Ahmet Türk’ten Dikkat Çeken Açıklama: İktidar, İmralı’ya Heyet Gönderdi

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 14 Mayıs seçim çalışmaları kapsamında Mardin’in Nusaybin ilçesinde miting düzenledi. Mitingde konuşan HDP Danışma Kurulu üyesi Ahmet Türk, AKP’nin İmralı’ya heyet gönderdiğini öne sürdü.

Ahmet Türk, “İktidar partisi gideceğini görüyor. Peki, ne yapıyor? İmralı’ya heyet gönderiyor. Peki, yıllarca aile görüşünü yasakladınız, avukatları ile görüşmesini engellediniz, şimdi bir oy için Sayın Öcalan’ın kapısına giderek farklı bir anlayış gösteriyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Kim ne demişti?

İddialar hakkında açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yani gidecek, bir yargı mensubu böyle bir görüşme yapacak. Bundan Adalet Bakanı’nın, devletin, ilgililerin bilgisi olmayacak. Böyle bir görüşme yok” demişti.

AK Partinin Diyarbakır milletvekili adayı Galip Ensarioğlu da iktidarın Öcalan’la sürekli görüştüğünü belirterek, şunları söylemişti:

“Devlet sürekli Öcalan’la görüşüyor. Öcalan çözüme katkı sunmak istediği zaman, Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, bu silahlı şiddetin son bulması için eğer bir katkı sunmak istiyorsa ve buna devlet de inanıyorsa bu tür görüşmeleri sürdürür.

Ancak bugün itibariyle bunun koşullarını ortadan kaldıran bizatihi HDP’nin kendisidir, Kandil’in kendisidir. Yani Öcalan’ı tecrite mahkum eden devlet değil, Öcalan’ı tecride mahkum eden bizatihi Kandil’dir, bizatihi HDP’nin kendisidir. Çözüm sürecini boşa çıkaran, sabote eden, Öcalan’ı rolünü boşa çıkaran yine kendileridir.”

“İmralı’ya heyet” iddiasını ilk olarak gazeteci Amed Dicle tarafından dile getirilmişti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hükümetin seçim öncesi “İmralı’ya adam gönderip yardım istediğini” öne sürmüştü. Akşener, 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürülen görüşmeyle ilgili ‘yargıdan biri’nin gittiğini iddia etmişti.

Akşener, “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” ifadelerini kullanmıştı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da 2 Mayıs’ta, Malatya’da İl Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “Öcalan’ı serbest mi bırakacaklar’ gibi saçma sapan, akla hayale gelmeyecek yalanlar söylüyorlar. Bugün Öcalan ile İmralı’da görüşen AKP’nin görevlendirdiği insanlar var.

Sayın Akşener, ‘Üst düzey yargı mensupları’ diyor. Biz biliyoruz ki her gün Öcalan ile görüşerek kendilerine oy devşirmeye çalışan bir siyasi iktidar var. Bunlar Öcalan ile hala bugün görüşüyorlar. Öcalan’dan destek almaya çalışıyorlar. Biz, hukuk ne diyorsa onu yapacağız” demişti.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Nisan sonunda Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’ya heyet gönderdiği iddialarının kaynakları tarafından doğrulandığını söylemişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, “Böyle bir görüşme söz konusu olmamıştır” demiş ve eklemişti:

“Bu tamamen bunu dile getiren tarafların, partinin kendi siyasi gündemini empoze etmek ve Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü son derece başarılı, etkili kampanya çalışmalarına gölge düşürmek için ortaya attığı bir iddiadır, yalandır, aslı astarı yoktur, gerçekle bir ilgisi yoktur.”

Paylaşın

“İmralı’ya Heyet” İddialarına Bakan Bozdağ’dan Yalanlama

Seçim döneminde AK Parti’nin İmralı’ya Abdullah Öcalan ile görüşmek için heyet gönderdiği iddiasını yalanlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Yalan söylüyorlar, yalan söylüyorlar” ifadelerini kullandı.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye konuşan Bakan Bozdağ, Yani gidecek, bir yargı mensubu böyle bir görüşme yapacak. Bundan Adalet Bakanı’nın, devletin, ilgililerin bilgisi olmayacak. Böyle bir görüşme yok” dedi.

AK Partinin Diyarbakır milletvekili adayı Galip Ensarioğlu da iktidarın Öcalan’la sürekli görüştüğünü belirterek, şunları söylemişti:

“Devlet sürekli Öcalan’la görüşüyor. Öcalan çözüme katkı sunmak istediği zaman, Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, bu silahlı şiddetin son bulması için eğer bir katkı sunmak istiyorsa ve buna devlet de inanıyorsa bu tür görüşmeleri sürdürür.

Ancak bugün itibariyle bunun koşullarını ortadan kaldıran bizatihi HDP’nin kendisidir, Kandil’in kendisidir. Yani Öcalan’ı tecrite mahkum eden devlet değil, Öcalan’ı tecride mahkum eden bizatihi Kandil’dir, bizatihi HDP’nin kendisidir. Çözüm sürecini boşa çıkaran, sabote eden, Öcalan’ı rolünü boşa çıkaran yine kendileridir.”

“İmralı’ya heyet” iddiasını ilk olarak gazeteci Amed Dicle tarafından dile getirilmişti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hükümetin seçim öncesi “İmralı’ya adam gönderip yardım istediğini” öne sürmüştü. Akşener, 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürülen görüşmeyle ilgili ‘yargıdan biri’nin gittiğini iddia etmişti.

Akşener, “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” ifadelerini kullanmıştı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da 2 Mayıs’ta, Malatya’da İl Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “Öcalan’ı serbest mi bırakacaklar’ gibi saçma sapan, akla hayale gelmeyecek yalanlar söylüyorlar. Bugün Öcalan ile İmralı’da görüşen AKP’nin görevlendirdiği insanlar var.

Sayın Akşener, ‘Üst düzey yargı mensupları’ diyor. Biz biliyoruz ki her gün Öcalan ile görüşerek kendilerine oy devşirmeye çalışan bir siyasi iktidar var. Bunlar Öcalan ile hala bugün görüşüyorlar. Öcalan’dan destek almaya çalışıyorlar. Biz, hukuk ne diyorsa onu yapacağız” demişti.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Nisan sonunda Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’ya heyet gönderdiği iddialarının kaynakları tarafından doğrulandığını söylemişti.

Paylaşın

Abdullah Öcalan’ın Avukatlarından Açıklama: Seçim Malzemesi Yapılmasın

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, Abdullah Öcalan’ın avukatlarından dikkat çeken yazılı bir açıklama geldi. Yazılı açıklamada, seçim sürecinde siyasetçilerin “Öcalan üzerinden propaganda yarışına girdiğini” savundu.

Açıklamada, Abdullah Öcalan ve yanında tutulan diğer üç mahkumdan 25 Mart 2021’den bu yana hiçbir şekilde haber alınamadığı hatırlatıldı. Açıklamada, mahkumların tutulma koşulları, maruz kaldıkları muamele ve sağlık durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını ifade edildi.

Açıklamada, “İmralı’da bir tecrit sisteminin” işletildiği ve bunun “gerek ruhen gerek bedenen zamana yayılı bir çürütmeyi hedefleyen, tutulma koşullarının işkence oluşturduğu AİHM kararları ve (Strasbourg merkezli Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi) CPT raporları ile de teyit edildiği” savunuldu.

Asrın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin toplumun tüm kesimlerine etki edecek önemde olduğu hatırlatılarak seçim sürecinde siyasilerin, “Öcalan üzerinden propaganda yarışına girdikleri” ileri sürüldü.

Avukatlar, “Öcalan’ın dezenformasyona konu edilmesinin” durumu kamuoyunun bilgisine sunmayı zorunlu kıldığını ifade etti.

Açıklamada, seçim sürecinde oy hesapları adına manipülasyonlara başvurulduğu savunularak, seçimin demokratik bir geleceğe ve barışa hizmet edecek şekilde sonuçlanması beklentisi dile getirildi.

Açıklamada, “Seçim süreci sona yaklaştıkça oy hesapları adına tarafların ciddi bir şekilde manipülasyonlara başvurduğu tarafımızca gözlemlenmektedir. Mutlak tecrit koşullarında tutulan ve 25 aydır kendisinden haber alamadığımız Sn. Öcalan’ın durumunun kabul sınırlarını zorlayan şekilde dezenformasyonlara konu edilmesi, durumun ilk elden muhatapları olan biz avukatları tarafından bazı hususları kamuoyunun bilgisine sunmayı zorunlu kılmıştır” ifadeleri yer aldı.

Asrın Hukuk Bürosu açıklamasında, Abdullah Öcalan ve yanında tutulan diğer üç mahkumdan 25 Mart 2021’den bu yana hiçbir şekilde haber alınamadığı hatırlatıldı. Açıklamada, mahkumların tutulma koşulları, maruz kaldıkları muamele ve sağlık durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını ifade edildi.

Açıklamada, “İmralı’da bir tecrit sisteminin” işletildiği ve bunun “gerek ruhen gerek bedenen zamana yayılı bir çürütmeyi hedefleyen, tutulma koşullarının işkence oluşturduğu AİHM kararları ve (Strasbourg merkezli Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi) CPT raporları ile de teyit edildiği” savunuldu.

Kısaca CPT olarak bilinen, Strasbourg merkezli Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi 20-29 Eylül 2022 tarihlerinde İmralı’ya gitmiş ve Öcalan’la görüşmüştü.

İmralı’da Öcalan dahil dört mahkumun kendi aralarındaki aktiviteleri ve dış dünyayla temaslarının ele alındığı incelemeler sonucunda bir ön rapor hazırlanarak Türk hükümetine iletildi. Ankara’ dan konuyla ilgili henüz bir yanıt gelmedi. CPT kuralları gereği “gizli” niteliğe sahip bu raporlar, CPT sözleşmesine taraf devletlerin onayı olmadan yayınlanamıyor.

“Hükümet İmralı’ya adam gönderdi”

Öte yandan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener iki gün önce yaptığı açıklamada, hükümetin seçim öncesi “İmralı’ya adam gönderip yardım istediğini” öne sürdü. Akşener, 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürülen görüşmeyle ilgili ‘yargıdan biri’nin gittiğini iddia etti. Akşener, “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da 2 Mayıs’ta, Malatya’da İl Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “Öcalan’ı serbest mi bırakacaklar’ gibi saçma sapan, akla hayale gelmeyecek yalanlar söylüyorlar. Bugün Öcalan ile İmralı’da görüşen AKP’nin görevlendirdiği insanlar var. Sayın Akşener, ‘Üst düzey yargı mensupları’ diyor. Biz biliyoruz ki her gün Öcalan ile görüşerek kendilerine oy devşirmeye çalışan bir siyasi iktidar var. Bunlar Öcalan ile hala bugün görüşüyorlar. Öcalan’dan destek almaya çalışıyorlar. Biz, hukuk ne diyorsa onu yapacağız” dedi.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Nisan sonunda Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’ya heyet gönderdiği iddialarının kaynakları tarafından doğrulandığını söylemişti.

Paylaşın

“İmralı’da Görüşme 28 Mart’ta Gerçekleşti” İddiası

“Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderdi” iddialarıyla ilgili konuşan Gazeteci Murat Ağırel, üst düzey bürokratlarla Abdullah Öcalan arasındaki görüşmenin 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürdü.

Halk TV’de Haber Masası programına katılan Murat Ağırel, “Bu görüşmeyi soracağınız kaynaklar kısıtlı. İçeriği hakkında bir şey söylemek istemiyorlar. Daha önce erzak göndermişler. İçeride ne konuştular bilmiyoruz. Basına yansıyan basında dile getirilen konu bazı tekliflerin yapıldığı, bu tekliflerin kabul görmediği yönünde. Bunu sorduğumda bu minvalde görüşme dediler” ifadelerini kullandı.

İddiayı Gazeteci Amed Dicle gündeme getirmişti

İmralı’ya heyet gönderildiği iddiası ilk olarak gazeteci Amed Dicle tarafından gündeme getirilmişti. Dicle, 13 Nisan’da Yeni Yaşam Gazetesi’ne verdiği röportajda, “AKP bu 2023 seçimlerinde bile Kürtlerin, HDP’li seçmenlerin desteğini almak için Sayın Abdullah Öcalan’a çeşitli heyetler gönderdi. Sayın Abdullah Öcalan ile görüşme oldu ve kendi istedikleri cevabı alamayınca tecrit ağırlaştırıldı, disiplin cezası verildi. Dolaylı olarak Kandil’le de temaslar denendi” demişti.

Dicle, Abdullah Öcalan’ın bu görüşmelerde “Dışarıda bir hareket, bir parti var. Onlarla görüşün, onlar kendi kararlarını verirler” dediğini ileri sürmüştü.

Demirtaş, İddiayı Doğrulamıştı

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bu haberi alıntılayarak, “Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderip ne istemiş olabilir sizce? İstediğini alamayınca yine hepimizi ‘terörle’ iş birliği yapmakla suçlamaya başladı anlaşılan. Bu ikiyüzlülüğün takdirini size bırakıyorum” demiş, ardından Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada, “Aynı bilgi, benim kaynaklarım tarafından da doğrulandı” ifadesini kullanmıştı.

Demirtaş, bugün Cumhuriyet’e verdiği demeçte, “Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla iki yıldan uzun süredir görüştürülmüyor. Demek ki Erdoğan, Öcalan’dan istediği şeyi alamadı ve bu nedenle onun dış dünyayla temasını engelliyor.  Bu iddiayı dile getiren gazeteci Amed Dicle, emin olmasaydı söylemezdi. Aynı bilgi, benim kaynaklarım tarafından da doğrulandı. İmralı’da sonuç alamayınca sahada Kürtlere baskıyı artırıp HÜDA PAR’ı yedeklemeyi tercih ettiler.”

İbrahim Kalın’dan yalanlama

İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme yapıldığı iddialarına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Böyle bir görüşme söz konusu olmamıştır” demiş ve eklemişti:

“Bu tamamen bunu dile getiren tarafların, partinin kendi siyasi gündemini empoze etmek ve Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü son derece başarılı, etkili kampanya çalışmalarına gölge düşürmek için ortaya attığı bir iddiadır, yalandır, aslı astarı yoktur, gerçekle bir ilgisi yoktur.”

Paylaşın

“İmralı’yla Görüşme” İddiasına İbrahim Kalın’dan Yalanlama

İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme yapıldığı iddialarına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Böyle bir görüşme söz konusu olmamıştır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu tamamen bunu dile getiren tarafların, partinin kendi siyasi gündemini empoze etmek ve Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü son derece başarılı, etkili kampanya çalışmalarına gölge düşürmek için ortaya attığı bir iddiadır, yalandır, aslı astarı yoktur, gerçekle bir ilgisi yoktur.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gazeteci Amed Dicle’nin “İktidar İmralı ile görüştü ama istediği sonucu alamadı” sözlerine atıf yaparak, “Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderip ne istemiş olabilir sizce?” diye sormuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, konuya ilişki açıklama geldi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Türk Dış Politikasının Yüzyılı Konferansı’a katılan Kalın, konuya ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:

“İmralı ile bir görüşme oldu” iddiası dün ortaya atıldı bildiğiniz gibi. Buradan, bu vesileyle açık ve net bir şekilde bunun yalan olduğunu, gerçekle, hakikatle hiçbir ilgisinin olmadığını ifade etmek isterim.

Bunlar seçim döneminde belli çevrelerin kendilerine siyasi pirim elde etmek için ortaya atığı iddialardır. Kendileri sıkıştıkları için bu konuyu tekrar gündeme getirerek sanki böyle bir şey olmuş gibi bir iddia ortaya atarak güya hükümeti, Cumhurbaşkanımızı zor duruma düşürmeye çalışıyorlar. Ama buradan bir netice almaları mümkün değil. Böyle bir görüşme söz konusu olmamıştır.

Bu tamamen bunu dile getiren tarafların, partinin kendi siyasi gündemini empoze etmek ve Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü son derece başarılı, etkili kampanya çalışmalarına gölge düşürmek için ortaya attığı bir iddiadır, yalandır, aslı astarı yoktur, gerçekle bir ilgisi yoktur. Bunu açık bir şekilde ifade edeyim.”

Paylaşın

Sırrı Süreyya Önder, Selahattin Demirtaş’ı Doğruladı: Süreçte…

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Abdullah Öcalan’ın yerine geçmem teklif edildi” iddiasını doğruladı: Süreçte bir görüşme talebi olduğu doğrudur. Görüşmenin başlığı sürecin ve tarafların rol ve işlevlerine; ve genel gidişatın değerlendirilmesine dairdir. 

Sırrı Süreyya Önder, halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz’la Demirtaş’ın MİT Başkanı Fidan’ın kendisiyle görüşmek istediğini açıklaması hakkında konuştu.

Demirtaş’ın iddiasını Önder’e sorduğunu belirten Saymaz, “2014’te oluyor bu olay. 2014’te MİT’in İmralı görüşme heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder üzerinden Selahattin Demirtaş’a böyle bir haber gönderdiği iddia ediliyor. Bu iddiayı dile getiren Demirtaş’ın kendisi. Demirtaş diyor ki ‘tarih vermiyor ama 2014 yılında Sırrı Süreyya Önder üzerinden çözüm sürecinin lideri sen ol diye bana haber gönderdi ve ben bunu reddettim'” ifadelerini kullandı.

Önder: Bu meseleyi konuşacak hukuki ve demokratik düzlem kalmadı

Önder’i yayına da davet ettiğini belirten Saymaz, Önder’in bu teklifi reddettiğini söyledi. Önder’in “Türkiye’de bu meseleyi konuşacak hukuki ve demokratik düzen kalmadı. Ne söylenirse söylensin işin spekülasyon boyutuyla ilgileniliyor. Oysa bizim çözülmesi gereken koca bir sorunumuz var. Buna spekülasyonla değil çözümü gerçekleştirecek bir perspektifle bakmak gerekiyor. Maalesef böyle bir perspektif yok. Bu yüzden katılamıyorum” dediğini aktaran Saymaz şunları söyledi:

“Dönemin arka planı şöyle; 2014 yılı MİT ile Öcalan arasında görüşmeler sıklaşmış, tutanaklar var. Arada bir heyet var; İmralı heyeti; Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, İdris Baluken, Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk. O kadar iç içe geçmiş ki süreç Öcalan-MİT görüşmesi o kadar iç içe geçmiş ki HDP o görüşme sürecinde kuruluyor. MİT görevlisinin de bulunduğu masada HDP kuruluyor, HDP’nin adını Öcalan veriyor. Adaylar yerel seçimde bulunuyor, MİT görevlisi de masada o da ‘iyi olmuş’ falan diyor. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu diyenler duysun bunu. HDP’nin ismi konulurken MİT görevlisi de o masadaydı.

O günlerden bir gün Selahattin Demirtaş bir seyahate gidecek o esnada Sırrı Süreyya Önder üzerinden bir görüşme talebi iletiliyor. Benim duyduğum kadarıyla Demirtaş, kendisinin partisinin eş başkanı olduğunu MİT ile böyle görüşmesinin doğal görülemeyeceğini söyleyerek reddediyor.”

Önder görüşme talebini doğruladı

Saymaz, Sırrı Süreyya Önder’in şu ifadeleri kullandığını aktarıyor:

“Süreçte bir görüşme talebi olduğu doğrudur. Görüşmenin başlığı sürecin ve tarafların rol ve işlevlerine; ve genel gidişatın değerlendirilmesine dairdir. Selahattin Bey de İmralı heyetinin yeterince görüştüğünü ve bir eş başkan olarak kendisinin çok hayati bir gündem olmadıkça görüşmesinin ahlaki olarak yanlış, siyaseten de doğru olmayacağını belirtmiştir.”

“Öcalan Demirtaş’ın MİT ile görüşmemesine kızıyor”

Saymaz “Bunun üzerine İmralı heyeti Abdullah Öcalan ile görüşmeye gidiyor. Benim duyduğum kadarıyla Öcalan Demirtaş’ın MİT ile görüşmemesine kızıyor, öfkeleniyor. Bu yüzden bu sürecin sonunda Demirtaş İmralı görüşme heyetinden çıkarılıyor ve bir daha görüşmeye gidemiyor diye biliyorum. Demirtaş da -iddia o ki-; bu teklifi reddetmesi üzerine Öcalan’ı kendisine karşı doldurduklarını düşünüyor” dedi.

Paylaşın

Demirtaş, Abdullah Öcalan’la Görüşmek İçin Bakanlığa Başvurdu

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ile SEGBİS ((Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi)) yoluyla görüşme başvurusunda bulunduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Öcalan’a uygulanan tecridin Türkiye’deki “kaotik ortamı” beslediğini ve “gerilimi giderek tırmandırdığını” belirten Demirtaş’ın Adalet Bakanlığı’nda Çarşamba günü verdiği dilekçede şu ifadeler yer aldı:

“Bilindiği üzere Abdullah Öcalan, Bakanlığınıza bağlı İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde yirmi üç yıla yakındır tek kişilik hücrede ve tecrit koşullarında tutulmaktadır. Kendisi, yirmi ayı aşkın süredir ailesi ve avukatları ile hukuka aykırı şekilde, görüş hakkından mahrum bırakılmıştır. Oysa geçmiş yıllarda, kendisinin dışarıyla temas kurabildiği dönemlerde Türkiye’de toplumsal barış ve demokratik çözüm umutları her seferinde büyümüş ve toplum nefes alabilmiştir.

Şu anda ülkede derin bir yoksulluk, ekonomik kriz ve sosyal bunalımlar yaşanırken hükümetin içeride ve dışarıda sürdürdüğü çatışma ve gerilim politikası büyük kayıplara, acılara yol açmaktadır. Halkın en büyük beklentisi bu hatalı politikalardan bir an önce vazgeçilmesi; yoksulluğun, işsizliğin son bulacağı bir barış ve huzur ortamının sağlanmasıdır.

Ancak birçok hatalı politikanın yanında İmralı Cezaevinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit de bu kaotik ortamı beslemekte, gerilimi giderek tırmandırmaktadır.

Bakanlığınızın zaten hukuka aykırı olan bu uygulamayı sonlandırmasının tüm Türkiye için daha hayırlı olacağına inanıyorum. Ülkenin her bir evladı paha biçilmez kıymetteyken göz göre göre feda edilmelerine sessiz veya izleyici kalmak, demokratik siyasete ve barışa inanan hiç kimse için ahlaklı bir tavır olmaz, olamaz.

İmralı Cezaevinde uygulanan politikalara kalıcı şekilde son verilmesi için avukat ve siyasetçi kimliğimle, bulunduğum Edirne F Tipi Cezaevinden, SEGBİS marifetiyle Abdullah Öcalan ile görüşmeyi, sonrasında da kendisinin, ailesi ve avukatları ile düzenli görüşebilmesinin sağlanmasını talep ediyorum.

Hukuka, adalete, toplumsal barışa ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanan bir siyasetçi sorumluluğuyla yaptığım bu başvurunun olumlu karşılanmasını umuyor, diliyorum.”

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Parti Sözcüsü Ebru Günay ve Abdullah Öcalan’ın HDP Şanlıurfa Milletvekili olan yeğeni Ömer Öcalan da geçen ay PKK lideriyle görüşmek için Adalet Bakanlığına başvuruda bulunmuştu. Ancak bu başvuruya henüz bir yanıt verilmediği öğrenildi.

HDP Sözcüsü Günay, Mezopotamya Ajansı’na verdiği röportajda Öcalan’ın dış dünya ile teması “önemli” olduğu için görüş başvurusunda bulunduklarını belirtirken “Tam bağımsız heyetlerin gitmesini, avukatların görüşmesini, siyasi heyetlerin gitmesini önemsiyoruz” dedi.

Öcalan’ın görüşlerinin kamuoyuna ulaşmaya başladığı andan itibaren “çok daha başka bir siyasetin konuşulacağını” savunan Günay, AKP’nin kendini savaş siyasetiyle ayakta tutmaya çalıştığını, bunun karşısında bir ortak barış hattı oluşturulması gerektiğini kaydetti. Bu nedenle “Öcalan’ın sesine ihtiyaç olduğunu” söyleyen Günay, “Çünkü bir çözüm siyasetinin, demokratik siyasetin, demokratik ulus felsefesinin dinamiklerinin tamamının yeniden toplumla buluşmasının zamanı” diye ekledi.

Paylaşın

“HDP, Demirtaş’ın Öcalan İle Görüşme Talebini Reddetti” İddiası

6 yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Abdullah Öcalan ile SEGBİS aracılığıyla görüşme talebinde bulunmak için HDP Genel Merkezi’nden izin istediği öğrenildi. Ancak HDP yönetiminin, buna olumlu yanıt vermediği iddia edildi. 

HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ın İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan’la görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurmasının ardından yeni bir iddia ortaya atıldı.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın ulaştığı bilgiye göre Selahattin Demirtaş, 7 Ekim’de Adalet Bakanlığı’na Abdullah Öcalan ile görüşme talebinde bulunmak amacıyla HDP Genel Merkezi’nden izin istedi. Demirtaş’ın bu görüşmeyi SEGBİS üzerinde avukat veya ziyaretçi sıfatıyla yapmayı istediği öğrenildi. Ayrıca Demirtaş’ın HDP’ye ilettiği mesajda, bu kapsamda bakanlıktan Abdullah Öcalan üzerindeki “tecridin kaldırılması” ve ailesiyle de görüşmesine izin verilmesini de isteyeceğini bildirdiği ifade edildi.

