Grip nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Tıp literatüründeki ismiyle İnfluenza olan ve yıl içerisinde sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görülen Grip, temel olarak burun, boğaz, bronşları ve daha ender olarak akciğerleri etkileyen influenza virüsüne bağlı solunum yolu enfeksiyonudur.

Öksürük, hapşırma, yakın temas, öpüşme, tokalaşma ile çok çabuk bulaşabilen influenza virüsü ellerin gün içinde sık sık yıkanmaması sonucu yayılmaktadır. Gribin bulaşması kapalı ortamlarda çok kolaydır. Hasta öksürdüğünde, hapşırdığında milyonlarca virüs havaya yayılır. Sağlıklı insanlar solunum yoluyla virüsü alır. İnfluenza virüsüne karşı bağışıklığı olmayan kişiler 1-4 gün içinde gribe yakalanır.

Öksürük, hapşırık yoluyla okul, ibadet yerleri, sinema, tiyatro gibi insanların toplu bulunduğu yerlerde yüzlerce kişiye grip bulaşabilir. Virüs dış ortamlarda 2-8 civarında varlığını sürdürebilir. Bu bağlamda hasta olan bir kişinin dokunduğu merdiven tutamaçları, telefon ahizeleri, masa, kapı kollarına temas eden sağlıklı insanlar grip virüsü alır. Virüsü alan kişiler ellerini ağızları ve gözleri ile temas ettirdiklerinde virüsü kendilerine bulaştırmış olur.

Belirtileri;

  • Ateş (koltuk altından ölçülen 38 °C ve üzeri)
  • Titreme
  • Kuru öksürük
  • Boğaz ağrısı
  • Burun akıntısı ve tıkanıklığı
  • Baş ağrısı
  • Kas ve eklem ağrıları
  • Şiddetli halsizlik
  • İshal, nadiren kusma

Ateş (38 °C ve üzeri ) yükselir ve titreme görülür, bunlara baş ve karın ağrısı eşlik etmektedir. Kuru bir öksürük görülür. Bunların dışında, eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma, baş dönmesi de grip hastalığında görülebilir.

Çocuklarda bu duruma kusma ve ishal eşlik edebilir, küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken ek belirti huzursuzluk, iştahsızlık ve uyku halidir. Belirtiler hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabilir. Halsizlik grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta devam edebilir.

Tanısı;

Grip tanısı genelde hikaye ve fizik muayene sonucu konulur. Ancak tanı kesin olarak virüsün izolasyonu ile konabilir. Ancak virüslerin kültür işlemi, özel sistemler gerektirdiğinden ve uzun zaman aldığından hastanın tedavisinin planlanmasında genelde tercih edilmemektedir.

Tedavisi;

Grip virüsü şiddetine göre farklı tedavi seçenekleri ile tedavi edilebilir. Bu tedavilerin başında genelde bağışıklık sisteminin kuvvetli tutulması hedeflenmektedir. Bunun dışında mevsimsel geçiş döneminde grip aşısı yaptırarak, o sene salgınlara neden olması muhtemel virüs tiplerinden korunulabilir.

Grip tedavisi için genellikle burun spreyi, nefes açıcı spreyler, vitamin takviyeleri veya hekiminizin uygun görmesi halinde antiviral (virüslere karşı) ilaç tedavisi önerilebilir.

Grip enfeksiyonu- soğuk algınlığı (nezle) farkları nelerdir?

Grip, influenza A ve B virüstlerinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığına ise 200’den fazla virüs yol açar. Soğuk algınlığı şikayetinde bulunan kişilerde ya ateş yoktur ya da hafif şekilde seyreder. Grip hastalarında ise aniden ateş yükselmesi görülür. Gripte baş ağrısı her zaman görülürken, soğuk algınlığı olan kişilerde baş ağrısı bazen ortaya çıkar. Soğuk algınlığı belirtilerinde hafif şekilde seyreden halsizlik, grip hastalarında belirgindir ve haftalarca sürebilir. Öksürük şikayeti soğuk algınlığında hafif şekilde, gripte ise şiddetli biçimde görülür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında (soğuk algınlığı) boğaz ağrısı genellikle vardır, gripte ise boğaz ağrısına daha nadiren rastlanır.

Gripten korunmak için neler yapılabilir?

Hastalıktan korunmak için grip sezonundan önce aşılanmak faydalıdır. Fakat artık değişik suşlarla olan gribal enfeksiyon sıklığının artması sebebiyle aşı olmak her zaman korumamaktadır. Aşı komplikasyonları ve yan etkileri de göz önüne alındığında aşı kararı bir uzmana danışılarak alınmalıdır.

Özellikle çocuklar, 65 yaşını geçenler ve kronik hastalığı olanlar (Astım, kalp yetmezliği, diyabet ve kanser hastaları gibi) ın aşılanmasında fayda vardır. Hastane çalışanlarının da aşılanması hastane enfeksiyonlarının önlenmesi açısından önemlidir. Öksürük ve aksırık sırasında ağız çevresine ve ellere bulaşan damlacıkların, enfeksiyonun yayılmasında önemli rolü vardır. Bu nedenle ellerin sürekli yıkanarak temiz tutulması, çok önemlidir. Düzenli ve yeterli beslenmek, yüzeyleri sürekli temiz tutmak, gripli kişilerle temasın azaltılması, kapalı ortamların sık olarak havalandırılması diğer yapılması gerekenlerdir.

Grip aşısı nedir?

İnfluenza virüsü, zatürre gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden kronik sağlık problemi olanların, gebelerin ve bebeklerin gripten korunması önemlidir. Gribe yol açan influenza virüsünün pek çok alt tipi bulunur. Bunun yanı sıra virüs, sürekli değişime uğrayarak bir önceki yıl görülen virüslerden farklılaşır. Bağışıklık sisteminin virüsü tanımamasının, dolayısıyla kişinin her yıl gribe yakalanmasının nedeni budur. Gribin neden olduğu enfeksiyondan korunmak için en etkili yöntem aşılanmaktır.

Dünya Sağlık Örgütü, (WHO, DSÖ) grip aşısının önemine her yıl vurgu yapmasının ve kişileri aşılanmaya teşvik etmesinin nedeni de budur. Grip aşısı her yıl tekrar geliştirilir. Bir önceki yıl toplumu en fazla enfekte eden ve etkileyen virüslerin 3-4 alt tipi, virüs aşısına dahil edilir. Grip aşıları son derece güvenilir olsa da influenza virüsünün nitelik değiştirme özelliğinden dolayı %100 olarak koruma sağlamaz. Ancak kişinin pek çok influenza virüsüne karşı bağışıklık geliştirmesini sağlayarak grip olma olasılığını düşürür.

Grip aşısı her zaman yaptırılabilse de aşılanmanın önerildiği zaman Ekim ayının sonudur. Aşılanmadan iki hafta sonra kişi, mevcut influenza virüslerine karşı bağışıklık kazanır. Çocuklarda ilk 6 aydan sonra yapılabilen grip aşısı, 9 yaşına kadar olan çocuklara ilk kez uygulandığında 4 hafta arayla iki doz şeklinde yapılabilir. Özellikle risk grubunda bulunan yaşlıların, kronik hastalığı olanların ve gebelerin, grip aşısı yaptırması gerekir. Herhangi bir yan etkisi bulunmayan aşı, talep eden hemen herkese yapılabilir. Şu kişilerin mutlaka grip aşısı yaptırması önerilir:

  • Diyabet hastaları
  • Akciğer, kalp ve böbrek gibi kronik hastalığı olanlar
  • Bakım evinde yaşayan kişiler
  • Yüksek riskli hastalarla birlikte yaşayanlar
  • Sağlık çalışanları
  • 50 yaş ve üzerindeki kişiler
  • Hamileler
  • 5 yaşından küçük çocuklar
Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir