Mahsa Amini Eylemlerine Destek Veren İranlı Rapçiye İdam Cezası

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolara şarkılarıyla destek veren Toomaj Salehi,  idam cezasına çarptırıldı.

Haber Merkezi / Konuya ilişkin İran makamlarında henüz bir açıklama yapılmazken, Toomaj Salehi’nin avukatlarından Amir Raesian, şarkıcının idam cezasını temyize götüreceğini belirtti.

Toomaj Salehi ilk olarak Ekim 2022’de protestolara kamu önünde destek veren açıklamalarından sonra gözaltına alınmış ve birçok suçla itham edilmişti.

Salehi, gözaltına alınmasından sadece birkaç gün önce CBC News adlı haber kanalıyla yaptığı bir röportajda düzeni eleştiren videolar yayımlamanın “zor olduğunu ve kendisini rejim güçleri için bir hedef haline getirdiğini” söylemişti.

Röportaj sırasında Salehi, İranlıların “korkunç bir yerde yaşadığını” ve “gücüne, parasına ve silahlarına tutunmak için tüm ülkeyi öldürmeye hazır olan bir mafya ile baş etmeye çalıştığını” belirtmişti.

2022’deki eylemlerden önce de Salehi, muhalif bir isimdi ve konser vermesi yasaktı. Bunun yerine, şarkılarını sosyal medyadan paylaşıyordu.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete giden 22 yaşındaki Jîna Mahsa Amini, erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlâk polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

İran devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Amini’nin akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadığını açıkladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak, görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti ise konuyla ilgili açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Amini’nin ahlâk polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurmuştu.

Amini’nin gözaltında hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve kent kent yayılan  protestolar kısa süre içerisinde ülkenin her yerine yayılmıştı. Aylar süren protestolarda 71’i çocuk en az 600 kişi İran polisi tarafından öldürülmüş, onlarca kişi idam edilmiş, en az 20 bin kişi gözaltına alınmıştı.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Paylaşın

Mahsa Amini’nin Ölüm Yıl Dönümü: İran Yönetiminden Halka Tehdit

Gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümünün birinci yıldönümü yaklaşırken, İran yönetimi, yeni protestolara karşı halkı uyardı. İran Cumhurbaşkanı Reisi, “ülkede istikrarsızlık yaratmak isteyenlerin başına ne geleceğini biliyoruz” dedi.

Yargı erkinin başkan yardımcısı Sadık Rahimi de, güvenlik güçlerinin olası gösterilere karşı dikkatli olacağını belirterek, “İstihbarat ve güvenlik teşkilatları tüm hareketleri izliyor ve önümüzdeki günlerde sokağa çıkıp sorun yaratmak isteyenlerin tespit edilip adli makamlara teslim edilecek” ifadesini kullandı.

Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki Kürt kadının şeriat kurallarına uygun giyinmediği gerekçesiyle 16 Eylül’de “ahlak polisi” tarafından gözaltına alınıp, sorgusunda hayatını kaybetmesi sonrası patlak veren ve İran rejimi karşıtı gösterilere dönüşen eylemlere milyonlarca kişi katıldı.

İran yönetimi, karakolda gözaltında yaşamını yitiren İranlı Mahsa Amini’nin ölüm yıl dönümü yaklaşırken, yeni protestolara karşı halkı uyardı. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, herhangi bir “istikrarsızlık” belirtisine tolerans gösterilmeyeceği uyarısında bulunuldu.

Mahsa Amini’nin ölümünün ardından çıkan olaylara atıfta bulunan Reisi, “Amini’yi bahane edip yabancı ülke ajanlığı yapmak, ülkede istikrarsızlık yaratmak isteyenlerin başına ne geleceğini biliyoruz.” dedi.

Yargı erkinin başkan yardımcısı Sadık Rahimi son yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin olası gösterilere karşı dikkatli olacağını belirterek, “İstihbarat ve güvenlik teşkilatları tüm hareketleri izliyor ve önümüzdeki günlerde sokağa çıkıp sorun yaratmak isteyenlerin tespit edilip adli makamlara teslim edilecek” ifadesini kullandı.

İran yönetimi, geçen hafta en az beş sosyal medya hesabını kapatırken bu hesaplarla ilgisi bulunan altı kişiyi, yıl dönümü dolayısıyla halkı isyana teşvik suçlamasıyla tutukladı.

Bu arada Amini’nin ölümünün birinci yıldönümü yaklaşırken, İranlı yetkililerin ülke geneline yayılan eylemlerde yaşamını yitirenlerin aile üyelerini yakın takibe aldığı ve bunlardan bazılarını tutukladığı gelen haberler arasında.

Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki Kürt kadının şeriat kurallarına uygun giyinmediği gerekçesiyle 16 Eylül’de “ahlak polisi” tarafından gözaltına alınıp, sorgusunda hayatını kaybetmesi sonrası patlak veren ve İran rejimi karşıtı gösterilere dönüşen eylemlere milyonlarca kişi katıldı.

Olaylar sırasında İran güvenlik güçlerinin açtığı ateşte 500’ün üzerinde insan yaşamını yitirdi. Üniversitelerin büyük ölçüde ev sahipliği yaptığı bu gösteriler, İran İslam Cumhuriyeti tarihinde yönetime karşı en şiddetli başkaldırı olarak tarihe geçti.

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Amini’nin ölümü sonrası düzenlenen gösterilere yönelik müdahaledeki rolleri nedeniyle İranlı 18 kişi ve 19 kuruluşa yaptırım uygulama kararı aldı. Bu son yaptırımlarla birlikte AB’nin kısıtlayıcı tedbir uyguladığı İranlı kişi sayısı 164, kuruluş sayısı 31’e çıktı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: 3 Kişi Daha İdam Edildi

Mahsa Amini’nin ölümüyle başlayan protestolarla bağlantılı olduğu öne sürülen üç kişi daha idam edildi. İdam edilen 3 kişinin ülkede ‘terör örgütü’ kabul edilen Halkın Mücahitleri Örgütü ile bağlantılı oldukları iddia edildi.

Haber Merkezi / Salih Mirhaşimi, Mecid Kazımi ve Said Yakubi; “devlete karşı savaş açtıkları” iddiasıyla yargılandıkları davada Ocak ayında suçlu bulunmuşlardı. Yargıtay, karara yapılan itirazı reddetmiş ve 10 Mayıs’ta mahkumiyet kararlarını onamıştı.

Salih Mirhaşimi, Mecid Kazımi ve Said Yakubi’nin, İran’da “terör örgütü” kabul edilen Halkın Mücahitleri ile bağlantılı oldukları öne sürülmüştü.

Londra merkezli insan hakları kuruluşu Amnesty International’a (Uluslararası Af Örgütü) göre ise 3 ismin yargı süreci hızlandırıldı ve bu kişiler işkenceyle itirafa zorlandı. İran ise bu yöndeki suçlamaları reddediyor.

İran Ceza Kanunu’na göre, “bozgunculuk” ve “devlete karşı savaş açmak” gibi suçlarla itham edilenler ölüm cezası istemiyle yargılanıyor ve genellikle bu kişilerin haklarında idam kararları veriliyor.

Aralarında Uluslararası Af Örgütü’nün de bulunduğu insan hakları örgütlerinin verilerine göre İran, infaz edilen idam cezalarında Çin’in ardından dünyada ikinci sırada yer alıyor.

İnsan hakları örgütleri 2022’deki infaz sayısının bir önceki yıla göre yüzde 75 oranında arttığına işaret ederek bu yıl da şimdiye kadar 220 kişinin idam edildiğini bildirmişti.

Norveç ve Fransa merkezli iki insan hakları örgütü; “Iran Human Rights” ve “Together Against the Death Penalty”, Nisan ayında kamuoyuyla paylaştıkları ortak raporda, geçen yıl İran’da en az 582 kişinin idam edildiğini, bunun 2015 yılından bu yana kaydedilen en yüksek rakam olduğunu açıklamıştı. 2021’de idam sayısı 333 olarak kaydedilmişti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk de bu ayın başında yaptığı açıklamada, İran’da infazların ulaştığı boyutu “korkunç” diye nitelendirmiş, ülkede haftada ortalama 10 kişinin idam edildiğine işaret etmişti.

Mahsa Amini Protestoları

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete giden 22 yaşındaki Mahsa Amini, erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlâk polisince gözaltına alınmıştı.

Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

İran devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Amini’nin akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadığını açıkladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak, görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti ise konuyla ilgili açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Amini’nin ahlâk polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Paylaşın

İran’da Beş Genç Kız Başörtüsü Takmadan Dans Ettikleri İçin Tutuklandı

İran’da Nijeryalı rapçı Rema’nın şarkısı ‘Calm Down’ (Sakin ol) ‘eşliğinde başkent Tahran’ın yerleşim bölgesi Ekbatan’daki yüksek binaların yakınında dans eden 5 genç kız tutuklandı. Görüntüler özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yoğun bir şekilde izlendi.

Haber Merkezi / Kızların tutuklanma haberinin ardından sosyal medya hesabından dayanışma mesajı yayımlayan rapçı Rema, “Daha iyi bir dünya için savaşan tüm güzel kadınlara, sizden ilham alıyorum, sizin için şarkı söylüyorum ve sizinle hayal kuruyorum.” dedi.

Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki Kürt kadının 16 Eylül’de “ahlak polisi” sorgusunda hayatını kaybetmesi sonrası patlak veren ve İran rejimi karşıtı gösterilere dönüşen eylemlere milyonlarca kişi katılmış, olaylar sırasında İran güvenlik güçlerinin açtığı ateşte 500’ün üzerinde insan yaşamını yitirmişti.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: İran’da Muhalefet Birlik Arayışında

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan kitlesel protestolar İran muhalefetinde de birlik arayışlarını artırdı. 

İran’da 17 Eylül 2022’den bu yana toplam bin 255 protesto gösterisi düzenlendi. Protesto gösterilerinde 600’ye yakın kişi hayatını kaybetti. Protestolar sırasında 68 “rejim kuvveti” mensubu da yaşamını yitirdi.

Protestolarla bağlantılı olarak 20 bine yakın kişi gözaltına alındı.

İran rejimine adeta kafa tutan protestolar fazlasıyla bölünmüş ve derin anlaşmazlıklar yaşayan İran muhalefetinde rejimin devrilmesi yönündeki umutları ve bu yönde atılması beklenen adımlar konusunda üzerlerindeki baskıyı artırdı.

Her ne kadar protestoların başlamasından 5 ay sonra gösteriler azalmış da olsa, muhalefet destekçileri yeni bir protesto dalgasının başlamasının an meselesi olduğu kanısında.

Hapisten yeni çıkan avukat Nasrin Sotoudeh geçen hafta CNN’e verdiği demeçte, “Protestolar biraz azaldı ama bu insanların artık öfkeli olmadığı anlamına gelmiyor. Onlar hala rejim değişikliği istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Sürgündeki muhalefetten bu yönde ilk adımsa Washington’daki George Town Üniversitesi’nde başlatılan konferans ile atıldı. İran muhalefetinin önde gelen isimlerini bir araya getirmeyi amaçlayan etkinlikte Amerika Birleşik Devletleri’nde kampanya yürüten Masih Alinejad, İran’ın 2020’de bir Ukrayna uçağını düşürmesi nedeniyle mağdur olan aileleri temsil eden Hamed Esmaeilion ve devrilen Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi vardı.

Konferansa video mesajla katılan Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Ebadi, “Şimdi iç çekişme zamanı değil. Rejim 44 yıldır birlik olmadığımız için ayakta duruyor” dedi.

“Rekabeti bir kenara bırakıyoruz”

Etkinlikte söz alan önemli muhalif isimlerden Pehlevi ise monarşinin geri gelmesini değil İran tarihindeki ilk laik demokratik sistemin kurulmasında rol oynamak istediğini vurguladı.

“Bugün birbirimizle rekabeti bir kenara bırakıyoruz, bu hareketin liderliğinin kontrolünü ele geçirmeye çalışmıyoruz” diyen Pehlevi, bir tüzük hazırlandığını ve bir geçiş konseyinin ardından serbest seçimlerin yapılmasını istediklerini ifade etti.

Pehlevi’nin yeni muhalif oluşumun başına geçme olasılığı muhalifler arasında tam bir konsensus oluşturmasa da protesto hareketi üzerine çalışan araştırmacı Arash Azizi Pehlevi hakkında, “Bugün muhalefetin en tanınmış figürü olduğu ve ülke içinde ve dışında en görünür ve örgütlü desteği çektiği tartışılmaz” dedi.

Bununla birlikte muhalefetin başarısında koalisyonda tüm grupların temsili en kritik nokta olarak öne çıkıyor. Oysa yeni oluşum örneğin, İran içinde bir destekçi ağına sahip olduğunu ileri süren monarşi karşıtı İran Halkın Mücahitleri Örgütü (MEK) ile arasına mesafe koymuş durumda.

Birlik ve beraberliğin gerekliliğini vurgulayan aktör ve aktivist Nazanin Boniadi, “Birleşmemiz için tek bir itici güç varsa, o da çok bölünmüş olduğumuz ve demokrasi için birlikte çalışamayacağımız fikrini çürütmektir” diyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Başörtüsüz Yarışmaya Katılan İranlı Satranççı Hakkında Tutuklama Emri

Kazakistan’ın Almatı kentinde Uluslararası Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından aralıkta düzenlenen Dünya Hızlı ve Yıldırım Satranç Şampiyonası’na başörtüsüz katılmasıyla gündem olan satranç oyuncusu Sara Hadım, İran yönetiminin kendisi hakkında tutuklama emri çıkarttığını söyledi.

Sara Hadım, turnuvanın ardından İran’a dönmeyip eşi Ardeşir Ahmedi ve 1 yaşındaki oğlu Sam’le altın vize hizmetinden yararlanarak İspanya’ya yerleşmişti. Altın vize kurallarına göre ülkede yaklaşık 500 bin euro değerinde gayrimenkul satın alanlara oturma izni veriliyor.

Uluslararası yarışmaya başörtüsüz katılarak gündem olan İranlı kadın satranç oyuncusu Sara Hadım, Birleşik Krallık’ın (BK) kamu yayımcısı BBC’ye konuştu. 25 yaşındaki satranççı, İran yönetiminin 25 Ocak’ta kendisi hakkında tutuklama emri çıkarttığını söyledi.

Hadım bunun, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in kendisini davet ettiği güne denk geldiğini de belirtti.

Sporcu, Kazakistan’ın Almatı kentinde Uluslararası Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından aralıkta düzenlenen Dünya Hızlı ve Yıldırım Satranç Şampiyonası’na başörtüsüz katılmasıyla gündem olmuştu.

Hadım, turnuvanın ardından İran’a dönmeyip eşi Ardeşir Ahmedi ve 1 yaşındaki oğlu Sam’le altın vize hizmetinden yararlanarak İspanya’ya yerleşmişti. Altın vize kurallarına göre ülkede yaklaşık 500 bin euro değerinde gayrimenkul satın alanlara oturma izni veriliyor.

Satranççı, söyleşisinde Sanchez’le görüştüğü ve kararı öğrendiği günle ilgili şunları söyledi:

Tam da o gün ülkemde benim tutuklanmam için emir çıkarıldı. Dolayısıyla karışık duygular içindeydim. Bu ülkede takdir edildim. Fakat kendi ülkemde, birçok başarı kazandığım yerde, benim için tutuklama emri verildi.

İran’daki ailesini özlediğini ama yaptıklarından pişmanlık duymadığını belirten Hadım, “Ben hâlâ İran’ı temsil ediyorum, İranlıyım ve halk da beni öyle görüyor” dedi.

Genç satranç oyuncusunun müsabakaya başörtüsüz çıkması, İran’ı ayağa kaldıran Mahsa Amini protestolarıyla ilişkilendirilmişti.

Aslında doğrudan protestolara katılmak istediğini ama oğlunu düşündüğü için eylemlere başka şekilde destek olmaya karar verdiğini söyleyen Hadım, aktivist olmadığını yineleyerek, şöyle konuştu:

Ben aktivist değilim. Bu kadar çok şeyi riske atan kişiler için bir mesajım da yok. Sokaklardaki protestolara katılanlar bana ve daha birçok kişiye ilham veriyor.

Sporcu, BK’nin önde gelen gazetelerinden Telegraph’a geçen ay verdiği söyleşide de benzer tutum sergilemiş, “Ben satranç oyuncusuyum. Politik figür değilim” ifadelerini kullanmıştı.

Satranççı, söz konusu söyleşide müsabakaya başörtüsüz katıldığı için özür dileyerek olaydan ötürü Batı’yı suçladığı bir video çekmesini İranlı yetkililerin kendisinden istediğini de öne sürmüştü.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

İran’da On Binlerce Tutuklu Ve Hükümlü İçin Af

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolarla bağlantılı olanlar dahil on binlerce tutuklu ve hükümlü için af ve ceza indirimi kararı alındı.

Aftan faydalanacak kişi sayısı yargı makamlarının yapacağı değerlendirme sonrası netleşecek.

İran’nin resmi haber ajansı IRNA’ya göre, İran dini lideri Ali Hamaney, Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsin Ejei’inin devrimin 44. yıl dönümü dolayısıyla af ve ceza indirimi çıkarılmasına ilişkin teklifini kabul etti.

Hamaney’in kabul ettiği af teklifi uyarınca, sonuncusu 22 Şubat 2019’da olmak üzere daha önce çıkarılan geniş çaplı aflardan farklı olarak ilk defa yargılama aşamasındaki sanıklar da af ve ceza indiriminden faydalanacak.

Mahsa Amini gösterileri nedeniyle yargılanan ya da hüküm giyenlerin de faydalanacağı af kapsamında, çeşitli suçlardan mahkum olan on binlerce kişi yattıkları cezalar göz önünde bulundurularak serbest bırakılacak ya da cezalarında indirime gidilecek.

Hamaney aleyhine slogan atan, yazı yazan veya sosyal medyada bu tür paylaşımlarda bulunanlar da af kapsamına girecek.

Söz konusu aftan, “yabancılar için casusluk, yabancı istihbarat servisleriyle doğrudan temasta bulunma, muharebe suçu işleme, kasten adam öldürme veya yaralama, askeri veya kamu tesislerini tahrip ve kundaklama, yıkıcı gruplara mensubiyet” gibi suçlardan hüküm giyenler ile ikiden fazla sabıka kaydı bulunanlar faydalanamayacak.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

İran’da “Tesettürü” Kameralarla Kontrol Etme Hazırlığı

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolar sonrası ahlak polisini lağveden hükümetin, kadınların tesettürünü kameralarla kontrol etmeye hazırlandığı bildirildi.

Muhalif çevreler, ahlak polisinin lağvedilmesi sonrası, bunun göstermelik bir adım olduğunu, rejimin kontroller için başka yollara başvuracağı yönündeki endişelerini dile getirmişti.

Ahlak polisi devriyelerinin kaldırılması sonrasında özellikle metropollerde başörtüsü takan kadınların sayısı büyük ölçüde azalmıştı.

Reformculara yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesinin haberine göre, meclis adalet komisyonu, trafik kontrolü için kullanılan kameraların kamusal alanda da devreye sokulmasını ve tesettür kontrolü için devreye sokulmasını planlıyor.

Haberde, kurallara uygun örtünmeyen kadınların ilk etapta cep telefonlarına gönderilecek kısa mesajlarla uyarılmasının planlandığı, ihlallerin devamı durumunda ceza uygulanacağı kaydedildi.

22 yaşındaki Mahsa Amini’nin yeterince örtünmediği gerekçesiyle Eylül ayında ahlâk polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi, ülke çapında aylar süren protestolara yol açmış, İran hükümeti Aralık ayında ahlak polisi devriyelerini sona erdirmişti.

İtimad gazetesi, Ocak ayı başında da tesettür kurallarına yönelik ihlaller için yeni cezalar üzerinde çalışıldığını, bunların arasında “belirli saatlerde sosyal işlerde çalışma zorunluluğu”, “terbiye edindirme kursları”, yurt dışına çıkış yasağı, istihdam kısıtlamaları ve para cezaları gibi önlemler üzerinde durulduğunu bildirmişti.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Nobel Barış Ödülü Şirin Ebadi: İran’da Rejim Çökecek

İranlı Nobel Barış Ödülü sahibi insan hakları savunucusu Şirin Ebadi, ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestoları “geri dönüşü olmayan bir devrimci süreci” olarak nitelendirdi ve ekledi: Rejim çökecek.

İranlı insan hakları savunucusu Şirin Ebadi, 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Jîna Amini’nin polis gözaltısında ölümünün “rejimin çöküşüne yol açacak, geri dönüşü olmayan bir devrimci süreci” tetiklediğini söyledi.

İnsan hakları alanındaki faaliyetlerinden ötürü 2003 yılında Nobel Barış Ödülü’nü kazanan ve 2009’dan bu yana Londra’da sürgünde yaşayan Ebadi, “Devrim süreci, nihai hedefine ulaşıncaya kadar durmayacak bir tren gibi” ifadesini kullandı.

Euronews’in Reuters’tan aktadığına göre Ebadi, devletin ölümcül şiddet kullanmasının sıradan İranlıların din adamlarına karşı duyduğu öfkeyi daha da derinleştireceğini zira taleplerinin giderilmediğini söyledi.

Ebadi, “Protestolar farklı bir şekil aldı ama sona ermedi” değerlendirmesinde bulundu.

‘Batı, Tahran’daki büyükelçilerini geri çekmeli’

Mevcut yönetimin “iktidardan uzaklaştırılması” için Batı’nın Tahran’daki büyükelçilerini geri çekerek İran’la siyasi bağlarını azaltmak gibi “pratik adımlar” atması gerektiğini belirten yazar, avukat ve hak savunucusu Ebadi, ilaveten nükleer anlaşma dahil yönetimle herhangi bir anlaşmaya varmaktan kaçınılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ülkede 1979’da gerçekleştirilen İslam Devrimi’nden bu yana ülkeyi yöneten din adamlarını sert bir dille eleştiren Ebadi, hükümet karşıtı gösterilerin en güçlü ve açık sözlü destekçilerinden biri olarak öne çıktı.

Ayrıca Ebadi, “Mevcut protesto dalgasının müesses nizamın meşruiyetine karşı şimdiye kadarki en cesur meydan okuma olduğuna inandığını” dile getirdi.

Paylaşın

AB’den İran’a Yeni “Mahsa Amini” Yaptırımları

Mahsa Amini’nin ölümü sonrası düzenlenen gösterilere yönelik müdahaledeki rolleri nedeniyle Avrupa Birliği’nden (AB) İranlı 18 kişi ve 19 kuruluşa yaptırım uygulama kararı geldi. Son yaptırımlarla birlikte AB’nin kısıtlayıcı tedbir uyguladığı İranlı kişi sayısı 164, kuruluş sayısı 31’e çıktı.

Yaptırım uygulanacak kişiler arasında İran Gençlik ve Spor Bakanı Seyid Hamid Hazaveh Seccadi, bazı milletvekilleri, bazı illerin valileri, devlet medyasının çalışanları ile İran Devrim Muhafızları Ordusunun bazı üst düzey yetkilileri bulunuyor.

Listede İran Devrim Muhafızları Ordusunun ülkenin bazı bölgelerindeki birimleriyle İran Özel Polis Kuvvetleri ve güvenlik hizmeti veren bazı şirketler de yer alıyor.

Yaptırımlar AB’ye seyahat yasağı, varlıkların dondurulması ve bu kişi ve kuruluşlara fon sağlanmasının yasaklanmasından oluşuyor. Ayrıca halka baskı aracı olarak kullanılabilecek bazı malzemelerin ve takip cihazlarının da İran’a satışı yasaklanıyor.

Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki Kürt kadının 16 Eylül’de “ahlak polisi” sorgusunda hayatını kaybetmesi sonrası patlak veren ve İran rejimi karşıtı gösterilere dönüşen eylemlere milyonlarca kişi katıldı. Olaylar sırasında İran güvenlik güçlerinin açtığı ateşte 500’ün üzerinde insan yaşamını yitirdi.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın