1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü: İstanbul’da Yoğun Güvenlik Önlemleri

İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlaması izni vermediği için meydana çıkan tüm yollar polis tarafından kapatıldı. Meydana yürümek isteyenlere ise polis plastik mermi ve gazla müdahale ediyor.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM), Taksim Meydanı’nın emekçiler için “sembolik” anlamı olduğunu belirterek, burada yapılacak 1 Mayıs kutlamalarının yasaklanmasının hak ihlali olduğuna hükmetmişti.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri sabah erken saatlerde Saraçhane’de toplandı. İstanbul Valiliği kararıyla yasaklanan Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatılırken, bazı güzergahlarda ise TOMA araçları bekletildi.

İstanbul’da Taksim’e Saraçhane yönünden çıkmaya çalışan gruplarla polis karşı karşıya geldi. Bozdoğan Su Kemeri girişine gelen kortej burada yolun iki yönü boyunca kurulan polis barikatına takıldı. Korteje önce biber gazıyla ardından da plastik mermi ile müdahale edildi.

Geriye çekilen kortej tekrar barikatlara doğru hareket etti. Polis ise gelen kitleyi ablukaya almak için çember kurdu. Ardından polis de önceki pozisyona geri çekildi. Korteje ikinci kez gazla müdahale edilmesinin ardından polis, ‘toplantınız kanunsuz, derhal dağılın’ yönünde anonsu yaptı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Dişhekimleri Birliği’nden (TDB) oluşan 1 Mayıs Tertip Komitesi Saraçhane’deki 1 Mayıs eylemini sonlandırdığını duyurdu.

Tertip Komitesi adına Saraçhane Meydanı’nda açıklama yapıldı. Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, “Buradaki irade, bu yönetim anlayışına karşı memleketin sigortasıdır. Buradaki irade, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu adaletsiz düzene karşı Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin, halkın iradesidir. Buradaki irade, bizi yoksullaştıracak olan politikaları hayata geçirirken bizleri ‘yerli halk’ olarak görenlere karşı Türkiye halkının irade beyanıdır. Bundan sonra attıkları her adımda bu iradeyi görecekler, bu iradeyi tanıyacaklar” dedi.

Açıklamanın ardından Tertip Komitesi, eylemin sonlandırıldığını açıklarken, meydanda bulunan yurttaşlar kararı yuhalayarak tepki gösterdi.

Gözaltılar

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyesi bir grup, taşıdıkları çeşitli pankartlar ve flamalarla sloganlar atarak Beşiktaş’ın ara sokaklarından Barbaros Bulvarı’na çıkmak istedi. Çevik kuvvet ekipleri, bulvara çıkışlarına izin vermediği gruba müdahalede bulunarak, yaklaşık 20 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltı otobüslerine bindirilen HKP üyeleri, emniyete götürüldü.

Şişli Darülaceze Caddesi’nde toplanan bir grup, trafiği kapatarak Taksim’e yürümek istedi. Slogan atan gruba müdahale eden polis ekipleri, 11 kişiyi gözaltına aldı. Polis, Kurtuluş’ta slogan atarak Taksim’e yürümek isteyen Umut-Sen üyelerine de müdahale etti. Ekipler, 13 kişiyi gözaltına alarak, emniyete götürdü. Dolapdere’den Taksim’e ilerlemek isteyen bir grubun yürüyüşüne de güvenlik güçleri müsaade etmedi. Polis, uyarıya rağmen dağılmayan gruptaki 5 kişiyi gözaltına aldı.

Çeşitli sendikaların üyelerinden oluşan 6 grup da farklı zamanlarda Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi önünde toplanmaya çalıştı. Bu gruplara müdahale eden polis ekipleri, gözaltına aldığı kişileri otobüslere bindirerek emniyete götürdü. Polis ekipleri, Mecidiyeköy Büyükdere Caddesi’nde de kol kola girerek sloganlar atan 4 kişiyi gözaltına aldı.

Sendikalar ve siyasi partilerden açıklamalar

1 Mayıs Tertip Komitesi’nde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) yer aldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Ekrem İmamoğlu ile birlikte medya mensuplarına konuştu. CHP örgütünün Saraçhane’ye çağrıldığını söyleyen Özel, “Hedef Taksim Meydanı’dır” dedi.

1 Mayıs’ın tarihi kutlama merkezinin Taksim olduğunu savunan Özel, Anayasa Mahkemesi’nin 2023 yılındaki kararını bir döviz üzerinde göstererek, engellemenin Anayasal suç olduğunu söyledi. Özgür Özel, günlerdir yapılan müzakereleri anlattı ve İçişleri Bakanı’na “Doğrusunu yapın, bunu (engellemeyi) yapmayın” dediğini aktardı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Son 5 yıldır Saraçhane hak arama noktasına dönüştü. Bugün de ne tesadüftür ve ne yazıktır ki 1 Mayıs ile ilgili bir hak arama buluşmasına dönüştü Saraçhane’deki buluşma. Saraçhane’de hak arama mücadelelerinin sonu her zaman başarıyla sonuçlandı, halkın isteği oldu. Muhtemelen bunun da sonu, eninde sonunda Taksim’de bir buluşmaya dönüşecek.

Ama bugün ama seneye. Bu hak arama mücadelesini umuyorum ki bu sürece karar verenler iyi izlerler ve vicdanlarıyla, hukuka uygun davranmalarıyla bir an önce bu tür sertleşen, şehri kıskaç altına alanlar, böyle bir bayramı yok saymaya gayret eden anlayıştan vazgeçerler. Temennimiz o ama 5 yıldır Saraçhane’de halk ne diyorsa o oluyor. Muhtemelen bundan sonra da böyle bir yolculuk başlar.”

Kortejde CHP’nin dışında DEM Parti, TİP, TKP, Sol Parti, Emek Partisi de yer aldı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Kutluyoruz, ‘bijî yek gulan’ diyoruz. DEM Parti, tabanımız, kitlemiz, emekçiler, Kürt yoksulları olarak, Taksim’de Türkiye emekçileriyle dayanışmak için bugün buradayız. Çok iyi biliyoruz ki işçilerin mücadelesiyle demokrasi ve özgürlük mücadelesini biraraya getirebilirsek güçlü bir mücadele zemini yaratabiliriz.

Bu ülkedeki yoksulluğu, yolsuzluğu, işçinin, emekçinin çekmiş olduğu zulmü bitirebiliriz. Önümüzdeki günlerde Kürt halkının hak arama mücadelesiyle, Türk emekçilerinin, yoksullarının, işçilerinin mücadelesinin ortak bir zeminde buluşmasının mücadelesini daha fazla vereceğiz. İşçiler, emekçiler, Kürtler, Aleviler, gençler ve kadınlar güçlü bir mücadele zemininde bir araya gelebilirlerse yaşamış olduğumuz yoksulluğu ve zulmü bitirmek bizim ellerimizdedir” dedi.

KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, “Öyle bir şiddet uygulandı ki kitleye ileriye yönlendiremiyoruz. Yöneticiler bu sorumluluğu nasıl alıyor? Polisi çeksinler Taksim’i açsınlar, bu önlemler nedeniyle yürüyemiyoruz. Yürümeye çalışmak başka riskler yaratacak” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, “5 kere görüştük, vali izin vermiyor, İçişleri Bakanı izin vermiyor diyor polis. Sendikaları dinlemiyorlar, kitle örgütlerini dinlemiyorlar, otoriter rejim bu işte. 1 Mayıs dünyanın her yerinde kutlanıyor, bir tek burada kutlanamıyor. Mevcut anayasaya uymayan bir siyasi iktidar, yurttaşlarına yeni sivil anayasa diyor, açın bu Taksim’i…” sözleriyle açıklamasını sürdürdü.

1 Mayıs ve Taksim Meydanı

Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk defa 1911 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan Selanik’te kutlanırken İstanbul’daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleştirildi. 1923 yılında 1 Mayıs’ın yasal olarak İşçi Bayramı ilan edilmesinden bir yıl sonra hükûmet, kutlamaların kitlesel olarak gerçekleştirilmesini yasakladı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile de İşçi Bayramını kutlamaları tamamen yasaklandı.

Cumhuriyet döneminde yükselişe geçen işçi hareketi tarafından uzun yıllar kutlanamayan 1 Mayıs, ilk defa 1976 yılında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğünde yüz bini aşkın kişinin katılımı ile Taksim Meydanında gerçekleştirildi. 1977 yılına gelindiğinde ise Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu daha kitlesel bir kutlama için hazırlıklara başladı.

Tertip Komitesi ile İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyeti arasında yapılan görüşmeler sonucu iç güvenliği DİSK’in, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı dış güvenliği ise emniyet güçlerinin sağlaması konusunda anlaştılar. Ulaşım kolaylığı ve merkezi konumu nedeniyle kutlama yerinin Taksim Meydanı olması konusunda da anlaşma sağlandı.

Bu süreçte, DİSK’in politikalarına karşı çıkan bazı Maoist gruplar da DİSK’in bu 1 Mayıs kutlamalarına katılmak istediklerini belirtmişlerdi. DİSK ise, kendi disiplinlerini bozacağını ve olay çıkaracağını düşündüğü bu grupların kutlamaya katılmalarını istemedi. Buna karşın söz konusu gruplar zorla da olsa Taksim Meydanı’na gireceklerini ilan ettiler. Bu koşullarda, 1 Mayıs öncesi dönemin gazetelerinin bazılarında 1 Mayıs’ta olayların çıkacağı, insanların ölebileceği yönünde köşe yazıları yayınlandı.

1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul’a gelenler ile birlikte yüz binlerce kişi Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara katıldı. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürdü, konuşmalar da uzadı.

Saat 19.00 sularında dönemin DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde Saraçhane tarafından Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşün sonunda Sular İdaresi arkasına kadar gelen Maocu gruplar kordon oluşturmuş DİSK güvenlik görevlileriyle çatışmaya girerek ateş açmaya başladılar. Bunun ardından tüm Taksim Meydanı’nı saran silah sesleri duyulmaya başlandı.

Gerek DİSK gerekse kutlamaya katılan çeşitli kuruluşlardan Sular İdaresi binasının üstünden ve Intercontinental Oteli’nin (bugün The Marmara Oteli) üst katlarından ateş açıldığı iddialarında bulunuldu. Taksim Meydanı’nın dolduran kalabalık panik halinde kaçmaya çalışırken polis de ses bombaları ve panzerlerle kalabalığa müdahale etmeye başladı.

Meydandan kaçmak için Kazancı Yokuşu’na yönelen büyük bir kalabalık park edilmiş DİSK üyesi Teknik-İş sendikasına ait bir kamyonun önünde sıkışınca burada birçok kişi ezildi. Sonuç olarak, 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi silahla vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak toplamda 34 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. DİSK’in yayınladığı listede ise 36 kişinin öldüğü belirtildi.

Olay sonrası 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamayarak serbest bırakıldılar. Tertip komitesi, bazı sendika ve sol gruplardan 98 kişi hakkındaki yargılamalar 14 yıl boyunca sürdü. Bu yargılamalardan kimse ceza almadı. Emniyet veya devlet yetkililerinden herhangi birinin yargılanmadığı dava zaman aşımına uğrayarak düştü. Bunun üzerine dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. Bugüne kadar ateşi kimlerin açtığı tam olarak belirlenememiş ve olay aydınlatılamadı.

1980 askeri darbesinin yasaklarından 1 Mayıs da kurtulamadı. 7 yıl boyunca işçi kutlamalarına izin verilmedi.  1987’de sadece milletvekillerinden oluşan bir grup Taksim anıtına çelenk bırakabildi. 1989 ve 1990’daki kutlama girişimlerinde bir işçi hayatını kaybederken bir üniversite öğrencisi felç oldu.

2010, işçi bayramının yeniden binlerce kişi ile kutlandığı ilk yıldı. Taksim Meydanı’nı 200 bin kişi doldurdu, görkemli bir kutlama gerçekleştirildi. Fakat 2013’te mügelerin yerini yine göz yaşartıcı bombalar ve şiddet aldı. Sendikaların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlama ısrarı göstericilerle güvenlik güçlerini karşı karşıya getirdi.

1 Mayıs İşçi Bayramı

İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar.

Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlandı.

Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin, Kuzey Kore, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.

Paylaşın

Taksim Meydanı Bu Yıl Da 1 Mayıs’a Kapalı

İstanbul Valiliği, bu yılda da 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin vermedi. DİSK, KESK, TMMOB, TTB, TDB ve CHP, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına yönelik açıklamalarda bulunmuştu.

Haber Merkezi / İstanbul Valiliği, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne sayılı günler kala Taksim Meydanı kararını açıkladı.

İstanbul Valisi Davut Gül, önümüzdeki çarşamba gününe denk gelen 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı ile ilgili olarak “Taksim bu tür etkinliklerin tamamına kapalı. Talep eden herkese Taksim’de kutlamaların olmayacağını ilettik. Taksim’in dışındaki bir alanda kutlanacak” dedi.

Vali Gül, kutlamalar için belirlenecek alanın bu hafta içi duyurulacağını da belirtti.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) ve CHP 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına yönelik açıklamalarda bulunmuştu.

1 Mayıs ve Taksim Meydanı

Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk defa 1911 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan Selanik’te kutlanırken İstanbul’daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleştirildi. 1923 yılında 1 Mayıs’ın yasal olarak İşçi Bayramı ilan edilmesinden bir yıl sonra hükûmet, kutlamaların kitlesel olarak gerçekleştirilmesini yasakladı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile de İşçi Bayramını kutlamaları tamamen yasaklandı.

Cumhuriyet döneminde yükselişe geçen işçi hareketi tarafından uzun yıllar kutlanamayan 1 Mayıs, ilk defa 1976 yılında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğünde yüz bini aşkın kişinin katılımı ile Taksim Meydanında gerçekleştirildi. 1977 yılına gelindiğinde ise Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu daha kitlesel bir kutlama için hazırlıklara başladı.

Tertip Komitesi ile İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyeti arasında yapılan görüşmeler sonucu iç güvenliği DİSK’in, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı dış güvenliği ise emniyet güçlerinin sağlaması konusunda anlaştılar. Ulaşım kolaylığı ve merkezi konumu nedeniyle kutlama yerinin Taksim Meydanı olması konusunda da anlaşma sağlandı.

Bu süreçte, DİSK’in politikalarına karşı çıkan bazı Maoist gruplar da DİSK’in bu 1 Mayıs kutlamalarına katılmak istediklerini belirtmişlerdi. DİSK ise, kendi disiplinlerini bozacağını ve olay çıkaracağını düşündüğü bu grupların kutlamaya katılmalarını istemedi. Buna karşın söz konusu gruplar zorla da olsa Taksim Meydanı’na gireceklerini ilan ettiler. Bu koşullarda, 1 Mayıs öncesi dönemin gazetelerinin bazılarında 1 Mayıs’ta olayların çıkacağı, insanların ölebileceği yönünde köşe yazıları yayınlandı.

1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul’a gelenler ile birlikte yüz binlerce kişi Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara katıldı. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürdü, konuşmalar da uzadı.

Saat 19.00 sularında dönemin DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde Saraçhane tarafından Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşün sonunda Sular İdaresi arkasına kadar gelen Maocu gruplar kordon oluşturmuş DİSK güvenlik görevlileriyle çatışmaya girerek ateş açmaya başladılar. Bunun ardından tüm Taksim Meydanı’nı saran silah sesleri duyulmaya başlandı.

Gerek DİSK gerekse kutlamaya katılan çeşitli kuruluşlardan Sular İdaresi binasının üstünden ve Intercontinental Oteli’nin (bugün The Marmara Oteli) üst katlarından ateş açıldığı iddialarında bulunuldu. Taksim Meydanı’nın dolduran kalabalık panik halinde kaçmaya çalışırken polis de ses bombaları ve panzerlerle kalabalığa müdahale etmeye başladı.

Meydandan kaçmak için Kazancı Yokuşu’na yönelen büyük bir kalabalık park edilmiş DİSK üyesi Teknik-İş sendikasına ait bir kamyonun önünde sıkışınca burada birçok kişi ezildi. Sonuç olarak, 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi silahla vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak toplamda 34 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. DİSK’in yayınladığı listede ise 36 kişinin öldüğü belirtildi.

Olay sonrası 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamayarak serbest bırakıldılar. Tertip komitesi, bazı sendika ve sol gruplardan 98 kişi hakkındaki yargılamalar 14 yıl boyunca sürdü. Bu yargılamalardan kimse ceza almadı. Emniyet veya devlet yetkililerinden herhangi birinin yargılanmadığı dava zaman aşımına uğrayarak düştü. Bunun üzerine dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. Bugüne kadar ateşi kimlerin açtığı tam olarak belirlenememiş ve olay aydınlatılamadı.

1980 askeri darbesinin yasaklarından 1 Mayıs da kurtulamadı. 7 yıl boyunca işçi kutlamalarına izin verilmedi.  1987’de sadece milletvekillerinden oluşan bir grup Taksim anıtına çelenk bırakabildi. 1989 ve 1990’daki kutlama girişimlerinde bir işçi hayatını kaybederken bir üniversite öğrencisi felç oldu.

2010, işçi bayramının yeniden binlerce kişi ile kutlandığı ilk yıldı. Taksim Meydanı’nı 200 bin kişi doldurdu, görkemli bir kutlama gerçekleştirildi. Fakat 2013’te mügelerin yerini yine göz yaşartıcı bombalar ve şiddet aldı. Sendikaların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlama ısrarı göstericilerle güvenlik güçlerini karşı karşıya getirdi.

1 Mayıs İşçi Bayramı

İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar.

Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlandı.

Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin, Kuzey Kore, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.

Paylaşın

AYM’den Dikkat Çeken Karar: 1 Mayıs’ta Taksim Yasağı Hak İhlali Değil

DİSK’in 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda düzenlenmesine izin verilmemesine ilişkin başvurusunu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine’ oy çokluğuyla hükmetti. 

‘İhlal yok’ kararına Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ile üyeler Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, M. Emin Kuz ve Kenan Yaşar karşı oy kullandı.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının Taksim Meydanı’nda düzenlenmesine izin verilmemesine ilişkin başvurusunu karara bağladı.

DİSK’in ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği’ iddiasını ‘kabul edilebilir’ bulan mahkeme, yargılamanın sonunda ise oy çokluğuyla bu hakkın ‘ihlal edilmediğine’ hükmetti.

2015-2017 arasındaki terör saldırıları sıralandı, İstanbul Valiliği’nin kutlamalar için diğer meydanları adres gösterdiği açıklamasına atıf yapıldı.

2009 yılında ilk kez Taksim’e 1 Mayıs kutlamasına izin verildiğinin de hatırlatıldığı kararda yine de yasaklama kararının ‘kamu düzeninin korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı” sonucuna varıldığı belirtildi.

Oy çokluğuyla karar

Sonuç olarak Yüksek Mahkeme, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine’ oy çokluğuyla hükmetti.

‘İhlal yok’ kararına Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ile üyeler Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, M. Emin Kuz ve Kenan Yaşar karşı oy kullandı.

“Mülki amire verilen toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerleri ve güzergahı belirleme yetkisi mutlak değil”

Arslan karşı oy yazısında şunları kaydetti:

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bu hakkın kullanılacağı yer ve güzergahı seçme konusundaki tercih hakkını da içermektedir. Bu nedenle ilgili kanun hükümlerinin tercih hakkını ortadan kaldıracak veya etkisiz hale getirecek şekilde yorumlanmaması gerekmektedir… Mülki amire verilen toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerleri ve güzergahı belirleme yetkisi mutlak değil.

Devletin toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanları ve hakkın kullanıldığı yerde yaşayan diğer bireyleri şiddet eylemlerine karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle kamu düzenini bozacak nitelikte bir tehlike veya tehdidin bulunması ve bunun daha hafif tedbirlerle bertaraf edilememesi durumunda son çare olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı sınırlanabilir.

Bununla birlikte devlete düşen görev her türlü güvenlik tedbirini alarak anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sağlamak için uygun ortamı sağlamaktır.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

1 Mayıs’ta Taksim’e Çıkmak İsteyenlere Gözaltı

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde” İşçi ve emekçilerin türküsünün, 1 Mayıs’la özdeşleşen dizeleri…

1 Mayıs’ta İstanbul’un farklı noktalardan Taksim’e çıkmak isteyen işçiler ve öğrenciler gözaltına alındı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) gözaltıların 100’e ulaştığını bildirdi.

ÇHD’nin aktardığına göre sabah saatlerinde Öğrenci Kolektifleri ve Üniversiteli Feminist Kolektif üyesi 5 öğrenci Taksim Meydanı’na yürürken gözaltına alındı.

Ardından da ÇHD gözaltına alınan grupları şöyle duyurdu:

Kafe – Bar Çalışanları Dayanışması, Toplumsal Özgürlük Partisi, Halkevleri, Gençlik Komitesi, Devrimci Hareket, Mücadele Birliği, Devrimci Parti, İnşaat-İş, Enerji-Sen ve Emeğin Gücü.

Sabah saatlerinden itbaren gözaltına alınanlar sağlık kontrolü için Bayrampaşa Hastanesine götürülüyor.

Gazetecilere de engel var

Taksim’de haber takibi yapan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Doğan Kaynak ve Jinnews muhabiri Rozerin Gültekin de işçilerle birlikte gözaltına alınanlardan. Gözaltı aracına bindirilen gazetecilerin telefonlarını alan polis bir süre sonra gazetecileri serbest bıraktı.

Paylaşın