Cevdet Yılmaz Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verdi: 2026

Enflasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz” dedi ve ekledi:

“Tek haneli rakamlara da 2026da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bingöl’de düzenlenen bir etkinlikte ekonomiye yönelik açıklamalar yaptı. BloombergHT’nin aktardığına göre; Enflasyonun vatandaşın temel bir sıkıntısı olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin son 3 yılda büyüme açısından çok başarılı olduğunu söyledi.

Cevdet Yılmaz, “Dünyada 3 yılda dünyadaki toplam büyüme yüzde 7 olurken, bileşik olarak söylüyorum, Türkiye’de yüzde 20 oldu. 3 yılda yüzde 20 reel olarak ekonomimiz büyüdü. 6 milyondan fazla istihdam oluşturduk. İhracatımız 170 milyarlardan 255 milyar dolarlara geldi. Reel olarak başarılı olduk ama finansal tarafta enflasyon meselesiyle karşı karşıyayız ve bunu da bir sorun olarak görüyoruz elbette. Çünkü vatandaşımızın yaşadığı bir sorun. Bir taraftan enflasyonu düşürmeye diğer taraftan belli bir büyüme ivmesini sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan da enflasyondan etkilenen geniş kitlelerin satın alma gücünü korumak için birtakım tedbirler hayata geçiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çok detaylı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz. Tek haneli rakamlara da 2026da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Cevdet Yılmaz, bunu yaparken sosyal kesimleri, çalışan kesimleri gözeten bir anlayış içinde mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, genel makro ekonomik durumda bir iyileşme olduğunu vurguladı. Depremle ilgili bütçe açıklarını belli bir seviyede tutmayı başardıklarını, buna dönük tedbirler aldıklarını anlatan Yılmaz, bu konuda da riskleri azalttıklarını aktardı.

“CDS diye bir oran var. CDS, bir ülkenin risk primi. Bu 700ler civarına çıkmıştı geçtiğimiz mayıs ayında, bugün geldiğimiz noktada 360 küsurlara kadar düşmüş durumda. Yani Türkiye artık finansal açıdan da çok daha istikrarlı bir noktaya doğru gidiyor ama bu bir süreç. Bu süreçte sabırla doğru politikaları uygulayarak sonuçlar almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, koordineli bir şekilde hükümet, bakanlıklar, Merkez Bankası, para politikaları, maliye politikaları, reformlar, bütün bunları bir bütünlük içinde yöneterek sonuç alacaklarına inandığını söyledi.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verdi: 2026

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı bir etkinlikte enflasyona ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Cevdet Yılmaz, burada yaptığı konuşmada ekonomiye ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“İktidara geldiğimiz tarihlerde 66 milyon nüfusumuz vardı. Bu yılsonu itibarıyla 86 milyona ulaşacağız inşallah. 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeydik, şu anda 255 milyar dolardan bahsediyoruz. Sadece 3 bin 600 dolar kişi başına gelirimiz vardı, bu sene yıl sonunda inşallah 12 bin doları aşacağız. 230 milyar dolarlık bir ekonomiydik, yine bu sene sonu itibarıyla inşallah 1.1 trilyon dolara yaklaşan bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağız.

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün engellemelere, bütün badilere rağmen bugünlere getirdiğimiz Türkiye’de çok farklı bir görünümümüz var. Bütün süreçlerde dünyayla birlikte bizim de yaşadığımız elbette sorunlarımız var. Özellikle enflasyon, hayat pahalılığı en önemli sorunumuzdur. Diğer taraftan çok büyük başarılar sağladık. Büyüdük, istihdamımız arttı, ihracatçımız arttı, turizm gelirlerimiz arttı.

Bütün bunlar olumlu gelişmeler. Ama bu arada enflasyonumuz arzu etmediğimiz düzeylere geldi. Bunu da bir sorun olarak elbette görüyoruz. Ve birinci öncelikli meselelerimizden görüyoruz. Bu konuda da gerekli tüm adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık.

Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politikalarını yapmış durumdayız. Adım adım bunu da hayata geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki.

Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.”

“Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın”

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin de konuşan Cevdet Yılmaz, şunları söyledi: “Yerel seçimler de çok çok önemli. Yerel seçimler açısından, yerel demokrasi açısından, Türkiye Yüzyılı’nın merkezi iradeyle uyum içinde inşası açısından çok önemli. Mart ayında inşallah yerel seçimi gerçekleştireceğiz. AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki başarısı Ankara’da, Konya’da, Kayseri’de, çeşitli bölgelerde o dönem sağlanan başarılar bizi merkezi idareye taşıdı ve bugünlere getirdik.

Kaynaklarınızı iyi değerlendirirseniz, verimli kullanırsanız, toplumu harekete geçirirseniz başarırsınız. Tam aksine biz bugün merkezi idare olarak yerel yönetimlere hiçbir faktör gözetmeksizin destek veriyoruz. AK Parti döneminde yapılan en önemli reformlardan biri bu olmuştur. Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın. Hiç kimse yapmadığı hizmetlerin günahını başkalarına atmasın. Herkes görevini yapacak, görevini bilecek ve vatandaşımız da bunu takip ediyor.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: 12. Kalkınma Planı Beş Eksen Üzerinde Kurgulandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşülen 12. Kalkınma Planı üzerine  yaptığı konuşmada, kalkınma planının 5 eksen üzerinde kurgulandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“12. Kalkınma Planı genel çerçevesinde; hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek, iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak, beşeri ve sosyal yapımızı geliştirmek, afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak, her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek, ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak, enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek konularında somut adımlar atılacaktır.

12. Kalkınma Planı 5 eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk eksenimiz ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ikinci eksenimiz ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, üçüncü eksenimiz ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, dördüncü eksenimiz ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve beşinci eksenimiz ise ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ eksenidir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda 12. Kalkınma Planı üzerinde görüşmeler başladı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, gelecek 30 yıllık bir perspektifle 2053 vizyonuna ulaşmayı sağlayacak şekilde hazırlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Bu süreçte en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizi müreffeh, onurlu, hür ve bağımsız bir şekilde yaşatma sevdasıdır. Bu çerçevede Türkiye Yüzyılı’nın inşasında uzun vadeli yol haritamızı oluşturan 12. Kalkınma Planı döneminde milletimizin her bir ferdinin bugününü huzurla yaşamasını, aydınlık yarınlara umut ve güvenle bakmasını temin edeceğiz.

Köklü demokrasisiyle hukukun üstünlüğünü ve siyasi istikrarı teminat altına almış, sosyal adaleti güçlendiren, küresel barışın, istikrarın ve adaletin sağlanmasında etkin bir güç haline gelmiş müreffeh bir Türkiye yolunda hazırladığımız 12. Kalkınma Planı ile kararlı bir şekilde uzun vadeli hedeflerimize yürüyeceğiz.”

Planın hazırlık çalışmaları kapsamında 87 farklı alanda düzenlenen özel ihtisas komisyonlarına yaklaşık 8 bin 500 kişinin katıldığını anlatan Yılmaz, katılımcı bir yaklaşımla vatandaşların yeni dönemdeki önceliklerini belirlemek amacıyla anket yapıldığını ve 43 binin üzerinde vatandaşın ankete katıldığını söyledi.

Küresel eğilimlerin 2053’e dair risk ve fırsatları bir arada barındıran farklı senaryolara işaret ettiğini dile getiren Yılmaz, Türkiye için her türlü senaryoyu öngörerek gerekli adımları şimdiden hayata geçirmenin, geleceğin dünyasında Türkiye’nin konumunun yükseltilmesinde belirleyici olacağını vurguladı.

Cevdet Yılmaz, dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye’ye ulaşma vizyonuyla hareket ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

“30 yıllık perspektif içinde; üst gelir grubu ülkeler liginde bir ülke olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayisinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payını yüzde 17’lere taşımayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz.

İnsani gelişme endekslerinde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını 2053 perspektifinde yüzde 5’lerin altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markamızın yer almasını, en az 5 üniversitemizin dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, AR-GE harcamalarının milli gelire oranının yüzde 4’lere çıkarılmasını öngörüyoruz.”

Planda İstanbul için özel bir perspektife yer verdiklerini dile getiren Yılmaz, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını hedeflediklerini vurguladı.

Türkiye’nin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumuna yükselmesini de hedeflediklerini aktaran Yılmaz, hedefleri gerçekleştirme yolunda, dinamik bir yaklaşımla politikaları her daim güncelleyeceklerini, rotayı ve öncelikleri Plandaki ana çerçeveyi takip ederek şekillendireceklerini ifade etti.

Nereye gitmek istediklerini bildiklerinin altını çizen Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, milletin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılmasının temel hedef olmaya devam edeceğini belirtti.

“5 eksen üzerinde kurgulandı”

Yeşil ve dijital dönüşümü odağa alan, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle bütünleşik olarak başat rol üstlendiği, Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunun güçlendiği, kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, nitelikli beşeri sermayeyle azami istihdam oluşturan istikrarlı bir büyüme modelinin uygulanacağını bildiren Yılmaz, şöyle devam etti:

“12. Kalkınma Planı genel çerçevesinde; hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek, iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak, beşeri ve sosyal yapımızı geliştirmek, afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak, her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek, ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak, enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek konularında somut adımlar atılacaktır.

12. Kalkınma Planı 5 eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk eksenimiz ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ikinci eksenimiz ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, üçüncü eksenimiz ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, dördüncü eksenimiz ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve beşinci eksenimiz ise ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ eksenidir.”

Yılmaz, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başı gelirin 2022’de 37 bin 445 dolara kadar yükseldiğini, 2023 sonu itibarıyla milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşmasını beklediklerini kaydetti.

Plan dönemi sonunda milli gelir büyüklüğünün 1,6 trilyon dolara ulaşmasını hedeflediklerini aktaran Yılmaz, “Plan döneminde ise sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitleneceği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlanacağı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyümesi ve 2028 yılı sonu itibarıyla fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir, beklenmektedir. Bu yıl sonu itibarıyla ise 12 bin dolar hedefini aşmayı öngörüyoruz. Orta Vadeli Programımızda üç yıllık perspektifte ise 15 bin dolara yakın kişi başına gelir hedefimiz var.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ihracatta pazar çeşitliliğini sağlamak için girişimleri hızlandıracaklarının altını çizerek, cari işlemler açığını yapısal bir sorun olmaktan çıkaracaklarını söyledi.

Kalkınmada en büyük kısıtlayıcı faktörün cari açık olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: “Plan dönemi sonunda, ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörmekteyiz. Bütüncül bir perspektifle, para ve maliye politikalarını etkili bir şekilde kullanarak enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Özellikle belirtmek isterim ki makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimiz, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarımızı pekiştirmektir.

Bu çerçevede, tüm politika araçlarımız etkin ve kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyelerini artırmak da önceliğimiz olmaya devam edecektir.”

Plan döneminde gerçekleşmesi öngörülen büyümenin istihdam imkanları sunması ve gelir yaratmasının kritik önemde olduğunu belirten Yılmaz, beşeri altyapının güçlendirilmesinin büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayacağını, çalışma çağındaki bireylerin iş gücüne katılım fırsatlarının artırılacağını, iş gücü piyasasının değişen taleplerine uyum sağlamak amacıyla nitelikli ve odaklı eğitimin yaygınlaştırılacağını dile getirdi.

Cevdet Yılmaz, “Plan dönemi boyunca büyüme hedeflerimizle uyumlu olarak 5 milyon ilave istihdam oluşturarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5 seviyesine düşmesini hedeflemekteyiz. Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda küresel piyasalarla uyumlu, rekabet gücü yüksek, ülkemizin kalkınma sürecine düşük maliyet ve giderek artan finansal araç çeşitliliği ile katkı verebilen, sürdürülebilirlik ekseninde ilerleyen ve kurumsal yapısı güçlü bir finansal sektörün oluşturulması amaçlanmaktadır.” dedi.

Paylaşın

2024 Bütçesi Belli Oldu: Vergi Yükü Arttı

2024 bütçesi bilgilendirme toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “2024 bütçe teklifi dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum öncelikleri gözetilerek hazırlandı. Temel önceliğimiz depremle yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak. Gerçekçi ve ayakları yere basan politikalarla hayat pahalılığı sorununun üstesinden geleceğiz” dedi ve ekledi:

“2023’te ekonomik büyümemizin yüzde 4,4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2024 yılı için ekonomimizin daha dengeli bir talep kompozisyonuyla yüzde 4 oranında büyümesini bekliyoruz. 2023’te 255 milyar doların üzerinde ihracatla bir önceki yılın üzerinde performansı yakalamayı, 2024 yılı için 267 milyar dolarlık rakama ulaşmayı amaçlıyoruz.

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde, bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 8 trilyon 437 milyar lira olacağı tahmin edilmektedir. 2024 yılı bütçesinden deprem ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi Basın Bilgilendirme Toplantısı”nda konuştu. Yılmazın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“2024 bütçe teklifi dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum öncelikleri gözetilerek hazırlandı. Temel önceliğimiz depremle yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak.

Gerçekçi ve ayakları yere basan politikalarımızla, tüm dünya ile birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığı sorunun da üstesinden geleceğiz. Bütçemiz; yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, bütüncül ve kapsayıcı bir kalkınma yaklaşımına sahiptir.

İstikrar içinde büyümenin sağladığı imkanları insan odaklı ve sosyal refahı artırıcı bir yaklaşımla toplumun bütün kesimleri ile paylaşmak esas alınmıştır. İşçisi, memuru, emeklisi, esnafı ve çiftçisiyle toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış, Edirne’den Kars’a 81 ilimizin her köşesinin gereksinimleri düşünülmüştür.

Böylece 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüyen Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında olumlu ayrışarak 12 çeyrektir devam eden büyüme performansını sürdürmüştür. Hâlihazırdaki büyüme oranlarımız, ihracat ve istihdamdaki rekorlara kadar pek çok göstergemiz Türkiye Yüzyılına emin adımlarla girdiğimizin ispatıdır.

Küresel iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlamanın ve Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin etkilerine rağmen 2023 yılının genelinde ekonomik büyümemizin yüzde 4,4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2024 yılı için ekonomimizin daha dengeli bir talep kompozisyonuyla yüzde 4 oranında büyümesini ve enflasyondaki düşüşün de teminiyle diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmasını bekliyoruz.

-Bilindiği üzere, güçlü ekonomik aktivitenin istihdam oluşturma kapasitesi üzerindeki olumlu etkisiyle, istihdamımız, 2023 yılının ikinci çeyreğinde tarihi yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Yılın ilk yarısında, emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemelerin sonucu istihdamdan ayrılanlar ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağlanmıştır.

2023 yılı genelinde ekonomideki canlılığın sürmesiyle yılsonu itibarıyla istihdamdaki yıllık artışın yaklaşık 900 bin kişi olması, işsizlik oranının yüzde 10,1’e gerilemesi, 2024 yılında ise parasal sıkılaştırma koşullarının etkisiyle işsizlik oranının hafif bir yükselişle yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.

Küresel ekonominin ivme kaybettiği ve dünya ticaretinde ciddi bir durgunluk yaşandığı bir dönemde, uyguladığımız politikalar ve güçlü ekonomik yapımız ile ihracatımız artmaya devam etmektedir.

2022 yılında 254,2 milyar dolarla bir önceki Orta Vadeli Program hedeflerimize yaklaşan ihracatımız, jeopolitik gerilimler ve küresel büyümedeki yavaşlama beklentilerinin yanı sıra depremin ihracat üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen 2023 yılında da tarihi rekorlar kırmaya devam etmektedir.

Yıllıklandırılmış ihracatımız Eylül ayı itibarıyla 253 milyar doları aşmış, küresel mal ticaretinde ülkemizin aldığı pay yüzde 1’in üzerinde gerçekleşmiştir.

2023 yılı genelinde 255 milyar doların üzerinde ihracat ile bir önceki yılın üzerinde bir ihracat performansı yakalamayı, 2024 yılı için de 267 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, ihracat desteklerimizi artırarak devam ettirecek, ihracat pazarlarını çeşitlendirme yönünde adımlar atacak, küresel ticaretteki yeni eğilimlerle uyumlu olarak çalışmalarımızı aktif bir şekilde sürdüreceğiz.

Seyahat gelirlerimiz ise, salgın ve jeopolitik gerilimlerin turizm sektörü üzerindeki olumsuz etkisine rağmen, Hükümetimizin uyguladığı politikaların desteğiyle güçlü seyrini sürdürerek, cari dengenin iyileşmesine önemli katkı sağlamaya devam etmektedir.

Turizm sektörümüzün olumlu performansı ile seyahat gelirlerimizin 2023 yılı sonunda 49 milyar dolara, 2024 yılında söz konusu yukarı yönlü ivmenin sürmesiyle 52,5 milyar dolara ulaşarak yeni rekorlar kaydetmesini bekliyoruz.

Yurt içi talepte öngörülen dengelenmenin neticesinde ithalat artış ivmesinin zayıflaması, turizm gelirlerindeki güçlü görünüm ve küresel enerji fiyatlarında ani bir yükseliş olmayacağı beklentisiyle, cari işlemler dengesinde önümüzdeki dönemde iyileşme öngörülmektedir.

Cari işlemler açığımızın en önemli sebeplerinden biri olan enerjide, son dönemde ithalat bağımlılığını azaltma ve arz güvenliğini sağlama amacıyla attığımız adımların ve temiz enerji kaynaklarıyla yeşil dönüşümü gerçekleştirme kararlılığımızın cari denge üzerindeki olumlu etkilerini, önümüzdeki dönemde daha belirgin bir şekilde göreceğiz.

Küresel ölçekte enflasyon sorunu pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede devam ederken, enflasyonla mücadeleye yönelik şeffaf ve güvenilir politika adımlarını yerinde ve zamanında hayata geçirmekte, bu duruşumuzu düşük tek haneli enflasyon seviyelerine kalıcı şekilde ulaşıncaya kadar sürdürmekte kararlıyız.

Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikaları da uygulamaktan vazgeçmiyoruz.

Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da enflasyona ezdirmeyeceğiz. Daha önce de başardığımız gibi, güven ve istikrar ortamında, akılcı adımlarla enflasyonu yeniden tek haneye indirecek ve halkımızın alım gücünü artıracağız.

Şimdiye kadar hazırladığımız bütçeler ile hastaneler, otoyollar, demiryolları, köprüler, tüneller, barajlar, içme suyu ve sulama tesisleri, organize sanayi bölgeleri, AR-GE merkezleri, enerji ve savunma sanayi projeleri gibi sayısız yatırımı hayata geçirdik, bu çerçevede 2024 yılı bütçemizde de yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

Paylaşın

EKK Toplandı: İktidarın Umudu Yastık Altındaki Altınlar

Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı sonrası yapılan açıklamada, “Finansal piyasalarda Türk Lirası cinsinden enstrümanların çeşitlendirilmesi ve yatırımcılar için daha cazip hale getirilmesi kapsamında yürütülen çalışmalar değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına yönelik mevcut sistemlerin geliştirilmesi amacıyla önümüzdeki dönemde atılması planlanan adımlar görüşülmüştür.

TCMB öncülüğünde çalışmaları yürütülen Dijital Türk Lirası Projesi’nde gelinen aşama ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritası hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Kurulumuz bu alanda yapılan hazırlıkların hızlandırılması hususunda anlayış birliği içinde bir değerlendirme yapmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Başkanlığı’nda toplandı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Ekonomi politikalarının eşgüdüm içerisinde daha bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmasını ve daha etkin uygulanmasını sağlamak, ekonomik istikrarla ilgili gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek üzere yılın dördüncü Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantımızı gerçekleştirdik. Ekonomik iyileşmeyi ve kalıcı istikrarı sağlamak hedefiyle, bugünkü EKK toplantımızın ana gündemi, ülkemiz finans piyasalarının gelişimini ve istikrarını destekleyecek politikalar ve tedbirler oluşturmuştur.

Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyümenin sağlanması, stratejik yatırımların desteklenmesi, küresel ekonomide ortaya çıkabilecek risklere karşı finansal istikrarın güçlendirilmesi, yurt içi tasarrufların artırılması, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması ve finansmana erişimin artırılmasını hedefliyoruz.

Katma değeri yüksek ve ihracat odaklı yatırımların teşvik edilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi amacıyla yeni stratejiler ve yol haritalarını istişare ederken Türk Lirası cinsinden enstrümanların çeşitlendirilmesi ve yatırımcılar için daha cazip hale getirilmesi kapsamında yürütülen çalışmalarımızı değerlendirdik.

“Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması”

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına yönelik sistemlerin geliştirilmesi amacıyla önümüzdeki dönemde atılması planlanan ilave adımlar ile dijital para uygulamaları ve dijital varlıkların geleneksel ödeme sistemlerine karşı oluşturabileceği riskler ve çözüm önerileri ile Dijital Türk Lirası Projesi’nde gelinen son aşamayı da ele aldık. Aile ve Gençlik Bankası’na ilişkin çalışmalar ve önümüzdeki günlerde TBMM’ye sunulması planlanan kanun teklifini de istişare ettik.

Öte yandan, Katılım finans ekosisteminin geliştirilmesine yönelik mekanizmaları görüşerek Katılım Finans Çerçeve Kanunu hazırlıklarını da değerlendirdik. Türkiye Yüzyılı vizyonu kapsamında güçlü ekonomi, güçlü toplum, güçlü Türkiye hedefine ulaşabilmek için çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Toplantıya katılan ve katkı sunan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.”

Paylaşın

Cevdet Yılmaz’dan Dikkat Çeken “Enflasyon” Açıklaması

Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonun yönünü tekrar aşağı doğru çevirmesi ne zaman mümkün olacak?” sorusuna, “Şu anda bir geçiş sürecindeyiz, politikalarda birtakım güncellemeler oldu. Yeni bir dönem başladı. Enflasyonla mücadele de bu dönemin hakikaten en temel önceliklerinden bir tanesi. Geçici olarak enflasyonda bir yükseliş var bu geçiş döneminin şartlarından kaynaklanan” şeklinde cevap verdi ve ekledi:

“Kurda ciddi bir hareketlilik oldu biliyorsunuz. Maaş ve ücretlerde ciddi artışlar oldu. Diğer taraftan enerji fiyatlarında dünyada beklentilerin aksine bir yükseliş gerçekleşti. O da doğrudan zaten biliyorsunuz etkiliyor birtakım kalemleri. Bunun dışında bütçe açığını aşağı çekebilmek için birtakım tedbirler aldık doğrusu onların da enflasyona geçici olarak olumsuz yansımaları da oldu. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman geçici bir artış söz konusu. Ama bir taraftan da güncellenmiş bir politikalar, kararlı uygulamalar var. Belirsizliklerin azaldığı yeni bir döneme girmiş durumdayız.

Dolayısıyla bir süre sonra bu geçici yükseliş yerini düşüşe bırakacaktır. Aylık bazda düşüşleri daha erken göreceğiz. Bu sene sonuna doğru, gelecek senenin başlarında bu aylık bazdaki gelişmeleri göreceğiz. Yıllık bazdaki gelişmeleri ise daha çok 2024’ün ortaları gibi görmüş olacağız. Çünkü bir baz etkisi oluştu. Bu temmuz, ağustosta ciddi bir yükseliş oldu. Bundan sonraki aylarda öyle bir artış beklemiyoruz doğrusu.”

Yılmaz, “Seneye bu vakitler kaç olur mesela enflasyon?” sorusuna, “Tam bu vakitleri söyleyemem ama ortalama bir hesabımız var yüzde 33 olarak ve bu da gerçekleştirilebilir bir rakam diye düşünüyorum.” karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kanal 7 canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Cevdet Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Çeşitli konularda makro tahminlerinizi, planlamalarınızı bütünlük içinde ortaya koyduğunuz doküman. Siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Biz OVP’de ne yapmış oldu. Siyasi istikrar ve güven iklimini teknik öngörülebilirliği sağlayarak desteklemiş olduk.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat katılması bu programa desteğini ortaya koyması çok önemli. Cumhurbaşkanımızın tam desteği önemliydi. Bu programı hazırlarken ilgili tüm kesimlerle istişare yaptık. İşçi kesimleri ile, iş dünyası ile, özel kesimden sendikalarla, finans kesimleriyle bütün kesimlerle istişareler yaptık.

Geçiş sürecindeyiz, politikalarda güncellemeler oldu, yeni bir dönem başladı. Enflasyonla mücadele bu dönemin en temel önceliklerinden bir tanesi. Şu an itibarıyla enflasyon bağlamında şunu ifade edebilirim. Geçici olarak enflasyonda yükseliş var. Kurda ciddi hareketlilik oldu, maaş ve ücretlerde ciddi artışlar oldu. Enerji fiyatları kalemleri etkiliyor. Bütçe açığını aşağı çekebilmek için tedbirler aldık, bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman geçici bir artış söz konusu. Güncellenmiş politikalar var. Belirsizliklerin azaldığı yeni bir döneme girmiş durumdayız. Bir süre sonra geçici yükseliş yönünü düşüşe bırakacaktır. Aylık bazda düşüşleri daha erken göreceğiz. Bu sene sonuna doğru, gelecek senenin başında aylık bazdaki gelişmeleri göreceğiz. Yıllık bazdaki gelişmeleri ise daha çok 2024’ün ortaları gibi görmüş olacağız. Temmuz ağustosta baz etkisi oluştu. Bundan sonraki aylarda öyle bir artış beklemiyoruz.

Aylık bazda daha düşük temmuz ağustosa göre düşük bir rakam bekliyoruz. Yıllık bazda etkiyi daha çok 2024’ün ortalarına doğru görmüş olacağız. Baz etkisi dediğimiz bu yıl yaşanan artışın gelecek yıla farklı bir etkisi olacak. Gelecek yıl dezenflasyon sürecinin hızlandığını göreceğiz. Burada beklentileri kırmak çok önemli.

Son 3 aya baktığımız zaman cari açığımız olduğu halde rezervlerin artmaya başladığını görüyoruz. Geçen hafta itibarıyla 22 milyar dolar rezervlerde net artış oldu. Son 3 ayda 22 milyar dolar rezerv artışı gerçekleşti. Bu çok önemli bir rakam diye düşünüyorum.

Önümüzdeki dönemde daha fazla kaynak girişi olacak. Cari açığımızı düşüreceğiz. Bunu çok rahat bir şekilde finansa edeceğiz bir taraftan rezervlerimizi artıracağız.  CDS’ler 400’ün altına gelmiş oldu. Risk algısı azalıyor. Şu anda algı belli bir seviyeye gelmiş durumda. Önümüzdeki dönemlerde daha da aşağılara doğru gittiğini göreceğiz.

Ciddi adımlar attık. EYT düzenlemesinden ücret artışlarına, asgari ücret düzenlemesine varıncaya kadar. Hakikaten güçlü sosyal politika izlediğimizi ifade edebilirim. Bu süreçte deprem yaşadık. Depreme rağmen EYT’de diğer politikalarda Türkiye devam etti.

Son dönemde 2023 yılında enflasyonun üstüne artışlar yaptık. Asgari ücrette, memur maaşlarında, emekli maaşlarında enflasyonun üzerinde artış yapıldı. Bir dönemde enflasyon artışın üstüne çıktıysa telafi edici mekanizmalarımız var. 6 ayda bir enflasyon verdiğimiz artışın üzerindeyse telafi ediyoruz. Önümüzdeki dönemde şöyle bir tablo var. Yılbaşından itibaren memurlarda seyyanen artış yapılmıştı. Yılbaşında enflasyon farkı oldukça yüksek olacak. Bu da memur emeklilerine yansıyacak. Geriye işçi ve Bağkur emeklilerimiz kalıyor. Orada da oransal artışlar, enflasyon farkı olacak. Memurunki biraz daha farklı, bu kesimlere dönük dengeleyici bir çalışmayı sürdürüyoruz.

En düşük maaşı alanlarda bu yıl yüzde 114 artırdık. Asgari emekli ücretinde nisan ayında en büyük artışı yaptık. Temmuzda bir şey yapılmadı diye söylem oldu bir algı oluştu. Daha fazla imkanlarımızı zorlayarak bütün dünyadaki sıkıntılara rağmen bütün imkanlarımızı zorlayarak emeklilerimize elimizden gelen en iyi desteği vermeye çalışacağız. İnşallah yıl sonuna kadar çalışmayı tamamlayarak emeklimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Düşük alanları destekleyici bir yaklaşımımız olacak. “

Paylaşın

OVP Açıklandı; Ne Kadar Gerçekçi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında katıldığı ve bir konuşma yaptığı törende, Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, OVP’yi “Orta Vadeli Program’daki ‘yumuşak iniş’ için yol haritası ne kadar gerçekçi?” başlığıyla BBC Türkçe‘ye değerlendirdi.

Geçen seneki program üzerinde yapılan revizyonlara baktığımızda bu seneki programın ayakları daha yere basan, içsel tutarlılığı daha güçlü, ve öncelikleri daha doğru belirlemiş bir program olduğunu görüyoruz.

Öncelikle geçen OVP’den kalan ciddiye alınması mümkün olmayan 2023-2025 enflasyon tahminlerinin her bir sene için iki katından daha fazla yukarı çekildiğini görüyoruz. Verilen hedeflerin inandırıcılığını sağlamak açısından bu kıymetli bir adım.

2023 yıl sonu enflasyon tahminine bir parantez açalım.

Temmuz ayı enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası yıl sonu enflasyonun tahminini yüzde 58 olarak açıkladı.

O günlerde benim Koç Üniversitesi’nden arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile paylaştığımız yıl sonu tahmini yüzde 72 idi.

Ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklandığında Merkez Bankası (TCMB) 750 baz puanlık “jumbo” faiz artışını açıklarken enflasyon tahmininin de önceki ay açıklanan rapordaki üst banda yakın olacağını yani yüzde 62’lere doğru yükseleceğini dile getirdi.

Dün açıklanan OVP bu tahmini de yüzde 65’e güncelleyerek bizim yıl sonu beklentilerimize bir adım daha yaklaşmış.

Resmi ağızlar tarafından açıklanan enflasyon beklentilerinin bağımsız ekonometrik analizlerimizden elde edilen rakamlara yaklaşması inandırıcılık ve raporun diğer hedeflerini daha ciddi bir şekilde değerlendirmemiz açısından son derece olumlu.

Beni rahatsız eden durum ise şu: 2023’teki yüzde 65’lik enflasyon tahmini, 2024’de yarı yarıya düşüp yüzde 33’e gelecekse ciddi bir dezenflasyon program uygulanacak demektir.

Popüler ifade ile “parasal sıkılaştırma” ya da “kemer sıkma” programı olarak bilinen bu politikalarda “sıkılan kemer” referansı boşuna değildir. Rejim yapıp kilo kaybettiğinizde nasılkemerinizi bir iki delik sıkılaştırıyorsanız, enflasyonu düşürmek için de ülke çapında tüketimi yavaşlatıp kemer sıkmanız gerekir.

Özellikle talep enflasyonu ve beklentilere yerleşmiş enflasyonu değiştirebilmenin başka yolu yoktur. Ancak ciddi bir kredibilite kazanılırsa “minimum kemer deliğini sıkarak” dezenflasyon mümkün olur.

Programdaki en belirgin soru işareti

OVP’deki büyüme tahminlerine bakıp kemerlerde ne kadar bir sıkılaştırma yapılacağını incelediğimizde oldukça ılımlı bir yavaşlama öngörüldüğüne şahit oluyoruz.

Programdaki en belirgin soru işareti bence burada.

2023 büyüme tahmini deprem etkisi ile yarım puan kadar azaltılarak yüzde 4,4’e çekilmiş.

2024’de ise yarım puan kadar daha düşüşle yüzde 4’e inecek büyümenin enflasyonu yüzde 33’lere kadar çekebileceği varsayılmış.

2025’e girerken ise büyüme tekrar 4,5’e yükselirken, enflasyonun yüzde 15’e gerileceği öngörülmüş.

Böylesine “yumuşak bir iniş” mümkün olabilir mi? Bir taraftan iç talebi baskılayıp enflasyonu iki senede 50 puan düşürmek, öbür taraftan yüzde 4-4.5 gibi oldukça yüksek sayılabilecek büyüme rakamları elde edebilmek için hane halkının tüketimindeki yavaşlamaya paralel olarak yatırımların ciddi şekilde artışa geçmesi gerekir. Ekonomiye inancın tam olduğu bir milli seferberlik senaryosu bu.

Bu şekilde, üretici zayıflayan bir iç taleple karşılaşacağı için fiyat artışlarını aşağı çekerken diğer taraftan üretim kapasitesini artıracak yatırımlar olacağından istihdam ve büyüme olumsuz etkilenmez. Nitekim OVP hedeflerinin alt kalemlerine baktığımızda özel tüketimdeki ciddi yavaşlamaya karşılık özel yatırımların güçlü kalışı benzer bir senaryonun öngörüldüğüne işaret ediyor.

Teorik olarak mümkün olan bu dönüşümü 2001 sonrası yaşamıştık. O dönemde bağımsızlığı kanunla tesis edilen Merkez Bankası reel faizi yüzde 20’li seviyelere çekerken, uygulanan programa duyulan güven ile doğrudan yabancı yatırımlar ciddi şekilde artmış ve büyüme rakamları 2002-2006 döneminde yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmişti.

Bugün benzer bir noktadan uzağız. Reel faiz ciddi şekilde negatif. OVP sunumu sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik büyümeden kesinlikle taviz verilmeyeceğinin” altını çizmesi, eğer büyüme ya da dezenflasyondan birisi seçilecekse, büyümenin seçileceğini düşündürüyor.

Büyümeyi hepimiz istiyoruz. Ancak büyümeden feragat etmeden büyüyebilmek için, tıpkı 2001 sonrası olduğu gibi gerekirse büyümeden feragat edeceğinize piyasaları inandırabilmeniz gerekiyor.

Paylaşın

‘Orta Vadeli Program’da Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verildi: 2026

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan ‘Orta Vadeli Program’da 2023 yıl  sonu enflasyon oranı yüzde 65, 2024 yılı enflasyon beklentisi yüzde yüzde 33, 2025 yılı için yüzde 15,2 ve 2026 yılı için ise yüzde 8,5 olarak hedeflendi.

‘Orta Vadeli Program’da dolar kurunun ortalama olarak 2023’te 23,9, 2024’te 36,8, 2025’te 43,9, 2026’da 47,8 olması beklendiği ifade edildi. OVP’de İşsizlik oranının ise 2024’te yüzde 10,3’e, 2025’te yüzde 9,9’a, 2026’da yüzde 9,3’e gerilemesinin beklendiği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Orta Vadeli Program’la ilgili Beştepe’de sunum yaptı. Yılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün gerçekleşen toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tecrübeli liderliği, 2053 ve ötesine uzanan vizyonu ile her aşamasını yakından takip ettikleri program çalışmamız bugün itibarıyla zatı alilerin onayı ve imzası ile Resmi Gazete’mizde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

OVP merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma sürecini başlatan temel dökümanımızdır. Temel ekonomik büyüklükleri, toplam gelir gider tahminlerini, kamu idarelerinin ödenek teklif tavanını içeren temel politika dökümanıdır. 3 yıllık perspektif ile 2024-2026 dönemini kapsayacak olup Cumhurbaşkanı kararı ile resmileşmektedir. 2024-2026 dönemine ilişkin temel amaçlar, makroekonomik hedefler ve politikalar ile öncelikli yapısal alanlar yer almaktadır.

Bu yılki OVP’de ek 3 şeklinde yapısal reformlarımızı içeren takvim dahilinde ortaya koyan çalışmayı kamuoyu ile bugün paylaşmış oluyorum. OVP dediğimiz bir takım çalışmasıdır. Birçok kurulun, Bakanlığı katkı sunduğu uzun bir süreçle hazırlanmaktadır. 2 aylık bir süreçte hazırlandı. Birbirlerini tamamlayıcı, uyumlu bir ekip çalışması olduğunu ifade etmek isterim. Model çalışmaları yapıldı, Merkez Banka’mız başta olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere ekonominin ana kurumları çalışmalara destek verdiler.

Sadece kamunun kendi içinde çalışmalarla yetinmedik sivil toplumun, paydaşların fikirlerini alarak istişare ederek programı hazırladık. İstişare ve ortak akıl bizim temel düsturumuz. Hangi alanda olursa olsun, öncelikle ilgili tarafları belirlemek onlarla istişare etmek politikaların etkinliğini artıran, sahiplenmeyi getiren bir süreç. Geniş istişarelerle bu planın hazırlandığını ifade edebilirim. İhracatçılar birliğinden, sendikalar, memur ve işçi sendikalarına varıncaya kadar, iş dünyasından sanayi odalarına, tarım sektörüne kadar bütün sektörlerle istişareler yaparak hazırladık.

Planın temel çatısını bu slaytta özetlemeye çalıştık. Ana çatıyı bu şekilde ifade edebiliriz. 3 yıllık dönemde neyi gerçekleştireceğiz diye sorduklarında, deprem afetinin yaralarını saracağız. Geleceğe dönük afetlerle ilgili riskleri azaltıcı yatırımları hayata geçeceğiz. İkinci temel amacımız makroekonomik ve finansal istikrarı sağlamak ve orta vadede tek haneli enflasyona ülkemizi kavuşturmaktır.

Para politikasını dönemin ihtiyaçlarına uygun uygulamaya devam edeceğiz. Merkez Bankamız araç bağımsızlığı çerçevesinde üzerine düşeni yapacaktır. Yapısal dönüşümlerde orta vadede somut etkiler bekliyoruz, kısa vadede yapısal dönüşümler gerçekleştiren ülke olarak beklenti kanalıyla olumlu etkileri artırmayı hedefliyoruz. Son 20 yılda ortalama 3,6 büyürken dünya ekonomisi son yıllarda yüzde 3’lere gerilemiş durumda. Bunu 25-26’ya uzattığınızda tablo fazla değişmiyor. Dünya ticareti büyümenin üstünde gerçekleşirdi bu yıl yüzde 2,3 büyüme bekleniyor dünya ticaretinde. Bu dönemin şartlarını iyi okuyarak politikalarımızı şekillendirmek durumundayız.

Son 20 yılda Türkiye’nin ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 5,5 olarak gerçekleşmişti. Dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı sergilemişiz. 2024’te yüzde 4,0, 2025’te yüzde 4,5, 2026’da yüzde 5,0 büyüme bekliyoruz. Bu yıl 1,67 milyar Dolar milli gelire ulaşacağız.  Kişi başına gelirin 2024’te 12,875, 2025’te 13,717, 2026’da 14,855 dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Nüfusumuzun 88 milyon 750 bine ulaşmış olacak.

Ortalama olarak 4,5 büyüme kaydedecek. İstihdamda 2,7 milyon artış bekliyoruz. Yıllık 909 bin ilave, her yıl istihdamda artış bekliyoruz. Buna rağmen işsizlik oranında arzu ettiğimiz ölçüde gerileme olmuyor. İşgücü piyasasına katılım oranında hızlı yükseliş bekliyoruz. İşsizlik oranının 2024’te yüzde 10,3’e, 2025’te yüzde 9,9’a, 2026’da yüzde 9,3’e gerilemesini bekliyoruz. 2023 yılını %4,4’lik büyümeyle kapatmayı bekliyoruz.

“Muhalefetin bize destek vermesini bekliyoruz”

Programın Yılmaz tarından açıklanmasının ardından kürsüye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Erdoğan’ın açıklamaları ise şöyle:

Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. OVP’nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye’nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz. Sadece Türk siyasi tarihine değil dünya literatürüne de geçen seçimleri hamdolsun tam bir demokratik olgunluk içinde tamamladık. Sandıkların açılmasıyla birlikte belirsizlikler ortadan kalktı, Türkiye’yi kimin yöneteceği belli oldu.

Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık, ekonomide kurmay kadromuzu kurduk, yolculuğumuza süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendini kurtaramayanların durumunu içimiz acıyarak izliyoruz. 102 güne rağmen birileri hala kavga ve iç çekişmelerinden başını kaldıramazken biz işimizi yapıyoruz.

Mevcut belirsizliklere yenilerinin eklediği zor bir denklemde krizleri ülkemiz için fırsata çevirmek için çalışıyoruz. Biz Türkiye için en doğrusunu yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi değerlendirmeye hazırız.

Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak OVP gibi ülkemizin hayrına olan işlerde bize destek vermesini bekliyoruz.

Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyonu etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülke ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmaktadır. Küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla Türkiye mücadele etmektedir.

Geçici olarak enflasyonda yükseliş söz konusu. Geçiş döneminin sonrasında çok daha sağlıklı bir zeminde kalıcı olarak enflasyonu düşürmenin yolunu açmış oluyoruz.

2023 yılında yıl sonu TÜFE’nin yüzde 65 olmasını bekliyoruz. 2024 yıl sonunda TÜFE’nin %33,0, 2025 yıl sonunda %15,2, 2026 yıl sonunda %8,5 olmasını bekliyoruz.

İhracatın bu yıl 255 milyar, 2026’da 320 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Cari açığın -2’ler civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Yurt içi tasarruflarımızı artıracağız. 1,6 puan artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Yıl sonunda cari işlemler açığının 4 milyar dolar olmasını bekliyoruz.

2023’te depreme ayırdığımız bütçe 762 milyar TL. 2024’te 1 trilyon 62 milyar TL. 3 trilyona yakın kaynağın afetin yaralarını sarmak için kullanılacağını ifade etmek isteriz. 2023 yıl sonunda bütçe dengesinin 1,63 trilyon TL açık vermesini bekliyoruz. 2023 yıl sonunda faiz dışı bütçe dengesinin 966,8 milyar TL açık vermesini bekliyoruz. Gelirlerimizde bir miktar artış öngörüyoruz. Gelirlerimizin milli gelire olan oranı 20,6’ya ulaşmış olacak. Bütçe açığı kademeli bir şekilde düşecek.

AB tanımlı borç stokunu da verdik. Türkiye bu açıdan dünyadaki en iyi ülkelerden biri. İyi ki böyle bir yapımız var, böyle değil borçlu yapıyla afete yakalansaydık bu çalışmaları gerçekleştiremezdik. Sağlam zemin afet konusunda da rahat şekilde vatandaşların yaralarını sarmamızı sağladı.

Yapısal reformları arz etmek istiyorum. Reform başlıklarımız; Büyüme ve Ticaret, Beşeri Sermaye ve İstihdam, Kamu Maliyesi, Afet Yönetimi, İş ve Yatırım Ortamını İyileştirme, Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm. 7 öncelikli yapısal alanı tarif ettik. Lojistik imkanları geliştireceğiz, madencilik gibi alanlarda önemli değişimler ve dönüşümlere imza atacağız. Bizim temel hedefimiz insanımıza hizmet, temeli de insan. İnsana yapılan yatırım sosyal refahı artırıyor, beşeri kanaldan ekonomiyi güçlendiriyor. Gençlere ve kadınlara yönelik politikaları odaklayacağımızı söyleyebilirim.

Enflasyon mücadele devam ederken finans piyasalarındaki reformlarla finans piyasalarını geliştirmeye devam edeceğiz. Emeklilik sistemleriyle ilgili yenilikler düşünüyoruz. Afet yönetimi konusunda kentsel dönüşümün hızlandırılmasına, yeni modellerden afet sigortalarının geliştirilmesi konusunda çeşitli başlıklarımız var.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz’dan Soru Önergelerine “Görev Alanıma Girmiyor” Cevabı

Kendisine yöneltilen soruların yanıtlarını ilgili birimlerden alarak paylaşabilecek konumda olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bunu yapmak yerine çok sayıda önergeye “Görev alanıma girmiyor” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Erdoğan, hediye ettiği TOGG’ları şahsi bütçesinden mi karşıladı?” sorusunun bile kendisinin değil bakanların görev alanına girdiğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte milletvekillerinin elinde kalan en önemli denetleme mekanizması olan yazılı soru önergeleri de AK Partililerin tutumu nedeniyle işlevsizleşti. Sistem değişikliği ile milletvekilleri, bakanlarla birlikte cumhurbaşkanı yardımcısına da doğrudan soru sorma hakkına kavuştu.

Birgün’den Hüseyin Şimşek‘in haberine göre; Cumhurbaşkanı yardımcısı, sorulara çoğunlukla, “Görev alanıma girmiyor” yanıtını vermekle yetiniyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki sorulara bile yanıt vermiyor.

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesinde, özelleştirmeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararını sordu. 9 Temmuz 2021 tarihinde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararı anımsatan Öztürk, “Cumhurbaşkanı kararı ile çoğu Ege ve Akdeniz sahillerinde bulunan, yüzlerce dönüm arazi üzerine kurulu 18 eğitim kampı ve sosyal tesisleri özelleştirme kapsamına alınmıştır. Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında varlıkların hangileri, hangi tarihte, kimlere, ne kadara satıldı?” diye sordu.

“Erdoğan, hediye ettiği TOGG’ları şahsi bütçesinden mi karşıladı?”

CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dağıttığı TOGG marka otomobilleri gündeme getirdi. Bayraktutan, “Körfez ülkelerine ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’a ve Katar Emiri Al Sani’ye neden TOGG Otomobil hediye etmiştir? Hediyelerin maliyetini şahsi bütçesinden mi karşılamıştır? Kaç kişi ve kurumlara TOGG hediye edilmiştir? Seçim döneminde kamu kurumları üzerinden propaganda aracı olarak kullanılmasıyla gündeme gelen TOGG otomobillerinin yurt içinde ve yurt dışında hediye ettiği kişi ve kurumları listeler misiniz? Sorularını yöneltti.

CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever de Erdoğan’a hakaret ettiği için yargılananları gündeme getirdi. Ersever, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a, “2020-2023 yılları arasında sosyal medya paylaşımları nedeniyle cumhurbaşkanına hakaretten dava açılan kişi sayısı kaçtır? Kaç sanık mahkûmiyet kararı almıştır? Kaç sanık beraat etmiştir?

“Görev alanıma girmiyor”

Kendisine yöneltilen soruların yanıtlarını ilgili birimlerden alarak paylaşabilecek Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bunu yapmak yerine önergelere “Görev alanıma girmiyor” yanıtını verdi. Yılmaz, “Erdoğan, hediye ettiği TOGG’ları şahsi bütçesinden mi karşıladı?” sorusunun bile kendisinin değil bakanların görev alanına girdiğini öne sürdü.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: ‘Orta Vadeli Program’ın Hedefi Yek Haneli Enflasyon

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “2026 perspektifinde hatırlayacağımız, orta vadeli programımızın hedefi tek haneli bir enflasyona ülkemizi ulaştırmak. Bu çerçeveyi Merkez Bankasıyla birlikte hükümetimiz hedef birliği içinde ortaya koyacaktır” dedi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Finans Merkezi’nde finans dünyasının temsilcileri ile bir araya geldi.

Toplantıya Türkiye Bankalar Birliği üyeleri, Türkiye Vakıflar Bankası, Türkiye İş Bankası, Türkiye Halk Bankası, Türkiye Garanti BBVA, Yapı ve Kredi Bankası, Akbank, QNB Finansbank, Denizbank, Türk Eximbank, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve ING temsilcileri katıldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz toplantı öncesi basına açık bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Konuşmasında, “2026 perspektifinde hatırlayacağımız, orta vadeli programımızın hedefi tek haneli bir enflasyona ülkemizi ulaştırmak. Bu çerçeveyi Merkez Bankasıyla birlikte hükümetimiz hedef birliği içinde ortaya koyacaktır” diyen Cevdet Yılmaz, özele şu ifadeleri kullandı:

Orta vadeli programımızı 3 sac ayağı üzerine inşa ediyoruz. Birincisi mali disiplin, burada tabi son dönemlerde yaşadığımız büyük bir felaket var. Diğer taraftan parasal politikalar, para politikamızın ana çerçevesiyle orta vadeli programımızda yer alacak. Üçüncü bir ayağı var orta vadeli programımızın, mali politikalar ve para politikaları dışında, yapısal reformlar.

Bir geçiş sürecindeyiz. Belli politikalarımızda güncellemeler gerçekleştiriyoruz. Bu geçiş sürecinde de sistemin sıhhati, sistemin iyi işlemesinin tek tek aktörlerin pozisyonlarının önünde olması gerektiğini düşünüyoruz. Sistemi hep birlikte iyileştirme, hep birlikte geliştirme perspektifi tek tek aktörlerin pozisyonunun önünde olmak durumunda.”

“Orta vadeli programda yol haritamızı paylaşacağız”

Öte taraftan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman’da katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, bir taraftan mali disiplini yeniden tesis ederken, bir taraftan da enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Yeni dönemde bizim en büyük önceliğimiz tabii ki makro finansal istikrarın pekiştirilmesi. Onun için bildiğiniz gibi para politikasında bir rasyonelleşmeye doğru gidiyoruz. Maliye politikasında deprem etkisi, ki bir kerelik bir etkidir, onun dışında kalan alanda yine Türkiye’nin bütçe dengelerini maksim kriterleri ölçüsünde şekillendiriyoruz.

Dolayısıyla bir taraftan mali disiplini tekrar tesis ediyoruz, bir taraftan para politikasında enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girmiş bulunmaktayız. Bunları destekleyecek bir de yapısal reform gündemimiz var. Eylülün başında orta vadeli programı açıklayacağız. Orta vadeli programda biz yapısal reformlar noktasında da yol haritamızı paylaşacağız.

Dolayısıyla orta vadeli program hem özel sektör için hem kamu için önemli bir rehber, bir yol haritasını ifa edecek. Enflasyon politikasını Merkez Bankası paylaştı. 2024 ve sonrasında gerek para politikasını, gerek maliye politikasını, gerekse gelirler politikasını biz bu çerçevede şekillendireceğiz. Dolayısıyla enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için bütün politika araçlarını kullanacağız.”

Paylaşın