TBMM, AYM’nin Can Atalay Kararını Yok Saydı

TİP’ten Hatay milletvekili seçildiği halde cezaevinden tahliye edilmeyen Can Atalay hakkındaki AYM kararlarının uygulanmamasıyla ilgili TBMM’de genel görüşme yapılması önerisi oy çokluğuyla reddedildi.

Haber Merkezi / Önergelerin kabul edilmemesinin ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, birleşimi 1 Ekim Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere kapattı.

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçildiği halde cezaevinden tahliye edilmeyen Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmamasıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda genel görüşme önergesinin ön görüşmeleri partilerin grup konuşmalarıyla tamamlandı.

Konuşmalarından ardından genel görüşme yapılıp yapılmayacağına ilişkin oylamaya geçildi. Genel görüşme açılması talebi oy çokluğuyla reddedildi.

Olağanüstü toplantı gündeminin tamamlanması sonrasında CHP’nin, TBMM’nin çalışmalarına devam etmesine ilişkin önergesi oylamaya sunuldu. Bu önerge de kabul edilmedi. Önergelerin kabul edilmemesinin ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, birleşimi 1 Ekim Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere kapattı.

TBMM’deki kavgaya siyasilerden tepkiler

Can Atalay için düzenlenen oturumda, TİP Milletvekili Ahmet Şık’a AK Partili milletvekillerin saldırmasıyla başlayan ve ardından çıkan büyük arbedede Şık’ın yanı sıra CHP Milletvekili Okan Konuralp ile DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in yaralanmasına neden olan kavga kamuoyunda büyük tepki çekti.

Yaşanan söz konusu kavga sosyal medyada gündemin ana maddelerinden biri olurken çok sayıda siyasi de paylaştıkları mesajla tepkilerini dile getirdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, sosyal medya hesabından “Halk milletvekiline, memleket özgürlüğe kavuşacak!” ifadesi ile yayınladığı mesajda, “AKP-MHP iktidarının hukuk tanımazlığı bugün alçakça bir zorbalığa dönüşmüştür” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Ahmet Selim Köroğlu da sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımda, “Burası Tbmm dingonun ahırı değil,hakaret edersen cevabınıda alırsın. Osman Kavala,Selahattin Demirtaş ve Can Atalay teröristtir” ifadelerini kullandı.

TBMM’deki kavgaya sosyal medya hesabı üzerinden tepki veren siyasilerden biri de DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Babacan mesajında, “Anayasayı tanımadınız, millet iradesini yok saydınız, her gün ekranlardan öfke saçtınız. Sonuç ortada: Bugün Gazi Meclisimizde kan aktı” diyerek, “Bu memleketi bu hale getirmeye kimsenin hakkı yok” ifadesini kullandı.

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. “Verin 400 vekili bu iş sulh içinde çözülsün” cümlesini ve sonrasında patlayan bombaları, ölen insanlarımızı hatırlayın ve asla unutmayın..! Her şey bu cümlede saklı” diyen Kemal Kılıçdaroğlu “Bugün Türkiye’de en dokunulamaz yere dokundular. Milletin oylarıyla seçilmiş vekile konuşması sırasında, dokunulamayacak en kutsal alanda Kalleşçe arkadan saldırdılar… Millet iradesinin tecelligahına, Milletvekilinin kanı bulaştı. Milletin kanına ve canına saldırmaktır bu. Dayanışmayı ve mücadele ruhunu diri tutmak Zorundayız…” ifadelerini kullandı.

Yaşanan kavgayı TBMM Meclis İdari Amiri, AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın başlatmasını sert bir dille eleştiren CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Normal koşullarda vesayet altına alınması gereken insanlar TBMM’de milletvekilliği yapıyor. Bu şiddeti dışarıda uygulasa ceza alır, uzaklaştırma alır ama Meclis’te idari amirliği yapıyor” dedi.

“Görüntülerin tasvip edilemeyeceğini” ifade eden İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise Ahmet Şık’ın ilk konuşmacı olarak kürsüye gelmesini eleştirdi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, verilen uzun araların ardından Can Atalay ile ilgili görüşmelerin devamı için Genel Kurul’u akşam saatlerinde yeniden açtı. Partileri temiz bir dil kullanmaya ve temiz davranış göstermeye davet eden Kurtulmuş, Ahmet Şık’a kürsüde kullandığı sözler, Alpay Özalan’a ise fiili saldırısı nedeniyle kınama cezalarını oylattı. Her iki kınama cezası oylama sonunda kabul edildi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Aziz milletimizin sorunlarına çözüm beklediği TBMM’de dökülen kan, milli iradeye gölge düşürmüş ve ülkemizin demokrasi kültürüne kara bir leke olarak geçmiştir” ifadelerini kullandı.

TBMM’nin hukukun olmadığı bir yere dönüştürüldüğünü belirten Karamollaoğlu, “Sundukları fikir ve önerilerle millete örnek olması gerekenlerin meclis çatısı altında şiddete tevessül etmesinin izahı yoktur. TBMM’yi hukukun, demokrasi kültürünün ve sağduyunun olmadığı bir yere dönüştürmek, ne yazık ki günümüz Türkiye’sinin bir özetidir. Bu anlayışı kınıyorum” dedi.

Meclis’te kavga nasıl başladı?

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından toplantıyı yönetmekle görevlendirilen TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ilk sözü Türkiye İşçi Partisi adına İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a verdi.

Şık, sözlerine, “Bir tespitle başlayacağım. Sizde hiç utanma yok. Zerre miskal, utanmanız yok, haysiyetiniz yok. O yüzden burada usulü konuşmaya da gerek yok” dedi. O sırada bazı AK Parti milletvekillerinin parmak sallaması ve “şerefsiz” demesi üzerine TİP milletvekili “Hakikat her zaman acıtır, o parmağını kırarız, sensin şerefsiz” yanıtı verdi.

Bu sırada AK Partili milletvekilleri kürsünün etrafını kuşattı, küçük çaplı itiş kakış yaşandı. Gerilimin artması üzerine TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ oturuma ara verdi.

10 dakikalık aradan sonra yeniden kürsüye gelen Ahmet Şık, iktidar partisine yönelik eleştirilerini sürdürdü.

Şık, “Burada usülü konuşmaya hiç gerek yok. Çünkü anayasasızlığın hüküm sürdüğü, kanunsuzluğun teamül haline geldiği bu ülkede size mevzuat anlatacak falan değilim. Din şarlatanlığınıza, göstermelik milliyetçiliğinize kanan, hırsızlığınızı, hukuksuzluğunuzu görmezden gelenleri makbul vatandaş olarak gören sizlerden en çok duyduğumuz söz, vatan haini, bölücü, hain, FETÖ’cü, terörist. Sizden olmayan herkese terörist dediğiniz için Can Atalay’a da terörist demeniz hiç şaşırtıcı değil. Ama herkes bilsin bu ülkenin en büyük terör örgütü hanedanlık ile devlete çöken işte bu sıralarda oturanlardır” demesi üzerine Bozdağ bir kez daha oturuma ara verdiğini duyurdu.

Bu sırada kürsüye yürüyen Alpay Özalan, Ahmet Şık’ın boğazına sarıldı. Karşılıklı atılan yumruklardan sonra Şık dengesini yitirirken Özalan da kürsünün çevresinden uzaklaştı. Ancak Özalan ile birlikte kürsüye yürüyenlerden AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Eyyupoğlu ve İzmir Milletvekili Eyyup Kadir İnan ön saflarda yer aldı. TİP Genel Başkanı Erkan Baş da kavga anlarında öne çıkan isimlerdendi. Kürsü çevresindeki şiddet olayları yaklaşık beş dakika sürdü.

DEM Parti TBMM Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit ve CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp yaralandı. İktidar partisi milletvekillerinin saldırılarında DEM Parti TBMM Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’in kaşı açıldı ve CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp de başından yaralandı. Koçyiğit’e ilk müdahaleyi CHP Ankara Milletvekili Murat Emir yaptı. Bu sırada kürsüye çıkan basamaklarda kan izleri görüldü.

Paylaşın

TBMM Genel Kurulu: Can Atalay Görüşmesinde Kan Aktı

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçildiği halde cezaevinden tahliye edilmeyen Can Atalay için toplanan TBMM Genel Kurulu’nda, AK Parti Milletvekili Alpay Özalan, TİP Milletvekili Ahmet Şık’a yumruk atarken, saldırı esnasında DEM Parti Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in de kaşı açıldı.

Haber Merkezi / Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “yok hükmünde” kararının ardından bugün olağanüstü toplandı.

Muhalefet partileri tam kadro oturuma katılır ve yeterli yoklama sayısı olan 200’e ulaşırken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oturuma hiç katılmadı. AKP ise yoklama yapıldığı sırada dışarda kuliste bekledi. AKP’li vekiller yoklama sayısına ulaşıldığının anlaşılması üzerine Genel Kurul’a girdi.

Oturumun açılmasının ardından usul tartışmaları ve yapılan ilk konuşmalar sırasında TİP Milletvekili Ahmet Şık söz aldı. Meclis kürsüsündeki konuşmasında bu usulsüzlüğe dikkat çekmek isteyen Ahmet Şık, “Bir tespitle başlayacağım. Sizde hiç utanma yok. Haysiyetiniz yok. O yüzden burada usulü konuşmaya da gerek yok. Hakikat her zaman acıdır” dedi.

Ahmet Şık’ın konuşmasının ardından AK Parti sıralarından yükselen sesler ve hakaretler nedeniyle TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ, oturuma 15 dakika ara verdi. Aranın ardından Bekir Bozdağ kürsüde kullanılan ifadelerde dikkat edilmesi uyarısını yapmasının ardından Ahmet Şık’a yeniden söz verdi.

Tekrar kürsüye çıkan Ahmet Şık şunları kaydetti: “Usül tartışması yaşandı ama burada usülü konuşmaya hiç gerek yok. Çünkü anayasasızlığın hüküm sürdüğü, kanunsuzluğun teamül haline geldiği bu ülkede size mevzuat anlatacak falan değilim. Din şarlatanlığınıza, göstermelik milliyetçiliğinize kanan, hırsızlığınızı, hukuksuzluğunuzu görmezden gelenleri makbul vatandaş olarak gören sizlerden en çok duyduğumuz söz, vatan haini, bölücü, hain, FETÖ’cü, terörist.

Sizden olmayan herkese terörist dediğiniz için Can Atalay’a da terörist demeniz hiç şaşırtıcı değil. Ama herkes bilsin bu ülkenin en büyük terör örgütü hanedanlık ile devlete çöken işte bu sıralarda oturanlardır. Hepinizin toplamının bu ülkeye faydası, bir Can Atalay kadar etmez.”

O esnada AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, kürsüye saldırarak Ahmet Şık’a yumruk attı. TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Meclis’ten yaptığı canlı yayında AK Partili milletvekillerinin saldırısı esnasında DEM Parti Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in de kaşının patladığını duyurdu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit “İyiyim. Kaşım açılmıştı, yakınlaştırdık bir striple. Şu an bir sorun yok. Çok açık ve net söyleyelim: Önceden planlanmış ve kurgulanmış bir saldırıydı. Bu öyle münferit bir saldırı değil,” dedi.

DEM Parti, TBMM Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in yaralanmasıyla ilgili açıklama yaparak şöyle dedi: “Hukuk tanımayan, AYM kararlarını uygulamayan ve Meclis’i şiddet arenasına çeviren AKP’li vekiller yine vandallıkta sınır tanımıyor. Sayısal üstünlüğüne güvenerek muhalif milletvekillere saldıran ve Grup Başkanvekilimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit’in kaşını yaran bu saldırganlığı en sert biçimde kınıyoruz. Hiçbir saldırı bizi halk için siyaset yapmaktan ve hakikatleri savunmaktan alıkoymayacak!”

“Mecliste kan akmaya başlıyorsa vatandaş ne yapacak?”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel olayla ilgili olarak “Meclis sözün söyleneceği yer. Mecliste kan akmaya başlıyorsa vatandaş ne yapacak” değerlendirmesini yaptı.

Özgür Özel, “Utanç verici. Yerlerde kan var, kadınlara vuruyorlar. u duruma şahit olduğum için inanılmaz derecede utanç içindeyim. Numan Kurtulmuş’u derhal tüm siyasi partilerin genel başkanlarını ya da grup başkanlarını toplantıya çağırmaya davet ediyorum. Bu Meclis açısından taşınabilecek bir yük olmaktan çıktı” dedi.

“Demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz”

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlu ve Tuncer Bakırhan’da saldırıya ilişkin ortak bir açıklama yaptı: Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Anayasa Mahkemesinin Sevgili Can Atalay’ın milletvekilliğinin iade edilmesini salık veren kararının uygulanması için muhalefet partileri olarak TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdık. Anayasa Mahkemesi kararı açık olmasına rağmen AKP-MHP iktidarı hak-hukuk tanımama tutumunu parlamento çatısı altında sürdürmek istemektedir.

Muhalefetin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasını sindiremeyen iktidar, çözümü fiziksel şiddete varan saldırılarda bulmuştur. Kadın milletvekillerimize AKP’li erkek milletvekilleri tarafından saldırı yapılması siyasi haydutluktur. Bu saldırılar halk iradesini, hukuku tanımamaktır ve siyasi acizliktir. Grup Başkanvekilimiz başta olmak üzere hiçbir arkadaşımız bu saldırılar karşısında geri adım atmayacaktır.

Parlamento dışında iktidara muhalefet eden toplumsal kesimlere en şiddetli şekilde saldıran AKP-MHP iktidarı, bu tutumunu parlamento içine de taşımaya çalışmaktadır. Yaşamı, insanı, demokrasiyi, hukuku ve doğayı savunan toplumsal kesimlere karşı sokakta ve meydanlarda hukuk tanımaz bir çetecilik ve zorbalıkla saldırma talimatı veren iktidar, milletvekilleri aracılığıyla bunu TBMM’ye taşımıştır. AKP’liler, Can Atalay’ın milletvekilliğinin iadesi için yapılan toplantıda muhalefetin sesini kısmak ve hukuksuzluğu devam ettirmek için muhalefet milletvekillerine parlamento kürsüsünde saldırmıştır.

Parlamentoda şiddetin ve saldırganlığın hukukunu kurmak isteyen AKP’ye karşı en güçlü şekilde direneceğimizi bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz. Muhalefet milletvekillerine saldırarak haksızlık ve hukuksuzluk rejimini sürdürmek isteyen bu anlayışı en güçlü şekilde kınıyoruz. Bedeli her ne olursa olsun haklı davamızda demokrasiyi, adaleti ve barışı savunmaya bir an bile durmadan devam edeceğiz.”

Can Atalay’dan Genel Kurul öncesi mesaj

Bu arada Can Atalay, toplantı öncesi sosyal medya hesabından TBMM Başkanlığı’na bir mesaj gönderdi.

Atalay mesajında, “AYM kararı Meclis’te okunarak özlük haklarım tesis edilecektir. Konu, bu kadar açık ve basitken aksi yönde öne sürülen her türlü gerekçe, yalnızca Anayasa’ya uymamanın bahanesi olacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yeniden Anayasa’nın yok sayılması anlamına gelecek böylesi ağır bir sorumluluk altına sokulmayacağına inanıyorum” dedi.

Can Atalay, adının “milletvekilliği sona erenler” listesinden çıkarılmasını, özlük haklarının iade edilmesini ve komisyon üyeliğinin tekrar tesis edilmesini beklediğini belirtti.

Paylaşın

Bülent Arınç’tan Can Atalay Çıkışı: Vekilliği Önünde Hiçbir Engel Kalmamıştır

Bülent Arınç, Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesini yok hükmünde sayan Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a dikkat çeken bir çağrıda bulundu. 

Haber Merkezi / Geçmişte Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliklerinin iadesi örneklerine işaret eden Arınç, “Sayın Numan Kurtulmuş, (…) Bugün önemli bir kararla karşı karşıyasınız. Bana düşen sizi dostça ikaz ederek Sayın Can Atalay’ı meclise davet edip ant içmesini temin etmenizdir” dedi ve ekledi:

“Bu kişi seçildi, mazbatasını aldı. Meclise geldi, meclis komisyonlarına seçildi fakat ant içmesi mümkün olmadı. Şu anda yasama görevine katılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kesin ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı gerekçesi yoktur.”

AYM geçen hafta aldığı kararda, TİP Milletvekili Atalay’ın TBMM Genel Kurulunda Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı okunarak milletvekilliğinin düşürülmesi ile fiili (de facto) bir durum oluşturulduğuna hükmetmiş ve “Bu fiili durum hakkında Anayasa Mahkemesi’nce karar verilmesi mümkün değildir” ifadesini kullanmıştı. Mahkeme, “Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına” hükmetmişti.

CHP 2 Şubat tarihinde Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali için AYM’ye başvuruda bulunmuştu.

Muhalefet partileri bugün Can Atalay’ın durumunun görüşülmesi için TBMM’yi 16 Ağustos’ta olağanüstü toplantıya çağıran bir ortak önerge vermişti. CHP, DEM Parti, TİP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti, Emek Partisi ve Saadet Partisi’nin düzenlediği ortak basın toplantısında “Bu ayıbın Türkiye üzerinden derhal kaldırılması gerek” mesajına vurgu yapmıştı.

AK Parti’nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, sosyal medya hesabı üzerinden, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a ‘Can Atalay’ için dikkat çeken bir çağrıda bulundu. Arınç, çağrısında şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa hükümleri gayet açıktır ve bu anayasa bugün uygulanmak üzere yürürlüktedir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla ilgili bu kurumların verdikleri kararları uygulamak mecburiyeti de hemen hemen ilgili her maddesinde yazılıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımız 10 yıldan beri Cumhurbaşkanlığı görevinde. 2014 yılından bu yana bu anayasaya göre seçiliyor, bu anayasaya göre ant içiyor ve bu anayasaya göre YÖK ve HSK üyelerini atıyor, yargıtay başsavcısını ve Anayasa Mahkemesi üyelerini seçiyor.

Anayasada kendine tanınan bütün hak ve yetkileri kullanıyor. Birkaç yıl öncesine kadar biz hem 90. madde hem 148’den 153. maddelerine kadar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, AİHM kararlarına uymayı kendimize bir vecibe biliyorduk.

Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin defaatle verdiği kararlar ortada; ki en son 10’a 4 bir karar vermiş görünüyor ve o 4 üyenin de esastan bir itirazları yok, usulden itirazları var. Durum böyle iken Can Atalay’ın tekrar milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir engel kalmamıştır. Bunun uygulanması gerekir. Çünkü bu anayasaya göre bu kararlar uygulanmalıdır.

Geçmişte Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu konularında mevcut olan düşüncelerim bugün de aynen devam ediyor. Bu yüzden Sayın TBMM başkanımıza seslenmek istiyorum. Sayın Numan Kurtulmuş, değerli meclis başkanımız; sizi geçmişten bu yana tanır, sever ve takdir ederim. Sizinle birlikte siyaset yaptık. Siz ayrıca iki siyasi partinin genel başkanlığı da yaptınız.

Aileniz, ilmî birikiminiz, taşıdığınız unvan, örnek bir aile olmanız ve meclisimizi de bugüne kadar onurlu bir şekilde temsil etmeniz konusunda sizleri her zaman takdir ettim. Bugün önemli bir kararla karşı karşıyasınız. Bana düşen sizi dostça ikaz ederek Sayın Can Atalay’ı meclise davet edip ant içmesini temin etmenizdir. Bu kişi seçildi, mazbatasını aldı. Meclise geldi, meclis komisyonlarına seçildi fakat ant içmesi mümkün olmadı.

Şu anda yasama görevine katılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kesin ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı gerekçesi yoktur.

Hatırlayacaksınız, 2013 yılında Başbakan Yardımcılığım döneminde Kemal Aktaş isimli HDP’li bir milletvekili 1 yıl 8 aylık mahkumiyetinin kesinleşmesi karşısında mecliste ceza hükmü okunacak ve milletvekilliği sona erecekti. Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre Nevruz’da yaptığı bir konuşma vesilesi ile bu cezayı almıştı. Söz konusu konuşmada da AİHM kararlarına göre hiçbir suç unsuru yoktu.

Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın görüş ve talimatlarını alarak kendi aramızda bu kanunun ilgili maddesini, “Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi…” şeklinde AİHM kararlarına uygun olarak değiştirdik. Kemal Aktaş’ın kararının TBMM’de okunmasını da Sayın Cemil Çiçek’ten rica ederek 4-5 ay geciktirdik. Sayın Başbakanımızın çok doğru bir kararı ile bu madde değiştirildi ve o günden bugüne de yürürlükte kaldı.

Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu şekilde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir olay gibi milletvekilliklerinin düşürülmesi vesilesiyle siyaset kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun çok büyük yara aldığını düşünmekteyim.

Sayın TBMM Başkanım; lütfen kendi iradenizle, hukuk düşüncenizle, siyasî birikiminizle bu işi daha fazla uzatmadan çözüme kavuşturalım. Bu onurlu işi bir başkasına havale etmeyelim.

Unutmayalım ki sizin de çok değer verdiğinizi bildiğim Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in şu sözlerini hatırlatmakta fayda görüyorum: “En iyi anayasa uygulanan anayasadır, en kötü anayasa uygulanmayan anayasadır.”

Paylaşın

“Meclis 16 Ağustos’ta ‘Can Atalay’ İçin Toplansın” Çağrısı

TBMM’nin Can Atalay için toplanması çağrısında bulunan TİP adına konuşan Ahmet Şık, “15 Ağustos’ta Filistin özel oturumu için toplanacak Meclis. Mahmud Abbas geldiğinde Filistin’de yaşanan soykırımın, katliamın, zulmün önünü kapatacak, bunu gölgeleyecek herhangi bir tartışma açılmaması için sadece Filistin meselesinin gündem olması için 16 Ağustos’a karar kıldık Can Atalay’ın da önerisiyle” dedi ve ekledi:

“Burada tartıştığımız şey Can Atalay’ın vekil olup olmadığı değil, Türkiye’de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağına dair bir tartışma. Umut ediyorum yeni yasama döneminde Can Atalay burada hem bu iktidarın rezilliklerini teşhir edecek hem de Hatay halkının sorunlarını hem Meclis hem de Türkiye’nin gündemine taşıyacak.”

Anayasa Mahkemesinin (AYM), Türkiye İşçi Partisinden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin “yok hükmünde” kararının ardından muhalefet partileri, verdikleri ortak dilekçe ile TBMM Genel Kurulu’nu 16 Ağustos Cuma günü saat 14.00’te olağanüstü toplanmaya çağırdı.

Dilekçede CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkan Vekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır, DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Saadet Partisi Grup Başkan Vekilleri Selçuk Özdağ ve Bülent Kaya, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEVA Partisi Milletvekili İdris Şahin, Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca’nın da imzaları yer aldı.

Toplantı çağrısının gerekçesinde Yargıtay ile AYM arasında ihtilaf doğduğuna dikkat çekilerek AYM kararlarına rağmen Can Atalay’ın hürriyetinden mahrum bırakılmaya devam edildiği vurgulandı.

Meclis’te 15 Ağustos’ta AKP’nin çağrısıyla, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın katıldığı bir olağanüstü oturum yapılacak. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Can Atalay için talep edilen olağanüstü görüşme için 16 Ağustos tarihini önermişti. Kurtulmuş ile görüşen TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Meclisin AYM kararı doğrultusunda değil, başka bir gündemle toplanmasını uygun bulmadıklarını belirterek, şunları söylemişti: “Meclis’te temsil edilen partilerin tümüyle görüşmeler gerçekleştirildi. Takvim tartışması var. Bizim beklentimiz Mahmud Abbas’ın konuşma yapacağı 15 Ağustos’tan önce Meclis’in toplanması.”

“Çağrı metni Meclis Başkanlığına teslim edildi”

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, muhalefet partilerinin temsilcileriyle birlikte Mecliste yaptığı açıklamada, “Meclis Başkanı en geç 7 gün içerisinde TBMM’yi toplantıya çağırmak zorundadır” dedi ve “Bu ayıbın Türkiye’nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Günaydın şunları dile getirdi: “Silivri’de tutularak adeta milletvekilliği gasbedilen Hatay Milletvekili Sayın Şerafettin Can Atalay’ın AYM kararı sonrası durumunun görüşülmesi ve uygun bir karar bağlanması amacıyla TBMM’yi 16 Ağustos günü saat 14.00’te toplantıya çağırmak üzere imzalarımızı ve çağrı metnimizi TBMM Başkanlığına teslim etmiş bir heyet olarak karşınızdayız.

CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, TİP ve EMEP’in temsilcilerinin genel başkan, grup başkan vekili ve milletvekili düzeyinde imzaları ile bu çağrı metni Meclis Başkanlığına teslim edilmiş bulunuyor.

AYM’nin hak ihlali kararı vermesi ve arkasından yeniden yargılama amacıyla dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesinden sonra, teammüllere ve hukuka tümüyle aykırı olarak tek imzalı şekilde Yargıtay’a gönderilen karar ve Yargıtayın yasamaya adeta parmak sallayarak, sen nasıl benim kararımı okutmazsın diyerek, AYM’yi terör örgütleriyle söz ve eylem birliğinde olmakla suçlayarak, üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına yönelik kararı maalesef 31 Ocak 2024 tarihinde TBMM’de okundu ve Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü ilan edildi.

Tam 2 gün sonra AYM’ye verdiğimiz dilekçede TBMM’nin bu kararının yok hükmünde olduğunu ve her halükarda bunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ettik. Bu dilekçemizden yalnızca 20 gün sonra 22 Şubat 2024 tarihinde AYM, TBMM kararının yok hükmünde olduğunu tespit etti ve Yargıtay kararının kesin hüküm niteliğinde olmadığını ifade etti.

Anayasa’nın 153’üncü maddesi çok açık bir hükme sahip: AYM kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır, diyor. Peki 22 Şubat tarihinde verilmiş olan AYM kararının yayımlanması için neden beş buçuk ay beklendi ve TBMM’nin kapanmasından hemen sonra 1 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de bu karar yayımlandı? Bu bile Türkiye’nin nasıl bir adeta planlanmış hukuk kumpası ile karşı karşıya bulunduğunun çok açık bir göstergesidir.

Biz bugün AYM’nin kararı sonrasında bir kesin hükmün bulunmadığına yönelik de tespitinin neticesinde Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmediğini, 14 Mayıs’tan bu yana devam ettiğini düşünüyoruz. Hukuk bunu söylüyor. Bu çerçevede diyoruz ki 16 Ağustos tarihinde saat 14.00’te TBMM’yi lütfen çağırın ve bu görüşmeyi yapın. Bu Meclis Başkanı açısından bir takdir yetkisi değil bir bağlı yetkidir. Çünkü Meclisi tatil döneminde toplantıya çağırma yetkisi, Cumhurbaşkanı’na, Meclis Başkanı’na ve üye tam sayısının 5’te 1’i kadar milletvekiline verilmiştir. Biz çok daha fazla milletvekilinin imzasıyla bu başvuruyu yapmış bulunuyoruz. Meclis Başkanı en geç 7 gün içerisinde TBMM’yi toplantıya çağırmak zorundadır.

Bu görüşmenin sonucunda umuyor ve diliyoruz ki hukuka uygun davranılır. Bu mesele yalnızca bir milletvekilliği meselesi olmaktan çıkmış, adeta Türkiye’nin demokratik düzeninin ve anayasal çerçevesinin ihlal edildiği bir noktaya getirilmiştir. Bu ayıbın Türkiye’nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir. Biz bu bağlamda 16 Ağustos tarihli görüşmeden Türkiye’nin anayasal düzenine ve hukuk çerçevesine uygun bir kararın çıkmasını bekliyoruz.”

Ahmet Şık ise şunları kaydetti: 15 Ağustos’ta Filistin özel oturumu için toplanacak Meclis. Mahmud Abbas geldiğinde Filistin’de yaşanan soykırımın, katliamın, zulmün önünü kapatacak, bunu gölgeleyecek herhangi bir tartışma açılmaması için sadece Filistin meselesinin gündem olması için 16 Ağustos’a karar kıldık Can Atalay’ın da önerisiyle.

Burada tartıştığımız şey Can Atalay’ın vekil olup olmadığı değil, Türkiye’de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağına dair bir tartışma. Umut ediyorum yeni yasama döneminde Can Atalay burada hem bu iktidarın rezilliklerini teşhir edecek hem de Hatay halkının sorunlarını hem Meclis hem de Türkiye’nin gündemine taşıyacak.

“Anayasal suç işlendi”

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de şöyle konuştu: “Meclis’i 16 Ağustos’ta sevgili Can için toplantıya davet ediyoruz. Hem Can Atalay için hem de şu anda cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar için aslında Meclis üzerine düşen görevi yapsın diye bu daveti bir kez daha yineliyoruz. Can Atalay’ın vekilliğinin düşürüldüğü gün Meclis’teki tüm konuşmalarımızda ‘Anayasa’yı ihlal edemezsiniz, ederseniz bu bir anayasal suç olur’ dedik.

13. Ağır Ceza anayasal bir suç işledi. Yargıtay 3. Dairesi Anayasa suçu işledi. Yetmedi Meclis’te o gün Can Atalay’ın vekilliği düşürülerek, bir kez daha hiç eşi benzeri görülmemiş bir şekilde Anayasal suç işlendi. Gözümüzün içine baka baka Meclis Başkanı o metni okudu, bu suçu işlemiş oldu. Şimdi bu suçu ortadan kaldırma olanağı var. 16 Ağustos’ta toplanarak bu kara lekeyi, hukuk katliamını en azından bir nebze ortadan kaldırabiliriz.”

Saadet Partili Bülent Kaya, şu değerlendirmeyi yaptı: “Saadet- Gelecek grubu olarak biz de bu antidemokratik süreçlerde demokrasiden ve hukuktan yana olduğumuzu kayda geçirmek üzere 16 Ağustos’ta TBMM’nin genel görüşme talepli olarak olağanüstü toplantıya çağrılma talebine imza attık. Anayasayı görmezden gelerek yeni bir anayasa tartışması başlatmanın da beyhude olduğunu ifade ediyorum.”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili İdris Şahin, daha önce de benzer durumlar yaşandığını ve AYM kararının bağlayıcı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin başında bu son derece açık bir şekilde yazılımış. Biz her ne kadar can çekişse de bu ülkede hala bir hukuk sisteminin var olduğuna, hukukun az da olsa işlediğine yürekten inanıyoruz. Şu an itibarıyla parlamentoya çok büyük bir yük düşüyor. Geçmişte bu uygulamalar olmasa, ilk defa bir konu önüne gelmiş olsa ve Numan Bey nasıl davranacağını bilemese anlarım ama biz geçmişte bunları yaşadık.

24. dönemde hep birlikte örneklerini gördük. Engin Alan davasında AYM’nin vermiş olduğu kararda MHP grubu nasıl bir refleks göstermişti, AYM’yi nasıl kutsamıştı. Can Atalay kararının da uygulanmaması gerektiğini söylemiştik ancak AYM kararlarına takla attırmak suretiyle bu parlamentoda Meclis Başkanı dışarıdayken Bekir Bozdağ’a okutarak Can Atalay milletvekilliği düşürülmüş gibi gösterdi. Ama yanlış hesap Ahlatlıbel’de AYM’den döndü. Biz de burada olayı sadece Can Atalay meselesi olarak görmüyoruz, hepimizin üst çatı organı olan hukuk sistemimiz, Anayasa’ya sadakat için çaba gösteriyoruz.”

Ne olmuştu?

TBMM Genel Kurulu’nda Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı okunarak Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin AYM’nin kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Kararda, Can Atalay ile ilgili kesin bir mahkumiyet kararı içermediği açık olan kararlara yer verilen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yazısının, TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla, milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlem tesis edilerek fiili (de facto) bir durum oluşturulduğu ifade edilmişti.

AYM, “Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına” hükmetmişti.

Paylaşın

Meclis’te Can Atalay Zirvesi: AYM Kararı Uygulansın

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Görüşmemizin tek konusu Can Atalay ile ilgili verilen AYM kararı. Bizim talebimiz, beklentimiz Milletvekilimiz Can Atalay’ın bir an önce Meclis kütüğüne kaydının yapılması. Umuyoruz ki en kısa zamanda hayata geçirilir” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davadaki hapis cezası gerekçe gösterilerek vekilliğinin düşürülmesine yapılan itirazlarla ilgili kararı 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kararın ardından gözler TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a çevrilmiş, TİP, Genel Başkanı Erkan Baş, Kurtulmuş’tan Atalay’ın durumunu görüşmek üzere randevu talep etmişti.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve TİP heyeti arasında görüşme yapıldı. TBMM Başkanlığında yapılan görüşmeye TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ve İstanbul Milletvekili Ahmet Şık katıldı. Görüşmenin ardından heyet açıklama yaptı.

Erkan Baş’ın açıklamaları şöyle: “Öncelikle Sayın Kurtulmuş’a teşekkür ediyoruz. Görüşmemizin tek konusu Can Atalay ile ilgili verilen AYM kararı. Bizim talebimiz, beklentimiz Milletvekilimiz Can Atalay’ın bir an önce Meclis kütüğüne kaydının yapılması. Umuyoruz ki en kısa zamanda hayata geçirilir. Talebimiz Meclis’in bir genel görüşme olarak bu konuyu gündem yapması. Meclis tatilde olduğu için bu ancak bir olağanüstü toplantıyla mümkün olabilir. Son durum şöyle; Mecliste temsil edilen partilerin tümüyle görüşmeler gerçekleştirildi.

CHP, DEM Parti, Saadet-Gelecek grubu, Deva Partisi, Emek Partisi, Demokrat Parti milletvekilleri olağanüstü toplantı çağrımıza ortak bir imza ile destek vereceklerini söyledi. Burada bir takvim tartışması var. Bizim beklentimiz 15 Ağustos’taki Mahmud Abbas’ın konuşma yapacağı toplantıdan önce Meclis’in olağanüstü toplanması. AYM’nin bu kararı varken bu karar hiç yokmuş gibi Meclis’in başka bir gündemle olağanüstü toplanmasını kabul etmediğimizi dile getirdik. Filistin meselesinin öneminin farkındayız. Bütün dünyanın gözü buradayken başka bir meselenin gündeme gelmesini istemediğimizi söyledik. Ama bunun yolu o güne kadar Meclis’in gereken adımları atması.

“Meclis’in 14 Ağustos’ta toplanması için ısrarcıyız”

Sayın Başkan ’16’sı olur mu’ diye önerdi. Teşekkür ederiz, belli ki Meclis düşünüyor bu konuyu. Fakat 15’inde sanki AYM’nin bu kararı hiç yokmuş gibi Meclis’in rutin faaliyetine devam etmesi bizim için mümkün değil. Bizim beklentimiz, konuya ilişkin somut adımların atılması ve Can Atalay’ın milletvekili olduğunun bir kez daha tescil edilmesi ile beraber tahliyenin yolunun açılması. Tahliyenin ardından da gelip yemin ederek görevine başlaması. Sanıyorum yarın itibarıyla da biz diğer siyasi partilerle birlikte olağanüstü toplantı için dilekçemizi Meclis Başkanlığı’na vereceğiz. Meclis’in 14 Ağustos’ta toplanması için ısrarcıyız.”

Paylaşın

Can Atalay: AYM Kararı Derhal Uygulanmalı

AYM’nin hak ihlal kararına ilişkin açıklama yapan Can Atalay, “Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum.”

Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos’ta Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla, milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etti.

Can Atalay, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaptı. Atalay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın “olmayan hükümlerle”, “olmayacak işlemlerle” seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini “düşürdüler”. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine ortak ettiler. Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan “anayasal kriz”dir. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum.

Anayasa Mahkemesi’nin bir kez daha gelişmeyi hukuk zeminine çekme kararını hem kendim hem de ülkem için çok önemli buluyorum. Milli iradeye ve kolu bacağı budanmış dahi olsa demokrasiye zerre saygısı olanlar memlekete daha fazla zarar vermemelidir. Artık söz konusu olan meclisin hukukudur. Artık söz konusu olan meclisin saygınlığıdır. Artık söz konusu olan meclise talimatla işlem yaptırılmasına itirazdır.

Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum.

Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum.

Paylaşın

Can Atalay’dan AYM Kararı Açıklaması: Derhal Uygulanmalı

AYM kararını değerlendiren Can Atalay, “AYM’nin kararının yorumlanabilir, tartışılabilir, geçiştirilebilir bir karar olmadığını vurguladı. AYM kararının derhal uygulanmalı” dedi.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM), TBMM’de tezkerenin okunarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

“AYM kararı derhal uygulanmalı”

Avukat Özgür Urfa, milletvekilliği düşürülen müvekkili Can Atalay ile cezaevinde görüştü. Görüşmenin ardından Evrensel’den Birkan Bulut’a konuşan Avukat Urfa, AYM’nin gerekçeli kararını Atalay’a verdiklerini söyledi. Urfa, “Atalay kararın çıktığı geceden itibaren süreci takip ediyor. Kararı da kendisiyle paylaştık. Hem TİP ve avukatları hem de diğer muhalefet partileriyle neler yapılabileceğini konuştuk. Kendisiyle konuştuğumuzda özetle, AYM’nin kararının yorumlanabilir, tartışılabilir, geçiştirilebilir bir karar olmadığını vurguladı. AYM kararının derhal uygulanması gerektiğini söyledi” dedi.

Bundan sonraki süreci değerlendiren Urfa, AYM’nin kararına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Yok hükmünde denilmesi, böyle bir işlemi olmamış kabul etmektir. Dolayısıyla Meclisin Atalay’ın yeniden milletvekili kaydını yapması gerekiyor. Prosedür olarak AYM kararının Genel Kurul’da okunması dahi gerekmiyor. Fakat bu yapılacaksa da Meclisin olağanüstü toplanması lazım. Süreç artık Meclis’te ve Meclis Başkanı’nda. Meclis Başkanı’nın yetkisini kullanmaması durumunda avukatları ve TİP olarak da gerekli girişimlerde bulunacağız.”

Atalay’ın tahliye edilmemesi sürecinin başından beri yargısal değil siyasal işlediğini anlatan Urfa, “Siyasi müdahalelerle, yönlendirmelerle bu noktaya geldi. O nedenle yargı alanında bir inisiyatif kullanılacağını düşünmüyoruz. Bu yüzden Meclisin çözmesi, mahkemelerin önünü açması gerekiyor” dedi.

Can Atalay’ın avukatları, AYM’nin bugün Resmi Gazete’de yayımlanan kararının ardından mahkemeye tahliye başvurusunda bulundu.

Paylaşın

AYM’nin Can Atalay Kararına Cumhurbaşkanlığından Tepki

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TİP Milletvekili Can Atalay kararına tepki göstererek, kararının hukuk dünyası içinde icrai bir etkisi olmayacağını söyledi.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM), TBMM’de tezkerenin okunarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

Mehmet Uçum: Yok hükmünde

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile karara tepki gösterdi:

“Anayasa Mahkemesinin bir hükümlü milletvekili hakkında verdiği ve hukuken yok hükmünde olan kararı hakkında kısa değerlendirme: Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun önceki ihlal kararlarını gerekçe göstererek ilgili milletvekilinin hükümlü olduğu dosya kararının kesinleşmediği sonucuna ulaşması pozitif hukuku tanımamak demektir.

AYM çoğunluğu ısrarla adli yargının en üst karar organı olan Yargıtayca verilen ve aşamalardan geçmiş kararı kesinleştiren onama kararını keyfi olarak reddetmektedir.

AYM çoğunluğunun TBMM’nin milletvekilliğinin düşmesine ilişkin tamamlama merasimini göz ardı etmesi Anayasa’nın 85. Maddesine açıkça aykırıdır. Çünkü 85. madde gereğince “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme … halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur” hükmü Anayasa Mahkemesinin denetimi dışındadır. Bu merasim tamamlanmış ve milletvekilliği düşmüştür. Bu merasimin (isterse eylemli iç tüzük değişikliği gibi uydurma bir gerekçeyle başvuru olsun) AYM tarafından denetimi Anayasa gereği asla mümkün değildir.

Mevzubahis kararın muhalefet şerhinde detaylı açıklandığı gibi, AYM çoğunluğu hem başvuruyu ele alma yönteminde (eylemli iç tüzük değişikliği şeklindeki uydurma gerekçeyi geçmiş içtihadına uygun değerlendirmeyerek) keyfi davranmış hem de Anayasanın 84. Maddesinin ikinci fıkrasına 85. Maddede getirilen AYM denetimi yasağını dikkate almamıştır.

Bu nedenle azınlık görüşünde isabetle ifade edildiği gibi başvuruya görevsizlik nedeniyle ret kararı verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi bir hukuksuzluk halidir. AYM çoğunluğu bu kararla pozitif hukukun dışına çıkmış keyfilik alanına geçmiştir.

Öte yandan bu keyfi kararının hukuki değerlendirmesine bakınca karar verilmesine yer olmadığı kararının hukuk dünyasında icrai bir etkisi olmayacağı da açıktır.

Yani AYM çoğunluğu karar verilmesine yer olmadığına karar vererek aslında hukuken etkisi olmayan bir karar vermiş aslında gerçek bir karar vermemiştir. Hiç bir ilgili merci hukuken AYM’nin bu kararına göre hareket etmek veya işlem yapmak mecburiyetinde değildir. Bu karara göre bir işlem yapma imkanı da yoktur.

Dolayısıyla hukuki mana açısından sorunlu hukuki icra açısından yok hükmünde olan AYM çoğunluk kararının gerekçesine bakarak bir takım sonuçlar çıkarmaya çalışmak veya çağrılar yapmak beyhude çabadır. En azından şuna dikkat edilmesi gerekir, gerekçe hüküm değildir. Gerekçenin tek başına hiç bir icrai etkisi olmaz. Bu nedenle konuya iyi çalışmadan aceleyle hatalı ve yanlış mesajlar atmamaya özen gösterilmesi gerekir.”

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi: Can Atalay’ın Vekilliğinin Düşürülmesi Yok Hükmünde

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen ve TBMM’de milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararı bugünkü (1 Ağustos) Resmi Gazete’de yayımlandı.

AYM, TBMM’de tezkerenin okunarak Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

AYM’nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen Atalay hakkında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği karar Meclis Genel Kurul’unda 30 Ocak’ta okunmuş, Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü.

“Yok hükmünde olduğu tespit edildi”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da şu açıklamayı yaptı: “TBMM’nin Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine dair kararının yok hükmünde olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça tespit edildi ve gerekçeli karar Resmi Gazete’de yayınlandı.

Ülkemize yaşatılan bu büyük utanç derhal giderilmeli, Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesi, Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etmiştir. Can Atalay tahliye edilmeli, hızla milletvekili yemini etmesi sağlanmalı ve tüm hakları iade edilmelidir” dedi.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi’nden “Can Atalay” Kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay’ın avukatları ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali için yapılan başvuruları görüştü.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, iki başvuruda da karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Yüksek Mahkemenin kararını 4’e karşı 10 oyla ve oy çokluğuyla aldı ve kararın gerekçesinin daha sonra açıklanacağı öğrenildi.

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliği, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 30 Ocak’ta düşürülmüştü.

Ne olmuştu?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davası’nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala’yı “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay’ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili seçildi. AYM, Gezi Davası’nda tutuklanan Can Atalay’ın 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesiyle ilgili yapılan başvuruda 25 Ekim’de oy çokluğuyla “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek tahliyesinin gerektiğine hükmeden AYM kararını reddederken, hak ihlali kararı veren AYM üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Tahliye kararının uygulanmaması üzerine AYM’ye yapılan ikinci başvuruda 21 Aralık’ta ikinci kez, oy birliği ile hak ihlali kararı verildi. AYM’nin kısa kararı Gezi Davası’na bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme ikinci hak ihlali kararını da uygulamadı.

Paylaşın