Tokat: Mahperi Hatun Kervansarayı

Mahperi Hatun Kervansarayı; Tokat’ın Pazar İlçesi, Esentepe Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mahperi Hatun Kervansarayı, meyilli bir araziye inşa edilmiştir. Avlu ve kapalı kısım portallerindeki dörder satırlık sülüs hatlı kitabelerine göre, 1238 yılında Alaeddin Keykubad’ın zevcesi ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in validesi Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır.

Her iki kitabe de metinleri bakımından çok az farklılık göstermekle birlikte, aynı bani ve yapım yılını kaydeder.

Kısmen harap vaziyetteki eser, planı bakımından asli karakterini büyük ölçüde korumakla beraber insan eliyle gerçekleşen tahribatlardan nasibini alarak, bazı örtü ve taşıyıcı sistem yapı elemanlarından yoksun bir halde günümüze ulaşabilmiş, 1999 yılında yapılan restorasyon çalışmaları ile tekrar ihya edilmiştir.

Paylaşın

Tokat: Komana Antik Kenti

Komana Antik Kenti; Tokat’ın Merkez İlçesi, Gümenek Mevkii’nde yer almaktadır. İl Merkezine 7 km. mesafedeki Antik Kent’e şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde günümüz Tokat sınırları içerisinde, Hellenistik Dönem’de faaliyet gösteren iki tane tapınak devleti bulunmaktaydı. Bunlardan daha büyük olanı Komana, Ana Tanrıça Ma’ya ithafen yapılmış, Kapadokya tipi bir mabetti. Komana Tapınak Devleti aynı zamanda polis statüsünde bulunmakta ve yıl boyunca çevreden gelen ziyaretçiler tarafından bir ticaret merkezi olarak da kullanılmakta idi.

Pontus Krallığı çöktükten ve VI. Mitradates kaçtıktan sonra Komana Tapınak Devleti bir prenslik haline gelmiş ve Pompey tarafından M.Ö. 1. yüzyılın ortalarında Archelaus’a devredilmiştir. Archelaus’u M.Ö. 47 yılında Caesar tarafından görevden alındıktan sonra oğlu izlemiştir. Kapadokya kökenli Bitinyalı Lykomedes Archelaus’un oğlundan prensliği devralmış, Augustus tarafından göreve getirilen Medeius, Cleon, Dyteutus sırayla Komana’da görev yapmıştır.

Dyteutus’un ölümü ile Komana Pontus Galaticus Bölgesi’ne dahil edilmiştir. Bu zamana kadar rahipler önemli ölçüde güçlerini yitirmiş ancak tapınak işlevine devam etmiştir. Maurice Tiberius döneminde (M.S. 582-602) kent imparatorluk alanına katılmıştır. Bölge Pontus Kralları Dönemi ve İmparator Maurice idaresini kapsayan dönem arasında, bir süre de ager publicus statüsünde bulunmuştur.

Pontus Kralları yönetiminde ve Roma İmparatorluk Dönemleri boyunca Komana’nın toprakları genişlemiştir. Romalı Pompey, kenti prenslik yaptığında topraklarına 2 schoeni veya 60 stades eklemiştir. Böylelikle kent alanının çapı yaklaşık 4 kilometreye ulaşmıştır. Roma İmparatorlarından Caesar veya Antony, Komana rahiplerine 4 schoeni değerinde toprak daha vermiştir.

Bu yeni topraklar büyük olasılıkla kentin doğu, güney ve batı taraflarına eklenmiş olmalıdır. Bu alanlar Zelitis ve Megalopolitis olarak bilinir. Kuzey tarafının ise, Magnopolis ve Neocaesareia kentlerinin çok yakında bulunması sebebi ile sınırlı kalmış olduğu varsayılabilir. Augustus döneminde kentin alanının daha da genişleyerek bölgedeki civitateslerin büyüklüğüne ulaştığı bilinmektedir. Komana M.S. 34-35 yıllarında Pontus Galaticus Bölgesine eklendiğinde ise Magnopolitis Kenti de büyük olasılıkla Komana Pontika’ya dahil edilmiştir. Kent Titus dönemine kadar hem Hierocaesareia hem de Komana olarak anılmıştır.

Tapınağın çöküşünü Hristiyanlığın yayılması hızlandırmıştır. Çevresindeki topraklar çok daha küçük ama merkezi bir yerleşim olan Daximon’a dahil edilmiştir. Tapınak devletinin ana tanrıçası Ma’nın resmi İmparator Caligula devrinden itibaren sikkeler üzerinde yer almıştır. Tapınağın mimari görüntüsüne ait eldeki tek veri Caracalla, Septimius Severus ve daha sonra Trajan sikkeleridir. Bu sikkelerin üzerinde tetrastil bir tapınak tasvir edilmektedir.

Tokat il merkezindeki Ali Paşa Camii’nin inşasında kullanılmış 8 adet gri sütunun tapınağa ait olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yine Tokat kent merkezinde bulunan Ulu Camii ve Garipler Cami’lerinde kullanılmış olan sütun ve sütun başlıklarının da Komana Antik Kenti’nden getirilmiş olması olasılıklıdır. Komana, Tokat’ın 9 km kuzeydoğusunda, Gümenek Mevkii’nde bir tepe üzerinde bulunmaktadır.

Kentin bölgedeki verimli ovaya hakim bu geniş tepede bulunduğu, tepede görülen duvar kalıntılarından tahmin edilmektedir. Bu ufak ve biçimsiz taşlardan meydana gelen duvarların tapınağın temenos duvarının temelinin iç dolgusunu meydana getirmiş olabileceği düşünülmektedir. Tapınağın, Yeşilırmak’ın diğer tarafına günümüzde kaybolmuş bir köprü ile bağlı olduğu düşünülmüş, köprünün ayağına su regülatörünün içerisinde 2004 yılı araştırmaları sırasında rastlanmıştır. Tepe etrafındaki verimli topraklar tapınak devletinin ekonomik yapısında önemli rol oynamıştır.

Paylaşın

Tokat: Gök Medrese

Gök Medrese; Tokat’ın Merkez İlçesi, Semerkant Mahallesi, Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Uzun yıllar müze olarak kullanılmış olan bu tarihi anıt Selçuklu eserlerinden biridir. Kitabesi konulmayan yapı, XIII. yüzyılda (1277) Müineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılmıştır.

Anadolu Selçuklu mimari ve sanatının en belirgin özelliklerini taşımaktadır. Gökmedrese 2 katlı 2 eyvanlı, ortası açık avlulu ve revaklı plan tipinde olup taş, çini ve alçı süslemeler bulundurmaktadır.

İki renkli taş kullanılarak inşa edilmiş taç kapıda geometrik ve bitkisel bezemeli bordürlerden oluşan bir süsleme programı uygulanmıştır. Çini süsleme, avlu cephesinde yer almaktadır.

Ana eyvan duvarları ve üst kat revaklarının kemer içleri patlıcan moru, lacivert ve firuze renkli çinilerle geometrik ve bitkisel bezemelerle süslenmiştir. Ana eyvan ayrıca, zemini kıvrık dallardan oluşan çini Ayet’el Kürsi bordürü ile çevrilidir.

Osmanlılar zamanında XVIII. yüzyıla kadar medrese, bimarhane ve bir odası türbe olarak kullanılan yapı, daha sonraları şifahane ve göçmen barınağı olarak kullanılmıştır. Halk arasında “Gökmedrese”, “Pervane Medresesi”, “Kırk Kızlar Medresesi”, “Darüşşifa”, “Bimarhane Tekkesi” olarak da adlandırılmıştır.

Paylaşın

Tokat: Topçam Yaylası

Topçam Yaylası; Tokat’ın Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. İl merkezine yaklaşık 15 km uzaklıktadır.

Yaylaların yüzyıllardır devam eden klasik amaçlı kullanımlarına günümüzde yeni fonksiyonlar eklenmiştir. Son yıllarda bu alanlar turizm için oldukça ilgi çekmektedir.

Yayla turizmi, yaz aylarında serinleme, dinlenme, dağ-yayla havası teneffüs etme, doğal ortamda doğal yaşamı gözlemleme, doğal ürünler tüketme gibi birçok faaliyetin gerçekleştirilebildiği turizm türüdür.

Ayrıca yaylalar yerel, kültürel, sosyal ve etnolojik özellikleri ile de ilgi çeken alanlardır. Tokat’ta yayla turizmi açısından zengin bir alandır. Topçam Yaylası’da bu yaylalardan biridir. Çam kokan havası ve yeşil görüntüsü ile oldukça etkileyicidir.

Muhteşem görüntüsüyle gürültülü şehir ortamından kaçıp doğanın sesini dinlemek isteyenlere kucak açan Topçam Yaylası’na gitmeden önce tüm ihtiyaçlarınızı karşılamanızı öneririz. Yöre halkı, oldukça sıcak ve samimidir. Size her türlü yardımda bulunacağından şüpheniz olmasın.

Paylaşın

Tokat: Selemen Yaylası

Selemen Yaylası; Tokat’ın Reşadiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.  1700 rakımlı yaylaya, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Selemen Yaylası, tarihi özelliği olan bir yayladır. 1514 yılında Çaldıran Seferine çıkan Yavuz Sultan Selim ordusu ile birlikte bu bölgede konaklamış ve cuma namazını bu yaylada kılmıştır. O günden günümüze kadar ilkbahardan itibaren ilk kar düşene kadar her cuma günü bu yaylada geleneksel yayla pazarı kurulmaktadır.

Tokat, Ordu, Samsun, Giresun, Sivas illerine bağlı bölgedeki ilçe insanları ürünlerini bu pazarda satmakta ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Geniş yemyeşil alanda kurulan Selemen Yaylası’nda Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim Han Doğu Seferine giderken Reşadiye-Ordu sınırında Aydoğan Tepesi eteklerindeki geniş yayla alanında mola verip 3 ay gibi bir süre burada konaklamış ve cuma namazını ordusu ile birlikte burada kılarak seferine devam etmiştir.

Zamanın şartları içerisinde gerek askerlerin gerekse bölge insanının ihtiyaçlarını karşılaması amacıyla “ burada bir pazar kurula “ şeklinde hitapları yörenin vefalı insanları tarafından kabul görmüş ve pazar hareketi o gün bu gün devam etmiş, hatta pazarın adı da Selim Han anısına atfen Selemen olarak günümüze kadar gelmiştir.

Tokat – Giresun – Ordu – Samsun ve Sivas illerinin civarındaki 10 ilçenin çevre köylerinden gelen insanlar 5 asırdan beri ilkbahar ayları başlangıç kabul edilerek yaz ve sonbahar aylarında devam edip ilk kar düşene kadar bu doğal güzellik örtüsü üzerinde kurulan pazarda alışverişlerini yapmaktadırlar. Daha önceleri değiş-tokuş mal mübadelesi ile karşılıklı olarak ihtiyaçlarını giderdikleri söylenilmektedir.

Paylaşın

Tokat: Arastalı Bedesten

Arastalı Bedesten; Tokat’ın Merkez İlçesi, Camii Kebir Mahallesi, Sulu Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Cumhuriyet Dönemi müzelerinden olan Tokat Müzesi müzecilik faaliyetlerine 1926 yılında Anadolu Selçuklu Dönemi’ne ait bir tıp medresesi olan Gökmedrese binasında başlamıştır. Yıllar içinde eser sayısının artmasıyla depolar yetersiz kalmaya başlamıştır.

Depolarda biriken eserlerin daha sağlıklı şartlarda korunması, müzeye kazandırılan yeni eserlerin çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde sergilenmesi gerekliliği ve mevcut binanın restorasyona ihtiyacı olması nedeniyle Tokat Müzesi, şehir merkezindeki tarihi Sulusokak’ta bulunan ve bir Osmanlı yapısı olan Arastalı Bedesten’e 3 Mart 2012 tarihinde taşınmıştır.

Arastalı Bedesten’in ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Günümüze gelebilen kalıntılardan ve tarihi kaynaklardan XV.-XVI. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Bedesten kesme taştan yapılmış cephesi tuğla dizileri ile bölümlere ayrılarak hareketlendirilmiştir. Kuzey-güney yönünde, kareye yakın dikdörtgen planlı olup, kuzey ve güneyde dışarıya dikdörtgen çıkıntılı, yuvarlak kemerli birer kapısı bulunmaktadır.

İçerisi üç sıra halinde üçer paye ile bölümlere ayrılmıştır ve bunların üzeri de yuvarlak dokuz kubbe ile örtülmüştür. Bedesten kuzey ve güneyinde alt sırada birer, üst sırada da üçer küçük pencere ile aydınlatılmıştır. Bedestenin iki yanında ince uzun dikdörtgen planlı iki de arastası bulunmaktadır. Bu arastaların da kuzeyi ve güneyinde dikdörtgen söveli üzerinde birer dikdörtgen pencere bulunan kapıları vardır. Dükkanları oluşturan bu bölümün orta noktasına da birer küçük kubbe yerleştirilmiştir.

Bedesten; kıymetli kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyaların satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe verilen isimdir. İnşa edildikleri dönemde önemli birer iktisadi kuruluş olmakla birlikte, günümüzdeki banka ve borsaların görevini de görmekteydi. 18 Eylül 2012 tarihinde açılışı yapılan Tokat Müzesi’nde arkeolojik eserler yapının bedesten olarak adlandırılan kısmında teşhir edilmektedir.

1976 yılında Tokat Müze Müdürlüğünce kazıları yapılan ve Tokat tarihi kronolojisinin Geç Kalkolitik Dönem’e (M.Ö.4000-3000) kadar indiğini kanıtlayan Turhal Ulutepe buluntuları ile kronoloji başlamaktadır. Teşhirin büyük bir kısmını oluşturan Zile İlçesi sınırları içerisinde bulunan ve 1973-1984 yılları arasında Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından kazısı yapılan Hititler’e ait idari ve askeri işlerin görüldüğü saraya ait kalıntıların açığa çıkarıldığı Maşathöyük buluntularıyla devam etmektedir.

Roma Dönemi’ne ait figürlerin sergilendiği vitrinde yer alan Zile İlçesi Ağılcık Köyü’nde bulunan bronz heykel grubu ünik eserler olarak görülmektedir. Teşhirde Roma Dönemi’ne ait takı ve süs eşyaları,ölü gömme geleneğinin göstergesi urneler, pişmiş toprak testiler, ayrıca bir tapınağa ait olabileceği düşünülen pişmiş toprak aplikler, kandiller, cam eserler ve Doğu Roma Dönemi’ne ait haçlar, mühürlerin sergilendiği vitrinler yer almaktadır.

Aynı salonda Klasik Dönem’den başlayarak, Zela (Zile), Komana Pontika (Tokat), Cabeira (Niksar) antik kentlerine ait Helenistik, Sebastopolis (Sulusaray), Neocaiser (Niksar), Zela (Zile) antik kentlerinde basılmış Roma Şehir, Roma İmparatorluk,Bizans ve İslami dönemlere ait sikkelerin sergilendiği sikke teşhiri yer almaktadır.

Yapının batı cephesinde yer alan arasta kısmında halkın hayat tarzını, kültürünü temsil eden bakırcılık, yazmacılık, dokuma, tekstil, halı, kilim, giyim-kuşam,erkek ve kadın takıları, aydınlatma araç-gereçleri, kapı tokmakları, silahlar, barutluklar, hamam ve mutfak eşyalarıyla Osmanlı Dönemi’ne ait tarikat eşyaları, el yazması kitaplar, yazı takımları, Hristiyanlık Dönemi’ne ait eserler ve Anadolu’nun ilk Türk Beyliklerinden Danişmentliler Dönemi’ne ait bilinen en eski Kuran’ı Kerim’in sergilendiği Etnografya Salonu bulunmaktadır.

Tek kattan ibaret olan müzenin giriş kısmında yer alan ön bahçenin sağ tarafında Roma Dönemi’ne ait taş eserler sol tarafında ise Doğu Roma ve İslami Dönem mezar taşları sergilenmektedir.

Paylaşın

Tokat: Zile Kalesi

Zile Kalesi; Tokat’ın Zile İlçesi, Sakiler Mahallesi, Sakarya Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Bir höyük üzerinde bulunan kale, Zile Ovası’na hâkim bir konumdadır. Günümüzde kale içerisinde çevreye dağılmış durumda Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar ve kitabeler bulunmaktadır.

Bunlara dayanılarak kalenin Roma Dönemi’nde MS. I. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Bundan önce Seleukoslu Mithriadates’in burada bir şato yaptırdığı, bu şatonun yeraltı geçitleri ve askeri amaçlı yapılar olduğu da bazı kaynaklarda yazılıdır.

H. 737 (1336) tarihli bir kitabeden kalenin Ertena Beyi Alâeddin Bey zamanında onarıldığı ve buraya bazı ekler ile bir de zaviye yapıldığı anlaşılmaktadır. Kale kesme ve moloz taştan yapılmış, duvarları yuvarlak burçlar ile güçlendirilmiştir.

Paylaşın

Tokat: Saat Kulesi

Saat Kulesi; Tokat’ın Merkez İlçesi, Soğukpınar Mahallesi, Behzat Bulvarı üzerinde yer almaktadır.

Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Behzat Semti’nde kentin her yerinden görülecek şekilde, 1902 yılında yapılmıştır. Kapısı güney yönünde olup yüksekliği 33 metredir. Kesme taştan yapılmıştır.

II. Abdulhamid’in padişah oluşunun 25. yılı için halkın yardımlarıyla, mutasarrıf Bekir Paşa ve Belediye Reisi Mütevelli oğlu Enver Bey tarafından yaptırılmıştır.

Dört yöne büyük kadranlarla her yarım saat ve saat başlarında iki dakika ara ile tam çalar durumdadır. Sesi kentin her semtinden rahatlıkla duyulabilmektedir.

Paylaşın

Tokat: Garipler (Danişmend Melikgazi) Camii

Garipler (Danişmend Melikgazi) Camii; Tokat’ın Merkez İlçesi, Pazarcık Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tokat’ın ve Anadolu’nun en eski camilerinden olan Garipler Caminin, batı duvarı Tokat Kalesi’nin bulunduğu tepenin yamacına yaslanır. Evkaf defterlerinde Melik Danişmend Gazi Camii, tapu tahrir defterlerinde ise Cami-i Melik ve Cami-i Tokat adıyla geçen yapı halk arasında Garipler Camii olarak bilinir.

Son yıllarda yapılan restorasyonlarla plan, duvar örgüsü ve süslemeleri bakımından eski özelliklerini kaybetmiştir. Ancak minarenin tuğla örgüsü ve sırlı tuğla tezyinatı, XIV. yüzyılın ilk yarısına ait kitâbeli mihrabı binanın günümüze kalabilmiş en dikkate değer kısımlarıdır.

Tarihî belgelere göre ilk caminin Danişmend Gazi tarafından 1074’te inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde pek çok defa tamir edilmiştir. Kenarları 20 metreye yaklaşan kare planlı yapı kalın yüksek duvarları, düz cepheli dışa kapalı kütlesiyle anlamlı bir mimari üslûp vermekten uzaktır. Plan bugünkü haliyle merkezî bir karakter göstermektedir.

Minarenin bina içinden ve kuzeydoğu köşesinden yükselmekte oluşu, minare ile bugünkü ana kütle arasında dönem farkı bulunduğunu gösterir. İlk inşasına ait olmamasına rağmen mihrap caminin en eski kısımlarından biridir. Enli bir kitâbeyle çerçevelenen mihrap yüzeyi, üstte iri mukarnaslı bir kavsara ile alttaki yarım altıgen nişi örten bir girinti halindedir.

Paylaşın

Tokat: Ali Paşa Camii

Ali Paşa Camii; Tokat’ın Merkez İlçesi, Yaşmeydan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ali Paşa Bosnalı olup, Enderun’dan yetişmiştir. II. Bayezid’in kızı, Selçuk Sultan’ın kızından torunu olan Fatma Sultan ile evlenmiştir. Çeşitli saray ağalıklarında bulunduktan sonra, Erzurum (3 defa) Karaman, Bağdat, Sivas, Anadolu Beylerbeyliklerinde görev yapmıştır.

Ali Paşa Erzurum Beylerbeyi iken 10 Safer 980 (2 Haziran 1572) tarihinde hastalanarak vefat etmiştir. Temerrüd Ali Paşa, Erzurum Beylerbeyi olduğu sırada Sivas Defterdarı oğlu Mustafa Bey’in vefat etmesi üzerine Tokat’ta bir türbe ve yanına bir cami yapılmasını istemiştir.

Caminin bitmesine yakın Ali Paşa’nın vefat etmesi üzerine ortaya çıkan maddi sorunlar sebebiyle, doğu ve batı tarafındaki duvar kalıntılarından anlaşıldığı üzere son cemaat yerinin dıştan ikinci bir kademe ile kapatılması planlandığı halde bundan vazgeçilmiştir.

Ayrıca aynı sebeple avluya dönemin imkanlarına göre daha mütevazi olan ahşap şadırvan yapılmış bu sebeple Tokat XVI. yüzyıldan günümüze orijinal süslemeleri ile ulaşan tek ahşap şadırvana sahip bir yer olmuştur.

Kare gövde üzerine sekizgen bir kasnak üzerine oturan 11,50 cm çapındaki kubbesi ikisi kıble duvarına gömülü sekiz adet ayak ile taşınmaktadır. Kıble duvarı dışında taşıyıcı ayakların arası birer eyvan gibi düzenlenerek bu alanlar cami harimine kazandırılmıştır.

Paylaşın