Merkez Bankası Faiz Artırır Mı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını Perşembe günü düzenlenecek Para Politikası Kurulu’nun (PPK) ardından açıklayacak. TCMB’nin faizleri düşürmeye başladığı Eylül ayında politika faizi yüzde 19 seviyesindeydi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle halihazırda yüksek olan enflasyonun daha da artmasının beklenmesi, Merkez Bankası’nın faizi yükseltip yükseltmeyeceği sorusunun ortaya çıkmasına yol açıyor.

Ancak piyasa beklentisi TCMB’nin değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 14’te tutması yönünde.

Reuters haber ajansının anketine katılan ekonomistler oy birliği ile TCMB’nin faiz politikasında bir değişiklik olmayacağını öngördü.

Bloomberg HT’nin yaptığı ankete göre de piyasa katılımcıları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tutmasını bekliyor.

Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin 21 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği faiz anketinde 11 kurumun medyan beklentisi faizin yıl sonuna kadar değiştirilmeyerek yüzde 14 seviyesinde tutulması.

Artan buğday ve enerji fiyatları

Şubat ayında TÜİK verilerine göre enflasyon yıllık olarak 54,44’e yükseldi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali yüzünden yükselen gıda fiyatları ve enerji maliyetlerinin, enflasyonu daha da artırması bekleniyor.

TCMB, geçen yıl enflasyondaki yükselişe rağmen politika faizinde toplam 500 baz paun indirime gitmişti.

Faiz politikasının enflasyona rağmen düşük tutulması yüzünden Türk Lirası dolara karşı geçen yıl yüzde 44 değer kaybetti.

Reuters’a göre ekonomistler TL’deki değer kaybı ve enerji fiyatlarındaki yükseliş yüzünden enflasyonun yüzde 70’e kadar çıkmasını bekliyor.

TCMB’nin faizleri düşürmeye başladığı Eylül ayında politika faizi yüzde 19 seviyesindeydi.

Dünyanın en büyük tahıl ihracatçısı olan Rusya’dan buğday ihtiyacının yüzde 78’ini karşılayan Türkiye, gıda fiyatlarının küresel olarak yükselmesi karşısında daha da savunmasız kalabilir.

Yaz ayında artması beklenen turizm gelirinin beklendiği gibi gerçekleşmemesi ise cari açığın daha da artmasına yol açabilir.

Goldman Sachs piyasa notunda TL’deki baskının devam edeceğini, buna cevabın ise döviz müdahaleleri ile gerçekleşeceğini öngördü.

Paylaşın

Altından ‘Kur Korumalı’ TL’ye Geçişte Esaslar Belirlendi

Kur korumalı mevduat sistemi kapsamında altın varlıkların finansal sisteme kazandırılmasına ilişkin esasları belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tebliği yayımlandı.

Uygulamaya katılmak isteyen yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişiler, yani vatandaşlar ve şirketler, fiziki altınlarını, gram cinsinden has altın miktarının tespiti için yetkili kuyumcuya veya bankaya teslim edecek.

Teslim alınan altınlar işlenmek üzere yetkili rafineriye teslim edilecek. Tebliğde yer alan ayrıntılar şöyle:

  • Altın hesabına 3, 6 ve 12 ay vade
  • Altın hesabı sahipleri has altın bakiyesini, dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevirerek üç, altı ay veya bir yıl vadeli TL mevduat veya katılma hesabı açabilecek.
  • TL mevduat veya katılma hesabına dönüştürülen altınlar bankalarca dönüşüm fiyatı üzerinden Merkez Bankası’na satılacak.
  • Bankanın mevduat hesabına uygulayacağı faiz oranı Merkez Bankası’nca belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının altında olamayacak.
  • Katılma hesabına sağlanacak getirinin Merkez Bankası’nın katılım bankalarıyla açık piyasa işlemleri kapsamında yaptığı bir hafta vadeli geri satım vaadiyle alım işlemlerinde oluşan maliyetten düşük olması halinde aradaki fark katılım bankasınca karşılanabilecek, karşılanmayan kısmı Merkez Bankası ödemeyecek.
  • Merkez Bankası, bankanın mevduat hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkili olacak.
  • Merkez Bankası’nca bu hesaplara vade sonunda yenilenme imkânı tanınabilecek. Yenilenen hesap ilk açılışta dönüştürülen altın tutarı ve vade sonu fiyatı üzerinden destekten yararlanmaya devam edecek. Hesabın yenilenmesine ilişkin esaslar Merkez Bankası’nca belirlenecek.

İlave getiri

  • TL mevduat veya katılma hesaplarının vade sonu fiyatının dönüşüm fiyatından yüksek olması ve fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutarın banka tarafından ödenecek faiz veya kâr payından yüksek olması durumunda, fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutardan faiz veya kâr payı düşülerek hesaplanan tutar Merkez Bankası’nca mevduat veya katılma hesabı sahibine ödenmek üzere ilgili bankaya aktarılacak.
  • Vadeden önce çekim yapılması halinde Merkez Bankası’nca fiyat farkı ödenmeyecek.
  • Uygulama kapsamında açılan TL mevduat veya katılma hesaplarına Merkez Bankası’nca belirlenecek usul ve esaslara göre vade sonunda ilave getiri ödenebilecek. İşlenmiş ve hurda altın karşılığının TL’ye dönüştürülmesiyle açılan hesaplar da ilave getiriden yararlanabilecek.
  • Tebliğ kapsamında işlem yapan yetkili kuyumcu, yetkili rafineri ve bankalara, Merkez Bankası’nın belirleyeceği esaslar çerçevesinde komisyon veya masraf ödenebilecek.
  • Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 28 Aralık 2021’de, yurt içi yerleşik tüzel kişilerinse 31 Aralık 2021’de mevcut altın hesaplarının, talep edilmesi halinde dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevrilmesine de imkan tanınacak.
Paylaşın

Cari Açık, Son 4 Yılın En Yüksek Seviyesinde

Merkez Bankası’nın verilerine göre, cari açık, bir önceki yılın aynı ayına göre 5,34 milyar dolar artarak 7,11 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda on iki aylık cari işlemler açığı 20,22 milyar dolar oldu. Cari denge Ocak’ta 7,11 milyar dolar açık verdi. Böylelikle 2017 Aralık ayından bu yana en yüksek cari açık kaydedilmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) bu gelişmeyi dış ticaret açığının artmasına bağlıyor. TCMB’nin değerlendirmesi, bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 6,43 milyar dolar artarak 8,33 milyar dolara yükselmesinin etkili olduğu şeklinde.

Ocak ayında portföy yatırımlarında ise 766 milyon dolar tutarında net çıkış görüldü. Alt kalemler itibarıyla yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 352 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net satış yaptığı belirlendi.

TCMB’nin açıkladığı rakamlar, ekonomistlerin beklentileriyle de uyumlu. Piyasanın beklentisi, ortalama olarak 7 milyar 200 milyon dolar açık verileceği yönündeydi.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş etkili oldu

Cari açığı azaltmak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüme, ihracat, istihdam ve düşük faiz oranlarına ağırlık veren yeni ekonomi programının başlıca hedeflerinden biri.

TCMB, Erdoğan’ın ekonomi programı uyarınca politika faizini Eylül’den bu yana 500 baz puan indirdi. Bunun üzerine TL, geçen yıl ABD doları karşısında yüzde 44 değer kaybına uğradı.

Enflasyon da Şubat ayında yaklaşık yüzde 55’e yükseldi. Ocak ayında cari açıkta meydana gelen artışta, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş de etkili oldu.

Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’nin turizm gelirlerini de etkilemesi bekleniyor. Reuter ajansına görüş bildiren ekonomistler, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden sonra yıl sonu beklentilerini değiştirdi.

Sekiz ekonomistin 2022 için yıllık cari açık beklentisi ortalama 29 milyar dolar düzeyinde. Hükümetin ekonomik programında ise bu açığın 18,6 milyar dolar olması öngörülüyor.

Cari açık bu yıl 30 milyar doları aşabilir

Ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin değerlendirmesine göre Ocak ayına dair veriler, kötüleşme eğilimininin devam ettiğini yansıtıyor.

Son dönemde TL’nin değer kaybının beklenen ithalat azalışını getirmediğine dikkat çeken Bürümcekçi, buna karşılık doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki belirgin artışla enerji ithalatı tutarlarının ciddi boyutta artarak cari açıktaki kötüleşmeyi hızlandırdığını ifade etti.

Bürümcekçi’ye göre, ilk aylardaki eğilimler korunursa bu yıl cari açık 30 milyar doları aşabilir. Tera Yatırım’dan Enver Erkan da Ukrayna’daki savaş durumu nedeniyle petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin enerji faturasını artıracağına dikkat çekiyor.

Bunun ağırlıklı etkisinin Mart ayından sonraki dönemde gözlemleneceğini belirten Erkan, kriz yaz aylarına doğru çözülmezse turizmden kaynaklı gelirlerin düşmesinin de hizmetler dengesi katkısını azaltacağını belirtiyor.

Erkan, yıllık bazda bakıldığında cari açık/GSYH oranının büyük olasılıkla 2020 seviyelerine doğru gerçekleşme eğiliminde olacağı yorumunu yapıyor.

Emtia fiyatlarındaki artış baskı yaratıyor

FX Pro’dan mali analist Alex Kuptsikevich de TL üzerindeki baskının Türkiye’nin buğday başta olmak üzere tarım ürünleri, gaz ve petrolde büyük ölçüde dışa bağımlı olmasından kaynaklandığını ifade ediyor.

Kuptsikevich, “Şubat ayında ve Mart başında emtia fiyatlarında daha karamsar bir tablo görüyoruz ve bunun ödemeler dengesi üzerinde daha da fazla baskı oluşturacağı kesin” diyor.

Temel emtia fiyatlarındaki artış, sanayi üretiminde düşüşe neden oluyor ve durumun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşebileceği belirtiliyor.

Kuptsikevich’e göre bu durumda döviz kuru, müdahaleler veya ciddi sermaye kontrolleriyle yapay olarak belli bir düzeyde tutulmadığı sürece bir doğal damping mekanizması işlevini görüyor. Kuptsikevich sermaye kontrollerinin ise ekonominin zamanla duruma uyum sağlaması sürecini uzattığını söylüyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

TCMB’nin Brüt Rezervleri 2 Milyar Dolar Azaldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri geçen haftaya göre 2,02 milyar dolar düşüş gösterdi. Böylece geçtiğimiz hafta 70 milyar 200 milyon dolar olan rezervler, 4 Mart ile sona eren haftada 68 milyar 180 milyon dolara geldi.

Haber Merkezi / Aynı dönemde TCMB’nin net uluslararası rezervleri 41 milyon dolar düşüş gösterdi. Geçtiğimiz hafta 18 milyar 189 milyon dolar olan net uluslararası rezervler 4 Mart ile sona eren haftada 18 milyar 148 milyon dolara geldi.

TCMB altın rezervleri 42 milyar 944 milyon dolardan 42 milyar 81 milyon dolar seviyesine geldi. Böylece TCMB toplam rezervleri 113 milyar 144 milyon dolarken 110 milyar 261 milyon dolar oldu.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan ‘Enflasyon’ Yorumu: Gıda Ve Enerji

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) şubat ayına ilişkin aylık fiyat gelişmeleri değerlendirmesini yayımladı. Değerlendirmede, yüzde 50’yi aşan enflasyonda gıda ve enerjiye dikkat çekildi.

TCMB yüzde 50’yi aşan tüketici, yüzde 100’ü aşan üretici enflasyonuyla ilgili değerlendirmesini yayımladı. TCMB, değerlendirmesinde şuna dikkat çekti:

Tüketici yıllık enflasyonundaki artış alt gruplar geneline yayılırken, bu gelişmeye en belirgin katkı gıda ve temel mal gruplarından gelmiştir.

Emtia fiyatlarında ocak ayından itibaren gözlenen artış eğilimi son dönemde jeopolitik gelişmelerle hızlanmış ve bağlantılı kalemlerde etkileri hissedilmiştir.

Gıda yıllık enflasyonundaki yükseliş alt gruplar genelinde devam ederken, son aylarda yüksek seyreden taze meyve ve sebze enflasyonundaki artış bu dönemde hızlanmaya devam etmiştir.

Diğer taraftan temel gıda ürünlerindeki KDV indirimi daha olumsuz bir görünümü sınırlamıştır.

Temel mal fiyatlarındaki artış eğilimi şubat ayında yavaşlamakla birlikte yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Uluslararası enerji fiyatlarındaki artışın etkileri yurt içi enerji fiyatlarına yansımıştır.

Hizmet grubunda yıllık enflasyon tüm alt gruplarda artarken, enerji ve gıda görünümüne de bağlı olarak ulaştırma ve lokanta-otel öne çıkan alt gruplar olmuştur.

Başta enerji olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarında sektörler geneline yayılan yükselişler ile tedarik zincirlerindeki aksamalar neticesinde üretici fiyatlarındaki artışlar sürmüştür.

Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonlarındaki yükseliş devam etmiştir.

Enflasyon yüzde 54,44

Türkiye’de yıllık enflasyon Şubat’ta yüzde 54,44 seviyesine yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre Şubat’ta tüketici fiyat endeksi bir önceki aya göre ise yüzde 4,81 artış gösterdi.

Üretici enflasyonunda ise yıllık bazda üç haneli seviye kaydedildi. Buna göre üretici fiyat endeksi Şubat’ta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 105,01 arttı. Aylık üretici enflasyonu ise yüzde 7,22 oldu.

Şubat’ta yıllık çekirdek enflasyon yüzde 44,05 oldu. Tüketici fiyatlarıyla üretici fiyatları artışı arasındaki makas da yeni rekor seviyeye yükseldi.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervlerinde Büyük Gerileme

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 25 Şubat itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 2 milyar 582 milyon dolar azalışla 70 milyar 200 milyon dolara geriledi.

Haber Merkezi / Brüt döviz rezervleri, 18 Şubat’ta 72 milyar 782 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 1 milyar 715 milyon dolar artarak 41 milyar 229 milyon dolardan 42 milyar 944 milyon dolara çıktı.

Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 25 Şubat haftasında bir önceki haftaya kıyasla 867 milyon dolar azalarak 114 milyar 11 milyon dolardan 113 milyar 144 milyon dolara indi.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası, Politika Faizini Yüzde 14’te Sabit Tuttu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün düzenlediği Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 14’te sabit tuttu. Piyasaların beklentisi de, faizin sabit tutulması yönündeydi. Kararın ardından ardından döviz kurlarında kayda değer bir değişim olmadı.

Haber Merkezi / 2021 yılı Eylül ayında faiz indirimlerine başlayan Merkez Bankası, yıl sonuna kadar faizi 500 baz puan indirmişti. Bu dönemde dolar/TL 8,30’dan 18,36’ya kadar yükseldikten sonra rezerv satışı ve kur korumalı mevduatla 13,50 civarında dengelendi. Faiz indirimleri öncesinde ağustosta yüzde 19,25 olan enflasyon da hızla artarak ocakta yüzde 48,7 ile 20 yılın zirvesine yükselmişti.

Koronavirüs pandemisi ve jeopolitik risklerin “küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmakta” olduğu sözleriyle bir önceki metinle benzer şekilde başlayan faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda, küresel enflasyon ve artan enerji fiyatları vurgusu yapıldı: “Gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir.”

Ayrıca liralaşma stratejisi ön plana çıkarılarak “Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir” denildi.

TCMB tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

Salgında varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.

Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, bu hedefe ulaşmak için uzun vadeli Türk lirası yatırım kredilerinin önemli bir rol oynayacağını değerlendirmektedir.

Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumları, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.

Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.”

Paylaşın

Konut Fiyat Artışında Yeni Rekor!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) konut fiyat endeksine göre aralıkta konut fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 59,59 arttı. Böylelikle endeks tarihinin en sert artışı kaydedildi.

Bloomberg HT’de yar alan haberde aynı ayda konut fiyatlarında reel artış ise yüzde 17,9 oldu. Aralık ayında konut fiyat artışında yeni rekor yaşandı. Aylık bazda artış ise yüzde 8,99 oldu.

Yeni konutlarda fiyatlar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 66,6 arttı. Yeni olmayan konutlardaki artış ise yüzde 57,7 olarak kaydedildi.

3 büyükşehirdeki durum

TCMB’nin endeksine göre İstanbul’da konut fiyatları aralıkta yüzde 63 arttı. Ankara’da artış yüzde 55,7 olurken, İzmir’de ise artış yüzde 58,3 olarak gözlemlendi.

Metrekare fiyatlarına bakıldığında ise İstanbul’da ilk kez 10 bin TL barajının aşıldığı görüldü. Ankara’da 4 bin 562 TL, İzmir’de ise 7 bin 497 TL’lik metrekare fiyatı izlendi.

“Barınamayanlar” eylemdeydi

2021’in Eylül ayında bir grup artan konut fiyatlarını ve yurt ücretlerini protesto etmek için sokak nöbetlerine başlamıştı. Barınamıyoruz Hareketi eylemlerini şu sözlerle anlatmıştı:

“Öğrencilerin fahiş fiyatlarla karşılaşmadan, nitelikli yurtlarda kalabilmesi, karşılanabilir kiralar ödeyerek yaşam kalitesinden ödün vermeden kalabileceği evler, daha geniş ve daha ucuz apartlar.”

Barınamıyoruz Hareketi’nin yaşanan barınma problemine dikkat çekmek için başlattığı eylemler, Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde devam etmişti.

Öte yandan Ağustos 2021’de Mekanda Adalet Derneği’nin (MAD) yaptığı araştırmaya göre İstanbul’daki 38 bin 829 kiralık konuttan sadece yüzde 2’si ‘yaşamaya elverişli konut’. 8 ilçede ise yaşamaya elverişli konut ilanı hiç yok.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Yeni FAST Kararı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Fonların Anlık ve Sürekli Transferi (FAST) ödeme işlemlerinde yapılan para transferlerinde limitin artırılacağını duyurdu.

Haber Merkezi / TCMB tarafından yapılan açıklamada ,”FAST Sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2.000 TL olan FAST işlem tutar limiti de 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5.000 TL’ye yükseltilecektir” ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan TCMB, FAST’a entegrasyonu tamamlanan “TR Karekod” kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde ise tek seferde 10 bin TL’ye kadar işlem yapılabileceğini duyurdu.

TCMB’nin açıklamasında şöyle denildi:

“TR Karekod kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde tek seferde 10.000 TL’ye kadar işlem yapılabilecektir. TR Karekod’un yaygınlaşarak hayatımıza girmesi ile birlikte vatandaşlarımız alışverişlerde iş yeri tarafından oluşturulan ödeme kare kodunu mobil uygulamaları ile okutarak FAST sistemi altyapısı ile anlık ödeme gerçekleştirebileceklerdir.

7/24 anlık para transferine olanak sağlayan FAST Sistemi aracılığıyla günlük ortalama 3,5 milyon adet ödeme gerçekleştirilmekte olup, transferler müşteri hesapları arasında bir saniyeden daha kısa sürede tamamlanmaktadır.

Ezberlenmesi ve kullanılması zor olan IBAN numaraları yerine, telefon numarası, kimlik numarası veya e-posta adresi ile kolay ve hızlı bir şekilde FAST ödemesi yapılabilmesine olanak sağlayan Kolay Adresleme Sistemine kayıt olan kullanıcı sayısı 15,5 milyona ulaşmıştır.”

Duyuruda FAST sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2 bin TL olan FAST işlem tutar limitinin 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5 bin TL’ye yükseltileceği belirtildi.”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 34,06

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reel sektördeki işveren kuruluşları ve holdingler, finansal sektördeki bankalar ve banka dışı finansal sektör temsilcilerinin yanı sıra öğretim üyeleri ve diğer profesyonellerle yaptığı Şubat ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.

Buna göre katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisinin bir önceki anket döneminde yüzde 29,75 iken bu anket döneminde 34,06 olduğu tespit edildi.

Anket sonucunda 24 ay sonrası TÜFE beklentisinin ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 15,54 ve yüzde 15,42 olarak belirlendiği aktarıldı. Katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 21,4 olasılıkla yüzde 22,0 – 24,99 aralığında, yüzde 25,36 olasılıkla ise yüzde 25 – 27,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.

Faiz ve döviz kuru beklentileri

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,27 iken bu anket döneminde yüzde 14,19 olduğu belirtildi. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 14,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 16,13 TL iken bu anket döneminde 16,04 TL oldu. Katılımcıların 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 16,85 TL ve 16,62 TL olarak belirlendi.

Ocak ayı enflasyon oranı neydi?

Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Ocak ayında yüzde 11,10 artarak yıllık bazda yüzde 48,69’a çıktığını açıklamıştı. Ekonomi uzmanları ile akademisyenlerden oluşan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ise kendi çalışmaları ile hesapladığı Ocak ayı enflasyon oranını yüzde 15,52 artışla son bir yıllık artışın yüzde 114,87 olarak gerçekleştiğini açıklamıştı.

Paylaşın