Kolon kanseri nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Kalın bağırsaktaki kolon bölümünde ortaya çıkan kansere, kolon kanseri denilmektedir. Kolonda görülen kanser, erken evrede teşhis edilirse tamamen tedavi edilmesi mümkün olmaktadır. Ancak erken fark edilemediği durumlarda bu kanser türü; yakın lenf bezlerine, komşu olduğu mide, dalak gibi organlara ve kan vasıtasıyla da vücuttaki diğer bölgelere yayılmaktadır.

Kolon kanserleri, dünyada en sık görülen kanser türlerinden biridir. Sağlık Bakanlığının istatistiklerine göre ülkemizde de en sık görülen ilk 5 kanser türü arasında kolon (kalın bağırsak) kanseri yer almaktadır. Kolon kanserinin her yaşta görülme riski olsa da en sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir. Cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde ise tüm kanserler arasında kolon kanseri kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sırada yer almaktadır.

Kolon kanseri neden olur?

Sıklıkla kolon kanseri diğer kanser türlerinde olduğu gibi genetik faktör kanserin oluşmasında önemli bir nedendir. Ailede kolon kanseri ile ilgili bir geçmiş varsa bundan kaynaklı risk artmaktadır. Bununla birlikte yaş faktörü de etkilidir. Özellikle 50-60 yaşlarındaki erkeklerde daha çok tutulum gözlenmiştir. Kişinin bağırsağında önce iyi huylu olarak oluşan polipler bazı durumlarda kansere dönüşebilir. Polipler bağırsak içerisinde oluşan minik çıkıntılardır. Bu çıkıntıları eğer fark edilmişse takip ettirmekte yarar vardır.

Genlerde bulunan bazı değişmeler sonucu da bu kansere yakalanma riskinin arttığı bilinmektedir. Bazı durumlarda hastanın altta yatan kronik bağırsak hastalığı bulunur. İnflamatuar bağırsak hastalığı, ülseratif kolit gibi hastalıklar kolon iç yüzeyini etkilediği için bazı durumlarda kolon kanserini tetikleyici olarak davranabilir. Sigara kullanımı ve sağlıksız beslenme gibi hayat tarzı da kolon kanseri nedenleri arasında sayılabilir.

Kolon kanseri risk faktörleri nelerdir?

Kolon kanserinin nedenlerinin bir kısmı önlenebilirken bir kısmı önlenemez niteliktedir. Kolon kanserine yol açtığı düşünülen önlenebilir risk faktörlerinin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

  • Aşırı kilolu ya da obez olmak
  • Salam ve sosis gibi işlenmiş etleri tüketmek
  • Karbonhidrattan zengin, lif bakımından fakir beslenmek
  • Sedanter yaşam tarzına sahip olmak
  • Fazla miktarda kırmızı et tüketmek
  • Sigara ve benzeri tütün ürünlerini kullanmak
  • Çok miktarda alkol almak

Kolon kanser riskini artıran fakat önlenemeyen faktörler ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Yaş almak
  • Kişinin kalın bağırsaklarında polip olması
  • Ülseratif kolit ya da Crohn hastalığı gibi inflamatuvar bağırsak hastalığına sahip olmak
  • Lynch sendromu gibi kalıtsal bir sendromun olması
  • Tip-2 diyabet hastası olmak
  • Ailede kalın bağırsak polipleri veya kolon kanser hikayesinin olması
  • Daha önceden kolon kanser geçirmiş olmak
  • Kadınlarda, yumurtalık, meme ya da rahim kanseri hikayesinin olması

Belirtileri;

Bağırsak kanserlerinin belirtileri, sıklıkla dışkılama alışkanlıklarında değişiklik şekilde kendini gösterir. Geçmeyen ishal ya da kabızlık, dışkıda incelme, dışkıdan ve anüsten kan gelmesi, dışkıda yumurta akına benzer bir salgı olması kolon kanserinin belirtileri arasında bulunur. Kanser daha da ilerlediğinde karın bölgesinde, şişlik ve ağrı gibi şikâyetler gözlenir. Dışkılama yaparken ağrı duyma ve zorlanma, demir eksikliğine bağlı kansızlık, kilo kaybetme ve karın bölgesinde kitle oluşumu da kolon kanseri ile ilgili bulgulardır.

Tanısı;

Günümüzde kolon ve bağırsakta kanser ve diğer tümöral oluşumlar endoskopik yöntemler kullanılarak daha kolay bir şekilde teşhis edilebilmektedir. Kolonoskopi yöntemi kullanılarak tümör oluşumunun erken dönemde saptanması mümkündür. Ayrıca kolonoskopi sayesinde, kansere dönüşme riski olan polipler alınmakta ve kanser tehlikesi önlenmektedir. Kesin tanı için hastadan dışkı alınıp incelenir, kolon grafisi ve bilgisayarlı tomografi uygulanır. Endoskopi ile de parça alınıp, patolojik incelemeden geçirilmektedir.

Tedavisi;

Kolon kanserinde kolonoskopide alınan poliplerin üzerinde, kanser erken evrede yakalandığında ameliyat gerekmeyebilir. Sadece yakın takibe alınır. Poliplerin erken evrede, kansere dönüşmeden teşhisinde kolonoskopinin büyük önemi vardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda kolonoskopi yapılarak poliplerin erken devrede çıkarılması ile kolon kanserinin büyük ölçüde engellenebildiği gösterilmiştir. Bu nedenle 45 yaşından sonra her erkek ve 50 yaşından sonra her kadın, dışkıda gizli kan taraması ve kolonoskopi yaptırmalıdır.

Kolonoskopi sırasında hasta konforuna büyük önem verilmektedir. Bu nedenle hasta “bilinçli sedasyon” denilen damardan hafif bir ağrı kesici ile yarı baygın hale getirilmektedir. Öncesinde bağırsağın çeşitli yöntemlerle tamamen boşaltılması gerekmektedir. Daha sonra fiberoptik bir kamera ile bağırsağa girilmekte ve görülen tüm polipler çıkarılmaktadır. Ancak burada kolonoskopiyi uygulayan hekimin tecrübesi, kullanılan cihazın dezenfeksiyonunun ve görüntü kalitesinin yüksek derecede olması,  büyük önem taşımaktadır.

İleri evre kolon kanserinde standart tedavi seçeneği cerrahidir; yani tümörlü bölgenin çevreden bir miktar sağlam doku ve lenf düğümleriyle birlikte çıkarılmasıdır. Yapılan çalışmalar, onkoloji prensiplerine uygun olarak ve deneyimli cerrahlar tarafından yapılan ameliyatların hastanın geleceği açısından en önemli faktör olduğunu göstermektedir. Kolon kanserinde ameliyattan sonra hastalığın evresine göre ek, koruyucu kemoterapi uygulanır. Örneğin, tümörün bağırsağa komşu lenf düğümlerine sıçradığı “evre III” vakalarda, “adjuvan” kemoterapi (hastalığın yayılmasını önleyen) artık tüm dünyada standartlaşmış bir uygulamadır.

Kolon kanserlerinde, anüse çok yakın tümörlerde anüsü iptal etmek ve karından dışkılamaya geçmek (kolostomi torbaları ile) bazen kaçınılmaz olabilmektedir. Ancak son yıllarda ameliyat öncesi radyoterapi ile birlikte kemoterapi uygulanması, anüsün korunmasını önemli ölçüde sağlayabilmektedir. Diğer organlara yayılmış (metastatik) hastalarda, hastanın genel durumuna, yaşına, hastalığın yaygınlık derecesine bağlı olarak her üç tedavi yöntemi (cerrahi, kemoterapi, radyoterapi) uygulanmaktadır. Amaç, hastaların yaşam süresini ve kalitesini artırmaktır. Son birkaç yılda bulunan hedefe yönelik yeni biyolojik ilaç tedavileri sayesinde, tedavide başarı oranları günden güne artmaktadır.

Kolon kanserine yakalanmamış bireylerin korunmasında beslenme tarzları ve yaptıracakları tarama testlerinin büyük bir önemi vardır. Sebze, meyve ve tahıllar gibi lifli gıdaların bolca tüketilmesi, yeterince kalsiyum ve D vitamininin alınması önemlidir. Bunların yanı sıra; ikincil korunma önlemi olarak tarama testleri ile erken tanının ayrı bir önemi vardır. Bunun için, her iki cinste 50 yaşından başlamak üzere, tarama testlerinin yapılması önerilmektedir. Ailesinde kolon kanseri olan bireylerde tarama testlerine daha erken yaşta mutlaka başlanmalıdır.

Kolon kanserinden korunmak için alınabilecek önlemler nelerdir?

Kalın bağırsak kanserinden korunmak için öncelikle en basit olarak beslenme düzenine dikkat etmek gereklidir. Lifli besinler bağırsak sistemi için sağlıklıdır. Diyette bu tarz lif içeriği yüksek beslenmek faydalıdır. Aşırı yağlı, baharatlı gibi besinler bağırsakları yorar. Bundan dolayı bu besinleri sıklıkla tüketmemek faydalı olur. Kalsiyum ve D vitamininin yeteri kadar alınması önemlidir.

Fazla kilo da risk faktörü olabileceği için kişinin yaşına uygun egzersizle vermesi gerekir. 50 yaşından itibaren risk altında olan hastaların düzenli tarama testlerine katılması erken tanı için önemlidir. Eğer kişide ailede bir kolon kanseri geçmişi varsa bu konuda daha özenle davranması beklenir. Mümkünse bu kişilerde dışkı düzenini rutin takip etmesi istenir. Belirtilerden bazılarına rastgelinirse kişinin bir sağlık kuruluşuna muaynene için başvurması gerekir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurun…

 

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir