Muğla: Yerküpe Mağarası

Yerküpe Mağarası; Kavaklıdere İlçesi, Menteşe Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yerküpe Mağrasının hemen üzerinde bulunan düzlük, piknik ve güreş alanı olarak düzenlenmiştir. Mağara tipi olarak geçit konumlu yarı aktiftir. Mağaranın toplam uzunluğu 100 m. olup, tek bir galeriden meydana gelmiştir.

Genel olarak vadi tabanının eğimine uygun şekilde uzanan mağaranın üst girişi ile alt çıkışı arasında 17m.lik yükselti farkı vardır. Mağara içindeki küçük iniş ve çıkışlar, tavandan düşen bloklar ve damlataş birikimlerinden kaynaklanmaktadır.

Genişliği 3-10 m. Tavan yüksekliği ise 2-8 m. arasında değişen Yerküpe Mağarasının tabanında çakıl ve kum yığınları yer alır. Tabana yakın kenarlarda ve yan duvarlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Özellikle havuzlar ilginç bir görünüme sahiptir. İçleri su ile dolu olan havuzların boyutları ve derinlikleri, bulunduğu bölgeye göre değişmektedir.

Yerküpe Mağarası, genç bir mağaradır. Doğal köprü özelliğinde olan mağara, oluşum ve gelişim yönünden ilginçtir. Gerek mağara içi damlataşların ve gerekse doğal çevrenin güzelliği nedeniyle turizm amaçlı kullanıma son derece uygundur. Ayrıca mağaranın üst kesimi piknik ve dinlenme alanı olarak düzenlenmiştir.

Paylaşın

Muğla: Cennet Adası (Nımara Yarımadası)

Muğla’nın Marmaris İlçesi sınırları içerisinde yer alan Cennet Adası (Nimara Yarımadası) Marmaris’in karşısında boylu boyunca uzanır. 

İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki Yalancı Boğazı’na kadar minibüs ya da aracınızla gidip yürüyerek Cennet Adası’na çıkabilirsiniz.

Patika yollar kent kalabalığından uzakta ve doğayla başbaşa ideal bir yürüyüş güzergahı oluşturur. Manzara çok güzeldir. Marmaris’ten kalkan teknelerin uğradığı iskele çevresinde çardak lokantalar ve cafeler vardır.

Marmaris’in yaz sıcağından bunalırsanız Netsel Marina’yı geçip Yalancı Boğazı yoluna girip, Günnücek piknik alanına gidebilirsiniz. Parfümcülükte kullanılan sığla yağının sağlandığı günlük ağaçları arasında yazın suyu çok azalan bir dere de bulunmaktadır. Piknik alanı orman idaresi tarafından düzenlenmiştir.

Plaj ve kamp alanından yararlanabilirsiniz. Marmaris’ten bakınca boğaz gibi görünen ve halk arasında Yalancı Boğazı olarak tanımlanan doğal set, Nimara Yarımadasını (Cennet adası) karaya bağlar. Bu set geçmiş yıllarda Yat Limanı olmuştur. Marmaris’in diğer marinaları ve çekek yerleri buradadır

 

Paylaşın

Muğla: Af Kule

Af Kule; Muğla’nın Fethiye İlçesi, Kayaköy Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Ulaşım araçlarıyla ulaşılamayan kuleye, basitçe örülmüş merdivenler ile çıkılır. 

Müthiş bir deniz manzarası var. İblis Burnu, Kurdoğlu burnu, hava uygunsa uzaklarda Rodos Adası bile görülebiliyor.

Denizden 400 metre yükseklikte, denize uçurumla inen bir tepede bir manastır kalıntısı bulunmakta. Manastır iki katlıdır. Üst kata içte bulunan merdiven ile çıkılır. İkinci kat iki odadan meydana gelmiştir.

Ayios Elefterios adlı bir keşiş tarafından 10 metrelik bir alanda kayaya oyularak yapıldığı ve ömür boyu çile çektiği rivayet olunan manastır köylüler arasında Afkule olarak biliniyor.

 

Paylaşın

Muğla: Myndos Antik Kenti

Myndos Antik Kenti; Muğla’nın Bodrum İlçesi, Gümüşlük Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Myndos Antik Kenti, Bozdağ denen tepenin üzerindedir. Tepeye yol yoktur ve yürüyüş yaklaşık 1 saat sürer.

Homeros’un İlyada’sında Truva yakınında, truvalalılarla iyi geçinen bir Leleg kentinden bahsedilir. İ.Ö. 2. yüzyılda Palamindos adı verilen kent Lelegler tarafından kurulan 8 kentten biri olarak bilinmektedir. Diğer Leleg kentleri: Termera, Side, Madnasa, Padasa, Uranium, Telmessos ve Theangela/Syangela’dır.

Yunan tarihçi Strabon’un yorumuyla İ.Ö. 4. yüzyılın ortalarına doğru halkın çoğunluğu Halikarnasos’a Karya Satrapı Mausolos tarafından yaşamaya mecbur bırakılırken 8 kentten biri olan Myndos’a dokunulmamış ve dönemin modern mimari yapılanmasıyla etrafı sur duvarlarla çevrilmiştir. Roma imparatorluk çağınında Myndos üzerinde büyük etkileri olduğu bahsedilirken, kentin büyük bir bölümü Mausolos tarafından kurulan yeni kente aittir.

Rivayetlerden biri de İ.Ö. 334’te Büyük İskender’in Myndos’u kuşattığı ancak kenti ele geçirememesi üzerine Halilarnasos’a ilerlediği yönündedir. Büyük İskender’in komutanlarından Ptolemaios ve Asandros İ.Ö. 333 yılında; Karya Satrapı Orontobatesii yenilgiye uğratmasıyla bütün Karya bölgesi Büyük İskenderin eline geçmiştir. Büyük İskender’in ölümünden sonra ilk olarak merkezi Mısır’da bulunan Ptolemaioslar hanedanlığı ve sonrasında Lysimakhos Hanedanlığı’nın hakimiyeti altına geçmiştir.

İ.Ö. 201 yılındaki Lade Deniz Savaşı’nda Rodos donanmasının kente sığınmasının ardından İ.Ö. 197’de Myndos, Rodos’un koruması altına alınır ve ardından İ.Ö. 196 yılında Suriye Kralı’nın Antiokhos’a karşı Rodos’la işbirliği yapmasıyla bağımsızlaşır. İlerleyen dönemde Pergamon Krallığı idaresine geçen Myndos İ.Ö. 133’de III. Attalos’un bıraktığı vasiyetname ile Roma İmparatorluğu’nun küçük Asya kentlerinden biri olmuştur.

İ.Ö. 44 yılında Sezar’ın öldürülmesinin ardından Roma İmparatorluğu adı altında Anadolu’da hakimiyet sürdüren Brutus ve Cassius’un Marcus Antonius tarafından yenilgiye uğratılması ile tekrar Rodos’un hakimiyetine geçen kent kısa bir süre sonra sert yönetim tarzı ile çıkan huzursuzluklar sonucu Roma egemenliğini tercih etmiştir. Eparchiası’na bağlı piskoposluk merkezine dönüşen kent bu dönemde ‘Amyndos’ adını almıştır.

Paylaşın

Muğla: Domuzbükü

Domuzbükü; Muğla’nın Datça İlçesi, Hızırşah Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Karayolu ulaşımı yoktur.

Domuzbükü’ne Datça’dan bir saatten biraz fazla süren bir tekne yolculuğu ile ulaşılabiliyor.

Domuzbükü sessiz, sakin bir ortam arayıp, kentin televizyon dahil kimi “nimetlerini” unutmak isteyenler için seçilecek bir tatil yeri.

Konaklamak isterseniz bungalovlardan oluşturulmuş, doğayla uyumlu bir tek tesis var. Domuz bükü’nde denize girmek, dinlenmek dışında küçük çevre turları da yapılabilir. Çevrede yürüyerek ulaşılabilen bir mağara ve ilginç kaya şekilleri var.

Geceleri hiç bir yerde göremeyeceğiniz kadar bol yıldızlı gökyüzü ve uzakta Sömbeki adasının ışıkları sizi oyalıyacak tek şey. Tabii kumsalda ateş yakıp şarkı söylemeyi saymazsak eğer.

Paylaşın

Muğla: Aspat Kalesi

Aspat Kalesi; Muğla’nın Bodrum İlçesi, Mandra Köyü sınırları içerisinde yer alan Asarlık Tepe üzerindedir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kale, Kral Mausol döneminde gözetleme kalesi olarak inşa edilmiştir. Kalıntılar, klasik döneme ait, antik Termara şehrindendir. Termara şehri; Bodrum Yarımadasındaki 12 antik şehirden biridir. Halikarnas Kralı, Mausolos döneminde, halk Halikarnasa göç etmiştir.

Kalenin hakim olduğu koy, korsanların sığınma limanı idi. Kale, kayalık bir tepenin üzerine inşa edilmiştir. Kale de 5 adet gözetleme kulesi bulunmaktadır. Kale çevresi 700 adımdır. Kale iç bölümü tamamen tahrip olmuş durumdadır.

Paylaşın

Muğla: Kleopatra Hamamı

Kleopatra Hamamı; Muğla’nın Fethiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mavi yolculuk ve günübirlik tekne turlarının uğramadan geçmediği koy. Mavi yolculuk tekneleri ve yatlar gecelemeyi çok seviyor. Günübirlik tekneler ise genellikle yemek molasını bu koyda veriyor. İskelenin hemen yanı başında, bir bölümü sular altında kalmış Bizans manastırı kalıntılarını göreceksiniz.

Tekneden çıkıp kıyı boyunca ve orman içinde keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Kıyıda yatlara hizmet veren çardak lokantalar var. Kendinize güveniyorsanız Kleopatra hamamı koyu ya da Yavansu’dan tepeye doğru yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle antik kent Lydae’ye çıkabilirsiniz.

Tersane adasının kuzeybatısında yer alan Taşyaka koyu, ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir kaya üzerine yaptığı balık resmi nedeniyle Bedri Rahmi Koyu diye anılıyor. Koyda salaş lokantalar ve yatların yanaşması için ahşap iskeleler bulunuyor.

Paylaşın

Muğla: Hydisos Antik Kenti

Hydisos Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi, Karacahisar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şehrin baş tanrısı Zeus Areios bir savaş tanrısı olup, sikkeler üzerinde ya sakallı ve miğferli bir büst olarak veya bütün silahlarını kuşanmış halde ayakta tasvir edilmiştir.

Bugün birçoğu sık çam ağaçları içinde kalan kalıntılar arasında Helenistik Döneme tarihlenen şehir surları, agora, bouleuterion, kilise ve daha çok surların dışında kalan ve tipolojik bir zenginliğe sahip nekropolle beraber tanımlanamayan birçok yapı yer almaktadır.

Paylaşın

Muğla Müzesi

Muğla Müzesi: Muğla’nın Menteşe İlçesi Müştakbey Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Konakaltı Kültür Merkezinin hemen yanında, eski cezaevi binasıdır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Müze kapalı alanında sergilenen arkeolojik buluntuların büyük bölümü Yatağan ilçesindeki Stratonikeia antik kenti kazılarından getirilmiştir. Ayrıca Yatağan’da ki Lagina ve Sedir Adasındaki antik Cedrae şehirlerinin buluntuları da suarada sergilenmektedir.

1992 yılı sonlarında Özlüce Köyü Kaklıcatepe’de yapılan kazılar sonucunda birçok hayvan ve bitki fosili çıkarılmıştır. Bu kazılarda çıkarılan fosillerin 1994’te sergilenmeye başlamasıyla müze ziyarete açılmıştır. Müzeye antik kalıntılarla, heykellerle dolu avludan etrafında toplanmış 3 ana bölümden ve 1 adet sanat galerisinden oluşmaktadır. Türkiye’deki ilk Doğa Tarihi Müzesi burada bulunmaktadır.

Muğla Müzesi’nde sergilenen fosiller günümüzden 5-9 milyon yıl önce yaşamış olan canlılara aittir. Bu canlılar, Doğu Asya’dan İspanya’ya kadar uzanan geniş bir alanda yaşamış ve yok olmuş canlılardır. Bu dönem canlılarına ait fosiller ilk defa İspanya’nın Tervel Havzası’nda bulunduğundan, bu döneme Turolian denilmektedir.

Kazılarda zürafagiller, boynuzlugiller, gergedangiller, hortumlu memeliler, domuzgiller, atgiller ve etçilere ait fosiller ile çok sayıda bitki fosilleri bulunmuştur. Bunların bir kısmı müzenin doğa tarihi bölümünde sergilenmektedir. Muğla Müzesi’nde, ziyarete açık olan bir başka bölüm de etnografya seksiyonudur. Muğla’nın çeşitli yörelerinden giyim kuşam ve günlük kullanım eşyaları bu bölümde sergilenmektedir.

Paylaşın

Muğla: Saburhane Meydanı

Saburhane Meydanı; Muğla’nın Menteşe İlçesi, Orta Mahalle sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Muğla 400’ e yakın tescilli evi 170’e yakın sivil mimarlık örneği yapısı, 100’e yakın sokağı, eski hanları, şadırvanları arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir Kentsel Sit alanıdır. Saburhane Meydanı özgün mimari karakterin coğrafyayla uyumlu şekillendiği, Türk-Rum yada Müslüman-Hıristiyan olmak üzere iki farklı kültürün bir arda yaşadığı tipik bir yerleşmedir.

Meydan adını bir zamanlar burada yer alan hapishaneden alır. Kimi evlere çıkmaz sokaklardaki avlu kapılarından geçilerek ulaşılır. Açık ya da kapalı ön sofaları, ahşap süslemeleri verandaları, duvara gömülmüş dolap şeklindeki banyoları Muğla evlerinin belirgin özelliklerindendir. 19.yy’ın başlarından itibaren Osmanlının kaybettiği topraklardan (Balkanlar, Kırım ve Girit) göç eden varlıklı insanlar yanlarında Rum ustaları da getirmişlerdir.

Rum ustaların etkisiyle 1820-25’ lerden sonra mimari değişimler ortaya çıkmıştır. Sadece Rum ustalar değil, değirmenciler, terziler, doktor ve eczacılarda Muğla’ya gelip yerleşen Rumlar arasında yer alıyordu. Rumlar Saburhane Meydanı ve çevresinde yoğunlaşmışlardı.

Rumlar zamanında Saburhane, ulu çınarların olduğu, ortasından dere geçen ve dere üzerinde taş köprüsü olan sosyal hayatın yoğun olarak yaşandığı bir mekan özelliği taşımaktaydı. Yapı ustalığı ve marangozluktan sonra en önemli ve yaygın meslek meyhanecilikmiş. Meyhane Boğazı dediğimiz Andon’un hamamının (Zeliha’nın Hamamı) bulunduğu sokakta sağlı sollu meyhaneler yer alırmış ve mezeler adalardan gelirmiş.

Paylaşın