Kılıçdaroğlu: Sorunların Kaynağı Ülkeyi Yönetenlerdir

Ankara Büyükşehir Belediyesi, başkente kazandırılan ve bugün seferlere başlayan 85 otobüs için “Hasret Sona Eriyor: Başkent Yeni Otobüsleri ile Buluşuyor” ismiyle bir program düzenledi. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir ve milletvekilleri de katıldı.

Haber Merkezi / Törende konuşan Kemal Kılıçdaroğlu “Türk lirası yabancı paralar karşısında pula dönüyorsa bir sorunumuz var demektir. Bütün bu sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir, çünkü sorumluluk onlara aittir” dedi. 2013’ten beri Ankara’ya otobüs alınmadığını ve otobüs almak için uğraş veren Mansur Yavaş’a da engel çıkarıldığını belirten Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle;

“2013’ten beri otobüs alınmıyorsa bir sorunumuz var demektir. Ve otobüs almak için çaba harcayan Büyükşehir Belediye Başkanımıza engel çıkarılıyorsa bir sorunumuz var demektir. Eğer milyonlarca evladımız internete ulaşamıyorsa döneminde olsun veya olmasın bir sorunumuz var demektir. Eğer hala yüzbinlerce çocuk yatağa aç giriyorsa bir sorunumuz var demektir. Eğer gençler geleceklerinden endişe duyuyorlarsa, kaygı duyuyorlarsa ve biz acaba yurtdışına nasıl gideriz diye düşünüyorlarsa bir sorunumuz var demektir. Eğer Türk lirası yabancı para karşısında pul haline düşüyorsa bir sorumuz var demektir. Bütün bu sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir, eğrisi veya doğrusu ama sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir. Çünkü sorumluluk onlara aittir. Çünkü onlar söz verdiler biz bu sorunları çözeceğiz diye ama çözemediler. Dolayısıyla çözemediklerine göre bizim çözmemiz gerekiyor. Çözenlerin iktidar olması gerekiyor ve çözenlerin bir araya gelmesi gerekiyor ve biz bunu yapmak zorundayız. Demokratik yollarla bunu gerçekleştirmek zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, Büyükşehir Belediye Başkanımız gayet güzel ifade etti. “4 milyar lira borç ödedim” dedi, “hiç borç almadım” dedi. Demek ki borç almadan da otobüs alabiliyorsunuz. Demek ki borç almadan da ve borçları ödeyerek de bir kenti yönetebiliyorsunuz. Ve yönettiğiniz kente hesap verebiliyorsunuz ve yaptığınız ihaleleri kamuoyuna açık yapabiliyorsunuz ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyabiliyorsunuz.

İYİ Partinin Sayın Genel Başkanı gayet güzel açıkladı, evet sorun var ama sorun çözülebiliyor. Biz bu sorunu çözebiliriz. Demokratik yollarla çözebiliriz. Halka hesap vermenin siyasetçi için onurlu bir görev olduğunu herkese duyurmak zorundayız, herkese anlatmak zorundayız. Sayın Başkan, kur farkı sadece Türkiye’nin bilançosunu değil tabi sizin de söylediğiniz gibi bütün belediyelerin, bütün bağımsız kuruluşlarında bilançolarını altüst etti. Çılgın projelere ihtiyacımız yok dediniz. Bu memleketin Sayın Başkanım, bu memleketin çılgın adamlara değil akıllı adamlara ihtiyacı var. Olayı bilen insanlara ihtiyacı var. Sorunları masaya yatırıp açık yüreklilikle tartışan insanlara ihtiyacımız var. Kibirlilere değil, alçak gönüllü, ülkesi için çalışan insanlara ihtiyacımız var. Böyle bakmamız lazım. Ancak sorunları böyle çözebiliriz. Sorunlara böyle yaklaştığımız zaman pek çok sorunun kısa süre içinde çözüleceğini hepimiz biliriz. Aklı başında olan herkesin bu gidişten kaygı duyduğunu biliyoruz zaten bilmemek mümkün değil. Ama çözülmeyecek sorunu yoktur Türkiye’nin. Bütün sorunları çözülebilir. Akılla, bilgiyle, birikimle, deneyimle, istişareyle bütün sorunları çözülebilir. Ne kadar ağır yük alırsak alalım bu sorunların tamamının üstesinden gelebiliriz.

Kısaca ne yaptınız diye… Büyükşehir Belediye Başkanımız diyor ki, biz bunları, şunları, şunları, şunları yaptık. Dönüp bize diyorlar ki ne yaptınız. Sayın Başkan, bu soruyu sormaları gayet doğal. Çünkü onlar başka bir şey yapıyorlardı siz onu yapmadınız. Siz harcadığınız her kuruşun hesabını millete verdiniz. İhaleleri açık yaptınız. Onların alışkın olmadığı bir yönetim tarzı bu. Onlar ihaleyi kapalı yaparlar paylaşırlar kendi aralarında paraları paylaşırlar. Halka hesap vermezler, halkı küçük görürler. Siz tam aksini yaptınız diğer Belediye Başkanlarımızın yaptığı gibi. O nedenle ben bütün Ankaralıların önünde ifade edeyim size yürekten teşekkür ederiz. Bütün Belediye Başkanlarımızda aynı amaçla aynı çerçevede hareket ediyorlar. ”

“Nüfus arttı, otobüs sayısı düştü”

Törende konuşan Mansur Yavaş, en son otobüs alımının 2013’te yapıldığını ve hizmet veren otobüslerin dünyaya kıyasla iki kat daha yaşlı olduğunu söyledi. 2010’da Ankara nüfusunun 4 milyon 460 bin iken 2 bin 37 otobüsün hizmet verdiğini söyleyen Yavaş 2020’de ise nüfusun 5 milyon 663 bine çıktığını ancak otobüs sayısının 1547’ye gerilediğini aktardı.

Yavaş “2013’de günümüze kadar Ankara nüfusu yüzde 12 artarken, EGO Genel Müdürlüğü bünyesindeki faal araç sayısı yüzde 21’e düştü. Bu ters orantı sadece rakamların değil aynı zamanda bir yönetim anlayışının da tersliğini ortaya koyuyor. Daha da vahimi, filomuzun yaş ortalaması 12” diyerek kendisinden önceki yönetimi eleştirdi. Yavaş, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Göreve gelir gelmez bir gecede çıkarılan kararname ile bütçemiz alt üst oldu. Bakanlığın yaptığı ama bütçesi belediyeden kestiği metro ödemelerinin prosedürü bir gecede tek taraflı olarak değiştirildi. Eski prosedüre göre bizim 2019-2020 ve 2021 yılını kapsayan 3 yıllık süreçte 28 milyon 408 bin TL ödememiz gerekiyordu ancak yapılan değişiklikle biz bu 3 yılda tam 657 milyon 511 bin TL ödeme yaptık. Dikkatinizi çekiyorum, 23 kat fark var. Eski sistemle 246 yılda geri ödenecek tutar kararname sonucunda 11 yılda ödenmiş olacak.

Tabii ki bunlar mazeret değil. Sadece bu otobüsler için 5 milyon Euro kullanıldı. 4 milyara yakın borç ödedik. Bir kuruş bankaya da borçlanmadık. Kredi sözleşmemizi imzaladığımız günden bugüne kadar kur farklarının Belediyemize getirdiği ek yük maalesef yaklaşık 300 milyon lira oldu. Uzun süredir ulaşım fiyatlarında zam yapmama konusunda direniyoruz. Mevcut ekonomik şartlar ve gider maliyetlerindeki artışları göz önüne aldığımızda, toplu taşıma ücretinin 6 liranın üzerinde olması gerekiyordu. Çılgın projelere para harcayabilirsiniz ama bizim önceliğimiz insan ve insan sağlığıdır.”

“Belediyenin köylere internet götürmesi önemli”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Millet İttifakı’nın kazandığı belediyelerin gerçekleştirdiği somut çalışmaların, hükümetin “seçmenlerin oylarıyla” ve demokrasiyle iktidardan gönderilmesinin yolunu açacağını dile getirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin köylere internet götürmesinin önemli olduğunu vurgulayan Akşener, COVID-19 salgını nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilen dönemde imkansızlıklar nedeniyle okuma yazma öğrenemeyen çocukların okul başladıktan sonra “öğrenme güçlüğü yaşadıkları” ve bu nedenle rehabilitasyon merkezlerine gönderildiklerini söyledi. Akşener, “Umarım ki saraylarda yaşayanlar sizin ayağınıza çelme takmak yerine bu çalışmaları örnek alırlar ve Türkiye genelinde bu haksızlığın, hukuksuzluğun, acımasızlığın önüne geçerler” dedi.

Konuşmaların ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş otobüsleri inceledi.

Paylaşın

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” Çalışmalarında Sona Gelindi

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin TBMM’de sürdürdükleri “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmalarında sona gelindi. Ortak komisyonun bu hafta son kez yüz yüze toplandığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, partiler bu aşamadan sonra çalışmalarını video konferans ve yazılı iletişimle sürdürecek. Bu süreçte mutabakat metni yazımı tamamlanacak ve düzeltmeleri yapılacak.

Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’ın haberine göre; mutabakat metninin aralık ayının ikinci haftasında genel başkanlara sunulması hedefleniyor. Genel başkanların metni incelemesinin ardından, aralık ayının sonu ya da yeni yılın ilk günlerinde 6 genel başkanın ortak bir açıklama yaparak özet bir metni kamuoyu ile paylaşması bekleniyor.

Edinilen bilgiye göre partiler, kamu alımlarında torpile yol açtığı gerekçesiyle eleştirilen mülakat sisteminin kaldırılmasında uzlaştı. Buna göre mülakat bir istisna haline gelecek ve bu istisna kayıt alınacak. İstisnai yapılan tüm mülakatlar videoya kaydedilecek ve arşivlerde saklanacak. Mülakat sonuçlarına itiraz edilmesi durumunda kayıtlar mahkeme kararıyla istenebilecek ve yargı tarafından incelenebilecek.

Muhalefet masasında “merkez yerel-dengesi” üzerine yapılan görüşmede, yerel yönetimlerin hem merkezi bütçeden elde ettikleri gelirlerin hem de öz kaynaklarının artırılması ilkesinde görüş birliği sağlandı.

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisi ‘Ekonomi Masası’nda Anlaştı

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için yürütülen çalışmada olduğu gibi CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin ortak bir ekonomi masası kurulması gerektiği konusunda anlaştığı öğrenildi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uyarıları sonrası beklendiği gibi politika faizini yüzde 16’dan 15’e indirmesinin ardından Türk Lirası’ndaki değer kaybı artış gösterdi. Muhalefet cephesi, ekonomide iyi yönetim ilkelerini birlikte belirleme kararı aldı.

Altı parti anlaştı

Merkez Bankası’nın faiz kararından önce bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için yürütülen çalışmada olduğu gibi altı muhalefet partisinin ortak bir ekonomi masası kurması gerektiği görüşünde anlaştığı öğrenildi.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre; CHP ve İYİ Parti kurmayları altılı ekonomi masasında CHP ve İYİ Parti’nin yanı sıra DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’nin olacağını ve bu partilere davetin yapıldığını aktardı. Bu dört partinin de CHP ve İYİ Parti’nin davetine olumlu yaklaştığı öğrenildi. Muhalefet partileri, ekonomideki sorunları belli başlıklar altında toplayıp çözüm önerileriyle toplumun karşısına çıkmayı planlıyor.

Cumhur İttifakı dışında seçenek olmayı planlayan muhalefet cephesi, halkla buluşmalarını kesintisiz sürdürmeyi ve bu buluşmalarda ekonomiye çözüm önerilerini tek tek anlatmayı hedefliyor.

Asgari Ücret ve EYT

CHP ve İYİ Parti’nin öncelikli gündeminde, vergi ve sigorta kesintilerinin ardından asgari ücretlinin eline geçen 2 bin 825 liralık ücretin 4 bin lira seviyesine yükseltilmesi ve emeklilikte yaşa takılanların (EYT) sorunlarına dönük iktidar üzerindeki baskının artırılması yer alıyor.

CHP ve İYİ Parti’de yapılan çalışmaya göre gelir vergisi, SGK işçi payı, işsizlik sigortası primi payı ve damga vergisi kesintilerinden sonra asgari ücretlinin eline bugün 2 bin 825 TL geçiyor. Kesintilerin 752 TL’yi bulduğunu, bu kesintinin yapılmadığı durumda asgari ücretlinin eline 3 bin 577 lira geçeceğini hesaplayan CHP ile İYİ Parti, asgari ücretin bugün 4 bin lira seviyesine çıkarılmasında ısrar ediyor. İki partinin asgari ücretin artırılması talebine Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Parti de destek veriyor.

Paylaşın

Altı Partiden ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ Açıklaması: Tüm Temel İlkelerde Anlaşıyoruz

CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti temsilcileri, TBMM’de devam eden ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ toplantılarına ilişkin yaptıkları açıklamada, “tüm temel ilkelerde anlaşıyoruz” mesajı verdiler. mesajı verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Halk TV’ye konuk oldu.

Siyasi parti temsilcilerinin konuşmalarından öne çıkan bölümler şöyle;

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek: Türkiye’nin yeni bir siyaset kültürüne ihtiyacı var. 6 parti birlikte çalışmamızın da aslında anlamı bu. Anlaşamadığımız hiçbir temel ilke yok. Farklılıklarımızla bir aradayız ama merkezimizde demokrasi var. Hukukun üstünlüğü var. Siyaset yapma şeklimizi değiştirmemiz lazım. Bugüne kadar hep geçmişi deşerek siyaset yapıldı. Biz geçmişteki hataları da göz önünde bulundurarak geleceği de inşa etmek için siyaset yapmalıyız.”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem: Çalışmalarımızın bir sırası var. Öncelikle anayasaya uygun olarak yasama yürütme ve yargı şeklimde çalışmalarımızı yürüttük. Her partinin kendi açıkladığı ilkeleri var. Bizim de iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem ilkelerimiz var.

Biz koltuk uğruna siyaset yapmıyoruz. Yüzde 50+1’lik sistem milleti gerçekten bölmek, parçalamak, kendi seçmeninizi konsolide etmek için karşı tarafta bir düşman kesim yaratmak bakımından son derece uygun bir anayasal düzen. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi değişikliği esnasında bunun ülkenin birliğine hizmet etmeyeceğini söyledik ve nitekim etmedi. Bunun sonucunu 83 milyon yaşıyoruz.

“Yüzde 100 bir uzlaşıyı sağlamış durumdayız”

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak adlandırılan sisteme geçildikten sonra uzlaşma ortadan kalktı. 6 partinin bu yaptığı çalışma bu anlamda çok değerli ve önemli. İlk 2 toplantı sonucunda gördük ki aslında birbirimize çok yakınız. Bu çok memnuniyet verici.

Hayalimizdeki Türkiye’de aşağı yukarı paralel görüşlere sahibiz. Bu güvenle 3. toplantıdan itibaren meclis çatısı altında toplanıp yazmaya karar verdik. Şu ana kadar kaleme aldığımız bölümleri büyük bir engel ve sıkıntıyla karşılaşmadan tamamlama şansına sahip olduk. Kaleme aldığımız metinde yüzde 100 bir uzlaşıyı sağlamış durumdayız.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya: Bu çalışma bir seçim kazanmak, bir iktidarı devirmek ya da bir ittifak kurmak için yapılan bir çalışma değil. Burada iktidarın da içinde yer aldığı bir gelecek Türkiye’si tahayyül edip tasavvur edebilir miyiz çalışması. Bu çalışma 84 milyon için, sadece iktidara karşı yapılan bir çalışma değil. İktidar partisine oy vermiş seçmenlerin de içerisinde yer aldığı bir Türkiye hayali ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

“Türkiye’nin asgari mutabakatı özgürlükçü demokratik devlet olmalı”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu: Bugün ülkemizin önünde en önemli aşamalardan birisi, cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması meselesi vardır. İnşallah biz bir araya gelen 6 siyasi parti bunun önünü açabiliriz. Helalleşmek için detaya inmek, yüz yüze gelmek, karşılıklı olarak duygulanmak gerekiyor.

Bugün Tayyip Erdoğan maalesef bu otoriter devlet anlayışını, herkesi ciddi manada tehdit eden, başta AKP’ye destek veren insanları da yarın öbürsü gün tehdit edecek adeta bir korku cumhuriyetine dönüştürdü. Her birimiz bu sorunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin asgari mutabakatı özgürlükçü demokratik devlet olmalı.

“İnsanlar bizden çözüm bekliyor”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün: Helalleşmek birbirimizin arasında olması lazım. İkinci helalleşme değişik toplum kesimleriyle olmalı. 2001’de AKP’yi çok samimi duygularla kurduk. Maalesef daha sonra bir güç yozlaşmasına kapıldı partinin üst yönetimi. Biz 2015’te bunu gördük, restorasyon süreci ilan ettik ama buna karşı gelindi. Siyasetçinin ahlaklı olmasını arzu ettik ama bu engellendi. Birileri siyasetçilerin ahlaksız olmasını istedi.

Değişik kaynaklardan gelen partilerin temsilcilerinin bir araya oturması havayı yakalamak adına yapılmış adımlardır. Vatandaş bu masanın üzerine titriyor. Vatandaş ‘ötekileştirmeden bıktık’ diyor. İnsanlara ümit olmak için bir araya geldik. İnsanlar bizden çözüm bekliyor.

(Kaynak: Sözcü)

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisi Anlaştı: Güçlü Meclis

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurumsal çöküş getirdiği tespitiyle yola çıkan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi, güçlü Meclis konusunda ortak bir görüş ortaya koydu. 

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi arasındaki güçlendirilmiş parlamenter sistem görüşmelerinde üçüncü buluşma, salı günü TBMM’de gerçekleştirilecek. Daha önce iki kez bir araya gelen parti kurmayları, son görüşmede güçlendirilmiş parlamenter sisteme yönelik kritik ayrıntıları ele alacak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurumsal çöküş getirdiği tespitiyle yola çıkan altı muhalefet partisi, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarını sürdürüyor. Liderlerin henüz katılmadığı ve genel başkan yardımcıları tarafından yürütülen çalışmada önemli aşama kaydedildi. Altı genel başkanın ortak basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurmaya hazırlandığı çalışmada, özellikle yasama ve yargı bağımsızlığı konularında ilerleme kaydedildiği öğrenildi.

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, üzerinde anlaşılan ilk konu, cumhurbaşkanının yetkilerinin alınması oldu. Buna göre, yürütme yetkisi tamamen bakanlar kuruluna bırakılacak. Başbakan ile bakanlar arasında sorumluluk bölüştürülecek, başbakan, “eşitler arasında birinci” olarak en büyük sorumluluk sahibi olacak.

Güçlü Meclis

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ise Meclis’in tüm siyasetin merkezi haline geleceğini söyledi. “Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nin ne kadar ucube bir sistem olduğunu hepimiz yaşadık ve gördük” diyen Erkek, şöyle konuştu:

“Mevcut sistem tam olarak bir tek adam sistemi. Bu sistemde en önemli özellik, partili cumhurbaşkanının yürütmenin başında olması, yasama ve yargıyı tahakküm altına almasıdır. Oysa demokratik ülkelerde Meclis siyasi güç merkezi olur. Bunu yeniden sağlamak için çalışıyoruz.

İlk meclisten itibaren bakacak olursak parlamentonun bir güç merkezi olduğunu görüyoruz. Kurtuluş Savaşı’nda bile parlamentosu açık olan ülkeye yakışır bir sistem getireceğiz. Kararnameleri sınırlandıracak, Meclis’in itibarını iade edecek bir sistem getireceğiz. Bakanların Meclis’ten çıktığı, yasama süreçlerindeki katılımın arttığı, önerge yöntemlerinin çeşitlendirildiği, parlamentonun ana odak olduğu bir sistem inşa edeceğiz.”

Paylaşın

Demokrat Parti’nin İstanbul Kararı Belli Oldu!

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilen ve 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçimine katılmayacaklarını açıkladı.

Uysal, sosyal medya hesabı twitter üzerinden konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Demokrat Parti olarak YSK tarafından iptal edilen ve 23 Haziran’da yenilenecek olan adeta ‘2. Tur’ hüviyetindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine hem teşkilatımız hem de yetkili kurullarımızda yaptığımız değerlendirmeler neticesinde katılmama kararı almış bulunmaktayız” dedi.

Demokrat Parti (DP) adayı Ersan Gökgöz, 31 Mart’taki seçimde 25 bin 544 oy almıştı.

Paylaşın