TİP Lideri Baş’a ‘Tito Artığı’ Diyen Mustafa Destici Özür Diledi

TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a ‘Tito artığı’ diyen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, katıldığı bir televizyon yayınında, “Eğer ağzımdan da yanlış bir şey çıkmışsa onlardan özür dilerim, özür dilemekten hiç çekinmem” dedi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 24 TV canlı yayınına katıldı. Destici, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş hakkında söylediği ‘Tito artığı’ sözleri hakkında açıklama yaptı.

BBP Lideri Destici, “Eğer ağzımdan da yanlış bir şey çıkmışsa onlardan özür dilerim, özür dilemekten hiç çekinmem” ifadelerini kullandı. Destici, şunları söyledi:

“Dolayısıyla ben hiçbir Boşnak, Makedonyalı, Arnavut, Kosovalı, Karadağlı, Batı Trakyalı ya da Bulgaristan’daki Türkleri incitmek istemem. Onlar zaten ödemesi gereken bedeli ödemişler, canlarını vermişler, topraklarını vermemişler.

Orada hâlâ Türklük ve İslam adına nöbet tutuyorlar. Biz burada kendi bağımsız devletimizin içinde hür bir şekilde yaşıyoruz, bayrağımızın altında, ama onlar büyük sıkıntı çekmişler, ağır bedeller ödemişler ve hâlâ o topraklarda aldıkları emaneti canları pahasına taşıyorlar.”

Ne olmuştu?

Destici, katıldığı bir programda Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş’ı hedef alarak, “Adam Tito artığı, Yugoslavya’da Tito rejimi vardı. Buradan geçiyorsun Almanya’ya. Tamamen sol örgütler içerisinde. Belli ki Alman istihbaratlarının kontrolünde yetiştiriliyorsun ve Türkiye’ye gönderiliyorsun.

Senin gerçek soyadın ne? Jusoviç. Türkiye’de Baş’ı kullanıyorsun. Soyadı Baş olan siyasetçi kim? TİP’in genel başkanından söz ediyorum. Türk milletinin karşısına Jusoviç diye çıkabiliyor musun? Aç bak Google’a. Gerçeğin toplumdan gizlenmesini doğru bulmuyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

BBP, Milletvekili Aday Listesini Yüksek Seçim Kurulu’na Sundu

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Cumhur İttifakı ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP), milletvekili aday listesini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu.

Haber Merkezi / Seçime kendi adaylarıyla gireceğini açıklayan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İstanbul 1. Bölge’de ilk sıradan milletvekili adayı oldu.

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Sultan Selim Şimşek İstanbul’dan, eski Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı Erzurum’dan, Tunceli Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ Tunceli’den, eski Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp de Sivas’tan aday gösterildi.

“26 parti aday listelerini teslim etti”

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim etmeleri için belirlenen yasal süre 17.00’de sona erdi.

YSK Başkanı Ahmet Yener, Ankara’da yaptığı açıklamada toplam 26 partinin aday listelerini sunduklarını kaydetti.

Yener, listelerde 11 Nisan Salı gününe kadar inceleme yapılacağını ve başvuruda eksiklik varsa tamamlamaları için partilere bildirileceğini söyledi.

YSK 19 Nisan’da kesin aday listesini ilan edecek.

YSK Başkanı Ahmet Yener özetle şunları söyledi: Dün gerçekleştirdiğimiz kura töreninden sonra bugün saat 17.00 itibarıyla siyasi partilerimizin aday listelerini verme süreci tamamlanmıştır.

Bugün itibarıyla listelerini Adalet Birlik Partisi, Adalet Partisi, AK Parti, Ana Vatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Genç Parti, Güç Birliği Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluşu Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Milli Yol Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve Zafer Partisi saat 17.00 itibarıyla listelerini kurulumuza teslim etmişlerdir.

Kurulumuz saat 17.00 itibarıyla milletvekili seçimi kanunu 13, 14, 15 ve 16. Maddelerinde belirtilen koşulları siyasi partilerimizin yerine getirip getirmediğini 11 Nisan’a kadar inceleyecek ve varsa eksiklikleri ilgili siyasi partilere tamamlamaları için bildirilecektir. Bu sürecin demokrasimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyoruz.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda “Ortak Liste” Yeniden Gündemde

AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı’nda da bir süredir “ortak liste” çalışmaları sürüyor. Ancak MHP 7 Nisan’da 81 ilde listelerini YSK’ya sunacağını açıkladı. Bu noktada süreçte bir sürpriz olabileceği de konuşuluyor.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yapacağı görüşme sonrası Bahçeli’nin bazı illerde ortak listeyi kabul edebileceği iddia ediliyor.

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslim edilmesi için son gün 9 Nisan pazar Saat 17:00. Bu sürenin bitmesine saatler kala ince hesaplar yapan partilerde dikkat çeken bir trafik yaşanıyor.

Millet İttifakı’nda 6 partinin kurmayları tarafından bir süredir devam eden çalışmalarda DEVA-Gelecek-Saadet partilerinin ittifak içinde ittifak yapmaları formülü gündeme gelmişti. Ancak bu formülün yeterli vekil katkısını sağlamayacağı tespit edildi.

Millet İttifakı’nda 5 parti tek listede uzlaşmak üzere

Bu gelişme üzerine “ortak liste” formülü devreye girerken hem yapılan anketler hem de illerden gelen verilere göre en doğru seçeneğin “tek liste” olacağı değerlendirildi. DEVA-Gelecek-Saadet partilerinin en az 41 ilde aday gösterip bazı illerde ise CHP listelerinden aday gösterilmesi formülü ile seçimlerde hiç girmeyip adayların tamamının CHP listelerinden gösterilmesi olmak üzere iki alternatif üzerinde çalışmalar yoğunlaştı.

DW Türkçe’den Kıvanç El’e bilgi veren DEVA ve Saadet Partili kaynaklar, “Seçimlere girmeyerek CHP listelerinden aday olunması formülüne dair eğilim oluştu. Henüz karar verilmiş değil ancak şu aşamada en yüksek vekile ulaşmak için doğru olanın CHP listelerinden seçime girmek olduğu değerlendiriliyor. Pazar günü son hali görülecek” değerlendirmesi yaptı. Uzlaşma sağlanması halinde Millet İttifakı adına seçimlerde sadece CHP ve İYİ Parti’nin logosu olacak.

Edinilen bilgiye göre 4 partinin CHP listesinden girmesi yönünde “ön uzlaşma” sağlansa da CHP’nin bu partilere hangi ilde kaç kontenjan vereceği konusunda henüz bir netlik yok. Kulislerdeki iddiaya göre CHP, DEVA ve Gelecek’e 10’u garanti seçilecek yerden olmak üzere 20’şer kontenjan verecek. Saadet ve DP’ye ise 5’i garanti seçilecek yerden olmak üzere 10 kontenjan ayrılacak. Ancak bu sayıları CHP kurmayları doğrulamazken görüşmelerin ve il il analizlerin sürdüğünü söyledi.

Üzerinde çalışılan eğilimin hayata geçirilmesi kararının CHP’nin cumartesi günü gerçekleştireceği Parti Meclisi toplantısında da ele alınacağı kaydediliyor. CHP’nin aday listelerini de etkileyecek formüle dair PM’de nasıl bir tepki verileceği de merak konusu.

Kılıçdaroğlu’nun 5 partinin tek liste ile girmesi formülü öncesi Demokrat, Gelecek ve Saadet partisi liderleriyle görüşmeler yaptığı belirtiliyor. DEVA Partisi’nin seçme kendi logosu ile girmeyi istediği ancak mevcut durumda milletvekili listelerinin etkilenmemesi için formüle sıcak baktığı kaydediliyor.

DEVA ve Gelecek Partisi’ndeki bazı kurmaylarda ise “muhafazakar seçmen CHP’ye oy vermez” endişesi bulunuyor. Ancak bu konuda seçim çalışmalarında “CHP listesi değil, bizim vekil adaylarımız” denilerek anlaşmazlığın aşılabileceği de değerlendiriliyor.

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Meral Akşener ile de görüştüğü ve 5 partinin seçime tek listeden girme konusunu değerlendirdiği ifade ediliyor. Daha önce 4 partinin de logosu ile seçime girmesi durumunda CHP ve İYİ Parti 10 ilde “ortak liste” yapma konusunda uzlaşmıştı. Ancak son gelişme üzerine CHP ile İYİ Parti’nin 20’yi aşkın ilde ortak liste yapması formülü değerlendirmeye alındı.

DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi’nin oy potansiyeli yüksek olan illerde CHP tek liste ile seçimlere girecek. CHP listelerinde DEVA, Gelecek, Saadet partisinden isimler olacak. İYİ Parti’nin güçlü olduğu bazı illerde ise CHP aday çıkarmayacak ve Millet İttifakı adına sadece İYİ Parti o ilde seçime girmiş olacak. Bu illerin belirlenmesine dair çalışmaların hala sürdüğü vurgulanırken, belirlenmesinde önümüzdeki 48 saatlik sürecin önemli olduğu vurgulanıyor.

Cumhur İttifakı ne yapacak?

AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı’nda da bir süredir “ortak liste” çalışmaları sürüyor. Ancak MHP 7 Nisan’da 81 ilde listelerini YSK’ya sunacağını açıkladı. Bu noktada süreçte bir sürpriz olabileceği de konuşuluyor. Erdoğan ve Bahçeli’nin yapacağı görüşme sonrası Bahçeli’nin bazı illerde ortak listeyi kabul edebileceği iddia ediliyor. Kulislere göre AKP’de buna karşılık jest olarak Osmaniye, Kars ve Iğdır illerini MHP’ye bırakabilir.

BBP lideri Mustafa Destici, “ortak liste”nin doğru olduğunu bu konuda atılacak adımla 360’a kadar milletvekiline ulaşılabileceğini savunuyor. YRP ise seçimlere ayrı girmekten yana. Ancak 9 Nisan’a kadar bu konuda temasların süreceği vurgulanıyor.

Paylaşın

Erdoğan’ın “Ortak Liste” İçin Devreye Girmesi Bekleniyor

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslimi için geri sayım sürerken, Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük İttifakı ve diğer siyasi partilerde liste çalışmalarına hız verildi.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta başından itibaren iftar sonrası mesaisini milletvekili aday listelerine ayırdı. 6 bin 25 başvurunun yapıldığı AK Parti’de parti içinde adayları belirlemek için oluşturulan üst komisyon yaptığı değerlendirmelerde bu sayıyı 1200 dolayına indirdi.

AK Parti ile birlikte Cumhur İttifakı içinde yer alan YRP, BBP ve MHP daha önce 81 ilde kendi listeleriyle seçime gireceğini ilan etti.

AK Parti, YRP ve Hür Deva Partisi (HÜDA PAR) ile ittifak masasına oturmadan önce MHP ile ortak liste seçeneğini konuşuyordu. Ancak YRP’nin yanı sıra BBP’nin de kendi listeleriyle seçime gireceğini açıklaması üzerine MHP de kendi listeleriyle 81 ilde seçime girme kararını kamuoyuna açıkladı.

MHP Genel Başkanı Lideri Devlet Bahçeli aday listelerini, diğer partilerin aksine Cuma günü kamuoyuna açıklayıp YSK’ya sunma kararı aldıklarını duyurdu.

AK Parti yönetimi ise az milletvekili çıkaran illerde, Millet İttifakı’nın ortak liste ile seçime gitmesi halinde, bir çok yerde seçimin kaybedileceği değerlendirmesi yapıyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem MHP lideri Devlet Bahçeli hem de diğer ittifak ortağı partilerin liderleri ile görüşerek ortak listeye ikna etmeye çalışacağı ifade ediliyor. AKP kulislerinde, Erdoğan’ın yarın Bahçeli ile görüşebileceği beklentisi dile getiriliyor.

AK Parti’de 19 seçim çevresinde “ortak liste” çıkarılması ve bunun en az 10’unun MHP ile ortak liste olması hesabı yapılıyor. BBP ve YRP ile yapılacak görüşmeler sonrasında da bu partilerin seçime girme hakkını sağlamak için 41 ilde seçime girmesi, seçilebilir yerlerden adayların, HÜDAPAR ile olduğu gibi AKP listelerinden aday gösterilebileceği belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay dahil, bakanların tamamına yakınını milletvekili adayı göstermeyi planladığını açıklamıştı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın edindiği bilgiye göre Erdoğan, bakanların aday gösterileceği seçim çevreleri üç kriteri dikkate alacak. Parti kulislerinde bu kriterler, “memleket”, “afet bölgesinin talepleri” ve “etki alanı” olarak ifade ediliyor. Bu çerçevede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın memleketi Osmaniye, yine Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın memleketi Kayseri’den aday gösterilmesi bekleniyor. Yozgatlı olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, çok sayıda hemşehrisinin yaşadığı Ankara ikinci bölgeden aday gösterileceği belirtiliyor.

Aslen Gaziantepli olan eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, oy alma potansiyeli dikkate alınarak Diyarbakır, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ise Şanlıurfa’dan aday gösterilebileceği konuşuluyor.

AK Parti kulislerinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ise “affını” istediği kulislere yansımıştı.

Parti kaynakları iki bakanın adaylık başvurusunda da bulunmadığını söylüyor.

Erdoğan 3 dönem kuralını istisnasız uygulayacak mı?

AK Parti tüzüğü gereği iki dönem üst üste milletvekilliği dahil, partide görev yapanların üçüncü dönem yeniden aynı göreve aday olamayacağı kuralı getirilmişti. Ancak, daha önce bu kural Merkez Yürütme Kurulu’na yetki verilerek esnetilmişti.

14 Mayıs seçimleri için ise bazı parti yöneticileri, üç dönem kuralının ya istisnasız olarak uygulanması ya da esnetilmesi halinde, yararlılık, deneyim ilkeleri gözetilerek aday gösterilmesi görüşünü savunuyordu.

Partide, 7 Haziran-1 Kasım 2015 tarihleri arasına denk gelen 25. Dönemin hesaba katılmaması koşuluyla, parti yönetimi üç dönem kuralının uygulanması kararı aldı. Bu kararın istisnasız uygulanması halinde aralarında Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Genel Başkan Yardımcıları Ali İhsan Yavuz, Hamza Dağ, Nurettin Canikli, Grup Başkanı İsmet Yılmaz, grup başkanvekilleri Bülent Turan, Yılmaz Tunç’un da aralarında bulunduğu çok sayıda ismin aday gösterilmesi mümkün olmayacak.

AK Parti kulislerinde Erdoğan’ın, bu kez üç dönem kuralını istisnasız uygulayacağı konuşuluyor. Erdoğan’ın bütün milletvekillerine “Adaylık başvurusu yapın” talimatı verdiğini anımsatan üç dönemlik bazı AK Parti milletvekilleri, “AFAD’a yardımda bulunmuş olduk” diyerek durumlarını özetliyorlar.

Üç dönem kuralına takılan bazı milletvekilleri umudunu seçimin kazanılması halinde kabinede yer almaya bağlarken, bazıları da genel merkezde kendilerine görev verilebileceğini söylüyor.

Paylaşın

MHP Ve AK Parti Seçimde Ortak Liste Çıkarabilir Mi?

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri yaklaştıkça ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için çalışmalarını devam ediyor. İttifaklar, cumhurbaşkanlığının yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) de çoğunluğu sağlayabilmeyi hedefliyor.

Hem CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Millet İttifakı hem de AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı, Meclis’te çoğunluğa yani en az 301 milletvekiline ulaşma hedefiyle seçimlere hazırlanırken bu noktada yapılan ince hesaplar arasında seçimlere ortak liste ile gitmek de yer alıyor.

Cumhur İttifakı’nın iki ana partisi AK Parti ve MHP arasında da ortak liste konusu çeşitli toplantılarda ele alınırken ve AK Partili yöneticilerden çeşitli dönemlerde “ortak liste konusunda çalışmaların sürdüğü” yönünde açıklamalar gelirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “ortak liste olmayacak” çıkışı yaptı.

Bahçeli Salı akşamı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Yeniden Refah ve BBP’ye işaret ederek “Cumhur İttifakı’nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla, amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Meclis’te gazetecilerin soruları üzerine, “Diğer 3 parti de kendi listesinden seçime girme hazırlığı yapıyor. Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavır da bizim aktardığımız durumun aynısı. Yeni seçim yasasına göre; zorlayan birtakım şeyler var; hem Millet İttifakı’nı hem bizi. Çünkü ‘en demokratik bir tablo gerçekleşsin’ dediğimizde, en kolayı olmuş olmuyor. Bazı zorluklar da yaşanıyor. Kim, hangi partiyi kastetmiş, oyunu vermişse; o partiden milletvekili çıkacak. Çıkartamıyorsa da o oylar yok sayılacak. Bunu hem Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olarak hepimiz biliyoruz hem de Millet İttifakı’nın bileşenleri bence biliyordur” değerlendirmesi yaptı.

AK Parti “umutlu”

Seçimlerde partilerin kendi logosu ile yer alması için en az 41 ilde aday çıkarması şart. AK Parti’de MHP ile en az 10-15 ilde “ortak liste” yapılması gerektiği savunuluyor. Ancak iktidar partisi olması nedeniyle 81 ilde milletvekili çıkarmak isteyen AK Parti’de, MHP’nin 10-15 ilde çıkarmayarak AK Parti listelerine destek vermesi gerektiği görüşü hakim.

Edinilen bilgiye göre, MHP ise bu çerçevede bir “ortak liste” yapılmasına mesafeli. Bu arada hiçbir formülde MHP’li isimlerin AK Parti listelerinden yazılması gibi bir seçenek olmadığı da vurgulanıyor. Eğer ortak liste yapılırsa, hangi illerde ortak liste olması gerektiğine ilişkin olarak da iki parti arasında görüş ayrılığı bulunuyor.

MHP kurmayları, “Cumhur İttifakı’nın 4 partisinin de birlikte karar almasına dikkat çekerken bir partinin ortak listeye ‘hayır’ bir partinin ‘evet’ demesinin doğru olmayacağını” savunuyor. Kurmaylar, MHP’nin 50 yılı aşkın bir tarihi olduğuna ve “küçük bir parti” gibi değerlendirilemeyeceğini de ifade ediyor.

Milletvekili aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslimi için son gün 9 Nisan Pazar. AK Parti yetkilileri 9 Nisan’a kadar yapılacak görüşmelere göre MHP, BBP ve Yeniden Refah ile ortak liste konusunda uzlaşmaya varılabileceği değerlendiriliyor. Bir kurmay, “9 Nisan’a kadar çok uzun süre var. O günü beklemek lazım” değerlendirmesi yaptı.

Liste tartışmaları yaşanırken, Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan partilere ziyaretlerini sürdürüyor. Salı günü Yeniden Refah’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü de BBP’ye bir ziyaret gerçekleştirerek BBP lideri Mustafa Destici ile görüştü. BBP de, seçimlere kendi parti logosu ile 81 ilde girileceğini açıklamıştı. Ancak BBP’de bazı kritik yerlerde ortak liste ile seçime girilebileceği görüşü de hakim.

Sencar: Ortak girmeleri mantıklı

Peki, AK Parti ve MHP’nin ortak liste ile seçime girmemesinin sonuçlara nasıl bir etkisi olur?

DW Türkçe’den Kıvanç El‘e konuşan Metropoll Araştırma’nın Kurucusu Özer Sencar “AK Parti ve MHP ortak liste ile girerlerse açık ve net daha fazla milletvekili çıkarırlar. MHP’nin şu anda yüzde 7-8 civarında oyu var ve İttifak olarak girdiği için baraj tehlikesi yok. Bazı illerde ortak girmeleri mantıklı olacaktır” tahmini dile getirdi. Sencar, MHP’nin seçime kendi logosuyla girmek istemesini de “MHP, 50 yıllık bir parti. ‘Küçük bir parti’ gibi başka listeden girmek itibar kaybettirici. Bahçeli’nin endişe ettiği de budur diye düşünüyorum” sözleriyle değerlendirdi.

“AK Parti tavizi göze almalı”

Sencar, AKP’nin 81 ilde girip MHP’nin bazı illerde aday çıkarmama fikrine ilişkin de, “Eski AK Parti yok, yüzde 50 alan bir AK Parti bugün yok, oyları yüzde 35’lerde. AK Parti bence bu tavizi göze almalı. Örneğin Osmaniye’den ve bazı illerden aday çıkarmamalı. Taviz vermek AK Parti için çok incitici olmaz. Ben AK Parti olsam bunu yaparım” görüşünü kaydetti.

MHP’nin bazı illerde vekil adayı çıkarmayarak AKP’ye destek verebileceğini kaydeden Sencar, “Burada sadece şöyle bir riskleri var. A ilinde MHP girmedi AK Parti girdi diyelim. MHP seçmeni kendini serbest hisseder. Başka partiye oy verebilir. MHP’li seçmen milliyetçi bir partiye oy verebilir. Parti tüm seçmenini bu şekilde kontrol edemez, bu nedenle kendi listesinden aday çıkarmak isteyebilir. İYİ Parti veya Memleket Partisi’ne kaymaları durdurmuş olurlar” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

YPR, Cumhur İttifakı’na Katıldı; Erbakan Adaylıktan Çekildi

Fatih Erbakan’ın lideri olduğu Yeniden Refah Partisi (YRP), Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi’nden (BBP) oluşan Cumhur İttifakı’na katılma kararı aldı.

Haber Merkezi / Seçim takvimine göre ittifak protokolünün sunulmasına bir saat kala parti temsilcileri, ittifak protokülünü teslim etmek üzere Yüksek Seçim Kurulu’na götürdü.

Cumhur İttifakı’nın protokol metnini AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis ve YRP Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener’e teslim etti.

Erbakan, hafta başında bir miting düzenleyerek Cumhurbaşkanlığı seçimlere partisinin adayı olarak girme kararı aldığını ilan etmiş ve ardından Yüksek Seçim Kurulu’na adaylık için başvuruda bulunmuştu.

Erbakan cumhurbaşkanı adayı olmak için gereken 100 bin imzadan en az 60 binini üç güç içinde toplamayı başarmıştı. YPR Lideri Erbakan, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini duyurdu.

Erbakan konuyla ilgili açıklamasında, “Bugün sayın Cumhurbaşkanı ile kendilerinin daveti üzerine saat 12.00’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldik. Yeniden Refah Partimizin bu ittifak sürecinde başından beri prensipler konusunda kendisiyle anlaşmaya, uzlaşmaya vardık” dedi.

“Yeniden Refah Partimizin talep ettiği prensiplerimizin yazılı olduğu mutabakat metni AK Parti’nin ve Yeniden Refah Partimizin genel sekreterleri tarafından imza altına alındı” diyen Erbakan, “Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanması halinde bu prensiplerin uygulanmasının takipçisi olunacağı yönünde bir mutabakat sağlanmış oldu” diye konuştu.

Erbakan, mutabakat sağlandığı için Yeniden Refah Partisi’nin tüm seçim bölgelerinde kendi amblemi, kendi adaylarıyla ancak Cumhur İttifakı çatısı altında seçimlere girme kararı aldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini duyuran Erbakan, “Sayın Cumhurbaşakımız da önümüzdeki hafta salı ya da çarşamba günü genel merkezimize bir ziyarette bulunacak. Tabii ki bu kararımız doğrultusunda cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini sonlandırmış bulunuyoruz” dedi.

Cumhur İttifakı’nın protokolünü YSK’ya sunduğu saatlerde Hür ve Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise İstanbul’da basın toplantısı düzenleyerek tutumlarını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın seçilmesi için çalışacaklarını belirten Yapıcıoğlu, milletvekili adaylarını ise AK Parti listelerinden göstereceklerini açıkladı.

Paylaşın

AK Parti’de Hedef Hem Milliyetçi Oylar Hem De Kürt Oyları

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi yaklaştıkça, partilerinde stratejileri netleşmeye başladı. Cumhur İttifakı’nı genişletme çalışmalarını sürdüren AK Parti’nin hedefinde ise İYİ Parti’den kopması beklenen milliyetçi oylar ile HDP’den kopması beklenen Kürt oyları var. 

Öte yandan AK Parti’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile birlikte İmamoğlu ve Yavaş’ın da “yardımcı” olarak açıklanmasının ardından nasıl bir hamle yapılacağı merak konusuydu. AK Parti kurmayları, “Kılıçdaroğlu’nun kazanacak aday olmadığını Millet İttifakı da itiraf etti ve kazanması için yanına iki isim daha görevlendirildi” yorumu yaparken bu durumun seçim stratejisinde değişikliğe yol açmayacağı savunuluyor.

DW Türkçe’den Kıvanç El’in haberine göre, AK Parti, 14 Mayıs seçimleri için milletvekili listelerini belirleme ve beyanname çalışmalarının yanı sıra attığı adımlarla da en geniş seçmen kitlesine ulaşmaya çalışıyor. Hedefte ise İYİ Parti’den kopması beklenen milliyetçi oylar ile HDP’den kopması beklenen Kürt oyları var.

Cumhur İttifakı’nı genişletme çalışmalarını sürdüren AK Parti’de Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR ile ittifak görüşmelerinde yol alınırken ANAP ve DSP ile yapılan temaslarda ise henüz net bir gelişme yok. AK Parti yönetiminde, Meclis dağılımında Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu yakalama noktasında sıkıntılar olduğu değerlendirilirken bu nedenle bir kişinin bile önemli olduğu ve listeler yapılırken detaylı ve ince hesap yapılması gerektiği fikri hakim.

HÜDAPAR tartışılıyor  

HÜDAPAR ile masaya oturulması, AK Parti içerisinde özellikle bölge milletvekillerinde bir rahatsızlığa yol açtı. AK Parti yönetiminde de HÜDAPAR ile iş birliği tüm boyutlarıyla ele alınıyor. HÜDAPAR’ın getireceği oy ve bu birliktelik nedeniyle kaybedilecek olası oylar da değerlendiriliyor. HÜDAPAR’ın özellikle Diyarbakır, Batman, Mardin, Bitlis gibi illerdeki örgütlülüğünün seçim çalışmalarında destek olacağı, ayrıca seçim günü sandık güvenliği noktasında da Cumhur İttifakı’na katkı sağlayacağı, AK Parti’de “iş birliğinin artıları” olarak savunuluyor.

HÜDAPAR ile birlikteliğin Kürt oylara olumsuz etki etmesinden endişe eden AK Parti kurmayları da oldukça çoğunlukta. Ancak AK Parti yönetiminde “AK Parti HDP’den daha fazla Kürt oyu alan bir parti. Bu ciddi bir kopuş getirmeyecektir” görüşü hakim. Bu konuda da yapılacak listelerde yer alacak isimlerle Kürt seçmene mesaj verilebileceği değerlendiriliyor.

“Ülkücü oylar” hedef 

AK Parti’de İYİ Parti’de son dönem altılı masada yaşanan krizin ardından kopan ülkücü ve milliyetçi bir seçmen olduğu ve bu kitlenin ikna edilmesi için MHP ile birlikte “dinamizm içinde” yoğun ve aktif çalışma yapılması gerektiği ifade ediliyor.

AK Parti kurmayları, HDP’nin Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklaması sonrası AK Parti, MHP ve BBP’den daha önce kopan bazı milliyetçi seçmenin Cumhur İttifakı’na geri döneceğini savunuyor.  Bu noktada seçim kampanyasında Erdoğan’ın da bu seçmen kitlesine mesajlarını artıracağına dikkat çekiliyor.

AK Parti’de bazı yöneticilerin “milliyetçi oyların kazanılması” stratejisi çerçevesinde Devlet Bahçeli ismini “cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak önerdikleri ifade ediliyor. Ancak hem Erdoğan’a yakın kurmaylar hem de MHP cephesinde bu formüle sıcak bakılmıyor. Millet İttifakı’nda eleştirilen “çoklu cumhurbaşkanı yardımcısı” modelinin uygulanmayacağına da dikkat çekiliyor.

Devlet Bahçeli’nin de “cumhurbaşkanı yardımcılığı” görevini istemediği kaydediliyor. Erdoğan’ın seçilmesi halinde yine bir ya da en fazla iki cumhurbaşkanı yardımcısı ile çalışmalarını sürdürmesi bekleniyor.

Kılıçdaroğlu-İmamoğlu-Yavaş ne kadar etkiledi? 

AK Parti’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile birlikte İmamoğlu ve Yavaş’ın da “yardımcı” olarak açıklanmasının ardından nasıl bir hamle yapılacağı merak konusuydu. AK Parti kurmayları, “Kılıçdaroğlu’nun kazanacak aday olmadığını Millet İttifakı da itiraf etti ve kazanması için yanına iki isim daha görevlendirildi” yorumu yaparken bu durumun seçim stratejisinde değişikliğe yol açmayacağı savunuluyor.

Listeler nasıl yapılacak? 

14 Mayıs seçimini “en kritik seçim” olarak değerlendiren AK Parti’de milletvekili listeleri için de komisyon kuruldu. Komisyon, bölgedeki kanaat önderleri ile değerlendirmeler yaparak listeleri oluşturmaya çalışacak. AK Parti, 25 Mart’ta da mahalle temsilcisinden il başkanına, belediye meclis üyelerinden eski-yeni milletvekillerine kadar tüm üyelerinin katılımı ile temayül yoklaması yapacak. Buradan çıkacak adaylar Genel Merkez’deki komisyon tarafından değerlendirilecek ve son olarak nisan ayının ilk haftasında Erdoğan başkanlığında toplanacak “üst komisyon” toplantısında son şekli verilip YSK’ya sunulacak.

Listeler yapılırken MHP ile de görüşmelerin olduğu vurgulanırken bazı illerde ortak liste çıkarılıp çıkarılmaması konusu da hala masada. Bazı illerde AKP ve MHP’nin ayrı ayrı girmesi durumunda vekil kaybı olması ihtimali de değerlendiriliyor. Temel ilkenin ayrı listeler ile girmek olduğu ifade edilse de kritik hesapların olması durumunda bunun yeniden gözden geçirileceği vurgulanıyor.

Seçime ayrı liste ile gireceğini açıklayan BBP ile de yine bu kritik dengelere göre 9 Nisan’da listeler açıklanmadan bir görüşme daha yapılarak olası tablonun da yeniden değerlendirilebileceği ifade ediliyor.

9 Nisan’da listelerin YSK’ya verilmesinin ardından AK Parti’nin Ankara’da aday tanıtım ve seçim beyannamesinin açıklanacağı bir program gerçekleştirmesi bekleniyor. AK Parti’nin seçim beyannamesinde de revizyona gidildi. Ekonomi ve afet yönetimi beyannamenin ana çerçevesini oluşturacak.

Üç dönemlikler ne olacak? 

AK Parti’nin şu an 27’nci dönemde görev yapan mevcut 285 milletvekilinden 84’ü üç dönemlik milletvekili. Ancak bu 84 vekilin 42’si ise “25. Dönem”de de görev yapan vekil. 2015 yılı Haziran ayında yapılan ve 4 ay süren 25. dönemin bu kuralda sayılmaması yönünde daha önce alınan karar uygulanırsa, AK Parti’de üç dönemlik kuralına takılan 84 değil 42 isim kalıyor. Bu isimler arasında Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, genel başkan yardımcıları Ali İhsan Yavuz, Hamza Dağ, Vedat Demiröz gibi isimler de yer alıyor. 42 isimden çok az sayıda ismin yeniden aday yapılacağı ifade ediliyor.

Bakanların aday gösterilmesi konusunda bir netlik bulunmazken Süleyman Soylu’nun bakanlığı bırakacağı ve bu nedenle milletvekili adayı olabileceği de ifade ediliyor. Ancak bu noktada bakanların vekil olması yönünde henüz verilmiş net bir karar yok.

Paylaşın

Başörtüsü İçin Anayasa Değişikliği Teklifi: Muhalefet Ortak Tutum Arayışında

Cumhur İttifakı ortakları AK Parti, MHP ve BBP, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifini 336 milletvekilinin imzasıyla, geçen cuma günü TBMM Başkanlığı’na sunmuştu. Muhalefet partilerinin öneri ile ilgili nasıl bir tutum alacakları merak ediliyor.

CHP’nin bugün yapacağı Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında konu ve sunulan teklif tüm detayları ile siyasi ve hukuki açılardan masaya yatırılacak. İYİ Parti’nin de yine bugün yapacağı Genel İdare Kurulu toplantısında konunun ele alınması bekleniyor.

Teklife ilişkin Meclis’te geniş bir grubu bulunan HDP’nin nasıl tavır alacağı da önemli olacak. HDP şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda inanç özgürlüğünün sadece başörtüsü ile ilgili alınmasından rahatsız olduğunu belirterek, AK Parti’nin hamlesinin seçime yönelik olduğunu kaydetmişti.

AK Parti’nin başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliğini TBMM’ye sunmasının ardından muhalefetin nasıl bir tavır alacağına ilişkin parti içi toplantılar devam ederken önümüzdeki günlerde Altılı Masa üyelerinin konuyu istişare için çeşitli görüşmeler yapabileceği belirtiliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ile ilgili yasa değişikliği teklifi önerisini getirmesinin ardından iktidarın gündeme getirdiği “başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve BBP ile birlikte 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na geçen Cuma günü sunulmuştu.

Şimdi muhalefet partilerinin öneri ile ilgili nasıl bir tutum alacakları merak ediliyor. CHP’nin bugün yapacağı MYK toplantısında konu ve sunulan teklif tüm detayları ile siyasi ve hukuki açılardan masaya yatırılacak. İYİ Parti’nin de yine bugün yapacağı Genel İdare Kurulu toplantısında konunun ele alınması bekleniyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, her ne kadar şu ana kadar partilerin kesin görüşleri oluşmasa da altılı masa üyeleri arasında bu konuda eşgüdümün sağlanacağı genel bir beklenti. Bu amaçla parti liderlerinin bu ay sonu yapılacak altılı masa toplantısı öncesinde belki telefonla ya da yüz yüze konuşabilecekleri belirtiliyor.

400 milletvekili bulunamazsa referandum gerekecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da hafta sonu Samsun’da başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak, “Bunlar parlamentoda işi çözmezse çözüm yeri millet, gideriz millete. Ülkede artık böyle bir sorun olmaması lazım” diye konuşmuştu.

Cumhur İttifakı’nın oy kullanamayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop haricinde toplam 334 sandalyesi bulunuyor. Referanduma gidilebilmesi için 360 milletvekili gerekiyor ve bu sayıya ulaşmak için muhalefetten herhangi bir partinin teklife “evet” demesi ya da AK Parti’nin en az 26 milletvekili bulması gerekiyor. AK Parti ile MHP’nin 400 milletvekilini bulabilmesi durumunda ise referanduma gerek kalmadan anayasa değişikliği geçebiliyor.

Teklif şu anda komisyonda beklemede. AK Parti, komisyon görüşmelerinin Ocak sonu ya da Şubat ayında yapılmasını, Genel Kurul’a ise yine Şubat’ta gelmesini planladığını belirtmişti.

Teklife ilişkin Meclis’te geniş bir grubu bulunan HDP’nin nasıl tavır alacağı da önemli olacak. HDP şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda inanç özgürlüğünün sadece başörtüsü ile ilgili alınmasından rahatsız olduğunu belirterek, AK Parti’nin hamlesinin seçime yönelik olduğunu kaydetmişti.

Oylamada AK Parti nasıl davranır?

Muhalefet aralarında eşgüdümü teklifin matematiği açısından da sağlamaya gerek görüyor. Çünkü iktidarın bu konuyu referandum sandığı ile Macaristan’dakine benzer bir şekilde halkın önüne koyarak yeni bir kutuplaşma malzemesi olarak kullanmak istediğini düşünen muhalefet, bu nedenle istişare halinde giderek ortak bir tutum almak için çalışacak.

Muhalefet partilerinin Genel Kurul aşamasındaki bir çekincesi ise siyasi strateji olarak referanduma gitmek isteyen AK Parti’nin oylama sırasında bazı AK Partili milletvekillerine boş oy attırabileceği ve ardından da 360-400 oy arasında kalan teklif için muhalefeti suçlayarak, referandumda bunu kullanmak isteyebileceği.

Anayasa değişikliği tekliflerinde Genel Kurul’da, iki ayrı madde için iki tur oylama düzenleniyor. Milletvekillerinin oylarını gizli kullandığı oylamada maddeler ayrı ayrı oylanıyor.

CHP’nin tutumu hemen netleşmeyebilir

Bu arada anayasa değişikliği ile ilgili Kılıçdaroğlu’nun yaptığı son açıklamanın “Acaba CHP evet mi diyecek?” sorularına da yol açmasının ardından parti yetkililerine göre konu bugünkü MYK’da ele alınacak ancak net bir karar bugün çıkmayabilir. Altılı masa liderlerinin istişare edebileceğini belirten yetkililer, CHP’nin temel görüşünün “anayasayı sürekli çiğneyen bir iktidar ile anayasa değişikliği yapılamayacağı” olduğuna işaret ediyorlar.

CHP’li kurmaylara göre anayasalarda iktidarın teklifinde yer verdiği şekilde bazı konularda bu kadar detaylı hükümlerin bulunması anayasanın ruhuna aykırı. Anayasaların genel ve özgürlükçü maddeler içermesi gerektiğini belirten yetkililer, zaten Türkiye’de yargıda çıkan sıkıntıların anayasadan kaynaklanmadığını ve uygulamanın yanlış gittiğini belirtiyor.

Buna örnek olarak basın ile ilgili anayasa maddesini, yani “Basın hürdür ve sansür edilemez” hükmünü örnek gösteren CHP’li bir yetkili, buna rağmen basınla ilgili uygulamadaki örneklerin bu maddeye aykırı olduğunu, her konu başlığının detaylı bir şekilde anayasalarda yer almasının söz konusu olamayacağını belirtiyor.

Paylaşın

AK Parti, Başörtüsü Teklifini Meclis’e Sundu

Başörtüsüne anayasal güvence” getiren ve ailenin yeniden tanımlandığı anayasa değişikliği teklifi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) milletvekillerinin imzası ile Meclis’e sunuldu. Teklife Bağımsız Milletvekili Fatih Mehmet Şeker de imza verdi.

Haber Merkezi / AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, konuya ilişkin Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz. Kısaca kadınların özgürlüğünü savunuyoruz” dedi.

Özlem Zengin, açıklamasının devamında, “Diğer konu da aile müessesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görüşmüştür. Eğer bir toplumu tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz”  ifadelerini kullandı.

Teklifte neler var?

Toplam 3 maddelik teklifin birinci maddesi ile anayasanın 24. Maddesine bazı fıkralar ekleniyor. Bu kapsamda eklenecek fıkralardan biri “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının açık veya örtülü olması şartına bağlanamaz” hükmü.

Teklifin aile düzenlemesi ile ilgili ikinci maddesinin gerekçesinde ise aile kurumunun “sapkınlıklara” karşı korunmasının önemine dikkat çekilerek, anayasanın 41. Maddesi “evlilik birliği ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” şeklinde değiştiriliyor.

Bundan sonra süreç nasıl ilerleyecek?

AK Parti’nin teklifini sunmasının ardından daha önce bir kez yaptığı gibi destek için muhalefet partilerinin kapısını çalması bekleniyor.

Çünkü AK Parti ile MHP’nin TBMM’de anayasa değişikliği teklifini geçirebilecek sandalye çoğunluğu bulunmuyor.

Cumhur İttifakı’nın oy kullanamayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop haricinde toplam 334 sandalyesi bulunuyor. Referanduma gidilebilmesi için 360 milletvekili gerekiyor ve bu sayıya ulaşmak için muhalefetten herhangi bir partinin teklife “evet” demesi ya da AK Parti’nin en az 26 milletvekili bulması gerekiyor. AK Parti ile MHP’nin 400 milletvekilini bulabilmesi durumunda ise referanduma gerek kalmadan anayasa değişikliği geçebiliyor.

Muhalefet partileri genel olarak birkaç aydır AK Parti’nin teklifini sunmasını beklediklerini ve teklifin içini görmeden yorum yapmanın doğru olmadığını söylerken, teklifin içine aile düzenlemesiyle eşcinsel evliliklerin önlenmesiyle ilgili maddenin konulmasını ise doğru bulmuyor. Ancak İYİ Parti ve HDP gibi partiler net tutum belirlemek için önce teklifin sunulmasını beklemek gerektiği yönde açıklamalar yapmışlardı.

Başörtüsü konusunda ilk yasa teklifini veren CHP ise temel hakların referandum konusu yapılmaması gerektiğini belirtirken, aynı zamanda “yeni anayasa, yeni parlamentonun işi olmalı” diyerek iktidara destek olmayacağını belirtiyor.

Teklifle ilgili takvimi biraz da muhalefet partileri ile yapılacak görüşmeler ışığında AKP’nin takip edeceği strateji belirleyecek.

Seçimde üçüncü sandık mı konulacak?

Peki anayasa değişikliği ile seçim takvimi neden bağlantılı görülüyor?

Çünkü Ankara kulislerinde anayasa değişikliği teklifine aslında Türkiye’de yasal olarak mümkün olmayan eşcinsel evliliklerin önünü kesen düzenlemenin konulmasının muhalefet partilerine seçim için kurulan bir tuzak olduğunu düşünenler de var.

İktidarın genel seçimde cumhurbaşkanı ve milletvekili seçim sandıklarının yanına üçüncü bir sandık koyarak gerek başörtüsü düzenlemesinin olumlu gerekse toplumda eşcinsellikle ilgili olumsuz eğilimin ivmesiyle sonuç almayı planladığı yorumları yapılıyordu. AK Parti’nin teklifini sunmayı bu nedenle seçim takvimine uygun şekilde geciktirdiği belirtiliyordu.

Teklifin AK Parti’nin planları değişmezse Ocak sonunda komisyona Şubat ayında ise Genel Kurul’a gelmesi bekleniyor.

Tartışma nasıl başladı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 Ekim’de bir video tweet yayımlayarak başörtüsü tartışmalarını ortadan kaldırmak için yasa teklifi vereceklerini açıklamıştı.

Teklif, 4 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu.

İkisi yürürlük ve yürütme maddesi olmak üzere toplam 3 maddelik kanun teklifinin birinci maddesinde şu hüküm yer almıştı:

“Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Ekim’de partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Gelin başörtüsü konusunda çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım” demişti.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda ‘Seçim Kanunu’ Çatlağı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Kocaeli Ticaret Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette oda yönetim kurulu üyeleri ve komite başkanları ile bir araya gelen Destici, sorunları dinledi. Buluşmada Destici, oda yöneticilerinin sorularına da cevap verdi.

Kocaeli Gazetesi’nden Serhat Güneş’in haberine göre, Meclis’e gelen seçim kanunu hakkında konuşan Destici, “Biz hükümet üyesi değiliz ama Cumhur İttifakı ortağıyız. Mesela Meclis’e seçim kanunu yasası sunuldu. Görüşmeye başlandı. Biz de bunu parti heyeti olarak konuştuk. Fakat bizim istediğimiz gibi yasa çıkmadı” dedi.

“Evet demeyeceğim”

Biz baraj sıfır olsun ya da yüzde 3 olsun dedik. Hazine yardımı kaldırılsın ya da adil dağıtılsın ya da seçimlerde ön seçim muhakkak uygulansın. Partilerin liderlerinin iki dudağından çıkmasın diye bunları öncelemiştik” diyen Destici, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Ha ne yapacağım; diyelim ki bana sordular. Ben evet vermeyeceğim ama çıkıp ittifak hassasiyeti olduğu için söylediklerimin dışında daha fazla şey söylersem bu istismar edilir. Doğru da olmaz.

En azından 10’dan 7’ye düşmesi kazançtır ama sıfır olmadı diye Cumhur İttifakı’nı bozacak değiliz. Büyük Birlik Partisi ne Meclis’te ne de kamuoyunda yanlış olan hiçbir şeye sessiz kalmamıştır.

Biz kendimize göre milletin istikbalini önceleyerek bireysel hiçbir teklife evet demedik. İnfaz yasasında evet demedik. Kişinin kişiye olan suçunu devlet affedemez. Devletin af yetkisi olmamalı. Bizim hassasiyetimiz bu. Bugün Ukrayna’nın başına gelenlerin yarın bizim başımıza gelmeyeceğini garantisi yok.

Paylaşın