Bazı Vekillerin TBMM İle Tek İlişkisi Maaş: Alpay Özalan, Süleyman Soylu, Semih Yalçın

Jülide Sarıeroğlu, Mevlüt Çavuşoğlu, Süleyman Soylu, Alpay Özalan Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in de aralarında olduğu 48 milletvekili, TBMM kürsüsüne yalnızca yemin etmek için çıktı.

16 Ağustos 2024 itibarıyla iki yasama yılını tamamlayan TBMM, 1 Ekim 2024 tarihinde açılmak üzere tatile girdi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in aktardığına göre, Türkiye’nin, “Tek adam rejimi” olarak adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişinin ardından etkisi giderek azalan TBMM, 42’si AK Parti ve MHP’li 48 milletvekili için sadece gelir kapısı oldu.

Yurttaşın yararına düzenlemelerin büyük bölümü AK Parti ve ittifak ortağı MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedilirken onlarca milletvekili TBMM Genel Kurulu’nda yemin dışında bir faaliyet göstermedi.

TBMM’nin 28’inci döneminin birinci yasama yılı, 2 Haziran 2023 tarihinde başladı. Seçimlerin ardından Meclis’e girmeye hak kazanan milletvekilleri, yemin ederek yasama faaliyetlerine katılmak için listeye ismini yazdırdı. 16 Ağustos 2024 itibarıyla iki yasama yılını geride bırakan Meclis, 1 Ekim 2024 tarihinde açılmak üzere tatile girdi.

AK Parti iktidarında giderek işlevsizleştirilen ve büyük oranda uluslararası anlaşmaları ve tartışmalı düzenlemeleri geçirmek için çalıştırılan Meclis’te çok sayıda milletvekili, yasama faaliyetinden çok, “Yatma faaliyeti” gerçekleştirdi.

24 Eylül 2024 itibarıyla 593 aktif milletvekilinin bulunduğu TBMM’de toplam 48 milletvekilinin, TBMM Genel Kurul kürsüsüne yalnızca yemin etmek için çıktığı öğrenildi. Meclis Genel Kurul kürsüsüne milletvekili yemini etmek dışında çıkmayan milletvekillerinin 38’inin AK Parti, dördünün MHP milletvekili olduğu bildirildi.

Kürsüye yemin etmek dışında çıkmayan milletvekillerinin büyük bölümünün AK Partili eski bakanlardan ve parti yöneticilerinden oluşması dikkati çekti. AK Partili milletvekillerinin önemli bir bölümü, hem Genel Kurul’da, hem de görev aldıkları komisyonlarda tek kelime etmedi, herhangi bir önerge vermedi.

TBMM Genel Kurul salonuna kan bulaşmasına neden olan kavgayı başlatan AK Partili Alpay Özalan’ın da aralarında olduğu, yasama faaliyetlerine katılmayan bazı milletvekilleri şöyle:

Jülide Sarıeroğlu (AK Parti): Genel Kurul’da söz almayan Sarıeroğlu’nun ilk imzacısı olduğu kanun teklifi ve herhangi bir önergesi bulunmuyor.

Mevlüt Çavuşoğlu (AK Parti): Eski Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Genel Kurul’da yemin etmek dışında sesi duyulmayan milletvekilleri arasında yer alıyor.

Cantürk Alagöz (AK Parti): İsmi, “Covid-19 aşısında usulsüzlük” iddiasıyla anılan Alagöz’ün Meclis Genel Kurulu’nda yemin dışında yaptığı tek bir konuşması dahi bulunmadığı biliniyor.

Süleyman Soylu (AK Parti): Eski İçişleri Bakanı Soylu da Genel Kurul’da ve komisyonlarda söz almıyor.

Alpay Özalan (AK Parti): Kamuoyunda, “AK Parti’nin Meclis’teki fedaisi” olarak nitelendirilen Özalan’ın TBMM Genel Kurulu’nda kürsüye çıkmaması dikkati çekiyor.

Mehmet Muharrem Kasapoğlu (AK Parti): Eski Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu da Genel Kurul’da ve komisyonlarda konuşmayan AK Partililer arasında bulunuyor.

Milletvekili yemini dışında TBMM Genel Kurul kürsüsüne adımını atmayan diğer bazı milletvekilleri ise şöyle:

AK Parti: İhsan Koca, Nureddin Nebati, Derya Yanık, Yusuf Ziya Yılmaz, Hikmet Başak, Mustafa Şen.

MHP: İsmet Büyükataman, Vahit Kayrıcı, Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter.

Paylaşın

Altı Ayda Vekillerin Sağlığına 52,6 Milyon Lira Harcandı

Vatandaş tedavi ve ilaç masraflarını karşılamakta zorlanırken, 2024 yılının ilk altı aylık döneminde milletvekillerinin sağlık harcamaları için bütçeden 52 milyon 567 bin lira harcama yapıldı.

