Altılı Masa, Erken Seçime Destek Olmayacak Mı?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan altılı masa, bir taraftan seçime yönelik hazırlıklarını sürdürürken, diğer yandan seçimin ne zaman yapılacağı ve takvime göre çeşitli olasılıklar da masaya yatırılmış durumda.

Altılı masayı oluşturan iki farklı partinin üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre muhalefet normalde 18 Haziran’da yapılması gereken ancak çeşitli nedenlerle bahara çekileceği konuşulan seçim için TBMM’de karar alınmasına destek olmamayı da değerlendiriyor.

Haziran’da yapılması gereken seçimin Mayıs ya da Nisan’a çekilmesini desteklememeleri gerektiğini çünkü bunun gerçek anlamda bir erken seçim olmayacağını belirten bir parti yetkilisi, “Bizler ısrarla dedik ki 2022’de gelin erken seçim kararı alın, biz de destekleyelim. Ama şimdi 2023 baharında yapılacak bir seçimin neresi erken olacak?” ifadesini kullandı.

Altılı Masa’nın bir yandan 2023 seçimleri sonrası “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme” geçiş süreci için hazırladığı anayasa çalışmasını açıklamaya ve 9. buluşmasını yapmaya hazırlanırken, diğer yandan bahar aylarına çekilmesi olası, geciktirilmiş bir erken seçime destek vermemeyi kendi içinde görüştüğü belirtiliyor.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi liderleri 28 Kasım Pazartesi günü iki kez bir araya gelecek. Sabah saatlerinde Bilkent Otel’de yapılacak ilk toplantıda Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu tarafından tamamlanan 2023 seçimleri sonrası “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme” geçiş sürecinin anayasa çalışması kamuoyuna açıklanacak.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in altılı masayı oluşturan partilerin kulislerinden edindiği bilgilere göre, genel başkanların daha önce imzaladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi öngören mutabakat metni temel alınarak hazırlanan çalışma ile mevcut anayasanın yaklaşık 89 maddesinde değişiklik yapılıyor. Bu çalışma içinde yeni sistemde cumhurbaşkanını kimin seçeceği ya da baş örtüsü gibi konularla ilgili değişiklik önerilerinin bulunmayacağı öğrenildi.

Anayasa toplantısının ardından, öğleden sonra ise genel başkanlar Demokrat Parti ev sahipliğinde yeniden bir araya gelecek. Edinilen bilgilere göre bu buluşmada geçiş sürecinin yol haritasının kamuoyuna sunulması tarihi kararlaştırılabilir. Bu sürecin yol haritası ile bir çeşit seçim beyannamesi ve hükümet programı niteliğinde olacak olan “ortak söylem belgesinin” açıklanmasının da yıl sonuna kadar yapılabileceği konuşuluyor.

Her partinin önce kendi mutfağında hazırladığı, ardından altılı masanın ilgili komisyonu tarafından bir süredir ortaklaştırılan söylem belgesinin şu ana kadar yaklaşık yüzde 60’ı tamamlanmış durumda.

Muhalefet erken seçime destek olmayacak mı?

Altılı masa bir taraftan seçime yönelik hazırlıklarını sürdürürken, diğer yandan seçimin ne zaman yapılacağı ve takvime göre çeşitli olasılıklar da masaya yatırılmış durumda.

Altılı masayı oluşturan iki farklı partinin üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre muhalefet normalde 18 Haziran’da yapılması gereken ancak çeşitli nedenlerle bahara çekileceği konuşulan seçim için TBMM’de karar alınmasına destek olmamayı da değerlendiriyor.

Haziran’da yapılması gereken seçimin Mayıs ya da Nisan’a çekilmesini desteklememeleri gerektiğini çünkü bunun gerçek anlamda bir erken seçim olmayacağını belirten bir parti yetkilisi, “Bizler ısrarla dedik ki 2022’de gelin erken seçim kararı alın, biz de destekleyelim. Ama şimdi 2023 baharında yapılacak bir seçimin neresi erken olacak?” ifadesini kullandı.

Seçim yasasının muhalefet partilerinin kazanamaması için çok ince hesaplarla tasarlanarak değiştirildiğini, bu nedenle iktidarın yeni seçim yasasını mutlaka kullanmak isteyeceğini söyleyen yetkili, Cumhur İttifakı”nın bahar aylarında bir seçimi Erdoğan’ın adaylığının tartışmaya açılmaması için istediğini belirterek, muhalefet olarak buna destek olunmaması gerektiğini söylüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı ile ilgili tartışmalar bir süredir yapılıyordu. Bazı anayasa hukukçuları ve muhalefet üyeleri Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını belirtirken, iktidar Erdoğan’ın 2014’te eski sistemle, 2018’de ise yeni sistemle cumhurbaşkanı seçildiğini ve dolayısıyla 2023 seçiminin Erdoğan’ın ikinci adaylığı olduğunu belirterek ortada bir anayasaya aykırılık olmadığını söylüyor.

Bununla birlikte iktidarın yine de herhangi bir meşruiyet sorunu yaratmamak ve Erdoğan’ın durumunu tartıştırmamak için seçimi zamanında yapmayarak, TBMM kararıyla bir çeşit “geciktirilmiş erken seçim” yapmak isteyebileceği bir süredir belirtiliyordu.

“256 hafta bekliyorsak, bekleriz bir dört hafta daha”

Muhalefetin şimdiye kadar Meclis’ten böyle bir geciktirilmiş erken seçim kararı çıkmasına çok itiraz etmeyebileceği, çünkü Erdoğan ve çevresinin yeniden bir “mağduriyet” algısı yaratmasına izin vermek istemediği konuşuluyordu.

Altılı masa kulislerinden edinilen bilgiler ise şimdi bu eğilimin biraz tersine dönmekte olduğu ve Meclis’te Cumhur İttifakı’na destek olunması konusuna eskisi kadar sıcak bakılmadığı yönünde.

Bir parti yetkilisi konuyla ilgili olarak “Bir seçim dönemi toplam 260 haftadır, yani beş yıl. 256 hafta bekliyorsak, bekleriz bir dört hafta daha. Mayıs’ta erken seçim mi olur?” diyor.

Bu arada muhalefet partileri arasında erken seçim tarihi ile ilgili konuşulan bir başka senaryo ise iktidarın Ocak ayı başında maaşlara ve asgari ücrete yapacağı zamların ardından çok uzun süre beklemek istemeyebileceği, zamların yarattığı olumlu hava dağılmadan ve enflasyonist etkisini görmeden baharın ilk aylarında seçimi yapmak isteyebileceği.

Öte yandan Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı’nın 2023 sınav takviminde YKS tarihini 17-18 Haziran 2023 olarak belirlemesi de erken seçim tartışmalarını alevlendirdi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik “Prensip olarak seçim takvimiyle sınav takvimi üst üste gelmez. Öğrencilerimizin hiçbir sınavını seçim takvimine denk getirmeyiz. Bununla ilgili ÖSYM bir çalışma yapıyor, yakın zamanda kamuoyuyla paylaşır” açıklamasında bulundu.

Meclis’teki sandalye dağılımının etkisi ne olur?

Mevcut sistemle erken seçim kararı alınabilmesi için ya Cumhurbaşkanı’nın kararı olması ya da TBMM’nin beşte üç çoğunluk oyuyla yani en az 360 milletvekili tarafından “kabul” oyu verilmesi gerekiyor. Ancak iktidarın bunun için muhalefetin desteğine ihtiyacı var. Çünkü AKP ile MHP’nin sandalye sayısı şu an için toplam 334.

TBMM’de halen CHP’nin 134, HDP’nin 57, İYİ Parti’nin 37, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) 4, Memleket Partisi’nin 2, Demokrat Parti’nin ise 2 milletvekili bulunuyor. Zafer Partisi, DEVA Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, Saadet Partisi ve Yenilik Partisi’nin birer milletvekili var. Toplam 580 milletvekilinden oluşan TBMM’de bağımsız milletvekili sayısı ise dört.

Paylaşın

Prof. Yılmaz: Sonbaharda Erken Seçim İhtimali Yüksek

Türkiye’nin önde gelen ekonomistlerinden, Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimi kararından yola çıkarak bazı değerlendirmelerde bulundu. 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, uzmanlarca altı hiçbir şekilde doldurulamayan ‘düşük faiz’ ısrarı doğrultusunda Eylül 2021’den itibaren dört ay boyunca faiz indirimine giden kurum, Türk lirasının yabancı paralar karşısında tarihi seviyede değer kaybetmesi üzerine bu ralliye ‘ara vermişti.’

Uzunca bir süre politika faizini sabit tutan kurum, bu ağustos ayına gelindiğindeyse 100 baz puan indirime gitti.

Yılmaz, sürpriz olarak değerlendirilebilecek bu kararın hükümetin seçim sürecine yönelik oyun planı hakkında bazı ipuçları vermesi itibarıyla önemli olduğu görüşünü dile getirdi.

“Bu oyun planına göre, Merkez Bankası’nın gelecek ay da faiz indirmesi sürpriz olmayacaktır” diyen Yılmaz, kişisel Twitter hesabında  yaptığı paylaşımlarına şöyle devam etti:

“KGF’yle desteklenen kredi genişlemesine gidilecek. Kamu bankaları özellikle konut sektörüne yönelik düşük faizli kredi musluklarını açacak. Kredilerle birlikte gerçekleşecek talep artışı yavaşlayan ekonomik aktivitede toparlanmaya yol açacak.

Son haftalarda Rusya ve Körfez ülkelerinden 55 milyar dolar geleceğine dair dolaşan fısıltının Rusya ayağının kısmi olarak gerçekleşmesi üzerine Merkez Bankası rezervleri son üç haftada 15.4 milyar dolar arttı.

Politika faizi düştükçe kurda yukarı yönlü bir hareket olmaması için el kapısında mendil açarak bulunan döviz arka kapıdan satılacak. Ancak, bu dövizin Haziran 2023’e kadar yeterli olması mümkün değil. O yüzden bu planda sonbaharda bir erken seçim ihtimali oldukça yüksek.

‘Ekonomide suni bir bahar havası’

Gelen paranın önemli bir bölümü borsaya yönelecek. Hali hazırda yönelmeye başladı bile. Borsa endeksindeki hızlı yükseliş talepteki canlanmayla birlikte ekonomide suni bir bahar havası yaratacak.

Faiz indirimleri ve kredi genişlemesiyle birlikte talebin güçlü devam etmesi fiyat artışlarının devam etmesini ve enflasyonun daha da yükselmesini sağlayacak. Bu durumda sorulacak soru ‘hangi enflasyonu?’dur. Bu artışların TÜİK’in TÜFE enflasyonu üzerindeki etkisi az olacak.

Ama biz iktisatçılara sorarsanız, Nisan’dan bu yana 1995 bazlı İTO İstanbul ücretliler geçinme endeksi enflasyonundan 19 puan daha düşük (tarihssel olarak aradaki fark +/- 5 puan arasındayken) açıklanan resmi TÜFE verilerini dikkate almamız mümkün değil.

Yayınladığı verilerle TÜİK hem enflasyon hem de işsizlikle mücadele etmeyi (nitekim sürekli düşen işsizlik verilerinde de düzensizlikler söz konusu) kendisine görev edindi. Bu eğilim güçlenerek devam edecek; güçlü bir ekonomi ve kontrol altında bir enflasyon resmi çizilecek.

Bu şartlarda TÜİK de Merkez Bankası da aynı statüde buluşuyor: İktisatçılar, ülke ekonomisi için kilit önemde olan iki kurumu da artık dikkate almıyor; bu gidişle de yeni bir hükümet gelinceye kadar da almayacaklar.

Seçim hızla yaklaşırken, AKP’nin ülke ekonomisiyle kumarında son dönemeçteyiz. Bu değerlendirmeyi bir hatırlatmayla bitireyim: Geçmişte ülkeyi büyük ekonomik darboğazlara sürükleyen partiler Türkiye siyaset sahnesinden silinip gittiler. AKP’yi de farklı bir son beklemiyor.”

Paylaşın

AK Parti’ye Göre ‘Erken Seçim Bahsi’ Kapandı: Seçim 2023’te

2023 seçimlerine yaklaşık 10 ay kalmasına karşın, erken seçim olasılığı hala seslendiriliyor. Son olarak gazeteci Barış Yarkadaş’ın, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, 4 Eylül’deki Sivas mitinginde “erken seçim çağrısı” yapacağı iddiası, tartışmayı yeniden alevlendirdi.  

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, MHP tarafından sert bir dille yalanlanan baskın seçim iddialarıyla ilgili olarak AK Parti kulislerinde ise “Seçim 2023’te, belli olmayan tek şey hangi gün yapılacağı” görüşü dile getiriliyor.

AK Parti kulislerinde, bir erken seçim kararının Ekim ayına zaten yetişmeyeceği, Kasım-Aralık aylarının ise hem ekonomik göstergeler, hem de hava durumu açısından uygun bir zaman olmayacağına dikkat çekiliyor.

Artık muhalefet partilerinin bile erken seçimi seslendirmediğine dikkat çeken AK Parti yöneticileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, son il başkanları toplantısında seçime 9-10 ay kaldığını vurguladığına dikkat çekerek, “Artık şu net, seçim 2023’te olacak. Cumhurbaşkanımız sadece günün söylemedi” diyerek, erken-baskın seçim tartışmalarına nokta koyuyor.

Seçim tarihi için Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılacak olması da dikkate alınarak, Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümü olan 14 Mayıs tarihi öne çıkıyor.

Parti içinde seçim tarihi olarak Mayıs’ın son Pazar günü veya Haziran ayının ilk Pazar gününü önerenler de var.

‘Ekimde enflasyon artar, seçim için uygun zaman değil’

AK Parti kaynaklarına göre, erken veya baskın seçim senaryoları, hem ekonomik tablo, hem de partinin seçim stratejisine uymadığı için gerçekçi değil.

Böyle bir kararı, ittifak ortağı MHP veya AK Parti’nin tek başına alamayacağına dikkat çeken parti kaynakları, ayrıca, Ekim veya Kasım aylarının, yüksek enflasyon beklentileri dikkate alındığında uygun olmayacağına vurgu yapıyorlar.

Ekim ve Kasım aylarında enflasyonda artış olacağı beklentisine dikkat çekilerek Aralık ve özellikle Ocak ayından itibaren enflasyonun baz etkisi ile düşüşe geçeceği belirtiliyor.

Pandemi sürecinde üretim yapılamaması ve stokların tükenmesi nedeniyle fiyat artışları yaşandığı ifade edilirken yeniden üretim süreçlerine dönülmesi ile fiyatların sabitlenmeye başlayacağı beklentisi dile getiriliyor. Fiyatların sabitlenmesinin, iktidar lehine fırsata dönüştürülebileceği savunuluyor.

Bir partili bunu “Şimdi emtia üretimleri de normal seyrine ulaştı ve artık fiyatları sabitledi. Yani demir 13-14 arasında gidip geliyor ama 16’yı görmüyor. Çimento, enerji fiyatları belli noktada gidiyor. Biz de fiyatları sabitleyebilirsek, artık ekmeği 4, akaryakıtı 21-22 olarak sabitlersek, durum normalleşir ve biz bunu seçimler için fırsata döndürebiliriz” diye ifade ediyor.

‘7 siyasi parti, yedi düvel durdurmaya çalışıyor’

AK Parti’de Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinde sıkıntı yaşanacağı öngörülmüyor. Ancak, parti oyları konusunda o kadar iyimser bir tablo olmadığı, hatta parlamento çoğunluğunun kaybedilebilmesi ihtimali bile değerlendiriliyor.

Erdoğan’ın seçimi kesinlikle kazanacağı görüşü, her şeye rağmen seçmene “güven vermesi” ve 6’lı masanın, iktidara “alternatif olamadığı” tezleriyle savunuluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “ekonomide sıkıntılar var, bunu anlıyoruz, çözeceğiz” mesajlarının toplumda karşılık bulduğunu savunan parti yöneticileri, ayrıca “beka” üzerinden verilen mesajların da vatandaşta karşılık bulduğu görüşünde.

Adını vermeden konuşan bir AK Parti yöneticisi, Erdoğan’ın dış politikada, özellikle Ukrayna-Rusya savaşında ve tahıl koridorunun açılmasında oynadığı role dikkat çekerek, bunların da seçmende “güven oluşturduğunu ifade ediyor:

“Bizim coğrafyamızda ortaya çıkan savaşlar, Amerika’yı, İngiltere’yi, Avrupa Birliği’ni rahatsız ediyor ve bu bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışıyorlar. Arap Baharı’nın da zaten Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme politikası olduğu bugün net şekilde görünüyor.

Bu çerçeveden baktığımızda, Türkiye onların önünde engel oluşturmaya başladı. O engel de Erdoğan. ‘Erdoğan, bir yandan yedi siyasi partiye karşı durmaya çalışıyor, öte yandan yedi düvele karşı durmaya çalışıyor’ diyoruz. Vatandaşa bunu anlatınca karşılık buluyor. Ekonomik krizin nasıl çözüleceğini anlatınca dinliyor.”

Cemevi, Hacıbektaş ziyareti, Alevi açılımının işareti mi?

Muharrem ayının ilk günü bazı cemevleri ve Alevi kültür merkezlerine yapılan saldırılardan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önce Hüseyin Gazi Dergahı’nı ziyareti, ardından da Hacı Bektaş-ı Veli anma etkinliklerine katılması, “Seçimler öncesi yeni bir Alevi açılımının adımı mı?” sorusunu da gündeme taşıdı.

Muhalefet ve bazı Alevi örgütleri bu ziyaretleri “samimi bulmadığını, seçim hamleleri” olduğunu belirterek tepki gösterdi.

AK Parti kulislerinden yansıyan bilgilere göre, bu ziyaretlerin amacı, seçimler öncesinde, “Alevi-Sünni” çatışması üzerinden kargaşa çıkarmak isteyenlere mesaj vermek.” Türkiye’nin PKK ile mücadelede başarılı olduğunu, hatta bu durumun “HDP’de bir miktar söylem değişikliği”ne yol açtığını savunan parti kaynakları, şimdi “Alevi –Sünni çatışması” üzerinden Türkiye’ye yönelik bir oyun” ortaya konulmak istediğini söylüyor.

Bir parti yetkilisi “Alevi meselesi, kabuk tutmuş yaralarımızdan birisi. Şimdi birileri bu yarayı kaşıyor, Alevi-Sünni ayrışması ortaya koymak için. PKK ile mücadelemiz çok iyi gidiyor. Tam cesaretleri olmasa da HDP’de bile biraz söylem değişiyor. Şimdi birileri Alevi meselesine çomak soktu. Cumhurbaşkanımız, onu iyi gördü ve toplumsal huzuru sağlamak için, bir devlet başkanının yapması gereken görevi yerine getirdi” diyor.

Paylaşın

Baskın Seçim Mi Geliyor?

Gazeteci Fehmi Koru, Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdiği köşe yazısında “Baskın seçim mi geliyor?” diye sordu. Koru, kişisel blogunda kaleme aldığı köşe yazısında Çankırı’nın Dodurga ilçesinde yapılan seçimi, asgari ücrete yapılan zammı ve İspanya’daki NATO zirvesini hatırlattı.

AK Parti’nin Dodurga’daki seçimi yüzde 87’lik oy oranı ile kazandığını anımsatan Koru, “Acaba Dodurga seçim sonucu bir gösterge olarak değerlendirilir ve AK Parti bu adımlardan aldığı cesaretle bir yıl sonra yapılacak seçimin tarihini erkene çekmeyi düşünür mü? Yoksa zamanında seçim ısrarında devam eder mi iktidar cephesi?” sorusunu gündeme getirdi.

Koru, yazısının devamında şunları kaydetti:

Zamanında seçimin iktidar cephesi açısından ciddi mahzurları var. Günlük hayatta yaşanan sıkıntılar ekonomi yönetiminin yanlışlarının sonucu. Altı ay önce yeni yıla asgari ücrete beklenmeyen oranda zamla girilmiş, ancak ardından gemi azıya alan enflasyon ve kurdaki durdurulamaz yükseliş sebebiyle paramız pula dönüşünce, yapılan zammın hiçbir anlamı kalmamıştı. O yüzden asgari ücrete, hem de adet olmadığı halde, yeniden kallavi bir zam gerekti.

Seçimin zamanında yapılması, asgari ücrete ara zam ile ücret ve maaşlara enflasyon oranı göz önünde tutularak getirilebilecek takviyelerin etkisinin buharlaşmasına yol açabilir. Ekonomiyi emir ve talimatlarla istenilen sınırlar içerisinde tutmanın mümkün olmadığını yaşayarak öğrendik. Yanlış kararların siyasi sorumluları önümüzdeki bir yılda aynı konumlarında kalacaklarına göre yanlışlar devam edecek ve sıkıntılar sürecek demektir.

Benzer bir durum ‘zafer’ olarak takdim edilen Madrid’teki NATO zirvesinde elde edilen görüntü için de söz konusu olabilir. Kamuoyunun beklentileri önümüzdeki bir yıl içerisinde karşılığını bulmayabilir. ‘‘Zafer kazandık’’ diyerek seçime gitmek varken, ‘‘Bizi aldattılar’’ demek zorunda kalınarak gidilecek bir seçim istenilen sonucu getirmeyebilir.

Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday gösterilmesinin önündeki anayasal engeli ve o engeli aşmak için sarf edilmesi gerekecek çabaların yıpratıcılığını bu hesaba katmıyorum bile. O gün yaklaştığında, iktidarın küçük ortağı MHP, büyük ortak AK Parti ile İYİ Parti arasında bölüşüldüğü için azalmakta olan oylarına bakarak, kendisinin desteğiyle Meclis’ten geçen yeni seçim yasasında ittifak içerisinde bulunmanın yararı ortadan kaldırıldığı için, %7’lik baraja takılma ihtimalinden rahatsızlık duyabilir.

Lafı uzatmayayım: Bir yıl sonrasının şartları, Dodurga’da alınan %90’a yakın oyla elde edilmiş ‘seçim başarısını’ AK Parti’ye yaşatmış Dodurgalıları bile dünkü kararlarından vazgeçirebilir. İktidar için doğru olan, kendi içlerinde tartıştıklarını da sandığım, fazla gecikmeden seçime gidilmesidir. Hazır muhalefet de seçim tarihinin erkene alınmasını istemekteyken… Gelişmelere bakıp ben bu hesabı yapıyorum ama iktidarın, daha doğrusu AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hesabı ne acaba? Sorunun cevabını bir tek kendisi biliyor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

‘Erdoğan, 15 Temmuz’da Erken Seçim Çağrısı Yapacak’ İddiası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’da yani darbe girişiminin yıldönümünde erken seçim açıklaması yapacak. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim çağrısı yapmaya hazırlandığı iddia edildi.

Artı Gerçek’ten Hayri Demir’in haberine göre, Ankara kulislerinde konuşulan senaryoda; Erdoğan 15 Temmuz’da yani darbe girişiminin yıldönümünde erken seçim açıklaması yapacak. Fakat Erdoğan’ın seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacak.

Habere göre, Meclis’in seçim kararı alması içinse 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. AK Parti ve MHP’nin sandalye sayısı bugün itibariyle 333. Bu durumda erken seçim çağrısını sürekli yenileyen muhalefetin de Erdoğan’ın çıkışına “hayır” demeyeceği ve Meclis’ten seçim kararı almasına destek vereceği ifade ediliyor.

Söz konusu senaryo, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Dönüş” çalışması yürüten altı partinin kulislerinde de yoğunca dillendiriliyor. Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Erdoğan’ın böylesi bir çıkış yapma ihtimali partilerin ilgili kurullarında ele alındı.

Eylül-Ekim arası seçim kararı alınabilir

Buna göre, Eylül ikinci yarısı ya da Ekim ayının ilk yarısına denk gelecek şekilde seçim kararı alınabilir. Erdoğan’ın seçim kararı almasının en önemli nedenlerinden birinin ekonomideki kötü gidişat gösteriliyor.

Altılı masanın henüz ilk tur görüşmelerini bile tamamlamış olmasıyla birlikte ortak bir aday konusunda uzlaşının sağlanmamış olmasını da Erdoğan lehine çevirmek için böylesi bir çıkış yapabileceğini güçlendiriyor.

Öte yandan geçmişte AK Parti’de üst düzey görevlerde bulunmuş ancak şimdi altılı masada yer alan bir partinin yönetiminde yer alan bir partili, bu plandan haberdar olduklarını ve planın altılı masanın liderleriyle paylaşıldığını, her olasılığa göre karşı planlarını hayata geçireceklerini ifade etti.

Erdoğan’ın seçim kararı açıklayacağı yönündeki bu bilgiler gündemdeyken, dün il başkanları toplantısında yaptığı açıklama da dikkat çekti. Erdoğan, toplantıda il başkanlarına “yarın seçim olacakmış gibi hızlı ve titiz” çalışmaları için talimat verdi.

Paylaşın

Kulislerde Seçim Konuşuluyor: İşte Erdoğan’ın Çevresiyle Paylaştığı Tarih

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesi sonrası seçim için çevresi ile kasım ayını paylaştığını aktardı.

Mustafa Balbay, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ana gündeminin seçim olduğunu köşesinde taşıdı. Balbay, “Durum vahim çare seçim!” başlıklı yazıda durumu değerlendirdi.

Balbay, “MHP’nin bu sürecin sonunda halkın ekonomisinde olumlu bir gelişmenin olacağına yönelik inancı zayıf. Bunu Bahçeli’nin Erdoğan’a aralarındaki nezaket çerçevesinde ilettiği söyleniyor.” dedi.

Ankara’da erken seçimin yapılıp yapılmayacağının değil, erken seçimin tarihinin konuşulduğunu öne süren Balbay, “Yakın gelecekte farklı bir değerlendirme olmazsa Erdoğan’ın çevresiyle paylaştığı seçim tarihi kasım ayı içinde” dedi. Balbay bu çerçevede bir yol haritasının hazırlandığını da aktararak şu ifadeleri kullandı:

“Yaz aylarında sebze-meyve bir nebze ucuzlayacak.

Temmuz’daki maaş zammı bir nebze rahatlatacak.

Sonbaharda sıcak para bulunacak, olumlu hava estirilecek.

Bunların bileşiminden oluşacak iklime “iktidarda kalmak beka meselesi” dedirtecek bir yükleme yapılacak”

Yukarıda paylaştığımız yol haritası Nasrettin Hoca’nın borç ödeme takvimine benzeyebilir ama bunun ciddi ciddi tartışıldığını vurgulayalım.

Ekonomiyle ilgili yaz-sonbahar planına Saray inanmış görünüyor. Ancak MHP’nin bu sürecin sonunda halkın ekonomisinde olumlu bir gelişmenin olacağına yönelik inancı zayıf. Bunu Bahçeli’nin Erdoğan’a aralarındaki nezaket çerçevesinde ilettiği söyleniyor.

Ekonomide uzmanların elinin değdiği, planlı bir çare arayışının olmadığı önceki gece bir kez daha görüldü. Akşam saatlerinde piyasalara büyük enerji katacak önlemlerin açıklanacağı söylendi. Gelir endeksli senet (GES) diye bir “müjde” verildi. Ancak döviz bunu da “dinlemedi”, inişe değil yükselişe geçti.

Öyle anlaşılıyor ki millet gelir endeksli değil, bu iktidarın gidişine endeksli bir arayış içinde.”

Mustafa Balbay’ın yazısının tamam için TIKLAYIN

Paylaşın

Erken Seçim İsteyenlerin Oranı Yüzde 62’ye Ulaştı

Yöneylem kamuoyu araştırma şirketinin son araştırmasında “Kasım’da bir erken seçim olmasını ister misiniz?” sorusuna “Evet” yanıtı verenlerin oranı yüzde 62 oldu. Kuruluş üç ayda erken seçim isteyenlerin yüzde 9 oranında arttığını açıkladı.

Yaygınlaşan erken seçim iddialarının halk arasındaki yankılarını araştıran Yöneylem Araştırma şirketi,  anket sonuçlarını açıkladı.

Ankette katılımcılara, “Son günlerde kasım ayında bir erken seçim olacağına dair iddialar dile getiriliyor. Siz Kasım’da bir erken seçim olmasını ister miydiniz” sorusu yöneltildi.

Yurttaşların yüzde 62’isi “Evet bir an önce erken seçime gidilmesini istiyorum”, yüzde 34’ü ise “Hayır, seçimin zamanında yapılmasını istiyorum” dedi. “Bilmiyor / cevap yok” diyenlerin oranı yüzde 4 oldu.

Yöneylem Araştırma, erken seçim isteyenlerin oranında son 3 ayda 9 puanlık bir artış yaşandığını da açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın adayının kendisi olduğunu ilk kez İzmir’de resmen ilan etti.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa bugünden tezi yok, adaylığını ya da adayını açıkla” dedi.

Gözlerin çevrildiği muhalefet cephesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık açıklamasına ilk tepki, “Sandığı hemen getir, adayımızı açıklayalım” oldu.

Paylaşın

MHP’den AK Parti’ye Erken Seçim Sürprizi Gelecek Mi?

MHP’li üst düzey bir yetkili, “Erken seçim ile ilgili hep sürpriz yapabileceğiniz konuşuluyor. Ne dersiniz?” sorusuna, “O zaman şöyle diyelim, MHP bu kez sürpriz yapmayacak” yanıtını verdi.

Gazete Duvar’ın Duvar Arkası bölümünde yer alan bilgiye göre, MHP, erken seçim için sürpriz bir çağrıda bulunmayacak. Gazete Duvar’da yer alan kulis haberi şöyle:

31 Mart yerel seçimlerinden bu yana konuşulan erken seçim olasılığında son argüman, “İktidar bu ekonomik tabloda 2022 kışını çıkaramaz” söylemi oldu…

Suriye’ye yapılması planlanan son operasyon açıklamaları da, 3600 ek gösterge, EYT, asgari ücrete zam çalışmaları da seçimle ilişkilendiriliyor. Ancak iktidar kanadından yetkililer seçimin zamanında Haziran 2023’te, belki bir ihtimal Mayıs 2023’te yapılacağını söylemeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan son konuşmasında da Haziran 2023 tarihini verdi. MHP’nin tutumu da farklı değil.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugüne kadar birçok kez erken seçim olmayacağına dair açıklamalar yaptı. Buna karşın gözler daha önce birçok kez erken seçim çağrısı ile gündeme gelen MHP’ye çevrilmeye devam ediyor.

MHP’li üst düzey bir yetkili, “Geçmişteki çağrılarınız dikkate alınınca erken seçim ile ilgili hep sürpriz yapabileceğiniz konuşuluyor. Ne dersiniz?” sorusuna, “O zaman şöyle diyelim, MHP bu kez sürpriz yapmayacak” yanıtını verdi.

Aynı yetkili ekonomik sıkıntıları da kabul ederek, “Seçime daha 13 ay var. Akıllı bir iktidar bu süreyi heba etmez. Bu zaman dilimi, durumu iyileştirmek için kullanılır ve bu yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Erken Seçim İçin İlk Kez Net Tarih Verildi!

Ankara kulislerinde “İktidar bu ekonomik tabloda 2022 kışını çıkaramaz, erken seçim olacak” havası hakim. Seçimin erkene alınarak 6 Kasım Pazar günü yapılacağı konuşuluyor. 

Sözcü’den Emin Özgönül’ün haberine göre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Sonbaharda seçim bekliyorum, ekonomiyi götüremezler” dedi. DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “İktidar kendi çıkarı olacağını gördüğü an, erken seçime karar verebilir. Biz erken seçim ihtimalini göz ardı etmiyoruz” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de “İktidar giderek ağırlaşan şartlar altında Haziran 2023 seçiminde 200 milletvekilinin altına düşme ihtimali görürse, bunu engellemek için seçimi erkene alır. TBMM’nin 401 sandalyesi AKP-MHP dışında oluşması demek, Yüce Divan kapısının da açılması demektir. Bunu göze alamazlar, şartlar daha da ağırlaşmadan tarihi öne çekebilirler” tespiti yaptı.

360 oy veya cumhurbaşkanı

Erken seçimle bağlantılı bir diğer konu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. kez adaylığı için dile getiriliyor. Anayasa gereği bir kişi Cumhurbaşkanlığına en fazla 2 kez aday olabiliyor. Ancak seçim erkene alınırsa 3. kez adaylığın önünde engel bulunmuyor. Yeni sisteme göre erken seçime gitmek için Cumhurbaşkanının kararı veya Meclis’te 360 oy gerekiyor. Meclis’in mevcut aritmetiği hiçbir parti ve ittifaka bu imkanı vermiyor. AKP’nin 286, MHP’nin ise 47 milletvekili var. 27 eksik kalıyor. Ancak iktidar ‘Evet’ derse, CHP ve İYİ Parti de erken seçim istediği için 360 rahat bulunuyor.

En önemlisi sandık güvenliği

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise “Biz bugüne kadar hep erken seçim istedik. Ama seçimde sandık güvenliğini garanti etmek çok önemli. 6’lı masanın en önemli gündem maddelerinden biri de bu. İktidar, Türkiye’yi yönetemediği için kaçmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanının yetkisi var buyursun ülkeyi seçime götürsün” açıklaması yaptı.

Paylaşın

Çarpıcı ‘Erken Seçim’ İddiası: İktidar Kasım Ayında…

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, seçim tartışmaları devam ederken bir iddia ortaya attı. Şahin, iktidarın topluma ‘yalancı bir bahar yaşatarak’ Kasım ayında seçime girme planı olduğunu öne sürdü.

KRT TV’deki Olağan İşler programında erken seçim tartışmasına dair kritik açıklamalarda bulunan Şahin, “Şu an itibariyle CHP, her ne kadar seçim yasasında dört maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürmüş olsa da, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir karar alarak bir an önce adalet komisyonları aracılığıyla il ve ilçe seçim kurullarının oluşturulmasına dair kararını illere gönderdi. Ve hemen ardından bayram sonu, çok hızlı bir şekilde, 3 ay içerisinde bu kurulları oluşturacak. Ve olası bir seçimi Kasım ayında yapabilirler. Kasımda bir seçim bizim beklentimiz dahilinde, çünkü iktidarın bu kışı çıkartabilecek bir performansı yok. İktidar şu anda yoğun bakımda” ifadelerini kullandı.

İktidarın, seçime giderken ekonomik temelli bir plan yaptığını belirten Şahin, “Sadece ölüm öncesinde ‘acaba güzel bir hayat verebilir miyiz’ düşüncesiyle sağdan soldan bir kısım ekonomik destekler bulmaya çalışıyor. Bugün itibariyle, İsrail’le, Suudi Arabistan’la, Birleşik Arap Emirlikleri’yle yapılan görüşmelerin temelinde bir yalancı bahar yaşatmak; yani sonbaharda topuma bir yalancı bahar yaşatarak emekliye, dar gelirliye, sosyal yardıma ihtiyacı olan kesime 12.5 milyar gibi bir bütçe ayırarak ‘acaba sonbaharda böyle bir seçime gidebilir miyiz’ düşüncesi var” şeklinde konuştu.

Partisinin alternatif çalışmalarını da değindi

Şahin ardından, erken seçim sürecine dair DEVA Partisi’nin yol haritasını da şu sözlerle anlattı:

“Dolayısıyla burada hangi kanunla gireceğini, hangi yapıyla gireceğiniz belli olmadan bir değerlendirme yapmak son derece anlamsız olur. Lakin, biz İstanbul’da İl başkanlığımızın haricinde hiçbir kamuoyu anketini kendimiz yaptırmadık. Bayramdan sonra Seçim İşleri Başkanı olmam sebebiyle kendi birimimizde kurumsal iletişim başkanlımızla birlikte bir çalışma yürütüyoruz. Bayram sonunda 2-3 ayrı firmayla bu çalışmayı gerçekleştireceğiz.

‘Biz nerede güçlüyüz’, ‘ne yaparsak vatandaşa daha rahat ulaşabiliriz’ ve bu yapının içerisinde Millet İttifakı’nın bir bileşeni olarak ‘bu ittifak yapısı içerisinde kaldığımız zaman mı, parlamentoya temsil açısından Anayasa değişikliğine katkı sağlamak açısından daha büyük bir güç verebiliriz, yoksa ayrıca seçime girmek suretiyle mi bunu yapabiliriz’, bunlara ilişkin alternatif çalışmaları yapacağız. Bunlar, bayramdan sonra Mayıs ayının ortasında gerçekleştireceğimiz hususlar.”

Paylaşın