Dikkat Çeken Araştırma: Gençlerde Sosyal Medya Bağımlılığı Yoksullukla İlişkili

Sosyal medya bağımlılığıyla ilgili bir anket üzerinden kullanıcıların maddi durumları analiz edildi. Bulgular, daha yoksul ergenlerde sorunlu sosyal medya kullanımı ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösterdi. Uzmanlar sorunun, ekonomik eşitsizliğin daha fazla olduğu okullardaki gençlerde daha yaygın olduğunu bildirdi.

Sorunlu sosyal medya kullanımıyla gelir eşitliği arasındaki bağlantı, sadece ailesinin kendisine az destek verdiğini söyleyen gençlerde görüldü. Araştırma ekibi bulguların arkasındaki nedenlerden biri olarak, yoksul gençlerin fotoğraf ve videoları statü ve güçle eş tutukları için paylaşmaya daha yatkın olmasını düşünüyor.

Bilim insanları gençlerde sosyal medya bağımlılığının yoksullukla ilişkili olduğunu ortaya koydu.

Information, Communication and Society adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırma, düşük gelirli aileden gelen ergenlerin, sosyal medya bağımlılığını gösteren davranışları gösterme ihtimalinin daha fazla olduğunu gösterdi.

Uluslararası bir ekibin çalışmasında, aralarında Türkiye’nin de olduğu 43 ülkeden 179 bini aşkın öğrenci incelendi.

Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarını kullanmadığında kötü hissetme, daha az kullanmayı deneyip başaramama, olumsuz duygulardan kaçmak için kullanma gibi davranışlardan en az 6’sı olan çocukların sorunlu sosyal medya kullanımı sergilediği belirtildi.

Sosyal medya bağımlılığıyla ilgili bir anket dolduran çocukların maddi durumları da analiz edildi.

Bulgular, daha yoksul ergenlerde sorunlu sosyal medya kullanımı ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösterdi. Uzmanlar sorunun, ekonomik eşitsizliğin daha fazla olduğu okullardaki gençlerde daha yaygın olduğunu bildirdi.

Sorunlu sosyal medya kullanımıyla gelir eşitliği arasındaki bağlantı, sadece ailesinin kendisine az destek verdiğini söyleyen gençlerde görüldü.

Araştırma ekibi bulguların arkasındaki nedenlerden biri olarak, yoksul gençlerin fotoğraf ve videoları statü ve güçle eş tutukları için paylaşmaya daha yatkın olmasını düşünüyor.

Uzmanlar “Adım atın” çağrısı yaptı

Michela Lenzi, Frank J. Elgar ve Claudia Marino gibi araştırmacıların imza attığı araştırmada hükümetlerin yeni stratejiler geliştirerek gençlere yardım etmesi gerektiği savunuldu.

Uzmanlar etkin politikalar geliştirerek, gençlerin zararlı davranışlarını bir nebze de olsa önlenebileceğini ifade etti.

Araştırmanın başyazarı Lenzi de yetkililere yaptığı çağrıda “Eşitsizlikleri azaltmak ve ergenlerin sağlıksız sosyal medya kullanım davranışlarını kısıtlamak için adım atılmalı” dedi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Kovid 19’da Sosyal Medya Nasıl Bir Rol Oynadı?

Koronavirüs (Kovid 19) salgının başladığı dönemden itibaren pek çok kişi, salgına ilişkin bilgi edinmek ve gelişmeleri takip etmek için sosyal medyaya yöneldi. Bu davranış, hem olumlu hem de olumsuz yönlere sahipti.

Haber Merkezi / Yeni tip koronavirüs (Kovid 19), dünya genelinde ciddi bir akut solunum sendromu koronavirüs 2’ye (SARS-CoV-2) neden olurken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Mart 2020’de koronavirüsü bir halk sağlığı acil durumu olarak ilan etti.

Kovid 19 pandemisi ile ilişkili ölümler dünya genelinde yüzde 2 ile yüzde 3 arasında bir orana ulaştı. Bu, yirminci yüzyılın başlarında meydana gelen İspanyol Gribi salgınından daha yüksek (H1N1) bir orandı.

Kovid 19 salgının başladığı dönemden itibaren pek çok kişi, salgına ilişkin bilgi edinmek ve gelişmeleri takip etmek için sosyal medyaya yöneldi.

Sosyal medya ve Kovid 19

Sosyal medya ve diğer dijital platformlar, bilgi sağlama ve iletişim kurmaya hizmet eden araçlardır. Ancak sosyal medya ve diğer dijital platformlarda Kovid 19’a ilişkin yanlış bilginin yayılması, virüsün kendisi kadar halk sağlığı için bir tehdit olarak görüldü.

Yanlış bilgi, toplumun güvenini aşındırarak, Kovid 19 salgının yayılmasını kontrol etme girişimlerini baltalayarak pandemiye verilen küresel tepkinin azalmasına hizmet etti.

Ayrıca, sosyal medyada ve diğer dijital platformlardaki Kovid 19 ve ilişkili ölümler hakkında karamsar bilgilerin yaygınlığı, zihinsel sağlık risklerini de artırdı.

Zihinsel stresi gidermek için sosyal medya ve ve diğer dijital platformlar kullanımından elde edilen fayda, sosyal medyanın aşırı kullanılması sonucunda tersine döndü.

Sosyal medya ve diğer dijital platformların en büyük avantajı bilgiye erişim kolaylığı sağlamasıdır. Bu kolay erişilebilirlik, kullanıcıya geniş fırsatlar sunmaktadır.

Kilit bilgilerin sağlanması, pandeminin zihinsel sağlık sonuçlarını azaltmaya yardımcı oldu. Kolay ve hızlı bilgiye ulaşmaya ek olarak, bu platformlar bir rahatlama aracıdır. Salgın gibi durumlarda bu zihinsel rahatlama çok önemli bir durumdur.

Z Kuşağı ve Sosyal Medya

Y kuşağı ve Z kuşağına mensup üyeler, diğer gruplara kıyasla sosyal medya ve diğer dijital platformlarla etkileşime girme olasılıkları daha yüksek. Y kuşağı ve Z kuşağına mensup üyeler, günde ortalama 5 dijital platformla etkileşime girmektedirler. Örneğin, TikTok, Twitter, Facebook, Instagram ve We Chat.

Uluslararası bir araştırma, yaygın algının aksine, bilimsel haber ve içeriğin, kişisel bilgiler, görseller, diğer makaleler ve doğası gereği potansiyel olarak ilgili olabilecek diğer bilgi türlerine kıyasla en fazla paylaşılmaya değer bilgi olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, ayrıca, sahte haberlere karşı kullanıcıların farkındalığının yüksek olduğu da tespit edildi.

Sonuç olarak, dijital teknolojiler, Kovid 19 salgını gibi benzeri görülmemiş zor durumlarda hem avantajlar hem de dezavantajlar sunmaktadır.

Sosyal medya ve diğer dijital platformların oluşturabileceği potansiyel risklere ilişkin farkındalığın artması, bu platformların kullanımını olumlu ve faydalı bir şekilde daha etkin bir şekilde yönlendirmemize yardımcı olabilir.

Paylaşın

S. Arabistan’da Sosyal Medya Kullanan Kadına 45 Yıl Hapis Cezası

Suudi Arabistan mahkemesi bu ay içinde ikinci kez bir kadını sosyal medya faaliyetlerinin ülkeye zarar verdiği gerekçesiyle cezalandırdı. 45 yıl hapis cezası olarak verilen mahkumiyet, bu ay içinde ülkede verilen ikinci benzer ceza oldu. 

Suudi Arabistan’ın en büyük kabilelerinden birinden gelen ve eylemciliğe ilişkin bir geçmişi bulunmayan Nura bin Said al Kahtani’nin sosyal medya kullanımı başına dert açtı.

Associated Press ve insan hakları grupları tarafından incelenen dava tutanağına göre Kahtani sosyal medyadaki faaliyetleriyle “toplumun uyumunu bozmak” ve “sosyal dokuyu istikrarsızlaştırmak”la suçlandı.

Kahtani’nin sosyal medya paylaşımlarının ne olduğu ya da duruşmanın nerede yapıldığı bilinmiyor. Washington merkezli Arap Dünyası İçin Şimdi Demokrasi (DAWN) aldı insan hakları örgütü Kahtani’nin 4 Haziran 2021’te gözaltına alındığını bildirdi.

Riyad’da genellikle siyasi ve ulusal güvenlik davalarına bakan özel bir ceza mahkemesi Kahtani’nin önceki mahkumiyeti temyizi sırasında ülkenin geniş kapsamlı terörle mücadele ve siber sularla ilgili yasalarına karşı gelmekten suçlu buldu ve 45 yıl hapse mahkum etti.

Ağustos ayında İngiltere’de üniversite öğrencisi olan Salma el-Şehab tatil için ülkesi Suudi Arabistan’a gittiğinde yine sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 34 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

İngiliz yayın kuruluşu BBC, Suudi Arabistan’da geçen yıldan bu yana sosyal medya kullanımı dolayısıyla daha birçok kadının tutuklu olduğunun sanıldığını aktardı.

“Yeni bir dalganın başlangıcı”

DAWN bölge direktörü Abdullah Alaoudh bu gelişmeyi “yeni hakimlerce özel mahkemede görülen yeni bir ceza ve mahkumiyet dalgasının başlangıcı” olarak tanımladı.

Yine Washington merkezli başka bir insan hakları grubu olan Özgürlük Girişimi, Kahtani’nin cezasının “aşırı uzun” olduğuna dikkat çekti.

Grubun araştırma direktörü Allison McManus, “Bu cezaları Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın uluslararası toplumda meşruiyet kazandığı bir dönemde yaşanmasını görmezden gelmek çok zor” ifadelerini kullandı.

Sosyal medya cezaları kadınlara ilk defa araba kullanma hakkı gibi yeni özgürlükler tanıyan aşırı muhafazakar İslam ülkesinde Prens Muhammed’in muhalefeti bastırma girişimine yeniden dikkat çekti.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de İstanbul’daki Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmesinin ardından ülkenin “dışlanması” gerektiğini ifade eden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden petrol zengini krallığa temmuz ayında resmi ziyarette bulunarak  Prens Muhammed ile görüşmüştü.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, En Çok TikTok Kullanıcısı Olan Dokuzuncu Ülke

‘We Are Social’ platformunun verileri, 26.5 milyon kullanıcıyla Türkiye’nin, en çok TikTok kullanıcısı olan ülkeler listesinde dokuzuncu sırada olduğunu ortaya koydu.

İnternet hizmetleri konusunda araştırmalar yapan ‘We Are Social’ adlı platformun verilerine göre dünya genelinde bir milyardan fazla kullanıcısı olan TikTok’ta Türkiye’den 26.5 milyon kullanıcı bulunuyor.

Türkiye, dünyada en çok TikTok kullanıcısı olan dokuzuncu ülke.

Cumhuriyet’ten Kader Çukay’ın haberine göre uzmanlar TikTok’un uzun süre kullamınında gençlerin üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu belirtti.

Çocuk ve ergen psikiyatristi Prof. Dr. Nursu Çakın Memik, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerinde zararlı etkilere sahip olduğunu kaydetti:

“Sosyal medyada belirli yaş sınırlamalarının olması gerek. Çünkü risklerle dolu bir mecra. Çocuklar burada olanları gerçekmiş gibi algılıyor. Ünlü olma çabasına girip beğeni ve izlenme sayılarının fazla olmasını istiyor. Bu dönemde mutlaka bir erişkinin kılavuzluğuna ihtiyaç duyarlar.

Sosyal ortamlarda şiddet uygulanınca birey şiddeti normal olarak görmeye başlar. Sonrasında kişi büyüdüğünde şiddet alışkanlık haline gelebilir. Bu nedenle gelecekte şiddet anlamında risk artar. Hem zorbalık hem de mağdur olma durumu sosyal medyayla birlikte artar.”

Paylaşın

Yeni Tehlike: Sosyal Medya Yorgunluğu

Sürekli aktif, enerjik ve neşeli olmak, daima mükemmel görünmek… Sosyal ağlar hayli yorucu olabiliyor. Bu yüzden pek çok ünlü “dijital perhize” giriyor. Sıradan insanlar bile sosyal medya molasına ihtiyaç duyabiliyor.

Yaklaşık altı hafta boyunca aktör Tom Holland’ın sosyal medya hesapları sessizliğe büründü. Gişe rekortmeni “Örümcek Adam” filminin ünlü oyuncusu, geçtiğimiz günlerde nihayet Instagram’da yeni bir video yayınlandı. Ancak bu, hayranlarına ve takipçilerine veda etmek içindi.

26 yaşındaki oyuncu, “Akıl sağlığımı korumak için sosyal medyaya ara verdim. Çünkü Instagram ve Twitter’ı çok kışkırtıcı ve bunaltıcı buluyorum” diye konuştu. İnternette kendisiyle ilgili şeyler okuduğunda çılgına döndüğünü anlatan Holland, “Neticede bu benim ruhsal durumuma çok zarar veriyor” itirafında bulundu.

Sosyal medya perhizi yapan ünlüler

Son yıllarda sosyal medya aktivitelerine bilinçli olarak uzun bir ara veren ünlülerin listesi oldukça uzun: Ed Sheeran, Britney Spears, Miley Cyrus, Selena Gomez ve Justin Bieber bunlardan sadece bazıları. Kimisi bu adımı “sosyal medya perhizi” olarak adlandırıyor, kimisi buna “dijital detoks” kimisi de “sosyal mola” diyor. Gerekçeler ise birbirinden farklı: Çok sayıda nefret yorumu, çok fazla aktif ekran süresi, sürekli göz önünde bulunmak, istem dışı viral olmak, alaya alınmak… Liste bu de şekilde uzayıp gidiyor.

Sadece sanatçılar değil, bazen politikacılar da sosyal medyayla köprüleri atabiliyor. Örneğin Federal Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, 2019’da Twitter hesabını askıya aldı ve bugüne kadar da yeniden aktifleştirmedi.

Depresyon – şöhret ikilemi

Dijital mola verme arzusu, sıradan kullanıcılar arasında da giderek yayılıyor. Alman Enformasyon Teknolojileri Birliği (Bitkom) tarafından yapılan bir ankete göre, Almanya’daki insanların onda biri 2022 yılında daha fazla “internetsiz zaman” geçirmek istiyor. Yaklaşık yüzde 43’lük bir kesim ise kendini daha iyi hissetmek için geçmişte dijital mola verdi.

Peki sosyal medya gerçekten zararlı mı? Instagram, Twitter ve benzer platformların etkilerini inceleyen çok sayıda çalışma mevcut. Örneğin Bath Üniversitesi, 2022 baharında yaptığı bir araştırmada, sadece bir haftalık bir dijital molanın bile genel refahı artırdığını, kaygı ve depresyonu azalttığını ortaya koydu.

Diğer çalışmalar da kullanım süresi ile depresyon arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Ancak, hangisinin neden, hangisinin ise sonuç olduğunu kanıtlamak zor. Zira depresyon eğilimi olan kişilerin, sosyal medya ile daha sık meşgul olması kuvvetle muhtemel.

Abu Dabi Üniversitesi tarafından 2019 yılında yürütülen çalışma gibi diğer pek çok araştırma, dijital detoksun olumsuz sonuçlarını da ortaya koyuyor: Katılımcılar, sosyal medyadan uzak durdukları süre boyunca daha fazla stres ve yalnızlık yaşıyor.

DW’nin “Schau hin” adlı girişiminden medya koçu Kristin Langer, “Sosyal medyada ne zaman, nasıl ve ne kadar süreyle vakit geçireceğimiz konusunda irade ortaya koymamız önemli. Dijital dünyanın anlık bildirimleri ve hatırlatıcıları gibi mekanizmalar tarafından abluka altına alınmamalıyız. Yine de aşırı sosyal ağ dozajına izin veriliyorsa kullanıcı bunun bilincinde olmalıdır” diyor.

Langer, sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkisinin, her bir kullanıcının kişiliği ile de doğrudan ilgili olduğunu vurguluyor. Bazı insanlar sosyal ağlardan pozitif etkilenirken, kimileri ise fenomenlerin paylaşımlarında sergilenen lüks ve ışıltılı yaşam tarzı karşısında mutsuzluk ve kıskançlık hissine kapılabiliyor.

Tartışmalı bir uygulama: Be real!

Bazen gerçekler, fenomenlerin paylaşımlarındaki gibi kusursuz ve parlak olmayabiliyor. Yani paylaşılan video veya görseller ya belirli bir senaryoya göre kurgulanabiliyor ya da görüntü düzenleme yazılımlarıyla her şey olduğundan daha farklı sunulabiliyor.

Fransa’da geliştirilen yeni bir uygulama, sosyal medya dünyasındaki göz boyamaya son vermeyi amaçlıyor. “Be real” (Gerçek ol) adlı uygulama, hiçbir görüntünün sonradan düzenlenmesine izin vermiyor. Yani görsellere filtre konulamıyor ya da görüntüler kurgulanamıyor. Ayrıca arka arkaya birkaç kez gönderi yapılması da engelleniyor. “Be real” uygulamasının hedefi, kullanıcıların yaşamlarına ilişkin sadece gerçek kesitleri takipçileriyle paylaşmalarını sağlamak.

Uygulama, kullanıcılardan bir mesaj aracılığıyla iki dakika içinde bir fotoğraf çekmelerini istiyor. Mesajın ne zaman geleceği ise önceden bilinmiyor. Sabah erken veya akşam geç saatler de dahil, aniden gelen bu mesaja hemen reaksiyon gösterilmesi gerekiyor. Böylece ilgili sosyal ağdaki arkadaşlar veya takipçiler, kişinin o anki gerçek halini görebiliyor. Kişi o sırada evini temizliyor ya da tırnaklarını kesiyor olabilir. Uygulamadan mesaj gelir gelmez, iki dakika içinde anlık durumun fotoğrafı çekilmek zorunda. Hemen tepki verilmeyip daha sonra paylaşım yapıldığında ise söz konusu görsel, “Be real” uygulaması tarafından “gecikmiş” ibaresiyle damgalanıyor.

Ancak “Schau hin” girişimi, bu uygulamanın tartışmalı, hatta sakıncalı yönleri olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. Özellikle gençlerin, sırf “gecikmiş” damgası yememek için uygunsuz bir durumdayken aceleyle paylaşım yapıp daha sonra bundan pişman olabileceklerine ya da görüntülenmek istemeyen başka kişilerin de resimde yer almasının doğurabileceği çeşitli sorunlara dikkat çekiliyor. Ayrıca uygulamanın her an günlük fotoğraf bildirimi gönderebileceği beklentisi, kullanıcıların sürekli olarak diken üstünde olmasına ve strese kapılmasına da neden olabilir.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

İşverenle İlgili Sosyal Medya Paylaşımı İfade Özgürlüğü

Anayasa Mahkemesi (AYM), sosyal medya paylaşımları sebebiyle işten çıkarılan işçinin, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

AYM’nin Kadri Eroğul’un başvurusuyla ilgili gerekeli kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı. Karar, yeniden yargılama yapılmak üzere, iş akdinin feshini onaylamış olan Kütahya 1. İş Mahkemesine gönderilecek.

“Dernek başkanlığı görevinin de bir gereği”

Gerekçeli kararda, Eroğul’un, alt işverene bağlı olarak kurumda çalışmasının yanı sıra kamu kurumunda çalışan taşeron işçilere yönelik faaliyet gösteren bir derneğin (Kamu Taşeron Çalışanları Derneği/KATAŞ-DER) genel başkanlığı görevini de sürdürdüğü bilgisi yer aldı:

“Bu bağlamda başvurucunun taşeron işçilere ilişkin meselelerde bildireceği görüşlerin taşeron işçi kimliğinin ötesinde yürütmekte olduğu dernek başkanlığı görevinin de bir gereği olarak -temsil ettiği sivil toplum kuruluşunun ilgi alanındaki- toplumsal meseleleri de kapsadığı kabul edilmelidir.”

“Mahkeme, sözlerine farklı anlamlar yükledi”

AYM, paylaşımlarda kimsenin kişisel olarak hedef alınmadığının da altını çizdi:

“Başvurucu [Eroğul], paylaşımında genel nitelikli ‘yönetici’ kavramını kullanmış ancak sözlerinin belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi bir ifade kullanmamıştır. Mahkemeler ise başvurucunun taşeron işçi olmasını ve ceza davasına katılanların da başvurucu ile aynı kurumda yönetici olmasını gerekçe göstererek sözlerin muhataplarından bir kısmının kurum yöneticileri olduğunu kabul etmiştir.

Derece mahkemelerinin başvurucunun asıl amacının kurum yöneticilerini küçük düşürmek olduğunu kabul etmesi ancak başvurucunun kullandığı kelimelere onun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi ile mümkün olmuştur.”

“Eleştirilerini abartılı şekilde ortaya koymuş”

Kararda, ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiği belirtildi:

“Kaldı ki başvurucu, kullandığı ifadelerde taşeron işçilere yönelen baskının ancak ‘yöneticilik ve insanlık vasıfları taşımayan kişiler’ tarafından yapılabileceğini iddia etmiş; eleştirilerini abartılı bir şekilde ortaya koymuştur.

Anayasa Mahkemesi pek çok kararında ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiğini kabul etmiştir. Bu nedenle somut olaya konu ifadeler açısından da Anayasa Mahkemesinin önceki değerlendirmelerinden ayrılmayı gerektiren bir durum olduğu söylenemez.

Nihayetinde derece mahkemeleri, somut olaya konu ifadelerin iş akdinin feshedilmesi gibi son derece ağır ve en son çare olarak düşünülebilecek bir müdahaleye başvurmayı gerektirir nitelikte olduğunu objektif ve ikna edici bir biçimde ortaya koyamamıştır.”

Ne olmuştu?

Kadri Eroğul, özel bir şirkete (taşeron) bağlı olarak Halk Sağlığı Müdürlüğünde belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışıyordu.

Facebook hesabından taşeron işçilerin gördüğü baskıları ve yöneticileri konu eden “Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları…” ifadelerini de içeren kişisel bir paylaşımda bulundu.

Bu paylaşımdan dolayı bazı Kurum yöneticileri başvurucudan şikâyetçi oldu ve açılan davada Asliye Ceza Mahkemesi başvurucunun mahkûmiyetine karar verdi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi üzerine alt işveren, iş akdini sona erdirdi.

Kadri Eroğul’un alt işveren ve kurum aleyhine açtığı işe iade talepli tespit davası İş Mahkemesi’nde reddedildi. İstinaf başvurusu da reddedilince AYM’ye başvurdu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Sosyal Medya Fenomeni İmamın Sınır Dışı Kararı Askıya Alındı

Paris İdari Mahkemesi, sosyal medyada paylaştığı vaizleri milyonlarca kez izlenen Faslı imam Hassan İquioussen’in ülkeden sınır dışı edilmesi için verilen kararı iptal etti. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise bu karara itiraz edip Danıştay’a başvurduğunu açıkladı.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İdari Mahkeme’nin bu kararı karşısında, Yahudi aleyhtarı ve kadın erkek eşitliğine aykırı yorumlar yapan ve yayanlara karşı mücadele etmeye kararlı olan İçişleri Bakanı Darmain, Danıştay’a başvurdu. ” denildi.

Aynı açıklamada, Faslı imamın “yıllardır Fransa’nın değerlerine karşı, laiklik ve kadın erkek eşitliği ilkelerine aykırı bir nefret söylemi sergilediği” kaydedildi.

“İhvancı” olduğu belirtilen Faslı imamın avukatı Lucie Simon, mahkemenin müvekkilinin Fas’a sınır dışı edilmesini, “özel ve aile hayatına orantısız bir saldırıya nedeni olacağı gerekçesiyle askıya aldığını” duyurdu.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 28 Temmuz’da sınır dışı kararını Twitter hesabından “Bu vaiz, yıllardır Fransa’nın değerlerine karşı, laiklik ve kadın erkek eşitliği ilkelerimize aykırı nefret söylemi sergiledi. Fransız topraklarından gönderilecek.” ifadesiyle paylaşmıştı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise Fransa’dan sınır dışı edilmesi kararlaştırılan Hassan İquioussen’in yürütmeyi durdurma kararı için talep ettiği ihtiyati tedbir başvurusunu dün reddetmişti.

Fransa’nın sosyal medya fenomeni imam

Müslüman Kardeşler sempatizanı olduğu belirtilen imamın sosyal medyada çok sayıda takipçisi bulunuyor. Faslı imamın YouTube kanalında 170 bin, Facebook üzerinde ise 43 bin takipçisi var.

Verdiği vaizlerini 2000 yılından bu yana sosyal medyada paylaşan Faslı imamın görüntülerinin yaklaşık 30 milyon kez izlendiği bildirildi.

Bakanlık sınır dışı genelgesinde, “kamu düzeni için tehdit” olarak görülen imamın, “paylaştığı görüntülerin bazılarında Cumhuriyet yasalarına uymamayı savunduğu, İŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıların gerçekliğini sorguladığı” belirtilerek, “El-Kaide’nini kurucularından ve Usame bin Ladin’e sempati duyduğu laikliğe karşı çıktığı” bildirilmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Sosyal Medya Bağımlılığının Cinsel İşlevi Azalttığı Keşfedildi

Yapılan yeni bir araştırmaya göre Facebook, Twitter, Instagram ve benzerleri gibi sosyal medya platformlarının bağımlılık düzeyinde kullanımı bireylerin cinsel hayatını olumsuz etkiliyor.

Hakemli bilimsel dergi The Journal of Sexual Medicine’de yayımlanan araştırmada sosyal medya bağımlılığının hem kadınlar hem de erkekler arasında bir dizi cinsel sorunla bağlantılı olduğuna dair kanıtlar elde edildi.

Portekiz’deki Ispa-Instituto Universitário’daki William James Araştırma Merkezi’nde görev alan Rui Miguel Costa, “Sosyal medya kullanımı bağımlılık özelliklerini kazandığında ruh halini kötüleştirebilir” dedi:

Kötü ruh halinin cinsel zorluklarla ilişkili olduğu göz önüne alındığında, sosyal medya bağımlılığının cinsel zorluklarla bağlantısını inceleyen yeterince araştırma olmaması beni şaşırttı.

Araştırmada 946 kadın ve 235 erkek, cinsel işlev ve bağımlılık derecesinde akıllı telefon kullanımına dair soruların yer aldığı anketleri doldurdu.

Daha sonra 536 kadın ve 194 erkekten de sosyal medya ve cinsel hayatlarıyla ilgili anketleri doldurması istendi. Katılımcılar, son bir ay içinde karşı cinsten partnerlerle cinsel ilişkiye girmiş, yani aktif cinsel hayata sahip kişiler arasından seçildi.

Anketlerde, “Sosyal paylaşım sitelerinde daha fazla vakit geçirmek için ev işlerini ihmal ediyor musunuz?”, “Hayatınızdaki kişiler onlara ayrılan zamandan şikayetçi mi?”, “Sosyal ağ siteleri nedeniyle iş performansınız veya üretkenliğiniz düşüyor mu?” gibi sorular yer alıyordu.

Anket sonuçlarını değerlendiren araştırmacılar, sonunda sosyal ağ sitelerini sorunlu biçimde kullananların cinsel işlevinin azaldığını ve cinsel hayatlarında sıkıntı yaşadığını tespit etti.

Kadınlar arasında bu, daha az cinsel uyarılma, orgazm güçlüğü, cinsel tatminsizlik, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi sorunlarla ilişkilendirildi.

Erkeklerde ise daha zayıf erektil fonksiyon, daha az istek, tatminsizlik ve orgazm olmada zorluk gibi durumlar saptandı.

Akıllı telefon kullanımının bağımlılık derecesine varması da cinsel sorunlarla ilişkilendirildi. Ancak bu durum, çoğunlukla sosyal ağ sitelerinin kullanımı kontrol altına alındığında ortadan kalkıyordu.

Araştırmacılar, makalede şu ifadelere yer verdi: Dolayısıyla, çoğunlukla cinsel işlevin azalmasıyla ilişkili olan durum, akıllı telefonların bağımlılık derecesinde kullanımı değil, sosyal ağ sitelerinin bağımlılık derecesinde kullanımı gibi görünüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Elon Musk, Twitter’ı Satın Alma Anlaşmasını Feshetti

Tesla ve SpaceX’in Üst Yöneticisi Elon Musk, sosyal medya şirketi Twitter’ı yaklaşık 44 milyar dolara satın alma anlaşmasını feshetti. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yapılan bildirimlerde, Musk’ın anlaşmayı birden çok hükmünün ihlalini gerekçe göstererek resmi olarak bir mektupla feshettiği aktarıldı.

Daha önce Twitter’da yüzde 9,2’lik hisse satın alan Elon Musk, 14 Nisan’da SEC’e yaptığı bildirimde, Twitter’ın tamamı için hisse başına 54,2 dolarlık teklifte bulunmuştu.

Twitter’dan 25 Nisan’da yapılan açıklamada, şirketin Musk’a satılmasına yönelik anlaşmanın sağlandığı bildirilmişti.

Musk, 13 Mayıs’ta sosyal medya şirketi Twitter’ı yaklaşık 44 milyar dolara satın alma anlaşmasının geçici olarak askıya alındığını duyurmuştu.

Elon Musk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Twitter anlaşmasının, “spam ve sahte hesapların toplam kullanıcıların yüzde 5’inden azını oluşturduğu hesaplamasına dair beklenen detaylar nedeniyle” geçici olarak askıya alındığını açıklamıştı.

Öte yandan fesih kararıyla, işlemin tamamlanmaması durumda Musk’ın 1 milyar dolar ödemesini gerektiren anlaşma şartı gündeme geldi.

Twitter, Musk’ın feshettiği anlaşma için yargıya gidiyor

Elon Musk’ın satın alma anlaşmasını feshetmesinin ardından Twitter tarafından ilk tepki geldi.

Twitter Yönetim Kurulu Başkanı Bret Taylor, Elon Musk’ın feshettiği satın alma anlaşmasının uygulanması için yasal işlem başlatılmasının planlandığını duyurdu.

Taylor yaptığı açıklamada, “Twitter Yönetim Kurulu, Musk ile üzerinde anlaşılan fiyat ve şartlarda işlemi tamamlamayı taahhüt ediyor ve birleşme anlaşmasını uygulamak için yasal yollara başvurmayı planlıyor.” ifadesini kullandı.

Taylor, açılacak davada galip geleceklerinden emin olduklarını söyledi.

Paylaşın

Uzun Kulaklı Keçi Sosyal Medya Yıldızı Oldu

Pakistan’ın Karaçi kentinde yaşayan keçi Simba, her biri 54 santimetreyi bulan kulaklarının uzunluğuyla meşhur oldu. Simba şöhreti sayesinde, güzellik yarışmalarını kazandı ve rahat bir yaşam sürüyor.

Ünlü keçiyi yetiştiren Muhammed Hasan Narejo, keçisinin kulaklarını kayda geçirmek içir Guinness Rekorlar Kitabı’yla temas kurduğunu belirtti.

Şu anda “dünyanın en uzun kulaklı keçisi” diye bir rekor kategorisi yok, dolayısıyla Simba’nın kulaklarının gerçekten rekoru kırıp kırmadığını bilmek imkansız. Ancak rekor kırmış olsa da olmasa da, Simba şu anda Pakistan’da bir sosyal medya ünlüsü.

Ancak Simba’ya şöhret getiren uzun kulaklar aynı zamanda çeşitli sorunlar da yaratıyor. Örneğin, kulaklar yürümesini zorlaştırıyor. Narajo, kazaları önlemek için kulakları başın arkasında topluyor. Ayrıca bu işi yapan bir dizgin de tasarlamış.

Bir başka korku ise rakip yetiştiriciler. Narejo keçilerine nazar değmemesi için dualar okuduklarını söylüyror. Narejo’nun planları daha büyük. Simba’yı büyütüp, Pakistan’ın keçi yetiştiriciliğinde dünya lideri imajını geliştirmek istiyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın