Özel’den ‘Yerel Seçimler’ Açıklaması: Psikolojik İktidar Bir Kez Daha Bize Geçecek

Partisinin Antalya kampında açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Beş yıl önceki belediyelerimizi aynen korursak, üstüne yeni belediyeler alırsak, oyumuzu artırırsak, moralimizi yükseltirsek Türkiye’de psikolojik iktidar bir kez daha bize geçecek” dedi. 

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Manavgat’taki TBMM Grubu 28. Dönem 1. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı ve bir konuşma yaptı.

Yerel seçimlerde İYİ Parti’ye teklif edilen “iş birliği” önerisi üzerine açıklamalarda bulunan  Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Akşener ile heyetimizle birlikte bir ziyaret gerçekleştirdik. Ziyaretimizde kendilerinin Genel İdare Kurulu kararından haberdar olduğumuzu ancak birbirimize kaybettirme niyetinde olmanın seçmenin beklentisiyle örtüşmediğini aksine birlikte kazanmanın muhalefeti güçlendireceğini, geleceğe yönelik olarak beklentileri karşılayacağını söyleyip, mümkünse bu kararın yeniden gözden geçirilip, geçirilemeyeceğini sorduk, onlar da pazartesi günkü Genel İdare Kurulu’nu işaret ettiler.

Bir kez daha söylüyoruz, partilerin seçilmiş organlarının yetkili organlarının alacakları kararlar kendileriyle ilgilidir. O kararlara son derece saygılıyız. Her iki sonuç çıkması durumunda da saygımızı ve nezaketli ilişkimizi sürdüreceğiz. İyi bir karar çıkması, iş birliğinden yana bir karar çıkmasını CHP Genel Başkanı olarak temenni ederim ancak aksi durumu da fevkalade anlayışla karşılayacağımızı ifade etmek isterim.”

CHP Lideri Özel, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere vurgu yaparak, “Beş yıl önceki belediyelerimizi aynen korursak, üstüne yeni belediyeler alırsak, oyumuzu artırırsak, moralimizi yükseltirsek Türkiye’de psikolojik iktidar bir kez daha bize geçecek” dedi.

CHP Lideri Özgür Özel, partisinin çalışma ve değerlendirme toplantısına katılmadan önce Antalya ve Manavgat’ta halka seslendi. Özel Antalya’da yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “Buradan iktidara sesleniyoruz. Antalya’daki turizm emekçilerinin bu kış desteklenmeleri lazım, devletin şefkatli elinin onlara uzatılması gerekiyor. Ayrıca bugün limon, portakal dalında kaldı, toplanamıyor.

Yüksek maliyetler yüzünden, başka şehirlere naklinin çok pahalı olması yüzünden bu fiyatlarla toplanamıyor. Toprak Mahsulleri Ofisinin narenciye üreticisine elini uzatması, ürününü alması gerekiyor. Bu çağrıyı buradan, Antalya’dan yapıyorum.

Önümüzdeki hafta bütçe görüşmelerinde teklif edeceğiz; Antalya gibi, İzmir, İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde konut fiyatları bu kadar tırmanmışken başta memurlar olmak üzere bu kiralar karşısında mutlaka bir destek verilmesi gerekiyor, bunu istiyoruz, bunu seslendireceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler, bir grubun hükümeti değilsiniz. Oy aldığınız on milyonların hükümetisiniz. Seçimden önce oy toplarken ayağına gittiklerinize, şimdi yukarıdan bakıyorsunuz, kibirle bakıyorsunuz ve onları hayat pahalılığı karşısında, geçim zorluğu karşısında yalnız bırakıyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi; sizin yukarıdan baktığınız, küçük gördüğünüz esnafın, memurun, emeklinin, emekçinin partisidir, onları size ezdirmeyiz. Karıncanın kardeşi vardır o da Cumhuriyet Halk Partisidir.

Bu ülkenin en büyük beka sorunu, gençlerinin geleceğini bu ülkede değil dünyanın başka ülkelerinde görmesi, oralarda aramasıdır. Bütün genç kardeşlerime sesleniyorum. Size söz veriyoruz. Bu ülkeyi sizin hayallerini kuracağınız, gelecekte yaşayacağınız demokratik, güçlü bir ülke haline getireceğiz. Bu ülkeden ümidi kesmeyin. Bu ülke umudun ülkesidir. Cumhuriyet Halk Partisi umudun partisidir.”

“Herkesi partimize çağıracağız, kapılarını ardına kadar açıyoruz”

CHP Lideri Manavgat’ta yaptığı konuşmada ise özetle şu ifadeleri kullandı: “Bunu söylemekten hiç bıkmayacağız, sürekli anlatacağız. Herkesi partimize çağıracağız. Kapılarını ardına kadar açıyoruz. Başı sıkışan, dara düşen gelsin. Çünkü burası hepimizin evidir. Tapusu ne bendedir ne kimsededir. Tapu bir kişiye aittir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Türkiye’nin dört bir yanında gidişattan memnun olmayan, yoksullaşmadan bıkan, artan fiyatlardan, kiralardan şikâyet eden, geçinemeyen, zorlanan kim varsa onları Cumhuriyet Halk Partisine destek olmaya, hep birlikte iktidarı değiştirmeye davet ediyoruz.

Vampirler gözü dikmişler, Manavgat’ın kanını emmeye niyetlenmişler. Ey Recep Tayyip Erdoğan, bak Manavgat’tan sana bir şey anlatacağız. Bunu biliyorsan ve susuyorsan suç ortağısın. Bilmiyorsan, hemen durdurmazsan o zaman benim de, Manavgat’ın da, Antalya’nın da iki eli yakanda olacak. Bunu böyle bil.

Manavgat Belediyesi, yangınlarda, emin olun devletin ayıbını örttü. 100’den fazla parça parça yer var. Buraları şimdi satıyorlar. Satarken Milli Emlak’tan satsa yüzde 40’ı sizin, Manavgat’a hizmet olarak gelecek paranın yüzde 40’ı. Ama bunu TOKİ’ye devretmişler, yüzde 100’ünü Ankara’ya alıyorlar. Neden? Şükrü Başkan o parayla Manavgat’a hizmet etmesin diye. Paranızı çalıyorlar. Seçimde bunun hesabını sorun AK Parti’den.

Bu yükselen umudu büyütün, yükselen heyecanı büyütün. Herkesi oy kullanmaya, bu sefer iktidara daha önce oy verse de bir sarı kart göstermeye, iktidara geçmişte oy verenlerin de dikkatini çekmeye ve sorunların çözülmesi için sandıkta birleşmeye çağırın.

“Biz bu ülkeyi seviyoruz, bu bayrağı seviyoruz. Hep birlikte Atatürk’ün partisini Türkiye Cumhuriyetinde iktidar yapmaya yürüyoruz. Söz veriyoruz.”

Paylaşın

CHP’nin ‘İş Birliği’ Önerisi İYİ Parti’de Nasıl Yankılandı?

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, siyasi partiler de seçim çalışmalarına hız verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i İYİ Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti.

İki liderin kurmaylarının da eşlik ettiği ve yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmede CHP Lideri Özel, İYİ Parti Lideri Akşener’e yerel seçimlerde iş birliği teklif etti.

Özel, İYİ Parti’nin 81 ilde aday çıkarma kararına ‘sonsuz saygılı’ olduklarını, asla bu kararın çiğnenmesi gibi bir tutumlarının olamayacağını söyledi. Partisinin kurultayında delegenin CHP’ye yeni bir yol çizdiğine işaret eden Özel, kurultayın kendilerine verdiği sorumluluk ve heyecanla, seçim iş birliği için bu ziyareti gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Yerel seçimler konusunda toplumun iki partiden de beklentisi olduğunu ifade eden Özel, Akşener’e “yerelde iş birlikleri” konusunda ne düşündüğünü sordu.

Akşener, Özel’in “seçim iş birliği” önerisine “olumlu veya olumsuz” bir görüş belirtmedi. İYİ Parti’nin başta MHP olmak üzere pek çok partinin aksine daha demokratik bir işleyişe sahip olduğunu belirten Akşener, bu konudaki kararı tek başına veremeyeceğini söyledi.

“Genel İdare Kurulu ne derse ben onu yapacağım” diyen Akşener, geçmişte masadan kalkması dahil tüm kararlarını da GİK’le birlikte aldığını anlattı. Partisinin Genel İdare Kurulu’nun 4 üyesi hariç tüm üyelerinin 81 ilde aday çıkarma kararını onayladığını hatırlatan Akşener, Özel’in önerisini GİK’e sunacağını söyledi.

Görüşmede Akşener, Özel’e iş birliği teklifine ilişkin nasıl bir model önerdiklerini de sordu. Özel, öncelikle İYİ Parti’nin “tek başına seçime girme kararını esnetip esnetmeyeceği” konusundaki tutumunu görmek istediği için, Akşener’le görüşmesinde somut bir iş birliği formülü sunmadı. GİK’ten olumlu bir karar çıkması halinde iki partinin ilgili genel başkan yardımcılarının bu doğrultuda bir çalışma yapabileceklerini ifade etti.

Görüşmede İYİ Parti heyeti, Özgür Özel’in adaylaştıracağını açıkladığı İstanbul, Ankara ve Aydın belediyelerini hatırlattı ve bu konudaki tutumunu sordu. Özel, bu açıklamanın arkasında olduklarını, onun haricinde bütün seçim bölgelerini birlikte değerlendirmeye açık olduklarını ifade etti.

Bunun üzerine Akşener, kendisine eşlik eden parti yöneticilerinin de onayını alarak CHP’nin önerisini pazartesi günü GİK’in onayına sunacağını ve olumlu veya olumsuz alınan kararı bildireceklerini ifade etti.

Görüşmede 14-28 Mayıs seçimlerindeki ittifak süreci, süreçte yapılan hatalar da gündeme geldi. Özel de Akşener de, iş birliği olsun olmasın bundan sonraki tüm süreçlerin şeffaf ve güven esaslı olması gerektiğini söyledi.

CHP’nin iş birliği teklifinin ardından 31 Mart yerel seçimlerine “hür ve müstakil” olarak girme kararı alan İYİ Parti’nin bu kararını değiştirip değiştirmeyeceği merak konusu. İYİ Parti kurmayları, GİK toplantısına kadar geçen süreçte gerek Akşener, gerek milletvekilleri ve yöneticilerin geniş kapsamlı “istişare” yürüteceğini ifade etti.

İyi parti yerel seçimler kararını değiştirir mi?

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın aktardığına göre; CHP’li kurmaylar, Türkiye demokrasisi ve yerel seçim başarısı için güçlü bir adım attıklarını düşünürken, bir CHP’li yönetici şu ifadeleri kullandı:

“Hepimiz cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için yola çıktık ve CHP de İYİ Parti de kazanılması için büyük çaba sarf etti. Ama olmadı. Bu süreçle ilgili onların kırgın olduğu hususlar izlenimi aldık. Bizim de elbette kırgın olduğumuz hususlar oldu. Ama gördüğümüz, herkes o hatalardan ders çıkardı.”

İYİ Parti yönetimindeki pek çok isim “hür ve müstakil İYİ Parti” kararının doğru karar olduğunu düşünüyor. GİK’in neredeyse oybirliğiyle aldığı karardan geri dönmesinin kolay olmayacağını belirten bazı İYİ Parti kurmayları, “2 ay önce ne söylediysek, yine aynı karar çıkacaktır, çünkü şu ana kadar o kararı değiştirmemizi gerektirecek bir durum yok” görüşünü dile getiriyor.

İYİ Parti’nin iktidar alternatifi olmak için tek başına seçime girme kararı aldığını belirten kurmaylar, “Dik durmamız lazım. Biz kararımızı değiştirirsek, belki kamuoyu rahatlar, teşkilatlar rahatlar ama Türkiye’de yönetim değişmez. Bizim önceliğimiz Türkiye” görüşünü dile getiriyor.

İYİ Partili kurmaylar, 81 ilde aday çıkarma kararından bir vazgeçiş olursa, bunun Türkiye için daha hayırlı bir karar olduğuna kanaat getirilirse de parti disiplini gereği bu karara uyacaklarını ifade ediyor.

Paylaşın

Özel İle Akşener Görüştü: Akşener, ‘İş Birliği’ Teklifini GİK’e Götürecek

İYİ Parti Genel Merkezi’nde Meral Akşener ile görüşen CHP Lideri Özgür Özel, Akşener’e 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlerde iş birliği yapılmasını teklif etti. Akşener ise Özel’in teklifini partisinin Genel İdare Kurulu’na taşıyacağını söyledi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile İYİ Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. CHP Lideri Özel ve İYİ Parti Lideri Akşener görüşme sonrası ortak basın açıklamasında bulundu.

Akşener’e 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlerde iş birliği yapılmasını teklif eden Özgür Özel, basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Sayın basın mensupları, hepinize Cumhuriyet Halk Partisi heyeti adına teşekkür ediyoruz bugüne gösterdiğiniz ilgi için. Sayın Genel Başkanımızdan randevu talep etmiştik, sağ olsunlar en kısa sürede talebimizi karşıladılar, heyetimizi heyetleriyle birlikte ağırladılar.

Yaptığımız görüşmede tabii ki, çok önemli değerlendirmeler yaptık ama ziyaretimizin özü ve özeti şuydu: İYİ Partinin kamuoyunca da bilinen, bizim tarafımızdan da saygıyla karşılanan bir Genel İdare Kurulu kararıyla tüm seçim bölgelerinde yerel seçime kendi adaylarıyla girmeleri noktasında bir irade beyanları, alınmış bir kararları vardı.

Biz bu ziyaretimizde, bu karara saygılı olduğumuzu, o yüzden yerel seçimlere yönelik bir somut teklifle değil ancak yerel seçimlerde, daha önceden de ifade etmiştim, Sayın Genel Başkanıma da ifade ettim… İttifak kelimesi yoruldu. İttifak kelimesi kalabalıkları, uzun süren toplantıları çağrıştırıyor. Ama yerel seçim biraz daha esnekliği, hızlı karar vermeyi ve ikili işbirliklerini gerektiriyor.

Biz, İYİ Partiye önümüzdeki yerel seçimde, yerel seçime yönelik olarak işbirliği içinde olup olamayacağımızı, böyle bir kararın, Genel İdare Kurulu kararının yeniden bu konuda Genel İdare Kurulu tarafından gözden geçirilip geçirilemeyeceğini, bizim alınmış kararlara saygılı olduğumuzu ama eğer mümkün olursa bundan sonraki süreçte yerel seçime yönelik bir işbirliği için partilerimizin görevlendireceği kişilerin birlikte çalışma imkânının yaratılıp yaratılamayacağını sorduk ve Sayın Genel Başkanımızdan bu konuda bir cevap aldık.

Ben sözü burada sonlandırıyorum ve nazik ev sahiplikleri için çok teşekkür ediyorum.”

“İnşallah her şey Türkiye için iyi olur”

Özel’in “iş birliği” teklifini partisinin Genel İdare Kurulu’na taşıyacağını söyleyen Meral Akşener ise, şu ifadeleri kullandı:

“Estağfurullah. Öncelikle tekrar hayırlı olsun Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığınız. Başarılar diliyorum. Allah utandırmasın.

Evet, Sayın Genel Başkanımızın, Sayın Özel’in söyledikleri doğrudur. O konuyu anlattı. Bizim bir kararımız var, işte 81 ilde tek başımıza seçime girmek şeklinde. O konuyu Genel İdare Kuruluna, tekrar bizim iki siyasi parti olarak hiç değilse bazı yerlerde birlikte işbirliği yapabilir miyiz sorusunu, bir soruyu acaba Genel İdare Kuruluna tekrar bu soruyu götürebilir misiniz? Özü bu esasında özetlersem.

Biz de arkadaşlarımızla kendilerinin yanında da konuştuk; onların arkadaşları, bizim arkadaşlarımızın yanında. Pazartesi günü biz doğal olarak GİK’imizi toplayacaktık zaten. Orada bu soruyu Genel İdare Kurulumuza soracağız. Onlar nasıl bir cevap verecek o zaman göreceğiz.

Ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum. İnşallah her şey Türkiye için iyi olur. Size tekrar başarılar diliyorum.”

Paylaşın

Özgür Özel’den Devlet Bahçeli’ye “Soysuz” Yanıtı

MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarına yanıt veren CHP Lideri Özgür Özel, “Bugün Devlet Bey de ‘Kürtlerden Başbakan olmadı mı geçmişte’ dedi. Benim dediğim; Devlet Bey, benim memleketim Manisa’da MHP’li bir başkan seçebiliyorlar mazbatasını alıyor. Sizin memleketiniz Osmaniye’de AKP seçtiler görev yaptı, MHP’yi seçtiler görev yaptı” dedi ve ekledi:

“Ama Diyabarkır’da, Batman’da, Mardin’de Kürtler belediye başkanı seçiyor ama siz kayyum atıyorsunuz. Manisalılar, Rizeliler, Osmaniyeliler eşittir ama sizin bu uygulamanız yüzünden Kürtler daha az eşittir. Camiler dini kurum kabul ediliyor ama Cemevleri kabul edilmiyor.”

Özel konuşmasının devamında, “Siz isteyin yarın Ülkü Ocakları sokağa çıkabilirler, Tayyip bey istesin Osmanlı Ocakları sokağa çıkabilir ama 1 Mayıs olur, sendikalar sokağa çıkamazlar. Bu ülkede muhalifler daha az eşittir Devlet Bey. Kendisi nazikçe telefon etti. Bugün diyor ki bu soysuz iddia, o arkadaşları, o metni yazan arkadaşları Sinan Ateş’in de arkadaşları da çok iyi biliyor.

O arkadaşlar bana soysuz demeye kalkıyorlarsa, Devlet bey, benim soyum Selanik’tir. Ayıptır söylemesi babamın babası üzerinden soyumuz 1880’lerde Üsküp’tedir. Soyumuz, Osmanlı’ya hizmet eden Makedonya’dır. Ben bu cümleyi ona yakıştıramadım. Devlet Bey’in çocuğu yok diye Tayyip Bey, “zürriyetsiz” demişti. Ben bunu hiç yakıştıramamıştım. Devlet Bey’in prompterina o ifadeyi yazanı, Devlet beye bizzat havale ediyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Ali Mahir Başarır ve çok sayıda partili hukukçu arkadaşımız Diyarbakır’dalar. Tahir Elçi davasını sürüncemede bırakıyorlar. Dinlenmesi gereken tanıklar dinlenmiyor. Deliller karartılması için bir el devreye girmişti. Tahir Elçi davasının yargılaması içimize sinmiyor. Sevgili Türkan Elçinin içinde yanan ateş elbette sönmeyecek. Ama sonuna kadar takipçisi olacağız. O eller yargılanana kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Geçtiğimiz hafta İBB altyapı yatırımlarından örnekler vermiştim. İBB gibi CHPli belediye başkanları sosyal belediyeciliğin adeta kitabını yazmaya devam ediyorlar. Bugünkü örneğim ABB’den. Neler yapmış sosyal belediyecilikle ilgili, neler gördük neler.

Çocuklar üşümesin diye bir kampanya var 3 yıldır devam ediyor. Tam 200 bin aileye doğalgaz ve kömür desteği veriyorlar. Kışın en soğuk 3 ayında 500’er lira yatıyor, 600 lira gelecekse fatura 100 lira ödüyorlar. Evinde doğalgazı olmayana birer ton kömür veriliyor. Çocuklar protein alsın diye 2 yıldır süren 200 bin yoksul aileye bir kilo et veriliyor.

Mansur Yavaş, 200 bin aileye yani koca bir koçu boynuzundan tutup götürüp, çocukları yesin diye verdi. 918 köye, beldeye Ankara Büyükşehir Belediyesi internet desteği veriyor. 12 bin 500 öğrenciye otobüs abonmanı, 105 bin çocuğa bayram harçlığı veriyor.

Eğer CHP’li belediye seçerseniz 2 yılda bir kurbanlık koç kadar etten, karne hediyesinden, ödeyemediğiniz sınav parasını ödemeye koşacak sıcacık bir sosyal belediyecilik yapan belediye başkanınız olacak. Bunu Türkiye’nin dört bir yanında yaptığımızda CHP’li adayları seçtiğinizde bu sıcak el sizlere de uzanacak.

Seçimde sosyal belediyecilik nedir diye gösteren CHP’li belediyelere oy atmaya davet ediyorum. Ankara’yı parsel parsel satanlar değil güzel iyi dürüst insanlar yönetsin diye destek aldık. Mansur Yavaş bir de kurs açtı. Sosyal belediyecilik kursu. Sayın Erdoğan, başkanlarını gönderirsen onlara çok faydası olur.

Biz bu belediyeleri sadece CHP’lilerin oyuyla kazanmadık. İstanbul’da, İstanbul İttifakı’yla, Ankara’da dürüst insanlar Başkent’i yönetsin diye destek aldık ve kazandık. Biz işbirliğine tüm siyasi partileri, güç birliğine davet ediyoruz

Gazze’de 4 günlük ateşkes sona erdi, sonra 2 gün uzatma geldi. Biz CHP olarak kalıcı ateşkes istiyoruz. Yine CHP doğru yerde duruyor, Türkiye doğru yerde duruyor ama Bosna Hersek’te susanlar bugün yine susuyor. Dünyadaki tüm kardeşlerimize sesleniyorum; Filistin’deki zulmü durdurmak bütün solcuların, sosyal demokratların, sosyalistlerin görevidir. Hepinizi davet ediyoruz.

Çok yerli ve millisiniz ya; Türkiye’deki bütün siyasi partilerin genel başkanlarını alarak sınır kapısına kol kola gidelim; Türkiye’nin tavrını tüm dünyaya gösterelim. Çağrım sanadır Erdoğan.

Emekliler açlıkla sınanıyorlar. En düşük emekli maaşı mutlaka asgari ücret düzeyine çıkarılmalı. Plan Bütçe Komisyonu bugün önergemizi oylayacak. O eller havaya kalktığında göreceğiz. Grubumuz en düşük emekli maaşı asgari ücret olsun diye el kaldıracak. Göreceğiz kim emekliyi seçim olan pazara kadar, kim hak baki olana kadar savunuyor, göreceğiz. Herkesi AKP ve MHP’nin tavrını izlemeye davet ediyorum.

Bugün Devlet Bey de ‘Kürtlerden Başbakan olmadı mı geçmişte’ dedi. Benim dediğim; Devlet Bey, benim memleketim Manisa’da MHP’li bir başkan seçebiliyorlar mazbatasını alıyor. Sizin memleketiniz Osmaniye’de AKP seçtiler görev yaptı, MHP’yi seçtiler görev yaptı.

Ama Diyabarkır’da, Batman’da, Mardin’de Kürtler belediye başkanı seçiyor ama siz kayyum atıyorsunuz. Manisalılar, Rizeliler, Osmaniyeliler eşittir ama sizin bu uygulamanız yüzünden Kürtler daha az eşittir. Camiler dini kurum kabul ediliyor ama Cemevleri kabul edilmiyor.

Siz isteyin yarın Ülkü Ocakları sokağa çıkabilirler, Tayyip bey istesin Osmanlı Ocakları sokağa çıkabilir ama 1 Mayıs olur, sendikalar sokağa çıkamazlar. Bu ülkede muhalifler daha az eşittir Devlet Bey. Kendisi nazikçe telefon etti. Bugün diyor ki bu soysuz iddia, o arkadaşları, o metni yazan arkadaşları Sinan Ateş’in de arkadaşları da çok iyi biliyor.

O arkadaşlar bana soysuz demeye kalkıyorlarsa, Devlet bey, benim soyum Selanik’tir. Ayıptır söylemesi babamın babası üzerinden soyumuz 1880’lerde Üsküp’tedir. Soyumuz, Osmanlı’ya hizmet eden Makedonya’dır. Ben bu cümleyi ona yakıştıramadım. Devlet Bey’in çocuğu yok diye Tayyip Bey, “zürriyetsiz” demişti. Ben bunu hiç yakıştıramamıştım. Devlet Bey’in prompterina o ifadeyi yazanı, Devlet beye bizzat havale ediyorum.

Üye sayısında ciddi bir artış yaşıyoruz, tüm milletimizi baba evine, tapusu Mustafa Kemal Atatürk’te olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmaya davet ediyorum.”

Paylaşın

Akşener, CHP Lideri Özel İle Görüşecek Mi? İYİ Parti’den Açıklama

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere ittifaksız girme kararı alan İYİ Parti’de sözcü Kürşad Zorlu, Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hafta içinde görüşeceğine yönelik iddialara ilişkin, Özgür Özel’in randevu talebi olmadığını söyledi.

Özgür Özel’in “İstanbul’da sadece CHP’lilerin oylarıyla kazanmadık. Bir ittifakımız vardı. İstanbul’a iyi geldi” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Kürşat Zorlu, “İfade edenler için söylemiyorum ama doğru bilgilerin kamuoyuna yansıdığını görmekten mutlu oluyoruz” dedi.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Başkanlık Divanı toplantısı ardından basın toplantısı düzenledi.

Milletvekillerinin de katılımıyla gerçekleşen toplantıda, İsveç’in olası NATO üyeliğinin yanı sıra yerel seçim hazırlıklarının masaya yatırıldığını söyleyen Zorlu, “İYİ Parti, 81 ilde aday çıkarma kararının ardından Eskişehir, İzmir ve Kahramanmaraş’ta büyükşehir belediye başkan adaylarımızı belirledik. 4 ilde, 40 ilçede ve beldelerle birlikte toplam 59 yerleşim yerinde adaylarımızı belirlemiş oluyoruz. Bu hafta da değişiklik olmazsa 12 adayımızı paylaşacağız” dedi.

Zorlu’ya Genel Başkan Meral Akşener’in, “Oteli olan polis müdürleri var. O otellerde fuhuşun ötesi öksüz kızlar çalıştırılıyor” açıklamasının ardından partiden istifa eden Ankara Milletvekili Adnan Beker’in sözleri de soruldu. Zorlu, “Sayın Beker’le nasıl ilişkilendirildiğine ben de anlam veremedim. Çok net bir şekilde söyleyeyim; konunun onunla bir ilişkisi yok. Konu zaten çok hassas bir süreçte olduğu için, belirli yönlerini kamuoyu ile paylaştık. İncelemeler bakanlık tarafından devam ediyor. Bizim açıklamamız sonrası bir açıklama da gelmedi. Güvenlik birimlerimizin hassasiyetle takip ettiği bu sürecin çözümlenmesi için sessizliğimizi korumak arzusundayız” yanıtını verdi.

Eski Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz’ın “Anketlerde İYİ Parti’yi yüksek göstermem için Ümit Dikbayır para teklif etti” şeklindeki iddiası sorulan Zorlu şunları söyledi: “Benim çok beğendiğim bir kavram var; Rızanın imalatı. Noam Chomsky’nin bir eseri. Bugüne uyarladığımızda yaşadığımız gelişmeler karşısında bu kavramı dönüştürebiliriz. ‘İftiranın imalatı’ Bahsettiğiniz o iddia, iddia edilen kişi tarafından böyle bir şey olmadığı yönünde cevaplandırıldı.

Asıl önemlisi, bu iftiraları düzenleyen ve servis edenlerin; seçim öncesinde, bu seçimin nasıl kazanılmaması yönünde anketler ürettiklerini, bunları topluma nasıl sunduklarını tek tek izah etmeye vaktim yetmez. Bunlara hiç gerek yok. Biz seçimlere yönelik yüzleşmesini yapmış yegane partiyiz. Sayın Genel Başkanımız kongre konuşmasında, sonra 26 Ağustos’taki konuşmasında açıkça söyledi; hatamız, eksikliğimiz yönünde de özür diledi. Bunlarda bir sorun yok ama bir gerçek var. CHP Kongresi’nde de ortaya çıkmış bir gerçek var.”

İYİ Parti’nin yerel seçimlere yönelik kararı kapsamında özellikle Ankara ve İstanbul için bir geri dönüş olup olmayacağı sorulan Zorlu, “Genel İdare Kurulumuzun almış olduğu bir karar var. Siyasi partiler yetkili organları eliyle, onların aldığı kararların hayata geçirilmesiyle idare edilir. Biz de bu esas üzerinden kararımızı en etkin biçimde hayata geçirmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hafta içinde görüşeceğine yönelik iddialar sorulan Zorlu, CHP Genel Başkanı Özel’in randevu talebi olmadığını söyledi.

İYİ Parti’ye yönelik iddiaların yargıya taşınıp taşınmayacağı sorulan Zorlu, “Sayın Dikbayır’ın iddiaları çerçevesinde çok fazla bir değerlendirme yapmayacağım. Partimizin kuruculuğunu yapmış birisi. Bu konuyla ilgili Disiplin Kurulu süreci devam ediyor. Tebliğname yapıldı. Bugün veya yarın ulaşabilir. Sonrasında bir savunma süresi var. Kendi mecrasında yürüyen, mahremiyeti olan bir konu olduğu için de sürecin içeriğine yönelik bir bilgi vermem doğru olmaz” dedi.

Akşener’in oğlu Fatih Akşener ile ilgili iddialara da değinen Zorlu şunları söyledi: “39 yaşında, kendisini çok iyi yetiştirmiş bir Türk evladından bahsediyoruz. İddiaların karşılıklı olmasından dolayı söylemiyorum. Sayın Genel Başkanımızın birebir ailesiyle ilgili olduğu için cevaplama yoluna gidiyoruz. Genel Başkanımız, bir kadın ve bir anne. Fatih Bey de bizim için çok değerli. Her bir milletvekilimizin, her bir divan üyemizin öteden beri görüştüğü; farklı temalarla dostluk ilişkisi içinde, abi-kardeş ilişkisi içerisinde görüş alışverişi yaptığımız bir kişi. Her şeyden önce bizim bir emanetimiz.

Fatih Bey’in yetkinliğini burada sorgulamak durumunda değilim ama ortaya koyduğu değerlendirmelerin de çok önemli olduğu kanaatindeyim. Burada para dağıtılması ifadesi kullanıldı. O süreçte bizim 2 milletvekilimiz, gerektiğinde isimlerini de açıklarım; gönüllülük esasına ilişkin olarak, kampanya ekibini yürüten çok geniş bir ekibimiz vardı. Onların bazılarına, bazı öncü ekip liderlerine verilmiş bir katkı.

Bunun hesap noktasında da verilemeyecek hiçbir yanı yok. Her şey ortada. Bu günlerde bazı televizyon programlarında bazı kişiler tarafından döndürülüp döndürülüp sunulmaya çalışılıyor. Fatih Bey, bu parti kurulduğu için, bu milletin karşısına bu parti ve bu vizyon çıkarıldığı için kapılar suratına kapatılmış bir arkadaşımız. Bunları konuşmaya bile gerek yok. Türkiye’nin açlık, yoksulluk sorununu, kiralardaki fahiş konuları konuşmayalım (!); bir dedikodu furyasının içinde bırakılmaya çalışılıyoruz. Bunlar doğru değil.”

Parti hesaplarıyla ilgili iddiaları da değerlendiren Zorlu, “Büyük kongremizde partimizin finansal tablosu ibra edildi. Ardından Cem Özdemir, partimizin durumuyla ilgili bilgilendirme yaptı. Kongreden sonra ne kadar bir bütçeyle devir alındığını ve yıl sonuna kadar bütün harcamalarımız yapıldığı takdirde, 31 Aralık itibariyle nasıl bir bütçeye ulaşacağımızı ifade etti.

Ama oradaki bir rakamı bilinçli ya da bilinçsiz olarak döndürerek sanki kasamızda bir meblağ eksik gibi hava yaratıldı. Kimseye cevap vermek için söylemiyorum. Kamuoyunda böyle bir yanlışlık var. Şu anki Mali İşler Başkanımız Sedat Aksakallı tarafından da mali tablomuz olduğu gibi şeffaf bir biçimde paylaşıldı. Zaten biz Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabiyiz. Her türlü incelemeye de açığız. Bundan çekinecek yanımız yok.” dedi.

Partiden ihraç edilen eski GİK üyesi Arzu Önşen’in basına yansıyan iddiaları sorulan Zorlu, “Ben de o toplantıdaydım. Genel Başkanımız o toplantıda şunu ifade etti, O’na doğrudan söylediği kanaatinde değilim. Bütün Genel İdare Kurulu’na konuşarak söyledi. ‘Eğer bana yönelik bir iddianız, eleştiriniz var ise bunları bir dedikodu malzemesi olarak kullanmak yerine gelin karşıma aday çıkarın’ dedi. ‘İmzanız yetersiz kalırsa, Genel Başkan olarak tamamlamaya hazırım’ dedi. Genel Başkanımızın hassasiyeti budur. Bunca eleştirinin ve iddianın söylenebildiği yerde bizim kurul üyelerimizin her şeyi eleştirebildiğini ifade etmek durumundayım” ifadelerini kullandı.

“Doğru bilgilerin kamuoyuna yansıdığını görmekten mutlu oluyoruz”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “İstanbul’da sadece CHP’lilerin oylarıyla kazanmadık. Bir ittifakımız vardı. İstanbul’a iyi geldi” şeklindeki sözleri sorulan Zorlu, “İfade edenler için söylemiyorum ama doğru bilgilerin kamuoyuna yansıdığını görmekten mutlu oluyoruz. Evet 2019’da İYİ Parti’nin teklifi ile o işbirliğinin zemini oluşturuldu. Neden?

Milletimizin geleceği için, milletimizin uzlaşma kültürü ile o karanlık dönemi atlatabilmesi için. Bizim kaygımız milletimizin bir sıkışmışlık içinde kalarak hareket etmesinden imtina edilmesi. Buna katkı sağlanmaması yönünde. Çünkü seçim sonuçları, siyasi partiler için de bir mesaj alanıdır. Bu mesajı iyi alacaksınız. Milletimiz bize muhalefet görevi verdi. Bize bir uyarıda bulundu. O uyarıyı hangi gerekçelerle verdiğini çok iyi hissediyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den Dikkat Çeken ‘Akşener İle Görüşme’ Açıklaması

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir görüşme yapıp yapmayacağı sorusuna yanıt veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel,  “Henüz planlanan bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’nda konuşan CHP Lideri Özel, “Yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız” dedi. Pazartesi günü itibarıyla “memnuniyet anketlerine” başlayacaklarının altını çizen Özel, “Vatandaşın gönlünde olan belediye başkanlarımız bizim de gönlümüzde” ifadelerini kaydetti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’na katıldı. Özgür Özel, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Bosna’dan buraya geldim. İlk ziyareti büyükelçimizle gerçekleştirdik. Bosna Hersek Federasyonu Başbakanı ile bir araya geldik. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesiyle bir araya geldik. Dün gün boyunca hem çok duygulandığımız hem de hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken ziyaretler zincirini gerçekleştirdik.1600 bebeğin mezarının olduğu anıta, şehitliklere, Aliya İzzetbegovic’in ebedi istirahatgahını ziyaret ettik. Orada şu cümleyi hatırlatma gereği duyduk: Unutulan katliamlar tekrarlanır. 1992-1995 arası Bosna Hersek’te Cumhuriyet Halk Partisi doğru yerde duruyordu, Türkiye Cumhuriyeti doğru yerde duruyordu ama gelişmiş dünya, uluslararası örgütler durmaları gereken yerde durmuyordu.

Onlar sonradan yas tutarken yanımızdaydı, ama katliam olmasın, bu iş soykırıma dönüşmesin diye seslenirken, dünya ağırdan alıyordu. Bugünlerde de Filistin’de yaşananlar var. Bosna’dan seslendik, 1992-95 arası Bosna’nın sesini duymayanlara, Türkiye’nin sesini duymayanlara bir kez daha sesleniyoruz. Sonradan bunu insanlık suçu ilan etmek, soykırım kabul etmek, gidip oralarda nutuklar atmak değil, katliama engel olmak için bütün dünyanın başta Avrupa’nın derhal harekete geçmesi, BM’nin çok daha net pozisyon alması ve bu mezalime dur denmesi gerekiyor.

CHP Genel Başkanı olarak 120 siyasi akrabamıza bir mektup yolladım. Bunlardan 12 tanesi hükümet başkanı, bakanlar var, anamuhalefet liderleri var. Onları Filistin’in sesini duymaya davet ettik. Solculara, sosyal demokratlara, sosyalistlere savaşa, kana, gözyaşına susmak değil engel olmak yaraşır. CHP olarak başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında Filistin devletine sahip çıkmaya, akan kanı durdurmaya, İsrail’in ortaya koyduğu sivillere karşı ayrım gözetmeksiniz şiddete dur denmesine davet ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistin halkıyla dayanışma duygularımızı buradan da ifade ediyoruz.

Aslında enflasyon, emekli maaşlarını kuşa çevirdi. Bizim bütün kanun tekliflerimize, mücadelemize rağmen, en düşük emekli maaşı 7.500 TL gibi komik bir noktada. Emeklileri, açlıkla sınayan bir noktada. Bunun en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerekiyor. Seçim döneminde en düşük emekli maaşında iyileştirme yapacağını söyleyenler, seçimden sonra bu işi bir kereye mahsus bir ikramiyeye çevirdiler. Hiçbir yaraya merhem olmayacak bir düzenleme yaptılar. Bunda da çalışan emeklileri dışarıda bıraktılar. Oysa, bir emekli niye çalışır diye oturup düşünmediler.

İtiraz ettik, ses yükselttik, biz konuştuk, siz konuştunuz. Nihayet bu yanlıştan dönüldü. Dönülen iş, 5 bin TL’lik ikramiyeyi bütün emeklilere vermek. Oysa bunun derhal maaşlara yansıtılması, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyinde olması. Asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması gerekiyor. Bu konuda bir kez daha hükümetin dikkatini çekiyoruz. Emeklilerin, memurların en önemli sorunu artan kiralar, kiralardaki fahiş artışlar. Cumhurbaşkanı, Cuma günü kira artışlarına şaşırmış ve kızmış. Şaşırdıkları şey, kendi çıkardıkları, bizim bu çözüm olmayacak dediğimiz bir kanun. Kanuna uyan yok. Devletin elini taşın altına koymadan ve iki tarafı düşünmeden yapılacak hiçbir düzenleme doğru değildir.

Burada yapılan iş, evsahibi ve kiracıyı karşı karşıya getirmektir. Biz bu kira artışlarının altında ezilen insanlara mutlaka sosyal devletin doğru yerden bir müdahale, destekte bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanına şunu hatırlatıyoruz: Kanuna uymayanlara şaşırmak ve kızmak için önce senin anayasaya uyman lazım. Anayasaya uymayan birisinin kanuna vatandaşın uymasına şaşırmaması, burayı anayasal devlet olmaktan çıkarmanın en basit sonuçlarına bile katlanmanın bu kadar zor olduğu bir yerde, ortaya çıkacak vahim sonuçların göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyorum.

Yeniden değerleme oranında yüzde 58,5’lık artışla, bütün vatandaşları yoksul diye, işsiz diye ayırmadan etkileyecek bir artışla karşı karşıyayız. Burada Cumhurbaşkanının bir yetkisi var. Bunu yüzde 50 oranında artırmaya, yüzde 50 oranında azaltmaya yetkili kendisi. 2024 enflasyon hedefi yüzde 36. Yani siz koyduğunuz bu enflasyon hedefine inanıyorsanız, herkesin enflasyon hedefi doğrultusunda doğru fiyatlamalar yapmasını istiyorsanız, önce samimiyeti kendiniz göstereceksiniz.

Bu harçların yüzde 58,5 değil, yetkiniz oranında düşürülerek, bundan sonraki süreçte vatandaşı ödeyeceği verginin, harcın yüzde 60 sınırında olmamasını sağlamanız gerekiyor. Bunu dikkatle takip ediyoruz. 2024 yılında enflasyon yüzde 36 olacak diyenler samimiyse, sizin ödeyeceğiniz harcı, ödeyeceğiniz vergiyi yüzde 50 oranında azaltmak durumundadır. Bunu talep ediyoruz ve takip edeceğiz.

“Özgürlükçü bir anayasa için biz her zaman var olduk, var olmaya devam edeceğiz”

Türkiye’nin bir anayasa sorunu vardır, sivil bir anayasa sorunu vardır. Yoksulu gören, kadını gören, dezavantajlıyı gören, çevreyi gören, bütün bunlar için çok doğru yerden, bütün toplumun desteğini alacak bir anayasa sorunu vardır. Ama Türkiye’nin bir anayasa yapma iradesi sorunu da vardır. Anayasalar aşkın zamanlı metinler olabilmesi için, her gelene uygun metinler olabilmesi için, kuşaktan kuşağa güçlenerek aktarılması için her doğan için yapılması gerekir.

Erdoğan için yapılan bir anayasanın birkaç yıl içinde nasıl Erdoğan için yetersiz, Erdoğan’ın kendi gözü dönmüş yetki taleplerine, niyetlerine yetersiz kaldığı ortadadır. Birinin üzerine dikilen kıyafetin, herkese uymadığı gibi bir süre sonra kendisine de uymayacağı görülmüştür. Bütün toplumu kapsayan, herkesi kucaklayan, Türkiye’deki herkesi eşit yurttaşlıkla kucaklayan, temel hak ve özgürlükleri genişleten, Türkiye’yi bir hukuk devleti haline getiren, kadını, engelliyi, yoksulu, güvencesizi, çevreyi koruyan evrensel ölçütlerde özgürlükçü bir anayasa için biz her zaman var olduk, var olmaya devam edeceğiz.

Ancak Erdoğan’ın yeni yetki taleplerini, Anayasayı hiçe sayan, Türkiye’yi anayasasızlaştıran, Cumhur İttifakının mutfağında hazırlanmış milletin burnuna dayatılan bir çabanın içinde hiçbir zaman olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Kadınları, gençleri endişelendiren, hukuk devletini askıya almaya niyet edinmiş bir değişiklikte Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacak.

3 hafta önce hepimiz Kurultayda bir görev aldık. CHP’nin kurultayları görev alan değil görev veren kurultaylardır. Partimizin ilk kurultayı Sivas Kongresi’ydi. Oradan önce kurtuluş, sonra kuruluş görevi alınmıştı, görev layığıyla yerine getirildi. 5. Olağanüstü Kurultayımız, dünyayı doğru okuma ve partiyi doğru konumlandırma sorumluluğu veren kurultaydı, o kurultaydan sonra sosyal demokrasi doğru tariflendi, 1970’lerde yapılan ikisi yerel ikisi genel 4 seçimden 1’inci parti çıkıldı.

Partimizin 38’inci Olağanüstü Kurultayı, hepimize yeniden Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapma görevi yaptı. O görevi hep beraber kurultayımızdan aldık. O günden sonra da kurultayda verdiğimiz bütün sözleri tutarak, var gücümüzle çalışmaya, durmadan, yorulmadan birlik ve beraberlik içinde, kardeşlik hukukumuzu koruyarak, ortaya koyduğumuz kapsayıcı, birleştirici, kucaklayıcı anlayışla partimizi iktidar yapmaya kararlıyız.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 il başkanından sadece 3 il başkanının kadın olması, bizim buradaki en önemli eksikliklerimizden bir tanesi. 78 erkek il başkanımızdan talebimdir, lütfen örgütünüzdeki güçlü kadınlara yanınızda mutlaka görev verin. Onları yanınızda sizin en baş yardımcınız olarak çalıştırın. Gelecekte bu görevi yapmaya hazır, aday kadınlara resmi ve gayriresmi olarak mentörlük yapın, onların emeklerinden, enerjilerinden, deneyimlerinden yararlanın. Bu eksiği de bundan sonraki süreçte fiilen giderene kadar, hep birlikte bu şekilde halletmemiz gerekiyor.

Ben kurultayımızı kaybedenin olmadığı bir kurultay olarak nitelendiriyorum. Kurultayın kaybedeni yok ama kazananı, önce bu parti, ama esas kazananı Türkiye olacak. Ben de il başkanlarımdan iki hususta gayret göstermelerini istiyorum. Bunlardan bir tanesi önümüzdeki hafta başlatacağımız üye kampanyası. Şu anda bizim kurultayımızdan sonra bütün illerde büyük bir heyecan, büyük bir umut var. Geçtiğimiz hafta çok sayıda üye kaydı oldu, sevindik.

Ama esas sevindiğimiz şudur: Yeni gelen üyelerin yüzde 73’ü 30 yaş altı kadın ve erkekler. Bu enerjiyi görmek lazım. 100’üncü yılımızda üye kampanyası başlatıyoruz. Genel merkezden hedefler belirlemeyeceğiz. Gerçekçi hedefler belirleyin ama kendinizi zorlayın. Gönlünde Atatürk olan, gönlünde güçlü bir Türkiye olanların gözündeki ışıkları görün, onları baba evine getirin, Atatürk’ün partisine kaydedin. Sizden bunu istiyorum. Bütün vatandaşlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kapıları ardına kadar açıktır. O evin içinde yeriniz baş köşedir.

Sizlerden ikinci beklentim, yerel yönetimler seçimlerine yönelik. Bu süreci, barış içinde, dostluk içinde, hiç kırgın yaratmadan, yerel seçim başarısına hedeflenerek, doğru adayların belirlenmesi, doğru yöntemlerin belirlenmesi, sürecin kırgını, küskünü olmadan, geride kimseyi bırakmadan, 2019’daki başarıyı aşan bir noktadan hep birlikte başarmaya mecbur olduğumuz bir süreci yöneteceğiz.

Önceki genel başkanımızın ilan ettiği 3 büyükşehir dışında kimseye verilmiş bir sözümüz yok. Verilmiş bir tek sözüm var, yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım. Bu sürece hep birlikte katkı vereceğiz. Bu süreçte memnuniyet anketlerimiz Pazartesi gününden itibaren başlatıyoruz. 7 farklı yapı, anket yapacak. Ürettikleri sonuçlar hem yapay zeka marifetiyle, hem istatistik biliminin en ileri teknikleriyle denetlenerek en doğru biçimde memnuniyet anketleri yapacağız.

Vatandaşın gönlünde olan, seçildiğinden ileride olan bütün belediye başkanlarımız bizim de gönlümüzde. O ölçme değerlendirmeyi örgütümüzle paylaşacağız. Kararı örgütümüzle birlikte vereceğim. Örgüt gözetiminde ön seçimden bir adım geri atmadık, atmayacağız, bunu buradan ifade ediyorum” ifadesini kullandı.

Özel’den Akşener sorusuna yanıt

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da bulunan 81 CHP’li İl Başkanı ile Sarıyer’de Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nın açılış törenine katılarak burada  bir konuşma yaptı. Özel konuşmasının ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile açılışını yaptıkları fidanlığı gezdi.

Bu sırada bir basın mensubu Özel’e, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir görüşme yapıp yapmayacakları konusunda soru yöneltti. Özel soruya, “Henüz planlanan bir şey yok” yanıtını verdi.

Paylaşın

CHP Lideri Özel: Yerel Seçimlerde İttifak Yapmayacağız

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. Çünkü ittifak kelimesi çok yoruldu. El birliğiyle o kelimeyi bayağı yıprattık, artık çok olumlu çağrışım yapmıyor seçmenin kulağında” dedi ve ekledi:

“Ben ‘işbirliği’ kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Seçim bölgelerine özel işbirlikleri yapılabilir. Bu işbirliğinde mümkünse iki parti ama özel bir gereklilik varsa belki bazen üçe çıkabilir ama genelde iki partinin işbirliğinin, güç birliğinin doğru olacağını düşünüyorum.”

Özgür Özel, açıklamasının devamında, “Yerel seçimlerde işbirlikleri yapmalıyız. Kaybettirecek formüller üzerinde durmak bize yakışmaz. Ben Meral Hanımla, Sayın Genel Başkanımızla, onun deyimiyle Meral Ablam ile beraber pek çok zorluğu aşacağımıza inanıyorum. Bunun için de üzerime ne düşüyorsa yapacağım. Umutla baktığım bir süreç” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın sorularını yanıtladı. Özel’in sorulara verdiği yanıtlardan başlıklar şöyle:

“CHP’yi, sadece Meclis’te, kürsüde değil, sahada, tarlada, sokakta göreceksiniz. Artık bambaşka bir siyasi anlayışın gelip, Türkiye’yi büyütmesi, kalkındırması, ekonomiyi ayağa kaldırması ve bölüşüme müdahale etmesi gerekiyor. Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir Türkiye yerine büyümeden geniş kitlelerin pay alması gerekiyor.

(Gizli protokol) Bunu bir siyasi parti kendisi için gündemde kalma aracına çevirmek istiyor. Beyefendi şimdi protokolü falan yayınlamış. O kendisini gündeme getirmek istiyor ama ben o tartışmanın tarafı olmam. CHP’lilere benim atanmışlarla değil, seçilmişlerle yöneteceğimi, bir daha gizli protokoller yapılmayacağını söylemiştim. Geriye dönüp de o konuya saplanmanın anlamı yok.

(İYİ Parti ile ittifak) Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. Çünkü ittifak kelimesi çok yoruldu. El birliğiyle o kelimeyi bayağı yıprattık, artık çok olumlu çağrışım yapmıyor seçmenin kulağında. Ben ‘işbirliği’ kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Seçim bölgelerine özel işbirlikleri yapılabilir. Bu işbirliğinde mümkünse iki parti ama özel bir gereklilik varsa belki bazen üçe çıkabilir ama genelde iki partinin işbirliğinin, güç birliğinin doğru olacağını düşünüyorum.

Yerel seçimlerde işbirlikleri yapmalıyız. Kaybettirecek formüller üzerinde durmak bize yakışmaz. Ben Meral Hanımla, Sayın Genel Başkanımızla, onun deyimiyle Meral Ablam ile beraber pek çok zorluğu aşacağımıza inanıyorum. Bunun için de üzerime ne düşüyorsa yapacağım. Umutla baktığım bir süreç.

(Pervin Chakar polemiği) Devlet Bey de kızdı geçen gün. Kızacaksa Tayyip Bey’e kızacak önce. Pervin Chakar, TRT Kürdi’de tek çıkan opera sanatçısı. Kaldı ki Pervin Chakar, ‘Türkiye Kürdistan’ı’ falan dememiş. Muhteşem bir dinletiydi. Çıktık, çiçek vereceğiz, çok da tasarladığım bir şey değildi, elini uzatınca sanatçıya ve sanatına duyduğum saygıdan nezaketle elini öptüm. Ben sanatçının elini öptüm, hiç pişman değilim. Yarın olsa yine aynı eli öperim. Pervin Chakar çıkıp da orada savaş çığırtkanlığı yapsa salonu terk ederim.”

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a 50+1 Yanıtı: Git Derdini Başka Tarafta Anlat

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan’ın ’50+1 değişmeli’ sözlerine yönelik olarak, “Sayın Erdoğan, sen ne değiştireceksin bilmiyorum, sistem mi değiştireceksin, ortak mı, ittifak mı değiştireceksin, rahmetli Erbakan’a attığın kazıkta olduğu gibi gömlek mi değiştireceksin. Ne değiştirirsen değiştir emin ol bizimle birlikte anayasa değiştiremeyeceksin” dedi ve ekledi:

“Biz, kendisi için her doğan için değil Erdoğan için yapılmış anayasaya ‘bu kıyafetin kolu uzun, paçası dar geliyor’ diyorsa biz ona şunu söylüyoruz: Anayasa toplumsal mutabakatla yapılır, öyle MHP ile baş başa verdik, noktasını virgülünü değiştirmez dersen seni böyle esir alırlar kardeşim, derdine kendin yan. Git derdini başka tarafta anlat.”

Özel konuşmasına, “Öbür taraftan enteresan bir ilişki, bir yandan bakıyorsunuz, biri diyor ki yanlış yollara saptım, diğer sistem çok güzel, cumhurbaşkanımız aramızı kimse bozamaz diyor. Yürümeyen bir evliliği biri devam ettirmek istiyor, biri bitirmek istiyor gibi. Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bu hafta sonu Bosna Hersek’te olacağız. Bosna Hersek 1990’larda çok büyük acılar yaşadı. Dünyanın gözü önünde büyük soykırım yaşadı. Türkiye olması gereken yerdeydi.

Şimdi İsrail-Filistin meselesinde olduğu gibi. Filistin’de halka en büyük zararı veren Hamas’ın sınır aşmasıyla başladı. Bunu araç sallaştıran İsrail adeta bir soykırıma girişti. 13 bin 300 kişi hayatını kaybetti. Öldürülen çocukların sayısı 4 bin 600’e ulaştı. Bu kadar büyük bir zulmün karşısında dünyanın güçlüleri Bosna’da 1995’te girdikleri suskunluğa girdiler. Sonra gözyaşı döktüler. Yapmaları gereken bu zulme dur demektir.

Arkadaşlarımız çalışıyor, gerekli diplomatik girişimleri başlattılar, Filistin’e gideceğiz.

Yargıtay Can Atalay kararıyla birkaç yere birden had bildiriyor. Hatay seçmenine karşı bir meydan okuma var. Mesele devamında Can Atalay krizini çok aşıyor. AYM’ye diyor ki, ben Anayasa’yı tanımam. Meclis’e diyor ki, ben 600’ünüzü de takmam. Meclis Başkanı’na ayar veriyor. Numan Kurtulmuş da rahatsızlık duyuyor ama bu noktada yapması gerekenleri Meclis adına yapmıyor. Tarafsız bir Meclis Başkanlığı görevi için yola çıkmıştı.

Ortada bir anayasa krizi yok. Yaşanan mesele, bir mahkemenin ve ona cesaret veren parti genel başkanının anayasayı tanımama krizidir, mesele bir devlet krizidir. Mesele, ‘anayasanın bir sayfasını tanımayayım, yarın ses çıkmazsa meclisi de tanımam’ın, anayasasız bir düzeni dayatmanın, meclisi tanımamamın, belki seçimleri bile yapmamanın hesabı içinde olan bir darbe girişine direnip direnmeme meselesidir.

CHP, Erdoğan’ın başına geçtiği bu darbe girişimine direnmeye karar verdi. Grubumuz toplandı, ikinci bir karara kadar bu mücadelemiz Meclis’te sürecek. İktidarın korkusuyla bazı merkez medya ve yandaş kanallar gözlerini kapamış durumdalar. Erdoğan’ın karşısında bu darbeye direniyoruz, direnmeye devam edeceğiz.

“MHP’nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor”

10 Kasım 2021’den önce, 5 Ekim 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki, ’50+1 rastgele bir tercih değildir. Bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir’. Solcuları, sosyal demokratları, Kürtleri bu devleti yönetmene değer görmüyor ya, kendince bir koalisyon yapacak, oradan ayrılmayacak. Biz yaptık, biz önerdik demiyor. Kürt’ü Alevi’yi solcuyu, emekçiyi, onların temsilcilerini dışarıda tutan bir anlayış.

10 Kasım 2021’e gelince Karamollaoğlu ziyaretinde 50+1’in mahsurlu olduğunu anladık diyor. İttifak ortağından yanıt geliyor, ’50+1 hesabını eleştirenleri anlayışla karşılamamız abesle iştigal olur, bu masum bir talep değildir’ diyor. Tartışma rafa kalkıyor. Geçen günlerde Erdoğan ’50+1 şartının değişmesi isabetli olur, yanlış işler yapılıyor’ diyor. MHP’nin yanlış bir yol olduğu, onunla birlikte olmanın bir hata olduğu, MHP’nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor. Hep birlikte susuldu, beklendi ki Devlet Bey buna ne diyecek. Devlet Bey, ‘eksiklikleri olabilir ama taviz verilemez, ama cumhurbaşkanımız ile aramızı da kimse açamaz’ dedi.

Bizim CHP olarak bunlarla meşgul olmamız mümkün değil. Sayın Erdoğan, sen ne değiştireceksin bilmiyorum, sistem mi değiştireceksin, ortak mı, ittifak mı değiştireceksin, rahmetli Erbakan’a attığın kazıkta olduğu gibi gömlek mi değiştireceksin. Ne değiştirirsen değiştir emin ol bizimle birlikte anayasa değiştiremeyeceksin.

Biz, kendisi için her doğan için değil Erdoğan için yapılmış anayasaya ‘bu kıyafetin kolu uzun, paçası dar geliyor’ diyorsa biz ona şunu söylüyoruz: Anayasa toplumsal mutabakatla yapılır, öyle MHP ile baş başa verdik, noktasını virgülünü değiştirmez dersen seni böyle esir alırlar kardeşim, derdine kendin yan. Git derdini başka tarafta anlat.

Öbür taraftan enteresan bir ilişki, bir yandan bakıyorsunuz, biri diyor ki yanlış yollara saptım, diğer sistem çok güzel, cumhurbaşkanımız aramızı kimse bozamaz diyor. Yürümeyen bir evliliği biri devam ettirmek istiyor, biri bitirmek istiyor gibi. Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi.”

Paylaşın

Özel’den Dikkat Çeken ‘Yerel Seçimler Ve HEDEP’ Açıklaması

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “CHP’nin bugün yakaladığı ivme ile belli ittifak kapıları aralanamasa da başarılı olabileceğini görüyorum” dedi ve ekledi:

“HEDEP Eş Genel Başkanları ile aradıklarında ayrı ayrı görüştük. Onlara da söyledim. ‘Ziyarete gelmek isteriz’ dediler, beklerim dedim. ‘Meclis’e mi’ diye sordular, ‘Hiç fark etmez’ dedim. Genel Merkez’e de gelebileceklerini söyledim. Tercihi onlara bıraktım.”

Özel açıklamasının devamında, “Onlarla da bir iş birliği yapacaksak bunu kamuoyunun bilmeye hakkı var. Bir görüşme olacaksa açıktan yapılmasına yönelik isteği son derece haklı bir talep olarak görüyorum. ‘Siz bize destek verin hem de bunu kamuoyunda söylemeyelim’ deme niyetinde değilim. Hatta bunun şu açıdan da sağlıklı olacağını düşünüyorum, bütün seçmen, belli hassasiyetleri olan, belli beklentileri olan seçmenler bilsin bu seçim bölgesinde biz şu siyasi partiyle şöyle bir işbirliği içerisindeyiz.

Mesela Zafer Partisiyle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum.  Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi. ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, BirGün Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın, Ankara Temsilcisi Nurcan Gökdemir ve muhabir Hüseyin Şimşek’in sorularını yanıtladı. Özel’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

‘‘Ben tam da geride bıraktığımız gibi bir kurultay bekliyordum. Beklediğimden daha iyi tamamlandı. Kurultay, tam bir kurultay gibi oldu. İki farklı fikir yarıştı. Bazen sert söylemler de oldu. Kuvvetli argümanlarla gün boyu iki taraf birbiri ile mücadele etti. Biz, değişim için bir kadro hareketi öneriyorduk, karşı taraf kabul etmiyordu. Sonunda delegeler her iki tarafı da dinledi ve kararını verdi. Demokratik bir yarıştı. Bu, Türkiye’nin dünyadaki algısı için de iyiydi. Kurultayda stres bekliyordum. Fakat gerginlik ve kavga olmadı, çok mutlu olduğumuz bir konu bu.

Dışarıdan getirilmiş, parti ile bağı olmayan bir grup vardı. Söylemleri de futbol tezahüratıydı. Siyasi bir grup değildi. Yine de sorunlar büyümedi. Kurultay, bitiş şekli itibarıyla da büyük bir heyecana ve umuda dönüştü. Sahadaki etkisini de görüyoruz. İki hafta oldu, heyecan sürüyor. Uçakta bile alkışlanıyoruz. Bu benim şahsıma değil, muhalefetin yeniden ayağa kalkmasına destek alkışıdır. Toplumsal muhalefeti de ateşleyen bir şey oldu kurultay. Bu, dalga dalga tüm topluma yayılıyor. Sandığa da olumlu bir katkısı olacak.

İYİ Parti, HEDEP seçmeni hatta bazı AKP ve MHP seçmeni, CHP’deki değişimi olumlu buluyor. Çeşitli anketlerde bunu gördük. Örgütlerimiz de süreci çok daha iyi atlattı böylece. Üyelerimiz ve seçmenimiz, kurultay delegelerine çok ciddi şekilde etki etti. Dışarıda böyle bir hava olmasa kurultayda böyle bir sonuç olmazdı. Delegelerin esnafı, komşularını, gençleri dinlediklerini gördüm. Kazanacağımızdan çok emindim. İkinci turda aldığımız oy, delegelerin gerçek görüşüydü.

“İttifak kelimesi biraz yoruldu”

İttifak kelimesi biraz yoruldu. Meramınızı anlatırken zorlanıyorsunuz insanlara. O açıdan bundan sonrası için ‘işbirliği’ demek daha doğru olur. Yerel seçimler, işbirliğine uygundur. Adı ittifak konacaksa ona da karşı değilim ama çok sayıda partinin bundan sonra bir ittifak kurmasını doğru, gerekli ve uygun bulmuyorum. Partilerin seçim bölgelerine özel iş birlikleri olabilir. Kaybetmek üzere atılacak adımlar, seçmenlerimize haksızlık olur.

Adayın doğru belirlenmesi çok önemli. Büyük parti olma kibri göstermeyeceğimizden de herkes emin olsun. Türkiye için biz muhalefete kazandıran bir formüle mecburuz. Yerel gereklilikleri iyi okuyan bir iradeyi göstermek istiyorum. Diğer partilerle henüz bir temas yok ama mutlaka olacaktır. Kibirli olmayacağız. Son seçilmiş genel başkan olarak ilk adımı benim atmam gerekiyorsa ilk adımı da atarım. Adım atılırsa da geri çevirmem. Tüm partiler için bunu söylüyorum.

Önümde, partide düşündüğüm yapısal değişikliklerin tamamını yapacak bir vaktin olmasını isterdim. Haziran ayında bir karne alacağız diye düşünelim. Mayıs ayında öğretmen değişmiş. O yüzden biraz erken olması yerine birkaç yıl sonra olmasını tercih ederdim kendi adıma. Çünkü CHP’nin ülkenin en iyi yönetilen kurumu olması gerektiğine inanıyorum. Hiçbirini yapamadan yerel seçime gideceğiz.

Yine de ben zaten bir kurultay yapmazsak ya da rakipsiz olursa, seçmenin bizi cezalandıracağını gördüğüm için aday oldum. Yerel seçimi iyi bir şekilde geçireceğimizi bilseydim aday olmazdım. Bu heyecanın seçmeni yeniden sandığa götüreceğini biliyordum. Ben adaylık kararını ilk açıkladığımda, bana, ‘Boş havuza balıklama atladın’ dendi. Zaten bu cesareti gösterirsen başarırsın.’’

“İktidar, dört yıl seçim yapmadan duramaz”

Dört yıl daha AKP iktidarına katlanmak istemeyen bütün seçmenin sandığa gelip muhalefet destek vermesi gerekiyor. Toparlanan bir muhalefet olacağız. Yerel seçimlerde elde edilecek bir başarı, psikolojik üstünlüğün muhalefete geçmesine neden olacak. İktidar, dört yıl seçim yapmadan duramaz.

Ama o 4 yıllık süre seçimsiz de geçse bizim partiyi büyütmemizin önünde bir engel yok. Bence demokrasinin önündeki en büyük engel, sürekli seçim fırtınasına maruz kalmış olmak. O zaman partiler cesurca adımlar atmak yerine, ‘Seçim var şimdilik o da beklesin bu da beklesin’ noktasına geliyor. Ben önümüzdeki 4 yıllık sürecin sonunda CHP’nin oylarını yüzde 35’in üzerine çıkaracağını düşünüyorum.’

Partimizdeki yeni kadrolarla ilgili yıllar önce bana bir siyasetçi şöyle demişti, ‘Siyaset, insan biriktirme işidir.’ Kafanın bir yerinde sürekli birilerini biriktiriyor olman lazım. Ben mesele hocalarımın her birini kendi alanlarındaki yetkinlikleriyle, beğeniyle faydalanarak, işte sizin gazetenizdeki yazılarını okumaktan tutun TV programlarında dinleyerek aklımın bir yerinde tutuyordum zaten.

Ben CHP’nin sol bir perspektifle politikalara bakabilen bir dili geliştirmesi gerektiğini hep düşündüm. Partide nereyi eksik gördüysem orayı doldurmaya çalıştım hocalarımızı davet ederek. İlk oturduğumuzda bu konuştuğumuzu anlattım. ‘Partide bazı şeyler eksik buraları siz doldurabilirsiniz’ diye. Onlar da bu tekliften heyecan duydular. Teklif ettiğim hiçbir hoca da reddetmedi.

Partimizin bu dönem tek bir sözcüsü yok. Aslında gölge kabinedeki bakanlarımızın tamamı kendi alanlarında birer sözcü. Parti içerisinde yeni bir şey deniyoruz. Ölçme, değerlendirme zamanımız olacak. Yerel seçim ayağını parti yönetimi içinde idari kadrolarla yapacağız. İşin bu tarafı ise siyaseten çok önemli figürler yaratabilir.

Mesela kabinede belli isimler öne çıkıyor, onlar ne yapıyorsa onu diğer arkadaşlarının örnek alması lazım. Geneli bir şey yakalıyor, birileri geride kalıyor. Oradaki bakanı da değiştirmek lazım. Altı ay sonra, ‘Gölge kabine sistemi tutmadı. Türk milleti teveccüh göstermedi’ deniyorsa buna ikna olursak biz de bir revizyon yaparız. Denemek ve ısrar etmek gerektiğini düşünüyorum.

“Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz”

CHP’nin bugün yakaladığı ivme ile belli ittifak kapıları aralanamasa da başarılı olabileceğini görüyorum. HEDEP Eş Genel Başkanları ile aradıklarında ayrı ayrı görüştük. Onlara da söyledim. ‘Ziyarete gelmek isteriz’ dediler, beklerim dedim. ‘Meclis’e mi’ diye sordular, ‘Hiç fark etmez’ dedim. Genel Merkez’e de gelebileceklerini söyledim. Tercihi onlara bıraktım. Onlarla da bir iş birliği yapacaksak bunu kamuoyunun bilmeye hakkı var. Bir görüşme olacaksa açıktan yapılmasına yönelik isteği son derece haklı bir talep olarak görüyorum.

‘Siz bize destek verin hem de bunu kamuoyunda söylemeyelim’ deme niyetinde değilim. Hatta bunun şu açıdan da sağlıklı olacağını düşünüyorum, bütün seçmen, belli hassasiyetleri olan, belli beklentileri olan seçmenler bilsin bu seçim bölgesinde biz şu siyasi partiyle şöyle bir işbirliği içerisindeyiz. Mesela Zafer Partisiyle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum. Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi’

Kayyum işine kökten karşıyız. Burada diyorlar ki ‘Devletle HEDEP görüşüyor ve aday çıkarmaları karşılığında kayyum atamama gibi birtakım iddialar var.’ Bunu çok tehlikeli buluyorum. AK Parti, siyasi etiği olmayan, sözüne en güvenilmeyecek, bugün böyle söyleyen yarın tam tersini yapan bir partidir. Yani CHP’ye kaybettirmek için ‘Her yerde aday çıkarılsın’ deyip kayyum atamama sözü verip, seçimin ertesi günü kayyum atar. AK Parti’ye aldanmamak lazım.

Partinin kimi gösterirse göstersin kazandığı yerde, aday kazanıyor diye mevcut belediye başkanını devam ettireceğiz diye bir zaruriyet yok. 2019’daki seçimden gerideyse değişecek. Yüzde 70’le seçilmiş, şimdi 65’te. Demek ki bir şeyler kötüye gidiyor. Oysa orada herkesin gönlünü alması lazımdı. Seçildiği yerden geride olanları değişmek gerektiğini düşünüyorum. Geriye gidiyorsa değiştirmek lazım hatta birazcık da aday adaylarına bakıp anketten sonra birbirine yakın ve yüksek adayları da sandığa koyup örgütü ödüllendirmek lazım.’’

CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal ile kongreler sürecinde yaşananlar hakkında disiplin sürecinin yürümeyeceği kaydediliyor. Tüm bu süreç hakkında ne söylersiniz?

İl kongrelerinde yaşananlarda bir tek Aydın’da disiplin süreci yürüyor. Grup Başkanvekilimiz Burcu hanım açısından zaten bir disiplin süreci yoktu. Ben kendi adıma kongrenin olduğu sabahtan önce yaşananlar adına hiçbir kırgınlık, küskünlük biriktirmedim. Burcu hanıma da şunu söyledim,

‘Kongre sürecindeki tutumundan dolayı grup başkanvekilliği görevinden alma veya güvensizlik gibi bir niyetim yok ama bundan sonra uyumlu çalışmamız, görevin iyi yapılması ve bundan sonraki durumla ilgili yeniden değerlendirme yapmamız doğru olur.’ Gelip bir grup başkanvekilini görevden el çektirmek de istemem. Kurultay hesabıyla bir şey yapmış olmak istemem. Ama bir yandan da grup başkanvekilleri, grup başkanını temsil edecekler. O meseleyi önümüzdeki süreçte hep birlikte değerlendireceğiz.

Kurultaydan dolayı bir cezalandırmanın içine girmek istemem. Mecliste görevlendirmeler sırasında atama yapmayacağım. Grup başkanvekilliklerinde atama yapmayacağım. Seçim varken, ‘Seçmeyin ben aday göstereyim’ demeyi çok doğru bulmuyorum. Hatta grup başkanvekilliklerinde seçimin daha iyi sonuç verdiğini düşünüyorum. Ben hangi seçim sandığını bulduysam girdim fayda gördüm. Önümden kaçırılan her sandıktan zarar gördüm.”

Özel’in Birgün’e yaptığı açıklamaların tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den İYİ Parti’ye “İttifak” Mesajı

81 ilde aday çıkarma kararı alan ve ittifak kapılarını kapatan İYİ Parti’ye mesaj gönderen CHP Lideri Özgür Özel, “Tek başına kazanamayacağımız belli olan yerlerin ya da İYİ Parti’nin tek başına kazanamayacağı yerlerin kaybedilmesi durumunun seçmene izahı mümkün olmaz” dedi ve ekledi:

Eski dosttan düşman olmaz. Birbirine kaybettirmek üzerine bir siyaset kurmayı doğru bulmam. İYİ Parti bu konuya yapıcı yaklaşırsa ki ben Meral Hanım’la aramdaki kişisel hukukun buna katkı sağlayacağını düşünüyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, T24 yazarlarından Gökçer Tahincioğlu, Tolga Şardan ve Eray Görgülü’nün sorularını yanıtladı. İttifak konusunda açıklamalarda bulunan Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Tek başına kazanamayacağımız belli olan yerlerin ya da İYİ Parti’nin tek başına kazanamayacağı yerlerin kaybedilmesi durumunun seçmene izahı mümkün olmaz. Eski dosttan düşman olmaz. Birbirine kaybettirmek üzerine bir siyaset kurmayı doğru bulmam. İYİ Parti bu konuya yapıcı yaklaşırsa ki ben Meral Hanım’la aramdaki kişisel hukukun buna katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Kendisini daha önce ‘Genel Başkanım’ diye aradığımda, bana ‘Abla’ dememi söylerdi. ‘Hayırlı olsun’ demek için aradı. O beni ‘Genel Başkanım’ diye aradığında da ‘Şimdi nasıl olacak?’ dedim, gülüştük. Yani aramızdaki abla-kardeş hukukunun da partilerin arasında erimesi gereken buzlar varsa onların erimesine imkân tanıyabileceğini düşünüyorum. Takdir sayın Genel Başkan’ın, ayrı bir karar alırlarsa ona da saygılı oluruz.

Kimse bizle ittifak yapmak zorunda değil ama ben bir şekilde bütün Türkiye’de; bütün seçim bölgelerinde değil ama tek başına kazanamadığımız yerlerde kaybettirmenin seçmene de partilerimize de Türkiye’ye de kaybettirmek olacağını ve izah etmekte güçlük çekeceğimizi düşünüyorum. Eğer onlar da uygun görürse yapıcı bir süreci başlatacağız.”

Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le de henüz bir görüşme planlanmadığını belirterek, “O konuda henüz bir karar vermiş değiliz. Meral Hanım talep ederse olabilir. Meral Hanım’dan bir talep gelmezse biz de bir telefon açıp nasıl yapalım diye sorabiliriz” dedi.

“HEDEP’le de görüşürüz”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) ile de görüşeceklerini kaydeden Özel, şöyle devam etti: “İki Eş Başkan da beni aradı. ‘Hayırlı olsun’ ziyaretine de gelecekler. Ben genel başkanlar düzeyinde HEDEP’in meseleye tam olarak nasıl baktığını duymak isterim. Karşılıklı görüşmemiz lazım.

Eş Genel Başkanlarla görüştükten sonra ben Parti Meclisine bu konuda bilgi vereceğim. Gerçekten HEDEP ne istiyor? Çünkü bazı açıklamalar var. Ben genel başkanlar düzeyinde HEDEP’in meseleye tam olarak nasıl baktığını duymak isterim. Türkiye’deki Kürtlerin önemli bir bölümünün, sol seçmenin bir bölümünün oyunu alan bir partiden söz ediyoruz.

Ama benim, ‘İlla kapalı kapılar ardında olsun, açık görüşmeyiz’ falan gibi bir şeyim yok. Aksi durumda zaten olmayan ittifakı AK Parti dezenformasyonla ilan ediyor. ‘Bunlar anlaştı, şöyle oldu böyle oldu’ diye. Bir şey yaparsak göz önünde yaparız, yapmayacaksak da yapmayız.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın