Türkiye Vetosunu Kaldırdı; İsveç’in Üyeliği NATO’ya Ne Kazandıracak?

İsveç ve NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) halihazırda pek çok açıdan yakın iş birliği yapıyor. NATO üyeliği durumunda İsveç için en hayati değişiklik, İttifak Antlaşması’nın 5’inci maddesinin güvencesi altına girmesi olacak.

Kuzey Atlantik İttifakı’nın can damarı niteliğindeki bu maddeye göre, bir NATO ülkesine karşı yapılan silahlı saldırı, tüm NATO ülkelerine karşı yapılmış sayılıyor. İttifak üyeleri böyle bir durumda, saldırıya uğrayan ülkeye derhal yardım etmeyi taahhüt ediyor.

Finlandiya gibi İsveç de geçen yıl Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın ardından, NATO üyeliği için başvuruda bulunmuştu.

Finlandiya, Kuzey Atlantik İttifakı’na hızlı bir şekilde katılırken, İsveç’in üyeliği Türkiye ve Macaristan engeline takıldı. Rusya ile dirsek teması bulunan Macar hükümeti, katılım protokolünü henüz parlamentonun onayına sunmadı.

Türkiye ise İsveç’in özellikle PKK/PYD ve Gülen yapılanmasını desteklemesini öne sürerek, İskandinav ülkesinin üyeliğini veto ediyordu. Ancak Vilnus’taki NATO Zirvesi’nden önce Türkiye’nin endişeleri giderildi.

Ayrıca Stockholm, başta vize serbestisi ve gümrük birliği konuları olmak üzere Ankara’nın AB üyeliği sürecine destek sözü verdi. Neticede Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yaktı. Gerek NATO gerekse İsveç’in üyelikten birtakım beklentileri var.

İsveç’in üyeliği, Rusya kıyıları ve Kaliningrad eksklavı hariç, tüm Baltık Denizi sahil şeridini NATO toprağı haline getirecek. Böylece olası bir Rus saldırısı durumunda, Baltık ülkelerinin savunulması daha kolay hale gelecek.

Bu kapsamda Estonya, Letonya ve Litvanya’ya askerî birlik, silah, mühimmat ve teçhizat sevkiyatı, İsveç üzerinden gemilerle rahatça yapılabilecek. Ayrıca İsveç’in Gotland adası da stratejik bir öneme sahip olacak.

Friedrichshafen’daki Zeppelin Üniversitesi’nde Uluslararası Güvenlik Politikası Kürsüsü Başkanı olan Simon Koschut, bu durumu şöyle açıklıyor: Baltık Denizi’nin ortasındaki bu büyük ada sayesinde, İsveç son derece elverişli bir stratejik üsse sahip. Buradan neredeyse tüm Baltık Denizi’ni kontrol edebilirsiniz.

Alman uzmana göre ülkenin coğrafi konumu, İsveç’in üyeliğinin NATO için bu kadar cazip olmasının en temel nedeni.

İsveç ordusu ne durumda?

İsveç’in silahlı kuvvetleri ve askerî teçhizatı da NATO’ya değerli bir katkı sağlayabilir. Kuşkusuz İsveç küçük bir ülke ve buna bağlı olarak sayıca da oldukça küçük bir orduya sahip.

Küresel Ateş Gücü Endeksi’ne göre, toplam asker sayısı 38 bin civarında. Uzman Simon Koschut, “İsveç çok modern bir orduya sahip. Özellikle de kendi üretimleri olan modern bir hava kuvvetleri var” diyor. Aynı zamanda denizaltılara sahip önemli bir deniz gücü ve her daim savaşa hazır.

Geçmişte Afganistan gibi çeşitli NATO görevlerinde yer alan İsveç, gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 1,3’ünü savunmaya harcıyor. Birkaç yıl öncesine göre oldukça yüksek olan bu oranın, önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor.

Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından pek çok Batılı ülke gibi İsveç de savunma harcamalarını önemli ölçüde kıstı. Ancak 2008’deki Gürcistan savaşıyla başlayan ve 2014’te Kırım’ın ilhakıyla devam eden güvenlik tehditleri, geçen yıl Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla doruğa ulaştı. Tüm bu gelişmeler İsveç’in, savunma stratejisini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.

Avantajlar neler?

İsveç ve NATO halihazırda pek çok açıdan yakın iş birliği yapıyor. NATO üyeliği durumunda İsveç için en hayati değişiklik, İttifak Antlaşması’nın 5’inci maddesinin güvencesi altına girmesi olacak.

Kuzey Atlantik İttifakı’nın can damarı niteliğindeki bu maddeye göre, bir NATO ülkesine karşı yapılan silahlı saldırı, tüm NATO ülkelerine karşı yapılmış sayılıyor. İttifak üyeleri böyle bir durumda, saldırıya uğrayan ülkeye derhal yardım etmeyi taahhüt ediyor.

Bunun yanı sıra İsveç, savunma ittifakının ana karar alma organı olan NATO Konseyi’nin de veto hakkına sahip eşit üyesi olacak.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Erdoğan – Biden Görüşmesi: ABD İle Yeni Bir Süreci Başlatıyoruz

Litvanya’nın başkenti Vilnius’taki NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın görüşmesi sona erdi.

Haber Merkezi / Görüşmenin başında, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla kendisini arayarak ilettiği tebrik mesajı için ABD Başkanı Biden’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Stratejik mekanizma kapsamında sıranın artık devlet başkanları düzeyinde istişarelere geldiği kanaatindeyim.

Bugün NATO marjında bu görüşmeyi bunun ilk adımı olarak görüyorum. Bundan önceki buluşmalarımız adeta ısınma turları gibiydi ama şimdi yeni bir süreci başlatıyoruz. Tabii benim için bu yeni süreç beş yıllık bir süreç, şimdi sizde de seçim hazırlıkları var. Bu seçim hazırlıklarıyla birlikte şimdiden başarılar diliyorum” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden ise, “Teşekkür ederim. Biz de 5 yıl sizle beraber olmayı arzu ediyoruz” şeklinde cevap verdi.

İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada görüşmede, Türkiye ve ABD arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkiler, güvenlik alanındaki iş birliği imkanları ve bölgesel konuların ele alındığı kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da kişisel sosyal medya hesabından “NATO Liderler Zirvesi marjında ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirdik” dedi.

Erdoğan iletisinde, “Görüşmemizde ikili ilişkilerimizi ve güvenlik alanındaki iş birliği imkânlarımızı ele aldık. Temaslarımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın, Biden ile görüşmesinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ile Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da yer alıyor.

Paylaşın

Türkiye Nasıl İkna Oldu? İsveç Başbakanı Açıkladı

Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Zirvesi öncesi öncesi yapılan üçlü görüşmede İsveç’in üyeliği için mutabakata varıldı. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin NATO’ya üye olabilmesi için Ankara’yı “terörle mücadelede uzun vadeli işbirliğine bağlılık” vaadiyle ikna ettiklerini söyledi.

Kristersson, Türkiye’nin fikrini neyin değiştirdiği sorulduğundaysa “Tüm bir paket” yanıtını verdi. Kristersson, “Bunu sadece NATO üyesi olmak istediğimiz için yapmadık, aynı zamanda üye olduktan sonra da sözlerimize bağlı kalmak istiyoruz, dolayısıyla bu çok uzun vadeli bir taahhüt” dedi.

Ülkesinin uzun süredir “belki de Türkiye’ye yönelik terörü finanse eden” Kürt militan faaliyetleriyle problemli olduğunu vurgulayan Kristersson, Kürt yanlısı eylemler ve Kuran yakma protestoları için de “korkunç ama yine de yasal şeyler” dedi.

Kristersson, ” (Cumhurbaşkanı) Erdoğan’a her şeyin yapıldığını anlattım ve İsveç hükümetinin hiçbir şekilde bu eylemleri onaylamadığını ilettim” diye konuştu. Kristersson, Türkiye’nin Gümrük Birliği ve vize serbestisi talepleri için de ülkesinin Türkiye ve AB arasında daha yakın bir işbirliğini teşvik edeceğini belirtti.

İsveç’in NATO üyeliğine destek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliğine destek vermeyi kabul ettiği açıklandı. Öte yandan İsveç’in, Türkiye’nin AB sürecini, vize serbestisinin ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çabalarını destekleyeceği duyuruldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson bir araya geldi.

Toplantının ardından açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin mutabakata varıldığını söyledi. Genel Sekreter, Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine ilişkin protokolü yakında TBMM’ye sunacağını duyurdu. Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliği için mutabakata varılmasını ‘tarihi bir gün’ olarak niteledi.

Stoltenberg, “Bugün varmış olduğumuz anlaşma geçtiğimiz yıl İspanya’da yaptığımız anlaşmanın onayı. Sayın Erdoğan İsveç’in üyeliğinin onaylanması konusunda kararı verdi. İsveç’in neler yapacağını anlaşmada yazıyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile İsveç arasında ikili güvenlik mekanizması kurulacağını açıklayan Stoltenberg, NATO tarihinde ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörü atanacağını duyurdu.

Mutabakat metni yayımlandı

Üçlü zirvenin ardından NATO’dan yayınlanan 7 maddelik mutabakat metninde şu ifadeler yer aldı: “10 Temmuz 2023 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoǧan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Vilnius’ta düzenlenen NATO Zirvesi’nde bir araya geldi.

Son NATO Zirvesi’nden bu yana İsveç ve Türkiye, Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını gidermek üzere yakın işbirliği içinde çalışmışlardır. Bu sürecin bir parçası olarak İsveç anayasasını değiştirdi, yasalarını değiştirdi, PKK’ya karşı terörle mücadele işbirliğini önemli ölçüde genişletti ve Türkiye’ye silah ihracatını yeniden başlattı; tüm bu adımlar 2022’de kabul edilen Üçlü Memorandum’da belirtilmişti.

İsveç ve Türkiye bugün hem 2022 Madrid NATO Zirvesi’nde kurulan Üçlü Daimi Ortak Mekanizma hem de her yıl bakanlar düzeyinde toplanacak ve gerektiğinde çalışma grupları oluşturacak yeni bir ikili Güvenlik Mutabakatı çerçevesinde işbirliklerini sürdürme konusunda mutabık kalmışlardır. Bu Güvenlik Mutabakatının ilk toplantısında İsveç, 4. madde de dâhil olmak üzere Üçlü Mutabakatın tüm unsurlarının tam olarak uygulanmasına yönelik olarak, terörizmin tüm şekil ve tezahürlerine karşı sürdürdüğü mücadelenin temeli olarak bir yol haritası sunacaktır. İsveç, YPG/PYD’ye ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek vermeyeceğini bir kez daha yineler.

Hem İsveç hem de Türkiye terörle mücadelede işbirliğinin İsveç’in NATO üyeliğinden sonra da devam edecek uzun vadeli bir çaba olduğu konusunda mutabık kalmışlardır. Genel Sekreter Stoltenberg ayrıca NATO’nun terörizmin tüm şekil ve tezahürlerini kategorik olarak kınadığını bir kez daha teyit etti. NATO, Genel Sekreter’in NATO’da ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörlüğü’nü kurması da dahil olmak üzere, bu alandaki çalışmalarını önemli ölçüde hızlandıracaktır.

Müttefikler arasında savunma ticareti ve yatırımına yönelik hiçbir kısıtlama, engel veya yaptırım olmaması gerektiği ilkesine bağlıyız. Bu tür engellerin ortadan kaldırılması için çalışacağız.

İsveç ve Türkiye ayrıca Türkiye-İsveç Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) aracılığıyla ekonomik işbirliğini artırma konusunda da mutabık kalmışlardır. Hem Türkiye hem de İsveç, ikili ticaret ve yatırımları artırmak için fırsatları azami düzeye çıkarmaya çalışacaktır. İsveç, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve vize serbestisi de dâhil olmak üzere Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini yeniden canlandırma çabalarını aktif olarak destekleyecektir.

Bu temelde ve Avrupa-Atlantik bölgesinin caydırıcılığı ve savunmasına ilişkin zorunluluklar göz önüne alındığında, Türkiye, İsveç’in Katılım Protokolünü TBMM’ye iletecek ve onaylanmasını sağlamak üzere Meclis ile yakın işbirliği içinde çalışacaktır.”

Paylaşın

İsveç’in NATO Üyeliğinin Onaylanması: ABD’yle İlişkileri Düzeltmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson bir araya geldi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, toplantının ardından yaptığı açıklamada İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin mutabakata varıldığını söyledi. Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine ilişkin protokolü yakında TBMM’ye sunacağını duyuran Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliği için mutabakata varılmasını ‘tarihi bir gün’ olarak niteledi.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ise, “İsveç için güzel bir gün. (Türkiye ile) İşbirliği formatı olan, yeni bir ikili güvenlik diyaloğu kuracağız.” dedi.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya üyeliğini onaylamasının perde arkasını yazdı. Babacan, asıl konunun ‘ABD’yle ilişkileri düzeltmek’ olduğunu söyledi.

Babacan, “Birçok kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin AB süreciyle ilgili başlığın girmesine şaşırdı. Normalde İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’yi ikna turları çerçevesinde yapılan bu görüşmeye AB montajı yapılmasının iki hafta geriden başlayan bir hikayesi var. Türkiye’nin dış politikadaki strateji değişikliğinin bir parçası olarak ABD ve AB ile ilişkileri güncelleme çabasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

“Bundan iki hafta önce, yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve yeni MİT Müsteşarı İbrahim Kalın, İstanbul Galataport’ta sahil yürüyüşü yapıp ‘birlikte çok iyi çalışıyoruz’ pozunu verdikten sonra, AB konusunda ‘bekletilen’ adımların atılması ve vize muafiyeti talebiyle AB’nin kapısını gidilmesi konusunda Cumhurbaşkanı’nı ikna turlarına başladılar. Amaç, AB Reform Grubunun 2019’da kesilen toplantılarına geri dönmekti. Böyle bir adımın dünyaya vereceği mesajın, ekonomik katkılarının olabileceği, batılı yabancı yatırımcı açısından ‘terkedilen ülke’ konumundan çıkılabileceğine dair değerlendirmeler yapıldı. Aynı zamanda ABD ile donmuş ilişkilerinin kapısını aralayacağı umut edildi. Tabii gelmesi olası parasal desteğe olan ihtiyaçtan hiç söz etmiyorum. Halen ABD’de olan bazı AKP’lilerin sürece katkısı da hesaba katılmalı. İşte Biden görüşmesine beklenmedik şekilde giren AB başlığının böyle bir başlangıç hikayesi var” ifadelerini kullanan Babacan, “Dün öğleden beri art arda yapılan açıklamalar, 24 saat geçmeden Türkiye’nin tüm tezlerinden vazgeçerek, İsveç’e kapı aralaması, Biden’ın ‘Türkiye ve Erdoğan’la çalışacağız’ açıklaması, aslında asıl konunun ABD’yle ilişkileri düzeltmek, AB’yi de buna çıpalamak olduğu ortaya çıktı” yorumunu yaptı.

“Vize serbestisi için gerekli 72 kriterden 6’sı halen beklemede. Özellikle son 4 yıldan bu yana hiçbir adım atılmamıştı” diye yazan Babacan, vize muafiyeti için gereken 6 kriteri ise şöyle sıraladı:

“Terörle mücadele mevzuatında düzenleme… Kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün AB ile uyumlu hale getirilmesi.

Yolsuzlukla mücadele… Avrupa Konseyi’nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) tavsiyeleri doğrultusunda yolsuzlukla mücadele için düzenlemeler gerekiyor.

Europol ile işbirliği… Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ile işbirliği, kişisel verilerin korunması yasasında yeni düzenleme.

Kişisel verilerin korunması… AB standartlarında düzenleme yapılması isteniyor

AB ülkeleri ile adli yardımlaşma ve suçluların iadesi…

Geri Kabul Anlaşması… Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı uygulamaya başlayarak özellikle Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya geçişinin engellenmesinde büyük sorumluluk üstlenmiş durumda. Ancak AB, ikili geri kabul protokollerinin uygulanmasında bazı sorunların olduğunu savunuyor.”

Paylaşın

Erdoğan’dan İsveç’in NATO Üyeliğine Destek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliğine destek vermeyi kabul ettiği açıklandı. Öte yandan İsveç’in, Türkiye’nin AB sürecini, vize serbestisinin ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çabalarını destekleyeceği duyuruldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson bir araya geldi.

Toplantının ardından açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin mutabakata varıldığını söyledi. Genel Sekreter, Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine ilişkin protokolü yakında TBMM’ye sunacağını duyurdu. Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliği için mutabakata varılmasını ‘tarihi bir gün’ olarak niteledi.

Stoltenberg, “Bugün varmış olduğumuz anlaşma geçtiğimiz yıl İspanya’da yaptığımız anlaşmanın onayı. Sayın Erdoğan İsveç’in üyeliğinin onaylanması konusunda kararı verdi. İsveç’in neler yapacağını anlaşmada yazıyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile İsveç arasında ikili güvenlik mekanizması kurulacağını açıklayan Stoltenberg, NATO tarihinde ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörü atanacağını duyurdu.

Mutabakat metni yayımlandı

Üçlü zirvenin ardından NATO’dan yayınlanan 7 maddelik mutabakat metninde şu ifadeler yer aldı: “10 Temmuz 2023 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoǧan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Vilnius’ta düzenlenen NATO Zirvesi’nde bir araya geldi.

Son NATO Zirvesi’nden bu yana İsveç ve Türkiye, Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını gidermek üzere yakın işbirliği içinde çalışmışlardır. Bu sürecin bir parçası olarak İsveç anayasasını değiştirdi, yasalarını değiştirdi, PKK’ya karşı terörle mücadele işbirliğini önemli ölçüde genişletti ve Türkiye’ye silah ihracatını yeniden başlattı; tüm bu adımlar 2022’de kabul edilen Üçlü Memorandum’da belirtilmişti.

İsveç ve Türkiye bugün hem 2022 Madrid NATO Zirvesi’nde kurulan Üçlü Daimi Ortak Mekanizma hem de her yıl bakanlar düzeyinde toplanacak ve gerektiğinde çalışma grupları oluşturacak yeni bir ikili Güvenlik Mutabakatı çerçevesinde işbirliklerini sürdürme konusunda mutabık kalmışlardır. Bu Güvenlik Mutabakatının ilk toplantısında İsveç, 4. madde de dâhil olmak üzere Üçlü Mutabakatın tüm unsurlarının tam olarak uygulanmasına yönelik olarak, terörizmin tüm şekil ve tezahürlerine karşı sürdürdüğü mücadelenin temeli olarak bir yol haritası sunacaktır. İsveç, YPG/PYD’ye ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek vermeyeceğini bir kez daha yineler.

Hem İsveç hem de Türkiye terörle mücadelede işbirliğinin İsveç’in NATO üyeliğinden sonra da devam edecek uzun vadeli bir çaba olduğu konusunda mutabık kalmışlardır. Genel Sekreter Stoltenberg ayrıca NATO’nun terörizmin tüm şekil ve tezahürlerini kategorik olarak kınadığını bir kez daha teyit etti. NATO, Genel Sekreter’in NATO’da ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörlüğü’nü kurması da dahil olmak üzere, bu alandaki çalışmalarını önemli ölçüde hızlandıracaktır.

Müttefikler arasında savunma ticareti ve yatırımına yönelik hiçbir kısıtlama, engel veya yaptırım olmaması gerektiği ilkesine bağlıyız. Bu tür engellerin ortadan kaldırılması için çalışacağız.

İsveç ve Türkiye ayrıca Türkiye-İsveç Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) aracılığıyla ekonomik işbirliğini artırma konusunda da mutabık kalmışlardır. Hem Türkiye hem de İsveç, ikili ticaret ve yatırımları artırmak için fırsatları azami düzeye çıkarmaya çalışacaktır. İsveç, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve vize serbestisi de dâhil olmak üzere Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini yeniden canlandırma çabalarını aktif olarak destekleyecektir.

Bu temelde ve Avrupa-Atlantik bölgesinin caydırıcılığı ve savunmasına ilişkin zorunluluklar göz önüne alındığında, Türkiye, İsveç’in Katılım Protokolünü TBMM’ye iletecek ve onaylanmasını sağlamak üzere Meclis ile yakın işbirliği içinde çalışacaktır.”

İsveç’ten AB üyelik sürecinde Türkiye’ye destek sözü

ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü TBMM’ye iletme taahhüdünü memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Avrupa-Atlantik bölgesinde savunma ve caydırıcılığı geliştirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye ile birlikte çalışmaya hazırım.” ifadesini kullandı.

Biden, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü onaylamak üzere TBMM’ye iletme taahhüdü dahil Türkiye, İsveç ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından yayımlanan açıklamayı memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

“Avrupa-Atlantik bölgesinde savunma ve caydırıcılığı geliştirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye ile birlikte çalışmaya hazırım.” ifadesini kullanan Biden, İsveç’i NATO’nun 32. müttefiki olarak karşılamayı sabırsızlıkla beklediğini kaydetti. Biden, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e de kararlı desteği için teşekkür etti.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, “İsveç için güzel bir gün. (Türkiye ile) İşbirliği formatı olan, yeni bir ikili güvenlik diyaloğu kuracağız.” dedi.

Paylaşın

İsveç’ten Bir İlk: PKK’ya Finansman Sağlamaya Hapis Cezası

NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılımı için Türkiye ve Macaristan’ın onayını bekleyen İsveç’te bir ilk. PKK’ya finansman sağlamaya çalışmaktan suçlu bulunan bir kişi dört buçuk yıl hapis cezasına çarptırdı.

Haber Merkezi / Mahkemenin kararı Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında Perşembe günü Brüksel’de yapılan kritik toplantı sırasında geldi. İsveç’in NATO üyeliğinin ele alındığı toplantı NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ev sahipliğinde gerçekleşiyor.

Hapis cezasına çarptırılan 40’lı yaşlarındaki Kürt kökenli Türkiye vatandaşı, Ocak ayında Stockholm’deki bir restoranın önünde silahla ateş ettikten ve etrafına tehditler savurduktan sonra tutuklanmıştı.

Mahkemenin yargıcı Mans Wigen, “Bölge mahkemesi Türkiye kökenli Kürt’ü Stockholm’deki bir Kürt iş insanını PKK’ya para ödemesi için silah zoruyla gasp etmeye çalıştığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırdı” dedi.

Wigen, “Gasp teşebbüsü PKK’nın Avrupa’da yürüttüğü kapsamlı bir bağış programı çerçevesinde gerçekleştirildi, buna şantaj da dahildi” ifadesini kullandı. Mahkemenin açıklamasına göre, yapılan incelemeler sonucunda gasp girişiminin amacının “PKK’ya para sağlama” olduğu tespit edildi.

Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Avukat İlhan Aydın, “Müvekkilim sonuçtan memnun değil. Bölge Mahkemesi’nin özellikle terörün finansmanı ve nitelikli gasp teşebbüsü konusundaki kararına katılmıyoruz. Mahkemenin kararın itiraz edeceğiz” dedi.

Türkiye kökenli kişi, Stockholm’deki bir restoranın önünde silah sıkıp tehditler savurduğu için geçen Ocak ayında tutuklanmış ve 21 Haziran’da da ilk kez hakim önüne çıkmıştı.

İsveç’te yeni Terörle Mücadele Yasası 1 Haziran’da yürürlüğe girmişti. Yeni yasa kapsamında “terör faaliyetlerinde bulunanlara” 4-8 yıl arasında hapis cezası verilebilecek, “terör örgütü lideri olarak tanımlanan kişlşiler” 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecek.

Ayrıca “terör örgütlerini finanse eden veya destekleyen kişilerin” gözaltına alınmaları ve yargılanmaları yönelik olarak, ilgili mercilerin yetkileri artırıldı.

İsveç gelecek hafta Litvanya’da yapılacak NATO zirvesi öncesi ittifaka üye olmak istiyor. Ancak NATO üyeleri Türkiye ile Macaristan, İsveç’in ittifaka katılmasına henüz yeşil ışık yakmadı.

Ankara Stockholm’den terör örgütleri ve mensuplarına karşı daha sert tutum takınmasını ve terör örgütü üyelerini Türkiye’ye iade etmesini istiyor.

Türkiye’nin, NATO üyeliğine “teröre destek verdiği” gerekçesiyle veto koyduğu İsveç’in, haftaya Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesinde ittifaka katılması için kulisler hızlandı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile dün Washington’da yaptığı görüşmenin ardından, Türkiye, İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanları ile istihbarat şefleri bugün Brüksel’de üst düzey bir toplantı için biraraya geliyor.

Gözler, Nisan ayında Türkiye’nin vetosunu kaldırmasının ardından tam üyeliği onaylanan Finlandiya’dan sonra, İsveç’in NATO’ya girişine yeşil ışık yakılıp yakılmayacağı sorusuna çevrildi.

Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in, NATO karargahındaki buluşmanın ardından düzenleyeceği basın toplantısıyla sonucu değerlendireceğini açıklaması, İsveç’in NATO’ya kabul edilmesi yönündeki beklentileri arttırdı.

Bugünkü toplantı, Haziran 2022’de Madrid’de yapılan NATO zirvesinde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan Üçlü Mutabakat Muhtırası çerçevesinde yapılıyor.

Fidan, Kalın ve Kılıç katılıyor

NATO’nun geleceği açısından önemli kararların alınacağı kritik Vilnius zirvesinden bir hafta önce yapılan toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç temsil ediyor.

Paylaşın

NATO ve Avrupa Birliği’nden “Wagner” Yorumu: Rusya’nın İç Meselesi

AB (Avrupa Birliği) ülkeleri ve NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü), paralı asker grubu Wagner ve lideri Yevgeni Prigojin haftasonu başlattıkları isyanın Rusya’nın iç mesele olarak tanımladı.

Haber Merkezi / Rusya’da hayat normalle dönerken, Rusya’nın Ulusal Terörle Mücadele Komitesi de ülkedeki durumun “stabil” olduğunu belirtti.

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, Ukrayna’ya nasıl daha fazla destek verileceğini görüşmek üzere bugün Lüksemburg’da bir araya geldi. AB liderlerinin 29-30 Mayıs’ta Brüksel’de yapılacak zirvesine hazırlık için toplanması öngörülen dışişleri bakanları, Rusya’da haftasonu yaşanan gelişmeler üzerine gündem değiştirdi.

Toplantının açılışında konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rusya’daki krizin Kremlin’in iktidarını sarstığını savundu. Borrell, “Hafta sonunda yaşananlar, Ukrayna’ya yönelik savaşın Rusya’nın iktidarını çatlattığını ve siyasal sistemini etkilediğini gösteriyor” dedi.

Borrell ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, yarattığı “canavarın” bedelini ödediğini söyledi. Borrell, “Putin’in Wagner’le yarattığı canavar, şu an onu ısırıyor. Canavar, yaratıcısına karşı hareket ediyor” dedi.

Lüksemburg’daki toplantı öncesi konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da gelişmelerin Rusya’daki siyasi çevrelerde yaşanan “büyük çatlakları” ortaya koyduğunu söyledi. Yaşananları “sadece Rus dramasındaki bir perde” olarak tanımlayan Almanya Dışişleri Bakanı, “Rusya’daki çeşitli aktörlere ne olacağı hâlen belirsiz” diye ekledi.

Baerbock, “şu aşamada değerlendirmede bulunamayacakları riskler oluşturan” bu gelişmeleri “yakından analiz ettiklerini” belirtti. Ancak “Rusya’daki bir ülke içi iktidar mücadelesi” diye nitelediği bu olaya Almanya’nın müdahil olmayacağının altını çizen Baerbock, Batılı müttefiklerinin Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceğini söyledi.

AB dönem başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı Tobias Bilström de, “İsveç dönem başkanlığında Ukrayna’ya yardım konusunda önemli gelişmeler sağladık. Bugün yeni bir paket görüşeceğiz. İran’a yaptırım paketini de ele alacağız” dedi.

Rusya’da olanlar konusunda yorum yapmak istemediklerini belirten Bilström, “Bu Rusya’nın içişleri. Hem hükümetler hem de AB olarak, gelişmeleri çok yakından izliyoruz. Bugün önemli olan Ukrayna’nın yanında olmaya devam etmektir. Biz de bunu konuşacağız” dedi.

Temmuz ayındaki NATO zirvesine ev sahipliği yapacak Litvanya’nın Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis de sorular üzerine, “Bizim Rusya’da rejimi değiştirmeye ihtiyacımız yok. Bunu Rus halkı kendisi yapabilir. Bizim yapmamız gereken, Ukrayna’ya konsantre olmak ve yardımlarımızı özellikle finansal yardımlarımızı sürdürmek. NATO çerçevesinde askeri yardımları artırmak” dedi.

Çek Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky de, ülkesindeki güvenlik toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Wagner grubunun isyanının “liderlik değişikliğinin yolda olduğunu gösterdiğini” söyledi. Lipavsky, “Muhtemelen Putin’in halefi için verilen mücadelenin yaklaştığı, hatta başladığını söyleyebiliriz” dedi.

NATO’dan açıklama

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise “Hafta sonunda olanlar Rusya’nın iç meselesi ve Putin’in hem Kırım’ı yasa dışı ilhakının hem de Ukrayna’ya açtığı savaşın ne kadar büyük bir stratejik hata olduğunun yeni bir göstergesi” ifadesini kullandı.

Litvanya’nın başkenti Vilnius’a ziyareti sırasında gazetecilere açıklamada bulunan Stoltenberg, “Rusya saldırılarını sürdürdükçe bizim Ukrayna’ya yönelik desteğimiz daha da önemli bir hâl alıyor” diye konuştu.

Paylaşın

İsveç’ten Türkiye’ye “NATO Üyeliği” Çağrısı: Onaylama Vakti Geldi

TBMM’nin İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılım başvurusu için onay sürecini başlatması gerektiğini söyleyen İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billstrom, Stockholm’ün Ankara ile ittifaka katılmak için yaptığı anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirtti.

Billstrom, parlamentodaki bir toplantının oturum arasında Reuters haber ajansına, “Bizden bekleneni yaptığımızı düşünüyoruz. Artık Türk parlamentosunun onay sürecini başlatmasının zamanı geldi” dedi.

Billstrom, 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO Liderler Zirvesi öncesinde ülkesinin ittifaka katılımı için umutlu olduğunu kaydetti; Stockholm’ün “B Planı” olmadığını söyledi.

Rusya’nın geçen yıl Ukrayna’yı işgaliyle birlikte İsveç ve Finlandiya, yıllardır süren askeri bağlantısızlık politikalarını geride bırakıp NATO üyeliğine başvurdular.

Finlandiya Nisan’da NATO’ya katıldı. Ancak Türkiye, İsveç’in üyeliğini güvenlik endişelerini gerekçe göstererek engellemeyi sürdürüyor. Ankara bu ay, İsveç’in NATO’ya katılımına izin vermek için Stockholm’deki Türkiye karşıtı protestoların bastırılması gerektiğini söyledi.

Ankara’ya göre İsveç, Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği militan grupların üyelerini barındırıyor. İsveç ise, ülkede terör gruplarını finanse etmeyi ve desteklemeyi zorlaştıran yeni bir yasayı 1 Haziran’da yürürlüğe soktu.

Stockholm, yeni yasanın Türkiye ile 28 Haziran 2022’de NATO Madrid zirvesinde imzalanan üçlü mutabakat anlaşmasındaki taahhütleri yerine getirdiğini söylüyor. Ankara ise bu adımı yeterli bulmuş değil.

Geçen aylarda Stockholm’deki bazı protestocular, bir elektrik direğine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kuklasını asmışlar; başka gösterilerde de Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği’nin terör örgütü olarak tanımladığı PKK’ya destek veren bayraklar yer almıştı.

Gösteri özgürlüğünün “anayasada yer aldığını” belirten Billstrom, “Ancak yasal olan şeylerin her zaman uygun olmadığını da söylüyoruz” dedi. Ankara’nın yanısıra Macaristan’ın da İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması gerekiyor.

Paylaşın

NATO Üyeliği: İsveç’te PKK’ya Finansman Sağlama Davası

NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliği sürecinde Türkiye’nin “teröristlere kucak açmakla” suçladığı İsveç’ten dikkat çeken adım. İsveç’te PKK’ya finansman sağlama girişiminde bulunmakla suçlanan bir kişi mahkemeye çıktı.

İsveç’in başkenti Stockholm’deki bir restoranın önünde silah sıkıp tehditler savurduğu için geçen Ocak ayında tutuklanan şüphelinin kırklı yaşlarında olduğu belirtildi.

Söz konusu kişinin İsveç’teki PKK faaliyetlerinde kilit rol oynadığını iddia eden savcılık, şüphelinin amacının, Türkiye’nin yanı sıra İsveç, Avrupa Birliği ve ABD tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen PKK için haraç almak olduğunu iddia ediyor.

Alman ve Fransız istihbaratından kanıtlara da yer verilen iddianamede, şüphelinin PKK’nın finansmanına doğrudan müdahil olan kişilerle irtibat kurduğu ve bizzat örgüt adına hareket ettiği iddiaları da aktarıldı.

Sanık avukatı İlhan Aydın ise mahkemede müvekkilinin PKK ile bağlantılı kişilerle irtibat kurmuş olabileceğini ancak kendisinin bu örgütle bağlantısı bulunmadığını savundu.

Aydın, duruşma öncesi AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, müvekkilinin para gasbetme ve PKK’ya finansman sağlama girişimi suçlamalarını reddettiğini, silah kullanımıyla ilgili suçlamayıysa kabul edeceğini ifade etmişti.

Türkiye, “teröristlere kucak açmakla” suçladığı İsveç’ten onlarca kişinin iadesi için başvurmuştu. Ankara, terör örgütlerine yönelik tavrı nedeniyle İsveç’in NATO üyeliğine de karşı çıkıyor.

Ankara ayrıca İsveç’ten Türk hükümetine yönelik protestolara ve PKK gösterilerine de izin vermemesini istiyor.

İsveç son dönemde Ankara’nın beklentilerini karşılayabilecek bir dizi terörle mücadele kanunu geçirdi. Terör tanımını daha kapsamlı hâle getiren bu yasalar, terör örgütlerinin finansmanına yönelik faaliyetlerden ötürü dava açılmasını da kolaylaştırıyor.

Daha önce IŞİD bağlantılı davalarda işletilen bu yasa, PKK destekçisi olmakla suçlanan bir kişiye karşı ilk kez kullanıldı.

İsveç geçen hafta da Türkiye’de yaklaşık 10 yıl önce uyuşturucu satıcılığından hüküm giymiş olan bir PKK destekçisini iade etmeyi kabul etmişti.

İsveç’in NATO üyelik süreci

Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından onlarca yıldır sürdürdükleri askeri tarafsızlık ilkesinden vazgeçerek NATO’ya katılmak için Mayıs 2022’de ortak başvuruda bulunmuştu.

Finlandiya ve İsveç’in üye olabilmesi için NATO bünyesindeki 30 ülkenin onayı gerekiyor. İsveç’in üyeliğine Türkiye ve Macaristan dışındaki NATO üyeleri meclis onayı verdi.

Türkiye, İsveç’in üyeliğine onay vermek için Stockholm’den terör örgütleriyle mücadele konusunda daha somut adımlar beklediğini belirtiyor. Macaristan hükümeti ise İsveçli yetkililerin Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın politikalarına yönelik eleştirilerinden rahatsız.

Türkiye ve Macaristan uzun süre Finlandiya’nın NATO üyeliğine de karşı çıkmış, ancak Ankara ve Budapeşte’nin bu itirazlarını geri çekmelerinin ardından Finlandiya geçen Nisan ayında NATO’ya katılmıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

NATO’dan Dikkat Çeken Rusya Açıklaması: Dikte Ettiği Barışı Kabul Etmeyiz

NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Hepimiz bu savaşın sona ermesini istiyoruz, ancak adil bir barış çatışmanın dondurulması ve Rusya tarafından dikte edilen bir anlaşmanın kabul edilmesi anlamına gelemez” dedi.

Jens Stoltenberg, açıklamasının devamında, Ukrayna’nın başlattığı karşı operasyonun başarılı olmasını umduğunu söyleyerek, “Ne kadar çok toprak Ukrayna toprağını özgürleşebilirse, Ukraynalılar müzakere masasında o kadar daha güçlü olacaktır” ifadelerini kullandı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO tarihinin en büyük hava tatbikatı olan Air Defender 23’e katılmak üzere geldiği Almanya’da Başbakan Olaf Scholz ile görüştü.

VOA Türkçe’den Cem Dalaman’ın aktardığına göre, Berlin’de Başbakanlık Binası’nda gerçekleşen toplantı sonrasında, Scholz’le basını bilgilendiren Stoltenberg, öncelikli olarak 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenecek NATO Zirvesi’ni ele aldıklarını aktardı.

NATO zirvesinin Ukrayna’nın ittifaka katılması için resmi bir davetle sonuçlanmayacağı şeklinde çıkan haberleri doğrulayan Stoltenberg, “Vilnius Zirvesi’nde ve zirve hazırlıklarında Ukrayna’ya resmi bir davette bulunmayı planlamıyoruz” dedi, ancak NATO liderlerinin Ukrayna’yı örgüte nasıl yaklaştırabileceklerini konuşacaklarını sözlerine ekledi.

Zirveye Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin katılacağını kaydeden Stoltenberg, savaşın sona ermesi karşılığında “Ukrayna’da dondurulmuş bir çatışmanın kabul edilmemesi” konusunda uyardı.

NATO Genel Sekreteri, “Hepimiz bu savaşın sona ermesini istiyoruz, ancak adil bir barış çatışmanın dondurulması ve Rusya tarafından dikte edilen bir anlaşmanın kabul edilmesi anlamına gelemez” dedi.

Stoltenberg, Ukrayna’nın başlattığı karşı operasyonun başarılı olmasını umduğunu söyleyerek, “Ne kadar çok toprak Ukrayna toprağını özgürleşebilirse, Ukraynalılar müzakere masasında o kadar daha güçlü olacaktır” dedi.

Almanya Başbakanı Scholz da, ülkesinin Ukrayna’daki savaşın bir süre daha devam edebileceği ihtimaline hazırlıklı olduğunu söyledi. “Buna hazırlanıyoruz ve politikalarımızı buna göre ayarlıyoruz” diyen Scholz, Almanya’nın Ukrayna’yı gerektiği sürece desteklemeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

Vilnius’ta Stoltenberg’in görev süresinin Temmuz 2024’te Washington’da yapılacak NATO yıldönümü zirvesine kadar uzatılmasına karar verilmesi bekleniyor. Alman hükümeti şimdiden 64 yaşındaki Norveçlinin görevde kalması yönünde görüş bildirdi.

Stoltenberg’in, yarın Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ile Air Defender 23 tatbikatına katılmak üzere Almanya’nın kuzeyindeki Jagel Hava Üssü’ne gideceği ifade edildi. Stoltenberg’e Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius eşlik edecek.

Alman Hava Kuvvetleri’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 23 Haziran tarihine kadar sürecek tatbikat, 250 uçak ve 10 binden fazla personel tarafından gerçekleştiriliyor. Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı 151’inci Filo Komutanlığına ait 3 adet F-16 savaş uçağı da tatbikatta yer alıyor.

Çin Başbakanı Li Qiang’dan Berlin’e ziyaret

Berlin’i bugün ziyaret eden bir diğer isim ise Çin Başbakanı Li Qiang. “Çin’in 2 numaralı ismi” olarak bilinen Li Qiang’ın gerçekleştirdiği ilk yurtdışı seyahatine Çin hükümetinden 8 bakan da eşlik ediyor.

Li Qiang’ın akşam saatlerinde Başbakan Olaf Scholz’le ikili bir görüşme yapması ve akşam yemeğinde buluşması planlanıyor.

Yarın ise Li ve Scholz’un katılımıyla Çin-Almanya hükümetler arası istişare mekanizmasının 7’nci toplantısında iki tarafın bakanları bir araya gelecek. Li’nin, daha sonra Münih’te Alman şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle bir araya gelmesi de planlanıyor.

Scholz’le bir araya gelmeden Berlin’de yazılı bir açıklama yapan Li, Alman hükümetini Çin-Alman dostluğunu güçlendirmeye çağırdı. Li, “Günümüz dünyasının bir değişim içinde. Farklılıklara rağmen, Alman hükümeti Çin ile ortak bir zemin aramalı ve temasları yoğunlaştırmalı” dedi.

Ziyaretinin ilk saatlerinde Bellevue Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından kabul edilen Li, Çin’in karşılıklı saygı ruhu ışığında iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirmesine hazır olduğunu vurguladı.

Stratejik ortaklığın her iki ülkenin de yararına olduğunun altını çizen Li, Almanya’dan da bu alanda olumlu sinyaller beklediklerini söyledi.

Başbakan Scholz’e yakın kaynaklar, Alman tarafının görüşmelerde Tayvan konusu, insan hakları ve Pekin’in Rusya-Ukrayna savaşında Moskova’ya yakın durması gibi konuları dile getireceğini duyurdu.

Ancak aynı zamanda Scholz’un ticari dengeleri göz önünde bulundurarak Çin ile ekonomik iş birliğine devam etmesi dikkati çekiyor. Bu bağlamda Scholz, Çin politikasında AB’den ayrı tek başına hareket etmekle eleştiriliyor.

Almanya ve Çin arasında ilişkilerde ticaret büyük pay sahibi. Çin, Almanya’nın dünyadaki en önemli ticaret ortağı konumunda. Almanya’nın toplam ithalatının yüzde 12,8’i Çin’den geliyor. İhracatta ise Çin, Almanya’nın ihracatında dördüncü sırada yer alıyor.

Uzmanlar gelirlerinin yüzde 30’dan fazlasını Çin üzerinden elde eden Alman otomotiv devleri Volkswagen, Mercedes ve BMW’in yanısıra, çok sayıda orak ölçekli Alman şirketinin, özellikle nadir toprak elementleri veya magnezyum gibi kritik ham maddeler söz konusu olduğunda Çin’e bağımlı duruma geldiğini ifade ediyor. Almanya’ya ithal edilen tüm nadir elementlerin yaklaşık yüzde 94’ün Çin’den geliyor.

Çin heyeti, Almanya ziyareti sonrasında 22-23 Haziran tarihlerinde Yeni Küresel Finansman Paktı Zirvesi’ne katılmak amacıyla Paris’e geçecek ve Li Qiang Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile biraraya gelecek.

Paylaşın