EURO 2024: Macaristan, Son 16 Turuna Kalma Umudunu Sürdürdü

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) A Grubu’nun 3. maçında Macaristan ile İskoçya, Stuttgart Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Macaristan, karşılaşmadan 1-0 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Macaristan, bu galibiyet ile son 16 turuna kalma umudunu sürdürdü. Macaristan’a galibiyeti getiren golü 90+10. dakikada Csoboth kaydetti.

Macaristan, böylece rakiplerinin alacağı sonuçlara göre en iyi üçüncüler sıralamasında yer alarak üst tura çıkmayı bekleyecek.

İskoçya, grupta üç maç sonunda topladığı bir puanla son sırada kalarak turnuvadan elendi.

Arjantinli hakem Facundo Tello’nun düdük çaldığı maçın ilk yarısında gol sesi çıkmadı. İkinci yarıda da iki takım gol için pozisyonlar buldu. 90+10. dakikada sahneye çıkan Kevin Csoboth topu ağlara gönderdi.

Paylaşın

EURO 2024: İskoçya İle İsviçre Berabere Kaldı

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) A Grubu ikinci maçında İskoçya ile İsviçre, Cologne Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Karşılaşma 1 – 1 berabere sona erdi.

Haber Merkezi / Slovak hakem Ivan Kruzliak’ın düdük çaldığı müsabakada İskoçya’nın golünü 13. dakikada Scott McTominay, İsviçre’nin golünü ise 26. dakikada Xherdan Shaqiri kaydetti.

Bu sonuçla İsviçre, grupta puanını 4’e yükselterek avantajını sürdürdü. İskoçya ise ilk puanını elde etti. Grubun son maçlarında İsviçre, Almanya ile karşılaşacak. İskoçya ise Macaristan ile kozlarını paylaşacak.

Müsabakanın 13. dakikasında Scott McTominay’ın golüyle İskoçya 1-0 öne geçti. 26. dakikada İskoçya defansının hatasında ceza sahası dışında topla buluşan Xherdan Shaqiri’nin sert şutunda İsviçre eşitliği yakaladı.

İki takım soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle girdi. İkinci yarıda iki takımın da atakları sonuçsuz kalınca mücadele 1-1 sona erdi.

Paylaşın

EURO 2024: Almanya, İskoçya’yı Sahadan Sildi

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın (EURO 2024) açılış maçında Almanya ile İskoçya, Münih Futbol Arena’da karşı karşıya geldi. Almanya, sahadan 5-1 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Almanya’ya galibiyeti getiren golleri 10. dakikada Florian Wirtz, 19. dakikada Jamal Musiala, 45+1’de penaltıdan Kai Havertz, 68. dakikada Niclas Füllkrug ve 90+3’te Emre Can kaydetti. İskoçya’nın tek golünü ise 87. dakikada Antonio Rüdiger kendi kalesine kaydetti.

Bu sonuçla birlikte Almanya turnuvaya 3 puanla başlarken, İskoçya turnuvanın ilk maçından puansız ayrılmış oldu. Grubun bir sonraki maçında Almanya 19 Haziran Çarşamba günü Macaristan ile karşılaşırken, İskoçya ise aynı gün İsviçre ile mücadele edecek.

Almanya ile İskoçya karşılaşması öncesi yapılan açılış tören, görsel bir şölene sahne oldu. Takımların ısınmasının ardından başlayan programda dansçılar eşliğinde koreografi sunuldu. Turnuvada mücadele edecek 24 ülkenin bayraklarının yer aldığı koreografi büyük beğeni topladı.

Goller

10. dakikada soldan uzun atılan pasla sağ kanatta topla buluşan Kimmich, pasını yerden derinlemesine ceza yayına gönderdi. Buraya hareketlenen Wirtz’in bekletmeden vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluşturdu. 19. dakikada İlkay’ın ara pasında ceza sahası sol çaprazda topla buluşan Kai Havertz, penaltı noktası üzerinde Jamal Musiala’yı gördü. Bu oyuncunun şık vuruşunda Almanya farkı 2’ye çıkardı.

42. dakikada ceza sahası içinde Ryan Porteous’un İlkay’a yaptığı hareket sonrası oyun durdu. VAR’dan gelen uyarı sonrası pozisyonu izleyen hakem Clement Turpin, önce beyaz noktayı gösterdi, ardından Porteous’u kırmızı kartla oyun dışı bıraktı. 45+1. dakikada penaltı atışını kullanan Havertz’in golüyle Almanya soyunma odasına 3-0 önde girdi. İkinci yarıda da Almanya üstünlüğünü sürdürdü.

68. dakikada bir kişi fazla oynamanın avantajıyla baskıyı artıran Almanya’da sahneye bu kez Füllkrug çıktı. Ceza sahası içinde İskoçya savunmasının uzaklaştıramadığı topu alan 31 yaşındaki futbolcu, düzgün ve sert bir vuruşla skoru 4-0’a getirdi. 87. dakikada İskoçya atağında ceza sahası içinde Antonio Rüdiger kafayla topu kendi kalesine gönderdi fark 3’e indi. 90+3. dakikada ceza yayı gerisinde topla buluşan Emre Can’ın plase vuruşunda top filelerle buluştu: 5-1.

Paylaşın

Humza Yousaf, İskoçya’nın İlk Müslüman Başbakanı Olacak

Humza Yousaf, Birleşik Krallık’a bağlı dört ülkeden biri olan, yaklaşık 5,5 milyon nüfuslu İskoçya’da hükümet başkanlığına seçildi. İskoçya’nın ilk Müslüman başbakanı olan Yousaf, tüm İskoçların başbakanı olacağını belirtti.

Humza Yousaf’ın partisi İskoç Ulusal Partisi (SNP) İskoçya’nın Büyük Britanya’dan bağımsızlığını savunuyor.

İskoçya’da iktidardaki İskoç Ulusal Partisi’nden (SNP) Pazartesi günü yapılan açıklamada, üyelerin bölgesel sağlık bakanı Humza Yousaf’ı yeni parti lideri olarak seçtiği bildirildi. Parlamentoda çoğunluğa sahip SNP, “Birinci Bakan” olarak adlandırılan Başbakanlık makamını da elinde bulunduruyor. Yousaf, Salı günü (yarın) Edinburgh’daki bölgesel parlamentoda yapılacak oylama sonucunda resmen hükümet başkanı olacak.

İstifa eden eski Başbakan Sturgeon’un yerine parti genel başkanı seçilen 37 yaşındaki Yousaf‘ın, “yakın sırdaşı” olarak bilinen selefinin izlediği siyaseti sürdürmesi bekleniyor. Yousaf, Sturgeon’un istifasından sonra yapılan seçimde Maliye Bakanı Kate Forbes (32) ve eski kabine üyesi Ash Regan (49) ile yarışmıştı.

Edinburgh’da yaptığı açıklamada ülkesini “Birinci Bakan” olarak yönetebilmenin hayatının en büyük onuru olacağını blirten Yousaf, “Kendimi dünyanın en mutlu adamı gibi hissediyorum” dedi.

Birleşik Krallık’a bağlı dört ülkeden biri olan, yaklaşık 5,5 milyon nüfuslu İskoçya’da hükümet başkanlığına seçilen ilk Müslüman olan Yousaf, tüm İskoçların başbakanı olacağını belirtti. Yousaf’ın partisi SNP İskoçya’nın Büyük Britanya’dan bağımsızlığını savunuyor.

37 yaşındaki siyaset bilimci Humza Yousaf, nispeten genç olmasına rağmen hükümette şimdiye kadar üstlendiği görevler nedeniyle deneyim kazandı. Yousaf, Dışişleri Bakanı olarak görev yaptıktan sonra 2018’de Adalet Bakanlğı, 2021 yılında da Sağlık Bakanlığı yaptı. Ancak siyasi rakipleri ülkede sağlık hizmetlerinin kötü durumda olmasından kısmen onu sorumlu tutuyor.

Sturgeon 15 Şubat’ta sürpriz bir şekilde “Birinci Bakanlıktan” ve SNP liderliğinden istifa ettiğini açıklamıştı. 52 yaşındaki Sturgeon, Birleşik Krallık’ın en kuzeyinde yer alan İskoçya’nın ilk kadın başbakanıydı.

Bağımsızlık çabalarının sonu mu?

Birleşik Krallık’tan bağımsızlığı savunanların öncüsü olarak görülen Sturgeon’un istifası bağımsızlık hareketinin geleceği sorusunu da gündeme getirdi. Yousaf görevi devraldığı Sturgeon’un bu siyasetini sürdüreceğini açıklasa da işinin kolay olmayacağı değerlendiriliyor. İngiliz Yüksek Mahkemesi, bağımsızlık için yeni bir referandumun ancak Londra’daki merkezi hükümetin onayıyla mümkün olacağına hükmetmişti. Ancak merkezi hükümet böyle bir adımı kesinlikle reddediyor. Kamuoyu yoklamalarında da bağımsızlığa verilen destek Sturgeon’un istifasının ardından düştü.

Yousaf’ın önündeki bir diğer muhtemel engel de Sturgeon’un kendi saflarındaki direnişe rağmen kabul ettirdiği liberal cinsiyet yasa tasarısı olacak. Söz konusu tasarı, cinsiyet değişikliği için ön koşul olan sağlık raporu zorunluluğunun kaldırılmasını öngörüyor. Ayrıca başvuru yaşı da 18’den 16’ya düşürülecek. İngiliz hükümeti ise öneriyi engelliyor. Yousaf, Londra’nın vetosuna karşı yasal yollara başvurma sözü verdi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Birleşik Krallık’ta Yaklaşık Yarım Milyon Kişi İş Bıraktı

İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’ta kamu işçilerinin de aralarında bulunduğu yarım milyon kişi, iyileştirilmiş çalışma şartları için greve gitti. Grev en az son 10 yılın en büyük ve kapsamlı grevi olma özelliği taşıyor.

Öğretmen, devlet memuru, demiryolu ve otobüs görevlisi ve üniversite çalışanı yüzbinlerce kişi seslerini duyurmak için Parlamento meydanına yürüdü. Ülkede, birçok sendika grev hareketlerini birleştirme kararı almıştı.

azı sendikaların tarihlerinde ilk defa ya da onlarca yıldır ilk kez iş bırakma kararı aldığı ülkede, 300 bin öğretmen, 100 bin devlet memuru, 70 bin üniversite çalışanı ve 100 bin makinist bugün iş bıraktı. Bugün greve katılanlar şu şekilde:

– İngiltere ve Galler’de yaklaşık 100 bin öğretmenin ve okullardaki yardımcı personelin bugün greve çıkması bekleniyor. Grevin 26 bin okuldan 23 binini etkilemesi öngörülüyor.

– İskoçya’da çok sayıda öğretmen işi bırakıyor

– Birleşik Krallık çapında 150 üniversitede binlerce kişinin greve katılması bekleniyor.

– Toplamda 124 bakanlık ve hükümet departmanında çalışan yaklaşık 100 bin devlet memuru da ücret ve çalışma koşulları sebebiyle grevde.

– İngiltere’de çok sayıda makinist işi bırakıyor.

– Başkent Londra’da bazı otobüs şoförleri de grevde.

Yetersiz ücret artışları, artan fiyatlar

Yıllık tüketici enflasyonunun Eylül 2022’de yüzde 11,1 ile son 41 yılın en yüksek seviyesini gördüğü ülkede son aylarda devam eden grevlerin en önemli nedenlerinden biri, ücret artışı tekliflerinin tüketici fiyatlarında görülen bu artışın gerisinde kalması olarak gösteriliyor.

Mali Çalışmalar Enstitüsüne’ne göre öğretmenlerin maaşları 2010-2022 yılları arasında reel olarak ortalama yüzde 11 azaldı. Sendikaların hesaplamalarına göre ise bu oran gerçekte yüzde 23.

İngiltere ve Galler’de 2022 yılında öğretmenler yalnızca yüzde 5 zam alırken Kuzey İrlanda’da bu oran yüzde 3,2’de kalmıştı.

İngiltere’de, demiryolu çalışanlarının ücret, iş güvenliği ve çalışma koşulları sebebiyle katıldığı grev, ülke genelinde büyük ulaşım sıkıntılarına neden olmaya devam ediyor.

İngiltere’nin başkenti Londra’da grev sonucunda raylı sistem ulaşım servislerinin bir kısmı askıya alınırken bir kısmı aralıklı olarak hizmet veriyor.

İngiltere’nin başkenti Londra’nın simgelerinden olan Big Ben saat kulesinin önünde toplanan Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (PCS) üyeleri de ücretler, emekli maaşı ödemeleri, iş güvenliği ve işten çıkarma süreçlerinde yaşanan mağduriyetleri protesto etti.

Hükümet, grev hakkını kısıtlamaya hazırlanıyor

Öte yandan, Birleşik Krallık’ta grevleri kısıtlayan yasa tasarısı dün (31 Ocak) Avam Kamarası’ndan geçmişti.

Bazı sektörlerdeki grevler sırasında minimum düzeyde hizmet sağlanmasını öngören ve Avam Kamarası’nda 246’ya karşı 315 oyla kabul edilen tasarı, Lordlar Kamarası’nın da onayı halinde yasalaşacak.

Tasarı, aralarında demiryolları ve acil durum hizmetleri gibi alanlarda grevler sırasında bazı çalışanların işbaşı yapmalarını, bunu reddedenlerin işten atılabilmelerini öngörüyor. İngiltere, İskoçya ve Galler’de geçerli olması öngörülen tasarıda, bakanlara itfaiye, ambulans ve demiryolu hizmetlerinde minimum düzeyde hizmet verilmesini zorunlu kılma yetkisi veriliyor.

Birleşik Krallık’ta enflasyon ve grevler

İngiltere’de enflasyon, enerji ve gıda fiyatları öncülüğünde yükselişini sürdürerek Eylül 2022’de yıllık yüzde 11,1 ile son 41 yılın zirvesine ulaşmıştı. Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre, yıllık tüketici enflasyonu Aralık 2022’de gerileyerek yüzde 9,2 oranında ölçüldü.

Enflasyonun son yılların en yüksek seviyelerde izlediği ülkede, enflasyon altında teklif edilen maaş zamları nedeniyle son aylarda farklı sektörlerde çok sayıda işçi sendikası toplu grev kararları aldı.

Grev kararı alanlar arasında metro çalışanları, otobüs şoförleri ve UBER sürücüleri, öğretmenler, liman işçileri, ceza avukatları, sağlık çalışanları, temizlik işçileri, havacılık ve posta servisi çalışanları yer alıyor.

Ülkede hemşireler 15 Aralık 2022’de sendika tarihinde ilk kez greve giderken, grev kararlarının yanı sıra hayat pahalılığı ve kemer sıkma politikalarını protesto eden binlerce kişi de başkent Londra başta olmak üzere ülke genelinde sıklıkla gösteriler düzenliyor.

Paylaşın

İskoçya’nın ‘Bağımsızlık Referandumu’ Reddedildi

Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, İskoçya Özerk Yönetimi’nin bağımsızlık referandumuna ilişkin başvurusunu karara bağladı. İskoçya’nın Birleşik Krallık parlamentosunun izni olmadan ikinci bir bağımsızlık referandumu düzenleme talebini değerlendiren Yüksek Mahkeme, talebi oybirliğiyle reddetti.

Mahkeme Başkanı Robert Reed, yaptığı açıklamada, “İskoçya’nın, ikinci bir referandumun Birleşik Krallık parlamentosu ile ilgili olmadığı yönündeki iddiası”nı reddetti ve referandumun sadece “hukuki etkisinin değil, maddi etkisinin” de dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Reed, İskoçya’ya öz yönetim hakkı veren Anayasal düzenlemeye göre İskoçya parlamentosunun yetkilerinin sınırları olduğunu ve iki ülke arasındaki birliğin kaderine ilişkin konularda Londra’daki Birleşik Krallık parlamentosuna verilmiş olan yetkileri kullanamayacağına hükmetti:

“İskoçya parlamentosu, İskoçya’nın bağımsızlığı konusunda bir referandum için yasama yetkisine sahip değil.”

“Mahkeme kararına saygı duyuyorum”

İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon karardan sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hayal kırıklığına uğramış olsam da Yüksek Mahkeme kararına saygılıyım. Mahkeme yasa yapmaz, sadece yorumlar” dedi:

“İskoçya’ya Londra’nın onayı olmadan kendi geleceğini belirleme hakkı vermeyen bir yasa, Birleşik Krallık’ın gönüllü bir ortaklık olduğu fikrinin gerçek dışı olduğunu ortaya koyuyor ve bağımsızlık talebini güçlendiriyor.”

Ne olmuştu?

Nicola Sturgeon, 10 Ekim’de yaptığı açıklamada, İskoçya’nın bağımsızlığını kazanması için ikinci bir referandumun, Yüksek Mahkemenin lehte karar vermesi halinde 19 Ekim 2023’te yapılabileceğini duyurmuştu.

Birleşik Krallık parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye başvuran Sturgeon, Yüksek Mahkemenin İskoçya parlamentosunun referandum düzenlemeye yönelik yetkisinin olup olmadığını değerlendireceğini aktarmıştı.

2014 yılındaki referandumdan ret kararı çıkmıştı

İskoç Ulusal Partisi, 18 Eylül 2014’te yapılan referandumda İskoçya halkı yüzde 55’le bağımsızlığı reddetmiş olsa da Brexit’in durumu değiştirdiğini ve yeni bir referanduma ihtiyaç olduğunu savunuyor.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma kararı aldığı Brexit referandumunda İngiltereli yurttaşların aksine yüzde 62 ile karşı oy kullanan İskoçya halkı, istemedikleri halde AB’den çıkarıldıklarını söylüyor.

Ancak, yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlemek için Birleşik Krallık Parlamentosundan izin alınması gerekiyor. Öte yandan, Muhafazakar Partinin çoğunluğu elinde bulundurduğu 650 üyeli parlamentodan böyle bir izinin çıkmasının imkan dahilinde olmadığı tahmin ediliyor.

Bu nedenle bağımsızlık yanlılarının alternatif yollar deneyebileceği değerlendiriliyor. Bu seçeneklerden birini, Birleşik Krallık Parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye gitmek oluşturuyor. Diğer bir yol ise merkezi hükümete rağmen referanduma gitmek ve olumlu sonuç çıkması halinde tek taraflı bağımsızlık ilan etmek.

Brexit’e karşı oy

İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık’ta, Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile AB’den çıkma kararı alınmıştı. Referandumda İngiltere ve Galler “evet”, İskoçya ve Kuzey İrlanda ise “hayır” oyu vermişti.

İngiltere’nin AB ile vardığı Brexit anlaşmasıyla Kuzey İrlanda’ya ayrıcalıklı bir konum verilerek, fiili AB üyesi olarak kalmasına yol açan düzenleme yapılmış fakat İskoçya, İngiltere ile aynı koşullarda 31 Ocak’ta AB’den resmen ayrılmıştı.

(Kaynaak: Bianet)

Paylaşın

İskoçya, Regl Ürünlerine Ücretsiz Erişimi Yasalaştıran İlk Ülke Oldu

İskoçya, regl dönemi için hijyen ürünlerini yasal bir hak olarak ücretsiz sunmaya başlayan ilk ülke oldu. Yürürlüğe giren 2021 Regl Ürünleri Yasası gereğince yerel makamlar ve eğitim kurumları artık ihtiyacı olan herkese ped ve tampon gibi ürünleri ücretsiz sunmak zorunda.

İskoç hükümetinden yapılan açıklamada, regl ürünlerine erişimi finanse etmek için 32 milyon euroluk yatırım yapıldığı ve yeni yasanın bu süreci güçlendireceği ifade edildi.

Söz konusu yasal düzenleme için kampanya yürüten İşçi Partisi Milletvekili Monica Lennon, konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak regl ürünlerine ücretsiz erişim hakkını, “büyük bir dönüm noktası” olarak değerlendirerek şu değerlendirmede bulundu:

Hayat pahalılığı krizi sürerken, Regl Ürünleri Yasası, hizmet ettiğimiz insanların iyiliği için politikacılar bir araya geldiğinde nelerin başarılabileceğini gösteren bir umut ışığıdır.

Sosyal Adalet Bakanı Shona Robison ise regl ürünlerine ücretsiz erişim sağlamanın eşitlik ve onurlu yaşam için vazgeçilmez olduğunu söyledi.

İskoç hükümeti ortaklığında Hey Girls şirketi tarafından bu yılın başlarında kullanıma açılan “PickupMyPeriod” mobil uygulamasıyla ihtiyacı olan herkes dönem ürünlerini almak için en yakın teslimat noktasını bulabiliyor.

Hey Girls şirketinin kurucusu Celia Hudson “Regl Ürünleri Yasası, İskoçya’nın regl ürünlerinin lüks tüketim ürünleri olmadığını ve herkes için ücretsiz erişilebilir olması gerektiğini anlamada öncülük ettiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

Teklif 2017’de verilmişti

İskoçyalı parlamenter Monica Lennonz’un önerdiği Regl Dönemi Ürünlerinin Ücretsiz Sağlanması Yasa Tasarısı,ı 2017’de sunulmuştu.

O dönemde, yasanın beraberinde getireceği maliyetin 24,1 milyon sterlin (2020 kuruyla yaklaşık 191 milyon TL) olacağı tahmin ediliyordu.

Lennon, o dönemde yaptığı açıklamada da “Bunlar lüks ürünler değil. Aslında bunlar temel ihtiyaçlar ve İskoçya’da hiç kimse regl dönemi ürünlerinden yoksun bırakılmamalı” ifadelerini kullanmıştı.

İskoçya 2018’de de ilkokul, lise ve üniversitelerde hijyen ürünlerini bedava kılarak dünya genelinde bir ilke imza atmıştı.

Paylaşın

Uzaylılar Dünya’ya Kuantum Mesajları Gönderiyor Olabilir

İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nden teorik fizikçi Arjun Berera’nın liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya dışı uygarlıkların uzayda kuantum fiziği aracılığıyla iletişim kurabileceğini gösteren bir matematiksel model oluşturdu.

Kuantum iletişimini Dünya’da gerçek kılma çabaları sürüyor. Bu çabaların ardındaki temel motivasyon, kuantum mekaniğinin bilgi transferini geleneksel sistemlerden daha hızlı ve daha güvenli hale getirmesi.

Kuantum ağları kurulmadan önce üstesinden gelinmesi gereken en büyük engellerden biri, bunların çok kırılgan ve parazite açık olması. Bu, bir kuantum parçacığının çevresiyle etkileşime girerken kuantum özelliklerini kaybettiği anlamına geliyor.

Ancak yeni araştırmaya göre, bu tür ağların bilgiyi zarar görmeden uzayda taşıyabilmesi mümkün olabilir.

Berera, “Kuantum durumunun genellikle çok hassas olduğunu düşünürsünüz. Parazit gibi herhangi bir dış etkileşim varsa durumu bir nevi yok olmuş sayarsınız” dedi.

Berera ve meslektaşı Jaime Calderón-Figueroa, kuantum durumunun sürüp sürmeyeceğini görmek için X-ışınlarının uzay boşluğundaki hareketi üzerine hesaplamalar yaptı.

Kuantum parçacıkları olarak fotonların (ışık parçacıkları) kullanıldığı durumda, bunların en azından yüz binlerce ışık yılı boyunca ışınlanabileceği tespit edildi.

Hesaplamalar, bu parçacıkların Samanyolu Galaksisi’nin tümünden daha fazla yol gidebileceğini gösterdi.

Bunun nedeni, uzaydaki madde yoğunluğunun Dünya’dakinden çok daha az olması ve ‘daha temiz’ ortamda parazit ihtimalinin azalmasıydı.

Araştırmacılar, kütleçekim kuvvetlerinin bile kuantum iletişim ağını rotasından çıkarmaya yetmeyeceğini ortaya koydu.

Hakemli bilimsel dergi Physical Review D’de yayımlanan makalede şu ifadeler yer aldı: “Fotonların aracılık ettiği kuantum iletişiminin yıldızlararası mesafeler boyunca kurulabilmesi akla yatkın.”

Olası uzaylı yaşam formlarının birbirleriyle veya insanlarla iletişime geçmek için kuantum ağlarını kullanıyor olmaları şu anda tamamen bir tahmin.

Zira kuantum iletişimi söz konusu olduğunda bile, bilgi ışık hızından daha hızlı seyahat edemez. Bu nedenle mesajların hedeflerine ulaşması çok uzun sürebilir.

Öte yandan bilim insanları bu bulgulara dayanarak, Dünya dışı yaşam formlarının tahmini iletişim yöntemlerine kuantumu da ekleyebilir.

Makalede konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı: Prensipte, kozmik bir objeden gelen bir kuantum sinyalini veya hatta Dünya dışı bir uygarlıktan gelen bir sinyali tespit etmek mümkün olmalı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

İskoçya’nın İkinci Bağımsızlık Referandumuna İzin Çıkmadı

İngiltere, Birleşik Krallık’a bağlı İskoçya’nın ikinci bir bağımsızlık referandumu düzenlemesine izin verilmesi yönündeki talebini reddetti. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakanı Nicola Sturgeon’a yazdığı mektupta şu ifadeleri kullandı:

“Bir başka bağımsızlık referandumu düzenlemek için İngiliz Parlamentosundan, İskoç Parlamentosuna yetki devri için ortaya koyduğunuz argümanları dikkatle inceledim. Ülkemiz yurt içi ve yurt dışında eşi görülmemiş zorluklarla karşı karşıya olduğu için 2014’te İskoç halkı tarafından açıkça yanıtlanan bir soruya geri dönme zamanının geldiği konusunda hemfikir değilim.”

Johnson mektubunda, İngiliz ve İskoç hükümetinin birçok konuda yaptığı iş birliğinin önemi dikkati çekti.

“İskoçya demokrasisi başka bir başbakanın tutsağı olmayacak”

İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon, Twitter’dan Johnson’ın kendisine gönderdiği mektubu paylaşarak, bunun, Johnson’ın “başbakan olarak yaptığı son eylemlerden biri” olduğu yorumunda bulundu.

Sturgeon, “Açıkça söylemek gerekirse, İskoçya bağımsızlığı seçme fırsatına sahip olacak. Umarım 19 Ekim 2023’te yapılacak bir referandumda ama değilse de genel seçimle. İskoç demokrasisi ne bu ne de başka bir başbakanın tutsağı olacak.” ifadelerine yer verdi.

İskoçya, 19 Ekim 2023’te bağımsızlık referandumu düzenlemek istiyor

İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Sturgeon, 28 Haziran’da yaptığı açıklamada, 19 Ekim 2023’te bağımsızlık referandumu düzenlemek istediklerini, bu planın yasallığının belirlenmesi için Yüksek Mahkemeye başvuracaklarını ve merkezi hükümetle de görüşmeye “hazır ve istekli” olduklarını söylemişti.

İstişare amaçlı referandum yapacaklarını ve buna ilişkin tasarının da parlamentoya sunulduğunu belirten Sturgeon, oylamada halka “İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?” diye sorulacağını bildirmişti.

Referandumun “yasal” olması gerektiğini ve bunun müzakere edilemez olduğunu kaydeden Sturgeon, merkezi hükümetin onayı olmadan yapılabilecek bir referandumun yasallığının belirlenmesi için Yüksek Mahkemeye başvurulacağını açıklamıştı.

Sturgeon, mahkemenin, İskoç Parlamentosunun referandum düzenleme yetkisine sahip olmadığına karar vermesi durumunda, bir sonraki genel seçimin, “fiili bir referandum” olacağını aktarmıştı.

İskoçya Başbakanı, mahkemenin lehte karar vermesi durumunda ise ilgili tasarıyı yasalaştıracaklarını bildirmişti.

2014’te reddedildi

SNP, 2014’te yapılan referandumda İskoçya yüzde 55’le bağımsızlığı reddetmiş olsalar da Brexit’in durumu değiştirdiğini ve yeni bir referanduma ihtiyaç olduğunu savunuyor.

Brexit referandumunda İngiltere’nin aksine yüzde 62 karşı oy kullanan İskoçya, istemedikleri halde AB’den çıkarıldıklarını belirtiyor.

Referandum için onay gerekiyor

Yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlemek için İngiltere Parlamentosundan izin almak gerekiyor. Johnson liderliğindeki Muhafazakar Partinin çoğunluğu elinde bulundurduğu 650 üyeli parlamentodan böyle bir iznin çıkması imkansız görülüyor.

Bu nedenle, bağımsızlık yanlılarının alternatif yollar deneyebileceği değerlendiriliyor. Bu seçeneklerden birini, İngiltere Parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye gitmek oluşturuyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

İskoçya’da İngiltere’den Ayrılmak İçin 2. Referandum Kampanyası

İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakanı Nicola Sturgeon, İskoçya’nın İngiltere’den bağımsızlığını kazanması için ikinci bir bağımsızlık referandumu kampanyası başlattıklarını duyurdu.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Sturgeon, İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da ikinci bağımsızlık referandumuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında, hükümetin bağımsızlık savunmasını içeren “Daha Zengin, Daha Mutlu, Daha Adil: Neden İskoçya Değil?” başlıklı belgeyi yayınladı.

Sturgeon, konuşmasında, İskoçya’nın büyük avantajları ve muazzam potansiyeli olduğunu, bağımsızlık davasının, İskoçya’nın zorluklarla başa çıkmak ve potansiyelini gerçekleştirmek için kendisini nasıl donattığıyla ilgili olduğunu söyledi.

“Brexit, İskoçya’yı AB’den ve Tek Pazardan kendi isteğimiz dışında söküp attı”

İskoç halkının, artan yaşam maliyeti ve eşitsizliğin yanı sıra Brexit’in birçok etkisinden muzdarip olduğuna işaret eden Sturgeon, “Brexit, ticarete, yaşam standartlarına ve kamu hizmetlerine büyük zarar vererek, bizi Avrupa Birliği’nden (AB) ve Tek Pazardan kendi isteğimiz dışında söküp attı.” değerlendirmesinde bulundu.

İskoçya’nın bugün “bağımsızlığa daha da hazır” olduğunu söyleyen Sturgeon, “Bizi AB dışında daha iyi olmayan hatta daha da kötüleşme olasılığı olan nispeten zayıf ekonomik ve sosyal sonuçlara götüren bir İngiliz ekonomi modeline bağlı mı kalacağız, yoksa bunun yerine gözlerimizi umut ve iyimserlikle kaldırıp ilham mı alacağız?” dedi.

İkinci bir bağımsızlık referandumunun yasal şekilde yapılması gerekliliğine dikkati çeken Sturgeon, İngiliz hükümetinin izni olmadan bunun nasıl yapılabileceğine ilişkin stratejisini çok yakında parlamentoya sunacağını kaydetti.

Sturgeon, 13 Eylül 2021’de lideri olduğu İskoç Ulusal Partisinin (SNP) sonbahar konferansının kapanış konuşmasında, 2023 sonunda bağımsızlık referandumuna gitmeyi planladıklarını söylemişti.

2014 referandumunda bağımsızlık reddedilmişti

İskoç Ulusal Partisi, 18 Eylül 2014’te yapılan referandumda İskoçlar yüzde 55’le bağımsızlığı reddetmiş olsalar da Brexit’in durumu değiştirdiğini ve yeni bir referanduma ihtiyaç olduğunu savunuyor.

Brexit referandumunda İngilizlerin aksine yüzde 62 ile karşı oy kullanan İskoçlar, istemedikleri halde AB’den çıkarıldıklarını belirtiyor.

Ancak, yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlemek için İngiliz Parlamentosundan izin almak gerekiyor. Johnson liderliğindeki Muhafazakar Partinin çoğunluğu elinde bulundurduğu 650 üyeli parlamentodan böyle bir iznin çıkması imkansız görülüyor.

Bu nedenle bağımsızlık yanlılarının alternatif yollar deneyebileceği değerlendiriliyor. Bu seçeneklerden birini, İngiliz Parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye gitmek oluşturuyor.

Diğer bir yol ise merkezi hükümete rağmen referanduma gitmek ve olumlu sonuç çıkması halinde tek taraflı bağımsızlık ilan etmek.

Ancak bunun, Katalonya’da olduğu gibi gerginliğe ve merkezi hükûmetin sert tepkisine yol açabileceği belirtiliyor. Aynı zamanda bu durumun, Katalanlar gibi İskoçların da AB’nin desteğini kaybetmesine neden olabileceği ifade ediliyor.

İskoçya ve Kuzey İrlanda halkları Brexit’e karşı oy kullanmıştı

İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık’ta, Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Referandumda İngiltere ve Galler “evet”, İskoçya ve Kuzey İrlanda ise “hayır” oyu vermişti.

İngiltere’nin AB ile vardığı Brexit anlaşmasıyla Kuzey İrlanda’ya ayrıcalıklı bir konum verilerek, fiili AB üyesi olarak kalmasına yol açan düzenleme yapılmış fakat İskoçya, İngiltere ile aynı koşullarda 31 Ocak’ta AB’den resmen ayrılmıştı..

Paylaşın