“Barış Süreci” Erdoğan İçin Bir Zorunluluk Mu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan” çağrısı sonrası DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık’ta İmralı’da Öcalan ile görüştü.

Kurtuluş Aladağ / Öcalan, Buldan ve Önder ile gönderdiği mesajda, Kürt – Türk kardeşliğini güçlendirmenin “tarihi bir sorumluluk” olduğunu belirterek, barışın inşasına katkıda bulunmaya hazır olduğunu dile getirdi. Öcalan, mesajında ayrıca, “gerekli olumlu adımları atmaya hazır ” olduğunu da vurguladı.

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan DEM Parti İmralı heyeti, yılbaşından sonra siyasi partilerle temaslara başladı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen DEM Parti İmralı heyeti, daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti. DEM Parti heyeti, AK Parti, CHP, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah partisine ziyaretler gerçekleştirdi.

DEM Parti İmralı heyeti, ardından eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı ziyaret etti. Demirtaş, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Abdullah Öcalan’a desteğini ifade etti, süreci ise “Demokratikleşme, barış ve kardeşlik” süreci olarak tanımladı.

Yüksekdağ ise, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Ülkemiz ve bölgemiz açısından hayati bir dönemden geçiyoruz. Halklarımızın barış, adalet ve demokrasiye her zamankinden çok ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısı sonrası başlayan süreci “tarihi bir fırsat” olarak değerlendirdi. Erdoğan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada ”Terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni bir fırsat penceresi açılmıştır” dedi.

Erdoğan’ın adı konulmamış süreci “tarihi bir fırsat olarak” değerlendirmesi, iç ve dış dinamikler tarafından şekillendiriliyor.

İç dinamiklere bakarsak; Erdoğan, erken seçim yapılmadığı sürece cumhurbaşkanlığı için aday olamıyor, bu da Erdoğan’ı aday olabilmesi için siyasi bir tercih yapma noktasına getiriyor.

Bu nedenle, parlamentodaki üçüncü büyük parti olan Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) desteğini almak, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını uzatacak anayasa değişikliklerini geçirmesi için hayati önem taşıyor.

Dış dinamiklere bakarsak; Baas rejiminin çökmesi sonrası Suriye’de oluşan belirsizlik. Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), Suriye – Türkiye sınırında bir çok bölgeyi kontrol ediyor.

ABD’nin desteklediği ve ana omurgasını Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye’nin kuzeydoğusunda kontrolü elinde bulunduruyor.

Böyle bir ortamda, Erdoğan’ın Suriye’nin geneli ve ülkenin kuzeydoğusuna yönelik yaklaşımı, sadece Suriye’nin etnik veya mezhepsel hatlar arasında parçalanıp parçalanmayacağını değil, Türkiye iç siyasetinin de geleceğini belirleyecek.

Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve “barış, kardeşlik, terörsüz Türkiye” gibi terimlerle anılan sürece, farklı politik gelişmeler yaşanmaz ise, isteksiz evet demiş gibi gözüküyor.

Çözüm Süreci: Çözüm süreci, Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.

Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı.

Ancak 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye’deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Fransa gibi pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor.

PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Enflasyon” Açıklaması: Sabır

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “En büyük baş ağrımız enflasyonla ilgili artık düşüşün başladığını görüyoruz. Dezenflasyon süreci devam ediyor. Biraz daha sabredecek hep birlikte kazanacağız. 2025’te enflasyon hedeflerini tutturma konusunda kararlıyız” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hürmetle selametle selamlıyorum. Tüm vatandaşlarıma sizlerin vasıtasıyla selamlarımı gönderiyorum. Toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Tüm misafirlerimize hoş geldin derken, heyecanlarından ve sevdalarından dolayı her birinize teşekkür ediyorum.

Merhum Ferdi Tayfur kalbi ülkesi ve milleti için çarpan bir sanatçıydı. Vefatı hepimizi üzdü. Ailesine tekrar başsağlığı diliyorum. Ahmet İyimaya kardeşimizi de buradan rahmetle anıyorum. Camiamıza ve ailesine başsağlığı diliyorum.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız her yıl ocak ayının ilk haftasında siyasi partilerle ilgili verileri açıklıyor. AK Parti, 168 siyasi parti arasında 11 milyon 135 bin 306 üye sayısı ile zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ana muhalefet partisine attığımız fark 9 buçuk milyon üyedir. Üye sayısı itibariyle Türkiye’nin en büyük ailesiyiz. Böyle bir ailenin ferdi böyle bir hareketin neferi olmakla iftihar ediyorum, Rabbime de sonsuz hamd ediyorum. Buradan bir kez daha AK Parti’ye gönül veren 11 milyon 135 bin 306 üyemizin her birine tek tek teşekkür ediyorum.

Milletin rotasından hiç ayrılmadık. Hiçbir ayrım gözetmeden bütün vatandaşlarımıza kalbimizin kapılarını açtık. Elbette bu gönül bağını kıskananlar oluyor. Rabbim nazarlardan saklasın, birliğimizi daim etsin diyorum.

81 il kongremizden 56 tanesini demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik. Bu haftaki ilk kongreleri ile birlikte bu sayı 63’e çıkacak. Büyük kongremiz öncekiler gibi Türk siyasetine yine damga vuracak. İnşallah 2028’e giden sürecin işaret fişeği olacaktır. Yılın ilk günlerinde ekonomi ile ilgili de güzel haberler aldı. İhracatımız yüzde 2 buçuk oranında artış gösterdi. Savunma ihracatımız 7 milyar 154 milyon dolar seviyesine çıktı. Son 1 yılda 986 bin kişilik istihdam oluşturduk.

Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemli her fırsatta vurguluyoruz. En büyük baş ağrımız enflasyonla ilgili artık düşüşün başladığını görüyoruz. Dezenflasyon süreci devam ediyor. Biraz daha sabredecek hep birlikte kazanacağız. 2025’te enflasyon hedeflerini tutturma konusunda kararlıyız. Günü kurtarmak için değil geleceği güvence altına almak için çalışıyoruz.

Suriyeli kardeşlerimiz 13 yıl boyunca halkını bombalayan Baas rejiminden artık kurtulmuştur. Suriye halkı hasretini çektiği özgürlüğe kavuşmuştur. Suriye meselesinden öyle siyaseten ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya yüzleri dahi yok.

“Esed sözünü tutmadı”

Neymiş kırmızı kart gösterecekmiş. Ya sen o işlerden anlamazsın. O iş bizim işimiz. Zaman zaman bize Suriye’nin adresini gösterdi oraya gidelim diye. Ya siz adresini bilmezken biz Suriye’deydik. Suriye’de olaylar başladıktan sonra devrik Suriye Devlet Başkanı Esed ile birkaç kez görüştüm. Bize reform yapacağını söyledi ama sözünü tutmadı. Olayları kanlı yöntemlerle bastırma yoluna gitti.

Türkiye’nin sınırlarının korumak için gelişmelere müdahil olması kaçınılmaz hale gelmişti. Amerika’nın, bölgesel aktörlerin Suriye’de ne işi var demediler. 13 yıl bir kere dahi olsun mazlumun yanında yer almadılar. Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyerek haksız bir şekilde ciddiyetten uzak bir şekilde eleştirdiler. Suriye’yi kan deryasına çeviren Esed’e toz kondurmadılar. Kitlesel kıyımlar yapılırken seslerini çıkarmadılar. Bebekler ölürken çocuklar katledilirken sustular. Türkmen kovulurken sustular. Bize saldırıp Esed zulmüne ses etmediler.

Daha düne kadar Suriye’de ne işimiz var diyen siz değil miydiniz? Zalim gidince mi aydınlandınız. Soruyorum size bebekler ölürken neredeydiniz. Kimyasal silah kullanılırken neredeydiniz. 13 boyunca neden sustuğunuzu şimdi neden konuştuğunuzu gayet iyi biliyorum. Ülkemizin hasımlarının yanındalar. Meseleye dün olduğu gibi bugün de ideolojinin penceresinden bakıyorlar.”

Paylaşın

Kabinede Revizyon İddiası: 5 Bakan Değişecek

2024 yılında yapılan ve AK Parti’nin ikinci parti konumuna gerilediği yerel seçimlerin ardından sık sık gündeme gelen kabine revizyonu iddiaları, AK Parti’nin 8. Olağan Kongresi öncesi tekrar gündemde.

İddiaya göre; Hazine ve Maliye Bakanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Dışişleri Bakanı, Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı değişecek.

AK Parti’nin 8. Olağan Kongresi’nin mayıs ayında yapılması planlanırken kongre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 23 Şubat’a çekildi. Kongre için geri sayım başlarken, hazırlıklar da hız kazandı. Yerel seçimlerin ardından AK Parti’de başlayan değişim tartışmalarının, kongrenin ana gündemi olması bekleniyor. Bu kapsamda kongrede parti tüzüğü güncellenecek.

Cumhuriyet’ten Merve Kılıç‘ın ulaştığı parti kaynakları, bu hafta parti tüzüğünü gözden geçirmek amacıyla Merkez Yönetim Kurulu (MYK) içinden 3 kişilik mini bir ekip oluşturulacağını kaydediyor.

Oluşturulacak Tüzük Komisyonu’nun kongre öncesinde tüzük değişikliklerinin karara bağlanması bekleniyor. Tüzükte yapılacak değişikliklerin yanı sıra hem parti yönetimi hem de kabinede ciddi değişiklikler yapılacağı ifade ediliyor. “Söylem birliği oluşturma” vurgusu yapan AK Partili kurmaylar, kongrede genel başkan milletvekillerinden bazılarının değişebileceğine işaret ediyor.

Milletvekili olan bazı genel başka yardımcılarının genel merkezden Meclis’e kaydırılabileceği ve uzun süredir partide aktif olan isimlerin de dinlendirilebileceği belirtiliyor. Ayrıca kabinede de dikkat çeken değişiklikler bekleniyor. Kabine değişikliğinin kongre günü yapılacağının altı çiziliyor.

Yapılacak değişikliğe göre 5 bakanın hedefte olduğu belirtiliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun değişmesi olası isimler arasında yer aldığı iddia ediliyor. Özellikle Şimşek ve Memişoğlu’na AKP tabanından şikayetin fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın değişeceği de Ankara kulislerinde konuşuluyor.

Meral Akşener rahatsızlığı

Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı iddiaları ise kurmaylarca reddediliyor. İddiayı reddeden kurmaylar, Akşener’in söz konusu göreve getirilmesinin AK Parti tabanında rahatsızlık yaratacak olmasını gerekçe gösteriyor. Erdoğan, partide yapılacak ciddi değişikliklere ilişkin kongre öncesinde 5 grup halinde partisinin milletvekilleri ile bir araya geleceği belirtiliyor.

Partiye yeni katılımların olacağı da kulislerde konuşuluyor. Erdoğan’ın bu haftaki AK Parti Grup Toplantısı’nda İYİ Parti’den istifa eden Kürşad Zorlu ile DEVA Partisi’nden ayrılan Selma Aliye Kavaf’a rozetlerini takacağı iddia ediliyor. Zorlu’ya ise kabine değişikliğinde “bakanlık” verileceği öne sürülüyor.

Paylaşın

Erdoğan, “En Az 3 Çocuk” Çağrısını Tekrarladı

Aile Yılı Tanıtım Programı’nda konuşan Erdoğan, “2001 yılında doğurganlık hızımız 2,38 iken bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Yıllık nüfus artış hızımız 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. En az 3 çocuk çağrımızı tekrarlıyoruz” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Son Kabine Toplantımızda 2025 senesini aile yılı olarak ilan etmiştik. İlgili bakanlığımızın koordinasyonunda aile kurumunun korunması güçlenmesi için yıl boyunca önemli çalışmalar yapacağımızı ifade etmiştik. Aile yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip güçlü bir zemine taşımak en büyük önceliklerimizdendir.

Anayasamızın 41’inci maddesinde aile toplumun temelidir. Bir başka ifadeyle aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir. Aile bizim en kadim müesseselerimizden biridir. Toplumun özünü, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu millî ve manevi değerlerimizin muhafazasında bizler için vazgeçilmez öneme sahiptir.

Aile yapımızı korumak, tahkim etmek, zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir. Aileyi güçlü kılmak istiyorsak işe aile fertlerinden başlamamız gerekiyor. Bilinçli anne-babaların yetiştireceği evlatlarımız geleceğin mimarları olarak aile kurumunu koruyacak, yaşatacak, yarınlara taşıyacaktır.

Bilinçli bir anne-babanın elinde büyüyen çocuklar evvela ailelerine daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı örnek kişiler olur. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.

Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Neoliberal kültür akımları dünyanın dört bir yanına nüfuz ediyor. Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınmasına sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı ve ısrarlı bir şekilde servis edilen bu içerikler başta LGBT ve gayri fıtri akımlara yol açıyor. LGBT’nin koçbaşı olarak kullanıldığı cinsiyetsizleşme politikalarının hedefi aile kurumudur.

Tedbir uyguladığımız dijital oyun platformundaki ahlaksızlıklar bunun en çarpıcı örneğidir. Buna itiraz eden nadir ülke ve liderlerden birisiyiz. Bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Bireyi, aileyi tehdit eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye devam edeceğiz. Türkiye’nin tavrı bellidir, geri adım sözkonusu olmayacak.

BM bünyesinde verdiğimiz mücadele malum. Küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi insanlık için büyük başarıdır.

Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızımız alarm vermektedir. 2001 yılında doğurganlık hızımız 2,38 iken bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Yıllık nüfus artış hızımız 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmıştır.

Türkiye genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybediyor. Gerekli önemleri almaz, politikaları uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır.

Karşımıza dikilen bu tehlikesi 20 sene evvel sezmiştik. 2007 yılında doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekmek için en az 3 çocuk çağrısı yapmıştık. Nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın bu konuda bizi teyit edeceği kanaatindeyim. En az 3 çocuk çağrımızı tekrarlıyoruz.

Yeni evlenecek gençlere faizsiz kredi desteği

2025 yılını aile yılı ilan ettik. 2025 aile yılı kapsamında birçok yeni projeyi de hayata geçiriyoruz. 14-28 Mayıs seçim sürecinde milletimize söz verdiğimiz Aile ve Gençlik Fonu’nu deprem bölgemizde başlatmıştık. Evliliğe ilk adım atan gençlerimize 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira faizsiz kredi desteği sunuyoruz. Yeni evlenecek gençlere faizsiz kredi desteğini 81 ilin tamamında uygulamaya alıyoruz.

Bu yıl doğum yardımlarımızı da artırıyoruz. Yeni doğacak ilk çocuk için doğum yardımını 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca 2. çocuk için her ay 1500 lira, 3’üncü ve sonraki çocuklar için 5 bin lira çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. 2 ve diğer çocuklar için vereceğimiz çocuk yardımlarını annelerin hesaplarına yatıracağız.

Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmalık destekleri ve konut desteklerini devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleri ile kadınların ev ve iş hayatlarını rahatlatacak modelleri hayata geçireceğiz. Çalışan anne ve babalar için ücretsiz ve düşük bedelli çocuk bakım merkezlerini güçlendireceğiz. Tıbbi imkanları ailelerin istifadesine sunacağız.”

Paylaşın

Erdoğan’dan “Yeni Süreç” Açıklaması: Çok Büyük Mutabakat Oluştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan” çağrısı sonrası başlayan sürece ilişkin konuşan Erdoğan, “Siyasi partiler arasında çok büyük mutabakat oluştu. Terörün bitmesine kardeşliğin pekişmesine dönük umut oluştu. Çok elverişli atmosfer oluştu. Siyasette gelişen bu atmosferi çok kıymetli buluyoruz” dedi ve ekledi:

“Terörden nemalanlar bundan elbette rahatsız oluyorlar ve olacaklar. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteği ve samimi duasıyla terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız. Cumhur İttifakı olarak fikir birliği içindeyiz. Temennimiz sukunet içinde suhuletle gerçekleşmesidir. Yanlış yola girilirse yapmamız gerekeni yaparız. Burada bölücü örgütle sınırlarımız içinde ve dışında Kürt kardeşlerimizi aynı paranteze alarak ahkam kesen yabancı mihraklara şunu hatırlatırız, sizin bildiğiniz kadar bizim unuttuğumuz var. Böl, parçala, yönet planlarınızı tekrar uygulayamayacaksınız.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 8. Olağan Şanlıurfa İl Kongresi’nde gündeme ilişkin konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

Tam 22 yıldır Türkiye’nin kaptan köşkündeyiz. Siyasi mücadele açısından yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Bu süreçte sayısız iftiraya, sayısız hakarete muhatap olduk. Okuduğumuz bir şiir sebebiyle hapse atıldığımız karanlık günler oldu. Kendi öz yurdumuzda garip hissettiğimiz, haksızlığa uğradığımız, hukuksuzluğun en nobran biçimini yaşadığımız dönemler oldu. Bir kardeşiniz olarak, içinizden biri olarak benim Urfalı vatandaşım hangi zorluklarla, engellerle karşılaştıysa biz de aynısını yaşadık.

Kız evlatlarını başörtüsünden dolayı yurt dışında okutmak zorunda kalan bir kardeşinizim. “Muhtar bile olamaz” manşetleriyle siyasi hayatı bitirilmek istenen bir siyasetçiyim. Burada saymak istesek saatler alacak pek çok hukuk cinayetine maruz kalmış bir vatan evladıyım. Kardeşlerim, göreve gelirken bir şey söyledik, biz adaleti ve kalkınmayı tüm unsurlarıyla hayata geçireceğiz, dedik. Baskıların, yasakların  hüküm sürdüğü değil özgürlüklerin hakim olduğu Türkiye’yi inşa edeceğiz dedik. Ayrımcılığı iliklerimize kadar teneffüs etmemize rağmen bulunduğumuz makamlarda hiç kimsenin diline, inancına, etnik kimliğine bakmadık.

CHP’nin milletin fertleri arasına nifak tohumları saçan siyaseti karşısında biz her zaman birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı olduk. Bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimize kasteden her türlü dışlayıcı tavrı elimizin tersiyle ittik. Ayrıştırıcı, ötekileştirici yaklaşımların hiçbiri siyasetimizde kendisine yer bulamadı.

14-28 Mayıs seçimleri sürecinde her türlü rezilliği, ırkçılığı, fitneyi körükleyenlere rağmen kuşatıcı tavrımızı muhafaza ettik. Kaybetsek de mazlumun yanında duracağız dedik. Türkiye’ye sığınmış Suriyeli muhacirleri zorla göndermekle tehdit ettiler. Kim? CHP. Ne dedi “Biz sizi tekrar Suriye’ye göndereceğiz” dedi. Biz ne dedik: “Siyasi geleceğimize dahi mal olsa onları koruyacağız” dedik.

Sırf 3-5 oy daha fazla alabilmek uğruna kimlerin kimlerle gizli anlaşmalar yaptığını inanıyorum ki sizler de unutmadınız. Suriyeli mazlumları hedef gösterenleri, ırkçı-faşist söylemlerle milletin fertleri arasına nifak sokanları, kimlik siyasetinin en pervasız biçimine sarılanları hiçbirimiz unutmadık ve unutmayacağız. Hitler özentisi siyaset yapanlara önce millet sandıkta dersini verdi, sonra da kendi partileri siyasetten bir daha geri gelmemek üzere def etti.

Karşımızda kaybettikleri 13 seçime rağmen yenildiklerini kabul edip onurluca çekilmeyi bilmiyorlar. Sosyal medyadan arsızca ve ahlaksızca milleti kutuplaştırmaya, siyasi iklimi zehirlemeye ne yazık ki devam ediyorlar. Türk siyasetinde artık hiçbir karşılıklarının olmadığını, itibarlarının kalmadığını ne düşündüklerini artık hiç kimsenin umursamadığını bir türlü anlayamıyorlar.

Biz bugüne kadar hep kardeşliği savunduk, yine kardeşliği savunacağız. Bizi birbirimizle hasım eylemeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Bir kere şunu herkesin bilmesini istiyorum: Köken üzerine milletin ayrıştırılmasını reddediyoruz. İnançlar üzerinden insanımızın bölünmesini, hayat tarzı üzerinden vatandaşlarımızın ötekileştirilmesini reddediyoruz. Hiç kimseyi dışlamadan, ihmal etmeden, kırmadan 85 milyonun tamamını aynı ortak paydada buluşturmaya çalışıyoruz. Muhalefetin bizi de içine çekmek istediği yapay gündemleriyle vakit kaybetmeden Türkiye Yüzyılı hedefimize ulaşmak için koşturuyoruz. Bizim yolumuz kardeşlik yoludur. Bizim yolumuz ileri demokrasi yoludur.

Bulunduğumuz makam, koltuk, mevkilerin hepsi bu hedefleri gerçekleştirmek için birer vasıta, araçtır, bize verilmiş birer emanettir. Milletimizin yüzlerce yıllık değerlerine sırt çevirenler bunu idrak edemezler. Zihinlerini Batı’ya köle edenler, kiralayanlar, iradelerini Batı’ya peşkeş çekenler bizim insan ve siyaset tasavvurumuzu kavrayamaz. Sırf Türkiye’ye zarar veriyor diye terör örgütlerini besleyenler, bunun için bölgeye dair planlarlar yapanlar Şanlıurfa’nın şanının nereden geldiğini hesaba katmıyorlar. Bu şan sıradan sıradan bir unvan değil istiklal beratıdır. Şanlıurfa şanının nereden geldiğini gayet iyi bilir. Şanlıurfa bölgemizdeki hiçbir zulüm, acı, adaletsizliğe bugüne kadar bigane kalmadığı gibi bundan sonra da kalmayacaktır.

Şanlıurfa bugün Suriye’nin özgürlük hareketlerine karşı çıkanların aynı çanaktan beslendiğini çok iyi bilir. Bugün Halep’in sevinci Şanlıurfa’nın sevincidir. Hama’nın, Humus’un, Şam’ın zaferi Şanlıurfa’nın da zaferidir. Baas mezaliminin bitmesine sevinemeyenler, bir türlü kabullenemeseler de Suriyeli kardeşlerimizin zaferi komşuları olarak bizim de zaferimizdir. Şunu artık herkes anlasın ve kabullensin: Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler olarak hepimiz biriz, beraberiz. Hepimiz aynı toprağın, aynı tarihin, aynı geleceğin evlatlarıyız. Hepimiz aynı çınarın dalları, aynı sevdanın yolcularıyız.

Kardeşi kardeşe kırdırmak için her yolu denediler. Bunun için bir ara darbecileri kullandılar. Daha sonra terör örgütlerini devreye aldılar. 40 yıldır da bölücü örgüt üzerinden senaryolarını hayata geçiriyorlar. Bu kirli oyunun artık raf ömrü tükenmiştir. Terör örgütleri eliyle bölgemizi sömürenlerin devri sona ermiştir. Terörü bir silah, araç ve maşa olarak kullanma dönemi tamamen bitmiştir. Bölücü örgütü terör örgütünü bu topraklara kandan, gözyaşından, acıdan başka bir şey getirmedi. Terörle varılabilecek hiçbir yer yoktur. Şiddetle elde edilebilecek hiçbir netice yoktur. Kan dökerek, katledilerek ulaşılacak hiçbir hedef yoktur. Terörler bir yere sonuç alınamayacağı ayan beyan görülmüştür.

Bölücü örgütün kendini tasfiye etme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Daha önce de ifade ettim, terörle demokrasi yan yana olmaz. Terörle siyaset aynı kapta bir arada bulunmaz. Gelinen tarihi yol ayrımında tercihler daralmıştır. Bir tarafta meşruiyet, hukuk, demokrasi, kalkınma, refah ve huzur var. Diğer tarafta daha fazla istikrarsızlık, gerilim ve huzursuzluk var. Bir yanda kardeşliğin egemen olduğu Türkiye Yüzyılı var. Diğer tarafta emperyalistlerin kanlı senaryoları var. Ya namlusu ülkemize dönük o silahlar gömülecek ya da Türkiye’ye silah doğrultanlar gömülecek. Bunun haricinde üçüncü yol, alternatif mevzubahis değildir.

Terör musibetinden kurtulalım istiyoruz. İnşallah bunu başaracağız. Görüyoruz ki siyasi partiler arasında çok büyük bir mutabakat oluştu. Terörün bitmesine, kardeşliğin pekişmesine yönelik bir umut doğdu, çok elverişli atmosfer oluştu. Siyaset sahnesinde oluşan bu müspet havayı çok kıymetli buluyoruz. Terörden nemalanlar bundan elbette rahatsız oluyorlar ve olacaklar. Ama Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteği ve samimi duasıyla terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız. Bu konuda kararlıyız. Cumhur İttifakı olarak fikir birliği içindeyiz.

Temennimiz sükunet içinde ve suhuletle gerçekleşmesidir. Ama yanlış yola girilirse, eski hatalar tekrarlanırsa bu durumda yapmamız gerekeni yaparız. Burada bölücü örgütle sınırlarımız içinde ve dışındaki Kürt kardeşlerimizi aynı paranteze alarak ahkam kesen yabancı mihraklara şunu hatırlatmak isteriz: Sizin bildiğiniz kadar bizim unuttuğumuz var. Sizin bir hesabınız varsa bizim de bir hesabımız. Ne yaparsanız yapın bizim kardeşliğimizi bozamayacaksınız. Bir asır önce olduğu gibi böl, parçala, yönet planlarınızı tekrar uygulayamayacaksınız.”

“Yeni bir fırsat penceresi açıldı”

Erdoğan, partisinin 8. Diyarbakır İl Kongresi’nde yaptığı açıklamada ise ”Terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni bir fırsat penceresi açılmıştır” dedi.

Erdoğan, son dönemde gerçekleşen ‘çabanın’ tek bir amacı olduğunu belirtti: ”Terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahların bırakılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla Türkiye partisi olamayan partiye bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi. Yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılmasıdır. Bu sadece büyük ve güçlü Türkiye’nin önündeki en büyük engellerden birinin önünden çıkarılmasıdır.”

”Suriye’de 8 Aralık’ta yaşanan devrimle birlikte örgütün bölgesel hedefleri kursaklarında kaldı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın, artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşısında herhangi bir şansı olmadığını biliyor” diyen Erdoğan meseleye kalıcı çözüm bulma arayışlarından vazgeçmediklerini söyledi.

Bölgede yaşanan değişiklikler sonrasında ”Terör belasını ilanihaye bitirmek için ülkemizin önüne yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır” diyen Erdoğan bunun heba edilmesini doğru bulmadıklarını anlattı. Erdoğan, ”Ülkemizin kuzey ve güneyi cayır cayır yanarken bu ateşi ülkemize sıçratma planı olanların oyununu bozmaya karalıyız,” dedi.

