Kredi Kartlarından Nakit Çekimler Yüzde 57,8 Azaldı

2024 yılı Şubat ayında 121,7 lira ile rekor kıran kredi kartından nakit çekim tutarı, Mart ayında 89,7 milyar liraya, Nisan ayında 51,3 milyar liraya geriledi. Kredi kartından nakit çekim tutarında iki aylık düşüş oranı yüzde 57,8 oldu.

2022 yılı Şubat ayında 16,1 milyar TL, 2023 yılı Şubat ayında 52,2 milyar TL olan kredi kartından nakit çekim tutarı, 2024 yılı Şubat ayında 121,7 milyar TL’ye kadar yükselmişti.

Bir dönem düşük faiz etkisiyle yoğun olarak kullanılan kredi kartı nakit çekimde tutarlar, artan faizle birlikte hızlı geriledi.

Sözcü’den Emre Deveci’nin haberine göre, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2024 yılı Şubat ayında 121,7 TL ile rekor kıran kredi kartından nakit çekim tutarı, Mart ayında 89,7 milyar TL’ye, Nisan ayında 51,3 milyar TL’ye geriledi.

Enflasyonla birlikte alım gücü düşen vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için de yoğun olarak kullandığı kredi kartından nakit çekim tutarında iki aylık düşüş oranı yüzde 57,8 oldu.

Şubat 2022’de 16,1 milyar TL, Şubat 2023’te 52,2 milyar TL olan kredi kartından nakit çekim tutarı, Şubat 2024’te 121,7 milyar TL’ye kadar yükselmişti.

Geçen sene seçimler öncesinde nisan ayında 83,9 milyar TL’ye kadar yükselen kredi kartından nakit çekim tutarı, seçim sonrası alınan önlemler ve artan faizlerle birlikte haziranda 41,5 milyar TL’ye kadar gerilemişti. Ancak sonrasında tekrar artışa geçti ve Aralık 2023’te 100 milyar barajını aşarak 104,8 milyar TL’ye ulaşmıştı.

Artan enflasyon, geçim koşullarının zorlaşması, seçimlerin ardından faizlerde ve döviz kurlarında artış beklentisi bir kez daha seçim öncesinde nakit çekim tutarlarını artırmıştı.

Enflasyonu yüksek talebe, yüksek talebi de kredi kartı harcamalarına bağlayan ekonomi yönetimi, bu konuda önlemler aldı. Bu önlemlerden biri, enflasyon ve rezervlerdeki baskı nedeniyle erkene, yani seçim öncesine çekilmişti.

Merkez Bankası (TCMB) mart ayı ortasında önce sözlü talimat sonra da resmi karar yoluyla kredi kartı nakit avans kullanımına karşı önlem almıştı.

TCMB’nin sözlü talimatıyla öncelikle 11 Mart’ta bankalar nakit çekimde limitleri ve taksit tutarlarını düşürmüştü.

16 Mart’ta ise TCMB bir tebliğ yayımlayarak kredi kartı nakit çekim işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında (KMH) uygulayacak aylık azami akdi faiz oranını yüzde 4,42’den yüzde 5’e, gecikme faizini yüzde 4,72’den yüzde 5,30’a yükseltmişti.

Seçimlerin ardından kredi kartlarında azami akdi faiz oranı aylık yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e, gecikme faiz oranı yüzde 3,96’dan yüzde 4,55’e yükseltilmişti.

Kredi kartı harcamalarında düşüş

Yüksek faizler, kartlı harcamaları frenlemeye başladı. Martta yıllık yüzde 126 artışla 1 trilyon 181,4 milyar TL olan kartlı harcamalar, nisanda yıllık yüzde 107 artışla 1 trilyon 127,8 milyar TL oldu.

Martta yıllık yüzde 138 artışla 991,8 milyar TL olan kredi kartı harcaması, nisanda yıllık yüzde 120 artışla 930,4 milyar TL’ye geriledi.

Paylaşın

Şimşek’ten Enflasyonla Mücadelede ‘Zaman, Kararlılık Ve Sabır’ Vurgusu

Enflasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Mehmet Şimşek, “Bütün hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve toplumsal refah. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, adil bir gelir dağılımı açısından fiyat istikrarı çok önemli” dedi ve ekledi:

“Enflasyonun tek haneye indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman ve sabır gerektiriyor. Ilk yılımızı geçiş dönemi olarak tanımladık ve bu ay itibarıyla geçiş dönemi sona eriyor. TCMB ne gerekiyorsa yapıyor, çok iyi bir ekibimiz var, sonuç alacağımıza inanıyorum.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte konuştu. BloombergHT’nin aktardığına göre; Şimşek, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bütün hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve toplumsal refah. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, adil bir gelir dağılımı açısından fiyat istikrarı çok önemli. Enflasyonun tek haneye indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman ve sabır gerektiriyor.

“Ne gerekiyorsa yapacağız”

Ilk yılımızı geçiş dönemi olarak tanımladık ve bu ay itibarıyla geçiş dönemi sona eriyor. TCMB ne gerekiyorsa yapıyor, çok iyi bir ekibimiz var, sonuç alacağımıza inanıyorum. TCMB ihtiyaç duyarsa likiditeyi çekmek için borçlanacağız. Fazla likidetinin piyasadan çekilmesi için TCMB ile yakın çalışacağız ve ne gerekiyorsa yapacağız.

Bütçe açığının iki haneye gitme ihtimali varken 5.2 ile sınırladık. Cari açık milli gelire oranla yüzde 2,5’in altına inecek. Hedefimiz cari açığı kalıcı bir şekilde yüzde 2,5’in altına indirmek. Kurda istikrar öngörümüz var, bu da dezenflasyonu beraberinde getirecek.”

Paylaşın

Erdoğan’dan “İslam Dünyası”na Gazze Tepkisi: Daha Neyi Bekliyorsunuz?

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Müslüman ülkelerin Gazze tepkisizliğini sert bir dille eleştirerek, “Daha neyi bekliyorsunuz? Bebeklerin boynu koparılıyor çadırlarda insanlar yakılıyor. Ne zaman bir araya geleceksiniz?” dedi ve ekledi:

“İslam alemi ne zaman Filistinli kardeşlerimin hukukunu onurunu koruyacak? Vallahi Allah bunun hesabını soracak. Tepkisiz kalana Allah bunun hesabını sorar. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz. Asla ve asla kan içmeye doymayacaklar. Bunlar sadece Gazze için değil bütün insanlık için tehdittir.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “İsrail, uluslararası hukukun kontrolüne girmeden hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahildir. Netanyahu ve cinayet şebekesi tamamen kontrolden çıkmadan bu soykırım insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalı” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Bugün 1071 ile başlayan fetihler zincirinin altın halkası olan İstanbul’un Fethi’nin 571’inci seneyi devriyesi. Cesaretiyle İstanbul’u bize armağan eden Fatih Sultan Mehmet’i rahmetle yad ediyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han henüz 21 yaşındayken bir çağı kapatıp yeni bir çağın kapılarını açmıştı.

Fetih anlaşılmadan milletimizin mefkuresi kızıl elma ideali anlaşılmaz. Fetih anlaşılmadan gemileri karadan yürüten strateji anlaşılmaz. Fetih İstanbul’un bahtını aydınlığa çevirmek demektir. Fetih bayındır kılmak, sadece şehirleri ve toprağı değil gönülleri de mamur etmektir.

Fethe işgal diyenlerin Haçlı sürülerinden farkı yoktur. İstanbul’un fetih ve Fatih ruhundan koparılmasına göz yummayacağız. Birileri hala kabullenemese de İstanbul Türk’tür, İstanbul Müslüman’dır. Allah’ın izniyle ebediyen öyle kalacaktır. İstanbul her şeyden önce bize ecdadın bize Fatih Sultan Mehmet Hanın, şehit ve gazilerin emanetidir.

Dün 28 Mayıs 2023 seçimlerinin de birinci yıl dönümüydü. Milletimizin tercihine mazhar olarak tekrar görevi üstlendik. 28 Mayıs seçimleri sonrası ifşa olan gizli anlaşmalar ülkemizin nasıl büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü gösteriyor.

Vatan, millet, ahlak edebiyatı yapanların koltuk uğruna savundukları değerleri nasıl sattığını takip ediyoruz. 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayının üzerindeki şüpheleri temizlemesi önemli. İmalarla konuşmayı bırakıp açık açık ifade etsin. O hançerin 14-28 Mayıs seçimlerinde milletimizin sırtına saplanmasına izin vermedik.

Pazartesi günkü kabine sonrasında hükümetimizin 1 yıllık karnesini kamuoyuyla paylaşacağız, hangi eserleri kazandırdığımızın hesabını milletimize vereceğiz.”

Refah’taki görüntülere can dayanmıyor. Refah’a saldırılarla daha kanlı safhaya girildi. İçinizde insanlıktan kırıntı kalmadı mı? 15 bin masum çocuktan ne istediniz. Ey Amerikan devleti bu kan senin eline de bulaşmıştır. Bu soykırımdan en az onlar kadar siz de sorumlusunuz. Çünkü sustunuz. Gazze’de insanlık ölürken Avrupa’da demokrasi ölüyor, ifade özgürlüğü ve çocuk hakları da ölüyor.

“Daha neyi bekliyorsunuz?”

Dünya bir manyağın barbarlığını izliyor. Ey BM sen ne işe yararsın. Dünya barbarlığı canlı yayında izliyor. Buradan İslam dünyasına bir çift sözüm var. Daha neyi bekliyorsunuz? Bebeklerin boynu koparılıyor çadırlarda insanlar yakılıyor. Ne zaman bir araya geleceksiniz?

İslam alemi ne zaman Filistinli kardeşlerimin hukukunu onurunu koruyacak? Vallahi Allah bunun hesabını soracak. Tepkisiz kalana Allah bunun hesabını sorar. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz. Asla ve asla kan içmeye doymayacaklar.

Bunlar sadece Gazze için değil bütün insanlık için tehdittir. İsrail, uluslararası hukukun kontrolüne girmeden hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahildir. Netanyahu ve cinayet şebekesi tamamen kontrolden çıkmadan bu soykırım insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalı.

Türkiye’de darbeler dönemi sona ermiştir. Siyasete müdahale etmeye kalkışanlar hapiste yaşlanacaklardır. Milli iradenin vesayet altına alınmasına izin vermeyeceğiz. Biz pusulası millete, milletin sesine ayarlanmış siyasetin temsilcileriyiz.

“Kimse merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın”

Türkiye’de 4 milyon civarında sahipsiz köpek olduğu sanılıyor. Bu sayı asimetrik bir şekilde katlanarak artıyor. Kuduz tehdidi de aynı oranda artıyor. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunumuz var. Öyle ki bazı ülkeler Türkiye’ye gelecek vatandaşlarını kuduz ile ilgili konularda uyarmaya başladı. Bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bizim medeniyetimiz bir merhamet devletidir.

Canlıya insan olsun hayvan olsun bitki olsun her zaman merhametle yaklaştık. Bu konuda vakıfların kurulduğunu görürsünüz. Biz doğum yapacak bir köpek için ordusunun yolunu değiştiren bir peygamberin ümmetiyiz. Hiç kimse merhametimizi sorgulamasın. Kimse merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın.

Gerçek şudur toplumun çok büyük bir kesimi bu meselenin bir an önce çözülmesini ve sokakların çocuklar başta olmak üzere herkes için güvenli olmasını istemektedir. Bu sorunu köklü bir şekilde çözüme kavuşturmamız şart. Tüm taraflarla istişare ediyoruz. Biz sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini amaçlıyoruz. Yegane amacımız bu. Bu mevzuatta yapılacak değişiklikteki amacımız budur. Sahipsiz hayvanlar bakımevlerinde tutulacak. ”

Paylaşın

Ali Koç: Önümüzdeki Sezon Sistemi De Yeneceğiz

Yüksek Divan Kurulu (YDK) üyeleriyle buluşmasında önemli açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Seneye daha da güçlü bir kadro kuracağız” dedi ve ekledi:

“Geçmişten aldığımız, tecrübe edindiğimiz konulardan hareketle daha iyi nokta atışları yapacağız. Önümüzdeki sezon sistemi de yeneceğiz.”

Fenerbahçe’de başkan adayı Aziz Yıldırım ile yarışacağı seçim öncesi çalışmalarını sürdüren Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu üyeleriyle buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu.

Ali Koç, sportif direktör Mario Branco’nun kulüpte kalacağını belirtirken, “Mario Branco bizimle devam edecek. İrfan Can, Fred, Ferdi, Osayi… Bunların hepsi olağanüstü astronomik bir rakam gelmediği taktirde takımda kalacak” ifadelerini kullandı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Ali Koç açıklamalarının devamında ise şu ifadeleri kullandı: “Fenerbahçemize her türlü haksızlığı her türlü adaletsizliği hatta her türlü saldırıyı yapanlara karşı geldiğimiz günden beri mücadele ettik. Mücadelenin dozajı arttı.

Fitilini ateşlediğimiz mücadeleyi sonuçlandırmak için adayım. Sayın Aziz Yıldırım kuvvetliyken yapmadınız da şimdi nasıl yapacağınızı bir anlatmanızda fayda olduğunu düşünüyorum. Bu kulüp 6 sene öncesine dönemez. Hepimiz kulübümüzü şampiyon yapmak istiyoruz. Ama ne demek borç beni ilgilendirmez? Nasıl ilgilendirmez?

Kendi dönemlerinde Fenerbahçe’ye operasyon yapılırken haykırıp isyan edenler, bugün yine Fenerbahçemize karşı operasyon yapıldığında birliktelik değil ayrıştırma, bölücülük yapıyorsa, saldırıları küçümsüyorsa, hatta alay ediyorsa onların da Fenerbahçeliliğine yazıklar olsun.

Seneye daha da güçlü bir kadro kuracağız. Geçmişten aldığımız, tecrübe edindiğimiz konulardan hareketle daha iyi nokta atışları yapacağız. Önümüzdeki sezon sistemi de yeneceğiz.”

Paylaşın

Putin’den Batı’ya Ukrayna Uyarısı: Ateşle Oynuyorsunuz

Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te gazetecilere açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’nın Ukrayna’ya silah sağlayarak ateşle oynadığını ve bunun küresel bir çatışmayı tetikleyebileceğini söyledi.

Vladimir Putin, “Sürekli tırmanan gerginlik ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu ciddi sonuçlar Avrupa’da ortaya çıkarsa, stratejik silahlar alanındaki eşitliğimiz göz önünde bulundurulduğunda, ABD nasıl davranacak? Küresel bir çatışma mı isteniyor?” dedi.

Vladimir Putin, Ukrayna’nın Rusya’ya uzun menzilli silahlarla saldırması halinde Batı’nın uydu, istihbarat ve askeri yardımına ihtiyaç duyacağını, dolayısıyla Batı’nın doğrudan müdahil olacağını söyledi. Rus lider ayrıca, Fransız birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesinin küresel çatışmaya doğru atılmış bir adım olacağını kaydetti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya sağladıkları silahlarla Rusya’daki askeri hedefleri vurmalarına izin vermeleri gerektiğini söylemiş, silah kısıtlamalarının gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu görüş bazı NATO üyeleri tarafından desteklenirken, ABD tarafından desteklenmiyor.

Ukrayna savaşı, on binlerce Ukraynalı sivilin ölümüne, milyonlarcasının yurt dışına kaçmasına, mahallelerin ve şehirlerin harabeye dönmesine neden oldu.

Ukrayna’nın şu anda yüzde 18’ini kontrol eden Rusya’nın ilerleyişi ve Harkov bölgesinde yeni bir cephe açması, Batı’da Kiev’e yüz milyarlarca dolar yardım, silah ve istihbarat verdikten sonra başka neler yapabileceği konusunda bir tartışmayı tetikledi.

Ukrayna, savaşta başarı elde etmek için Rus hatlarının gerisini vurabilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Rus yetkililer, Ukrayna’nın Rus şehirlerine, petrol rafinerilerine ve hatta son günlerde nükleer erken uyarı sisteminin unsurlarına yönelik tekrarlanan saldırılarının ardından Moskova’nın sabrının tükenmekte olduğunu dile getiriyor.

Rus devlet televizyonu tarafından Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin meşruiyetinin sorulması üzerine Putin, Ukrayna’da şu anda tek meşru otoritenin parlamento olduğunu ve parlamento başkanına yetki verilmesi gerektiğini söylemişti.

Zelenski’nin görev süresi dolmasına rağmen ülkede devam eden savaşın ardından uygulanan sıkıyönetim nedeniyle seçime gidilmedi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Yeni Anayasa Tartışmaları: CHP Kapıları Kapattı

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu’nda yaptığı, “Mevcut Anayasa ile devam edemeyiz” açıklaması CHP PM’nin gündemine geldi.

Edinilen bilgiye göre, “Bizim mevcut anayasaya uyulmadığı ve yargıya müdahaleler sürdüğü konusundaki eleştirilerimizde hiçbir değişiklik yok” yorumunu yapan CHP PM üyeleri, AK Parti ile Anayasa değişikliği konusunda yan yana duramayacaklarını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 26 Mayıs’ta düzenlenen Büyük Emekli Mitingi’nin ardından gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısında, “Normalleşme” süreci, mitingler, tüzük değişikliği ve yeni anayasa tartışmaları ele alındı.

CHP Lideri Özel’in kurmaylarına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle gerçekleştirdiği görüşmeler detaylarını paylaştı. Liderler arasındaki zirvelerin, “Yumuşama” ve “Normalleşme” kelimeleriyle tanımlanmaması gerektiğini ifade eden CHP yetkilileri, “Amacımız kutuplaşmayı azaltmak. Bu bir kutuplaşmayı azaltma sürecidir” dedi.

BirGün’den Mustafa Bildirci’nin haberine göre, CHP’nin, toplumsal sorunlarla ilgili sözünü en sert şekilde söylemeye devam edeceğini kaydeden parti yetkilileri, “Öğretmenler ve emekliler ile bir araya geldik. Siyasi iktidarın politikaları nedeniyle mağdur olan, dezavantajlı pozisyona düşen tüm kesimlerle bir araya olmaya, gücümüzü birleştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu’nda yaptığı, “Mevcut Anayasa ile devam edemeyiz” açıklaması da CHP PM’nin gündemine geldi. Edinilen bilgiye göre, “Bizim mevcut anayasaya uyulmadığı ve yargıya müdahaleler sürdüğü konusundaki eleştirilerimizde hiçbir değişiklik yok” yorumunu yapan CHP PM üyeleri, AK Parti ile Anayasa değişikliği konusunda yan yana duramayacaklarını söyledi.

CHP’de 31 Mart Yerel Seçimleri sürecinde parti aleyhine çalışan üyelerin raporlanma sürecinde sona gelindiği de öğrenildi. Parti kaynakları, CHP üyesi olmasına karşın rakip aday adına çalışan üyelerin kesin ihraç istemiyle disipline sevk edileceğini bildirdi. Bu kapsamda genel merkeze gelen bilgilendirmeleri inceleyeceklerini söyleyen CHP yetkilileri, parti aleyhine çalıştığı net şekilde tespit edilen kişi sayısının 800’e yakın olduğunu belirtti.

“Kimse kimseyi kandırmasın”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis’te düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, toplantı öncesi, İYİ Parti’den istifa ederek CHP’ye geçen Prof. Dr. Taner Demirer’e parti rozetini taktı.

AK Parti’nin hazırlığını sürdürdüğü sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeyle ilgili konuşan Özgür Özel, “Bakım evine alacağız 30 günde sahiplenen olmazsa öldüreceğiz diyorlar. Bir eczacı olarak ötenazi ilacının maliyetini de biliyorum. Kısırlaştırmadan da pahalı bu rakam. Kimse kimseyi kandırmasın. Burada bir anlayış ve bilgisizlik yoksa inanılmaz bir vicdansızlık var” diye konuştu.

Geçtiğimiz pazar günü Ankara’da düzenlenen Emekli Mitingi hakkında değerlendirmelerde bulunan Özel, “Bu ülkeyi bugünlere getirenlere selam olsun. Yanınızdayız, arkanızdayız. Birinci parti olmanın sorumluluğuyla birlikte yürüyoruz. Emeklilerle bu sorunu gündemde tutmaya onların hakkını söke söke almaya devam edeceğiz” ifadelerine kullandı.

Paylaşın

Prader Willi Sendromu Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Teşhisi, Tedavisi

Prader Willi sendromu (PWS), bebeklik döneminde uyuşukluk, azalmış kas tonusu (hipotoni), zayıf emme ve zayıf kilo alımı ve büyüme ile birlikte beslenme güçlükleri ve diğer hormon eksiklikleri ile karakterize edilen genetik bir çoklu sistem bozukluğudur.

Haber Merkezi / Çocukluk çağında bu bozukluğun özellikleri arasında kısa boy, küçük cinsel organlar ve aşırı iştah yer alır. Etkilenen bireyler, yemeği tamamladıktan sonra doyum hissetmezler (doyma). Müdahale edilmediğinde aşırı yeme, yaşamı tehdit eden obezitenin başlamasına yol açabilir. Yiyecek zorlaması sürekli denetim gerektirir. Şiddetli obezitesi olan bireylerde kalp yetmezliği, uyku apnesi, diyabet, solunum problemleri ve hayatı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilecek diğer ciddi durumlara yakalanma riski artabilir.

PWS’li tüm bireylerde düşük normal zeka ve öğrenme güçlüğü ile hafif ila orta dereceli zihinsel engellilik arasında değişen bazı bilişsel bozukluklar vardır. Davranış sorunları yaygındır ve öfke nöbetleri, obsesif/kompulsif davranışlar ve deri yolmayı içerebilir. Motor kilometre taşları ve dil gelişimi sıklıkla gecikir.

PWS, babanın 15. kromozomundan silindiğinde, 15. kromozomun proksimal uzun kolundaki belirli genleri etkileyen anormallikler nedeniyle oluşur ve bu nedenle, kromozomu bağışlayan ebeveynin cinsiyetine bağlı olarak kromozom kusuruna yol açan bir genomik damgalama bozukluğu olarak adlandırılır. çocuk. Bu anormallikler genellikle yumurta veya sperm gelişimindeki rastgele (ara sıra) hatalardan kaynaklanır, ancak bazen kalıtsaldır.

PWS’nin semptomları ve ciddiyeti kişiden kişiye değişebilir. Bozukluğun birçok özelliği spesifik değildir ve diğerleri zaman içinde yavaş yavaş gelişebilir veya belirsiz olabilir. Etkilenen bireylerin aşağıda tartışılan semptomların tümüne sahip olmayabileceğini unutmamak önemlidir. Etkilenen bireyler, doktorları ve sağlık ekibiyle kendilerine özgü vakalar, ilgili semptomlar ve genel prognoz hakkında konuşmalıdır. Çoğu zaman bu, hastalık hakkında en güncel ve doğru bilgileri sağlamak ve genetik test seçeneklerini veya tedavi planlarını tartışmak için bu genetik bozuklukta deneyimi olan bir klinik genetikçinin veya genetik danışmanın girdisini gerektirir.

Başlangıçta bebeklerde kas tonusunda azalma (hipotoni) görülür ve bu da bebeğin tutulduğunda “gevşek” hissetmesine neden olabilir. Çoğunlukla şiddetli olan infantil hipotoni, bozukluğun neredeyse evrensel bir özelliğidir. Hipotoni doğumdan önce (doğum öncesi) mevcut olabilir ve potansiyel olarak fetal hareketlerin azalmasına ve fetüsün anormal pozisyonuna (örneğin, makat pozisyonu) neden olabilir. Doğum öncesi hipotoni, yardımlı doğum gerektirme riskinin artmasıyla ilişkilidir. Doğumdan sonra hipotoni, uyuşukluk, zayıf ağlama, uyaranlara zayıf yanıt verme ve zayıf emme yeteneği de dahil olmak üzere zayıf reflekslerle ilişkilidir; bu da beslenme güçlüklerine ve gelişme başarısızlığına neden olur. Bebekler genellikle emzirilemez ve tüple beslenmeye ihtiyaç duyabilirler. Hipotoni zamanla yavaş yavaş iyileşir, ancak PWS’li bazı yetişkinlerde bir dereceye kadar hipotoni olmaya devam edebilir.

Etkilenen bebeklerde ayrıca badem şeklinde gözler, ince bir üst dudak, aşağı dönük bir ağız, dar bir burun köprüsü, dar bir alın ve orantısız derecede uzun, dar bir kafa (dolikosefali) gibi farklı yüz özellikleri bulunabilir. Ayırt edici yüz özellikleri doğumdan kısa bir süre sonra fark edilebilir veya zamanla yavaş yavaş gelişebilir.

Etkilenen bebekler büyüdükçe beslenmeleri ve iştahları artacak ve uygun şekilde büyüyeceklerdir. Tipik olarak 2-4,5 yaşları arasında iştahta veya kalori alımında gözle görülür bir değişiklik olmasa da kiloları artar. 4,5-8 yaşları arasında, iştah ve kalori alımı genellikle artar, genellikle bundan sonra olağanüstü derecede büyük miktarda yiyecek yeme ihtiyacı (hiperfaji) gelişir, çünkü genellikle yemeği tamamladıktan sonra doyum hissetmezler (tokluk).

Ayrıca büyüme hormonu replasmanı ile tedavi edilmediği takdirde PWS’li kişilerde düşük kas, azalan metabolizma ve azalan fiziksel aktivite nedeniyle kalori ihtiyacında azalma söz konusudur. Sonuç olarak, başkaları tarafından kontrol edilmediği takdirde aşırı yeme, hızlı kilo alma ve morbid obezite ortaya çıkar. Etkilenen çocukların hepsi bu aşamalardan geçmeyecektir.

Kontrolsüz ve tedavi edilmezse, ölümcül kalp ve akciğer komplikasyonlarına, diyabete, yüksek tansiyona (hipertansiyon) ve diğer ciddi komplikasyonlara yol açabilecek morbid obezite gelişebilir. Yemek yeme zorunluluğu o kadar bunaltıcıdır ki, bu bozukluğa sahip kişiler, denetimsiz bırakılırsa, bozulmuş yiyecek veya çöp gibi zararlı yiyecekleri ve mideye zararlı aşırı miktarda yiyerek kendilerini tehlikeye atabilirler. Etkilenen çocuklar ayrıca yiyecek istifleme ve/veya yiyecek arama, yiyecek çalma ve yiyecek satın almak için para çalma gibi yiyeceklerle ilgili alışılmadık davranışlar da sergileyebilir.

Etkilenen bazı bireylerde aşırı yeme atakları nedeniyle ciddi, hayatı tehdit eden gastrointestinal komplikasyonlar gelişti. Bu tür komplikasyonlar arasında bağırsak duvarında bir delik veya yırtık oluşmasıyla (perforasyon) ve doku kaybıyla (nekroz) şiddetli şişkinlik (gastrik dilatasyon) yer alabilir. Mide boşalmasının ve yutma güçlüğünün azaldığı belirtiliyor.

PWS’li çocuklar aynı zamanda öğrenme güçlüğü olan sınırda veya düşük normal zekadan hafif ila orta derecede zihinsel engelliliğe kadar değişen çeşitli düzeylerde bilişsel bozukluklara sahiptir. Motor kilometre taşlarının (örneğin yürüme veya oturma) kazanılması ve dil gelişimi sıklıkla gecikir.

Etkilenen çocuklar genellikle tatlı ve sevgi dolu kişiliklere sahiptir ancak sıklıkla farklı davranış sorunları geliştirirler. Bu tür sorunlar arasında öfke nöbetleri, inatçılık, obsesif/kompulsif davranışlar, manipülatif davranışlar ve deri yolma yer alabilir ve bunlar kronik açık yaralara, yara izlerine ve enfeksiyona neden olabilir. Bazı hastalarda davranış profili otizmi düşündürebilir. Psikoz geç ergenlerin ve genç yetişkinlerin yaklaşık %10-20’sinde görülür. Kanıtlar, kromozom 15 anormalliğinin tipinin belirli öğrenme ve davranış problemleriyle ilişkili olabileceğini göstermektedir.

Hipogonadizm PWS’de sık görülen bir bulgudur. Hipogonadizm, cinsiyet organlarının, erkeklerde testislerin ve kadınlarda yumurtalıkların yetersiz fonksiyonunu ifade eder. Etkilenen bireylerdeki cinsel organlar yeterli seks hormonu üretemez; bu da cinsel organların az gelişmiş olmasına, ergenlikte eksik gelişmeye, ergenliğin gecikmiş başlangıcına ve kısırlığa neden olabilir. Genital azgelişmişlik doğumda belirgindir.

Etkilenen erkeklerde küçük bir penis, az gelişmiş skrotum ve küçük testisler bulunabilir. Testislerden birinin veya her ikisinin inmemesi (kriptorşidizm) de sık görülen bir bulgudur. Etkilenen dişilerde anormal derecede küçük bir klitoris veya labia minör olabilir. Adet döngüsünün olmaması (birincil amenore) yaygındır ve bazı kadınlarda ilk adet dönemi (menarş) 30 yaş veya daha sonra ortaya çıkmayabilir.

PWS’li bireylerde, beynin tabanında yer alan ve çeşitli hormonların üretiminden sorumlu olan küçük bir bez olan ön hipofiz bezinden büyüme hormonunun yetersiz salgılanmasıyla karakterize edilen bir durum olan büyüme hormonu (GH) yetmezliği vardır. Çocuklar cinsiyete ve yaşa (boy kısalığı) bağlı olarak ortalamanın önemli ölçüde altında olabilir. GH eksikliği hem çocukları hem de yetişkinleri etkiler ve etkilenen bireylerin nihai yetişkin boyu, etkilenmeyen aile üyelerinden daha kısadır.

Eğer GH tedavisi tanı anında, genellikle erken bebeklik döneminde reçete edilirse, PWS hastalarında görülen yağ miktarında azalma, kas kütlesinde artış ve vücut kompozisyonunda değişiklik ile birlikte sonuçlar pozitif olur. Ek olarak, PWS’de daha erken teşhis konulduğuna dair kanıtlar da mevcuttur; bu da bu bozukluğa sahip kişilerde görülen diğer tıbbi sorunları (komorbiditeleri) azaltır. Bu nedenle, PWS’de erken yaşta başlayan GH tedavisi, normal büyüme çizelgeleri ile karşılaştırmalı olarak PWS’ye özgü büyüme çizelgelerine dayalı olarak 18 yaşına kadar büyümenin neredeyse normale dönmesiyle boy ve ağırlık dahil vücut kompozisyonunu iyileştirebilir.

Etkilenen bireylerde ayrıca anormal derecede küçük eller ve ayaklar, omurganın yan yana eğriliği (skolyoz) ve bireylerin yaklaşık %10’unda hatalı biçimlendirilmiş bir kalça (kalça displazisi) bulunabilir. Skolyoz bebeklik dönemi de dahil olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilir, şiddeti değişiklik gösterir ve takip edilmelidir. Gündüz aşırı uyku hali, hızlı göz hareketi (REM) gecikmesinin azalması, normal uyku döngüsünün bozulması ve merkezi ve/veya obstrüktif uyku apnesi gibi uyku sorunları yaygındır.

Bazı bireylerde, özellikle PWS’li kişilerin yaklaşık %60’ında görülen (Nedenler bölümünde tartışılan) kromozom 15q silinmesi olanlarda, saçları, gözleri ve cildi etkileyen hipopigmentasyon olarak bilinen renk eksikliği (pigment) görülebilir. Diğer aile üyelerine göre açık tenli görünebilirler. Miyopluk (miyopi) ve gözlerin yanlış hizalanması (şaşılık) da ortaya çıkabilir.

Etkilenen bireyler ayrıca tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları yaşayabilir. Etkilenen bireylerin %25 kadarında tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidizm) olabilir. Ek olarak, PWS’li bireylerde, özellikle obez yetişkinlerde, kemik yoğunluğunun azalmasına bağlı kırıklar (osteopeni), sıcaklık duyusunun değişmesi, kusma eşiğinin yüksek olması ve bacaklarda şişlik (ödem) ve ülserasyonlar dahil olmak üzere belirli durumların oranları artmaktadır. Bazı kişilerde anormal derecede kalın, yapışkan tükürük ile tükürük akışı azalmış olabilir. Etkilenen bireylerde ortaya çıkabilecek ek semptomlar arasında yüksek ağrı eşiği, bilinmeyen bir neden olmadan kolayca morarma eğilimi ve nöbetler yer alır.

PWS’li bazı bireylerde, adrenokortikotropik hormon (ACTH) eksikliği ile karakterize edilen bir durum olan merkezi adrenal yetmezlik (CAI) gelişebilir. Bu hormon hipofiz bezi tarafından üretilir. ACTH’nin ana işlevlerinden biri, adrenal bezleri, kan şekerinin düzenlenmesine ve vücudun stresle başa çıkmasına yardımcı olan kortizol üretmeye teşvik etmektir. Bazı hastalarda CAI yalnızca stres dönemlerinde (örn. hastalık veya yaralanma sırasında) tespit edilebilir.

CAI’den etkilenen bireylerin kesin yüzdesi ve bunun PWS’li bireyler üzerindeki genel etkileri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. PWS’deki ölüm nedenleri ve hayatta kalma eğilimlerinin doğal seyri yakın zamanda yayınlanmıştır ve PWS’li bir kişinin sağlık durumunu ve prognozunu daha iyi izlemek amacıyla bilgi edinmek, komorbiditelerle ilgili güncel anlayış ve teşhis elde etmek açısından faydalıdır.

PWS, kromozom 15’in belirli bir bölgesindeki genler mevcut olmadığında veya çalışmadığında ortaya çıkar. 15. kromozomun bu bölgesi 15q11.2-q13’te bulunur ve Prader-Will sendromu/Angelman sendromu bölgesi (PWS/AS) olarak belirlenmiştir. PWS’li bireylerde çalışmayan PWS/AS bölgesi her zaman babadan miras kalan 15 numaralı kromozom üzerinde yer alır.

İnsan hücrelerinin çekirdeğinde bulunan kromozomlar, her bireye ait genetik bilgiyi taşır. İnsan vücut hücrelerinde normalde 46 kromozom bulunur. İnsan kromozom çiftleri 1’den 22’ye kadar numaralandırılır ve cinsiyet kromozomları X ve Y olarak gösterilir. Erkeklerde bir X ve bir Y kromozomu, kadınlarda ise iki X kromozomu bulunur. Her kromozomun “p” ile gösterilen kısa bir kolu ve “q” ile gösterilen uzun bir kolu vardır. Kromozomlar ayrıca numaralandırılmış birçok banda bölünmüştür. Örneğin “kromozom 15q11.2-q13”, 15. kromozomun uzun kolundaki 11.2-13 bantlarını ifade eder. Numaralandırılmış bantlar, her kromozomda bulunan binlerce genin konumunu belirtir.

PWS ile ilişkili genleri etkileyen değişiklikler, bir genin yapısındaki değişiklikleri (genetik faktörler) veya bir genin işlevindeki veya ifadesindeki değişiklikleri (epigenetik) içerebilir. Üç spesifik anormallik öncelikle PWS ile ilişkilidir – kromozomal 15q11-q13 silinmesi, anneden gelen tek ebeveynli disomi 15 veya her ikisi de anneden gelen kromozom 15’ler ve kromozom 15 üzerindeki gen aktivitesini kontrol eden bölgedeki genetik damgalama hataları.

PWS, genetik damgalama olarak bilinen spesifik bir süreçle ilişkilidir. Normalde herkeste her genin iki kopyası bulunur; biri babadan, diğeri anneden alınır. Çoğu insanda her iki gen de “açıktır” veya aktiftir. Bununla birlikte, bazı genler, hangi ebeveynin geni çocuğa verdiğine (genetik damgalama) bağlı olarak tercihen susturulur veya “kapatılır”. Genetik damgalama, metilasyon adı verilen bir süreç ve DNA seviyesindeki diğer kimyasal değişiklikler yoluyla kimyasal anahtarlar tarafından kontrol edilir. Normal gelişim için uygun genetik damgalama gereklidir. Arızalı damgalama, PWS de dahil olmak üzere çeşitli bozukluklarla ilişkilendirilmiştir.

Damgalanmış genler kromozomlar üzerinde kümelenme veya gruplanma eğilimindedir. Birkaç damgalanmış gen, kromozom 15’in uzun kolundaki (q) bir kümede bulunur. Küme, bu bölgedeki damgalanmış genlerin aktivitesini düzenleyen, damgalama merkezi olarak bilinen işlevsel bir bölge içerir.

PWS’li kişilerin çoğunda (yaklaşık %60), babanın 15. kromozomunun PWS/AS bölgesi eksik veya silinmiştir. Bu kromozomal silme, gelişimdeki rastgele bir hatadan kaynaklanır ve kalıtsal değildir ( de novo silme) ve kalıtsal değildir. Bu nedenle PWS vakalarının çoğu sporadik olarak ortaya çıkar ve başka bir gebelikte tekrarlama riski %1’den azdır.

Son veriler, PWS’li kişilerin yaklaşık %35’inde, etkilenen kişinin anneden 15. kromozomun iki kopyasını aldığını ve babanın 15. kromozomunun hiçbir kopyasını almadığını göstermektedir (maternal tek ebeveynli disomi olarak anılır). Bu tür genetik değişim aynı zamanda gelişimdeki rastgele bir hata nedeniyle de ortaya çıkar. Çoğu durumda, tek ebeveynli disominin tekrarlama riskinin %1’den az olduğu tahmin edilmektedir.

PWS’li kişilerin %5’inden azında babanın 15. kromozomunun PWS/AS bölgesi mevcuttur ancak genler düzgün çalışmaz. PWS’nin bu formu, damgalama merkezi adı verilen genlerdeki bir anormallikten kaynaklanır ve bazen yüksek bir riskle (%50’ye kadar) bir nesilden diğerine aktarılabilen bir genetik değişiklikten (örn. mikrodelesyon) kaynaklanır.

Etkilenen kişilerin çok küçük bir kısmında, PWS, 15. kromozomun dengeli bir translokasyonu nedeniyle meydana gelmiştir. Translokasyonlar, belirli kromozomların bazı kısımları kopup yeniden düzenlendiğinde meydana gelir; bu, genetik (örn. damgalama merkezinin genleri) materyalin ve değiştirilmiş bir kromozom seti. Bir kromozomal translokasyon dengeliyse (yani hiçbir eksik veya fazlalık olmaksızın yeniden düzenlenmiş kromozomlardan oluşuyorsa), genellikle taşıyıcıya zarar vermez. Ancak böyle bir kromozomal yeniden düzenleme, yumurta veya sperm üretiminde meydana gelen olaylara bağlı olarak taşıyıcının çocuklarında anormal kromozomal gelişim riskinin artmasıyla ilişkilendirilebilir.

Çeşitli damgalanmış genler, kromozom 15’in PWS/AS bölgesine haritalanmıştır. Bununla birlikte, ilgili spesifik genler ve PWS’nin çeşitli semptomlarının gelişimindeki rolleri karakterize edilmekte ancak henüz bilinmemektedir. PWS ile ilişkili semptomların çoğunun, beyinde hormon salgılarını düzenleyen ve genetik kontrol altında olan bir bez olan hipotalamusun arızalanmasından kaynaklandığına inanılmaktadır.

Hipotalamus tarafından üretilen hormonlar vücut ısısını, açlığı, ruh halini, cinsel dürtüyü, uykuyu ve susuzluğu etkiler. Hipotalamus aynı zamanda diğer bezlerden, özellikle de büyüme ve seks hormonları da dahil olmak üzere bazı hormonların salınımını düzenleyen hipofiz bezinden hormon salınımını da etkiler.

PWS tanısı ayrıntılı bir hasta geçmişine, kapsamlı klinik değerlendirmeye ve karakteristik semptomların tanımlanmasına dayanır. PWS için fikir birliği tanı kriterleri oluşturulmuştur ve potansiyel PWS vakalarının belirlenmesinde etkilidir, ancak tanıyı doğrulamak ve spesifik genetik alt tipi (15q11-q13 delesyonu, anne disomisi 15, damgalama kusuru) belirlemek için genetik test gereklidir. Bu nedenle, açıklanamayan hipotonisi olan ve emme gücü zayıf olan tüm bebekler ve yenidoğanlar PWS açısından test edilmelidir.

PWS teşhisini doğrulamak için DNA metilasyon testleri ve floresan in situ hibridizasyon (FISH) dahil olmak üzere bazı özel testler gereklidir. Daha yakın zamanlarda, genom boyunca tüm kromozomları temsil eden birkaç yüz bin DNA probunun (örneğin 2,8 milyon prob) kullanıldığı yüksek çözünürlüklü kromozomal mikrodizi çalışmaları, rutin kromozom çalışmaları ile görülemeyen kromozomlardaki küçük silinmeleri veya kopyaları tanımlamak için kullanılabilir.

Yüksek çözünürlüklü kromozom mikrodizileri, iki tipin (daha büyük tip I ve daha küçük tip II) bulunduğu tipik kromozom 15q11-q13 delesyonlarının, bu kromozom bölgesinin diğer yeniden düzenlemelerinin, damgalama kusurlarının ve PWS’de görülen spesifik anne disomisi 15 alt sınıflarının tanımlanmasında en kullanışlıdır. . Genetik laboratuvar test algoritmaları ve genetik teknolojisindeki ilerlemeler, daha kesin test sonuçlarına olanak tanımış ve klinik bulguların şiddeti, hastalık sürveyansı ve nüks risklerinin spesifik genetik anormalliğe bağlı olabilmesi nedeniyle önemli olan PWS moleküler genetik sınıfının belirlenmesine olanak sağlamıştır.

PWS’nin tedavisi her bireyde belirgin olan spesifik semptomlara yöneliktir. Erken müdahale ve tedavinin sıkı bir şekilde sürdürülmesi, etkilenen bireylerin ve ailelerinin genel sağlığını ve yaşam kalitesini büyük ölçüde iyileştirebilir. Tedavi, uzmanlardan oluşan bir ekibin koordineli çabalarını gerektirebilir. Klinik genetikçiler, çocuk doktorları, ortopedistler, endokrinologlar, konuşma terapistleri, psikologlar, diyetisyenler, beslenme uzmanları ve diğer sağlık profesyonellerinin çocuğun tedavisi için sistematik ve kapsamlı bir şekilde etkili bir program planlaması gerekebilir.

Etkilenen bireylere ve ailelerine, durumu daha ayrıntılı olarak tartışmak ve belirli PWS moleküler sınıflarının tanımlanması için genetik testler tamamlandıktan sonra bilgi ve tekrarlama riskleri sağlamak üzere genetik danışmanlık önerilir. Ebeveynlerin, PWS ile ilişkili davranış ve yeme sorunlarına yönelik uygun ebeveynlik tekniklerini öğrenmeleri şiddetle tavsiye edilir; bu tür bir eğitim daha iyi prognozla ilişkilidir.

Spesifik terapötik prosedürler ve müdahaleler, hastalığın şiddeti; belirli semptomların varlığı veya yokluğu; bireyin yaşı ve genel sağlığı; ve/veya diğer unsurlar. İlaç rejimlerinin ve/veya diğer tedavilerin kullanımına ilişkin kararlar, proteinleri kodlayan genlerin (örn. karaciğer enzimleri) DNA modellerini test etmek ve tanımlamak için farmakogenetik veya kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımını takiben doktorlar ve sağlık ekibinin diğer üyeleri tarafından verilmelidir.

PWS’li bir hastayı tedavi etmek için reçete edilen ilaçların veya ilaçların parçalanması veya metabolizması. Hastanın durumunun özelliklerine göre hastayla dikkatli konsültasyon; olası yan etkiler ve uzun vadeli etkiler de dahil olmak üzere potansiyel faydalar ve risklerin kapsamlı bir şekilde tartışılması; hasta tercihi; ve diğer uygun faktörler.

Bebeklerde yeterli beslenmenin sağlanması için özel emzikler veya sondayla besleme kullanılabilir. Sondayla besleme, beslenme güçlüğü çeken yeni doğmuş bir bebeği doğrudan beslemek için burun ve ağızdan mideye küçük, ince bir tüpün geçirildiği bir prosedürdür.

Erkeklerde hipogonadizmin testosteron veya insan koryonik gonadotropini ile tedavisi bebeklik döneminde faydalı olabilir, potansiyel olarak cinsel organların boyutunu artırabilir veya kriptorşidizm mevcut olduğunda testislerin skrotuma inmesini teşvik edebilir. Kriptorşidizm bazen kendiliğinden veya hormon tedavisiyle çözülebilse de çoğu erkekte cerrahi tedavi gerekir.

PWS’li bireyler ayrıca boyu uzatmaya, yağsız vücut kütlesini, hareketliliği ve solunum fonksiyonunu iyileştirmeye, vücut yağını azaltmaya ve sonuçta yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilecek büyüme hormonu (GH) tedavisinden de yararlanır. Bazı çalışmalar GH tedavisinin gelişimi ve davranışı iyileştirebileceğini göstermiştir. 2000 yılında ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), genetik olarak doğrulanmış PWS’li ve büyüme başarısızlığı kanıtı olan çocukların tedavisinde insan büyüme hormonunun kullanımını onayladı.

Çalışmalar, GH tedavisine ne kadar erken başlanırsa o kadar faydalı olduğunu ve tedaviye iki ila üç aylık gibi erken bir dönemde başlanabileceğini göstermiştir. GH tedavisinin yüz görünümünü ve genel vücut yapısını (vücut habitusunu) iyileştirdiği gösterilmiştir. Büyüme hormonu tedavisi olan ve olmayan PWS için standartlaştırılmış büyüme grafiklerinin geliştirilmesi oluşturulmuş olup, PWS’de belirli yaşlardaki büyüme parametrelerinin izlenmesi için kullanılabilir.

Etkilenen bireylerin, GH tedavisine başlamadan önce obstrüktif uyku apnesini tespit etmek ve tedavi etmek için bir uyku çalışmasına tabi tutulması önerilir çünkü bazı raporlar, PWS’li bazı bireylerde (örneğin derin hipotonisi veya obezitesi olanlar ve önceden mevcut solunum veya kalp problemleri). Bununla birlikte, diğer araştırmacılar, GH tedavisinin bu vakalarda doğrudan bir rolü olup olmadığı konusunda şüphelerini dile getirmişlerdir, ancak PWS’li bireylerde GH tedavisine ilişkin kararlar, en iyi şekilde, bir uyku çalışması ve adrenal bez yetmezliğine yönelik değerlendirmelerden sonra bir pediatrik endokrinoloğa danışıldıktan sonra verilir.

PWS’li çocukların motor beceriler, zihinsel engellilik, konuşma ve dil gelişimi ile ilgili sorunları değerlendirmek ve tedavi etmek için erken müdahaleye ihtiyacı vardır. Erken müdahale, fiziksel ve mesleki terapiyi, özel eğitimi ve konuşma terapisini içerebilir. Okul başlangıcında bireyselleştirilmiş bir eğitim planı oluşturulmalıdır. Davranış terapisi ve bazı hastalarda spesifik serotonin geri alım inhibitörleri gibi psikoaktif ilaçlar, zor davranışların veya psikozun yönetilmesinde faydalı olabilir.

Çocuklar, şaşılık gibi potansiyel olarak PWS ile ilişkili göz anormalliklerini ve görme keskinliğini değerlendirmek için bir oftalmolojik muayeneye tabi tutulmalıdır. Çocuklar ayrıca PWS’li hastalarda ortaya çıkabilecek kalça displazisi ve skolyoz açısından da değerlendirilmelidir. Uyku bozukluğunun değerlendirilmesi ve tedavisi de önerilmektedir. Bazı araştırmacılar, PWS’li tüm bireylerin hipotiroidizm (PWS’de artan insidansla ortaya çıkan) ve merkezi adrenal yetmezlik açısından taranmasını önermektedir.

Çocukluk döneminde düşük kalorili bir diyet, düzenli egzersiz ve gıda alımının ve erişiminin sıkı bir şekilde denetlenmesinden oluşan bir program formüle edilmelidir. Gıda alımının sıkı denetimi boy, kilo ve vücut kitle indeksine (BMI) dayanmalıdır. Böyle bir program, obezitenin gelişmesini önlemeye yardımcı olmak için obezite belirtileri ortaya çıkmadan önce başlamalıdır. Yiyeceklere erişimin sınırlandırılması, dolapların ve buzdolaplarının kilitlenmesini gerektirebilir. Bazı bireyler, özellikle kalsiyum ve D vitamini olmak üzere vitamin takviyesine ihtiyaç duyabilir.

Seks hormonları ergenlik döneminde değiştirilebilir çünkü ikincil cinsel özelliklerin gelişimini teşvik edebilir ve benlik imajını ve kemik yoğunluğunu geliştirebilirler. Erkeklerde bu tür bir tedavinin kullanımı tartışmalıdır çünkü aylık enjeksiyonla testosteron replasmanı erkeklerde davranış sorunlarına katkıda bulunabilir; testosteron yaması veya jeli kullanılması bu sorunu önleyecektir. Cinsiyet hormonu replasman tedavisi genel popülasyonda olduğu gibi kadınlarda da felç riskini artırabilir ve hijyen hususları da dikkate alınmalıdır. Cinsel eğitim ve doğum kontrolünün dikkate alınması önemlidir. Azalan tükürük akışı özel diş macunları, jeller, gargara ve sakızlarla iyileştirilebilir.

Paylaşın

Erken Ergenlik Nedir? Bilinmesi Gereken Her Şey

Erken ergenlik, ergenliğin anormal derecede erken başlaması anlamına gelir. Bir çocuğun beklenmedik derecede erken yaşta genç bir yetişkine dönüştüğü bir dizi olay meydana gelir. Büyüme ve seks hormonlarını salgılayan bezler yaşamın erken dönemlerinde anormal şekilde çalışmaya başlar ve bu durum ortaya çıkar. Çoğu zaman erken ergenliğin kesin nedeni bilinmemektedir.

Haber Merkezi / Erken ergenlik (PP) istatistiksel bir tanımdır; yani, çocuklarda ikincil cinsel özelliklerin ergenlik başlangıcının ortalama yaşından iki standart sapma daha küçük bir yaşta başlamasıdır. Bu nedenle cinsel erken gelişmeyi tanımlayan gerçek yaş, ergenliğin ortalama başlangıç ​​yaşını tanımlamak için kullanılan epidemiyolojik verilere bağlıdır.

Bu nedenle farklı popülasyonlar ve farklı zaman dilimleri farklı PP tanımlarına sahip olacaktır. Klasik olarak Kuzey Amerika’da ergenlik, kızlarda 8 yaşından, erkeklerde ise 9 yaşından önce başlıyorsa erken gelişmiş kabul edilir. Son zamanlarda, büyük olasılıkla nüfustaki artan kilo nedeniyle ergenliğin daha erken başlangıç ​​yaşı olduğu görülüyor.

İkincil cinsel özellikler arasında erkeklerde testis büyümesi (>3 ml) ve/veya kasık kıllarının gelişimi, kızlarda ise göğüs ve/veya kasık kıllarının gelişimi yer alır. Ergenlik başlangıcını düşündüren diğer belirtiler arasında sivilce, büyümenin hızlanması, ses değişiklikleri, vajinal akıntı veya kanama ve ileri iskelet olgunlaşması yer alır.

Ergenliğin izole belirtileri olan ergenlik öncesi çocukları tanımlamak için kullanılan birçok terim vardır. Ancak bu çocuklar her zaman gerçek erken ergenlik kriterlerini karşılamamaktadır. Bu terimler arasında erken telarş, erken adrenarş, erken pubarş ve erken menarş yer alır. Terminoloji genellikle kafa karıştırıcıdır, çünkü bunlar bazı yazarlar tarafından tamamlanmamış erken ergenlik olarak da adlandırılmaktadır.

Erken ergenlik çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Normalde hipotalamus, hipofiz bezini cinsel organların büyümesini ve işlevini kontrol eden hormonlar olan gonadotropinleri (FSH ve LH) salgılaması için uyararak ergenliği başlatır. Gonadotropinler salındığında seks steroidlerinin (östrojen, progesteron veya testosteron gibi) sentezi ve salgılanması meydana gelir ve bu da ikincil cinsel özelliklerin gelişmesine yol açar.

Bu erken gerçekleşirse, çocuk ikincil cinsel özellikler geliştirmeye başlar ve beklenmedik derecede erken bir yaşta cinsel olgunluğa ulaşır. Bu durum kişinin kemiklerinin olgunlaşmasını genellikle hızlandırdığından, büyüme plakalarının erken füzyonu meydana gelir ve bu da yetişkin boyunun kısalmasına neden olur. Ancak çocukluk döneminde erken ergenliğe giren çocuklar genellikle akranlarından daha uzundur.

Merkezi erken ergenlik (CPP), CNS tümörleri (kraniofarenjiyom, glioma, vb.) ve diğer CNS bozukluklarından kaynaklanabilir: tuber cinereumun hipotalamik hamartoması, ensefalit, beyin apsesi, statik ensefalopati, global gecikmeler, sarkoid veya tüberküloz granülomu, kafa travma, vasküler lezyon, kraniyal ışınlama veya nörofibromatozis tip 1 (genellikle optik glioma ile ilişkilidir). CPP’nin büyük bir kısmı, özellikle kadınlarda idiyopatiktir; ancak araştırmalar bu vakaların bazılarının nadir genetik nedenlerini belirlemeye başlıyor.

Örneğin, hipotalamus üzerindeki uyarıcı etkileriyle bilinen ve sonuçta gonadotropin salgısının artmasına yol açan Kisspeptin geni ( KISS1 ) ve reseptörünün (KISS1R) aktive edici mutasyonlarının, erken ergenliği hızlandırdığı tespit edilmiştir. Ek olarak, Prader-Willi sendromunda görülene benzer şekilde babadan kalıtılan bir MKRN3 geninin etkisizleştirici mutasyonlarının erken ergenlikte rol oynadığı gösterilmiştir. CPP ayrıca virilize konjenital adrenal hiperplazinin tedavisini veya gonadotropinden bağımsız erken ergenliğin (GIPP) diğer nedenlerinin tedavisini de takip edebilir.

GIPP’in nedenleri gonadal, adrenal, ektopik veya eksojen hormon üretimi kaynaklarını içerir. Hipotiroidizm ayrıca FSH reseptörünün TSH uyarımının aracılık ettiği düşünülen GIPP’ye de neden olabilir, ancak sıklıkla testis büyümesi veya erken menarş ortamında büyümede gecikme olarak kendini gösterir; buna Van Wyk-Grumbach sendromu da denir. Çok nadiren, doğum kontrol haplarının veya östrojen içeren diğer preparatların veya yüksek östrojen konsantrasyonu içeren etlerin yutulması bu bozukluğa neden olabilir. Gonadların veya adrenal bezlerin hormon salgılayan tümörleri de erken ergenlik ile ilişkilidir.

Östrojen salgılayan yumurtalık granüloza-tekal hücreli tümörler muhtemelen GIPP’li kızlar arasında seks steroidi salgılayan tümörlerin en yaygın şeklidir. Koryokarsinomlar veya teratomlar gibi yumurtalıktaki insan koryonik gonadotropin (HCG) tümörleri, kızlarda yumurtalık seks steroidlerinin uyarılması ve erken ergenlik ile ilişkili olabilir. PP’li bazı kadın hastalarda iyi huylu yumurtalık kistleri mevcut olabilir. HCG salgılayan tümörler ve Leydig hücreli tümörler erkek çocuklarda GIPP’e neden olur.

Normal ergenlik, hipotalamustan GnRH’nin pulsatil salınımını uyaran Kisspeptinin hipotalamik üretimi ile başlar. Bu, özellikle LH olmak üzere gonadotropin salınımının sıklığında ve büyüklüğünde bir artışa neden olur. Ne yazık ki, bu biyokimyasal olayların başlangıçtaki klinik sonucunu belirlemek zordur. Kızlarda komplikasyonsuz erken telarştan gerçek erken ergenliğe kadar cinsel gelişimin bir sürekliliği olduğu ileri sürülmüştür; ilkinin 2 yaşın altındaki kızlarda gelişme olasılığı daha yüksektir.

Bu spektrum hem klinik hem de biyokimyasal olarak mevcuttur ve klinisyenin tedavi hakkında karar verirken hastalardaki bu durumlar arasında ayrım yapması gerektiğini vurgular. CPP’nin tanı ve tedavi kriterlerine, hipotalamus-hipofiz-gonadal eksenin aktivasyonuna yönelik laboratuvar kanıtlarının yanı sıra klinik bulguların sentezi yoluyla ulaşılmalıdır. Pubertal gonadotropin sekresyonunun belirlenmesinde altın standart GnRH stimülasyon testidir, ancak birçok klinisyen serum LH’nin hassas ölçümüyle başlar.

İskelet yaşı tespiti sıklıkla tedavinin erken safhalarında elde edilir ve kemik olgunluğunu ilerletecek olan gerçek PP ile karşılaştırıldığında tipik olarak kemik yaşında ilerlemeye neden olmayan izole ergenlik belirtilerinin ayırt edilmesinde yardımcı olabilir. Erkek çocuklarda serum DHEAS, testosteron, 17-OH progesteron ve β-HCG düzeyleri GIPP tanısı için faydalıdır. Kızlarda serum DHEAS, östradiol ve 17-OH progesteron düzeyleri faydalıdır. PP’li çocukların değerlendirilmesinde kafa MR’ı ve pelvik ultrasonu içeren tanısal çalışmalara sıklıkla ihtiyaç duyulmaktadır.

Tedavinin amaçları fiziksel olgunlaşmayı durdurmak, erken menarşı önlemek, yetişkin nihai boyunu genetik beklentiye yaklaştırmak ve normal psikososyal gelişime izin vermektir. Çok güçlü, uzun etkili GnRH analoglarıyla tedavi, hem organik rahatsızlıkların hem de idiyopatik CPP’nin neden olduğu PP’li çocukların hepsinde olmasa da çoğunda boyda anlamlı iyileşme ile sonuçlanmıştır; en iyi tedavi sonuçları, ergenliğe 6 yaşından önce başlayanlarda görülmüştür. yaşta. Bunlar deri altı enjeksiyonlar, burun içi ve deri altı implantlar olarak verilebilir.

Bu GnRH süperaktif agonistleri, pulsatil LH ve FSH salınımını önce uyararak ve ardından birkaç gün sonra baskılayarak çalışır. Bu gonadal steroid üretiminin baskılanmasına yol açar. Genel olarak ergenlik dönemine hızla ilerleyen kişiler için tedavi gereklidir. Kemik yaşı ilerlemesinin derecesi ergenlik ilerlemesinin temposunu belirlemede faydalıdır. Daha yavaş ilerleyenler muhtemelen sürdürülmeyen veya yavaş ilerleyen erken ergenlik türüne sahip olacak ve çoğu zaman müdahale edilmeden iyi durumda olacaklardır.

GIPP’in yönetimi, altta yatan bozukluğun tedavisini gerektirir. Çoğu durumda bu, hormon kaynağının (yani gonadal veya adrenal tümör, eksojen hormon vb.) ortadan kaldırılmasını gerektirir; ancak McCune-Albright Sendromu (MAS) ve ailesel erkeklerde sınırlı erken ergenlik gibi durumlar için tedavi, seks steroid hormonlarının üretimini ve/veya buna yanıtı bloke etmeyi hedefler. Bu öncelikle letrozol gibi aromataz inhibitörleri yoluyla elde edilir.

Androjen reseptör blokerlerinin eklenmesi, erkek çocuklarda FMPP ve MAS tedavisinde yardımcı olmuştur. Saf östrojen reseptör blokeri olan fulvestrant, kadınlarda MAS tedavisi için umut verici sonuçlarla araştırılmaktadır. Triptodur, 2017 yılında ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından merkezi erken ergenlik çağındaki 2 yaş ve üzeri pediatrik hastalar için onaylandı. Triptodur, Arbor Pharmaceuticals, Inc. tarafından üretilmektedir.

Paylaşın

Primer Biliyer Kolanjit Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Teşhisi, Tedavisi

Primer biliyer kolanjit (PBC), çoğunlukla kadınları etkileyen ve genellikle orta yaşlarda ortaya çıkan, kronik (örn. uzun süreli), ilerleyici bir karaciğer bozukluğudur. PBC hastalarının yaklaşık %25’i 40 yaşın altındaki kadınlardır ve hastaların yaklaşık %10’u erkeklerdir.

Haber Merkezi / PBC, küçük safra kanallarında (yağların sindirilmesine yardımcı olan safrayı taşıyan karaciğerin ‘tesisat’ sistemi) iltihaplanmaya ve yara izine yol açar. PBC çok şiddetli olduğunda, bilirubin düzeyleri 2 ila 3 mg/dL veya 34 ila 51 µmol/L’nin üzerine çıktığında ortaya çıkan ciltte sarı renk değişikliğine (sarılık) yol açabilir. PBC tedavi edilmezse veya tıbbi tedaviye eksik yanıt verilirse siroza (örneğin tüm karaciğerde yara izi) yol açabilir ve bu da karaciğer yetmezliğine yol açabilir.

PBC, evre 1’den (karaciğerde belirgin bir yara izi olmayan erken hastalık) evre 4’e (siroz) kadar dört aşamaya ayrılır. PBC’nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bunun otoimmün (kişinin kendi bağışıklık sistemi vücuduna saldırdığında), genetik ve çevresel faktörler gibi faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. PBC’nin en yaygın semptomları şunlardır: Yorgunluk, kaşıntı, sarılık.

PBC’deki yorgunluğun nedeni bilinmemektedir ve çok zayıflatıcı olabilir. Ne yazık ki, PBC’deki yorgunluk için kabul edilmiş bir ilaç tedavisi yoktur, ancak yorgunluğa yardımcı olabilecek ilaçlara yönelik araştırmalar devam etmektedir. Yorgunluk çok yaygın olduğundan, diğer yorgunluk nedenlerini dışlamak önemlidir.

PBC’deki yorgunluk, karaciğer hastalığının ciddiyeti ile bağlantılı değildir. Hastalar erken dönemde hastalığa yakalanabilir ancak yine de derin bir yorgunluğa sahip olabilirken, hastalığı daha ileri düzeyde olan diğer kişilerde hiç yorgunluk olmayabilir. Yorgunluk aynı zamanda hastalığın ne kadar çabuk kötüleşeceğiyle de bağlantılı değildir.

Yorgunluk gibi, PBC’deki kaşıntının nedeni de bilinmemektedir ve her zaman karaciğer hastalığının ciddiyeti ile bağlantılı değildir. Alerjilerin neden olduğu kaşıntıdan farklı olarak kaşıntının deriden ziyade kandaki maddelerden kaynaklanması muhtemeldir. Neyse ki, yorgunluğun aksine, çoğu insanda işe yarayan kaşıntıya yönelik bir dizi ilaç tedavisi vardır (aşağıdaki Standart Tedaviler kısmına bakın).

Yukarıda belirtildiği gibi sarılık, PBC çok şiddetli olduğunda ortaya çıkar. Bazen PBC tedavisiyle bu durum tersine çevrilebilir, ancak bazen sarılığı olan hastaların karaciğer nakline ihtiyacı olabilir. Sarılık genellikle karaciğerin normal işlevini bozacak kadar hasar görmesi durumunda ortaya çıkar.

PBC komplikasyonları: Portal hipertansiyon (asit, varis, hepatik ensefalopati). Yağ malabsorbsiyonu. Yağ birikintileri. Osteoporoz/osteomalazi.

Portal hipertansiyon genellikle hastada siroz geliştikten sonra ortaya çıkar. Karında sıvı birikmesine (asit) veya yemek borusunda (yiyeceklerin yutulduğunda gittiği yapı) büyük damarlara (varisli damarlara benzer) yol açabilir. Aynı zamanda kafa karışıklığına da yol açabilir (karaciğer tarafından uzaklaştırılmayan toksinlerin birikmesi nedeniyle).

Yağ malabsorbsiyonu yalnızca PBC çok ileri düzeyde olduğunda ortaya çıkar ve çok nadirdir. Böyle bir durumda ishale, yağlı dışkıya ve kilo kaybına neden olur. PBC’li kişilerin kanında daha yüksek miktarda kolesterol bulunduğundan deri altında yağ birikintileri daha yaygındır. Bu yağ birikintileri derinin altında, genellikle gözlerin altında veya eklemlerin üzerinde sarı şişlikler şeklinde görünür. PBC’deki yüksek kolesterol düzeyleri kalp krizi, felç veya diğer komplikasyon riskindeki artışla bağlantılı değildir.

Osteoporoz PBC’de en sık görülen komplikasyondur, ancak PBC’si olmayan kişilerde de çok yaygındır. Kemiklerin incelmesine neden olur ve kemiklere yönelik ilaçlarla tedavi edilebilir.

PBC’li hastalarda diğer otoimmün hastalıklar daha sık ortaya çıkabilir. Bu diğer hastalıkların bazı örnekleri şunlardır: Tiroid hastalığı. Sjogren sendromu: Göz ve ağız kuruluğuna neden olan bir hastalık. Çölyak hastalığı: İnce bağırsağı etkileyerek glutene (buğday, çavdar, kepek içeren ürünlerdeki proteinler) alerjiye neden olan bir hastalık.

PBC’nin kesin nedeni bilinmemektedir. Olası immünolojik, otoimmün, genetik ve/veya çevresel faktörler potansiyel nedenler olarak araştırılmaktadır.

İmmünolojik anormallikler PBC gelişimine katkıda bulunan önemli bir faktör olabilir. Bağışıklık sistemi, birleşik eylemleri farklı enfeksiyonlara karşı savunmadan sorumlu olan birkaç bileşene bölünmüştür. T hücre sistemi (hücre aracılı bağışıklık tepkisi) maya ve mantarlarla, çeşitli virüslerle ve bazı bakterilerle savaşmaktan sorumludur. B hücre sistemi (humoral bağışıklık tepkisi) diğer virüs ve bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarla savaşır.

Bunu, antikorlar (aynı zamanda immünoglobulinler olarak da bilinir) adı verilen bağışıklık faktörlerini kanın (serum) ve vücut salgılarının (örneğin tükürük) sıvı kısmına salgılayarak yapar. PBC’li bireylerde kanda dolaşan T hücrelerinin sayısı olağandışı şekilde azalmıştır ve T hücresi fonksiyonu ve düzenlemesinde (yani yardımcı ve baskılayıcı T hücreleri) anormallikler vardır. T hücresi anormalliklerinin PBC ile ilişkili semptomlara katkıda bulunmadaki rolü bilinmemektedir.

Otoimmünite de PBC’ye neden olmada katkıda bulunan bir rol oynayabilir. Otoimmün bozukluklar, vücudun istilacı mikroorganizmalara karşı doğal savunmasının yanlışlıkla sağlıklı dokuya saldırması sonucu ortaya çıkar. Örneğin, antikorlar tipik olarak “istilacıları” (örneğin mikroorganizmaları, toksinleri ve diğer yabancı maddeleri) doğrudan öldürür veya onları kaplayarak beyaz kan hücreleri tarafından daha kolay yok edilmesini sağlar. (Beyaz kan hücreleri (lökositler) vücudun savunma sisteminin bir parçasıdır; enfeksiyona karşı korunmada ve enfeksiyon oluştuğunda enfeksiyonla mücadelede önemli bir rol oynarlar.) Ancak bazı hastalarda vücudun bazı bölgelerine karşı antikorlar hatalı şekilde oluşabilir. kendi dokuları otoimmün hastalığa neden olur.

PBC’li kişilerin yaklaşık yüzde 95’i, vücudun kendi mitokondrilerinden bazılarına etki eden antikorlar (“otoantikorlar” olarak bilinir) üretir (mitokondriyal otoantijenler, örneğin piruvat dehidrojenaz kompleksinin E2 bileşeni [PDC-E2], dallı zincir 2-‘nin E2 bileşeni). okso-asit dehidrojenaz kompleksi [BCOADC-E2]). Mitokondri, vücuttaki yüzlerce hücrede bulunur ve enerji üretiminin planlarını taşır. Kendi genetik talimatlarına (mtDNA) sahiptirler ve hücre çekirdeğinin (sitoplazma) dışında bulunurlar. Anti-mitokondriyal antikorların potansiyel olarak PBC ile ilişkili semptomlara neden olmadaki rolü açıkça anlaşılmamıştır.

Ek olarak, PBC’li bazı bireylerde, kanın sıvı kısmı (serum) üzerinde yapılan özel laboratuvar testleri, belirli virüslere yanıt olarak tipik olarak üretilen belirli antikorların (örneğin retroviral antijenler) varlığını ortaya çıkarmıştır. Antijenler, bağışıklık tepkisinin bir parçası olarak belirli antikorların üretimini tetikleyebilen mikroorganizmalar, toksinler veya diğer yabancı maddeler gibi maddelerdir.

Bu, PBC’li bireylerde belirli antikorların, belirli istilacı virüslerden gelen protein parçalarına çok benzeyen vücudun kendi proteinlerinden bir veya daha fazlasına yanlışlıkla tepki verebileceğini düşündürmektedir (yani bağışıklık sistemi “taklit” proteini ayırt edememektedir). belirli virüslerin yüzeyinde ve vücudun kendi proteinlerinde). Öte yandan, bu tür bulgular PBC’nin en azından kısmen önceki bir bakteriyel veya viral enfeksiyona bağlı olabileceğine dair kanıt sağlayabilir; bu bulgu diğer otoimmün bozukluklarda da gösterilmiştir.

Tıbbi literatürde çok sayıda ailesel PBC vakası bildirildiğinden, bazı genetik faktörlerin de PBC gelişiminde rol oynayabileceğinden şüphelenilmektedir. Çevresel veya diğer faktörler, bozukluğa genetik yatkınlığı olanlarda semptomları tetikleyebilir. İmmünolojik, otoimmün, genetik, çevresel ve/veya diğer faktörlerin PBC’ye neden olmada oynayabileceği potansiyel rolleri belirlemek için daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

PBC tanısı aşağıdakilerin varlığını gerektirir: 1)Yüksek alkalin fosfataz (ALP, bir karaciğer kan testi) ile birlikte. 2)Pozitif anti-mitokondriyal antikor (+AMA). AMA testi negatifse, bir dizi hastalık yüksek ALP’ye neden olabileceğinden, hastanın PBC teşhisini doğrulamak için karaciğer biyopsisine ihtiyacı olacaktır.

2004 yılında, ursodeoksikolik asit (UDCA) olarak da bilinen ursodiol (Urso) ilacı, PBC tedavisi için ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylandı. Ursodiol, Axan Pharma ve Schwarz Pharma ABD tarafından üretilmektedir.

2016 yılında, obetikolik asit (Ocaliva) ilacı, UDCA’ya yetersiz yanıt veren (yani ALP’de önemli iyileşme veya normalleşme eksikliği) yetişkinlerde PBC’nin UDCA ile kombinasyon halinde veya yetişkinlerde tek bir tedavi olarak tedavisi için FDA tarafından onaylandı. UDCA’yı tolere edemiyor. Obetikolik asit, Intercept Pharmaceuticals Inc. tarafından üretilmektedir. PBC’ye yönelik diğer tedaviler semptomları tedavi etmek için kullanılır.

Kaşıntı (kaşıntı): UDCA genellikle PBC’deki kaşıntıyı tedavi etmediğinden, kaşıntının tedavisi UDCA’ya ek olarak ilaç tedavisi gerektirir. Kolestiramin veya kolestipol hidroklorür, birçok insanda kaşıntıyı durdurduğu ve yan etkileri sınırlı olduğu için genellikle ilk denenen ilaçlardır; en yaygın olanı kabızlıktır. Kaşıntıya yönelik diğer ilaçlar arasında rifampin (piyasada daha iyi antibiyotikler bulunduğundan artık antibiyotik olarak kullanılmayan eski bir antibiyotik), gabapentin, sertralin, naltrekson ve fibratlar yer alır. Antihistaminikler gibi kaşıntı önleyici ilaçlar genellikle işe yaramaz.

Çok nadiren UV tedavisi ve plazmaferez (kanı filtreleyen invaziv bir tıbbi prosedür) gibi tedavilere ihtiyaç duyulur. Bazen bu tedavilerin hiçbiri işe yaramaz ve hastaların karaciğer nakline ihtiyacı olur. Bu çok nadiren yapılır.

Yağ Malabsorbsiyonu: Yağda çözünen vitaminlerin malabsorbsiyonu, K, A, D vitamini ve kalsiyum takviyesi ile tedavi edilebilir. Demir eksikliği anemisi oral demir takviyelerine yanıt verir. Kolestiramin alan kişilere ek folik asit verilebilir çünkü bu ilaç bazen folik asit eksikliğine neden olabilir. Folik asit ve kolestiramin, birlikte alındıklarında reaksiyona girebilecekleri ve folik asit emilimini önleyebilecekleri için birkaç saat arayla alınmalıdır. Dışkıda yağ kaybı (steatore), yüksek kalori alımını sürdürmek için orta zincirli trigliseritlerle desteklenen az yağlı bir diyetle tedavi edilebilir.

Portal hipertansiyon: Portal hipertansiyon tedavisi, komplikasyonların ciddiyetine bağlıdır. Hafif asitlerde tuz kısıtlaması gereken tek tedavi olabilir. Asit şiddetli olduğunda diüretik almak (sıvı tutulmasını azaltmak için hastaların daha fazla idrara çıkmasını sağlayan su hapları) veya parasentez (sıvının alındığı prosedür) yapılması gerekli olabilir.

Varislerin tedavisi ya tıbbi (yani varislerdeki basıncı azaltmak için beta blokerler) ya da endoskopik (yani yemek borusuna giren ve varisleri küçülten bir prosedür olan bantlama için kullanılan çok küçük bir kamera) şeklindedir. Hepatik ensefalopati, laktuloz adı verilen spesifik bir müshil veya emilmeyen bir antibiyotik olan rifaximin ile tedavi edilebilir.

Paylaşın

Dervişoğlu’ndan Yeni Anayasa Açıklaması: Tayyipizm’den Türkiye’yi Kurtulalım

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin, “Yürürlükte olan 1982 Anayasasında vesayet yok değil. Elbette var. Var ama askeri yönetimlerin vesayetinden ziyade yaptığınız anayasa değişikliklerinden kaynaklı olarak Recep Tayyip Erdoğan vesayeti var” dedi ve ekledi:

“Gelin, doğru bir iş yapmak istiyorsanız biz hazırız. Bu anayasadan bütün vesayetlerin izlerini silelim. İşe de Tayyip Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemi diye adlandırılan Tayyipizm’den Türkiye’yi elbirliği ile kurtulalım.”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Gereksiz tartışmalara hiç gerek yok. 60’lara, 71’lere, 80’lere dönmenin de anlamı yok. 1982 Anayasa’sında değişmemiş sadece 58 madde var. O maddelerde askeri vesayetle falan ilgili değil. Ayrıca yapılan Anayasa değişikliklerinin çoğunu da, 22 yıldır işbaşında bulunan iktidar yani sizler gerçekleştirdiniz.

2010’daki anayasa değişikliğiyle devlet yönetimine ve yargıya FETÖ’yü ortak ettiniz. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün yaşanmasına vesile oldunuz. Sonra 2017’de olağanüstü hal koşullarında zata mahsus bir anayasa değişikliği yaparak Cumhurbaşkanlığı Hükumet sisteminin anayasal çerçevesini belirlediniz.

2018’den beri bu milletin başına tek adamlığı siz bela ettiniz. Ayrıca neden şikayet edersiniz ki? Bizleri hayatımızın baharında mapushanelere gönderen askeri darbeler sizleri saraylara taşıdı işte. Yürürlükte olan 1982 Anayasasında vesayet yok değil. Elbette var.

Var ama askeri yönetimlerin vesayetinden ziyade yaptığınız anayasa değişikliklerinden kaynaklı olarak Recep Tayyip Erdoğan vesayeti var. Gelin, doğru bir iş yapmak istiyorsanız biz hazırız. Bu anayasadan bütün vesayetlerin izlerini silelim. İşe de Tayyip Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemi diye adlandırılan Tayyipizm’den Türkiye’yi elbirliği ile kurtulalım.

İYİ Parti olarak bugüne kadar sayısız yasa teklifi, araştırma önergesi ve yazılı soru önergesi verdik. Derneklerle, barınaklarla görüştük. Dertlerini dinledik. Çözümler geliştirdik. Hayvan hakları yasası çıkmalı dedik. Kontrol ve kısırlaştırma gerekiyor dedik. Bu hususlarda büyük gayret gösteren öncelikle milletvekillerimize ve emek veren tüm partili arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Bizler, hayvanlara eşya muamelesi yapmayan En’am Suresi 38. Ayette ifadesini bulan ‘Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir.’ İlahi emrini, iman hakikati olarak kabul etmiş bir milletiz. Yüzyıllardır hayvanlara merhamet gösteren, şefkatli bir millet olarak, hayvanlarla çocuklar arasında yaşamsal bir tercih yapmamışız. Elbette bunları kıyaslanacak şeyler olarak da görmemişiz.

Bizler Avrupalılar gibi sıfır sokak hayvanı politikası üretecek bir tarihten de gelmiyoruz. Veba salgınını, kedilerle birlikte atlatmış Yörük çadırını, dostu bildiği köpeğiyle birlikte taşımış, Asya’dan Avrupa’ya kısrak başı gibi uzanan bir toprağın çocuklarıyız. Gel gelelim birtakım ülkeler gibi, hayvan ve insanların birbirine karıştığı, bir şehir anarşisini de tercih edecek değiliz. Ancak bu anarşiden beslenen vicdan vampirleri kendi riyakarlıklarını örtmek için sabrımızı ve vicdanlarımızı sınıyorlar.

“Muhbirlik yap, para kazan”

Diyor ki Tarım ve Orman Bakanı; ‘Bilimsel verilere göre, başıboş köpeklerin çoğalmalarının kontrol altına alınabilmesi, bir sene içinde toplam sayının yüz 70’inin kısırlaştırılması ile mümkündür. Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmiştir.’ Yani paranız mı yok? İmkânınız mı yok sayın bakan? Yoksa işinizi yapmaya niyetiniz mi yok? Elbette bu sorular belediyeler için de geçerli. Sorumluların birbirine topu atmasına gerek yok.

Meselenin çözümü bellidir. Zor da değildir. Öncelikle iyi niyet gereklidir. Sonra merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasında sivil toplum ve gönüllüler arasında, koordinasyon ve iş bilirliği gereklidir. Sonra yapılacak şeyin formülü bellidir. Topla, kısırlaştır, aşıla, koru. Bu süreçte barınakların kapasitesi ve imkanları da arttırılmalıdır. Evcil Hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanlar takip edilmeli, onları sokağa terk edenlere yaptırım uygulanmalıdır. Yani hayvan hakları yasası çıkartılmalıdır.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kamu görevlilerinin servislerini kaldırarak başladığı şahane tasarruf tedbirleriyle ekonomik krizi çözeceğinden o kadar emin olmuş olacak ki eşsiz uygulamalarına bir yenisini daha eklemeye karar verdi.

Biz bunun adını MUYAP koyduk. Yani muhbirlik yap, para kazan projesi. Sen garibanı gammazla, biz kalantoru kayırırız projesi. Ne hikmetse bakanın aklına vergi borcu affedilen iş adamları, ballı maaş alan üst düzey yöneticiler, israf rekoru kıran saray harcamaları, görev zararı konusunda rekor üstüne rekor kıran kamu bankaları gelmemektedir.

Kollukta kimin kime operasyon yaptığı belli değildir. Hangi cemaat, hangi tarikat derken emniyet ve jandarma İçişleri’nden alınıp neredeyse Diyanet’e bağlanacak seviyeye gelmiştir. Vatandaş bugününden şüpheli, yarınından ise umutsuzdur.”

Paylaşın