler Anayasa Mahkemesi’ne ayar verecekler. Sayın Erdoğan, önce bu paralel yapıların kolunu kesin. AK Parti Genel Merkezi’nde oturanlar, sokağa çıkmakta bugün çekinenler önce kendi hakkınızı, hukukunuzu koruyun.

“Özgür Özel’i tebrik ediyorum”

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesini ise olumlu buldu. “Memleketimizin demokrasisi ve devletimizin geleceği için bu gelişmeyi ben çok hayırlı görüyorum” ifadelerini kullanan Davutoğlu, “ Sayın Özgür Özel’in aldığı cesur karar ve tutumu nedeniyle tebrik ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da ilk kez kutuplaştırıcı bir yol ve yöntem yerine, ‘önümüzdeki hafta görüşeceğim’ demesi sebebiyle de cumhurbaşkanı olarak doğru tavır alması dolayısıyla onu da tebrik ediyorum. Bu görüşmelerin yapılması lazım. Altı yıldır en yakın dostlarına selamı kesenlerin bu gelişmelerin üzerine düşünmeleri lazım. Cumhurbaşkanı ile ana muhalefet partisinin görüşmesi sağlıklı bir görüşmedir” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Bakan Şimşek’e “yerel halk” tepkisine de değinen Davutoğlu, “Cumhur İttifakı’nın içinde çok derin çatlaklar olduğunu görüyoruz. Bu seçim sonrası Cumhur İttifakı’nda da çatlaklar var” dedi.

Paylaşın