Afganistan; Taliban’dan Kadın Öğrencilere Üniversite Giriş Sınavı Yasağı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Taliban, önümüzdeki ay yapılacak üniversite giriş sınavlarına kadınların alınmaması talimatı verdi.

Haber Merkezi / Yüksek Öğretim Bakanlığı, özel üniversitelere gönderdiği talimatla kadınlara yüksek öğrenim yasağının altını çizdi.

Bakanlık tarafından ilgili kurumlara gönderilen mektup aralarında başkent Kabil’in de kuzey bölgelerde Şubat sonunda yapılacak sınavlara kadınların alınmaması talimatını iletiyor. Mektupta talimata uymayan kurumların cezalandırılacağı da hatırlatılıyor.

Afganistan’da üniversite giriş sınavları baz bölgelerde 29 Ocak Pazar günü yapılacak. Diğerlerinde ise 27 Şubat’tan itibaren yapılacak.

Afganistan’ta 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görüyor. Bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyor.

Taliban benzer vaatleri ortaokul ve liseler için de açıklamış ve üniforma, servis gibi teknik sorunlar aşıldığında kız öğrencilerin tekrar okullara döneceğini duyurmuştu.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Taliban’a Eğitim Hakkı Çağrısı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Taliban, kadınların ve kız çocukların okullara ve üniversitelere gitmesinin kalıcı olarak yasaklanmadığını, kendileri için elverişli bir ortam oluşturulana kadar eğitimlerinin “ertelendiğini” iddia ediyor.

Taliban, kadınların ve kız çocukların eğitim hakkını yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” Afganistan’de temel eğitim haklarından zorla mahrum bırakılan, öğrenim hakları ellerinden alınan Afgan kadın ve kızlara adadığını açıkladı.

UNESCO Direktörü Audrey Azoulay, dünyadaki hiçbir ülkenin kadın ve kız çocuklarının eğitim almasını engellememesi gerektiğini belirterek, “Eğitim, saygı duyulması gereken evrensel bir insan hakkıdır. Uluslararası toplum, Afgan kız ve kadınların haklarının gecikmeden geri verilmesini sağlama sorumluluğuna sahiptir” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guteres, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” nedeniyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, eğitime erişimi engelleyen tüm ayrımcı yasa ve uygulamalara artık son vermenin zamanının geldiğini vurguladı. Guterres, Taliban’ı, Afganistan’daki kız çocukları ve kadınların orta ve yüksek eğitime erişimine yönelik yasağı kaldırma çağrısında bulundu.

UNESCO’nun son verilerine göre, dünyada 244 milyon kız ve erkek çocuk eğitimden mahrum. UNESCO, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, sadece Ukrayna’da 5 milyon çocuk ve gencin eğitiminin aksadığını açıkladı.

UNICEF, yaptığı açıklamada dünyada okul dışı kalanların eğitimlerine devam etmeleri için hükümetlerden, gerekirse online eğitim olasılıklarını da kullanarak çocukların eğitimden yoksun kalmamaları için daha fazla çaba göstermelerini istedi.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Başları Kapalı Plastik Mankenler Dönemi

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor. Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Afganistan’ın başkenti Kabil’de kadın giyim mağazalarında başları plastik poşetlerle kapatılmış şekilde mankenler dikkat çekiyor. Vitrindeki kadınların bile başlarının kapatılması Afgan halkı üzerindeki baskının bir işareti olarak da değerlendiriliyor.

Taliban, kız öğrencilere üniversiteyi yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Ağustos 2021’de yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor.

Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Giysi satıcılarının bazıları bu talimata uyarken bir kısmı kabul etmiyor.

Kıyafetlerini düzgün bir şekilde sergileyemeyeceklerinden ya da pahalı mankenlere zarar vermek zorunda kalacaklarından şikayetçiler.

Taliban bunun üzerine dükkan sahiplerinin mankenlerin başlarını örtmelerine izin verdi.

Dükkan sahipleri Taliban’a itaat etmekle müşteri çekmeye çalışmak arasında denge kurmak zorunda.

Bu durum özellikle kadın kıyafetleri satan Meryem Lisesi Caddesi’nde göze çarpıyor.

Mağaza vitrinleri ve showroomlar, renk ve dekorasyonla parıldayan gece elbiseleri ve elbiselerin içindeki cansız mankenlerle dolu. Hepsine de çeşitli şekillerde baş örtüleri takmış.Örneğin bir dükkanda mankenlerin başları, üzerlerindeki geleneksel elbiselerle aynı malzemeden yapılan özel çuvallarla örtülü.

Deniz kabuğuyla bezenmiş mor elbise giyen bir mankenin başında ise yine kıyafetine uygun mor bir başlık bulunuyor.

Altın işlemeli kırmızı elbiseli bir diğeri, yine başındaki altın taçla kırmızı kadifeden bir maske içinde ahenkli hale getirilmiş.

Dükkan sahibi Beşir, AP’ye yaptığı açıklamada “Mankenlerin başlarını plastik çirkin şeylerle kaplayamam çünkü bu vitrini ve dükkanı çirkin gösterir.” diyor.

Beşir, satışlarının eskisinin yarısı kadar olduğunu söylüyor:

“Düğün, abiye ve geleneksel kıyafetler satın almak artık insanlar için öncelik değil. İnsanlar daha ziyade karnını doyurmayı yiyecek bulmayı ve hayatta kalmayı düşünüyor.”

Bir başka dükkan sahibi Hakim de mankenlerinin başına alüminyum folyo geçirmiş. Bunun ürünlerine ayrı bir parlaklık kattığını düşünüyor:

“Tehdit ve yasakları fırsata çevirdim. Mankenlerin eskisinden daha da çekici olması için bunu yaptım.”

Bir başka mağazada ise kolsuz elbiseler giyen mankenlerin tamamının başına siyah plastik çuvallar geçirilmiş. Dükkan sahibi daha fazlasına maddi olarak gücünün yetmeyeceğini söylüyor.

Aziz isimli bir başka dükkan sahibi ise ahlak polisinin mankenlerin başlarının kesildiğinden ya da örtüldüğünden emin olmak için düzenli olarak dükkan ve alışveriş merkezlerinde devriye gezdiğini belirtiyor.

“Mankenler de esir alınmış durumda”

Bu arada Meryem Lisesi Caddesi’nde alışveriş yapan ve adının Rahime olduğunu söyleyen bir kadın, başları çeşitli şekillerde kapatılan mankenlere bakıp hissiyatını şu sözlerle dile getiriyor:

“Onları gördüğümde, bu mankenlerin de hapsedildiğini hissediyorum ve içimi bir korku kaplıyor. Bu vitrinlerin arkasında kendimi, tüm haklarından mahrum bırakılmış bir Afgan kadını görüyormuşum gibi hissediyorum.”

Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra 1990’lardaki ilk iktidarları döneminde olduğu gibi topluma aynı sert kuralları dayatmayacağı güvencesini vermişti.

Ancak aradan geçen 1,5 yılda özellikle kadınlar üzerindeki baskı arttı.

Kadınların ve kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okula gitmeleri yasaklanırken, dışarıdayken yüzlerini örtmeleri talimatı verildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Taliban, İlk “Süper Arabasını” Tanıttı: Mada-9

Taliban yönetimindeki Afganistan, ilk “süper arabasının” tanıtırken, Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid ise aracın üretiminin Afganistan için onur verici bir gelişme olduğunu söyledi.

Mada-9 adı verilen prototip aracın, Afganistan Teknik ve Mesleki Eğitim Dairesi ve İnovasyon Merkezi’yle ENTOP firmasının ortak projesi kapsamında geliştirildiği aktarıldı. ENTOP’un CEO’su Muhammed Rıza Ahmedi, Bilişim Bakanlığı’nın da desteklediği projenin yaklaşık 5 yıl sürdüğünü söyledi.

Toyota Corolla motoruna sahip aracı tasarlayan Ahmedi, “Yolculuğu Afganistan’da başlayacak ve belki de bir gün uluslararası arenada devam edecek” dedi.

Yetkili, aracın Katar’da bu yıl düzenlenecek araba fuarında yer alması için görüşmelerin sürdüğünü belirtirken, ileride otomobilin elektrikle çalışmasını planladıklarını da paylaştı.

Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid ise aracın üretiminin Afganistan için onur verici bir gelişme olduğunu söyledi.

ABD’nin 2021’de ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil’de daha sonra da ülkenin tamamında kontrolü ele geçirmişti. Taliban yönetime gelmeden önce Amin Noor adlı şirket, 2020’de elektrikle çalışan kamyonetler üretmişti.

11 farklı modeli tanıtılan kamyonetlerin fiyatının 1200 ila 2500 dolar olduğu ifade edilmişti. Şirketin yöneticisi Ahmed Ziya Ahmedyar, parçaların yüzde 80’inin üç yıl boyunca süren çalışmalarla Afganistan’da üretildiğini söylemişti.

Öte yandan motor, tekerlek ve camların yurtdışından getirildiği ama 10 yıla kadar bunların da ülkede üretilmesinin hedeflendiği bildirilmişti.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır.

1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi.

11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı.

Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı.

Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır.

Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı.

Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Afganistan’ın Başkenti Kabil’de Patlama: En Az 20 Ölü

Afganistan’ın başkenti Kabil’de bulunan Dışişleri Bakanlığı’nın önünde şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamada en az 20 kişinin öldüğü açıklanırken, saldırıyı henüz üstlenen olmadı.

Çok sayıda kişinin de yaralandığı patlama sonrası Taliban yönetiminin Kabil Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü Halid Zadran, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, patlamayı doğruladı.

Halid Zadran, güvenlik güçlerinin olay yerine sevk edildiğini söyledi. Öte yandan, Kabil merkezindeki Emergency Hastanesi’nin sokağı da trafiğe kapatıldığı ve yaralılar bu hastaneye sevk edildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın önündeki patlama, Kabil Askeri Havaalanı’nda yaşanan, 10 kişinin hayatını kaybettiği ve sekiz kişinin yaralandığı patlamadan 3 gün sonra yaşandı.

Afganistan’da yeniden Taliban dönemi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi 31 Ağustos 2021’de tamamlandı.

Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetini deviren Taliban, 11 Eylül 2001 sonrası dönemde ABD ve koalisyon güçlerinin işgal ettiği ülkeye yirmi yıl sonra yeniden egemen oldu.

Taliban’ın ülkenin başkenti Kabil’e girmesiyle Taliban’ın hedefinde olan ve Afganistan’dan tahliye edilmeyi talep eden binlerce kişi Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’na gitmiş, havalimanındaki uzun ve yorucu bekleyiş zamanla izdihama dönüşmüştü.

Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’nda tahliye için bekleyiş sürerken, 26 Ağustos günü kalabalığı hedef alan bombalı saldırıda 13’ü ABD askeri olmak üzere en az 170 kişi yaşamını yitirdi.

Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre, havalimanındaki patlamadan sonra IŞİD saldırıları artmaya devam etti. Ülkenin her yerinde patlama meydana gelirken, özellikle Nangerhar saldırıların en çok yoğunlaştığı il oldu.

8 Ekim 2021’de Kunduz’da, 15 Ekim’de ise Kandahar’da Şii camileri cuma namazı sırasında IŞİD intihar bombacılarınca hedef alındı. Patlamalarda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti.

Paylaşın

Taliban’dan Çarpıcı Açıklama: Kadınların Eğitimini Yasaklamadık, Erteledik

Afganistan’da büyük bir insanlık dramı yaşanırken ülkenin yönetimini elinde bulunduran Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Uluslararası toplum ise Taliban tarafından alınan kararları kınamaktan öteye gidemiyor.

Taliban, kadınların ve kız çocukların okullara ve üniversitelere gitmesinin kalıcı olarak yasaklanmadığını, kendileri için elverişli bir ortam oluşturulana kadar eğitimlerinin “ertelendiğini” iddia etti.

Geçici hükümetin sözcüsü Süheyl Şahin, “Bunun kadınların eğitim görmesine kalıcı bir yasak olmadığını açıkça belirtmek isterim, eğitimleri için elverişli bir ortam yaratılana kadar ertelendi” dedi.

South China Morning Post’un pazartesi günü yayımladığı habere göre Şahin, katı tavra sahip hükümetin iddia edilen elverişli duruma “mümkün olan en kısa sürede” ulaşmak için tüm hızıyla çalıştığını da sözlerine ekledi.

Sözcü, Taliban liderlerinin “kadınların eğitimine karşı” olmadığını ancak kadınların Taliban’ın “değerlerine ve kurallarına uygun bir ortamda eğitim almasını” istediğini söyledi.

Şahin, hükümetin Afganistan’da kadınların eğitim görmesini yasakladığı şartlarla ilgili daha fazla ayrıntı paylaşmadı.

Ülkede kız çocuklarının 6. sınıftan sonra örgün eğitime devam etmesine izin verilmiyor.

Bu açıklama, Taliban’ın tüm kadınların yüksekokul ve üniversitelere gitmesini ikinci bir emre kadar yasaklamasından birkaç hafta sonra geldi. Söz konusu adım kadınların ve kız çocuklarının ülkede eğitim almasını tamamen yasakladığından protestolara yol açmıştı.

Taliban, kadın öğrencileri başörtüsünü düzgün takmamakla ve “Afganistan kültürüyle” uyuşmayan bilim konularını takip etmekle suçlayarak hamleyi savunmuştu.

Geçici hükümetin eğitim bakanı Nida Muhammed Nedim, hamleye gelen muazzam boyuttaki sert tepkiler üzerine geçen yıl aralıkta yaptığı açıklamada, “Kızlara düzgün bir başörtüsü takmalarını söyledik ancak yapmadılar ve bir düğün törenine gidecekmiş gibi elbiseler giydiler” demişti.

Kızlar tarım ve mühendislik okuyordu ama bu Afgan kültürüne uymuyordu. Kızlar öğrenmeli ancak İslam’a ve Afgan onuruna ters düşen konuları değil.

Aralık sonlarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Taliban’dan Afganistan’daki rejimine kız çocuklarının ve kadınların tam, eşit ve anlamlı katılımını sağlamasını ve “gerekçesiz” kararını geri çekmesini istedi.

Konsey, Taliban’ın emrini “acımasızca bir kadın düşmanlığı” diye niteledi ve bunun “kadınlara, katkılarına, özgürlüklerine ve seslerine karşı son derece şiddetli bir saldırı” olduğunu ekledi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Taliban’dan Kadınlara Eğitim Yasağı Tepkilerine Yanıt: İç İşlerimize Karışmayın

Afganistan Yüksek Öğretim Bakanı Nida Muhammed Nedim, kadın öğrencilerin bakanlık tarafından koyulan kıyafet kurallarına riayet etmediğini belirterek, “Maalesef geçen 14 ayda, İslam Emirliğinin Yüksek Öğretim Bakanlığının kadınların eğitimine ilişkin talimatlarına uyulmadı” dedi.

Nedim, “Kızlara kurallara uygun şekilde hicap giymelerini söyledik ama yapmadılar. Düğüne gider gibi giyiniyorlardı” diye ekledi. Ayrıca bazı konu ve derslerin kadınlara uygun olmadığını iddia eden Nedim, “Tarım, mühendislik gibi bazı alanlar kadınların haysiyet ve şerefine de Afgan kültürüne de uygun değil” dedi.

Afgan bakan, bu sorunlar giderildikten sonra kadınlara yönelik üniversite yasağının ileride gözden geçirilebileceğini sözlerine ekledi.

Kadınların üniversite eğitimi almasını yasaklayan Taliban, bu kararı eleştiren ülkeleri Afganistan’ın iç işlerine karışmamaları konusunda uyardı.

Uygulanan yasakla ilgili olarak ilk kez kamuoyuna açıklamada bulunan Yüksek Öğretim Bakanı Nida Muhammed Nedim, alınan kararı savundu. Afgan devlet televizyonuna konuşan Nedim, kadın ve erkek öğrencilerin birbiriyle temasının önüne geçilmesi için böyle bir yasak getirmeleri gerektiğini ileri sürdü.

“Düğüne gider gibi giyiniyorlardı”

Kadın öğrencilerin bakanlık tarafından koyulan kıyafet kurallarına riayet etmediğini söyleyen Nedim, “Maalesef geçen 14 ayda, İslam Emirliğinin Yüksek Öğretim Bakanlığının kadınların eğitimine lişkin talimatlarına uyulmadı” dedi. Nedim, “Kızlara kurallara uygun şekilde hicap giymelerini söyledik ama yapmadılar. Düğüne gider gibi giyiniyorlardı” diye ekledi.

Ayrıca bazı konu ve derslerin kadınlara uygun olmadığını iddia eden Nedim, “Tarım, mühendislik gibi bazı alanlar kadınların haysiyet ve şerefine de Afgan kültürüne de uygun değil” dedi. Afgan bakan, bu sorunlar giderildikten sonra kadınlara yönelik üniversite yasağının ileride gözden geçirilebileceğini sözlerine ekledi.

“İç işlerimize karışmayın”

Associated Press’in haberine göre Nedim, yasaklama kararına Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar dâhil birçok ülke tarafından gösterilen tepkiye de yanıt verdi. Nedim, yabancıların Afganistan’ın iç işlerine karışmayı bırakması gerektiğini söyledi.

Eski bir ordu komutanı, emniyet müdürü ve vali olan Nedim, geçen Ekim ayında Yüksek Öğretim Bakanı olarak atanmıştı. Nedim, hem İslami değerlere hem de Afgan kültürüne aykırı olduğu gerekçesiyle kadınların okumasına karşı çıkıyor.

Afganistan’da Ağustos 2021’den beri iktidarda olan Taliban, önceki gün aldığı kararla kadınların üniversite eğitimi almasını bir sonraki emre kadar yasaklamıştı.

Çavuşoğlu: Ciddi endişe kaynağı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Ankara’da Yemenli mevkidaşıyla düzenlediği ortak basın toplantısında Taliban rejimini eleştirerek “Kız öğrencilerine yönelik eğitim yasağı gerçekten bizleri derinden üzdü. Ciddi bir endişe kaynağıdır” demişti.

Taliban yönetimine kapsayıcı olmaları yönünde tavsiyede bulunduklarını belirten Çavuşoğlu, “Bu yasak İslami de değil insani de. Biz bu kararı reddediyoruz. Kadınların eğitiminin Afganistan’a ne zararı ve bu yasağın ne faydası var? Mantıklı bir açıklaması olsun. Dinimiz İslam, eğitime karşı değil, tam tersine eğitimi destekliyor. Taliban’ın bu kararından vazgeçmesini bekliyoruz” diye konuşmuştu.

Paylaşın

Afganistan’da Kızların İlkokula Gitmesi De Yasakladı

Taliban yönetimindeki Afganistan’da kızların ilkokul eğitimi almasının yasaklandığı bildirildi. Buna ek olarak kadınların camilere girmesine ve dini seminerlere katılmasına izin verilmeyeceği de belirtildi.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın aktardığın göre Taliban yetkilileri, başkent Kabil’de özel okul müdürleri, din adamları ve topluluk temsilcileriyle çarşamba günü bir araya geldi.

Buna göre yetkililer, kadın öğretmenlerin ve personelin okullarda çalışmasının da yasaklandığını duyurdu.

Taliban’dan yasağa dair resmi açıklama yapılmazken, düzenlenen görüşmede uygulamanın geçici olacağının söylendiği aktarıldı.

İlkokul çağındaki kızının karardan ötürü çok üzgün olduğunu söyleyen Afgan yurttaş Gulam Server Haydari, “Haberleri duyunca kendisini odaya kilitledi. Sürekli ağlıyor. Tüm umutları suya düştü. Bu durumdan çok yorulduk” dedi.

Buna ek olarak kadınların camilere girmesine ve dini seminerlere katılmasına izin verilmeyeceği de belirtildi.

Örgüt, salı günü de kadınların üniversitede eğitim görmesinin yasaklandığını duyurmuştu. Üniversiteye giden kadın öğrenciler, Taliban görevlileri tarafından geri gönderilmişti.

ABD’nin geçen yıl ağustosta ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil’i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti.

Örgüt katı uygulamalarla kadınların halka açık parklara girmesini ve neredeyse sağlık sektörü dışında çalışmalarını yasaklamıştı.

Kadınlar eğitim hakları için protesto düzenledi

Öte yandan Afganistan’ın Başkenti Kabil’de onlarca kadın, Taliban yönetiminin kadınlara üniversite eğitimini yasaklamasını protesto etti. Protestoya katılan bazı kadınlar güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Kadınlar, “haklar ya herkes içindir ya da hiç kimse” sloganı eşliğinde eğitim haklarını savunmak için sokaktaydı.

Başlangıçta ülkenin en büyük ve prestijli üniversitelerinden Kabil Üniversitesi kampüsü önünde yapılması planlanan protesto gösterisi, bölgeye çok sayıda silahlı güvenlik gücünün konuşlandırılması nedeniyle başka bir noktaya taşınmak zorunda kaldı.

Protestoculardan biri, birden fazla kadın protestocunun kadın polisler tarafından götürüldüğünü, ikisinin daha sonra serbest bırakıldığını, diğer birçok kadınınsa hala gözaltında tutulduğunu söyledi.

Bu yılın başlarında önde gelen kadın aktivistlerin tutuklanmasından bu yana, kadınlar tarafından düzenlenen protesto gösterisi sayısı azaldı. Katılımcılar gözaltı, şiddet ve fişlenme riskiyle karşı karşıya.

Herat Üniversitesi’nden bir gazetecilik öğrencisi, “Afgan kızlar, ölü bir topluluk haline geldi. Kan ağlıyorlar. Bize karşı tüm güçlerini kullanıyorlar. Yakında kadınların nefes almasının yasaklandığını duyurmalarından korkuyorum.” şeklinde konuştu.

Uluslararası kamuoyu, Afgan kadınların eğitim haklarının ellerinden alınmasını kınadı. “Let her learn” (Öğrenmelerine izin verin) etiketi sosyal medyada gündem oldu.

Taliban hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanı Neda Muhammed Nadim salı günü yayımlanan bir talimatla, kadınların “ikinci bir emre kadar” üniversite öğrenimlerini sürdürmelerini yasaklamıştı.

Örgütün iktidarının başlangıcında kadın hakları için verdiği sözler yerini yasaklara bıraktı. Kadınların yanlarında bir erkek akrabaları olmadan seyahat etmelerine izin verilmiyor ve evlerinden çıkarken burka ya da başörtüsü takmaları gerekiyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınların Üniversiteye Gitmesi Yasaklandı

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban’ın Bakanlar Kurulu, kadınların üniversite eğitimi almalarının “ikinci bir bildirime kadar” yasaklandığını duyurdu. Taliban’ın aldığı bu son kararla birlikte kadınların ülkede resmi eğitim alması neredeyse tamamen yasaklanmış oldu.

Taliban Geçici Hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, ülkedeki tüm kamu ve özel üniversitelere konuyla ilgili talimat gönderildiğini, Bakanlar Kurulu kararı ile kadınların üniversite eğitimi almalarının “ikinci bir bildirime kadar” yasaklandığını söyledi.

Taliban, yönetime geldikten sonra, kız çocuklarının ve kadınların ilkokul ve üniversitelerde eğitim almasına izin vermiş, orta ve lise kademelerindeki eğitimlerine devam etmelerine yasak getirmişti.

Taliban, kadınların üniversitelerde okuyabilecekleri bölümleri ise sınırlandırmış, veterinerlik, mühendislik, ekonomi, tarım ve gazetecilik kadınların eğitim almasının yasak olduğu bölümler olmuştu.

Ayrıca kadın ve erkek öğrencilerin bulunduğu alanlar katı kurallarla ayrılmış, kadın öğrencilere sadece kadın öğretmenler ders vermişti.

Taliban’ın aldığı bu son kararla birlikte kadınların ülkede resmi eğitim alması neredeyse tamamen yasaklanmış oldu.

ABD’den açıklama: “Sonuçları olacak”

Taliban’ın aldığı kadınlara üniversite eğitimi yasağı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından da tepkiyle karşılandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, dün (20 Aralık) yaptığı günlük basın toplantısında bu kararın “sonuçlarının olacağını” söyledi.

Taliban’ın aldığı kararın Afganistan nüfusunun yarısını yüksek eğitimden mahrum bırakacağını kaydeden Price, özetle şöyle konuştu:

“Ayrıca Taliban, Afgan kadınlarını daha karanlık ve kısır bir geleceğe kalıcı olarak mahkum etti. Nüfusunun yarısı keyfi olarak eğitimden alıkonulduğunda hiçbir ülke gelişemez. Eğitim, uluslararası düzeyde tanınan bir insan hakkıdır ve Afganistan’ın ekonomik büyümesi ve istikrarı için esastır. Bu kabul edilemez duruşun Taliban için önemli sonuçları olacak.”

Taliban’a kadınların üniversite eğitimlerini yasaklamasından dolayı hesap soracaklarını aktaran Price, “İşte bunu yapmak için yararlanabileceğimiz birkaç araç. Bugün daha fazla ayrıntıya giremeyeceğim” dedi:

“Taliban’ın bazı üst düzey üyeleri halihazırda belirli önlemlere tabidir. Bir örgüt olarak Taliban belirli önlemlere tabidir. Ve Taliban’ı bugünkü duyurudan sorumlu tutmak için daha neler yapabileceğimize bakacağız.”

Afganistan’da yeniden Taliban dönemi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi 31 Ağustos 2021’de tamamlandı.

Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetini deviren Taliban, 11 Eylül 2001 sonrası dönemde ABD ve koalisyon güçlerinin işgal ettiği ülkeye yirmi yıl sonra yeniden egemen oldu.

Taliban’ın ülkenin başkenti Kabil’e girmesiyle Taliban’ın hedefinde olan ve Afganistan’dan tahliye edilmeyi talep eden binlerce kişi Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’na gitmiş, havalimanındaki uzun ve yorucu bekleyiş zamanla izdihama dönüşmüştü.

Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’nda tahliye için bekleyiş sürerken, 26 Ağustos günü kalabalığı hedef alan bombalı saldırıda 13’ü ABD askeri olmak üzere en az 170 kişi yaşamını yitirdi.

Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre, havalimanındaki patlamadan sonra IŞİD saldırıları artmaya devam etti. Ülkenin her yerinde patlama meydana gelirken, özellikle Nangerhar saldırıların en çok yoğunlaştığı il oldu.

8 Ekim 2021’de Kunduz’da, 15 Ekim’de ise Kandahar’da Şii camileri cuma namazı sırasında IŞİD intihar bombacılarınca hedef alındı. Patlamalarda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti.

Paylaşın

Taliban, Burka Giymeyi Reddeden Öğrencileri Döverek Gözaltına Aldı

Afganistan’ın Bedahşan Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrenciler, burka giymeyi reddedince kampüse girişleri engellendi. Kararı protesto etmek isteyen kadın öğrenciler, Taliban güçleri tarafından dövülerek gözaltına alındılar.

Haber Merkezi / Kaynaklar, Bedahşan Üniversitesi’ne bağlı yurtta kalan başka bir kadın öğrenci grubunu da “Taliban’a ölüm” sloganları atığı için  tutukladığını da ekledi.

Kaynaklar, Taliban’ın kadın öğrencilerin üniversitede derslere girmesini engellemek için daha fazla güç kullanmaya başladığını belirtiyorlar.

Ayrıca, Herat, Belh, Kabil ve Bamyan’da kadın öğrencilerin protestoları da Taliban tarafından sert bir şekilde bastırıldı ve çok sayıda öğrenci tutuklandı.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın