DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’ten Ortak ‘Asgari Ücret’ Açıklaması

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) asgari ücrete ilişkin talep ve beklentilerin sıralandığı ortak bir açıklama yaptı.

Haber Merkezi / “Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle;

“Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Anayasası’nın girişinde, “işçinin ve ailesinin yalnızca geçimini temin eden ücret, insanca yaşamaya yeterli bir ücret değildir. Hâlbuki işçinin insanca yaşaması için yeterli ücrete sahip olması gerekir” ifadesine yer verilmiştir.

Üç İşçi Konfederasyonu “insan onuruna yaraşır bir asgari ücret” belirlenmesi taleplerini bir araya gelerek ortaklaştırmıştır. Özellikle sendikasız işçilerin önemli bir bölümünün temel sorunu olan asgari ücretin, belirlediğimiz ve savunduğumuz ilkeler doğrultusunda karara bağlanması büyük önem taşımaktadır.

Ücretli çalışanların yarıya yakını asgari ücret ve civarında bir gelir elde etmektedir. Sosyal güvenlik primine esas ortalama kazanç da asgari ücretin biraz üzerindedir. Asgari ücret belirleme çalışmaları sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir. Sadece asgari ücret alanlar değil; asgari geçim indirimi, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, engelli ve yaşlılık aylığı ile bakım yardımı, genel sağlık sigortası, bireysel emeklilik, sosyal güvenlik borçlanması, sosyal güvenlik alt ve üst primlerinin belirlenmesi gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır.

Ekonomide özellikle son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağanüstü dalgalanma ve başta gıda ve kira olmak üzere temel mal ve hizmet fiyatlarında görülen artışlar, emeğinden başka hiçbir geliri olmayan ücretli çalışanların satın alma gücünü geriletmiştir.

Bu nedenle, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücretin, ekonomide yaşanan gelişmeler de dikkate alınarak, insana yakışır bir yaşam düzeyini sağlayacak şekilde tespit edilmesi gereği ortak düşüncemizdir.

Asgari ücret, emeğe gösterilen saygının bir ölçüsüdür. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, gelir dağılımında adaleti ve iyileştirmeyi temel alan, refahın geniş kitlelere yayılmasını amaçlayan bir yaklaşımla tespit edilmesi toplumsal huzur ve iş barışının sağlanması için gereklidir.

Üç İşçi Konfederasyonu “aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir asgari ücret” belirlenmesi taleplerini yineleyerek bir kez daha bir araya gelmiştir.

Anayasamız devlete “çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alma” görevi vermektedir. Ayrıca, asgari ücretin tespitinde “çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” denilmektedir.

‘Düşük belirlenmesi kabul edilemez’

Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin ailesiyle birlikte insanca yaşamasını sağlayacak gelirdir. Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil mağdurudur ve “ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum” gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez.

Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi tüm ülkelerin gerisine düşmüştür. Küresel pazarlar ile rekabet edebilmek adına emek kesiminin talepleri görmezden gelinmemelidir. Türkiye’nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı olmamalıdır.

Bugün ücretliler üzerinde dayanılmaz boyutlarda vergi yükleri bulunmaktadır. Türkiye’de gelir vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğu ücret geliri elde edenlerdir. Kaldı ki, hem doğrudan gelir ve kazanç üzerinden hem dolaylı olarak mal ve hizmet alımında yapılan zorunlu ihtiyaç harcamalarından dolayı günlük yaşantısının her aşamasında vergiye maruz kalınmaktadır.

Ücretli çalışanların net ücreti, vergi dilimlerindeki artışlar nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir. Asgari ücret alan işçiler bile yılın son dört ayında eksik ücret almak durumunda kalmaktadır. Asgari ücrette gelir vergisi nedeniyle meydana gelen gerilemenin telafi edilmesi uygulaması, sadece asgari ücretle çalışan bekâr işçiler için geçerlidir. Evli, üç çocuklu ve eşi çalışmayan bir işçi yılbaşında elde ettiği ücret düzeyini yılsonunda alamamaktadır. Bu işçinin yılın toplamı itibariyle kaybı devam etmektedir. Mevcut bu uygulamayla aile korunmamaktadır.

Ücretli çalışanlar için vergi matrahı farklılaştırılmalıdır. 2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 17,1 katı iken, günümüzde 6,7 katına gerilemiştir. Tüm ücret gelirlerinde, asgari ücrete denk gelen kısmına kadar olan tutarın vergi dışı bırakılması yönünde sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

İşverenin sosyal güvenlik primi düşürülmüş ve buradan doğan milyarlarca liralık gelir kaybı Hazine tarafından karşılanmaktadır. Ancak işçilerin sosyal güvenlik priminde bir indirim yapılmamıştır. Sosyal devletin koruyucu vasfı öncelikle düşük gelirli olan ücretli çalışanlar için olmalıdır.

‘Asgari ücret, açıklanan net ücretin altına düşmemeli’

Bu çerçevede; işçi temsilcileri, “insan onuruna yakışır” bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için, Komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle savunmaktadır:

Asgari ücretin saptanmasında Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir.

Asgari ücret net olarak açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb. kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir. Asgari Geçim İndirimi (AGİ) işçinin medeni durumuna göre ayrıca ilave edilmelidir.

Tüm ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır. Gelir vergisi tarifesi en az yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran da yüzde 10 olmalıdır.

Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık belirlenmelidir. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır.

Asgari ücret, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmeli ve bu özelliği temel alınarak belirlenmelidir.

Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır.

Asgari ücret ile bağlantılı olarak ve günümüz ekonomik koşullarını da dikkate alarak;

İşverenlere sağlanan sosyal güvenlik prim desteğinin benzeri bir destek işçilere de verilmeli ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp yaratmayacak şekilde işçi SGK prim payı 5 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır.

“Sosyal Devlet” ilkesi gereği memurlara çalışmayan eş için ödenen “aile yardımı” işçiler için de uygulamaya konulmalıdır.

Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve asgari ücret teşviki sadece sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için uygulanmalıdır.”

Paylaşın

Açlık Sınırı 3 Bin 191, Yoksulluk Sınırı 10 Bin 395 TL

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), ‘Kasım Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ raporunu açıkladı. Açıklanan rapora göre, kasımda dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ise 3 bin 191.6 TL’yi aşarken, yoksulluk sınırı da 10 bin 396 TL’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Rapora göre, dövizde yaşanan artış, elektrik, doğalgaz, benzin fiyatlarına yansıması, üretim girdi maliyetlerindeki yükselme, temel mal ve hizmetlere gelen yüksek zamlar, dar ve sabit gelirli milyonlarca ailenin geçim şartlarını daha da ağırlaştırdı. Günbegün artan fiyatlar karşısında zaten yetersiz olan ücret gelirlerinin satın alma gücü daha da geriledi. AB üyesi ülkelere göre Türkiye asgari ücretin en düşük olduğu ülke durumuna geldi. Dört kişilik ailenin açlık sınırı bile mevcut asgari ücretin üstünde oldu. Bu ay itibariyle tek bir kişinin yaşama maliyeti de net asgari ücreti 1.078 TL geçti.

Gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu. Bu durum, başta ücretli çalışanlar ve emeklileri olmak üzere, geniş bir toplum kesiminin yaşama şartlarını olumsuz etkilemeye devam etti. Ücret gelirlerinde belirli bir artış sağlanmasına karşın yetersiz kalan gelir karşısında çalışanların mağduriyeti devam etti.

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.191,55 TL’ye, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10.395,91 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.902,57 TL’ye yükseldi.

“Çalışanlar içinden çıkılmaz bir batağa sürüklenmiştir”

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması (mutfak masrafı) geçen aya göre 98 TL, geçen yıla göre 675 TL artmıştır. Yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) ise aylık 320 TL ve yıllık 2.198 TL tutarında artmıştır. Zorunlu ihtiyaçlar için geçen yıla göre yapılması gereken ek harcama tutarı kadar hane halkı gelirinde artış sağlanamadığı durumda, aradaki farkın borçlanmayla karşılanması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Dar ve sabit gelirli kesimler tasarruf etme aşamasını geride bırakmıştır. Ücretli çalışanların kullandığı ihtiyaç kredisi ile kredi kartı borcu, geçim sıkıntısının üzerine yaşamı sıkı cendereye alan bir yük halindedir. Çalışanlar içinden çıkılmaz bir batağa sürüklenmiştir.

Dar ve sabit gelirli kesimler açısından ekonomideki gelişmelerin yansıması olumsuzdur. Sürdürülebilirlik kalmamıştır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, gelir dağılımının daha da bozulması, işsizlik ve yoksulluğun daha da artması öngörülebilir bir gelişme olacaktır. Sosyal sorunların derinleşmemesi için atılacak adımların başında 2022 yılı yürürlüğe girecek asgari ücretin, insanca yaşamı mümkün kılacak, kabul edilebilir tutarda belirlenmesi gelmektedir.

2021 yılının ilk gününden itibaren aylık 2.825,90 TL olarak yürürlüğe giren net asgari ücret halen açlık sınırının altındadır. Asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti tutarı arasındaki fark her geçen ay artmaktadır.

TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Kasım 2021 itibariyle şu şekilde gelişti:

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 3,18 oranında artış gösterdi.
  • Yılın ilk on bir ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 23,23 oranında gerçekleşti.
  • Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 26,82 oldu.
  • Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 20,58 olarak hesaplandı.
Paylaşın

Açlık Sınırı 3 Bin, Yoksulluk Sınırı 10 Bin Lirayı Aştı

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Ekim 2021 Açlık ve Yoksulluk verilerini açıkladı. Buna göre, ekim ayında açlık sınırı 3.093,20, yoksulluk sınırı 10.075,58 TL oldu. Verilere göre, yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 19,43 oranında gerçekleşti.

Haber Merkezi / Türk-İş araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.093,20 TL oldu.

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10.075,58 TL, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.771,96 TL oldu.

Asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki makas Ekim ayında da açılmaya devam etti. Buna göre asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti olan 3.772 TL arasındaki fark bu ay itibariyle 946 TL’ye ulaşmıştır.

‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasının ekim sonuçları, gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,45 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 19,43 oranında gerçekleşti.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 24,61oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,95 olarak hesaplandı.

Paylaşın

Açlık Sınırı 3 Bin 49, Yoksulluk Sınırı 9 Bin 931 Liraya Yükseldi

TÜRK-İŞ’in ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın 2021 yılı Eylül ayı sonuçlarına göre, eylül ayında açlık sınırı 3.049 liraya yükselirken, ‘yoksulluk sınırı’ ise 9 bin 931 lira 59 kuruş oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ),  ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın 2021 yılı Eylül ayı sonuçlarını açıkladı.

Araştırmaya göre, bu ay 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 3 bin 49 lira olarak belirlendi.

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ ise 9 bin 931 lira 59 kuruş oldu.

Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 3 bin 709 lira 23 kuruş olarak hesaplandı.

Mutfak enflasyonundaki değişim ise araştırmaya şöyle yansıdı:

Dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 4,18 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk dokuz ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 17,72 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 24,56 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,58 olarak hesaplandı.

Türk-İş, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ yapmaktadır.

Paylaşın

Açlık Sınırı 2 bin 927 TL’ye Yükseldi

Türk-İş, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 927 yoksulluk sınırının 9 bin 533 TL’ye yükseldiğini, bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin ise aylık 3572 lira olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından 34 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan, “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 927 yoksulluk sınırı 9 bin 533 TL oldu.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 22,78 olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 2 bin 926,72 TL oldu.

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 9 bin 533,28 TL, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 572,79 TL oldu.

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması geçen aya göre 23 TL, yılbaşına göre 337 TL ve geçen yıla göre 543 TL arttı. Aile bütçesi ise aylık 76 TL, sekiz aylık 1.097 TL ve yıllık 1.769 TL tutarında arttı.

Buna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,80 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk sekiz ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 13 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 22,78 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,06 olarak hesaplandı.

Paylaşın

Asgari ücret ‘açlık sınırının altında’

Türk-İş, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 2.903,41 TL’ye yükseldiğini açıkladı. Açıklamada, yoksulluk sınırının ise 9 bin 457 TL’ye yükseldiği belirtildi.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), “Temmuz 2021 Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasını yayımladı.

Araştırma sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.903,41 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 9.457,36 TL,  bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.546,22 TL olmuştur.

Asgari ücretin yine açlık sınırının altında kaldığı belirtilen araştırma raporunda, asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti arasındaki fark bu ay itibariyle 720 TL’dir (2020 yılının Temmuz ayı itibariyle net asgari ücret 2.324,70 TL ve bir kişinin aylık yaşama maliyeti asgari ücretin 594 TL üstünde 2.919 TL olarak hesaplanmıştır) denildi.

Türk-İş’in raporunda, “Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması (mutfak masrafı) geçen aya göre 39 TL, yılbaşına göre 313 TL ve geçen yıla göre 497 TL artmıştır. Yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) ise aylık 126 TL, yıllık 1.619 TL tutarında artmıştır.” denildi.

Raporda ‘mutfak enflasyonu’ndaki değişim ise, “Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,35 oranında artış gösterdi. Yılın ilk yedi ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 12,10 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 20,65 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 18,48 olarak hesaplandı” ifadeleriyle açıklandı.

Paylaşın

TÜRK-İŞ açıkladı: Açlık sınırı 2 bin 736, yoksulluk sınırı 8 bin 912 TL

TÜRK-İŞ, ‘Mart 2021 Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ sonuçlarını açıkladı. Açıklanan verilere göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 736 lira, yoksulluk  sınırı ise 8 bin 912 lira oldu. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.316,59 TL oldu.

Haber Merkezi / Çalışanların ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak amacıyla otuz dört yıldan bu yana, aralıksız olarak her ay düzenli bir şekilde “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasını yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ‘Mart 2021 Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ sonuçlarını açıkladı.

Açıklanan araştırma sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.735,97 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.911,97 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.316,59 TL oldu.

“Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (mutfak masrafı) bir yıl öncesine göre 391 TL ve yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) 1.273 TL artış gösterdi.  Yılın ilk üç ayı sonunda, hesaplamaya temel alınan hane halkının toplam harcamasına gelen ek yük 476 TL oldu.” verilerinin yer aldığı TÜRK-İŞ araştırma sonuçları şöyle;

“Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 735,97 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 911,97 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.316,59 TL oldu.

Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (mutfak masrafı) bir yıl öncesine göre 391 TL ve yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) 1.273 TL artış gösterdi.  Yılın ilk üç ayı sonunda, hesaplamaya temel alınan hane halkının toplam harcamasına gelen ek yük 476 TL oldu.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,63 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk çeyreği itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 5,64 oranında oldu. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 16,66’dır. Yıllık ortalama artış oranı ise bu ay da yüzde 17,68 olarak hesaplandı.”

 

 

Paylaşın

Açlık Sınırı 1941, Yoksulluk Sınırı 6323 Lira

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), aralık ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıkladı. Açıklanan verilerde açlık sınırı 1.941 yoksulluk sınırı ise 6.322 Türk Lirası olduğu belirtildi.

Türk-İş, açıklamasında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcama tutarı olan açlık sınırının 1.941,  gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplamı olan yoksulluk sınırının 6.322 Türk Lirası olduğunu belirtti.

Türk-İş’in yaptığı açıklamada, evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 2.393 TL olarak hesaplandı.

Paylaşın