Niğde: Anadolu Lisesi

Anadolu Lisesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yenice Mahallesi, Hastaneler Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

3 katlı üst katı teraslı kargir yapılıdır. Yapının içinde bir orta avlu bulunmaktadır.

Sarı trakit kesme taştan, dikdörtgen planlı, bahçe içerisinde yer alan, iki katlı, kırma çatılı yapıdır. Giriş cephesi öne taşkın basık kemerli bir giriş kapısı vardır. Üst kat pencereleri basık kemerli, alt kat pencereleri yuvarlak kemerli ve taş çerçeve ile belirlenmiştir.

Sacak altı dendanlı kornişle belirtilmiştir. Yapının dış orjinalliği bozulmamış olup, iç mekanda bir çok değişiklik geçirmiştir. Asıl giriş güneyden olduğu halde bugün doğudaki kapı kullanılmaktadır. Güneydeki üçgen alınlıkta mermer üzerine işlenmiş Osmanlı arması vardır. Yapının içinde bir orta avlu mevcuttur.

Paylaşın

Niğde: İnönü İlköğretim Okulu

İnönü İlköğretim Okulu; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yukarı Kayabaşı Mahallesi, Öğretmenler Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Okula, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Etrafı duvarlarla çevrili bir bahçe içinde yer alır. Cumhuriyet dönemi yapılarındandır. Kesme taşlarla inşa edilmiştir. İki katlıdır. Kırma çatı üzeri marsilya kiremit kaplıdır.

Ön ve arka cephede olmak üzere iki ayrı giriş kapısı vardır. Cepheler bol sayıda dershanelerin pencereleriyle bölünmüştür. Cephede sarı kesme taş, köşeler koyu renk bazalt taş ile dendanlı yapılarak binaya hareketlilik verilmeye çalışılmıştır.

Paylaşın

Niğde: Endüstri Meslek Lisesi

Endüstri Meslek Lisesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yukarı Kayabaşı Mahallesi, Süleyman Fethi Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Liseye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Cumhuriyet dönemi yapı, cadde üzerinde, etrafı duvar ve demir parmaklıklarla çevrili bahçe içinde yer alır. İki ayrı binadan oluşur.

Kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Kırma çatı ile örtülü olup, çatı marsilya kiremit kaplıdır. Ön taraftaki bina iki katlıdır. Cepheler alta ve üsteki bol sayıda açılan pencere ile hareketlendirilmiştir. Arkadaki yapı tek katlı olup, aynı özelliklere sahiptir.

 

Paylaşın

Niğde: Öğretmen Evi

Öğretmen Evi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yenice Mahallesi, Hastahaneller Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Yapı, kuzey-güney yönde dikdörtgen planlı zemin + 1 kattan ibarettir. Zemin kat günümüzde çok amaçlı salon olarak hizmet vermektedir. Kapı, önünde genişçe bir avlusu olan doğu cephede yer alır.

Ana giriş iki sütunlu ve üç kemerli anıtsal bir yapıdadır. Giriş alınlığı üçgen biçimli ve mermer taştan üzerinde Osmanlı Arması bulunan süsleme vardır. Orjinal arma Niğde Müzesi’de sergilenmektedir.

Giriş zeminden dolayı yüksek tutulmuştur ve giriş önünde 12 basamaktan oluşan merdiven dizisi bulunur. Zemin katta salonlar ve 15 oda vardır. Bina zamanla iç mekanlarda değişik uygulamalara ve yeni mekanlara maruz kalmıştır.

Yapının dış cephelerinde sağlamlığı artırmak için plasterler yapılmıştır. Duvarlara metal çubuklar monte
edilmiştir. Çatısı kırma çatı olup, kiremit örtülüdür. Bina sağlam vaziyettedir.

Paylaşın

Niğde: Dumlupınar İlköğretim Okulu

Dumlupınar İlköğretim Okulu; Niğde’nin Merkez İlçesi, Sungurbey Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Dikdörtgen planlı, kesme taştan bodrum + 2 katlı kargir yapıdır. Trakit ve bazalt taşlardan inşa edilmiştir. Birinci ve ikinci cepheleri çeyrek payelerle bölünmüş olup, her bölümde ikişer pencere vardır. Birinci kat pencereleri bazalt taş çerçeve dikdörtgen biçimli, üzerleri üçgen alınlıklıdır.

Üst kat pencereleri ise basık kemerlidir. Birinci katın kuzeye bakan cephesinde iç içe iki yuvarlak kemerli giriş kapısı yer alır. Basamaklarla bu giriş kapısına ulaşılır. Güneye bakan cephede bir kare çıkma yapılmış olup,birinci katta revaklı bir bölüm, üstünde düz cephe olup, üçgen alınlıkla taçlandırılmıştır. Ek bina tek katlı kesme taştandır. Girişi kuzeyden bir pencere bozularak yapılmıştır ancak orijinal kullanımda giriş doğudan saklanmaktadır.

Paylaşın

Niğde: Paşa Hanı

Paşa Hanı; Niğde’nin Merkez İlçesi, Şahsüleyman Mahallesi, Paşakapı Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Han, tek katlı ve yan yana müstakil iki sahınlı olarak düzenlenmiş ve ön mekanı yoktur. Doğu-batı doğrultusunda yerleştirilen han, yolcuların ve hayvanların kalması amacıyla iki bölümlü yapılmıştır. İnşasında sarımtırak renginde ince yonu trakit taşı kullanılmıştır.

Dışa kapalı olan yapının cephe duvarları profilli kornişle sonlanmaktadır. İç mekana hava ve aydınlık, batı cephede açılan kapıların üst kısmında yer alan küçük pencerelerden sağlanmaktadır. Yapıda bezeme ve süsleme elemanları görülmemektedir.

Paylaşın

Niğde Müzesi

Niğde Müzesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yukarı Kayabaşı Mahallesi, Dışarı Cami Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Bir İç Anadolu Bölgesi kenti olan Niğde, Paleolitik Çağdan günümüze değin kesintisiz bir yerleşime tanık olmuştur. Bu binlerce yıllık kültür birikiminin oluşumunda onlarca toplulukların ve uygarlıkların katkısı vardır. Bu kültür ve medeniyetlerin oluşturduğu çok zengin ve ünik eserlerin; onarılması, tanıtılması ve muhafaza edilmesi hiç kuşkusuz müzelerle mümkündür. Bu bağlam da, Niğde Müzesi Anadolu Arkeolojisini çok zengin ve ünik eserlerle temsil etmektedir.

Niğde’de ilk Müzecilik faaliyetleri 1939 yılında Akmedrese’de başlamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin deposu olarak kullanılan medrese, 1957 yılında Niğde Müzesi’nin kurulmasıyla onarılmış, teşhir-tanzimi yapılarak ziyarete açılmıştır. 1977 yılında yeni binasına taşınan müzenin 20 Kasım 1982 yılında da ilk teşhir tanzimi yapılmıştır. Bu durum 16 Şubat 1999 tarihine kadar sürmüştür. Kazılardan gelen yoğun ve ünik eserlerin sergilenme ihtiyacı ve çağdaş bir anlayışla yaşayan müze tarzında yapılması gereken sergileme müzedeki, onarım ve teşhir-tanzim çalışmalarının tamamlanmasından sonra, 20 Kasım 2001 tarihinde, yeniden hizmete sunulmuştur.

Yapılan son teşhir-tanzimi ile Bakanlığımızca “2003 Yılı Avrupa’da Yılın Müzesi” ne aday gösterilmiş, Almanya ve Fransa’dan gelen komite üyeleri tarafından elemeyi geçmiş ancak ödül alamamıştır. Bu yılda ABD Dünya Kültür Mirasını Koruma Fonu Müzemizi pilot müze seçmiş olup, proje dâhilinde tüm eserlerin dijital ortama aktarılarak yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. Bu uygulama Türkiye Müzelerinde ileriye dönük çalışmalara örnek teşkil edecektir.

Niğde Müzesi’nde, Orta Anadolu arkeolojisinin kronolojik düzenle sunulduğu 6 teşhir salonu bulunmaktadır. Eserlerin büyük bir çoğunluğu bölgede yapılmakta olan kazılardan elde edilen buluntular oluşturmaktadır.

I. Salon: Bölgede, Neolitik Çağa tarihlenen Pınarbaşı Höyük, Köşk Höyük, Tepecik Höyüğü ve Kaletepe Obsidiyen Atölyesi kazılarında bulunan Obsidiyen aletler ile Neolitik ve Kalkolitik Çağ’ın önemli merkezi durumundaki Köşk Höyük kazılarından ele geçirilen ünik eserler, mezar buluntuları, tanrı ve tanrıça heykelcikleri, antropomorfik vazo ile M.Ö. 4883 yılına tarihlenen “Köşk Höyük Kalkolitik Ev”inin birebir kurgusu teşhir edilmektedir.Bu nedenle de salon, “Köşk Höyük Salonu” olarak adlandırılır.

II. Salon: I.büyük vitrinde, Eski Tunç Çağına (M.Ö. III. Bin yıl) tarihlenen Çamardı İlçesi, Celaller Köyü, Göltepe Höyüğü kazılarında ele geçen madencilere ait buluntularla, höyüğün karşısında yer alan Kestel antik kalay maden ocağındaki galeri girişinin kurgusu teşhir edilmektedir. Yine, Acemhöyük kazıları ile Ulukışla, Darboğaz Kasabası’ndan getirilen eserler de bu vitrindedir. İkinci büyük vitrinde ise; Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nın önemli merkezi olan Acemhöyük (Puruşhanda) kazısında açığa çıkarılan saray buluntuları sergilenmektedir.

III. Salon: “Geç Hitit- Frig Salonu” (M.Ö. I.Bin yıl) Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından sonra, Anadolu’da ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden Nahita ve Tuvanuva krallıklarına ait fırtına ve bereket tanrısı stelleri, Hitit Hiyeroglifiyle yazılmış kitabeler, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig dönemi seramikleri ve “Göllüdağ Aslanı” sergilenmektedir.

IV. Salon: Helenistik, Roma ve Bizans Dönemi buluntularına ayrılmıştır. Salonun bir bölümünde, il sınırları dâhilinde olan Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük kazılarında ele geçirilen buluntular ile satın alım ve zor alım yoluyla kazandırılan pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları, Roma Dönemi Heykelcikleri ve Bizans Dönemi eserleri yer almaktadır. Salonun diğer bölümünde ise, Tyana’da açığa çıkarılan ve M.S. II. yy. Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen heykeltıraşlık ürünleri ile mezar stelleri sergilenmektedir.

V. Salon: Sikke ve mumyalar teşhir edilmektedir.

A-Sikke Bölümü: Sikke basım tekniği ve genel tanımlar, iki pano halinde tanıtılmış, 6 büyük duvar vitrini içerisine, kronolojik sırayla Grek, Helenistik, Roma, Bizans ve İslami-Osmanlı dönemi sikkeleri ile Selçuklulardan kalma gümüş define ile Kapadokya Krallığına ait Tepebağları definesi yer alır.

B-Mumya Bölümü: Aksaray Ihlara Vadisi’nde bulunan “Rahibe Mumyası” (X.yy.) ile Çanlı Kilise’den çıkarılan 4 adet bebek mumyası (XIII. yy.) sergilenmektedir.

VI. Salon: “Etnoğrafik Eserler Salonu”: Bölgenin kaybolmaya yüz tutmuş etnoğrafik kültürünün tanıtıldığı salonda silahlar, el yazmaları, yazı takımları, aydınlatma araçları, halılar, kilimler, âlemler, takılar ve İlhanlı Döneminden kalma eserlerin yanında Kaçar Türklerine ait bir sini teşhir edilmektedir. Salonda birde şark köşesi oluşturulmuştur.

Paylaşın

Niğde: Kuş Kayası Kaya Mezarları

Kuş Kayası Kaya Mezarları; Niğde’nin Merkez İlçeye bağlı Karatlı Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Kaya mezarları bir vadinin iki yamacında yer almaktadır. Bu mezarlar vadinin güney yamacında 11, kuzey yamacında 4 olmak üzere toplam 15 adettir. Genelde birbirine benzeyen bu kaya mezarlardan bir tanesi diğerlerinden boyut ve kapasite olarak farklılık arz eder.

Bu mezar iki katlı olup halk arasında Kızlar Mağarası olarak adlandırılır. Birbirinden farklı doğal yapıya sahip iki cins kayadan, öndeki tüf olduğundan kolayca oyulup şekil verilmiş, ancak arka dakikaya çok sert olduğundan oyma ve şekillendirme mümkün olmamıştır.

Bu kaya mezarlarından güney yamaçtakilerinin kuzeye, kuzey yamaçtakilerin ise güneye bakan giriş kapıları dikdörtgen ve kare formundadır. Bazıları düz bazıları ise kemer şeklinde yapılmıştır. İçtekiler ise bazılarında iki bazılarında üç tanedir. Yalnız kızlar mağarası olarak bilinen kaya mezarı iki katlıdır.

Diğerleri ise tek katlı olup boyut olarak da  küçüktür. Bir tanesinin çerisinde aşı boyası ile yapılmış dağ keçisini kovalayan köpek figürü yer alır. Kaya mezarlarının hepsinin girişi üzerinde pencere şeklinde delik bulunur.

Paylaşın

Niğde: Tepecik Höyüğü

Tepecik Höyüğü; Niğde’nin Çiftlik İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Çiftlik-Niğde yolunun 200m kadar güneyinde yer alır. Kuzeybatı, güneydoğu yönünde 300 m güneybatı, kuzeydoğu yönünde 170 m. boyutlarında, 5-9 m. yüksekliğinde oval biçimli yayvan bir höyüktür.

Bol miktarda alet ve figürlü seramik örnekleri bulunan höyük, Neolitik, Kalkolitik ve İlk Tunç Çağına tarihlenmektedir. İ.Ü. E.F. Arkeoloji Bölümü, Prehistorya Ana bilim Dalı’ndan Doç.Dr. Erhan Bıçakçı tarafından yapılan kazısı halen devam etmektedir.

Paylaşın

Niğde: Kınık Höyük

Kınık Höyük; Niğde’nin Altunhisar İlçesine bağlı Yeşilyurt Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

İtalya’nın Pavia Üniversitesi’nden bir ekip tarafından 2006­-2009 yılları arasında Güney Kapadokya Bölgesi’nde siste­matik bir yüzey araştırması çalışması gerçekleştirilmiştir.

(d’Alfonso 2010). Söz konusu yüzey araştırmasının gerçekleştirildiği bölge tarihsel süreç ve arkeolojik veriler açısından oldukça zengin bir bölgedir. Buna karşın bölgede yapılan araştırmalar son derece sınırlıdır. (Gürel – Lermi 2010). Bu yüzey araştırmaları sırasında 800 km2 bir alan taranmış ve bu alanda 40 yerleşim birimi tespit edilmiştir. Araştırmalar sırasında Niğde Üniversitesi’nden jeologlarla yapılan işbirliği sonucunda tespit edilen yerleşmelerde 8.000 yılda meydana gelen iklim değişimlerine bağlı olarak yerleşim modellerinde yaşanan değişiklikler daha net bir şekilde anlaşılabilmiştir.

Bu araştırmalar sırasında tespit edilen yerleşimler arasında Kınık Höyük sahip olduğu özelliklerle Klasik Dönem öncesi için bir anahtar yerleşim olarak dikkati çekmektedir. (d’Alfonso – Mora 2011). 2010 yılında Kınık Höyük’te gerçekleştirilen jeofizik araştırmaları, yüzey toprağı altında iyi korunmuş durumda anıtsal yapıların varlığını göstermiştir. Yüzey araştırmaları ve jeofizik araştırmalarının sonuçları sayesinde ve Türk Hükümeti’nden gerekli iznin alınmasıyla Kınık Höyük Kazıları 2011’de başlatılmıştır. İlk yıl için Kınık Höyük’teki proje uluslararası bir nitelik kazanmıştır.

Kınık Höyük kazıları projesine Pavia Üniversitesi’nin yanı sıra New York Üniversitesi, ISAW Enstitüsü de destek vermektedir. Ayrıca bölge ve yerleşimin “paleo-coğrafya” araştırmaları için Niğde Üniversitesi Jeoloji Bölümü ile var olan işbirliği devam etmektedir. Diğer yandan bu yıl kazının eş başkanı olarak Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Işıklı öğrencilerinden oluşan bir ekiple çalışmalara katılmıştır. Kınık Höyük 300×300 m ölçülerinde, 20 m yüksekliğinde, kabaca kare şekle sahip bir tepedir. Yerleşimin merkezi, höyüğün zirvesinde ve teras kısımlarında yer alıyor olmalıydı. Bununla birlikte, höyüğün çevresinde yapılan yoğun yüzey araştırmaları yaklaşık 24 hektarlık büyük bir aşağı şehrin olduğunu göstermektedir.

Bu kesimden gelen yüzey araştırması materyallerine baktığımızda höyüğün Erken Bronz Çağı’ndan Orta Çağ’a değin yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır; fakat keramik ağırlıklı yüzey araştırması verileriyerleşimin özellikle Demir Çağı’nda önemli ve gelişkin bir süreç yaşadığına işaret etmektedir. Bu durum, yörede varlığı bilinen ve yine Demir Çağ’a tarihlenen yazıtlar, kaya ve taş kabartmaları/steller dikkate alındığında çok da şaşırtıcı değildir. Bölge ve Kınık Höyük civarı Demir Çağı’nda önemli bir bölgesel merkez olmalıdır. Özellikle yazılı belgelerden bilinen fakat arkeolojik olarak neredeysehiç bilinmeyen Geç Hitit Dönemi’nin unutulan krallığı Tuwana’ya ev sahipliği yapıyor olmalıdır.

Kınık Höyük’ün tanımlanmasıyla ilgili bazı bilgilere sahibiz: Meriggi bir yayınında (1962: 270-272) Hitit metinlerinde geçen Uda, daha geç metinlerde geçen Hydekentiyle Kı­nık Höyük’ü özdeşleştirir. Bölgeden söz eden Helenistik Dönem yazılı belgelerinde ise Kınık Höyük’ün adı­nın Dratai olarak geçtiği düşünül­mektedir. Bu isim Bizans Dönemi yazılı belgelerinde Frourion Drizion veya Idrizion olarak geçmektedir.

Roma Dönemi’nin ünlü atlası Tabula Peutingeriana’da ise yerleşim Tracias olarak gösterilmektedir.Sonuç ola­rak yukarıdaki bu önerilerin tartış­maya halâ açık olduğunu ve kesin kanıtlara henüz ulaşılamadığını be­lirtmeliyiz.

2011 yılının Ağustos ayı sonlarında başlayıp, Ekim ayı başlarında sona eren Kınık Höyük 2011 kazı sezonu çalışmaları A, B ve C olmak üzere 3 ayrı alanda gerçekleştirilmiş­tir. Höyüğün tepe kesiminde yer alan 10×30 m. ölçülerindeki B açmasında Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen en geç evre olanLevel Itespit edilmiştir. B alanının güneyindeki yanık ve kül­lü alanda, cam ve keramik cüruşarı içeren kültürel bir dolgu tabakası ka­zılırken kuzey kısmında ise yerel dere taşlarından inşa edilmiş evsel bir mi­mari açığa çıkarılmıştır (Res. 7-9).

Gü­neydeki dolgu tabakasının üretimle ilgili bir alan olabileceği düşünül­mektedir. Bu, üretim alanının kazı alanından çokta uzakta olmadığını göstermektedir Bu kesimde ayrıca Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen Level I’in hemen altında Helenistik Döne­m’e tarihlenen malzemeler veren ve Level II olarak adlandırılan bir tabaka daha tespit edilmiştir.
Diğer iki çalışma alanı olan A ve C açmaları höyüğün kuzey ve güney­batı yamacında yer almaktadır. A aç­ması yamaç profilindeki jeomorfolo­jik çöküntünün hemen yanında yer almaktadır.

Höyüğe yaptığımız ilk ziyaret sırasında gördüğümüz bu çö­küntü alan yerleşime ait surlar üze­rinde anıtsal gizli bir kapı için en uy­gun yerin burası olabileceğini bize düşündürmektedir. Bir derinlik son­dajı açması olan A açmasında ilk ön­ce yüzey birikintisi toprak temizlen­miş ve hemen altından Level IA ola­rak tanımlanan kerpiç blokları ve kısmen düzgün bir duvardan oluşan ikinci bir birimle karşılaşılmıştır. Bu­nun altında ise yerleşime ışık tutan etkileyici kale/sur duvarları açığa çı­kartıldı. Bu sur duvarı 4 m’den daha geniş ve tamamıyla taşlardan örül­müştür.

Duvarı oluşturan taşlar işlen­memiş ve orta büyüklüktedir (Ø~30 cm.). Söz konusu sur duvarının dış tarafında açılan derinlik sondajında toplam 5.50 m. derine inilmiş ve bu iki mimari evre tespit edilmiş­tir. İlk evre, korunmuş sur duvarının en yukarısından yaklaşık 3.50 m ye kadar devam eder. Anıt­sal surun üzerinde tespit edilen oriji­nal, kaba parçacıklardan arındırıl­mış pütürsüz kilden yapılmış sıva olağanüstüdür ve korunması gerek­mektedir. Bu sıvalı duvarın hemen altında ikinci evre mimarisi gözlen­mektedir. Bu mimari ile bağlantılı olan fakat sur duvarına dik olarak duran başka bir taş duvar burada bulunmaktadır. Olasılıkla bu duvar kapı yapısıyla alakalıdır.

Höyüğün güney yamacında yer alan C açması, yerleşimi çevreleyen sur duvarları hakkında daha fazla bil­gi vermektedir. Höyüğün güney ya­macında hemen hemen orta kesimin­de yer alan bu açma 6 m. aralıklarla açılmış 4 sondaj alanından oluşmak­tadır. Her bir sondaj alanında iç kale­nin taş duvarları tespit edilmiştir. Ku­zeydeki A açmasındaki sur duvarının aksine buradaki açmalarda sitadel duvarının iç kısmının açığa çıkartıl­ması ve daha net bir tabakalanmanın yakalanabilmesi mümkün olmakta­dır.

C açmasındaki sur duvarı Geç ve Orta Demir Çağ malzemesi sunan ve iyi korunmuş bir mimari barındıran tabakalara dayanmaktadır. Bu taba­kalardan aynı zamanda iyi bir şekilde bezenmiş (boyanmış veya kalıpta yapılmış) oldukça kaliteli seramik par­çaları ele geçmektedir. 2011 Kınık Höyük kazıları, yerleşimin çok iyi ko­runmuş iç kale surlarının gün ışığına çıkarılması açısından çok önemli bir yıl olmuştur. Bu surlar bölgede (Gü­ney Kapadokya’da Klasik Dönem ön­cesi için karşılaştırılabilecek başka bir örnek yoktur ve bu nedenle eşsiz bir örnektir.

Paylaşın