Paylaşın

Erdoğan’dan CHP’ye: Bunlar Çalışmayı Sevmiyor, Tembel

Partisinin Denizli İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Millete ve memlekete hayrı dokunan hiçbir işin ucundan tutmadılar. Muhalefet bize köstek olmasaydı çok büyük başarı hikayelerine imza atardık. İş yapacağımız vakti bunların önümüze çıkardığı bariyerleri kaldırmak için kullandık. Hizmet edeceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savurmak için uğraştık” dedi ve ekledi:

“Muhalefette isimler değişse de zihniyet, hizmet ve yatırım düşmanlığı değişmiyor. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan isimler değişse de hizmet düşmanlığı değişmiyor. Bunlar çalışmayı sevmiyor. Bunlar tembel. Millete hizmet yolunda şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak daha çok hoşlarına gidiyor.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hasan Güngör Spor Salonu’nda partisinin Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nde konuşuyor. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: “”Sanayinin, ihracatın, üretimin, turizmin ve tarımın kalbi Denizli’de bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Coşkuyla, heyecanla, aşkla partisine ve davasına sahip çıkan Denizlili kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

Bu kongre sonrasında AK Parti Denizli’de daha da güçlenecek, kardeşliğe daha çok katkı sunacaktır. El ele, gönül gönüle verilerek AK Parti’yi Denizli’de yine görkemli günlerine kavuşturacağız. 31 Mart seçimlerinde yaşanan yol kazasını ilk fırsatta telafi edeceğiz.

Bundan 24 sene evvel yola revan olduk. Gayemizi de Yunus Emre’den ilhamla ‘Gönüller yapmaya geldik’ diyerek yola revan olduk 2001’den beri bu kutlu yolda sabırla yürüyoruz. İstikametimizi milletimiz belirlemişti. Milletin çizdiği rotadan asla sapmadık. Hizmet etme ruhumuz hiçbir zaman eksilmedi ve eskimedi. Milletimize mahcup olmamak için gece gündüz çalıştık.

Türkiye’ye Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. 22 yıl öncesinin Türkiye’si ile günümüzün Türkiye’si arasında her alanda devasa farklar var. Ekonomide, ihracatta, üretimde, istihdamda, turizmde 22 yıl öncesine göre ortada muhteşem ve muazzam başarıyla karşılaşırsınız.

Merkez Bankamızın rezervlerini göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolardan devraldık. Aralık ayında bankamızın rezervleri 163,5 milyar dolarla rekor kırdı. Nereden nereye… Hesap bilmeyenler bu işi anlamaz. Sayın Özel milli gelirimizi 236 milyar dolardan aldık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolara çıktı. Nereden nereye… 2024 sonunda bu rakamın 1 trilyon 331 milyar dolara, kişibaşı gelirimizin 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.

Bu milletin her bir ferdi iktidarda kimin olduğuna bakmadan, ülkesinin gelişmesini, kalkınmasını ister. Biz her şey Denizli için her şey Türkiye için dediğimizde bunu slogan olarak, seçim sözü olarak söylemiyoruz. Tüm kalbimizle inandığımız için ifade ediyoruz. Her dem tazelenerek, kendimizi yenileyerek, hedef ve ölçek büyüterek yolumuza devam edeceğiz.

Türkiye tüm bu başarılarını müzmin muhalefete rağmen elde etmiştir. Millete ve memlekete hayrı dokunan hiçbir işin ucundan tutmadılar. Muhalefet bize köstek olmasaydı çok büyük başarı hikayelerine imza atardık. İş yapacağımız vakti bunların önümüze çıkardığı bariyerleri kaldırmak için kullandık. Hizmet edeceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savurmak için uğraştık.

Muhalefette isimler değişse de zihniyet, hizmet ve yatırım düşmanlığı değişmiyor. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan isimler değişse de hizmet düşmanlığı değişmiyor. Bunlar çalışmayı sevmiyor. Bunlar tembel. Millete hizmet yolunda şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak daha çok hoşlarına gidiyor.

Öyle bir ruh hali içindeler ki AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da Türkiye’ye ne olursa olsun diyorlar. Türkiye’nin diplomatik, ekonomik, askeri ve siyasi kazanımlarından mutlu olamıyorlar. Bunun en son örneği Suriye krizidir. Suriye’de 13 yıl süren kanlı katliamlar sonrasında Esed rejimi devrildi. Baas diktatörlüğü çöktü, muhalifler Şam’ı tekrar fethetti. Muhaliflerin 13 yıllık zulme son vermesinden Türkiye olarak biz de memnuniyet duyduk.

Biz 911 km sınırımızın olduğu Suriye’deki çatışmaların olumsuz etkisini en fazla hisseden ülkeydik. Pek çok alanda ciddi bedeller ödedik. Terör örgütü PKK ve DEAŞ bu ülkedeki istikrarsızlıktan beslendi. DEAŞ bahanesiyle bölücü örgüte binlerce TIR dolusu silah ve mühimmat gönderdiler. Zalim Esed Suriye’yi devasa uyuşturucu üretim çiftliğine dönüştürmüştü. Ölüm ve işkence merkezi hapishaneleri, yargısız infazları burada saymıyorum.

“Bunlar çalışmayı sevmiyor, tembel”

Suriye’de büyük bir halk ihtilali gerçekleşti. CHP’de matem havası var. Fikri akrabalıkları olan Baas rejiminin düşmesini hazmedemediler. Hadi eski genel başkanlarının kuyruk acısını biliyoruz. Onun Baas rejimi ve Esed sevgisinin ardından farklı sebepler var. Yeni yönetimin niçin rahatsız olduğunu hepimiz merak ediyoruz.

Sayın Özel’e soruyorum; Halep Kalesi’ne asılan al sancak CHP’ye niye dokunuyor. Hama’nın, Humus’un camilerinde Türkiye için yapılan dualar sizde neden hazımsızlık oluşturuyor? Emevi Camisi’nde kılınan namaza CHP’nin tepki göstermesinin sebebi nedir? 1 milyon evladını kaybetmiş Suriye halkıyla alıp veremediğiniz nedir? Haktan hukuktan dem vurmayı seviyorsunuz, niçin belediye başkanlarınızın hukuk tanımazlıklarına sesinizi çıkarmıyorsunuz?

Lafa gelince Atatürk’ün kurduğu partiyiz derler. Gazi’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da verdiği mücadeleyi vermezler. Tek parti faşizmin oryantalist kodlarından kendilerini kurtaramadılar. Biz böyle bir zihniyete rağmen Türkiye’yi bu seviyelere taşıdık.

Bunlar sadece birer başlangıç çok daha iyi yerlerde olacağız. Hedeflerimizle aramıza kimsenin girmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka inşa edeceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuzun gerçekleşmesi için çoğu gitmiş azı kalmıştır. Tarihi bir sorumluluk üstlendik. Dünyada kartların yeniden karıldığı dönemde ağır bir mesuliyetle karşı karşıyayız. Türkiye’yi güçlenerek çıkarmayacağız, asırlık hayallerimizi gerçeğe dönüştüreceğiz. Bu yolculukta rehavete kapılmak gibi lüksümüz yok. Gün bugündür diyerek daha fazla çalışmanızı bekliyorum.”

“Yol medeniyettir”

Erdoğan, Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nin ardından Aydın-Denizli Otoyolu’nun açılış töreninde konuştu. Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle: “3 gidiş 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 km ana yol, 23 km bağlantı yolundan oluşuyor ve toplam 163 kilometre uzunluğa sahip toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 adet viyadük 30 adet üst geçit ve 5 adet hizmet tesisi yer alıyor.

Otoyol güzergahının 3 kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan 2. Etabı ise Aydın’da sonlanmıştı. Şimdi tüm kesimlerini resmi olarak tüm Ege bölgemizin istifadesine sunuyoruz. 2 saati bulan yolculuk süresi 1 saatin altına iniyor. Denizli Batı Kavşağı ile İzmir merkezi liman kavşağı arasındaki 220 km’lik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor.

Yıllık toplam 7,4 milyar TL tasarruf edeceğiz. CO2 emisyonu 61 ton azalmış olacak. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım süresiyle otoyoldan İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi eşitleniyor. Yol medeniyettir. Yol demek ulaşım demektir. Emniyet, kalkınma demektir.

Aydın – Denizli otoyolunun hizmete sunulması ile birlikte tarım ürünlerimiz bölgenin en önemli ticaret limanlarından olan İzmir ve Aliağa gibi bölgelere daha hızlı nakledilecektir. Turizm gelirlerimizi de artıracaktır. Yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek, yeni istihdam imkanı sunacak ve bölgeyi kalkındıracaktır.

Ulaştırma yatırımlarımızı da eleştirenlere iki çift lafım var. Sizinle bizim aramızda niyet, anlayış, zihniyet farkı var. Biz 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik. 22 yılda 63 bin 629 kilometre bölünmüş yol inşa ederek toplam bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 730 kilometreye yükselttik. Yollarımızda ortalama hız 40 km/s idi, şimdi ise yaklaşık 90 km/s.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Hayat Pahalılığına Karşı “Boykot” Çağrısı

Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Erdoğan, hayat pahalılığına karşı vatandaşların katkı vermesi gerektiğini belirterek, fahiş fiyatlarla mücadele için boykot yapmanın etkili bir yöntem olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bölgesel gelişmeler bağlamında sancılı ve sarsıntılı yılı geride bıraktık. Yeni beklentiler ve büyük umutlarla 2025 yılına merhaba dedik. Yeni miladi yılın ülke, bölge ve dünyadaki tüm insanlar için hayırlara vesile olması için Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Son asrın en barbar soykırımlarından birini yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz için 2025 senesinin ateşkese, huzura, barışa ve felaha vesile olmasını diliyorum. Türkiye olarak ilk günden beri kanın ve katliamın durması için tüm yolları deniyoruz.

Uluslararası toplumun İsrail hükümeti üzerindeki baskıyı artırması için diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık. Gazze’de barış umutlarını yeşertecek kapının aralanması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Netice alıncaya kadar da buna devam edeceğiz. 1 Ocak Sabahı ‘Bir Güneş Doğuyor’ sloganıyla bir araya gelen tüm vatandaşlarıma buradan hasseten teşekkür ediyorum. Yaklaşık yarım milyon kardeşimiz Gazze’nin kimsesiz ve sahipsiz olmadığını İstanbul’dan tüm dünyaya bir kez daha haykırmıştır.

Şunu büyük bir tahaccüple ifade etmek durumundayım; bu sivil toplum buluşmasından birileri hemen rahatsız oluyor. İnsanlık ittifakına tepki gösterenler açık söyleyeyim, insanlıktan nasibini almamış vicdan fukaralarıdır. Kalbinde zerre merhameti olan hiç kimse bu gaddarlık karşısında tepkisiz kalamaz. Biz şu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz, Allah sabredenlerle beraberdir. 61 yıllık Baas zulmünün ve 13 yıllık katliamların ardından Suriye’de nasıl inanç, iman, sabır kazanmışsa, inşallah Filistin’de de hak yolunu bulacak, adalet güneşi zulmün karanlığını delip geçecektir.

Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devleti mutlaka kurulacaktır. Rabbim içinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine mazlum Filistin halkının yâr ve yardımcısı olsun diyorum. İktidar sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002’den beri siyasetteki gayemiz insanımıza hizmet oldu. Eser ve hizmet siyaseti diyerek kavramsallaştırdığımız bu ilkemizden hiçbir zaman ödün vermedik. Gelip geçici başarılara değil ülkeye ve millete uzun vadeli fayda sağlayacak kalıcı kazanımlara odaklandık. İnsan ve hizmet odaklı bir yönetim anlayışına sahibiz. 2024 yılını başta dış ticaret olmak üzere birçok alanda rekorlarla, büyük başarı ve sevinçlerle kapattık. Bölgemizde ve dünyamızda nükseden krizlere ve olumsuzluklara rağmen 2024 yılına göre yüzde 2,5 artışla 262 milyara ulaştı.

Gelecek sene için çıtayı biraz daha yukarı çekiyoruz. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı hedefimizi 390 milyar olarak belirledik. İnşallah bunun da üzerinde bir rakamla yılı kapatacağız. İhracatçılarımızla el ele, omuz omuza vereceğiz ve Türk ürünlerinin tanınmadığı, satılmadığı, girmediği hiçbir ülke bırakmayacağız. İhracatçılarımızı bir kez daha tebrik ediyor, kendilerinden daha fazla çaba beklediğimizi vurgulamak istiyorum.

Enflasyon ve istihdamda da hamdolsun çok iyi noktadayız. Son enflasyon verileri enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu teyit etmiştir. Enflasyon Aralık’ta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Senelik enflasyon 2023 sonuna kıyasla 20 puan, 2024 Mayıs ayında zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. Enflasyonda düşüş trendi inşallah 2025’de daha da hızlanacaktır. Para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. Maliye politikası kanalı enflasyonla mücadeleye çok güçlü destek verecek. Bütçe imkanları elverdikçe yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefi ile uyumlu olarak belirleyeceğiz.

Dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarda değil gıda, konut, enerji gibi bir çok alanda arz yönlü tedbirlerle destekleyeceğiz. Hayat pahalılığıyla ilgili olarak en başında konut fiyatları ve kiralar geliyor. 6 Şubat depremleriyle beraber ortaya çıkan ilave konut talebinin bunda şüphesiz etkisi var. Belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak fırsatçılık ve aşırı kâr hırsıyla olanlarla mücadele ediyoruz.

Enerji, yakıt, döviz kuru, işçilik maliyetlerinde oluşan farkla satılan ürün, sunulan hizmetin arasında bağ kopma noktasına gelmiş. İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında kimi zaman uçurum oluşuyor. Asgari ücretteki artış sebebiyle maliyet belki 2-3 birim artarken bu artış bahane edilerek fiyatlara 5 birim 10 birim zam yapılabiliyor. Bu artışların aç gözlülük, tamahkarlık ve vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikardır. Dürüst, ahlaklı, vicdanlı işletmelerimiz çoğunluktadır bunlar sözlerimizin muhatabı değildir.

Fırsatçılıkla mücadelede devlet elbette gerekeni yapmakta mükelleftir. Geçen yılki denetimlerde fahiş fiyat uygulayan 224 bin firmaya yaklaşık 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir. Denetimlerde 1555 gerçek ve tüzel kişiye toplam 366 milyon lira ceza uygulanmıştır. Vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için de yoğun çaba harcıyoruz. 2024 yılında 1,3 milyon denetim yaptık. 1.4 milyar lira para cezası tatbik ettik. Sattığı ürünlere hile hurda karıştıranlara, milletin cebine el atanlara asla tolerans göstermiyoruz. Bu denetimlerimiz 2025 senesinde daha da artacak.

“Pahalı ürün satanları dize getirecek en etkili yöntemlerden birisi…”

Serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde 85 milyonun tamamının hakkını, hukukunu, çıkarını en üst düzeyde koruyacağız. Serbest piyasa kuralsızlık demek değildir. Serbest piyasa başı bozukluk asla değildir. Denetimlerimizin amacı serbest piyasaya müdahale değil işleyişin sağlıklı zeminde yürümesini temin etmektir. Hayat pahalılığı ile mücadeleye vatandaşlarımızın destek olması sürecin başarısı açısından önemlidir. Bunun yolu fahiş fiyat uygulayanları boykot etmekten geçiyor. Pahalı ürün satanları dize getirecek en etkili yöntemlerden birisi muhalefet rahatsız olsa da hiç şüphesiz boykottur.

En büyük kozumuz fırsatçılık yapanlara karşı satın almamama özgürlüğümüzü kullanmaktır. Dünyada geniş yelpazede bunun çok sayıda örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu konuda devlet millet el ele vererek çok daha etkin sonuçlar alabiliriz. Enflasyonla mücadelede son 1,5 senede hakikaten önemli mesafe kat ettik. İşçimiz , memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız enflasyon düştükçe alım gücü de artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır.

Asrın felaketinin ardından bölgede asrın inşa seferberliğini başlattık. Bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında harcama yaptık. 155 bininci yuvamızın anahtarlarını Kahramanmaraş’ımızda hep birlikte afetzede kardeşlerimize teslim etmiştik. İnşallah 201 bininci yeni yuva ve işyerimizin anahtarlarını da yakında hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz.

Bugün depremzedelerimizin barınma başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını giderdiğimiz umut dolu tabloyla karşı karşıyayız. 2025 yılında deprem bölgesi öncelikli gündemimiz olmayı sürdürecek. Aynı gayret ve azimle çalışarak kalan 252 bin konut ve işyerimizi 365 gün içerisinde tamamlayacağız. 2025 yılı içinde toplamda 453 bin yuva ve işyerimizi afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.

Yıl bitmeden deprem bölgesindeki 11 ilimizde tüm vatandaşlarımız huzur, güvenli, dayanıklı yuvalarına kavuşacaktır. İşyerini açmayan hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. 2025 yılı bütçesinden 584 milyar lira kaynak ayırdık. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek milletin acılarına duyarsız olduklarını gösteren müflis siyasetçileri Allah’ın izniyle 2025 yılında da mahçup edeceğiz.

Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın biricik şansı caydırıcılıktır. Burada haklı olmak yetmez, hakkınızı korumak için aynı zamanda güçlü olmak zorundasınız. Romantikler ve ülkemizdeki muhalefet anlamasa da bu coğrafyada masadaki gücünüz bileğiniz gücünden gelir. Sendelediğimiz her dönemde yanı başımızda ilk biten adeta kanımıza susamış hasımlarımız oldu. Hasta düştüğümüzde döşümüzden bir parça et koparmak için kimlerin, hangi devletlerin sıraya girdiğini unutmadık, unutmayacağız.

Milli mücadeleyle Sevr’i yırtıp, atmakla kalmadık. Bu ülkeyi bir daha böyle bir travma ile karşı karşıya bırakmamak için yemin ettik. 2002’den bu yana temel hedefimiz, milletimizin bir daha asla beka sorunu yaşamamasıdır. Ecdadın hikmet dolu şu sözleri 22 yıldır bize rehberlik ediyor; ‘hazır ol cenge eğer ister isen sulhü salah’, eğer barış ve kurtuluş istiyorsan, savaşa her an hazır olacaksın. Türkiye dostları için bir güven ve emniyet kaynağı, vatanımıza uzanan kirli elleri de kimin olduğuna bakmadan kıracak kudrete fazlasıyla sahiptir.

2002’de sadece 56 firma varken bugün bu sayısı 3 bin 500’ü geçti. Savunma projelerin sayısı son 22 yılda 62’den yüzde 80 yerlilik oranıyla 1132’ye yükseldi, büyüklüğü de 100 milyar doları aştı. Sektörün cirosu 1,1 milyar dolardan 2023’te 15,5 milyar dolara çıktı. İHA, SİHA, elektronik harp, savaş gemisi üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. 248 milyon dolar olan ihracatımız 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 29 artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaştı.

Geçen yıl uzay, hava, kara, deniz, elektronik harp ve arge alanlarında birçok önemli projeyi hayata geçirdik. Milli muharip uçak KAAN ve Hürjet’in uçuş testlerine devam edilmiş, Gökbey helikopteri ilk teslimatını gerçekleştirmiştir. Kızılelma testleri sürerken Anka 3, Bayraktar TB3, TB2, Akıncı, Aksungur İHA’ların kabulleri yapılmıştır. TB3, TGC Anadolu’ya destek ekipmanı kullanmadan iniş ve kalkış yapmıştır. İlk SİHA olarak tarihe geçmiştir. Piri Reis denizaltısını hizmete aldık. Hızır Reis denizaltısı deniz denemelerine başladı. Murat Reis’in donatım çalışmalarına devam ettik.

Yerli ve milli olarak geliştirilen çelik kubbe projesine bismillah dedik. Hem 800 kilometre ve üzeli menzilli füze stokumuzu güçlendirmeyi, 2 bin kilometre ve üzeri menzilli füze geliştirme programımızı hızlandırmayı kararlaştırdık. 2025 yılında inşallah bunlara yenilerini ekleyeceğiz. Geçtiğimiz hafta ana muhalefetin safsata diyerek burun kıvırdığı ülkemizin fırkateynini yüzde 100 yerli ve milli olarak tasarladık. 7 milgem fırkateynimizin inşası devam ediyor. TF 2000 hava savunma harbi muhribimizin ilk kaynağını tersanede gerçekleştirdik. Dosta güven aşılayan, düşmana korku salan bir Türkiye için savunma sanayi sektörümüzün tüm paydaşlarıyla çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.

2024 yılına dair karnemizi 20 ana başlık 239 farklı infografikle 31 Aralık’ta sosyal medya hesabımızdan paylaştık. 2025’te de 85 milyon demeden gece gündüz çalışacağız. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak yakın gelecekteki en önemli hedeflerimizden biridir. Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz. Hiçbir medeni ülke buna izin vermez. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyaseti üzerinden çekildikçe Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü zemine kavuşacaktır.

Komşumuz Suriye’de gerçekleşen epik devrimle hem bu ülkede hem bölgemizde artık yeni bir dönem başlamıştır. Yeni Suriye yönetiminin ülkenin toprak bütünlüğü, birliği temelinde Suriye inşa etmeye çalıştığını ve bunda kararlı olduğunu görüyoruz. Bizim de beklentimiz bu yöndedir. Suriye’nin parçalanmasına, üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda risk görürsek gerekli adımları süratle atarız. Suriye’deki ihtilafı ve DEAŞ tehlikesini fırsata çevirenler kadim gerçeklerle yüzleşmiştir. Bu gerçek bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığıdır.

Açık söylüyorum, silahları ile birlikte toprağa gömülmelidir. Türkiye nasıl tavizsiz bir iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o raddeye varırsa bir gece ansızın yine gelebiliriz. Allah’a şükür bunu yapacak gücümüz, kapasitemiz ziyadesiyle vardır. Sorumlulukta bulunanlar ne provokasyonlara gelmeli ne de milleti provoke edecek cümleler kurmalıdır. Kimi il ve ilçelerimizde açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bunların bedelini onlara misliyle ödetiriz.

Biz iktidar ve ittifakı olarak terörsüz Türkiye hedefimizi öyle veya böyle ama mutlaka gerçekleştireceğiz. Elbette bunu suhulet ve sükunetle olmasını temenni ederiz. Bu yıl veya bu yol tıkanır veya dinamitlenirse o zaman devletimizin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmakta çekinmeyiz. Sonuçta kardeşliğin, birliğin, beraberliğin kazanacağına inanıyoruz.

Güçlü toplum güçlü ailelerle mümkündür. Bu konuda ciddi meydan okumalarla karşı karşıyayız. Cinsiyetsizleştirme politikaları herkesin malumu. LGBT meselesi bugün aileye dönük en ciddi tehlikelerin başında gelmektedir. Ülkemizde doğurganlık seviyesi gerilemiştir. Bu durum alarm vericidir. Türkiye açısından varoluşsal tehdittir. En az 3 çocuk çağrımızın ne kadar önemli olduğunu böylece görmüş oluyoruz. 2025 senesini Aile Yılı ilan etmeyi kararlaştırdık. Yıl boyunca Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığımız koordinasyonunda aile yapımızın güçlendirilmesi ve korunması için kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz.

Şimdi internet ve dijital altyapımızı güçlendirecek yeni adım atıyoruz. 5 G ihalemizi 2025 senesi içinde yapacağız. 2026 yılında ilk sinyalimizi almayı hedefliyoruz. Bu hafta vesilesiyle her bir vatandaşımızdan enerjiyi daha tasarruflu ve verimli kullanmalarını istirham ediyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”

Paylaşın

Erdoğan: Emperyalistlerin Oyununa Gelmeyeceğiz

Partisinin Trabzon İl Başkanlığı kongresinde konuşan Erdoğan, “Çatışmanın şiddetin istikrarsızlığın tarihe karıştığı terörsüz Türkiye hedefimize gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı her adımı incelikli düşünülmüş bir politika yürütüyoruz” dedi ve ekledi:

“DEAŞ terör örgütünü de bozguna uğrattık. Terör örgütü için yolun sonu geldi. PKK’nın Suriye uzantısını sınırımızdan uzaklaştırdık. Emperyalistlerin oyununa gelmeyeceğiz. Bu topraklarda fitne yetiştirmek isteyenlerin tuzaklarına düşmeyeceğiz. Biriz, beraberiz, hepimiz kardeşiz. Bizim aramıza hiç kimse giremeyecek. Hiç kimse bizim kadim birlikteliğimizi bozamayacak. Terör belasını da ortadan kaldırarak inşallah hedefe daha seri bir şekilde ulaşacağız.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hayri Gür Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin 8. Trabzon Olağan İl Kongresi’nde konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: “Değerli Trabzonlular çatışmanın şiddetin istikrarsızlığın tarihe karıştığı terörsüz Türkiye hedefimize gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı her adımı incelikli düşünülmüş bir politika yürütüyoruz.

DEAŞ terör örgütünü de bozguna uğrattık. Terör örgütü için yolun sonu geldi. PKK’nın Suriye uzantısını sınırımızdan uzaklaştırdık. Emperyalistlerin oyununa gelmeyeceğiz. Bu topraklarda fitne yetiştirmek isteyenlerin tuzaklarına düşmeyeceğiz. Biriz, beraberiz, hepimiz kardeşiz. Bizim aramıza hiç kimse giremeyecek. Hiç kimse bizim kadim birlikteliğimizi bozamayacak. Terör belasını da ortadan kaldırarak inşallah hedefe daha seri bir şekilde ulaşacağız.

CHP’nin hizmet ve yatırım düşmanlığını Sayın Özel’e sordum. CHP’li belediyelerin SGK’ya kaç çeyrek altın borcu olduğunun hesabını yapmasını istedim. Sayın Özel henüz bir cevap veremedi. CHP’li belediyelerin SGK’ya borçlarının çeyrek altın cinsinden hesaplaması sayın Özel’in vaktini alıyor. CHP’nin Genel Başkanı Ankara’da karşı çıkıyor ama Kars’a gittiğinde millet neyi duymak istiyorsa onu söylüyor.

Yüzde 1000 ila yüzde 2500 arasında zam yapıyorlar ama Kars’ta doğalgaza indirim yapmaktan bahsediyor. EPDK’nin indirim kararını iptal ettirmeyi niçin mahkemeye taşıdınız? İndirebiliyorsan çağır belediye başkanını, talimat ver, düşürsün. Madem bu işler böyle oluyor yapsınlar. Orta oyunu burada bitmiyor. Sayın Özel’in doğalgaz destekleriyle ilgili hiçbir malumatının olmamasıdır. Evinde kullandığı, verdiğimiz doğalgaz desteklerinden haberi bile yok.

Geçen yıl vatandaşlarımızın 100 liralık doğalgaz faturasının 65 lirasını biz karşıladık. Sayın Özel ucuzlatacağız dedikleri suya neden zam yaptığını bir anlatsın. “Allah’ın suyundan para alınır mı?” diyen siz değil miydiniz bay Özel. Neden suya 10 kat zam yaptınız? Sayın Özel’e şunu da söylemek isterim. Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimimiz 7 milyon metreküpü aştı. Gabar’da da günlük 70 bin varilin üzerine çıktık Sayın Özel. Enerjide tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar gece gündüz çalışacağız.

Sayın Özel’e ve CHP’ye bugün yüklenmek istemiyorum. CHP’nin kadroları arasındaki güç mücadelesi onları yeterince yıpratıyor. CHP’nin derdi Sayın Özel’e yeter de artar bile. Bay Kemal’in siyasi ihtirasları ayrı bir tez konusu olur. Partisi tarafından istenmediğini bir türlü kabul edemedi. Nereden tutsan elinde kalan bir rakiple karşı karşıyayız. Dikkate alınacak hiçbir fikirleri de yok. Muhalefetin bu kötürüm hali bizim yükümüzü daha da ağırlaştırıyor.”

“Hedefimiz terörsüz Türkiye”

Erdoğan ayrıca, partisinin 8. Rize Olağan İl Kongresi’nde de açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Siz kalbinizle ve desteğinizle bizimle olduğunuz sürece Allah’ın izniyle kazanmadık mücadele bırakmayız. Benim sizlere olan sevdam dağlardan yüce Karadeniz’den coşkundur. Bu öyle bir sevda ki asla eksilmez. Sizlerle beraber yol yürüdüğüm için Rabbime sonsuz hamd ediyorum. İnşallah daha gidecek çok yolumuz var.

Son dönemde attığımız her adım Türkiye Yüzyılı’nın yapı taşları mahiyetindedir. Birileri gibi içi boş palavralar atmıyoruz. Birilerinin yaptığı gibi emperyalistlerin senaryolarından biçilen rollere güvenmiyoruz. Hedefimiz terörsüz Türkiye. Attığımız adımların sonuçları milletin hayrına olacaktır. Biz ülkesinin ve milletinin kaderiyle kendi kaderi birleşmiş bir partiyiz.

Türkiye’nin en önemli sorunu tatlı su siyasetçisi tipinin her yeri işgal etmesidir. Bizde bu anlayışa sahip olanlara yer yoktur. Hangi görevde olursanız olun vatandaşımız gelip sizden bir işin yapılmasını istiyorsa onu başka yere havale etme hakkınız yok. Bunu yaptığınız sürece genel başkanınız olarak varsa sizlere hakkımı helal etmiyorum.

Bazılarına bu söylediklerim zor görünebilir ama bilin ki bu Cumhurbaşkanı çok şikayetler alıyor. Bu şikayetleri burada haykırmam lazım, hepinizin bilmesi lazım. Biz siyasetimizi yaparken kimseye değil hak olan davamıza hizmet etmeliyiz. Bunları herhangi bir çıkar beklentisi ile değil davamızın yüklediği mesuliyet bilinci ile yapmalıyız. Aksi halde partiyi ticarethaneye çevirirsiniz.

Büyük kongremizle birlikte yeni bir döneme kapı açacağız. Hedefimiz AK Parti’yi seçimlerde yeniden yüzde 50 bandına çıkartmaktır. Ülkeye kazandıracak daha çok eserimiz, millete verecek çok hizmetimiz var. Bunun için kongrelerimizi bir şahlanış ve enerji yenileme zemini olarak görüyoruz.”

Paylaşın

Erdoğan, CHP’li Belediyeleri Hedef Aldı: Bir Eserleri Yok

Partisinin Ordu İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Daha 7 ay önce milleti vaad yağmuruna tutanların içler acısı halini sizler de takip ediyorsunuz. Kim ne vaat ediyorsa benden 5 fazlası diyerek bir sürü söz verdiler. Koltuğa oturdukları andan itibaren verdikleri sözlerin hepsinin üzerine kalın bir sünger çektiler” dedi ve ekledi:

“Parayla su mu olur diyenler suyun fiyatına yüzde 1000 zam yaptılar. Fiyatını düşüreceğiz dedikleri hizmetlerin fiyatı 5-6 kat arttı. Eş dost çiftliğine çevirdikleri belediyeleri adeta yağmalıyorlar. Konserler üzerinden yapılan yolsuzlukları, hırsızlıkları burada saymıyorum bile. Ortada gösterebilecekleri bir eseri yok.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ordu 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: “Sizlerle yeniden bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. İlk olarak Samsun’daki il kongremizi başarıyla gerçekleştirdik, şimdi de Ordu’daki kongremizi coşkuyla, heyecanla icra ediyoruz. Bizim için her görev aynı zamanda ülke ve millet için tutulan bir nöbettir.

AK Parti içinde ben ve bencillik yoktur, biz vardır. Bu kadronun mensupları arasında makam ihtirası değil, millete hizmet aşkı vardır. Muhalefet partileri rant ve koltuk hırsıyla kavga ederken, biz ülkemize ve milletimize hizmetle meşgulüz. Ülkeye ve millete hizmet nöbetini devreden arkadaşlara teşekkür ediyorum. Sancağı devralan arkadaşlarıma Allah’tan muvaffakiyet diliyorum.

Sizler hem Mayıs 2023’te hem de 31 Mart’ta üzerine düşeni yaptınız. AK Parti ve Cumhur İttifakı yanında saf tuttunuz. Ordu daima bizimle oldu, bizim yol arkadaşımız oldu. Sizlere teşekkür ediyorum. AK Parti ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz güçlü destek için her birinize teker teker teşekkür ediyorum.

Şimdi sıra bizde. Tüm kadro ve kurumlarımızla Ordu’yu ayağa kaldırıp geleceğe taşımakta. Ordu’nun ittifakımıza duyduğu güveni boşa çıkarmamakta. Bunun için gece gündüz çalışacağız. Tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.

Dünya üstüne kalksa Ordu geri adım atmaz. Ordu’nun birlik şuuru, dirlik hassasiyeti, millet ve memleket sevdası onun memleket sevdasıdır. Çarpan her kalp Türkiye’nin kalbidir. Ordu Anadolu’nun harcı, Karadeniz’in baştacıdır.

Gözü dışarıda olanlar siyasi takvimlerini yurtdışındaki aktörlere göre ayarlayanlar Ordu’yu anlayamaz. Parti içi mücadeleden, kurultay kavgalarından başını kaldıramayanlar Ordu’yu anlayamaz. Hamasetle, polemikle siyasetçilik oynayanlar Ordu’yu anlayamaz.

“Ortada gösterebilecekleri bir eserleri yok”

Daha 7 ay önce milleti vaad yağmuruna tutanların içler acısı halini sizler de takip ediyorsunuz. Kim ne vaat ediyorsa benden 5 fazlası diyerek bir sürü söz verdiler. Koltuğa oturdukları andan itibaren verdikleri sözlerin hepsinin üzerine kalın bir sünger çektiler. Parayla su mu olur diyenler suyun fiyatına yüzde 1000 zam yaptılar. Fiyatını düşüreceğiz dedikleri hizmetlerin fiyatı 5-6 kat arttı. Eş dost çiftliğine çevirdikleri belediyeleri adeta yağmalıyorlar. Konserler üzerinden yapılan yolsuzlukları, hırsızlıkları burada saymıyorum bile. Ortada gösterebilecekleri bir eseri yok.

Sultanahmet’te şadırvanın musluğunu değiştirmiş, yaptıkları bu. Eser yok, hizmet yok, yatırım yok. SGK’ya olan borçları katlanarak artıyor. SGK’yı batırmak bir CHP geleneği. Eski genel başkanlarının tek icraatı SGK’yı batırmaktı, yeni başkan da selefini aratmıyor. Asıl yüz kızartıcı olan birikmiş borcu ödememek, bundan kaçmaya çalışmaktır. Bu ister devletin bir kurumu ister şahıs olsun fark etmez. Bu ahlaki çizginin net bir şekilde çizilmesi gerekiyor.

Sırf alacağını talep etti diye SGK’yı linç edecekler. Herhalde böyle bir pişkinlik örneğine CHP haricinde başka hiçbir yerde rastlanamaz. SGK’ya birikmiş prim borcu en yüksek 10 belediyenin 7’si CHP’li yönetimler. İlk sırada 10 milyar lira ile ana muhalefetin 25 yıldır yönettiği İzmir yer alıyor. Sayın Özel son günlerde çeyrek altın hesabı yapmayı çok seviyor. Belediyelerin SGK’ya borç stokunun yüzde 70’i ana muhalefete ait. 30 belediyesinden 23’ü CHP’nin. İlçe belediyelerin yüzde 34’ü ana muhalefetteyken borcun yüzde 65’i bunlara ait.

Bir belediyenin CHP’ye geçtiğini 2 şeyden anlıyorsunuz; birincisi hizmet standardı anında düşüyor. İkincisi SGK’ya olan borçları katlanarak artıyor. Bunların belediyeleri arpalık olarak gördüklerini biz söylüyorduk, Sayın Özel de bu hakikati ikrar etmiş oldu. Ortada tam olarak art niyetli bir yaklaşım var. Şimdi biz buna sessiz mi kalalım? İşçinin, emeklinin, esnafın, işverenin hakkının yenilmesine rıza mı gösterelim? Sayın Özel’in bu kadar feveran etmesinin, belediye başkanlarının çirkinleşmesinin sebebi budur.

İstismar siyasetinin içinde 22 yıl boyunca biz olmadık, şimdi de yokuz. Muhalefetin kısır gündeminin bizi esir almasına müsaade etmeyeceğiz. CHP olarak varoluşsal kriz yaşıyorlar. Bölgemizdeki gelişmeleri analiz edecek ne kapasiteleri ne kadroları var. Güney sınırlarımızın ötesinde adeta tarih yeniden yazılıyor. CHP’li siyasetçiler olayları anlamaya dahi çalışmıyor.

Biz Suriye’ye adım atmadık ama Suriye’yi her yönüyle ele almak suriyetiyle şu andaki hale getirdik. Şu anda Suriye’de yeniden bir güneş doğuyor. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ne işimiz var sorusu halinde herhangi bir politikalarına rastlamadık.

Eski genel başkanları ara sıra kendisini hatırlatmak için sosyal medyada bir şeyler karalıyor ama kendi partisi dahil kimse dikkate almıyor. Gündeme gelme hevesi Bay Kemal’i kimi zaman komik kimi zaman da trajikomik hale düşürüyor… Biz milletimizle birlikte hedeflerimizin peşinden gidiyoruz. Gerek hükümet olarak gerek yerel yönetimler olarak Ordu’nun çehresini değiştirdik. 22 yılda Ordu’ya toplam 345 milyar liralık kamu yatırımı yaptık.”

Paylaşın

Erdoğan’dan AK Parti’de Değişim Mesajı

Partisinin Samsun İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Şubat ayının sonuna doğru büyük kongremizi toplayacak, coşku ve heyecan içinde yenilenerek, tazelenerek çok daha azimli şekilde yolumuza devam edeceğiz. Milletin sandıkta verdiği mesajlar ışığında, partimizin çeyrek asırlık hikayesinde yeni bir milat olacaktır” dedi ve ekledi:

“Aramızdaki uyumu, koordinasyonu bozmaya yeltenenlere kulak asmayacağız. Muhalefetin iftiralarına, karalama kampanyalarına kulak asmayacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz bu ülkenin geleceğiz. Daha nice seneler Türkiye’ye hizmet edeceğiz. Hep beraber omuz omuza mücadele edeceğiz.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısının ardından PKK lideri Abdullah Öcalan ile kurulan temaslara ilişkin de konuşan Erdoğan, “Tek amacımız büyük ve güçlü Türkiye idealimizdeki son engelleri kaldırmaktır. Cumhur İttifakı olarak bunu mutlaka başaracağız. Türkiye’de kardeşlik kazanacak” dedi.

PKK için üçüncü bir yol olmadığını söyleyen Erdoğan, “Bölücü caniler ya bir an önce silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömüleceklerdir. Bunun dışında üçüncü bir yol yok. Suni teneffüsler bölücü örgütü hayata döndüremeyecekler” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’da Yaşar Doğu Spor Salonu’nda partisinin 8. Samsun Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Ferdi Tayfur, Türkiye’nin en müstesna sanatçılarından biriydi. Ailesine, hayranlarına, sanat camiasına başsağlığı diliyorum.

İstiklal baharının ilk çiçeği, millet düşmanlarına Karadeniz gibi hırçın olan Samsun’da 11 aylık aranın ardından sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde bir kez daha AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonunu tercih ettikleri için Samsunlu kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. 31 Mart’ta da işi yine ehline verdiniz. Bize güvendiniz, inandınız, itimat ettiniz; inşallah biz de sizin güveninizi boşa çıkarmayacağız. Emanetinize gözümüz gibi bakacak, Samsun’u büyütmek için aşk ile çalışacağız.

Bu millet bizden daha fazla eser ve proje üretmemizi bekliyor. Bir ferdi olmaktan şeref duyduğumuz bu aziz millet yatırım, hizmet bekliyor. Her bir dava arkadaşımızın milletimizin beklentilerinin hakkını vereceğine inanıyorum. Bizler, konfora değil, çileye talip olduk. Bizler koltuklarda rahatça oturmak için değil, hizmet etmek için geldik. Şahsi kariyerimizi inşa etmek için değil, milletin hakkını, onuru korumak için bu görevi üstlendik. Bizim oyalanma gibi bir lüksümüz yok. Bizim durmak, duraksama, rehavete kapılmak gibi hakkımız yok.

Bizim polemikle geçirecek tek bir anımız yok. Muhalefetin sahte ve sanal gündemleri sizleri yanıltmasın. Muhalefetin işbilmezliği, beceriksizliği sizi yanıltmasın. Onlarla bizim aramızda millete hizmetkarlık yapmak gibi derin bir zihniyet farkı var. 22 yıldır olduğu gibi aşkla koşacağız. Her gün daha fazla terleyeceğiz, yeni bir insana ulaşacak, yeni bir kalp kazanacak, yeni bir el sıkacak, yeni bir iş ortaya koyacağız.

12 Ekim’de ilçe kongreleriyle startını verdiğimiz 8. Olağan Kongre sürecimiz 30 Kasım’dan itibaren il kongrelerimizle devam ediyor. Türkiye genelinde kongrelerimizi barış, huzur ve kardeşlik iklimi içinde gerçekleştiriyoruz. Rakiplerimizden farklı olarak bizim kongrelerimizde hırs, davamızın önüne geçmiyor. Her kongremize dayanışma, birlik, coşku damga vuruyor. Helalleşerek, kucaklaşarak, kardeşliğimizi perçinleyerek bu hassas süreci partimize yarışır şekilde yürütüyoruz. Samsunla eşzamanlı gerçekleşen Aksaray il kongremizin başarılı geçmesini, hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Şubat ayının sonuna doğru büyük kongremizi toplayacak, coşku ve heyecan içinde yenilenerek, tazelenerek çok daha azimli şekilde yolumuza devam edeceğiz. Milletin sandıkta verdiği mesajlar ışığında, partimizin çeyrek asırlık hikayesinde yeni bir milat olacaktır.

Aramızdaki uyumu, koordinasyonu bozmaya yeltenenlere kulak asmayacağız. Muhalefetin iftiralarına, karalama kampanyalarına kulak asmayacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz bu ülkenin geleceğiz. Daha nice seneler Türkiye’ye hizmet edeceğiz. Hep beraber omuz omuza mücadele edeceğiz.

Ne 22 yıllık iktidarlarımız ne de yarım asırlık siyasi hatıramıza boyunca aziz şehitlerimizin ruhlarını incitecek, gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir işimiz olmadı. Ne yaptıysak şehit ve gazilerimizin gösterdiği istikametten ayrılmadan yaptık. 1000 yıldır bu toprağa düşenler, ezanımız daha gür sesle okunsun, bayrağımız gururla dalgalansın, devletimiz payidar olsun diye can verdiler. O kahramanlar büyük, güçlü, muteber bir Türkiye için hayatlarını feda ettiler.

Biz de tam 22 yıldır sadece bu idealler, bu hedefler için çalışıyoruz. Türkiye’yi ayağına vurulan prangalardan kurtararak şehitlerimizin vasiyetini yerine getirme mücadelesindeyiz. Çocuklarımızın onurlu, huzurlu, kalkınmış bir Türkiye’de refah içinde yaşaması için gayret gösteriyoruz. Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üzerinde gördük.

Bölücü örgütle sarmaş dolaş olanların partimize ve Cumhur İttifakı’na söyleyecek hiçbir sözü olamaz. Bizim referansımız milletimizin ali menfaatleri olmuştur. Tek amacımız büyük ve güçlü Türkiye idealimizdeki son engelleri kaldırmaktır. Cumhur İttifakı olarak bunu mutlaka başaracağız. Türkiye’de kardeşlik kazanacak.

Bölücü örgütün milletimiz fertleri arasında açtığı nifak çukurlarını kardeşlik ile dolduracağız, karşılıklı saygı ile kapatacağız. Terör belasından ülkemizi en kısa sürede kurtaracağız. Hedefe kilitlenmiş durumdayız.

Terör örgütü ve teröristler için çember giderek daralmaktadır. Türk, Kürt, Arap ayırt etmeksizin kimsenin emperyalistlerin teröristlere tahammülü kalmamıştır. Ya silahlarını gömecekler yada silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler. Suni teneffüsler bölücü örgütü hayata döndüremeyecekler.

“YHT projemizi mutlaka hayata geçireceğiz”

Yolsuzluk, hırsızlık arıyorsanız kendinizi yormayın. Konser faturalarına, para kulelerine bakın. Ellerine geçirdikleri her fırsatı belediyeleri yağmalamak için kullanıyorlar. Sayın Özel ve şürekâsı Ankara’dan gazel okumayı bıraksın Samsun’a, Çorum’a gelsin hızlı trene neden karşı çıktıklarını anlatsın. Cesaretleri varsa, bu önemli projenin CHP’yi niye rahatsız ettiğini Samsunlu kardeşlerime anlatsın. YHT projemizi mutlaka hayata geçireceğiz.”

Paylaşın