Galatasaray, Grubunda Liderliğini Korudu!

Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi E Grubu 2. hafta maçında Olimpik Marsilya’ya konuk oldu. Veledrom Stadı’nda oynanan maçta gol sesi çıkmayınca, karşılaşma başladığı gibi sona erdi.

Haber Merkezi / Galatasaray, bu sonuçla grubunda puanını 4’e yükseltti ve liderliğini sürdürdü. Marsilya 2 puanla üçüncü sırada kendine yer bulurken, Lokomotiv Moskova’yı mağlup eden Lazio 3 puanla ikinci sırada yer aldı. Lokomotiv Moskova ise 1 puanla son sırada yer alıyor.

Karşılaşmadan dakikalar;

8. dakikada sağ kanattan Cengiz’in kullandığı serbest atışta ceza sahası içinde Taylan’ın ters vuruşunda top üst direğe çarparak kornere çıktı. 17. dakikada sağ kanattan Morutan’ın kullandığı köşe atışında savunmanın uzaklaştırmaya çalıştığı topla buluşan Van Aanholt’un gelişine şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.

34. dakikada Kerem Aktürkoğlu’nun pasıyla ceza sahası dışında topla buluşan Cicaldau, kaleye uzaktan şut attı ancak meşin yuvarlak yandan dışarı çıktı. 35. dakikada ceza sahası dışı sağ çaprazdan Cengiz Ünder’in sert şutunda kaleci Muslera köşeye giden topu kornere çeldi. 45+8. dakikada Halil Dervişoğlu’nun pasıyla kaleci Lopez ile karşı karşıya kalan Kerem’in şutunda Lopez gole izin vermedi.

45+8. dakikada Kerem Aktürkoğlu, Olimpik Marsilya defansının arkasına sarkarak kaleciyle karşı karşıya şutunu çekti. Pau Lopez’den dönen top bir kez daha Kerem’in önünde kalırken, oyuncu bu kez pasını Halil Dervişoğlu’na çıkardı ancak bu oyuncunun vuruşunda savunma araya girip, tehlikeyi uzaklaştırdı.

50. dakikada sağ kanattan ceza sahasına giren Cengiz’in arka direğe pasında Dieng bomboş durumda topu auta gönderdi. 59. dakikada sol kanattan Payet’in köşe atışında arka direkte Saliba’nın kafa vuruşu üst direğe çarparak dışarı çıktı.

60. dakikada Payet’in sağdan kullandığı korner sonrası Saliba’nın kafa vuruşunda, top üst direğe çarparak oyuna döndü ve savunma tehlikeyi uzaklaştırdı. 75. dakikada Van Aanholt, ceza sahası içinde Guendouzi‘yi yere düşürünce hakem penaltı noktasını gösterdi. Ancak VAR’dan gelen uyarının ardından pozisyonu izleyen hakem Raczkowski kararı iptal etti.

Stat: Veledrom

Hakemler: Pawel Raczkowski, Radoslaw Siejka, Adam Kupsik

Marsilya: Pau Lopez, Lirola, Alvaro Gonzalez, Saliba, Peres, Guendouzi, Gueye, Cengiz Ünder, Harit (Fuente dk. 79), Dieng (Milik dk. 61), Payet

Galatasaray: Muslera, Boey (Yedlin dk. 65), Marcao, Nelsson, Van Aanholt, Taylan Antalyalı, Berkan Kutlu (Luyindama dk. 88 ?), Cicaldau, Morutan (Emre Kılınç dk. 73), Kerem Aktürkoğlu (Babel dk. 87 ?,)Halil Dervişoğlu (Diagne dk. 73)

 

 

Paylaşın

Fenerbahçe, Olympiakos’a Kadıköy’de Boyun Eğdi

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi D Grubu’ndaki ikinci maçında Yunanistan temsilcisi Olympiacos’u konuk etti. Şükrü Saracoğlu’nda oynanan mücadele 3-0 Olympiakos lehine sonuçlandı. Fenerbahçe, bu sonuçla grubunda 1 puanda kalırken, Olympiakos puanını 6’ya çıkardı.

Haber Merkezi / Olympiakos’a galibiyeti getiren golleri, 6. dakikada Soares, 63. dakikada ve 68. dakikada Masouras kaydetti. Grubun diğer karşılaşmasında Eintracht Frankfurt, Royal Antwerp’i 1-0 mağlup etti. Fenerbahçe, gruptaki 3. maçını Royal Antwerp, Olympiakos ise Eintracht Frankfurt ile yapacak.

Karşılaşmadan dakikalar;

6. dakikada gelişen Olympiacos atağında orta alanda Szalai’nin top kaybıyla ani atağa çıkan Masouras’ın pasında ceza sahası içinde topla buluşan Soares’in kaleciyle karşı karşıya durumda aşırtma vuruşunda, top ağlarla buluştu (0-1).

8. dakikada soldan çalımlarla ceza sahası içine giren Valencia’nın yerden yakın direğe şutunda, top yandan az farkla auta çıktı. 27. dakikada Pelkas’ın pasıyla ceza sahası içi sağ çaprazda topla buluşan Valencia’nın şutunda, top kalecide kaldı.

35. dakikada gelişen Olympiacos atağında Masouras’ın sağdan ceza sahası içine yerden pasında topla buluşan Mohamed Camara’nın penaltı noktasından şutunda, kaleci Altay meşin yuvarlağı kornere çeldi.

45+1. dakikada ceza sahası içinde sağ çaprazda topla buluşan Rossi’nin vuruşunda top üstten auta gitti. 54. dakikada Gustavo’nun ceza sahası dışından yaptığı vuruşta top kalenin üzerinden dışarıya gitti.

56. dakikada Szalai’nin pasında defansın arkasına iyi sarkan Pelkas’ın sağ çaprazdan vuruşunda top direğe çarpıp oyun alanına döndü. 58. dakikada gelişen Olympiacos atağında sağ kanatta topu alan Camara’nın ceza sahası içine girip, çaprazdan yaptığı vuruşta kaleci Altay Bayındır topu kornere çeldi.

62. dakikada gelişen Olympiacos atağında sol taraftan çalımlarla ceza sahası içine giren Soares son çizgeye inerek pasını içeriye çevirdi. Burada bulunan Aguibou Camara’nın şutunda kaleci Altay Bayındır topu çeldi. Dönen topu ceza sahası içi sağ tarafında alan Masouras’ın vuruşunda top ağlarla buluştu (0-2).

68. dakikada gelişen Olympiacos atağında ceza sahası içinde Aguibou Camara’nın vuruşunda kaleci Altay Bayındır’dan seken topu alan Masouras’ın vuruşunda top filelere gitti (0-3). 83. dakikada gelişen Olympiacos atağında defansın arkasına sarkan Masouras’ın ilerleyip ceza sahası içine girerek yaptığı vuruşta kaleci Altay Bayındır topu kurtardı.

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

Hakemler: Alejandro Hernandez, Jose Naranjo, Teodoro Sobrino (İspanya)

Fenerbahçe: Altay Bayındır, Novak, Min-jae, Szalai, Gustavo (Dk. 70 Zajc), Mert Hakan Yandaş (Dk. 75 Meyer), Osayi-Samuel, Ferdi Kadıoğlu (Dk. 84 Fatih Şanlıtürk), Rossi (Dk. 70 Berisha), Pelkas, Valencia (Dk. 75 Muhammed Gümüşkaya)

Olympiakos: Vaclik, Masouras (Dk. 89 Valbuena), Ba (Dk. 46 Lala), Sokratis, Cisse, Reabciuk, Aguibou Camara, Mohamed Camara (Dk. 89 Vrousai), Bouchalakis, Onyekuru (Dk. 63 Kunde), Soares (Dk. 86 El-Arabi)

Goller: Dk. 6 Soares, Dk. 63 ve 68 Masouras (Olympiakos)

Paylaşın

DEVA Partisi İttifaklara Katılacak Mı? Babacan Açıkladı

Ülke gündemindeki ‘ittifak’ konusunda değerlendirmelerde bulunan Deva Lideri Babacan, “Şu an içinde olduğumuz bir ittifak yok… Bir sonraki seçime girerken ittifaklar nasıl şekillenir, biz parti olarak herhangi bir ittifakta yer alır mıyız veya kendi başımıza mı seçime gireriz bunlar seçim takvimi yaklaşınca vereceğimiz bir karar. Önümüzdeki süreçte bütün opsiyonları açık tutarak bir yandan kendimiz çalışmaya devam edeceğiz. Bir yandan da Türkiye’de seçime kadar siyasi yapıların nasıl şekilleneceğini izleyeceğiz. Her türlü senaryoyu dikkate alan çalışmalar yapıyoruz.” dedi.

Haber Merkezi / Denizli’de partisinin 1. Olağan İl Kongresi’ne katılmak için şehirde bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kentteki bir otelde partililerle bir araya geldi. Babacan, kongrenin yapacağı merkeze geçmeden önce düzenlediği basın toplantısında ittifak konusunda değerlendirmede bulundu.

Babacan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Şu an içinde olduğumuz bir ittifak yok. Seçim ittifakı, seçime girerken Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bunun söylenmesidir. Buna göre sistem işliyor. Seçim bittikten sonra hukuki hiçbir niteliği kalmıyor. Adı üzerinde ‘seçim ittifakı.’ Seçimden sonraki süreç gönüllü bir birlikteliktir. Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da gönüllü birliktelik. Bir sonraki seçime girerken ittifaklar nasıl şekillenir, biz parti olarak herhangi bir ittifakta yer alır mıyız veya kendi başımıza mı seçime gireriz bunlar seçim takvimi yaklaşınca vereceğimiz bir karar. Önümüzdeki süreçte bütün opsiyonları açık tutarak bir yandan kendimiz çalışmaya devam edeceğiz. Bir yandan da Türkiye’de seçime kadar siyasi yapıların nasıl şekilleneceğini izleyeceğiz. Her türlü senaryoyu dikkate alan çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Basın toplantısının ardından DEVA Lideri Babacan, partisinin 1. Olağan Denizli İl Kongresi’nin yapılacağı Merkezefendi Kültür Merkezi’ne geçti. Babacan, kongrede yaptığı konuşmada ise şunları söyledi;

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir yayında hakaret davalarına ilişkin bir soru üzerine kullandığı ‘Benim hakkımda açılmış böyle davalar falan yok. Bunları kaynağında araştırıyor musunuz?’ ifadelerini ekranda gösteren Babacan, cumhurbaşkanına hakaret suçunun adli istatistiklerini paylaştı:

Biz bunları kaynağında araştırdık. ‘Dava falan yok’ diyor ya. Cumhurbaşkanı olduğu 2014’ten 2020’ye TCK 299. maddesine istinaden 160 bin soruşturma, 35 bin 500 de dava açılmış. Sayın Erdoğan uluslararası kuruluşları beğenmiyor ya hani. Bunlar kendi Adalet Bakanlığı’nın rakamı. Bu tabloda; vatandaşıyla kavgaya tutuşan bir cumhurbaşkanı var. Yürütmenin etkisi altına girmiş bir yargı, paspas edilen ifade özgürlüğü var. Bütün bir ülkeyi ceza tehdidiyle susturacağını zanneden bir kişi var. Kanunların sadece tek bir siyasi partinin genel başkanını korumak amacıyla kullanılması var. Bu tabloda, parti-devlet var.

Sizin, kanunlar karşısında, Dersimli Kemal’den, İzmitli Meral’den, Mardinli Mithat’tan, Osmaniyeli Devlet’ten ne farkınız var? Bakkal Ahmet amcadan, üniversite öğrencisi Levent’ten yasalar önünde nasıl bir ayrıcalığınız olabilir? Genel başkan şapkanızı takıp taraflı davrandığınız anda diğer genel başkanlarla mevzuat önünde eşitlenmeniz gerekir. İstediğine istediğin gibi konuş, aynısını başkası söylerse hemen hakaret davası aç… Adalet, hakkaniyet bu değil. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili her şeyi söyleyebiliyor, benzer ifadeler kendisiyle ilgili kullanıldığında ‘Ben cumhurbaşkanıyım, bana bunu diyemezsin’ diye dava açıyor. Genel başkana söylüyor bunu, nereden ayırt edeceksin?

Soruşturma ve dava açmakla yetinmiyorlar. Ek yaptırımlar getiriyorlar. Bir öğrenci cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırırlarsa, o öğrenciye yurtta yer vermiyorlar. Yurttaysa, bu suçlamadan dolayı ceza alırsa, ilişiğini kesiyorlar. Hakaret diye tanımladıkları da genel başkana yapılacak eleştiriler. Bir genç 17-18 yaşında Cumhurbaşkanı’na muhalif ise devletin yurdunda barınamıyor. Bu zihniyet, gençlere ‘Bana muhalifsen, sana yatacak yatak yok’ diyor. Korkmuyoruz, ülkeye ifade özgürlüğü getireceğiz.”

“Bu sistem tarih kitaplarına ‘gerileme dönemi’ diye geçecek”

DEVA Lideri Babacan, ayrıca kürsüden yayınladığı grafiklerle kendi dönemi ile Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi dönemindeki ekonomik verileri karşılaştırdı. Babacan şunları söyledi:

“Keyfî yönetim zihniyeti, hak ve özgürlüklerimizi geriletti. Ülkemiz her alanda geriledi. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi tarih kitaplarında kısa bir bölüm olarak geçecek. O bölümün adı da ‘gerileme dönemi’ olacak. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi, tarih kitaplarında ‘Bir kişinin duyguları ve dürtüleriyle koskoca bir ülke yönetildiğinde nasıl oluyor’ örneği olarak kayıtlara geçecek.

Dolar cinsinden kişi başı millî gelirde ben ve arkadaşlarım işin başındayken, ortak aklın ve istişare varken kişi başı millî gelirde yıllık ortalama %12,2 büyüme var. Son üç yılda eksi. Her yıl ortalama 2,9 fakirleştirmişler. Biz artırdık, onlar düşürdü. Biz bu milleti zenginleştirdik, onlar yoksullaştırdı. İşte bunun için gerileme dönemi.

Bizim dönemimizde dolar cinsinden asgari ücret, her yıl ortama %10,9 arttı. Taraflı cumhurbaşkanlığı döneminde yıllık ortalama tam %3 düştü. Asgari ücrette Çin’in bile gerisinde Türkiye. İşçi sendikalarının açıkladığı rakamlara göre, asgari ücret açlık sınırının altında. Hani sayın Erdoğan arada bir ‘Asgari ücreti artırdık’ diyor ya… Bizim dönemde artmış, tek yetkiyi elinde tuttuğu dönemde düşmüş; paçal muhasebeyle kapatmaya çalışıyor. Buyursun tekrar yapsın.

“Yılık ortalama büyüme hızı bu sistemde %3,6’ya geriledi”

Rakamları eğip bükerek ‘Şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük’ diye övünüyorlar. Bizim iş başında olduğumuz dönemde Türkiye ekonomisi ortalama her yıl yüzde 7,3 büyümüş. Yani yüzde 7,3 büyüyorsunuz; onun üstüne bir yüzde 7,3 daha büyümek demek. Son dönemde yüzde 3,6. Bunu da kim hissediyor, bilmiyorum. Ülke ekonomisi ne zaman şaha kalkmış, ne zaman ilerlemiş çok açık.”

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Bakan Koca’dan Uyarı

Kovid 19’da son 24 saatte 29 bin 104 yeni vaka tespit edilirken, 216 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Bulaşma ve vefatlar, zincirleme ihmal sonucu gerçekleşiyor. Aşılarımızı olup, tedbirlere uyalım” dedi.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte 357 bin 853 test yapılırken, 29 bin 104 yeni vaka tespit edildi. 32 bin 119 kişi sağlığına kavuşurken, 216 kişi hayatını kaybetti.

Bakan Koca’dan uyarı

Yeni tabloyu sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bugünkü can kaybımız 216. Kaybettiğimiz kişiler kendileri önlem almamış olsalar, ama diğer insanlar salgınla mücadelenin gereklerini tam olarak yapsalardı sonuç çok farklı olacaktı. Bulaşma ve vefatlar, zincirleme ihmal sonucu gerçekleşiyor. Aşılarımızı olup, tedbirlere uyalım” dedi.

Aşılamada son durum

Güncel verilere göre, birinci doz Türkiye ortalaması yüzde 86.74, ikinci doz ortalaması yüzde 71.69, birinci, ikinci ve üçüncü doz toplamı ise 109 milyon 495 bin 613 oldu.

Paylaşın

MGK Bildirisinde ‘Suriye Ve Afganistan’ Vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan ve yaklaşık 3.5 saat süren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamadan, Suriye, Afganistan Doğu Akdeniz, Afrika ve doğal afetlerin ele alındığı anlaşılıyor.

Haber Merkezi / Bildiride, Afganistan’da yaşanan son gelişmeler neticesinde ortaya çıkan durum değerlendirildiği, Suriye’de ise istikrara zarar veren eylemlerin bölgedeki hassas dengeleri bozarak kalıcı ve sürdürülebilir çözüme ulaşılmasını engelleyeceğine işaret edildi.

Bildiride, yangınlar, seller, kuraklık ve benzeri pek çok emareyle giderek daha çok yaklaştığı görülen iklim değişikliği tehdidine karşı küresel düzeyde ortak mücadele planlarının hayata geçirilmesinin zorunluluğuna işaret edilerek Türkiye’nin, her uluslararası meselede olduğu gibi bu konuda da üzerine düşenleri yapacağı belirtilmiştir.

MGK toplantısı sonrası yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen faaliyetler hakkında kurula bilgi sunulmuştur.

Suriye

Suriye meselesine taraf ve müdahil olan aktörlerin Suriye halkının barış, huzur ve refaha kavuşması hususundaki mesuliyetleri üzerinde durulmuş, bilhassa sivilleri hedef alan ve istikrara zarar veren eylemlerin bölgedeki hassas dengeleri bozarak kalıcı ve sürdürülebilir çözüme ulaşılmasını engelleyeceğine işaret edilmiştir.

Doğu Akdeniz

Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’a ilişkin meseleler ile düzensiz göç konusundaki iyi niyetli, yapıcı, çözüm odaklı teklif ve yaklaşımlarının göz ardı edilmesinin hem uluslararası hukuk ve hakkaniyet hem de Avrupa Birliği’nin uzun vadeli menfaatlerinin hilafına olduğu belirtilmiş, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı eylemlerine ve hasmane tutumlarına destek verilmesinin bölgedeki anlaşmazlıkları daha da derinleştireceğinin altı çizilmiştir.

Afganistan

Afganistan’da yaşanan son gelişmeler neticesinde ortaya çıkan durum değerlendirilmiş, Türkiye’nin dost ve kardeş Afganistan halkının ülkelerinde müreffeh ve huzurlu bir hayata kavuşmasına yönelik Kabil Uluslararası Havalimanının işletilmesi de dahil olmak üzere desteğini sürdüreceği vurgulanmış; uluslararası topluma, insani krizlerin aşılmasında birlikte hareket etme ve samimiyetle sorumluluk üstlenme çağrısında bulunulmuştur.

Afrika

Afrika kıtası genelinde artma ve yayılma eğiliminde olduğu müşahede edilen terör, iç çatışmalar ve siyası istikrarsızlıkların, Kıta’nın mazlum milletlerinin hak ettikleri refaha erişmesinin önündeki başlıca engelleri teşkil ettiği belirtilmiş: Türkiye’nin, Afrika’da güvenlik ve istikrarın tesisi ile kalkınmaya yönelik çabalara katkı sunmaya devam edeceği ifade edilmiştir.

Doğal afetler

Yangınlar, seller, kuraklık ve benzeri pek çok emareyle giderek daha çok yaklaştığı görülen iklim değişikliği tehdidine karşı küresel düzeyde ortak mücadele planlarının hayata geçirilmesinin zorunluluğuna işaret edilerek Türkiye’nin, her uluslararası meselede olduğu gibi bu konuda da üzerine düşenleri yapacağı belirtilmiştir.

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’ın ‘Sistem’ Açıklamasına Yanıt

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz başkanlık sistemini getirdik ve bu yeni sistemden de memnunuz” ifadelerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den yanıt geldi.

Haber Merkezi / “Sen bu ucube sistemden ve saray sefasından elbette memnun olabilirsin” diyen Akşener, “Ama milletimiz her gün ağırlaşan şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor. İşte bu yüzden; sen gidiyorsun ve biz bu ucube sistemi değiştirip bu umursamazlığa son vermeye geliyoruz” dedi.

Akşener, sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Sen bu ucube sistemden ve saray sefasından elbette memnun olabilirsin. Ama milletimiz her gün ağırlaşan şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor. İşte bu yüzden; sen gidiyorsun ve biz bu ucube sistemi değiştirip bu umursamazlığa son vermeye geliyoruz”

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan parlamenter sisteme ilişkin açıklama yapmış, ”Parlamenter demokrasiye dönüş noktasında asla böyle bir şey söz konusu değil. Başkanlık sistemini getiren bir iktidar kalkıp da muhalefetin kuyruğuna takılır mı? Böyle bir şey asla olamaz. Biz başkanlık sistemini getirdik ve bu yeni sistemden de memnunuz” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Bu Düzeni Değiştirmek Bizim Elimizde

İstanbul’da CHP’li Belediyeler Tarımsal Kalkınma Zirvesi’nde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında, hep beraber bu düzeni değiştireceğiz vurgusu yaparak, “Yapmamız gereken, var olan düzeni değiştirmektir. Bu düzeni değiştirmek için de işçisi, çiftçisi, emeklisi, taşeron işçisi, hepimizin bir araya gelmesi lazım ve bu düzeni değiştirmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Konuşmasının devamında “Düzeni kimden yana değiştireceğiz? Halktan yana, üretenden yana, alın terinden yana, çalışandan yana değiştireceğiz. Havadan malı götürenlerden yana var olan düzeni değiştirmek bizim elimizde. Eğer varsanız, biz hazırız. Hep beraber bu düzeni değiştireceğiz.” diyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölüler şöyle;

“Değiştirirken nasıl değiştireceğiz? Anayasada hüküm var, anayasa bunun kurallarını koymuş. O kurallara göre değiştireceğiz. Temel kurallar bunlar. Nedir bu temel kurallar? Anayasa madde 166, ‘Özellikle sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının verimli şekilde kullanılmasını planlamak devletin temel görevidir’ diyor.

Kim yapacak bunu? Siyasi iktidar yapacak. Yapılıyor mu? Yapılmıyor. Yapılsaydı zaten tarım bu hale gelmezdi. İktidara geldiklerinde uygulayacakları tarım politikalarını anlatan Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

Planlama, sıradan ele alınacak bir konu değildir. Planlamanın özü şudur: Herkes üretecek ama kimse zarar etmeyecek. Herkes kazanacak, Türkiye de kazanacak. Bunu yaptığınız zaman planlama amacına ulaşmış olur. Planlamadaki amaç şudur: Bir; çiftçi bir yıl önceden ne ekeceğini bilecek. İki; o ürünü kaça satacağını bilecek.

Üç; sattığı üründen zarar etmeyeceğini bilecek. Dört; tüketici de evine ucuz ürün götürecek. Planlamanın özü budur. Bunu yapacağız. Bunu yaptığımız zaman fiyatlarda istikrar olur, politika olur, sağlıklı bir zemin yaratmış oluruz. Taban fiyatın özü de şudur: Ekiyorsunuz, gübre kullanıyorsunuz; gübreyi, elektriği, tohumu, her şeyi alıyorsunuz, bir maliyet oluşuyor işçilikle beraber.

Maliyetin üzerine makul bir kar koyacaksınız, bunun adı taban fiyat olacak. Çiftçi bu fiyattan satıyorsa eyvallah Daha yükseğe satıyorsa eyvallah… İstediğine satabilir. Ama çiftçi, belirlenen taban fiyatın altında bir satışa zorlanmayacak. Dolayısıyla çiftçi, ektiği ürünün karşılığını, alın terinin karşılığını makul bir karla almış olacak. İşin garantisi böyle olacak.

“Hep beraber batıyoruz”

Planlama olmayınca ne oluyor? Bakıyoruz, bu sene patates iyi fiyat yaptı, hep beraber patates ekiyoruz. Ertesi yıl hep beraber batıyoruz… Veya soğan çok iyi, hep beraber soğan ekiyoruz, bir bakıyoruz ki herkes soğan ekmiş, ondan sonra hep beraber iflas ediyoruz. Kim soğan ekecek, ne kadar ekecek, kim patates ekecek, ne kadar ekecek ve ne kadar gelir elde edecek, bütün bunlar planlandığı zaman sorun kendiliğinden büyük ölçüde çözülmüş olacak.

Şimdi gıda fiyatlarında artış var, polisiye tedbirlerle bu işi çözmeye çalışıyorlar. * Türkiye’de herkesin şunu çok iyi bilmesi lazım: Fiyatları polisiye tedbirlerle indirmeye kalkarsanız, o ülkede otoriter rejim vardır. Baskıyla bu işin içinden çıkamazsınız. Fiyatların düşmesi, makul seviyeye gelmesi ve ülkede fiyatlarda istikrarın olmasının tek yolu akılcı politikalardır. Aklı kullanmayıp da copu kullanırsanız devleti yönetemezsiniz.

İnşallah iktidar olacağız. Bütün bu çalışmalar aslında dersimize ne kadar iyi çalıştığımızı gösteriyor. Her santimini, her olayı, gübresinden tutun elektriğe kadar neyin ne olması gerektiğini biliyoruz. Bütün veriler elimizde var. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bütün verileri elimizde var.

Demek ki dersimize çalışıyoruz. Bunun uygulamalarını yerel yönetimlerde yapıyoruz. Bütün belediye başkanlarımız olağanüstü başarıların altına imza atıyorlar. İlk bir haftada yapacağımız iş; çiftçinin ister bankalardan, ister tarım kredi kooperatifinden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Bitti. Faiz yok. Ana parayı da makul şekilde alacağız. İki; hiçbir çiftçinin üretim araçları asla ve asla, borcu ne olursa olsun haczedilmeyecek.

Yüreğimi yakan şu fotoğraf var: Çiftçi haczedilen ve kamyona yüklenen traktörünü arkadan seyrediyor… Bu büyük bir insanlık dramıdır. Elinden traktörü aldın, ya bu adam ne ekecek? Ekecek, üretecek ki borcunu ödesin. Eğer copla bir şeyi yönetmeye kalkıyorsanız, başarılı olamazsınız. Aklı kullanmanız lazım.

Gayet güzel bir planlama yapacağız. Çiftçi bir yıl önceden neyi ve ne kadar ekeceğini bilecek. * Kaçtan satacağını da bilecek. Bütün maliyetleri çıkaracağız, üstüne makul bir kar koyacağız, diyeceğiz ki, ‘Kardeşim senin ürününü devlet olarak biz şu taban fiyatıyla garanti ediyoruz.’ Bir yıl önceden bileceksin. Eğer bunun üstünde alıcı bulunursa satabilirsin.

Alıcı bulamıyorsan devlet tamamını, taahhüt ettiği fiyattan alacak. Çiftçi zarar etmeyecek. Çitçinin zarar etmesi, Türkiye’nin zarar etmesi demektir. Bunu sağlayacağız. Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi’ndeki yüzde 1 oranı… Yüzde 1 oranını bütçeye koyacağız ama bu bütçeyi yaparken çiftçi birliklerini mutlaka davet edeceğiz.

“TARSİM’i yeniden yapılandıracağız”

Gelecek o yüzde 1’i görecek ve yüzde 1’in nerelere, ne kadar harcandığını da ayrıca denetleyecekler. Hükümet olarak biz denetime açık olacağız. Çiftçinin denetimine, onların temsilcilerinin denetimine açık olacağız. Denetimden korkmayacağız. Çünkü verdiğimiz sözü nasıl yerine getirdiğimizi çiftçi de görmüş olacak.

Bazen doğal olayları oluyor; sel, don, hayvancılıkta hastalıklar oluyor, hayvanlar telef oluyor. O zaman araya sigorta giriyor, TARSİM giriyor. Bazen öngöremediğimiz olaylar olduğu zaman devlette zor duruma düşmesin, bütçe de zor duruma düşmesin diye araya TARSİM giriyor. TARSİM’i de yeniden yapılandıracağız ve çiftçi dostu bir kurum haline getireceğiz. Yönetiminde mutlaka çiftçiler olacak. TARSİM’in yönetiminde çiftçi yoksa oranın denetlenmesi mümkün değil.

Yata mazotu hangi fiyattan veriyorsak, çiftçinin traktörüne de mazotu aynı fiyattan vereceğiz. Öbürü tatile gidiyor, eğleniyor vesaire, çiftçi de tarlaya gidiyor, ekiyor, biçiyor. ÖTV’yi kaldıracağız. Bu konuda da kararlıyız, gereğini yapacağız.

Hayvancılık yapılan yerlerde, kırsalda, her bölgeye, her ilçeye mutlaka veteriner görevlendireceğiz. Köyler varsa köylerde veteriner görevlendireceğiz. Eğer hayvancılık dışında tarım yapılıyorsa mutlaka ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak.

“İktidarımızda bütün bu sorunlar çözülecek”

Köylerimizde nasıl imamlar onurlarıyla, şerefleriyle görev yapıyorlarsa aynı köylerde ziraat mühendisleri, ziraat teknisyenleri, veterinerler de olacak. Çiftçiye her türlü desteği verecekler. Gübreler çok pahalı, dışarıdan geliyor vesaire… Ne yaparlarsa yapsınlar, çiftçi ucuz gübreyi ve mazotu mutlaka alacak. Ucuz gübreyi alması için eğer gerekiyorsa doğrudan doğruya fabrikayı devlet olarak biz kuracağız ve çiftçiye ucuz gübreyi vereceğiz.

Tarımda kooperatifleşmeyi sağlayacağız. Birlikte olmayı, birlikte çalışmayı sağlayacağız. Mevsimlik işçilerin de çok insani koşullarda çalışmalarının altyapısını hazırlayacağız.

Kara toprağa değer vereceğiz ki o toprak sizin emekleriniz ve alın terinizle bizleri doyurabilsin. Biz buna hazırız, çiftçi kardeşlerimiz de hazır olsunlar. Hiç meraklanmasınlar, az kaldı, sabretsinler. İktidarımızda bütün bu sorunlar çözülecek. Tereyağından kıl çeker gibi tamamını çözeceğiz. Dostlarımızla beraber çözeceğiz. Aklımızla, mantığımızla, bilgimizle, birikimimizle çözeceğiz. Bundan herkesin emin olmasını isterim.

Paylaşın

HDP’li Başaran’dan ‘Deklarasyon’ Yorumu: Rotamızı Belirledik

‘Adalete, Demokrasiye, Barışa Çağrı Deklarasyonu’na ilişkin değerlendirmede bulunan HDP’li Başaran, “HDP olarak bütün bu saldırı ve tasfiye girişimlerine rağmen bu deklarasyonla Türkiye’nin ve halkımızın geleceğine dair sorumluluk aldığımızı Türkiye toplumuna bir kez daha deklare ettik. Elbette bu deklarasyonla en başta kendi siyasi rotamızı ve önerilerimizi belirledik”

Haber Merkezi / HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, partisinin Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gündemin farklı başlıkları hakkında önemli açıklamalarda bulunan HDP’li Başarır, partisinin yayınladığı ‘Adalete, Demokrasiye, Barışa Çağrı Deklarasyonu’na ilişkin ise şunları söyledi;

“Biz HDP olarak bütün bu saldırı ve tasfiye girişimlerine rağmen bu deklarasyonla Türkiye’nin ve halkımızın geleceğine dair sorumluluk aldığımızı Türkiye toplumuna bir kez daha deklare ettik. Elbette bu deklarasyonla en başta kendi siyasi rotamızı ve önerilerimizi belirledik. Ne yapacağımızı, nerede durduğumuzu, temel meselelerle ilgili yaklaşımlarımızı bu deklarasyonla ortaya koyduk. Ama bununla beraber mevcut Türkiye gidişatından çözüm arayanlara; demokrasi, barış, özgürlük ve aydınlık bir gelecek için talepte bulunanlara da yol gösterdiğimize inanıyoruz. Önerilerde bulunduk, çözüm perspektifi sunduk. Siyasetin bu sürekli çıkmazından bir çözüm önerdik.

Bu deklarasyonla aynı zamanda Türkiye’nin mevcut gidişatından kurtuluşun ortak mücadele olduğunu, bunun birlikte hareket etme çağrısı olduğunu da ifade etmek lazım. Bu çağrı en başta Türkiye toplumunadır. Kadınlara, gençlere, yoksullara, emekçilere; demokrasi, özgürlük isteyenlere ve tabii ki muhalefet güçlerinedir. Açıkladığımız günden beri Türkiye’de tutum belgemizin çok ciddi bir karşılık gördüğünü mutluluk ve ilgiyle çok yakından takip ediyoruz.

Şimdiye kadar birçok tartışma yürütüldü ve değerlendirmeler yapıldı. Bu tartışma ve değerlendirmelerden de memnun olduğumuzu ifade etmek lazım. Tutum belgemiz önemi doğrultusunda Türkiye toplumunda büyük bir yankı buldu. Bu tartışmaların bir çoğunun çözüme hizmet edeceğinin farkındayız. Türkiye’nin normalleşmesine katkı sunacağının, bu çıkmazdan çıkış için bir yol açacağının da farkındayız. Çünkü şu anda toplumun çözüm beklentisi ve talebi her yerden yükseliyor.

“Dönem Türkiye’de sorunları köklü biçimde çözme dönemidir”

Son birkaç günlük tartışmalardan şahit olduğumuz gibi, şunu çok net bir şekilde ortaya koyduk ki şartlar bütün ağırlığıyla Türkiye’ye çözümü dayatıyor. Tüm sorunların tartışılması, konuşulması ve çözülmesi için bir toplumsal irade olduğu ortada. Kimse bu hakikatten kaçamaz.

Bu durumu yok sayanlar ve kulak arkası edenler, kendilerini iktidar rant çıkarları için ülkeyi uçuruma sürüklemeyi göze alanlar, bu deklarasyonumuzu sığ ve ciddiyetsiz biçimde ele alanlar da bilmeli ki, ortaya koyduğumuz tutum belgesini görmezden gelerek sorumluluğunu değerlendirmeyen kimse bundan sonra Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olamayacaktır. Dönem Türkiye’de sorunları köklü biçimde çözme dönemidir.

Çözümsüzlük ve kaos planları Türkiye’ye zarar veriyor, fakat çözümsüzlük politikalarının sahipleri de er ya da geç bu politikaların kurbanı olacaktır. AKP-MHP iktidarının her gün biraz daha toplumdan kopması, Türkiye’de güç kaybetmesi, artık toplumsal karşılığının kalmaması da bunun kanıtıdır. Çözümsüzlüğe esir olanlar artık bu alışkanlıklarından, bu yaklaşımdan vazgeçmek zorundadır.

“Çözüm kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz”

Deklarasyonumuza karşı gösterilen bazı tutumlardan gördük ki, bizim çözümüz gücümüz ve dengeleri etkileyen pozisyonumuzdan rahatsız olan; hala kaos ve çatışmada geleceğini görenler var. Buradan bu siyaseti yürütenlere de söyleyeceğimiz var. Yürüttüğünüz bu çözümsüzlük politikası her gün biraz daha sizleri çözmeye, toplumdan uzaklaştırmaya ve çökertmeye devam ediyor.

Bu da deklarasyonumuzun aslında ne kadar etkili olduğunun, ne kadar yerinde çözüm önerileri getirdiğinin de göstergesidir. Ne yaparlarsa yapsınlar, bugün halen çözümsüzlükten, çatışmadan, saldırıdan, tekçilik ve baskıdan medet umanlar bilsin ki, Türkiye’yi aydınlık bir geleceğe taşıma hedefinden vazgeçmeyeceğiz. Çözüm kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha söylüyoruz.

“Eleştirileri çok kıymetli buluyoruz”

Nasıl ki 5-6 yıldır bütün saldırı politikalarınıza karşı ayakta durduysak, pozisyonumuzu ve çözüm olma irademizi gösterdiysek, önümüzdeki günlerde de çözüme ulaşmak için her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Biz bir çerçeve metin koyduk ortaya tutum belgemizle beraber. Bununla ana rotalarımızı, ilkelerimizi toplumla paylaşıp tarif ettik. Tabii ki bu politikalar güncelde de çokça üzerine tartışılıp genişletilebilir. Pratiğimizle deklarasyonumuzun ruhunu önümüzdeki günlerde büyüteceğiz ve bu çerçevede eksik kalan kısımları da tamamlayacağız. Bu konuda yapılan tavsiye ve dostane eleştirileri, farklı kesimler tarafından yapılan eklemeleri de çok kıymetli buluyoruz.

Bunları önümüzdeki günlerde mücadelemizi güçlendirecek eleştiriler ve dostane tavsiyeler olarak görüyoruz. Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki bu tutumumuzu Türkiye’nin bir tartışma ve yol haritasına ihtiyacı olduğunu görerek ortaya koyduk. Bundan sonra herkesin üzerine düşen sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini, bütün toplumun bu konuda üzerine düşen rolü yerine getirmesi gerektiğini söylüyoruz. İnanıyoruz ki, önümüzdeki günlerde bütün bu saldırıların karşısında kadınların ortak mücadelesiyle, Türkiye’de yok sayılanların, demokrasi ve özgürlük isteyenlerin ortak mücadelesiyle aydınlık bir geleceği kuracağız.”

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Ağustos Ayında 4,26 Milyar Dolar

TÜİK’in açıkladığı dış ticaret verilerine göre Türkiye’nin Ağustos ayındaki dış ticaret açığı 4 milyar 259 milyon dolar oldu. Ağustos ayında ihracatta ilk sırayı Almanya alırken, ithalatta ise ilk sırayı Çin aldı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘Dış Ticaret İstatistikleri Ağustos 2021’ istatistiklerini açıkladı. TÜİK ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2021 yılı Ağustos ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,9 artarak 18 milyar 916 milyon dolar, ithalat yüzde 23,6 artarak 23 milyar 175 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2021 yılı Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 36,9 artarak 140 milyar 195 milyon dolar, ithalat yüzde 25,5 artarak 169 milyar 975 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2021 Ağustos ayında yüzde 52,4 artarak 11 milyar 839 milyon dolardan, 18 milyar 45 milyon dolara yükseldi.

Ağustos ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 46,8 artarak 12 milyar 535 milyon dolardan, 18 milyar 399 milyon dolara yükseldi. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ağustos ayında 354 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dış ticaret hacmi yüzde 49,5 artarak 36 milyar 444 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 98,1 oldu.

Ağustos ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,4 azalarak 6 milyar 300 milyon dolardan, 4 milyar 259 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ağustos ayında yüzde 66,4 iken, 2021 Ağustos ayında yüzde 81,6’ya yükseldi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2021 Ağustos ayında imalat sanayinin payı yüzde 95,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,3, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,9 oldu.

İhracatta Almanya, ithalat Çin ilk sırayı aldı

Ağustos ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 575 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 313 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 194 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 939 milyon dolar ile Irak, 839 milyon dolar ile İspanya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,0’ını oluşturdu.

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Ağustos ayında Çin’den yapılan ithalat 2 milyar 840 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 676 milyon dolar ile Rusya, 1 milyar 745 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 160 milyon dolar ile ABD, 958 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 40,5’ini oluşturdu.

Paylaşın

ABD Genelkurmay Başkanı Milley’den Acı İtiraf: Afganistan’daki Savaşı Kaybettik

ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley, ABD birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi ve başkent Kabil’deki tahliye hakkında Silahlı Hizmetler Komitesi’ne yaptığı açıklamada, ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık savaşı ‘kaybettiğini’ kabul etti.

Haber Merkezi / General Mark Milley, açıklamasında, “Afganistan’daki savaşın, Taliban iktidara geldiğine göre istediğimiz şartlarda sona ermediği açık” ifadelerini kullandı. “Savaş stratejik bir başarısızlıktı” diyen Milley, “Savaş son 20 günde, hatta 20 ayda kaybedilmedi” dedi.

Afganistan’daki 20 yıllık ABD askeri varlığına son verilmesi emrini veren ABD Başkan Joe Biden’ın en üst düzey askeri danışmanı olan Milley, “Savaşın kaybedilmesinde çok geriye giden bir dizi hatalı stratejik kararın etkisi de var” ifadelerini kullandı.

Afganistan’daki yenilgiden bir çok ders alındığını söyleyen Genelkurmay Başkanı Milley, açıklamasının devamında, yenilgiye neden olan bir dizi faktörü sıraladı.

ABD, Afganistan’ı neden işgal etmişti?

El Kaide’nin 11 Eylül 2001’de ABD’ye saldırmasından günler sonra, Başkan George W. Bush, ‘Amerikan güçlerinin Afganistan’da konuşlu terörist gruba ve Taliban hedeflerine yönelik saldırılar başlattığını’ duyurmuştu.

Başkan Bush operasyonu, “Dikkatlice hedeflenen bu saldırılar, Afganistan’ın terör operasyonlarının üssü olarak kullanılmasını engellemek ve Taliban rejiminin askeri kapasitesine saldırmak için tasarlandı.” diye tanımlamıştı.

Bush, Afganistan’ın büyük kısmını yöneten Taliban’ın, Afganistan içindeki üslerden saldırı planlayan el Kaide liderlerini teslim etme talebini reddettiğini söyledi. El Kaide liderlerini adalete teslim etmeyi amaçladığını belirten Bush, “Şimdi Taliban bir bedel ödeyecek.” açıklamasında bulunmuştu.

Paylaşın