Temmuz’da enflasyon rakamlarının açıklanması ile birlikte milletvekillerinin maaşları da arttı. Milletvekili maaşı 141 bin liradan 169 bin liraya çıktı. Hem bakan hem milletvekili emeklisi olanların aylık geliri 241 bin liradan 288 bin liraya, hem milletvekili olup hem de milletvekili emeklisi aylığı alanların geliri 239 bin liradan 285 bin liraya çıktı.

Vatandaş için sağlığa erişim her geçen gün daha da zorlaşırken Hazine’nin kasasından milletvekillerinin sağlık masrafları için milyonlar çıktı.

Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre; Ocak – Haziran döneminde milletvekillerinin sağlık harcamaları için bütçeden 52 milyon 567 bin TL harcama yapıldı. AKP dönemiyle birlikte sağlığın her kademesi paralı hale geldi. Sağlıkta kamu payının düşmesi, yurttaşın özel sağlık kurumlarına mahkûm hale gelmesine ve harcamalarının artmasına neden oldu.

TÜİK’e göre sağlık harcamalarındaki fiyat artışı yüzde 71,6 ölçülen resmi enflasyon oranının da üzerinde çıkarak yüzde 78,51 olarak hesaplandı. Yurttaş, Genel Sağlık Sigortası primi, muayene ücreti, reçete ücreti, ilaç başı para ödemelerinin altında eziliyor. Ancak milletvekillerinin sağlık harcamaları için kesenin ağzı açıldı. Emekli ve asgari ücret zammına bütçede kaynak olmadığı gerekçesiyle kapıları kapatan iktidar, aldıkları maaşlarla sık sık gündem olan milletvekillerinin sağlık harcamalarını da karşılıyor. Yurttaş tedavi ve ilaç masraflarını karşılamakta zorlanırken milletvekillerinin tedavi, sağlık malzemesi ve ilaç giderleri için bütçeden 52 milyon 567 bin TL harcandı.

Sadece Haziran’da 7,8 milyon TL milletvekillerinin tedavi ve sağlık malzemesi için, 580 bin lira ise ilaç masrafları için ödendi. Geçen yılın Ocak-Haziran döneminde 27 milyon 615 bin TL tutarında olan milletvekili sağlık harcamaları bu yıl yüzde 90,4 oranında arttı.

Asgari ücrete ara zammın yapılmadığı Temmuz’da enflasyon rakamlarının açıklanması ile birlikte milletvekillerinin maaşları da arttı. Milletvekili maaşı 141 bin liradan 169 bin liraya çıktı. Hem bakan hem milletvekili emeklisi olanların aylık geliri 241 bin liradan 288 bin liraya, hem milletvekili olup hem de milletvekili emeklisi aylığı alanların geliri 239 bin liradan 285 bin liraya çıktı.

Paylaşın

Dört Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: DEM Parti Ve TİP

Aralarında DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ında bulunduğu 4 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 4 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

“DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti Mardin Milletvekili Salihe Aydeniz, DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık.”

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Dokuz Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: CHP, DEM Parti Ve TİP

Aralarında DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, TİP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ında bulunduğu 9 milletvekiline ait 9 dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 9 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

“DEM Parti Mardin Milletvekili Salihe Aydeniz, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, DEM Parti İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, TİP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut ve CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç.”

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

9 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: HEDEP, CHP Ve İYİ Parti

Aralarında HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, HEDEP İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ve İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’inde bulunduğu 9 milletvekiline ait 11 dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 9 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, İYİP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, İYİP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, HEDEP Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, HEDEP Mersin Milletvekili Ali Bozan, HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, HEDEP İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, HEDEP Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, HEDEP Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ.

Fezlekeler arasında HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk ve HEDEP Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez’in ikişer dosyası bulunuyor.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Yeniden Seçilemeyen 310 Vekil 149’ar Bin Lirayı Afiyetle Yedi

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 27’nci döneminde görev yapan 314 milletvekili, 14 Mayıs seçimlerinde ya aday gösterilmedi ya da seçilemedi. Vekillikleri sona eren 314 isme Nisan-Mayıs-Haziran ayları için toplam 70 milyon TL ödendi. Söz konusu ödemenin 46 milyon 786 bin lirası hak edilmeyen 2 aylık maaştan oluştu.

Mayıs ayının yarısı ve Haziran aylarında vekil olmadıkları halde fazladan ücret alan 314 vekilden sadece 4’ü parayı iade etti. Üç aylık maaş olarak 223 bin 500’er lira maaş alan 310 milletvekilinden ise ses çıkmadı. Vekillik yapmadan aldıkları 149 bin lirayı kabul etti.

Meclis’in 27’nci döneminde görev yapan 314 milletvekili, 14 Mayıs seçimlerinde ya aday gösterilmedi ya da seçilemedi. Vekillikleri sona eren 314 isme Nisan-Mayıs-Haziran ayları için toplam 70 milyon TL ödendi. Bunun 46 milyon 786 bin lirası hak edilmeyen 2 aylık maaşı kapsıyor.

Sözcü’den Zekeriya Albayrak‘ın haberine göre; mayıs ayının yarısı ve Haziran aylarında vekil olmadıkları halde fazladan ücret alan 314 vekilden sadece 4’ü “Biz bu parayı hak etmedik” diyerek parayı iade etti. Üç aylık maaş olarak 223 bin 500’er lira maaş alan 310 milletvekilinden ise ses çıkmadı. Vekillik yapmadan aldıkları 149 bin lirayı kabul ettiler.

İki aylık maaşı iade eden Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal “İki aya yakın fazladan ücret ödendi. Hak etmediğim bir parayı alamazdım, iade ettim” dedi. Uysal’ın yanı sıra BBP lideri Mustafa Destici, eski İYİ Parti Bursa milletvekili ve Kamil Erozan, eski AKP Balıkesir milletvekili Adil Çelik de iki aylık maaşlarını TBMM muhasebesine iade etti.

Paylaşın

12 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de

Aralarında CHP Grup Başkanı Özgür Özel, HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt’un da bulunduğu 12 milletvekiline ait 15 dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 12 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili Gülistan Koçyiğit, HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli, Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat,

Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır hakkında 1’er, Yeşil Sol Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, HDP Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Uluç, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz hakkındaki 2’şer dokunulmazlık dosyası.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Yeni Meclis’te 33 İlden Kadın Milletvekili Olmayacak

2018 seçim sonuçları temel alınarak yapılan karşılaştırmalara ve hesaplamalara göre, 14 Mayıs’ta da yapılacak seçimlerde 33 il kadın vekil çıkaramayacak. Bu iller TBMM’nin 28. Dönemi boyunca sadece erkek vekillerce temsil edilecek.

Cumhuriyet tarihi boyunca kadın vekil çıkarmamış olan 20 ilden 18’inde bu seçimde de kadın vekil çıkmayacağı görülmekte. MHP’nin 40, AKP’nin 34, İyi Parti’nin 22, CHP’nin 21 ilde kadın adayı bulunmamakta. Meclis’e 117 kadın vekilin girmesi ve Meclis’teki kadın oranının yüzde 19.50 olması beklenmekte.

Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimlerle ilgili milletvekilliği kesin aday listelerini 19 Nisan (Çarşamba) günü açıkladı.

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK),  Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İyi Parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekili listeleri üzerinde yapmış olduğu incelemeye göre, yeni Meclis’in eşit temsilden yine çok uzak olacağını ortaya koydu.

EŞİK açıklamasında, “Kadınlar siyasete girmek istemiyor iddiasını çürüten çok sayıda kadın aday adayı olmasına rağmen, birçok partinin kesinleşmiş listelerinde çok az sayıda kadına yer verildiği; büyük bölümünün de seçilemeyecek yerlere konularak listelerdeki kadın oranının yapay şekilde yükseltildiği görülüyor” denildi.

MHP’nin 40, AKP’nin 34, İyi Parti’nin 22, CHP’nin 21 ilde kadın adayı yok!

14 Mayıs seçimlerinden sonra Meclis’te yer alması beklenen siyasi partilerin kesinleşmiş aday listeleri üzerinden gerçekleştirdiğimiz inceleme bulgularına ve 2018 seçim sonuçları temel alınarak yapmış olduğu karşılaştırmalara ve hesaplamalara göre:

33 ilden kadın vekil çıkmamaktadır. Bu iller TBMM’nin 28. Dönemi boyunca sadece erkek vekillerce temsil edileceklerdir. Cumhuriyet tarihi boyunca kadın vekil çıkarmamış olan 20 ilden 18’inde bu seçimde de kadın vekil çıkmayacağı görülmektedir.

MHP’nin 40, AKP’nin 34, İyi Parti’nin 22, CHP’nin 21 ilde kadın adayı bulunmamaktadır.

Meclis’e 117 kadın vekilin girmesi ve Meclis’teki kadın oranının %19.50 olması beklenmektedir.

TİP ile Yeşil Sol Parti’nin oy oranları 2018 seçimine göre artacak olursa, ilk sıralarda kadınlara en çok yer veren partiler oldukları için, Meclis’e girecek kadın sayısı da artacaktır.

CHP ve İyi Parti açısından İstanbul, İzmir, Giresun, Karabük, Manisa, Tekirdağ, Zonguldak, Osmaniye gibi kimi illerdeki potansiyel oy artışı, Meclis’e 7-10 arasında daha fazla kadının girmesini sağlayabilir.

Yeniden Refah Partisi’nin listelerine 48 kadın aday koyduğu görülmekle birlikte, birinci sırada kadınlara yer vermemiş olması sebebiyle, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde vekil çıkaracak olsa bile, bunlar erkek vekiller olacaklardır.

Meclis’e girecek en çok sayıda kadın vekil, 56 kadın milletvekili ile AKP’de görünse de oransal olarak değerlendirildiğinde, yüzde 41.54 kadın vekil oranı ile Yeşil Sol Parti ilk sırada yer almaktadır.

Listelerde seçilebilir yerlerde yer alan kadın oranı en yüksek olan parti Yeşil Sol Parti (yüzde 41.54) iken en düşük orana sahip parti MHP’dir (yüzde 4.00). MHP’yi yüzde 11.36 ile İyi Parti, yüzde 18.18 ile CHP ve yüzde 19.05 ile AKP izlemektedir.

Listelerdeki kadın oranı ile seçilebilir yere yazılan kadın oranları kıyaslandığında, aradaki farkın en açık olduğu parti TİP’dir, hemen ardından ise İyi Parti gelmektedir. İyi Parti listesinde yer bulan kadın sayısı 150 iken, seçilebilir yerde sadece 5 kadın adayın olduğu görülmektedir. İyi Parti’yi MHP takip etmektedir; MHP’nin listesinde 91 kadın varken, seçilebilir yere yazılan kadın sayısı sadece 2’dir. CHP listesinde 153 kadına yer vermekle birlikte, sadece 26 kadın aday CHP’den seçilebilir sıralarda yer almaktadır. (Seçilebilir yer nitelendirmesi, 2018 seçim sonuçları baz alınarak oluşturulmuştur.)

Partilerin listelerinde seçilebilir yerin hemen altında bir kadın adaya yer verdiği görülmektedir. Bu durum AKP listelerinde 15, Yeşil Sol Parti’de 13, CHP listelerinde 11, İyi Parti’de 7, MHP’de 6, TİP’de 3 ilde görülmektedir. Bu da bize, siyasi partilerin seçilebilir sırada kadın aday eksikliğinin farkında olduklarını ve mümkün olduğunca üst ama seçilmesi riskli sıralara kadınları koyduklarını ve seçilebilmek için en yoğun emeği sarfetmek durumunda kalacak adayların da kadın adaylar olacağını göstermektedir. (Seçilebilir yer nitelendirmesi, 2018 seçim sonuçları baz alınarak oluşturulmuştur.)

İllerdeki durum:

MHP’nin 40 ilde kadın adayı bulunmuyor.

AKP; Adıyaman, Amasya, Artvin, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çankırı, Çorum, Elazığ, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Isparta, Kars, Kırşehir, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Siirt, Sinop, Tokat, Yozgat, Bayburt, Kırıkkale, Bartın, Ardahan, Iğdır, Karabük ve Kilis’te yani toplam 34 ilde hiç kadın adaya yer vermedi.

İyi Parti; Afyon, Ağrı, Amasya, Artvin, Bilecik, Bitlis, Bolu, Burdur, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Niğde, Sinop, Tokat, Tunceli, Uşak, Bayburt, Şırnak, Ardahan ve Kilis’te yani toplam 22 ilde hiç kadın adaya yer vermedi.

CHP; Ardahan, Artvin, Bilecik, Bingöl, Edirne, Erzincan, Erzurum, Iğdır, Karabük, Kastamonu, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Malatya, Rize, Siirt, Sinop, Sivas, Şırnak ve Tokat’ta yani toplam 21 ilde hiç kadın adaya yer vermedi.

Millet ittifakı; Ardahan, Artvin, Bilecik, Iğdır, Kastamonu, Giresun, Gümüşhane, Sinop, Tokat, Kırşehir, Kilis, Şırnak ve Rize’de, yani toplam 13 ilde, 6 parti olarak tek bir kadın aday çıkarmamış durumdadır.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tüm illerde kadın adaylara, eşit temsile yakın oranda yer verdiği görüldü.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Sırrı Süreyya Önder: Parlamentoda Kilit Güç Olacağız

Sırrı Süreyya Önder, “Parlamento aritmetiği öyle gösteriyor ki kilit bir güç olacağız. Biz bu kilit gücü biz pazarlık unsuru olarak da yapmayacağız. Bir yaptırım aracı olarak da kullanmayacağız. Biz bunu ülkenin demokratik dönüşümü için bir payanda yapmaya hazır bir vaziyette bekleyeceğiz” dedi.

“Bu seçim çok önemli bir seçim olduğu söylenir ama bu seçim gerçekten bugüne kadar olmadık bir şekilde önemli bir seçim” diyen Önder “Özellikle Yeşil Sol Parti’nin tanıtımı, pusuladaki yeri ve bizim sandıklarda resmi gözlemci bulunduramamamızdan kaynaklı sorunlarda, sandıklara müdahil olma gibi meselelerde, yaşlılarımızı, deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın organizasyonu, o konuda belki son kez bir özveri bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yeşil Sol Parti’nin İstanbul Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, 2023 seçimleri, iktidarın ve muhalefetin izlediği politikayı, Yeşil Sol Parti’nin Kürt sorununun çözümü ve demokratik dönüşümdeki rolüne dair Mezopotamya Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı.

Memleket seçimlere gidiyor, 25 gün gibi az bir süre kaldı. Nasıl bir sürece giriliyor? 

İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler. Bugün dünyanın geldiği nokta itibariyle bugüne kadar gelinen paradigmayla bundan sonrasını yürütebilmek muktedirler açısından imkansızlaşmış durumda. Bunu bir gerçeklik olarak tespit etmemiz gerekiyor. Ancak bunu tespit ettikten sonra peki yol ne? İkinci yüzyılı nasıl yaşayacağız sorusu orta yerde hayati bir şekilde duruyor olacak. Buna da bir çözüm bazlı yaklaşma yöntemini tercih edebiliriz. İki; böyle bugüne kadar getirdiğimiz gibi gidebileceğini düşünebiliriz.

İşte bugüne kadar getirdiğimiz gibi götürebiliriz diyenlerin hem kendileri açısından ağır bir yanılgı olacak. Hadi o önemli değil, oturup onların yanılgısına yanacak halimiz yok ama ülkemiz açısından, ortak geleceğimiz açısından artık toplumsal maliyetler üretecek derdimiz de budur. Bir yüz yılı daha ıskalamamak, bu seçimde tam böyle bir kavşakta hayati bir önemdedir. Aşağı yukarı her seçimde buna benzer değerlendirmeler yapılıyor. Bu seçim çok önemli bir seçim olduğu söylenir ama bu seçim gerçekten bugüne kadar olmadık bir şekilde önemli bir seçim.

Buna birçok farklı açıdan yaklaşmak mümkün. Yani sadece önemi bir kavşakta olmamız ve burada kullanacağımız tercih meselesiyle sınırlı değil. İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler. Umutvar olmak için belki çok erken ama bunda da Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar özveriyle yürüttüğü mücadelenin ödediği bedellerin önemli bir payı var. Dolayısıyla bir başka yönüyle de bu açıdan önemli. O anlamda hepimiz sahalara indik, bunu anlatmaya, bunu yaygınlaştırmaya ve mümkün olan en olumlu sonucu almaya çalışıyoruz.

Sırrı Süreyya Önder, kendi deyimiyle bütün yaşamı siyasetle geçti. 2018’den sonra sanatla ilgilendiniz. Ancak böylesi önemli bir seçimde siz de adaysınız, seçmenle buluşuyorsunuz. Nasıl bir hava var, toplumun beklentileri neler?

Sanırım Ramazan Ayı’nın etkisi, ağır geçim koşullarının etkisi, depremin yarattığı travmayla herkes açısından alanlar biraz şuan beklediğimiz noktada değil. Coşkuyu falan kast etmiyorum. Seçim havasında değil. Sanki memlekette seçim gibi gündem yokmuş gibi bir hava var.

CHP’lisi içinde böyle, AKP’lisi içinde böyle bir hava var. Bunun sebebini dediğim gibi ağır geçim koşulları, depremin travması, bir de toplumun terörize edilmesi gibi birçok şeye bağlayabiliriz. Bir basın açıklamasında silueti görünen insanlara yıllarca ceza verilen bir dönemden bahsediyoruz. İnsanlar sabırla o oy verme gününü bekliyorlar. Fakat bayramdan sonra o klasik alışa geldiğimiz seçim havasına gireceğimizi düşünüyorum.

Vallahi kişisel tercihime kalsaydı, evet sanat benim için hep yarıda kalmış, hatta başlangıcında kalmış bir alan olarak kaldı. Yaşım da bayağı ilerledi, orada bir şey yapma arzum hep devam ediyor. Cezaevindeyken karaladığım bir şeyler var. Bu arada yazdığım bir iki senaryo var. Biraz sağlık meseleleri yordu. Bütün bunların içinde arkadaşlarımız sorumluluk almam gerektiğini söylediler.

Bir iki kaytarmaya çalıştım ama bundan fazlası kibire girer. Ben anlayış olarak genç arkadaşlara, yeni arkadaşlara alan açılması, böyle siyasetin sürgit bir etkinlik gibi sürdürülmemesinden yanayım. Zaten bıraktığım zaman da devam edebilme opsiyonum varken, başka arkadaşlarımıza alan açmak gerektiğini düşündüm. Birçok arkadaşımız da böyle düşünüyor. Bizim yapımızın en önemli özelliği bu belki.

Bakın her dönem parlamento grubumuz yepyeni kimlikler kazandırır halka. Her birinin başka bir temsiliyet gücü vardır. O anlamda en üretken yapılardan birisiyiz. Fakat bu seçim, seçimden sonra ortaya çıkacak olan tabloda belli bir deneyimi ve hafızayı gerektiren kıvamda bir şey olacak. Bu, bugünden belli. Böyle olunca arkadaşlar da ısrarla göreve çağırınca, baş üstüne dedik, geldik.

İmralı Notları’ndan biliyoruz, PKK Lideri Abdullah Öcalan size sanatınızı sürdürmenize dair öneride bulunuyor. Tamamlayamadınız sanırım…

Yok, yüzüm kara o anlamda (gülerek), çok tamamlayamadım. Bakalım. Hayatın kendisi de bir sanat, biz politikayı da bir sanat gibi, sanatı da politik olarak yapmayı bilen ve bunu gözeten insanlarız. Hele bakalım, şuan barıştan kıymetli, demokratik bir dönüşümden kıymetli pek az şey var.

Seçim havası olmasa da siyasi partiler yoğun mesai harcıyor. İktidar ise seçim kampanyasını sizin üzerinizden, partiniz HDP üzerinden yürütüyor. Siz nasıl izliyorsunuz?

Acınacak bir şey olarak görüyorum. Bu memlekette daha önce değişik platformlarda ve parlamentoda söyledim; eğer biz olmazsak, bu parlamentonun karma olarak bütün partilerden üçte biri tercih edilmezdi. Üçte birinizin Kürt’e düşmanlık etmekten başka, özgürlüklere düşmanlık etmekten başka hiçbir vasfınız yok ve küfretmekten başka.

Siz sadece bu vasfınızla alınıp buralara istihdam ediliyorsunuz. Bu memleket düşman icat etmeden, memleket yönetebilme kabiliyetini hiç zaman gösterememiş ki. Cumhuriyetin bu yüzyıllık tarihinin önemli bir bölümünde daima bir düşman algısına ihtiyaç duymuş. Bu düşmanın adı değişmiş, günün konjonktürü neyi gerektiriyorsa. Onun için miting de yapmayacaktı, hani çok değişik bir şey olacaktı.

Bizim şu an kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu.

Şimdi sabah akşam, o miting senin, bu miting benim gezmeye başladılar. Biraz çaresizliğin, biraz paniğin ürünü bunlar. Bayramdan sonra bu çaresizlik havasının daha da artacağını düşünüyorum. Bütün medya kanalları ellerinde, bekliyor haber bültenleri girdiğinde, iftar programlarını ipotek etmiş, tartışma programı başladığında bir iki açılış, maçılış, kabul benzeri şeyler yapıyorlar.

Bu memlekette iktidarların basın yayını denetledikleri, işte denetlemeye çalıştığını, bu çabaları hepimiz gördük. Cumhurbaşkanı, başbakan konuşurken ona bağlanmayı da gördük. Yeni bir şey değil bizim için. Fakat susarken beklemeyi ilk bunların zamanında gördük. Cumhurbaşkanı bağlanıyor, ezan okunuyor, bir bekleyelim diyor. Bütün canlı yayında o sessizliği çekiyor. Geri stüdyoya dönmüyor yani. Bu sadece o paniğin ve karmaşanın havası, açıkçası onlarla ilgilenmemek gerek düşüncesindeyim.

Bizim şuan kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu. Yarınından, can güvenliğinden, özgürlüğünden, temel haklarından emin olacağı bir ülkeye ihtiyacı var. Karnının doyacağı, barınmanın sorun olmayacağı, geleceksizleştirilmeyen bir topluma ihtiyacı var. Bunlar çok yakıcı talep haline gelmişken, bize de düşen bu gerçekliği ve çözüm yollarını toplumumuza anlatabilmektir.

Muhalefeti nasıl görüyorsunuz? 

Millet İttifakı ve özelinde Sayın Kılıçdaroğlu’nu kast ediyorsak, yükü ve sorumluluğu ağır. Vaktinde çok ağır CHP eleştirileri yapmış birisiyim. Tümünün de arkasındayım, tümü de o konjonktür de bir gerçekliğe işaret ediyordu, bir gerçekliğin altını çiziyordu. Ama bugün için Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu paradigmanın dışında bir cümle kurmaya çalışıyor. Bu çabayı yüksek değerde buluyorum. Ama bu sonsuz bir kredi anlamına gelmiyor. Bu krediyi verecek olan da ben değilim ayrıca.

Toplumda bu beklenti bir hayli yüksek, özellikle Kürtlerde bu çok daha yaşamsal olduğu için hem beklenti yüksek hem destek yüksek. Umuyorum ve diliyorum altında kalmadan, tekrar o kısır gelecek vaat etmeyen, nefret körüklemekten başka, nefreti yeniden yeniden üretmekten başka bir işe yaramayan o eski paradigmaya dönmez. Barışı ve özgür bir geleceği hep birlikte, bütün Türkiye halkları için ve bütün kesimleriyle geliştirmenin önünü açar. Bunun yolu çok basittir.

Demokratikleşmenin temel abecesi, yargının bağımsızlığı bir siyasi iktidarın sopa kullanılmasının önüne geçilmesi, insanların hele sosyal demokratların boynun borcu olan insanların bir sosyal devlet, barınması, temel gıdaya erişebilmesi, temiz suya erişebilmesi, temiz bir havayı soluyabilmesi, temiz bir çevrede yaşayabilmesi gibi şeyler için yükü ağır, çabaları olumlu, bekleyeceğiz, bakacağız, göreceğiz. Parlamento aritmetiği öyle gösteriyor ki kilit bir güç olacağız. Biz bu kilit gücü biz pazarlık unsuru olarak da yapmayacağız. Bir yaptırım aracı olarak da kullanmayacağız. Biz bunu ülkenin demokratik dönüşümü için bir payanda yapmaya hazır bir vaziyette bekleyeceğiz. Gerisi onların göstereceği pratiğe ve iradeye bağlı.

Kılıçdaroğlu’nun Kürtler videosunu izlediniz mi?

Şimdi artık bunun üzerinden cümle cümle, kelime kelime onu deseydi, bunu demeseydi gibi bir değerlendirmeyi faydasız buluyorum. Şuanda atılacak her adım, beyan edilecek her iradeyi kıymetli buluyorum. Fakat en önemli mesele şudur, bu mesele artık bölgesel bir mesele haline gelmişse, bunun konuşarak, müzakere edilerek çözülmesi için imkanlar sonuna kadar zorlanmalıdır. Demokratik bir dönüşümün en kestirme ve en insancıl yolu budur.

Peki bunun için ne lazım? Bunun için bu konuda her görüş kendisini herhangi bir baskı altında hissetmeden kendisini barışçıl yollarla ifade edebilmelidir. Şuan, şu konuda söylenecek 10 laftan 9’unun karşılığı, onlarca yıl hapis. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz cümle terkibi olmamalı, onu öyle kurmalıydı, bunu böyle söylemeliydi değil. Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz birinci turu nitelikli bir çoğunlukla, net bir çoğunlukla alması, ardından ülkede bu meselenin kendi koyacağı iradenin yanında, bu meselenin rahatça konuşulabileceği bir demokratik düzlem yaratması.

Bu iktidar giderse çözüme kapı aralanır mı? 

Yaşayıp göreceğiz, aralanmazsa, Kürt meselesi bugün Pervin Buldan başkanımızın dediği gibi, “Çözmeyeni çözen” bir mesele.

Kürt sorununa gelmişken, İmralı, Kandil, Meclis üzerinden muhatap tartışması yürütülüyor. Siz 2013 ile 2015 yılları arasında Kürt sorununda demokratik çözümün tarihi dönüm noktası olan bir sürecin aktörlerinden birisiniz. Muhatap kim, nasıl çözülür bu sorun? 

Bütün paydaşlarını içermeyen ve bütün boyutlarıyla ele alınmayan hiçbir planın yürüme şansı yoktur. Ama dediğim gibi bütün bunlar için önce memlekette demokratik bir düzlemin oluşması gerekiyor. Bu olmadan, bunun bir sonraki aşamalarını konuşmanın hiçbir faydası yok.

Peki nasıl bir süreç bekliyorsunuz? 

Çözüm sürecinin bir döneminde umudumuz çok yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum. Valla bizim kişisel olarak şeylerimizi konuşmak ayıp. Bu kadar yoldaşımız, arkadaşımız çok ağır bedeller ödediler, ödemeye devam edenler var, hayatını kaybedenler oldu. O anlamda biz kişisel olanı, bu kısımdan çıkarıp, şuraya taşımak gerekiyor. 21’inci yüzyılın paradigmasında bu işi daha üst bir kavramsallaştırmayla biraz mevcut kavram haritamızla mesele tıkandı ve ilerleyemiyor.

Bu algoritmanın dışında bir mimari yapabilir miyiz? Bunun koşullarını araştırmak… Bunu hep düşünüyorum zaten. İki, süreçte bizden kaynaklı, sürecin kendi konjonktüründen kaynaklı ve muhataplarımızdan kaynaklı sıkıntılar nelerdi, biz acaba bunda daha farklı, daha yaratıcı bir şey yapabilir miydik? Hata bizde miydi, ne kadarı bizdeydi? Karşıda mıydı, değil miydi? Kasıtlı mıydı, değil miydi? Sürekli böyle bunların muhasebesini yapmakla ve o hafızayı tekrar hatırlamakla meşgulüm.

Son olarak da dünya deneyimlerine tekrar bir göz atmakla meşgulüm. Artık bu inovasyon çağında sanki başka bir yol ve yordam yanına eklemlenebilir. Yani bir ulusun, bir halkın kendi ulusal demokratik kimliğini ötekileştirmeden, yok saymadan ifade edebilmesi boyutu baki kalmak üzere, bize düşen başka birtakım düzlemler yaratabilmek, onun için biraz böyle tefekkür halindeyiz. Bakalım.

Önümüzdeki dönem açısından umutlu musunuz? 

Evet, çözüm sürecinin bir döneminde çok umudumuz yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum.

O dönem 7 Haziran sürecini getirdi. Bugünkü havayı 7 Haziran’a benzetenler var, siz bir benzetme yapıyor musunuz? 

Bir şeye benzetmemeyi tercih ediyorum. Çünkü bu tür analojiler sıkıntı doğuruyor. Dar bir alana hapsediyor. Her süreç kendi özgünlüğünü taşır. Biriciktir. Bundan sonrası da öyle olmak zorundadır. En azından biz kendimizi bu benzetmelerden beri tutmak zorundayız. O benzetilen dönemlerdeki yaşananları yok sayma anlamına gelmiyor. Oradaki benzerlikler, ortaklıklar yada aykırılıkları hep hatırda tutmak ama hiçbir dönemi başkaca hiçbir dönemin kendisi gibi ele almamak gerektiğini düşünüyorum.

HDP son seçim olan 2019 yerel seçimlerinde “kazanma ve kaybettirme” stratejisiyle hem kayyım atanan belediyeleri geri aldı, hem de büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirdi. Bu dönem için aynı stratejisi sonuç alır mı? 

Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz.

Bu dönemin kazanma ve kaybettirme aralığının dışında bir karakteri var. O noktadan daha ilerideyiz. Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız. Muhalefet yada iktidar bu konumumuzu istediği kadar tahfif etsin. Başka türlü anlamlandırsın yada adlandırsın önemli değil. Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız.

Bizdeki birikim ve deneyim, bizdeki politik perspektifin dışında süreci karşılayacak bir siyasal pratik yok. Ne sağda ne solda. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz. Biz demokratik bir cumhuriyete dönüştüreceğiz. Bundan da diktatörler hariç kimsenin korkmasına gerek yok. Hatta onların da korkmasına gerek yok, çünkü evrensel ve genel bir hukuk içerisinde sorumlulukları tartışılacak. Onun için biz kazanma-kaybettirme aralığından çıkmış bir durumdayız şuanda.

Seçime 25 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Seçmene bir çağrınız var mı? 

Şimdi epeyce seçim yaşadım, birçoğunda adaydım, birçoğunun da temel mutfağında çalıştım. Neredeyse 4-5 ayrı bölgede ve ülke genelinde. Açıkçası halklarımıza çağrı yaparken bir parça mahcubuz. Onlar her çağrımızın hakkını verdiler, biz zaman zaman yetemedik onların ortaya koyduğu iradeyi daha da güçlendirmeye.

Ama bu dönem özellikle Yeşil Sol Parti’nin tanıtımı, pusuladaki yeri ve bizim sandıklarda resmi gözlemci bulunduramamamızdan kaynaklı sorunlarda, sandıklara müdahil olma gibi meselelerde, yaşlılarımızı, deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın organizasyonu, o konuda belki son kez bir özveri bekliyoruz. Özellikle bayramdan sonra hep beraber mobilize olacağız. Şuan benim evimde yapıyoruz, sabah çıktık, bu saate geldik, röportajı da ancak bu saate bırakabildik.

Önümüzde yaklaşık bir ay var, gece demeden, gündüz demeden çalışırsak, bu çabaların sonucunu en net alabileceğimiz bir seçim olacak. Bu başka bir siyasal parti seçmeni için yaşamsal önemde olunduğunun farkında olmayabilir. Herkes için yaşamsal ama bunu en iyi biz biliyoruz, bu seçim ortaya çıkacak sonucun yaşamsal öneme haiz olduğunu. Onları saygıyla selamlıyorum, hep birlikte başarı dileklerimiz gönderiyorum ve başarı sözü veriyorum. Şimdiden iyi bayramlar dileğimi de eklemiş olayım.

Paylaşın

BBP, Milletvekili Aday Listesini Yüksek Seçim Kurulu’na Sundu

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Cumhur İttifakı ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP), milletvekili aday listesini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu.

Haber Merkezi / Seçime kendi adaylarıyla gireceğini açıklayan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İstanbul 1. Bölge’de ilk sıradan milletvekili adayı oldu.

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Sultan Selim Şimşek İstanbul’dan, eski Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı Erzurum’dan, Tunceli Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ Tunceli’den, eski Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp de Sivas’tan aday gösterildi.

“26 parti aday listelerini teslim etti”

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim etmeleri için belirlenen yasal süre 17.00’de sona erdi.

YSK Başkanı Ahmet Yener, Ankara’da yaptığı açıklamada toplam 26 partinin aday listelerini sunduklarını kaydetti.

Yener, listelerde 11 Nisan Salı gününe kadar inceleme yapılacağını ve başvuruda eksiklik varsa tamamlamaları için partilere bildirileceğini söyledi.

YSK 19 Nisan’da kesin aday listesini ilan edecek.

YSK Başkanı Ahmet Yener özetle şunları söyledi: Dün gerçekleştirdiğimiz kura töreninden sonra bugün saat 17.00 itibarıyla siyasi partilerimizin aday listelerini verme süreci tamamlanmıştır.

Bugün itibarıyla listelerini Adalet Birlik Partisi, Adalet Partisi, AK Parti, Ana Vatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Genç Parti, Güç Birliği Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluşu Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Milli Yol Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve Zafer Partisi saat 17.00 itibarıyla listelerini kurulumuza teslim etmişlerdir.

Kurulumuz saat 17.00 itibarıyla milletvekili seçimi kanunu 13, 14, 15 ve 16. Maddelerinde belirtilen koşulları siyasi partilerimizin yerine getirip getirmediğini 11 Nisan’a kadar inceleyecek ve varsa eksiklikleri ilgili siyasi partilere tamamlamaları için bildirilecektir. Bu sürecin demokrasimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyoruz.

Paylaşın