Özel’den Erdoğan’a: Getir Sandığı Küfeyi Biz Taşıyacağız

Mudanya’da halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, “Ben diyorum ki ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi bırak. Ver benim sırtıma küfeyi. Ben emekliyi aslan gibi taşırım, aslan gibi.’ Asgari ücretliyi taşırız biz” dedi ve ekledi:

“Biz, bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan bırak küfeyi. Milletin sırtından in. Sen bu milletin sırtına yüksün. Emekliler değil, asgari ücretliler, esnaf, çiftçiler değil, işte biz bu küfeye ne yük koyarsan koy taşırız. Taşıyamayan bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı, küfeyi biz taşıyacağız. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız. Söz veriyoruz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’daki ziyaretlerini sürdürüyor. Osmangazi ve Nilüfer Belediyesini ziyaret eden Özgür Özel daha sonra Mudanya Halk Buluşması’nda halka seslendi.

Özel, seçilen belediye başkanlarının ceplerinde birer anahtar olduğunu belirterek, “O, belediyenin kapısının, kasasının ya da şehrin anahtarı değil CHP’nin iktidarının anahtarı. İyi, güzel, dürüst çalışırlarsa, halka, yoksula sahip çıkarlarsa en sonunda bu ülkeyi yeniden CHP yönetecek” ifadesini kullandı.

İngiltere’de asgari ücretin 86 bin lira olduğunu, market fiyatlarının Türkiye’den yüzde 15-20 daha ucuz olduğunu söyleyen Özel, “Yani adam, bizimkilerin aldığının 5,5-6 katı maaş alıyor. Marketteki fiyatlar da daha düşük. Öyle günleri yakalamak için Atatürk’ün dediği istikamete yürümek ve onun kadar cesur, çalışkan olmak lazım. Biz, gençlerle tecrübelileri bir araya getirdik. Kadınların önünü açtık ve büyük bir başarıyı 31 Mart’ta yakaladık. Şimdi hep birlikte gelecek, yapılacak seçimlerde bir benzer başarıyı yakalayıp partimizi iktidar yapacağız” diye konuştu.

Özel, kavga ederek, polemik yaparak değil, çalışarak yükseldiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçim bitti’ deyip gelecek seçimi beklemeden eğitim, emekli, çay, buğday, asgari ücret, emek mitingi yaparak ve çok çalışarak, çok gayret göstererek her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Çalışarak kazanacağız ve göreceksiniz, bu ülkeyi ayrıştıranlardan, kutuplaştıranlardan, yoksullaştıranlardan, düşmanlaştıranlardan alıp büyük, güçlü, zengin ve barış içinde bir ülke yapacağız.

Suriye’yle de barışı sağlayacağız. Sığınmacı sorununu da çözeceğiz. Göreceksiniz, Gazi’nin partisi, kurucu parti, bu ülkeyi bir kez daha 10 yıldaki büyük zaferlerle tanıştıracak. Göreceksiniz, Cumhuriyet’in ilk 10 yılında nasıl bir çıkış yaşandıysa iktidarımızın 10 yılında da bu ülkede aynı çıkışı, aynı şahlanışı yaşayacağız. Buna inanın, buna güvenin.”

Mudanya Belediyesini de ziyaret eden Özgür Özel, ardından Mütareke Meydanı’ndaki parti otobüsü üzerinden yurttaşlara hitap etti. Özel, emeklinin, asgari ücretlinin mevcut maaşlarıyla geçinemeyeceğini dile getirerek, asgari ücretin de 6 ayda 3 bin 800 lira eridiğini ifade etti.

“Getir sandığı, küfeyi biz taşıyacağız”

Kendisini dinleyen iki gencin elinde küfe taşıdığını fark edip onları yanına çağıran Özel, şu ifadeleri kullandı: “Ben diyorum ki ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi bırak. Ver benim sırtıma küfeyi. Ben emekliyi aslan gibi taşırım, aslan gibi.’ Asgari ücretliyi taşırız biz. Biz, bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan bırak küfeyi. Milletin sırtından in. Sen bu milletin sırtına yüksün.

Emekliler değil, asgari ücretliler, esnaf, çiftçiler değil, işte biz bu küfeye ne yük koyarsan koy taşırız. Taşıyamayan bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı, küfeyi biz taşıyacağız. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız. Söz veriyoruz. Bu iki genç küfeyi almış, gelmiş. Helal olsun onlara. Bu iki çocuğu unutmayın. Millet küfeyi Tayyip Bey’den alıp bizim sırtımıza koyunca o gece çıkacağız, hep birlikte galibiyeti kutlayacağız, söz veriyorum, bu iki gençle kutlayacağız. Biz kazanacağız.”

Paylaşın

Özel’den “SGK Borcu” Tepkisi: Belediyelere “Mali Darbe” Girişimi

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) belediyelerden prim borçlarını istenmesine ilişkin konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ‘mali darbe’ girişiminde bulunuluyor” dedi ve ekledi:

“Darbe, milletin seçtiğinin millete hizmet etmesine engel olup onu bertaraf etmeye çalışmaktır. Bunu tankla yaparsan silahlı darbe, yargı kararıyla yaparsan adli darbe olur, şimdi maliye eliyle yapıyorsun.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa ziyaretinde partisinin il binasında basın açıklamasında bulundu. Özel’in açıklamasına CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, Prof. Dr. İlhan Uzgel, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP’li ilçe belediye başkanları, CHP Bursa milletvekilleri, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da katıldı.

Gazete Duvar’dan Pelin Akdemir‘in aktardığına göre; Bursa’nın eşinin memleketi olduğunu ve kendi evinde gibi hissettiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Özel, belediye seçimlerindeki başarıdan dolayı tüm örgütü kutladı. Bursa’da CHP’nin yüzde 20’lerde oy alırken son seçimde yüzde 50’lerde oy aldığını hatırlatan Özel, “Her iki kişiden birinin oyunu alarak geldiler. Milli irade, milli irade diyenler milletin iradesini bu seçimde gördüler” dedi.

Anketlerdeki verileri paylaşan Özel, “Bundan sonra yapılacak ilk seçimlerde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yaparak çıkacağız. Dün temmuz ayının anketleri açıklandı. Seçimden sonra hiçbir ankette ikinci parti olmadık. Geçen aya göre partimiz oyunu yarım puan arttırdı. AK Parti yarım puan oy kaybetti. Partimiz yüzde 35.4 ile yine birinci parti. Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 31 kusurla ikinci parti. Yerel seçimlerdeki 1.8’lik farkı her ay istikrarlı bir şekilde artırarak şu anda 4 puana çıkarmış durumdayız” diye konuştu.

Üreticilerin sıkıntılarını, esnafın sorunlarının nasıl çözüleceğini konuşarak ilerlemeye devam edeceklerini söyleyen Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en çok övündüğü konunun paradan altı sıfır atmak olduğunu belirtti. Özel, CHP iktidarının 10’ncu yılında bir sıfır atılacağını belirterek, “Ama maaşlardan değil sadece fiyatlardan. Yani bugünkü maaşı alacaksınız ama mazotun 4 lira, dana kıymanın 55 lira olduğunu göreceksiniz. Bu alım gücünün 10 kat artması demek” diye konuştu.

“Önümüzdeki seçim referandum niteliğinde olacak” diyen Özel, iktidara geldiklerinde maaştan değil etiketlerden sıfır atacaklarını söyledi.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belediyelerin borcunun ödenmesinin talep edilmesine ilişkin konuşan Özel, “Belediyelerin borcu hep çok olacak. Çünkü Cumhuriyeti Halk Partili belediyeler icraat yapmasın, iş yapmasın diye çok haksızlığa uğruyorlar. Bursa gibi bir belediyeyi yıllarca yönettiler. Başkana ‘borç ne kadar’ diye sordum. 900 milyon dolar. Yani 30 milyar TL borcu var. Sayıştay’ın 2022 raporuna göre belediyelerin SGK’ye borcu 14.6 lira lira. Bakan dün ’90 milyar lira üstünde borç var’ diyor. Sadece Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde bize kalan borç 30 milyar. Bursa Belediyesi’nin sadece SGK borcu 4,5 milyar lira” dedi.

Türkiye’nin en borçlu belediyelerinin AK Parti’den CHP’ye geçen belediyeler olduğunu söyleyen Özel, “Denizli, Balıkesir, Bursa… Resmen bize enkaz devrettiler. Elimizi kolumuzu bağlamaya çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Başaramayacaklar” dedi.

Ekrem İmamoğlu’num 13 bin oy farkla kazandığı seçimin iptal ettirilmesinin yargı yoluyla darbe girişimi olduğunu söyleyen Özel, “Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Cumhuriyet Halk Partili belediyelere mali darbe girişiminde bulunuluyor. Darbe, milletin seçtiğinin millete hizmet etmesine engel olup onu bertaraf etmeye çalışmaktır. Bunu tankla yaparsan silahlı darbe, yargı kararıyla yaparsan adli darbe olur, şimdi maliye eliyle yapıyorsun. Sevilenin milletine hizmet etmesini engellemiş oluyorsun” diye konuştu.

Hizmetlerin engellenmesine rağmen hizmetlere devam edeceklerini söyleyen Özel, “Sana inat bütün Cumhuriyet Halk Partili üyeleri harekete geçiririz. Türkiye’nin en büyük dayanışmasını örgütleriz. Vatandaşımızı mağdur bırakmayız. Millet yerelde verdiği yetkiyi genelde de verecek. Bugün tahsil edilmeyen SGK alacaklarının hepsini birden tahsilatı koymak, devlet eliyle milletin seçtiklerini meydan okumaktır. Devlet ile millet yarışmasın. Zaman zaman devletle millet karşı karşıya geldi. Bunu bir daha yapmayın. Devletle millet karşı karşıya geldiği zaman her zaman millet kazanır” dedi.

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştirerek, “Seçim bitti, verilerin sözler rafa kalktı. CHP’li belediyelerin yolsuzluk, hırsızlık girdabına vatandaşlarımız tekrar sürüklendi. Dans düzenlemesini belediyecilik zannediyorlar. İdeolojik bağnazlık bunların paçalarından akıyor. CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek isterim. Dürüst siyaset sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Tutmadığınız sözlerin mahcubiyetini daha büyük vaatlerde bulunarak gizleyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa belediye başkanlarına söyleyin. Bedava yapacağız diyerek söz verip 3 ayda 3-4 kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler. Emeklilere faydanız olsun istiyorsanız belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesinler. Şu anda Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediyelerin kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan’a yanıt veren Özel ise, “Şimdi Sayın Erdoğan, hangi AK Partili belediye SGK’ya borcunu ödemiş, bir söylesin. Ellerinden aldığımız bütün belediyeler, en az 5 yıl boyunca hiç borç ödememişler. SGK’ya yatırılacak parayla, zamanında AK Partili belediye hizmet yapacak. Sonra onun kendisine kullandığı parayı, bugün biz ödeyeceğiz AK Partililer için. Millet zaten bu zihniyetten yıldığı için 412 belediyeyi bize verdi. Böyle bir çifte standart olur mu?” demişti.

Bakan Işıkhan: Borç bildirimlerini gönderdik

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, 31 Mart yerel seçimlerinden önce belediyelerin borçlarını ödemesi için bir çağrı yaptıklarını hatırlatarak, “Bunu sözde bırakmadık, SGK aracılığıyla tüm borçlu belediyelere, herhangi bir parti farkı gözetmeksizin borç bildirimlerini gönderdik. Bazı belediyeler bu çağrılarımızı dikkate alıp borçlarını ödeme iradesi gösterdi. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak bunca uyarıya rağmen hala harekete geçmemiş olan belediyelerin sayısı da ne yazık ki oldukça fazla” diye konuşmuştu.

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a: İktidarı Alacağız

Özgür Özel, Recep Tayyip Erdoğan’ın belediyelerin SGK’ya olan borçlarının tahsili için verdiği talimat üzerine, “Bakın Türkiye’de SGK’ya belediyelerin toplam borcu 14 milyar 699 lira. En borçlu belediyeler AKP’den yeni devraldığımız belediyeler” dedi ve ekledi:

“En borçlusu Bursa Büyükşehir, sonra Sakarya, sonra Ordu, sonra Balıkesir, sonra Denizli. Bakın en borçlu 5 belediye, 5’i de AKP’den aldığımız belediyeler. Şimdi kendi ödemediği parayı bizden kesmeye kalkıyorlar. Bu sayede çöpler toplanamasın istiyorlar. İstiyor ki toplu taşıma aksasın. Şunu söyleyelim, köpürsen de neye başvurursan başvur bir yolunu bulacağız bu hizmeti yapacağız, milletin gönlünü fethedeceğiz ve o iktidarı senin elinden alacağız!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir’de halka seslendi. Konuşmasına siyanür şirketine direnen vatandaşlara değinerek başlayan Özel, “Anadolu’da 300 metreden, 400 metreden derin kuyu dalgıç pompalarıyla su çıkarılırken birçok yerden, maalesef bu suya birileri göz dikti. Oraya altın madeni ruhsatı verdiler. Türkmendağı’ndaki İvrindi ve Altıeylül ilçeleri sınırında kalan 16 köy tehdit altında. Maalesef bir kilometre uzunluğunda, 170 metre derinliğinde iki tane siyanür havuzu yapıyorlar” ifadelerini kullandı.

Özel, Erdoğan’ın “Belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesin. Öyle 25 kuruşa simit yok” ifadelerine yanıt verdi. Erdoğan’ın, “SGK’ya çok borçlu, borçlarını ödesinler. Öyle 25 kuruşa simit yok” dediğini anımsatan Özel, “Tam buradan başlayayım. Sayın Erdoğan doğru söylüyor. Bugün 25 kuruşa simit yok, simit 10 lira… Ama sen iktidara geldiğinde simit 25 kuruştu, sen yaptın 10 lira!” diye konuştu.

Özel, şöyle devam etti: “Hazımsızlık şu; belediyeler hizmet etmek istiyor, işte Ahmet… Bu kadar borca rağmen içi içine sığmıyor. Para bulmaya, kaynak bulmaya çalışıyoruz. Dünyanın öbür ucundan kaynak buluyoruz, fon buluyoruz ama imza atmıyorlar. Niye? Hizmet ederiz de millet CHP’nin geldiğinde ne iyi işler yaptığını görmesin diye! Kentsel dönüşüme para buluyoruz, imza atmıyor. Deprem olacak, insanlar ölecek, orada bile siyaset yapıyorlar.

Erdoğan’a tepki gösteren Özel, şunları kaydetti: “Önünde dünya kadar dosya var. Kentsel dönüşüm için, toplu taşıma için, temiz su için, çevre için ama imzaları atmayarak Türkiye’ye dışarıdan bulduğumuz kaynağı belediyelerimize kullandırtmıyor. Şimdi de gelmiş, geçmişten bugüne AK Parti’den aldığımız belediyelerde bilhassa SGK ve Vergi Dairesi’ne inanılmaz borçlar var. Zamanında parayı yatırmamış, SGK’nın parasıyla burada belediyecilik yapmış ona rağmen kazanmışız…

Şimdi diyor ki, AK Parti döneminde ödenmeyen parayı, MHP döneminde ödenmeyen parayı bir seferde, faiziyle senin paralarından keseceğim. Bunun tek amacı var; belediye başkanlarımızın elini kolunu bağlamak, hizmeti aksatmak, bunun üzerinden ucuz siyaset yapmak… Öyle belediyeleri zora sokarak, halkın hizmetini aksatarak CHP’yi yıpratacağını düşünüyorsan aldanıyorsun. Millet arkamızda. Bunu millet görüyor, sana bunun hesabını ilk sandıkta soracak. Bakın Türkiye’de SGK’ya belediyelerin toplam borcu 14 milyar 699 lira.

En borçlu belediyeler AKP’den yeni devraldığımız belediyeler. En borçlusu Bursa Büyükşehir, sonra Sakarya, sonra Ordu, sonra Balıkesir, sonra Denizli. Bakın en borçlu 5 belediye, 5’i de AKP’den aldığımız belediyeler. Şimdi kendi ödemediği parayı bizden kesmeye kalkıyorlar. Bu sayede çöpler toplanamasın istiyorlar. İstiyor ki toplu taşıma aksasın. Şunu söyleyelim, köpürsen de neye başvurursan başvur bir yolunu bulacağız bu hizmeti yapacağız, milletin gönlünü fethedeceğiz ve o iktidarı senin elinden alacağız!”

Paylaşın

Özel’den Bahçeli’ye Dikkat Çeken Yanıt

Devlet Bahçeli’nin kendisini hedef alan açıklamalarına cevap veren Özgür Özel, “Bahçeli’ye hiçbir şey demeyeceğim. Sadece Cumhur İttifakı’na oy verenlere şunu söyleyeceğim çarşıda pazarda keyfiniz yerindeyse Cumhur İttifakı’na oy verin” dedi ve ekledi:

“Ama Devlet Bey’in dedikleri mutfağınızda, cüzdanınızda görmüyorsanız bu milletin yeri sahte milliyetçileri değil. Çok ağır laflar var yine, ama konuşmanın devamını okuyunca vazgeçtim. AK Parti söylüyor, MHP kabul ediyor. Kendine ait bir fikri olmayan parti. Çok sevdiğini söylediği köpeklere komisyonda ne söylediklerini duyunca benimle ilgili iyi şeyler söylememesine çok sevindim.

‘O ikisi’, bütün örgütün yaka silktiği o ikisi yazıyor, çiziyor saldırıyor… MHP’nin o ikisinden başka savunanı olmamasından da o ikisinin partideki yerinin zorluklarının da farkındayım. kişilik bir listesi yapmışlar, bizimle hesaplaşacaklarmış. Biz 154’ümüze istediğiniz gibi hesaplaşın ama siz önce bir kendi vicdanınızla hesaplaşın.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

Bugün her salı olduğu gibi 13.30’da geldiniz. Ama yaklaşık yarım saat sizi beklettik. Bunun önemli bir gerekçesi var. Biraz önce İstanbul’da bir tören tamamlandı. O törene 2024 yılında, bu sene yapılacak olan olimpiyatlar için ülkemizi temsil edecek 102 sporcumuz İstanbul’dan uğurlanıyordu. O törenin, tüm televizyonlarda eksiksiz yayınlanabilmesi için biz grup toplantımızı o törenin bitişine erteledik.

Biraz önce üzücü bir haber aldık. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın annesi İpek Anne hakkın rahmetine kavuştu. Bakırhan ailesine ve DEM Parti’ye başsağlığı diliyoruz.

Erzurum Kongresi manda ve himayeyi reddetmiştir. 9. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’in Mustafa Kemal’in yanında durduğu ve milli mücadelenin seyrini değiştiren bir kongredir. bu. ‘Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz’ diyen Mustafa Kemal ile kongre üyeleri, önce kurtuluşu, sonra kuruluşu gerçekleştirdiler. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere o kongreye katılan herkesi ve milli mücadelenin bütün kahramanlarını rahmetle ve minnetle anıyorum.

Bugün, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘benim şahsi meselem’ dediği Hatay’ın anavatana katılışının 85. yıl dönümü. 1918’den 1939’a kadar 21 yıllık bir mücadelenin sonunda Hatay, 23 Temmuz günü Antakya’daki Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağını kaldırdı. Bunun için o gün Hatay Millet Meclisi’nde oy kullanan ve Hatay’ı sınırlarımıza katan o günkü tüm Hatay milletvekillerini rahmetle anıyoruz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘şahsi meselem’ dediği Hatay, özellikle 6 Şubat depremi, o sırada yaşananlar, kurtarma çalışamalarındaki aksaklıklar, ardından verilen sözler, seçimdeki şantajlar, tehditler, oy sayımındaki hileler, yapılan itirazların reddedilmesiyle yaşanan mağduriyetler, sakın ama sakın Hatay’ı ümitsizliğe savurmasın. Nasıl bu partinin kurucusunun şahsi meselesi ise tüm CHP’lilerin Hatay şahsi meselesidir. Sonuna kadar yanlarındayız, Hatay’ı saygıyla selamlıyoruz.

Geçtiğimiz hafta KKTC’deydik. 3 gün boyunca orada temaslarda bulunduk. Önceki genel başkanlarımız Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın vardı. Çetin ve Karayalçın, ayrıca dışişleri bakanlığı görevlerinde bulunmuş, Sayın Çetin TBMM Başkanlığı görevinde bulunmuş. Hepimizin gurur duyduğumuz siyasi geçmişleri, partimize ve Türkiye’ye katkılarıyla bizimle birlikteydiler.

Geçtiğimiz hafta gölge Milli Eğitim Bakanımız Sayın Suat Özçağdaş ve eğitimcilerin katkılarıyla Anıtpark’ta 24 saat süren bir eğitim maratonu gerçekleştirdik. Tam 92 konuşmacı katıldı. 92 konuşmacı sabah 10’dan diğer sabah 10’a kadar, ara vermeden, 21 ana başlıkta, 100 alt başlıkta Türkiye’de eğitimi konuştular. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu konuştular.

Öğretmenlere yapılan haksızlıkları, ‘atanamayan’ diyerek masumlaştırıp atanmayan 1 milyon öğretmeni konuştular. Atatürksüz, bilim dışı, hurafelerle dolu müfredatı konuştular. Kendi başına hurafenin cisimleşmiş hali, bu Milli Eğitim Bakanı’nın yaptıkları. Enine boyuna konuştular. Sadece eleştirmediler. Kitabı yapılacak, belgeseli yapılacak. Ama şöyle bir baktığınızda, yüzde 20 eleştiri ise yüzde 80 öneri sundular. Biz gelince ne yapacağız? Genel Başkan Yardımcılarımız, gölge bakanlarımız anlattılar.

Sokak hayvanları: CHP olarak en net yaklaşan partiyiz. Sorun yoktur diyenlerden değiliz. Çare ölüm diyenlerin karşısındayız. Bu sorun sınıfsal bir riske girmek gibi bir probleme evriliyor. İşinize kendi aracınızla gidebiliyorsanız belki de sizin için sokak hayvanı problemi yoktur. Ancak yoksul bir mahallede işinize yürüyerek gitmek zorundaysanız, sokak hayvanı problemi vardır. Ama bir ay tutalım, sahiplenilmeyeni ötanazi yapalım demek Hayvan dostlarına, gençlerimize başta grubum olmak üzere buna aylardır itiraz eden herkese hiç değilse ötanazi kelimesini çıkardıkları için yürekten teşekkür ediyorum.

Ancak sorun çözülmemiştir. Fiilen katliamlar devam etmektedir. Kanun bu konuda belediyelere görev vermektedir ama para vermemektedir. Zaten belediyelerin yurtdışından buldukları kredilere cumhurbaşkanı ve Mehmet Şimşek tarafından imzalanmamaktadır. Karşımızda yasa tasarısının ilk halini destekleyenlerin oranı yüzde 7.  Bu kanunu destekleyen kimse yok. Ötenazi kelimesi çıkarılınca sorun çözüldü sanmayın. Bütün belediyelerin lojistiği planlaması lazım.

Devlet Bahçeli’ye yanıt: Bahçeli’ye hiçbir şey demeyeceğim. Sadece Cumhur İttifakı’na oy verenlere şunu söyleyeceğim çarşıda pazarda keyfiniz yerindeyse Cumhur İttifakı’na oy verin. Ama Devlet Bey’in dedikleri mutfağınızda, cüzdanınızda görmüyorsanız bu milletin yeri sahte milliyetçileri değil. Çok ağır laflar var yine, ama konuşmanın devamını okuyunca vazgeçtim. AK Parti söylüyor, MHP kabul ediyor.

Kendine ait bir fikri olmayan parti. Çok sevdiğini söylediği köpeklere komisyonda ne söylediklerini duyunca benimle ilgili iyi şeyler söylememesine çok sevindim. ‘O ikisi’, bütün örgütün yaka silktiği o ikisi yazıyor, çiziyor saldırıyor… MHP’nin o ikisinden başka savunanı olmamasından da o ikisinin partideki yerinin zorluklarının da farkındayım. kişilik bir listesi yapmışlar, bizimle hesaplaşacaklarmış. Biz 154’ümüze istediğiniz gibi hesaplaşın ama siz önce bir kendi vicdanınızla hesaplaşın. Bizim vicdanımız rahat. ‘Vicdanım rahat, bu ikisi yüzünden bu partinin lekelenmesinden şikayetçi değilim’ diyen varsa rahat uyusun. Gün gelecek vicdanı rahat olmayanlar o ikisinden hesap soracaklar.

Vergi paketi ve emekli maaşları: EYT’linin maaşı 10 bin, kirası 15 bin TL ve başka işte çalışıyor diye işten çıkartılmasını istiyorlar. EYT’lileri çalıştıranlardan ceza kesip, 13 milyar TL gelir elde edecekmiş. 5’li çeteden ise 559 milyon TL vergi ödemeyenlerden alacakmış. Affettiği vergi ise 660 milyar TL’ydi. Biz vergide adaletle ilgili bir kanun teklifi hazırladık.

Emekli maaşının bir asgari ücret olması gerektiğini söyledik, Tayyip Bey buna dertlenmiş. Demiş ki ‘bunların sırtında küfe’ yok. Aslında ben de onu söylüyorum. Ben küfeyi istiyorum. CHP olarak küfeyi istiyoruz. Millet sana küfeyi verdi, ağır geldi. Bırak ben taşıyacağım, ver küfeyi. Küfenin içine emekliyi koyuyorsun ağır geliyor, asgari ücreti koyuyorsun ağır geliyor. Tarım, çay üreticisi beyefendiye ağır geliyor. Fındık, üzüm, narenciye, buğday ağır geliyor. Milletin efendisi denilen çiftçiyi taşıyamıyor, ağır geliyor. Ama 47 tane firmanın vergi borcunu silelim deyince küfeyi taşıyor. Ver o küfeyi ver, biz taşıyalım. Küfelerini taşıyamayanlar çıkarın o küfeyi biz taşıyacağız.”

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den “Seçim Sandığı” Mesajı

En düşük emekli aylığına yapılan zamma tepki gösteren CHP Lideri Özgür Özel, “Sefalet ücreti veriyor. Böyle geçim olur mu? Geçim olmazsa seçim olur, başka çaresi yok! Geçim yoksa seçim var!” dedi ve ekledi:

“Asgari ücreti 25 bin lira yaparsa, en düşük emekli maaşını asgari ücret yaparsa, Rize’deki çay üreticisini perişan etti, çayın taban fiyatını 25 yapar ve farkı hemen öderse, buğdayı bedavaya almaya çalışıyorlar, buğdayın 15 lira taban fiyatını verirse erken seçim demeyeceğim. Ama yapmazsa geçim yoksa seçim var. Bir kez daha söylüyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Beyoğlu Belediyesi tarafından açılan “Beyoğlu Emekli Evi”ni ziyaret etti. Ziyarette Özgür Özel ile birlikte Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yer aldı.

Özgür Özel burada yaptığı konuşmada, İnan Güney’in Gezi Direnişi döneminde CHP İlçe Başkanı olarak görev yaptığını anımsatarak, “Hepimizin yerine Silivri Cezaevi’nde ve Bakırköy Kadın Cezaevi’nde yatan 5 arkadaşımızı Gezi ruhuyla, Gezi’yi sahiplenerek bir kez daha selamlıyorum” dedi.

Gezi tutukluları için mesaj veren Özel, şunları söyledi: “Tayfun Kahraman partimizin üyesidir, Tayfun Kahraman herkesin üzerinde birleştiği talepleri önce sayın Bülent Arınç’a aktarmıştır, sonra da sayın Erdoğan’a… Bülent Arınç’la konuştuğunda Erdoğan yurtdışındaydı. Tayfun Kahraman, Bülent Arınç’la konuştuğunda ‘Erdoğan Türkiye’ye gelmesin, bakanlar istifa etsin, yönetimi bize bırakın’ demedi. Deseydi darbeci olurdu. Ne dedi? Ağaçları kesmeyin, buraya kışla yapmayın, AKM’yi yıkmayın yerine AVM yapmayın. Bir de hedef gözetmeksiz gaz fişeği atıyorsunuz, bu şiddeti durdurun demişti.

Çiğdem Mater Gezi’nin belgeselini çekecekmiş, çekememiş, ortada belgesel yok. 7 tane belgesel YouTube’da var, onlara da kimse bir şey yapmasın ama çekenler dışarıda, çekemeyen içeride. Mine Özerden güya banka hesabı açmış, para toplamış! Bir lira para yok hesapta. Can Atalay, Hatay halkının oylarıyla milletvekili seçildi, Anayasa Mahkemesi lehine karar vermek için gün sayıyor. Osman Kavala 7 yıldır yatıyor, iddialarının bir tanesini ispatlayamadılar.”

En düşük emekli aylığına yapılan zamma tepki gösteren Özel, “İş hayatında alın terini döken, gözünün nurunu akıtan, dirsek çürüten emekliler memleketi bugüne getirdi. Memleket, bugünlere ulaştıysa emekliler sayesinde ulaştı. Şimdi rahat edecekleri günlerde tarihin en büyük ekonomik krizi karşısında onlara sahip çıkması gereken devlet, onları bu krizle baş başa bırakıyor” diye konuştu.

Özel, şunları söyledi: “Adalet ve Kalkınma Partisi ilk iktidara geldiğinde bir emekli maaşı, 1,5 asgari ücretti. Hiç dokunmasalar bugünkü 1,5 asgari ücreti uygulasalar en düşük emekli maaşı 25 bin lira olması gerekiyor. Sözde zam yaptılar, emekli maaşı 12 bin 500 lira oldu. 25 bin lira olması gereken emekli maaşı 12 bin 500 lira! İstanbul Planlama Ajansı bir çalışma yaptı, İstanbul’da bir emekli en az ne kadarla geçenebilir? 25 bin lira hesabını onlar da buldu. Ama AK Parti geldi, emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim, enflasyon hesabına göre zam vereceğim dedi; geldiğinde 1,5 asgari ücret olan en düşük emekli maaşı bugün 0,6 asgari ücret.”

“Geçim yoksa seçim var”

Emeklilerin gelirindeki düşüşü çeyrek altın ile hesaplayan Özel, şunları anlattı: “Emekliler AK Parti gediğinde, Tayyip Bey başbakan olduğunda en düşük emekli maaşıyla 8 tane çeyrek altın alıyorlardı. Bugün bu maaş 3 çeyrek altın almıyor. Cepten en az 5 çeyrek altın gitti. Bir şey nerede aranır, kaybedilen yerde? Biz nerede kaybettik 5 çeyrek altını, seçim sandığında kaybettik. AK Parti geldi, 5 çeyrek altını kaybetti; AK Parti gidecek, kaybettiklerimizi bulacağız.”

En düşük emekli aylığına yapılan zamma tepki gösteren Özel, “Sefalet ücreti veriyor. Böyle geçim olur mu? Geçim olmazsa seçim olur, başka çaresi yok! Geçim yoksa seçim var!” ifadelerini kullandı.

Özgür Özel, şunları kaydetti: “Asgari ücreti 25 bin lira yaparsa, en düşük emekli maaşını asgari ücret yaparsa, Rize’deki çay üreticisini perişan etti, çayın taban fiyatını 25 yapar ve farkı hemen öderse, buğdayı bedavaya almaya çalışıyorlar, buğdayın 15 lira taban fiyatını verirse erken seçim demeyeceğim. Ama yapmazsa geçim yoksa seçim var. Bir kez daha söylüyorum.”

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

Özel Ve Dervişoğlu’ndan “İttifak” Açıklaması: Ülkenin Menfaati Ne İse…

Müsavat Dervişoğlu, basın mensuplarının “ittifak” sorusuna verdiği yanıtta, “Seçimleri geçeli bir yıldan fazla oldu. Önümüzdeki seçimlere yaklaşık 4 yıl var, genel seçime de şayet zamanında yapılırsa uzunca bir zaman var. Şimdiden o günlere ilişkin bir şey söylemek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

CHP Lider Özgür Özel ise, ittifak sorusuna, “Her partinin kendini halka en doğru anlatması en doğru muhalefeti yapması, kendisini iktidara hazırlaması zamanı. Eskiden seçimi tek başına kazanamazsan seçimden sonra 40 gün koalisyon görüşmeleri olurdu. Şimdi de seçimler yaklaşırken böyle bir ihtiyaç görülürse makul bir süre önce her şey konuşulur. Ülkenin menfaati ne ise gerektiğinde orada birleşiriz” şeklinde cevap verdi.

‘Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre’nin resepsiyonunda bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ortak açıklama yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; İYİ Parti ve CHP arasında normalleşme sorusunu yanıtlayan Dervişoğlu, “Bizim aramızda hiç anormalleşme olmadı” diyerek şöyle konuştu:

“Dervişoğlu: 50. yıl, böyle bir zamanda burada olmak hepimiz için bir şeref. Bu şerefi bize bahşedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Kıbrıs’ın milli mücadelesinde emeği olanları rahmetle minnetle anıyorum. CHP’nin o dönemde çıkarma kararı alırken göstermiş olduğu dirayet tarihe altın harflerle yazılacak özelliklere haiz. Milli övünçlerimizi müştereken kutlayacağız, milli hüzünlerimizi müştereken yaşayacağız. Bundan 50 sene önce Kıbrıs’a çıkarma yapma kararı veren o dönemin başbakanı Sayın Bülent Ecevit’i rahmetle anıyorum.

Bizim aramızda hiç anormalleşme olmadı, normalleşme arayanların genellikle lafım Özgür Bey’e değil, sistemi anormalleştiren, süreci anormalleştiren insanların böyle bir anlayışı oldu. Biz CHP ve iktidar partisiyle TBMM’de normal standartlarda çalıştık ama toplumu gererek bundan siyaten nemalanmaya çalışan o gerginliği kutuplaştırmaya dönüştüren, bundan siyasi fayda temin edenlerin aslında rutin bir birliktelik olan bu görüşmelerin normalleşme talebi gibi sunmalarını ben yadırgıyorum.

Bizim her zaman ilişkilerimiz normaldi. TMBB’nin doğru, hızlı ve yerinde işlemesine katkı sağlayan muhalefet partilerinin grup başkanvekilleriydik. Karşı durduğumuz şey süreci anormalleştirenlerdi. CHP’nin AK Parti ile AK Parti’nin İyi Parti ile normalleşmeye ihtiyacı olabilir. Bizim CHP ile ilişkilerimiz hiç anormal olmadı.”

CHP lideri Özel ise en kısa zamanda güçlü bir parlamentonun oluşması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Biz millet yeni bir görev verene kadar ana muhalefet partisiyiz, muhalefet partileriyiz. Türkiye’nin dışına çıktık mı Türkiye’nin partisiyiz. İki muhalefet partisinde lider değişimi oldu, ikisi de grup başkanvelliğinden geliyor. Güçlü Meclis grubumuz boşuna değilmiş.

CHP güçlendirilmiş parlamenter sistem hakkında ne diyor diye soruyorlar, altına imza attığımız gün ne dediysek bugün aynısını söylüyoruz. En kısa zamanda güçlü bir parlamentoya kavuşması lazım. Muhalefet partilerindeki lider değişimlerinin dahi grup başkanvekilleri üzerinden yürüyor olması muhalefetin bir bütün olarak hep sahip çıktığı TBMM’nin, milletin gönlünde de partilerin gönlünde de gerçekten farklı bir yeri olduğunu gösteriyor.”

“Ülkenin menfaati ne ise orada birleşiriz”

Gazetecilerden gelen ittifak sorusunu yanıtlayan İYİ Parti Lideri Dervişoğlu, “Seçimleri geçeli bir yıldan fazla oldu. Önümüzdeki seçimlere yaklaşık 4 yıl var, genel seçime de şayet zamanında yapılırsa uzunca bir zaman var. Şimdiden o günlere ilişkin bir şey söylemek mümkün değil” dedi.

CHP Lider Özel ise, “Her partinin kendini halka en doğru anlatması en doğru muhalefeti yapması, kendisini iktidara hazırlaması zamanı. Eskiden seçimi tek başına kazanamazsan seçimden sonra 40 gün koalisyon görüşmeleri olurdu. Şimdi de seçimler yaklaşırken böyle bir ihtiyaç görülürse makul bir süre önce her şey konuşulur. Ülkenin menfaati ne ise gerektiğinde orada birleşiriz” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Özel’den “Eğitim Sistemi” Tepkisi: Çağın Gerisinde

İktidarın eğitim politikalarına eleştirilerde bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “AK Partilinin çocuğu da olsa, CHP’linin de, MHP’linin de, İYİ Partili’nin de, DEM’linin de, hangi görüşten olursa olsun PİSA sınavına girdiğinde ortalamamız sondan ikinci dünyada…” dedi ve ekledi:

“Tüm yeteneklerde, tüm yetkinliklerde, bu coğrafyanın zeki evlatları dünyada normalde aşık atamayacak akranlarının her alanda gerisinde. Sebebi ne? Sebebi o çocuklar değil, doğru imkanlar yaratıldığında o çocukların neler başardığını görüyoruz. Ama eğitim sistemi, okul öncesinden başlayıp lisansüstü ve akademik kariyer süreçlerine kadar sürekli çağın gerisinde, eksikliklerle dolu bir süreci Türkiye’de yaşıyoruz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 24 saat sürecek olan Eğitim Maratonu toplantısına katıldı.

Birgün’ün aktardığınaa göre; Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Özgür Özel, “Dün akşam saatlerinde Numan Kurtulmuş’un ‘daimi bir özgürlük alanı olsa ne iyi olur’ dedikleri bu kürsünün yeri İçişleri Bakanı’nın ve Ankara Valisi’nin talimatlarıyla parkın etrafını bariyerlerle çevirdiler. Milli Egemenlik Parkı’na kurulacak bu kürsüyü, geldik Anıt Parka kuruldu ve 24 saat boyunca eğitim politikalarıyla ilgili söylenmesi gereken ne varsa buradan söylenecek” dedi.

“Şu zihniyeti görmek lazım ki; bu kadar barışçıl, bu kadar bilimsel, bu kadar çözüm öneren bir eylemliliği, bir etkinliği dahi devletin polisine kanunsuz emirler vererek engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız” diyen Özel, şunları söyledi:

“Dertler, bahaneleri ‘dün oraya hayvan severler geldi, burayı ele geçirecekler, burayı bırakmayacaklar, sizin için açarsak onlar da kalır.’ Kalsın zaten! Sen Meclis’e hayvanları katledecek, öldürecek, zehirleyecek bir düzenlemeyi getir, buna isyan edenler Ankara’ya gelsinler, efendim ‘Milli Egemenlik Parkı’nı hayvan severler ele geçirmesin.’ Milli egemenlik demek milletin dediğinin olması demektir. Bir kişinin, bir zümrenin, bir partinin dediğinin o partinin korktuğunun söylenilmemesi zaten milli egemenlik demiyoruz, diktatörlük diyoruz, tek adam rejimi diyoruz.”

İktidarın eğitim politikalarına eleştirilerde bulunan Özel, şunları ifade etti: “Tarikatlar ve cemaatler kavgası var. ‘Her köşe başını hangimiz tutalım, bunları nasıl yapalım, müfredata kendi zihnimizdeki zehri nasıl akıtalım? O kitaplar üzerinden bu zehri Anadolu’ya, Trakya’ya nasıl yayalım?’

“Böyle olunca maalesef çocuk AK Partilinin çocuğu da olsa, CHP’linin de, MHP’linin de, İYİ Partili’nin de, DEM’linin de, hangi görüşten olursa olsun PİSA sınavına girdiğinde ortalamamız sondan ikinci dünyada… Tüm yeteneklerde, tüm yetkinliklerde, bu coğrafyanın zeki evlatları dünyada normalde aşık atamayacak akranlarının her alanda gerisinde. Sebebi ne? Sebebi o çocuklar değil, doğru imkanlar yaratıldığında o çocukların neler başardığını görüyoruz. Ama eğitim sistemi, okul öncesinden başlayıp lisansüstü ve akademik kariyer süreçlerine kadar sürekli çağın gerisinde, eksikliklerle dolu bir süreci Türkiye’de yaşıyoruz.”

Türkiye’nin orta gelir tuzağına sıkışmış durumda olduğunu belirten Özel, “Milli gelirimiz belli bir noktadan sonra artamıyor. Bugün asgari ücret alan için çok düşük, veren için çok yüksek… Bugün dolar kuru bizim için çok yüksek, ihracatçı için çok düşük… Sizin ihracattan anladığınız fason kot üretmekse rekabet sırasında Mısır’daki asgari ücretle yarışmanız lazım. Mısır’daki asgari ücret o düzeyde olunca siz burada dışarıda fiyat rekabeti yapmak için insanlara hak ettiği asgari ücreti vermezsiniz” diye konuştu.

“Orta gelir tuzağından kurtulmanın yolu, orta eğitim tuzağından kurtulmaktan geçer” diyen Özel, şunları ifade etti: “Bugün siz bütün öğrencileri kendi tercihlerine göre planlamadan, ölçmeden, doğru yönlendirmeden, 15-14 yaşında bir karar vermezseniz, Devlet Planlama Teşkilatınız, Sanayi Bakanlığınız ve Milli Eğitim Bakanlığınız birbirleriyle konuşan politikalar üretmiyorsa 24 saat işsiz genciniz olur ama eli tornavida tutan 16 yaşından beri eğitilmiş, 20 yaşından beri iş hayatında meslek lisesinden sonra belli bir süre üniversitede teknik eleman olarak eğitim görmüş, ara eleman diyorlar ya sizinkiler ya bir yerde penye dikiyorlarsa işte orta eğitim tuzağı, orta gelir tuzağına düşürür.”

Açıklamasında ‘demokrasi’ vurgusu yapan Özel, “Önce ülkemizi, AK Parti’nin hepimizi düşürdüğü orta demokrasi tuzağından kurtarmak lazım. Yani milli eğitimin sorunlarının konuşulmasını, hayvan hakları protestosundan korkup Ankara’nın başka bir köşesine yollayacak akıl devlete egemen oluyorsa orada bir orta demokrasi tuzağı var” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Özel Ve Babacan Görüştü: Gündemde Üç Konu Vardı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyet ile, CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

CHP Lideri Özgür Özel’e, Genel Başkan Yardımcıları; Yalçın Karatepe, Gülşah Deniz Atalar, Gökan Zeybek, Meryem Gül Çiftci, Burhanettin Bulut ve Gökçe Gökçen eşlik etti.

Görüşme sonrası Özgür Özel ve Ali Babacan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundular. CHP Lideri Özel, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün daha önceki dönemlerde ekonomi yönetiminde ve dışişleri bakanlığında görevler üstlenmiş, hepimizin çok geçmişte de iyi ilişkiler içinde olduğu Ali Babacan’ı DEVA Partisi’nin genel başkanı olarak genel merkezimizde ağırladık. Aslında 5 kasımdaki kurultaydan sonra hemen telefonlaşmıştık ve böyle bir ziyarete kendilerinin niyeti vardı ama her iki partinin aday belirleme sürecindeki yoğunlukları ardından yerel seçim gündemi ve sonrasında yaşadığımız yoğun gündemde bu ziyaret bugün gerçekleşebildi.

Sayın genel başkanın birazdan kendisinin mutlaka ifade edeceği hepimizin içinde bulunduğu çok önemli 3 gündem maddesi konusunda nezaket ziyaretine ilave olarak değerlendirmeleri ve bizim konuya nasıl yaklaştığımıza ilişkin ifadeleri oldu. Son derece verimli son derece her iki partinin bundan önce sürdürdükleri iyi ilişkileri bir kez daha teyit eden, bundan sonrası için de ülkenin yararına olabilecek yoğun bir iş birliği yapabileceğimizi gösteren verimli bir toplantı oldu.”

Özel’in ardından açıklamalarda bulunan Babacan ise şunları söyledi: “Geçim sorunu, enflasyon, ekonomik sıkıntıların geniş kesimlere gittikçe yayılması ve sosyal ayağı olmayan bir ekonomik modelin Türkiye’de son bir yıldır uygulanmaya çalışılması. İkinci önemli gündem maddemiz, sığınmacı sorunu ve bu bağlamda Suriye idi. Bu sorunun çözümü ile bağlantılı sayın genel başkanın Esad ile görüşme planı gerçekten kıymetli. Ana muhalefet partisinin de Suriye ile bir normalleşme iradesi ortaya koymadı bölgemizin huzuru açısından değerli. Suriye sorununun çözümünün Türkiye’deki sığınmacı sorununun çözümü için de önemli bir perspektif olduğunu teyit ettik.

Üçüncü önemli gündem maddesi de Meclis Başkanı Kurtulmuş’un başlattığı yeni anayasa arayışı. Dün Meclis Başkanı ile bir toplantı gerçekleştirdik. Bugüne kadar yaptığımız çalışmaları kendilerine emanet ettik. Tamam anayasa çalışalım ama öncelikle anayasayı bir üst hukuk normu olarak kabul eden ve anayasayı bağlayıcı bir hukuk normu olarak kabul eden bir yönetim anlayışının Türkiye’de olmasının bu çalışmaların yarınlarıyla alakalı önemli olacağını kendisine ifade ettik. Bu çalışma ile ilgili alakalı önümüzdeki süreçte de DEVA Partisi ile CHP arasında bir temas trafiğinin, bir diyalogunun olacağını kıymetli olacağını beraberce değerlendirdik.”

Soru – Yanıt

Babacan, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ve emekli aylığına yapılan zamla ilgili gazetecilerin sorusuna şöyle yanıt verdi: “TÜİK’e mutlaka bir dış denetim mekanizması kurulmalı. Bu sağlanmadan açıklanan enflasyon rakamlarına güven olmaz, böyle olursa da Merkez Bankası’nın kendisini izah etmesi de zor olur. Hangi enflasyonu düşürecek? TÜİK’in açıkladığı rakamı düşüreceklerse çok uğraşmaya gerek yok talimat verirler, TÜİK düşürür iş biter! Son 5-6 yıldır çok büyük haksızlık var. Sabit gelirli Türk Lirası cinsinden para kazanan herkes mağdur olmuş durumda. Bırak gerçeğini TÜİK enflasyonu karşısında da büyük bir mağduriyet var. Asgari ücrete 1 Temmuz’da zam verilmedi. TÜİK bile bu kadar enflasyon açıklamışken 1 Temmuz’da asgari ücrete zammın pas geçilmesi kul hakkıdır!”

Özel de, emekli aylığının asgari ücret düzeyinden aşağı olmaması gerektiğini söyledi. CHP lideri, “En düşük Emekli maaşının 12.500’e çıkarılması sadece geçinemeyen emeklilerle dalga geçmektir. Bugün asgari ücret düzeyine çıkarılmayan her rakam emeklinin cebinden bir şeyleri almaktır. Emeklilerle birlikte en sert tepkiyi verip mücadeleye devam edeceğimizi iade etmek isterim” diye konuştu.

Özel, Erdoğan’ın İzmir’deki elektrik akımından iki kişinin ölmesiyle ilgili söylediği “Vebali olanlar özür dilemeli” ifadelerine yanıt verdi; “Gerçekten hayretle okuyorum. Ben İzmir’deki elim olay yaşandığı anda üç telefon açtım; ilki büyükşehir belediye başkanımıza. Dedim ki soruşturmada savcılıkla tam iş birliği yapın. Belediyenin sorumluluğunda olan bir mazgal var ve kusur bizdeyse ortaya çıkacak. Kusurun sahipleri hesap verecek biz de tekrarlanmaması için hangi tedbir alınacaksa bunun arkasında duracağız’ demişim.

Soruşturmanın sonunda kimin vebali olduğu ortaya çıkacak ve hesap verecek. Suç bizdeyse çıkar üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiririz. Peki suç elektrik dağıtım şirketindeyse ki, sayın Erdoğan çıkıp özür dileyecek mi? 2010-13 arası  bütün elektrik dağıtımını ben mi özelleştirdim, Erdoğan mı? Türkiye’yi 21 bölgeye bölüp bütün elektrik dağıtım işini verirken elektrik mühendisleri odası ve CHP ‘elektrikte özelleştirme cinayettir’ diyor muydu, demiyor muydu? Suç bizdeyse özür dileyeceğim ama suç elektrik şirketindeyse Sayın Erdoğan dileyecek mi?” dedi.

Paylaşın

Özgür Özel’den “Parlamenter Sistem” Çıkışı

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “CHP artık güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyor mu?” eleştirilerine yanıt verdi:

“Açık söylüyorum, her konuda bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, işçiler, emekçiler, gazeteciler, basın özgürlüğü için, en üst düzeylerde demokratik standartlarda hak arama mücadelelerine destek vermek için, tarım, milli eğitim, dış politika, savunma sanayii için bu partinin önerileri vardır, bu ülkeyi nasıl yöneteceğini hem kademe kademe önümüzdeki seçime doğru tüm şeffaflığıyla vurgulayacaktır. Bu ülkenin yönetim sistemi için de CHP’nin vazgeçmediği tercihi, güçlü bir parlamentodur, parlamenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulunuyor. Özel’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Yıllarca mücadele ettik. Meclis tutanaklarında mevcuttur; Kamer Genç yıllarca uyarıda bulundu. O gece 16 arkadaş genel merkezimizde toplandık. Kısa bir değerlendirmeden sonra dedik ki tüm darbeler Meclis’i kapatır. Bizim teklifimizle Meclis’i Sayın İsmail Kahraman açtı. Biz o gün darbelerden medet ummadığımızı ifade ettik. Kim darbeye yeltenirse karşısındayız. Demokrasinin arkasındayız.

Parlamenter sistem: Zaman zaman diyorlar ki; ‘CHP artık güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyor mu?’ Açık söylüyorum, her konuda bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, işçiler, emekçiler, gazeteciler, basın özgürlüğü için, en üst düzeylerde demokratik standartlarda hak arama mücadelelerine destek vermek için, tarım, milli eğitim, dış politika, savunma sanayii için bu partinin önerileri vardır, bu ülkeyi nasıl yöneteceğini hem kademe kademe önümüzdeki seçime doğru tüm şeffaflığıyla vurgulayacaktır.

Bu ülkenin yönetim sistemi için de CHP’nin vazgeçmediği tercihi, güçlü bir parlamentodur, parlamenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. 15 Temmuz’da hiç asılmayan binalara Atatürk resimleri asanlar, hata yaptık, sadakata baktık liyakata değil diyenlerin, şimdi aynı hataları tekrar ettiklerini görüyoruz. O yüzden, iyi yetişmiş, liyakatli kadroların ve kesinlikle cemaatlere, partilere, kişilere değil, devlete olan sadakatin öneminin altını çiziyorum.

Bahçeli’nin elini öpen müdür: Aynı hataların tekrar başladığı bir süreçteyiz. Devlete olan sadakatin altını çiziyorum. Dün gördüğüm bir şaşkına da söylüyorum ki sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın. Yanlış Devlet’in eline sarılmışsın. bir siyasiye saygı gösterilmesi eyvallah. O siyasinin bunu nasıl karşıladığı kendi tercihidir. Ama bu devletten maaş alan, bu milletin tamamı için görev yapması gereken birilerinin bu ülkede siyasette küçük bir kısmının temsiline el etek öpmesini asla kabul etmiyoruz nokta.

Bundan sonraki süreçte devletin memuru, devletin memuru gibi davranacak, böyle basit konularla Türkiye gündemini işgal edilecek işlere girişilmeyecek. Siyasiler de üzerine düşen yükümlülüğün farkında olacaklar. Ben bir devlet memurunun, bir siyasi liderin eline sarılmasında muhatap hangimiz olursa olsun o devlet memuruna üstlendiği vazifenin gereğini hatırlatma gereğinde bulunurum.

İzmir’deki faciada kusuru olan kim varsa cezalandırılacak. CHP Genel Başkanı olarak hepinize söz veriyorum. Bu mesele ile ilgili arkadaşlarım bir Meclis araştırma komisyonu kurulması için başvuracak. Bunun için hep birlikte çalışacağız. Bir kaza olursa belki de ucu bize dokunacaklar hayır diyorum, belki de ucu bize dokunacak. Ama kaldırın engelleri diyorum.

İğneada’da Sisli Vadisi’nde 6 vatandaşımız sel geldi boğularak öldüler. 10 aydır bir hukuk mücadelesi var. Tesisin kaçak olduğu, yıkım kararı olduğu ama uygulanmadığı öğrenildi. Kamu görevlilerinin yargılanmalarına izin verilmiyor. Biz ailelerin yanında olacağız. İğneada davasında mağdurların sonuna kadar arkasındayız.

Çevre ve Şehircilik Bakanı bumerang gibi. Millet atıyor, o geri geliyor. Bumerang bakan. Çıktı ve inanılmaz açıklamalarda bulundu. Erdoğan bir yılda 650 bin konut sözü verdi. 1,5 yılda 76 bin konut yaptılar. Şimdi çıkmış Bakan diyor ki; ‘2025 sonuna kadar bütün konutlar bitecek.’ Kardeşim, hanginize inanacağız? Seni atayan dolma kalemin sahibi ‘Bir yıl sonra evler yapılacak, oyu bana verin’ dedi. İnsanlar onun bu sözüne güvendi, ona yetkiyi verdi, o yetkiyle o seni atadı, sen diyorsun ki; ‘3 yıl bitince evler bitecek.’ 3 yıl diyor.  Yani daha 1,5 yıl konteyner, çadır, soğuk, güneş, toz, toprak…

Can Atalay: Bugün enteresan bir konuyu sizlerle konuşmak isterdim. Konu bir hukuk katliamı. Gezi davasından 5 kişi içeride. Hepimizin yerine yatıyorlar. Gezi biziz kardeşim, hepimiz Gezi’deydik. Gezi bizim onurumuzdur. 2 kez beraat edenleri 3. kez yargılayıp mahkeme kararlarına rağmen içeride tutacaksın. Can Atalay milletvekili seçildi, yemin töreninde kürsüye çağrıldı. Salmadılar gelsin.

Oy birliğiyle insan hakları komisyonuna seçildi kapıyı kapattılar ‘salmayız’ dediler. Yani millete, Meclis’e direniyor birileri. AYM 25 Ekim’de hak ihlali diyor. 8 Kasım’da Yargıtay bu işlemi yok sayıyor. AYM yine hak ihlali kararı veriyor ama Yargıtay yine direniyor. 30 Ocak’ta milletvekilliği düşürüldü. AYM’den gerekçeli karar bekleniyor. AYM’nin üyelerine sesleniyorum sizi kimin atadığından bağımsız vicdanınızla bir karar verin, verdiğiniz kararın gerekçesini de yazın.

Tuğrul Türkeş: 7 yılı geçen bir süredir içeride yatan Osman Kavala ile ilgili bugün Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı. Milliyetçi hareketten gelen herkesin başbuğ dediği Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Türk heyetinin başkanıdır. Ziyaretimde bana şunu demişti: “Kavala orada tutuklu, biz bu odada hapisiz”. Biz Türkiye için çalışmak istedikçe karşımıza bu dava geliyor. Bu insanların hiçbiri Kavala’yı tanımaz ama sembol davadır. Hakim de cumhurbaşkanı da anayasaya uymak zorundadır.

Tuğrul Bey emek verdi, olmadı. Bugün açıklama yapmış. Diyor ki, “Kavala’yı ziyaret edeceğim”. Hangi Kavala’yı? Biz söyleyince “Vatan hainlerinin adını anıyorsunuz, o ajandır” dedikleri Kavala’yı, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ziyaret edeceğini söylüyor ve diyor ki “Gerçek milliyetçilik budur”. Bakalım Tuğrul Bey’e MHP ne diyecek? Gezi Davası’nı inadına sürdürmek, bu insanları inadına içeride tutmak, Tuğrul Bey’in dediği gibi ne milliyetçiliğe sığar, ne vatanseverliğe sığar.

Hayvan yasası: Evet Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var. Ama bunun çözümü için insancıl, akılcı, bilimsel yöntemlerin uygulanması gerekirken, muğlak ifadelerle öldürmeyi meşrulaştıran ve çözümü tamamen belediyelere, uygulayıcıların inisiyatifine bırakan, bakımevi açma zorunluluğunu 2028’e kadar eterleyen, hayvan hakları derken, hayvanların yaşam hakkını tehdit eden bir ölüm yasasını getirdiler.

Yıl 2020 Hayvan Hakları Raporu diyor ki hayvan hakları fonu kurulmalı, yaygın ve etkin kısırlaştırmayla barınak hizmetleri karşılanmalı. Fon parayı nereden alacak? At yarışı, Milli Piyango ve bazı vergilerin küçük kısmı. Bu yıl bu sorun çözülebilecekken sorun tamamen ortada bırakılıyor. Ölüm yasasına bu grubumuz tarihi bir direniş gösterecek.”

Paylaşın

CHP Lideri Özel “Erken Seçim” Çağrısını Yineledi

Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Bu kadar büyük bir kriz içerisinde, bu kitlelerin sesi duyulmazsa seçimden başka bir çare yok” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

15 Temmuz: Burası Meclis, Meclis demek halkın iradesi demek. Anayasa’ya göre seçimlerin yapıldığı, o seçim sonuçlarına göre kendiliğinden toplanan bir Meclis’teyiz. Halkın iradesi neyse onun üstünde hiçbir şey olmaması gerekir. Bütün darbecilerin hedefi hep Meclis olmuştur.

Rahmetli Kamer Genç, ‘bunlar bir gün başınıza bela olur’ demişti. O günlerde devletin elindeki istihbarata göre bunlar bir darbeye kalkışabilirler bilgisi vardı. 33 bin subay vardı, 11 bini FETÖ’cülükten ordudan atıldı. 100 kurmay subaydan 84’ü terör örgütü ile iltisaklı ve irtibatlıydı.

Bunlar sistematik bir şekilde yıllardır bugüne hazırlanıyormuş. Askeri Şura yaklaşıyordu ve bunlar planlarını öne çekti. Gece 3’te yapacakları darbeyi bir subayın MİT’e ihbarda bulunmasıyla saat 21’e çektiler. Bunlar bir gün Cumhuriyet yönetimini devirip yerine FETÖ’yü getirmek için hazırlık yapıyordu. 2015 MİT raporu var, o raporda Mehmet Dişli’nin ihraç edilmesi gerekiyor deniliyor ama gereği yapılmıyor.

Ben siyasette diyalogdan yanayım. Yenikapı’ya şu partileri çağıralım, bu partileri çağırmayalım diye başlandı. Yenikapı’dan ziyade Meclis’te toplanarak 1920 ruhuna dönülmeliydi. Türkiye’nin tek yumruk kalmayı başarması lazım. 15 Temmuz gecesi tek yumruk olundu ama sonra tek yumruk kalınamadı. Hatanın büyük kısmı iktidara aittir. Ancak tek yumruk kalamamakta hiçbirimiz masum değiliz.

Cemaatler tarikatlar devlet yönetmek için ortaya çıkmış yapılar değildir. Bunlara mensubiyet devlet görevinde bir kriter olamaz. Ama bugün başka tarikatlar belli yerlerde kümeleniyor. Devletin belli bir düzeni vardır. İktidarlar değişince gelenin bütünüyle devleti ele geçirmeye çalıştığı bir anlayış olmaz.

Erken Seçim: Halk isterse erken seçim olur demiştim. Maalesef yerel seçimlerden bugüne yürütülen ekonomi politikası ülkenin kötü yönetildiğini gösteriyor. Milletin talebini görüyorum. Bu kadar büyük bir kriz içerisinde, bu kitlelerin sesi duyulmazsa seçimden başka bir çare yok.

CHP iktidar olduğunda kurumları ele geçirmeye değil, bir daha ele geçirilemeyecek şekilde düzenlemeler yapmaya hazırlanıyor. Biz gelip de basını ele geçirelim istemiyoruz. Bir daha kimse basını ele geçiremesin istiyoruz. Gelip de yargıyı ele geçirme niyetinde değiliz. Kimse yargıyı ele geçiremesin derdindeyiz.

Suriye: Biz ilk önce doğrudan resmi bir talepte bulunmadık. Arka kapı diplomasisiyle ne düşünüldüğüne baktık. Bize dönen yaklaşımın resmi bir talep olursa olumlu bakılacağı yönündeydi. Resmi talebimizi yaptık birkaç gün önce. Biz de görüşsek sayın Erdoğan da görüşse Türkiye’nin lehine bir durum olduğunu düşünüyorum.”

Paylaşın