Cevdet Yılmaz, Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verdi!

Enflasyonla mücadeleye ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 3 yıllık perspektifle hazırlanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) kararlı şekilde uygulandığını ve sonuçlarının görüldüğünü dile getirdi.

Yaz aylarında enflasyonda ivme kaybı yaşanacağını belirten ve “Yıllık bazda rakamların zirve yapacağı ay, mayıs enflasyonu” diyen Yılmaz, sonraki dört ayda hızlı bir düşüşün olacağını kaydetti. “Ne kadar düşer?” sorusu üzerine Yılmaz, “20 puanlık bir düşüş bekliyorum” ifadesini kullandı.

Düşüşün esas etkisinin program olduğunu aktaran Yılmaz, “Aylık bazda ciddi düşüşler göreceğiz sonra da yıllık düşüşleri göreceğiz.” dedi. Yılmaz, enflasyonun gelecek yıl daha da düşeceğini, 2026 yılında ise tek haneye ulaşılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kanal 7’de canlı yayımlanan Başkent Kulisi programında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesinin sorulması üzerine Yılmaz, görüşmeyi çok olumlu değerlendirdiğini vurguladı.

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından Türkiye’nin seçimsiz bir döneme girdiğini, bu dönemin ülke için tarihi bir fırsat olduğunu ifade eden Yılmaz, bu sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Siyaset alanında rekabetçi işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, “Hem rekabet edeceksiniz hem de ülkenin geleceği adına işbirliği yapacaksınız ortak menfaatlerimiz ve milletin beklentileri için. Yeni anayasa tartışmalarından tutun ekonomik reformlara, sosyal konulara varıncaya kadar bir çok alanda iktidarıyla muhalefetiyle yapmamız gerekenler var. Dış politikada çok önemli gündemlerimiz var. Bütün bu konularda siyasi kutuplaşmanın azalması, siyasi diyaloğun artması son derece faydalı. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu zaten ‘Türkiye’nin ihtiyacı’ şeklinde ifade etti” diye konuştu.

“Görüşmelerin arkası gelir mi?” sorusuna Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız da iadeiziyarette bulunacağını ifade etti. Bu diyaloğun devam etmesinde büyük fayda var. Ama bu rekabetin ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor, mutlaka siyasi rekabet de devam edecektir” yanıtını verdi.

CHP’den görüşmeye ilişkin farklı seslerin duyulduğunun hatırlatılması üzerine Yılmaz, “Farklı sesler de duyduk. Sayın Özel’in gösterdiği tavır, doğru bir tavır. Türkiye’nin ihtiyacı neyse siyasetin bunu görmesi, halkın beklentilerini görmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, enflasyonla mücadeleye ilişkin yapılan çalışmalara ilişkin soruları da yanıtladı. Yılmaz, 3 yıllık perspektifle hazırlanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) kararlı şekilde uygulandığını ve sonuçlarının görüldüğünü dile getirdi.

Yaz aylarında enflasyonda ivme kaybı yaşanacağını belirten ve “Yıllık bazda rakamların zirve yapacağı ay, mayıs enflasyonu” diyen Yılmaz, sonraki dört ayda hızlı bir düşüşün olacağını kaydetti. “Ne kadar düşer?” sorusu üzerine Yılmaz, “20 puanlık bir düşüş bekliyorum” ifadesini kullandı.

Düşüşün esas etkisinin program olduğunu aktaran Yılmaz, “Aylık bazda ciddi düşüşler göreceğiz sonra da yıllık düşüşleri göreceğiz.” dedi. Yılmaz, enflasyonun gelecek yıl daha da düşeceğini, 2026 yılında ise tek haneye ulaşılacağını belirtti.

Finansal göstergelerde Türkiye’nin iyileşme sürecinde olduğunu ifade eden Yılmaz, “Halk ne zaman hissedecek” sorusu üzerine de “Yaz döneminden sonra bunu daha fazla görmüş olacağız. Aslında otomotivde, bir takım alanlarda görmeye başladık bunları. Ama gıda ve hizmetlerde katılık var, onu kırmaya çalışıyoruz. Onlarla birlikte halkımızın hayatında daha fark edilir hale gelecek. Bu, enflasyon negatif olacak anlamında değil, artış hızında çok ciddi bir yavaşlama olacak” diye konuştu.

“Kredi derecelendirme kuruluşları not artırımı yaptılar. Bunlar ne anlam ifade ediyor?” sorusuna Yılmaz, “Esas olan yatırımların gelmesi. Yatırımlar Türkiye’ye gelmeye başladı. Özellikle portföy yatırımlarında ciddi bir artış görüyoruz. Doğrudan sermayede de çok umut verici sinyaller görüyoruz. Yatırımcı ilgisinin arttığını görüyoruz” yanıtını verdi.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin, seçim süreçlerinin bitmesiyle siyasi güven ortamını, istikrarı, öngörülebilirliği sağladığına işaret ederek, Orta Vadeli Program ve diğer dokümanlarla da politika belirsizliklerini giderdiklerini söyledi.

“Türkiye’de reel sektör, yüksek faiz ortamından gelecek süreçte nasıl etkilenir?” sorusu üzerine Yılmaz, tüketimi dengeleyip, tasarrufları artırıp, bunu üretken alanlara kanalize etmeye çalıştıklarını anlattı.

“Bütün kesimler elini taşın altına koymalı”

İşgücü piyasalarındaki reformlarının, mesleki eğitim alanındaki planlarının istihdama önemli katkı sunacağının altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Önümüzdeki günlerde Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nu tekrar topluyoruz. Kamu ve özel kesim olarak oraya Milli Eğitim Bakanımızı davet edeceğiz. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız mesleki eğitimle ilgili geniş bir tedbir setini orada Milli Eğitim Bakanımız sunacak.

Çalışma Bakanlığımız, Strateji Bütçe, Maliye, bütün kurumlarımızla ve özel kesimin temsilcileriyle birlikte bunları değerlendireceğiz, orada çeşitli adımlar atacağız. Sadece makro politikalar değil, mikro müdahaleler de önemli. İstihdam açısından KOBİ politikamız çok önemli. Bölgesel kalkınma, tarım politikamız, hizmetlerde farklı çalışma modellerini geliştirmemiz bütün bunlarla birlikte düşünüyoruz.

Yılmaz, “Türkiye’de alınabilecek tasarruf tedbirlerine” ilişkin soruya, “Enflasyonla mücadele topyekun mücadeledir. Kamusuyla, özel sektörüyle, sivil toplumuyla bu mücadelede bütün kesimlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Gereksiz harcamalardan, ihtiyaç duymadığımız tüketimden kaçınmamız gerekiyor” cevabını verdi.

Artan tasarrufun, Türkiye’nin geleceğini güçlendirecek alanlara kanalize edilmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, “Bu anlayışla kamuda da bir çalışma başlatmış durumdayız. Koordineli bir çalışma yapıyoruz. İyi bir izleme sistemi kurmak istiyoruz. Sadece ilan etmekle kalmayacağız, uygulamanın takibi anlamında da daha etkili bir sistem kurmayı öngörüyoruz” görüşünü paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, araçlardan kamu binalarının kullanımına, doküman basımından tören, eğitim faaliyetlerinin nerede, nasıl yapıldığına kadar her şeyi kalem kalem değerlendirdiklerini, netleştiğinde bunun kamuoyuyla paylaşılacağını aktardı.

“Araç kullanımı azaltılacak mı?” sorusuna Yılmaz, “Elbette, araçlarla ilgili tartışmalar var. Sadece araç değil, bina… İhtiyaç yoksa niye yeni bina yapalım? Mevcutları daha verimli nasıl kullanabiliriz diye bakıyoruz. En büyük tasarruf verimlilik. Harcama azaltmanın yanı sıra hangi alanda harcamamız varsa, bunu nasıl verimli hale getiririz diye bakıyoruz” sözlerini sarf etti.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: Temel Önceliğimiz Enflasyonla Mücadele

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Gerek ekonomik gerek sosyal bakımdan enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir. Geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadelemizin sonuçlarını belirgin bir şekilde görmeye başlayacağız. Böylece, yapılan ücret artışlarının zamanla erimesini önleyecek, kalıcı refah artışı sağlayacağız. Ekonomide yapısal reformlar yaparken, kamu yönetiminin verimliliğini geliştirmeye, demokratik standartlarımızı yükseltmeye, daha etkin işleyen bir adalet sistemi tesis etmeye odaklanacağız.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, seçim sonuçlarına ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Dört yıllık bir seçimsiz sürece girildiğini vurgulayan Cevdet Yılmaz, salgın, küresel ekonomik daralma, bölgesel savaşlar ve deprem afetine rağmen Türkiye’nin güçlü yapısını koruduğunu belirtti. Yılmaz, depremin yaralarının sarılması yanında şehirleri afete dirençli hale getirmek için çalışacaklarını vurguladı. Ekonomide büyümenin sürdüğü, ihracat ve istihdamın arttığı, cari açığın düştüğünü belirterek şunları kaydetti:

“Kalıcı refah artışı sağlayacağız”

“Ekonomide büyümeyi, istihdamı ve ihracatımızı artırıyor, cari açığımızı düşürüyoruz. Yatırım ve üretim ile bünyemizi güçlendiriyoruz. Gerek ekonomik gerek sosyal bakımdan enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir. Geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız.

Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadelemizin sonuçlarını belirgin bir şekilde görmeye başlayacağız. Böylece, yapılan ücret artışlarının zamanla erimesini önleyecek, kalıcı refah artışı sağlayacağız. Ekonomide yapısal reformlar yaparken, kamu yönetiminin verimliliğini geliştirmeye, demokratik standartlarımızı yükseltmeye, daha etkin işleyen bir adalet sistemi tesis etmeye odaklanacağız. Amacımız demokratik istikrar içinde büyümek ve büyümenin nimetlerini tüm kesimlere adaletli bir şekilde yansıtmaktır.”

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: Enflasyonla Mücadele 2025’te Hızlanacak

TÜİK’in açıkladığı Şubat ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılında enflasyonla mücadele sürecinin çok daha hızlanacağını söyledi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden TÜİK’in açıkladığı Şubat ayı enflasyon verilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Ocak ayına göre ivme kaybetse de Şubat ayı enflasyonu beklentilerin üstünde gerçekleşmiştir. Merkez Bankamızın ilave sıkılaştırıcı adımlarının yanı sıra, maliye politikası ve yapısal reformlar ile destekleyeceğimiz dezenflasyon sürecinde yılın ikinci yarısında belirgin sonuçlar alınacaktır.

2025 yılında enflasyonla mücadele süreci çok daha hızlanacaktır. Orta vadede (2026 perspektifinde) ise sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz çerçevesinde tek haneli enflasyon oranlarına yeniden ulaşmaya kararlıyız.”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; Enflasyon şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,53, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 artmıştı.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise enflasyon şubat ayında aylık bazda yüzde 4,32 artmıştı. ENAG’a göre yıllık enflasyonu yüzde 121,98 olmuştu.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Çalışanımızı Enflasyona Ezdirmedik

Cumhurbaşkanlığı’nın 2024 bütçe görüşmelerinde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “2024 yılında asgari ücretin belirlenmesine ilişkin çalışma devam etmektedir. Burada bir sosyal diyalog mekanizması işliyor. Kamu tarafı var, özel sektör tarafı var ve çalışan tarafı var. Bu müzakerelerin sonucunu görmeden herhangi bir rakam telaffuz etmemiz doğru olmaz” dedi ve ekledi:

“Bizim anlayışımız ortadadır. Hiçbir zaman çalışanımızı enflasyona ezdirmedik. Her zaman için çalışanımızın refahını öncelikli gördük. Elimizdeki tüm imkanlarla hareket edeceğiz. Ancak burada bir denge söz konusu. Bir tarafta çalışanlarımızın refah talepleri var diğer taraftan işletmelerimizin rekabet gücü, istihdamı ve kayıt dışına kaymaması meselesi var. Bu ikisi arasında bir denge oluşmak durumunda. Bu da sosyal diyalog mekanizmasının sonucunda oluşacak bir denge.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu. Sol Haber’in aktardığına göre; Yılmaz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Aylık bazda politikalarımızın etkilerini görmeye başladık. Özellikle kasım ayı itibarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinde ciddi bir yavaşlama var. Bunun yıllığa yansıması zaman alacak. Çünkü yaz aylarındaki o yüksek artışlar hesabımıza girmiş durumda, bunu bir yıl taşımak zorundayız. Gelecek yılın ortaları gibi baz etkisi nedeniyle oluşan bu yükseklik ortadan kalkmış olacak. Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık enflasyonda belirgin bir şekilde düşüşü hep birlikte göreceğiz. 12 aylık enflasyon beklentilerinde Aralık ayı itibarıyla ekim ayına kıyasla yaklaşık 4 puanlık bir düşüş olduğunu görüyoruz. Bunun yansımalarını dayanıklı bir takım tüketim mallarında görmeye başladık. Diğer alanlarda da zaman içinde daha net bir şekilde bunun sonuçlarını göreceğiz.”

Görüşmelerin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

“Hükümetlerimiz döneminde çalışan ve emeklilerimizin aylıklarında ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar ve iyileştirmeler yapılmıştır. Emekli ortalama aylıkları ocak ayında yüzde 30, temmuz ayında yüzde 25 olmak üzere yüzde 62,5 artırılmıştır. 2023 yılında en düşük emekli aylıklarında da iyileştirme yapılmış ve 3 bin 500 TL olan en düşük emek aylığı 2023 yılı ocak ayından geçerli olmak üzere 5 bin 500 TL’ye yükseltilmiştir. Nisan ayında ikinci bir düzenlemeyle ikinci bir artış yapılmış 7 bin 500’e çıkarılmıştır. Böylece birikimli artış en düşük emekli aylığında bu yıl için yüzde 114 olmuştur.

“Her zaman için çalışanımızın refahını öncelikli gördük

2024 yılında asgari ücretin belirlenmesine ilişkin çalışma devam etmektedir. Burada bir sosyal diyalog mekanizması işliyor. Kamu tarafı var, özel sektör tarafı var ve çalışan tarafı var. Bu müzakerelerin sonucunu görmeden herhangi bir rakam telaffuz etmemiz doğru olmaz. Bizim anlayışımız ortadadır. Hiçbir zaman çalışanımızı enflasyona ezdirmedik. Her zaman için çalışanımızın refahını öncelikli gördük. Elimizdeki tüm imkanlarla hareket edeceğiz. Ancak burada bir denge söz konusu. Bir tarafta çalışanlarımızın refah talepleri var diğer taraftan işletmelerimizin rekabet gücü, istihdamı ve kayıt dışına kaymaması meselesi var. Bu ikisi arasında bir denge oluşmak durumunda. Bu da sosyal diyalog mekanizmasının sonucunda oluşacak bir denge.”

Paylaşın

Yılmaz’dan ‘Enflasyon’ Açıklaması: 2026’da Tek Haneye Çekilecek

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Para ve maliye politikaları arasındaki şeffaf ve güvenilir eşgüdüm ile 2024 yılının ikinci yarısından sonra enflasyonda yıllık bazda belirgin bir düşüş beklenmekte, bu dönemden itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine geçilmesi öngörülmektedir” dedi ve ekledi:

“Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir. 2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz.”

Cevdet Yılmaz konuşmasının devamında, “Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir. Bu doğrultuda, enflasyonu istikrarlı ve tek haneli seviyelere çekmek için tüm politika araçlarını kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 14 gün aralıksız sürecek bütçe görüşmeleri öncesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu. Cevdet Yılmaz, konuşmasından satır başları şöyle:

“2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Gazi Meclisimize sunulmuş, Plan ve Bütçe Komisyonunda yoğun bir mesaiyle görüşülerek kabul edilmiştir. Orta Vadeli Program ile On İkinci Kalkınma Planı hedef ve politikalarını gözeterek, 2053 vizyonu doğrultusunda, topyekûn kalkınma anlayışıyla hazırlanan 2024 yılı Bütçesi’nin Genel Kurul görüşmelerine bugün itibarıyla başlamış bulunuyoruz.

2024 yılı bütçemizi; milli teknoloji hamlesi, enerji ve gıda arz güvenliği, yeşil ve dijital dönüşüm gibi stratejik alanlarda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için kullanacağız. Çığır açan teknolojiler başta olmak üzere her alanda reel sektörümüzün yanında olacak üretim ekosistemimizi destekleyeceğiz. Ülkemizin her köşesinde huzur ve güven ortamını korumaya devam edeceğiz.

Zengin kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkarak aile kurumuzu sağlamlaştıracak, zararlı akımlara karşı nesillerimizi koruyacağız. Küresel ve bölgesel dengelerin belirleyici ülkesi olarak diplomaside aktif rolümüzü sürdüreceğiz. Ekonomi politikalarımızı güçlü bir eşgüdüm ve kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Yatırım ortamını iyileştirecek, güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz.

Para ve maliye politikaları arasındaki şeffaf ve güvenilir eşgüdüm ile 2024 yılının ikinci yarısından sonra enflasyonda yıllık bazda belirgin bir düşüş beklenmekte, bu dönemden itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine geçilmesi öngörülmektedir. Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir.

2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz.

Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir. Bu doğrultuda, enflasyonu istikrarlı ve tek haneli seviyelere çekmek için tüm politika araçlarını kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.

Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir. 2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz. Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir.

İşgücü piyasalarımız olumlu görünümünü korumaktadır. İşsizlik oranları gerilemeye devam etmektedir. İşsizlik oranı 11 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5’e düşmüştür. 2023 geneli için işsizlik oranının OVP’de öngörülen 10,1’in altında tek haneli olarak gerçekleşeceğini ifade edebilir.”

Son dönemde yatırımcı güveni artmış CDS primi belirgin şekilde düşmeye başlamıştır. Merkez Bankası rezervleri 140,1 milyar dolarla tarihi rekor seviyelere ulaşmıştır. Devam eden jeopolitik risklere rağmen CDS primi 350 baz puanın altına gerilemiştir. TL mevduatın payında son 5 ayda artış eğilimi görülmüştür.”

Paylaşın

Cevdet Yılmaz ‘Enflasyon’ Yorumu: 2026 Yılında Tek Haneyi Hedefliyoruz

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonla mücadelede uyguladığımız para ve maliye politikaları sayesinde aylık bazda enflasyondaki düşüşün Temmuz ayından bu yana devam ettiğini görüyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Enflasyondaki düşüş çekirdek göstergelerde ise çok daha belirgindir. Çekirdek enflasyonun takibinde kullanılan C endeksinde Temmuz ayındaki artış yüzde 9,6’dan Kasım ayında yüzde 1,96’ya gerilemiştir. Yıllık çekirdek enflasyon kasım ayında 69,89 ile yatay bir şekilde seyretmiştir.”

Cevdet Yılmaz, açıklamasının devamında, “Enflasyonla mücadelenin karalılıkla devam etmesiyle birlikte açıklanan kasım ayı enflasyon gerçekleşmesi Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz yıl sonu hedefimizle uyumludur. Enflasyonda gelecek yıl ortasından itibaren yıllık bazda belirgin düşüş, 2026 yılında ise tek haneyi hedefliyoruz. Enflasyonun düştüğü ortamda ise istikrar içinde, büyüme ve kalıcı sosyal refah konusunda güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayına ilişkin tüketici ve üretici fiyat endekslerini açıkladı. Buna göre; tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Kasım ayında aylık bazda yüzde 3,28 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 61,36’dan yüzde 61,98 seviyesine yükseldi.

TÜİK’e göre Ekim ayında tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim, 2023 yılı Ekim ayında aylık bazda yüzde 3,43, yıllık bazda ise yüzde 55 olmuştu.

TÜİK verilerine göre Kasım’da yıllık üretici enflasyonu yüzde 42,25’e yükseldi. Aylık üretici enflasyonu ise yüzde 2,81’e çıktı. Ekim ayında ise yıllık üretici enflasyonu yüzde 39,39; aylık üretici enflasyonu ise yüzde 1,94’tü.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), kasım ayı enflasyon verilerini açıkladı.

ENAG’ın açıkladığı verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) kasım ayında yüzde 5,58 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde129,27 olarak gerçekleşti.

ENAG verilerine göre ekim ayında fiyatı en çok artan sektör yüzde 11.05 ile eğlence ve kültür oldu.

İkinci sırada yüzde 9.18 ile ev eşyası, üçüncü sırada yüzde 8.18 ile gıda ve alkolsüz içecekler yer aldı. Dördüncü sırada yüzde 7,69 ile lokanta ve oteller, beşinci sırada ise 6,82 ile diğer ürünler yer aldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

“Enflasyonla mücadelede uyguladığımız para ve maliye politikaları sayesinde aylık bazda enflasyondaki düşüşün Temmuz ayından bu yana devam ettiğini görüyoruz. Enflasyondaki düşüş çekirdek göstergelerde ise çok daha belirgindir.

Çekirdek enflasyonun takibinde kullanılan C endeksinde Temmuz ayındaki artış yüzde 9,6’dan Kasım ayında yüzde 1,96’ya gerilemiştir. Yıllık çekirdek enflasyon kasım ayında 69,89 ile yatay bir şekilde seyretmiştir. Enflasyonla mücadelenin karalılıkla devam etmesiyle birlikte açıklanan kasım ayı enflasyon gerçekleşmesi Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz yıl sonu hedefimizle uyumludur.

Enflasyonda gelecek yıl ortasından itibaren yıllık bazda belirgin düşüş, 2026 yılında ise tek haneyi hedefliyoruz. Enflasyonun düştüğü ortamda ise istikrar içinde, büyüme ve kalıcı sosyal refah konusunda güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.”

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonu Tek Haneye Düşüreceğiz

Katıldığı bir etkinlikte ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Orta Vadeli Programda öngördüğümüz tedbirlerle beraber 2026 yılında enflasyonu tek haneye düşüreceğiz” dedi ve ekledi:

“2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat geliri, 70 milyar doları aşan turizm geliri hedefliyoruz. 2023 yılında yüzde 4 olan cari açığı 2026 yılında yüzde 2,3’e düşüreceğiz.”

Cevdet Yılmaz konuşmasının devamında, “Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.

Önümüzdeki dönemde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin hem üretimdeki hem de ihracattaki payını artırmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Sanayi Odası Kasım Ayı Meclis Toplantısı’na katıldı. BloombergHT’nin aktardığına göre, Cevdet Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Nüfusun yüzde 19’unu, istihdamın yüzde 20’den fazlasınısını barındıran İstanbul’un milli gelir içindeki payının yüzde 30’un üzerinde olması üretilen birim katma değerin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Nitekim 2021 yılı itibarıyla İstanbul’da kişi başına düşen milli gelir Türkiye ortalamasının yüzde 63 üzerinde.

Afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 2023 yılında 762 milyar TL; 2024 yılında ise 1 trilyon 28 milyar TL bütçeden kaynak öngördük.

Gelişmiş ülkeler büyümede belirgin ivme kaybederek 2023 ve 2004 yılında sadece yüzde 1,5 civarında büyümesi öngörülüyor.

Türkiye ekonomisi 2022 yılında küresel olumsuz gelişmelerin yol açtığı şoklara karşı dayanıklılığını ispat ederek yıllık yüzde 5,5 oranında büyüme ile 13 yıl boyunca kesintisiz büyümeyi başardı. Şu anda yıllıklandırılmış milli gelir seviyesi 1 trilyon doları aştı.

Şu anda satın alma gücü paritesine göre 11 inci büyük ekonomi, nominal olarak 17 nci büyük ekonomiyiz.

2023 yılının ilk yarısında büyüme oranı 3,9 olarak kaydedildi. Yılın ikinci yarısında turizm ve iç talepteki seyirdeki olumlu görünümle beraber 2023 yılında yüzde 4,4 büyüme öngörülüyor.

2024 yılında ise yüzde 4 oranında büyüme hızına ulaşılarak küresel kriz sonrası dönemde kesintisiz büyüme eğiliminin devam etmesi bekleniyor.

Önümüzdeki döneme ilişkin tahminlerimizde özelikle 2024 sonrasında tüketimin kontrollü artışı öngörülmüş, bu dönemde enflasyonu da desteklemeyen genel olarak milli gelir artışından daha düşük bir tüketim artışı olacağı tahmin edildi.

Bu kapsamda, 2025 yılında yüzde 4,5 ve 2026 yılında yüzde 5’lik bir büyüme hedeflenmektedir. Böylelikle 2024-2026 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,5 büyüme hedefleniyor.

Kişi başına gelirde 2024’te 12 bin 875 dolara, 2025 yılında 13,717 dolara ve 2026 yılında 14.855 dolarla yüksek gelir grubu ülkeler sınıfına girmeyi hedefliyoruz. 2026 yılında milli gelir olarak 1,3 trilyon doları aşmayı hedefliyoruz.

3 yıllık dönemde istihdamı yıllık ortalamada 900 bin kişi; 3 yılda ise 2,7 milyon kişi artıracağız. Bu dönemde işgücüne katılım oranını 2 puan artırırken işsizliği yüzde 9,3 seviyesine indireceğiz.

2024 yılında OVP’de yılsonu enflasyon hedefini yüzde 33 öngörmekle beraber son enflasyon raporunda Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 36 civarındadır.

“Enflasyon tek hane olacak”

Orta Vadeli Programda öngördüğümüz tedbirlerle beraber 2026 yılında enflasyonu tek haneye düşüreceğiz.

2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat geliri, 70 milyar doları aşan turizm geliri hedefliyoruz. 2023 yılında yüzde 4 olan cari açığı 2026 yılında yüzde 2,3’e düşüreceğiz.

Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.

Önümüzdeki dönemde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin hem üretimdeki hem de ihracattaki payını artırmayı hedefliyoruz.”

Paylaşın

Cevdet Yılmaz Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verdi: 2026

Enflasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz” dedi ve ekledi:

“Tek haneli rakamlara da 2026da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bingöl’de düzenlenen bir etkinlikte ekonomiye yönelik açıklamalar yaptı. BloombergHT’nin aktardığına göre; Enflasyonun vatandaşın temel bir sıkıntısı olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin son 3 yılda büyüme açısından çok başarılı olduğunu söyledi.

Cevdet Yılmaz, “Dünyada 3 yılda dünyadaki toplam büyüme yüzde 7 olurken, bileşik olarak söylüyorum, Türkiye’de yüzde 20 oldu. 3 yılda yüzde 20 reel olarak ekonomimiz büyüdü. 6 milyondan fazla istihdam oluşturduk. İhracatımız 170 milyarlardan 255 milyar dolarlara geldi. Reel olarak başarılı olduk ama finansal tarafta enflasyon meselesiyle karşı karşıyayız ve bunu da bir sorun olarak görüyoruz elbette. Çünkü vatandaşımızın yaşadığı bir sorun. Bir taraftan enflasyonu düşürmeye diğer taraftan belli bir büyüme ivmesini sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan da enflasyondan etkilenen geniş kitlelerin satın alma gücünü korumak için birtakım tedbirler hayata geçiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çok detaylı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz. Tek haneli rakamlara da 2026da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Cevdet Yılmaz, bunu yaparken sosyal kesimleri, çalışan kesimleri gözeten bir anlayış içinde mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, genel makro ekonomik durumda bir iyileşme olduğunu vurguladı. Depremle ilgili bütçe açıklarını belli bir seviyede tutmayı başardıklarını, buna dönük tedbirler aldıklarını anlatan Yılmaz, bu konuda da riskleri azalttıklarını aktardı.

“CDS diye bir oran var. CDS, bir ülkenin risk primi. Bu 700ler civarına çıkmıştı geçtiğimiz mayıs ayında, bugün geldiğimiz noktada 360 küsurlara kadar düşmüş durumda. Yani Türkiye artık finansal açıdan da çok daha istikrarlı bir noktaya doğru gidiyor ama bu bir süreç. Bu süreçte sabırla doğru politikaları uygulayarak sonuçlar almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, koordineli bir şekilde hükümet, bakanlıklar, Merkez Bankası, para politikaları, maliye politikaları, reformlar, bütün bunları bir bütünlük içinde yöneterek sonuç alacaklarına inandığını söyledi.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verdi: 2026

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı bir etkinlikte enflasyona ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Cevdet Yılmaz, burada yaptığı konuşmada ekonomiye ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“İktidara geldiğimiz tarihlerde 66 milyon nüfusumuz vardı. Bu yılsonu itibarıyla 86 milyona ulaşacağız inşallah. 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeydik, şu anda 255 milyar dolardan bahsediyoruz. Sadece 3 bin 600 dolar kişi başına gelirimiz vardı, bu sene yıl sonunda inşallah 12 bin doları aşacağız. 230 milyar dolarlık bir ekonomiydik, yine bu sene sonu itibarıyla inşallah 1.1 trilyon dolara yaklaşan bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağız.

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün engellemelere, bütün badilere rağmen bugünlere getirdiğimiz Türkiye’de çok farklı bir görünümümüz var. Bütün süreçlerde dünyayla birlikte bizim de yaşadığımız elbette sorunlarımız var. Özellikle enflasyon, hayat pahalılığı en önemli sorunumuzdur. Diğer taraftan çok büyük başarılar sağladık. Büyüdük, istihdamımız arttı, ihracatçımız arttı, turizm gelirlerimiz arttı.

Bütün bunlar olumlu gelişmeler. Ama bu arada enflasyonumuz arzu etmediğimiz düzeylere geldi. Bunu da bir sorun olarak elbette görüyoruz. Ve birinci öncelikli meselelerimizden görüyoruz. Bu konuda da gerekli tüm adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık.

Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politikalarını yapmış durumdayız. Adım adım bunu da hayata geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki.

Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.”

“Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın”

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin de konuşan Cevdet Yılmaz, şunları söyledi: “Yerel seçimler de çok çok önemli. Yerel seçimler açısından, yerel demokrasi açısından, Türkiye Yüzyılı’nın merkezi iradeyle uyum içinde inşası açısından çok önemli. Mart ayında inşallah yerel seçimi gerçekleştireceğiz. AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki başarısı Ankara’da, Konya’da, Kayseri’de, çeşitli bölgelerde o dönem sağlanan başarılar bizi merkezi idareye taşıdı ve bugünlere getirdik.

Kaynaklarınızı iyi değerlendirirseniz, verimli kullanırsanız, toplumu harekete geçirirseniz başarırsınız. Tam aksine biz bugün merkezi idare olarak yerel yönetimlere hiçbir faktör gözetmeksizin destek veriyoruz. AK Parti döneminde yapılan en önemli reformlardan biri bu olmuştur. Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın. Hiç kimse yapmadığı hizmetlerin günahını başkalarına atmasın. Herkes görevini yapacak, görevini bilecek ve vatandaşımız da bunu takip ediyor.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: 12. Kalkınma Planı Beş Eksen Üzerinde Kurgulandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşülen 12. Kalkınma Planı üzerine  yaptığı konuşmada, kalkınma planının 5 eksen üzerinde kurgulandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“12. Kalkınma Planı genel çerçevesinde; hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek, iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak, beşeri ve sosyal yapımızı geliştirmek, afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak, her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek, ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak, enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek konularında somut adımlar atılacaktır.

12. Kalkınma Planı 5 eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk eksenimiz ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ikinci eksenimiz ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, üçüncü eksenimiz ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, dördüncü eksenimiz ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve beşinci eksenimiz ise ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ eksenidir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda 12. Kalkınma Planı üzerinde görüşmeler başladı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, gelecek 30 yıllık bir perspektifle 2053 vizyonuna ulaşmayı sağlayacak şekilde hazırlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Bu süreçte en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizi müreffeh, onurlu, hür ve bağımsız bir şekilde yaşatma sevdasıdır. Bu çerçevede Türkiye Yüzyılı’nın inşasında uzun vadeli yol haritamızı oluşturan 12. Kalkınma Planı döneminde milletimizin her bir ferdinin bugününü huzurla yaşamasını, aydınlık yarınlara umut ve güvenle bakmasını temin edeceğiz.

Köklü demokrasisiyle hukukun üstünlüğünü ve siyasi istikrarı teminat altına almış, sosyal adaleti güçlendiren, küresel barışın, istikrarın ve adaletin sağlanmasında etkin bir güç haline gelmiş müreffeh bir Türkiye yolunda hazırladığımız 12. Kalkınma Planı ile kararlı bir şekilde uzun vadeli hedeflerimize yürüyeceğiz.”

Planın hazırlık çalışmaları kapsamında 87 farklı alanda düzenlenen özel ihtisas komisyonlarına yaklaşık 8 bin 500 kişinin katıldığını anlatan Yılmaz, katılımcı bir yaklaşımla vatandaşların yeni dönemdeki önceliklerini belirlemek amacıyla anket yapıldığını ve 43 binin üzerinde vatandaşın ankete katıldığını söyledi.

Küresel eğilimlerin 2053’e dair risk ve fırsatları bir arada barındıran farklı senaryolara işaret ettiğini dile getiren Yılmaz, Türkiye için her türlü senaryoyu öngörerek gerekli adımları şimdiden hayata geçirmenin, geleceğin dünyasında Türkiye’nin konumunun yükseltilmesinde belirleyici olacağını vurguladı.

Cevdet Yılmaz, dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye’ye ulaşma vizyonuyla hareket ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

“30 yıllık perspektif içinde; üst gelir grubu ülkeler liginde bir ülke olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayisinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payını yüzde 17’lere taşımayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz.

İnsani gelişme endekslerinde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını 2053 perspektifinde yüzde 5’lerin altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markamızın yer almasını, en az 5 üniversitemizin dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, AR-GE harcamalarının milli gelire oranının yüzde 4’lere çıkarılmasını öngörüyoruz.”

Planda İstanbul için özel bir perspektife yer verdiklerini dile getiren Yılmaz, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını hedeflediklerini vurguladı.

Türkiye’nin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumuna yükselmesini de hedeflediklerini aktaran Yılmaz, hedefleri gerçekleştirme yolunda, dinamik bir yaklaşımla politikaları her daim güncelleyeceklerini, rotayı ve öncelikleri Plandaki ana çerçeveyi takip ederek şekillendireceklerini ifade etti.

Nereye gitmek istediklerini bildiklerinin altını çizen Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, milletin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılmasının temel hedef olmaya devam edeceğini belirtti.

“5 eksen üzerinde kurgulandı”

Yeşil ve dijital dönüşümü odağa alan, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle bütünleşik olarak başat rol üstlendiği, Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunun güçlendiği, kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, nitelikli beşeri sermayeyle azami istihdam oluşturan istikrarlı bir büyüme modelinin uygulanacağını bildiren Yılmaz, şöyle devam etti:

“12. Kalkınma Planı genel çerçevesinde; hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek, iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak, beşeri ve sosyal yapımızı geliştirmek, afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak, her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek, ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak, enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek konularında somut adımlar atılacaktır.

12. Kalkınma Planı 5 eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk eksenimiz ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ikinci eksenimiz ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, üçüncü eksenimiz ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, dördüncü eksenimiz ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve beşinci eksenimiz ise ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ eksenidir.”

Yılmaz, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başı gelirin 2022’de 37 bin 445 dolara kadar yükseldiğini, 2023 sonu itibarıyla milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşmasını beklediklerini kaydetti.

Plan dönemi sonunda milli gelir büyüklüğünün 1,6 trilyon dolara ulaşmasını hedeflediklerini aktaran Yılmaz, “Plan döneminde ise sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitleneceği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlanacağı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyümesi ve 2028 yılı sonu itibarıyla fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir, beklenmektedir. Bu yıl sonu itibarıyla ise 12 bin dolar hedefini aşmayı öngörüyoruz. Orta Vadeli Programımızda üç yıllık perspektifte ise 15 bin dolara yakın kişi başına gelir hedefimiz var.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ihracatta pazar çeşitliliğini sağlamak için girişimleri hızlandıracaklarının altını çizerek, cari işlemler açığını yapısal bir sorun olmaktan çıkaracaklarını söyledi.

Kalkınmada en büyük kısıtlayıcı faktörün cari açık olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: “Plan dönemi sonunda, ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörmekteyiz. Bütüncül bir perspektifle, para ve maliye politikalarını etkili bir şekilde kullanarak enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Özellikle belirtmek isterim ki makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimiz, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarımızı pekiştirmektir.

Bu çerçevede, tüm politika araçlarımız etkin ve kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyelerini artırmak da önceliğimiz olmaya devam edecektir.”

Plan döneminde gerçekleşmesi öngörülen büyümenin istihdam imkanları sunması ve gelir yaratmasının kritik önemde olduğunu belirten Yılmaz, beşeri altyapının güçlendirilmesinin büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayacağını, çalışma çağındaki bireylerin iş gücüne katılım fırsatlarının artırılacağını, iş gücü piyasasının değişen taleplerine uyum sağlamak amacıyla nitelikli ve odaklı eğitimin yaygınlaştırılacağını dile getirdi.

Cevdet Yılmaz, “Plan dönemi boyunca büyüme hedeflerimizle uyumlu olarak 5 milyon ilave istihdam oluşturarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5 seviyesine düşmesini hedeflemekteyiz. Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda küresel piyasalarla uyumlu, rekabet gücü yüksek, ülkemizin kalkınma sürecine düşük maliyet ve giderek artan finansal araç çeşitliliği ile katkı verebilen, sürdürülebilirlik ekseninde ilerleyen ve kurumsal yapısı güçlü bir finansal sektörün oluşturulması amaçlanmaktadır.” dedi.

Paylaşın