UNICEF’den Lübnan İçin “Kayıp Nesil” Uyarısı

Lübnan’da İsrail saldırılarında 2 bin 300’den fazla kişi hayatını kaybederken, UNICEF’den 400 binden fazla çocuğun yerinden edildiği Lübnan için “kayıp nesil” uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF), İsrail’in saldırıları dolayısıyla Lübnan’da son üç haftada 400 binden fazla çocuğun yerinden edildiğini belirterek, “kayıp nesil” uyarısında bulundu.

UNICEF’in insani yardım faaliyetlerinden sorumlu genel müdür yardımcısı Ted Chaiban, yerinden edilmiş aileleri barındırmak üzere barınaklara dönüştürülen okulları ziyaret etti.

Chaiban Beyrut’ta Associated Press haber ajansına verdiği demeçte, “Beni etkileyen şey, üç haftadır süren bu savaşta bu kadar çok çocuğun etkilenmiş olması” dedi.

UNICEF yetkilisi, yerlerinden edilmiş çocukların eğitimden mahrum kaldığını ve ortada kayıp bir nesil riski olduğunu belirtti.

Lübnan’daki bazı özel okullar hala faaliyette olsa da, Filistinli ve Suriyeli mülteci çocukların da gittiği okullar da dahil, devlet okulları savaştan olumsuz etkilendi. Chaiban, “Endişelendiğim şey, yüz binlerce Lübnanlı, Suriyeli ve Filistinli çocuğun eğitimden mahrum kalma riski altında olması” dedi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre ülkede 2 bin 300’den fazla kişi İsrail saldırılarında hayatını kaybetti ve bunların yaklaşık yüzde 75’i geçtiğimiz ay içinde gerçekleşti. Chaiban, son üç haftada 100’den fazla çocuğun öldüğünü ve 800’den fazlasının da yaralandığını söyledi.

Chaiban yerlerinden edilenlerin üç ya da dört aile birlikte plastik bir örtü ile ayrılmış bir sınıfta yaşayabildiği ve bin kişinin 12 tuvaleti paylaşabildiği aşırı kalabalık barınaklarda kaldığını kaydetti.

Yerlerinden edilmiş pek çok aile yol kenarlarına ya da halk plajlarına çadır kuruyor.

Chaiban, yerinden edilen çocukların çoğunun, bombardımana veya silah seslerine maruz kaldığını ve herhangi bir yüksek sesten korktuklarını söyledi. UNICEF yetkilisi, “Bir de tahliye emirleri üzerine tahliye emirleri var. Daha işin başındayız ve şimdiden derin bir etki yaratmış durumdayız” dedi.

Lübnan’daki çatışmalar nedeniyle 100’den fazla sağlık tesisi hizmet dışı kalırken, 12 hastane de ya hiç çalışmıyor ya da kısmen çalışıyor.

Su altyapısı da saldırılardan olumsuz etkilendi. Chaiban, son üç hafta içinde yaklaşık 350 bin kişiye su sağlayan 26 su istasyonunun hasar gördüğünü söyledi. UNICEF bu istasyonların onarımı için yerel yetkililerle birlikte çalışıyor.

Chaiban sivil altyapının korunması çağrısında bulunarak, çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğinin farkına varılması gerektiğini söyledi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Lübnan İnsani Krizle Karşı Karşıya

Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizen BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü  İmran Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi.

Birleşmiş Milletler Lübnan Özel Koordinatörü (UNSCOL) Jeanine Hennis – Plasschaert ve BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü İmran Rıza, Beyrut’tan video konferans yöntemiyle gazetecilere açıklama yaptı. Hennis – Plasschaert, Lübnan’ın korkunç boyutlarda bir ihtilaf ve insani krizle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.

Acımasız bombardımanın Lübnan’da günlük hayatın parçası haline geldiğine işaret eden Hennis – Plasschaert, 2 binden fazla kişinin öldürüldüğünü ve binlerce kişinin yerinden edildiğini söyledi. Hennis – Plasschaert, 7 Ekim’in İsrail’in “tehdit algısını tamamen değiştirdiğini” açıkça gösterdiğini belirterek, “Ancak şu da açık ki ölüm ve yıkımın sürmesi güvenliği beraberinde getirmez” değerlendirmesinde bulundu.

Bu yolla kısa vadeli taktiksel kazanımlar ele etmenin mümkün olabileceğini söyleyen Hennis – Plasschaert, uzun vadeli stratejik hedeflerin ise zarar göreceğine işaret etti. Netanyahu’nun “Lübnan halkına çektiği videodaki” ifadelerinin nasıl karşılandığına ilişkin ise Hennis – Plasschaert, “Tahmin edersiniz ki memnuniyetle karşılanmadı. Birçok insan tehdit olarak algıdı, endişe ve kaygıya neden oldu” dedi.

Hennis – Plasschaert, İsrail’in BM’nin ateşkes çağrısına uyup uymayacağına ilişkin ise bunun gerekli ancak kolay olmadığını dile getirdi. Gazze’den edinilen dersler konusunda bir soruya Hennis – Plasschaert, “BM Sekretaryasının günün sonunda yapabilecekleri kısıtlı. Tüm sistemin çalışır olması gerekiyor. Gazze’de çok fazla fırsat kaçırıldığını görmek zor değil” yanıtını verdi.

“Savaşların bile kuralları vardır”

BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü Rıza da Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizdi. Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi. Rıza, daha fazla insani yardımla durumun düzelmeyeceğine, temelde uluslararası insancıl hukuka uyulmasının kilit öneme sahip olduğuna dikkati çekti.

Diplomatik bir sürecin ateşkese gitmesi gerektiğini belirten Rıza, “Aksi halde, acı sadece derinleşir ve yayılır. Uluslararası toplum daha fazla acıyı engellemek için acilen harekete geçmeli” uyarısında bulundu. Rıza, Lübnan halkının Gazze’deki duruma bakarak korku ve travma yaşadığını dile getirerek, bunun engellenmesi için ülkelerin tüm gücüyle mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

İsrail, Lübnan’a Girdi; ABD’den İran’a Uyarı

İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yönelik operasyon başlattığını ve örgüte karşı yeni bir cephe açtığını duyurdu. ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı.

Haber Merkezi / İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, “Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a ait terörist hedeflere ve altyapıya yönelik sınırlı, yerel ve hedef odaklı kara baskınları başlatıldı. Bu hedefler, sınır yakınındaki kasabalarda bulunmakta ve kuzey İsrail’deki topluluklar için acil tehdit oluşturmaktadır” denildi.

“İsrail Hava Kuvvetleri ve IDF topçu birlikleri, bölgedeki askeri hedeflere yönelik nokta atışlarıyla kara kuvvetlerine destek sağlamaktadır” denilen açıklamada, “Bu operasyonlar, siyasi kademenin kararı doğrultusunda onaylanmış ve uygulanmıştır” ifadeleri de yer aldı.

Operasyona “Kuzey Okları” adı verildiği belirtilerek, Lübnan’daki harekatın Gazze’deki çatışmalar ile diğer cephelerdeki mücadelelerle paralel olarak devam edeceği de vurgulandı. Operasyonun ne kadar süreceğine ilişkin ayrıntı verilmezken, ordunun aylarca bu operasyon için eğitim aldığı ve hazırlandığı ifade edildi.

Hizbullah’ın yanında güçsüz bir yapı olan Lübnan ordusu İsrail askerinin sınırı geçmesinden önce “pozisyon değiştirdi” ve bölgeden uzaklaştı.

Bölge sakinleri yoğun topçu atışları ve helikopter sesleri duyduklarını aktarırken Hizbullah’tan İsrail’in kara saldırısına “hazır oldukları” açıklaması geldi. Geçen Cuma günü Beyrut’ta öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah halka hitaben yaptığı son televizyon konuşmasında İsrail’in kara operasyonu hazırlıklarına ilişkin, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” demişti.

Kara birliklerinin sınırı geçtiği sırada İsrail jetleri Beyrut’un güneyini bombaladı. Öncesinde IDF bölgedeki üç mahallenin boşaltılmasını istedi. Açıklamada Lübnanlılara hitaben, “Terörist Hizbullah grubuna yakın yerlerdesiniz. Binaları derhal terketmelisiniz” uyarısı yapıldı.

İsrail jetleri Lübnan’ın güneyindeki Sidon kentinde Filistinli mültecilerin barındığı Ayn el Helva Kampını bombaladı. Birleşmiş Milletlerin (BM) çatışmalar öncesine dayanan verisine göre kampta 55 bin kişi kalıyordu. Lübnan genelindeki 12 mülteci kampı 200 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

İsrail gece saatlerinde ayrıca Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Suriye resmi haber ajansı SANA, başkent Şam’daki bir noktaya yönelik saldırıda üç sivilin öldüğünü bildirdi. İsrail son yıllarda Suriye’ye buna benzer yüzlerce saldırı gerçekleştirdi, hemen hiçbiri için herhangi bir açıklama yapmadı.

ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı. Austin “İsrail’e saldırırsa bunun Tahran için ağır sonuçları olacağını” söyledi.

Daha önce İran Dışişleri Bakanlığı, Tahran yönetiminin İsrail’e karşı savaşması için Lübnan’a “herhangi bir askerî güç göndermediğini” açıklamıştı. İran şu ana dek Hizbullah’ın ağır kayıpları karşısında büyük ölçüde sessiz kaldı. Uzmanlar doğrudan çatışmalara dahil olmak istemeyen Tahran’ın seçeneklerinin sınırlı olduğu görüşünde.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’ın desteklediği Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden iki gün sonra İngilizce görüntülü bir açıklama yaptı.

Netanyahu İran halkına seslendiğini söylediği açıklamada, “Ortadoğu’da İsrail’in ulaşamayacağı hiçbir yer yok. Halkımızı ve ülkemizi korumak için gitmeyeceğimiz hiçbir yer yok” dedi. İsrail Başbakanı, İran’da rejimin İran halkını her geçen gün uçurumun kenarına taşıdığını söyledi.

Netanyahu, “İran nihai olarak özgür olduğunda ve bu an pek çok kişinin düşündüğünden daha erken gelecek – her şey farklı olacak. İsrail ve İran barış içinde olacak. Bu gün geldiğinde rejimin beş kıtada inşa ettiği terör şebekesi iflas edecek. İran hiç olmadığı kadar gelişecek” diye konuştu.

Nasrallah’ın öldürülmesi hem Hizbullah hem de İran’a yönelik önemli bir darbeydi. Hasan Nasrallah İran’ın Ortadoğu’da İsrail ve ABD çıkarlarına karşı oluşturduğu Direniş Ekseni’ndeki en güçlü liderdi.

İsrail birkaç gündür Lübnan içinde bazı noktalarda özel kuvvetlerle operasyon yapmış ve bu operasyonlar kara harekatına bir hazırlık olarak değerlendirilmişti.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ABD ve Fransa’nın önerisi kapsamında ateşkes çağrısında bulundu, İsrail’den saldırıları durdurmasını istedi. Resmi olarak İsrail Lübnan’la savaş halinde değil, IDF Hizbullah’ı hedef aldığını söylüyor.

ABD ve Fransa diplomasiye şans vermek için 21 günlük ateşkes önermiş, İsrail bu teklifi reddetmişti.

Lübnan Sağlık Bakanlığı 17 Eylül’den beri İsrail saldırıları sonucu bin kişinin öldüğünü bildirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de 200 bin kişinin ülke içinde yerinden olduğunu, 100 bin kişinin de Suriye’ye kaçtığını açıkladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, “İşgal görmek istemiyoruz” diyerek gelişmelere tepki gösterirken Birleşik Arap Emirlikleri’nden Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık açıklaması geldi.

Hizbullah’ın yeni lideri kim olacak?

Hizbullah’ın bir sonraki liderinin kim olacağı konusunda söylentiler yayılmaya devam ediyor.

Lübnan medyasına göre öne çıkan isimlerden biri Hizbullah’ın yürütme kurulunun başkanı Haşim Safiyuddin. Sihalı grubun operasyonlarını yöneten Safiyuddin, Nasrallah’ın anne tarafından kuzenlerinden biri. Oğlu aynı zamanda merhum İranlı general Kasım Süleymani’nin damadı.

Halefinin kim olacağını veya Nasrallah’ın cenazesinin ne zaman veya nerede yapılacağı henüz bilinmiyor. Nasrallah’ın öldürülmesi sonrası ilk kez görüntülü mesajla ortaya çıkan Şeyh Naim Kasım, lider boşluğunun da hızla doldurulacağı kaydetmişti.

Hizbullah’ın iki numaralı ismi olarak kabul edilen Kasım, şimdiye kadar saldırılarını asgari ölçekte sürdürdüklerini, savaşın uzun sürebileceğini dile getirdi. Lübnan Başbakan Necib Mikati de bir Birleşmiş Milletler kararına dayanarak güney Lübnan’a ordu birlikleri gönderilebileceğini söyledi.

Söz konusu BM kararı, 2007 yılında savaşın bitimini sağlayan anlaşmaya bağlı olarak güney Lübnan’ın askerden arındırılmış bölge olmasını güvence altına alıyor. Bu güvence için BM Barış Gücü ve Lübnan ordusu devreye girebiliyor.

Paylaşın

ABD Ve Müttefiklerinden Lübnan’da 21 Günlük Ateşkes Çağrısı

Aralarında ABD, Fransa ve İngiltere’nin de bulunan 12 ülke, Lübnan Hizbullahı ve İsrail arasındaki çatışmaların artması sebebiyle taraflara 21 günlük geçici ateşkes çağrısı yaptı.

Haber Merkezi / New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında ABD ve Fransa’nın katkısıyla hazırlanan çağrı metninde, İsrail ve Lübnan halkının çıkarına olmayan, geniş bölgesel çatışma riskinin kabul edilemez olduğu belirtildi.

ABD, Avustralya, Kanada, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve Katar’ın imzaladığı çağrı, İsrail Genel Kurmay Başkanı Herzi Halevi’nin kara harekatı için hazırlık yaptıklarına dair verdiği mesajın hemen ardından geldi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ateşkes çağrısını memnuniyetle karşılarken, bunun uygulanmasının anahtarının İsrail’in uluslararası kararları uygulayıp uygulamayacağı olduğunu söyledi. Mikati daha önce Reuters’a verdiği demeçte yakın zamanda bir ateşkese varılıp varılamayacağı sorusuna “Umarım, evet” yanıtını vermişti.

İsrail ise Lübnan konusunda diplomatik adımları memnuniyetle karşıladığını ancak Hizbullah’ı zayıflatma hedefinin sürdüğünü belirtti.

İsrail’in BM temsilcisi Danny Danon, gazetecilere yaptığı açıklamada “Tırmanışı ve tam bir savaşı önlemek için diplomasiyle samimi bir çaba gösteren herkese minnettarız” dedi. Danon amaçlarına ulaşmak için uluslararası hukuka uygun olarak ellerindeki tüm araçları kullanacaklarını söyledi.

Geçen hafta İsrail ordusunun Lübnan’daki Hizbullah hedeflerine yönelik başlattığı hava saldırısında şimdiye kadar en az 600 kişi hayatını kaybetti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi’nin (OCHA) açıkladığı verilere göre Lübnan’da yalnızca Pazartesi gününden bu yana 90 bine yakın kişi evlerini terk etti. 7 Ekim’den bu yana evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının 200 bini geçtiği hesaplanıyor.

Paylaşın

İsrail’in Lübnan’a Düzenlediği Saldırılarda Ölü Sayısı 492’ye Yükseldi

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail’in düzenlediği saldırılarda 24’ü çocuk, 42’si kadın olmak üzere en az 492 kişinin öldüğü, en az bin 645 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Yaklaşık bir yıldır devam eden çatışmalarda Lübnan’da en fazla can kaybının yaşandığı gün olarak kayda geçen saldırılar, ayrıca 2006 İsrail-Hizbullah savaşından bu yana en ölümcül saldırı olarak da nitelendirildi.

İsrail, Lübnan’ın güneyi ve Bekaa’da yaklaşık 800 Hizbullah hedefini vurduğunu bildirdi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “Vurulan hedefler arasında Hizbullah’ın roket, füze, fırlatma rampası, İHA ve diğer terörist altyapıları sakladığı binalar da vardı” denildi.

Başbakan Benyamin Netanyahu, İsrail’in güney Lübnan’da saldırılarını arttırırken “karmaşık günlerle” karşı karşıya olduğunu söyledi ve İsrailliler’i birlik olmaya çağırdı.

Netanyahu, Tel Aviv’deki askeri karargahta yaptığı durum değerlendirmesinin ardından yayınladığı mesajda, “Kuzeydeki güvenlik dengesini ve güç dengesini değiştireceğimize söz vermiştim, yaptığımız da tam olarak bu” dedi.

Haftaya İsrail’in yoğun hava saldırısıyla başlayan Lübnan’da dünkü bombardımanın bilançosu açıklandı. Lübnan Sağlık Bakanlığının verilerine göre Pazartesi günkü saldırılarda 42’si kadın, 24’ü çocuk 492 kişi hayatını kaybetti. Bombardımanda bin 645 kişinin de yaralandığı ifade ediliyor.

Lübnan Sağlık Bakanlığı saldırılarda sağlık tesisleri ve ambulansların da hedef alındığını söyledi. Ülkenin büyük bölümünde okullar ve üniversitelerde eğitime ara verilirken yerlerinden olanların daha kuzeydeki boş binalara yerleştirilmesi için çalışma başlatıldı.

Başbakan Benyamin Netanyahu ise bunun daha “başlangıç” olduğunu ima ederek sınır bölgesinde yaşayanlara evlerini terk etmeleri uyarısında bulundu. Netanyahu, Lübnanlı sivillere hitaben “Bu uyarıyı ciddiye alın. Lütfen şimdi zarar görmeden gidin. Operasyonumuz tamamlandığında evlerinize güvenle dönebileceksiniz” dedi.

Netanyahu, Gazze savaşının başında da Filistinli sivillere daha güneye gitmelerini tavsiye etmiş, çatışmalar bittiğinde evlerine dönebilecekleri sözünü vermişti.

Açıklamasında Hizbullah’ı İsrail sınırından uzaklaştırmak için “gereken her şeyi” yapacaklarını söyleyen İsrail ordusunun sözcüsü Hagari de İsrail’in gerekirse bir kara harekâtına hazır olduğunu ifade etti.

Paylaşın

Hizbullah Lideri Nasrallah’tan İsrail’e: Savaşa Hazırız

Lübnan’daki Hizbullah örgütünün lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun Lübnan sınırına girmesini “fırsat sayacaklarını” ifade ederek, savaşa hazır olduklarını söyledi.

İki gün üst üste binlerce iletişim cihazının uzaktan eş zamanlı patlatıldığı saldırıların ardından ilk kez konuşan Nasrallah, 37 kişinin öldüğü saldırıların kendilerini durdurmayacağını, Gazze savaşı bitmeden İsrail’le mücadeleyi bırakmayacaklarını söyledi.

İsrail’in çağrı cihazlarını Hizbullah’ın üst düzey kadrosunun taşıdığını sandığını söyleyen Nasrallah, “Biz daha eski modeller kullanıyoruz” diyerek örgütün yönetim kademesinde patlayan cihazlardan olmadığını ifade etti. Nasrallah, bu eylemle “bütün kırmızı çizgilerin aşıldığı” uyarısında bulundu.

Nasrallah konuşmasında İsrail içinde tartışılan, kuzey sınırındaki sivillerin evlerine dönebilmeleri için Lübnan’ın güneyinde “güvenli bölge” oluşturma önerilerine de değindi, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” diyerek İsrail’e meydan okudu.

İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın konuşması devam ederken Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta alçak uçuş yaptı ve sonik patlamalar gerçekleştirdi.  İsrail uçakları Beyrut semalarındaki alçak uçuş sırasında ses duvarını aşarak sonik patlamalara neden oldu.

Beyrut’un yanı sıra Lübnan’ın bazı bölgelerinde de İsrail savaş uçaklarının alçak uçuş yaptığı aktarıldı. İsrail ordusu, Nasrallah’ın konuşmasından dakikalar önce Lübnan’ın güneyindeki bazı bölgelere hava saldırıları düzenlemişti.

Hizbullah neden çağrı cihazı kullanıyordu?

Hizbullah üyeleri iletişim için büyük ölçüde çağrı cihazlarına bağımlı. Çağrı cihazı (pager) olarak anılan iletişim araçları, sesli mesaj veya sms alma özelliklerine sahip olabiliyor. Bu cihazlar sağlık görevlileri arasında da yaygın kullanılıyor.

Cep telefonları, İsrail’in Hamas bomba uzmanı Yahya Ayyaş’ı 1996’da öldürmesinin gösterdiği gibi güvenilir bulunmadığından örgüt tarafından çoktan terk edildi. Ancak bir Hizbullah görevlisi, AP haber ajansına çağrı cihazlarının grubun daha önce kullanmadığı yeni bir marka olduğunu söyledi.

Eski CIA Analisti Emily Harding, güvenlik ihlalinin Hizbullah için çok utanç verici olduğunu söyledi. Harding, “Bu büyüklükte bir ihlalin etkisi sadece fiziksel olarak gördükleri zararla sınırlı olmayacak, aynı zamanda tüm güvenlik aygıtlarını sorgulamalarına neden olacak.

Harding, “Dikkatlerini İsrail ile olası bir mücadeleden uzaklaştıracak yoğun bir iç soruşturma yürütmelerini bekliyorum” dedi.

Eş zamanlı patlayan çağrı cihazlarının nerede üretildiği konusunda soru işaretleri var. Lisans sahibi Tayvanlı firma, Macaristan merkezli bir şirkete logosunu kullanma hakkını verdiğini iddia ediyor. Macaristan hükümetiyse cihazların kendi topraklarında üretilmediğini duyurdu.

BM toplanıyor

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres sivillerin kullandığı cihazların silaha dönüştürülmemesi için bir kontrol mekanizması gerektiğini söyledi. BM Güvenlik Konseyi Cuma günü bu patlamalarla ilgili toplanacak.

Salı günü yaşanan ilk patlamalarda ikisi çocuk en az 12 kişi öldü. Lübnan Sağlık Bakanlığı en az 2750 yaralıdan 200’ünün durumunun ağır olduğunu açıkladı. Hizbullah’ın patlamalarla ilgili suçladığı İsrail’den patlamalara ilişkin açıklama yapılmadı.

Ancak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Çarşamba günü, savaşta yeni bir aşamaya geçildiğini “ağırlık merkezinin, kaynak ve birlik aktarımı ile kuzeye yönelmekte olduğunu” söyledi.

Paylaşın

Lübnan’da Çağrı Cihazları Eş Zamanlı Patladı: En Az 8 Ölü

Lübnan’da çağrı cihazları eş zamanlı olarak infilak etti. Lübnan Sağlık Bakanı Firas El Ebyad, ülke genelinde patlamalar sonucu en az sekiz kişinin hayatını kaybettiğini ve ve 2 bin 700’den fazla kişinin yaralandığını söyledi.

Patlayan çağrı cihazlarının Hizbullah tarafından son aylarda getirilen son modeller olduğu kaydedildi. Yetkililer, saldırılarla ilgili olarak İsrail’i işaret ederken, İsrail’den ise iddialara ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

Lübnan hükümeti ve Hizbullah yetkilileri, Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde neredeyse aynı anda patlayan yüzlerce çağrı cihazının, aralarında Hizbullah üyeleri ve bir kız çocuğunun da bulunduğu en az sekiz kişinin ölümüne yol açtığını söyledi.

Bir Hizbullah üyesinin kızı olduğu belirtilen 10 yaşındaki kız çocuğunun ailesi kızın ölümünü doğruladı. Çocuğun yakınları, “Beka Vadisi’nde, babasının yanında bulunduğu sırada çağrı cihazının patlaması sonucu 10 yaşındaki bir kızın şehit olduğunu” duyurdu.

İran yarı resmi haber ajansı Fars’ın haberine göre İran’ın Lübnan büyükelçisi Mojtaba Amani de bir çağrı cihazının patlaması sonucu hafif yaralandı. Amani’nin hastanede gözetim altında olduğu belirtildi.

Yetkililer, Lübnan sınırında tansiyonun yükseldiği bir dönemde 2700’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan sofistike ve uzaktan kumandalı olduğu anlaşılan saldırıyla ilgili olarak İsrail’i işaret etti. İsrail ordusu yorum yapmayı reddetti.

Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Hizbullah yetkilisi, örgütün kullandığı yeni marka mobil çağrı cihazlarının önce ısındığını, ardından patladığını söyledi. Yetkili, en az iki Hizbullah üyesinin öldüğünü, diğerlerinin de yaralandığını belirtti.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah daha önce grup üyelerini cep telefonu taşımamaları konusunda uyarmış ve bu telefonların İsrail tarafından hareketlerini takip etmek ve hedefli saldırılar düzenlemek için kullanılabileceğini söylemişti.

Türkçede “Allah’ın partisi” anlamına gelen Hizbullah, 1982’de İsrail’i Güney Lübnan’dan püskürtmek ve İsrail’i yıkmak gibi amaçlarla kuruldu. Grubun lokomotifi, Lübnan’daki Şii Müslüman toplumunun askeri partisi Emel Hareketi’ydi.

İslam’ın Şii koluna bağlı Müslümanların katılımıyla, İran’da Ayetullah Humeyni’nin gerçekleştirdiği İslam Devrimi’nin bir benzerini Orta Doğu’da yaymak için taraftar toplamaya çalıştılar.

Hizbullah, 1982’den önce Emel Hareketi çatısı altında, bu tarihten sonra 1990’a kadar kendi kimliğiyle Lübnan İç Savaşı’nın önemli bir tarafı oldu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ülkeden çekilmesi için bir dizi saldırıda bulundular.

1983’te ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıda 63 kişi öldü. Aynı yıl ülkedeki ABD kışlaları birden fazla defa hedef alındı ve 241 askerin hayatını kaybettiği belirtildi. 1990’da ABD, 2005’te de Suriye, Lübnan’dan çekilme kararı aldıklarını açıkladılar.

2006’da Lübnan ile İsrail arasındaki savaş, birçok Arap ülkesi tarafından Hizbullah’ın dönüm noktası olarak görüldü. Aynı yıl kabul edilen ateşkes sonrası her iki taraf da zafer ilan etse de Arap ülkeleri arasında savaş, “Hizbullah’ın kesin zaferi” olarak görüldü.

Hizbullah, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda İran ve Rusya ile beraber Şam yönetiminin tarafı oldu. Ekim 2023’ten beri devam eden İsrail-Hamas savaşında, partinin kuruluş amacına bağlı kalınarak Hamas’tan yana saf tutuyorlar.

Paylaşın

İsrail Hizbullah’ı 100 Jetle Vurdu; Hizbullah 320 Roketle Karşılık Verdi

İsrail, saldırı hazırlığında olduğu belirtilen Hizbullah hedeflerini 100 savaş uçağıyla vurduğunu, Hizbullah ise, İsrail’e 320’den fazla roket fırlattığını ve bir dizi askeri hedefi imha ettiğini açıkladı.

Haber Merkezi / Hizbullahı lideri Hasan Nasrallah, İsrail’in Güney Lübnan’a yönelik saldırılarında “tüm kırmızı çizgileri aştığını” belirtti. Nasrallah, Hizbullah’ın, İsrail rejimine karşı misilleme operasyonlarında sivilleri hedef almadığını da sözlerine ekledi.

İsrail savaş uçakları pazar sabahı Lübnan’da Hizbullah hedeflerini bombaladı. İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre eş zamanlı olarak 100 savaş uçağının katıldığı operasyonda 40’dan fazla roket fırlatma noktası imha edildi.

İsrail’in Hizbullah’tan önce gerçekleştirdiği “önleyici” operasyona rağmen Lübnan’dan İsrail’e onlarca roket ve insansız hava aracıyla (İHA) saldırı yapıldı.

Örgüt eylemin, geçtiğimiz haftalarda Beyrut’ta İsrail hava saldırısı sonucu ölen üst düzey Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür’ün intikamı almaya yönelik olduğunu duyurdu. Hizbullah İsrail’in kuzeyinde 11 askeri tesisi 320 roket ve çok sayıda İHA ile hedef aldıklarını öne sürdü.

İsrail ordu sözcüsü Hizbullah roketlerinin İsrail’de çok az zarara yol açtığını söyledi. Patlayıcı yüklü İHA’lardan birinin İsrail’in kuzeyinde otoyola isabet ettiği görülürken, saldırılarda bir kadının hafif şekilde yaralandığı açıklandı. Lübnan’da ise İsrail saldırıları sonucu üç Hizbullah savaşçısının öldüğü bildirildi.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcülerinden Sean Savett, Başkan Joe Biden’ın İsrail ve Lübnan’daki durumu yakından izlediğini bildirdi. Savett, “Şu aşamada, Amerikalı yetkililer İsrailli muadilleriyle sürekli temas halinde. İsrail’in kendini savunma hakkına verdiğimiz desteği ve bölgede istikrar için yürüttüğümüz çabaları desteklemeyi sürdüreceğiz” açıklaması yaptı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, son gelişmeler üzerine güvenlik kabinesini acil toplantıya çağırırken, Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın, saldırıları Tel Aviv’deki IDF askeri üssünden yönettiği bildirildi.

Gallant aynı zamanda ülke çapında 48 saatlik olağanüstü hal ve “özel durum” ilan etti. İsrail’in Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı da pazar sabahı erken saatlerde geçici olarak kapatıldı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Kabine toplantısının başında yaptığı konuşmada, ordunun “kuzey İsrail’i hedef alan binlerce roketi” ortadan kaldırdığını söyledi ve İsrailliler’i İç Cephe Komutanlığı’nın direktiflerine uymaya çağırdı.

Netanyahu, “Ülkemizi savunmak, kuzeyde yaşayanları güvenli bir şekilde evlerine geri döndürmek ve basit bir kuralı sürdürmeye devam etmek için her şeyi yapmaya kararlıyız: Bize kim zarar verirse, biz de ona zarar veririz” dedi.

Nasrallah: İsrail tüm kırmızı çizgileri aştı

Nasrallah, bu sabah gerçekleştirilen İsrail – Hizbullah misilleme saldırılarından sonra Lübnan medyasına bir konuşma yaptı. Nasrallah, İsrail’in Beyrut’un güneyine yönelik saldırıda “tüm kırmızı çizgileri” aştığını söyledi.

Nasrallah, Hizbullah’ın, İsrail rejimine karşı misilleme operasyonlarında sivilleri hedef almadığını da sözlerine eklerken Tel Aviv yakınlarındaki Glilot askeri casus üssünü hedef almaya karar verdiklerini bildirdi.

İsrail, geçen ekim ayında Gazze Şeridi’nde girdiği savaşın başlangıcından bu yana Lübnan merkezli grupla çatışmaya devam ediyor.

Öte yandan bu çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşeceği yönündeki endişe temmuz ayında Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin Tahran’da ve Şükr’ün de Beyrut’ta öldürülmesinden sonra daha da arttı. Her iki suikasttan da İsrail sorumlu tutuluyor.

İsrail ve Hizbullah arasındaki en son kapsamlı savaş 2006’da yaşanmıştı ve iki taraf da bir ilerleme kaydedemeden çatışmalara son verildi. Ancak Şii militan örgütün askeri kapasitesinin o tarihten bu yana arttığı bildiriliyor.

ABD ve İsrail istihbaratına göre Hizbullah’ın elinde 150 bini aşkın füze bulunuyor ve bunların bazıları İsrail’in tamamını vurabilecek kapasitede. Örgüt aynı zamanda İsrail’in hava savunma sistemlerini aşabilecek SİHA’lar ve güdümlü füzelere sahip oldu.

Dünyanın en güçlü ordularından birine sahip İsrail de kapsamlı ve çok kademeli bir füze savunma sistemine sahip. Ülkenin hava savunmasına ABD öncülüğündeki bir koalisyon da destek veriyor.

Son olarak ABD, bu yıl başında İran’dan atılan yüzlerce füzeyi havada imha etmek amacıyla İsrail hava savunmasına destek vermişti. ABD son haftalarda bölgedeki askeri varlığını da arttırmaya başladı.

İsrail kapsamlı bir savaş durumunda ezici yanıt verme uyarısında bulunuyor. Böyle bir savaşın Hizbullah’ın faal olduğu Beyrut’un güneyi ve Güney Lübnan’daki sivil altyapısına ağır hasar verebileceği ve iki taraftan yüzbinlerce kişinin evlerini terk etmesine yol açabileceği bildiriliyor.

İran Hizbullah’ın en büyük destekçisi olarak, geçen ay Tahran’da Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’ye düzenlenen suikasta karşı İsrail’e misilleme yapacağını duyurmuştu. İran bombalı saldırıdan İsrail’i suçluyor, ancak İsrail saldırıyı üstlendiğine yönelik hiçbir açıklama yapmadı.

Paylaşın

Dışişleri Bakanlığı’ndan Lübnan İçin Seyahat Uyarısı

Lübnan’da güvenlik durumunun bozulabileceğini duyuran Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarımızın zorunlu olmadığı sürece Lübnan’a seyahat etmekten kaçınmaları uyarısında bulundu.

Haber Merkezi / Bakanlık, Lübnan’da bulunan vatandaşlarımızın ise tedbirli olmaları, zorunlu olmadıkça Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek – Hermel vilayetlerine gitmemeleri ve Lübnan’da kalmaları zorunlu olmayanların mümkünse ticari uçuşlar halen devam ederken Lübnan’dan ayrılmaları tavsiye etti.

Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki son gelişmeler sonrası, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Lübnan için seyahat uyarısı yaptı. Bakanlık, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Kıymetli vatandaşlarımız, bölgemizdeki son gelişmeler nedeniyle, Lübnan’daki güvenlik durumunun hızlı bir şekilde bozulması ihtimali mevcuttur.

Bu itibarla, vatandaşlarımızın elzem olmadığı sürece Lübnan’a seyahat etmekten kaçınmaları; Lübnan’da bulunan vatandaşlarımızın ise tedbirli olmaları, zorunlu olmadıkça Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetlerine gitmemeleri ve Lübnan’da kalmaları elzem olmayanların mümkünse ticari uçuşlar halen devam ederken Lübnan’dan ayrılmaları tavsiye olunmaktadır.

Gelişmelerin Bakanlığımızın ve Beyrut Büyükelçiliğimizin resmi web sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından takip edilmesi yararlı olacaktır. Acil durumlar için Beyrut Büyükelçiliğimize aşağıdaki telefonlardan ulaşılabilmektedir: + 961 3 944 904 / + 961 70 622 012”

Paylaşın

İsrail, Lübnan Hizbullah’ıyla Savaşa Mı Giriyor?

Hamas’ın 7 Ekim’de tetiklediği çatışmalar sonrası İsrail ile Lübnan sınırında gerilim zirveye çıkarken, İsrail ile Lübnan Hizbullah’ı arasında birkaç hafta içinde geniş çaplı bir çatışmanın patlak verebileceği ileri sürüldü.

Bazı Avrupa ülkelerine göre İsrail ile Hizbullah arasında birkaç gün içinde savaş çıkabilir. Birçok ülke vatandaşlarına Lübnan’ı terk etmelerini tavsiye etti. Kanada da Lübnan’dan binlerce kişiyi tahliye etmeye hazırlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD vatandaşları için bir seyahat uyarısı yayınlayarak, Lübnan’a seyahat etmeyi ‘ciddi bir şekilde yeniden düşünmelerini’ istedi.

ABD istihbaratı, İsrail ve Hamas’ın Gazze Şeridi’nde bir ateşkes anlaşmasına varamaması halinde önümüzdeki birkaç hafta içinde İsrail ile Hizbullah arasında geniş çaplı bir çatışmanın patlak verebileceğini öne sürdü.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, ABD’li yetkililer her iki tarafı da gerilimi düşürmeye ikna etmeye çalışıyor. Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanırsa bu daha kolay olacak.

Ancak anlaşmaya varmak için halen gergin müzakereler sürüyor. ABD’li yetkililer, İsrail ile Hamas’ın yakın gelecekte masadaki anlaşmayı kabul edeceğine şüphe ile yaklaşıyor.

Politico’nun istihbarat konusunda bilgi sahibi üst düzey ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre İsrail ordusu ile Hizbullah savaş planları geliştirdi ve ilave silahlar satın almaya çalışıyor.

Her iki taraf da (İsrail ve Hizbullah) kamuoyu önünde bir savaş istemediklerini ifade etmiş olsalar da Biden yönetiminin üst düzey yetkilileri, önleme çabalarına rağmen şiddetli çatışmaların patlak vereceğine giderek daha fazla inanıyor.

Politico’nun hassas istihbarat bilgileri hakkında özgürce konuşabilmek için adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir ABD’li yetkiliden aktardığına göre risk son haftalarda hiç olmadığı kadar yüksek. ABD istihbaratının duruma ilişkin değerlendirmesi, Avrupa ülkelerinden gelen değerlendirmelere kıyasla biraz daha muhafazakâr.

Bazı Avrupa ülkelerine göre İsrail ile Hizbullah arasında birkaç gün içinde savaş çıkabilir. Birçok ülke vatandaşlarına Lübnan’ı terk etmelerini tavsiye etti. Kanada da Lübnan’dan binlerce kişiyi tahliye etmeye hazırlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı dün, ABD vatandaşları için bir seyahat uyarısı yayınlayarak, Lübnan’a seyahat etmeyi ‘ciddi bir şekilde yeniden düşünmelerini’ istedi.

İki üst düzey yetkili, savaşın tam olarak ne zaman patlak vereceğinin belli olmadığını vurgularken, İsrail’in stoklarını ve kuvvetlerinin kapasitesini hızla yeniden inşa etmeye çalıştığını kaydetti.

Paylaşın