İzmir: Faik Paşa Cami

Faik Paşa Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Altınordu Mahallesi, 967 Sokak üzerinde yer alır.

XVI. yüzyılın başlarında İzmir’in bir mahallesine adını veren camidir.

Evliya Çelebi (kâgir kubbesinin kurşun örtülü) olduğunu söylüyor ki, asli yapısı herhalde yangın ve zelzelelerden harap olmuştur.

Kitabesindeki 1842 tarihi de, bir yangın sonrası esaslı tamiri göstermektedir.

Paylaşın

İzmir: Fettah Cami

Fettah Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Akıncı Mahallesi, 1297 Sokak üzerinde yer almaktadır.

XVII.Yüzyıl’da yapılmış olmalıdır. Evliya Çelebi “Abdulfettah Çavuş” dediği bu camiden “kiremitli amma mamur” olarak bahseder.

1843 ve 1861 yıllarında tamir görmüştür. Son şeklini, yakın zamanlarda almıştır.

Paylaşın

İzmir: Başdurak (Hacı Hüseyin) Cami

Başdurak (Hacı Hüseyin) Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Anafartalar Caddesi üzerinde yer alır. Caminin kuruluşuna dair camide herhangi yazılı bir bilgi bulunmamakta.

Geçmiş yıllarda “Başoturak” olarak anılan bölgede bulunan cami, günlük dilde daha kolay söylendiği için zamanla Başdurak olarak anılmaya başlamış. Tam olarak bilinmeyen bir tarihte ve nedenle yıkılan medrese ile birlikte inşa edilmiş olan Başdurak Cami hakkında en eski bilgilere Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden ulaşabiliyoruz.

Camide, kuruluşuna dair herhangi bir yazılı bilgi yok fakat “Seyahatname “de giriş kapısı üzerinde, tahıl tüccarı Hacı Hüseyin tarafından 1652’de yaptırıldığını belirten bir kitabenin bulunduğundan söz ediliyor. Bu kitabenin de izlerine bugün rastlanmıyor. Bunun yerinde caminin 1774 yılında onarıldığını belirten onarım kitabesi bulunuyor. Caminin ikinci onarım kitabesi ise avlu kapısı taç kısmının iç ve dış yüzeyinde yer alıyor. Bu kitabeye göre cami, depremde büyük zarar görmüş. Halkın da yardımıyla 1894-1895 yıllarında onarılmış. Son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından üç yıl süren çalışmalarla restore edilen cami 2001 yılı mayıs ayında ibadete açılmış.

Cami, alt katta dükkânların, üst katta ibadet mekânı ile son cemaat yerinin bulunduğu fevkani, yani çarşı-cami tipinde. Vakıflar Genel Müdürlüğünce üç yıl boyunca sürdürülen onarım çalışmaları sırasında rastlanan, izler değerlendirilerek çarşı bölümüne bir dükkân daha ilave edilmiş. Böylelikle caminin altında bulunan dükkân sayısı 28’e çıkmış. İbadet mekânı kare planlı olup tromplarla geçilen büyük bir kubbe ile örtülmüş. Üç bölümlü son cemaat yerinin üzeri, ortada ayna tonoz, yanlarda ise pandantif geçişli yine birer kubbe ile örtülmüş. Son cemaat mahallinin doğu yönündeki bir kapı, üzeri tonozlu imam odasına ve batı yönündeki diğer kapı ise, minareye giden bir koridora açılıyor. Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan bugünkü minaresi, yıkılan ilk minarenin yerine sonradan yapılmış.

Yapının dış cephelerinde, saçağın altındaki alçı friz ile üzerindeki çiçek motifleri dikkat çekiyor. Duvarların üst kısmı, alt ve üst kat pencereleri ile mihrap, bitkisel motiflerden oluşan alçak kabartma alçılarla bezeli. Tüm ihtişamıyla göz kamaştıran Başdurak Camii’nin içinde yer yer kalem işi süslemelere de rastlanıyor. Minber girişinde ve yan aynalıklarında bulunan mermer kabartmalar ile korkuluklarındaki ajur tekniğinde yapılmış bitkisel süslemeler de görülmeye değer.

Paylaşın

İzmir: Abdullah Efendi Cami

Abdullah Efendi Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Faik Paşa Mahallesi, 1277 Sokak üzerinde yer alır.

1770’lerde bu caminin varlığını bildiğimiz için daha eskiden yapılmış olmalıdır. Cami, bugünkü yapısını ise yeni zamanlarda almıştır.

Paylaşın

İzmir: Aliağa Cami

Aliağa Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Odunkapı Mahallesi, 845 Sokak üzerinde yer alır. Selviler ve eski mezarlar ortasında pitoresk görünüşlü bir camidir.

Gedizli Ali Ağa 1672 yılında yaptırmıştır. Kesme taştan kare planlı olan caminin üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklindedir. Minber oyma taştan ve mermerdendir.

Caminin minaresi kesme taş kaide üzerine tuğladan, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare XIX. yüzyılda yeniden yapılmıştır.

Paylaşın

İzmir: Hahamhane

Hahamhane; İzmir’in Konak İlçesi, Kemeraltı Semti, Havra Sokağı civarındadır. Hahamhane binası 1840 yılında Viyanalı Rotşild ailesinin desteği ile kuruldu.

Hahamhane binası, bir zamanlar Hahambaşı Sokağı olarak anılan sokakta,  duvarlarla çevrili büyük bir bahçenin ortasında bulunur. Hahamhane, adından da anlaşılacağı gibi, İzmir Hahambaşılığın ofisi olarak işlev görürdü.

İzmir Yahudi cemaatinin “Hamursuz” adı ile anılan bayramlarında ihtiyacını karşılamak üzere, Hahamhane’ye bitişik olarak kurulan bir fırında hamursuz üretilirdi.

1930 yıllarına kadar İzmir Yahudi cemaatinin merkezi kitaplığı ve Yeşivası (dini okul) burada bulunurdu ve cemaatin tüm resmi işleri Hahamhane’de görülürdü.

1997 yılında Hahamhane boşaltılmış ve cemaat işlerini yürütmek için Alsancak’ta bir ofis kiralanmıştır. Bugün binanın çatısının tamamı  çökmüş ve duvarlar deformasyona uğramıştır.

Paylaşın

İzmir: Etz Hayim Havrası

Etz Hayim Havrası; İzmir’in Konak İlçesi, Güzelyurt Mahallesi, İnkılap Sokak üzerinde yer almaktadır.

Yahudilerin İzmir’e ilk geldikleri dönem olan Bizans döneminden beri mevcut olduğu düşünülen bu havra İzmir yangınlarında birkaç kez yanmış, tadilatlar görmüş ve en son 1851 yılında Daniel Sidi tarafından restore edilmiştir. Söz konusu havra günümüzde kullanılmamakta ve harap durumdadır. Etz Hayim havrası eski Sefarad havralarından olduğu için tevyasının tavanı dokuz dikdörtgen parçaya bölen dört sütunun altında yer aldığı ve oturma sıralarının bu biçimlenişi çevrelediği merkezi planla inşa edilmiştir.

Günümüzde yapı kilise plan şeması olan lineer plana dönüştürülmüştür. Yapıya bir giriş mekânından girilmektedir. Bu giriş mekânında; küçük bir platformun üzerine konumlanan tevyasıyla, tevyayı saran oturma sıralarıyla sair günler de yapılacak olan ibadetler için az sayıdaki cemaate hizmet verecek bir ön havra bulunmaktadır. Giriş mekânının üst katı mehizah bölümüdür.

Yapının zemin katı yığma taş üst katı ise ahşap karkas olarak inşa edilmiştir. Tavan döşemeleri, bölücü duvarları ahşap olup, yapının çatısı ahşap konstrüksiyondur. Zemin kaplaması mermer olan Etz Hayım Havrası’nın giriş bölümünde yıldız süslemesi bulunmaktadır.

Çift olarak yaptırılan tevya; üç basamakla yükseltilmiş ve Yahudilerin Portekiz’den İzmir’e gelirlerken kullandıkları kadırgaları andıran platformun üzerinde yer almaktadır. Ahşap işçilikleriyle dikkati çeken altı tora dolabı mevcuttur. Mekânı dokuz dikdörtgene bölen ve çatıyı taşıyan dört sütunun arasında kalan tevyanın özgün konumunun tavanı yeşil geometrik formların içinde yer alan çiçek süslemelerle bezenerek diğer tavanlardan farklılaştırılmıştır.

Paylaşın

İzmir: Bikur Holim Sinagogu

Bikur Holim Sinagogu; İzmir’in Konak İlçesi, İkiçeşmelik Caddesi üzerinde yer alır. İzmir’in en güzel sinagogu olan Bikur Holim o günlerdeki görüntüsünü günümüzde de korumaktadır. 

1724 yılında Salamon de Ciaves adında Portekiz kökenli, Hollanda göçmeni, bir İzmirli Yahudi, İkiçeşmelik yolu üzerinde geniş bir bahçesi olan evlerinden birini sinagog olarak kullanılmak üzere bağışlamış ve bitişiğindeki bazı ev ve dükkânları, irat sağlaması için sinagoga vakfetmiştir.

Çaves Havrası olarak da bilinen bu sinagogun bodrum katı, kentte sık sık görülen veba veya kolera salgınlarının birinde hastane olarak kullanıldığından, o tarihten sonra hasta ziyareti anlamına gelen Bikur Holim Sinagogu olarak anılmıştır. 1772’de yanan sinagog 1800 yılında, aynı aileden Manuel de Ciaves tarafından yeniden inşa edilmiştir.

Merkezî Teva’sı,( Dua okuma kürsüsü) çiçek ve meyve resimleri bezenmiş tavanı, yeşil-sarı boyalı ve süslü sütunları ile bu sinagog İzmir’in en güzel ibadethanelerinden biridir.

Paylaşın

İzmir: Beit İsrail Havrası

Beit İsrail Havrası; İzmir’in Konak İlçesi, Turgut Reis Mahallesi, Mithatpaşa Caddesi üzerinde yer almaktadır.

II. Abdülhamit’in 1905’te, İzmir Valisi eski Sadrazam Kamil Paşa’ya hitaben yazmış olduğu ferman uyarınca, Karataş semtinde oturan Musevilerin, dini ibadetlerini yapabilmeleri için, 1904 yılında inşaat izni alınmış ve 1905. yılında yapımına başlanan Karataş Beit İsrail Sinagogu 1907 yılında hizmet vermeye başlamıştır. İtalyan etkisi ile yapılmış İzmir’de bulunan ilk örnektir. İzmir’in en büyük havrası olan Beit İsrail günümüzde de yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. İtalyan etkisi ile yapıldığı için kilise tarzı lineer plan şemasına sahiptir.

Havranın ana mekânına bir giriş holünden girilmektedir. Mehizah bölümü iç mekânı “U” planlı galeri olarak çepeçevre sarmaktadır. Havra bütün bir iç mekâna sahiptir. Mithatpaşa Caddesine bakan cephesinden içeri girilen Havranın, cephesi simetriktir. Yapıya, ikisi sivri kemer olan beş kemerle vurgulanmış beş kapıdan girilir. Yanlarda bulunan iki sivri kemerli kapılar mehizaha çıkan merdivenlere açılırlarken, diğer üç kapı ana mekâna bakan hole açılmaktadır. Girişin üzerindeki üçgen alınlıkta Şimal yıldızı motifi yer almaktadır. Yapı tamamıyla sokağa açılarak, dışarıdan algılanabilmektedir. Diğer havralarda olduğu gibi Beit israil Havrasının taşıyıcı sistemi yığma taştır. Havranın tavan döşemeleri, asma kat döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı da ahşap konstrüksiyondur, yapının zemin kaplaması karo mozaiktir.

Havranın iki tevyası bulunmaktadır. Kilise plan şemasına sahip olan havranın tevyası; tevyayı taşıyan platformu ve tora dolabı ile bir bütün olarak hekale bakan duvar fasadında yarı açık bir mekân şeklinde zeminden beş mermer basamakla yükseltilerek yapılmıştır. Kilise planlı olmasından dolayı mekânı bölen ve çatının yükseltilerek farklılaşmasını sağlayan dört sütun yoktur. Fakat havranın ana mekânında bulunan kubbe merkezliliği vurgulamaktadır.

Oturma sıraları hekale bakacak şekilde lineer olarak sıralanmışlar, mehizah bu bütün mekâna galeri olarak takılmıştır. Mekânın ortasında yukarıdan ışık almayı sağlayan ve bezemeler açısından son derece zengin olan büyük bir kubbe bulunmaktadır. Kubbenin duvarları geometrik formların ortalarında ve köşelerinde yer alan bronz çiçek motifleri ile süslenmiştir. Hekal duvarındaki alçı plastırlı kemerli büyük pencere ve pencerenin her iki yanındaki kompozit sütun başlıklı alçı plastırlar; amarında bulunan yarı açık tevya platformunu vurgulamaktadırlar. Oturma sıralarının kumaşlarının ve zemindeki halıların kırmızı renkleri, iç mekâna zenginlik kalmaktadır. Tevyanın ahşap işçiliği, kubbenin bezemeleri, tora dolabının yazıları, tora dolabını ve tevyaları örten örtülerin renkleri, galeriyi taşıyan sütunların bezemeleri, mekâna açılan kemerli kapıların vitray işlemeleri, iç mekâna zenginlik veren diğer ögelerdir.

Kilise tarzı planlama tipinin İzmir’deki ilk örneği olan ve İtalyan etkisi ile inşa edilmiş bu havra, günümüzde en çok kullanılan havralardandır. Alsancak’taki Şaar Aşamayim Havrası kullanım açısından Beit Israil’den sonra gelmektedir. Havranın içinde herhangi bir değişikliğe rastlanmamaktadır, 1908 yılında yapıldığı haliyle günümüze gelmiştir, özgünlüğünü korumaktadır.

Paylaşın

İzmir: Bet Hillel Sinagogu

Bet Hillel Sinagogu; İzmir’in Konak İlçesi, Ufuk Mahallesi, 920. Sokak üzerinde yer alır. Palaçi ailesinin evinde kurulmuştur.

Haham Hayim Palaçi (1788-1869) ve oğlu  Haham Avraham Palaçi (1809-1899), 19. Yüzyıl İzmir Yahudi Cemaatinin en önemli din bilginleridir. İkisi de devrin en büyükleri olarak anılırlar ve ünleri İzmir ve Türkiye sınırlarını aşmış, Avrupa ve Orta Doğu’nun Yahudi din bilginlerinin danışmak için İzmir’e gelmelerine neden olmuştur.

Haham Hayim Palaçi hayatı boyunca toplam 72 kitap yazmış olup, bunların 26 tanesi yayınlanmıştır ve 1861 yılında Sultan Abdülmecit tarafından “Adaletten sorumlu din adamı” nişanı ile ödüllendirilmiştir.

1788 de İzmir’de doğmuş, Musevi Okulu’nda okuduktan sonra 25 yaşında din bilgini olmuş, 40 yaşında da dini yargıç ünvanını almış ve 1865 te 77 yaşında iken Hahambaşı olarak hamamlık yapmış olan Hayim Palaçi’nin Bet-Hillel Sinagogun da yazdığı eserler, halen dünyada dini eğitim veren okullarda ders kitabı olarak da okutulmaktadır.

Bet Hillel sinagogu, Haham Hayim Palaçi’nin mezarı ve bulunduğu Gürçeşme mezarlığındaki arınma havuzu (MİKVE )ile birlikte, Hayim Palaçi’nin öğrencilerinin Pırlanta Üçgeni olarak adlandırdıkları ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken kutsal mekânlar olduğu inancındadırlar.

Paylaşın