Grip Kalp Krizini Tetikleyebilir Mi?

Grip size ne yapabilir? Kalp hastalığı durumunuz varsa, grip, hayati bir tehlike oluşturabilir. Grip kaynaklı stres, kalp krizine doğru ilerleyen olumsuz bir olaylar zinciri başlatabilir.

Haber Merkezi / Araştırmalar, kalp hastalığı olan kişilerin grip olduktan sonra kalp krizi geçirme olasılığının yaklaşık 10 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Grip kalbinizi nasıl etkileyebilir?

Grip olursanız, bağışıklık sisteminiz virüsle savaşmak için agresif bir şekilde hareket eder. Bu tepki, kan basıncınızı yükseltir ve kalbinize fazladan baskı uygular.

Bu durumda, arterlerde plak oluşumu (mumsu, yağlı bir madde), yırtılmalara karşı giderek daha savunmasız hale gelir. Plak zayıflayıp kırıldığında, atardamarları tıkayan pıhtılar oluşabilir ve kalbe giden kan akışını bozabilir. Bir tıkanıklık kalp krizini tetikleyebilir.

Uzmanlar, mevcut bir kalp sorunu olan herkesin kardiyovasküler sisteminin gribin etkilerine maruz kalma olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor.

Grip başka ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir mi?

Konunun uzmanları, insanların genellikle gribi hafife aldığını belirterek, gribin, sadece soğuk algınlığı olmadığını ve ölümcül olabileceğini vurguluyorlar.

Gripten kaynaklanan olası komplikasyonlar;

  • Solunum yetmezliğine yol açabilen pnömoni ve bakteriyel pnömoni
  • Miyokardit (kalp kasınızın iltihabı) veya aritmi gibi ek kalp sorunları
  • İnme, aynı pıhtılaşma sürecinden geçerek kalp krizine neden olabilir
  • Ensefalopati (ciddi merkezi sinir sistemi hasarı)

En çok kim risk altındadır?

  • Kalp hastalığı da dahil olmak üzere diğer ciddi sağlık sorunları
  • Herhangi bir nedenle zayıflamış bağışıklık sistemi

Grip ile ilgili kalp sorunlarını önlemeye yönelik ipuçları

  • Grip aşınızı olun: Araştırmalara göre, yüksek risk grubundaysanız, mevsimsel grip aşısı olmak kalp krizi veya kalp durması  riskinizi önemli ölçüde azaltabilir
  • Hasta olan kişilerle temastan kaçının
  • Kalbinizi kontrol altında tutun: Kalp hastalığınız varsa, doktorunuzun önerdiği şekilde ilaç, diyet ve egzersizle durumunuzu dikkatli bir şekilde yönetin. Bu önleyici eylemler, genel bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanıza yardımcı olacaktır
  • Grip benzeri semptomları göz ardı etmeyin: Özellikle yüksek risk grubundaysanız hemen doktorunuzla konuşun
  • Dinlenmek için zaman ayırın: Grip benzeri semptomlarınız varsa, dinlenmeye ve bol sıvı almaya zaman ayırın. Ne kadar uzun dinlenirseniz o kadar hızlı iyileşirsiniz.
Paylaşın

İkiz Salgın Alarmı: Kovid 19 Ve Grip

Okulların açılmasıyla birlikte koronavirüs ve grip salgınının birlikte görülebileceğini belirten Prof. Dr. Kayıhan Pala, “İkiz salgın söz konusu olabilir. Bu nedenle risk gruplarının Kovid ile grip aşılarını olmaları önemli” dedi.

Koronavirüs vaka ve ölüm sayılarındaki artış devam ederken, hem okulların açılması hem de kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi Kovid 19 ve grip salgını riskini de beraberinde getirebilir.

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, özellikle eylül ve ekim ayında sorunun daha da büyüyebileceğine dikkat çekerek “Örneğin Avustralya’dan deneyimlediğimiz bir başka problem ‘ikiz salgın’ denilen bir kavramı karşımıza çıkarma potansiyeli taşıyor. O da Kovid 19 hastalığıyla bir arada grip virüsünün etkili olması. Eğer etkili önlem almakta gecikirsek, Güney Yarım küredeki bu iki salgın kuzey yarım kürede de kendisini gösterecek” dedi. Pala, özellikle risk gruplarının eksik aşılarını tamamlaması ve grip aşılarını mutlaka yaptırması gerektiğini kaydetti.

Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre, 232 bin 253 yeni vaka tespit edildi. 380 kişi koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi.

Salgındaki son tabloyu BirGün’den Sibel Bahçetepe’ye değerlendiren Prof. Dr. Pala, Türkiye’nin çok az sayıda test yapılıyor olmasına karşın geçen hafta dünyada en fazla doğrulanmış olgu bildiren beşinci ülke olduğunu vurgulayarak “Ölümlerde de özellikle son üç haftadır önemli bir artış eğilimi karşımıza çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre, günde yaklaşık 50 yurttaşımızı Kovid 19 hastalığı nedeniyle kaybediyoruz” dedi.

Pala, bakanlığın açıkladığı vaka ve ölüm sayılarının da bilim insanlarını tatmin etmediğini dile getirerek , PCR testlerinin de sınırlı sayıda yapıldığını anlattı. “Türkiye’de pandemi ciddi bir şekilde devam ediyor” diyen Pala, “Bakanlık açıkladığı haftalık veriler içerisinde yapılan test sayısı yayınlanmıyor. Dolayısıyla resmi test sayıları üzerinden bir değerlendirme yapma şansımız da yok. Yurttaşlar Sağlık Bakanlığı kanalıyla teste ulaşmakta zorluk yaşayınca, hem kendi olanaklarıyla, hem de bazı kamu kurumları ve iş yerleri sağladıkları olanaklarla hızlı test yapmaya başladılar. Test sayısı sınırlı kaldığından doğrulanmış vaka sayısının da sınırlı” değerlendirmesini yaptı.

Küresel yanıt verilmeli

Eylül ayının gelmesi ve okulların açılmasıyla birlikte risk vaka sayılarının artışa geçebileceğini kaydeden Pala, özetle şunları söyledi:

“Küresel bir sorunla karşı karşıyayız ve buna küresel bir yanıt vermemiz gerekir. Dünya küresel bir yanıt veremediği müddetçe pandemiden kolaylıkla kurtulmamız söz konusu olmayacak. İnsanların kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmesi, bağışıklığın istenilen düzeye çıkarılamaması, fiziksel mesafenin korunamaması ciddi bir sorun. Okulların açılmasıyla çocuklar daha yakın temasta bulunacak. Eylül ve kasım ayı itibarıyla sorunun daha artma potansiyeli var. Örneğin Avustralya’dan deneyimlediğimiz bir başka problem olan ‘ikiz salgın’ denilen bir kavramı karşımıza çıkarma potansiyeli taşıyor.

O da Kovid 19 hastalığıyla bir arada grip, influenza virüsünün de etkili olmaya başlaması. Eğer bunlara karşı etkili önlem almakta gecikirsek ve güney yarım küredeki bu iki salgın kuzey yarım kürede de kendisini bu yılın son çeyreğinde gösterecek. Bu nedenle özellikle 12 yaşın altındaki çocukların aşılanması için Sağlık Bakanlığı’nın bir aşı tedarikinde bulunması gerekir. Ayrıca okullarda kapalı ortamların havalandırılmasına ve sınıflardaki öğrenci sayılarının azaltılmasına ilişkin bir düzenleme yapılması büyük önem taşıyor. Ama maalesef ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de Sağlık Bakanlığı bu konuda ciddi bir tutum alabilmiş değil. ”

Kapalı alanlarda maske zorunluluğunun yeniden gündeme gelmesi gerektiğini vurgulayan Pala, “Özellikle hatırlatma dozlarının tamamlanması, kapalı ortamların iyi havalandırılması, mümkün olduğunca kapalı ortamlarda az zaman geçirilmesi, kamuya açık alanların iyi izlenmesi ve denetlenmesi, mesafenin korunmaya çalışılması, kişisel hijyene önem verilmesi gerektiğini yineliyorum. Yine risk grubundaki bireylerin de grip aşılarını mutlaka olmaları gerek” dedi.

Paylaşın

Grip nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Tıp literatüründeki ismiyle İnfluenza olan ve yıl içerisinde sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görülen Grip, temel olarak burun, boğaz, bronşları ve daha ender olarak akciğerleri etkileyen influenza virüsüne bağlı solunum yolu enfeksiyonudur.

Öksürük, hapşırma, yakın temas, öpüşme, tokalaşma ile çok çabuk bulaşabilen influenza virüsü ellerin gün içinde sık sık yıkanmaması sonucu yayılmaktadır. Gribin bulaşması kapalı ortamlarda çok kolaydır. Hasta öksürdüğünde, hapşırdığında milyonlarca virüs havaya yayılır. Sağlıklı insanlar solunum yoluyla virüsü alır. İnfluenza virüsüne karşı bağışıklığı olmayan kişiler 1-4 gün içinde gribe yakalanır.

Öksürük, hapşırık yoluyla okul, ibadet yerleri, sinema, tiyatro gibi insanların toplu bulunduğu yerlerde yüzlerce kişiye grip bulaşabilir. Virüs dış ortamlarda 2-8 civarında varlığını sürdürebilir. Bu bağlamda hasta olan bir kişinin dokunduğu merdiven tutamaçları, telefon ahizeleri, masa, kapı kollarına temas eden sağlıklı insanlar grip virüsü alır. Virüsü alan kişiler ellerini ağızları ve gözleri ile temas ettirdiklerinde virüsü kendilerine bulaştırmış olur.

Belirtileri;

  • Ateş (koltuk altından ölçülen 38 °C ve üzeri)
  • Titreme
  • Kuru öksürük
  • Boğaz ağrısı
  • Burun akıntısı ve tıkanıklığı
  • Baş ağrısı
  • Kas ve eklem ağrıları
  • Şiddetli halsizlik
  • İshal, nadiren kusma

Ateş (38 °C ve üzeri ) yükselir ve titreme görülür, bunlara baş ve karın ağrısı eşlik etmektedir. Kuru bir öksürük görülür. Bunların dışında, eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma, baş dönmesi de grip hastalığında görülebilir.

Çocuklarda bu duruma kusma ve ishal eşlik edebilir, küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken ek belirti huzursuzluk, iştahsızlık ve uyku halidir. Belirtiler hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabilir. Halsizlik grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta devam edebilir.

Tanısı;

Grip tanısı genelde hikaye ve fizik muayene sonucu konulur. Ancak tanı kesin olarak virüsün izolasyonu ile konabilir. Ancak virüslerin kültür işlemi, özel sistemler gerektirdiğinden ve uzun zaman aldığından hastanın tedavisinin planlanmasında genelde tercih edilmemektedir.

Tedavisi;

Grip virüsü şiddetine göre farklı tedavi seçenekleri ile tedavi edilebilir. Bu tedavilerin başında genelde bağışıklık sisteminin kuvvetli tutulması hedeflenmektedir. Bunun dışında mevsimsel geçiş döneminde grip aşısı yaptırarak, o sene salgınlara neden olması muhtemel virüs tiplerinden korunulabilir.

Grip tedavisi için genellikle burun spreyi, nefes açıcı spreyler, vitamin takviyeleri veya hekiminizin uygun görmesi halinde antiviral (virüslere karşı) ilaç tedavisi önerilebilir.

Grip enfeksiyonu- soğuk algınlığı (nezle) farkları nelerdir?

Grip, influenza A ve B virüstlerinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığına ise 200’den fazla virüs yol açar. Soğuk algınlığı şikayetinde bulunan kişilerde ya ateş yoktur ya da hafif şekilde seyreder. Grip hastalarında ise aniden ateş yükselmesi görülür. Gripte baş ağrısı her zaman görülürken, soğuk algınlığı olan kişilerde baş ağrısı bazen ortaya çıkar. Soğuk algınlığı belirtilerinde hafif şekilde seyreden halsizlik, grip hastalarında belirgindir ve haftalarca sürebilir. Öksürük şikayeti soğuk algınlığında hafif şekilde, gripte ise şiddetli biçimde görülür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında (soğuk algınlığı) boğaz ağrısı genellikle vardır, gripte ise boğaz ağrısına daha nadiren rastlanır.

Gripten korunmak için neler yapılabilir?

Hastalıktan korunmak için grip sezonundan önce aşılanmak faydalıdır. Fakat artık değişik suşlarla olan gribal enfeksiyon sıklığının artması sebebiyle aşı olmak her zaman korumamaktadır. Aşı komplikasyonları ve yan etkileri de göz önüne alındığında aşı kararı bir uzmana danışılarak alınmalıdır.

Özellikle çocuklar, 65 yaşını geçenler ve kronik hastalığı olanlar (Astım, kalp yetmezliği, diyabet ve kanser hastaları gibi) ın aşılanmasında fayda vardır. Hastane çalışanlarının da aşılanması hastane enfeksiyonlarının önlenmesi açısından önemlidir. Öksürük ve aksırık sırasında ağız çevresine ve ellere bulaşan damlacıkların, enfeksiyonun yayılmasında önemli rolü vardır. Bu nedenle ellerin sürekli yıkanarak temiz tutulması, çok önemlidir. Düzenli ve yeterli beslenmek, yüzeyleri sürekli temiz tutmak, gripli kişilerle temasın azaltılması, kapalı ortamların sık olarak havalandırılması diğer yapılması gerekenlerdir.

Grip aşısı nedir?

İnfluenza virüsü, zatürre gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden kronik sağlık problemi olanların, gebelerin ve bebeklerin gripten korunması önemlidir. Gribe yol açan influenza virüsünün pek çok alt tipi bulunur. Bunun yanı sıra virüs, sürekli değişime uğrayarak bir önceki yıl görülen virüslerden farklılaşır. Bağışıklık sisteminin virüsü tanımamasının, dolayısıyla kişinin her yıl gribe yakalanmasının nedeni budur. Gribin neden olduğu enfeksiyondan korunmak için en etkili yöntem aşılanmaktır.

Dünya Sağlık Örgütü, (WHO, DSÖ) grip aşısının önemine her yıl vurgu yapmasının ve kişileri aşılanmaya teşvik etmesinin nedeni de budur. Grip aşısı her yıl tekrar geliştirilir. Bir önceki yıl toplumu en fazla enfekte eden ve etkileyen virüslerin 3-4 alt tipi, virüs aşısına dahil edilir. Grip aşıları son derece güvenilir olsa da influenza virüsünün nitelik değiştirme özelliğinden dolayı %100 olarak koruma sağlamaz. Ancak kişinin pek çok influenza virüsüne karşı bağışıklık geliştirmesini sağlayarak grip olma olasılığını düşürür.

Grip aşısı her zaman yaptırılabilse de aşılanmanın önerildiği zaman Ekim ayının sonudur. Aşılanmadan iki hafta sonra kişi, mevcut influenza virüslerine karşı bağışıklık kazanır. Çocuklarda ilk 6 aydan sonra yapılabilen grip aşısı, 9 yaşına kadar olan çocuklara ilk kez uygulandığında 4 hafta arayla iki doz şeklinde yapılabilir. Özellikle risk grubunda bulunan yaşlıların, kronik hastalığı olanların ve gebelerin, grip aşısı yaptırması gerekir. Herhangi bir yan etkisi bulunmayan aşı, talep eden hemen herkese yapılabilir. Şu kişilerin mutlaka grip aşısı yaptırması önerilir:

  • Diyabet hastaları
  • Akciğer, kalp ve böbrek gibi kronik hastalığı olanlar
  • Bakım evinde yaşayan kişiler
  • Yüksek riskli hastalarla birlikte yaşayanlar
  • Sağlık çalışanları
  • 50 yaş ve üzerindeki kişiler
  • Hamileler
  • 5 yaşından küçük çocuklar
Paylaşın