EYT’liler İçin ‘Kademeli’ Emeklilik Formülü Masada

EYT’ye takılanların 2023 başından itibaren ‘kademeli’ olarak emeklilik hakkı elde edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılması üzerinde duruluyor. Ekim ayından itibaren hazırlanan taslaklar önce kabinenin gündemine getirilecek, ardından, çalışma hayatında uzman AK Partili milletvekillerinden oluşturulacak bir komisyon tarafından değerlendirip, teklif olarak Meclis’e sunulacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesini hayata geçirmek için 3 ayrı komisyon kurdu. Türkiye gazetesinden Selçuk Böke’nin haberine göre kamudaki sözleşmeli personel ve geçici çalışanlar ile taşeron çalışanların durumları ile ilgili çalışma yapmak üzere kurulan komisyonların, ekim ayına kadar hazırlıklarını tamamlamaları bekleniyor.

Kademeli emeklilik formülü

EYT ile ilgili alternatifli formüllerin ele alınacağı çalışmalar sırasında bütçeye yükü, sosyal güvenlik açıklarına etkisi gibi başlıklar dikkate alınarak bir taslak hazırlanacak. EYT’de kademeli bir geçişle bu maliyetin azaltılması formülünün ağırlık kazandığı belirtiliyor.

EYT’ye takılanların 2023 başından itibaren ‘kademeli’ olarak emeklilik hakkı elde edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılması üzerinde duruluyor. Ekim ayından itibaren hazırlanan taslaklar önce kabinenin gündemine getirilecek, ardından, çalışma hayatında uzman AK Partili milletvekillerinden oluşturulacak bir komisyon tarafından değerlendirip, teklif olarak Meclis’e sunulacak.

Geçici işçilerin çalışma sürelerinin 10 aydan 12 aya çıkarılması, 70 bin taşeron çalışanın kadroya alınarak tayin hakkı verilmesi gibi düzenlemelerin de yıl sonuna kadar çıkarılması bekleniyor.

600 bine yakın sözleşmeli personelin kadroya alınmasına yönelik düzenlemede de personele tercih hakkı getirileceği belirtiliyor. Yapılacak çalışma kapsamında, kamuda sözleşmeli personel çalıştırılması zorunlu alanların çerçevesi belirlenerek bunun dışındaki alanlarda sözleşmeli personel istihdamına son verilecek.

Paylaşın

Bakan Bilgin ‘Asgari Ücrete Zam Tartışmasını’ Kapattı

Yürürlüğe girdiği ilk aydan açlık sınırına ulaşan, ikinci ayda da açlık sınırının 300 TL gerisine düşen asgari ücretle ilgili “zam tartışmasına” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de katıldı. 

Gaziantep’te düzenlenen bir programda konuşan Bilgin’e ‘Temmuz’da asgari ücrete zam olacak mı?’ sorusu yöneltildi. Bilgin de bu soruyu “Tartışmaları anlamlı bulmuyorum, çok önemli artış yaptık” diyerek kapattı.

Bilgin “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez asgari ücreti yüzde 50 üzerinde artırdık. Bu günlerde yeniden asgari ücret tartışmalarını anlamlı bulmuyorum. Çünkü gerekeni enflasyon farkı ile yaptık. Bu durumlarda işçiyi de iş vereni de düşünmek lazım. Çünkü asgari ücret artarken, iş verenlerin de maliyeti arttı.” dedi.

Bilgin konuşmasının devamında ise pandemi döneminde Avrupa ülkeleri ve ABD gibi pek çok ülkenin sıkıntı yaşarken Türkiye’nin yüzde 11 büyüdüğünü söyledi. Bilgin “Önümüzdeki dönemde de enflasyonun aşama aşama düşeceğini hep beraber göreceğiz. Dünya genelindeki ekonomik tahribatı ülke olarak bertaraf etmenin yolu büyümedir, istihdamdır” diye konuştu.

Hükümetin açıklamaları beklenti yaratmıştı 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümet, AKP kanadından yapılan açıklamalar asgari ücrete yeni bir zam geleceğine yönelik beklentiyi güçlendirmişti.

Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Vatandaşımızın en önemli sıkıntı ve şikayetinin hayat pahalılığı olduğunu biliyoruz. Hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek boynumuzun borcudur” demişti.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik de emekli ikramiyeleri ve asgari ücrette ikinci bir zam yapılıp yapılmayacağıyla ilgili soruya “Uzun zamandır üzerinde çalışılan konu. Cumhur İttifakı olarak açıkladık zaten. Olgunlaştığı zaman açıklanacak.” şeklinde yanıt vermişti.

Dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, bugün de CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer asgari ücretin yılda iki kez belirlenmesi için Meclis’e kanun teklifi vermişti.

Açlık sınırının altında

Asgari ücret bugün Türk-İş her ay yaptığı araştırmaya göre ‘açlık sınırının’ altında. 25 Şubat’ta yayınlanan son verilere göre Ocak’a asgari ücretle eşitlenen açlık sınırı Şubat’ta 4 bin 552 TL’ye çıktı. Bir başka değişle asgari ücret bugün açlık sınırının 300 TL altında. Yoksulluk sınırı da neredeyse asgari ücretin 4 katına ulaşmış durumda.

TÜİK’in 3 Mart’ta açıkladığı Şubat verilerine göre de enflasyon bir önceki aya göre yüzde 4,81, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 54,44 artmış durumda. Ancak ENAG’ın verileri TÜİK’i yalanlıyor. ENAG’a göre aylık enflasyon 5,44, yıllık enflasyonsa yüzde 123,80.

2016’ya kadar yılda iki kez belirleniyordu

İş Kanunu’nun 39. maddesi “Asgari ücret en geç iki yılda bir olmak üzere belirlenir” diyor. Yani asgari ücretin 2 yıldan daha önce bir sürede birden fazla kez belirlenmesi için herhangi bir yasal engel yok. Sadece gerekli olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın isteğiyle Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun tekrardan toplanması gerekli. Zaten 2016’ya kadar asgari ücret yılda iki kez belirleniyordu.

Paylaşın

CHP’li Açıkel’den Bakan Bilgin’e ‘Beyin Göçü’ Tepkisi

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi.

Haber Merkezi / AK Parti iktidarının rantçı bir azınlığı önceleyen ve dışa bağımlılığı arttıran ekonomi yönetimi ve özgür düşünce iklimini boğan, liyakatsizliği yücelten uygulamaları nedeniyle gençlerin yurt dışına çalışmak için gitmek zorunda bırakıldığını söyleyen CHP’li Açıkel’in açıklaması şu şekilde:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi haline gelen beyin göçü sorununa dair talihsiz değerlendirmesi, AKP iktidarının yarattığı sorunları inkar etme ve gençleri sorumlu gibi gösterme politikasının son örneğidir. Beyin göçü ve nitelikli işgücü kaybı sorunu, TÜİK verilerine dahi yansımış ve verilere göre 2016’da 69 bin 400 kişi olan yurtdışına giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı 2018’de yaklaşık 137 bin kişi olmuş yani 2 yılda ülkeyi terk eden kişi sayısında %97 artış yaşanmıştır. 2019’da Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu ise 25-29 arası gençlerden oluşmaktadır.

20-34 yaş arasında olup ülkemizden göçen gençlerin sayısında ise son 4 yılda %70 artış yaşanmıştır. Beyin göçünün resmi verilere de net şekilde yansıdığı, liselerden mezun olan öğrencilerimizin dahi yüksek öğrenim için yurtdışına gitmeyi tercih ettiği bir dönemde, yurt dışına giden gençlerin amacının ‘dünyayı tanımak’ olduğunu söylemek; çaresizce yurtdışına çıkan gençlerimizi ve ailelerini anlamaktan çok uzaktır. Üstün yetenekli gençleri yurtdışına kaçırtan Erdoğan zihniyeti, maalesef hala mevcut durumun vahametini inkar ve gençleri suçlama eğilimi içindedir.

“Genç işsizliğin rekor kırdığı Türkiye’de beyin göçü kaçınılmaz sonuç”

Genç işsizliğinin astronomik seviyelere ulaştığı, eğitimli ya da eğitimsiz milyonlarca gencimizin ‘ev genci’durumuna düştüğü, sarayın liyakatsiz ve kayırmacı zihniyetinin hakim olduğu Türkiye’de, gençlerimiz hayallerini yurt dışında aramak zorunda bırakılıyor. Tüm imkanlarını, çocuklarının iyi bir eğitim alması için kullanan aileler ise çocukları işsiz kalınca yıllardır yaptıkları maddi birikimlerini feda ederek, çocuklarının yurt dışına gitmesini sağlamaya çalışıyor. AKP iktidarının eğitim ile istihdam arasındaki bağı koparan politikaları nedeniyle Türkiye’de iş bulamayan gençlerimiz, özgürlük iklimini boğan ve liyakat kriterlerini aşındıran insan kaynakları politikaları nedeniyle de vasıflı iş gücümüz çareyi yurtdışında aramaktadır.

“Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor”

Bakan Vedat Bilgin, gençlerimizin neden yurtdışına gitmek istediğini anlamak istiyorsa; en azından kendi bakanlığına bağlı Türkiye İş Kurumu’na işe yerleştirilmek için başvuran doktora ve yüksek lisans mezunu işsiz gençlerimizle görüşebilir. Gençlerimiz aldıkları eğitime uygun olarak işe girmek, hayatlarını özgür ve verimli olarak kendi ülkelerinde çalışarak geçirmek istiyor. Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor.

CHP, vasıflı iş gücümüzün dışarıya kaçmasına, yüksek teknoloji alanında istihdamı arttırarak ve ulusal düzeyde yüksek yetenek inşasını hızlandırarak son verecektir. Ulusal kalkınmamız için yüksek yetenekli insan kaynaklarımızın korunması, stratejik planlama anlayışının yeniden yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır. CHP iktidarında, gençler özgür düşünce ve yaratıcılık iklimine kavuşacak, istihdam atılımı gerçekleştirilecek ve gençler işsizlik çıkmazından kurtarılacak, plansız eğitim politikalarına son verilerek, eğitim ve istihdam arasındaki bağlantı yeniden inşa edilecektir. Etkin ve kapsamlı politikalar neticesinde, gençlerimizin hayalleri için yurtdışına çıkmasına gerek kalmayacaktır. CHP iktidarında, gençlerimiz ve vasıflı iş gücümüz sadece dünyayı tanımak için ya da kendileri tercih ettiği için yurtdışına çıkacaktır.”

Paylaşın