Türkiye, Avrupa’nın En Çok Plastik Atık Gönderdiği Ülke

2023 yılında Avrupa Birliği’nin toplam plastik atık ihracatının yüzde 24’ü Türkiye’ye yapıldı. AB’den OECD ülkelerine gönderilen plastik atıkların yüzde 56’sı ise Türkiye’ye gönderildi.

Avrupa ülkeleri, özellikle Çin’in 2018 yılında plastik atık ithalatını yasaklamasıyla birlikte yeni bir atık yollama noktası bulmaya yöneldi. Türkiye, bu yönelimin ardından Avrupa atıkları için sık kullanılan bir rota haline geldi.

Greenpeace Akdeniz ve Avrupa ofislerinin yaptığı araştırmalara göre, Türkiye 5 yıldır Avrupa’dan en fazla plastik atık ithal eden ülke. 2004–2023 arası dönemde Avrupa Birliği’nin AB dışındaki ülkelere yaptığı atık ihracatı yüzde 72 oranında artarken, Türkiye’nin bu ihracattaki payı da dikkat çekici şekilde yükseldi.

Greenpeace Türkiye’nin verilerine göre, 2023 yılında Türkiye’ye en çok plastik atık gönderen ülkelerin başında İngiltere geliyor. İngiltere’yi sırasıyla Almanya, Belçika, İtalya ve Hollanda takip ediyor:

İngiltere: 140 bin 907 ton
Almanya: 87 bin 109 ton
Belçika: 74 bin 141 ton
İtalya: 41 bin 580 ton
Hollanda: 27 bin 564 ton

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve BM Comtrade verilerine göre, 2023 yılında Avrupa Birliği’nin toplam plastik atık ihracatının yüzde 24’ü Türkiye’ye yapıldı. AB’den OECD ülkelerine gönderilen plastik atıkların yüzde 56’sının ise Türkiye’ye gönderildiği bildirildi.

Greenpeace Akdeniz, Almanya ve İngiltere ofislerinin 2020 ve 2021 yıllarında Adana’da gerçekleştirdiği saha araştırmaları kapsamında, 5 farklı atık döküm sahalarından toprak, kül, su ve nehir dibi çamuru örnekleri aldı.

Greenpeace, araştırma laboratuvarında yapılan incelemeler sonucu şu bilgileri paylaştı:

İncelenen tüm örneklerde zararlı kimyasallara rastlandı.
Atık plastik parçalarında yüksek oranda ağır metaller ve zehirli organik kimyasallar bulundu.
Toprak ve kül örneklerinde yüksek düzeyde klorlu dioksin ve furan tespit edildi.
Analiz edilen kimyasalların, dökülen ve açıkta yakılan plastik atıklardan kaynaklandığı belirlendi.

Türkiye 5 yıldır Avrupa’dan en çok plastik alan ülke

Türkiye, 2019 yılının sonunda ithal atık işleme kotasını yüzde 80’den yüzde 50’ye indirerek ilk sınırlamayı getirdi. 2021 yılında, plastik atık ithalatına yönelik geçici yasaklar ve düzenlemeler uygulandı. Mayıs 2021’de polietilen plastik ithalatı yasaklandı; ancak bu yasak Temmuz 2021’de geri çekildi.

Greenpeace verilerine göre, atık ithalatına yönelik düzenlemelere rağmen 2024’te İngiltere’den gelen atık plastik miktarı, bir önceki yılın seviyelerine yaklaşmış durumda.

Nisan 2024’te gerçekleşen INC-4 toplantısında Türkiye delegasyonu, yeni Küresel Plastik Anlaşması’na ilişkin görüşünde, çevre korumayı önceliklendiren ancak ticareti engellemeyecek, kademeli geçişleri dikkate alan bir metin önerisinde bulundu.

Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen Küresel Plastik Anlaşması, plastik üretiminin, kullanımının ve imhasını küresel ölçekte düzenlenmesini hedefliyor. Avrupa Birliği, 2026 itibarıyla OECD dışı ülkelere plastik atık ihracatını yasaklamayı planlıyor. Ancak Türkiye’nin OECD üyesi olması nedeniyle bu kısıtlama Türkiye’yi kapsamıyor.

Greenpeace Türkiye, Türkiye’nin atık ithalatındaki rolü nedeniyle Avrupa ülkelerine çağrıda bulunarak bu ticaretin sona erdirilmesini talep ediyor. Çevresel kirliliği, halk sağlığı üzerindeki etkiler ve atıkların imha süreçlerine dair veri eksikliği ise gündemdeki yerini koruyor. Türkiye’de atık ithalatı ve yönetimiyle ilgili olarak bugüne kadar bilinen herhangi bir yasal soruşturma ya da yaptırım uygulanmadığı da belirtiliyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Türkiye, Avrupa’nın “Çöp Merkezi”

Türkiye 2024 yılında Avrupa’dan 12 milyon 254 bin ton atık ithal etti. Çevre bilimciler ve sivil toplum kuruluşları ise yıllardır Türkiye’nin atık ithalatına karşı uyarılarda bulunuyor.

Türkiye, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne atık ithalatı tartışmaları eşliğinde giriyor. Ekonomist İnan Mutlu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı verilere göre, Türkiye 2024 yılında 12 milyon 254 bin ton atık ithal etti. Her ne kadar bu rakam henüz resmi makamlarca teyit edilmemiş olsa da, 2022’de kayda geçen 12,4 milyon tonluk atık ithalatı dikkate alındığında bu artış eğilimi kuvvetle muhtemel görünüyor.

Eurostat verileri, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin toplam atık ihracatının yaklaşık yüzde 39’unu tek başına aldığına işaret ediyor.

İthal edilen atıkların büyük bir kısmını plastik malzemeler oluşturuyor. Geri dönüşüm amacıyla getirildiği belirtilen bu atıkların önemli bir bölümü, altyapı yetersizlikleri ve denetimsizlik nedeniyle doğrudan çevreye karışıyor. Geri dönüştürülemeyen plastik atıkların yakılması sonucu ortaya çıkan toksik gazların hem su ve toprak kirliliğine hem de solunum yolu hastalıklarına yol açtığı ifade ediliyor.

Greenpeace’in 2021 tarihli bir raporunda, İngiltere’den gelen ambalaj atıklarının yakıldığı bölgelerde toprak ve kül numunelerinde ölçülen dioksin ve furan düzeylerinin, çevre mevzuatında belirtilen sınırların binlerce kat üzerinde olduğu ortaya konmuştu.

“Gelecek nesillere plastik değil, temiz bir doğa bırakmalıyız”

Çevre bilimciler ve sivil toplum kuruluşları ise yıllardır Türkiye’nin atık ithalatına karşı uyarılarda bulunuyor. WWF ve Greenpeace gibi örgütler, hem ithalatın kısıtlanması hem de mevcut atık yönetimi sisteminin radikal biçimde reforme edilmesi gerektiğini savunuyor.

Çevre Mühendisleri Odası yetkilileri, “Atık ithalatı kısa vadede sanayi için ekonomik bir kaynak gibi görünse de, uzun vadede çevresel maliyeti çok daha ağır. Türkiye’nin kendi atık sorununu bile çözmeden dış kaynaklı atıkla baş etmeye çalışması sürdürülebilir değil” uyarısında bulunuyor.

OECD’nin son raporlarına göre Türkiye, belediye atıkları bazında geri kazanım oranı açısından OECD ülkeleri arasında en alt sıralarda yer alıyor. Bu durum, ithal edilen atıkların büyük bölümünün geri dönüşüm yerine yakma, gömme veya kaçak yollarla bertaraf edildiği yönündeki endişeleri artırıyor.

Dünya Çevre Günü vesilesiyle kamuoyunun dikkatini çeken bu tablo, Türkiye’nin çevre politikalarının daha sürdürülebilir, daha şeffaf ve bilim temelli bir çizgiye çekilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Gerekli adımlar atılmadığı sürece Türkiye’nin, Avrupa’nın çöpünü bertaraf eden bir ülke konumunda kalmaya devam edeceği uyarısı, çevre savunucuları tarafından yineleniyor.

(Kaynak: Karar)

Paylaşın

Dikkat Çeken Araştırma: Geri Dönüşüm İşe Yaramıyor

İngiltere’de Mayıs ayında çevre örgütlerinin öncülüğünde yapılan “Büyük Plastik Sayımı”ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. 100 bin hanenin plastik atıklarının sayıldığı araştırmada ülke genelinde her yıl ortalama 100 milyar parça plastiğin çöpe atıldığı belirlendi.

Araştırmaya katılan hanelerden haftada 66 parça plastik atık çıktı. Araştırmaya öncülük eden çevre kuruluşları Greenpeace ve Everyday Plastic, geri dönüşümün kendi başına bir çözüm olmadığına dikkat çekti. Greenpeace’in plastik aktivisti Chris Thorne, “Bu dudak uçuklatacak miktarda bir atık” dedi.

Thorne, “Bunu geri dönüşümle halledebileceğimiz söylemi sektörün göz boyamasından başka bir şey değil. Her yıl 100 milyar parça plastik atık üretiyoruz. Ve geri dönüşüm devede kulak” diye konuştu.

Plastik atıkların yüzde 45’i ihraç ediliyor

Araştırmaya katılanlardan bir hafta süreyle çöpe attıkları plastik kapların sayısı ve türünü kaydetmeleri istendi. Bunlardan yüzde 83’ünün yiyecek-içecek paketi olduğu belirlendi. En yaygın atıklar sebze ve meyve paketleri.

İngiltere’de resmi istatistikler, plastik atıkların yüzde 45’inin ülke dışına gönderildiğine işaret ediyor. 2021 verilerine göre ülkede haneler yılda 2,5 milyon ton plastik atık üretiyor. Bunun yüzde 44,2’si geri dönüştürülmek üzere ayrıştırılıyor.

Bu atıkların yüzde 55’i İngiltere’de geri dönüştürülüyor. Kalanı ise ihraç ediliyor. En çok plastik Türkiye’ye gönderiliyor. Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili rapora göre tüm plastik türlerini ayrıştırmak ve geri dönüştürmek aynı derece kolay değil.

Plastik şişelerin yüzde 61’i, plastik saklama kaplarının yüzde 36’sı ve plastik filmlerin sadece yüzde 8’i geri dönüştürülüyor. Plastik Sayımı’nda çöpe atılan plastiklerin çoğunun geri dönüştürmesi daha zor olan yumuşak plastikler olduğu görüldü.

Recoup adlı kuruluşun verileri referans alınarak yapılan hesaplamaya göre aslında ülkedeki plastik atıkların sadece yüzde 12’si İngiltere’de geri dönüştürülüyor.

Everyday Plastic’in kurucusu Daniel Webb, BBC’ye açıklamasında, “Geri dönüşüm işe yaramıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Eğer gerçekten geri dönüştürdüğümüzü düşünüyorsak böyle devam edelim. Ancak ürettiğimiz miktarı azaltırsak attığımız plastiği azaltırız” dedi.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Ekim 2021’de bir okulu ziyaretinde çocuklara, “Geri dönüşüm işe yaramıyor. Çözüm bu değil” ifadelerini kullanmıştı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Avrupa’nın Plastik Çöpü Türkiye’ye Zehir Oldu!

Greenpeace’in Adana’daki yasa dışı plastik döküm alanlarından toplanan toprak, kül, su ve tortu örnekleri üzerinde yaptığı analizin sonuçlarına göre, tespit edilen dioksin ve furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı çıktı.

Nisan 2021’deki saha araştırmasında, çoğunluğu İngiltere ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden ithal edilen plastik atıkların Adana’da yasa dışı olarak çevreye döküldüğünü ve açıkta yakıldığını tespit eden Greenpeace, yeni bir inceleme yaptı.

Yasa dışı plastik döküm alanlarından toplanan toprak, kül, su ve tortu örnekleri, hem Greenpeace Araştırma Laboratuvarlarından hem de bağımsız bir laboratuvardan bilim insanları tarafından incelendi.

Yapılan analizler sonucu ortaya çıkan bulgular ise çarpıcı nitelikteydi:

Adana’da tespit edilen dioksin ve furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı ve şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey. Dioksin-furanların bilinen en önemli özelliği ise kanserojen olması. Bu kimyasal, anne karnındaki bebekler için toksik olabilir, tümörleri tetikleyebilir, hormon ve bağışıklık sistemlerini etkileyebilir.

Diğer kirleticiler neler?

Analizler sonucunda Adana’da tespit edilen diğer kirleticiler ve neden oldukları hastalıklar şöyle sıralandı:

Poliklorlu bifeniller (PCB’ler): Adana’da, topraktaki poliklorlu bifenillerin (PCB’ler) toplam konsantrasyonunun kontrol örneğinden 30 bin kat daha yüksek olduğu bulundu. PCB’lere maruz kalmak embriyo ve fetüse zarar verebilir. Hormonlarda bozulmaya yol açabilen PCB’ler emzirme yoluyla anneden bebeğe geçebilir.

Metaller ve metaloidler: Adana’dan alınan numuneler üzerinde 18 farklı metal ve metaloid türü araştırılmış ve insan sağlığı için pek çok zararı olduğu bilinen kurşun seviyesinin kontrol toprağından 15 kat ve yine insan için kanserojen olan kadmiyum seviyesinin de kontrol toprağından 30 kat yüksek olduğu tespit edildi.

Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAHler): Adana’daki beş bölgenin dördünde yüksek oranda klorlu benzen bileşikleri tespit edildi. Bunların bazıları kanı etkileyebilir, cilt lezyonlarına ve karaciğer hastalığına neden olabilir. Bazı bölgelerde tespit edilen ve insan için kanserojen olduğu bilinen benzo(a)piren konsantrasyonu, Türkiye’de meskun topraklar için izin verilen sınırın üzerindeydi.

Toprağa ve suya karışıyor

Greenpeace Akdeniz araştırmasında incelenen 5 farklı çöp döküm alanı, Adana’nın verimli tarım, hayvancılık ve sulama arazileri içinde yer alıyor. Plastik atıkların yasa dışı yakılması sonucu ortaya çıkan ağır metal, dioksin ve furan ve kalıcı organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışarak kansere neden olabileceği gerçeği, insan sağlığı için de geri dönüşümü olmayan zararlar içeriyor.

Adanalı narenciye yetiştiricisi İzzeddin Akman’ın konuyla ilgili ifadesi ise oldukça çarpıcı: “Ben Avrupa’ya vitamin gönderiyorum, onlar bize zehir gönderiyor”.

Analizin sonuçlarına kim, ne dedi?

Analizi gerçekleştiren bilim insanlarından Dr. Kevin Brigden: Kül ve alttaki toprak örneklerinde bulunan kimyasal kirleticilerin çoğu, çevrede parçalanmaya karşı oldukça dirençlidir ve besin zinciri yoluyla hayvan ve insanlara geçebilir. İngiltere başta olmak üzere Avrupa’dan gelen plastik atıkların yoğun olarak tespit edildiği alanların bazılarında bu kirleticilerin seviyeleri çok yüksekti.

Greenpeace Akdeniz Biyoçeşitlilik Proje Lideri Nihan Temiz Ataş: Türkiye’nin toprağı, havası ve suyu, Avrupa’nın plastik atık ihracatının çevre ve insan sağlığı için yarattığı tehlikeye tanıklık ediyor. Plastik çöplerini denizaşırı ülkelere gönderen İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, Türkiye’nin verimli topraklarında zehirli bir iz bırakıyor. Bu hasar geri döndürülemez. Başta İngiltere olmak üzere ihracatçı ülkeler sorumluluk almalı ve Türkiye’ye plastik göndermeyi bırakmalı. Türkiye plastik çöplüğü değil ve bu zararlı atık oyunları sona ermeli.

Greenpeace İngiltere Siyasi Kampanyacısı Megan Randles: Bu, İngiltere’nin plastik atıkları gözden uzaklaştırma şeklindeki tehlikeli modelinin zehirli parmak izi. Plastiğimizin denizaşırı yerlere atıldığında ve yakıldığında neden olabileceği zarara dair kanıtımız, hükümeti doğru olanı yapmaya ve plastik atık ihracatını yasaklamaya teşvik etmelidir.

Türkiye’nin plastik atık ithalatı

Türkiye’nin plastik atık ithalatı, 2018 yılının başında Çin tarafından alınan yasak kararıyla beraber hızla artmış ve Türkiye, 2019 ve 2020 yılında Avrupa’dan gelen plastik atıkların en büyük alıcısı olmuştu.

1 milyonu aşkın plastik atığın üçte birinden fazlası İngiltere’ye aitti. Adana’daki yasa dışı çöp yakma alanlarında bulunan plastik çöplerin büyük çoğunluğu yine İngiltere ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ait hazır gıda ambalajlarıydı.

Ağustos 2020’de yayınlanan INTERPOL raporu, 2018’den bu yana, yasa dışı plastik kirliliği ticaretinde endişe verici bir artış olduğunu tüm detaylarıyla ortaya koyuyordu.

Ocak-Kasım 2021 arasında İngiltere, Türkiye’ye 117 bin 678 ton plastik atık ihraç etti (Aralık verileri henüz mevcut değil). İngiltere’den Türkiye’ye ihraç edilen karışık plastik atık hacmi, Mayıs 2021’de Türkiye’nin getirdiği atık ithalatına ilişkin kısıtlamanın ardından dramatik şekilde düştü.

Ancak Temmuz 2021’den bu yana rakamların her ay giderek arttığı gözleniyor. Kasım 2021 ihracat toplamı (4126 ton), Temmuz toplamının (484 ton) neredeyse on katı olarak gerçekleşti.

Greenpeace’ten imza kampanyası

Bugün başlattığı imza kampanyasıyla İngiltere’ye hesap soran Greenpeace Akdeniz, özellikle Adana’da tespit edilen yasa dışı plastik atık bertarafının yarattığı çevre sorunlarına karşı sorumlu bulduğu devletlerin, İngiltere başta olmak üzere, kirleten öder ve önleme ilkeleri gereğince çevre maliyetine dahil olmasını istiyor.

Kampanyaya imza vermek için TIKLATIN

(Kaynak: bianet)

Paylaşın