Seçimlerden Sonra Türk Lirası Yüzde 35 Değer Kaybetti

28 Mayıs’ta yapılan seçimlerin ardından Türk Lirası’nın Dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 35’e dayandı. Euro karşısındaki değer kaybı ise yüzde 42 civarında. Dolar/TL kuru 27 lira sınırına dayandı.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) perşembe günü açıklayacağı faiz kararı öncesinde döviz kurunda yeri rekorlar kaydedildi.

Euro, Türk Lirası (TL) karşısında 30 lirayı aşarken; Dolar kuru da yüzde 2’nin üzerinde yükselerek 26,92 lira ile yeni rekor seviyesine ulaştı. Böylece 28 Mayıs’taki seçimlerin ardından TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 35’e dayandı. Euro karşısındaki değer kaybı ise yüzde 42 civarında.

Merkez Bankası geçen ay yüzde8,5 olan politika faizini, yüzde 15’e yükseltmişti. Yüksek enflasyon ve aşırı döviz talebine rağmen Türkiye 27 ay boyunca faiz artırma kararına gitmemişti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Mehmet Şimşek’in gelmesiyle “rasyonel politikalara dönüş” mesajı verilirken Merkez Bankası’nın perşembe günü gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artırımına devam etmesi bekleniyor.

Bloomberg’in anketine göre piyasadaki beklenti faizin yüzde 20’ye çıkarılması yönünde. Reuters’ın anketine görede, Merkez Bankası’nın politika faizini bu hafta 500 baz puan artırarak yüzde 20’ye yükseltmesi bekleniyor.

“Enflasyon ve dolar kuru zirve yapacak”

Öte yandan Bank of America Securities (BofA) ekonomistleri, Türkiye’ye ilişkin olarak paylaştıkları raporda enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti.

Türk Lirası’ndaki değer kaybı, asgari ücretteki yüzde 34’lük artış, ÖTV ve KDV oranlarındaki artış nedeniyle 2023 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 44’ten yüzde 58’e yükseltildi. Enflasyonun gelecek Mayıs ayında yüzde 65 ile zirve seviyeye ulaşacağı öngörüldü.

Bank of America Securities (BofA) yıl sonu dolar/TL tahmininin ise 31 TL olduğunu açıkladı.

Paylaşın

“Kamu Bankaları Piyasaya 1 Milyar Dolar Sattı” İddiası

Liranın dolar karşısında 26.07’yi geçmesini engellemek için kamu bankalarının öğlene kadar yaklaşık 1 milyar dolar sattığı öne sürüldü. Satışın, KKM dönüşleri nedeniyle piyasada oluşan döviz likidite ihtiyacının karşılanması için yapıldığı belirtildi.

Gelişmenin ardından açıklama yapan eski Merkez Bankası Başekonomisti Hakan Kara, “TCMB’nin döviz likiditesini kendinde topladığı bu sistemde döviz satması normal. Önemli olan satış değil alış-satış farkı. İşlemleri netleştirince döviz piyasasına satış değil bilakis alış yönünde ciddi müdahale olduğu görülüyor. TCMB son 8 iş gününde nette 13,4 milyar dolar almış” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın bankacılarla yaptığı toplantıda, bankacılara dövizi tutmak için dolar satışının artık yapılmayacağını söylediği bildirilmişti. Ancak Bloomberg’te yer alan Kerim Karakaya ve Aslı Kandemir imzalı haberde kamu bankalarının bugün 1 milyar dolar satış yaptığı ifade edildi.

Habere göre ismini vermek istemeyen bazı kaynaklar kamu bankalarının, liranın dolar karşısında 26.07’yi geçmesini engellemek için öğlene kadar yaklaşık 1 milyar dolar sattığını söyledi.

“Satış KKM’den dönüşler için yapıldı”

Reuters Haber Ajansı da ekonomi yönetiminde üst düzey yetkili bir kişiye dayandırdığı haberinde 1 milyar dolarlık satışın gerçekleştiğini ve bunun Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşleri nedeniyle piyasada oluşan döviz likidite ihtiyacının karşılanması için yapıldığını vurguladı.

“Satış değil, alım yönünde müdahale var”

Eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara yaşanan gelişmenin ardından Twitter hesabından açıklama yaptı. Kara şu ifadeleri kullandı:

“TCMB’nin döviz likiditesini kendinde topladığı bu sistemde döviz satması normal. Önemli olan satış değil alış-satış farkı. İşlemleri netleştirince döviz piyasasına satış değil bilakis alış yönünde ciddi müdahale olduğu görülüyor. TCMB son 8 iş gününde nette 13,4 milyar dolar almış.”

“Bu iki haberi gören bir yatırımcı umutlanabilir mi?”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serkan Özcan da haberin ardından Twitter’dan şu açıklamayı yaptı:

“Önce Merkez Bankası Başkanı’nın açıklaması, sonra Bloomberg’in haberi! Bu durumun en önemli sebebi ortada elle tutulur, kapsamlı, anlaşılır bir programın olmaması! Ayrıca para politikasında alınması gereken sert tedbirlerin muhtemelen siyasi baskı nedeniyle hala alınamıyor oluşu! Aynı gün bu iki haberi arka arkaya gören bir yatırımcının bu ülkenin ekonomisinden umutlanabilmesi mümkün mü? Bu halleriyle daha fazla kafa karıştırır ve yaşanmakta olan sürecin yaratacağı tahribatı daha da büyütürler!”

“Kura müdahale amacı taşımıyor”

Bloomberg HT’ye konuşan konuya yakın kaynaklar ise “Kamunun günlük döviz piyasasındaki hareketi kura müdahale amacı taşımıyor” dedi.

“Bu satışlar gerekli”

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota ise yaşanan gelişmeyi şöyle yorumladı: “İhracatçının dövizinin yüzde 40’ını satma zorunluluğu, KKM’den gelenler, Yuvam hesabı gibi uygulamalar nedeniyle döviz piyasası kendi dengesini kaybedeli çok olmuştu. Yabancı ve yerleşiklerin TL’ye güçlü dönüşü olmadığı zamanlarda TCMB’nin kendi pozisyonundan ithalat vb. talebi için döviz satması zaten artık gerekli.

Zaman zaman da net alım yapması gerekebilir. Bunu şimdiki gibi şeffaf olmayan şekilde kamu bankaları aracılığıyla gizli kapaklı yapmak, Berat Albayrak, Nureddin Nebati, Murat Uysal, Şahap Kavcıoğlu politikalarını devam ettirmektir. Bu alım satımların TCMB bünyesindeki piyasalarda düzenli ihalelerle veya doğrudan müdahalelerle yapılması halindeyse şeffaflık adına bir irade ortaya koyulmuş olur. Bu tercih ekonomi politikalarının samimiyetini de ortaya koyacak.”

Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 22 Haziran tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özet metnini yayımladı.

Merkez Bankası’ndan “enflasyon” mesajı

Merkez Bankası, açıklamasında, “Kurul politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyecektir. Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında, “Enflasyonun 2023 yılında bir miktar yükseldikten sonra parasal sıkılaştırmanın birikimli etkilerinin devreye girmesiyle gerileyerek önce tarihsel ortalamalara, sonra da orta vadeli hedefe kademeli olarak yakınsayacağı öngörülmektedir. Kredi genişlemesi, maliyet baskıları ve döviz kuru gelişmeleri enflasyon üzerindeki baskıların artabileceğine işaret etmektedir. Enflasyon beklentilerindeki mevcut seyir ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.” denildi.

Açıklamada ayrıca Kurul’un “adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına” karar verdiği bilgisi yer aldı. Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam edeceği kaydedildi.

22 Haziran’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinin yüzde 8,5’tan yüzde 15’e yükseltildiği hatırlatılan metinde, Kurul alınan bu kararı, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başlatılan parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımı olarak öngörmektedir” denildi.

Paylaşın

Liradaki Değer Kaybı Hızlandı; Doların Yükselişi Sürecek Mi?

2023 yılında Türk Lirası (TL), Dolar karşısında bugüne kadar yüzde 28 değer kaybetti. Liradaki değer kaybı, büyük ölçüde Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından gerçekleşti.

Peki Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam edecek mi, Dolar’ın yükselişi devam edecek mi?

Londra merkezli ekonomik araştırma şirketi Capital Economics’ten kıdemli ekonomist Liam Peach, “Bu büyük ihtimalle yetkililerin, seçimden önce TL’yi yapay bir şekilde güçlü bir pozisyonda tutmak için kura müdahale etmelerine yol açan kısıtlamalardan vazgeçmelerinin bir sonucu” diyor.

Gelişmekte olan piyasalar ekonomisti Peach, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bu yılın başından beri “yaktığı” rezervleri toparlamaya başladığını; bankalar, şirketler ve bireyleri kısıtlayan döviz uygulamalarının yavaşça kaldırıldığını söylüyor.

Aslında daha önce yapılan yorumlarda da TCMB’nin seçimlerden sonra piyasaya müdahale etmeyi ve kuru baskılamayı bırakması öngörülüyordu.

TCMB’nin kuru baskılamak için kullandığı araçlar nedeniyle bu ayın başında net rezervler tarihi düşük seviyesine inmişti. Geçen hafta ise net rezervlerin pozitif bölgeye geçiş yaptığı görüldü.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, TCMB’nin analitik bilanço verilerine göre net uluslararası rezervlerinin geçen hafta 8,5 milyar dolar ile tarihin en büyük haftalık artışını kaydettiğini vurguladı. Şimşek, “Rasyonel politikalara dönüş kademeli olarak devam edecek” dedi.

Dubai’deki East Capital şirketinden yatırım danışmanı Emre Akçakmak da TCMB rezervlerinde son dönemde yaşanan toparlanmayı şu şekilde yorumladı:

“Merkez Bankası’nın artık TL’nin seviyesini kontrol etmek için çok da aktif olmadığını, hatta belki ihracatçılardan gelen ya da Kur Korumalı Mevduat’tan gelen paranın elde tutulduğunu ve uluslararası döviz pozisyonun güçlendirildiğini görüyoruz.

“Böylece frene basılmasından vazgeçilerek kurun piyasa dinamiklerini yansıtan bir yere gelmesinin önü açılıyor.”

‘TCMB’nin sadeleşme kararlarının yansıması’

Global Menkul Değerler Araştırma Grubu Direktörü Serdar Pazı da kurdaki yükselişin yeni Merkez Bankası yönetiminin aldığı sadeleşme kararlarına paralel olarak gerçekleştiği görüşünde.

Sadeleşme kararlarına örnek olabilecek son karar Pazar günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Bankaların menkul kıymet tesisi yükümlülüğünde değişikliğe gidildi.

Bankaların bilançolarındaki Türk Lirası ağırlığına ilişkin yükümlülük yüzde 60’tan yüzde 57’ye düşürüldü.

Yüksek menkul kıymet tutma yükümlülükleri nedeniyle son yaşanan kur yükselişi, birçok bankanın bilançosunda Türk Lirası’nın payını yüzde 60’ın altına indirmişti.

Yayımlanan kararda, 22 Haziran’daki Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarına atıfla, kademeli bir sadeleşmenin devam edeceği vurgulandı.

Atıf yapılan toplantıda politika faizi 650 baz puanlık artışla yüzde 8,5’tan yüzde 15’e yükseltilmişti. Bu toplantı, bu ayın başında Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanlığına getirilmesinin ardından yapılan ilk PPK toplantısıydı.

‘Londra swap piyasası tekrar işlerlik kazandı’

Ekonomist Serdar Pazı, Londra swap piyasasının tekrar işlerlik kazanması ve bu piyasada TL faizlerin eksiye düşmesinin de koşulların serbest bırakıldığı anlamına geldiğini söylüyor.

Swap, döviz kurlarında oynaklığın yaşandığı zamanlarda yatırımcının bu oynaklıktan kaynaklanan riskinin önünü alması için önemli bir araç olarak ortaya çıkıyor.

Türk Lirası varlıklara yatırım yapmak isteyen yabancılar, TL’yi Londra’daki varlık yönetimi şirketleri üzerinden borçlanarak edinebiliyor, bu da swap faizlerine yansıyor.

Pazı, 2018’deki kur krizini takip eden yıllarda yerli bankalara Londra’daki piyasaya kaynak verilmemesi yönünde bir telkinde bulunulduğunu, böylece swap piyasasının bilerek daraltıldığını aktarıyor.

Ancak Pazı’ya göre yeni ekonomi yönetiminin piyasa yanlısı politikaları uygulamaya başlamasıyla “swap piyasasında yabancıların, TL’ye çok yüksek bir maliyete katlanmadan kolay bir erişim sağlamasına” izin verildi.

Bundan sonraki faiz politikası etkili olacak

Dolar/TL kurunun bundan sonra göreceği seviyeyi ise Merkez Bankası’nın izleyeceği faiz politikası ve sıkılaşmanın hangi hızda kaydedileceği etkileyecek.

Ekonomist Serdar Pazı, Dolar/TL kurunda 26 ve 30 arasında bir yerde zirvenin görüleceğini, ardından da ek sıkılaştırma ve ek sadeleşme adımlarının yanı sıra yabancı yatırımcının daha makul bir bakış kazanması ihtimaliyle kurun bu seviyelerde kalabileceğini düşünüyor.

Pazı’ya göre Türkiye’ye giriş yapması beklenen yabancı sermayenin büyüklüğüne göre TL nominal olarak değer bile kazanabilir.

Bu yaz turizmin canlanmasıyla beraber Türkiye’ye döviz girişinin gerçekleşecek olması da kurun daha fazla yükselmesinin önüne geçebilir.

Yabancı yatırımcı ikna oldu mu?

Seçimlerin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek, ortodoks ekonomi politikalarına dönüş yapılacağını ve rasyonel para piyasası kurallarının izleneceğini söylemişti.

Bunun ilk adımı olarak TCMB politika faizini yüzde 15’e yükseltti ancak bu piyasa beklentisi olan yüzde 20’nin altında kaldı.

Bu yüzden analistlere ve ekonomistlere göre yabancı yatırımcı bundan sonra politikaların nasıl şekilleneceğini görmek istediği için henüz beklemede.

Ekonomist Liam Peach’e göre ilk işaretler, yatırımcıların Türkiye’nin daha piyasa yanlısı politikalara geçmesinden memnun olduğunu gösteriyor. Peach, Mayıs ayının sonlarından beri Türk varlıkların risk priminin düştüğünü vurguluyor.

Ortodoks politikalara geçişin başarılı olması için yetkililerin sıkılaşma ve faiz artırımı adımlarına kararlılıkla devam etmesi gerektiğini söyleyen Peach, enflasyonun ise uzun dönem yüksek kalacağını öngörüyor:

“Enflasyonu tek hanelere düşürmek uzun bir süreç. Gerçek faizlerin daha çok uzun süre yıllar boyunca yüksek tutulmasını gerektiriyor.”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türk Lirası, Bir Günde Dolar Karşısında Yüzde 3 Değer Kaybetti

Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 3 kayba uğrayarak rekor seviyeye düştü. Reuters haber ajansına konuşan üst düzey bir yetkili, bankanın döviz politikalarında değişiklik yaptığını söyledi. Yetkili, “Merkez Bankası, geçen haftaki faiz kararı sonrası döviz satarak kura müdahale etmiyor” diye belirtti.

Ayrıca yetkili, “Rakamları tamamen serbest piyasa belirliyor. Dolayısıyla döviz rezervleri kullanılmıyor. Rezerv arttırma dönemi başladı” dedi. İsmini vermek istemeyen yetkilinin yorumları, bankacıların Merkez Bankası’nın rezervleri kullanmayı “tamamen durdurduğu” görüşünü yineledi.

Seçim öncesinde liranın değerini korumak için Merkez Bankası rezervlerinin kullanılmasıyla, rezervler bu ay başında tarihi düşük seviyeye geriledi. Bankanın net rezervi eksi 5,7 milyar dolara düşmüştü. Sonraki iki ayda rezervler toparladı.

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini arttırması sonrası bugün lira dolar karşısında yüzde 3 kayba uğrayarak rekor seviyeye düştü.

Reuters haber ajansına konuşan bir yetkili ve bankacılar, geçmişte lirayı korumak için rezervlerini kullanan Merkez Bankası’nın bu uygulamayı bıraktığını söyledi.

Lira bugün, dolar karşısında tüm zamanların en düşük seviyesi 26,05’e geriledi. Geçen hafta, lira dolar karşısında 25,74’ten işlem görüyordu.

2023 yılında lira bugüne kadar yüzde 28 değer kaybetti. Liradaki değer kaybı, büyük ölçüde Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından gerçekleşti. Erdoğan seçilmesinin ardından, yüksek enflasyon karşısında faiz oranlarını düşürme gibi aykırı ekonomi politikalarından geri adım attı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni döneme başlaması sonrasında ekonomi politikalarına yönelik iki önemli adım atıldı.

Başkanlığına yeni atanan Hafize Gaye Erkan yönetimindeki Merkez Bankası, geçen Perşembe politika faizini 650 baz artırarak yüzde 15’e yükseltti. Faiz artışı, piyasa beklentilerinin altında kalsa da önemli bir sıkılaştırma adımı olarak görüldü.

Ayrıca Merkez Bankası dün, 2021’den beri uyguladığı bazı düzenlemelerden vazgeçmeye başladı. Merkez Bankası, lira varlıklarını teşvik etmeyi amaçlayan uygulamalarla bir süredir borç, kredi ve foreks piyasalarında devlet kontrolune sebep olmuştu.

Seçim öncesinde liranın değerini korumak için Merkez Bankası rezervlerinin kullanılmasıyla, rezervler bu ay başında tarihi düşük seviyeye geriledi. Bankanın net rezervi eksi 5,7 milyar dolara düşmüştü. Sonraki iki ayda rezervler toparladı.

Merkez Bankası haftasonu yaptığı açıklamada, adımlarının piyasaları serbestleştirme ve istikrarı sağlama amaçlı olduğunu belirtti.

Öte yandan Reuters haber ajansına konuşan üst düzey bir yetkili, bankanın döviz politikalarında değişiklik yaptığını söyledi. Yetkili, “Merkez Bankası, geçen haftaki faiz kararı sonrası döviz satarak kura müdahale etmiyor” diye belirtti.

Ayrıca yetkili, “Rakamları tamamen serbest piyasa belirliyor. Dolayısıyla döviz rezervleri kullanılmıyor. Rezerv arttırma dönemi başladı” dedi.

İsmini vermek istemeyen yetkilinin yorumları, bankacıların Merkez Bankası’nın rezervleri kullanmayı “tamamen durdurduğu” görüşünü yineledi.

Bir borsacı, “Liranın değeri artık rezervlerle korunmuyor” dedi. Üst düzey bir bankacı Reuters haber ajansına, “Merkez Bankası foreks piyasasında rezerv kullanımını tamamen bırakmış gibi görünüyor” dedi.

Bankacı, Merkez Bankası’nın döviz pozisyonunun günde 1 ila 2 milyar dolar artış gösterdiğini ekledi.

Yeni adımlar

Hafta sonu açıklanan sadeleştirme adımları kapsamında Merkez Bankası, bankaların döviz depolarına ayırmaları gereken menkul kıymet tesis oranını yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürdü.

Ayrıca yeni düzenlemeye göre, bankaların tutması gereken menkul kıymetler lira mevduatlarının yüzde 3’ü ila yüzde 12’si arasında kalmak zorunda. Geçmişte bu aralık, yüzde 3 ila yüzde 17’ydi.

Yeni düzenleme, lira mevduatı toplam mevduatın yüzde 57’sinden az olan bankaların, ayrıca yedi puanlık menkul kıymet tutması gerekeceğini söyledi.

Geçmişte, yüzde 60’tan az lira mevduatı olan bankaların ayrıca yedi puanlık menkul kıymet tutması gerekiyordu.

Dinamik Yatırım’ın baş ekonomisti Enver Erkan, “Oranların yavaş yavaş düşürülmesi bankaların pozisyon almalarına alan sağladı. Faiz oranlarında hızlı bir artışı tetiklemedi. Kuralların biraz gevşetilmesi bankalara tahvil portföylerinde manevra alanı ve zamanı verir” dedi. Erkan, “Sektör için sevindirici ve olumlu bir gelişme” dedi.

İstanbul borsasında bankacılık hisse senetleri endeksi .XBANK, son hamlelerin ardından yaklaşık yüzde 4 yükselirken, ana endeks yüzde 2’den fazla yükseldi.

Bankacılar, bankaları lira mevduatına zorlayan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte bazı bankalarda mevduat faizlerinin yüzde 40 ila 45 bandından düşmeye başladığını ve bu hareketin devam edeceğini söyledi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Yeni Asgari Ücret Üç Günde 482 Dolardan 452 Dolara Geriledi

Açıklandığı gün 482 dolar olan asgari ücret, bugün itibariyle 25,25 seviyesine gelen kur ile yaklaşık 30 dolar düşerek 452 dolar oldu. Üç günde dolar bazında yaşanan kayıp yüzde 6’ya tekabül ediyor.

Haber Merkezi / 20 Haziran’da yüzde 34 artırılan ve 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak olan 11 bin 402 liralık asgari ücret, üç günde dolar bazında geriledi.

Açıklandığı gün 482 dolara denk gelen yeni asgari ücret, döviz kurunun yükselmesiyle birlikte yaklaşık 30 dolar düşerek 452 dolar oldu. Üç günde dolar bazında yaşanan kayıp yüzde 6’ya tekabül ediyor.

“Hedeflere ulaşmada kararlıyız”

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi politikalarının, kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflediğini belirterek, “Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız” dedi.

Bakan Şimşek, İstanbul’a hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Şimşek, yaptığı değerlendirmede, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız. Merkez Bankasının dünkü açıklamasında belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Kararlılıkla kademeli olarak bu süreç yönetilecektir” ifadesini kullandı.

Şimşek bu mesajını Türkçe ve İngilizce olarak paylaştığı mesajda da tekrarladı.

Türk Lirası yüzde 2,8 değer kaybetti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı sonrası Cuma sabahı Dolar/TL kuru 25’i aştı. Cuma sabahı yeni bir rekor düşük seviyeye ulaşan Türk Lirası yüzde 2,8 değer kaybetti.

Reuters’ın haberine göre, Türk Lirası Perşembe kapanışından yaklaşık % 1,3 daha zayıflayarak, 25,2015’ten işlem gördü.

Merkez Bankası Perşembe günü 27 ay sonra ilk kez faiz artırdı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi 650 baz puanlık artışla yüzde 8,5’tan yüzde 15’e yükseltildi.

Karar sonrası ilk kez Dolar/TL 24,41’i, Euro/TL kuru da 26,84’ü görmüştü. Türkiye’nin kredi temerrüt takası (CDS) 21 puan yükselerek 518’e çıkmıştı.

Mart 2021’de yüzde 19 seviyesinde olan politika faizi 2021 ve 2022’de dörder kez indirildi, Şubat ayındaki toplantıda yüzde 8,50’ye çekildi.

Reuters haber ajansının anketinde politika faizinin yüzde 21’ye yükseltileceği öngörülmüştü. Reuters uzmanların Erkan’ın beklenenden az faiz artırımına gitmesinin enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabileceği yorumunu yaptığını yazdı.

Türkiye ekonomi dünyası ve uluslararası yatırımcılar, faiz artışının politika faizini yüzde 20-40 arası bir noktaya taşıyacağını öngörüyordu. PPK’dan çıkan karar ise beklentilerin oldukça altında bir artışla yanıt vermek oldu.

Ancak Commerzbank döviz analisti Tatha Ghose, liradaki değer kaybının sadece faiz artışının beklenden az olması ile açıklanamayacağı görüşünde.

Ghose yatırımcılara Commerzbank tarafından gönderilen günlük değerlendirmede Dolar/TL‘deki sıçramanın nedeninin daha ziyade “bilinmeyen” politika parametrelerinden “bilinen” politika parametrelerine geçiş ve yetkililerin faiz artışından sonra liranın yerel bankaların desteği olmadan kendi ayakları üzerinde durup duramayacağını kontrol etme girişimi olabileceğini belirtiyor.

Ghose “Bizim görüşümüze göre, hiçbir büyüklükteki faiz artışı lirayı istikrara kavuşturmaya yetmeyecektir. Tek yardımcı değişken, Cumhurbaşkanı’nın bu yeni politika rejimini başarılı olana kadar sürdürme kararlılığını tekrarlaması olacaktır” dedi.

Paylaşın

Türk Lirası Mevduat Faizi Yüzde 47’ye Kadar Çıktı

Türk Lirası (TL) mevduat faizi bir yılda 20 puan, 2022 sonundan bu yana ise 13 puan arttı. Bankacılık sektörü kaynakları ise geçen hafta TL mevduat faiz oranının yüzde 47’ye kadar çıktığını vurguladı.

Ekonomi yönetim değişse de henüz bankacılık sektörüne yönelik makroihtiyati önlemlerde bir düzenleme gelmedi.

Sektör halen daha TL mevduat oranında yüzde 60 ve yabancı para dönüşüm oranında hedefl erini tutturmak ile ihtiyaç ve ticari kredi faizlerinde belli bir oranın üzerine çıkmamaya çalışmak zorunluluğunda. Bu durum TL mevduat faizlerinde sert yükselişin de devam etmesine neden oluyor.

Bankacılık sektörü makroihtiyati önlemler nedeniyle hedefleri yakalamak için mevduat faizi yarışını hızlandırdı.

Ekonomi yazarı Şebnem Turhan’ın aktardığına göre Merkez Bankası verilerine göre 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizleri 2 Haziran haftası itibariyle ortalamada yüzde 37,39’a yükseldi.

TL mevduat faizi bir yılda 20 puan, 2022 sonundan bu yana ise 13 puan arttı. Bankacılık sektörü kaynakları ise geçen hafta TL mevduat faiz oranının yüzde 47’ye kadar çıktığını vurguladı.

Türkiye’de seçimlerden sonra başka Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere ekonomi kadrolarında değişiklik yaşanıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ardından geçen hafta Merkez Bankası başkanlığına Gaye Erkan atandı. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) başına ise eski Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu getirildi.

Bu durum piyasada eski politikalardan dönüş bekleyen piyasada soru işareti yarattı. Kavcıoğlu döneminde bankacılık sektörüne yönelik sonunda menkul kıymet alım zorunluluğuna çıkan birçok makroihtiyati önlem getirildi.

Yönetim değişse de henüz bankacılık sektörüne yönelik makroihtiyati önlemlerde bir düzenleme gelmedi.

Sektör halen daha TL mevduat oranında yüzde 60 ve yabancı para dönüşüm oranında hedefl erini tutturmak ile ihtiyaç ve ticari kredi faizlerinde belli bir oranın üzerine çıkmamaya çalışmak zorunluluğunda. Bu durum TL mevduat faizlerinde sert yükselişin de devam etmesine neden oluyor.”

Paylaşın

Dolar Rekora Doymuyor!

Mehmet Şimşek’in “tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı” olarak atanmasının ardından döviz kurunun ‘kısmen’ serbest bırakılması sonrası hem dolar hem de avro rekor kırmıştı.

Haber Merkezi / Geçen haftayı 23,4; avro ise 25,51 seviyesinde kapatan dolar, bugün erken saatlerde dolar 23,64’ü gördü. Kısmen gerileyen dolar 23,55’ten alıcı buluyor. Avro da yine gece yarısı 25,5 seviyesindeyken 23,36’ya kadar geriledi.

Dolar, 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra 4 liradan fazla yükseldi. Doların 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turundan sonraki yükselişi ise 3,5 liranın üzerinde.

Gece saatlerinde 1495,72 seviyelerine kadar çıkarak rekorunu tazeleyen gram altın ise 1484,28 seviyelerinden işlem görüyor.

Şahap Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası başkanı olarak göreve geldiği 19 Mart’ta 7,4573 TL olan dolar kuru, 2 Haziran’a kadar olan dönemde TL karşısında yüzde 178,3 değerlenerek 20,7529 TL’ye yükseldi.

Başka deyişle TL, bu dönemde dolar karşısında yüzde 64,1 değer yitirdi. Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre dolar kuru geçen haftayı ise son işlem gününde 23,4314 TL düzeyinden kapadı.

Merkez Bankası verilerine göre 3 aya kadar vadeli Türk Lirası mevduat faizleri 2 Haziran haftası itibariyle ortalamada yüzde 37,39’a yükseldi.

TL mevduat faizi bir yılda 20 puan, 2022 sonundan bu yana ise 13 puan arttı. Geçen hafta TL mevduat faiz oranının yüzde 47’ye kadar çıktığı vurgulanıyor.

Paylaşın

Dolar Rekor Kırdı: Türk Lirası Alımı İçin Dört Kriter

Mehmet Şimşek’in yeni kabinede “tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı” olarak göreve gelmesinin ardından, dolar tarihi seviyeye yükseldi. Bank of America (BofA) stratejistleri, Türk Lirası alımını değerlendirdi.

Bank of America Corp. stratejistleri, dört kriterin sağlanması halinde, Türk lirasında uzun pozisyon açmayı ya da 10 yıl vadeli yerel tahvillerde alım yapmayı değerlendirdiklerini duyurdu.

BloombergHT’nin haberine göre stratejistler dün yayımladıkları nota göre ilk kriter, iç talebin cari dengeyi sürdürülebilir bir seviyede istikrara kavuşturacak kadar zayıflamasını sağlamak için şu anda yaklaşık yüzde 8.9 olan ortalama fonlama maliyetinin en az yüzde 40’a çıkması.

İkinci kriter Dolar/TL ’nin 25 seviyesinin üzerinde olması, üçüncü kriter kurumların dolar alımlarına yönelik kısıtlamaların ve döviz piyasasına yönelik müdahalelerin kaldırılması, dördüncü kriter de dolar için küresel görünümün yukarı yönlü olmaması gösterildi.

Morgan Stanley’den yıl sonu dolar tahmini: 28 TL

Öte yandan Morgan Stanley ekonomistleri, Türk Lirası’ndaki sert değer kaybını beklemediklerini, yıl sonu dolar tahminlerinin 28 civarında olduğunu ifade ettiler. Kurum ekonomistleri, Merkez Bankası’ndan 2 yıldan uzun süre sonra ilk kez bu ay faiz artışı beklediklerini açıkladılar.

Kurum ekonomistleri ayrıca, “Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ve TCMB yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından politika faizinde normalleşme bekliyoruz.

Para politikasında kademeli bir normalleşmenin tercih edileceğini düşünüyoruz. 22 Haziran’da gerçekleşecek toplantıda politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye yükselmesini, Ağustos ayında da yüzde 25’e çıkabileceğini öngörüyoruz.” ifadelerini kullandılar.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Türk ekonomisine ilişkin bir raporunda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları doğrultusunda Türk lirasında değer kaybı ve yüksek faiz oranlarıyla daha konvansiyonel politikalar beklediğini bildirdi.

Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini haziran ayında yüzde 20, ağustos ayında ise yüzde 25’e yükselteceği tahminini paylaştı.

Dolar/TL beklentisi 28 seviyesinde

Raporda Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının geleneksel para politikasına dönüşün bir işareti olduğu belirtildi. Seçimlerin ardından Türk lirasında değer kaybı ve finansal koşullarda sıkılaşma beklediğini belirten kurum ekonomistleri, para biriminde sert değer kaybı beklemediklerini, dolar/TL’ye ilişkin yıl sonu tahminlerinin 28 civarında olduğunu ifade etti.

Merkez Bankası’ndan 2 yıldan uzun süre sonra ilk kez bu ay faiz artışı beklediklerini açıklayan kurum ekonomistleri, şu ifadeleri kullandı:

“Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ve TCMB yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından politika faizinde normalleşme bekliyoruz.

Para politikasında kademeli bir normalleşmenin tercih edileceğini düşünüyoruz. 22 Haziran’da gerçekleşecek toplantıda politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye yükselmesini, Ağustos ayında da yüzde 25’e çıkabileceğini öngörüyoruz.”

Paylaşın

Dolar Rekor Kırdı; Dış Borca 1,4 Trilyon Lira Yük Bindi

Mehmet Şimşek, “Tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı” olarak göreve getirilmesinin ardından, kurun serbest bırakılmasıyla dolar ve avroda tarihi değerler görüldü. Döviz kurundaki artış ülkenin birinci gündem maddesi haline geldi.

Döviz kurundaki artış birçok kalemde zam olarak yansırken, yabancı para cinsinden borçlar nedeniyle ödeme yükümlülükleri de arttı.

Dünya yazarı Naki Bakır, bugünkü yazısında dolarda seçimlerin ardından 7 Haziran’a kadar yüzde 15,4 oranında artış yaşandı. Bu da 3 lira 7 kuruşa denk geldi. Bakır’a göre artış, Türkiye’ye dış borçlar cephesinde 1 trilyon 409,1 milyar liralık kur farkı yükü bindirdi.

Söz konusu 8 iş gününde dövizde yaşanan artış, kur farkı olarak özel sektöre 734,8 milyar, kamuya 573,6 milyar, Merkez Bankası’na 100,7 milyar TL ek yük getirdi. Dolardaki her 1 kuruş artış, dış borçların ekonomiye yükünü yaklaşık 4,6 milyar lira artırıyor.

Türkiye’nin 2022 sonu itibariyle 459 milyar dolar olarak açıklanan dış borç stokunun yüzde 58,1 oranındaki 366,5 milyar dolarlık bölümünü ABD doları üzerinden alınmış borçlar oluşturuyor.

Merkez Bankası’nın faizle ilgili adımları ne olacak?

Öte yandan geçen hafta sonu açıklanan yeni kabinede; ekonomi alanında kurumsal bağımsızlığı, bütçe disiplinini, ekonomik reformları ve “ortodoks” politikaları savunduğu bilinen Mehmet Şimşek, Nurettin Nebati’nin yerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yerine ise Devlet Planlama Teşkilatı deneyimi de olan eski TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz geldi.

Mehmet Şimşek, Nebati’den görevi devraldığı törende yaptığı açıklamada ‘rasyonel politikalara dönüş’ çağrısı yaptı:

“Sosyal refahı artıracağız. Bu hedefe ulaşmada şeffaflık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel hedefimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Enflasyonla mücadele temel politikamız olacak”.

Şimşek aynı konuşmada, Merkez Bankası’yla ilgili olarak ise şu sözleri sarf etti:

“Orta vadede enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesi, öngörülebilirliğin artırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Uygulanacak maliye politikası ve yapısal reformlarla Merkez Bankamıza enflasyonla mücadelede destek olmak temel politikamız olacaktır.

“Bu öncelikler çerçevesinde çalışmalarımızı eş güdüm içerisinde ilgili bakanlıklar ve kurumlarımızla güçlü bir koordinasyon sağlayarak yürüteceğiz. “

Yeni görevlendirmeler ve bu tür açıklamalar ekonomide yeni bir dönemin başlayabileceğine dair işaretler verirken Erdoğan’ın düşük faiz politikalarını savunan güncel açıklamaları ise ekonominin rotasına dair önümüzdeki dönemle ilgili öngörüde bulunmayı zorlaştırıyor.

Bu manzara içinde, ekonomi politikalarının nasıl ve ne kadar değiştirileceği ve bunun parçası olarak Merkez Bankası’nın yeni yönetiminin, 22 Haziran’daki Para Politikası Kurulu toplantısından itibaren faizler konusunda nasıl bir adım atacağı merak ediliyor.

Paylaşın

Morgan Stanley’den Yıl Sonu Dolar Tahmini: 28 Lira

Morgan Stanley ekonomistleri, Türk Lirası’ndaki sert değer kaybını beklemediklerini, yıl sonu dolar tahminlerinin 28 civarında olduğunu ifade ettiler. Kurum ekonomistleri, Merkez Bankası’ndan 2 yıldan uzun süre sonra ilk kez bu ay faiz artışı beklediklerini açıkladılar.

Kurum ekonomistleri ayrıca, “Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ve TCMB yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından politika faizinde normalleşme bekliyoruz.

Para politikasında kademeli bir normalleşmenin tercih edileceğini düşünüyoruz. 22 Haziran’da gerçekleşecek toplantıda politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye yükselmesini, Ağustos ayında da yüzde 25’e çıkabileceğini öngörüyoruz.” ifadelerini kullandılar.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Türk ekonomisine ilişkin bir raporunda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları doğrultusunda Türk lirasında değer kaybı ve yüksek faiz oranlarıyla daha konvansiyonel politikalar beklediğini bildirdi.

Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini haziran ayında yüzde 20, ağustos ayında ise yüzde 25’e yükselteceği tahminini paylaştı.

Dolar/TL beklentisi 28 seviyesinde

Raporda Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının geleneksel para politikasına dönüşün bir işareti olduğu belirtildi. Seçimlerin ardından Türk lirasında değer kaybı ve finansal koşullarda sıkılaşma beklediğini belirten kurum ekonomistleri, para biriminde sert değer kaybı beklemediklerini, dolar/TL’ye ilişkin yıl sonu tahminlerinin 28 civarında olduğunu ifade etti.

Merkez Bankası’ndan 2 yıldan uzun süre sonra ilk kez bu ay faiz artışı beklediklerini açıklayan kurum ekonomistleri, şu ifadeleri kullandı:

“Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ve TCMB yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından politika faizinde normalleşme bekliyoruz.

Para politikasında kademeli bir normalleşmenin tercih edileceğini düşünüyoruz. 22 Haziran’da gerçekleşecek toplantıda politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye yükselmesini, Ağustos ayında da yüzde 25’e çıkabileceğini öngörüyoruz.”

Paylaşın