Ancak edinilen bilgilere göre, HDP yönetimi bu talebe olumlu karşılık vermedi. Bir süre sonra da Sancar ve Buldan’ın Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurması adımı geldi. HDP yetkilileri ise Demirtaş’tan kendilerine böyle bir talep gelmediğini söyledi. Ancak kaynaklar, bu talebin gittiğini ifade ediyor.

Demirtaş ile HDP arasındaki gerginlik

Demirtaş’ın Öcalan ile ne görüşeceği ise şimdilik bilinmiyor. Ancak iddia edilen görüşme talebinin zamanlaması dikkat çekici. HDP ile Demirtaş arasında bir süredir soğukluk ve gerginlik olduğu kamuoyuna yansımıştı. Bu gerginlik, 3 Temmuz’daki HDP Olağan Genel Kurulu’ndan sonra başlamıştı.

Demirtaş, 5 Temmuz günü T24’te yayımlanan “İğneyi kendimize” başlıklı yazısında HDP’ye yönelik üstü kapalı mesajlar vermiş ve partiyi değişim için cesaretli olmamakla eleştirmişti. Demirtaş’ın yine yakın çevresine yargılandığı davada partisinin kendisini yalnız bıraktığını söylediği de belirtiliyor.

Bu gelişmenin ardından 13 Ekim’de HDP’li siyasetçiler Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder ve Sırrı Sakık, Demirtaş ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurmuştu. Alınan bilgiye göre, bakanlık kapalı görüş için izin verdi. Ancak HDP’liler, görüşmenin “açık görüş” şeklinde yapılmasını istediklerini belirterek bu yönde izin talebini güncelledi. Üç HDP’linin ziyaretinde, Demirtaş ile HDP arasındaki gerginliğin nedenlerinin ele alınması bekleniyor.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise bugün Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada “Demirtaş’la bizim aramızda fikir farklılıkları olabilir; bu doğru. Fakat aramızdaki temel ayrılık cezaevi duvarlarıdır. Demirtaş’ın asıl amacının parti politikalarına destek vermek olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

Mersin saldırısından sonra 

Diğer yandan ziyaret talebinin Mersin’de 26 Eylül’de PKK’nın üslendiği ve bir polisin hayatını kaybettiği terör saldırısından sonra gelmesi de dikkat çekti. Demirtaş bu saldırıyı kınarken PKK’dan ise Demirtaş’a sert tepki gelmişti.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Ocak 2022’de partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar” demişti.

Paylaşın

HDP’li Vekil Habip Eksik, Polis Müdahalesinde Yaralandı

Abdullah Öcalan’ın 1998’de Suriye’den ayrılmasının yıldönümünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından, Diyarbakır, Van, İstanbul, Urfa, Mardin, İzmir, Hakkari’de yapılmak istenen yürüyüşlere polis müdahale etti.

Haber Merkezi / Hakkari Yüksekova’daki yürüyüşte HDP Iğdır Mİlletvekili Habip Eksik darp edildi. Yaralanan Eksik hastaneye kaldırıldı. Müdahalede 20 kişi de gözaltına alındı.

Özgürlükçü Hukukçular Deneği Hakkari şubesinin Sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Yüksekova’da bugün yapılması planlanan yürüyüşte çok sayıda üyemiz, parti üye ve yöneticileri darp edilerek gözaltına alındı. Vekiller de darp edildiler. Hukuksuzlukların takibini yapmak için alanda ve karakoldayız” ifadeleri yer aldı.

Van’da 55 gözaltı

İzmir’de gerçekleştirilen protesto eyleminde HDP İl Eşbaşkanları Berna Çelik ve Çınar Altan ile ismi öğrenilmeyen 1 kişi gözaltına aldı. Van’da gerçekleştirilen yürüyüş ve açıklamada aralarında HDP’li yöneticilerin de olduğu 55 kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır’da 31 gözaltı

Diyarbakır’da HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, HDP PM üyeleri Beybün Aslan ve Raci Bilici, DBP İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun, HDP İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ve Zeyat Ceylan, HDP İl Eşbaşkan Yardımcısı Mervan Yıldız, Emine İnan, Şadiye Hayme, MEBYA-DER Eşbaşkanı Meryem Soylu, Figen Ekti, Mehmet Zeki Bağcık, Halil Memiş, Mithat Altaç, Mehmet Ali Altınkaynak, Hüsnü Aslan, Mehmet Şirin Gürbüz, Mehmet Asana, Sedat Yiğit, Murat Çoban, Şirin Şehir, Mehmet Oruç, Muharrem Bulat, Meryem Yıldız ve soy isimleri öğrenilemeyen Meryem, Leyla, Hebun, Sümeyye, Beytocan, Abidin ve Vedat’ın da aralarında olduğu en az 31 kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da 26 gözaltı

İstanbul İstiklal Caddesi, Kadıköy ve Esenyurt’ta yapılan yürüyüşlerde HDK Eşsözcüsü Esengül Demir ile Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal ve Ömer İbrahimoğlu’nun da aralarında olduğu en az 26 kişi gözaltına alındı.

Paylaşın

Ruşen Çakır Yorumladı: Demirtaş, Öcalan’ın Yerini Mi Alacak?

Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır, Mersin’in Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi’ne düzenlenen ve PKK’nın askeri kanadı olarak bilinen HPG’nin üstlendiği saldırı sonrası Selahattin Demirtaş ve HDP yönetiminden gelen tepkileri yorumladı.

Başlıktaki soruya yanıtının “Hayır” olduğunu dile getiren gazeteci, şöyle devam etti:

“Fakat cevabımın ‘hayır’ olması, Selahattin Demirtaş’ın yakın dönemde Kürt siyasi hareketinin en önde gelen ismi olmasını düşük bir ihtimal gördüğüm anlamına gelmiyor. Hatta tam tersini düşünüyorum. Bugünden bakıldığında Kürt siyasi hareketi içinde önü en açık isim bana göre Demirtaş ve eğer bir süredir izlediği çizgiyi bozmazsa bu hareketin lideri haline gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Ama Demirtaş’ın, bu hareket içerisinde ‘Liderlik’ olarak tanımlanan Abdullah Öcalan’ın yerini almak yerine, hareketin farklı aktörleriyle beraber, ‘l’si büyük harfle yazılmayan yepyeni bir liderlik inşa etmesini beklemek daha gerçekçi olur.”

Çakır, bu noktada saldırı sonrası hem Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hem de HDP yönetiminin peş peşe kınama mesajları yayınladığına dikkati çekti:

‘Örgütün açıklamasındaki sözlerin muhatabının Demirtaş ve HDP olduğu düşünüldü’

“(…) Demirtaş ve HDP’nin PKK tarafından düzenlendiği belli olan saldırıyla aralarına mesafe koymaları üzerine Kandil’in ne diyeceği merak edilirken çok geçmeden örgütün üstlenme açıklaması geldi. Açıklamadaki ‘Kürt halkını ve değerlerini korumak için kendisini feda eden fedailerin, hangi gerekçeyle olursa olsun düşman diliyle kınanması ancak sindirilmişlikle ifade edilebilir’ sözlerinin muhatabının Demirtaş ve HDP olduğu düşünüldü.

Demirtaş ise yine hızlı bir şekilde, tabii ki doğrudan adını vermeden Kandil’e cevap vererek ‘geri adım’ atmayacağının altını çizdi: ‘Demokratik siyasette ısrar ve barış politikası, bizim için ilkeseldir. Kimse geri adım atmamızı beklemesin. Her koşulda ilkelerimizi savunacak, halkın demokratik çözüm ve barış isteğini tüm olanaklarımızla, gür sesle söylemeyi sürdüreceğiz. Faşizmi yıkacak, mutlaka kazanacağız.’

‘Demirtaş yanıt verdi’

Demirtaş, ayrıca ‘Milyonların sessiz barış çığlığını hücremden duyuyorum, halkın duygularının tercümanı olmaya çalışıyorum’ diyerek PKK açıklamasındaki ‘Kürt halkını ve değerlerini korumak’ sözlerine; ‘Elbette bunun bedelleri oluyor. Mahallenin ‘delisi, popülisti, tek adamı, sinmişi’ ya da karşı mahallenin ‘teröristi, katili’ olarak yaftalanmayı göze alıyorum’ diyerek yine aynı açıklamadaki ‘sindirilmişlik’ sözüne de cevap vermiş oldu.

Sonuçta, ardından söylenenler ve alınan tavırlardan hareketle Mersin saldırısının Kürt siyasi hareketinde daha şimdiden bir dönüm noktası olmaya aday olduğunu ileri sürebiliriz. (…)”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın