AYM: 12 Yaşındaki Çocuğun Vurulmasında ‘Haksız Tahrik’ Uygulanmaz

12 yaşındayken polis kurşunuyla vurulup öldürülen Nihat Kazanhan ile ilgili polislerin yargılandığı davada cezasızlığın sonlanmasına dair olumlu bir karar çıktı. Anayasa Mahkemesi (AYM), çocuğun öldürülmesinde “haksız tahrik” indirimi uygulanamayacağına, yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Dava yeniden görülecek.

Kararı bianet’e değerlendiren baba Mehmet Emin Kazanhan, “Nihat’ı geri getirmez ama yine de olumlu bir karar. Belki bundan sonra böyle olayların yaşanmaması için bir adım olur. Nihat gibi çok çocuk haksız yere öldürüldü, bu karar gelecekte bunun olmasını engelleyebilir” dedi.

Mehmet Emin Kazanhan, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da dahil yetkililerin, oğlunun kurşunla vurulduğunu reddettiğini, olay görüntüleri Fox TV’de yayınlanınca gerçeğin ortaya çıktığını söyledi:

“Polislerin silah ateşlemediğini söylediler ama görüntüler çıkınca, çocuğun taş bile atmadığı, polisin kasten vurup öldürdüğü anlaşıldı. Biz istiyoruz ki kanundaki cezası neyse verilsin, taş atan çocuklara uzun yıllar ceza veriliyorken kasten öldürmek cezasız kalmasın… Mahkeme kararı açıkladığında bizimle, aileyle alay edildiği duygusuna kapıldık. AYM kararıyla umarım bu yanlıştan dönülür.”

“Cezasızlık benzer olaylara yol açıyor”

Ailenin avukatı, Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz de Nihat Kazanhan dosyasının içeriği itibariyle vahim bir dosya olduğunu, yargı sürecinin uzun zaman sürdüğünü belirtti:

“Benzer dosyalarda olduğu gibi, soruşturma ve yargılama süreçlerinde topyekun cezasızlığa yönelik pratiklerle karşılaştık. Olayda delil karartma olduğunu yargı sürecinin en başından itibaren dile getirdik, mahkemede buna dair taleplerimiz oldu. Ancak bu itirazlarımız mahkemece göz önünde bulundurulmadı.

“Bu tür dosyaların neredeyse tümünde cezasızlıkla sonuçlanıyor, bu da devamında benzer olayların yaşanmasına da yol açıyor. Bu dosyada da öyle oldu.”

“İdari mercilerin tamamı yalan söyledi”

Avukat Dilsiz, olayın kamera görüntüleriyle açığa çıktığını söyledi:

“Nihat’ın vurulmasından itibaren Emniyet, Valilik, yetkililerin hepsi silah kullanıldığını inkar eden açıklamalar yaptı. Emniyet olay yerinde o sırada polis birimi olmadığını bile ifade etti. Dönemin Başbakanı Davutoğlu da benzer şekilde çocuğun vurulmasının sözkonusu olmadığını söyledi. İdari mercilerin tamamı yalan söyledi. Mahkemede de bunu dile getirdik.

  • Dönemin Başbakan Ahmet Davutoğlu, olayla ilgili açıklamasında, “Burada net olarak ifade etmek istiyorum; bunun, herhangi bir şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil. Orada ne fiili bir müdahale ne de gaz kullanımı söz konusu oldu” demişti.

“12 yaşındaki çocuğun haksız tahriki mi olur?”

Avukat Rojhat Dilsiz, mahkemenin polislere haksız tahrik indirimi uyguladığını ekledi ve “12 yaşındaki çocuğun nasıl bir haksız tahriki sözkonu olabilir?” diye sordu.

“Buna itirazımızı hem mahkemede hem temyiz süreçlerinde ifade etmiştik ancak kabul edilmedi, dikkate alınmadı. AYM ise kararında, bu olayda haksız tahrik uygulanamayacağını belirtiyor.”

AYM karar verdi, dava yeniden görülecek

AYM’nin gerekçeli kararı henüz yazılmadı. Kısa kararla ilgili Baro Başkanı Dilsiz, sosyal medya hesabından şu bilgilendirmeyi yaptı:

“7 yıl önce Cizre’de 12 yaşındaki Nihat Kazanhan Cizre İlçe emniyet müdürlüğünde görevli bir polis memuru tarafından ateşli silahla kafasına nişan alınarak öldürülmüştü. Gerek valilik, gerek içişleri bakanlığı ve gerekse dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından bu olay yalanlanmış ve ‘Kesinlikle o bölgede görevli herhangi bir polis biriminin olmadığı’ iddia edilmişti. Her nasılsa aradan birkaç gün geçtikten sonra Fox Haber’de bahse konu olaya ilişkin kamera görüntüleri yayınlanmış ve sanık polis memurunun açıkça nişan alınarak 12 yaşındaki Kazanhan’ı öldürdüğü belli olmuştu.

Tüm bu açık deliller ve görüntülere rağmen yerel mahkeme haksız tahrike ilişkin herhangi bir durum olmamasına rağmen haksız tahrik indirimi uygulamış ve neticeten sanığa 13 yıl 4 ay hapis cezası vermiş ve tüm itirazlarımıza rağmen bu ceza Yargıtay tarafından da onaylanmıştı.

Anayasa Mahkemesine götürdüğümüz dosyada verilen karar neticesinde Anayasa Mahkemesi, yaşam hakkının ihlal edildiği ve haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağına karar verdi ve davayı yeniden görülmek üzere yerel mahkemeye gönderdi.

Çocuklarımızın yaşam hakkını ihlal eden ve cezasızlık zırhıyla korunacağını düşünen faillerin hakettikleri cezayı eninde sonunda alabileceklerine dair olan umudumuzla…”

Dosya, yaşam hakkının ihlalinin giderilmesi yönünde yeniden yargılama yapılması için Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. AYM Kazanhan ailesine 90 bin lira manevi tazminat verilmesine de hükmetti.

Ne olmuştu?

12 yaşındaki Nihat Kazanhan Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Ocak 2015’te polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kazanhan’ın ölümünde polisin sorumluluğu olmadığını iddia etti ancak kısa süre sonra Nihat’ın polislerce öldürüldüğüne dair polis kamerası görüntüleri basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Olay günü görev yapan özel harekat polislerinden H.V. Kazanhan’ın ölümünden sorumlu tutularak 29 Ocak’ta Mardin’de tutuklandı. Aynı polis daha sonra olayla ilgili Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Cizre Sulh Ceza Mahkemesi’ne verdiği ifadede Nihat’ı bir başka polisin vurduğunu söyleyince tahliye edildi. Suçlanan diğer polis memuru M.N.G. tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi.

Nihat vurulurken olay yerinde bulunan ve tutuklanıp serbest bırakılan polis ve diğer üç polis memuru hakkında da Cizre Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘kamu görevlisinin suçu bildirmeme’ suçuyla dava açıldı.

Polis memuru H.V. ifadesinde “biz bu dosyada kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk” dedi.

Kazanhan’la ilgili davanın 11 Kasım 2016’da Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 10. duruşmasında karar verildi.

Tutuklu olarak ‘kasten öldürmekten’ yargılanan polis M.N.B.’ye mahkeme önce ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi, daha sonra mahkeme cinayetin olası kast ile işlendiğine hükmederek bu cezayı müebbet hapse indirdi. Ardından ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanan ceza 16 yıl hapse dönüştürüldü. Mahkeme heyeti, ‘sanığın duruşmalardaki iyi halini’ göz önüne alarak nihai cezayı 13 yıl 4 ay olarak açıkladı.

Diğer polisler U.İ, G.T, O.Ç. ve H.V. de davada, “kamu personeline suçu bildirmemekten” tutuksuz yargılanıyordu. Bir polis bu suçlamadan mahkum oldu ve hakkında 5 ay hapis cezasına hükmedildi, ceza hükmün açıklanması geri bırakılarak ertelendi. Üç polis ise beraat etti. Yargıtay cezaları onayınca dosya AYM’ye taşındı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir