Osmaniye: Heçkeren Kalesi

Heçkeren Kalesi; Osmaniye’nin Kadirli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’ne 12 km. mesafedeki kale, yeni yapılan  barajın kenarındadır.

Ada şeklindeki kaya üzerine yapılmış olan kaleye tek giriş vardır. Buradan da kaleye geçiş ahşap köprü ile yapılıyor olmalıdır. Tamamına yakın kısmı ayakta olan kale ortaçağ dönemine aittir.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır.

Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Kalealtı Kalesi

Kalealtı Kalesi; Osmaniye’nin Kadirli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kadirli – Andırın karayolu üzerinde bulunan Paşaoluğu Yaylası’ndan sola (ana yoldan  batı’ ya) dönülerek, 4 km sonra Kalealtı yol ayrımına gelinir. Ana yoldan sağa dönülerek, 1200 m. mesafeden sonra Kalealtı Kalesine ulaşılır.

Kale kapısının tamamına yakını sağlam olarak durmaktadır. Etrafı dik kaya üzerine yöresel malzemeden yapılmıştır. Doğu yönünde iki adet burcu vardır. Burçlardan biri 8 m, diğeri 3 m yükseklikte kalıntıları görülmektedir. Klasik ortaçağ kalesidir.

Güneydeki iki bölümlü burcun bir tarafı üç diğer tarafı iki katlıdır. Duvarın içerisinde ahşap hatıl veya suyolu (ark) olabilecek boşluklar var. İki adet yan yana yapılmış olan bu suyollarının ısınma veya pis su tahliye boruları olmalıdır. Tahliye veya ısınma amaçlı olan bu borular dikdörtgen şeklindedir. Kanallardan biri dışa açılmaktadır.

Buradan da doğu taraftaki odaya geçtiği görülen 3 adet özellikle yapıldığı belli olan kanal var. Doğu odasının sağında ayrı bir mimari öğe var. Oda mezar veya malzeme saklama yeri olabilir. Alt katlar görülebildiği kadar sıvaları bile sağlam durmaktadır. Üst katlarda ise tonozun başladığı yere kadar sıvalar durmaktadır.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Karatepe Kalesi

Karatepe Kalesi; Osmaniye’nin Kadirli İlçesi sınırları içerisinde Ceyhan Irmağının kenarında yer almaktadır. Osmaniye İl Merkezi’ne 33 km, Kadirli İlçe Merkezi’ne 22 km. mesafededir.

Anadolu’da Kızılırmak kavisi içerisine M.Ö. 2000 yıllarında yerleşen Hattilerin devamı olan Hititler, M.Ö. 1750’de krallık kurmuşlar ve M.Ö. 1450’de doğunun en önemli İmparatorluklarından biri olmuşlardır.

M.Ö. 1200 yıllarında Deniz kavimleri tarafından yıkılan Hitit İmparatorluğu’ nun merkez Hattuşaş (Boğazköy) ‘ı terk ederek güneydoğuya çekilen Hititler M.Ö. 8. yüzyılda Kilikya bölgesine hakim olan Kral Asitowada tarafından Karatepe – Aslantaş yöresinde bir Hitit Krallığı kurmuşlardır.

Sınır kalesi olan Karatepe – Aslantaş ile Ceyhan nehrinin karşı yakasındaki Domuztepe‘de görülen harabeler ve özellikle kuzey-güney kapıları ile kapı aslanları, kalıntılarının en ilginç olanlarıdır. Ortaya çıkarılan eserler modern müzecilik anlayışına uygun olarak tarihi çevreleri içinde onarılarak açık hava müzesi haline getirilmiştir.

Karatepe – Aslantaş’ın en önemli özelliklerinden biride yapılan kazılarda bulunan Fenike alfabesi ile yazılmış olan yazıtın aram diline çevrilmesi, Hitit niyeoglif yazısının çözülmesine yardımcı olmuştur. Kızılçam, ılgın, meşe türleri ve maki florasının meydana getirdiği bitki örtüsü, karaca, domuz, çakal, tavşan, tilki,turaç,keklik gibi yaban hayvanlarının toplulukları ile Ceyhan nehrinde yayın ve sazan balıkları bulunmaktadır.

Roma ve Bizans döneminde de yerleşim gören alanda özellikle Pınarözü Köyü yakınlarında bazilika tipinde bir tapınağın tabanında görülen çok renkli mozaikler üstün sanat değeri ve kültürel peyzaj özelliği taşımaktadır. Nisan ve Kasım ayları arasında Parkın arkeolojik ve tabii değerleri, açık hava müzesi görülebilir.

Paylaşın

Osmaniye: Kastabala (Bodrum) Kalesi

Kastabala (Bodrum) Kalesi; Osmaniye Merkez İlçesi’nin 12 km kuzeyinde Ceyhan Nehrinin kuzeybatıya döndüğü kıvrımın içinde Kesmeburun ile Bahçeköy arasında bulunan ovaya hâkim bir kaya çıkıntısı üzerindedir.

Kastabala M.Ö. 1.yy’da yerel bir kral olan Tarkondimos’un başkentiydi. Kent 525 ve561 yıllarında meydana gelen iki büyük depremden önemli ölçüde etkilendi. Osmaniye’den Cevdetiye, Kesmeburun üzerinden Karatepe-Aslantaş Ören Yerine ulaşan yolun doğusunda bulunan kalenin eteklerinden başlayarak kalıntıları çepeçevre birkaç kilometrelik alanı kaplayan Kastabala Ören Yerini ilk kez 1875’de İngiliz diplomat ziyaret edip ayrıntılı olarak tanımlamıştır. Kentin antik devirdeki diğer adı Hierapolis’tir.

Kastabala adı, ören yerinin 20km kadar kuzeyinde ki Bahadırlı Köyü civarında 1961’de bulunan bir sınır taşı üzerinde geçmektedir. Bu yazı Aramice’dir. Burada bulunan yapılar: Şehir Kapısı, Şehir Surları, Kuzey Hamamı, Sütunlu Caddeler, Propylon, Ortaçağ Kalesi, Kaya Kesiği, Kaya Mezarları, Tapınak, Tiyatro, Stadion, Güney Hamamı, Sarnıç, Güney Kilisesi, Kuzey Kilisesi, Tonozlu Yapı, Dikdörtgen Yapı.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Kum Kalesi

Kum Kalesi; Osmaniye’nin Kadirli İlçesi sınırları içerisinde Karatepe-Aslantaş’ ın 2 km. kuzeyinde, Ceyhan Irmağı sahilinden 200 m. uzaklıktaki kayalık bir taraçanın üzerinde kurulmuştu.

Kale, güney ovalardan orta Anadolu’ya giden Akyol denen kervan yolu ve doğu – batı yönündeki diğer bir yolun kesiştiği yerdedir. Kum Kalesi üç katlı yüksek bir donjon ve batı tarafına yerleştirilmiş köşeleri yuvarlak kulelerle donanmış dikdörtgen bir avludan oluşur. 1978 yılında İstanbul Üniversite’sinden bir ekiple burada kurtarma kazısı yapılmış, M.S. 11. ve 12. yüzyıllara, en son 13. yüzyıla ait çanak çömlek parçaları bulunmuştur.

Baraj suyu altında kalmaması için kalenin uygun bir yere taşınması olanakları Üniversiteler ve Bakanlıklar arası bir komisyon tarafından araştırılmıştır. Ancak taş kaplı duvarların içi moloz taşlarıyla doldurulmuş olduğundan, kalenin böyle bir nakilde özelliğini kaybedeceği için buna olanak bulunamamıştır. Bu nedenle kaleyi kurtarmak mümkün olmamıştır. Ancak baraj suyunun çok alçaldığı nadir zamanlarda kalenin dendaneleri görülebilir.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Kürek Kalesi

Kürek Kalesi; Osmaniye’nin Toprakkale İlçesi, Tüysüz Beldesi, Lale Gölü Köyü sınırları içerisinde Gök Osman Mevkii’dedir. Osmaniye – Adana karayolunun 15 km de sola Tüysüz Beldesi yönüne dönülür. Lale Gölü Köyüne kadar yol asfalttır.

Lale Gölü Köyü’nden toprak yolla Kürek kalesi ve yerleşim alanının kurulu olduğu tepenin eteklerine gelinir. Yürüyerek önce kayadan çıkan su kaynağına varılır. Bu su kaynağı kalenin ve yerleşim yerinin ihtiyacını karşılıyordu. Günümüzde de Lale Gölü Köyünün bir kısmının suyu buradan gitmektedir.

Su kaynağının 30 m batısında bulunan 4×8 m ölçülerinde kilise kalıntısı görülür. Kemer seviyesine kadar tavanları yıkılmış yapının içerisi molozla dolmuştur. Ana kaya düzleştirilerek elde edilen alana inşa edilmiştir. Yapım malzemesi olarak kesmetaş ve tuğla kullanılmıştır.

Kiliseden yukarı devam edildiğinde Kale ve yerleşim yerine gelinir. Kürek Kalesi diye adı geçen yerin eski adı bilinmemektedir. Ancak kale ve yerleşim yeri, yüzeydeki buluntulardan Bizans dönemine ait olmalıdır. Kale, kilise, su kaynağı, eteklerde ki duvar kalıntıları, düzlük alandaki mimari kalıntılar buranın antik bir kent olduğunu gösterir.

Yapım malzemesi olarak kesmetaş, tuğla, dolgu olarak moloz ve az da olsa görülen mermer malzeme kullanılmıştır. Kürek Kalesi ve yerleşim yerine Lale Gölü Köyü yolunun dışında otoban kenarından da ulaşmak mümkündür. Otoban kenarından Kaleye kadar 800 m. Düzlük alanda bulunan mimari kalıntılar buranın yerleşim yeri olduğunu kanıtlar.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Mitisin Kalesi

Mitisin Kalesi; Osmaniye’nin Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Nur Dağlarının içerilerinde ulaşılması güç bir yerdedir. Zorkun Yaylası yolundan gidilir. Zorkun’dan 3 km. Kuzeydoğu’daki Mitisin Yaylası’ndadır.

Yola hâkim güney tarafı yuvarlak, ormana bakan tarafı düz duvardan yapılmıştır. Gözetleme kulesinin alanı ve duvar işçiliği diğer ortaçağ gözetleme kuleleri ile aynı özelliktedir. Kabaca taştan yapılmış duvarlar içten kaplanmış olmalı. Duvarların arası moloz malzeme ile doldurulmuş bunlarda birbirlerine harçla tutturulmuştur.

Duvarlar da sıva izlerine de rastlanmaktadır. Gözetleme kulesinin üstü ahşap çatı ile örtülmüş olmalıdır. Yapım tekniği ve malzeme olarak Grekler döneminde yapılmış, daha sonra ortaçağda kullanılmıştır. Ermeni dönemine ait duvar işçiliği ve yapı tekniği görülmemektedir.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Babaoğlan Kalesi

Babaoğlan Kalesi; Osmaniye’nin Merkez İlçesi, Kazmaca Köyü, Babaoğlan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Kazmaca Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Yapısal olarak orta çağ kalesidir. Büyük bir kısmı doğa şartları ve insanlar tarafından tahrip edilmiş kalenin ayakta kalan kısımları yıkılmak üzeredir. Günümüze kadar gelen yapısıyla iki katlı bir mimarisi olduğu görülmektedir. Sur duvarlarının dış yüzeyi iyice işlenmiş iç kısımları kabaca bırakılmıştır. Kalınlığı farklı ölçülerdedir. Arası dolgu malzemesi ile doldurulmuştur.

Babaoğlan Kkalesinin en önemli özelliklerinden biri 300 m. kadar uzağındaki tepede ana kayaya oyulmuş kabartmadır. Kabartma da belinde kılıç, sol elinde mızrak, sağ eli dua eder durumda Hitit Krallarınınkine benzer başlıklı bir erkek ile şahlanan bir ata binmiş bir süvari betimlenmiştir. Süvarinin bir kısmı tahrip olmuştur.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Karafenk Kalesi

Karafenk Kalesi; Osmaniye’nin Hasanbeyli İlçesi, Hürriyet Mahallesi, Karafenk Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Kale, buradan geçişleri engellemek için önemli noktadadır. Karafrenk Kalesi dört köşesinde köşe kuleleri olan basit bir yapıdır. Kulelerin yüksekliği 5 m.dir. Kuzeybatıdaki kule en büyük olanıdır. Batı duvarındaki iki payanda sonra ki dönemde yapılmış olmalı. Kesin bir bilgi yok. Kuzey batıda ki kulenin taşları dökülmüş olmasına rağmen temelden yukarıya doğru konik yapısı görülmektedir.

Karafrenk Kalesi, Tumil ve Kütüklü kalelerine plan olarak benzer. Ancak duvar işçiliği farklıdır. Yapıldığı tarih hakkında farklı görüşler vardır. Ne yazık ki antik dönem ve ortaçağdaki adı bilinmemektedir. Kalenin içerisinde eskiden kalan mimari öge yoktur. Yapım malzemesi olarak kara taş kullanılmış. Duvarlarında üst örtüyü taşıyacak ahşap hatıl yerleştirmek için boşluklar var. Kale iki katlı ve ahşap çatılıdır.

Kalenin batı yönündeki yamaçta bulunan mezarlıkta insan motifini andıran mezar taşları var. Mezarların üzerine konulan taşlar çok basit işçilikle yapılmıştır. Osmaniye ve Hasanbey’li ye uzak olmayan bu şirin garnizon kalesi önemsiz gibi duran bir geçidin korunması ve orada yaşayanların can güvenliklerinin nasıl sağlandığının görülmesi için ziyaret edilmelidir.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara  şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.

Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.

Paylaşın

Osmaniye: Savranda Kalesi

Savranda Kalesi; Osmaniye’nin Merkez İlçesi, Kaypak (Serdar) Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Kaypak Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Kalenin çevresi 800 metredir. Dikdörtgen biçiminde olup surları 7-10 metre, burçları ise 8-10 metre yüksekliktedir. 12 burcu ve kulesi vardır. Kale Romalılardan kalmadır. Osmaniye’den Gaziantep’ e giden transit yolun 30. km.den sağa sapıp Kaypak bucağına giderken yolun kenarında tatlı bir eğimle akan Kaypak çayının güney sırtlarında inşa edilen kalenin çevresi 800 metre kadardır.

Araziye uydurularak dikdörtgen biçimde kurulmuştur. Güneydoğu, kuzey ve batı yönlerini Kaypak çayının keskin yamaçlarına, doğusunu sert kalkerli kayaların dikleşen böğrüne dayayarak o taraflardan gelecek tehlikeleri bu şekildeki tabii setrelerle önlemiş bulunmaktadır. Bütün gücünü güneydeki bir noktaya veren Savranda kalesi bu yöndeki sur ve burçları aşılması güç denecek derecede yükseltilmiştir.

Bu sebeple kaleye açık bulunan tek kapısından girilir. Tabandan itibaren kayalar üzerinden oyulan merdivenler bu kapıya kadar yükselir. Etrafında müdafaa suru veya hendeği yoktur. Kale içerisindeki düzlük çam ağaçları ile kaplıdır. Kale meydanında su sarnıçları, bina kalıntıları vardır. Güneyden kuzeye doğru girişin devamı olan ince bir yol uzanır.

Kuzeye bakan surun dibinde 2 metre tabii setreli bir geçit, Kaypak çayına kadar iner. Burçların içleri boş, ikişer katlıdır. Hepsinin altından kale meydanına açılan kapılar bulunmaktadır. Surun üzerinden geçen yol, burçları birbirine bağlamıştır. Çamların arasından fışkırırcasına yükselen kale, tabiat güzellikleri ortasında görülmeye değer bir durumdadır. Ortaçağ kalelerindendir. Bir çok defa yenilenmiştir.

Paylaşın