Erdoğan, Yeniden Refah’a Yüklendi: Figüranların Tek Görevi…

Konya’da halka seslenen Erdoğan, “Geçen seçimleri hatırlayın birbirlerini yolda görseler selam vermeyecek olanları bir araya getiren işte bu odaktır. Bugün yerel seçimlerin kendine mahsus özelliklerini kullanarak cepheyi biraz daha genişlettiler. CHP yine DEM ile gizli saklı bir iş birliği halinde. Sözde kent uzlaşması adı altında şehirleri ilçeleri belediye meclislerini paylaşıyorlar” dedi ve ekledi:

“Kendi iradesi olmayan DEM yönetimi dışarıdan aldığı emirlere göre hareket ediyor. En çok oyu aldığı illerde bile şehirleri yönetecek değil örgütün emrinden çıkmayacak kukla isimleri aday gösteriyorlar. Yani Kandil’den. CHP ile yaptığı pazarlıkta payına düşen yerlerde ise siyasi tabanı olan değil yine işaret edilen isimleri öne sürdüler. Bu iki partinin kurduğu sinsi oyuna AK Parti’ye kaybettirmek için katılan başka aktörler de var.”

Erdoğan, konuşmasının devamında “Senaryoya asli unsur olarak dahil edilmeyen bu figüranların tek görevi Cumhur İttifakı’nın gücünü zayıflatarak CHP-DEM ittifakının değirmenine su taşımaktadır. CHP’nin kifayetsiz muhterisleri yıllardır laiklik, Atatürkçülük gibi belirli kavramların istismarıyla varlıklarını sürdürmeye başarmışlardır. Şimdi aynı anlayışın farklı bir sürümü ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçim çalışmaları kapsamında, partisinin Konya mitinginde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

“Konya vefanın şehridir. Buraya her gelişimde sizlerle büyük bir vefa ve dostluk kucaklaşması yaşıyorum. Girdiğimiz her mücadelede Konya’yı dimdik yanımızda bulduk. Hep Konya ile birlikte yol yürüdük. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da Konya ile birlikte gerçekleştireceğiz… Şimdi emniyetten sordurdum meydanda ne kadar katılım var diye. Yollar hariç evet 110 bin kişi burada. Sizler bu duruşunuzla meselenin sadece seçim ve sandık değil, kutlu bir davayı yüceltmek olduğunu tüm dünyaya gösterdiniz.

Konya’nın 31 Mart’ta da rekor bir oyla belediyecilikte tarih yazacağını ve sancağı da en yükseğe çıkaracağını inanıyorum. Selçuklu başkenti Konya’ya da bu yakışır. Şehirler içinde emsali bulunmayan Konya’ya milli iradeye sahip çıkma konusunda emsalsiz olmak yakışır. Unutmayınız Konya sadece kendi sınırlarından ibaret bir şehir değildir. Nice şehirlere şahlık yapmıştır Konya. Sadece kendisi kalkınmakla gelişmekle kalmadı herkese faydası dokundu… Son deprem felaketinde de gördük ki Konya tüm mazlumlara gönüllerini açtı. Konya Büyükşehir Belediyesi deprem bölgesine çok sayıda destekte bulundu.

Ülkemize yönelik sayısız saldırıların önüne set çektik. Sayısız saldırıyı bertaraf ettik. Ülkemizi siyasi, ekonomik ve askeri olarak geliştirdik. Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız demokrasi, hak, özgürlük ihlallerini telafi edecek reformları hayata geçirdik… CHP yine DEM ile gizli saklı bir işbirliği içinde. Bu işbirliğini milletin gözünden kaçırmak için her gün yeni bir ifade buluyorlar. Sözde kent uzlaşması adı altında şehirleri, ilçeleri ve belediye meclislerini paylaşıyorlar. DEM, emirlere göre hareket ediyor, en çok oyu aldığı yerlerde bile örgütün emrinden çıkmayacak kukla isimleri aday gösteriyor, yani nereden, Kandil’den.

Bu iki partinin kurduğu sinsi oyuna Cumhur İttifakı’na kaybettirmek için katılan başka aktörler de var. Onlar da kendilerince bazı kavramlara sığınarak siyasette tırnak tutturmanın peşindeler… Partimizden ayrılıp altılı masaya misafir oldular. Şu anda parlamentoda bile yerleri yok. Hepsinin sonu hüsran oldu. Sırf AK Parti ve Erdoğan husumetiyle siyaset yaptıklarını sananları anlamakta zorlanıyoruz. Sırtını sadece konjonktüre dayamaktan başka sermayesi olmayanların akıbeti, yeni bir konjonktürle silinip gitmektir. “

Paylaşın

Erdoğan, Üç Büyük Şehirdeki Erzurumluları Uyardı

Erzurum’da halka hitap eden Erdoğan, “31 Mart’ı milli irade bayramı haline getirmeye hazır mıyız? Bunun için çok çalışacağız, daha fazla koşturacağız. Biz insanlarımıza ve şehirlerimizi bu güne kadar hep eser ve siyaset hizmetiyle gösterdik” dedi ve ekledi:

“Erzurum’a 173 milyar liralık kamu yatırımı yaptık. Erzurum depreme dayanıklı olacak. Bunun için bakanlıklarımızı harekete geçirdik. Hizmetlerin hız kesmeden devam etmesi için sizden güçlü bir destek bekliyoruz.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Tek parti kalıntısı zihniyet terör örgütü uzantılarıyla el ele vererek bekliyor. İstanbul’daki, Ankara’daki, İzmir’deki Erzurumlu kardeşlerimizi arayacaksınız değil mi? Onları ‘sakın bir yanlışlık olmasın’ diye uyaracaksınız değil mi?” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Erzurum’da düzenlediği mitingde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Her hanım kardeşimizin bir Nene Hatun yüreği taşıyan Erzurum için ne desek azdır. 14-28 Mayıs seçimlerinde milletvekilliğinde yüzde 67, Cumhurbaşkanlığında yüzde 74 oranında verdiğiniz destek için şükranlarımı sunuyorum. Seçim sonuçlarına bakarak anlıyoruz ki dadaş yine farkını, vefasını, sevdasını gösterdi.

Asırlarca ata yurtlarından gelen milyonlarca insanımızın girip kapısı Erzurum olmuştur. Ermeni çetelerin yaptıklarına karşı canını dişine takan Erzurumlunun hikayesi birer destan olarak anlatılacaktır… 31 Mart’ı milli irade bayramı haline getirmeye hazır mıyız? Bunun için çok çalışacağız, daha fazla koşturacağız.

Biz insanlarımıza ve şehirlerimize olan sevgimizi eser ve hizmetlerle göstermiş olan bir partiyiz. Erzurum’a 21 yılda 173 milyar liralık kamu yatırımı yaptık… 31 Mart’tan sonra büyükşehir ve ilçe belediyelerimizle çok daha fazlasını yapmak istiyoruz. Çok daha fazla yatırım yapacağız. Hizmetlerin devam etmesi için çok güçlü destek bekliyoruz.

AK Parti ve Cumhur İttifakı kökü Peygamber efendimize uzanan medeniyet davasının bugünkü temsilcileridir. Bu dava öyle büyük bir mirastır ki onu ancak layıkıyla taşıyabilecekler üstlenebilir. Birilerince bu kutlu davanın meze yapılmasına gönlümüz razı gelmez. Üzüntümüz davasına katkıda bulunmak yerine pazarlıkta el yükseltmek için kaybettirmek anlayışıyla altılı masalara oturanlarıdır.

Özgürlük ortamı birileri tarafından altın tepside sunulmadı. Darbeden terör saldırılarına, sokak olaylarından partimizin kapatılma davasına kadar nice badireler atlattık. 15 Temmuz’da 253 şehidimiz istiklal ve istikbalimize sahip çıktı. Kazanımlarımızın birilerini rahatsız ettiğini herkes görebiliyor.

Tek parti kalıntısı zihniyet terör örgütü uzantılarıyla el ele vererek bekliyor. İstanbul’daki, Ankara’daki, İzmir’deki Erzurumlu kardeşlerimizi arayacaksınız değil mi? Onları ‘sakın bir yanlışlık olmasın’ diye uyaracaksınız değil mi?”

Paylaşın

Erdoğan Van’da Konuştu: CHP Ve DEM Parti’yi Hedef Aldı

Van’da halka seslenen Erdoğan, CHP ve DEM Parti’yi hedef alarak, “Geçtiğimiz mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanlığında yüzde 38,5’lik oy oranı ile şahsıma verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Tabii bu oy oranı Van ile aramızdaki muhabbeti, gönül bağını, vefayı ifade etmekten çok uzaktır. Mayıs seçimlerinde karşımızdaki CHP adayı etrafında birleştiler” dedi ve ekledi:

“Ülkemizde tek parti faşizmi döneminin acılarını bilmeyen, yaşamayan, dinlemeyen yoktur. Yeniden bu zihniyeti diriltmek için var gücüyle çalışan CHP’yi ve adayını getirip sizlere dayattılar. Sizlerin kapınızın önünden geçilmeyeceğiniz isimleri iradenize ipotek koyarak meclise taşıdılar. Hatta cumhurbaşkanı yapmak istediler. Van’ı da bu oyuna alet ettiler.”

Erdoğan, konuşmasını, Oysa şehirler içinde divan kurulsa ehli irfan Van’ı birinci seçer derler. İşte bu Van’ı götürüp tek parti faşizminin temsilcisi CHP’ye ve onun kifayetsiz yöneticilerinin ihtiraslarına kurban ettiler. Bugün aynı oyunu yine sahnelemenin peşindeler. Fiyakalı ifadelerle gizlemeye, saklamaya, gözlerden kaçırmaya çalıştıkları ittifaklarla sizlerin iradesini bir kez daha satılığa çıkardılar. Şu ilçe senin, bu belediye meclis üyesi benim hesabı yaptılar. Kazanmak için değil kaybettirmek için çalış mantığını devreye soktular.

Kurdukları bu çarpık oyunlar aklıyla milletle alay ettiler. İşin içine deste deste paraların da girmesiyle bu oyun iyice kirlendi. Bağırarak, çağırarak, yalan üstüne yalan söyleyerek arsızca etrafa saldırarak, kibirle milleti aşağılayarak kimse kendini bu kirden arındıramaz. Milletimiz bu sinsi ve kirli oyunların hesabını 31 Mart’ta sandıkta soracak. Utanma bilmeyen suratlara milli irade tokatını vuracaktır” sözleriyle devam ettirdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Beşyol Meydanı’nda düzenlenen Van Mitingi’nde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Öncelikle dün Hakkari’den dönerken yolda geçirdiği trafik kazasında vefat eden AK Parti Van İl Yönetim Kurulu üyemiz Bilal Eryiğit kardeşimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Bilal kardeşimizin ailesine, yakınlarına ve Van İl Teşkilatı’mıza başsağlığı diliyorum.

İpek yolunun hiç sönmeyen kutup yıldızı, medeniyetler beşiği, tabiatıyla, kültürüyle, insanıyla dünyanın gıpta ettiği Van’da sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çekmesi bana düşer, fizanda olsak bile gönlümüz Van’a düşer. Evet, biz de Van’a düşen gönlümüzü hasret pınarından kana kana doyurmak için her fırsatta size koşuyoruz. İyi gününüzde, kötü gününüzde hep yanınızda oldum.

Özü sözünden, sözü özünden ayrılmayan hakkın ve hakikatin şehri Van’da sağolsun bizi hep bağrına bastı. Geçtiğimiz mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanlığında yüzde 38,5’lik oy oranı ile şahsıma verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Tabii bu oy oranı Van ile aramızdaki muhabbeti, gönül bağını, vefayı ifade etmekten çok uzaktır.

Mayıs seçimlerinde karşımızdaki CHP adayı etrafında birleştiler. Ülkemizde tek parti faşizmi döneminin acılarını bilmeyen, yaşamayan, dinlemeyen yoktur. Yeniden bu zihniyeti diriltmek için var gücüyle çalışan CHP’yi ve adayını getirip sizlere dayattılar. Sizlerin kapınızın önünden geçilmeyeceğiniz isimleri iradenize ipotek koyarak meclise taşıdılar. Hatta cumhurbaşkanı yapmak istediler. Van’ı da bu oyuna alet ettiler.

Oysa şehirler içinde divan kurulsa ehli irfan Van’ı birinci seçer derler. İşte bu Van’ı götürüp tek parti faşizminin temsilcisi CHP’ye ve onun kifayetsiz yöneticilerinin ihtiraslarına kurban ettiler. Bugün aynı oyunu yine sahnelemenin peşindeler. Fiyakalı ifadelerle gizlemeye, saklamaya, gözlerden kaçırmaya çalıştıkları ittifaklarla sizlerin iradesini bir kez daha satılığa çıkardılar.

Şu ilçe senin, bu belediye meclis üyesi benim hesabı yaptılar. Kazanmak için değil kaybettirmek için çalış mantığını devreye soktular. Kurdukları bu çarpık oyunlar aklıyla milletle alay ettiler. İşin içine deste deste paraların da girmesiyle bu oyun iyice kirlendi. Bağırarak, çağırarak, yalan üstüne yalan söyleyerek arsızca etrafa saldırarak, kibirle milleti aşağılayarak kimse kendini bu kirden arındıramaz. Milletimiz bu sinsi ve kirli oyunların hesabını 31 Mart’ta sandıkta soracak. Utanma bilmeyen suratlara milli irade tokatını vuracaktır.

