Kürdistan İşçi Partisi (PKK), 40 yıldır sürdürdüğü silahlı mücadeleyi sonlandırarak, silahsızlanma yolunda ilk adımını Kürt halkı açısından tarihi niteliğiyle öne çıkan Casene Mağarası’nda attı.
Haber Merkezi / Casene Mağarası, Şeyh Mahmud Berzenci, 1923’te sığınak haline getirildi ve burada bir matbaa kurdu. Bu matbaada ‘Bangî Heq’ (Hakkın Sesi) adlı Kürtçe gazete yayımlandı.
Silah bırakma töreninde 30 kişilik PKK’lı bir grubun silahlarını imha ettiği ifade edilirken, silah bırakma sürecinin yaz boyunca devam etmesi bekleniyor.
Güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkarıldığı silah bırakma anında, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Irak merkezi hükümetinin yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) yetkililerinin de hazır bulunduğu bildirildi.
Silah bırakan Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun yazılı açıklaması yayımladı. Açıklamada “Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz” ifadeleri kullanıldı:
“Halkımıza ve Kamuoyuna; Demokratik değişim ve dönüşüm sürecine ivme kazandırmak üzere oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak; burada bulunan ve tarihi demokratik eylemimize tanıklık eden herkesi saygıyla selamlıyoruz.
Kürt varlığına yönelik inkar ve imha amaçlı saldırılara karşı savaşmak amacıyla farklı tarihlerde PKK’ye katılmış ve silah kuşanıp farklı bölgelerde mücadele etmiş biz kadın ve erkek özgürlük savaşçıları, bugün buraya Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 19 Haziran 2025 günü açıklamasında dile getirdiği çağrıya cevap olarak buraya geldik.
Gelişimiz aynı zamanda Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 günü açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK 12. Kongre kararları temelindedir.
Barış ve Demokratik Toplum sürecinin pratik başarısı için bir iyi niyet ve kararlılık adımı olarak ve bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz.
Attığımız bu adımın başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımıza, Türkiye ve Ortadoğu halklarına ve tüm insanlığa hayırlı olmasını, barış ve özgürlük getirmesini diliyoruz.
Önder Abdullah Öcalan’ın “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum” ifadesine yürekten katılıyor ve bu tarihi ilkenin gereğini yerine getiriyor olmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz.
Biliyoruz şimdiye kadar hiçbir şey kolay, bedelsiz ve mücadelesiz olmadı; tersine her şey her gün ağır bedeller ödeyerek ve dişle-tırnakla mücadele ederek kazanıldı. Elbette bundan sonrası da zorlu bir mücadele ile olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu temelde yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze güveniyoruz.
Dünyada faşist baskı ve sömürünün arttığı, bölgemiz Ortadoğu’nun kan gölüne döndüğü ve halkımızın barış içinde özgür, eşit ve demokratik bir yaşama her zamankinden daha fazla ihtiyacının olduğu bu ortamda attığımız bu tarihi adımın büyük önemini, doğruluğunu ve aciliyetini görüyor ve hissediyoruz.
Umuyoruz ki herkes, kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler, sosyalist ve demokratik güçler, tüm halklar ve insanlık da attığımız bu barış ve demokrasi adımının tarihi değerini görür, anlar ve takdir eder.
Bunlar temelinde halkımızın yaşadığı acının sorumlusu olan tüm bölgesel ve küresel güçleri, halkımızın son derece meşru ve demokratik ulusal haklarına saygı göstermeye, barış ve demokratik çözüm sürecine destek vermeye davet ediyoruz.
Başta kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler olmak üzere tüm halkları, demokratik ve sosyalist güçleri, aydın, yazar, akademisyen, hukukçu, sanatçı ve siyasetçileri attığımız bu tarihi adımı doğru anlayarak, bizimle, halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz. Yine Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için daha aktif mücadele etmeye, küresel düzeyde demokratik, sosyalist enternasyonal mücadeleyi ve dayanışmayı geliştirip, güçlendirmeye çağırıyoruz.
Halkımızı ve tüm siyasi güçlerini, yaşadığımız tarihi sürecin özelliklerini ve Önder Apo’nun geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum sürecini doğru anlayarak, her alandaki eğitsel, örgütsel, eylemsel görevleri başarıyla yerine getirmeye, demokratik yaşamı geliştirmeye çağırıyoruz.
Zulüm ve sömürü son bulacak, özgürlük ve dayanışma kazanacaktır. Barış ve Demokratik Toplum süreci mutlaka başarıya ulaşacaktır. 11 Temmuz 2025 Barış ve Demokratik Toplum Grubu”
PKK: Öcalan’ın istediği adımı atacağız
Tören öncesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajı 9 Temmuz’da kamuoyuna açıklanmıştı. Öcalan, PKK’nın ulus devletçi amacından vazgeçtiğini, barış ve demokratik toplum hedefine ulaşılmasının “pozitif entegrasyonalist bir perspektifle” mümkün olduğunu söylemişti.
PKK ise Öcalan’ın bu açıklamasına yanıt olarak yaptığı açıklamayla da aslında Ankara’dan beklentilerini sıralamıştı. KCK Yürütme Kurulu adına yapılan ve ANF News’da yayımlanan yanıtta “Önder Apo’nun bizden istediği somut adımı atacağız” denilmişti.
Bununla birlikte açıklamada Ankara’ya “Sürecin tek taraflı ve sadece bizim atacağımız adımlarla ilerlemeyeceği bilinmelidir. Buna göre sürece doğru yaklaşılmalı ve atılması gereken adımlar atılmalıdır” mesajı verilmişti.
KCK açıklamasında Öcalan’ın Şubat ayında yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ve bunu izleyen sürece tam destek verildiği, stratejik kararlar alındığı ve bu yönde adımlar atıldığı belirtilmiş, “Türkiye Cumhuriyeti devleti ve mevcut iktidarı ise sürecin gereklerine göre ve attığımız somut adımlara karşılık olarak henüz herhangi bir adım atmamıştır” denilmişti.
PKK’nın buna rağmen Abdullah Öcalan’ın kendilerinden talep ettiği “somut adım”ı atacaklarına vurgu yapılan açıklamada, sürecin ileriye taşınması için Öcalan’ın serbest bırakılması bir kez daha şart koşulmuştu.
Açıklamada, “Önder Apo’nun esareti son bulmalı. Çünkü Önder Apo özgür olursa ancak bu süreç gelişebilir ve amacına ulaşabilir. Aksi durumda, mevcut koşulları sürdürerek daha fazla ilerlemek mümkün değil” ifadeleri yer almıştı.
PKK’nın öne sürdüğü bir diğer şart da Ankara’da işletilecek siyasi süreçle ilintili. KCK açıklamasında, “Demokratik siyaset ve bütüncül hukuk için gerekenler yapılmalıdır. Siyasetin ve meclisin buna göre inisiyatifi ve adımları gelişmelidir. Anlamlı bir süreç ve ilerleme ancak bununla mümkündür” denilmişti.
Bundan sonra neler olacak?
İktidarın “Terörsüz Türkiye”, DEM Parti’nin ise “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” adını verdiği süreç kapsamında PKK’nin silah bırakmaya başlamasının ardında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) devreye girecek.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş gelecek hafta, süreç kapsamında bir Meclis Komisyonu’nun kurulması için siyasi parti gruplarının “koordinatör” grup başkanvekilleriyle bir toplantı yapması planlanıyor. Bu toplantıda, siyasi partilerin söz konusu komisyonun çalışma şekli ile yapısına ilişkin önerileri tartışılarak karara bağlanabilir.
Meclis Komisyonu’nun kurulmasının ardından ilgili devlet birimleri komisyon üyelerini bilgilendirecek. Nitelikli çoğunlukla karar alması beklenen komisyonda üzerinde uzlaşılan metinler, yasama prosedürleri çerçevesinde Meclis Genel Kurulu’da görüşülecek.
İnfaz Yasası’nda yapılacak değişiklikler de bu komisyonda şekillenecek. Meclis ay sonuna doğru tatile gireceği için ilk yasal düzenlemeler, yeni yasama yılının başlayacağı 1 Ekim’den sonra Meclis gündemine gelecek.
Yaklaşık yarım asırdır süren ve 40 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği silahlı mücadelesini sonlandırma kararı alan PKK, töreni “sembolik” ve “bir iyi niyet göstergesi” olarak tanımlıyor ve tam silahsızlanmanın, Ankara’nın atacağı adımlara bağlı olduğuna işaret ediyor.
PKK’nın silah envanteri hakkında ne biliniyor?
PKK’nın örgüt yapısı, devlet dışı silahlı bir grup olduğu için gizli, kesin olarak militan sayısı bu nedenle bilinmiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporuna göre; PKK’nın mevcut silahlı militan sayısının 4 bin ila 5 bin arasında olduğu tahmini yer alıyor. Bu sayının savaşçı gücü ile sınırlı olduğuna vurgu yapılıyor.
PKK’nın doğrulanabilen bir silah envanteri de bulunmuyor. Ancak saldırılarda kullanan ya da ele geçirilen silahlardan veya istihbarat kaynaklarına dayandırılan bulgulardan bilgi edinilebiliyor.
PKK’nın cephaneliğinde bugüne kadar tespit edilebilen silah ve mühimmatlar şöyle sıralanıyor: Hafif silahlar, Kalaşnikof ve modernize edilmiş varyantı PKM makineli tüfekleri, havan topları, roket güdümlü el bombaları, RPG roketatarlar, el yapımı patlayıcılar (EYP) ve MANPAD gibi taşınabilir hava savunma sistemleri, ATGM tanksavar güdümlü füzeler ve mini insansız hava araçları (İHA).