BioNTech-Pfizer’dan Beş Yaş Altı Çocuklar İçin Aşı Başvurusu

İlaç şirketleri BioNTech ve Pfizer, birlikte geliştirdikleri koronavirüs aşısının beş yaşın altındaki çocuklara da yapılabilmesi için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) İlaç Dairesi’ne (FDA) acil ruhsat başvurusunda bulundu.

Altı aylık bebeklerden dört yaşındaki küçük çocuklara kadar olan yaş aralığını kapsayan başvuru onaylandığı takdirde, BioNTech/Pfizer aşısı dünya üzerinde bu yaş grubuna uygulanacak ilk aşı olacak.

Pfizer’ın konuyla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, başvurunun FDA’nin talebi üzerine yapıldığı bildirildi:

BioNTech’in de yine sosyal medyadan yaptığı açıklamada da, şirketin CEO’su Uğur Şahin’in şu sözlerine yer verildi:

“Aşımız, 5 yaşından başlayarak tüm yaş grupları için çok sayıda klinik denemede ve gerçek dünya araştırmalarında olumlu bir güvenlik, tolere edilebilirlik ve etkinlik profili göstermiştir. Yetki verilirse, ebeveynlere 6 ay ila 4 yaş arasındaki çocuklarını Kovid 19’dan ve enfeksiyonun potansiyel ciddi sonuçlarından korumaya yardımcı olma fırsatı sunma olasılığı konusunda çok heyecanlıyız.”

ABD İlaç Dairesi ise BioNTech/Pfizer’ın başvurusunu yayınladığı bir mesajla kamuoyuna duyururken, konunun 15 Şubat’ta görüşüleceğini bildirdi. FDA’nın geçici başkanı Janet Woodcock, “Bu yaş grubundaki çocuklar için güvenli ve etkili bir aşıya sahip olmak kurumumuz için bir önceliktir” ifadelerini kullandı.

Söz konusu başvuru aşının iki dozunu kapsıyor. Pfizer CEO’su Albert Bourla bu sayede ailelerin, “Üçüncü doz için olası bir ruhsatı beklerken, çocuklarına Kovid 19 aşısı yaptırma fırsatına kavuşabileceğini” dile getirdi.

FDA, Ocak ayı başında da 12 yaşın üstündeki çocuklara hatırlatma dozu yapılmasını onaylamış ve aynı onayın 5-12 yaş arasında, bağışıklık sistemi çok zayıf çocuklar için de geçerli olduğunu duyurmuştu. Bu yaş grubundaki çocuklara yapılan aşıların dozajı, olası yan etkileri sınırlandırmak adına Pfizer tarafından düşürüldü. Ruhsat başvurusu yapılan 4 yaşın altındaki çocuklar için üç mikrogramlık bir doz öngörülürken, bu doz 5-12 yaş grubunda 10 mikrogram, 12 yaşın üstündeki çocuklarda ise 30 mikrogram seviyesinde bulunuyor.

CDC’nin de onayı gerekiyor

FDA’nın gerekli acil ruhsatı vermesi durumunda konu ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) danışma komisyonu tarafından da ele alınarak, aşının tavsiye edilip edilmeyeceğine karar verilecek.

FDA ve CDC yaklaşık üç ay önce BioNTech/Pfizer aşısının 5-12 yaş arası çocuklara da yapılmasına onay vermiş olmasına rağmen ABD’de söz konusu yaş grubunda aşı olanların sayısı oldukça az. CDC verilerine göre bu gruptaki çocukların yüzde 30’u en az bir kez aşı olmuş durumda. İki aşı olanların oranı ise yaklaşık yüzde 22.

ABD’de yetkililere göre çocukların Kovid 19 hastalığını daha hafif geçirmeleri ve bazı ailelelere göre, aşının riskinin faydalarından fazla olması nedeniyle aşılama oranı bu yaş grubunda düşük bir seyir izliyor.

Aşısız çocukların da koronavirüse yakalanıp ağır bir hastalık geçirebildiği ABD’de, özellikle de Omicron varyantının etkili olduğu dönemde görüldü. CDC verilerine göre pandeminin başlangıcından bu yana ülkede 4 yaş ve altındaki yaklaşık 400 çocuk koronavirüs dolayısıyla hayatını kaybetti.

Paylaşın

AB’den ‘Hatırlatma Dozu Olmayanlar Aşısız Sayılacak’ Kararı

Avrupa Birliği’nde (AB) iki doz aşı olmuş kişilerin “tam aşılı” statüsü dokuz ayla sınırlandırıldı. Bu süre içinde hatırlatma dozu olmayanlar aşısız sayılacak. Hatırlatma dozunun kaç ay geçerli olacağı ise düzenlemede yer almıyor.

AB’de iki doz aşısını yaptırmış kişilerin aşı sertifikaları dokuz ay geçerli sayılacak. Bugün yürürlüğe giren düzenlemeyle, ikinci doz aşıdan ya da tek dozluk Johnson&Johnson aşısından sonra 270 gün içinde hatırlatma dozunu olmayanların AB çapındaki aşı sertifikası geçersiz hale gelecek ve aşısız muamelesi görecekler.

AB Komisyonu’nun adaletten sorumlu üyesi Didier Reynders, yeni düzenlemenin “hatırlatma dozu olmanın önemini vurguladığını” belirterek aşıların geçerlilik süresi konusunda ortak bir kural bulunmasının AB içinde seyahatleri kolaylaştıracağını kaydetti.

Kural sadece bir ülkeye girişlerde geçerli olacak, restoran, sinema ya da sosyal etkinliklere girişlerde ek test gerekip gerekmediği konusunda üye ülkelerin kendi düzenlemeleri geçerli olmaya devam edecek.

Hatırlatma dozu ne kadar geçerli olacak?

AB Komisyonunun kararı, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) tavsiyesi sonrasında geldi. ECDC, aşıların etkisinin zamanla azaldığına işaret ederek ikinci dozdan sonra altı ay içinde hatırlatma dozu olunması ile ilgili tavsiyede bulunmuştu.

AB, üye ülkelerde aşılama kampanyalarına zaman tanınması amacıyla, tavsiye edilen altı aylık sürenin üzerine üç ay daha eklemiş oldu. AB çapında geçerli aşı sertifikasının hatırlatma dozu sonrasında ne kadar süreliğine geçerli olacağı ise düzenlemede yer almıyor.

Paylaşın

Hamilelerin Kovid 19 Aşısı Yaptırması Güvenli Mi?

Hamilelik sırasında olası bir Kovid 19 enfeksiyonunun hem anne adayı hem bebek için çok daha büyük bir risk oluşturduğu konusunda herkes hemfikir. Hamile kalan kadının metabolizması, cenine tolerans gösterebilmek için bağışıklık sisteminin belirli kısımlarını otomatik olarak devre dışı bırakır. Ayrıca kan hacmi önemli ölçüde arttığından kalp ve dolaşım sistemine daha fazla yük biner.

Hamileliğin ilerlemesiyle birlikte büyüyen rahim, diyaframa baskıyı artırır. Bu da akciğerin çalışma kapasitesini azaltır. Tüm bunlar, hamile kadınların ve dolayısıyla da anne karnındaki bebeğin, hastalıklara karşı çok daha savunmamız olduğu anlamına gelir.

Washington Ulusal Çocuk Hastanesi’nin Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Dr. Roberta Lynn DeBiasi, Journal of Infectious Diseases’te (Bulaşıcı Hastalıklar Dergisi) yayınlanan makalesinde işte bu gerçeklere vurgu yapıyor. Dr. DeBiasi, Kovid 19’un  gerek anne adayı gerekse yeni doğacak bebeğe verebileceği olası zararlardan korunmak için hamile kadınların mutlaka aşılanması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Araştırma ve gözlemler, Covid-19 ile enfekte olan hamile bir kadının ağır enfeksiyon riskinin büyük oranda arttığını gösteriyor.”

Hamilelerde hastalık seyri daha şiddetli

Hamile kadınların hem ciddi hastalıklara yakalanma hem de hastalıkların seyrinin daha şiddetli olma ihtimali hayli yüksek. Özellikle Kovid 19, anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir ve hatta plasentada iltihaplanma ve kanamalara neden olabilir.

Missouri’deki Grip ve Gelişen Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi (CIEID) uzmanlarından Minhui Guan, hamiliğinin son dönemde annenin Delta varyantı ile enfekte olması sonucu meydana gelen bir ölü doğumun ayrıntılı analizini yaptı. Anne, hafif Kovid semptomları olan aşılanmamış bir kadındı. Tüm bulgular, virüsün plasentada tahribata neden olduğunu, bunun da ölü doğuma yol açtığını gösteriyordu.

Boston’daki Massachusetts General Hospital ve Harvard Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Lydia Shook ise Delta varyantı ile enfekte olmuş bir dizi hamile kadın vakasını araştırdı. İki vakada ölü doğum meydana gelirken, bir vakada ise yeni doğanın ciddi hastalığı tespit edildi.

Yüksek risk, düşük aşılama oranı

Tüm bu potansiyel risklere rağmen, hamile kadınlarda aşılama oranı hâlâ düşük seviyede. Örneğin ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, 8 Ocak 2022 itibariyle ABD’deki hamile kadınların yaklaşık yüzde 40’ı koronavirüse karşı aşılanmış durumda. Küresel çapta da hemen hemen aynı oran söz konusu.

Kovid 19 aşıları 2020’nin sonlarında ilk kez uygulanmaya başlandığında, bunların hamiller ve anne karnındaki bebekler üzerindeki etkileri hakkında çok az şey biliniyordu. Aşıların test edildiği ilk klinik çalışmalarda hamileler kapsama alanı dışında tutuldu. Bu da hamilelerin aşıya şüpheyle yaklaşmasına neden oldu.

İlerleyen zamanla birlikte aşıların klinik çalışmalarına hamileler de dahil edildi ve somut verilere ulaşılmaya başlandı. Nihayet Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Haziran 2021’de hamile kadınların da aşı yaptırmasını önerdi. Amerikan CDC’nin fikrini değiştirip aynı öneriyi yapması ise Ağustos ayını buldu. Almanya’daki Aşı Daimi Komisyonu (STIKO) da hamilelerin aşılanmasına Eylül 2021’de onay verdi.

Aşı hem anneyi hem bebeği koruyor

Hamilelik sırasında bir kadının Kovid 19’a yakalanması, anne ve/veya bebeğin ölümü ya da erken doğum gibi ciddi sonuçlara sebebiyet verebiliyor. Bunlarla mukayese edildiğinde, aşı kaynaklı muhtemel riskler çok daha düşük seviyede kalıyor.

Nitekim Edinburgh Üniversitesi tarafından yapılan son araştırma da bunu doğruluyor. 1 Aralık 2020 – 31 Ekim 2021 arasını kapsayan araştırmada, yaklaşık 5 bin hamile kadında Kovid 19 saptandı.

Enfekte olan kadınların yüzde 77’sinden fazlasının aşısız olduğu görüldü. Aşılanmamış her beş hamileden biri hastanede tedavi altına alınırken, aşılı anne adaylarında bu oran 20’de bir oldu. Edinburgh Üniversitesi’nden kadın doğum uzmanı Dr. Sarah Stock liderliğindeki araştırma ekibinin bulgularına göre, yoğun bakımda tedavi edilmek zorunda kalan Kovid 19 hastası hamile kadınların yüzde 98’i aşılanmamıştı.

Dr. Stock, “Verilerimiz, hamilelik sırasında aşılamanın komplikasyon oluşma riskini artırmadığını, ancak Kovid 19’lu hamilelerde bu riskin çok daha fazla olduğunu teyit etmektedir.. Hamilelikte yaptırılacak aşı, anneleri ve bebeklerini Kovid 19 ve buna bağlı tehlikeli komplikasyonlardan korumak için kritik öneme sahiptir” diyor.

Araştırma ekibinde yer alan İskoçya Halk Sağlığı kurumu uzmanlarından Dr. Rachel Wood ise şu öneride bulunuyor: “Aşı, hamileliğin herhangi bir aşamasında yapılabilir. Bu nedenle hamile olan veya hamile kalmak isteyen kadınların mümkün olan en kısa sürede tamamen aşılanmalarını şiddetle tavsiye ederim.”

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

AIDS’e Karşı Geliştirilen Aşının Denemelerine Başlandı

Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna ile Uluslararası AIDS Aşısı Girişimi, yaptıkları duyuruda, AIDS’e karşı mRNA teknolojisiyle geliştirilen aşının insan üzerindeki denemelerine başladıklarını açıkladı.

Euronews’ta yer alan habere göre; Faz1 çalışmasının, Amerika Birleşik Devletleri’nde HIV-negatif olan 56 sağlıklı yetişkin üzerinde gerçekleşeceği belirtildi.

On yıllardır süren araştırmalara rağmen bilim insanları, her yıl binlerce insanı öldüren AIDS hastalığına karşı henüz bir aşı geliştirmeyi başaramadı. Ancak rekor sürede geliştirilen Covid-19 aşısında kullanılan mRNA teknolojisi, umutları artırdı.

Moderna şirketinin test ettiği aşının amacı, AIDS hastalığına neden HIV virüsü varyantlarına karşı belirli bir antikor türünün (bnAb) üretimini sağlamak. Aşı, bağışıklık sistemimizin bir parçası olan B hücrelerini bu antikorları üretmeleri için eğitmeyi amaçlıyor.

Klinik deneyler, bağışıklık tepkisini tetikleyebilen iki ayrı immünojen enjeksiyonunu test edecek.

Deneylerde mRNA teknolojisini kullanan Moderna, klinik çalışmalarla ilgili açıklamasında, geliştirilen aşının ilk amacının ‘bnAb’ antikor üretimi olduğunu ve bunun ilk adımı teşkil ettiğini kaydetti.

Klinik çalışmalara öncülük eden David Diemert, bu yolda bağışıklık sistemine ‘yardımcı olmak’ için başka immünojenlere de ihtiyaç duyulacağını belirterek, bu ‘güçlendirme kombinasyonu’nun HIV aşısı rejimi için kilit unsur olabileceği görüşünde.

Testlerde kullanılan immünojenler, Bill & Melinda Gates Vakfı ile ABD Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü (NIAD) desteğiyle, Moderna ve Scripps Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirildi.

BioNTech’in kurucularından Uğur Şahin ile Özlem Türeci de geçtiğimiz aylarda euronews’e verdikleri röportajda, AIDS aşısı üzerinde çalıştıklarını belirtmişti.

Paylaşın

Kovid 19 Aşısının Çocuklarda Ve Gençlerde Yan Etkisi Az

İsrail Sağlık Bakanlığı, koronavirüs aşısı olan çocuklar ve gençlerde ağır yan etkilerin çok nadir görüldüğünü bildirdi. Bakanlık tarafından açıklanan ilgili rapora göre, aşı yapılan 12-15 yaş arası yaklaşık 900 bin çocuktan sadece 15’inde kalp kası iltihaplanması olarak da bilinen miyokardit tespit edildi.

Bu miyokardit vakalarından 12’sinin ilk doz aşıdan sonra görüldüğü ve kalp kası iltihaplanan 15 çocuktan 14’ünün erkek olduğu aktarıldı. Rahatsızlığın oldukça hafif atlatıldığı vurgulanan raporda, tüm çocukların birkaç günlük hastane tedavisinin ardından taburcu edildiği bildirildi.

Sağlık Bakanlığı raporuna göre 5-11 yaş arası çocuklarda ise aşı sonrası hiç miyokardit vakası görülmedi. Kalp kası iltihaplanmasına yakalanma riski en yüksek grubun ise ikinci doz aşıdan sonra 16-24 yaş arası gençler olduğu ifade ediliyor. 16-19 yaş arası grupta miyokardit riski istatistiksel açıdan 6 bin 638’de bir, 20-24 yaş arası grupta ise 9 bin 574’te bir olarak saptandı.

En düşük riskli grup 30 yaş üstü kadınlar

Koronavirüs aşısı sonrası miyokardit riski en düşük grubun ise 30 yaş üstü kadınlar olduğu belirtiliyor. Rapor, bu grupta bir milyondan fazla aşılanan kişi içinde sadece bir kişide kalp kası rahatsızlığı görüldüğünü ortaya koyuyor. Diğer yandan aşı olmayıp koronavirüse yakalanan kişilerin kalp kasının iltihaplanması riskinin ise aşılılara göre çok daha yüksek olduğu vurgulanıyor.

Aşı kampanyasını çok büyük oranda BioNTech/Pfizer aşısı ile sürdüren İsrail’de geçen yıl Mayıs ayında 12-15 yaş grubunun, geçen Kasım ayında ise 5-11 yaş grubundaki çocukların aşılanmasına başlanmıştı. Ülkede gençlerin yüzde 60’ının, çocukların ise yüzde 20’sinin şu ana dek aşılandığı bildiriliyor.

İsrail Sağlık Bakanlığı’nın özellikle tüm yaş gruplarındaki yan etkileri ele alan raporu, aşı kampanyasının başından 17 Ocak 2022 tarihine kadar olan süredeki aşılamalardan çıkarılan sonuçları kapsıyor.

Paylaşın

Türk Tabipleri Birliği’nden ‘Aşı Olun’ Çağrısı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Pandemi Çalışma Grubu bugün yazılı açıklama yaptı: “Tüm yurttaşlarımızı da aşı takvimlerini en hızlı ve kısa sürede tamamlamaya; kendilerine, sevdiklerine, topluma karşı sorumlulukları kapsamında aşılanmaya, aşılarını tamamlamaya davet ediyoruz.”

Açıklamada, “Türkiye 24 Ocak 2022 tarihi itibariyle, toplam olgu sayısında dünyada yedinci; Avrupa’da beşincidir. Bunun yanı sıra ülkemiz, yeni olgu sayısında dünyada dokuzuncu” bilgisi verildi.

“Ölümlerin yüksek seyri devam ediyor”

Sağlık Bakanlığı verilerine göre dahi ölümlerin yüksek seyrinin devam ettiğini belirten TTB, hastaların önemli bölümünün son altı ayda kaybedildiğine dikkat çekti:

“Toplam ölümlerin yüzde 24,2’si 11 Mart 2020 ile 31 Aralık 2020 arasında, yüzde 33,5’i 1 Ocak 2021 ile 30 Haziran 2021 arasında ve yüzde 42,3’ü 1 Temmuz 2021 ile 18 Ocak 2022 arasında kaydedildi.

İlk dokuz ayda bu rakam toplam ölümlerin dörtte birine denk düşerken, son altı ayda ilk dokuz ayın neredeyse iki katına yakın insanımız kaybedildi.”

“Hastaneye yatış ve ölüm riski”

Hastalığın, ileri yaşlar veya bağışıklığı baskılananlar için ağırlaşma olasılığına dikkat çekildi:

“Omicron varyantının daha hafif hastalık beklentisiyle eşleştirilmesi, yaşanan sürecin yıkıcı etkilerini belirginleştirme tehlikesini barındırıyor.

Sağlık Bakanı’nın 24 Ocak 2022’de sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada da hem sağlık sisteminin aşırı yükü hem de tam aşılı olsalar dahi hastalığı ağır geçirebilen gruplar göz ardı edildi.

Özellikle kırılgan gruplarda, aşısız/hatırlatıcı dozu eksik, yetersiz koruyuculuk sürecine girmiş, ileri yaşta, bağışıklığı baskılanmış hastalıkları olanlar varyanttan bağımsız olarak ağır hastalık, hastaneye yatış ve ölüm riskiyle yüzleşiyor.

Beklenti ve dileklerimizi gerçeklerle değiştirip rehavete yol açacak çıkarımların, telafisi zor kayıp ve zorlu süreçlere neden olacağı düşünülüyor.”

Maske-mesafe-havalandırma

TTB, topluma şu çağrıda bulundu:

“Tüm yurttaşlarımızı aşı takvimlerini en hızlı ve kısa sürede tamamlamaya; kendilerine, sevdiklerine, topluma karşı sorumlulukları kapsamında aşılanmaya, aşılarını tamamlamaya davet ediyoruz.

Hava yoluyla bulaşma özelliği artık net olarak ortaya konulan bu etkene karşı salgın koşullarında iyi havalandırılan ortamlarda, maske ve mesafeyi de dikkate alarak sosyal buluşmalarımızı yapma konusunda özenimizden vazgeçmeyelim.”

Paylaşın

Bakan Koca: Turkovac Acil Kullanım Onayı Aldı

Bakan Koca, yerli koronavirüs (Kovid 19) aşısı Turkovac’ın bugün itibariyle acil kullanım onayı aldığını ve de üretimine başlandığını duyurdu. Koca, “Gelecek hafta sonu aşımız kullanılabilir olacak” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Koca, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir laboratuvarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın online katıldığı programda yaptığı konuşmada, milletin beklediği müjdeyi vermekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

“Yerli inaktif Kovid 19 Turkovac aşımız bugün itibariyle acil kullanım onayı almış durumda” ifadesini kullanan Koca, şunları belirtti:

“Üretime bugün itibariyle başlamış olduk. Sayın Cumhurbaşkanım, bugün Şanlıurfa’da üretim yapılan merkezlerimizden birindeyiz. 50 yıl sonra Türkiye hücreden başlayarak Türk bilim insanlarımız tarafından yüzde 100 yerli olarak geliştirilen bir aşıyı geliştirmiş olduk. Aynı zamanda 24 yıl aradan sonra, yerli aşımız üretilmiş oluyor. Böylece Covid-19 aşısı üreten bugün itibariyle 9 ülkeden biri olduk.

Şu an dolum tesislerinin olduğu alandayız. Şu an dolum, etiketlenme ve ambalajlanma olan noktadayız. Dolum tesislerinde dolumu, etiketlenmesi ve ambalajlanması burada yapılıyor, üretim başlamış oldu. Sayın Cumhurbaşkanım, işaret ettiğiniz üzere yıl bitmeden acil kullanım onayı ve üretimi Turkovac’ın başlamış oldu. Bu başarı liderliğinizde bütün milletimizin başarısıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan da törende yaptığı konuşmada, “Salgın döneminde maske başta olmak üzere elimizdeki tıbbi malzemeleri paylaştık. Diğer yerlerden aldığımız aşılardan bir kısmını da dost ülkelere gönderiyoruz. Turkovac’ın üretimiyle birlikte aşımızı tüm insanlıkla paylaşmaktan memnuniyet duyacağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Omicron Varyantı, Mevcut Aşılara ‘Dirençli’

Columbia Üniversitesi’nden yapılan yeni bir araştırma, Omicron varyantının aşılara “belirgin bir şekilde dirençli” olduğunu ve güçlendiricilerin yardımcı olmak için fazla bir şey yapmayabileceğini ve Omicron yayıldıkça Kovid 19 vakalarının artacağını öne sürüyor.

Columbia ve Hong Kong Üniversitesi’nden 20’den fazla bilim insanı tarafından yazılan araştırmaya göre, “Bu varyantın çarpıcı bir özelliği, mevcut Kovid 19 aşılarının ve antikor tedavilerinin etkinliğine tehdit oluşturan çok sayıda sivri mutasyonu olması.” .

Omicron varyantı ilk olarak Kasım ayında Güney Afrika’da tespit edildi ve yakında ABD’de Delta varyantını gölgede bırakarak baskın tür haline geleceğine inanılıyor.

Bilim insanları, Çarşamba günü yayınlanan çalışmada, varyantın “kapsamlı” mutasyonlarının aşıyı “büyük ölçüde tehlikeye atabileceği”, hatta onu etkisiz hale getirebileceği konusundaki endişelerini dile getiriyorlar.

“Yine de risk teşkil edebilir”

Rapor, destekleyici atışların bazı nötralizasyonu engellediğini, ancak dozları olanlar için “yine de risk teşkil edebileceğini” söyledi.

Çalışma, “Üçüncü bir güçlendirici atış bile Omicron enfeksiyonuna karşı yeterince koruma sağlamayabilir” diyor ve bir güçlendirici almanın hala akıllıca olduğunu da belirtiyor.

Yazarlar, sonuçların “Omicron varyantı hakkında daha yüksek yeniden enfeksiyon oranları ve aşı atılımları gösteren ortaya çıkan klinik verilerle uyumlu” olduğunu söyledi.

70 kat daha bulaşıcı

Yakın zamanda yapılan bir çalışma, Omicron’un Delta’dan kabaca 70 kat daha bulaşıcı olduğunu, ancak daha az şiddetli olduğunu gösterdi.

Bilim insanlarının çağrısı

Yeni Columbia çalışması, ciddi bir uyarı ve bilim camiasına bir eylem çağrısı ile sona eriyor.

Bu Kovid 19’un şu anda mevcut antikorlara karşı pan-dirençli olmaktan yalnızca bir veya iki mutasyon uzakta olduğunu düşünmek çok uzak değil.

Virüsün evrimsel yönünü öngören stratejiler geliştirmeli ve daha iyi korunmuş viral elementleri hedef alan ajanlar geliştirmeliyiz.

Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre, ABD’deki 802 bin’den fazla kişi dahil olmak üzere dünya çapında 5,3 milyondan fazla insan Perşembe günü itibarıyla Kovid 19’dan öldü.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

DSÖ’den ‘Aşı Zorunluluğu Son Çare Olmalı’ Açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Avrupa Direktörü Hans Kluge Kopenhag’da düzenlediği çevrimiçi basın toplantısında, yeni tip koronavirüsle (Kovid 19) mücadelede aşı zorunluluğu için düzenlemelerin “mutlak son çare olduğunu ve yalnızca aşılamayı iyileştirmek için diğer tüm uygulanabilir seçenekler tükendikten sonra” kullanılmasını gerektiğini ifade etti.

Aşı zorunluluğunun etkinliğinin ülkeden ülkeye değişebileceğini belirten Kluge, “Bir toplum ve toplulukta kabul edilebilir olan bir şey, bir diğerinde etkin ve kabul edilebilir olmayabilir” dedi. Kluge, kamu güveni ve kurumlara inancın değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Avusturya’da şubat ayından itibaren herkes için geçerli aşı zorunluğu kararı alınırken, dördüncü dalga nedeniyle çok yüksek vaka sayılarıyla uğraşan Almanya’da aşı zorunluluğu tartışmaları devam ediyor. Avusturya’dan önce Türkmenistan, Endonezya ve Mikronezya aşı yaptırmayı zorunluluk haline getirmişti.

Kluge aynı zamanda çocukların koronavirüsten daha iyi korunması için çağrıda bulundu. Kluge, şu anda her yaş grubunda enfeksiyon sayılarının arttığını ancak en çok 5 ila 14 yaşlarındaki çocukların etkilendiğini söyledi. Kluge, Pazartesi günü itibarıyla Avrupa bölgesindeki 21 ülkede toplam 432 yeni Omicron varyantı ile enfekte olmuş vaka tespit edildiğini aktardı.

“Omicron görünürde ve yükselişte ve haklı olarak endişeli ve temkinliyiz” diyen Kluge, yine de şu anda asıl sorunun Delta varyantıyla olduğunu belirtti. Kluge, “Bugün nasıl Delta varyantına karşı başarılıysak, yarın da Omicron’a karşı olacağız” dedi.

“Her 10 Avrupalıdan biri korona geçirmiş olacak”

Kluge’ye göre bu hafta sonuna kadar her 10 Avrupalıdan biri resmi olarak koronavirüse bağlı Covid-19 hastalığını atlatmış olacak. Yeni vaka sayısı ile vefat edenlerin sayısının son iki ayda iki kattan daha fazla arttığını belirten Kluge, ancak yine de vefat edenlerin sayısının önceki dönemlere göre daha düşük olduğunu, bunun nedeninin de aşılama olduğunu ifade etti.

DSÖ, Avrupa bölgesi içinde Avrupa Birliği üye ülkeleri ile Türkiye, Rusya ve Ukrayna gibi kıtanın doğusunda kalan ülkeleri de sayıyor. DSÖ’ye göre bu bölgede şu ana kadar yaklaşık 90 milyon kişi koronavirüs ile enfekte oldu. Yaklaşık 1,6 milyon kişi ise Covid-19 ile bağlantılı bir sebepten hayatını kaybetti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bakan Koca Açıkladı: Aşılamada Yeni Dönem

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Yarından itibaren mRNA aşısı olmuş ve üzerinden 6 ay zaman geçmiş 18 yaş ve üzeri vatandaşlarımız hatırlatma dozunu istedikleri aşı türünden olabileceklerdir” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Bakan Koca, açıklamasında, son bir ay içindeki vakaların yüzde 15’inin 60 yaş üzeri vatandaşlardan oluştuğunu belirterek, “Ancak vefatların yüzde 84,8’i 60 yaş üzerindeki vatandaşlarımızdır. Büyüklerimizi koruma zorunluluğumuz halen devam ediyor” dedi.

Bakan Koca, açıklamasının devamında, tüm vakalar içinde çocukların oranının azaldığını bildirerek, “Okul çağındaki 8-16 yaş grubundaki çocuklarımızın toplam vakalar içindeki oranı yaklaşık %10 seviyesinde düşüş göstermiştir. Okul çağındaki çocuklarımızın vakalar içindeki oranının azalıyor olması salgının seyrini olumlu etkileyebilecektir” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu video konferans yöntemiyle toplandı. Aşılama ve koronavirüsle mücadelenin ele alındığı toplantı sonrası yazılı bir açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı;

“Vaka sayılarının yaş dağılımı ile vefatların yaş dağılımları dikkate alındığında son 1 ay içindeki vakaların %15’i 60 yaş üzeri vatandaşlarımızdan oluşuyor. Ancak, vefatların %84,8’i 60 yaş üzerindeki vatandaşlarımızdır.

Büyüklerimizi koruma zorunluluğumuz halen devam ediyor. Gençler hastalığı daha hafif geçirseler de virüsü hastalığı ağır geçirebilecek kişilere taşıyabilmektedir. Ayrıca aşıların temel koruyucu etkisi, hastaneye yatışların ve ölümlerin engellenmesindedir. Büyüklerimizi korumak için gençlerimizin tedbirlere uyması hayati önem taşımaktadır.

Aşıların 3 ila 6 ay arasında en çok koruyucu özellik gösterdiği belirlenmiştir. Bu bakımdan hatırlatma dozu aşılarının yapılması gerekmektedir. Daha önce 60 yaş üzeri vatandaşlarımız için hatırlatma dozu aşılarına başlanmıştı.

Bugün yapılan değerlendirmede 18 yaş üzeri tüm vatandaşlarımız için hatırlatma dozu aşılamasının başlatılmasına karar verilmiştir. Yarından itibaren mRNA aşısı olmuş ve üzerinden 6 ay zaman geçmiş 18 yaş ve üzeri vatandaşlarımız hatırlatma dozunu istedikleri aşı türünden olabileceklerdir.

Yerli aşımız Turkovac da gündemimizdeki önemli bir konuydu. Daha önce sizleri kendi aşımızı kullanıma alabilmek için gönüllü olmaya davet etmiş ve 3.000 gönüllü ile yerli aşımızın seri üretime geçebileceğini ifade etmiştim. Gönüllü olan vatandaşlarımıza çok teşekkür ederek bugün itibariyle 2.000 gönüllü sayısına ulaşmış bulunduğumuzu müjdelemek isterim.

Halen 1.000 gönüllüye ihtiyaç var. Kendi aşımız kendi gücümüzdür. Bu gücü hayata geçirmek için 18-59 yaş arası 2 doz aşı olmuş sağlıklı vatandaşlarımızı hatırlatma dozu için Turkovac gönüllüsü olmaya davet ediyorum.

Okul çağındaki 8-16 yaş grubundaki çocuklarımızın toplam vakalar içindeki oranı yaklaşık %10 seviyesinde düşüş göstermiştir. Okul çağındaki çocuklarımızın vakalar içindeki oranının azalıyor olması salgının seyrini olumlu etkileyebilecektir.

Günlük vaka sayılarının hızlı tırmanışlar göstermemesi sağlık tesislerinin yükünün kontrol edilebilir kalmasını sağlamaktadır. Hastanelerimizde servis ve yoğun bakım yatak doluluk oranlarının kontrollü seyri önemli bir güvencedir.”

Paylaşın