Bugün burada milli irade tokatının ilk seslerini duyuralım mı? Arkadaşlara dedim ki emniyet şu anda karşımızda ne görüyor? Verdikleri rakam, 55 bin. Sizleri karanlık gündemlerine meze etmek isteyenlere hak ettikleri dersi vermeye var mısınız? Vanlının iradesini sapkın ideolojilere, zübük siyasetçilere peşkeş çekmeye çalışanlara dur demeye var mısınız? Van’ın geleceğini umursamayanları, mahşeri vicdanda mahkum etmeye var mısınız? Van’ın kendisi için değil emperyalistlere hizmet için enerjisini sömürenlerden kurtarmaya var mısınız? İşte benim gönüldaşım, yoldaşım, ahiretliğim Van budur.

Bu coğrafyayı büyük zorluklarla vatan yaptık. Vatanımız olarak kalması için de çok fedakarlıkta bulunduk. Son asrımızın her döneminde demokrasimiz gelişmesin, kalkınmamız gerçekleşmesin, ayaklarımız üzerinde duramayalım diye başımıza musallat edilen bir musibet önümüze çıkartıldı. Musibet kimi zaman darbeler, kimi zaman cuntalar, kimi zaman siyasi ve ekonomik krizler, kimi zaman sosyal gerilimler, kimi zaman terör eylemleri olarak karşımıza çıktı.

“Herkes kendi ihtirasının peşindedir”

CHP dediğiniz CHP değildir. Bu tabela altında toplananlar bilhassa da şu anda bir titan zincirinin halkaları, rantiye çarkının dişlileri haline gelmişlerdir. Herkes kendi ihtirasının peşindedir… Öte yandan DEM dediğiniz parti de kimin iradesi, kimin elinde belli değil. Bu yapının gerçek anlamda bir siyasi faaliyetini ülkenin ve milletin hayatını değiştirecek bir programını, projesini, gayretini gördünüz mü?

Göremezsiniz, çünkü bu yapının tek misyonu Türkiye’nin aleyhine olan ne varsa ona destek vermektir. Mirasyedisinden partimizin eskilerine kadar ötekileri söylemeye gerek bile duymuyorum. Türkiye’de ülkenin ve milletin güvenliği, huzuru, selameti, refahı için çalışan, çabalayan, ter döken, mücadele veren sadece biz varız. Cumhur İttifakı bunun için saldırıların hedefindedir.

Ne diyor o güzel türküde; “Giderem Van’a doğru, yolum İran’a doğru. Kes başım kanım aksın, kadir bilene doğru.” Akıttığımız her damla ter, kadir kıymet bilene feda olsun helal olsun. Ama kadir kıymet bilmeyip de sırf ülkenin ve şehirlerin kaynaklarına göz diktikleri için milli irade işportacılığına soyunan istismarcılara da eyvallah etmeyiz. Van’ı bu mücadelemizde en güçlü şekilde yanımızda görmek istiyoruz.”

Paylaşın

Erdoğan, Muhalefeti Hedef Aldı: Gizli Saklı İttifaklar Kuruyorlar

Seçim çalışmaları kapsamında Ağrı’da halka seslenen Erdoğan, “Yıllardır Meclis’te oldukları halde, milletin, şehirlerimizin en küçük meselesine çözüm üretmeyenler mi Ağrı’ya eser kazandıracak. Bugüne kadar bunların eseri var mı? Bunların ne Ağrı umurlarında ne Van umurlarında ne de Diyarbakır umurlarında” dedi ve ekledi:

“Bunlar için tek önemli şey İstanbul’daki, Brüksel’deki Washington’daki ağababalarından aldıkları emirlerdir. Zaten fırsatını bulanlar da soluğu oralarda alıyor. Birbirleriyle kavga etmekten, birbirlerine çalım atmaktan ülkeye ve millete dair herhangi bir meseleyi gündemlerine almaya vakit bulamıyor.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Derdi Ayak oyunları olanların vizyonu bu kadar olur. Bunların hepsini bir araya toplayın, sonra çarpın bölün, çıkartın ne yaparsanız yapın geriye kalacak olan hep sıfır olur. Sıfır sonuçlu siyasetin de ne ülkeye ne millete faydası dokunur. Bunun için biz hep eser ve hizmet diyoruz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Ağrı mitinginde halka hitap etti. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Anadolu’yu tehditlere karşı bir serhat gibi koruyan Ağrı, cesaretiyle ve yiğitliğiyle hep örnek oldu. Ağrı’nın 31 Mart’ta yine tercihini AK Parti’den yana yapacağından eminiz. Ağrı ile bizim aramızda kalpten kalbe giden bir yol vardır. Biz gözümüzü geleceğe diktik, hayatımızı milli iradenin üstünlüğünü savunmaya adadık.

Darbecilerden ve işkencecilerden hesap sorarak milletimizin bu dönemlerle hesaplaşmasını sağladık. Karşımıza kim çıkarsa mücadele ettik. Cumhuriyet tarihinin en köklü adımlarını hayata geçirmekle kalmadık, Türkiye Yüzyılı vizyonunu da başlattık. Burada 40 bin kişi olduğunu emniyetten öğrendik.

Şimdi birileri yine çıkmış tek parti faşizmini hortlatmak için CHP ile bir olup sizlerin iradesine ipotek koymaya çalışıyor. Dün silahla yaptıklarını bugün gizli ittifaklar kurarak gerçekleştirmenin gayreti içindeler. Bu uğurda baskıların sembolü olan CHP’ye bile yedek tekerlek yapacak duruma düştüler. Sırtını örgüte dayayan siyasi temsilciler İstanbul’da ve diğer başka yerlerde kirli pazarlıklarla kendi ikballerini kotarmanın peşindeler.

“Biz hep eser ve hizmet diyoruz”

CHP’li belediye başkan adaylarının buram buram ayrımcılık kokan açıklamalarına seslerini çıkarmayanlar mı Ağrılı kardeşlerimizin geleceğini inşa edecek? Bunların ne Ağrı umurlarında, ne İstanbul umurlarında ne Diyarbakır umurlarında. Bunlar için tek önemli şey İstanbul’daki, Brüksel’deki Washington’daki ağababalarından aldıkları emirlerdir. Zaten fırsatını bulanlar da soluğu oralarda alıyor.

Birbirleriyle kavga etmekten, birbirlerine çalım atmaktan ülkeye ve millete dair herhangi bir meseleyi gündemlerine almaya vakit bulamıyor. Derdi Ayak oyunları olanların vizyonu bu kadar olur. Bunların hepsini bir araya toplayın, sonra çarpın bölün, çıkartın ne yaparsanız yapın geriye kalacak olan hep sıfır olur. Sıfır sonuçlu siyasetin de ne ülkeye ne millete faydası dokunur. Bunun için biz hep eser ve hizmet diyoruz.”

Paylaşın

Erdoğan: Bizde Oy Tercihinden Dolayı Ayrımcılık Yapmak Yok

Seçim çalışmaları kapsamında Mardin’de halka seslenen Erdoğan, “Burada bir hakikati tekrar ifade etmek istiyorum. Bizim ne 30 yıllık belediyecilik ne de 21 yıllık iktidarlarımız döneminde oy tercihinden dolayı vatandaşa ayrımcılık yapmak yoktur” dedi ve ekledi:

“Seçim döneminde elbette rekabet olur, eleştiriler yapılır ancak sandıklar kapanıp sonuç açıklanınca rekabet biter, hizmet başlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hizmet etmek görevimizdir.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, Biz herkesin, 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. Bize efendilik yakışmaz, hizmetkarlık yakışır. Terörü öven, hukukun dışına çıkan olursa yasal zeminde gerekli tedbirler alınır. Ama bu sırf oy tercihinden dolayı vatandaşı hizmetten yoksun bırakmak şeklinde asla olmaz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Mardin mitinginde açıklamalarda bulundu. T24’ün aktardığına göre; Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Mardin’e kendimizi tam anlatamadığımızın farkındayız. Son seçimlerde bunu bir kez daha gördük. 14-28 Mayıs’ta Mardin’de arzu ettiğimiz oranlara maalesef ulaşamadık. Mevcut oy oranlarının Mardin ile aramızdaki muhabbeti yansıtmadığını biliyoruz. İnşallah bunu önümüzdeki seçimlerde hak ettiği seviyeye getireceğiz. Yeni bir başlangıç yapacağız, buna inanıyorum. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde ve ilçelerde sizlerin huzuruna icraat ve hizmetleriyle temayüz etmiş isimlerle çıktık.

Çalışma bakanımız Vedat Işıkhan Mardin’in meseleleri, talepleri, projeleriyle zaten çok yakında benim yanımda mesaisini veriyor. Biz de seçilmeleri halinde hepsine en güçlü desteği vereceğiz. Bu sefer Mardin’in tercihinin istismar ve kimlik siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum. Karşımızdaki şu heyecan, 31 Mart’ın, önceki seçimlerden çok farklı olacağını söylüyor.

Türkiye’nin Filistin davasına verdiği güçlü desteğin şahidi bizzat Filistinli kardeşlerimizdir. İçimizdeki bazı cahiller bilmeseler de Tayyip Erdoğan’ın dik ve dirayetli duruşunu mazlum Gazze halkı çok iyi biliyor. Biz Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuk mücadelesini 7 Ekim’de keşfetmedik. Gençlik yıllarımızdan beri biz bu mücadelenin içindeyiz. Yarım asırlık siyasi hayatımızın her aşamasında Filistin’i savunduk, Filistin davasına sahip çıktık. Ömrümüzü adadığımız ve ağır bedeller ödediğimiz böyle bir konuda son dönemde kimi çevrelerin mesnetsiz ifadelerine rastlıyoruz.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim; her kim bu milletin Gazze ve Filistin davasındaki gayretini sorguluyorsa açıkça kendi insanına hakaret ediyor demektir. Her kim ‘Hiçbir şey yapmadılar’ diyorsa alenen iftira atıyor demektir. Bu tür asılsız ithamların AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan oy koparmak amacıyla dillendirilmesi ise tam manasıyla utanç vericidir. Hamas terör örgütüdür diyen Cehape’nin listelerinden Meclis’e girenler, bilerek ya da bilmeyerek Cehape’nin seçim stratejisine hizmet edenler kusura bakmasınlar ama Filistin konusunda bize ders veremezler.

Hem Filistin ve Gazze’ye hiç yardım etmediler diyeceksiniz hem de AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın oylarını bölerek Filistinli direnişçilere terörist iftirası atanlara seçim kazandıracaksınız… Bunun adı tutarsızlık, basiretsizlik, hırsını aklının önüne geçirmektir. Böyle bir vebalin altına hiçbir kardeşimin AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na gönül vermiş hiçbir vatandaşımın gireceğini düşünmüyorum. Bir dönem AK Parti’nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara veyl olsun diyoruz.

Tüm vatandaşlarımın sadece siyaseten değil, vicdanen de doğru karar vereceğine inanıyorum, Mardin’den örnek bir duruş bekliyorum. Dış politikada nasılsa iç siyasette de duruşumuz, tavrımız bellidir. Kırmızı çizgimiz ve hassasiyetlerimiz bellidir. Buraya gelirken Emniyet’ten şu rakamı alayım, katılım nedir öğrenin bakalım dedim. Verilen 50 rakam bin. 21 yıldır emanetini taşıdığımız milletimize asla yalan söylemedik.

Vatandaşlarımızdan gizli saklı iş çevirmedik. İnsanımıza karşı daima dürüst olduk. 15 Temmuz gecesi Fetö’cü darbecilere karşı Cumhur İttifakı’nda da bu ilkemiz değişmedi. Nerede ittifak olarak hareket ettiğimizi, nerede kendi adaylarımızla seçime girdiğimizi herkes biliyor, görüyor. Yani vatandaşın gözünden kaçırmaya çalıştığımız hiçbir gizli saklı işimiz yok. Adeta cam gibi şeffafız. Bir de karşı tarafa bakıyorsunuz, aman Allah’ım… Ortada ne ne dürüstlük ne şeffaflık ne de milli iradeye saygı var…

“Belediyeleri, DEM ile beraber yönetilecekler”

Kent uzlaşısı diye bir şey uydurdular, kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri, DEM ile beraber yönetilecekler ve DEM’siz yönetilecekler diye ikiye ayırmışlar. Bununla kalmamış, DEM’lilerin kapısında girecekleri ve giremeyecekleri belediyeler diye paylaşmayı ihmal etmemişler. Biri çıkıyor, ‘DEM’lileri kaldırımda görsem yolumu değiştiririm’ diyor, bir başkası çıkıyor, ‘DEM’e oy verenleri belediyeye almam’ diyor. Ötekisi çıkıyor, ‘Size ne oluyor, biz anlaştık, belediyeleri beraberce yöneteceğiz’ diyerek, tutmayın küçük enişteyi edasıyla posta koyuyor.

Tüm bu skandallar yaşanırken genel başkanlık koltuğunda oturan şahsı ya kimse takmıyor ya da mikrofonu ele geçiren, kendisine had bildiriyor. Yani ortada siyasi ahlak, dürüstlük, şeffaflık namına hiçbir şey yok. İnsanların aklına bunları görünce nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça diyen o meşhur şarkının sözleri geliyor. İlkesizlik ve siyasi ahlaksızlık bunların adeta paçalarından akıyor.

Madalyanın öbür tarafında da durum çok vahim. Lafa geldiğinde Kürtler hakkında çıkıp onları istismar edenler bu dalavere karşısında tek bir cümle kurmuyor. Seçmenlerin haysiyetini bile savunmayacak kadar acziyet içindeler. Türkiye son bir haftadır artık geride kaldığını düşündüğümüz tek parti faşizminin en ilkel hallerine şahit oluyor. Kendilerince Kürt kardeşlerimizin iradesin ipotek koyanlar, sadece havaya bakıp ıslık çalıyor. Söz konusu Cehape olunca kuyruklarını kıstırıp olay yerinden uzaklaşmayı seçtiler.

Son 21 yılında attığımız her demokratikleşme adımına karşı çıkanlar bunlar değil miydi? Her türlü engele rağmen hak ve özgürlükler konusunda sessiz devrim gerçekleştiren bize demediklerini bırakmayanlar bunlar değil miydi? Yasakçı zihniyete verdiğimiz mücadeleye rağmen sizinle aramızı bozmaya çalışanlar bunlar değil miydi? Şimdi aynı kesimler 2024 yılında tek partinin faşist ruhunu hortlatan Cehape karşısında üç maymunu oynuyor. Bunun takdirini sırf kimlik siyaseti sebebiyle DEM’e oy vermeyi düşünen vatandaşlarımın en iyi şekilde yapacağına inanıyorum.

Burada bir hakikati tekrar ifade etmek istiyorum. Bizim ne 30 yıllık belediyecilik ne de 21 yıllık iktidarlarımız döneminde oy tercihinden dolayı vatandaşa ayrımcılık yapmak yoktur. Seçim döneminde elbette rekabet olur, eleştiriler yapılır ancak sandıklar kapanıp sonuç açıklanınca rekabet biter, hizmet başlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hizmet etmek görevimizdir.

Biz herkesin, 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. Bize efendilik yakışmaz, hizmetkarlık yakışır. Terörü öven, hukukun dışına çıkan olursa yasal zeminde gerekli tedbirler alınır. Ama bu sırf oy tercihinden dolayı vatandaşı hizmetten yoksun bırakmak şeklinde asla olmaz.”

Paylaşın

Erdoğan’dan ‘Gabar Petrolü’ Açıklaması: 100 Bin Varile Geçmeyi Hedefliyoruz

Partisinin seçim çalışmaları kapsamında Şırnak’ta halka seslenen Erdoğan, “Yalan yanlış haberlerle milletimizi karamsarlığa sürükleyenlerin gayesi ülkeyi eski terör günlerine döndürmektir” dedi ve ekledi:

“Türkiye’nin geleceği için programları olmayanların heybelerindeki tek malzemeleri budur.  Bizim bu ülke ve bu millet için çok büyük hayallerimiz var. Biz sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık.”

Erdoğan, konuşmasının devamında “Gabar’da günlük petrol üretimi günlük 37 bin varili geçmiş durumda. Hedef 100 bin varil. Buralar uçacak, uçacak. Bu ay sonuna kadar 40 bin varili geçmek yıl sonunda da 100 bin varile geçmeyi hedefliyoruz. Boş durmuyoruz, çalışıyoruz, çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Şırnak mitinginde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şu şekilde:

“Bu şehir dünyanın en güzel sevda hikayelerinden birine ev sahipliği yapan yerdir. Yavuz’un emaneti Şırnak, dağlarıyla, nehirleriyle, vadileriyle, en önemlisi insanıyla bugün yine bir başka güzel.

Bin yılı aşkındır medeniyetimizin, kardeşliğimizin, inancımızın, birlik ve beraberlik ruhumuzun nabzının attığı bu şehri biz Allah için seviyoruz. Yaşadığı acıları ve sevinçleri türküleriyle destana dönüştüren Şırnak’ın bize olan muhabbetini biliyoruz.

İnşallah başı rahmet, ortası marifet, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif bu muhabbetin güçlenmesine vesile teşkil edecektir. Rabbim bu kutlu ayda tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri katında kabul eylesin. Rabbim dünyadaki tüm mazlumlara, mağdurlara, gariplere huzur, esenlik, selamet ihsan eylesin.

Bizler kendi evlerimizde, yuvalarımızda oruçlarımızı tutar, ibadetlerimizi eda ederken yakın uzak coğrafyamızda durum hiç iç açıcı değil. Her an başlarına bir şey gelme endişesiyle yaşamak, iftarını açacak bir lokma bulabilmek umuduyla koşturmak zorunda kalan insanların Allah yardımcısı olsun diyoruz.

Sahip olduğumuz huzurun, güvenin, sağlığın, nimetin şükrünü ifa etmek için ramazan ayı önemli bir fırsat. Kendimizi gelip geçici sıkıntıların girdabına kaptırıp elimizdekinin değerini bilmezsek Hakk’ın huzuruna vardığımızda mahçup oluruz.

“Çok büyük hayallerimiz var”

Çoğu yalan yanlış haberlerle milletimizi karamsarlığa sürüklemek isteyenlerin amacı, eleştirdiklerinin yerine daha iyisini koymak değildir. Bunların gayesi ülkeyi tekrar eski istikrarsızlık, kavga, terör günlerine döndürmektir. Türkiye’nin geleceği için en küçük hayalleri, vizyonları, programları olmayanların heybesindeki tek malzeme budur. Bizim ise bu ülke ve bu millet için çok büyük hayallerimiz var.

Önce 2023 hedefleriyle ülkemizi bugünlere hazırladık. Şimdi de Türkiye Yüzyılı ile ülkenin geleceğini inşa etmenin mücadelesini veriyoruz. Hep söylediğimiz gibi biz sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık.

Geçtiğimiz 21 yılda vatan topraklarının her karışına terimizi akıttık. Ülkenin her bireyinin hayatına olumlu yönde dokunduk. Yaptığımız hizmetlerin en yakın şahitlerinden biri de Şırnak’tır. Gerçi, Şırnak ile aramıza girmek için her yolu deneyenler de oldu.

Sadece Şırnak ile değil bu bölgenin tamamıyla bizim ve ülkemizin bağını koparmaya çalıştılar. Halbuki kalpsiz bir vücut olur mu? Şırnak’sız, Mardin’siz, Diyarbakır’sız bir Türkiye de olmaz. Geçmişte yaşanan kimi olumsuzluklar bu gerçeği asla değiştiremez.

Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizin pek çok yerinde insanlarımız farklı sebeplerle sıkıntı çekti, eziyet çekti, yokluk yaşadı. Geri kalmışlık sadece bu bölgenin değil belli bir kesim dışında milletimizin tamamının ülkedeki her şehrin kaderi yapılmak istendi.

Tek parti faşizmi hem maddi mahrumiyetleriyle, hem manevi eziyetleriyle bu anlayışın en başta gelen temsilcisiydi. Rahmetli Menderes bu gidişe dur diyen ilk lider olarak milletimizin önüne yeni bir ufuk açtı.

Darbeler, cuntalar ve vesayetler devriyle bu ufuk sürekli karartılmak istenmişse de milletimiz kazanımlarına hep sahip çıktı. Millet bununla kalmadı yakaladığı her fırsatta tercihini milli iradenin güçlenmesinden yana yaparak kazanımlarını adım adım ileriye taşıdı.

Dolayısıyla bir döneme damgasını vuran faşizan uygulamalar sizlerle birlikte bu ülkenin inancına, kültürüne, değerlerine sahip çıkmak isteyen tüm insanların başına musallat olmuştur.

“Devletin hataları elbette olmuştur”

Bölücü terör örgütü tek parti faşizmi ile bu topraklarda kurulmaya çalışılan zulüm düzeninin sürmesi için ülkemizin başına bela edilen bir araçtır… Devletin hataları elbette olmuştur. Ama bölücü örgüt aleni bir ihanetin hepimizi birden hedef alan karanlık bir senaryonun maşalığını yapmıştır.

Son 21 yılda gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma devrimi ile içerideki ve dışarıdaki tüm unsurlarıyla biz işte bu sinsi oyunu bozduk. Şimdi de güney sınırlarımız boyunca oluşturmaya başladığımız güvenlik koridoru ile etrafımızdaki ateşin ülkemize sıçramasının önüne tamamen geçiyoruz.

Türkiye’yi bu ateşin içine çekmek için kullanılan terör örgütleriyle sınırlarımız arasına set çekerek hem emperyalistlere hem maşalarına mesafe koyuyoruz. Elbette bu noktaya kolay gelmedik. Kendi mücadelemizi, kendi imkanlarımızla yürütecek seviyeye gelmek kolay olmadı. Çok fedakarlık yaptık. Hamdolsun emeklerimizin karşılığını alıyoruz.

Şu anda Gabar’da günlük petrol üretiminde nereye vardık biliyor musunuz? 37 bin varili geçmiş durumdayız. Hedef 100 bin varil. Buralar uçacak, uçacak… Uçacak. Bu ay sonuna kadar günlük 40 bin varili geçmek, yıl sonunda da 100 bin varil üretime ulaşmayı hedefliyoruz.

Sizler de gördünüz. Terör varsa ne yatırım oluyor, ne iş oluyor, ne huzur oluyor, ne muhabbet oluyor. İkinci olarak şehrimizin imkanlarıyla ülkemizin hedeflerini örtüştürüp doğru ve gerçekçi adımlarla Şırnak’ı kalkındıracağız.

Sizlerin ve evlatlarınızın güvenli geleceği için zihinlerinde hiçbir program, yüreklerinde hiçbir heyecan olmayanlara iradenizi teslim etmeyin.”

Paylaşın

Erdoğan: Yönümüzü Kendi Köklerimize Döndük

Ankara’da katıldığı bir etkinlikte konuşan Erdoğan, “Türkiye uzunca süre aydın despotizmi altında kalmıştır. Milletin kutsalına düşmanlığı, aydınlık kılıfı altında topluma dayatanların borusu eskisi kadar rahat ötmüyor” dedi ve ekledi:

“Artık hiç kimse bu ülkede karanlığı aydınlık diye pazarlayamayacak, cehaleti erdem diye kazandıramayacak. Yönümüzü kendi köklerimize döndük.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi Açılış Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“İstiklal Marşımızın dünyada başka bir örneği yoktur. Güçlü bir özgürlük iradesinin yazıya dökülmüş hali olan İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u şükranla yad ediyoruz.

Ulus’taki bu tarihi bina Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi’ne dönüştürülerek ülkemize kazandırılmıştır. Yeniden kültür sanat hayatımıza kazandıran Sebilürreşad ekibine teşekkür ediyorum.

Ruhunu kaybetmiş bir milletin cesetten ibaret kalacağı anlayışıyla medeniyetimizin köklerine inmeye çalışan her gayeye destek vermek boynumuzun borcudur. Hiçbir aksiyona girmeden, yapılanları eleştirerek tarihe mal olmuş kimse göremezsiniz.

Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi’ni maziden atiye köprü kuran önemli bir adım olarak görüyorum. Kendilerini yetiştirecek evlatlarımızın her biri geleceğin Mehmet Akif adayları olacaktır.

İlk sayısı Temmuz 1908’de çıkan Sıratımüstakim Mehmet Akif’in başyazarlığında seçkin bir platforma dönüştü. Derginin adı Sebilürreşad olarak değiştirildi. Dergi etkin bir rol oynadı. Derginin misyonunu milletin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini korumak olarak belirlediğini görüyoruz.

Sebilürreşad sadece İstanbul’un değil, Ankara’nın da dergisidir. Sevr Anlaşması imzalandığında Akif’in Kastamonu’da yaptığı bir konuşma büyük ses getirir. Aradan geçen 1 asrı süreye rağmen, Akif’in tarifleri geçerliliğini korumaktadır.

Gazi Mustafa Kemal ‘Manevi cephemizin kuvvetlenmesinde Sebilürreşad’ın büyük etkisi vardır’ diyerek teşekkür ediyor. 1966 yılına kadar gelen Sebilürreşad’ın 2016’da yeniden yayın hayatına girmesini takdire şayan olarak nitelendiriyorum.

“Boşa çıkaracağız”

Ülkemizin dört bir yanında gençlerimiz tarafından yürütülen kültür-sanat çalışmalarını gördükçe geleceğimize olan güvenim artıyor. Asım’ın neslini yaşatmak için hep birlikte daha çok çalışmalıyız.

Gençlerimizi internetteki bir takım platformların sanal dünyalarına hapsederek, büyük medeniyet birikiminden mahrum bırakmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Çocuklarımızı inancından, kültüründen, ailesinden, cinsiyetinden kopartarak sapkın akımların esiri yapma girişimlerini boşa çıkaracağız.

Kaybettiğimiz anahtarı son iki asırdır aydınlanma sandığımız yerde arıyoruz. Halbuki kaybettiğimizi sandığımız anahtar yerli yerinde duruyor. Emperyalistlerin ezdikleri sandıkları paspasın altındaki anahtarı alıp kapıyı açmak bize kalmıştır.

Sebilürreşad’ın yapmaya çalıştığı şey yüce kitabımızın içini doldurmaktır. Bize düşen kendi medeniyetimizin peşinden gitmek, kendi kavramlarını inşa etmektir.

Türkiye uzunca süre aydın despotizmi altında kalmıştır. Milletin kutsalına düşmanlığı, aydınlık kılıfı altında topluma dayatanların borusu eskisi kadar rahat ötmüyor.

Artık hiç kimse bu ülkede karanlığı aydınlık diye pazarlayamayacak, cehaleti erdem diye kazandıramayacak. Yönümüzü kendi köklerimize döndük.”

Paylaşın

Erdoğan’ın “Son Seçimim” Açıklaması: Ömür Boyu Sürecek İktidarın Mı Peşinde?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlere ilişkin “Benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim” açıklaması gündemdeki yerini korurken, Gazeteci Murat Yetkin, konuya ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

“Erdoğan Cumhurbaşkanlığını üç dönemin ötesine, ömür boyu sürecek şekilde nasıl taşıyabilir?” diye soran Murat Yetkin, yazısında şu ifadelere yer verdi:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ömür boyu sürecek” bir iktidarın peşinde olduğu sorusunu sormanın zamanı geldi. Hayır, sadece AK Parti seçim kampanyasının sıcak günlerinde “Bu benim son seçimim” demesi nedeniyle değil. Bu Erdoğan’ın seçmenlerinin vicdanına ilk “Bu seçim son seçimim” deyişi de değildi, böylelikle kendisinden sonra “acı günlerin yakında” olduğunu ima edişi de.

Erdoğan’ın ömür boyu sürecek bir iktidarın peşinde olduğu sorusu, TBMM’nin AK Partili Başkan Vekili, önceki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın son açıklamasından sonra anlam kazandı. Bozdağ, sosyal medya hesabından şunları söyledi:

“Yarınlar ne getirir, bilinmez. Belki de vakti gelince TBMM seçimlerin yenilenmesi kararı alarak, Cumhurbaşkanımıza yeniden adaylık yolunu açabilir.”

Anayasa’nın 101’inci maddesi “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor. Bozdağ ise “seçim yenilenmesi” ya da “erken seçim” hatırlatmasıyla Anayasa’ya adeta Cumhurbaşkanının yeniden ve yeniden seçilebilmesi ihtimalini üzerine yerleştirilmiş olan 116’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasına atıfta bulunuyor.

Yani, seçimlerin yenilenmesi kararını Meclis’in alması durumunda isterse Cumhurbaşkanının 5 yıllık görev süresinin bitimine çeyrek kalsın, Cumhurbaşkanı o sürede ülkenin başında kalmamış sayılıyor, yeniden aday olabiliyor.

Aslında Anayasa’nın 101’inci maddesine göre Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki adaylığı da tartışmalıydı. Önceki TBMM Başkanı Mustafa Şentop 2017’de Anayasa değişmiş olduğundan, Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesinin sayılmayacağını, sadece 2018’de seçilmesinin sayılacağı yorumunu yapmıştı. Anayasa Mahkemesine götürülebilirdi ama o dönem müttefik olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener “Sandıkta yeneceğiz” şövalyeliğine kalktı ve Erdoğan üçüncü defa Cumhurbaşkanı seçildi.

Üç dönem cumhurbaşkanlığı yetmediyse buna çare ne olabilir?

Peki, Erdoğan Cumhurbaşkanlığını üç dönemin ötesine, ömür boyu sürecek şekilde nasıl taşıyabilir?

“Muhalefet cephesinden destek alabilmesi gerekiyor”

Cumhur İttifakı partilerinin (AK Parti, 264; MHP, 49; Hüda-Par 4, Yeniden Refah 4, DSP1) toplam 322 oyu bulunuyor; o da tamamı bu yönde oy kullanırsa. Geriye kalıyor 38 oy.

Muhalefet cephesindeyse CHP’nin 129, DEM Parti’nin 52, İYİ Parti’nin 38, (gelecek dahil) Saadet’in 20, DEVA’nın 15, DP ve TİP’in 3’er, Emek ve DBP partilerinin de 2’şer vekili bulunuyor. 7 de bağımsız milletvekili var.

Dolayısıyla Erdoğan’ın hem 2023’ün Cumhur ittifakı partilerini ömür boyu cumhurbaşkanlığı için saflarında tutması hem de stratejik ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin oluruyla muhalefet cephesinden destek alabilmesi gerekiyor. Bu çok sıkı ve tavizlerin verilmek zorunda olduğu bir pazarlık sürecini gerektiriyor.

Bu süreçte Erdoğan kapılarını DEM’den İYİ Parti’ye dek herkese açık tutmak zorunda kalabilir.

Erdoğan’ın “son seçim” sözleri üzerine Bozdağ’ın erken seçim hazırlıkları bu pazarlık kapısını 31 Mart seçiminden önce açmış, şimdiden kendisine karşı kesin tutum almamaya çağırmayı amaçlıyor adeta Erdoğan.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Cumhuriyet’ten Mehmet Ali Gürler’de “Erdoğan’ın Final” başlıklı yazısında konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mehmet Ali Gürler, yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı ve Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan, belediye seçimleri için her gün bir ilde miting düzenliyor. Haliyle Adana’dan İstanbul’a, Malatya’dan Zonguldak’a kadar tüm illerde fiilen belediye başkanı adayı gibi çalışıyor.

“Tek adam rejimi”nin doğal sonucu olarak partisinde ikinci, üçüncü, beşinci sırada etkin aktör kalmadığından, kazanabilmek için tüm illerde bizzat çalışmaya mecbur. Erdoğan’ın “Benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim” demesini de “Erdoğan’ın finali” olarak değil, kazanabilmek için seçmene ağıt ve kurduğu rejimden nemalanan sermaye kesimlerine mesaj olarak okumak lazım. Ve elbette demokrasinin de finali olarak okumak lazım.

30 yıl önce demokrasiyi “zamanı gelindiğinde inilecek tramvay durağı” olarak tanımlayan Erdoğan, 2024’te kalan yarım demokrasiye de final yaptırıyor. Çünkü seçimin görünen konusu belediye ama görünmeyen konusu da yeni anayasadır. Erdoğan belediyeleri kazanırken aynı zamanda yeni anayasa yapma gücü de elde etmek istiyor. Böylece “yasanın verdiği yetkiyle son seçim”den, yeni anayasanın vereceği ömür boyu başkanlık yoluna çıkmak istiyor.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Erdoğan, İmamoğlu’na Kendi Sloganı Üzerinden Yüklendi

Bakırköy – Kirazlı metro hattının açılışında konuşan Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun “Tam yol ileri” sloganını hatırlatarak, “Bu duvarlardaki hani ‘Tam ileri’ diyor ya şimdi ona ‘Tam ileri yolun açık olsun’ demek lazım” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

İstanbul’un ulaşımını rahatlatacak bir projenin açılışı vesilesiyle bir arada olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Metro ve raylı sistem seferberliğimizi hız kesmeden sürdürüyoruz. Ocak ayının son günlerinde İstanbul Havalimanı’na kadar uzanan 37,5 kilometre uzunluğundaki metro hattının, Gayrettepe-Kâğıthane arasındaki bölümünü hizmete sunmuştuk. Böylece İstanbul’umuzu hızı saatte 120 kilometreye çıkan, günlük 600 bin yolcu kapasiteli çok önemli bir yatırıma kavuşturduk” dedi.

İki hafta önce de Kazlıçeşme-Sirkeci raylı sistemi ve yaya odaklı yeni nesil ulaşım projesini devreye aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neredeyse 1,5 asır boyunca şehrimize hizmet etmiş bu hattı, tarihi kimliğine uygun şekilde, yeni bir tasarımla, teknolojinin son imkânlarıyla tekrar ayağa kaldırdık. Bu projeyle İstanbul’umuz, raylı sistem hattı yanında; turizm, spor, gezinti, bisiklet ve diğer imkânlarıyla, göz kamaştırıcı bir sosyal ve kültürel değere daha sahip oldu”  ifadelerini kullandı.

İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifletmeyi görev saydıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul hedefiyle yeni ulaştırma projelerini, yeni metro hatlarını tek tek hayata geçiriyoruz. Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı, bu çabalarımızın en son örneğidir. Uzunluğu 8,4 kilometre olan, günlük 1 milyon yolcu kapasiteli hattımızın üzerinde 7 istasyon bulunuyor.”

Hizmete alınana metro hattının, İstanbul’un en yoğun yerleşim alanlarının olduğu bölgede, ulaşım noktasında çok ağır bir yükü alacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu hattın, hem İstanbul’a, hem Türkiye’ye, ekonomik anlamda da önemli katkıları olacak. Motorlu taşıtlardan raylı sistemlere yönelecek trafik sayesinde, akaryakıttan araç ve yol bakımına kadar, kişi ve kamu giderlerinde önemli bir tasarruf yapabileceğiz. Ayrıca karbondioksit salınımını düşürerek, çevrenin korunmasına da katkı sağlayacağız” şeklinde konuştu.

Bu hat sayesinde trafik kazalarının sebep olduğu can ve mal kaybının da azalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Metro hattımızın önümüzdeki 25 yıllık süreçte, tüm bu hususlarda ekonomimize 6 milyar doların üzerinde kazanç sağlayacağı hesaplanıyor. Bugünkü açılışımızla birlikte İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğunu 348 kilometreye çıkarıyoruz” dedi.

Paylaşın

Erdoğan, Özgür Özel’i Hedef Aldı: Varlığı Yokluğu Belli Değil

İzmir’de halka seslenen Erdoğan, “Türkiye zenginleşirken bu şehir yerel yönetimler açısından maalesef çok azını aldı. Sizleri Meclis’te ve belediyelerde temsil etsin diye yetki verdiğiniz kişiler soruyorum ne yaptı? Terör örgütleri ile gizli saklı anlaşmalar yaptılar. Kendi içlerinde çıkar kavgası yaptılar. Atatürk maskesi takıp yattılar” dedi ve ekledi:

“CHP’nin Demlendiği müttefikleri ile ilişkisinde şeffaflık var mı, yok. Sırf bize kaybettirsin diye ortaya sürdükleri partilere ne vaat ettiklerinden haberdar mısınız? CHP Genel Başkanının Varlığı yokluğu belli değil. Gelen posta koyuyor, giden posta koyuyor.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “CHP’nin başında güya bir genel başkan var. Sabah erken kalkan, eline mikrofonu önce alan Özgür efendiden rol çalıyor. Fikrimizi kendisine verip zai etmek istemiyoruz. Her kafası bozulan tekme tokat dalıyor. Bay Kemal’in ahı tutmaya başladı demek. Bir tutmayın küçük enişteyi karakteri var. İstanbul’da herhangi bir icraatı olmayan yarım mesai yapan biri var” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin İzmir Mitingi’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

20 gün durmak yok. 31 Mart akşamı İzmir bir başka güzel olacak. Bir asır önce düşmandan kurtuldu ancak hizmet fukaralarından kurtulamadı. Türkiye zenginleşirken bu şehir yerel yönetimler açısından maalesef çok azını aldı. Sizleri Meclis’te ve belediyelerde temsil etsin diye yetki verdiğiniz kişiler soruyorum ne yaptı? Terör örgütleri ile gizli saklı anlaşmalar yaptılar. Kendi içlerinde çıkar kavgası yaptılar. Atatürk maskesi takıp yattılar.

CHP’nin Demlendiği müttefikleri ile ilişkisinde şeffaflık var mı, yok. Sırf bize kaybettirsin diye ortaya sürdükleri partilere ne vaat ettiklerinden haberdar mısınız? CHP Genel Başkanının Varlığı yokluğu belli değil. Gelen posta koyuyor, giden posta koyuyor.

CHP’nin başında güya bir genel başkan var. Sabah erken kalkan, eline mikrofonu önce alan Özgür efendiden rol çalıyor. Fikrimizi kendisine verip zai etmek istemiyoruz. Her kafası bozulan tekme tokat dalıyor. Bay Kemal’in ahı tutmaya başladı demek. Bir tutmayın küçük enişteyi karakteri var. İstanbul’da herhangi bir icraatı olmayan yarım mesai yapan biri var.

Allah göstermesin, ülke bunların elinde olsa neler olabileceğini, hangi facialarla karşılaşabileceğimizi mayıs ayından bu yana yaşananlara bakarak görebiliriz. Muhalefet, salkım saçak da olsa hamd olsun biz bu ülkenin önüne, Türkiye yüzyılı gibi bir vizyon koymayı başardık. Dün, cumhuriyetimizin 100’üncü yılına kilitlenmiştik. Şimdi rotamızı Türkiye Yüzyılına çevirdik.

“Bizde kibir, riyakarlık olmaz”

Biz size inanıyoruz, siz de bize inanıyor musunuz? Mesele yok. Şayet, aksi yönde bir duruşumuzu görürseniz hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın. Haykırın ki hatamızı görüp, kendimizi düzeltelim. Bizde kibir olmaz, riyakarlık olmaz. Bizde sadece eser olur, hizmet olur, çalışmak olur, mücadele etmek olur, eksik  bırakmışsak tamamlama, hata yapmışsak düzeltme olur.

21 yıldır tek başımıza iktidarız. Şayet başka bir niyetimiz olsaydı, şimdiye kadar zaten ortaya çıkardı ve benim milletim de bizi Onca yılın ardından artık kimsenin hayat biçimiyle derdimizin olmadığını herhalde kabul etmeyen kalmamıştır. Amacımızın insanımızın huzur, güven ve refah seviyesini yükseltmek olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes görmüştür.”

Paylaşın