28 Mayıs Seçimi: Türk Lirası’nın Geleceği Ne Olur?

Hükümet kaynakları, şu anda düşük faizlere öncelik veren mevcut ekonomi politikalarına sadık kalmak ya da seçim sonrasında daha ortodoks ekonomik yaklaşımlara geçmek konusunda anlaşmazlık yaşandığını kaydetti.

Liranın sıkı idare altında tutulması, iki hafta önce yapılan ilk tur seçimden bu yana yaşanan değer kaybını yüzde 2’nin biraz üzerinde sınırladı. Ancak başka bazı kilit piyasalar, Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda ekonomi politikasını değiştirmeyeceğine ilişkin güçlü kaygıların sinyalini veriyor.

Türkiye’nin borçlarının temerrüde karşı sigortalanmasının maliyeti (CDS yani kredi risk primi) yüzde 40 arttı. Gösterge niteliğindeki uluslararası piyasa tahvilleri, yüzde 10 ila 15 geriledi. Bir yıl ve ötesine bakan temel döviz piyasası volatilite göstergeleriyse rekor seviyelere ulaştı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Pazar günü yapılacak ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Türk Lirası’nın giderek daha işlevsiz hale geldiğine işaret ettiği bir analiz haber yayınladı.

Habere göre lira, dolar karşısında yeni bir rekor düşüş yaşarken yatırımcılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda kendilerini nelerin beklediği konusunda kaygılı.

Reuters’ın “Erdonomiks” olarak adlandırdığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik büyüme arayışı içinde uyguladığı olağandışı para politikaları karşısında lira, son beş yılda değerinin yüzde 80’ini yitirdi. Türk vatandaşlarının liraya olan güveni sarsılırken bu olağandışı politikalar, enflasyon sorununu da körükledi.

Yetkililer, 2021’de patlak veren sancılı kriz nedeniyle döviz piyasaları üzerinde giderek daha müdahaleci bir rol oynamaya başladı. Öyle ki bazı ekonomistler artık liranın hala serbest dolaşımda olan bir para birimi olarak kabul edilip edilemeyeceğini tartışıyor.

Liradaki günlük oynamalar olağandışı şekilde küçüldü ve bu hareketlilik çoğunlukla aşağı yönlü.

On milyarlarca dolarlık döviz ve altın rezervi tüketilmiş durumda. Bu da, sistematik mikro yönetimin bir başka işareti.

“Liranın suni olarak kontrol altında tutulması”

Türkiye’de ihracatçı firmaların döviz gelirlerinin yüzde Merkez Bankası’na satmaları zorunluluğu uygulanıyor. 2021’deki çalkantı sonrasında liranın değer kaybına karşı getirilen kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasıysa çok önemli ancak yüksek maliyetli bir savunma mekanizması olarak değerlendiriliyor.

Varlık yönetimi firması GAM’den yükselen piyasa borçları direktörü Paul McNamara, alınan bazı önlemleri fiili sermaye kontroluna benzetti ve “Kilit konu, liranın suni olarak kontrol altında tutulması” dedi.

Mevduat sahipleri, son iki ayda KKM hesaplarına 33 milyar dolar yatırdı. Böylelikle KKM hesaplarındaki toplam mevduat tutarı 121 milyar dolara ulaştı. Bu tutar, Türkiye’deki bankacılık sisteminde bulunan tüm mevduatların yaklaşık dörtte biri ediyor.

Ancak McNamara’ya göre “tüm bunların pürüzsüz şekilde çözüme kavuşturulduğunu görmek imkansız.”

Son günlerde Reuters haber ajansına konuşan hükümet kaynakları, şu anda düşük faizlere öncelik veren mevcut ekonomi politikalarına sadık kalmak ya da seçim sonrasında daha ortodoks ekonomik yaklaşımlara geçmek konusunda anlaşmazlık yaşandığını kaydetti.

Liranın sıkı idare altında tutulması, iki hafta önce yapılan ilk tur seçimden bu yana yaşanan değer kaybını yüzde 2’nin biraz üzerinde sınırladı. Ancak başka bazı kilit piyasalar, Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda ekonomi politikasını değiştirmeyeceğine ilişkin güçlü kaygıların sinyalini veriyor.

Türkiye’nin borçlarının temerrüde karşı sigortalanmasının maliyeti (CDS yani kredi risk primi) yüzde 40 arttı. Gösterge niteliğindeki uluslararası piyasa tahvilleri, yüzde 10 ila 15 geriledi. Bir yıl ve ötesine bakan temel döviz piyasası volatilite göstergeleriyse rekor seviyelere ulaştı

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, sorunun karma politikalar ve azalan döviz ile altın rezervleri olduğunu, şu anda brüt 105 milyar dolar olan rezervlerin döviz takası (swap) düzenlemeleri ve krediler hesaplamalardan çıkarıldığında 115 milyar dolar ekside olduğunu söylüyor.

Acemoğlu, “şu anki durumun sürdürülemeyeceğine inandığını” belirtiyor.

Acemoğlu “Kur korumalı lira hesapları, güvenilir mi?” diye sorarak, tam gelişmiş bir kriz durumunun hükümete potansiyel maliyetlerine ve dolar talebi nedeniyle Türkiye’nin pazarlarında paralel döviz kurlarının artık yaygın olarak sunulduğuna işaret etti.

“1990’lı yıllara geri dönüyoruz” diyen Acemoğlu, Türkiye’nin 2001 yılında yıkıcı bir devalüasyonla sonuçlanan en zarar verici krizlerinden birinin oluşum sürecine atıfta bulundu.

Gözler şimdi döviz rezervlerinde ve bir doların 20 liradan işlem görmesinde.

Acemoğlu, durumun düzelip düzelmeyeceğini ya da ne zaman düzeleceğini tahmin etmenin zor olduğunu kaydetti. Güçlü bir turizm sezonunun kısa vadede rezervleri yeniden güçlendirmesi beklenirken, “dost” Körfez ülkeleri ve Rusya’dan kamu bankalarına aktarılan döviz de yardımcı oldu.

Yatırım bankası JPMorgan’dan uzmanlar, seçimin ikinci turuna uzanan dönemde ortodoks ekonomi politikalarına net bir dönüş yapılmadığı takdirde, bir doların 30 liradan işlem görecek düzeye gelinebileceği tahmininde bulunmuştu.

Şimdi ise Erdoğan’ın Pazar günü zafer kazanacağı ve Şubat ayındaki depremden sonra gelirleri arttırma ve ülkeyi yeniden inşa etme yönündeki kampanya vaatlerini yerine getireceği varsayılıyor.

Bazı yatırımcılar, piyasaların yeniden çalkantıya girmesi durumunda yetkililerin sert sermaye kontrollarına başvurmak zorunda kalabileceği konusunda kaygılı.

Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 25’ine denk gelen 230 milyar dolarlık dış finansman açığını kapatmanın yollarını arayan hükümetse daha önceki açıklamalarında sermaye kontrolunun masada olmadığını kaydetmişti.

İngiltere Merkez Bankası verileri, Londra gibi ana merkezlerde, 2018 yılında günde ortalama 56 milyar dolar olan lira ticaretinin bugün günde 10 milyar doların altına gerilediğini gösteriyor.

Döviz piyasasında giderek artan işlevsizlik, geçmişte birçok yabancı yatırımı Türkiye’ye çeken iyimser havayı dağıttı.

Bankacılık sektöründeki birleşmeler ve satın almalar (M&A) döneminin altın çağına ilişkin “Bunlar ucuz varlıklar değildi, mücevher olarak görülüyordu” diyen Profesör Acemoğlu, Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde karşı karşıya kalacağı durum hakkında “Kolay bir çıkış yolu görmüyorum” şeklinde konuştu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

2023 Yılında Türk Lirası Yüzde 6,4 Değer Kaybetti

2021’de yüzde 44, 2022’de yüzde 30 değer kaybeden Türk Lirası 2023 yılının ilk 5 ayında yüzde 6,4 değer kaybetti. 14 Mayıs seçimlerinden bu yana ise liranın değer kaybı yüzde 2,1’e ulaştı.

Haber Merkezi / Dolar/TL, 20,47 seviyesini görerek TL karşısında tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.

Dün gece yarısı, serbest piyasada dolar 20,47 TL’yi geçerken, bu sabah itibariyle dolar 19,99’dan işlem görüyor

Perşembe gününü 19.86 ile kapatan lira, serbest piyasada çok daha yüksek fiyatlardan işlem görüyor.

Reuters haber ajansına göre bu yıl içinde Türk Lirası yüzde 6,4 değer kaybetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dünkü bir televizyon yayınında, Körfez’den yeni gelen finansmanın Merkez Bankası’nı ve piyasayı “kısa bir süre için de olsa rahatlattığını” söylemişti.

TL’nin değer kaybetmeye devam edeceği beklentisiyle seçim döneminde döviz talebi arttı.

Reuters’a göre TL 2021’de yüzde 44, 2022’de yüzde 30 değer kaybetti. 14 Mayıs seçimlerinden bu yana ise liranın değer kaybı yüzde 2,1’e ulaştı.

Merkez Bankası’nın net döviz rezervi 2002’den bu yana ilk kez eksiye düştü ve 19 Mayıs itibarıyla -151.3 milyon dolar seviyesini gördü.

Türk Lirasının bu yılki değer kaybı Şubat ayında meydana gelen ve 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan depremlerden sonra gerçekleşti. Lira 14 Mayıs’taki oylamadan bu yana ise yüzde 2,1 değer kaybetti.

Paylaşın

Dolar İlk Kez 20 Liranın Üzerini Gördü

Dolar/TL kuru, bankalar arası piyasada ilk kez 20’nin üzerine çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Dolar kurundaki rekor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN International’a verdiği röportajdaki faiz mesajlarının ardından geldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 25 Mayıs Perşembe günü faiz kararını açıklamak için toplanacak. Merkez Bankası, son toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda yüzde 8,5’te sabit tutmuştu.

Türkiye’de yurt içi piyasalar üç günlük tatilin ardından açılırken Dolar/TL kuru haftaya yeni bir rekorla başladı. Kur, bankalar arası piyasada ilk kez 20’nin üzerine çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı.

Bloomberg HT’nin haberine göre, Dolar/TL kuru sabah saatlerinde yüzde 4,3 yükselişle 20,6588’e kadar çıktı. Kur daha sonra 19,82 seviyesine indi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz mesajı

Dolar kurundaki rekor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CNN International’a verdiği röportajdaki faiz mesajlarının ardından geldi. CNN röportajında faizleri düşürmeye devam edeceğinin sinyalini veren Erdoğan, faiz düşürüldüğü için enflasyonun da düşmeye başladığını söylemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi faiz 8,5’te ve enflasyon da düşüyor, daha da düşecek. Enflasyon bu ülkede kesinlikle faizle beraber inerek halkımın çok daha rahat edebileceği bir konuma gelecek. Bunu bir ekonomist olarak konuşuyorum, yani hayali değil. Eğer böyle bir durum olmamış olsa zaten bu inmezdi” demişti.

Gözler Perşembe gününde

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 25 Mayıs Perşembe günü faiz kararını açıklamak için toplanacak. Ekonomistler, Merkez Bankası’nın politika faizini bir kez daha sabit tutacağını tahmin ediyor.

Para Politikası Kurulu, 27 Nisan’daki son toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda yüzde 8,5’te sabit tutmuştu.

Paylaşın

Türk Lirası, Dolar Karşısında Tüm Zamanların En Düşük Seviyesine Geriledi

Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin sonuçlarının ortaya çıkmasından bu yana değer kaybeden Türk Lirası, dolar karşısında tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi ve 19,78’i gördü.

Değer kaybının gerekçelerinden birinin de Erdoğan’ın seçilmesi halinde mevcut para politikasını sürdürmesi beklentisi olduğu belirtiliyor.

Türkiye’de bankacılık hisselerinde görülen üç günlük değer kaybının bugün nispeten dengelendiği ülkenin döviz rezervlerine ilişkin verinin de bugün açıklanacağı hatırlatılıyor.

Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda para birimleri ABD doları karşısında değer kaybediyor. TL, dolar karşısında tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi ve 19,78’I gördü. Bankaların ABD doları alış ve satış fiyatları arasındaki fark da 2 TL’nin üzerine çıktı.

Reuters haber ajansının haberinde TL’nin Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin sonuçlarının ortaya çıkmasından bu yana değer kaybettiği belirtiliyor.

Haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklenenin üzerinde bir oy performansı göstermesi ve seçimin ikinci tura kalmasının ardından TL’nin değer kaybettiği belirtiliyor. Değer kaybının gerekçelerinden birinin de Erdoğan’ın seçilmesi halinde mevcut para politikasını sürdürmesi beklentisi olduğu belirtiliyor.

Reuters haber ajansının görüşlerine başvurduğu In Touch Capital Markets üst düzey analisti Piotr Matys “Eğer Türkiye Merkez Bankası (TCMB), faiz oranlarını önemli ölçüde yükseltmezse, arka kapı döviz müdahaleleri durdurulursa veya belirgin bir şekilde azalırsa, lira hızla değer kaybedebilir” değerlendirmesini yapıyor.

Reuters’ın haberin de Türkiye’de bankacılık hisselerinde görülen üç günlük değer kaybının bugün nispeten dengelendiği ülkenin döviz rezervlerine ilişkin verinin de bugün açıklanacağı hatırlatılıyor.

Paylaşın

Hollanda Merkez Bankası’ndan “1 Türk Lirası” Uyarısı

Son dönemde alışveriş sonrası para üzeri olarak “euroya çok benzeyen bir yabancı para alan” kişilerin şikayette bulunduğunu belirten Hollanda Merkez Bankası, tüketicileri 1 Türk Lirası konusunda uyardı.

Hollanda Merkez Bankası’na göre, hem 2 euro hem de 1 lira, aynı kontrast renklere sahip ve yaklaşık olarak aynı boyutta.

Bankanın açıklamasında, “Tavsiyemiz; nakit ödeme yaptığınızda para üstü alırken her zaman dikkatli olun. Çünkü 1 lira alırsanız, elinizde 2 euro değil sadece 5 centiniz oluyor” dendi.

Hollanda Merkez Bankası (DNB), madeni 2 euroya çok fazla benzeyen 1 Türk Lirası’nın son dönemlerde dolandırıcılık için kullandığını belirterek, tüketicileri uyardı.

Merkez Bankası’na göre, bazı işletmelerde para üzeri olarak 2 euro yerine, 5 centten daha az değere sahip madeni 1 TL veriliyor.

Bankanın açıklamasında, son dönemde alışveriş sonrası para üzeri olarak “euroya çok benzeyen bir yabancı para alan” kişilerin şikayette bulunduğuna işaret edildi.

DNB, “Kafa karıştırıcı yabancı madeni paranın”, 2 euroya çok benzeyen madeni 1 lira olduğunu vurguladı. Banka, her iki paranın benzerliğini gösteren bir fotoğraf yayınladı.

Bankaya göre, hem 2 euro hem de 1 lira, aynı kontrast renklere sahip ve yaklaşık olarak aynı boyutta.

Ancak Hollanda Merkez Bankası’na göre iki paranın değeri çok farklı. 1 Türk Lirası madeni paranın değeri 5 euro centten daha az.

Bankanın açıklamasında, “Tavsiyemiz; nakit ödeme yaptığınızda para üstü alırken her zaman dikkatli olun. Çünkü 1 lira alırsanız, elinizde 2 euro değil sadece 5 centiniz oluyor” dendi.

O zamanki adıyla “YTL” olarak 2005 yılında basılan madeni 1 Türk Lirası, Avrupa’da çık sayıda şikayete neden olmuştu.

Euro ile olan benzerliği nedeniyle o dönemde Avrupa ülkelerindeki birçok sigara, yiyecek içecek otomatı ve kumar makinelerinde, 2 euro yerine 1 lira kullanıldığı belirlendi.

Bunun üzerine birçok işletme, otomatlarda değişiklik yaparak euro dışında bozuk para kullanımını engelledi.

YTL adı, 1 Ocak 2009’dan itibaren 1 TL olarak değiştirildi. Bu yıl da yüksek maliyetler nedeniyle Darphane tarafından 1 TL’nin gramajı 8,1 gramdan 6,6 grama düşürüldü.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Dev Bankadan TL Uyarısı: Seçim Öncesi Pozisyonları Kapatın

İsviçre merkezli bankacılık grubu Swissquote, müşterilerine Türk Lirası uyarısında bulundu: Seçim öncesi pozisyonları kapatın, 5-15 Mayıs arası Türk Lirası alım-satımı yapmayacağız.

Banka, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi nedeniyle oynaklığın artabileceği beklentisiyle 5-15 Mayıs tarihleri arasında Türk Lirası ile diğer para birimleri arasında alım-satım yapmayacağını duyurdu.

Bloomberg ajansının haberine göre müşterilere gönderilen yazıda, “Bu dönemde piyasa dalgalanmalarına bağlı riskleri azaltmak için, tüm TL pozisyonları 5 Mayıs’a (17:00 CET) kadar kapatmanızı rica ederiz. Swissquote, bu kapanış saatinden sonra kalan tüm açık pozisyonları kapatacak” denildi.

Swissquote’a göre Türkiye’de yıllardır uygulanan düşük faiz politikası, derin negatif faizler ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından TL’nin değerini sabit tutmak için piyasaya yapılan ciddi müdahale, TL’nin olması gereken yerden daha yukarıda ticaretinin yapılmasına neden oluyor.

Bankadan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri kaybedeceği senaryonun piyasalarda fiyatlandığı belirtildi.

Böyle bir durumda yeni hükümetin gevşek para politikasına ve sıkı döviz müdahalesine son vermesinin ve TL’yi serbest bırakmasının beklendiği aktarıldı.

Bunun da TL’nin ani ve büyük bir değer kaybı yaşamasına yol açabileceği aktarıldı.

Swissquote Group Holding SA, çevrimiçi finans ve ticaret hizmetleri sağlama konusunda uzmanlaşmış bir İsviçre bankacılık grubudur.

Grubun hisseleri 29 Mayıs 2000 tarihinden beri SIX Swiss Exchange’de “SQN” sembolü ile işlem görmektedir. Grubun merkezi İsviçre’nin Gland şehrinde bulunmaktadır. Grubun Aralık 2022 itibarıyla 1040 çalışanı bulunmaktadır.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Dolar Kuru İçin 14 Mayıs Sonrası Beklenti Ne Yönde?

Dünya basını 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer vermeye devam ediyor. Peki, 14 Mayıs seçimleri sonrası Dolar Türk Lirası kuru beklentisi ne yönde?

Uluslararası ve yurt içi kimi ekonomi çevrelerinde, muhalefetin kazanması halinde Türk ekonomisinde faiz yükseltme de dahil olmak üzere ortodoks politikalara geri dönüş yönünde bir beklenti var.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Türk lirasına yönelik seçim sonrası beklenen ‘kötümser’ bakış açısı konusunda temkinli bir yaklaşım sergiledi.

Türk ekonomisine yönelik çok sayıda raporda seçim sonrası doların sert yükselişine dikkat çekildiğini belirten IIF, ancak seçim sonuçlarının ‘krediye dayalı büyüme modeline son verebileceği’ gerekçesiyle piyasaladaki kötümserliği ‘aşırı’ olarak nitelendirdi.

Türkiye’de rekor seviyelere yükselen cari açık, piyasanın dolara karşı ‘daha zayıf’ bir TL değer görüşünü besliyor.

TL, dolar karşısında bu yıl yüzde 3, 2020’nin başından bu yana ise yaklaşık yüzde 70 değer kaybetti.

IIF raporunda “Piyasaların, mayısta yapılacak seçimler öncesinde Türk lirasına karşı olumsuz bir tavır takındığını ve devalüasyonunun IIF tarafından belirlenen 21 dolar adil değer eşiğinin çok üstünde olacağını öngördüğüne dikkat çekildi.

Cari açıktaki hızlı genişleme ve bu genişlemenin altında yatan nedenler göz önüne alındığında, “bu kötümserliğin anlaşılabilir” olduğunu vurgulayan IIF raporu, ancak seçimlerin “Türkiye’nin krediye dayalı büyüme modelinin sona ermesine zemin hazırlayabileceği” için piyasanın kötümserliğini “aşırı” olarak nitelendirdi.

Reuters’a konuşan Capital Economics’in gelişmekte olan piyasalar baş ekonomisti William Jackson ise Türkiye’de yaklaşan seçimlerin “yabancı fonları çekmeyi zorlaştırabileceğini” belirterek, “Türkiye’ye girişler durgun seyrediyor, bu da Merkez Bankası’nı dış açığı finanse etmek için küçük rezervlerini satmaya zorluyor” dedi.

Jackson, “büyük bir döviz rezervi düşüşünün kapıda olabileceğine” de dikkat çekti.

Türkiye’de geçen yıl yaklaşık 49 milyar dolar olan cari açık şubat ayında 18 milyar doları aştı. Uluslararası ve yurt içi kimi ekonomi çevrelerinde, muhalefetin kazanması halinde Türk ekonomisinde faiz yükseltme de dahil olmak üzere ortodoks politikalara geri dönüş yönünde bir beklenti var.

Nisan ayı başında Türk ekonomisine yönelik bir rapor yayınlayan HSBC ise Türk lirasının seçim sonucundan bağımsız olarak zayıflayacağı tahmininde bulundu. Küresel banka daha önce 21 olarak açıkladığı yıl sonu dolar/TL beklentisini 24 düzeyine çıkarmıştı.

HSBC, seçim sonuçları nasıl olursa olsun Türk lirasının zayıflamasının olası olduğuna dikkat çekti.

HSBC CEEEMEA Bölgesi Kur Stratejisti Murat Toprak, bozulan temeller ve TL’nin aşırı değerlendiğine dair işaretlerin kurda bankanın daha önce öngördüğünden daha geniş bir düzeltmeye yol açabileceğini belirtti.

New York merkezli Morgan Stanley bankası da, nisan ayı başındaki raporunda, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimi kim kazanırsa kazansın TL’nin dolar karşısında değer kaybedeceği öngörüsünde bulundu.

Ancak ABD’li banka, muhalefetin kazanması durumunda 2024 yılının ikinci yarısında toparlanma olabileceği tahmininde bulundu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Döviz Piyasalarında 30 Yıl Önceki Senaryo Yaşanıyor

Serbest piyasada satış fiyatı 19,40’tan işlem gören dolar/TL aynı saatlerde kamu bankalarında 20 TL’den bazı özel bankalarda ise 20,44 seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda artan marjların ardından daha fazla şirket ve bireysel yatırımcı Kapalıçarşı’daki döviz bürolarına yöneldi.

Kapalıçarşı’da da dolar/TL’nin 20,07 seviyesinden alıcı bulduğu görülüyor. Ekonomistler kurda 3 farklı fiyatın oluşmasının 30 yıl öncede yaşandığını ve vatandaşın dövize olan talebi bitmeden bu ayrışmanın olmaya devam edeceğini belirtiyor.

Bankaların döviz alış ve satış kotasyonları arasında fark 1 lirayı geçti. Bankacılık kaynakları gelişmeyi bankaların müşterileri için piyasadan döviz alımını saat 13.00’e kadar sınırlandırılması tavsiyesine dayandırırken döviz almak isteyen vatandaşın karşısına da hem farklı kur hem de alış ve satış kotasyonları arasında önemli bir fark oluşmaya başladı.

Bankacılara göre Merkez Bankası’nın bankalar üzerinden döviz talebini düşürmek için verdiği piyasadan döviz alımını saat 13:00’e kadar sınırlandırılması talimatının ardından bankalar arasında dövizde alış satış makasının daha çok açıldığı da anlatıldı.

Dünya gazetesinin haberine göre; serbest piyasada satış fiyatı 19,40’tan işlem gören dolar/TL aynı saatlerde kamu bankalarında 20 TL’den bazı özel bankalarda ise 20,44 seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda artan marjların ardından daha fazla şirket ve bireysel yatırımcı Kapalıçarşı’daki döviz bürolarına yöneldi.

Kapalıçarşı’da da dolar/TL’nin 20,07 seviyesinden alıcı bulduğu görülüyor. Kapalıçarşı’da fiyatlarla ilgili konuştuğumuz ekonomistler kurda 3 farklı fiyatın oluşmasının 30 yıl öncede yaşandığını ve vatandaşın dövize olan talebi bitmeden bu ayrışmanın olmaya devam edeceğini belirtiyor.

“30 yıl önceki senaryo yaşanıyor”

Türkiye’nin ciddi bir cari açığı olduğunu söyleyen Tacirler Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Aşçıoğlu, bunun da döviz talebini artırdığını belirtti.

Kapalıçarşı ve bankalar arasında dövizin farklı fiyatlardan satılmasını da değerlendiren Aşçıoğlu, “Bundan 30 yıl önce gördüğümüz şeyleri görüyoruz. 1994 yılında da benzer şeyleri yaşamıştık. Seçimler yaklaştıkça döviz talebinde artış görüyoruz. Döviz talebi bitmeden bu durumun son bulacağını sanmıyorum” dedi.

Paylaşın

J. P. Morgan’dan Dolar Tahmini: Seçimden Sonra Dolar 30 Liraya Yaklaşabilir

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala, dünya basını da seçimler ve muhtemel sonuçlarını değerlendirmeye devam ediyor. J. P. Morgan Türk Lirası’nın 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra hızla değer kaybedebileceği ve 1 doların 30 TL’ye yaklaşabileceği tahmininde bulundu.

Londra merkezli haber ajansı Reuters’ın konuya ilişkin haberinde seçimlerin yabancı yatırımcı için de dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli yatırım bankası J. P. Morgan’ın öngörülerini aktaran haberde, Türkiye’de çekişmeli geçeceği tahmin edilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin, sonuçların yaratacağı etki bakımından ülkede son 100 yılın en önemli seçimlerinden biri olarak görüldüğü kaydedildi.

Seçimlerin, hem enflasyondan kaynaklı hayat pahalılığı krizinden etkilenen Türkler hem de son yıllarda piyasalardaki çalkantı nedeniyle çoğu ülkeden ayrılan yabancı yatırımcılar için dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı.

Habere göre, J. P. Morgan uzmanları sonuçlardan bağımsız olarak makro düzenlemelerin beklendiğini söyledi; ancak enflasyonu düşürmek için faiz oranlarının arttırılması gibi daha geleneksel politikalara ne kadar bağlı kalınacağı konusunda iki farklı senaryo ortaya koydu.

Uzmanlar, ekonomide geleneksel politikalara güçlü şekilde bağlı kalınması durumunda nihai olarak ülkede doların 24-25 liradan işlem görebileceği ve yıl sonunda 26’ya çıkabileceğini öngörüyor. Şu anda dolar 19 TL civarında işlem görüyor.

Ekonomide borçlanma maliyetlerini arttıran gösterge olan devlet tahvili getirilerinin de yüzde 25’e çıkabileceği tahmin ediliyor.

J. P. Morgan uzmanlarına göre, seçimler öncesindeki büyük teşvik paketlerinin baskısıyla lira başlangıçta değer kaybedecek. Bu öngörüye göre mali baskı hafifledikçe yerel halk döviz portföyünü arttırırken, yabancıların piyasaya girmek için Türk lirasının değer kazanmasını bekleyeceği tahmin ediliyor.

Haberde ele alınan bir diğer olasılık, seçimden sonra ekonomide daha geleneksel, yani ekonomi çevrelerinde genel kabul gören politikalara geçişin daha zayıf olduğu bir durum.

Uzmanlar böyle bir durumda doların yıl sonuna kadar 30TL’den işlem görmeye başlamasının olası olduğu görüşünde.

J. P. Morgan uzmanları, bu durumda taktiksel bir değerlendirme yapılması gerekeceğini ve piyasadaki dalgalanmanın artmasını beklediklerini söyledi.

En iyimser durumda bile enflasyonu azaltmaya giden yolun uzun olması bekleniyor. J. P. Morgan, Merkez Bankası’nın da döviz rezervlerini yeniden inşa etmeyi hedefleyeceğini belirtiyor.

Uzmanlara göre geleneksel makro ekonomik politikalara “ılımlı” bir dönüş, tek başına sermaye girişini teşvik etmeye yetmeyebilir ve bu durumda lira daha uzun süre değer kaybedebilir.

Geleneksel makro ekonomik politikalar uzmanlar tarafından, yavaş kredi büyümesi hızı, mali baskı seviyesinin azalması ve döviz rezervlerinin yeniden inşa edilmesi için yol haritası oluşturulması gibi adımlarla tanımlanıyor.

Uzmanlar fiyatlara ve Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı ülkelerin para birimleri karşısında değerine dayanan TL’nin reel efektif döviz kurunun (REER), şu anda “adil değerinin” yaklaşık yüzde 32 altında olduğu tahminini yapıyor.

J. P. Morgan’a göre geleneksel makro ekonomik politikalara dönüş senaryosu, lirayı reel değer kazanma eğilimine sokarak rayiç değerine geri çekebilir.

Uzmanlar, “Ancak başlangıçtaki reel değer artışını esas olarak fiyatlar yönlendirecek ve spot dövizin değer kazanmasıysa çok mümkün olmayacak” diyor.

Reuters geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı AK Parti seçim beyannamesine ilişkin hazırladığı haberde, beyannamede geleneksel politikalara dönüşe doğrudan bir atıf olmadığını; beyannamede düşük faiz politikasının, reel sektöre yatırım yapan girişimciler ve istihdam yaratılması için itici güç olduğunun belirtildiğini aktarmıştı.

İngiliz haber ajansı 22 Mart tarihli haberinde, Türkiye’de seçimden sonra kimin iktidara geleceğinden ve uygulanacak politikalardan bağımsız olarak, ekonomideki sorunların çözümünün kolay olmadığı yönünde bir uzman görüşüne yer vermişti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

“2025’e Kadar Tek Haneli Enflasyonu Unutun” Uyarıları

Seçimlere yönelik hep dolar/TL kuru ve faizin ön plana çıkarıldığını ancak enflasyonun görmezden gelindiğine dikkat çeken ekonomistler, 2025’e kadar tek haneli enflasyonun mümkün olmadığını söylüyorlar.

Dolar/TL’nin seçimi hangi taraf kazanırsa kazansın yükseleceğini öngördüklerini söyleyen ekonomistler, faizlerde ise mevcut iktidarın devam etmesi durumunda bir değişiklik beklemiyor ve şunları söyledi:

“Dolar/TL’de yaşanacak yükselişin enflasyonu da beraberinde getireceği gözden kaçırılmamalı. Enflasyona yönelik yaptığımız hiçbir senaryoda 2025 yılına kadar tek haneye düşmüyor. Türk Lirası’nda ciddi bir düzeltme beklentimiz var.

Uluslararası finans kuruluşlarının 14 Mayıs’taki seçimlere yönelik senaryoları gelmeye devam ediyor.

HSBC: Britanya merkezli banka HSBC, dolar/TL’de daha önce yılın 2. çeyreği için 19,5 tahminini 20 seviyesine çıkardı. Bankanın 3, çeyrek dolar/TL beklentisi 20’den 23’e yükseldi. Yılsonu beklentisiyse 21’den 24’e çıkarıldı. Bankaya göre, seçim sonucu ne olursa olsun TL değer kaybedecek.

Morgan Stanley: ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, seçimleri kim kazanırsa kazansın dolar/TL için artış öngördü. Bankanın tahlinine göre mevcut iktidar devam ederse dolar/TL yılı 27’den kapatacak. Muhalefet kazanırsa dolar/TL’de 24’e varan bir yükseliş olacak.

Wells Fargo : ABD’li finans ve bankacılık şirketi Wells Fargo, muhalefetin seçimleri kazanması durumunda 2024’ün ortasına kadar dolar/TL’nin 14’e düşmesini bekliyor. Bankaya göre Erdoğan seçimi kazanırsa da dolar/TL aynı döneme kadar 20 seviyesinde olacak.

Chartered : Britanya merkezli banka Standard Chartered, seçimleri Erdoğan’ın kazanması durumunda dolar/TL’nin 36 seviyesine çıkabileceğini öngörmüştü. Seçimden sonra geleneksel ekonomi politikalarına dönülürse dolar için yılsonu 20 TL tahmini yapmıştı.

Citibank: Citi Bank, seçimden sonra oluşacak ekonomi ekibinin bileşimi, ekonomi yönetimi gibi konular ile ikinci tura gerek olup olmayacağı konularında büyük belirsizlik olduğunu vurguladı. Faiz için yüzde 40 tahmini Citi ekonomistleri, Türkiye’de politika faizini yaklaşık yüzde 40’a ya da daha yüksek bir seviyeye çıkaracak daha güçlü bir ayarlamanın daha ihtiyatlı bir hareket tarzı olabileceğini ifade etti.

Dünya gazetesinden Birol Bozkurt, bu durumu ekonomistlere sordu. Ekonomistler seçimlere yönelik hep dolar/TL kuru ve faizin ön plana çıkarıldığını ancak enflasyonun görmezden gelindiğine dikkat çekiyor.

Dolar/TL’nin seçimi hangi taraf kazanırsa kazansın yükseleceğini öngördüklerini söyleyen ekonomistler, faizlerde ise mevcut iktidarın devam etmesi durumunda bir değişiklik beklemiyor ve şunları söyledi:

“Dolar/TL’de yaşanacak yükselişin enflasyonu da beraberinde getireceği gözden kaçırılmamalı. Enflasyona yönelik yaptığımız hiçbir senaryoda 2025 yılına kadar tek haneye düşmüyor. Türk Lirası’nda ciddi bir düzeltme beklentimiz var.

Mevcut düzenin devamı halinde dolar/TL’de değer kaybının zamana yayılmasını bekleyebiliriz. Ana senaryomuz önce yavaş sonra daha hızlı değer kaybı bekleyebiliriz.

Muhalefetin kazanması durumunda ise kur ilk tepki olarak bir miktar düşse de nihayetinde TL’nin aşırı değerli kaldığı bir ortamda yeni iktidarın da doların artışına izin vermek durumunda kalacağını düşünüyorum.”

Paylaşın