İktisatçı Mustafa Sönmez: Emek Karşıtı Politikalar İzlenecek

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetiminin enflasyon odaklı bir politika izleyeceğini belirten İktisatçı Mustafa Sönmez, bu nedenle yıl sonuna dek düşük istihdam, düşük ücretler ve yüksek vergilerle emekçilere düşen payın gerileyeceği öngörüsünde bulundu.

Mustafa Sönmez, açıklamasının devamında, “Talebi düşürmek isteyecekler, talebi düşürmek için asgari ücret zammı üzerinde çok durmadan geçiştirecekler. Maaşlar bu sakat belirlenen enflasyonla geriletilecek” dedi ve ekledi:

Aslında önümüzde Mehmet Şimşek’in ‘rasyonel politika’ olarak gördüğü bir soğuma dönemi var. Fakat bunun derecesi ne olacak? Bir de yerel seçim gerçeği var. O döneme dek sürmesini istemez Erdoğan. En azından yılın sonuna kadar bir soğutma, yabancıya umut verme, döviz fiyatlarını kontrollü götürme, dengeleri yerine oturtma gibi bir hedefleri olabilir. Yerel seçimlere kadar olan 3 ayda da ekonomiyi yeniden ısıtabilirler. Bunlar kesinlikle talebi kısıcı, istihdamı düşürücü, vergileri artırıcı emek karşıtı politikalar olacaktır.”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verileri giderek daha da tartışmalı hale geliyor. Son olarak mayıs ayı verilerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müjde’ olarak duyurduğu doğalgaz indirimi gerekçe gösterilerek bu kalemin fiyatı sıfır kabul edildi ve enflasyon yüzde 0,04 bulundu. Böylece 53 aydır aralıksız yükselen enflasyon ‘ihmal edilebilir’ bir noktaya getirildi.

TÜİK’in enflasyonu, temmuzda altı aylık enflasyona göre zam olacak emekçileri de şimdiden büyük kayba uğrattı. Olası refah payının dahil edilmediği hesaplamada zam tutarı memur maaşında 3 bin 300 lira, asgari ücrette ise bin 920 lira sınırında kaldı.

Hesaplama yönteminin ‘bilim dışı’ olduğunu belirten iktisatçı Mustafa Sönmez, soL’a yaptığı değerlendirmede ‘politik bir tercih’ olarak nitelediği doğalgaz indiriminin enflasyon sepetine dahil edilmemesi gerektiğini söyledi.

”Metreküpü 5,7 lira olan doğalgaz sıfırlandı. Azalış yüzde 100 diye kabul edildi. Doğalgazın sepetteki payı yüzde 3’e yakın. Dolayısıyla yüzde 100 ucuzlamış bir madde enflasyonu bir anda kendi başına yüzde 3 aşağı çekmiş oldu. Diğer kalemlerdeki yüzde 2’lik artışı doğalgazdaki düşüş dengelemiş oldu. Ve böylece mayıs ayı enflasyonu yüzde 0 olarak takdim edildi, yıllığı da yüzde 40’ın altına düştü.

Bu hesaplama keyfiyeti enflasyona bağlı olarak belirlenen gelirler açısından son derece sakat bir yöntem. Haziran ayında da sıfır enflasyon gelme ihtimali var. Diyecekler ki yılın ilk yarısındaki artış yüzde 15 oldu, bizim yapacağımız artış da bununla sınırlı kalmak durumunda. Bu emek gelirlerini törpülemek, geriletmek açısından insafsız ve bilim dışı bir yöntem.

Bu istisnai bir durum. Ekonomik bir zemini yok, politik bir tasarruf. Onun için bunu sepet dışı bırakmak en mantıklısı. O olmadan sepeti yeniden ağırlıklandırırsınız. Ve ona göre artışları hesaplarsınız.”

Tartışmalı hesaplama yönteminin gelir dağılımını emekçiler aleyhine etkilediğini kaydeden Sönmez, sendikaları harekete geçmeye çağırdı.

”Bir malı seçim vaadi olarak sıfırlamak hiçbir şekilde genel fiyat artışını tespitte dikkate alınmamalı. TÜİK böyle yapmadı ve ‘Avrupa İstatistik Ofisi öneriyor’ diye kendine bir gerekçe buldu. Bu tartışılmalı ve sendikalar tarafından yargıya götürülmeli. Sonuçta bölüşüm ilişkilerine etki eden bir tasarruf bu.”

Şimşek’in ‘rasyonel’ zemini işsizliği tetikleyecek

Sıfırlanan faturaların yükünü emekçilerin ödeyeceğini vurgulayan Sönmez, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı yeniden devralan Mehmet Şimşek’in ‘’rasyonel zemine dönmekten başka çare yok’’ açıklaması da emek karşıtı politikalar izleneceği şeklinde yorumladı.

”Demek ki Erdoğan ve Nebati’nin bu zamana kadar ki icraatlarını irrasyonel buluyor. Rasyonelden kasıt tabi ki bütün neoliberal politikaların ezberinde olduğu ortodoks politikalardır.

Burada aslolan yabancıların güvenini sağlamak ve yabancı yatırım akışını başlatmak. Bunun için de ‘enflasyonu düşürüyoruz’ güvenini vermeleri lazım. Enflasyonu düşürmek için de ekonomiyi soğutmaları lazım. Bu döviz ve enflasyonla ekonomi hala sıcak bir patatestir, soyulabilecek gibi değildir. Soğutmak için faizleri yükseltecekler, politika faizini tekrar kullanılabilir hale getirecekler, TL faizlerini yükselterek dövize gidişin önünü kesecekler. Bu yükselen faiz devlet tahvillerinin faizlerini de yükseltecektir ve yabancılar açısından bu tahvillere yatırım cazip hale gelecektir. Tabi bu ekonomiyi küçültme ve devamında işsizlik anlamına da gelir.”

Şimşek yönetiminin enflasyon odaklı bir politika izleyeceğini belirten Sönmez, bu nedenle yıl sonuna dek düşük istihdam, düşük ücretler ve yüksek vergilerle emekçilere düşen payın gerileyeceği öngörüsünde bulundu.

”Talebi düşürmek isteyecekler, talebi düşürmek için asgari ücret zammı üzerinde çok durmadan geçiştirecekler. Maaşlar bu sakat belirlenen enflasyonla geriletilecek.

Aslında önümüzde Mehmet Şimşek’in ‘rasyonel politika’ olarak gördüğü bir soğuma dönemi var. Fakat bunun derecesi ne olacak? Bir de yerel seçim gerçeği var. O döneme dek sürmesini istemez Erdoğan. En azından yılın sonuna kadar bir soğutma, yabancıya umut verme, döviz fiyatlarını kontrollü götürme, dengeleri yerine oturtma gibi bir hedefleri olabilir. Yerel seçimlere kadar olan 3 ayda da ekonomiyi yeniden ısıtabilirler. Bunlar kesinlikle talebi kısıcı, istihdamı düşürücü, vergileri artırıcı emek karşıtı politikalar olacaktır.”

Paylaşın

BDDK’dan 26 Kişi Hakkında Suç Duyurusu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), sosyal medyada döviz kurlarındaki hareketlilik konusundaki paylaşımları dolayısıyla Rüşdü Saraçoğlu, Mustafa Sönmez, Şeref Oğuz, Okan Aybar, Erk Acerer, Emin Çapa ve Evren Bolgün’ün de aralarında bulunan 26 kişi hakkında daha suç duyurusunda bulundu.

BDDK’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımları dolayısıyla Bankacılık Kanunu’nun 74. maddesinde yer alan, “Bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz” hükmüne aykırı davrandığı belirlenen 21 gerçek kişi ve sosyal medya kullanıcısı hakkında 162. madde kapsamında suç duyurusunda bulunuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun suç duyurusu üzerine, eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ile Güldem Atabay, Burhanettin Bulut, Emin Çapa ve Selçuk Geçer hakkında soruşturma başlatmıştı.

Bugün öğle saatlerinde BDDK’nın kurlardaki hareketliliği sosyal medya hesaplarında değerlendiren beş ekonomist hakkında suç duyurusunda bulunduğu açıklanmıştı. Ancak kurumun akşam saatlerinde paylaştığı liste ile bu sayının daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Gazeteci Mustafa Sönmez Twitter hesabınan yaptığı paylaşımla BDDK’ya tepki göstererek suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.

Gazeteci Emin Çapa ise Halk TV’de yaptığı açıklamada kendilerine gözdağı verilmek ve susturulmak istendiğini belirterek “Beni bir kenara bırakın Durmuş Yılmaz gibi Merkez Bankası’nda yöneticilik yapmış olan bir insan itibarsızlaştırılıyor. Öyle yağma yok. Ben kendi adıma şunu söylemek isterim halkıma karşı vicdanen rahat olmak ve ekonomi habercisi olarak görevimi yapmaya devam ediyorum” dedi. Çapa son paylaşımında suçlananlardan ikisinin eski merkez bankası başkanı olduğuna işaret etti.

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da, Twitter hesabından “BDDK hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. BDDK önce 20 Aralık’ta yüklü miktarda kim alım, kim satım yaptı onu araştırsın” ifadelerini paylaştı. Selçuk Geçer de Medyascope’a yaptığı açıklamada “Dikkate bile almıyorum. Ben ömür boyunca hapis yatmaya razıyım. O geceyle ilgili bütün olayları araştırsınlar. Kim, nasıl manipüle etmiş? Konuyla ilgili BDDK’dan araştırma bekliyoruz” dedi.

Paylaşın