Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 39 Bin 175’e Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 30 artarak 39 bin 175’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 146 artarak 90 bin 403’e yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan ABD hükümetinden bir yetkili Gazze’de ateşkes anlaşmasının çok yakın olduğunu, detayların ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun bugünkü görüşmesinde netleştirileceğini söyledi.

Yetkili, anlaşma önündeki mevcut engellerin aşılabilecek konular olduğunu ve gelecek hafta boyunca taraflar arasında daha fazla görüşme yapılacağını da kaydetti.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu başkent Washington’da protesto ve yoğun güvenlik önlemlerinin gölgesinde ABD Kongresi’ne hitap etti. Gazze’nin savaş sonrası geleceğine ilişkin muğlak bir çerçeve çizen Netanyahu, Ortadoğu’da uzun vadeli bir barış vizyonuna ilişkin bir ayrıntı paylaşmadı.

ABD Kongresi’ne dördüncü kez hitap ederek eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in rekorunu kıran İsrail Başbakanı Netanyahu, salona girerken ayakta alkışlandı. İsrail’e verdiği destekten dolayı ABD Başkanı Joe Biden’a teşekkür eden Netanyahu, Hamas’ın elindeki rehinelerin geri kalanının serbest kalması için aktif olarak çabaların sürdüğünü söyledi.

“Tam zafer” elde edene kadar İsrail’in Gazze’deki savaşında kararlı olduğunu söyleyen Netanyahu, Hamas’ın teslim olması, silahsızlanması ve tüm rehineleri serbest bırakması halinde ateşkesi kabul edeceğini belirtti. “Amerika ve İsrail birlikte durmalı” diyen Netanyahu ABD’den silah sevkiyatını hızlandırmasını talep etti.

İsrail Başbakanı, “ABD’nin askeri yardımının hızla iletilmesi köklü şekilde Gazze’deki savaşın sonlandırılmasını hızlandırabilir ve Ortadoğu’da daha geniş bir savaşın engellenmesini sağlayabilir” diye konuştu.

“On binlerce insan yeni bir tehditle yüzleşti”

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile ortaklaşa, bölgedeki kanalizasyonlardan aldıkları örnekler üzerinde yaptıkları çalışmada, çocuk felci hastalığı olarak da bilinen, vücutta bazı sakatlıklara ve felce yol açan polio virüse rastladı.

Geçtiğimiz çarşamba kamuoyuna duyurulan çalışma, çadır kamplarında yaşayan yerinden edilmiş on binlerce insanın yeni bir tehditle yüzleştiğini kanıtlıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve İsrail Sağlık Bakanlığı’nın araştırmalarında da, Gazze’deki kanalizasyonlardan elde edinilen örneklerde polio virüsün Tip-2 türüne tespit edildiği duyuruldu. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, farklı otoritelerin kabul ettiği gerçekliğin yeni bir yıkıma yol açabileceği uyarısında bulundu.

Bakanlığın açıklamasında, “Altyapının tahribatı nedeniyle yerinden edilmiş kişilerin hayata tutunmaya çalıştığı çadır kamplarda ve diğer yerleşim alanlarında akan atık suyun içeriğinde polio virüsün tespit edilmesi, ufuktaki sağlık felaketine işaret ediyor,” denildi.

Kamplardaki kalabalığa, kıt imkanlara, etraftaki çöplerden ötürü kirlenen su kaynaklarına atıfta bulunan Bakanlık, “Gazze’ye hijyen malzemelerinin girişine izin verilmemesinden” ötürü farklı hastalıkların görülmesinde İsrail’in “oldukça uygun bir ortam yarattığını” iddia ediyor.

Bakanlık son olarak, “Gazze’ye temiz suyun getirilebilmesi için uluslararası kamuoyundan İsrail saldırılarının bir an önce durdurulmasını” istedi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’nin (OHCHR) Nisan 2024 tarihli bir raporunda, savaştan ötürü en az 1,7 milyon insanın evini terk etmek zorunda kaldığı, binlercesinin ise “korkunç koşullar altında” yaşadığı öne sürülmüştü.

Diğer taraftan İsrail merkezli Haaretz’in haberine göre, İsrail hükümeti, Gazze’deki kanalizasyonlarda yüksek oranda polio virüse rastlanılması üzerine orduya yeni alınacak askerlere ve şu an Gazze’de bulunan birimlerine çocuk felci aşısı yapma kararı aldı.

İsrail Sağlık Bakanlığı ile Savunma Kuvvetleri Tabipler Birliği’nin son toplantısında, Gazze’deki tüm kara kuvvetleri ile muharip ve yardımcı kuvvetlerinin aşılanacağı belirtildi.

İsrail’de çocuk felci aşısı, rutin aşılama programının bir parçası olarak görülüyor. Toplumun yüzde 95’inin aşı yaptırdığı devlet arşivlerinde kayıtlı. Fakat yeni bir aşılama ile bulaş riskinin en aza düşürülmesi hedefleniyor.

Gazze’deki molozların temizlenmesi en az 15 yıl sürer

Ayrıca Birleşmiş Milletler (BM), Gazze’deki molozların temizlenmesinin en az 15 yıl süreceğini ve yaklaşık 600 milyon dolara mal olacağını bildirdi. BM’nin son raporunda, 9 aydır süren savaşta İsrail bombardımanları nedeniyle Gazze Şeridi’nde en az 40 tonluk moloz oluştuğu belirtildi.

Bu moloz yığınının temizlenmesinin en az 15 yıl süreceği ve işlemin 500 milyon ila 600 milyon dolara mal olacağı aktarıldı. Gazze’de 137 bin 297 binanın hasar gördüğü, bunlardan en az dörtte birinin yıkıldığı, yaklaşık onda birinin ağır hasar aldığı, üçte birininse orta derecede hasarlı olduğu bildirildi.

BM’nin değerlendirmesinde molozların dökülmesi için 250 ila 500 hektarlık devasa bir depolama alanının gerekeceğine işaret edildi. Okulların, sağlık tesislerinin, yolların, kanalizasyonların ve diğer kritik altyapıların İsrail saldırıları sonucu büyük zarar gördüğü belirtildi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Gazze’nin yeniden inşasının olası maliyetinin ocakta yapılan tahminlerin iki katına çıktığına ve bu sayının savaşta her gün arttığına dikkat çekti. UNDP’nin mayısta yayımladığı raporda, Gazze’de savaş sırasında yıkılan evlerin yeniden inşasının en iyimser senaryoda 2040’a kadar sürebileceği aktarılmıştı.

Bölgedeki çatışmaların Gazze Şeridi’ndeki sağlık, eğitim ve refah seviyelerini 1980’deki duruma geriletebileceği ve 44 yıllık kalkınmanın etkisini ortadan kaldırabileceği belirtilmişti.

İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyindeki Şucaiyye bölgesinden 9 Temmuz’da çekildiğinde de ardında büyük bir yıkım bırakmıştı. Gazze Şeridi’ndeki sivil savunma ekipleri, saldırılar sonucu bölgedeki binaların yüzde 85’inin kullanılmaz hale geldiğini ve 120 bin kişinin evsiz kaldığını söylemişti.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Gazze’de Altyapının Yüzde 67’si Yıkıldı

Hamas’ın başlattığı İsrail – Filistin savaşının 158. günü geride kalırken, Gazze Şeridi’ndeki su ve temizlik tesisleri ile altyapının yaklaşık yüzde 67’si İsrail saldırılarında yıkıldı.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), sosyal medya hesabından, Gazze’deki duruma ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı ve yaklaşık 9 aydır süren saldırıları altında Gazze Şeridi’ndeki su ve temizlik tesisleri ile altyapının yaklaşık yüzde 67’sinin yıkıldığı veya hasar gördüğü belirtildi.

Bulaşıcı hastalıkların yayılmaya devam ettiği ve sıcaklıkların yükseldiği vurgulanan açıklamada, hijyen eksikliği ve susuzluğun Gazze’deki insanların sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekildi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 24 artarak 37 bin 396’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 71 artarak 85 bin 523’e yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Dairesi (OHCHR), İsrail güçlerinin Gazze’deki savaş sırasında savaş hukukunun temel ilkelerini defalarca ihlal etmiş ve Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarında siviller ile savaşçılar arasında ayrım yapmamış olabileceğini kaydetti.

OHCHR, İsrail’in yüksek sayıda can kaybına ve sivil altyapının tahrip edilmesine neden olan altı saldırısını değerlendirdiği raporunda, İsrail güçlerinin “ayrım, orantılılık ve saldırıda tedbir ilkelerini sistematik olarak ihlal etmiş olabileceğini” belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “Sivillerin zarar görmesini önleyecek ya da en azından, en aza indirecek savaş araç ve yöntemlerinin seçilmesi gerekliliği, İsrail’in bombalama kampanyasında sürekli olarak ihlal edilmiş gibi görünüyor” dedi.

İsrail’in Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği, olası savaş hukuku ihlallerine ilişkin raporu, “olgusal, yasal ve metodolojik açıdan kusurlu” olarak nitelendirdi. İsrail diplomatik misyonu, “OHCHR en iyi ihtimalle kısmi bir olgusal tabloya sahip olduğundan, yasal sonuçlara ulaşmaya yönelik her türlü girişim, doğası gereği kusurludur” dedi.

Raporda, 7 Ekim ve 2 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ve BM İnsan Hakları Dairesi’nin bu saldırılarda kullanılan silah türlerini, araçları ve yöntemleri değerlendirebildiği altı operasyonun ayrıntıları yer alıyor.

Paylaşın

Gazze’de Acil Ateşkes Öngören Plan Kabul Edildi

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD Başkanı Joe Biden’ın açıkladığı ve 3 aşamada Gazze’de çatışmaların kalıcı olarak bitirilmesini öngören planı kabul etti.

Haber Merkezi / Planda uluslararası hukuka ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uygun olarak, “iki demokratik devlet olan İsrail ve Filistin’in güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yan yana barış içinde yaşadığı iki devletli bir çözüm vizyonuna ulaşma yönündeki sarsılmaz kararlılığı” vurgulanıyor. Gazze Şeridi’nin Batı Şeria ile Filistin Yönetimi altında birleştirilmesinin önemi vurgulanıyor.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 40 artarak 37 bin 124’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 218 artarak 84 bin 712’ye yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Gazze’de kademeli ateşkes öngören karar tasarısını kabul etti. ABD’nin sunduğu plana BMGK’nın 14 üyesi “evet” derken, Rusya “çekimser” kaldı. Oylama, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail’de temaslarını sürdürdüğü sırada yapıldı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın 31 Mayıs’ta “İsrail kabul etti” diyerek sürpriz şekilde açıkladığı ancak şu ana kadar İsrail’den net bir yanıt gelmeyen plan, 3 aşamada Gazze’de çatışmaların kalıcı olarak bitirilmesini hedefliyor.

Buna göre ilk aşamada altı hafta süreyle derhal ve tam bir ateşkes ilan edilecek. Bu sürede İsrail ordusu nüfus bulunan yerlerden çekilirken; Hamas elindeki kadın, yaşlı ve yaralı esirleri serbest bırakacak. Karşılığında İsrail’de tutuklu Filistinliler salıverilecek. Ayrıca çatışmaların durmasıyla bölgeye daha fazla insani yardım da taşınabilecek.

Plan ikinci adımda, Hamas’ın elindeki esirlerin tamamını serbest bırakmasını ve İsrail askerinin Gazze’nin tamamından çekilmesini talep ediyor. Son olarak ise Gazze’nin yeniden inşası gündeme gelecek.

“Çatışmalar bugün durabilir”

ABD, Hamas’ın BM Güvenlik Konseyi’nin de onayladığı ateşkesi sürecini kabul etmesi halinde çatışmaların bugün sona erebileceğini vurguladı. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen karar tasarısının ardından konsey üyelerine hitaben yaptığı teşekkür konuşmasında, “Bugün barışa oy verdik” dedi.

Güvenlik Konseyi’nin tasarıyı kabul ederek Hamas’a açık bir mesaj gönderdiğini belirten Thomas-Greenfield, “İsrail zaten bu anlaşmayı kabul etti. Eğer Hamas da aynısını yaparsa çatışmalar bugün durabilir. . Hamas artık uluslararası toplumun birlik içinde olduğunu görebiliyor” dedi.

Thomas-Greenfield, uluslararası toplumun, Gazze’nin yeniden yapılanmasına, Filistinli sivillerin durumlarının iyileşmesine ve 8 aydır esaret altında olan rehinelerin ailelerine kavuşmalarına yardımcı olacak bir anlaşmanın arkasında birleştiğini belirterek, “Ateşkes anlaşması düşmanlıkların kalıcı olarak sona ermesine, herkes için daha iyi bir geleceğe giden yolu açacak. Artık farklı bir rota çizme fırsatı var. Hamas’ın bunu anlaması gerekiyor” diye konuştu.

ABD’nin, Hamas’ın anlaşmayı kabul etmesi durumunda İsrail’in yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaya da yardımcı olacağını taahhüt ettiğini kaydeden Thomas-Greenfield, “Bugün, İsrailli ve Filistinliler’in uluslararası hukukla ilgili BM kararlarına uygun, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde, yan yana barış içinde yaşadığı, yeniden canlandırılmış bir barış ortamının sağlandığı iki devlet vizyonuna olan bağlılığımızı da yeniden teyit etmiş olduk” ifadesini kullandı.

Oylamada tek “çekimser” kalan ülke olan Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise yaptığı açıklamada, İsrail’in spesifik olarak neyi kabul ettiğini sorguladı ve Güvenlik Konseyi’nin “belirsiz parametrelere” sahip anlaşmalara imza atmaması gerektiğini söyledi. Nebenzia, “Tasarısı bloke etmek istemedik çünkü anladığımız kadarıyla Arap dünyası tarafından destekleniyor” dedi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, karardan duyduğu memnuniyeti belirtti ve kararın derhal uygulanması için çağrıda bulundu. Açıklamasında Borrell, AB’nin iki devletli çözüme dayanan kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa yönelik siyasi sürecin yeniden canlandırılmasına katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı. Borrell ayrıca, Gazze’nin yeniden inşasıyla ilgili uluslararası çabalara AB olarak tam destek mesajı verdi.

BMGK’nın Gazze sınavı

ABD’nin teklifiyle BMGK’dan geçen karar, sekiz ay önce savaş başladığından beri yapılan 11’inci Gazze konulu oylama oldu. Bu tekliflerden sadece 4’ü kabul edildi. İnsani yardıma odaklanan ilk iki metinden sonra “ateşkes” talep eden ilk metin ancak Mart sonunda, ramazan süresince uygulanmak üzere kabul edilebildi, bu oylamada ABD veto yetkisini kullanmayarak çekimser kaldı. Uzun süre içinde “ateşkes” ifadesi geçen planları veto eden ABD, bunun yerine çatışmalara “insani ara” verilmesini öneriyordu.

Uluslararası hukuk karşısında bağlayıcılığı olsa da BMGK kararlarının hiçbirinin sahadaki gerçekliğe görünür bir etkisi olmadı. ABD ve Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas’ın, 7 Ekim’deki kanlı baskınıyla başlayan savaşta 37 binden fazla Filistinli yaşamını yitirdi.

Paylaşın

ABD’nin “Gazze” İçin Hazırladığı Taslak Metin İfşa Oldu

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Ürdün ve Filistin Ulusal Yönetimi’ne savaş sonrası Gazze için “daha dar kapsamlı bir çerçeve önerdiği” öne sürüldü.

“Arap Altılısı” olarak da anılan grup, nisan ayında savaş sonrası Gazze’nin yönetimine dair bir plan taslağı hazırlamıştı. Buna göre Arap devletleri, uluslararası alanda tanınan bir Filistin devletinin kurulmasını, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te bir barış gücü kurulmasını, İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi arasında iki yılda tamamlanacak bir barış görüşmesi başlatılmasını öngörüyordu.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 77 artarak 36 bin 731’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 221 artarak 83 bin 530’a yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail’in tanınmış haber sitelerinden Times of Israel (ToI), Washington’ın diplomatik manevra alanını koruyabilmek ve esnek davranabilmek için Arap ülkelerinden iki devletli çözüme dair belirli bir zaman sınırı koymamalarını istediğini yazdı.

Haberde, ABD Başkanı Joe Biden’ın, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Ürdün ve Filistin Ulusal Yönetimi’ne savaş sonrası Gazze için “daha dar kapsamlı bir çerçeve önerdiği” ifade edildi.

“Arap Altılısı” olarak da anılan grup, nisan ayında savaş sonrası Gazze’nin yönetimine dair bir plan taslağı hazırlamıştı. Buna göre Arap devletleri, uluslararası alanda tanınan bir Filistin devletinin kurulmasını, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te bir barış gücü kurulmasını, İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi arasında iki yılda tamamlanacak bir barış görüşmesi başlatılmasını öngörüyordu.

Ancak İsrail ve Batı medyasında, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın taslak metni gerçekçi bulmadığı için reddettiği yazılmıştı. Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen bir Arap diplomat, ToI’ye bunu doğrulayarak, ABD’nin Arap devletlerinin geliştirmeye çalıştığı geniş kapsamlı iki devletli çözümü desteklediğini fakat taslaktaki önerileri “tamamen gerçekdışı bulduğunu” söyledi.

Ancak Arap yetkili, Washington’ın bu taslağı bir alternatif sunmadan reddedemeyeceğinin farkında olduğunu, bunun yerine yeni bir metin hazırladığını belirtti. Adının açıklanmasını istemeyen bir Amerikalı diplomat, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan “İsrailliler ve Filistinliler için barışı destekleyecek ilkelere dair ortak açıklama” adlı metnin Washington’dan onay aldığını söyledi.

Yetkili, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın 10-12 Haziran’da Mısır, İsrail, Ürdün ve Katar’a yapacağı ziyaretlerde bu metinden hareketle müzakere edeceğini aktardı.

Metinde, Gazze ve Batı Şeria’nın Filistin Ulusal Yönetimi kontrolünde yeniden birleşmesinin sağlanması planlanıyor. Filistin Ulusal Yönetimi’ne bu geçiş döneminde uluslararası ortaklardan yardım aktarılması öngörülüyor. Ayrıca İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi ve Filistinlilerin savaşta kaçtıkları yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesi isteniyor.

Taslakta en dikkat çeken maddelerden biri de Arap Barış Girişimi çerçevesinde 1967 sınırları temel alınarak bağımsız bir Filistin devletinin kurulması talebi. Bununla ilgili madde şu şekilde:

Filistinliler kendilerine ait bağımsız, bütünlüğe sahip ve sürdürülebilir bir devlette onurlu ve güvenli şekilde yaşamayı hak ediyor. İsrailliler de 4 Haziran 1967 sınırları temelinde müzakere edilen iki devletli bir çözüm kapsamında, karşılıklı anlaşma sağlanan takaslarla ve Arap Barış Girişimi’nde öngörüldüğü üzere Filistinli mülteciler için adil ve mutabık kalınan bir çözümle güvenlik içinde yaşama, kabul görme, tanınma ve bölgeye entegre edilme hakkına sahip.

Haberde, Biden’ın daha önce 1967 sınırlarına sıcak baktığını ifade ettiği fakat ABD’nin ilk kez Arap Barış Girişimi’ne de destek verdiğinin görüldüğü değerlendirmesi paylaşıldı. Metinde ayrıca Suudi Arabistan ve İsrail arasında normalleşme ihtimalinin bölgede barış için önemli olduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

İsrail-Filistin çatışmasının sona erdirilmesi için koordineli bir bölgesel çaba gerekli. Suudi Arabistan ve diğer Arap devletleriyle İsrail arasında normalleşme ve iki devletli bir çözüme doğru somut ilerleme kaydedilmesi ihtimali, herkesin yararına olacak barış, güvenlik ve bölgesel entegrasyonun sağlanması için umut verici bir yoldur.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ToI’ye yapılan açıklamada, söz konusu taslak metne dair “Bu, son aylarda Arap ortaklarımızla yürüttüğümüz daha büyük bir beyin fırtınası çalışmasının bir parçası” dendi.

Diğer yandan Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD’nin ateşkes teklifini kabul etmesi için Hamas’a baskı uygulama çabalarının ters teptiğini yazdı. Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen yetkililere dayandırılan haberde, Biden’ın Katar ve Mısır üzerinden Hamas’ı “tehdit ettiği” savunuldu.

İddialara göre Katar ve Mısır, İsrail’le ateşkesi kabul etmemesi durumunda Hamas’a malvarlıklarının dondurulacağını, yaptırım uygulanacağını ve örgütün liderlerinin Doha’dan çıkarılacağını söyledi.

Bu mesajların Biden’ın talebiyle iletildiği ancak istenen sonuca ulaşılamadığı belirtildi.  Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin, tehditlerin ardından perşembe günü yaptığı açıklamada taleplerinin karşılanmadığı bir ateşkesi kabul etmeyeceklerini söylediğine dikkat çekildi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 36 Bine Dayandı

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 81 artarak 35 bin 984’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 223 artarak 80 bin 643’e yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin Mısır sınırındaki Refah kentinden İsrail topraklarına en az sekiz füze fırlatıldığını bildirdi. Orduya bağlı hava savunma biriminden yapılan açıklamada da, söz konusu füzelerden bazılarının havada imha edildiği bildirildi.

Gazze Şeridi’nde görev yapan bir AFP muhabiri de, İsrail ordusunun açıklamasını doğrulayarak, çok sayıda füzenin Refah’tan İsrail yönüne doğru havalandığını gördüğünü aktardı. Tel Aviv kentindeki AFP muhabirleri ise şehirde, insanlara güvenli bir yere gitmeleri için çalınan siren seslerinin duyulduğunu ve kent merkezinden en az üç ayrı patlama sesi geldiğini bildirdi. İsrail’de aylardan bu yana füze saldırısına karşı uyarı niteliğinde sirenler çalınmamıştı.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Tel Aviv’e “büyük bir füze yağmuru” gerçekleştirdiklerini ve bunun, “Sivillere karşı yapılan siyonist katliama” bir reaksiyon olduğunu açıklayarak, söz konusu saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Bu saldırının öncesinde, İsrail’in ay başında Filistin tarafını ele geçirdiği Mısır sınırındaki Refah geçişini baypas edecek yeni bir anlaşma kapsamında İsrail’in güneyinden bir grup yardım kamyonu Gazze’ye girdi. Ancak bölgede devam eden çatışmalar nedeniyle, insani yardım gruplarının yardımlara erişip erişemeyeceği net değil.

Mısır, Refah sınır kapısının Gazze tarafının kontrolü Filistinliler’e geri verilmeden, kapının Mısır tarafını yeniden açmayı reddediyor. Kahire, ABD Başkanı Joe Biden ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sissi arasındaki telefon görüşmesinin ardından yardım kamyonları trafiğini İsrail’in Kerem Şalom geçisine geçici olarak yönlendirmeyi kabul etti.

Bununla birlikte, Kerem Şalom geçişi, İsrail’in yakındaki Refah kentine operasyonlarıyla bağlantılı çatışmalar nedeniyle büyük oranda erişim sağlanamaz bir durumdaydı. İsrail, lüzlerce kamyona geçiş izni verdiğini belirtiyor ancak BM kurumları yardımları diğer tarafta almanın çok tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 35 Bin 800’e Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 91 artarak 35 bin 800’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 210 artarak 80 bin 200’e yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Avrupa’da Filistin’in uluslararası diplomasi sahnesindeki konumunu güçlendirecek kritik adımlar atılıyor.

Norveç, İrlanda ve İspanya’dan Filistin devletini tanıma kararı geldi. Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Norveç hükümeti, Norveç’in Filistin’i bir devlet olarak tanımasına karar verdi” dedi.

On binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı bir savaşın ortasında hem İsraillilere hem de Filistinlilere siyasi çözüm sunan tek alternatifi canlı tutmaları gerektiğini belirten Store, bunun, “yan yana, barış ve güvenlik içinde yaşayan iki devlet” olduğunun altını çizdi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Norveç’in iki devletli çözümü desteklediği ve ilerletmeye çalıştığı vurgulanarak Filistin’in bir devlet olarak tanınmasının, Norveç’in, Orta Doğu’daki çatışmaya kalıcı bir çözümün sadece iki devletli bir çözüm yoluyla sağlanabileceği yönündeki uzun süredir devam eden tutumunu vurguladığı bildirildi.

Açıklamada, Filistin’in, Avrupa’daki benzer görüşe sahip ülkelerle eş zamanlı olarak, uluslararası hukuka ve ilgili BMGK kararlarına uygun şekilde 1967 sınırlarıyla 28 Mayıs’ta tanınacağı belirtildi. Avrupa Birliği üyesi olmayan Norveç, İsrail’in en büyük destekçisi ABD’nin çok yakın müttefiki.

İrlanda basını, benzer bir duyurunun İrlanda Dışişleri Bakanı’nın katıldığı bir basın açıklamasında yapılacağını aktardı. İspanya’da ise Başbakan Pedro Sanchez’in meclise hitap ederek resmi tanıma için bir tarih belirlenmesini istemesi bekleniyor.

Üç Avrupalı ülke, Filistin’in bağımsızlığını tanıma kararını, İsrail’in yoğun sivil nüfuslu Refah kentine karadan operasyon başlatması üzerine aldı. Uluslararası kamuoyu, Gazze’de yerinden olan yaklaşık 1,5 milyon Filistinlinin çadırlarda yaşam mücadelesi verdiği Mısır sınırındaki kente bir operasyon düzenlenmesine karşı çıkıyor.

İlerleyen süreçte Slovenya ve Malta’nın da benzer yönde adım atması beklenirken bölgede barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olacağı görüşü Avrupa genelinde hakim.

Aralarında Rusya, Çin ve Hindistan’ın da bulunduğu, Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkeden 144’ü Filistin’in bağımsızlığını tanıyor. 2014 yılında İsveç, Filistin’i bir devlet olarak tanıyan ilk AB üyesi olmuştu. Bulgaristan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Romanya Filistin’i tanıyan diğer birlik üyeleri.

İki devletli çözüm nedir?

İki devletli çözümün savunucuları, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın İsrail’den geçen bir koridorla birbirine bağlandığı bir Filistin öngörüyor. Yirmi yıl önce bunun nasıl işleyebileceğine dair ayrıntılar, eski İsrailli ve Filistinli müzakereciler tarafından bir planda ortaya konmuştu.

Cenevre Anlaşması olarak bilinen bu planın ilkeleri arasında Kudüs’ün Yahudi mahallelerinin İsrail’in başkenti, Arap mahallelerinin de Filistin’in başkenti olarak tanınması ve askerden arındırılmış bir Filistin devleti yer alıyordu.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 35 Bin 647’ye Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 85 artarak 35 bin 647’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 200 artarak 79 bin 852’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Hamas lideri Yahya Sinwar için, 7 Ekim’de İsrail’e düzenlenen saldırılar ve ardından gelen Gazze’deki savaşla ilgili savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar suçlamasıyla tutuklama emri talep etti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) başsavcısı Karim Khan, UCM’nin aynı zamanda İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniyeh ve Hamas’ın askeri kanadı El Kasım Tugayları’nın iki üst düzey ismi Muhammed Diab ve İbrahim el-Masri için de tutuklama emri istediğini söyledi.

UCM hakimlerinden oluşan bir kurul başsavcısı Karim Khan’ın tutuklama emri başvurusunu değerlendirecek.

İsrailli siyasetçilere yönelik tutuklama kararı, UCM’nin, Amerika Birleşik Devletleri’nin yakın müttefiklerinden birinin en üst düzey liderini ilk kez hedef alması anlamına geliyor.

Başsavcısı Karim Han, Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçlamalar arasında “imhaya neden olmak, insani yardım malzemelerinin engellenmesi, bir savaş yöntemi olarak açlığa neden olmak ve çatışmalarda kasıtlı olarak sivilleri hedef almak” gibi başlıkların bulunduğunu söyledi.

İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin üyesi değil. Tutuklama kararı çıksa bile Netanyahu ve Gallant hemen yargılanma riskiyle karşı karşıya değil. Ancak Han’ın açıklaması İsrail’in yalnızlığını derinleştirebilir ve tutuklanma tehdidi İsrailli liderlerin yurtdışına seyahat etmesini zorlaştırabilir.

İsrail’ın yakalamaya çalıştığı Sinvar ve Deif’in Gazze’de saklandıkları düşünülüyor. Ancak Hamas’ın en üst düzey siyasi lideri İsmail Haniye Katar’da bulunuyor ve sık sık bölgeye seyahat ediyor.

İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin üyesi değil. Tutuklama kararı çıksa bile Netanyahu ve Gallant hemen yargılanma riskiyle karşı karşıya değil. Ancak Han’ın açıklaması İsrail’in yalnızlığını derinleştirebilir ve tutuklanma tehdidi İsrailli liderlerin yurtdışına seyahat etmesini zorlaştırabilir.

İsrail’ın yakalamaya çalıştığı Sinvar ve Deif’in Gazze’de saklandıkları düşünülüyor. Ancak Hamas’ın en üst düzey siyasi lideri İsmail Haniye Katar’da bulunuyor ve sık sık bölgeye seyahat ediyor.

Mahkeme geçen yıl, Ukrayna Savaşı ile ilgili olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da tutuklama talep etmişti. UCM bu kararına gerekçe olarak, Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarından çocukların Rusya Federasyonu’na kaçırılmalarına vurgu yapmış ve Putin’in işlenen bu savaş suçunda şahsi sorumluluk taşıdığı öne sürülmüştü.

Uluslararası Ceza Mahkemesi kararını hangi ülkeler destekledi, hangileri karşı çıktı?

UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı başvurusu yapması, Avrupa ülkeleri arasında ihtilaf yarattı. UCM Başsavcısı Kerim Han, dün yaptığı açıklamada Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı başvurusunda bulunduğunu bildirmişti.

Buna ek olarak Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da başvuruda bulunulduğu aktarılmıştı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, UCM’nin başvurusunun Tel Aviv yönetimine “aylardır yapılan uyarıların ardından geldiğine” dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: İsrail’e uluslararası insan hukukuna uyması gerektiğine, özellikle Gazze Şeridi’ndeki sivil kayıpların kabul edilemez olduğuna ve insani yardıma erişimin yetersiz kaldığına dair aylardır uyarıda bulunuduk. Fransa, UCM’nin bağımsızlığını ve suçların cezasız kalmamasını her durumda destekliyor.

Avrupa Birliği’nde (AB) Fransa’nın yanı sıra Slovenya ve Belçika’dan da UCM talebine destek geldi. Slovenya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “7 Ekim 2023’ten itibaren İsrail ve Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar, faillerine bakılmaksızın bağımsız ve tarafsız şekilde yargılanmalıdır” ifadelerine yer verildi.

Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, UCM’nin hamlesine destek vererek “Gazze’de işlenen suçlar, failleri kim olursa olsun en üst düzeyde kovuşturmaya tabi tutulmalıdır” diye yazdı.

Diğer AB ülkeleriyse UCM’nin yakalama kararı başvurusunun doğru olmadığını savundu. Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Hamas liderleriyle Netanyahu ve Gallant hakkında eş zamanlı başvuru yapılmasının “yanlış bir denklem” olduğu savunuldu.

Açıklamada, UCM’nin bağımsızlığına ve diğer tüm uluslararası mahkemelerde olduğu gibi usule ilişkin prosedürlerine saygı duyulduğu belirtilirken, İsrail hükümetinin halkını koruma ve savunma görevi bulunduğu vurgulandı.

Çekya Başbakanı Petr Fiala da benzer bir duruma dikkat çekerek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: UCM Başsavcısı’nın demokratik yollarla seçilmiş bir hükümetin temsilcileriyle İslamcı bir terör örgütünün liderleri hakkında tutuklama emri çıkarma önerisi dehşet vericidir ve kesinlikle kabul edilemez.

Avusturya Başbakanı Karl Nehammer de UCM’yi eleştirerek “İsrail devletini ortadan kaldırmak isteyen terör örgütü Hamas’ın lideriyle, bu devletin demokratik yollarla seçilmiş temsilcilerinin aynı başvuruda anılması anlaşılmaz bir durum” dedi.

UCM’nin hamlesine AB’nin yanı sıra Birleşik Krallık ve ABD’den de tepki geldi. BK Başbakanı Rishi Sunak, UCM’nin attığı adımın “çatışmalara ara verilmesine, rehinelerin kurtarılmasına ya da insani yardımların ulaştırılmasına yönelik ilerleme sağlamayacağını” öne sürdü.

ABD Başkanı Joe Biden ise UCM’nin yakalama kararı başvurusunu “utanç verici” diye niteledi. Biden, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri operasyonlarda soykırım yapılmadığını savunurken, Tel Aviv yönetimiyle Hamas’ın bir tutulamayacağını da sözlerine ekledi.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler Filistin Raportörü: Gazze’de Yaşananlar Soykırım

Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, “Gazze’de yaşananların bir savaş değil, tereddüt etmeden bir soykırım olduğunu söyleyebilirim” dedi ve ekledi:

“Batılı ülkelerde, soykırım kelimesinin kullanımı konusunda büyük bir rahatsızlık var. Bunun da sebebi, soykırım kelimesinin Holokost’u çağrıştırması. ‘Holokost’a uğramış İsrail (Yahudiler) nasıl olur da soykırım yapar, böyle bir şey düşünülemez’ diye. Fakat (İsrail) şu an tam da bunu yapmakta.”

Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Tunus’ta düzenlenen Mağrib Maşrik Forumu’nda Gazze’deki duruma dair konuştu. İsrail’in Gazze Şeridi’ne karşı sürdürdüğü saldırıları, “insani ve demokratik değerlere yönelik açık bir meydan okuma” olarak değerlendiren Albanese, “Şu an Gazze’de olup bitenleri nasıl görmezden gelebiliriz? Bu bir trajedi” dedi.

Albanese, Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekerek, İsrail’in, Gazze’de yaklaşık 15 bini çocuk olmak üzere 35 bin insanı öldürdüğünü ve bu saldırılarıyla aynı zamanda işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki tüm Filistinlilerden intikam almayı hedeflediğini kaydetti.

İsrail’in saldırılarının durdurulması için uluslararası topluma harekete geçme çağrısı yapan Albanese, şunları söyledi: “Gazze’de yaşananların bir savaş değil, tereddüt etmeden bir soykırım olduğunu söyleyebilirim. Batılı ülkelerde, soykırım kelimesinin kullanımı konusunda büyük bir rahatsızlık var. Bunun da sebebi, soykırım kelimesinin Holokost’u çağrıştırması. ‘Holokost’a uğramış İsrail (Yahudiler) nasıl olur da soykırım yapar, böyle bir şey düşünülemez’ diye. Fakat (İsrail) şu an tam da bunu yapmakta.”

Albanese konuşmasında ayrıca İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı gerçekleştirilen protestolara da değinerek, “Dünya çapında bu zulmü durdurmak için harekete geçen ve kampüslerde eylem yaparak sistemleri sarsan öğrenci hareketlerine destek olmalıyız” diye konuştu.

“Ateşkes yalnızca başlangıç olacak”

Çatışmalardaki bilanço ağırlaşırken Birleşmiş Milletler’den (BM) kalıcı ateşkes çağrıları gelmeye devam ediyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, derhal insani ateşkes, tüm rehinelerin koşulsuz salıverilmesi ve abluka altındaki Gazze Şeridi’ne insani yardımların derhal arttırılması çağrısında bulundu.

Kuveyt’te düzenlenen bir donörler konferansına katılan Guterres, ateşkesin sağlanmasının ise “yalnızca başlangıç olacağını” dile getirerek, “Bu savaşın yol açtığı yıkım ve tramvadan kurtulmak uzun bir yol olacak” dedi.

BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı, İsrail’in, uluslararası tüm uyarılara rağmen başlattığı Refah kentine yönelik kara saldırısının ardından 150 bin Filistinlinin kentten göç ettiğinin tahmin edildiğini açıkladı.

Mısır, Katar ve ABD aracılığında ateşkese yönelik müzakereler sürerken, ABD Başkanı Joe Biden Cumartesi günü yaptığı açıklamada Hamas’ın Gazze’de tuttuğu rehineleri serbest bırakması halinde ateşkesin “hemen yarın” sağlanabileceğini ifade etmişti.

Gazze’de can kaybı 35 bini aştı

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 63 artarak 35 bin 034’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 114 artarak 78 bin 755’e yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas, halen ellerinde rehin olarak tuttukları kişilerden birinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı. Hamas tarafından yayınlanan video mesajda örgütün elinde rehin olarak tutulan Nadav Popplewel isimli kişinin öldüğü belirtildi. Popplewell’in İsrail’in güneyindeki Kibbutz Nirim bölgesinde rehin alındığı bu kişinin İsrail’in Gazze’ye düzenlediği hava saldırısı nedeniyle öldüğü açıklandı.

İsrail ordusu Hamas tarafından yayınlanan videoyla ilgili henüz bir değerlendirme ya da açıklama yapmadı. Ancak ordu daha önce yaptığı açıklamalarda söz konusu video mesajların Hamas tarafından yürütülen psikolojik savaşın bir parçası olduğu belirtilmiş ve rehinelerin İsrail’in hava saldırılarıyla öldüğü reddedilmişti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 34 Bin 151’e Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 199. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 54 artarak 34 bin 151’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 151’e artarak 77 bin 84’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail askerleri sürpriz bir baskınla Han Yunus’un doğusuna tekrar girdi. Gazze Şeridi’nin güneyindeki kentin merkez hastanesinin bulunduğu ve Filistinli yetkililerin toplu mezar olduğunu ileri sürdüğü yerden çok sayıda ceset çıkarıldığı bildiriliyor.

Gazze Şeridi’nin daha güneyinde bulunan ve 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun yarısının sığındığı Refah’a ve Gazze’nin çeşitli bölgelerine yeni hava saldırıları düzenlendiği bildiriliyor.

İsrail, yedi aydır devam eden savaşın en yoğun çatışmalarının yaşanmasının ardından bu ay kara birliklerini aniden Gazze Şeridi’nin güneyinden çekmişti. Bölgeden kaçan Filistinliler yıkıntıların arasındaki evlerine geri dönmeye başlamıştı.

Ayrıca İsrail ordusu, Hamas’ın 7 Ekim’deki İsrail saldırısındaki başarısızlığı nedeniyle askeri istihbarat şefi Aharon Haliva’nın istifa ettiğini duyurdu.

İsrail askeri istihbaratının başındaki Aharon Haliva, Hamas’ın çoğu sivil bin 200 kişinin ölümüne ve yaklaşık 250 kişinin esir alınmasına yol açan ve Gazze’de Hamas’a karşı altı ay süren savaşın fitilini ateşleyen 7 Ekim 2023’teki saldırının ardından istifa eden ilk üst düzey İsrailli isim oldu.

Tümgeneral Haliva istifa mektubunda, “Komutam altındaki istihbarat birimi misyonunu yerine getiremedi. Savaşın acısını sonsuza kadar taşıyacağım. Artık sorumluluğu kabul edip görevimi sonlandırmak istiyorum” ifadesini kullandı.

Haliva Ekim ayındaki saldırıdan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada da saldırıyı engelleyemediği için suçu üstlendiğini söylemişti. İsrail ordusundan yapılan açıklamada genelkurmay başkanının Haliva’nın istifa talebini kabul ettiği ve kendisine hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiği belirtildi.

İsrail ordusu tarafından geçen ay başında yapılan yazılı açıklamada, 7 Ekim saldırısıyla ilgili yeterli tedbirleri almadığı düşünülen askeri birimlerin kendi içlerinde soruşturmalar yürütüleceği kaydedilmişti. Soruşturmaların, Mart 2018’den 10 Ekim 2023’e kadar 5 yıllık zaman dilimindeki ordu içindeki operasyonel başarısızlıklara odaklanacağı aktarılmıştı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, saldırıların ardından kendisine önceden bu yönde bir bilgi iletilmediğini belirterek ordu ve istihbaratı saldırılardan sorumlu tutmuş, ancak gelen tepkilerin ardından sosyal medyada bu yönde yaptığı paylaşımı silmişti.

Saldırılarla ilgili şimdiye kadar sorumluluk kabul etmeye yanaşmayan Netanyahu, 7 Ekim saldırılarıyla ilgili kapsamlı bir soruşturma açılması taleplerini, şu an savaşın içinde bulunulduğu gerekçesiyle geri çeviriyor, soruşturmanın savaşta nihai zafer kazanıldıktan sonra başlatılmasını savunuyor.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 34 Bin 97’ye Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 198. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 48 artarak 34 bin 097’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 97 artarak 76 bin 980’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail, Batı Şeria’nın güneyindeki El-Halil kasabası yakınlarında bir kontrol noktasına bıçak ve silahla saldıran iki Filistinli’yi öldürdü. Filistin sağlık yetkilileri, öldürülen iki kişinin 18 ve 19 yaşlarında aynı aileden olduklarını söyledi. İsrail ordusu olayda hiçbir İsrail askerinin yaralanmadığını açıkladı.

Bu arada Filistin Kızılayı, İsrail’in Batı Şeria’daki Nur Şems mülteci kampına yönelik Perşembe günü geç saatlerindeki baskın sonrasında toplam 14 cesedin bulunduğunu söyledi. Ölenler arasında İslami Cihad örgütünden üç militan ve 15 yaşında bir erkek çocuk da yer alıyor.

İsrail ordusu ise kampta 10 militanın öldürüldüğünü ve sekiz şüphelinin tutuklandığını açıklamıştı. Baskında dokuz İsrail askerinin yaralandığı da gelen bilgiler arasında.

Filistin sağlık yetkililerine göre Gazze’deki savaşın başlangıcından bu yana Batı Şeria’da İsrail askerleri ve yerleşimciler tarafından en az 469 Filistinli öldürüldü.

Ayrıca İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetine karşı protesto gösterileri düzenlendi. Tel Aviv, Kudüs ve diğer kentlerdeki protestolara katılanlar erken seçim çağrısı yaptı.

Dünyanın dört bir yanında Filistin destekçileri yürüyüş düzenledi. Filistin destekçileri, İsrail’e savunma yardımını da içeren ABD dış yardım tasarısının onaylanmasına tepki olarak başkent Washington DC’deki Kongre Binası önünde protesto düzenledi.

ABD’nin Kaliforniya eyaletine bağlı San Francisco Körfezi’nde bulunan San Jose kentinde bir araya gelen bir grup İran ve Filistin yanlısı gösterici, İsrail’in İran ve Gazze’ye yönelik saldırılarını kınamak üzere bir araya geldi.

ABD’nin Illinois eyaletindeki Chicago kentinde Filistin’e destek gösterisi düzenlendi. Filistin bayrakları ve pankartlar taşıyan protestocular, İsrail aleyhine sloganlar attı.

İtalya’nın Milano kentinde Filistin’e destek gösterisi düzenlendi. Göstericiler, ellerinde bayrak ve pankartlarla Filistin’e destek mesajı verdi.

İspanya’nın başkenti Madrid’de Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi. Filistin bayrakları ve pankartlar taşıyan protestocular, İsrail aleyhine sloganlar attı.

Paylaşın